İSLAM’DA HOŞGÖRÜ Muhterem Müminler! Her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar hoşgörme durumu, müsamaha ve tolerans, Türkçemizde hoşgörü ile ifade edilmekledir. Ortaya koyduğu prensipler bakımından İslamiyet, hoşgörü dinidir. İslamiyetin hoşgörü anlayışını, Kuran'a ve Hz. Peygamber'in uygulamalarına bakarak tesbit edebiliriz. Hz. Peygamber, İslam dinini tebliğde ve sosyal münasebetlerinde, Kurandan ilhanı alarak insanlara daima hoşgörü ile yaklaşmış ve onlara yumuşak davranarak gönüllerini fethetmiştir. "Eğer sen kaba ve katı yürekli olsaydın, etrafından dağılıp gitmişlerdi bile" (1) ayetinde de belirtildiği gibi O, insanlara hoşgörülü davranmış ve onları ürkütecek ve nefret ettirecek davranışlardan uzak durmuştur. Peygamberimiz, insanları İslam'a davet ederken, davasını kabul etmesi için hiç kimseye baskı yapmamıştır. Bu konuda Yüce Allah, Peygamberine nasıl davranacağını şu şekilde açıklamıştır "(Ey Muhammed) Sen, Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et. Çünkü Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, hidayete erenleri de en iyi bilendir". (2) İslamiyetin hoşgörü çerçevesinde ortaya koyduğu bazı prensipler vardır. Bu prensiplerden biri, kişinin öncelikle nefis muhasebesi yaparak, kendi kusurlarını düzeltmeye çalışmasıdır. Kendi kusurlarını görmeyen, görüp de düzeltmeyen kimsenin, başkalarının kusurlarıyla ilgilenmesi ve onları açığa çıkarması doğru değildir. Peygamberimiz: "Kim dünyada bir kulun ayıbını örterse, Allah da onun ayıbını kıyamet günü örter." buyurmak suretiyle, insanların kusurlarını örtmenin ehemmiyetini işaret etmiştir. Sosyal münasebetlerimizde öfkeyi yenmek, insanları affetmek, insanlara beddua etmemek, önyargıdan uzak durmak, sui zandan, kibir ve gururdan kaçınmak, insanların şahsiyetini rencide etmemek, insanlarla alay etmemek, insanların hoşumuza gitmeyen davranışlarına sabır göstermek, aile efradına sevgi ve şefkatle yaklaşmak, yaşlılara saygılı olmak, komşularla iyi geçinmek ve insanlara eziyet etmemek gibi davranışlar, İslamiyetin hoşgörü çerçevesinde ortaya koyduğu prensiplerdir. Muhterem Müminler! İslam'ın önemle üzerinde durduğu bir konu da din hürriyetidir. İslam'a göre inanmaları için insanlara baskı yapılamaz. Bu bağlamda Yüce Allah şöyle buyurur: "Dinde zorlama yoktur". (3) Bu ayeti kendisine düstur edinen Peygamberimiz, İslam'a girme hususunda hiç kimseye baskı yapmamış, sadece tebliğ görevini yerine getirmiştir. İslam'ın ortaya koyduğu prensipler sayesindedir ki ehli kitap, İslam coğrafyasında güven içerisinde hayatlarını sürdürmüşler ve dinlerini, hiçbir engelleme olmadan rahat bir şekilde yaşamışlardır. İslam, diğer görüşlere hoşgörü ile baktığı gibi, diğer görüşlerin de İslam'a hoşgörü ile bakmalarını bekler. Toplumsal barışın, hatta dünya barışının sağlanması, hoşgörüyle mümkündür. Bunun sağlanmasında bütün insanlara görev düşmektedir. İnsanlık, aradığı huzuru bulmak istiyorsa, rahmet Peygamberi Hz. Muhammed'in evrensel hoşgörü anlayışını öğrenmeli ve yaşamalıdır. Ne mutlu Nebevi hoşgörüyü kendine rehber edinenlere...