KÜRESEL ISINMA HAZIRLAYANLAR BARTU İNCE BESTE ÖYEKÇİN EKİN ORAL AĞ ERDEM ARDA AKAY GÖKHAN HALİL SELİN CANSU AKTAN DANIŞMAN ÖĞRETMEN: MÜJGAN DEMİR MART, 2006 İÇİNDEKİLER Dünya sıcaklığı değişiyor. .........................................................................................................1 İnsan da tehlikede .....................................................................................................................1 Küresel ısınma ..........................................................................................................................2 Dünyaya neler oluyor? ..............................................................................................................2 Sera etkisi ve küresel ısınma ....................................................................................................2 Küresel ısınmanın nedenleri......................................................................................................3 Küresel ısınma ve ortaya çıkardığı sorunlar..............................................................................3 Su azalıyor ................................................................................................................................3 Ozon tabakası inceliyor .............................................................................................................3 Küresel ısınma ve nükleer enerji ...............................................................................................4 Uluslar arası sorumluluklar........................................................................................................5 Çözümler nelerdir ......................................................................................................................5 Küresel sıcaklık artışı ve Türkiye üzerindeki olası etkileri .........................................................5 Türkiye de iklim koşullarında görülen değişimler.......................................................................6 İklim değişikliğinin Türkiye üzerindeki olası etkileri ...................................................................7 Sonuç ........................................................................................................................................8 Resim Kaynakçası.....................................................................................................................16 Kaynakça...................................................................................................................................17 GİRİŞ İnsan aktivitelerinden kaynaklanan iklim değişiklikleri, emanetçisi olduğumuz dünyayı tehdit ediyor. Hayvan ve bitki türleri, besin ürünleri, yakıt kaynakları vs. yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Her iki yarımkürede buzulların eriyerek kutuplara doğru çekilmesi, yüksek dağların tepelerindeki buzulların ve kar örtüsünün azalması, deniz su seviyesinin yükselmesi, havadaki kimyasal kirleticilere karşı hassas olan narin kuş türlerinin azalması, dünyanın ısınma eğilimine girdiğini gösteren önemli işaretlerden bazıları. İnsan tarafından atmosfere verilen gazların sera etkisi yaratması sonucunda, dünya yüzeyinde sıcaklığın artmasına küresel ısınma deniyor. Gündemde yer alan günümüze ait iklim değişiminin ise insan etkinliklerinden kaynaklandığı kesinlik kazanmış durumda. Dünya giderek ısınıyor iklimler değişiyor. Yaz ayları her yıl biraz daha uzuyor ve bunaltıcı geçiyor. Buzullar eriyor; seller, kasırgalar, hortumlar yüzlerce can alıyor. Hayvan soyunun genetiği değişiyor, türleri yok oluyor. Dünya gündeminde yer alan tüm bu değişmeler bizlerinde dikkatini çekti.” Küresel Isınma” Projesini hazırlamaya karar verdik. Bu dünya bizim. Onu şimdi koruyalım ki gelecekte yaşanacak halde olsun.Dünyayı koruyalım,çünkü üzerinde yaşanacak bir dünya daha yok. DÜNYA SICAKLIĞI DEĞİŞİYOR Küresel ısınmanın etkisi, hava sıcaklıklarının dünyanın her yerinde artması biçiminde olmayacak. Sıcaklığın artış oranı, orta enlemlerde ve ekvatorda, kutuplardakinden daha farklı olacak. Örneğin ekvatorda, bu artışın, dünya ortalamasının çok altında olacağı tahmin ediliyor. Aslında bu ısınma, dünya iklim sisteminde köklü değişimlere ve aşırılıklara yol açacak. Öyle ki, dünyanın bazı bölgelerinde kasırgalar, seller ve taşkınlar gibi hava olaylarının şiddeti ve sıklığı artarken, bazı bölgelerde de uzun süreli, şiddetli kuraklıklar ve çölleşme olayları etkili olabilecek. Bunun yanında, sıcaklık artışının kışları, yazlara göre birkaç derece fazla olması bekleniyor. Benzer bir durum, geceyle gündüz arasında da görülecek. Gece sıcaklarındaki artış, gündüz sıcaklıklarındaki artıştan fazla olacak. Bu durumda karalar, geceleri eskisi kadar soğumaya fırsat bulamayacak. Yazla kış, geceyle gündüz arasındaki sıcaklık farkının azalması, bütün dünyadaki rüzgâr çeşitlerini etkileyecek; fırtınaların yoğunluğu, gücü ve rotaları değişecek. Yağış dönemleri, miktar ve türlerinin değişmesiyle artan sıcaklık, daha çok buharlaşmaya ve buna bağlı olarak da daha çok bulut oluşmasına yol açacak. Kısaca söylemek gerekirse, dünyanın iklimi daha sıcak, daha nemli ve bol yağışlı olacak. İNSAN DA TEHLİKEDE Küresel ısınma, kalp, solunum yolu, bulaşıcı, alerjik ve diğer bazı hastalıklara sebep olacak. Sürekli sıcak hava, seller, fırtınalar gibi hava olayları, psikolojik rahatsızlıklar, hastalıklara ve ölümlere yol açacak. Yeni alanlara yayılan böcekler ve diğer hastalık taşıyıcılar, bulaşıcı hastalıkların çoğalmasına neden olacak. Hava sıcaklığının artması ve su kaynaklarındaki azalma, kolera tipi hastalıkları yaygınlaştıracak. Üretimdeki bölgesel azalmalar sonucu, açlık ve kötü beslenmede artışlar görülecek. Böcek yumurtalarının ölmesini sağlayan gece ve kış soğuklarının hafiflemesi, önemli bir sorun olacak. Kimi bölgelerde şiddetli kuraklık dönemlerinin ardından gelecek aşırı yağışlar, virüs mutasyonlarının artmasına, buna bağlı olarak da sıtma gibi hastalıkların yayılmasına neden olacak. Öte yandan tarım bitkilerinde görülen hastalıklarda da sıcaklıkla birlikte artış gözlenecek. Buzulların erimesi ve sıcaklık artışı, okyanuslardaki suları genleştirip, denizlerin seviyesini yükseltecek. Deniz seviyesinin yükselmesi, kıyılardaki toprak kaybının yanı sıra, kıyılara yakın temiz su kaynaklarının denizle birleşmesine neden olacak. Artan buharlaşma yüzünden göl ve ırmaklarda meydana gelecek su kaybı, 21. yüzyılın en önemli meselelerinden biri olacak. Tatlı su kaynaklarının kalitesinde, tuzlu su karışımı nedeniyle azalma olacak. Tarım, turizm ve diğer ekonomik aktiviteler bu durumdan olumsuz etkilenecek; gelişmekte olan birçok ülkede yerli halkın beslenme ve yakıt kaynakları yok olacak. Yüksek deniz seviyesi, yüksek gel-git, kuvvetli dalga ve tusunami gibi riskli doğa olaylarına sebep olacak. Deniz seviyesindeki yükselmesiyle düz alanlar seller altında kalarak, kıyılardaki üretim alanları zarar görecek. Bunun sonucu milyonlarca insan kıyı alanları ve küçük adalardan göç edecek. Kurak bölgelerdeki çiftçiler daha çok sulama yapıp, daha fazla tarım ilâcı kullanacaklarından, bu bölgelerde tarımsal etkinliklerin maliyeti artacak. Gelişmekte olan ülkelerin kurak ve yarı kurak alanları, bazı kıyı alanları, deltalar ve küçük ada gibi bölgeleri tehlike altında kalacak. Kırsal alanlarda doğal kaynakların verimliliğindeki gerileme sonucu, kırsal alandan kente göç hızlanacak. KÜRESEL ISINMA İnsanların çeşitli aktiviteleri sonucunda meydana gelen ve “sera gazları” olarak nitelenen bazı gazların artması sonucunda, yeryüzüne yakın atmosfer tabakaları ve katı yeryüzü sıcaklığının yapay olarak artmasına kürsel ısınma adı verilmektedir. DÜNYAYA NELER OLUYOR? Karbondioksit oranı artıyor, okyanuslar ısınıyor, buzullar eriyor, deniz seviyesi yükseliyor, orman yangınları artıyor, buzul tabakaları parçalanıyor, göller küçülüyor, kurak dönemler uzuyor, ırmaklar kuruyor Kış sıcaklıkları artıyor, ilkbahar erken geliyor, sonbahar gecikiyor, bitkiler erken çiçek açıyor, göç dönemleri değişiyor, yaşama alanları farklılaşıyor,kıyı şeritleri erozyona uğruyor, mercan resifleri ağarıyor, kar yığınları azalıyor, bulut ormanları kuruyor, hastalıklar yayılıyor, yüksek enlemlerde sıcaklık artıyor, dünyaya neler oluyor? 1960'lardaki kirlenme buzulların yüzde 20'sini eritti. 300 bilim adamının yürüttüğü araştırma sonuçlarına göre, Kuzey Kutbu'ndaki ısınma dünyanın geri kalanından iki kat daha hızlı. Bu günkü ise 2070'te dünyayı buzulsuz bırakacak, küresel çölleşme olacak, denizler yükselecek. Dünya küresel ısınma yüzünden 10 yıl içinde geri dönülmez bir noktaya gelecek. Ormanların yok olması sonucu çölleşme yaşanacak, bu tarıma da yansıyacak, deniz seviyesi yükselecek ve dünya salgın hastalıkların pençesine düşecek. Bu felaket senaryoları "korkutucu" fakat "gerçek." SERA ETKİSİ VE KÜRESEL ISINMA Dünya atmosferi çeşitli gazlardan oluşur. Ayrıca küçük miktarlarda bazı asal gazlar bulunmaktadır. Güneşten gelen ışınlar (ısı ışınları/kısa dalgalı ışınlar), atmosferi geçerek yeryüzünü ısıtır. Atmosferdeki gazlar yeryüzündeki ısının bir kısmını tutar ve yeryüzünün ısı kaybına engel olurlar. (CO2 havada en çok ısı tutma özelliği olan gazdır.) Atmosferin, ışığı geçirme ve ısıyı tutma özelliği vardır. Atmosferin ısıyı tutma yeteneği sayesinde suların sıcaklığı dengede kalır. Böylece nehirlerin ve okyanusların donması engellenmiş olur. Bu şekilde oluşan, atmosferin ısıtma ve yalıtma etkisine sera etkisi denir. Dünya atmosferi cam seralara benzer bir özellik gösterir. Son yıllarda atmosferdeki CO2 miktarı hava kirlenmesine bağlı olarak hızla artmaktadır. Metan, ozon ve kloroflorokarbon (CFC) gibi sera gazları çeşitli insan aktiviteleri ile atmosfere katılmaktadır. Bu gazların tamamının ısı tutma özelliği vardır. CO2 ve ısıyı tutan diğer gazların miktarındaki artış, atmosferin ısısının yükselmesine sebep olmaktadır. Bu da küresel ısınma olarak ifade edilir. Bu durumun, buzulların erimesi ve okyanusların yükselmesi gibi ciddi sonuçlar doğuracak iklim değişmelerine yol açmasından endişe edilmektedir. KÜRESEL ISINMANIN NEDENLERİ Küresel ısınmanın çeşitli nedenleri bulunmaktadır: (Necmettin Çepel, Ekolojik Sorunlar ve Çözümleri, Ankara: TÜBİTAK Yayınları, 2002) • Fosil yakıt kullanımıyla sera gazlarının, özellikle karbondioksitin anormal derecede artarak atmosferde birikmesi, • Bitki örtüsünün, özellikle ormanların tahribi ve yok olması, • Hızlı ve çarpık kentleşme, • Hızlı sanayileşme KÜRESEL ISINMA VE ORTAYA ÇIKARDIĞI SORUNLAR Dünyadaki her üç kişiden biri yoksulluk içinde yaşıyor ve dolayısıyla yoksullukla bağlantılı sağlık sorunlarıyla karşı karşıya. Başta Afrika olmak üzere yoksul ülkeler, dünyanın en kısa ortalama yaşam süresine ve en yüksek doğum oranına sahip. Ancak virüsler ve bulaşıcı hastalıklar sadece Afrika'da değil, dünyanın diğer bölgelerinde de küresel ısınma yüzünden giderek yayılma tehlikesi gösteriyor. Yoksullukla mücadele eden ülkelerde, insanlar daha çocuk yaşta, hatta daha süt emme döneminde hayata veda ediyor. Beslenme yetersiz, eğitim olanakları kötü. Ve tüm bunlar yetmezmiş gibi, küresel iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarından da en çok etkilenenler, yine yoksul ülke insanları. Ancak virüsler ve bulaşıcı hastalıklar sadece yoksul ülkeleri tehdit etmiyor. Su azalıyor Dünyada kullanılabilir su miktarının giderek azaldığına ve bunun hijyen koşullarını daha da kötüleştirdiğine işaret eden Sauerborn, su yoluyla bulaşan hastalıkların gelecekte artış gösterebileceğini, göz hastalıkları ve ishalin yayılabileceğini belirtiyor. Sauerborn, dünyada giderek daha sık ve şiddetli yaşanan fırtına ve sellerin kolera tehlikesini beraberinde getirdiğine de dikkat çekiyor: "Fırtına ve seller yoluyla atık su ve kanalizasyonun içme suyuna karışması da göz ardı edilemez. Bu durumda kolerayla karşı karşıya kalınır. Deniz suyu yüzeyindeki ısınma sonucu sahil bölgelerinde kolera yayılabilir." Ozon tabakası inceliyor Ozon tabakasının giderek daha da incelmesi sonucunda, güneşin zararlı ışınları giderek daha az filtre edilebiliyor. Bu ışınlar sadece cilt ve gözlere zarar vermekle kalmıyor, insan vücudunun bağışıklık sistemini de zayıflatarak, bulaşıcı hastalıklara karşı daha korunmasız hale getiriyor. Bununla birlikte aşıların da etkisi azalıyor. Sıtma sineklerini geçmişte yok etmeyi başaran ilaçlar artık tesirli değil, yeni nesil sinekler direnç kazanmış durumda. Buna rağmen Sauerborn, geçmişte başarılı olan aşı programlarına büyük umut bağlıyor ve araştırma, geliştirme alanında politikacılara ve kamu sektörüne önemli bir görev düştüğünü belirtiyor. KÜRESEL ISINMA VE NÜKLEER ENERJİ Yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren dünyamız çok önemli enerji ve çevre problemleri ile karşılaşmaktadır. Şimdi ve gelecekte de insanlar değişik şekillerde ve küresel olarak çevre üzerinde büyük zararlar verecek faaliyetlerde bulunmaya devam edeceklerdir. Bunun başlıca sebebi nüfus artışlarının devam etmesi sonucunda enerji ihtiyacının artması ve insanların artan oranlardaki faaliyetleridir. Bunların sonucu olarak, yaklaşık bir asır içerisinde sera gazlarının atmosferdeki konsantrasyonu %50 artmıştır ki bu gazların en önemlisi fosil yakıtlarından açığa çıkan karbondioksittir. Buna ek olarak binalardan ve taşıma araçlarından çıkan gazlar ve tarımdan gelen metanol, atmosferde bir gaz örtüsü oluşturmakta ve yeryüzünden elektromanyetik dalgalar halinde neşredilen ısıl-radyasyonun uzaya yayılmasını önleyerek tekrar yeryüzüne yansıtmaktadırlar. Bu durum küresel ısınmaya sebep olmaktadır. Hesaplanan yıllık ortalama sıcaklıklar gösteriyor ki, 1990-2000'li yıllar yirminci asrın en sıcak yılları olmuştur. Dünyanın her köşesinde bilim adamları, doğada fiziksel değişikliklerin meydana geldiğini tespit etmişlerdir. Antartika'da buz dağlarının geriye hareket ederek kalınlıklarının azaldığını, Afrika ve Asya'da ise çöllerin arttığını görmüşlerdir. Pasifik Okyanusu'nda mercan dizileri "barnier" ölmektedir. Meteoroloji uzmanları, gelecekteki iklim şartlarını bugünkü değişimleri veri alarak, modeller geliştirerek tespit etmektedirler. Bütün bu modeller, yerküresi sıcaklığının bu asırda da artacağını göstermektedir. Bugün, dünya, okyanuslar, atmosfer ve uzay arasındaki enerji alışverişini daha iyi anlamaktayız. Yapılan modellemeler, 21'inci yüzyılda dünya ortalama sıcaklığının 1.5 ile 6 ° C arasında belki daha da fazla artacağını göstermektedirler. Sıcaklıktaki ufak değişiklikler yağışlarda, ormanlarda ve tarımda büyük sonuçlar doğuracaktır. Hatta 21'inci yüzyılın ortalarında ciddi değişiklikler ve afetler olabilecektir. En göze çarpan olay, okyanuslarda büyük sıcaklık farkları oluşmasının sonucunda ve kutuplardaki buzların erimesiyle de, okyanuslarda deniz seviyesinin yükselebileceğidir. 2100 senesine kadar deniz seviyesinin 50 cm'ye kadar artabileceği hesaplanmıştır. Sahillerdeki güzel plajlar, denize bağlı ufak göller ve mercan bariyerleri sular altında kalıp kaybolacaklardır. Hint Okyanusu'nda bulunan ada ülkeleri su seviyesinin yükselmesiyle çok zor şartlar altında kalabileceklerdir. Bu sıcaklık artışları yaz ve kış mevsimlerinde birlikte olacaktır. Örneğin, eğer sera etkisi yapan gazların artışı bugünkü seviyede devam ederse, Fransız bilim adamları, Fransa'da 21'inci asırda kış sıcaklığının 1-2 ° C ve yaz-sonbahar sıcaklığının 2 ° C artacağını hesap etmektedirler. Bunun sonucu olarak, • • kış yağışları, yaz mevsimindeki yağışlardan daha fazla olacak, çok yükseklerde (1500 m) kar yağışları azalacak, aşağılarda yalnız yağmurlar yağacak, ve sonuçta birçok kayak merkezi kapanabilecek, dağlarda, donmuş tabakaların ısınması, çığ düşmesi, toprak kayması riskini artıracak, • hastalık taşıyan sinekler çoğalabilecektir. Uluslararası Sorumluluklar 1992 Haziran ayında Brezilya'nın Rio de Janeiro şehrinde toplanan Dünya Forumu tamamen "Çevrenin Korunmasına" odaklanmıştır. Global çevre sorunları ve teknolojileri ilk kez dünya liderlerinin dikkatine sunulmuştur. 1997 yılında 159 ülke temsilcileri Japonya'nın Kyoto şehrinde toplanarak Kyoto Protokolü'nü imzaladılar. Buna göre 38 ülkenin sera gazı emisyonlarını düşürmesini kararlaştırdılar. Bununla beraber özellikle, endüstriyel ülkeler, CO2 emisyonunu, 1990 yılındaki emisyonun %90'ı düzeyine getireceklerdir. Gelişmekte olan ülkeler teknolojik alanda gelişmelerini duraklama durumuna getirebilecek olan bu stratejiye taraftar olmadılar. Gelişmekte olan ülkeler, sera gazlarından gelişmiş ülkelerin sorumlu olduklarını, dolayısı ile gerekli tedbirleri önce onların alması gerektiğini, yani onların emisyonlarını azaltmaları gerektiğini vurguladılar. Çözümler Nelerdir? Küresel ısınma, insanlığın yaşamı ve hayat tarzı için gereken enerji ihtiyacının üretilmesinde kullanılan yöntemlere bağlıdır. Yenilenebilir enerji kaynakları (Hidroelektrik, Biokütle, Biogaz, güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, Hidrojen enerjisi vb) ile, jeotermal ve nükleer enerji kullanmak bu önemli soruna tek çıkar yoldur. Bu herkesi ilgilendiren bir durum olup, çok zararlı sonuçlar beklenmeden her ülkede doğru yol seçilmelidir ve sürdürülebilir bir gelişme için geçerli enerji planlaması yapılmalıdır. Yenilenebilir enerji kaynaklarından hidroelektrik enerji kaynaklarını bir tarafa bırakırsak diğerleri, küresel ısınmayı önleyici bir opsiyon olamazlar. Zira, katkıları olmakla birlikte bir ülkenin enerji sorununa tam cevap veremezler. Dünyanın enerji ihtiyacının büyük kısmı, özellikle elektrik enerjisi, ancak bilinen temiz teknolojiler dikkate alındığında yalnız nükleer enerji ile sağlanabilir. Bunun için: • • • Reaktör teknoloji ihtiyacı, Nükleer yakıt ve atık yakıtlar, Nükleer silahların yayılması, gibi sorunlara cevap vermek gerekir. KÜRESEL SICAKLIK ARTIŞI VE TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ OLASI ETKİLER 1980’li yıllardan itibaren dünyanın gündemini meşgul eden, üzerinde bir çok modeller, senaryolar üretilen ve hala bazı belirsizlikler bulunan ortak konulardan biri küresel sıcaklık artışı ve bunun yaratacağı iklim değişmeleridir. İnsanoğlu, 20, yüzyılda atmosferdeki birikimleri giderek artan sera gazlarına bağlı olarak oluşan küresel sıcaklık artışı ve bunun yaratacağı olası bir iklim değişikliğinin sonuçlarını kestirmeye ve yaşama düzenini yeni iklim koşullarına göre hazırlamaya çalışmaktadır. Oysa dünyanın 4,5 milyar yıllık jeolojik tarihi içinde iklim birçok kez değiştiği ve ilk insanların buzul çağları gibi yaşam koşullarının çok güç olduğu dönemlerde bile hayatta kalmayı başardığı bilinmektedir. Ancak geçmişteki iklim değişmeleri ile son yüzyılda küresel sıcaklık artışının yaratacağı iklim değişikliği arasındaki fark, ilk kez insanın da bu konuda önemli bir rolünün bulunması, çok daha büyük bir nüfus kütlesinin bu olaydan etkilenecek olması ve söz konusu değişmenin bir yüzyıl gibi çok kısa zaman diliminde gerçekleşmesinin beklenmesidir. TÜRKİYE DE İKLİM KOŞULLARINDA GÖRÜLEN DEĞİŞMELER Türkiye Akdeniz iklim kuşağı içinde yer alır. Subtropikal kuşakta kıtaların batısında oluşan Akdeniz iklimi kuzeyindeki ılıman denizel iklim ile güneydeki kurak subtropikal çöl iklimleri arasında bir geçiş özelliği gösterir. Akdeniz ikliminin en çarpıcı özellikleri ise, yıl içinde uzun kurak bir yaz mevsiminin bulunması ve yağış miktarında görülen yıllar arası yüksek değişkenliktir. Akdeniz iklim tipinin egemen olduğu Türkiye’de çok sayıda bölgesel ve yöresel iklim tipleride mevcuttur. Ortalama yükseltisi 1000 metreyi geçen yüksek bir ülke olması, batı-doğu yönlü yüksek dağ sıralarının denizel etkilerin iç kısımlara ulaşması için bir engel oluşturması, bölgeler ve yöreler arasında kuvvetli iklim farklarının ortaya çıkmasında, çok kısa mesafeler içinde sıcaklık, bulutluluk, nemlilik koşullarının büyük farklar göstermesinde etkilidir. Türkiye’de de dünyanın diğer bölgelerine benzer şekilde iklim koşulları son yüzyılda değişmeler göstermiştir. Ülkede meteorolojik kayıtların düzenli tutulmaya başladığı 1930’lu yılların başından günümüze kadar gece ölçülen en düşük sıcaklık değerleri özellikle ilkbahar ve yaz aylarında olmak üzere belirgin bir şekilde artmıştır. Buna karşılık gündüz ölçülen en yüksek sıcaklılarda anlamlı ölçüde artma ve azalma eğilim yoktur. Türkiye’de 1930’dan bu yana yağışlar uzun süreli artma/azalma yönünde bir eğilimden çok bir dalgalanma hareketi göstermiş, çok nemli yıllar kadar önemli kurak yıllarda yaşanmıştır. Genel olarak bu dönem içinde yıllık ve kış yağışları 1940’lı yılların başından 1970 yılına kadar ortalamanın üzerindedir. Özellikle 1962-1969 yılları arasındaki dönem yağışların belirgin olarak arttığı çok nemli yıllardır. Buna karşılık 1970’ten günümüze kadar olan dönemde ise Türkiye’de yağışlar azalma eğilimi göstermiştir. Özellikle 1972-73 ile 1988-1992 arası tüm Türkiye’de çok şiddetli ve yaygın kuraklıkların görüldüğü dönemlerdir. Son 30 yılda kış mevsiminde düşen yağışların en çok azalma eğilimi gösterdiği alanlar ise Akdeniz, Ege ve Marmara bölgeleridir. Türkiye’de kış mevsiminde daha belirgin olmak üzere yağış değerlerinde görülen azalma eğilimi, Anadolu’yu daha sık ve daha uzun süre etkileyen ve yağış olasılığını ortadan kaldıran yüksek basınç koşularındaki artış, buna karşılık yağış getiren alçak basınç sistemlerinin sayısında belirgin bir azalma ile ilgilidir. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ OLASI ETKİLERİ Türkiye’de meteorolojik kayıtların tutulmaya başlandığı 1930’dan bu yana özellikle gece ölçülen sıcaklıklardaki artış, yağışlarda son 30 yılda görülen azalma eğilimi, Türkiye’yi de içeren çeşitli iklim modellerinin öngörüleriyle uyumludur. Küresel ısınma ve yaratacağı iklim değişikliği ile ilgili iklim modellerinin Doğu Akdeniz ve Güney Avrupa’ya ilişkin senaryolarında, iklim kuşaklarında kutba doğru olan kayma sonucu Türkiye’nin yer aldığı Akdeniz Havzasının güneyindeki suptropikal çöl iklim kuşağının etkisi altına girmesi öngörülmektedir. Önümüzdeki birkaç on yıl içinde Türkiye’de iklim koşullarının nasıl olacağını önceden tam olarak bilemiyeceğimize göre, en akılcı yol iklim koşullarında ortaya çıkabilecek en olumsuz koşullara göre hazırlanmak, varolan su ve arazi kaynaklarını iyi değerlendirmek mümkün olduğunca doğal bitki örtüsünün ve toprak kayıplarının önüne geçmek, enerji tasarrufunun yanı sıra enerji üretiminde yenilenebilir kaynaklara yönelmektir. SONUÇ Karbondioksit oranı artıyor, okyanuslar ısınıyor, buzlar eriyor, deniz seviyesi yükseliyor, orman yangınları artıyor,buzul tabakaları parçalanıyor,göller küçülüyor,kurak dönemler uzuyor,ırmaklar kuruyor. Kış sıcaklıkları artıyor, ilkbahar erken geliyor, sonbahar gecikiyor, yaşama alanları farklılaşıyor, dünyaya neler oluyor? Dünya küresel ısınma yüzünden 10 yıl içinde geri dönülmez bir noktaya gelecek. Sizlerden şunu istiyoruz, sizin ve çocuklarınızın geleceği tehlikede. Biran önce bunu görüp herkesin bilinçlenmesini sağlayınız. Kararlarınız bizim neslimizi olumlu veya olumsuz etkileyecek unutmayınız. Bizler, küresel ısınmayı tehdit eden maddeleri kullanmayacağımıza, enerji kaynaklarını boşa sarf etmeyeceğimize, küresel ısınmayı ve nedenlerini herkese anlatacağımıza, ağaç dikip, doğayı koruyacağımıza söz veriyoruz. Kaynak: TEMA Vakfı I. Yavru TEMA Kurultayı Küresel ısınma, Nedenleri, Sonuçları, Çözüm Önerileri 25-27 Mayıs 2005 Ankara Kaynak: TEMA Vakfı I. Yavru TEMA Kurultayı Küresel ısınma, Nedenleri, Sonuçları, Çözüm Önerileri 25-27 Mayıs 2005 Ankara ALASKA HALK PLAJI BUGÜN BU HALE GELDİ ANTARTİKA’DA BUZ KARABORSA ARAL GÖLÜ ÇÖL OLUYOR ATMOSFERİN KARBONDİOKSİT ORANI AVRUPA YAKINDA SAHRA OLACAK AVRUPA BUZUL ÇAĞI YAKINDA DÜNYAYA NELER OLUYOR? ERİYEN BUZULLAR TEHDİT EDİYOR KÜRESEL ISINMA DENİZLERİ TEHDİT EDİYOR KURUMUŞ TOPRAKLAR KÜRESEL ISINMANIN SOĞUK YÜZÜ SİBİRYANIN BUGÜNKÜ DURUMU RESİM KAYNAKÇASI GOOGLE.COM.TR DEN İLGİLİ SİTELERDEN ALINDI. Kaynak: TEMA Vakfı I. Yavru TEMA Kurultayı Küresel ısınma, Nedenleri, Sonuçları, Çözüm Önerileri 25-27 Mayıs 2005 Ankara KAYNAKÇA Çepel, N. Ekolojik Sorunlar ve Çözümleri, Ankara, ( 2002) TÜBİTAK Yayınları, Godrej, D. Küresel İklim Değişimi İstanbul, ( İlk basım 2003 ) Metis Yayınları Kışlalıoğlu,M. Berkes, F. Ekoloji ve Çevre Bilimleri, İstanbul, ( İkinci basım 1994) Remzi Kitapevi DPT , İklim Değişikliği Özel İhtisas Komisyonu Raporu,2000. htt.//ekutup.dpt.gov.tr/cevre/oik548.pdf Keskin, B. Küresel Isınma, www.metu.edu.tr/~wwwcevre/ Yazilar/so-kuresel%20isinma.doc TEMA Vakfı I. Yavru TEMA Kurultayı Küresel ısınma, Nedenleri, Sonuçları, Çözüm Önerileri 25-27 Mayıs 2005 Ankara www.tema.org.tr/tr/bizden-haberler/ guncel/2005/YavruTemaKurultayiBitti.htm Ergin Duygu, “İklim değişikliği ve etkileri” http://www.bugday.org BM.İnsan Çevresi Konferansı, Stockholm Bildirgesi “Dünyaya Neler Oluyor?” Sabah, http://www.sabah.com.tr “Dünya Susuyor”, Milliyet, http://www.milliyet.com.tr/2001/01/16/cumartesi/acum.html http://www.gezegenimiz.com/ Küresel İklim Değişimi ve Ülkemize Olası Etkileri http://www.cekud.org/index.php?option