Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Yazarlar: Yrd. Doc. Dr. Ġsmail ÇINAR Dr . Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU © Bu kitabın Türkiye’deki her türlü yayın hakkı Gazi Kitabevi Tic. Ltd. ġti’ye aittir, tüm hakları saklıdır. Kitabın tamamı veya bir kısmı 5846 sayılı yasanın hükümlerine göre, kitabı yayınlayan firmanın ve yazarlarının önceden izni olmadan elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayıt sistemiyle çoğaltılamaz, yayınlanamaz, depolanamaz. Kapak Tasarımı Nurullah Arda TURAN Düzenleme Figen KALEÖZÜ Baskı Sonçağ Yayıncılık Matbaacılık Reklam San. Tic. Ltd. ġti. Ġstanbul Cad. Ġstanbul ÇarĢısı 48/48 Ġskitler / ANKARA Tel: (0312) 341 36 67 Baskı Yılı Mart 2015 ISBN 978 – 605 – 344 – 198 – 4 Gazi Kitabevi Tic. Ltd. Şti. Dögol Caddesi No: 49/B Beşevler, ANKARA Tel: (0 312) 223 77 73 – 213 32 82 • Faks: (0 312) 215 14 50 [email protected] www.gazikitabevi.com.tr ÖNSÖZ Bu kitapta, Fethiye ilçe sınırları içerisinde yer alan Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinde, peyzajda 2002-2010 yılları arasında yaĢanan değiĢimlerin uzaktan algılama teknikleri (uydu görüntüleri) ile izlenmesi ve bu süre içerisinde gerçekleĢen peyzaj değiĢimlerinin, doğa koruma kapsamında analiz ve değerlendirmesi anlatılmaktadır. Bölgede özellikle 2000‟li yıllardan sonra turizm ve kentleĢme faaliyetlerini daha fazla yoğunlaĢması nedeniyle değiĢimlerin inceleneceği tarih olarak 2002 yılı seçilmiĢ ve 2002-2010 yılları arasındaki arazi örtüsü değiĢimi incelenmiĢtir. Özellikle doğal kaynak değerlerinin zengin olduğu bölgeler, ekolojik bozulma tehlikesi ile daha fazla karĢı karĢıyadır. Burada sürdürülebilirlik açısından mutlak göz önünde bulundurulması gereken nokta; bu bölgelerde korumakullanma dengesinin sağlanabildiği planlar dahilinde koruma hareketlerini yürütmek ve peyzaj değiĢimlerini belirli periyotlarda izlemek olmalıdır. Bölge, 12.06.1988 tarihi ve 88/13019 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmiĢ; doğal, kültürel ve tarihi değerler açısından bütünlük gösteren ve gerek ülke gerek dünya ölçeğinde ekolojik önemi olan alanlar kapsamına alınmıĢtır. FethiyeGöcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nin sınırları içerisinde farklı koruma statüleri ile korunan alanlar da bulunmaktadır. Sonuç olarak; ÇalıĢma alanı koruma statüsünün, özellikle doğal peyzaj dokusunun bozulduğu alanların, doğa koruma öncelikli ekolojik planlama kapsamında yeniden değerlendirilmesi, doğal dokunun bozulmadığı ve ekolojik risk değeri yüksek olan alanların ise mutlak koruma zonu statüsüne alınması gerekmektedir. Bu kitabın hazırlanmasında; Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Bilimsel AraĢtırma Projeleri No: 211/27 sonuç verilerinden faydalanılmıĢtır. Bu nedenle Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Bilimsel AraĢtırma Projeleri Koordinasyon Birimine, Özel Çevre Koruma Müdürlüğü‟ne, Fethiye Belediyesi‟ne, Fethiye Ticaret Odası‟na, Fethiye Esnaf ve Sanatkarlar Odası‟na; sağladığı desteklerden dolayı teĢekkür ederiz. BİRKAÇ SÖZ Her zamanki gibi bir yönetim kurulu toplantısı yapıyorduk. Her zamanki gibi bir destek isteği geldi. Daha doğrusu baĢta biz öyle sandık. Ġki üniversite hocamız Özel Çevre Koruma bölgesi olarak tanımlanan Fethiye ve çevresinin 9 yıllık görüntülerine bakarak doğal görünümünü incelemiĢler. Ġnsan eliyle yapılan müdahaleleri belirlemiĢler. Buralarda yaĢayanlara, 2002 ile 2010 yılları arasında doğayı ne hale getirdiklerini göstermeye çalıĢmıĢlar. Elinizdeki eseri biraz inceledikten sonra, para kazanma kaygısı olmayan, doğa adına bir çığlık atan hocalarımıza destek olmak için bir an bile duraksamadık. Değerli çalıĢmalarına küçük de olsa bir destek vererek onlara minnetimizi göstermek istedik. Hocalarımız eserlerinde neden söz ediyorlar, diye baktık. ġunları gördük: Doğa koruma öncelikli planlama Ekolojik riski yüksek alanların mutlaka koruma alanı ilan edilmesi Ekonomik zenginlik üzerine kurulu dünya düzeni Ġnsan kaynaklı doğa baskıları Son on yılda artan kentleĢme ve turizm baskısı viii Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Günlük ağacı (Liquidambar orientalis) ve Caretta carettalar için üreme alanları Likya'nın tarihi mirası, Likya Yolu Azalan su yüzeyleri, orman, maki, tarım alanı Artan yapay yüzeyler, çıplak yüzeyler ve sahil kumulları Sürdürülebilir kullanım Koruma – kullanma dengesi Islah adı altında suyun toprakla temasının kesilmesi ... Bölgede yaĢayanlara ve buralarla ilgili plan yapanlara diyorlar ki: Ey Ġnsanoğlu, Bu dünyanın tek sahibi kendinsin sanma sakın. Sen de bu gezegende yaĢayan canlılardan birisin ve ona çok zarar veriyorsun; al sana kanıtı! Buralarda daha uzun süre yaĢamayı düĢünüyorsan kendi ayağına kurĢun sıkmayı bırakman gerek. YaĢarken yaĢatman gerek, yıkmaman, doğanın dengesini bozmaman gerek! Biz bu dünyayı çocuklarımızdan emanet aldık, atalarımızdan miras kalmadı! Bize her Ģeyin ekonomik varlıklara dayanmadığını hatırlattığınız için size çok minnettarız. Öğrenmek için kitap yazdığını belirten Orhan Hançerlioğlu bütün tartıĢmaların bilgisizlikten doğduğunu söylüyor. Bizi yaĢadığımız yerlere ne yaptığımız, ne yapsak daha iyi olur, gezegenimizi kendimizden nasıl korumamız gerektiği konularında bilgi sahibi yaptığınız için size ne kadar teĢekkür etsek azdır. Sağ olunuz, var olunuz. Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası İÇİNDEKİLER 1. Giriş ............................................................................................... 1 1.1. Doğa Koruma ÇalıĢmalarının Ortaya ÇıkıĢı ............................ 2 1.2. Doğa Korumanın Türkiye‟deki GeliĢimi................................. 6 1.3. Özel Çevre Koruma Bölgeleri ................................................ 10 1.4. Uzaktan Algılama ................................................................... 17 1.5. Alan Kullanımlarının Sınıflandırılması ................................. 20 1.5.1 Görüntülerin Sınıflandırılması....................................... 23 2. KAYNAK ÖZETLERİ .............................................................. 27 3. MATERYAL ve YÖNTEM ....................................................... 35 3.1. Materyal ................................................................................. 35 3.2. Yöntem ................................................................................... 40 4. ARAŞTIRMA BULGULARI .................................................... 45 4.1. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nin Doğal Özellikleri .............................................................................. 45 4.1.1. Coğrafi Özellikleri ....................................................... 45 4.1.2. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nin Toprak Özellikleri ....................................................... 46 4.1.3. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nin Jeolojik Yapısı ............................................................. 49 4.1.4. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nin Ġklim Özellikleri .......................................................... 52 4.1.5. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin Sosyo-Ekonomik Özellikleri ....................................... 57 x Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi 4.1.6. Biyolojik ÇeĢitlilik ....................................................... 62 4.1.7. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nin Peyzaj Özellikleri ........................................................ 66 4.2. Arazi Örtüsü DeğiĢimlerinin Uzaktan Algılama Teknikleri Ġle Belirlenmesi ...................................................................... 80 4.2.1. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin 2002 Yılı Sınıflandırma Sonuçları ............................... 82 4.2.2. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin 2010 Yılı Sınıflandırma Sonuçları ............................... 84 4.2.3. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde Meydana Gelen Zamansal DeğiĢimlerin KarĢılaĢtırılması ........................................................... 86 5. TARTIŞMA ve SONUÇ ............................................................. 88 KAYNAKLAR .................................................................................. 99 EKLER ............................................................................................ 109 Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU xi ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 3.1. ÇalıĢma alanının konumu ................................................... 36 Şekil 3.2. 2002 yılına ait Aster uydu görüntüsü ve çalıĢma alanı sınırları ................................................................................ 37 Şekil 3.3. 2010 yılına ait Aster uydu görüntüsü ve çalıĢma alanı sınırları ................................................................................ 38 Şekil 3.4. Yöntem akıĢ Ģeması ............................................................ 42 Şekil 4.1. Fethiye ve yakın çevresi genelleĢtirilmiĢ tektonostratigrafik sütun kesiti ............................................ 51 Şekil 4.2. GüneĢlenme grafiği ............................................................ 53 Şekil 4.3. Fethiye ilçesinde sıcaklık dağılımı ..................................... 55 Şekil 4.4. Fethiye rüzgar gülü diyagramı ........................................... 56 Şekil 4.5. Ortalama yağıĢ verileri ....................................................... 57 Şekil 4.6. Oyuktepe koylarından görünümler..................................... 67 Şekil 4.7. Adalardan görünümler........................................................ 70 Şekil 4.8. Bedri Rahmi Koyu ............................................................. 71 Şekil 4.9. Göbün koyu ........................................................................ 71 Şekil 4.10. Katrancı Koyu .................................................................. 72 Şekil 4.11. Günlüklü Koyu ................................................................. 73 Şekil 4.12. ÇalıĢtan görünümler ......................................................... 74 Şekil 4.13. Gemiler koyu ve adası ...................................................... 75 Şekil 4.14. Kral mezarları ................................................................... 76 Şekil 4.15. Fethiye kalesi.................................................................... 77 Şekil 4.16. Kayaköy ........................................................................... 78 xii Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Şekil 4.17. Telmessos tiyatrosu .......................................................... 79 Şekil 4.18. 2002 ASTER uydu görüntüsünde çalıĢma alanı ............. 80 Şekil 4.19. 2010 ASTER uydu görüntüsünde çalıĢma alanı ............... 81 Şekil 4.20. Bölgenin 2002 yılına ait sınıflandırması .......................... 84 Şekil 4.21. Bölgenin 2002 yılına ait sınıflandırması .......................... 86 Şekil 5.1. Orman örtüsüne sokulan yapılaĢma (Ölüdeniz Bölgesi) .... 91 Şekil 5.2. Orman örtüsüne sokulan yapılaĢma (Fethiye Bölgesi)....... 92 Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU xiii ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 1.1. Doğa korumanın tarihsel geliĢiminde önemli olaylar ...... 5 Çizelge 1.2. Doğa koruma alanında Türkiye‟nin taraf olduğu sözleĢme ve protokoller.................................................... 8 Çizelge 1.3. Türkiye‟de bulunan korunan alanlar .............................. 10 Çizelge 1.4. Türkiye‟deki Özel Çevre Koruma Bölgeleri .................. 13 Çizelge 1.5. CORINE arazi sınıfları ................................................... 22 Çizelge 3.1. ASTER algılayıcılarının spektral aralık ve çözünürlük özellikleri..................................................... 39 Çizelge 3.2. CORINE arazi örtüsü sınıflandırmasına uygun olarak atanan sınıflar ...................................................... 42 Çizelge 4.1. Büyük Toprak Grupları ve kapladığı alanlar .................. 47 Çizelge 4.2. Arazi Kullanım Yetenek Sınıfları ve kapladığı alanlar .. 48 Çizelge 4.3. Erozyon dereceleri ve kapladıkları alanlar ..................... 49 Çizelge 4.4. Jeolojik formasyonlar ve kapladığı alanlar..................... 52 Çizelge 4.5. Ortalama toplam güneĢlenme süresi ve ortalama güneĢ radyasyonu Ģiddeti ............................................... 53 Çizelge 4.6. Fethiye Ġlçesinde aylık ortalama hava sıcaklıkları ......... 54 Çizelge 4.7. Fethiye rüzgar hızı .......................................................... 56 Çizelge 4.8. Yıllara Göre Fethiye-Göcek ÖÇK Bölgesi YerleĢim Birimleri Nüfusu ............................................................ 61 Çizelge 4.9. CORINE arazi örtüsü sınıflandırmasına uygun olarak atanan sınıflar ................................................................. 82 Çizelge 4.10. 2002 yılı için yapılan sınıflandırmaya göre her bir sınıfın kapladığı alanlar ................................................ 83 xiv Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Çizelge 4.11. 2010 yılı için yapılan sınıflandırmaya göre her bir sınıfın kapladığı alanlar ................................................ 85 Çizelge 4.12. Fethiye-Göcek ÖÇK Bölgesi‟nin 2002-2010 yıllarına ait sınıflandırma ............................................................ 87 ÖZET Doğal kaynak değerlerimizin sürdürülebilir kullanımının sağlanmasında, en önemli basamak olan korunan alanlar, korumakullanma dengesinin göz önünde bulundurulmaması durumunda doğal özelliklerini kaybedecek, ekonomik zenginlik üzerine kurulu dünya düzeninde son 100 yıl içerisinde farkına vardığımız ve tüm insanlık kadar tüm canlıları da ilgilendiren doğal zenginliklerde de farkındalığın önemsenmesi zorunlu hale gelmiĢtir. Kıyı bölgelerinde yer alan korunan alanlar insan kaynaklı baskılardan daha fazla etkilenmektedirler. Akdeniz kıyısında yer alan bir koruma bölgesi olan Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi, özellikle son on yıldır büyük ivme kazanan turizm ve kentleĢme baskısı altındadır. Bu baskılar Bölge‟nin doğal dokusunda değiĢmelere yol açmıĢtır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içerisinde birçok doğal ve kültürel kaynak değeri bulunmaktadır. Bu bölge aynı zamanda, taban suyu yüksek alanlarda, deltalarda, ırmak kenarlarında doğal olarak yetiĢen Liquidambar orientalis (doğu sığla veya günlük ağacı) ve Caretta caretta kaplumbağaları için üreme alanlarını içine alan bir konumdadır. Likya tarihi mirası, tarihi Likya Yolu ve diğer tarihi yerleĢimler bölgenin önemli kültürel değerlerini oluĢturmaktadır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde arazi örtüsü değiĢiminin uzaktan algılama teknikleri ile belirlenmesi ve doğa koruma kapsamında incelenmesi amaçlanan bu çalıĢmada, 2002 ve 2010 yıllarına ait Level-3A 15x15 m çözünürlüğe sahip ASTER uydu görüntüleri kullanılmıĢtır. Projesi 1985 yılında 12 Avrupa birliği ülkesi tarafından oluĢturulan CORINE (Coordination of Information on the Environment) arazi örtüsü sınıflandırmasına göre altı sınıf olarak belirlenen alan kullanımları kontrolsüz sınıflandırmaya tabi tutulmuĢtur. Sınıflandırma sonrasında görüntüler, ikili olarak karĢılaĢtırılarak meydana gelen değiĢimler ortaya konmuĢtur. Elde edilen sonuçlara göre su yüzeyleri, orman, xvi Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi maki ve tarım alanlarında azalma, yapay yüzeyler ve diğerleri sınıfında (çıplak yüzeyler ve sahil kumulları) ise artıĢ meydana gelmiĢtir. Ġzlenen zaman diliminde, en fazla azalma tarım alanlarında gerçekleĢmiĢtir. Tarım alanlarını ise maki çalı gurubu sınıfı takip etmiĢtir. AraĢtırma konusu 8 yıllık zaman diliminde su yüzeyleri 126 ha, orman alanları 859 ha, maki alanları 811 ha azalma gösterirken, yapay yüzeyler 1344 ha, diğer olarak adlandırılan sınıf ise 1496 ha artıĢ göstermiĢtir. Elde edilen bulgular ıĢığında incelenen alanın sürdürülebilir kullanımının sağlanması yönünde doğa korumaya yönelik öneriler getirilmiĢtir. Anahtar Sözcükler: Doğa Koruma, Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi, Arazi Örtüsü DeğiĢimi, Peyzaj, Uzaktan Algılama. 1.GİRİŞ Doğa, canlı ve cansız varlıklarıyla bütünlük taĢır ve doğada her Ģey denge içindedir. Ġnsan bilerek veya bilmeyerek bu canlı zincirin bir halkasını yok ettiği zaman, bu dengeyi bozmuĢ, zincirin öteki halkalarını da etkilemiĢ olur. Ġnsanların tarih boyunca doğal kaynakların sınırsız olduğunu düĢünüp bilinçsizce kullanmalarından dolayı doğal kaynakların dengesi bozulmuĢ ve çevre tahribatları artmaya baĢlamıĢtır. Bu tahribatlar ise doğal kaynaklarımızın içinde barındırdığı değerlerin yok olması sonucunu doğurmuĢtur. Ġnsanın da içinde yer aldığı biyosfer (yerden 2 metreye kadar olan yaĢam alanı), büyük ölçüde insanın aĢırı tüketim ve tahribatı sonucu doğal yaĢam kaynaklarının verimliliğini süratle kaybetmektedir. Bu tüketim ve tahribat insanın var oluĢuyla birlikte ortaya çıkmasına rağmen endüstrileĢmeyle beraber çok belirgin bir hale gelmiĢtir (Hepcan vd., 1996). Hızlı nüfus artıĢı, geliĢen teknoloji ve sanayi ile birlikte insanoğlunun ekosistemler üzerindeki baskısının artması doğal çevrenin giderek yok olmasına ve yenileme gücünü kaybetmesine neden olmaktadır (Tozar, 2006). Ġnsan toplumlarının geleceğinin güvenceye alınması için doğal ortamlar ve doğal kaynakların araĢtırılması, kaynaklardan sürekli ve optimum düzeyde yararlanılması, korunarak kullanılması ve geliĢtirilmesi gereklidir (Özkan, 2008). Çevrenin korunması, doğal kaynakların, tarım ve orman alanlarının, tarihi değerlerin ve zenginliklerin korunması sadece topraklarımızın amaçlarına uygun olarak planlanmasıyla değil, plan dıĢı geliĢmelere müdahaleyle ve planların uygulanma sürecinin izlenmesi ile mümkün olacaktır (Sanver, 2008). Günümüzde insanoğlu, yaĢamını sürdürdüğü çevresi ile sürekli ve karĢılıklı bir etkileĢim içindedir. Bu etkileĢim sürecinde insanoğlunun dikkat edeceği en önemli olgu, doğayı kullanırken onu koruma olmalıdır (Kiziroğlu vd., 1995). Doğal alanların, sahip oldukları biyolojik çeĢitlilik, doğal-kültürel, tarihi ve peyzaj kaynak değerlerin sadece bugün için değil, aynı zamanda gelecek nesillerin de bu 2 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi değerlerden yararlanabilmeleri amacıyla korunmaları gerekmektedir (Baykal, 2006). Doğal kaynakların korunması ve devamlılığının sağlanması, 21. yüzyılda insanlığın en önemli sorunlarından biri olmaya devam etmektedir. Dünya nüfusundaki hızlı artıĢa karĢın, doğal kaynakların hızla tüketilmesi, düzenli yerleĢim alanlarının daralması, çevre kirliliği ile ilgili problemler, ülkeleri ortak çözüm arama yolunda giderek daha sıkı bir iĢbirliğine yöneltmektedir (Anonim, 2009). 1.1. Doğa Koruma Çalışmalarının Ortaya Çıkışı Giderek artan nüfus artıĢı, kentleĢme, sanayileĢme, yanlıĢ arazi kullanımları, çevreye yapılan tahribatlar, katı- sıvı- gaz atıkların çevrede oluĢturduğu kirlilikler gibi nedenlerden dolayı doğal çevreler artık büyük bir baskı altında kalmaya baĢlamıĢtır. Dünyada çevre koruma kavramı sanayi devrimi ile birlikte oluĢmaya baĢlamıĢ, bu anlayıĢın yaygınlaĢarak, çevre koruma hareketine dönüĢmesi 1970'li yıllardan itibaren hızlanmıĢtır. Dünya nüfusunun hızlı artıĢı ve yoğun ham madde kullanımı nedeniyle doğal çevre tahrip olmuĢtur. Ancak insanoğlu doğaya verdiği zararın farkına biraz geç de olsa varabilmiĢ ve tahrip olan doğal çevrenin sürdürülebilirliğinin sağlanması için, önlemler almaya baĢlamıĢtır. Koruma kavramı temelde, yaĢamın sürdürülmesi için gereken ve geleceğe yönelik kaynak değerlerinin zaman içinde yok olmasını önlemek için geliĢtirilen ve optimum kullanım yöntemlerini belirleyen önlemler bütünüdür (Gül ve ġahin, 2010). Doğal çevrenin korunmasında üzerinde durulması gereken konu, korumanın olabilirliğinin artırılması gereğidir (Tankut, 2005). Son yıllarda doğal kaynak değerlerinin artık tükenmez olduğu değil yeri doldurulamaz olduğu gerçeğinin farkına varılmıĢtır. Bu fark ediĢ doğayı koruma kavramının geliĢmesini sağlamıĢtır. Doğal kaynak değerlerinin bilinçli veya akılcı kullanımlardan bahsedebilmek, herhangi bir müdahalenin yarınını hesaba katmakla mümkün olur. ĠĢte Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 3 bu durumda sürdürmek veya sürdürülebilirlik kavramının açılımı olan; gelecek kuĢaklara devretmekten bahsedilebilir. Günümüzde tüm doğa koruma çalıĢmalarının temelinde de sürdürülebilirlik vardır. Doğa koruma kavramının ortaya çıkıĢı ile birlikte dünya genelinde doğa korumaya yönelik birçok geliĢme yaĢanmıĢtır. Koruma konusunda dünyadaki en etkin kurumların baĢında gelen Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN)‟e göre korunan alan: Doğanın ve iliĢkili ekosistem servisleri, hizmetleri ve kültürel değerlerin uzun vadeli korunması amacıyla açıkça tanımlanmıĢ coğrafi sınırları olan, tanınmıĢ, adanmıĢlık içeren ve yasal veya diğer etkin yöntemlerle yönetilen alandır” olarak tanımlanmaktadır (Anonim, 2014a). Korumada ex-situ (doğal yaĢam alanı dıĢında koruma ya da yapay koruma) ve in-situ koruma (doğal yaĢam alanında koruma ya da yerinde koruma) yaklaĢımları izlenmektedir. Ex-situ koruma; gen bankaları, tohum bankaları, hayvanat bahçeleri, botanik bahçeleri vb. kuruluĢlarla gerçekleĢtirilir. Ancak, ex-situ korumada türler ile çevre arasındaki etkileĢim devam etmemektedir. Diğer taraftan in-situ koruma alanlarında önlenmesi mümkün olmayan doğal süreçler sonucu olabilecek zararlar, türlerin bu alanlar dıĢında da korunması ihtiyacını doğurmaktadır. Bu nedenle ex-situ ve in-situ koruma çalıĢmaları birbirini tamamlayıcı programlar olarak yürütülmektedir (Anonim, 2010a). Doğa korumaya yönelik çalıĢmaların 2000 yıl öncesine kadar dayandığını görürüz. Ayrıca bir alanın sahip olduğu peyzaj güzelliği, florası, faunası ve halkın belirli bir süre için de olsa yararlanması amacıyla bu alanların koruma altına alınma fikri de Hollanda'da doğmuĢtur. Doğa koruma çalıĢmalarını tarihsel olarak sıralarsak; Roma'da meyve ağaçlarının korunması için önlemler alınmıĢ, 1250 yılında Ġngiltere'de kartal, doğan, atmaca ve balıkçıl kuĢlarının korunması istenmiĢ, 1343 yılında Dortmund'da tarım alanları ve otlakların ağaçlandırılması belirli yasalara bağlanmıĢ, 4 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi MÖ III. yy.da Hindistan Magadaha hükümdarı Agoka 6 aylığa kadar olan yavru ve gebe hayvanların öldürülmesini yasaklayan buyruğunu ilan etmiĢtir, Günümüzden 2500 yıl önce Manyas Gölü çevresine "Cennet" adı verilmiĢti. Persler Manyas Gölü ve çevresini koruma altına almıĢtır, Eski Mısır'da toplanan çöplerle hamamlar ısıtılırmıĢ. Böylece hem çöplerin çevreye zarar vermesi önlenir hem de ağaç azlığı sebebiyle iyi ısıtılamayan hamamlar ısıtılırmıĢ, XI ve XII. yüzyıllarda Roma egemenliği altında bulunan Batı Avrupa ülkelerinde, su kaynaklarının ve havanın kirletilmesinin önüne geçmek amacıyla birçok karar alınmıĢ ve uygulanmıĢtır. Doğayı koruyan ilk örgütler bu dönemde ortaya çıkmıĢtır, 1273 yılında Ġngiltere'de, havanın kirletilmesini yasaklayan yasa çıkarıldı. 1303 yılında da bu yasaya karĢı çıkan biri idam edilmiĢtir, 1576 yılında Orange Prensi ve Lahey Valisi, Lahey Ormanı'nın değiĢtirilmeden korunması konusunda anlaĢmıĢlardır, Fatih Sultan Mehmet bir çevre vakfı kurdurmuĢtur. Haliç'in korunması ve erozyonun engellenmesi için giriĢimlerde bulunmuĢtur. Su havzalarını koruma altına alarak suyun kalitesini korumuĢtu. Haliç'in dolmasını önlemek için yamaçlarda hayvan otlatılmasını yasaklamıĢtır, Mimar Sinan'ın Çorum'da yaptığı Ali PaĢa Hamamı‟nın kullanma suyu 10 km uzaktaki temiz bir kaynaktan borularla getirilmiĢtir. Hamamın atık suları dikdörtgen kesitli bir olukla Ģehrin 5 km dıĢına aktarılmıĢtır (Anonim, 2005). Doğa korumanın tarihsel geliĢimindeki önemli olaylar Çizelge 1.1‟de olduğu gibi gerçekleĢmiĢtir. Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 5 Çizelge 1.1. Doğa korumanın tarihsel geliĢiminde önemli olaylar (Öztürk, 2005). Yılı 1872 1913 1933 1948 1962 1963 1967 1968 1970 1971 1972 1972 1972 1977 1978 Gerçekleşen Olay, Yeri, Sonuçları ve Etkileri ABD‟nde Yellowstone Milli Parkı dünyanın ilk milli parkı olarak ilan edilmiĢtir. Doğa koruma fikrinin dünya üzerinde baĢlangıcı olarak kabul edilmektedir. Almanya‟nın Bern Ģehrinde 13 ülkenin katıldığı “Uluslararası Doğa Koruma Konferansı” gerçekleĢtirilmiĢtir. Bu konferansta “Uluslararası Doğa Koruma Komisyonu” kurulmuĢtur. Ġngiltere‟nin Londra Ģehrinde “Afrika‟nın Flora ve Faunasının Korunması Kongresi”düzenlenmiĢtir. Bu kongrede ilk milli park tanımı yapılmıĢtır. BirleĢmiĢ Milletlerin bir organı olan UNESCO‟nun giriĢimi ile “Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUPN)” Fransa‟nın Frontainebleau Ģehrinde kuruldu. Doğa koruma ve milli parklar hareketinin uluslararası düzeyde geliĢmesi ve tartıĢılması amaçlanmıĢtır. BirleĢmiĢ Milletler çatısı altında geliĢen birliğin adı 1958 yılında Atina‟daki 6. Genel Kurul toplantısında “Uluslararası Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN)” olarak değiĢtirilmiĢtir. Ġlk Dünya Milli Parklar Konferansı (Seattle ABD). Korunan alanların desteklenmesi, dünya çapında resmi bir hareket olarak baĢladı. Tanzanya Mweka‟da, Afrika Yaban hayatı Yönetimi Fakültesi kuruldu. 2003‟e kadar 4200‟ün üzerinde Afrikalı Mweka‟dan mezun olmuĢtur. CAMPFIRE(Kamp ateĢi) programı Zimbabwe‟de baĢlatıldı. Bu program, kırsal alanda yaĢayan insanların siyasi karıĢıklık zamanlarında bile, vahĢi yaĢamdan nasıl ekonomik olarak yarar sağlayabileceğini göstermekteydi. BirleĢmiĢ Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Organizasyonu (UNESCO) Man and the Biosphere (Ġnsan ve Biyosfer) programı baĢlatıldı. ġu ana kadar 97 ülkede 2,2 milyon km²‟yi aĢan biyosfer rezervi kurulmuĢ durumdadır. Kamerun, Garoua‟da yaban hayatı uzmanlarının eğitimi için okul kuruldu. Burada 3000‟in üzerinde insan eğitim gördü. Bu kiĢiler Ģu an Batı ve Orta Afrika ve Madagaskar‟da bir çok korunan alanda çalıĢıyorlar Ramsar sözleĢmesi kabul edildi. ġu an 1,1 milyon km²‟den daha fazla alanı kapsayan 1328 bölgenin korunmasıyla ilgili kontrat yapmıĢ 138 ülke üyedir. Ġsveç, Stockholm‟de, BirleĢmiĢ Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı gerçekleĢtirildi. Korunan alanların etkin bir Ģekilde korunması desteklendi ve BirleĢmiĢ Milletler Çevre Programı‟nın (UNEP) Nairobi‟de yapılması kararlaĢtırıldı. Dünya Mirası SözleĢmesi kabul edildi. 2003‟e kadar, 1,5 milyon km²‟nin üzerinde alanı kaplayan 149 adet doğal dünya mirası alanı ve 23 adet karıĢık doğal ve kültürel alan belirlenmiĢtir. Amerika, Yellowstone ve Grand Teton‟da 2. Dünya Milli Parklar Konferansı gerçekleĢti. Tropikal bölgelerde korunan alanların geliĢimine destekte ilerleme sağlandı. Kosta Rika, Turrialba‟da, Tropikal Zirai AraĢtırma ve Yüksek Eğitim Merkezi‟nde (CATIE) korunan alanlar personeline eğitim programı hazırlandı. Bu program günümüze kadar devam etmiĢ ve Orta Amerika‟nın çoğuna eğitilmiĢ eleman sağlamıĢtır. Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) korunan alan kategorilerini yayımladı. Korunan alanların dünya çapında değerlendirilmesinde bir iskelet oluĢturdu. En son düzenlemesi 1994'de yapıldı ve Ģu an diğer yönetim uygulamalarına da yardımcı olmaktadır. 6 1980 1981 1982 1987 1991 1992 1992 1992 2000 2002 2003 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Dünya Koruma Stratejisi (World Conservation Strategy), IUCN, Dünya Yaban Hayatı Fonu, ve BirleĢmiĢ Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından yayımlandı. Sürdürülebilir kalkınma kavramı ve koruma ve kalkınma arasındaki iliĢki tanıtıldı. IUCN ve onun Milli Parklar ve Koruma Alanları Komiyonu tarafından Korunan Alanlar Veri Birimi (Protected Areas Data Unit) kuruldu. Dünya Koruma Ġzleme Merkezi, korunan alanlarla ilgili dünya çapındaki ilk veritabanını sağladı. 3. Dünya Milli Parklar Kongresi Endonezya'nın Bali kentinde yapıldı. Toplumların kalkınmasında koruma alanlarının rolü tartıĢıldı. Ülkelerin toplam alanlarının %4‟ünü koruma bölgesi olarak ilan etmeleri ve korumaları istendi. BirleĢmiĢ Milletler Komisyonu Sürdürülebilir Kalkınma Raporu (Genellikle Brundtland Raporu olarak bilinir) "Ortak Geleceğimiz" adı altında yayımlandı. Dünyanın %12'sine korunan alan statüsü verilmesi ve biyoçeĢitliliğin korunmasında küresel hareket savunuldu. Özellikle Biyolojik ÇeĢitlilik Kongresi görüĢüldükten sonra, Dünya Bankası, BirleĢmiĢ Milletler Kalkınma Programı ve BirleĢmiĢ Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından korunan alanlar için yeni bir uluslararası parasal kaynak sağlayan Küresel Çevre Tesisi oluĢturuldu. Venezuela, Caracas'ta 4. Dünya Milli Parklar ve Korunan Alanlar Kongresi yapıldı. Kongrede 50 farklı konuda 8 farklı çalıĢma grubunun hazırladığı “Caracas Deklarasyonu” yayınlanmıĢtır. Brezilya, Rio de Janeiro'da, Dünya Zirvesi Konferansı'nda Gündem 21(Agenda 21) oluĢturuldu. Korunan alanlarla son derece ilgili olan, Biyolojik ÇeĢitlilik Kongresi (CBD) ve Ġklim DeğiĢikliği Kongresi iskeleti onaylandı. BirleĢmiĢ Milletler Genel Meclisi, çevresel sürdürülebilirlik isteyen Amaç 7 ile, Milenyum Kalkınma Hedeflerini onayladı. Biyolojik ÇeĢitliliğin Korunması (CBD) Topluluğu 6. konferansı toplandı. 2010'a kadar, ülkelerin, biyolojik çeĢitlilik kayıp oranlarını önemli derecede düĢürmesini ele alan stratejik plan yapıldı ve bitkilerin korunması için evrensel strateji kabul edildi. Güney Afrika, Johannesburg'da sürdürülebilir kalkınmayla ilgili Dünya Zirvesi Konferansı toplandı. Bu toplantıda hedefler belirlendi ve 2012'ye kadar korunan deniz alanları için düzenleme talep edildi. 5. Dünya Parkları Kongresi'nde Durban AnlaĢması ve Eylem planı kabul edildi. 1.2. Doğa Korumanın Türkiye’deki Gelişimi Bir ulusun sahip olduğu ve paha biçilmez en önemli varlıkları doğal ve kültürel miras değerleridir. Bu değerler sadece o ulusa ait olmakla kalmaz aynı zamanda tüm insanlığında en önemli varlıklarıdır. Bu varlıklar eğer farkına varılıp gereği gibi korunmazlarsa içlerinde barındırdığı ekosistemlerle beraber yok olma tehlikesiyle karĢı karĢıya kalacaklardır. Tüm Dünyada olduğu gibi Türkiye‟de de doğa koruma konusundaki farkındalık giderek artmaktadır. Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 7 Türkiye; Avrupa, Asya ve Afrika arasında doğal bir köprü olması, jeolojik yapısının farklılığı, çeĢitli iklim kuĢaklarına ve ekolojik zenginliklere sahip olması nedeni ile biyolojik çeĢitlilik açısından çok zengindir. Bu zenginlik beraberinde ekosistem çeĢitliliğini de getirmiĢtir. Bir Ģeye sahip olmak onu istediği gibi kullanmak anlamı taĢımamalıdır. Ülke olarak değerlerimizi ne kadar korur ve sahip çıkarsak gelecek kuĢaklara daha yaĢanabilir bir dünya bırakmıĢ oluruz. Bugün aslında sahip olmadığımız bize sadece emanet olarak verilmiĢ bu güzel yeryüzünde bu güzellikleri kullanırken korumamız gerektiğini hiçbir zaman unutmamalıyız. Biyolojik tür çeĢitliliğimiz, sulak alan çeĢitliliğimiz, sahip olduğumuz bitki ve hayvan tür çeĢitliliği ve el değmemiĢ doğal alanlarımız Ģimdiye kadar gerek yasalarla gerekse de yönetmeliklerle koruma altına alınmıĢlardır. Bu alanlar çeĢitli koruma kategorilerine ayrılmıĢlardır. Ülkemizde ilk korunan alan, 1958 yılında ilan edilen “Yozgat Çamlığı Milli Parkı" dır. 1980'li yıllardan baĢlamak üzere daha sonraki yıllarda diğer koruma statüleri ile koruma altına alınan alanlar ilan edilmiĢtir. Türkiye, belirli doğal alanların ve türlerin koruması ve yönetimine dair taahhüt altına girdiği çok sayıda uluslararası sözleĢme imzalamıĢtır. Doğa koruma alanında Türkiye‟nin taraf olduğu çok taraflı sözleĢme ve protokollerde Çizelge 1.2.‟de görülmektedir. (Demirayak, 2006). Türkiye, tarihi ve sosyal açılardan olduğu gibi biyolojik çeĢitlilik açısından da bir köprü ve kavĢak noktası olarak yeryüzündeki 37 ayrı bitki coğrafyası bölgesinden üçünün (Avrupa– Sibirya, Akdeniz ve Ġran–Turan) kesiĢtiği coğrafya olması nedeniyle zengin bir biyolojik çeĢitliliğe sahiptir. Ayrıca dünyada acil koruma altına alınması gereken biyolojik çeĢitlilik açısından zengin 34 sıcak noktadan üçü de (Kafkasya, Akdeniz, Ġran-Anadolu) Türkiye‟de bulunmaktadır. 8 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Çizelge 1.2. Doğa koruma alanında Türkiye‟nin taraf olduğu sözleĢme ve protokoller (Demirayak, 2006). YIL YER 18.10.1950 Paris 19.09.1979 Bern 13.12.1968 Paris 02.02.1971 Ramsar 18.04.1951 Paris 03.03.1973 Washingt on DC ADI KuĢların Korunması Hakkında Uluslararası SözleĢme Avrupa'nın Yaban Hayatı ve Doğal YaĢama Ortamlarının Korunması SözleĢmesi Hayvanların Uluslararası Nakliye Sırasında Korunması Konusunda Avrupa SözleĢmesi Hayvanların Uluslararası Nakliye Sırasında Korunmasına Dair Avrupa SözleĢmesine Ek Protokol Onay Kararı (Karar sayısı: 1989/13724) Özellikle Su KuĢları YaĢama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında SözleĢmeye (RAMSAR) Katılmamıza Dair Karar. (03.11.1982 Paris Protokolü ile düzeltilmiĢ, 28.05.1987 tarihli sözleĢmedeki 6-7 maddelerde yapılan değiĢiklik Ģekliyle) (Karar sayısı: 94/5434) Su KuĢları YaĢama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında SözleĢme (Ramsar SözleĢmesi)‟nin Uygulanmasını Sağlamak Amacıyla BaĢta Ramsar SözleĢmesi Listesine Dahil Edilen Sulak Alanlar Olmak Üzere Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanların Korunması Hakkında Karar (Karar sayısı: 2000/1082) Avrupa ve Akdeniz Bitki Koruma TeĢkilatı Kurulması Hakkında SözleĢme Nesli Tehlikede Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine ĠliĢkin SözleĢme (CITES) ile I, II ve III Sayılı Eklerine Katılmamız Hakkında Karar (Karar sayısı: 96/8125) Uluslararası Bitki Genetik Kaynakları Kurulu ile Tahıl Genetik Kaynaklarının Muhafazası ve DeğiĢimi Ġçin Avrupa ĠĢbirliği Programı Üyesi Ülkeler Arasındaki AnlaĢmanın Onaylanması Hakkında Karar (Karar sayısı: 1989/14161) TARİH- SAYI 17.12.196612480 20.02.198418318 20.02.1971 15.02.198920081 17.05.199421937 24.08.200024150 10.08.1965 20.06.199622672 03.10.198920301 Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 05.06.1992 Rio de Janerio 17.06.1994 Paris 18.10.1999 Strazburg 29.01.2000 Montreal 20.10.2000 Floransa Uluslararası Bitki Koruma SözleĢmesinin Onaylanmasına Dair Karar (Karar sayısı: 1989/13942) Biyolojik ÇeĢitlilik SözleĢmesinin Onaylanması Hakkında Milletlerarası SözleĢme (Karar sayısı: 96/8857) Özellikle Afrika‟da Ciddi Kuraklık ve/veya ÇölleĢmeye Maruz Ülkelerde ÇölleĢmeyle Mücadele Ġçin BirleĢmiĢ Milletler SözleĢmesinin Onaylanması Hakkında Karar (Karar sayısı: 98/11003) Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa SözleĢmesinin Onaylanması Hakkında Karar (Karar sayısı: 2003/6168) Biyolojik ÇeĢitlilik SözleĢmesinin Biyogüvenlik Kartagena Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun (Karar sayısı: 2003/5937) Avrupa Peyzaj SözleĢmesinin Onaylanması Hakkında Karar. (Karar sayısı: 2003/5908) 9 18.06.198920199 27.12.199622860 16.05.199823344 20.10.200325265 11.08.200325196 27.07.200325181 Türkiye‟de doğal çevrenin korunmasına Cumhuriyet‟in ilk yıllarından beri önem verilmiĢtir. 1958 yılında Yozgat Çamlığı Milli Parkı‟nın ilk milli parkın ilan edilmesi köklü bir doğa koruma yaklaĢımını yansıtmaktadır. 1970‟li yıllardan itibaren Türkiye‟de çevre koruma politikaları kurumsallaĢmaya baĢlamıĢtır. 1984 yılında BaĢbakanlığa bağlı olarak kurulan Çevre Genel Müdürlüğü, 1989 yılında Çevre MüsteĢarlığına dönüĢtürülmüĢ ve yerini 1991‟de kurulan Çevre Bakanlığı‟na bırakmıĢtır. Çevre Bakanlığı 2003 yılında Orman Bakanlığı ile birleĢtirilerek Çevre ve Orman Bakanlığı adını almıĢtır (Anonim, 2007). 2011 yılında ise kurumun adı Çevre ve ġehircilik Bakanlığı olarak değiĢtirilmiĢtir. Türkiye‟de günümüze kadar ilan edilmiĢ koruma statüleri ve korunan alanlar sistemi içinde yer alan korunan alanlar Çizelge 1.3‟ de görülmektedir (Anonim, 2014a). 10 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Çizelge 1.3. Türkiye‟de bulunan korunan alanlar (Anonim, 2014a). Korunan Alan Türü Milli Park Tabiatı Koruma Alanı Tabiat Parkı Tabiat Anıtı Yaban Hayatı GeliĢtirme Sahası Muhafaza Ormanı Doğal Sit Özel Çevre Koruma Bölgesi Ramsar Alanı Biyosfer Rezervi Dünya Miras Alanı Korunan Alan Değeri Ulusal Ulusal Ulusal Ulusal Ulusal Ulusal Ulusal Bölgesel Küresel Küresel Küresel Sayı 40 31 184 107 80 58 1273 16 14 1 13 1.3. Özel Çevre Koruma Bölgeleri Çevrenin, doğal ve kültürel kaynaklarının korunması amacıyla yapılan çalıĢmalar uluslararası sözleĢme ve antlaĢmalarla hukuki bir zeminde ve bilimsel araĢtırmaların ıĢığında yürütülmektedir. Bu bağlamda ülkemiz özellikle son on beĢ yıl içerisinde biyoçeĢitliliğin korunması amacıyla birçok uluslararası antlaĢmaya taraf olmuĢtur. Bern Sözleşmesi olarak bilinen Avrupa‟nın Yaban Hayatının ve Habitatlarının Korunması SözleĢmesiyle, nesli tehdit ve tehlike altında olan türlerin korunması taahhüt edilmiĢtir. Söz konusu türler ve habitatların korunması “Barselona Sözleşmesi” ile de koruma altına alınmıĢtır. Bu sözleĢmenin ek protokollerinden birini ise “Akdeniz’de Özel Koruma Alanları Kurulması” protokolü oluĢturmaktadır. Bu sözleĢmeler neticesinde, 1989 yılında 383 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Özel Çevre Koruma Kurumu BaĢkanlığı kurulmuĢtur. KuruluĢ amacı, Bakanlar Kurulunca “Özel Çevre Koruma Bölgeleri” olarak tespit ve ilân edilen alanlardaki çevre değerlerini korumak ve ona yönelik tedbirleri almaktadır. Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 11 Özel çevre koruma bölgelerinin ortaya çıkmasında; Orman Bakanlığı‟nın ve onun örgütsel yetkilerini aĢan ve doğa korumacılığının yanı sıra, tarihi eserlerin korunması, kültür bitkilerinin verimliliklerinin arttırılması, su ürünlerinin geliĢtirilmesi, yapılaĢmanın kontrolü gibi çok sayıda amacın birleĢtiği alanların ayrı bir koruma statüsü gerektirdiği düĢüncesi rol oynamıĢtır. Bu düĢünce ve uluslararası sözleĢmelerden doğan yükümlülüklerimiz neticesinde Çevre Kanunu‟nda gerekli değiĢiklikler yapılarak özel çevre koruma bölgelerinin kurulmasının hukuki dayanağı oluĢturulmuĢtur. Çevre değerlerinin korunması gerekliliği ve doğadaki gerek flora ve gerekse fauna açısından yok olma tehlikesi içerisindeki alanlara doğru artan nüfusun yayılma baskısı bu alanların öncelikli koruma gerekliliğini ortaya çıkarmıĢtır (Karabörklü, 2010). Özel Çevre Koruma Bölgeleri; tarihi, doğal, kültürel v.b. değerler açısından bütünlük gösteren ve gerek ülke gerek dünya ölçeğinde ekolojik önemi olan alanlardır. Bu alanlar; özelliklerinin geleceğe ve gelecek nesillere ulaĢtırılmasını ve doğal kaynakların korunarak kullanılmasını teminen, 2872 sayılı Çevre Kanununun 9. maddesine ve ülkemizin taraf olduğu “Akdeniz‟de Özel Koruma Alanlarına iliĢkin” protokol gereğince Bakanlar Kurulu tarafından ilân edilir. Bu Protokol kapsamında ülkemizdeki ilk Özel Çevre Koruma Bölgesi 1989 yılında Bakanlar Kurulu Kararıyla ilan edilmiĢtir. Taraf olduğumuz uluslararası sözleĢmeler ve ulusal mevzuatımızda belirlenen hükümler ve ulusal çevre değerleri göz önüne alınarak belli koordinatlarda tespit edilen bölgeler ilgili Bakanlıkların görüĢleri alındıktan sonra Bakanlar Kurulu Kararı ile Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak ilan edilmektedir. Özel çevre belirtilmiĢtir: koruma bölgelerinin ilan kriterleri aĢağıda Biyolojik çeĢitliliğin unsurlarını korumak açısından önem taĢıyan, 12 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Özgün ekosistemleri, tehlike altına düĢmüĢ türlerin yaĢama ortamlarını barındıran, Bilimsel, kültürel ve eğitsel anlamda özel ilgi uyandıran, Uluslararası, ülkesel ve bölgesel değer taĢıyan, EĢsiz ve ender rastlanan ekosistemler ve türler barındıran, Alanı yüksek temsil etme özelliğine sahip, Alanda tür ve ekosistem olarak çeĢitlilik barındıran, Tarihi, kültürel ve arkeolojik önem sunan, Özellikli peyzaj değeri sunan, BozulmamıĢ, ancak yatırım bölgelerdir (Anonim, 2005a). baskısı altında bulunan, Cenevre‟de 3 Nisan 1982 tarihinde imzalanan Akdeniz'de Özel Koruma Alanlarına ĠliĢkin Protokolün; 1. Maddesinde “Bu Protokole taraf olan ülkeler Akdeniz bölgesindeki kültürel mirasın ve doğal kaynaklar ile doğal sitlerin korunması amacıyla deniz alanlarında uygun bütün önlemleri alacaklardır.” hükmü bulunmakta, 3. maddesinde ise “Taraflar kurulması mümkün olduğu ölçüde özel koruma alanları kuracaklar ve bu alanları korumak ve uygun durumlarda en kısa sürede restore etmek için gerekli faaliyetlerde bulunmaya çaba göstereceklerdir.” denilmekte, madde devamında da bu alanların özellikle; “Biyolojik ve ekolojik değeri olan sitlerin, türlerin genetik çeĢitliliğini ve popülasyon seviyelerini, beslenme ve yaĢama alanlarını, ekolojik proseslerin yanı sıra ekosistemleri temsil eden türlerin ve bilimsel, estetik, tarihi, arkeolojik, kültürel ve eğitim özellikleri olan sitlerin korunması için kurulacaklardır” denilmektedir. Türkiye‟nin özellikle Akdeniz ve Ege kıyılarındaki aĢırı, kontrolsüz ve düzensiz yapılaĢmalara karĢı korunması gereken doğal, tarihi ve kültürel değerlerinin yoğun olduğu, aynı zamanda yapılaĢma ve bozulma baskısı altında olan, ancak henüz bozulmamıĢ alanlarının özel bir statü altında korunması amacıyla dönemin devlet yetkililerinin giriĢimleri sonucu; 1988 yılında BaĢbakanlığa bağlı Özel Çevre Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 13 Koruma Kurumu geçici olarak ihdas edilmiĢ, Muğla Ġli sınırları içindeki Gökova Körfezi, Fethiye – Göcek ve çevresi ile Köyceğiz – Dalyan Lagünü ilk üç bölge olarak tespit ve ilan edilmiĢtir (Sabancı, 2007). Türkiye‟de 16 adet özel çevre koruma bölgesi vardır. Bu bölgelerin ilan tarihleri ve alan büyüklükleri Çizelge 1.4‟de görülmektedir Çizelge 1.4. Türkiye‟deki Özel Çevre Koruma Bölgeleri (Anonim, 2005b). Türkiye Yüzdesi (%) Nüfusu (Kişi) İlan tarihi Alanı (km2) Gökova 05.07.1988 576.9 8.412 %0,010 Köyceğiz-Dalyan 05.07.1988 461.46 31.465 %0,040 Fethiye- Göcek 05.07.1988 805.37 102.109 %0,140 Patara 02.03.1990 197.10 24.326 %0,030 Kaş- Kekova 02.03.1990 257.83 1.588 %0,002 Göksu Deltası 02.03.1990 228.5 29.366 %0,040 Belek 21.11.1990 111.79 21.306 %0,030 Foça 21.11.1990 71.44 25.581 %0,030 Datça- Bozburun Pamukkale 21.11.1990 21.11.1990 1443.89 66.56 26.507 8.932 %0,030 %0,010 Gölbaşı 21.11.1990 273.94 91.630 %0,130 Ihlara 21.11.1990 54.64 6.186 %0,008 Tuzgölü 02.11.2000 7414 326.652 %0,460 Uzungöl 07.01.2004 149.12 2.464 %0,030 Saros Körfezi 22.12.2010 730.21 6.861 %0.063 Finike Denizaltı 22.07.2013 - - - Bölge ismi Dağları 14 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi 1. Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi: Gökova ÖÇKB flora ve faunasıyla ekolojik yönden öneme sahip bir bölge olup, Kızılçam (Pinus brutia) ve Günlük Ormanları (Liquidambar orientalis) büyük bir değer taĢımaktadır. Gökova kıyılarında özellikle azmaklarda su samuru (Lutra lutra) tespit edilmiĢ olup, bölgede yer alan Boncuk Koyu Kum Köpekbalığının (Carcharhinus plumbeus) Akdeniz‟de ki tek yavrulama alanıdır. 2. Köyceğiz Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi: Bölgenin önemi, temelde sucul ekosistem yapısına dayanmakta ve hidrobiyolojik açıdan hemen hemen bütün sucul habitat tiplerini içermektedir. Köyceğiz Gölünün Dalyan ağzıyla denize açıldığı alanın doğusunda yer alan Ġztuzu kumsalı ve batısında yer alan Dalyan Kumsalı Caretta caretta türü deniz kaplumbağasının Akdeniz‟deki en önemli üreme alanlarından biri olarak bilinmektedir. 3. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi: Fethiye-Göcek ÖÇKB Muğla Ġlinin Akdeniz Bölgesi sınırlarında 805.37 km2 lik alanda 16 yerleĢim yerini içine alır. Bölgede kıyı boyunca küçük koylar ve körfezler bulunmaktadır. Bölgede bitki örtüsü makiler ve yüksek yerlerde konifer ormanlarından meydana gelir. Ayrıca taban suyu yüksek olan dere içleri ve deltalarda endemik tür olan günlük ağacı ormanları bulunmaktadır. Akdeniz havzası ıçinde 5 türle temsil edilen deniz kaplumbağalarından 3 tür Caretta caretta, Chelonia cydas, Dermochelys coriacea ülkemiz sularında tespit edilmiĢtir. Caretta caretta, Chelonia mydas türlerinin üreme alanlarından bir tanesi de Fethiye Kumsalıdır. 1988 yılında Barselona SözleĢmesi gereğince Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen bölge aynı zamanda sit alanıdır. 4. Patara Özel Çevre Koruma Bölgesi: Bölge tarihi ve kültürel eserlere, eĢsiz doğal zenginliğe ve güzelliğe sahiptir. Özellikle Türkiye'nin Akdeniz kıyı sahillerinde deniz kaplumbağaların 17 yumurtlama ve üreme sahasından biri olan Patara Kumsalı, 1.derece önemli yumurtlama ve üreme alanı olarak koruma altındadır. Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 15 5. Kaş Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi: Bölgeye adını veren Kekova, bölge içinde yer alan en büyük adadır. Kekova adası, Anadolu yakasına yapıĢık bir boğaz oluĢturarak uzanır. Kıyıya paralel uzanan Sıcak Yarımadası ve Kekova Adası bir iç deniz niteliği taĢıyan Ölüdeniz‟i oluĢturur. Bölge, genelde Akdeniz iklim tipine uygun makilik ve yer yer çam ağaçlarıyla kaplıdır. Kurum, tıbbi ve aromatik bitkiler ile soğanlı bitkiler açısından zengin olan bölgenin biyolojik zenginliğinin tespitine ve ekolojik yönetimine iliĢkin projeleri yürütmektedir. 6. Göksu Deltası Özel Çevre Koruma Bölgesi: Orta Doğunun ve Avrupa'nın en önemli sulak alanlarından biri olan Göksu Deltası, nadir ve nesli tükenme tehlikesi altında olan çeĢitli kuĢ türlerinin yaĢam, üreme, beslenme, ve konaklama yeridir. Birçok kuĢ türü Göksu Deltası'nı kıĢlama ve kuluçka alanı olarak kullanmaktadır. 7. Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi: Bu bölgede dağınık vaziyette antik kalıntılar mevcuttur. Aynca Gündoğdu köyünün AktaĢ mevkiini içine alan sahilde büyük bir arkeolojik sit alanı mevcuttur. Yörede tarım alanları geniĢ yer kaplamaktadır. Seracılık da giderek yaygınlık kazanmaktadır. Bölgedeki flora ve fauna hızla yayılan tarım faaliyetlerinin tehdidi altındadır. Özellikle Kızılçam (Pinus brutia) ormanları eskiden bu bölgede geniĢ yer tutarken bugün çok azalmıĢtır. 8. Foça Özel Çevre Koruma Bölgesi: Tarihi, kültürel zenginliğin mitolojideki yeri bakımından önemli olan arkeolojik doğa ve mimari değerlerin bir bütün olarak yer aldığı Foça, arkeolojik, doğal ve kentsel sit alanları bulunması nedeniyle birçok kıyı yerleĢim birimine göre daha az yapılaĢma gösteren ve nispeten bozulmamıĢ bir yerleĢim merkezidir. Kentin doğusunda yer alan alanların büyük bir bölümü zeytinliklerden oluĢmaktadır ve bu alanların büyük bir kısmı da I. ve II. derece doğal sit alanı olarak belirlenmiĢ alanlardır. Bölgenin taĢıdığı önemin büyük bir bölümü binlerce yıldır burada yaĢayan ve hatta ilçeye adını veren Akdeniz fokundan (Monachus monachus) kaynaklanmaktadır. 16 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi 9. Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi: Datça Yarımadasında tarihi, doğal, arkeolojik, kentsel vb. açılardan korunması gereken sit alanları yer almaktadır. Bölge Ege ve Akdeniz‟i birleĢtiren bir konumda olması nedeniyle özellikle yat turizmi açısından önem arz etmektedir. Datça Yarımadasının güney kısmında yer alan Gebekum kumul alanı, bitki örtüsü ile birlikte hassas bir alanı oluĢturur. Bunun yanında bölgedeki diğer kumul alanlar da benzer hassaslığa sahiptir. 10. Pamukkale Özel Çevre Koruma Bölgesi: Travertenler, Kadı Deresi yakınındaki Domuz Çukuru adı verilen alandan baĢlayarak kuzeydeki Nekropol'ün son mezarının yakınından akan Çaltık Deresine kadar uzanır. 50 metre yüksekliğinde yaklaĢık 3 km uzunluğunda ve 250-600 m geniĢliğindeki bu travertenlerin oluĢumunu 3 kaynaktan çıkan termal sular sağlar. 11. Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi: GölbaĢı yerleĢimi yakın çevresinde bulunan Mogan-Eymir gölleri doğal konumları gereği yer üstü ve yeraltından birbirleri ile bağlantılı olup, Mogan Gölü kuzey çıkıĢından itibaren Eymir Gölü'ne bağlantılıdır. Aynı zamanda Ankara'nın en önemli rekreasyon alanı olan Eymir ve Mogan Göllerinin sahip oldukları doğal değerler, bölgenin Ankara metropolüne yakın olması nedeniyle kentsel ve endüstriyel tehdit altındadır. 12. Ihlara Özel Çevre Koruma Bölgesi: Denizden 1,220 m yükseklikte bulunan yöre, jeolojik olarak Pliosen devrinde Hasan ve Erciyes Dağlarının volkanik aktiviteleri sonucu oluĢan Kayaçlarla örtülüdür. Bölgede bir çok termal kaynak bulunmaktadır. Bunlardan halen açık olan Yaprakhisar Köyü'nün yanındaki Ziga Kaplıcası'nın suyunun sıcaklığı 60°C' ye kadar çıkmaktadır. Vadi tamamıyla doğal ve arkeolojik sit kapsamındadır. 13. Tuz Gölü Özel Çevre Koruma Bölgesi: Tuz gölü kıĢın kapladığı geniĢ su alanı ile su kuĢları için önemli bir kıĢlama bölgesidir. Uluslararası kriterlere göre A sınıfına giren bir sulak Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 17 alandır. KıĢ aylarında çok sayıda Sakarca Kazı gölde barınır ve çevredeki tahıl ekili alanlarda beslenir. Türkiye'nin tuz ihtiyacının %70‟inin karĢılandığı Tuz Gölü'nün evsel atıklarla kirlenmesi insan sağlığını da tehdit etmektedir. Ayrıca Tuz Gölü ve onunla ekolojik etkileĢim içerisinde bulunan alandaki nüfusun çok yoğun olması nedeniyle kontrol edilemeyen kentsel atıklar bölgenin biyolojik değerlerini tehdit etmektedir. 14. Uzungöl Özel Çevre Koruma Bölgesi: Trabzon'a 99 km ve Çaykara ilçesine 19 km uzaklıkta, deniz seviyesinden 1090 m yükseklikte bulunan, dik yamaçları ve muhteĢem orman örtüsü ile Alplerin güzelliğini geride bırakan Uzungöl. Özel Çevre Koruma Bölgesi 149.12 km2 lik bir alanı kaplamaktadır. Vadinin ortasında bulunan ve yamaçlardan düĢen kayaların Haldizen deresinin önünü kapatmasıyla oluĢmuĢ göl, "Uzungöl" olarak bilinir ve çevreye aynı ad verilmiĢtir (Anonim, 2005). 15. Saros Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi: Saros Körfezi, içinde barındırdığı zengin balık çeĢitleri nedeniyle deniz biyologları ve dalıĢ meraklıları arasında büyük ve doğal bir akvaryum olarak nitelendirilir. Kaptan Cousteau 1970'li yıllarda gemisi "Calipso" ile Türkiye'yi ziyareti sırasında bu Körfezde dalıĢ yapmıĢ "Kızıl Denizin Kuzey" versiyonu olarak nitelendirmiĢtir. 1.4. Uzaktan Algılama Alan kullanım kararları alınırken zamansal değiĢimlerin gözlenmesi sağlıklı kararlar vermede önemli rol oynamaktadır. Kontrolsüz olarak geliĢen kullanımlar geri dönüĢü mümkün olmayan tahribatlara neden olmaktadır. Son yıllarda uzaktan algılama tekniklerinin geliĢmesi ile bu değiĢimleri gözlemleyebilmek daha kolay olabilmektedir. Uydu görüntüleri iĢlenerek analizlerinin yapılmasını konu alan uzaktan algılama tekniklerinin son yıllarda çok hızlı bir Ģekilde geliĢmesini takiben, coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama 18 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi birbirini destekleyen ve birçok sektörde mükemmel çözümler sunan iki ana dal haline gelmiĢtir (Aydal, 2009). Uzaktan algılama, yeryüzünden belirli uzaklıklara, atmosfere veya uzaya yerleĢtirilen platformlara monte edilmiĢ ölçüm aletleriyle yeryüzünde bulunan doğal ve yapay objeler hakkında bilgi alma ve değerlendirme teknikleri olarak tanımlanabilmektedir. Bu platform uçak, balon, uzay aracı ya da uydu olabilmektedir. Günümüzde tüm bilim dalları uzaktan algılamayı kullanmaktadır. Jeolojik çalıĢmalarda yeryüzü Ģekillerinin incelenmesi, doğal afetler, yapısal jeoloji ve özellikle doğal kaynakların incelenmesi vb. önemli kullanım alanları bulunmaktadır. Bununla birlikte, hidrojeoloji, botanik, tarım ve meteoroloji alanlarında etkili Ģekilde kullanılmaktadır (Anonim, 2014b). Uzaktan algılama tekniğinin temeli, yeryüzü elemanları ile bunların çevrelerine yönelik bilgilerin hiçbir fiziksel iliĢkiye girmeden, belirli uzaklıklardan algılanan görüntülerin ölçülmesi, sayısallaĢtırılması ve yorumlanması temeline dayanır. Uzaktan algılamanın temel kuralı, algılayıcının görüntü alanına giren cisimlerin yüzeyinden yansıyan veya yüzeyinden salınan enerjinin algılanıp kayıt edilmesidir. Her cisim kendine özgü yansıma veya sıcaklık salma özelliği gösterir (Urfalı ve AltınbaĢ, 2006). Uzaktan algılama teknolojileri arazi kullanımının izlenilmesinde sıkça baĢvurulan yöntemlerden biri haline gelmiĢtir. Özellikle uydu sensörlerinin ürünleri olan uydu görüntülerinin farklı zamanlarda elde edilmiĢ ve dijital ortamlarda saklanabiliyor olması, çeĢitli periyotlardaki arazi kullanım biçimlerinin göreceli olarak birbirleriyle karĢılaĢtırılabilmelerine imkân sağlamaktadır. Bu durum geniĢ arazi parçalarının belirli zaman aralıklarında geçirmiĢ olduğu değiĢimlerin izlenilmesine ve tespit edilecek değiĢim sonuçlarının istatistiksel açıdan değerlendirilmesine olanak tanımaktadır (Kavzaoğlu ve Çetin, 2005). Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 19 Bir uzaktan algılama sisteminde algılayıcı enerjiyi algılar, ölçer ve miktarını bilgisayarın okuyabileceği bir sayıya çevirir. Yörüngedeki uzay aracı bu kodları sinyaller ile yeryüzündeki uydu yer istasyonuna gönderir. Bu sinyaller sayı dizinlerine, sayılar küçük resim elemanlarına çevrilir ve bunlar bir araya geldiklerinde görüntünün tamamını oluĢtururlar. Dijital görüntüler raster formatındadır. Bir raster x ve y koordinatları ile tanımlı gridlerden oluĢur. Bu gridlerin her birine piksel adı verilir. Aynı zamanda piksel büyüklüğü gerçekte yeryüzünde karĢılık geldiği alanın boyutlarıdır ve mekansal çözünürlüğü ifade etmektedir (Tanrıtanır, 2013). Çözünürlük, bir görüntüleme sisteminde kayıt edilen detayların ayırt edilebilirlik ölçüsüdür. Uydu Görüntüleri için 4 farklı çözünürlük tanımlanmaktadır; Mekansal Çözünürlülük: Mekansal çözünürlülük, sensörün tasarımına ve yüzeyden yüksekliğine iliĢkin bir fonksiyondur. Bir görüntüde fark edilebilir en küçük detay ve görülebilen en küçük hedef boyutunu tanımlar. Çok büyük nesnelerin görülebildiği görüntülerin çözünürlüğü düĢük, küçük nesnelerin ayırt edilebildiği görüntüler ise yüksek çözünürlüklüdür. Spektral Çözünürlük: Görüntünün elektromanyetik spektrumda kapladığı aralığın (bant aralığı) büyüklüğüdür. Spectral çözünürlüğün iyi olması bir kanal ya da bandın algıladığı dalga boyu aralığının küçük olduğunu gösterir. Radyometrik Çözünürlük: Radyometrik çözünürlük sensörün parlaklık farklılıklarına olan hassasiyetini belirtmektedir. Görüntünün radyometrik çözümlemesi, enerji kapsamındaki çok ince farklılıkları ayırt etme (Dinamik aralık-DN) kabiliyeti olarak da tanımlanmaktadır. Bu çözümleme sayısal numaralarla ifade edilmektedir. 20 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Zamansal Çözünürlük: Zamansal çözünürlük bir uzaktan algılama sisteminin aynı bölgeyi görüntüleme sıklığı ile ilgilidir (Ün, 2012). Son yıllarda yapılan çalıĢmalarda uzaktan algılama teknolojilerinin kullanımında uydu görüntülerinden faydalanılmaktadır. Uzaktan algılamada yaygın kullanılan uydular ise Landsat, Aster, Spot, Irs 1c, Bilsat, Ikonos, Quıckbırd, Orbvıew, Envısat ve Radarsat gibi uydulardır. 1.5. Alan Kullanımlarının Sınıflandırılması Alan kullanım durumunun belirlenmesinde uzaktan algılama teknikleri kullanılarak gerçekleĢtirilen arazi kullanım durumu tespiti hata oranı düĢük ve hesaplanabilir bir yöntemdir. Ancak birbirinden bağımsız olarak ortaya konulmuĢ pek çok uzaktan algılama veri analiz ve değerlendirme yöntemi vardır. Bu nedenle uzaktan algılama çalıĢmalarında kullanılan sınıflandırma kriterlerine CORINE programı çerçevesinde ortak standartlar getirilmeye çalıĢılmıĢtır (Yılmaz ve Erdem, 2011). Avrupa Birliği ülkeleri kendi arazi varlıklarını, arazi kullanım Ģekillerini ve arazi örtü tiplerini CORINE; Çevre Bilgilendirme EĢgüdümü adı verilen bir proje bağlamında belirlemektedir. 1985 yılında baĢlayan ve tüm AB ülkeleri tarafından kullanılan bu proje sayesinde kullanılacak tek bir değerlendirme ölçütü temel alınarak tüm Avrupa kara parçasına ait standart bir veri tabanı oluĢturulması amaçlanmıĢtır (AltınbaĢ ve Türk, 2004). Uydu görüntüleri üzerinden arazi örtüsü/kullanımının belirlenmesi için en yaygın olarak kullanılan yöntem söz konusu görüntülerin sınıflandırılmasıdır. Görüntü sınıflandırma iĢleminin esası görüntü üzerindeki çeĢitli spektral özelliklere sahip piksellerin, önceden belirlenen arazi örtüsü sınıflarından benzer olduğu bir sınıfa atanması olarak ifade edilebilir. Uzaktan algılamada uydu görüntülerinin sınıflandırılmasında kontrollü ve kontrolsüz sınıflandırma olarak bilinen iki yaklaĢım vardır. Kontrolsüz Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 21 sınıflandırma, genellikle arazi hakkında herhangi bir bilgiye sahip olunmadığında veya arazi hakkında bir ön bilgi elde etmek için kullanılan bir yaklaĢımdır. Bu yöntemde görüntü piksellerinin sahip olduğu spektral özellikler kullanılarak benzer özelliklere sahip piksellerin spektral sınıflar oluĢturması ile iĢlem gerçekleĢtirilir. Kontrollü sınıflandırma olarak bilinen yaklaĢımda, sınıflandırma öncesinde tüm görüntüyü temsil eden ve sınıfları belli olan sınırlı sayıdaki piksellerin kullanımı söz konusudur (Çölkesen, 2009). Lilles et al. (2004)‟e göre, sayısal görüntü sınıflandırma, bir görüntüdeki tüm piksellerin sınırlı sayıdaki sınıflar içerisinde gruplandırılması iĢlemidir. Spektral sınıflandırma, desen tanıma (pattern recognition), doku analizi (textural analysis), değiĢim belirleme (change detection) iĢlemleri sınıflandırmanın farklı türleridir. Bu iĢlemler üç temel konu üzerine odaklanmaktadır: sınıflandırma, yani bir görüntüdeki farklı özelliklerin belirlenmesi, ayırt edilebilir Ģekillerin ve uzaysal desenlerin ayrımı ve bir görüntüdeki zamana bağlı değiĢimlerin tanımlanmasıdır (Ekercin, 2011). Son 30 yıldır Uzaktan Algılama teknikleri arazi kullanımının belirlenmesi çalıĢmalarında kullanımı çok yaygın bir yöntem olarak geliĢmiĢtir. Ayrıca teknolojideki geliĢmeye bağlı olarak arazi kullanım türlerindeki değiĢimlerin yanında doğal kaynakların en güncel biçimde izlenmesi bu tekniklerin programlı bir biçimde kullanımını gerektirmiĢtir. Bu nedenle CORINE arazi kullanımı sınıflandırma yöntemi uzaktan algılama tekniklerini esas almaktadır (Çizelge 1.5). 22 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Çizelge 1.5. CORINE arazi sınıfları (BaĢyiğit, 2004). Düzey 1 Düzey 2 1.1. ġehir yapısı 1.2.Endüstriyel, ticari ve taĢıma birimleri Düzey 3 1.1.1. Kesintisiz Ģehir yapısı 1.1.2. Kesintili Ģehir yapısı 1.2.1. Endüstriyel veya ticari alanlar 1.2.2. Karayolu, demiryolu ağları ve buna bağlıalanları araziler 1.2.3. Liman 1.2.4. Hava alanları 1.Yapay yüzeyler 1.3.1. Maden alanları 1.3.Maden, çöp ve inĢaat Alanları 1.4.TarımdıĢı yapay yeĢil 1.3.2. Çöp boĢaltım alanları 1.3.3. ĠnĢaat artıkları boĢaltım alanları 1.4.1. YeĢil yerleĢim alanları 1.4.2. Spor ve dinlenme alanları 2.1.1. Sulanmayan iĢlenen araziler 2.1.Tarıma elveriĢli alanlar 2.1.2. Geçici olarak sulanan alanlarÇeltik tarlaları 2.1.3. 2.1.4. Sebze yetiĢtirilen alanlar 2.2.1. Bağ, üzüm bağı 2.2.Çok yıllık ürünler 2. Tarım Alanları 2.2.2. Meyve bahçeleri 2.2.3. Zeytinlik 2.3. Meralar 2.4.KarıĢık tarım alanları 3.1. Ormanlar 2.3.1. Meralar 2.4.1. Yıllık bitkiler ile çok yıllık bitkilerin birliği 2.4.2. KarıĢık kültivasyon desenler 2.4.3. Temelde tarım arazileri ancak dolaraktarımı doğal arazileri örtünün de 2.4.4. Orman yer aldığı araziler 3.1.1. GeniĢ yapraklı ormanlar 3.1.2. Kozalaklı ağaçlar 3.1.3. KarıĢık ağaç ormanları 3.2.1. Doğal çayır 3. Orman ve yarı doğal alanlar 3.2.Fundalık veya otsu bitkilerin karıĢım alanları 3.2.2. Fundalık (maki) 3.2.3. Tek birimli vejetasyon 3.2.4. Kesintili ormanlık-çalılık 3.3.Az veya hiç bitki içermeyen çıplak alanlar 3.3.1. Sahil kumu ve kum düzlükleri 3.3.2. Çıplak kayalık 3.3.3. Zayıf bitki örtüsü alanları 3.3.4. YanmıĢ alanlar 3.3.5. Buzullar ve kar düĢen alanlar Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 4.1.Islak alanlar 4.Su altında kalmıĢ içsel alanlar 4.2.Su altında kalmıĢ kıyı Alanları 5.1. Ġçsel su alanları 23 4.1.1. Ġç Bataklıklar 4.1.2. Bataklıklar 4.2.1. Tuzlu alanlar 4.2.2. Deniz etkisi altındaki alanlar 5.1.1. Suyolları 5.1.2. Su toplulukları 5.2.1. Kıyı lagünleri 5.Su varlığı 5.2. Doğal sular 5.2.2. Göller 5.2.3. Deniz ve okyanuslar Haritalamada düzeylerin belirlenmesinde harita ölçeği bir diğer belirleyici etkendir. Hazırlanan arazi kullanım haritaları 1:1.000.000'dan daha küçük ölçekte ise ayırım 1. düzeyde, ölçek 1:500.000-1:1.000.000 arasında ise ayırım 2. düzeyde ve ölçek 1:100.000 veya daha büyük ise yapılacak ayırım 3. düzeyde olabilmektedir (BaĢyiğit, 2004). CORINE sınıflandırma sistemi üç farklı arazi sınıflandırma düzeyini içermektedir. Birinci düzey arazi sınıfları; yapay düzeyler, tarım alanları, ormanlık ve doğal alanlar, sulak alanlar ve su kütlesi olmak üzere beĢ genel arazi sınıfından oluĢmaktadır. Ġkinci düzey arazi sınıfları ise birinciye göre daha detaylı hazırlanmıĢ onbeĢ tane arazi sınıfından oluĢmaktadır. CORINE üçüncü düzey arazi sınıfları ise hem birinci hem de ikinci düzeye göre daha detaylı hazırlanmıĢ 44 arazi sınıfından oluĢmaktadır (Kılar, 2012). 1.5.1. Görüntülerin Sınıflandırılması Görüntü sınıflandırma, bir veri grubu içinde belirli bir sınıf oluĢturan objelerin benzerliğinden yola çıkarak ve özelliklerine göre seçilerek gruplandırılması olarak tanımlanabilir. Otomatik sınıflandırma verilen bir obje kümesi içinde benzer objelerin homojen sınıfları oluĢturması veya verilen objenin özelliğinden yola çıkarak birçok veya daha öncede tanımlanmıĢ sınıfların oluĢturulmasının matematik ve istatistik yöntemlerle gerçekleĢtirilmesidir. Görüntü 24 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınıflandırma iĢleminde amaç, bir görüntüdeki bütün pikselleri arazide karĢılık geldikleri sınıflar veya temalar içine otomatik olarak atamak, yerleĢtirmektir. Sınıflandırma ve yorumlama iĢlemleri için öncelikle arazi türlerini ayıran sınırların belirlenmesi ve arazi sınıflarını oluĢturan türlerin tespit edilmesi gereklidir. Sınıflandırma için “eğitimli/kontrollü sınıflandırma” (supervised classification), “eğitimsiz/kontrolsüz sınıflandırma” (unsupervised classification) olmak üzere iki çeĢit ana sınıflandırma yöntemi vardır. Kontrollü Sınıflandırma Yöntemi: Kontrollü sınıflandırma yönteminde, uydu verilerinin örnek alanlarla önceden „denetlenmesi‟ gerekir. Bu sınıflandırma yönteminde, çalıĢma alanıyla ilgili ön bilgiye ihtiyaç vardır. Kontrollü sınıflandırma yönteminde, bir arazi çalıĢması ya da doğruluğu bilinen bir harita veya kaynak yardımı ile, görüntü üzerinden karar verilen sınıflara ait örnek alanlar (pikseller) belirlenir. „Veriyi kontrol edecek‟ kontrol setinin oluĢturulmasında, her bir sınıf için o sınıfı en iyi temsil eden homojen alanlar tek tek toplanır. Sınıflandırmada kontrol sınıfları için gerekli ön bilgiler (kovaryans matrisi, standart sapma, ortalama vb.) oluĢturulur. Genel kural olarak n bantlı bir görüntüden kontrol verileri için seçilecek piksel sayısı >10n den büyük olmalıdır (Özyavuz, 2011). Kontrolsüz Sınıflandırma: Sayısal görüntülerde farklı özellik tipleri, doğal spektral yansıtma ve yayma özelliklerine bağlı olarak farklı sayısal değerler içeren kombinasyonlar oluĢturmaktadır. Sınıflandırmada amaç, aynı spektral özellikleri taĢıyan nesneleri gruplandırmaktır. Kontrolsüz sınıflandırmada sınıflar, program tarafından otomatik olarak yapılır (Lillesand et.al, 2004 ). Kontrolsüz sınıflandırmada, kontrol verilerinin kullanımı yerine, görüntüde belirsiz olan pikselleri inceleyen ve sayısal değerlerdeki doğal gruplaĢmalara dayalı olarak bu elemanları çeĢitli sınıflar altında birleĢtiren algoritmalar ile çalıĢılır. Elde edilen sınıflar spektral sınıflar olup, bu sınıflara çeĢitli düzeltmeler getirmek mümkündür (Özyavuz, 2011). Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 25 Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi, korunan bir alan olmasına rağmen özellikle son on yıldır turizm ve kentleĢme baskısı altındadır. Bu baskılar, Bölge‟nin doğal dokusunda değiĢmelere yol açmıĢtır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟ndeki arazi örtüsü değiĢiminin belirlendiği bu çalıĢmada, 2002-2010 yılları arasında gerçekleĢen arazi örtüsü değiĢimlerini tespit etmek, arazi örtüsü değiĢimlerinin miktarlarını ve değiĢim yönlerini belirlemek, doğa koruma kapsamında analiz ve değerlendirme sonuçlarına göre fiziksel planlamalara öneriler getirmek amacı ile yapılmıĢtır. 2. KAYNAK ÖZETLERİ Hepcan ve Güney (1996); ÇağdaĢ bir koruma alan yönetimi için, koruma alanının tesis amacına uygun ve çevredeki kullanımların da dikkate alındığı bir yönetim anlayıĢının gerekli olduğu savunulmaktadır. Sürdürülebilir kalkınmanın temini için, ekonomik ve sosyal politikalar yanında, çevreyle ilgili stratejinin geliĢtirilmesi, çevreye iliĢkin öncelikler hiyerarĢisinin belirlenmesi ve yatırım kararlarının alınmasında etkin çevre politikalarının oluĢturulması amacıyla hazırlanan “Ulusal Çevre Eylem Planı”dır (Bademli, 1997). Gülkal (1999); Doğal ve kültürel değerler açısından büyük bir kaynağa sahip olan Ihlara vadisi ve yakın çevresinin doğal yapısı oluĢturan faktörler ayrıntılı olarak incelenmiĢ ve çeĢitli anket çalıĢmaları sonucunda alanın koruma ağırlıklı kullanımının daha uygun olacağı sonucuna varılmıĢtır Bafa gölü ve çevresinin koruma kullanım olanaklarının irdelendiği bu çalıĢmada; göl ve çevresinin bütün olarak algılanıp bu konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunulmuĢtur. Sılaydın (2000); ÇalıĢma kapsamında Ziyaretçi Yönetim Planının Göcek‟e uygulanması hedeflenmiĢtir. Yörede yapılan alan analizleri, örnekleme ile yapılan doku analizleri ve yöre halkı ve ziyaretçiler ile yapılan anket çalıĢmaları ile desteklenmiĢtir. Karakoç vd. (2001); Türkiye ve Dünya‟daki koruma alanları ve statüleri ile ilgili bilgiler verilmiĢ ve bunların uygulama, planlama, milletlerarası iĢbirliği ve kamuoyunun bilgilendirilmesi ile ilgili bilgiler verilmiĢtir Bu çalıĢmada, bölgesel düzeydeki planlama kararlarında, turizm alan ve merkezlerinin ilan edilmesinde ve benzeri planlama süreçlerinde, alanın turistik kullanım değerinin yanı sıra doğal ve kültürel değerlerin korunmasını da bir girdi olarak hesaba katarak alanın kullanılabilir turizm potansiyelini ortaya koyacak bir yöntemin geliĢtirilmesini amaçlamaktadır. 28 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Kaplan (2003); Milli parklar kanunu çerçevesinde bu alanlarda yapılması gerekenler konusunu değerlendirmek ve korunan alanlar için uygun yasal ve yönetsel önermeler ortaya koymayı amaçlayan bir çalıĢmadır. Türkyılmaz (2003); “Doğal sit” uygulaması altında ülkemizde ve özellikle Ege kıyı bölgesinde doğal peyzajları korumak için kullanılan yöntemlerdeki aksaklıkları ortaya koyma yolunda bir yöntem geliĢtirmeyi amaçlayan bir çalıĢma yapmıĢtır. Öztürk (2005); koruma-kullanım ilkeleri çerçevesinde, Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı‟nın turizm ve rekreasyonel açıdan kullanılabilirliğinin geliĢtirilmesi ve arttırılmasına yönelik değerlendirmeler yapılarak, alanın karĢı karĢıya kaldığı yasal, yönetsel ve çevresel sorunlara iliĢkin birtakım çözüm önerileri getirilmiĢtir. Yuan et al. (2005); Bu çalıĢmada, çalıĢmada Minnesota kentinin 1986, 1991, 1998 ve 2002 yıllarındaki arazi örtüsü değiĢimini Landsat uydu görüntülerini kullanarak tespit etmiĢlerdir Alphan (2006); Peyzajda meydana gelen değiĢimlerin nitel ve nicel özelliklerinin belirlenmesine esas oluĢturacak bir çerçeve sunmayı amaçlamıĢtır. Elde edilen bulgular, kıyı peyzajının yüksek yersel değiĢkenliğe sahip olduğunu göstermiĢtir. Baykal (2006); Bu tez çalıĢmasında, korunan alanlarında doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımının sağlanmasında, ziyaretçilere yönelik, tanıtım, bilgilendirme ve bilinçlendirme yoluyla, etkin bir rol oynayan park yapıları, hizmetler ve bunların özelliklerinin ne olması gerektiği araĢtırılmıĢ ve genel özellikleri belirlenmiĢtir. Baylan ve Karadeniz (2006); Terkos Gölü‟nün doğal ve kültürel çevresinin korunması ve geliĢtirilmesine yönelik temel aracın ve unsurun belirlenmesi amaçlanmıĢtır. Bu amaçla, doğal ve kültürel çevre kavramları ile doğal ve kültürel çevrenin korunması ve geliĢtirilmesine yönelik yaklaĢımlar araĢtırılmıĢtır. Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 29 Demirayak (2006); Doktora teziyle; Türkiye‟de mevcut koruma alanları statülerini, ilgili tüzel düzenlemeleri ve günümüze kadar izlenen koruma politikalarını tespit ve analiz etmek ve uluslararası koruma statüleri ile beraber değerlendirmek, yalnız günümüzün değil, geleceğin de gereksinim ve koĢullarını dikkate alan yeni bir alan koruma yaklaĢımı önermektedir. Eğe (2006); Pamukkale Özel Çevre Koruma Bölgesi çevresinde yapılan bu çalıĢmada Pamukkale‟de katılımcı sürdürülebilir çevre yönetimi değerlendirmesi yapılmıĢ ve yönetim için bazı sonuçlara ve önerilere yer verilmiĢtir. Gaston et al. (2006); Korunan alanlarda daha etkin yönetim modellerinin oluĢturulması konusunda bilgiler vermektedir. Ġrez (2006); Elde edilen veriler ıĢığında Göcek bölgesindeki koylarda yoğun yat turizmi ve insan faaliyeti vardır. Buna bağlı olarak deniz suyunda kirliliğin arttığı, bunun engellenmesi için kıyı yönetiminin gerektiği Ģekilde yapılamadığı, bunun için bir yetki karmaĢasının varlığı ve halkın eğitiminin yetersiz olduğu tespitine varılmıĢtır. Sarabat (2006); Fethiye‟nin kentsel ekolojisini ortaya koymaya çalıĢmıĢtır. Fethiye ilçesine ait, ekolojik yapı, bölgenin iklimi, ekonomik yapısı, tarihsel geliĢimi, çevre sorunları vb. konular araĢtırılarak veriler ortaya konmuĢtur. Verburga et al. (2006); Filipinlerde korunan alanlardaki alan kullanımlarındaki değiĢikliklerin etkilerinin tarihsel bir süreç içerisinde incelendiği bu araĢtırmada daha etkin yönetim politikalarının geliĢtirilmesi gerektiği sonucuna varılmıĢtır. Ayhan (2007); Bu çalıĢmada; özgün peyzaj değerlerine sahip mekanlara yönelik bir peyzaj planlama yöntemi oluĢturulmuĢ ve bu yöntem Bozcaada özelinde uygulanarak adanın mevcut/gelecekteki mekansal kullanım önceliklerine rehberlik edebilecek çözümler üretilmesi amaçlanmıĢtır. 30 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Kejanlı vd. (2007); Türkiye‟deki politik ve ekonomik değiĢim dönemleri incelendiğinde çıkarılan temel yasaların bu dönemlerle çakıĢtığı, son yıllarda ise artık Avrupa‟da uygulanan çağdaĢ koruma düzeyine ulaĢmaya baĢladığını ortaya koyan bir çalıĢmadır. Caner (2007); Türkiye‟nin, AB doğa koruma politikasına uyumlu hale getirmesi gereken ulusal doğa koruma kriterlerine iliĢkin mevcut durumun ve sorunların ortaya konması amaçlanmıĢ ve uluslararası koruma kriterleri ayrıntılı olarak incelenmiĢ, ardından Türkiye‟deki doğa koruma kriterlerine iliĢkin mevcut durum ortaya konmuĢtur. AB‟ne üyelik sürecinde doğa koruma konusunda yapılması gerekenlerin daha iyi anlaĢılması için Natura 2000‟e iliĢkin bilgiler aktarılmıĢ ve Türkiye‟nin bu bağlamda bulunduğu noktaya değinilmiĢtir. Gülbeyaz (2007); YapmıĢ olduğu yüksek lisans tezi ile uzaktan algılama yöntemleri, MODIS uydu görüntüleri ve coğrafi bilgi sistemlerini bütünleĢtirerek, Türkiye‟nin arazi örtüsü sınıfları ve haritasını çıkarmıĢtır. Pickering (2007); Rekreasyon ve turizm faaliyetlerinin Avustralya‟nın korunan alanlarındaki biyoçeĢitlilik ve vejetasyon üzerindeki etkilerinin incelendiği bu araĢtırmada bu yörelerdeki doğal vejetasyonun bu baskılardan dolayı tehdit altında olduğu sonucuna varılmıĢtır. Tunçer (2007); Ürdün‟de yer alan bazı eko-turizm ve kültürel turizm alanlarında; doğal ve kültürel değerlerin korunmasına yönelik yapılan çalıĢmaların bazıları aktarılmıĢ, korumaya yönelik yapılmakta olan çalıĢmalar irdelenerek sürdürülebilir kalkınma ana fikri doğrultusunda öneriler geliĢtirilmiĢtir. Zengin (2007); Halk ile resmi kurum ve kuruluĢları karĢı karĢıya getiren doğal sit kararlarının oluĢturduğu sorunları, bilim ve yasalar kapsamında ortaya çıkarmak, bu açıdan da çözüme ulaĢtırıcı önerileri ortaya koyabilmeyi amaçlayan bir çalıĢmadır. Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 31 Ergürhan (2008); ÇalıĢma alanında sürdürülebilir yasam için kıyı alan kavramına uygun olarak, disiplinler arası iĢbirliğinin yanı sıra kıyı alan kullanım planlarının ve projelerinin geliĢtirilmesi gerektiği sonucuna varılmıĢtır. Özbay (2008); Korunan alanlardaki kurumların yetki karmaĢası, korunan alandaki yetersiz kaynak araĢtırmaları, planın özellikle uygulama kısmında büyük problemlere neden olan yerel halk katılımının yetersizliği gibi sorunların çözümü için etkili bir yönetim planı sürecinin gerektiği sonucuna varılmıĢtır. Özer vd. (2008); Ormanların doğal ve kültürel değerlerinin kaybedilmesinden önce koruma altına alınması gerektiğinden yola çıkılarak SarıkamıĢ ormanlarının koruma yönünden taĢıdığı değerler saptanmıĢtır. SarıkamıĢ ormanlarının milli park statüsünde korunmasının gerekliliği belirlenmiĢtir. Özkan (2008); Bu çalıĢmada, su havzalarında, su veriminin optimizasyonu temelinde, koruma kullanma dengesinin oluĢturulması için kriterlerin belirlenmesi amaçlanmıĢtır. Bu, su havzalarının sürdürülebilirliği temel alınarak gerçekleĢtirilmiĢtir. Korumakullanma kriterleri su havzalarındaki planlama, yönetim modelleri, yasal düzenleme ve uygulamalara çerçeve oluĢturmak amacı ile hareket edilmiĢtir. Sanver (2008); Bu çalıĢmada, uzaktan algılama tekniğini kullanarak ve Ikonos-2 uydu görüntülerinden faydalanılarak 2002 ve 2007 yılları arasında Fethiye Güney-Ölüdeniz-Kayaköy yerleĢimlerindeki mekansal geliĢme izlenmiĢtir. ÇalıĢmanın en temel bulgusu, 5 yıl gibi kısa bir süre içinde orman ve tarım alanlarının hızla yapılaĢmıĢ çevreye dönüĢmesi olarak bulunmuĢ ve orman alanlarında 3 km2, tarım alanlarında 2 km2 azalma olurken kentsel alanların 10 km2 arttığı sonucuna varılmıĢtır. Ulun (2008); Bu çalıĢmada gen kaynaklarına sahip tarım alanları ile yüksek tür ve çeĢit zenginliğine sahip kumul ve orman alanlarının mevcut durumlarının korunması ve bu alanlardaki faaliyetlerin 32 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi denetimli olması gerekliliği ortaya konmuĢtur. Alanın ekolojik planlama ilkelerine uygun koruma kullanma kararları oluĢturularak sürdürülebilir alan yönetimi geliĢtirilmiĢtir. Yüksek vd. (2008); Bu araĢtırmada, Artvin-Kafkasör yöresindeki festival etkinliklerinin neden olduğu bazı önemli çevre sorunlarının koruma-kullanma açısından değerlendirilmesi amaçlanmıĢtır. AraĢtırma sonucunda katılımcı turizm planlamasının uygulama durumu ve katılımcıların konu hakkındaki düĢünceleri ortaya çıkarılmıĢ, turizm planlamalarında alternatif bir yaklaĢım olan katılımcı turizm planlamasının uygulanabilirliği ile ilgi çözüm önerileri geliĢtirilmiĢtir (Akdu, 2009). Akten (2009); Analitik HiyerarĢi Süreci (AHS) yöntemini kullanmıĢ ve Gölcük Tabiat Parkı‟nın planlama ve yönetsel açıdan önemli sorunları olduğunu, parkta rekreasyonel faaliyetler sonucunda meydana gelen olumsuz etkilerin etkinlik düzeyleri sırasıyla bitki örtüsü, görsel kalite, su kalitesi, toprak kalitesi, gürültü kirliliği, hava kalitesi ve fauna Ģeklinde olduğunu tespit etmiĢtir. Sarıemir (2009); Ankara GölbaĢı Mogan Parkı‟nın GölbaĢı Özel Çevre Koruma Bölgesi‟ne olan etkilerini saptayarak, alanın sürdürülebilir kullanımının nasıl sağlanacağının belirlenmesi amaçlanmıĢtır. Albayrak (2010); Bu çalıĢma korunan alanlarının ekoturizm geliĢimine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıĢtır. ÇalıĢma birçok ulusal ve uluslararası koruma statüsüne sahip Camili Biyosfer Rezerv Alanında gerçekleĢtirilmiĢtir. Elde edilen sonuçlar ve arazi gözlemleri göstermiĢtir ki; korunan bir alan, eğer iyi planlamalarla yönetilir ve halk çeĢitli yöntemlerle teknik anlamda desteklenir ve bilgilendirilirse, doğal ve kültürel yapıda bir bozulma olmadan da gelirlerde artıĢ mümkün olabilmektedir. Alptekin vd. (2010); Bu çalıĢmada; ülkemizdeki doğal korunan alanların kısa bir tanıtımı yapılarak bu alanlarda; silvikültürel Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 33 önlemlerin gerekliliği, bu önlemlerin belirlenmesindeki önemli kriterler ve öncelik durumları dikkate alınarak milli park kanunlarına göre alınabilecek bazı silvikültürel önlem önerilerine yer verilmiĢtir. Can (2010); Fethiye Ovası ve yakın çevresinde doğal ortam-insan iliĢkileri üzerinde durulmuĢtur. Ġnceleme alanında jeomorfoloji, iklim ve toprak özellikleri yerleĢmelerin dağılıĢına, sahadaki nüfusa ve ekonomik faaliyetlere doğrudan yön vermekte bazı alanlarda ekonomik faaliyetleri kısıtlamaktadır. Kısaca Fethiye Ovası ve yakın çevresinde beĢeri faaliyetler doğal ortam özelliklerinin denetiminde gerçekleĢmektedir. Demir (2010); araĢtırma sonucuna göre çalıĢma alanı doğa koruma kriterleri yönünden oluĢturulan bölgeleme sistemine göre koruma bölgelerine ayrılmıĢ ve “Tabiat Parkı” statüsünde korunması gerekliliği belirlenmiĢtir. Ferances et al. (2010); Bu çalıĢmada, 1990-2000 yılları arasındaki süreçte Avrupa‟nın 24 ülkesinde meydana gelen değiĢimler CORINE arazi örtüsü temel alınarak değerlendirilmiĢtir. Bu değerlendirmede değiĢimleri yoğunlaĢma, ormansızlaĢma, ağaçlandırma gibi alt sınıflar belirlenmiĢtir. Gül vd, (2010); Muğla-Bodrum Yarımadası örneğinden hareket edilmiĢ ve Türkiye‟deki Doğal Sit alanlarındaki mevcut durum analizi yapılmıĢ ve öneriler getirilmiĢtir. Sims (2010); uydu görüntülerinden faydalanarak Thailand‟da korunan alanlardaki koruma politikalarını ve turizmin bu bölgeleri nasıl etkilediği konusunda çalıĢma yapmıĢtır. Uçar (2010); Kırsal turizmin doğal ve kültürel mirasımızın korunmasında önemli bir iĢlevi olduğunu ve Fethiye‟nin sahip olduğu değerler bakımından kırsal turizminin geliĢmesinin gerekliliğini vurgulamaktır. Yu et al. (2011); Bu çalıĢmada, Daqing Ģehrinin Heilongjiang Eyaletindeki 1977-2007 yılları arasındaki arazi kullanımı Landsat 34 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi uydu görüntüleri kullanılarak arazi örtüsü değiĢimi belirlenmiĢ ve gelecekteki alan kullanım senaryoları modellenmiĢtir. Karayol (2012); Konya iline ait Spot 1986, 1996 ve 2005 yıllarına ait uydu görüntüleri kullanılarak değiĢim incelemiĢtir. Bu uydu görüntüleri üzerinde yapılan kontrollü sınıflandırma yöntemi ile yıllara göre Konya ilinin arazi üzerindeki değiĢimini, yapılaĢmanın hangi yönlere doğru ilerlediğini, tarım ve sanayi alanlarının nasıl geliĢtiğini, yeĢil alanların nasıl etkilendiği incelenmiĢtir. Kılar (2012); Bu çalıĢmada, Antalya ilinin Beldibi ve Manavgat kıyıları arasındaki bölgenin arazi kullanımdaki değiĢimlerinin tespit edilmesi amaçlanmıĢtır. Bu amaç doğrultusunda 1984 ve 2011 yıllarına ait Landsat uydu görüntüleri temin edilmiĢ ve arazi sınıflandırmasına tabi tutulmuĢtur. 3. MATERYAL ve YÖNTEM 3.1. Materyal Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi, Muğla ili Fethiye ilçesi sınırları içinde yer almaktadır. 12.06.1988 tarihi ve 88/13019 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile tespit ve ilan edilmiĢtir. Daha sonra 09.012.2006 18 tarih ve 26371 sayılı Resmi Gazete‟de yayımlanan 08.11.2006 tarih ve 2006/11266 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile sınır değiĢikliği yapılarak son halini almıĢtır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nin büyüklüğü 816,02 km2‟dir. 345,02 km2‟lik alan denizsel alan olup 471 km2‟lik alanı karasal alan oluĢturmaktadır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi, 16 yerleĢim yerini içine alır. Barselona SözleĢmesi gereğince Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen bölge aynı zamanda sit alanıdır. Ayrıca bölge sınırları içerisinde çeĢitli koruma statüleri ile korunan alanlar da mevcuttur. Fethiye ve yakın çevresi, ülkemizin önemli turizm merkezlerinden birisidir. Henüz tam olarak bozulmamıĢ doğal güzellikleri, ekolojik yapısı ve tarihten gelen kültürel zenginliği, iklim Ģartları ile turizm sektörü için önemli bir alan olmasının yanında, yer altı zenginlikleri, balıkçılık, tarım gibi ekonomik kaynakları ile de ülke açısından önemli bir alandır (ġekil 3.1). ÇalıĢma sınırları içerisindeki Ölüdeniz bölgesinde, doğal yapısındaki önemli orman örtüsü ile birçok canlıya habitat oluĢturmaktadır. Bu nedenle Fethiye-Ölüdeniz beldelerini içine alan bölge Kültür Bakanlığı‟na bağlı Ġzmir 2 nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından “Doğal Sit ve Arkeolojik Sit Alanı” ve 12.06.1988 tarih ve 88/13019 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile “Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak ilan edilmiĢtir. Ayrıca, Fethiye-Ölüdeniz Barselona SözleĢmesi‟ne taraf ülkelerin Eylül 1985‟te yaptıkları toplantıda kabul ettikleri “Cenova Deklerasyonu” gereği seçilmiĢ ve BirleĢmiĢ Milletler Çevre Programı tarafından yayımlanmıĢ olan Akdeniz‟de “Ortak Öneme Sahip 100 Kıyısal Tarihi Sit Alanı” listesinde yer alarak, doğal ve kültürel sit alanları olarak 36 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmiĢlerdir. Benzer Ģekilde Kayaköy, Ölüdeniz‟in batısında yer alan arkeolojik, doğal ve kentsel bir sit alanıdır. ÇalıĢma alanını sınırları içerisinde olan bölge, kültürel miras, tarım, doğal çevre açısından önemli bir koruma alanıdır. Şekil 3.1. ÇalıĢma alanının konumu ÇalıĢmada temel veri olarak Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi tarafından desteklenen BAP projesi kapsamında NĠK firmasından temin edilen, geometrik ve radyometrik düzeltmeleri yapılmıĢ Level 3A görüntüsü özelliği taĢıyan, 5 Ekim 2002 ve 7 Temmuz 2010 tarihli 15 m. yer çözünürlüğüne sahip ASTER uydu görüntüleri kullanılmıĢtır (ġekil 3.2, ġekil 3.3). Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU Şekil 3.2. 2002 yılına ait Aster uydu görüntüsü ve çalıĢma alanı sınırları 37 38 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Şekil 3.3. 2010 yılına ait Aster uydu görüntüsü ve çalıĢma alanı sınırları Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 39 ASTER uydu görüntüleri, yeryüzündeki kar ve buzul örtülerinin durumu, bitki örtüsünün değiĢimi, kaya-toprak sınıflaması gibi birçok amaç doğrultusunda kullanılmaktadır. ASTER uydusunda toplam 14 adet bant bulunmaktadır. Farklı amaçlara hizmet eden söz konusu 14 bant için çözünürlük değerleri 15, 30 ve 90 m olarak değiĢim göstermektedir. ASTER uydusunun ilk 3 bandı, VNIR (Visible Near Infrared) bantlar olarak adlandırılmakta olup, görünür ve yakın kızıl ötesi spektral aralığı kapsamaktadır. Bu bantların çözünürlüğü 15 m‟dir. Çizelge 3.1. ASTER algılayıcılarının spektral aralık ve çözünürlük özellikleri Bant No Spektral Aralık (μm) Çözünürlük (m) 1 0.52-0.60 (YeĢil) 15 2 0.63-0.69 (Kırmızı) 15 3 0.76-0.86 (Yakın kızılötesi) 15 4 1.60-1.70 (Kızılötesi) 30 5 2.145-2.185 (Kızılötesi) 30 6 2.285-2.225 (Kızılötesi) 30 7 2.235-2.285 (Kızılötesi) 30 8 2.295-2.365 (Kızılötesi) 30 9 2.360-2.430 (Kızılötesi) 30 10 8.125-8.475 (Termal) 90 11 8.475-8.825 (Termal) 90 12 8.925-9.275 (Termal) 90 13 10.25-10.95 (Termal) 90 14 10.95-11.65 (Termal) 90 ASTER görüntüleri Level 1A, 1B, Level 2 ve Level 3A formatında görüntüler vermektedir. Farklı amaçlar doğrultusunda kullanılan bu görüntü formatlarından Level 1A, geometrik ve 40 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi radyometrik düzeltmeleri yapılmadan kullanıcılara aktarılmaktadır. Bu nedenle, görüntüler üzerinde herhangi bir iĢlem yapılmadan önce, geometrik ve radyometrik düzeltmelerinin yapılması gerekmektedir. Level 1B görüntülerinde radyometrik düzenleme yapılmasına rağmen geometrik düzenleme yapılmamıĢtır. Level 2 görüntüleri ise genel olarak, radyans ve DN‟ler (Digital number) içermekte ve bunlara bağlı olarak, yüzey sıcaklığı, emissivite gibi bazı fiziksel parametrelerin uydu görüntüleri ile belirlenmesine olanak sağlamaktadır. Level 3A görüntüsü ise VNIR bandında 3N formatında SYM içermekte ve bu Ģekilde stereo görüntülerin oluĢturulmasına olanak sağlamaktadır. Level 3A görüntüsü, 1B görüntüsüne benzer Ģekilde rektifiye edilmiĢ, geometrik ve radyometrik düzeltmeleri yapılmıĢ olarak kullanıcılara sunulmaktadır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟ne ait veriler aĢağıda belirtilen birimlerden elde edilmiĢtir: Fethiye Meteoroloji Ġstasyonu‟ndan iklim özelliklerine dair veriler, Nüfusa ait veriler Türkiye Ġstatistik Kurumu verilerinden, Tarım ve hayvancılığa ait veriler Fethiye Tarım Ġlçe Müdürlüğü‟nden ve Fethiye-Göcek ÖÇKB‟nin biyolojik çeĢitliliği 2012 yılında Özel Çevre Koruma Kurumu tarafından yaptırılan “FethiyeGöcek ÖÇKB Biyolojik ÇeĢitliliğin Tespiti” Projesi‟nden temin edilmiĢtir. 3.2. Yöntem Yöntem çalıĢması için birçok yöntem incelenmiĢ ve yöntem olarak Yuan et al. (2005), Alphan (2006), Verburga et al. (2006), Sanver (2008), Sims (2010), Yu et al. (2011), Karayol (2012) ve Kılar (2012) tarafından geliĢtirilen ve kullanılan yöntemlerden yararlanılarak, araĢtırma amacına uygun bir yöntem oluĢturulmaya çalıĢılmıĢtır. ÇalıĢmanın yöntem basamakları aĢağıda belirtilmiĢtir (ġekil 3.4); Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 41 ÇalıĢmanın ilk aĢamasında çalıĢma sınırı içerisindeki doğal ve kültürel peyzaj özelliklerinin kapsamlı olarak envanterinin çıkarılması için arazi çalıĢmaları yapılarak, çalıĢma alanına ait yazılı ve görsel veriler araĢtırılmıĢtır. ÇalıĢmanın ikinci aĢamasında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi tarafından desteklenen BAP projesi kapsamında NĠK firmasından temin edilen, geometrik ve radyometrik düzeltmeleri yapılmıĢ Level 3A görüntüsü özelliği taĢıyan, 5 Ekim 2002 ve 7 Temmuz 2010 tarihli 15 m. yer çözünürlüğüne sahip ASTER uydu görüntüleri temin edilmiĢtir. ÇalıĢmanın üçüncü aĢamasında gerekli düzeltmelerin yapılarak temin edildiği ASTER uydu görüntülerinden çalıĢma alanı sınırları koordinatlarına uygun olacak Ģekilde kesilerek çıkarılmıĢtır. ÇalıĢmanın dördüncü aĢamasında çalıĢma alanı sınırlarına uygun olarak çıkarılan uydu görüntülerine kontrolsüz sınıflandırma iĢlemi uygulanmıĢtır. Görüntüler önce 40 sınıf üzerinden sınıflandırılmıĢ sonrasında ise bu sınıflar CORINE arazi örtüsü sınıflandırması arazi tipine uygun olarak altı sınıf Ģeklinde birleĢtirilmiĢtir (Çizelge 3.2). 42 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Çizelge 3.2. CORINE arazi örtüsü sınıflandırmasına uygun olarak atanan sınıflar Düzey 1 Düzey 2 1.1. Deniz 1. Su yüzeyleri 1.2. Göl 1.3. Akarsular 2. Orman Alanları 3. Maki Alanları 2.1. GeniĢ yapraklı ormanlar 2.2. Ġğne yapraklı ormanlar 3.1. Tek ve çok yıllık otsu türler 4.1. Tarıma elveriĢli alanlar 4. Tarım Alanları 4.2. Çok yıllık ürünler 4.3. Seralar 4.4. KarıĢık tarım alanları 5.1. ġehir yapısı 5.Yapay yüzeyler 5.2. Endüstriyel, ticari ve taĢıma birimleri 5.3. Maden, çöp ve inĢaat alanları 5.4. Tarım dıĢı yapay yeĢil alanlar 6. Diğer 6.1. Bitki örtüsü içermeyen çıplak yüzeyler 6.2. Sahil kumulları ÇalıĢmanın beĢinci aĢlamasında doğruluk değerlendirmesi yapılmıĢtır. Bu amaç için Google Earth yazılımı yardımcı veri olarak kullanılmıĢtır. ÇalıĢmanın altıncı aĢlamasında 2002 ve 2010 yıllarına ait görüntülerde alan kullanım sınıflarının miktarları hektar bazında belirlenmiĢtir. Sonrasında 2002 ve 2010 yıllarındaki görüntülerden elde edilen sonuçlar ikili olarak karĢılaĢtırılarak değiĢimin nereden nereye olduğu hektar bazında belirlenmiĢtir. Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 43 ÇalıĢmanın son aĢamasında elde edilen bulgular ıĢığında Bölge‟nin sürdürülebilir kullanımının sağlanması yönünde çözüm önerileri getirilmiĢtir. Şekil 3.4. Yöntem akıĢ Ģeması 4. ARAŞTIRMA BULGULARI 4.1. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin Doğal Özellikleri 4.1.1. Coğrafi Özellikleri Doğa güzelliği ve zenginliği kadar tarihi ve turistik önemiyle de dikkati çeken Fethiye ilçesi, Akdeniz Bölgesi ile Ege Bölgesi‟ni ayıran hattın Akdeniz Bölgesi içinde kalan tipik bir kıyı kentidir. Antalya Körfezi ile Fethiye Körfezi arasında kalan, Burdur gölü havzası ile Dalaman Çayı havzasını içine alan bölgeye “Teke Yöresi” denilmektedir. Marmaris koyunun doğusundan baĢlayan teke yöresi Fethiye ve çevresinde E-W doğrultulu tektonik olarak ikiye ayrılır. NE-SW doğrultusunda yüksek plato ve dağlar güneyde çöken kıyı bölümü içinde dağlık tepelik tektonik bloklar bulunmaktadır. Dalaman çayı ile EĢen çayı arasında kuzey doğu yönünde uzanan dağlık alan Fethiye‟nin kuzeyinde yüksek dağlık arazi olarak devam etmektedir. Dağlık alanlar arasında geniĢ yaylalar 1750 m. yüksekliklerde yer alsa da, 2000 metreyi geçen yüksek yerlerde vardır. Bunlardan Çal Dağı 2185 m Bocuk Dağı 2418 m, Yaylacık dağı 2114 m yükseltileri vardır. Fethiye ilçesi, tamamen teke yöresinde yer almaktadır. Yüzölçümü 3.055 km2 olup Muğla ili de dâhil en geniĢ yüz ölçümüne sahiptir. Muğla merkez ve diğer ilçelere göre nüfus yoğunluğu daha fazladır. Fethiye‟nin batısında, Fethiye Körfezi, Güneyde Mendos dağı (1750 m), Babadağ (1969 m) kütlesi ve Kaya yarımadası, doğu ve kuzeyde orta ve batı Torosların batı uçları bulunmaktadır. Fethiye körfezine bakan güney eteklerinde yüksekliği 900 metreye ulaĢan Nif, Gerde ve Üzümlü gibi küçük karstik çöküntü ovaları yer almaktadır. Fethiye ovası deniz kenarından daralarak Ģehrin kuzey ve doğusuna doğru uzanır. Ovalar dıĢında kalan arazi genel olarak çok dağlık, kayalık, sık ormanlık ve fundalıktır. 46 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Fethiye‟nin güneyinde dik bir fay yamacı olarak yükselen Babadağ, deniz kıyısından hemen yükselen, denize en yakın dağ özelliğini taĢımakta ve dünyaca tanınan yamaç paraĢütçülüğünün profesyonel anlamda yapıldığı, ölüdeniz lagünü en iyi seyretme olanağı sağlayan bir turistik potansiyeli çok yüksek dağ özelliği taĢımaktadır. Yaban hayatı ve bitkiler açısında biyo çeĢitliliğindeki zenginlik nedeniyle bilimsel potansiyeli de yüksektir. Fethiye Kemer karayolunun geçtiği alanlarda 250 metreyi geçmeyen tepelerden kuzeye doğru gidildikçe yükseklik artarak devam etmektedir. N-S doğrultulu EĢen Çayı çok geniĢ tektonik bir oluk Ģeklindedir. Doğuda Dumanlı dağ ve Akdağ‟ın uzantıları ile batıda Babadağ ile sınırlıdır. EĢen çayının getirdiği alüvyonlar tarihi Letoon kenti ile Patara limanını doldurmuĢtur. 4.1.2. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin Toprak Özellikleri Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin toprak özellikleri; büyük toprak grupları, arazi kullanım kabiliyet sınıfları ve erozyon özelliklerine göre sınıflandırılmıĢtır. 4.1.2. a. Büyük toprak grupları Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟ndeki büyük toprak grupları; alüviyal topraklar, hidromorfik alüviyal topraklar, kahverengi orman toprakları, kireçsiz kahverengi orman toprakları, kireçsiz kahverengi topraklar, kırmızı akdeniz toprakları, kahverengi akdeniz toprakları, kolliviyal topraklardır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟ndeki büyük toprak gruplarının kapladığı alanlar Çizelge 4.1‟ de gösterilmiĢtir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde en fazla alan kaplayan büyük toprak grubu kireçsiz kahverengi orman toprağı, en az alan kaplayan toprak grubu ise yüksek dağ, çayır topraklarıdır. Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 47 Çizelge 4.1. Büyük Toprak Grupları ve kapladığı alanlar (Ardahanlıoğlu, 2014). Büyük Toprak Grupları Alüviyal sahil Alan (ha) Oran (%) 920 1,95 Alüviyal toprak 1190 2,53 Çıplak kaya 1370 2,91 Hidromorfik alüviyal toprak 124 0,26 Irmak taĢkın yatağı 143 0,30 Kahverengi orman 463 0,98 Kireçsiz kahverengi orman 17 364 36,87 Kireçsiz kahverengi toprak 473 1,00 Kırmızı Akdeniz 11 379 24,16 Kahverengi Akdeniz 9092 19,30 Kolliviyal toprak 4530 9,62 Yüksek dağ-çayır 52 0,11 47 100 100,00 Toplam 4.1.2. b. Arazi Kullanım Yetenek Sınıfları Araziler, kullanma kabiliyetine göre; üzerinde erozyona sebep olunmadan en iyi, en kolay ve en ekonomik bir Ģekilde tarım yapılabilen birinci sınıf ile, hiç bir tarıma elveriĢli olmayan, çayır veya ormanlık olarak dahi kullanılamayan, ancak doğal hayata ortam teĢkil edebilen veya insanlar tarafından dinlenme yerleri ve milli park olarak kullanılabilen sekizinci sınıf arasında yer alırlar. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟ndeki arazi kullanım yetenek sınıfları I., II., III., IV., V., VI., VII. ve VIII. sınıf arazi sınıflarıdır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟ndeki arazi kullanım yetenek sınıflarının kapladıkları alanlar Çizelge 4.2‟ de gösterilmiĢtir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde en fazla alan kaplayan arazi kullanım yetenek sınıfı yedinci sınıf araziler, en az alan kaplayan arazi yetenek sınıfı ise beĢinci sınıf arazi yetenek sınıfıdır. 48 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Çizelge 4.2. Arazi Kullanım Yetenek Sınıfları ve kapladığı alanlar (Ardahanlıoğlu, 2014). Arazi Kullanım IYetenek Sınıfı II 2396 Alan (ha) 694 5,09 Oran (%) 1,47 III 2542 5,40 IV 781 1,66 V 154 0,32 VI 4601 9,77 34 435 73,11 1497 3,18 47 100 100,00 VII VIII Toplam 4.1.2. d. Erozyon Topraklarda büyük tahribata yol açan erozyon, toprak materyalinin koparılıp taĢınmasıdır. Toprakların maruz kaldığı erozyon sınıfları Ģu Ģekildedir; 1. derece erozyon, 2. derece orta Ģiddette erozyon, 3. derece Ģiddetli erozyon, 4. derece çok Ģiddetli erozyondur. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde dört erozyon derecesi de görülmektedir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟ndeki erozyon derecelerinin kapladıkları alanlar Çizelge 4.3‟ de gösterilmiĢtir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde en fazla meydana gelen erozyon derecesi 4.olarak bilinmektedir. Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 49 Çizelge 4.3 Erozyon dereceleri ve kapladıkları alanlar (Ardahanlıoğlu, 2014). Erozyon derecesi Alan (ha) Oran (%) 1 5491 11,66 2 2457 5,22 3 18 366 38,99 4 20 786 44,13 Toplam 47100 100,00 4.1.3. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin Jeolojik Yapısı Bölgenin genel stratigrafik yapısını genç yaĢlı, otokton üniteler, bunların üzerine gelen güneybatı Toros napları ile bölgede geniĢ yer kaplayan peridotit napları (ofiyolitler) ve ovaları meydana getiren alüvyon alanlar teĢkil eder. Fethiye civarındaki Mesozoik kireçtaĢları, Göcek ve civarında görülen Alt Miyosen yaĢlı detritik eserler ile Senomaniyen'den Akitaniyen'e kadar sürekli kireçtaĢı oluĢumları otokton ünitelerdir. Bölgede geniĢ yer kaplayan peridotit napları ile güneybatı Torosların bazı birimleri allokton ünitelerdir. Bazı güneybatı Toros birimleri otokton üniteler olup, bunların üzerine peridotit ve güneybatı Toros napları (Mesozoik kireçtaĢları) bindirmeli olarak gelmiĢlerdir. Fethiye Körfezi'nin kuzeyinde yer alan napların altındaki Göcek Penceresinde, Eosen ve Miyosen yaĢlı kireçtaĢlarına ait otokton üniteler, batıya doğru napların altında devam eder. Kalker fasiyesi genellikle Orta Eosen'e kadar hiç değiĢmeden sıralanır ve bunları detritik tabakaları ve kireçtaĢları takip eder. Bunların üzerine Alt Miyosen transgresif olarak gelir. Göcek Penceresinde peridoditler doğrudan doğruya otokton ünitelerin üzerinedir. Ġnlice köy yerleĢik alanının kuzeybatısındaki Mesozoik 50 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi kireçtaĢları (Trias, Lias, Kretase, Lütesiyen FiliĢ) birbiri üzerinedir. Ayrıca, tüm bu seriler Miyosen kireçtaĢları üzerine bindirmiĢlerdir. Ġnlice Ovasının doğusundaki kısımda ise peridodit napının altında diyabaz, onun altında ise Trias, Kretase ve Permiyen serileri gelmektedir. Yanıklar ve Kargı köy yerleĢik alanlarının alüvyonları ise peridotitler üzerindeki genç oluĢumlardır. Bölge, Türkiye Tektonik Birlikleri Bölümlenmesinde Toritler ünitesi içinde yer almaktadır. Hersiniyen ve Alp Orojenozinin etkisi altında kalmıĢtır (Anonim 2014b). Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟ndeki baĢlıca jeolojik formasyonlar Ģu Ģekildedir; Alüvyonlar, birikinti konileri, çakıltaĢı, çamurtaĢı, kumtaĢı, çört, çörtlü kireçtaĢı, dolomit, kireçtaĢı, kumtaĢı, çamurtaĢı, lıyas, kireç taĢı, dolomit, metabazik kayalar, perıdotıt, spilit, bazalt, tüf, traverten, çakıltaĢı, kumtaĢı, volkanit, çökel kaya. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nin jeolojik formasyonlarının kapladığı alanlar Çizelge 4.6‟da, jeoloji haritası ise ġekil 4.7‟de gösterilmiĢtir. FethiyeGöcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde en fazla alan kaplayan jeolojik formasyon peridoditlerdir. Bölgede 14222 ha alan kaplamaktadır. Bunu sırasıyla çörtlü kireçtaĢı ve alüvyonlar takip etmektedir. En az alan kaplayan jeolojik formasyon ise çakıl taĢıdır ( Anonim 2014b‟den geliĢtirilerek). Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU Şekil 4.1. Fethiye ve yakın çevresi genelleĢtirilmiĢ tektonostratigrafik sütun kesiti (Anonim,2014b). 51 52 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Çizelge 4.4. Jeolojik formasyonlar ve kapladığı alanlar (Anonim, 2014b‟den geliĢtirilerek) Jeolojik Yapı Alan (ha) Oran (%) Alüvyon 7317 15,54 Birikinti konileri 1527 3,24 ÇakıltaĢı 112 0,24 ÇamurtaĢı, kumtaĢı 535 1,14 Çört 382 0,81 Çörtlü kireçtaĢı 7635 16,21 Dolomıt 6548 13,90 KireçtaĢı 1027 2,18 KumtaĢı, çamurtaĢı 2461 5,23 Lıyas, kireç taĢı,dolomit 1613 3,42 Metabazik kayalar 1504 3,19 14 222 30,20 838 1,78 Perıdotıt Spilit, bazalt, tüf Traverten, çakıltaĢı, kumtaĢı Volkanit, çökel kaya Toplam 217 0,46 1162 2,47 47 100 100,00 4.1.4. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin İklim Özellikleri Fethiye‟de karakteristik Akdeniz iklimi hüküm sürmektedir. Yazlar sıcak ve kurak, kıĢlar ılık ve yağıĢlı geçer. Bitki örtüsü Akdeniz Bölgesi‟nin iklim ve yükseklik özelliklerini taĢır. 4.1.4.1. Güneşlenme Süresi ve Şiddeti GüneĢlenme süresi bir yerin güneĢin doğuĢu ile batıĢı arasında geçen sürede güneĢ ıĢığına maruz kaldığı süredir. Bu süre enlem derecesi ve mevsim Ģartlarına göre değiĢiklik göstermektedir Ayrıca yeryüzü örtüsünün değiĢmesi güneĢ radyasyonunun yeryüzünü ısıtması ve yer radyasyonunun miktarını etkilemektedir. Ölçümlere göre Fethiye‟de Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 53 güneĢlenme süresinin ortalama değeri 8 saat 15 dakikadır. GüneĢ ıĢınları; 21 Aralıkta 30° 10‟, 21 Mart – 23 Eylül arasında 53° 37‟ ve 21 Haziranda ise 76° 64‟ açı ile gelmektedir. Fethiye‟de güneĢlenme Ģiddeti (GüneĢ Radyasyonu) ortalama 383.50 cal/cm2/dak.‟dir. Fethiye Aralık ayında en az, Temmuz ayında en fazla güneĢ ıĢığından faydalanır. Ortalama günlük toplam güneĢlenme süresi ve ortalama güneĢ radyasyonu Ģiddeti (cal†dak) dağılımı tablo ve grafikleri aĢağıda verilmiĢtir. Çizelge 4.5. Ortalama toplam güneĢlenme süresi ve ortalama güneĢ radyasyonu Ģiddeti (1960-2012). Şekil 4.2. GüneĢlenme grafiği (1960-2012). 54 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi 4.1.4.2. Sıcaklık Yerkürede atmosfer koĢullarını ve yaĢamı etkileyen ve kontrol eden en önemli iklim elemanı sıcaklıktır. Yeryüzünün tek enerji kaynağı olan güneĢ atmosfer sıcaklığının da kaynağıdır. Sıcaklığın dağılıĢını etki eden faktörleri Ģöyle özetleyebiliriz. Enlem durumu, mevsimsellik, yer Ģekli ve yükselti, dağların uzanıĢ durumu, nem, kara ve deniz, bakı ve eğim, rüzgâr ve bitki örtüsü gibi etkilerden sıcaklık etkilenmektedir. Fethiye‟de ortalama aylık hava sıcaklığı yıl boyunca 10 derecenin altına düĢmez. Bu özelliği ile Fethiye sıcak bir bölge olarak kabul edilebilir. Fethiye‟de uzun yıllar ortalama hava sıcaklığı 18.3ºC. en sıcak ay ortalaması 27.8ºC ile Temmuz. en soğuk ay sıcaklık ortalaması 10.1ºC ile Ocak ayıdır (1960-2012). Çizelge 4.6. Fethiye Ġlçesinde aylık ortalama hava sıcaklıkları (1960-2012) Uzun yıllar aylık sıcaklık ortalamaları Rasat Yılı 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Ortalama Sıcaklık (°C) 52 10.1 10.8 12.9 16.1 20.4 25.0 27.7 27.6 23.9 19.2 14.4 11.4 Maksimum Sıcaklıkların Ortalaması (°C) 52 16.0 16.5 19.0 22.1 26.4 31.4 34.4 34.6 31.4 26.6 21.4 17.4 Minimum Sıcaklıkların Ortalaması (°C) 52 5.3 5.8 7.3 10.1 13.8 17.6 20.2 20.3 16.9 13.2 9.3 6.8 AYLAR Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 55 Şekil 4.3. Fethiye ilçesinde sıcaklık dağılımı (1960-2012). 4.1.4.3. Rüzgar Rüzgar, üç belirgin özelliği olan bir iklim elemanıdır. Bunlar rüzgarın yönü, hızı (Ģiddeti) ve (esme sıklığı) frekansıdır. Bir bölgede belirli süre içinde en çok esen rüzgâra hâkim rüzgâr denir. Rüzgâr havanın doğal bir hareketidir. Fethiye‟nin hâkim rüzgâr yönü (ENE) Doğu kuzeydoğu ‟dur. Fethiye‟de rüzgâr yönü ve hızı üzerinde arazi yapısı ve kara deniz iliĢkisi etkilidir. Yıl boyunca ENE yönlü rüzgâr diğer yönlere göre daha fazladır. Ġkinci hâkim yön (WSW) Batı güneybatı yönüdür. Özellikle Kuzey-Güney yönünden esen rüzgâr yok denecek kadar azdır. Fethiye çevresinin yüksek dağlarla çevrili olması hâkim rüzgâr yönünü belirlemektedir. Aynı rüzgâr mevsimsel değiĢiklik olmadan yıl içinde düz bir seyir izlemektedir. Fethiye ile diğer merkezlerin rüzgâr durumu kıyaslandığında Köyceğiz hariç diğer yerlerde rüzgârın hızı ve seyrinin bariz olarak kıĢ ve yaz aylarında farklı olduğu görülmektedir. KıĢ aylarında özellikle iç Anadolu‟da etkili olan Sibirya soğuk hava akımları çevreye yayılmaları ile rüzgâr yönünü belirler. Fethiye‟nin ortalama rüzgâr hızı 1.6 m/saniyedir. Bu itibarla rüzgâr yönünden çok sakin bir konumdadır. Yılda ortalama 2-3 gün (Rüzgâr hızı: 60 Km/saat veya 56 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi daha fazla) fırtına, yine yıl içinde ortalama 22 kuvvetli rüzgârlı gün yaĢanmaktadır. Fethiye‟de en Ģiddetli rüzgâr hızı 33.7 metre/saniye (121 km/saat) olarak 03 Kasım 1990 tarihinde kaydedilmiĢtir. Çizelge 4.7. Fethiye‟de aylara göre ortalama rüzgar hızı (1960-2012). Fethiye Uzun Yıllar Ortalama Rüzgâr Hız Parametre Rasat S. (YIL) Ortalama Rüzgâr Hızı (m/sec) 53 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 1.6 1.8 1.8 1.7 1.6 1.7 1.8 1.6 1.6 1.5 1.4 1.5 FETHIYE 1960 - 2012 YILLARINA AİT RÜZGAR DİYAGRAMI N 70000 NNW NNE 60000 NW NE 50000 40000 19536 30000 WNW 19082 64992 ENE 23212 14334 31827 8363 20000 10000 W 23441 25803 ESE 17855 40026 SW SE SSW E 37394 17640 9073 48912 WSW 38466 0 SSE Hakim Ruzgar Yönü ve Esme Sayısı ENE 64992 S Şekil 4.4. Fethiye rüzgar gülü diyagramı (1960-2012). 4.1.4.4. Yağış Fethiye‟de yıllık ortalama toplam yağıĢ oldukça fazladır. Denizden gelen nemli havanın ova çevresindeki yüksek dağ kütlelerine çarparak yükselip soğuması neticesinde konveksiyonel ve frontal yağıĢlar 853 mm gibi yüksek bir yağıĢ oluĢturmaktadır. Bu yağıĢın %55‟i kıĢın, %19‟u ilkbahar, %25‟i sonbahar ve %1‟i yazın Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 57 düĢmektedir. Bölgeye en fazla yağıĢ 02.12.1990 tarihinde 125.3 mm olarak düĢmüĢtür. Bölgede güneĢlenme süreleri Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında 11 saatin üzerindedir. Fethiye‟de hâkim rüzgar yönü doğu-kuzeydoğu olup ortalama rüzgar hızı 1.4 m/sn‟dir. Bölgede ortalama basınç 1012.5 hpa, ortalama nem ise %64‟dür. Şekil 4.5. Ortalama yağıĢ verileri (1960-2012). 4.1.5. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin Sosyo-Ekonomik Özellikleri 4.1.5.1. Sosyo-Demografik Yapı Muğla ilinin Fethiye ilçesi sınırları içerisinde yer alan FethiyeGöcek Özel Çevre Koruma Bölgesi, 6 belde ve 6 köyden oluĢmaktadır. Özel Çevre Koruma Bölgesi Fethiye Merkez Ġlçe, 58 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Ölüdeniz, Karaçulha, Çamköy, Çiftlik, Göcek belde belediyeleri ile Gökçeovacık, Ġnlice, Kargı, Yanıklar, Kayaköy ve Keçiler köylerinden oluĢmaktadır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin yerleĢim birimlerinin nüfusu Çizelge 4.8‟de verilmiĢtir. Fethiye İlçe Merkezi: Muğla ilinin güneydoğusunda, Teke yarımadasının batı kesiminde yer alan Fethiye ilçesi, kuzeyde Denizli ve Burdur illeri, doğuda Elmalı ilçesi ile Antalya ili, güneyde Esen Çayının denize döküldüğü Çayağzı, batıda Kapıdağ Yarımadası ile sınırlanmıĢtır. Çamköy Beldesi: Çamköy Beldesi‟nde 2013 yılı nüfus verilerine göre, 4406 kiĢi yaĢamaktadır. Çamköy Beldesi‟nin %80‟i tarımsal faaliyette bulunmaktadır. Seracılık ve turfanda sebze üretimi temel gelir kaynağıdır. Çiftlik Beldesi: Çiftlik Beldesi‟nde 2013 yılı nüfus verilerine göre 3021 kiĢi yaĢamaktadır. Belde 1998 yılında belediye tüzel kiĢiliğini kazanmıĢtır. Belde halkının %40‟ı tarımsal faaliyette bulunmaktadır. Seracılık geliĢmiĢtir. Turfanda sebze üretimi yapılmaktadır. Diğer önemli gelir kaynağı turizm faaliyetlerinden elde edilmektedir. Beldede turistik iĢletme olarak 4 otel, 2 pansiyon ve 4 restoran bulunmaktadır. Göcek Beldesi: Göcek Beldesi‟nde 2013 yılı nüfus verilerine göre, 4285 kiĢi yaĢamaktadır. Belde 1989 yılında belediye tüzel kiĢiliğini kazanmıĢtır. Belde dıĢarıdan göç almaktadır. Yaz mevsiminde nüfus iki kat artmaktadır. Beldenin temel geçim kaynağını turizm faaliyetleri oluĢturmaktadır. Belde de toplam 964 yatak kapasitesine sahip 37 konaklama hizmeti veren iĢletme bulunmaktadır (ġekil 4.41). Toprakların önemli bir bölümü tarımsal amaçlı olarak kullanılmaktadır. Beldede orman arazisi oldukça yoğundur. Özellikle Göcek ovasının hemen arkasında yükselen tepelerden itibaren yoğun bir orman dokusu görülmektedir. Bu alan geliĢme alanı sınırlarını belirlemektedir. Göcek Koyu`nda büyük ve uluslararası yat turizmi açısından önemli dört marina bulunmaktadır. Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 59 Koyun en önemli özelliği son derece korunaklı ve geniĢ bir körfez içerisinde yer alan ada ve koyları bünyesinde barındırmasıdır. Bunların doğal sonucu olarak geliĢmiĢ bir yat turizmi potansiyeline sahiptir (ÖÇKB Raporu, 2007). Koyların batı ve güney tarafları dağlarla çevrili olması bu alanı doğal bir liman haline getirmiĢtir. Bu da bölgeyi ülkemizde ve dünyada önemli bir doğal yat limanı yapmıĢtır. Beldede toplam yat bağlama kapasiteleri 810 olan dört marina vardır (Ġrez, 2006). Karaçulha Beldesi: Karaçulha Beldesi‟nde 2013 yılı nüfus verilerine göre, 13591 kiĢi yaĢamaktadır. Belde 1970 yılında belediye tüzel kiĢiliğini kazanmıĢtır. Ġlçe topraklarının bir kısmı Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları dıĢındadır. Beldenin geçim kaynaklarını %80 oranında tarımsal faaliyetler oluĢturmaktadır. Tarımın yapılanıĢı büyük oranda seracılık üzerine ĢekillenmiĢtir. Ölüdeniz Beldesi: Ölüdeniz Beldesi‟nde 2013 yılı nüfus verilerine göre, 4708 kiĢi yaĢamaktadır. Belde 1992 yılında belediye tüzel kiĢiliğini kazanmıĢtır. Hisarönü (ġekil 4.43) ve Ovacık (ġekil 4.44) yerleĢimlerinin de içerisinde bulunduğu Belde sınırları içerisinde sabit 3150, yazın ikamet eden 2000 ve yaklaĢık 1000 tane de Ġngiltere uyruklu yabancı yerleĢimci hane mevcuttur. Ölüdeniz, Fethiye Ġlçe merkezinin güney kısmını, ölüdeniz Belediyesinin Ovacık, Belcegiz ve Hisarönü mahalleleri ile Kayaköy yerleĢmesini içine alan toplam 107 km2 lik bir alanı içermektedir. Ölüdeniz beldesi sınırları içinde Ölüdeniz - Kıdrak Tabiat Parkı vardır. Bu alan aynı zamanda birinci derece sit alanıdır, Tabiat parkı, Fethiye ilçe merkezine 16 km. mesafede, Ölüdeniz beldesi sınırları içinde yer almaktadır. 1980‟li yıllardan önce orman içi dinlenme yeri olarak kullanılmıĢtır. 29/12/1983 tarihinde flora zenginliğini ve orman-deniz-sarp kayalıkların oluĢturduğu doğal peyzajı koruyabilmek amacıyla tabiat parkı yapılmıĢtır. Park alanı, hem 1. derece doğal sit alanıdır hem de Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içinde yer almaktadır. Tabiat parkı içinde, otopark, yeme içme ve diğer turistik destek hizmeti sunan çok sayıda ünite yer almaktadır. Ġlçe 60 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içinde, en fazla yerli ve yabancı ziyaretçi çeken doğal turistik arz kaynağıdır (Sanver, 2008). Gökçeovacık Köyü: Gökçeovacık Köyü‟nde 2013 yılı nüfus verilerine göre, 355 kiĢi yaĢamaktadır. Köyde turistik tesis olarak toplam 50 yatak kapasitesine sahip 1 otel ve 6 pansiyon ile doğa sporlarına yönelik 50 kiĢilik 1 kamping bulunmaktadır. Bu tesisler yabancı uyruklu kiĢiler tarafından iĢletilmektedir. İnlice Köyü: Ġnlice Köyü‟nde 2013 yılı nüfus verilerine göre, 871 kiĢi yaĢamaktadır. Temel gelir kaynağı turizmden gelmekte ve mevcut iĢgücü turizm sektöründe çalıĢmaktadır. Ġnlice ve Divre Çayları köyden geçmektedir. Kargı Köyü: Kargı Köyü‟nde 2013 yılı nüfus verilerine göre, 1564 kiĢi yaĢamaktadır. Turistik tesis olarak 4 pansiyon bulunmaktadır. Yatak kapasitesi 100 civarındadır. Köyün temel geçim kaynakları sırasıyla sera, narenciye, sebze üretimi ve turizmden elde edilen gelirlerden oluĢmaktadır. Kaya Köyü: Köyde 2013 yılı nüfus verilerine göre, 739 kiĢi yaĢamaktadır. Köyde turistik tesisi olarak apart otel ve pansiyonlardan oluĢan 20 tesis bulunmaktadır ve bu tesislerin toplam yatak kapasitesi 300 civarındadır. Köyün temel geçim kaynağı %90 oranda turizm faaliyetlerinden elde edilmektedir. Keçiler Köyü: Köyde 2013 yılı nüfus verilerine göre, 199 kiĢi yaĢamaktadır. Köy, „Orman Köyü‟ vasfındadır. Hayvan yetiĢtiriciliği önemli bir gelir kaynağıdır. Köyde turistik tesis olarak 10 apart pansiyon ve 150 yatak kapasitesi bulunmaktadır. Bu tesislerin iĢletmecileri yabancı uyrukludur. Köye yabancı uyruklu yaklaĢık 20 hane yerleĢmiĢtir. Yanıklar Köyü: Köyde 2013 yılı nüfus verilerine göre, 2009 kiĢi yaĢamaktadır. Köyün nüfusu yaz mevsiminde 3 kat artmaktadır. Köyde arıcılık, seracılık, narenciye ve sebze üretimi yapılmaktadır (ġekil 4.48). Köy halkının büyük çoğunluğunun serası bulunmaktadır. Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 61 Köyün turizm değeri ve potansiyeli oldukça yüksektir. Köyde turistik tesis olarak yatak kapasitesi 1.500-1.600 civarında olan iki tatil köyü, 50 yatak kapasitesine sahip 2 pansiyon, 50 yatak kapasitesine sahip bungalov evler ve 400 kiĢi kapasiteli kamping alanı bulunmaktadır (Anonim, 2010b). Çizelge 4.8. Yıllara Göre Fethiye-Göcek ÖÇK Bölgesi YerleĢim Birimleri Nüfusu (KiĢi) Yıllara Göre Fethiye - Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Yerleşim Birimleri Nüfusu (1985-2013) Yerleşim Birimleri Fethiye Merkez Çamköy 1985 1990 2000 2007 21.442 25.783 50.689 66.271 2008 2009 2010 2011 2012 2013 68.285 72.003 77.237 81.467 84.053 87.586 1.785 2.169 2.980 3.891 3.977 3.940 4.068 4.185 4.387 4.406 Çiftlik - 1.022 2.005 2.217 2.720 2.620 2.649 2.754 2.758 3.021 Göcek 2.166 2.914 4.005 3.625 4.021 4.039 4.011 4.162 4.186 4.285 Karaçulha 5.291 5.656 8.574 13.063 13.114 12.794 12.822 13.191 13.563 13.591 Ölüdeniz 1241 2527 5.600 2.974 4.707 4.532 4.451 4.595 4.369 4.708 Gökçeovacık 375 334 356 334 377 380 371 383 372 355 İnlice 718 737 695 815 840 830 833 875 861 871 Kargı 1.587 1.110 1.163 1.431 1.426 1.501 1.508 1.546 1.572 1.564 Kayaköy 521 584 1524 641 682 680 656 683 693 739 Keçiler 189 205 204 157 154 193 191 209 188 199 1.240 1.470 2.598 1.792 1.806 1.791 1.875 1.936 1.986 2.009 Yanıklar Toplam 35.314 41.984 80.393 97.211 102.109 105.303 110.672 115.986 118.988 119.049 Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölge nüfusunun 1985-2013 yılları arasında 35.314‟den 119.049‟a yükseldiği görülmektedir. Bölge nüfusu yaklaĢık olarak dört katlık bir artıĢ göstermiĢtir. Nüfus artıĢının en fazla olduğu yerleĢimler Fethiye merkez, Karaçulha, Ölüdeniz ve Göcek‟tir. 62 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi 4.1.6. Biyolojik Çeşitlilik “Fethiye Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Karasal Biyolojik ÇeĢitliliğin Tespiti Projesi” çalıĢma alanı sınırları içerisinde yapılmıĢ en kapsamlı biyoçeĢitlilik tespit çalıĢmasıdır. Proje kapsamında bölgedeki bitki toplulukları, habitat sınıfları, bitki türleri, memeli, kuĢ, iki yaĢamlı, sürüngen ve böcek türleri üzerine ayrıntılı çalıĢmalar yapılmıĢtır. Alanda yapılan floristik çalıĢmalar sonucunda 71 familyaya ait 261 cins ve bu cinslere ait de 408 takson tespit edilmiĢtir. Bu taksonlardan 52‟si Türkiye‟ye özgü endemiktir. 4.1.6.1. Flora Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi floristik açıdan oldukça ilginç ve zengindir. Bu Özel Çevre Koruma Bölgesi Akdeniz ikliminin etkisi altında olduğu için özellikle orman vejetasyonu çok iyi geliĢmiĢtir. Orman vejetasyonunun tahrip edildiği alanlarda ise maki ve fragana vejetasyonu da iyi durumdadır. Orman vejetasyonunu oluĢturan kızılçam ve günlük ormanları klimax safhadadır. Kalker ana kayalar üzerinde geliĢen maki vejetasyonu da klimaks safhada olmasa da subklimaks safhadadır. Ayrıca gerek serpantin, gerekse de kalker ana kaya üzerinde geliĢen fragana toplulukları oldukça sağlıklı olup geniĢ alanlar kaplamaktadırlar. Ancak bu alanlar son yıllarda ağaçlandırılmaya baĢlanmıĢtır. Kocagöl, Baldırnaz Gölü ve Akgöl kıyısı ile çevrelerindeki sulak ve bataklık alanlarda bataklık vejetasyonu da oldukça iyi temsil edilmektedir (Anonim, 2014a). Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde yapılan vejetasyon çalıĢmaları sonucunda vejetasyon tipleri orman, maki, frigana ve bataklık olarak belirlenmiĢtir. Orman Vejetasyonu: Periploco graecae - Liquidambaretum orientalis birliği, Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde sınırlı alanlarda temsil edilmektedir. Alanda en iyi temsil edildiği yerler Günlüklü ve Ġnlice çevresidir. Her iki alanda da bu ormanlar hem habitat uygunluğu hem de floristik kompozisyon açısından klimax safhadadır. Bununla birlikte ÖÇKB sınırları içinde hemen Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 63 hemen tüm dere boylarında yayılıĢ göstermektedir. Bu ormanların habitatı son derece hassastır. Bu ormanlar taban suyu seviyesi yüksek, organik madde bakımından zengin, asitli, düz alüvyal alanları tercih ederler ve habitatlarda %100 örtüĢ oluĢtururlar. Aynı zamanda bu habitatlar tarım yapmaya da son derce elveriĢlidir. Bu nedenle bu ormanlar sürekli baskı altında kalmıĢ ancak koruma önlemleri alındıktan sonra sınırlı alanlarda korunabilmiĢtir. Ülkemiz için endemik olan bu birlik alan içinde Günlüklü koyunda ve Ġnlice güneydoğusunda güzel topluluklar oluĢturur. Genel örtüĢün %100‟ü bulduğu bu habitatlarda yüzey suyu sürekli mevcut ve taban suyu da oldukça yüksektir. Bu habitatlar için en büyük tehdit taban suyunun düĢmesi ve yüzey su akıĢının engellenmesidir (Anonim, 2014a). Aetheorhizo bulbosae-Pinetum brutiae birliği: Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nin hakim vejetasyonunu kızılçam (Pinus brutia) ormanları oluĢturur. Bu ormanlar hem kalker ana kayaya sahip alanlarda hem de serpantin ana kayaya sahip alanlarda oldukça iyi geliĢim gösterir. Alanda kalker ana kaya üzerinde geliĢen kızılçam ormanları, Fethiye‟nin güney ve doğusunda yer alan Belen Dağı, Karadağ, Geymene Dağı, Elmalıdağ, Mendos ve Babadağ batı sırtları, Karınca Dağ, Kapıdağ, Domuz Adası, Tersane Adası, Belenkirse, Ekincik Tepe ve OtlutaĢ Dağı çevrelerinde; serpantin ana kaya üzerinde geliĢen kızılçam ormanları da Ġnlice doğusundan baĢlayarak Fethiye‟nin kuzeyine kadar ÖÇKB içindeki tüm alanları içine alır (Anonim, 2014a). Maki Vejetasyonu: Quercus aucheri-Oleatum europaeae birliği, Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde çok yaygın değildir. Bu birlik daha önce Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde ve KaĢ-Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde de tespit edilmiĢtir. Ancak bu birliğin temsil edildiği en güzel alanlar KaĢKekova ÖÇKB‟de bulunmaktadır. ÇalıĢma alanı içinden tespit edilen bu birlik kısmen tahrip görmüĢtür. Büyük ölçüde Kaya Köy batısında Değirmentepe çevresinde yayılıĢ gösteren bu birliğin floristik kompozisyonu zengindir. Ülkemiz için endemik olan bu birlik fitososyolojik olarak Quercetea ilicis sınıfına, Quercetalia ilicis 64 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi ordosuna ve Oleo-Ceratonion alyansına bağlanır. Ancak birlik içinde Cisto-Micromerietea sınıfının karakter türleri de azımsanmayacak kadar fazladır. Kalker anakayalar üzerinde geliĢim gösteren birliğin örtüĢü %80-90 arasında değiĢmektedir. Birliği oluĢturan çalı formundaki bitkilerin örtüĢü %70-80 arasında otsu türlerin örtüĢü ise %10-40 arasında değiĢmektedir. Bu birlik endemik olduğu ve içinde de lokal yayılıĢlı birçok endemik türü barındırdığı için birliğin bulunduğu alanların korunması son derece önem arz etmektedir (Anonim, 2014a). Lilio-Arbutetum andrachnea birliği: Lilio-Arbutetum andrachne birliği, Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi'nde çok yaygın değildir. Çünkü bu birlik kalker ana kaya üzerinde geliĢmektedir. Halbuki bu bölgede serpantin ana kaya daha hakimdir. Bu birlik daha önce Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde de tespit edilmiĢtir. ÇalıĢma alanından tespit edilen bu birlik kısmen tahribat görmüĢtür. Göcek kuzeyinde kalker ana kayalar üzerinde geliĢen bu birlik klimax safhada olup kuzey bakılı yamaçları tercih etmektedir (Anonim, 2014a). Frigana vejetasyonu: Alysso-Genistetum acanthocladae birliği: Bu birlik, Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde kızılçam ormanlarının tahribi sonucu geliĢmiĢtir. Bu nedenle bu birlik genel olarak yerleĢim yerlerine yakın orman sınırlarında en iyi geliĢimini yapar. Birlik Fethiye‟nin güneyinde kalker kaya üzerinde Karadağ çevresinde, Yanıklar, Karagedik ve Kargı çevrelerinde ise serpantin ana kaya üzerinde en iyi geliĢimi yapar. Farklı ana kayalar üzerinde geliĢen bu birlik Alysso-Genistetum acanthocalae birliği içinde değerlendirilmiĢtir. Birlik bölgede hakim olarak bulunan kızılçam orman vejetasyonunun yanması neticesinde sekonder olarak geliĢmiĢtir. Bu nedenle birlik içinde maki ve orman vejetasyonunda yer alan birçok tür de yayılıĢ göstermektedir. Birliğin karakteristik türleri Genista acanthoclada, Alyssum caricum, Alkana areolata, Cytisopsis dorycniifolia subsp. reeseni ve Bupleurum gracile‟dir (Anonim, 2014a). Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 65 Bataklık Vejetasyonu: Cladio-Schoenetum nigricantis birliği bataklık vejetasyonu içerisinde yer alır. Bu birlik, Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde özellikle Baldınaz Gölü, Kocagöl ve Akgöl çevrelerinde yayılıĢ gösterir. Floristik kompozisyon zayıf olmakla birlikte örtüĢ %100‟dür. Floristk kompozisyon içinde yer alan türlerin örtüĢ yüzdeleri küçük habitat değiĢimine paralel olarak sürekli değiĢir. Bazı alanlarda Phragmites australis baskın duruma geçerken bazı alanlarda Juncus maritimus, bazı alanlarda da Thpha domingensis baskın duruma geçer. Bu nedenle farklı örtüĢ düzeyleri ile temsil edilen bu toplulukları birlik düzeyinde ayırt etmek mümkün olmamıĢtır (Anonim, 2014a). 4.1.6.2. Fauna Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi için 2012 yılında Özel Çevre Koruma kurum baĢkanlığı tarafından yaptırılan FethiyeGöcek Özel Çevre Koruma Bölgesi biyoçeĢitlilik projesi bölge için yapılmıĢ en kapsamlı projedir. Bu projenin sonuçlarına göre; FethiyeGöcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde yapılan arazi çalıĢmaları sonucunda 17 memeli türü tespit edilmiĢtir. Bunlardan 1 tür böcekçil, 3 tür yarasa, 7 tür kemirici, 5 tür yırtıcı, 1 tür ise çift toynaklılardandır. Yapılan çalıĢmalarda tespit edilen türler içinde Sus scrofa (domuz)‟nın yerleĢim alanları haricinde hemen hemen her lokalitede izlerine rastlanmıĢtır ve çalıĢma alanında populasyon seviyesi en yüksek türdür. Koruma statüleri bakımından önemli bir tür olan Lutra lutra (su samuru) nın proje alanı içinde Kocagöl ve bu gölü besleyen kanallarda yaĢadığına dair kayıtlar bulunmaktadır. Ayrıca bölgede 117 böcek türü tespit edilmiĢtir. Proje ekibinin saha çalıĢmalarından elde ettiği bulgulara göre, Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içinde 126 kuĢ türü saptanmıĢtır. Bölgede, 16 takım ve 44 kuĢ familyasına ait toplam 126 kuĢ türünün olduğu belirlenmiĢtir. Bu kuĢ türlerinden, 72 tanesi ötücü olmayan kuĢlar ve 54 tanesi ötücü kuĢlar kategorisinde yer almaktadır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde yapılan çalıĢmalarda 1 semender, 5 kuyruksuz kurbağa, 2 kaplumbağa, 9 66 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi kertenkele ve 7 yılan olmak üzere toplam 24 Amphibi ve Reptil türü tespit edilmiĢtir. Bu türlerden Lyciasalamandra fazilae endemik bir türdür ve IUCN koruma kriterlerine göre “Tehlike Altında” (EN) olan türler içindedir. Kara kaplumbağası olan Testudo graeca türü IUCN kriterlerine göre “Hassas” (VU) konumundadır (Anonim, 2014a). Dünya denizlerinde yaĢayan deniz kaplumbağası türlerinin hepsi yayılıĢ alanlarının tamamında veya önemli bir bölümünde nesli yok olma tehlikesinde olan "Tehlike Altındaki Türler" ya da yakın gelecekte muhtemelen tehlike altında olacak "Tehdit Altındaki Türler" kategorisinde bulunmaktadır. Uluslararası Doğal Hayatı Koruma Birliği (IUCN) tarafından yayınlanan kırmızı listede Türkiye'nin Akdeniz sahillerinde düzenli olarak yuva yapan iki türden Chelonia mydas "tehlikede", Caretta caretta ise "tehdit altında" olan hayvanlar olarak tanımlanmaktadır. Çünkü bu tür deniz kaplumbağalarının populasyonları, insan aktivitelerinin bir sonucu olarak farklı derecelerde büyük oranda azalmıĢtır. Bu türlerden ikisi (Caretta caretta ve Chelonia . mydas) Türkiye‟nin Akdeniz sahil Ģeridi boyunca 17 kumsala çıkarak yumurta bırakmaktadır Bern sözleĢmesi ile koruma altına alınan bu iki türden Caretta caretta nesli tehdit altında, Chelonia mydas ise nesli tehlike altında olan türler arasında gösterilmiĢtir. Caretta caretta, Fethiye kumsalında yumurta bıraktığından önemli bir konumdadır (Anonim, 2010a). Akdeniz havzası içinde 5 türle temsil edilen deniz kaplumbağalarından 3 türü (Caretta Caretta, Chelonia Mydas, Dermochelys Coriacea) Türkiye deniz sularında tespit edilmiĢtir. Bern SözleĢmesi ve CITES ile koruma altına alınan Caretta Caretta ve Chelonia Mydas türlerinin üreme alanlarından birisi de Fethiye Kumsalı‟dır (Anonim, 2010a). 4.1.7. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin Peyzaj Özellikleri ġövalye Adasından baĢlayarak, Fethiye körfezinin batı ve kuzeybatısındaki irili ufaklı adaların hepsine birden On iki Adalar denir. Bu adalardan her biri ayrı özellik ve güzelliğe sahiptir. Bu adaların baĢlıcaları Ģunlardır: Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 67 Oyuktepe Koyları: Aksazlar, Samanlık, Kalemya, Boncuklu. Fethiye‟nin batısında yer alan bu koylar, ulaĢımın kolay olması dolayısıyla ile daha çok günübirlikçilerin tarafından ziyaret edilmektedir (ġekil 4.6). Aksazlar Koyu Küçük Samanlık Koyu Büyük Samanlık Koyu Kuleli Koyu Şekil 4.6. Oyuktepe koylarından görünümler.(Orijinal, 2014) 68 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Şövalye Adası: Fethiye Körfezi‟nin giriĢinde, Fethiye‟ye 1.5 mil uzaklıkta bulunur. GeçmiĢte Rodos ġovalyeleri tarafından kullanılan ve üzerinde aynı dönemden kalma bir kale bulunan ada ekseriyetle Fethiye‟nin yerli halkı tarafından yazlık olarak kullanılmaktadır. Antik çağda Rodos ġövalyelerinin yerleĢim alanı olarak kullanılan ada, adını da bu Ģövalyelerden almaktadır. Kızılada: Koylardaki kum ve çakılların gün batımında kızılımsı bir görünüm almasıyla bilinen adada tek bina olarak hala çalıĢmakta olan bir deniz feneri bulunmaktadır. Deliktaş Adası: Kızıl Ada‟nın kuzeybatısında dalıĢ yapmak isteyenlerin tercih ettikleri değiĢik büyüklükte adalardır. Yassıca Adaları: DeğiĢik büyüklükte 5 adadan oluĢan Yassıca Adaları günübirlik tekne turlarının en önemli durağıdır. Zeytin Adası: Yassıca Adalarının güney ucunda bulunan ve özel mülkiyete sahip tek adadır. Ada üzerinde Osmanlı Döneminden kaldığı sanılan bir zeytin sıkma atölyesi bulunmaktadır. Tersane Adası: Fethiye Körfezi‟ndeki adaların en büyüğüdür. I.Dünya SavaĢı sonundaki mübadele zamanında boĢaltılmıĢ bir Rum Köyünün yerleĢim alanı olan adada, Ģu anda adanın adını aldığı bir tersane ve ayrıca bir gözlem kulesinin kalıntılarına rastlanabilmektedir. Adanın, denizciler tarafından yaz ve kıĢ limanı olarak diye isimlendirilen ve mavi yolcular tarafından büyük ilgi çeken iki ayrı korunaklı koyu bulunmaktadır. Domuz (Prens) Adası: Ġsmini ada üzerinde yaĢayan yaban domuzlarından aldığına inanılmaktadır. Ayrıca bir zamanlar adada yaĢadığı düĢünülen bir prense ithafen de Prens Adası olarak da adlandırılmaktadır. Kleopatra Hamamı: Kıyısında, yarısı denizin altında kalmıĢ olan bir Bizans Manastırı bulunmaktadır. Ayrıca antik Lydae Ģehrinin kalıntıları görülebilir (ġekil 4.27). Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU ġövalye Adası DeliktaĢ Adası Kızılada Yassıca Adaları 69 70 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Zeytin Adası Tersane Adası Domuz Adası Cleopatra Hamamı Şekil 4.7. Adalardan görünümler (Anonim, 2014d) Bedri Rahmi Koyu: Tersane Adası‟nın kuzeybatısında yer alan koyun giriĢinde 19674 yılında ünlü ressam Bedri Rahmi EYÜPOĞLU tarafından bir kaya üzerine yapılmıĢ büyük bir balık resmi dikkati çeker. Yamaçlarındaki kaya mezarları ile koy Mavi Yolcularının önemli uğrak yerlerindendir (ġekil 4.28). Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 71 Şekil 4.8. Bedri Rahmi Koyu (Anonim, 2014d). Göbün Koyu: Domuz Adası‟nın güneyindeki dar bir boğazın güneyinde yer alan çam ve zeytin ağaçları ile kaplı bir koydur. Koyda, Kaunos kaya mezarları ve kalıntılar bulunmaktadır (ġekil 4.29). Şekil 4.9. Göbün koyu (Anonim, 2014d) 72 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Katrancı Koyu: Fethiye‟den Muğla‟ya doğru 17. km.de bulunan çam ağaçları ile kaplı bir orman içi dinlenme yeridir. Koyun batısına doğru patika takip edilerek Kızlar Koyu‟na ulaĢılır (ġekil 4.30). Şekil 4.10. Katrancı Koyu (Orijinal, 2014) Küçük Kargı (Günlüklü) Koyu: Muğla yönünde 19.km‟de bulunan koy, ilaç ve parfüm yapımında kullanılan günlük ağaçlarının dünya üzerinde ender yetiĢtiği yerlerden biridir (ġekil 4.31.). Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 73 Şekil 4.11. Günlüklü Koyu (Orijinal, 2014) Çalış; Fethiye‟ye 5 km. uzaklıkta bulunan ÇalıĢ Plajı, Fethiye‟nin belli baĢlı eğlence ve dinlence merkezlerinden birisidir. 5 km.‟lik plaj uzunluğuna sahiptir (ġekil 4.12.). 74 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Şekil 4.12. ÇalıĢtan görünümler (Anonim, 2014e). Gemiler Koyu ve Adası; Kayaköy‟den batıya doğru uzanan yolun sonundaki çam ve zeytin ağaçları ile çevrili küçük koyun karĢısında yer alan Gemile Adası içinde bulunduğu koydan adını almakla birlikte eski zamanlarda Aya Nicola Adası olarak bilinmektedir. Kara ile arasında yatların barınmasına çok elveriĢli bir boğaz oluĢturan adaya Kayaköy üzerinden kara yoluyla ulaĢılabildiği gibi, Fethiye Körfezi çıkıĢıyla ġövalye Adası‟ndan sonra soldaki kıyıları izleyerek, ġahin ve Ġblis Burunlarını içine alan deniz yolu ile de ulaĢılabilir (ġekil 4.13.). Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 75 Şekil 4.13. Gemiler koyu ve adası (Orijinal, 2014). 4.1.7.1. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi’ndeki Kültürel Kaynak Değerleri Tarihin bilinen en eski çağlarından beri yerleĢim birimi olarak varlığını sürdüren Fethiye‟de birçok antik kalıntı ve tarihi değer bulunmaktadır. Bunlardan bazıları Ģunlardır: 76 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Likya Uygarlığına Ait Kral Mezarları: Fethiye‟nin güneyinde yer alan dik kayalık yamaç üzerine oyularak yapılmıĢ 3‟ü tapınak tipinde diğerleri sivil mimari örneklerini yansıtan birçok kaya mezarları bulunmaktadır. Kaya Mezarlarının tümü Helenistik dönemde yapılmıĢ dolayısıyla Fethiye‟nin yaĢadığı tüm medeniyetlere tanıklık etmiĢtir (ġekil 4.14). Şekil 4.14. Kral mezarları (orijinal, 2014) Fethiye Kalesi: ġehrin güneyinde yükselen kalenin, Aziz John'un Ģövalyelerine ait olduğu sanılmaktadır. ġehrin ilk kurulduğu yer olan kale, bir surla çevrili olup bugün bu surların altında Roma, üzerinde de Orta Çağ'da yapılan surlar görülmektedir (ġekil 4.15). Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 77 Şekil 4.15. Fethiye kalesi (Orijinal, 2014) Kayaköy: Fethiye‟ye 8 km. uzaklıktadır. Kayaköy‟ün geçmiĢi filolojik açıdan M.Ö. 3. binlere dek gitmesine karĢın, antik dönem kalıntılarından günümüze M.Ö. 4. yüzyıla tarihlenen, az sayıda lahit ve kaya mezarları ulaĢmıĢtır. Kentin yamaçlarındaki yapıların tamamı, Osmanlı Ġmparatorluğu‟nun geç dönemlerinde, azınlıklara tanınan haklarla, 19. yüzyılın 2. yarısı ile 20. yüzyılın ilk çeyreğinde yerleĢen Rumlar tarafından yapılmıĢtır. Türkiye Cumhuriyeti‟nin kuruluĢ yıllarında bölgede yasayan Rumlar'ın, Batı Trakya‟daki Türkler ile değiĢ tokuĢ edilmesi sonucu kent boĢaltılmıĢtır. Kentteki yapılar, kapı, pencere ve üst örtü sisteminin doğal etkenlerle yok olmasıyla, hayalet kent görünümü almıĢtır. Terk edilen kentte, kullanıldığı dönemde, her biri 50 m2.‟den büyük olmayan, manzara ve ıĢık açısından birbirinin önünü kapatmayan, genellikle alt katları kiler olan ikiĢer katlı, giriĢte çatıdaki yağmur sularının toplandığı zemin altı sarnıçların olduğu, 350 ila 400 konut bulunmaktadır. Konutların yanı sıra evlerin arasına serpiĢtirilmiĢ çok sayıda Ģapel, iki büyük kilise, okul binası ve bir gümrük binası yer almaktadır. Kayaköy hem kentsel sit hemde 1. Derece Arkeolojik Sit alanıdır (ġekil 4.16). 78 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Şekil 4.16. Kayaköy (Orijinal, 2014) Telmessos Tiyatrosu: Erken Roma döneminde yapılan ve M.S. II. yüzyılda onarım geçiren bu tiyatro yapılan kazı çalıĢmaları sonunda tiyatronun tüm unsurları ortaya çıkarılmıĢtır. Bir diozoma ile iki oturma grubuna sahip olan tiyatronun üst oturma sıralarının tamamı kordon çalıĢmasında dolgu malzemesi olarak kullanılmıĢtır. Mevcut 4 giriĢ ve çıkıĢlardan biri bozulmuĢ diğerleri sağlam kalmıĢtır. Tiyatroda bugünkü Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 79 haliyle 2000-2500 kiĢi oturabilmektedir. Tiyatronun orijinalindeki oturma kapasitesi ise takriben 6000 kiĢiliktir (ġekil 4.17). 5 bin yıllık geçmiĢi bulunan Telmessos Antik Tiyatrosu'nun baĢına gelen tek gerçek ilgisizlik değil. 1960'lı yıllarda sütunları liman dolgu malzemesi olarak kullanılan bu tarihi mekan, 1990'lı yıllara kadar moloz yığınları altında kalmıĢtı. Hatta üzerine ev yapılarak kaybolması sağlanan Telmessos Antik Tiyatrosu, 1991 yılında yapılan kazı çalıĢmaları ile yeniden gün yüzüne çıkarılmıĢtır (Anonim, 2014f). Şekil 4.17. Telmessos tiyatrosu (Anonim, 2014f). Antik Kentler; Fethiye müzesine bağlı örenyerleri ve bulundukları yerler Ģu Ģekildedir; Balbura, Çobanisa‟da, Termessus, Kınık‟da, Telandrus, Arpacık‟da, Deadala, Kertmeç‟te, Oınoanda, Anbarkavak‟da, Araxa, Ören‟de, Telmessos, merkezde, Aloanda, Kabaağaç‟ta, Karmlassos, Kayaköy‟de, Tersane adası ise Göcek‟te bulunmaktadır. 80 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi 4.2. Arazi Örtüsü Değişimlerinin Uzaktan Algılama Teknikleri İle Belirlenmesi ÇalıĢmanın bu aĢamasında Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde 2002-2010 yılları arasında meydana gelen arazi örtüsü değiĢimleri uzaktan algılama teknikleri ile belirlenmiĢtir. 2002 ve 2010 yıllarına ait ASTER uydu görüntülerinden kesilerek çıkarılan çalıĢma alanına ait görüntüler sınıflandırılırken ISODATA algoritmasına göre kontrolsüz olarak sınıflandırılmıĢtır. Sınıflandırmada görüntülerin her birisine renk dağılımının gerçeğe daha yakın olduğu 4-3-2 bant kombinasyonlarında 30 sınıf atanarak sınıflandırma yapılmıĢtır (ġekil 18,19). Şekil 4.18. 2002 ASTER uydu görüntüsünde çalıĢma alanı. Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 81 Şekil 4.19. 2010 ASTER uydu görüntüsünde çalıĢma alanı. Kontrolsüz sınıflandırmada, küme merkezleri geçici olarak hesaplanarak, piksellerin dâhil olacağı sınıflar belirlenir ve bu iĢlem, küme merkezlerinin konumlarında değiĢim olmayana kadar devam eder. Sınıflandırma iĢleminde spektral uzunluğun belirlenmesinde, Euklid ve Mahalanobis gibi uzaklıklar kullanılır. Sıralı kümeleme (Sequential Clustering), istatiksel kümeleme (Statistical Clustering), tekrarlı ardıĢık kümeleme (ISODATA Clustering- Iterative Self Organising Data Analysis Techniques) ve RGB kümeleme (RGB Clustering) gibi farklı kontrolsüz sınıflandırma türleri vardır. Bunlardan ISODATA algoritması uygulamada, iyi sonuç vermesi nedeniyle yaygın olarak kullanılmaktadır (Ekercin, 2011). 82 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Görüntülere atanan 30 sınıfın sınıflandırma iĢleminden sonra bu sınıflar CORINE arazi örtüsü sınıflandırması arazi tipine uygun olarak altı sınıf Ģeklinde birleĢtirilmiĢtir. Bu sınıflar Çizelge 4.9‟da gösterildiği gibidir. Çizelge 4.9. CORINE arazi örtüsü sınıflandırmasına uygun olarak atanan sınıflar Düzey 1 1. Su yüzeyleri 2. Orman Alanları 3. Maki Alanları 4. Tarım Alanları 5.Yapay yüzeyler 6. Diğer Düzey 2 1.1. Deniz 1.2. Göl 1.3. Akarsular 2.1. GeniĢ yapraklı ormanlar 2.2. Ġğne yapraklı ormanlar 3.1. Tek ve çok yıllık otsu türler 4.1. Tarıma elveriĢli alanlar 4.2. Çok yıllık ürünler 4.3. Seralar 4.4. KarıĢık tarım alanları 5.1. ġehir yapısı 5.2. Endüstriyel, ticari ve taĢıma birimleri 5.3. Maden, çöp ve inĢaat alanları 5.4. Tarım dıĢı yapay yeĢil alanlar 6.1. Bitki örtüsü içermeyen çıplak yüzeyler 6.2. Sahil kumulları Sınıflandırma iĢleminden sonra görüntülere doğruluk analizi yapılmıĢtır. Doğruluk analizinde Google Earth programı yardımcı veri olarak kullanılmıĢtır. 4.2.1. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin 2002 Yılı Sınıflandırma Sonuçları Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nin 2002 yılına ait uydu görüntüsünden yapılan sınıflandırma sonuçlarına göre her bir sınıfın kapladığı alanlar Çizelge 4.10‟da sınıflama görüntüsü ise ġekil 4.20‟de gösterilmiĢtir. 2002 yılında; su yüzeyleri 34979 ha, orman alanları 26753 ha, maki alanları 11825 ha, tarım alanları ise 2670 ha Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 83 alanı kaplamaktadır. Kent yerleĢimi gibi alanlarında içinde bulunduğu yapay yüzeyler 3142 ha alanı kaplarken sahil kumulları ve çıplak yüzey olarak adlandırılan herhangi bir bitki dokusunun veya yerleĢimin olmadığı diğer sınıfı da 2233 ha alan kaplamaktadır. Çizelge 4.10. 2002 yılı için yapılan sınıflandırmaya göre her bir sınıfın kapladığı alanlar Sınıf 2002 Alan (ha) % Su yüzeyleri (Deniz,göl, akarsu ve sulak alanlar) 34979 42,87 Orman (Geniş yapraklı ve iğne yapraklı ormanlar) 26753 32,78 Maki (Maki türleri) 11825 14,49 Tarım (Ekili-dikili alanlar, sera alanları) 2670 3,27 Yapay yüzeyler (Kent yerleşimi, yollar, limanlar,) 3142 3,85 Diğer (Çıplak yüzeyler ve sahil kumulları) 2233 2,74 81 602 100,00 Toplam 84 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Şekil 4.20. Bölgenin 2002 yılına ait sınıflandırması. 4.2.2. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin 2010 Yılı Sınıflandırma Sonuçları Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nin 2010 yılına ait uydu görüntüsünden yapılan sınıflandırmaya göre her bir sınıfın kapladığı alanlar Çizelge 4.11‟de sınıflama görüntüsü ise ġekil 4.21‟de gösterilmiĢtir. 2010 yılında; su yüzeyleri 34853 ha, orman alanları 25894 ha, maki alanları 11014 ha, tarım alanları ise 1626 ha alanı kaplamaktadır. Kent yerleĢimi gibi alanlarında içinde bulunduğu Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 85 yapay yüzeyler 4486 ha alanı kaplarken sahil kumulları ve çıplak yüzey olarak adlandırılan herhangi bir bitki dokusunun veya yerleĢimin olmadığı diğer sınıfı da 3729 ha alan kaplamaktadır. Çizelge 4.11. 2010 yılı için yapılan sınıflandırmaya göre her bir sınıfın kapladığı alanlar Sınıf 2010 Alan (ha) % Su yüzeyleri (Deniz, göl, akarsu ve sulak alanlar) 34853 42,70 Orman (GeniĢ yapraklı ve iğne yapraklı ormanlar) 25894 31,73 Maki (Maki türleri) 11014 13,50 Tarım (Ekili-dikili alanlar, sera alanları) 1626 2,00 Yapay yüzeyler (Kent yerleĢimi, yollar, limanlar,) 4486 5,50 Diğer (Çıplak yüzeyler ve sahil kumulları) 3729 4,57 81 602 100,00 Toplam 86 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Şekil 4.21. Bölgenin 2002 yılına ait sınıflandırması. 4.2.3. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde Meydana Gelen Zamansal Değişimlerin Karşılaştırılması Arazi örtüsü sınıflandırma iĢleminden sonra meydana gelen değiĢimlerin artıĢ azalıĢ oranları belirlenmiĢtir. Bunun için sınıflandırma sonuçları ikili olarak karĢılaĢtırılmıĢtır. Ortaya çıkan değiĢimler önce hektar bazında, sonrasında ise % olarak belirlenmiĢtir. Belirlenen yüzdeler 2002-2010 yılları arasındaki zaman dilimine bölünmesi ile de yıllık artıĢ ve azalıĢ miktarları belirlenmiĢtir. Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 87 4.2.3.1. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde 2002-2010 Yılları Arasındaki Arazi Örtüsü Değişimi Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde 2002-2010 yılları arasındaki 8 yıllık zaman diliminde meydana gelen zamansal değiĢim sonuçları Çizelge 4.12‟de gösterilmiĢtir. Elde edilen sonuçlara göre su yüzeyleri, orman, maki ve tarım alanlarında azalma, yapay yüzeyler ve diğer sınıfında ise artıĢ meydana gelmiĢtir. 20022010 yılları arasındaki zaman diliminde en fazla azalma tarım alanların da gerçekleĢmiĢtir. Tarım alanlarını ise maki sınıfı takip etmektedir. Su yüzeyleri 126 ha, orman alanları 859 ha, maki alanları 811 ha, azalma gösterirken, yapay yüzeyler 1344 ha, diğer olarak adlandırılan sınıf ise 1496 ha artıĢ göstermiĢtir. Çizelge 4.12. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nin 2002-2010 yıllarına ait sınıflandırma değerleri. 2002 yılına ait değerler (ha) 2010 yılına ait değerler (ha) Değişim Miktarları (ha) Değişim Yüzdesi (%) Değişim Yüzdesi Yıllık Su yüzeyleri 34979 34853 -126 0,36 0,045 Orman Alanları 26753 25894 -859 3,21 0,40 Maki Alanları 11825 11014 -811 6,86 Tarım Alanları 2670 1626 -1044 39,10 Yapay yüzeyler 3142 4486 +1344 42,78 5,35 Diğer (Çıplak yüzeyler ve sahil kumulları) 2233 3729 +1496 66,70 8,34 Alan Kullanım Sınıfları 0,86 4,89 88 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi 5. TARTIŞMA ve SONUÇ Ülkemiz doğal ve kültürel kaynak değerleri yönünden oldukça zengindir. Ayrıca sahip olduğu konum itibariyle biyoçeĢitlilik açısından da önemli bir potansiyele sahiptir. Özellikle 1950 sonrası hızlanan sanayileĢme sürecinden sonra artan insan ihtiyaçları talebi Türkiye‟de de doğal kaynak tahribatını beraberinde getirmiĢtir. Bu tahribatların önlenmesi amacıyla önemli olarak görülen kaynak değerlerimiz birçok farklı koruma statüsü ile koruma altına alınmaya baĢlamıĢtır. Korumada esas amaç, sürdürülebilirliğin sağlanmasıdır. Doğal yapıya yapılacak herhangi bir müdahale bütün sistemin etkilenmesi anlamını taĢımaktadır. Böyle bir durumda da bütüncül koruma anlayıĢından bahsetmek mümkün değildir. Artan insan ihtiyaçları beraberinde de kaynak tüketimini getirmektedir. Bu ihtiyaçları karĢılamak ise yapılacak planlama çalıĢmalarının denetimli olarak yürütülmesi ile sağlanmalıdır. Statüsü her ne olursa olsun etkin bir korumadan bahsedebilmek, geleceğe dönük gerçekleĢtirilen planlamalarla olabilmektedir. Planlama çalıĢmaları bütüncül olarak düĢünülmediğinde doğal kaynak değerlerimizin korunabilirliğinden bahsetmek oldukça güç olacaktır. Bütüncül planlamanın vazgeçilmez ayağı da peyzaj planlama çalıĢmalarıdır. Peyzaj planlama, peyzajı bir bütün olarak ele aldığından ekolojik bir yaklaĢım söz konusu olmaktadır. Eğer bir peyzaj dokusu bir bütün halinde düĢünülüp planlanmazsa koruma kavramından da bahsetmek mümkün olmayacaktır. Genellikle ülkemizde yaĢanan çevresel sorunların çözümü sorun ortaya çıktıktan sonra olmaktadır. Bu durum planlama çalıĢmalarının geleceğe dönük olarak yapılmamasından kaynaklanmaktadır. Tabiî ki bir alanı sadece koruyarak yönetmek mümkün değildir. Burada planlamacılara düĢen, koruma-kullanma dengesinin gerçekleĢmesini sağlamaktır. Yedi bölgeden oluĢan ülkemizde her bir bölgemizin kendi sınırları içerisinde farklı farklı doğal güzellikleri mevcuttur. Fakat özellikle coğrafi koĢulların ve iklim Ģartlarının etkisi Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 89 ile nüfus yerleĢimi olarak tüm bölgeler aynı ağırlığa sahip değildir. Dünyanın diğer bütün ülkelerinde olduğu gibi, ülkemizde de kıyı alanları insanlar tarafından en fazla tercih edilen bölgelerdir. Bu yoğun talep kıyı bölgelerimizin korunmasını daha da önemli hale getirmektedir. Planlama çalıĢmalarında önemli bir konuda korunan alanlara sıkıĢtırılan doğal kaynak değerlerimiz için yapılan planlamaların biyotayı korumaya yönelik olmakla birlikte parçalı oluĢudur. Burada, bir ekosistem öğesi olarak biyotayı koruma önlemleri alınırken bu biyotanın ya da habitatın bağlı olduğu sistem planlama kapsamı dıĢındadır. Bu durumda sistemin elden çıkması riski, beraberinde habitatı da tehdit etmektedir. Ülkemizde özellikle 20 yy.‟ın 2. yarısından itibaren kırsal alanlardan kentlere göçün artması beraberinde kıyı alanlarında düzensiz-plansız bir yerleĢimi ve yapılaĢmayı getirmiĢtir. Bu dönemde uygulanan politikalar ve verilen teĢvikler de, turizm yatırımlarına ek olarak sanayi kollarının da kıyı zonuna yerleĢmesine yol açmıĢtır. Özel Çevre Koruma Bölgeleri tarihi, doğal ve kültürel değerler açısından bütünlük gösteren ve gerek ülke, gerekse dünya ölçeğinde ekolojik yönden önemli olan alanlardır. Bu alanların, kıyıların kirlenmesi ve mekansal bozulmayı en aza indirmek, turizmin ekolojik değerler üzerindeki etkisini azaltmak ve ekosistem verimliliğini sağlamak için öncelikli olarak korunmaları gerekmektedir. Çevrenin korunması, doğal kaynakların, tarım ve orman alanlarının koruma – kullanma dengesi içinde kullanılması; tarihi değerlerin ve zenginliklerin korunması sadece topraklarımızın amaçlarına uygun olarak planlanmasıyla değil, plan dıĢı geliĢmelere müdahaleyle ve planların uygulanma sürecinin izlemesi ile mümkün olacaktır. Günümüzde insanoğlu, yaĢamını sürdürdüğü çevresi ile sürekli ve karĢılıklı bir etkileĢim içindedir. Bu etkileĢim sürecinde insanoğlunun dikkat edeceği en önemli olgu, doğayı kullanırken onu koruma olmalıdır. Doğal alanların, sahip oldukları biyolojik çeĢitlilik, doğal- 90 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi kültürel, tarihi ve peyzaj kaynak değerlerin sadece bugün için değil, aynı zamanda gelecek nesillerin de bu değerlerden yararlanabilmeleri amacıyla korunması gerekmektedir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟de özellikle son on yıl içerisinde kentleĢme ve turizmin baskılarından kurtulamamıĢ ve önemli ölçüde bir değiĢime maruz kalmıĢtır. Analiz sonuçlarından elde edilen bulgulara göre Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde orman alanlarının korunduğu ve hatta arttığı gözlenmektedir. Bu durum alanda Orman Bölge Müdürlüğü‟nün çeĢitli zamanlarda yaptığı orman alanlarını arttırma faaliyetleri ile ilgilidir. Alandaki orman örtüsünün artması olumlu bir durumdur ancak çalıĢma alanından çekilen fotoğraflarda da gördüğümüz gibi çeĢitli noktalarda yaĢlı orman örtüsünde ikincil konutların yapıldığını görüyoruz (ġekil 5.1, ġekil 5.2). Üstelik bu konutların sadece üç ay gibi kısa bir zaman dilimi olan turizm sezonunda kullanılıyor oluĢu turizm faaliyetlerinin olumsuz bir etkisi olarak karĢımıza çıkmaktadır. Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU Şekil 5.1. Orman örtüsüne sokulan yapılaĢma (Ölüdeniz Bölgesi) (Ardahanlıoğlu, 2014). 91 92 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Şekil 5.2. Orman örtüsüne sokulan yapılaĢma (Fethiye Bölgesi) (Ardahanlıoğlu, 2014). Elde edilen bulgulara göre tarım alanlarından sonra azalıĢ gösteren bir diğer alan kullanım sınıfı makilik alanlardır. Maki ve otsu bitkiler sınıfına yapılan yanlıĢ ve bilinçsiz müdahaleler bu alandaki özellikle endemik olan türlere yönelik bir baskı oluĢturacak ve bu türleri yok olma baskısı ile karĢı karĢıya bırakabilecektir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde gelecek vadede etkin bir koruma anlayıĢının devam edebilmesi için aĢağıda belirtilen öneriler getirilmiĢtir. Mevcut tarım alanlarının mutlak korunması sağlanarak halkın istihdam edilebileceği uygun alanlar oluĢturulmalıdır. ÇalıĢ bölgesinde yuvalama alanları bulunan Caretta carettalar için yuvalama yapılan alanlara sadece levha uyarıları değil giriĢleri önleyici tedbirler getirilmelidir. Ölüdeniz Bölgesi‟nde bulunan Hisarönü ve Ovacık yerleĢimlerinin dokuları neredeyse tamamen bozulduğundan bu bölgelerdeki koruma statüleri tekrar gözden geçirilmelidir. Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 93 Ölüdeniz sınırları içerisinde bulunan Kayaköy mutlak surette korunmalı, yapılaĢmaya açılmamalı fakat yörede ekoturizm etkinlikleri teĢvik edilmelidir. Kayaköy sınırları içerisindeki verimli tarım toprakları tarım için teĢvik edilmeli, bölgedeki tarım potansiyeli mutlak surette değerlendirilmelidir. Ölüdeniz lagünün bulunduğu bölge yaz sezonunda oldukça yoğun bir Ģekilde kullanılmaktadır. Bu yoğun kullanım deniz kirliliğine neden olduğundan özellikle lagün bölgesindeki kullanımlara sınırlama getirilmeli, günübirlik kullanıma kapatılarak sadece ziyarete açılmalıdır. Göcek Bölgesi‟nde mevcut tarım alanları ve orman arazileri mutlak surette korunmalıdır. Göcek Bölgesi‟nde özellikle yaz sezonunda yoğun bir yat ve tekne trafiği yaĢandığından bu bölüm için deniz kirliliği ciddi bir tehdit oluĢturmaktadır. Göcek koylarında dolaĢan tüm gemiler için denetimler artırılmalı gemi sintilerinin denize boĢaltılmasından önce arıtım sistemleri kullanılmalıdır. Bölge‟nin turizm yönünün olması halk için önemli bir avantaja dönüĢtürülerek bölgede ekoturizm etkinliklerine yöneliĢ sağlanmalıdır. Ancak bu alandan sağlanacak gelirin yerli halka kalması için gerekli denetim mekanizmaları geliĢtirilmelidir. Ekonomik gelir kaygısının ikinci plana geçirilerek koruma olgusunun bütüncül bir anlayıĢla değerlendirilmesi sağlanmalıdır. Birbiri ile çeliĢen yasalardaki boĢluklar giderilmeli ve kesin hatlar çizilmelidir. Bölgenin değiĢim süreci beĢer yıllık dönemlerde izlenmelidir. Turizmi teĢvik kanunu kapsamında turistik büyük tesisler için her zaman kullanım izni verilmiĢ, mevzii imar planları oluĢturulmuĢ ancak yerel halkın kalkınmasında 94 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi tarımla beraber büyük bir yer tutan turistik tesislerin hayata geçirilmesinde uygulamaya yönelik müeyyideler her zaman ön planda tutulmuĢtur. Büyük iĢletmelerle birlikte küçük iĢletmelerinde geliĢimine olanak tanınmalı ve her zaman güncelliğini kaybetmeyen eko-turizme yönelik faaliyetlerin önünü açmak gerekmektedir. Bu sosyo-ekonomik geliĢmenin en önemli faktörlerinden birisi olacaktır. AraĢtırma alanında doğal peyzaja iliĢkin henüz bozulmamıĢ baĢta sığla ormanları olmak üzere diğer endemik türlerin korunması yalnızca yasalarla değil, bu yasaların iĢlevselliğini arttıracak uygulama ve kampanyalar ile aktif korumanın gerçekleĢtirilmesi alanı gerçek anlamda koruyacak ve uygun kullanım aktivitelerine olanak tanıyacaktır. Fethiye kent merkezinde konut amaçlı kullanım alanları daralmıĢ, mevcut yerel yönetimler tarafından kentin geliĢimine yönelik hazırlanan imar planları da tarım alanlarının korunması ilkesi çerçevesinde Özel Çevre Koruma kurumu tarafından uygun görülmemiĢtir. Kurum günümüzde alan kullanımına yönelik çözümler üretmesi gerekirken yerel yönetimlerce üretilen çözüm önerilerini de uygun görmemiĢ, çözüm üreten değil çözümlere kapalı bir yapı sergilemiĢtir. Doğal alanların korunması yanında yerel halkın diğer kullanım ihtiyaçlarının da karĢılanacağı ortak planların üretilmesi; koruma kullanma dengesinin doğru iĢletilmesi açısından büyük bir önem arz etmektedir. Özellikle Fethiye yerleĢkesinin kuzey ve doğusunda Yanıklar Köyü ile Karaçulha ve Çamköy beldeleri arasında kalan ve henüz yapılaĢmaya yönelik uygulama imar planlarının hayata geçirilmemesi nedeniyle bu Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 95 bölgede kalan tarım alanlarının, yerleĢik halkın geniĢleyebileceği imar alanları bırakılarak mutlak koruma altına alınması gerekmektedir. Karaçulha ve Çamköy beldeleri için koruma kriterlerinin yalnızca Özel Çevre Koruma Kurumu tarafından belirlenmiĢ olup yerel halkın konut ve ticari alan olarak değerlendirebileceği kullanım olanakları oluĢturulmamıĢtır. Bundan dolayı koruma alanı sınırları içinde kaçak yapılaĢmalar devam etmekte, Ġl özel idaresi aracılığıyla Ġl genel meclisi tarafından uygun görülen maddi cezalar uygulanmakta ancak bu değerlendirmelerde alanın koruma açısından mevcut ve geleceğe dönük potansiyel varlığı dikkate alınmamaktadır. Bu durum toplumsal caydırıcılığı çok yüksek olmayan bir uygulamayı beraberinde getirmiĢ olup, yerel halkta mülkiyeti kendisine ait alanda istediği yapıyı uygun görülen cezayı yatırarak inĢa etme geleneğini doğurmuĢ, düzenli bir alan kullanım politikası uygulanamamıĢtır. Bölge‟de yaĢanan bu sorun için optimal alan kullanım planlarının sağlıklı bir Ģekilde uygulanması gerekmektedir. Tarım alanı olarak mevcut statüsünü koruyan alanlarda kurum tarafından hazırlanmıĢ imar planları hayata geçirilerek yerleĢim, tarım, ticaret, turizm alanlarının bu plan çerçevesinde alan kullanımlarını gerçekleĢtirmesi gerekmektedir. Kurum son 25-30 yıllık süreç içerisinde planları uygulayamamıĢ yalnızca cezai müeyyideleri uygulayan bir yapı Ģeklinde iĢlevsellik kazanmıĢtır. Özel çevre koruma sınırları içinde yer alan diğer koruma statülerinin de iĢlevsel hale getirilerek doğal, arkeolojik ve kentsel sit statülerinin korunması tampon bölgelerinin belirlenmesi ve diğer toplumsal geliĢmiĢliği arttıracak 96 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi faaliyetlerin bu sınırlar belirlendikten sonra hayata geçirilmesi gerekmektedir. YapılaĢmada mevcut geleneksel mimari dokunun korunması açısından yerel yönetimler ve kurum tarafından denetlemeler yerinde yapılmakta ve bu kriterlerin dıĢına çıkılmaması sağlanmaktır. Hem kurum hem de yerel yönetimlerce 2 kat imar planının üzerine çıkılmamakta, yapılarda ortak bir tarz oluĢturulmaktadır. Fakat korunan bir bölge olan çalıĢma alanı sınırları içerisinde yapılaĢmaya açılacak alanların ekolojik planlama temeline dayandırılması gerekmektedir. Doğal ve kültürel kaynaklarca zengin ve sosyoekonomik yönden hızla geliĢmekte olan Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi, kentleĢmeyle birlikte karĢılaĢacağı çevre sorunları düĢünülürse, bölge için tehdit oluĢturabilecek unsurlar, biyoçeĢitlilik ve su kaynakları üzerindeki birtakım baskılar sonucunda bu alanların kaybedilme tehlikesi, arazi kaybı, hava ve gürültü kirliliği, enerji kullanımı gereksinimindeki artıĢ sonucundaki olumsuz etkiler, su kirliliği, görsel kirlilik ve kıyı erozyonu olarak sıralanabilir. Bu olumsuz geliĢmelerin yaĢanmaması ise Bölge için yapılacak planlamaların koruma-kullanma dengesi içerisinde olmasına bağlıdır. Ġnsanlığın ortak malı olan ve gelecek kuĢaklara bozulmadan aktarılması gereken doğal kaynak değerlerinin etkin bir planlama çalıĢması ile korunmaları gerekmektedir. Türkiye için birçok yönden büyük bir öneme sahip olan bu Bölgede sürdürülebilir kullanımı sağlamak, bölge için oluĢturulan planlamaların sağlıklı bir Ģekilde uygulanmasına bağlıdır. Bu açıdan bölgede yaĢanan değiĢimlerin belirli periyotlar halinde izlenmesi gerekmektedir. Toplumlar, sosyal ve ekonomik kalkınmayı sağlarken, çevre sorunları ile kalkınmanın yakın bir iliĢkide olduğunu unutmamalıdırlar. Anlamlı bir kalkınmanın ilk koĢullarından birisi, kalkınma ile çevrenin birbirinin karĢıtı değil, tamamlayıcısı olduğu kabulüdür. Sürdürülebilir kalkınmanın temelinde de kaynakların Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 97 korunması ve yenilenmesi yatmaktadır. Gelecek nesillere, bozulmamıĢ zengin bir biyolojik miras ve yaĢanabilir sağlıklı temiz bir çevre bırakmak için planlama yoluyla kurallar geliĢtirilmeli ve uygulanmalıdır. KAYNAKLAR Akdu, U., 2009. Turizm Planlamasında Alternatif Bir YaklaĢım Katılımcı Turizm Planlaması; Fethiye‟de Alan AraĢtırması. Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Turizm ĠĢletmeciliği Eğitimi Yüksek Lisans Tezi, Ankara. Akten, M., 2008. Isparta Ovasının Optimal Alan Kullanım Planlaması Üzerine Bir AraĢtırma. Fen Bilimleri Enstitüsü, Orman Mühendisliği Anabilim Dalı, Doktora Tezi. Isparta. Albayrak F., 2010. Korunan Alanların Ekoturizm GeliĢimine Etkileri: Camili Biyosfer Rezervi Örneği. Fen Bilimleri Enstitüsü, Orman Mühendisliği Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi. Artvin. Alphan, H., 2006. Ekosistem Dinamiklerinin Ġzlenmesine Bir Araç Olarak Peyzaj DeğiĢimlerinin Analizi. Ekoloji Dergisi, 15(58), 8-15. Alptekin, Ü., Ġmal, B., Öner, N., 2010. Ülkemizde Doğal Korunan Alanlar ve Milli Parklarda Alınabilecek Silvikültürel Önlemler. III. Ulusal Karadeniz Ormancılık Kongresi. Cilt:3, 915-926. AltınbaĢ, Ü. ve Türk, T. 2004. Avrupa Birliği (EU) Gündeminde Türkiye‟nin Örtü Alanlarının CORINE Ölçütleri Bağlamında Belirlenmesi ve Haritalanması. Türkiye Toprak Kaynaklarının Etüdleri ve Veri Tabanı Projesi Eğitim Programı. Menemen/Ġzmir. Anonim, 2005a. Doğal Kaynaklar ve Çevre. Türkiye‟de Özel Çevre Koruma, Ankara. Anonim, 2005b. T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı, ÖÇKKB, 2005. Türkiye‟de Özel Çevre Koruma, Ankara. 100 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Anonim, 2007. Ulusal Biyolojik ÇeĢitlilik Stratejisi ve Eylem Planı. Anonim, 2009. Çevre ve Orman Bakanlığı Özel Çevre Koruma Kurumu BaĢkanlığı, Ġl Durum Raporu. Anonim, 2010a. T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü. Türkiye‟de Doğa Koruma Uygulamaları ve Avrupa Birliği Sürecine Uyum ÇalıĢmaları. Ankara. Anonim, 2014a. T. C. Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Resmi Ġnternet Sitesi. http://www.milliparklar.gov.tr. Anonim, 2014b. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Resmi Ġnternet Sitesi. ttp://www.mta.gov.tr/v2.0/birimler/RSC_WEB/index.php?id= ua. Anonim, 2014c.http://web.deu.edu.tr/atiksu/ana58/ozel08.html Anonim, 2014d. http://www.oludenizbabadag.com/Adalar_Koylar.aspx. Anonim, 2014e. http://www.tugayhotel.com/img/fethiye-calis.jpg Anonim, 2014f. http://www.fethiye.me/wpcontent/uploads/2011/12/fethiye-ve-afi-tiyatro.jpg Ardahanlıoğlu, Z.R., 2014. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟ndeki Alan Kullanım DeğiĢimlerinin Ekolojik Planlama Kapsamında Değerlendirilmesi. Atatürk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, YayınlanmamıĢ Doktora Tezi, Erzurum. Aydal, D., 2009. Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama Tekniklerinin Madencilik Faaliyetlerinde Kullanılması. Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 101 Ayhan, Ç., 2007. Özgün Peyzaj Karakteristiklerine Sahip Mekanlara Yönelik Bir Peyzaj Planlama Yönteminin Ortaya Konulması; Bozcaada Örneği. Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Doktora Tezi. Ġzmir. Bademli, R., 1997. Ulusal Çevre Eylem Planı: Doğal,Tarihi ve Kültürel Değerlerin Korunması. T.C. BaĢbakanlık Devlet Planlama TeĢkilatı Yayınları. BaĢyiğit, L., 2004. CORINE Arazi Kullanımı Sınıflandırma Sistemine Göre Arazi Kullanım Haritasının Hazırlanması :Isparta Örneği. Tarım Bilimleri Dergisi. 10 (4) 366-374. Baykal, H., 2006. Acarlar Longozu (Sakarya) Örneğinde Korunan Alanlarda Eğitim Ve Bilinçlendirme Araçlarının Genel Özelliklerinin Saptanması. Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi. Ankara. Baylan, E., Karadeniz, N., 2006. Terkos Gölü (Ġstanbul) Örneğinde Doğal ve Kültürel Çevrenin Korunması ve GeliĢtirilmesi Üzerine Bir AraĢtırma. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Bilimleri Dergisi, 12 (2), 151-161. Can, R., 2010. Fethiye Ovası ve Yakın Çevresinde Doğal Ortam Ġnsan ĠliĢkileri. Elazığ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Coğrafya Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi. Elazığ. Caner, G., 2007. Ulusal ve Uluslar arası Doğa Koruma Kriterleri ve Natura 2000. Ġstanbul Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, ġehir ve Bölge Planlama Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi. Ġstanbul. Çölkesen, Ġ., 2009. Uzaktan Algılamada Ġleri Sınıflandırma Tekniklerinin KarĢılaĢtırılması ve Analizi. Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Anabilim Dalı, Gebze. 102 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Demir, M., 2010. Ġspir Yedigöller ve Çevresinin Korunan Alan Kriterleri Yönünden AraĢtırılması. Atatürk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Doktora Tezi. Erzurum. Demirayak, F., 2006. Türkiye‟de Korunan Alanlar Ġçin Yeni Bir YaklaĢım OrtaklaĢa Yönetim. Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi (Kent ve Çevre Bilimleri) Anabilim Dalı, Doktora Tezi. Ankara. Eğe, M., 2006. Türkiye‟de Özel Çevre Koruma Bölgelerinde Yönetim Sorunları. Pamukkale Özel Çevre Koruma Bölgesi Örneği. Pamukkale Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı. Yüksek Lisans Tezi. Denizli. Ekercin, S., 2011. Uzaktan Algılama Uygulamaları. Aksaray Üniversitesi, Harita Mühendisliği Bölümü. Ergürhan E., 2008. Foça‟da Kıyı Alanı Kullanımı ve Kıyı Kullanımı Bilincinin Değerlendirilmesi. Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Sosyal Alanlar Eğitimi Anabilim Dalı, Coğrafya Öğretmenliği Programı, Yüksek Lisans Tezi. Ġzmir. Ferances, J., Jaffrain, G., Soukup, T., Hazeu, G., 2010. Determining Changes and Flows in Auropean Landscapes 1990–2000 Using Corıne Land Cover Data. Applied Geography, 30,19– 35. Gaston K., Charman K., Jackson S., Armsworth P., Bonn A., Briers R., Callaghan C., Catchpole R., Hopkins J., Kunin W., Latham J., Opdam P., Stoneman R., Stroudk D., Tratt R., 2006. The ecological effectiveness of protected areas: The United Kingdom. Science Direct. Biological Conservation, 132,76 –87. Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 103 Gül, A., ġahin, C., 2010. Ülkemizdeki Doğal Sit Alanlarının Mevcut Durumu Analizi (Bodrum Yarımadası Örneği). III. Ulusal Karadeniz Ormancılık Kongresi. Cilt: IV Sayfa: 1564-1574. Gülbeyaz, Ö., 2007. Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama Yöntemleri Ġle Türkiye Ölçeğinde Arazi Örtüsünün Sınıflandırılması. Hatay Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi. Hatay. Gülkal, Ö., 1999. Ihlara (Kapadokya) Özel Çevre Koruma Bölgesi ve Yakın Çevresi Örneğinde Koruma- Kullanma Dengeli Planlamaların OluĢturulmasında Kriterlerin Saptanması. Çukurova Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Adana. Hepcan, ġ. ve Güney A., 1996. Koruma Alanlarında Yeni Yönetim Kategorileri ve Önemi. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi. Sayı: 20. Ġzmir. Ġrez, H., 2006. Göcek Koylarındaki Deniz Kirliliğinin Dönemsel DeğiĢimi. Muğla Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Çevre Bilimleri Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi. Muğla. Kaplan, S., 2003. Doğa Koruma ÇalıĢmaları ve Yasalarımız. Kamu Yönetimi Dünyası Dergisi Yıl:4 Sayı:16. Karabörklü A., 2010. Özel Çevre Koruma Kurulu ve Koruma Bölgeleri. Karakoç G., Erkoç, F., Türkiye‟de ve Dünya‟da Çevre Korumacılık ve Koruma Statüleri. Çevre Bilim ve Teknoloji. Cilt:1, Sayı:2, 32-39. Karayol, Ö., 2012. Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Kullanılarak Arazi Kullanım DeğiĢimlerinin Belirlenmesi: Konya Örneği. Yüksek Lisans Tezi, Erciyes Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Harita Mühendisliği Anabilim Dalı, Kayseri. 104 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Kavzaoğlu, T., Çetin, M., 2005. Gebze Bölgesindeki SanayileĢmenin Zamansal GeliĢiminin ve Çevresel Etkilerinin Uydu Görüntüleri Ġle Ġncelenmesi. TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası 10. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı, Ankara. Kejanlı, T., Akın, T., Yılmaz, A., 2007. Türkiye‟de Koruma Yasalarının Tarihsel GeliĢimi Üzerine Bir Ġnceleme. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, C.6 S.19 (179-196). Kılar, H., 2012. Antalya Kıyıları ve Çevresinin Zamansal DeğiĢiminin Uzaktan Algılama Ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Ġle Analizi. Yüksek Lisans Tezi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Coğrafya Anabilim Dalı, Adapazarı. Kiziroğlu, Ġ., Turan, L., Erdoğan, A., 1995. Burdur Gölü Havzasının Entegre Koruma ve Kullanım Planlaması Üzerine Bir AraĢtırma. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi 11: 37-48. Lillesand, T., M., Kiefer, R., W., Chipman, J., W. 2004. Remote Sensing and Image Interpretation. John Wiley and Sons. New York. Özbay S., 2008. Doğa Koruma Alanlarında Planlama ÇalıĢmaları ve Ayvalık Adaları Tabiat Parkı Yönetim Planı Önerisi. Ġstanbul Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi. Ġstanbul. Özer, S., Yılmaz, H., 2008. Kars-SarıkamıĢ Ormanlarının Doğa Koruma Kriterleri Yönünden Ġncelenmesi. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 39 (1), 61-70. Erzurum. Özkan, S., 2008. Su Havzalarında Koruma Kullanma Kriterlerinin Saptanması. Fen Bilimleri Enstitüsü, ġehir ve Bölge Planlama Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi. Ġstanbul. Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 105 Öztürk, C., 2005. Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı‟nın KorumaKullanım Ġlkeleri Yönünden Ġrdelenmesi. Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi. Çanakkale. Özyavuz, M., 2011. Tekirdağ Kent Merkezinin Zamansal DeğiĢiminin Uzaktan Algılama Ġle Ġncelenmesi. Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi, 8(1). Pickering, M., 2007. Impacts of Recreation And Tourism on Plant Biodiversity and Vegetation in Protected Areas in Australia. Journal of Environmental Management 85 (791–800). Australia. Sabancı B., 2007. Türkiye‟de Özel Çevre Koruma Alanları ve Bu Alanlarda Bulunan Hazine TaĢınmazlarının Yönetimi. Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü Milli Emlak Uzmanlığı Tezi. Muğla. Sanver, Ġ, 2008. Kentsel Yayılmanın Çevreye Etkilerinin Uzaktan Algılama Yöntemiyle Belirlenmesi. Ölüdeniz (Fethiye) Örneği. Ankara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Çevre Bilimleri Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Ankara. Sarabat, F., 2006. Fethiye‟nin Kentsel Ekolojisi. Muğla Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Çevre Bilimleri Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Muğla. Sarıemir, Ġ., 2009. Ankara-GölbaĢı Mogan Parkı‟nın GölbaĢı Özel Çevre Koruma Bölgesi‟ne Etkileri. Bartın Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi. Bartın. Sılaydın, B., 2000.Turistik Kıyı YerleĢimlerinde Ziyaretçi Yönetim Planı YaklaĢımı Göcek Fethiye Örneği. Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, ġehir ve Bölge Planlama Bölümü Kentsel Tarsım Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi. Ġzmir. 106 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Sims K., 2010. Conservation and development: Evidence from Thaiprotectedareas. Journal of Environmental Economics and Management 60, 94–114. Tankut, G., 2005. Doğal ve Tarihi Çevrenin Korunması: Sorunlar ve Olası Çözümler. Planlama dergisi, TMMOB ġehir Plancıları Odası Yayını. ISSN 1300-7319, 9-11. Tanrıtanır, E., 2013. Uzaktan Algılama. Geomatik Mühendisliği PaylaĢım Platformu. Tozar, T., 2006. Doğal Kaynakların Sürdürülebilirliği Ġçin GeliĢtirilen Ekolojik Planlama Yöntemleri. Ġstanbul Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi. Ġstanbul. Tunçer M., 2007. Burdur‟da Doğal ve Kültürel Çevrenin Korunması Sürdürülebilirlik; Eko-Turizm; Kültürel Miras Turizmi Bağlamında Politika Önerileri: Ürdün Örneği. Türkyılmaz, B., 1991. Türkiye‟de Doğa Koruma Alanları ve Doğal Sitlerin Belirleme ve sınıflandırılmasında Kullanılacak Kriterlerin Saptanması Amacıyla Ġzmir/KemalpaĢa Örneklemesine Dayalı Yöntem AraĢtırması. Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Doktora Tezi. Ġzmir. Uçar, M., 2010. Kırsal Turizmin Sosyo-Ekonomik Yapıya Etkisi ve Fethiye Örneği. Muğla Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Turizm ĠĢletmeciliği Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi. Muğla. Urfalı, E.N., AltınbaĢ, Ü., 2006. Yeryüzü Kaynak Potansiyelinin Uydu Verileri Bağlamında CORINE Sistemine Göre Belirlenmesi Üzerine Bir ÇalıĢma. Ege Üniversitesi. Ziraat Fakültesi Dergisi, 43 (3):67-78. Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 107 Ulun A., 2008. Alata Birinci Derece Sit Alanında Alan Kullanım Kararlarının Saptanması. Ankara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Doktora Tezi. Ankara. Ün, C., 2012. Ormancılık ÇalıĢmalarında Coğrafi Bilgi Sistemi, Uzaktan Algılama ve Fotogrametri. Verburga P., Overmarsa K., Huigenb M., Groot W., Weldkamp A., 2006. Analysis Of The Effects Of Land Use Change On Protected Areas in The Philippines. Science Direct. Applied Geography. 26 (153–173). Yılmaz, O., Erdem, Ü., 2011. Gediz Deltası‟nın Uzaktan Algılama Teknikleri Uygulanarak Alan Kullanım Kararları Üzerine AraĢtırmalar. Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi. 8(1). Yu, W., Zang, S., Wu, C., Liu, W., Na., X., 2011. Analyzing and Modeling Land Use Land Cover Change (LUCC) in the Daqing City, China. Applied Geography, 31, 600-608. Yuan, F., Sawaya, E., Loeffelholz, C., Bauer, E., 2005. Land cover classification and change analysis of the Twin Cities (Minnesota) Metropolitan Area by multitemporal Landsat remote sensing. Remote Sensing of Environment, 98, 317– 328. Yüksek T., Cengiz, A., Yüksek F., 2008. Doğal Alanlarda Festival Etkinliklerinin Koruma-Kullanma Açısından Değerlendirilmesi: Kafkasör Kültür, Sanat ve Turizm Festivali Örneği. Ekoloji Dergisi, 17(67), 37-45. Zengin, A.. 2007. Doğal Sit Sorunlarının Bornova Çiçekliköy ve Yakaköy Örneğinde Hukuksal Yapı Açısından Ġrdelenmesi. Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi. Ġzmir. EKLER: EK. 1. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içerisindeki korunan alanlar (Ardahanlıoğlu, 2014). 110 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi EK.2. Fethiye Karagözler tepesinden farklı zamanlarda kentsel geliĢime bağlı arazi örtüsü değiĢimleri (Fethiye Belediyesi ArĢivlerinden). 1985 2010 Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 111 EK 3. Fethiye Kalesinden Liman ve Kentsel GeliĢimin Tarihsel Süreci (Fethiye Belediyesi arĢivlerinden). 1920 1927 112 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi 1940 1960 Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU 1980 2013 113 114 Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi EK 4. Göcek Merkezi YerleĢiminin Farklı Zamanlardaki Görüntüsü (Ardahanlıoğlu, 2014). 1950 2014