Küresel Isınma - Özel Ege Lisesi

advertisement
KÜRESEL
ISINMA
HAZIRLAYANLAR
BARTU İNCE
BESTE ÖYEKÇİN
EKİN ORAL AĞ
ERDEM ARDA AKAY
GÖKHAN HALİL
SELİN CANSU AKTAN
DANIŞMAN ÖĞRETMEN: MÜJGAN DEMİR
MART, 2006
İÇİNDEKİLER
Dünya sıcaklığı değişiyor. .........................................................................................................1
İnsan da tehlikede .....................................................................................................................1
Küresel ısınma ..........................................................................................................................2
Dünyaya neler oluyor? ..............................................................................................................2
Sera etkisi ve küresel ısınma ....................................................................................................2
Küresel ısınmanın nedenleri......................................................................................................3
Küresel ısınma ve ortaya çıkardığı sorunlar..............................................................................3
Su azalıyor ................................................................................................................................3
Ozon tabakası inceliyor .............................................................................................................3
Küresel ısınma ve nükleer enerji ...............................................................................................4
Uluslar arası sorumluluklar........................................................................................................5
Çözümler nelerdir ......................................................................................................................5
Küresel sıcaklık artışı ve Türkiye üzerindeki olası etkileri .........................................................5
Türkiye de iklim koşullarında görülen değişimler.......................................................................6
İklim değişikliğinin Türkiye üzerindeki olası etkileri ...................................................................7
Sonuç ........................................................................................................................................8
Resim Kaynakçası.....................................................................................................................16
Kaynakça...................................................................................................................................17
GİRİŞ
İnsan aktivitelerinden kaynaklanan iklim değişiklikleri, emanetçisi olduğumuz dünyayı tehdit
ediyor. Hayvan ve bitki türleri, besin ürünleri, yakıt kaynakları vs. yok olma tehlikesiyle karşı
karşıya kalıyor.
Her iki yarımkürede buzulların eriyerek kutuplara doğru çekilmesi, yüksek dağların tepelerindeki
buzulların ve kar örtüsünün azalması, deniz su seviyesinin yükselmesi, havadaki kimyasal
kirleticilere karşı hassas olan narin kuş türlerinin azalması, dünyanın ısınma eğilimine girdiğini
gösteren önemli işaretlerden bazıları.
İnsan tarafından atmosfere verilen gazların sera etkisi yaratması sonucunda, dünya yüzeyinde
sıcaklığın artmasına küresel ısınma deniyor.
Gündemde yer alan günümüze ait iklim değişiminin ise insan etkinliklerinden kaynaklandığı
kesinlik kazanmış durumda. Dünya giderek ısınıyor iklimler değişiyor. Yaz ayları her yıl biraz
daha uzuyor ve bunaltıcı geçiyor. Buzullar eriyor; seller, kasırgalar, hortumlar yüzlerce can
alıyor. Hayvan soyunun genetiği değişiyor, türleri yok oluyor.
Dünya gündeminde yer alan tüm bu değişmeler bizlerinde dikkatini çekti.” Küresel Isınma”
Projesini hazırlamaya karar verdik.
Bu dünya bizim. Onu şimdi koruyalım ki gelecekte yaşanacak halde olsun.Dünyayı
koruyalım,çünkü üzerinde yaşanacak bir dünya daha yok.
DÜNYA SICAKLIĞI DEĞİŞİYOR
Küresel ısınmanın etkisi, hava sıcaklıklarının dünyanın her yerinde artması biçiminde
olmayacak. Sıcaklığın artış oranı, orta enlemlerde ve ekvatorda, kutuplardakinden daha farklı
olacak. Örneğin ekvatorda, bu artışın, dünya ortalamasının çok altında olacağı tahmin ediliyor.
Aslında bu ısınma, dünya iklim sisteminde köklü değişimlere ve aşırılıklara yol açacak. Öyle ki,
dünyanın bazı bölgelerinde kasırgalar, seller ve taşkınlar gibi hava olaylarının şiddeti ve sıklığı
artarken, bazı bölgelerde de uzun süreli, şiddetli kuraklıklar ve çölleşme olayları etkili olabilecek.
Bunun yanında, sıcaklık artışının kışları, yazlara göre birkaç derece fazla olması bekleniyor.
Benzer bir durum, geceyle gündüz arasında da görülecek. Gece sıcaklarındaki artış, gündüz
sıcaklıklarındaki artıştan fazla olacak. Bu durumda karalar, geceleri eskisi kadar soğumaya fırsat
bulamayacak. Yazla kış, geceyle gündüz arasındaki sıcaklık farkının azalması, bütün dünyadaki
rüzgâr çeşitlerini etkileyecek; fırtınaların yoğunluğu, gücü ve rotaları değişecek.
Yağış dönemleri, miktar ve türlerinin değişmesiyle artan sıcaklık, daha çok buharlaşmaya ve
buna bağlı olarak da daha çok bulut oluşmasına yol açacak. Kısaca söylemek gerekirse,
dünyanın iklimi daha sıcak, daha nemli ve bol yağışlı olacak.
İNSAN DA TEHLİKEDE
Küresel ısınma, kalp, solunum yolu, bulaşıcı, alerjik ve diğer bazı hastalıklara sebep olacak.
Sürekli sıcak hava, seller, fırtınalar gibi hava olayları, psikolojik rahatsızlıklar, hastalıklara ve
ölümlere yol açacak. Yeni alanlara yayılan böcekler ve diğer hastalık taşıyıcılar, bulaşıcı
hastalıkların çoğalmasına neden olacak. Hava sıcaklığının artması ve su kaynaklarındaki
azalma, kolera tipi hastalıkları yaygınlaştıracak. Üretimdeki bölgesel azalmalar sonucu, açlık ve
kötü beslenmede artışlar görülecek. Böcek yumurtalarının ölmesini sağlayan gece ve kış
soğuklarının hafiflemesi, önemli bir sorun olacak. Kimi bölgelerde şiddetli kuraklık dönemlerinin
ardından gelecek aşırı yağışlar, virüs mutasyonlarının artmasına, buna bağlı olarak da sıtma gibi
hastalıkların yayılmasına neden olacak. Öte yandan tarım bitkilerinde görülen hastalıklarda da
sıcaklıkla birlikte artış gözlenecek.
Buzulların erimesi ve sıcaklık artışı, okyanuslardaki suları genleştirip, denizlerin seviyesini
yükseltecek. Deniz seviyesinin yükselmesi, kıyılardaki toprak kaybının yanı sıra, kıyılara yakın
temiz su kaynaklarının denizle birleşmesine neden olacak. Artan buharlaşma yüzünden göl ve
ırmaklarda meydana gelecek su kaybı, 21. yüzyılın en önemli meselelerinden biri olacak. Tatlı
su kaynaklarının kalitesinde, tuzlu su karışımı nedeniyle azalma olacak.
Tarım, turizm ve diğer ekonomik aktiviteler bu durumdan olumsuz etkilenecek; gelişmekte olan
birçok ülkede yerli halkın beslenme ve yakıt kaynakları yok olacak. Yüksek deniz seviyesi,
yüksek gel-git, kuvvetli dalga ve tusunami gibi riskli doğa olaylarına sebep olacak. Deniz
seviyesindeki yükselmesiyle düz alanlar seller altında kalarak, kıyılardaki üretim alanları zarar
görecek. Bunun sonucu milyonlarca insan kıyı alanları ve küçük adalardan göç edecek. Kurak
bölgelerdeki çiftçiler daha çok sulama yapıp, daha fazla tarım ilâcı kullanacaklarından, bu
bölgelerde tarımsal etkinliklerin maliyeti artacak. Gelişmekte olan ülkelerin kurak ve yarı kurak
alanları, bazı kıyı alanları, deltalar ve küçük ada gibi bölgeleri tehlike altında kalacak. Kırsal
alanlarda doğal kaynakların verimliliğindeki gerileme sonucu, kırsal alandan kente göç
hızlanacak.
KÜRESEL ISINMA
İnsanların çeşitli aktiviteleri sonucunda meydana gelen ve “sera gazları” olarak nitelenen bazı
gazların artması sonucunda, yeryüzüne yakın atmosfer tabakaları ve katı yeryüzü sıcaklığının
yapay olarak artmasına kürsel ısınma adı verilmektedir.
DÜNYAYA NELER OLUYOR?
Karbondioksit oranı artıyor, okyanuslar ısınıyor, buzullar eriyor, deniz seviyesi yükseliyor, orman
yangınları artıyor, buzul tabakaları parçalanıyor, göller küçülüyor, kurak dönemler uzuyor,
ırmaklar kuruyor
Kış sıcaklıkları artıyor, ilkbahar erken geliyor, sonbahar gecikiyor, bitkiler erken çiçek açıyor, göç
dönemleri değişiyor, yaşama alanları farklılaşıyor,kıyı şeritleri erozyona uğruyor, mercan resifleri
ağarıyor, kar yığınları azalıyor, bulut ormanları kuruyor, hastalıklar yayılıyor, yüksek enlemlerde
sıcaklık artıyor, dünyaya neler oluyor?
1960'lardaki kirlenme buzulların yüzde 20'sini eritti. 300 bilim adamının yürüttüğü araştırma
sonuçlarına göre, Kuzey Kutbu'ndaki ısınma dünyanın geri kalanından iki kat daha hızlı. Bu
günkü ise 2070'te dünyayı buzulsuz bırakacak, küresel çölleşme olacak, denizler yükselecek.
Dünya küresel ısınma yüzünden 10 yıl içinde geri dönülmez bir noktaya gelecek. Ormanların
yok olması sonucu çölleşme yaşanacak, bu tarıma da yansıyacak, deniz seviyesi yükselecek ve
dünya salgın hastalıkların pençesine düşecek. Bu felaket senaryoları "korkutucu" fakat "gerçek."
SERA ETKİSİ VE KÜRESEL ISINMA
Dünya atmosferi çeşitli gazlardan oluşur. Ayrıca küçük miktarlarda bazı asal gazlar
bulunmaktadır. Güneşten gelen ışınlar (ısı ışınları/kısa dalgalı ışınlar), atmosferi geçerek
yeryüzünü ısıtır. Atmosferdeki gazlar yeryüzündeki ısının bir kısmını tutar ve yeryüzünün ısı
kaybına engel olurlar. (CO2 havada en çok ısı tutma özelliği olan gazdır.)
Atmosferin, ışığı geçirme ve ısıyı tutma özelliği vardır. Atmosferin ısıyı tutma yeteneği sayesinde
suların sıcaklığı dengede kalır. Böylece nehirlerin ve okyanusların donması engellenmiş olur. Bu
şekilde oluşan, atmosferin ısıtma ve yalıtma etkisine sera etkisi denir. Dünya atmosferi cam
seralara benzer bir özellik gösterir.
Son yıllarda atmosferdeki CO2 miktarı hava kirlenmesine bağlı olarak hızla artmaktadır. Metan,
ozon ve kloroflorokarbon (CFC) gibi sera gazları çeşitli insan aktiviteleri ile atmosfere
katılmaktadır. Bu gazların tamamının ısı tutma özelliği vardır.
CO2 ve ısıyı tutan diğer gazların miktarındaki artış, atmosferin ısısının yükselmesine sebep
olmaktadır. Bu da küresel ısınma olarak ifade edilir. Bu durumun, buzulların erimesi ve
okyanusların yükselmesi gibi ciddi sonuçlar doğuracak iklim değişmelerine yol açmasından
endişe edilmektedir.
KÜRESEL ISINMANIN NEDENLERİ
Küresel ısınmanın çeşitli nedenleri bulunmaktadır: (Necmettin Çepel, Ekolojik Sorunlar ve
Çözümleri, Ankara: TÜBİTAK Yayınları, 2002)
•
Fosil yakıt kullanımıyla sera gazlarının, özellikle karbondioksitin anormal derecede
artarak atmosferde birikmesi,
•
Bitki örtüsünün, özellikle ormanların tahribi ve yok olması,
•
Hızlı ve çarpık kentleşme,
•
Hızlı sanayileşme
KÜRESEL ISINMA VE ORTAYA ÇIKARDIĞI SORUNLAR
Dünyadaki her üç kişiden biri yoksulluk içinde yaşıyor ve dolayısıyla yoksullukla bağlantılı sağlık
sorunlarıyla karşı karşıya. Başta Afrika olmak üzere yoksul ülkeler, dünyanın en kısa ortalama
yaşam süresine ve en yüksek doğum oranına sahip. Ancak virüsler ve bulaşıcı hastalıklar
sadece Afrika'da değil, dünyanın diğer bölgelerinde de küresel ısınma yüzünden giderek
yayılma tehlikesi gösteriyor.
Yoksullukla mücadele eden ülkelerde, insanlar daha çocuk yaşta, hatta daha süt emme
döneminde hayata veda ediyor. Beslenme yetersiz, eğitim olanakları kötü. Ve tüm bunlar
yetmezmiş gibi, küresel iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarından da en çok etkilenenler, yine
yoksul ülke insanları. Ancak virüsler ve bulaşıcı hastalıklar sadece yoksul ülkeleri tehdit etmiyor.
Su azalıyor
Dünyada kullanılabilir su miktarının giderek azaldığına ve bunun hijyen koşullarını daha da
kötüleştirdiğine işaret eden Sauerborn, su yoluyla bulaşan hastalıkların gelecekte artış
gösterebileceğini, göz hastalıkları ve ishalin yayılabileceğini belirtiyor. Sauerborn, dünyada
giderek daha sık ve şiddetli yaşanan fırtına ve sellerin kolera tehlikesini beraberinde getirdiğine
de dikkat çekiyor: "Fırtına ve seller yoluyla atık su ve kanalizasyonun içme suyuna karışması da
göz ardı edilemez. Bu durumda kolerayla karşı karşıya kalınır. Deniz suyu yüzeyindeki ısınma
sonucu sahil bölgelerinde kolera yayılabilir."
Ozon tabakası inceliyor
Ozon tabakasının giderek daha da incelmesi sonucunda, güneşin zararlı ışınları giderek daha
az filtre edilebiliyor. Bu ışınlar sadece cilt ve gözlere zarar vermekle kalmıyor, insan vücudunun
bağışıklık sistemini de zayıflatarak, bulaşıcı hastalıklara karşı daha korunmasız hale getiriyor.
Bununla birlikte aşıların da etkisi azalıyor. Sıtma sineklerini geçmişte yok etmeyi başaran ilaçlar
artık tesirli değil, yeni nesil sinekler direnç kazanmış durumda. Buna rağmen Sauerborn,
geçmişte başarılı olan aşı programlarına büyük umut bağlıyor ve araştırma, geliştirme alanında
politikacılara ve kamu sektörüne önemli bir görev düştüğünü belirtiyor.
KÜRESEL ISINMA VE NÜKLEER ENERJİ
Yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren dünyamız çok önemli enerji ve çevre problemleri ile
karşılaşmaktadır. Şimdi ve gelecekte de insanlar değişik şekillerde ve küresel olarak çevre
üzerinde büyük zararlar verecek faaliyetlerde bulunmaya devam edeceklerdir. Bunun başlıca
sebebi nüfus artışlarının devam etmesi sonucunda enerji ihtiyacının artması ve insanların artan
oranlardaki faaliyetleridir. Bunların sonucu olarak, yaklaşık bir asır içerisinde sera gazlarının
atmosferdeki konsantrasyonu %50 artmıştır ki bu gazların en önemlisi fosil yakıtlarından açığa
çıkan karbondioksittir.
Buna ek olarak binalardan ve taşıma araçlarından çıkan gazlar ve tarımdan gelen metanol,
atmosferde bir gaz örtüsü oluşturmakta ve yeryüzünden elektromanyetik dalgalar halinde
neşredilen ısıl-radyasyonun uzaya yayılmasını önleyerek tekrar yeryüzüne yansıtmaktadırlar. Bu
durum küresel ısınmaya sebep olmaktadır. Hesaplanan yıllık ortalama sıcaklıklar gösteriyor ki,
1990-2000'li yıllar yirminci asrın en sıcak yılları olmuştur.
Dünyanın her köşesinde bilim adamları, doğada fiziksel değişikliklerin meydana geldiğini tespit
etmişlerdir. Antartika'da buz dağlarının geriye hareket ederek kalınlıklarının azaldığını, Afrika ve
Asya'da ise çöllerin arttığını görmüşlerdir. Pasifik Okyanusu'nda mercan dizileri "barnier"
ölmektedir. Meteoroloji uzmanları, gelecekteki iklim şartlarını bugünkü değişimleri veri alarak,
modeller geliştirerek tespit etmektedirler. Bütün bu modeller, yerküresi sıcaklığının bu asırda da
artacağını göstermektedir.
Bugün, dünya, okyanuslar, atmosfer ve uzay arasındaki enerji alışverişini
daha iyi anlamaktayız. Yapılan modellemeler, 21'inci yüzyılda dünya
ortalama sıcaklığının 1.5 ile 6 ° C arasında belki daha da fazla artacağını
göstermektedirler. Sıcaklıktaki ufak değişiklikler yağışlarda, ormanlarda ve
tarımda büyük sonuçlar doğuracaktır. Hatta 21'inci yüzyılın ortalarında ciddi
değişiklikler ve afetler olabilecektir. En göze çarpan olay, okyanuslarda
büyük sıcaklık farkları oluşmasının sonucunda ve kutuplardaki buzların
erimesiyle de, okyanuslarda deniz seviyesinin yükselebileceğidir. 2100
senesine kadar deniz seviyesinin 50 cm'ye kadar artabileceği
hesaplanmıştır. Sahillerdeki güzel plajlar, denize bağlı ufak göller ve
mercan bariyerleri sular altında kalıp kaybolacaklardır. Hint Okyanusu'nda
bulunan ada ülkeleri su seviyesinin yükselmesiyle çok zor şartlar altında
kalabileceklerdir.
Bu sıcaklık artışları yaz ve kış mevsimlerinde birlikte olacaktır. Örneğin, eğer sera etkisi yapan
gazların artışı bugünkü seviyede devam ederse, Fransız bilim adamları, Fransa'da 21'inci asırda
kış sıcaklığının 1-2 ° C ve yaz-sonbahar sıcaklığının 2 ° C artacağını hesap etmektedirler.
Bunun sonucu olarak,
•
•
kış yağışları, yaz mevsimindeki yağışlardan daha fazla olacak,
çok yükseklerde (1500 m) kar yağışları azalacak, aşağılarda yalnız yağmurlar yağacak,
ve sonuçta birçok kayak merkezi kapanabilecek, dağlarda, donmuş tabakaların ısınması, çığ
düşmesi, toprak kayması riskini artıracak,
•
hastalık taşıyan sinekler çoğalabilecektir.
Uluslararası Sorumluluklar
1992 Haziran ayında Brezilya'nın Rio de Janeiro şehrinde toplanan Dünya Forumu tamamen
"Çevrenin Korunmasına" odaklanmıştır. Global çevre sorunları ve teknolojileri ilk kez dünya
liderlerinin dikkatine sunulmuştur.
1997 yılında 159 ülke temsilcileri Japonya'nın Kyoto şehrinde toplanarak Kyoto Protokolü'nü
imzaladılar. Buna göre 38 ülkenin sera gazı emisyonlarını düşürmesini kararlaştırdılar. Bununla
beraber özellikle, endüstriyel ülkeler, CO2 emisyonunu, 1990 yılındaki emisyonun %90'ı
düzeyine getireceklerdir. Gelişmekte olan ülkeler teknolojik alanda gelişmelerini duraklama
durumuna getirebilecek olan bu stratejiye taraftar olmadılar. Gelişmekte olan ülkeler, sera
gazlarından gelişmiş ülkelerin sorumlu olduklarını, dolayısı ile gerekli tedbirleri önce onların
alması gerektiğini, yani onların emisyonlarını azaltmaları gerektiğini vurguladılar.
Çözümler Nelerdir?
Küresel ısınma, insanlığın yaşamı ve hayat tarzı için gereken enerji ihtiyacının üretilmesinde
kullanılan yöntemlere bağlıdır.
Yenilenebilir enerji kaynakları (Hidroelektrik, Biokütle, Biogaz, güneş enerjisi, rüzgar enerjisi,
Hidrojen enerjisi vb) ile, jeotermal ve nükleer enerji kullanmak bu önemli soruna tek çıkar yoldur.
Bu herkesi ilgilendiren bir durum olup, çok zararlı sonuçlar beklenmeden her ülkede doğru yol
seçilmelidir ve sürdürülebilir bir gelişme için geçerli enerji planlaması yapılmalıdır.
Yenilenebilir enerji kaynaklarından hidroelektrik enerji kaynaklarını bir tarafa bırakırsak diğerleri,
küresel ısınmayı önleyici bir opsiyon olamazlar. Zira, katkıları olmakla birlikte bir ülkenin enerji
sorununa tam cevap veremezler. Dünyanın enerji ihtiyacının büyük kısmı, özellikle elektrik
enerjisi, ancak bilinen temiz teknolojiler dikkate alındığında yalnız nükleer enerji ile sağlanabilir.
Bunun için:
•
•
•
Reaktör teknoloji ihtiyacı,
Nükleer yakıt ve atık yakıtlar,
Nükleer silahların yayılması, gibi sorunlara cevap vermek gerekir.
KÜRESEL SICAKLIK ARTIŞI VE TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ OLASI ETKİLER
1980’li yıllardan itibaren dünyanın gündemini meşgul eden, üzerinde bir çok modeller,
senaryolar üretilen ve hala bazı belirsizlikler bulunan ortak konulardan biri küresel sıcaklık artışı
ve bunun yaratacağı iklim değişmeleridir. İnsanoğlu, 20, yüzyılda atmosferdeki birikimleri
giderek artan sera gazlarına bağlı olarak oluşan küresel sıcaklık artışı ve bunun yaratacağı olası
bir iklim değişikliğinin sonuçlarını kestirmeye ve yaşama düzenini yeni iklim koşullarına göre
hazırlamaya çalışmaktadır. Oysa dünyanın 4,5 milyar yıllık jeolojik tarihi içinde iklim birçok kez
değiştiği ve ilk insanların buzul çağları gibi yaşam koşullarının çok güç olduğu dönemlerde bile
hayatta kalmayı başardığı bilinmektedir. Ancak geçmişteki iklim değişmeleri ile son yüzyılda
küresel sıcaklık artışının yaratacağı iklim değişikliği arasındaki fark, ilk kez insanın da bu konuda
önemli bir rolünün bulunması, çok daha büyük bir nüfus kütlesinin bu olaydan etkilenecek olması
ve söz konusu değişmenin bir yüzyıl gibi çok kısa zaman diliminde gerçekleşmesinin
beklenmesidir.
TÜRKİYE DE İKLİM KOŞULLARINDA GÖRÜLEN DEĞİŞMELER
Türkiye Akdeniz iklim kuşağı içinde yer alır. Subtropikal kuşakta kıtaların batısında oluşan
Akdeniz iklimi kuzeyindeki ılıman denizel iklim ile güneydeki kurak subtropikal çöl iklimleri
arasında bir geçiş özelliği gösterir. Akdeniz ikliminin en çarpıcı özellikleri ise, yıl içinde uzun
kurak bir yaz mevsiminin bulunması ve yağış miktarında görülen yıllar arası yüksek
değişkenliktir.
Akdeniz iklim tipinin egemen olduğu Türkiye’de çok sayıda bölgesel ve yöresel iklim tipleride
mevcuttur. Ortalama yükseltisi 1000 metreyi geçen yüksek bir ülke olması, batı-doğu yönlü
yüksek dağ sıralarının denizel etkilerin iç kısımlara ulaşması için bir engel oluşturması, bölgeler
ve yöreler arasında kuvvetli iklim farklarının ortaya çıkmasında, çok kısa mesafeler içinde
sıcaklık, bulutluluk, nemlilik koşullarının büyük farklar göstermesinde etkilidir.
Türkiye’de de dünyanın diğer bölgelerine benzer şekilde iklim koşulları son yüzyılda değişmeler
göstermiştir. Ülkede meteorolojik kayıtların düzenli tutulmaya başladığı 1930’lu yılların başından
günümüze kadar gece ölçülen en düşük sıcaklık değerleri özellikle ilkbahar ve yaz aylarında
olmak üzere belirgin bir şekilde artmıştır.
Buna karşılık gündüz ölçülen en yüksek sıcaklılarda anlamlı ölçüde artma ve azalma eğilim
yoktur.
Türkiye’de 1930’dan bu yana yağışlar uzun süreli artma/azalma yönünde bir eğilimden çok bir
dalgalanma hareketi göstermiş, çok nemli yıllar kadar önemli kurak yıllarda yaşanmıştır. Genel
olarak bu dönem içinde yıllık ve kış yağışları 1940’lı yılların başından 1970 yılına kadar
ortalamanın üzerindedir. Özellikle 1962-1969 yılları arasındaki dönem yağışların belirgin olarak
arttığı çok nemli yıllardır. Buna karşılık 1970’ten günümüze kadar olan dönemde ise Türkiye’de
yağışlar azalma eğilimi göstermiştir. Özellikle 1972-73 ile 1988-1992 arası tüm Türkiye’de çok
şiddetli ve yaygın kuraklıkların görüldüğü dönemlerdir. Son 30 yılda kış mevsiminde düşen
yağışların en çok azalma eğilimi gösterdiği alanlar ise Akdeniz, Ege ve Marmara bölgeleridir.
Türkiye’de kış mevsiminde daha belirgin olmak üzere yağış değerlerinde görülen azalma eğilimi,
Anadolu’yu daha sık ve daha uzun süre etkileyen ve yağış olasılığını ortadan kaldıran yüksek
basınç koşularındaki artış, buna karşılık yağış getiren alçak basınç sistemlerinin sayısında
belirgin bir azalma ile ilgilidir.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ OLASI ETKİLERİ
Türkiye’de meteorolojik kayıtların tutulmaya başlandığı 1930’dan bu yana özellikle gece ölçülen
sıcaklıklardaki artış, yağışlarda son 30 yılda görülen azalma eğilimi, Türkiye’yi de içeren çeşitli
iklim modellerinin öngörüleriyle uyumludur. Küresel ısınma ve yaratacağı iklim değişikliği ile ilgili
iklim modellerinin Doğu Akdeniz ve Güney Avrupa’ya ilişkin senaryolarında, iklim kuşaklarında
kutba doğru olan kayma sonucu Türkiye’nin yer aldığı Akdeniz Havzasının güneyindeki
suptropikal çöl iklim kuşağının etkisi altına girmesi öngörülmektedir.
Önümüzdeki birkaç on yıl içinde Türkiye’de iklim koşullarının nasıl olacağını önceden tam olarak
bilemiyeceğimize göre, en akılcı yol iklim koşullarında ortaya çıkabilecek en olumsuz koşullara
göre hazırlanmak, varolan su ve arazi kaynaklarını iyi değerlendirmek mümkün olduğunca doğal
bitki örtüsünün ve toprak kayıplarının önüne geçmek, enerji tasarrufunun yanı sıra enerji
üretiminde yenilenebilir kaynaklara yönelmektir.
SONUÇ
Karbondioksit oranı artıyor, okyanuslar ısınıyor, buzlar eriyor, deniz seviyesi yükseliyor,
orman yangınları artıyor,buzul tabakaları parçalanıyor,göller küçülüyor,kurak dönemler
uzuyor,ırmaklar kuruyor. Kış sıcaklıkları artıyor, ilkbahar erken geliyor, sonbahar gecikiyor,
yaşama alanları farklılaşıyor, dünyaya neler oluyor?
Dünya küresel ısınma yüzünden 10 yıl içinde geri dönülmez bir
noktaya gelecek. Sizlerden şunu istiyoruz, sizin ve çocuklarınızın geleceği
tehlikede. Biran önce bunu görüp herkesin bilinçlenmesini sağlayınız.
Kararlarınız bizim neslimizi olumlu veya olumsuz etkileyecek unutmayınız.
Bizler, küresel ısınmayı tehdit eden maddeleri kullanmayacağımıza, enerji kaynaklarını boşa
sarf etmeyeceğimize, küresel ısınmayı ve nedenlerini herkese anlatacağımıza, ağaç dikip,
doğayı koruyacağımıza söz veriyoruz.
Kaynak: TEMA Vakfı I. Yavru TEMA Kurultayı
Küresel ısınma, Nedenleri, Sonuçları, Çözüm Önerileri
25-27 Mayıs 2005 Ankara
Kaynak: TEMA Vakfı I. Yavru TEMA Kurultayı
Küresel ısınma, Nedenleri, Sonuçları, Çözüm Önerileri
25-27 Mayıs 2005 Ankara
ALASKA HALK PLAJI BUGÜN BU HALE GELDİ
ANTARTİKA’DA BUZ KARABORSA
ARAL GÖLÜ ÇÖL OLUYOR
ATMOSFERİN KARBONDİOKSİT ORANI
AVRUPA YAKINDA SAHRA OLACAK
AVRUPA BUZUL ÇAĞI YAKINDA
DÜNYAYA NELER OLUYOR?
ERİYEN BUZULLAR TEHDİT EDİYOR
KÜRESEL ISINMA DENİZLERİ TEHDİT EDİYOR
KURUMUŞ TOPRAKLAR
KÜRESEL ISINMANIN SOĞUK YÜZÜ
SİBİRYANIN BUGÜNKÜ DURUMU
RESİM KAYNAKÇASI
GOOGLE.COM.TR DEN İLGİLİ SİTELERDEN ALINDI.
Kaynak: TEMA Vakfı I. Yavru TEMA Kurultayı
Küresel ısınma, Nedenleri, Sonuçları, Çözüm Önerileri
25-27 Mayıs 2005 Ankara
KAYNAKÇA
Çepel, N. Ekolojik Sorunlar ve Çözümleri, Ankara, ( 2002) TÜBİTAK Yayınları,
Godrej, D. Küresel İklim Değişimi İstanbul, ( İlk basım 2003 ) Metis Yayınları
Kışlalıoğlu,M. Berkes, F. Ekoloji ve Çevre Bilimleri, İstanbul, ( İkinci basım 1994) Remzi Kitapevi
DPT , İklim Değişikliği Özel İhtisas Komisyonu Raporu,2000. htt.//ekutup.dpt.gov.tr/cevre/oik548.pdf
Keskin, B. Küresel Isınma,
www.metu.edu.tr/~wwwcevre/ Yazilar/so-kuresel%20isinma.doc
TEMA Vakfı I. Yavru TEMA Kurultayı Küresel ısınma, Nedenleri, Sonuçları, Çözüm Önerileri
25-27 Mayıs 2005 Ankara
www.tema.org.tr/tr/bizden-haberler/ guncel/2005/YavruTemaKurultayiBitti.htm
Ergin Duygu, “İklim değişikliği ve etkileri”
http://www.bugday.org
BM.İnsan Çevresi Konferansı, Stockholm Bildirgesi “Dünyaya Neler Oluyor?”
Sabah, http://www.sabah.com.tr
“Dünya Susuyor”, Milliyet, http://www.milliyet.com.tr/2001/01/16/cumartesi/acum.html
http://www.gezegenimiz.com/
Küresel İklim Değişimi ve Ülkemize Olası Etkileri
http://www.cekud.org/index.php?option
Download