ögretmen bilgi kitap copy - Sağlıklı Adımlar Projesi

advertisement
Ö⁄RETMENLER iÇiN
KAYNAK BiLGi DOKÜMANI
- BESLENME -
Ö⁄RETMENLER iÇiN
KAYNAK BiLGi DOKÜMANI
- BESLENME Yazar
Prof. Dr. Muazzez Garipağaoğlu
Değerli Öğretmenimiz,
Bütün dünyada olduğu gibi, ülkemizde de çocuklarda yetersiz ve dengesiz
beslenme sonucu çok çeşitli hastalıklar görülüyor. Obezite, yetersiz beslenme,
şeker hastalığı, raşitizm, fiziksel ve zihinsel gelişim bozuklukları, kansızlık
bunlardan bazılarıdır. Doğru beslenme konusunda erken yaşta edinilen bilgi ve
becerilerin bugün ve gelecekte çocuklarımızın yaşam kalitesine yapacağı katkı
ise beslenme eğitiminin önemini ve gerekliliğini ortaya koyuyor.
Beslenme alanında uzmanlığa sahip bir dünya lideri, gıda endüstrisine, Türkiye
ekonomisine ve toplumuna yüzyılı aşkın bir süredir yatırım yapan bir firma olarak,
ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın sağlıklı ve mutlu bireyler olarak
yetişmesine destek olmak amacıyla 2012 yılında “Beslenebilirim” projesini
geliştirdik.
Projemiz, beslenmenin ne olduğunu, neden önemli olduğunu ve sağlıklı
beslenmek için neler yapılması gerektiğini eğlenceli ve uygulamalı bir yöntemle
öğretmek üzere planlanmıştır. Renkli çizimlerle dolu öyküler, beslenme çarkları,
posterler ve çeşitli materyaller ile zengin bir eğitim programı olan Beslenebilirim
projesini bu yıl öğrenciler için daha ilgi çekici hale getirmek amacıyla Sağlıklı
Adımlar adıyla yeniledik. Yeni bir proje maskotunun oluşturulduğu, daha zengin
ve eğlenceli fiziksel aktivite içeriğinin eklendiği programa öğrencilerin gerçekten
heyecan ve istekle katılacağına inanıyoruz.
Elinizdeki dokümanda yer alan kaynak bilgiler, proje içeriklerinin akademik
temelini oluşturmaktadır. Öğrenciler için hazırlanan 10 öyküde, bu dokümanda
yer alan bilgilere mümkün olduğunca yer verildi. Bununla birlikte, bu öyküleri
işlerken yeterli ve dengeli beslenme konusunda ihtiyaç duyabileceğiniz daha
fazla kaynak bilgiyi burada bulabilir, derslerinizde kullanabilirsiniz.
Sizlerin projenin başarıyla uygulanmasında çok önemli bir rol oynadığınızı biliyor,
emek ve katkılarınız için şimdiden teşekkür ediyoruz.
Sevgi ve saygılarımızla,
Nestlé Türkiye
BESLENME VE SA⁄LIK
Yaşamın en önemli koşullarından biri beslenmedir.
Yaşam için beslenme esastır.
Vücut fonksiyonlarının devamı için beslenme önemlidir.
“Can boğazdan gelir” atasözü canlılığın ancak beslenmeyle olabileceğini işaret
etmektedir.
Beslenme açlık duygusunu bastırmak, karın doyurmak ya da canın çektiği şeyleri
yemek içmek değildir. Beslenme büyüme, yaşamın sürdürülmesi ve sağlığın korunması
için farklı çeşitteki besinlerin yeterli miktarlarda alınarak vücutta kullanılmasıdır. Yaşamın
her döneminde önemli olan beslenme, çocukluk döneminde ayrı bir önem taşır.
Çocuklar için sağlıklı beslenme anne karnında başlar ve yirmili yaşlara kadar devam
eder.
Çocukluk dönemindeki beslenmenin amacı:
“Sağlıklı olabilmek için,
yaşamın her döneminde
yeterli ve dengeli
beslenme esastır.”
1. Normal büyüme ve gelişmeyi sağlamak,
2. Çocukluk yıllarında sık görülen kansızlık (demir eksikliği
anemisi), yetersiz beslenme, şişmanlık/obezite ve diş çürükleri
gibi sağlık sorunlarını önlemek,
3. Yetişkin dönemde sık görülen kalp-damar hastalıkları, şeker
hastalığı, yüksek tansiyon, bazı kanser türleri ve kemik erimesi
(osteoporoz) gibi süreğen (kronik) hastalıkların riskini
düşürmek ve yaşam boyu sağlığı korumaktır.
“Normal büyüme, ancak
yaşa uygun sağlıklı
beslenme ile
Bu amaçlara ulaşabilmek için çocukların yaşa uygun, yeterli ve
gerçekleşir.”
dengeli beslenmeleri gerekir.
Yetersiz ve dengesiz beslenmenin olumsuz sonuçları:
Yetersiz beslenme durumunda
• Vücut direnci düşer. Hastalıklara yakalanma sıklığı artar. Hastalıklar ağır seyreder.
• Büyüme-gelişme aksar.
• Gözlerde, kemik ve dişlerde bozukluklar, kansızlık, yorgunluk, halsizlik ve isteksizlik
gibi sorunlar sık görülür.
• Zekâ ve bilişsel kapasite (iletişim, algı, öğrenme, dikkat ve benzeri) olumsuz etkilenir.
Bütün bunların sonucunda çocukların yaşama sevinçleri ve okul başarıları düşer,
üretkenlikleri azalır.
4
Fazla ve dengesiz beslenme durumunda
• işmanlık önemli bir sorundur.
• Yetişkin dönem hastalıkları olarak bilinen şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kan
yağlarında yükselme, karaciğer yağlanması, alerjik ve ortopedik sorunlar ile sindirim
sistemi hastalıkları sık görülür. Bu sorunlar ileri yaşlarda ağırlaşarak devam eder.
Görüldüğü gibi normal büyüme-gelişmeyi sağlamak, hastalıklardan korunmak, mutlu ve
üretken bir şekilde yaşamı sürdürebilmek için yeterli ve dengeli beslenme esastır.
Çünkü doğru beslenme alışkanlıklarına ne kadar erken sahip olursak o kadar mutlu ve
sağlıklı bir yaşam süreriz.
Beslenme açlık duygusunu bastırmak, karın doyurmak ya da canın çektiği şeyleri
yemek içmek değildir. Beslenme büyüme, yaşamın sürdürülmesi ve sağlığın korunması
için gerekli olan enerji ve besin ögelerinin alınarak vücutta kullanılmasıdır.
Beyin gelişimi anne karnında ve ilk 3 yaşta en hızlıdır. Bu dönemde kötü beslenen
çocukların zekâ ve bilişsel kapasiteleri (iletişim, algı, öğrenme, dikkat ve benzeri)
olumsuz etkilenir.
BESiN
ÖGELERiMiZ
Besin ögeleri, besinlerin bileşiminde bulunan yapı taşlarıdır. Sayıları 50’yi bulan besin
ögelerinin her birinin vücuttaki görevleri farklıdır.
Besin ögeleri,
• Karbonhidratlar,
• Proteinler,
• Yağlar,
• Vitaminler,
• Mineraller,
• Su
şeklinde sınıflandırılır.
5
Besin ögelerinin görevleri:
Karbonhidratlar
Karbonhidratların ana görevi vücuda enerji sağlamaktır.
Günlük enerjinin çoğu karbonhidratlardan sağlanır.
Proteinler
Vücutta hücre yapımından sorumlu ögelerdir. Bu özellikleri ile
büyüme-gelişmenin sağlanması ve eskiyen dokuların
yenilenmesinde görev alırlar.
Yağlar
Vücuda en çok enerji veren besin ögeleridir. Vitaminlerin bir
bölümü vücuda yağlarla alınır. Yağlar mideyi yavaş terk
ettikleri için doygunluk hissi verirler. Yağlar vücutta kolayca
depolanırlar. Vücutta yağ oranının artması şişmanlık olarak
bilinir.
Vitaminler
Sayıları 20’ye yakın olan vitaminler, vücutta çok önemli
görevler üstlenirler. B grubu vitaminleri enerji oluşumu ve
hücre yapımına yardım ederken, D vitamini, kalsiyum ve
fosforun kemik ve dişlerde yerleşmesine yardımcıdır. A, C ve
E vitaminleri ise hücrelerin zarar görmesini önleyerek; kanser
gibi önemli hastalıklardan korunmaya yardımcı olurlar.
Mineraller
Minerallerden kalsiyum ve fosfor kemik ve dişlerin yapı
taşı iken, sodyum, potasyum vücut suyunun dengede
tutulmasını sağlar. Demir oksijenin taşınması, çinko ve
selenyum savunma sisteminin yeterliliği için gereklidir.
Bazı mineraller de enzimlerin bileşiminde yer alır.
Su
Besinlerin sindirimi, dokulara taşınması, hücrelerde
kullanılması sonucu oluşan zararlı atıkların atılması ve
vücut ısısının düzenlenmesi için gereklidir. Vücudumuzun
%60’ı sudan oluşur.
Yağlar, en çok enerji
veren besin ögeleri olup;
bazı vitaminlerin
kullanımı ve bazı
hormonların yapımı için
hayati önem taşır.
Vitaminler vücuda
canlılık verir.
Vücutta yeterince
su bulunması yaşam için
zorunludur.
Normal büyüme- gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve üretken
olarak uzun süre yaşayabilmek için, besin ögelerin her
birinden günlük ne kadar alınması gerektiği belirlenmiştir.
Besin ögelerinin yetersiz alınması durumunda, vücut
çalışmasında aksamalar olur, büyüme-gelişme olumsuz
etkilenir. Fazla alınması durumunda ise şişmanlık başta,
tansiyon yüksekliği, kan yağlarında yükselme, sindirim sistemi
bozukluğu gibi pek çok sağlık sorunu ortaya çıkar çıkar.
Besin ögeleri vücuda tartılarak alınamayacağı gibi, tablet ya
da şurup şeklinde de alınamaz. Besin ögeleri vücuda ancak
besinlerin yenilip, içilmesi ile alınır. Böylece kişi bir yandan
yemek yemekten mutlu olurken, diğer yandan vücudu için
gerekli olan besin ögelerini uygun bir düzen içinde almış olur.
6
ENERJi
Enerji vücudun büyüyüp-gelişebilmesi, organların çalışabilmesi ve fiziksel aktivite için
gerekli olan bir yakıttır. Arabanın çalışabilmesi için yakıt olarak benzin, vücudun
çalışabilmesi için enerji gerekir. Enerjinin ana kaynağı güneştir. Ancak insanlar enerjiyi
yedikleri, içtikleri besinlerden alırlar. Yenilen, içilen besinler, mide ve bağırsaklarda
karbonhidratlar, proteinler, yağlar, vitaminler, mineraller ve su olarak bilinen yapı
taşlarına, diğer bir deyişle besin ögelerine parçalanırlar. Bu olaya sindirim denir. Besin
ögeleri daha sonra kan dolaşımı ile hücrelere taşınır ve hücrede oksijenin varlığında
enerjiye dönüşür. Hücrelerde besinlerden enerji oluşumu ve enerjinin harcanması
metabolizma olarak tanımlanır.
Vücut çalışması için gerekli olan enerji, besinlerin içindeki karbonhidratlar, proteinler ve
yağlardan sağlanır. 1 gram karbonhidrat, 4 kalori; 1 gram protein, 4 kalori; 1 gram yağ,
9 kalori verir. Görüldüğü gibi yağlar, karbonhidratlar ve proteinlerin 2 katından da fazla
enerji içermektedir. Bu özelliği ile yağlar kolay enerji kaynağı olarak bilinir. Buna karşın
enerjinin ana kaynağı karbonhidratlardır. insan vücudu için gerekli olan günlük enerjinin
yarısı ve daha fazlası karbonhidratlardan sağlanmalıdır.
Enerji birimi kilokaloridir.
insanların enerji ihtiyacı birbirinden farklıdır. Bebeğin,
çocuğun, ergenin, işçinin, sporcunun, yaşlının, gebe
Ancak günlük hayatta
kadının enerji ihtiyacı farklıdır. Enerji ihtiyacındaki farklılığı
cinsiyet ve fiziksel aktivite etkiler. Ancak enerji ihtiyacındaki
kilokalori yerine kalori
esas farklılığı, bazal metabolizma hızı belirler. Bazal
sözcüğü kullanılmaktadır. metabolizma, vücudun işlevlerini yerine getirmek için
ihtiyaç duyduğu enerjidir.
Hiç hareket etmeden, dinlenme durumunda vücudumuzun
çalışmak için kullandığı enerjidir.
Vücudun enerji dengesi önemlidir. Besinlerle alınan enerji ile vücudun harcadığı enerji
arasında bir denge olmalıdır. Denge bozulduğunda birey şişman ya da zayıf olur.
Besinlerle alınan enerji, vücudun harcadığı enerjiden fazla olursa, birey kilo alır,
şişmanlar. Bunun tersi de olabilir. Besinlerle alınan enerji, vücudun harcadığı enerjiden
az olursa, birey kilo verir, zayıflar.
7
BESiN, BESiN GRUPLARI ve
MENÜ PLANLAMA
Enerji ve besin ögeleri vücuda ancak besinlerin tüketilmesi ile alınır. Bitki ve hayvan
dokularının yenilebilen kısımları besin olarak tanımlanır. Gıda ya da yiyecek sözcükleri
besin ile eş anlamlı olan sözcüklerdir. Doğada yüzlerce besin bulunmaktadır.
Besinler, içerdikleri besin ögelerinin çeşitliliği ve miktarları açısından farklıdır. Bazı
besinler A vitamininden, bazıları C vitamininden zenginken, bazıları kalsiyum ya da
demirden zengindir. Bazı besinler proteinden, bazıları yağdan zenginken, bazıları tüm
bu besin ögelerinden fakir olabilir.
işte bu nedenle besinler, içerdikleri besin ögelerine ya da işlevlerine göre 4 grupta
toplanır. Bu gruplama, yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmenin uygulanmasında kolaylık
sağlar.
Aşağıda kısaca tanımlanan besin grupları Şekil 1’de yonca yaprağı ya da 4 kalp
şeklinde gösterilmiştir.
a) Et grubu: Et, tavuk, balık, hindi, yumurta ve kuru baklagillerden oluşur. Bu gruptaki
besinler, esas olarak proteinden, ilave olarak demir, çinko ve bazı B grubu
vitaminlerinden zengindir. Kuru baklagillerin lif (posa) içeriği yüksektir.
b) Süt grubu: Süt, yoğurt, peynir, çökelek gibi besinler bu gruba girer. Bu gruptaki
besinler, protein ve kalsiyumdan zengindir. Ayrıca yağ, fosfor, magnezyum ile bazı B
grubu vitaminlerinin iyi kaynağıdır.
c) Tahıl grubu: Buğday, pirinç, mısır ve bunlardan yapılan un, ekmek, makarna, erişte,
bulgur vb. besinler bu gruba girer. Et ve süt grubuna göre proteini az içeren bu grup,
karbonhidratın ana kaynağıdır. Rafine edilmeyen (kepeği ayrılmamış, beyazlatılmamış)
tahıllar, bazı B grubu vitaminleri, bazı mineraller ve lifin iyi kaynağını oluştururlar.
d) Sebze-meyve grubu: Her türlü taze sebze ve meyve bu grup altında toplanır. Bu
gruptaki besinler, özellikle C vitamini başta olmak üzere pek çok vitamin, mineral ve
lif yönünden zengindir.
Genellikle besin grupları arasında yer verilmeyen ya da yonca yaprağında
görülmeyen bir diğer besin grubu, yağ ve şeker grubudur.
Yağ grubu: Her türlü katı-sıvı yağ bu gruba girer. Yağlar, diğer gruplardaki besinlerin
yenmesiyle de vücuda alınır. Protein ve karbonhidratların 2 katından daha fazla kalori
içerirler. Bu nedenle enerjinin en zengin ve en kolay kaynağını oluştururlar. Tereyağında
A vitamini, sıvı yağlarda vücudun yapamadığı dışardan alınması gereken yağ asitleri ve
E vitamini bulunur.
Şeker grubu: Şeker saf karbonhidrattır. Sadece enerji içerir. Bu özelliğinden dolayı
günlük beslenmede şekere çok az yer verilir ya da verilmez.
8
Bununla beraber enerji ihtiyacı yüksek olan çocuklar şeker, reçel, bal, pekmez ve
benzerleri ile şekerli ve tatlı türünden besinleri (kek, dondurma vb.) dikkatli ve dengeli
bir şekilde tüketebilirler.
Sağlıklı ve dengeli beslenebilmek için ideal olarak,
hemen her öğünde, yukarıda tanımlanan 4 besin
grubunun her birinden bir besine yer vermek gerekir.
Bu ise ancak besinlerde çeşitliliğin sağlanması ile
mümkündür. Aşağıda yeterli ve dengeli beslenme
için birkaç menü örneği verilmiştir.
Menü örnekleri:
1.
2.
3.
4.
5.
Köfte, makarna, salata, ayran
Kuru fasulye, bulgur pilavı, cacık, salata
Etli kabak dolma, yoğurt
Kıymalı ıspanak, erişte, yoğurt
Fırında tavuk, bulgur pilavı, salata, dondurma
YETERLi ve DENGELi BESLENME
NASIL UYGULANIR?
BESLENME MODELLERi
Sağlıklı beslenme nasıl yapılır? Nasıl uygulanır? Besin
seçiminde nelere dikkat edilir? Hangi besin grupları, ne
miktarda tüketilmeli?
Sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenmenin günlük yaşamda uygulanması karışık bir iştir.
Hangi besin ya da besin grubundan ne kadar tüketilmesi gerektiği hemen herkesin
kafasındaki önemli bir sorudur.
şte bu sorunun cevabının verilebilmesi ve sağlıklı beslenmenin kolay uygulanabilmesi
için piramit modeli, tabak modeli, yonca yaprağı ya da trafik ışıkları gibi modeller
geliştirilmiştir. Modellerin hemen hepsinde sağlığın korunması hedef alınmış ve buna
göre besin grupları yerleştirilmiştir.
Modellerden biri olan ve 7-8 yaş okul çocuklarına özel piramit modeli
Tahıl grubu: Ekmek, bulgur, makarna, pirinç ve benzeri besinlerden oluşan tahıl grubu,
piramidin tabanında, en geniş alanında yer almaktadır. Bu yerleşim, günlük beslenmede
en çok tahıl grubunun tüketilmesi gerektiğini işaret etmektedir.
9
Tahıl grubundan günde 6-8 porsiyon tüketilmesi önerilmektedir. Tahıl grubundaki
besinlerin 1 porsiyon ölçüsü; 1 ince dilim ekmek, 1 kâse çorba, 1 servis kaşığı dolusu
pilav, 1 servis kaşığı dolusu makarna, 1 servis kaşığı dolusu erişte, 1 kepçe mantı, 1
orta boy patates, 1 orta dilim börek, yarım haşlanmış mısır, 3-4 adet grisini ya da
bisküvi.
Sebze-meyve grubu: Tüm sebze ve meyvelerden oluşan grup, piramidin 2. sırasında
yer almakta ve günlük 2 porsiyon meyve, 3 porsiyon sebze olmak üzere toplam 5
porsiyon tüketilmesi önerilmektedir. 1 porsiyon sebze: çiğ olarak, 1 orta boy havuç; 1
orta boy domates; pişmiş olarak, 1 kepçe ya da 3-4 yemek kaşığı sebze yemeği. 1
porsiyon meyve: elma, armut, portakal, şeftali gibi büyük boy meyvelerden 1 orta boy;
erik, çilek, kiraz gibi küçük taneli meyvelerden 1 kâse ya da 1 su bardağı dolusu.
Et grubu: Et, tavuk, balık, hindi, yumurta ve kuru baklagillerden oluşan bu grup, süt
grubu ile birlikte piramidin 3. sırasında yer almakta ve günlük 3-4 porsiyon
önerilmektedir. Et grubundaki besinlerin 1 porsiyon ölçüsü: 1 adet köfte, 1 köfte ölçüsü
tavuk, 1 köfte ölçüsü balık, 1 köfte ölçüsü kıyma, 3-5 parça kuşbaşı et, 1 adet yumurta,
1 kepçe kuru baklagiller.
Süt grubu: Süt, yoğurt ve peynirden oluşan bu grup, et grubu ile birlikte piramidin 3.
sırasında yer almakta ve günlük 3-4 porsiyon
önerilmektedir. Süt grubundaki besinlerin 1 porsiyon
ölçüsü: 1 su bardağı süt, 1 kâse yoğurt, 2 su
bardağı ayran, 2 kibrit kutusu kadar peynir, 1
kâse sütlü tatlı.
Ya
ğl
Yağ ve şeker grubu: Katı-sıvı tüm yağlar
ar
ile şeker, reçel, bal, çikolata, pasta, kek
ve benzeri besinlerden oluşan yağ ve
Sü
tv
(3- e Sü
şeker grubu piramidin tepesinde, en
4p tÜ
ors rün
dar alanında yer almaktadır. Bu
iyo ler
n) i
yerleşim, günlük beslenmede
yağ ve şeker grubunun en az
Se
bz
tüketilmesi gerektiğine işaret
e(
3p
ors
etmektedir. Yağ
iyo
n)
grubundan günde 6
porsiyon ya da 6 tatlı
kaşığı, şeker
Ta
hıl
grubundan günde
lar
,E
riş
1-2 porsiyon ya da
te,
Ku
1-2 yemek kaşığı
sku
s,
tüketilmesi önerilmektedir.
1 porsiyon yağ: 1 tatlı kaşığı katı
erl
ek
Ş
ve
, Et rta
r
e
l
gil mu
kla Yu )
Ba leri, iyon
u
s
n
r
Ku t Ürü por
(3
E
ve
y
Me
(
n)
iyo
Pir
,
inç
a
arn
8
rs
po
(6-
k
Ma
nli
e
üz
D
10
)
on
rsiy
o
2p
Fiz
i
l
kse
te
tivi
Ak
ya
Piramitte belirtilen besinlerin 3 ana öğün (kahvaltı, öğlen, akşam), 3 ara öğün (kuşluk,
ikindi, yatmadan önce) olmak üzere toplam 6 öğünde tüketilmesi önerilir. Öğün sayısı
azaltılabilir. Çoğunlukla da yatmadan önceki öğün ihmal edilebilir. Bazen de kuşluk öğünü
atlanabilir. Daha fazla öğün ihmal edilemez ya da atlanamaz. Çocukların gereksinimi olan
enerji ve besin ögeleri 3 öğün
yemekle karşılanamaz.
Kahvaltı günün en önemli
ALIŞVERiŞTE
öğünüdür. Çünkü kahvaltı
gece boyunca aç kalan
BESiN SEÇiMi
vücuda, özellikle de beyne
canlılık verir.
Sağlıklı beslenme, sağlıklı alışveriş ile başlar. Alışveriş
sepetindeki besinler, bireyin beslenme şekline ilişkin
bilgi verir. Çok para harcamak ya da pahalı besinler
satın almak, sağlıklı bir alışveriş yapıldığı anlamına gelmez. Alışverişte besinlerin dengesi
ve kalitesi önemlidir.
Sağlıklı alışveriş için,
• Alışverişe çıkmadan önce ihtiyaçlar belirlenmeli ve bir liste yapılmalı. Böylece ihtiyaç
olmayan besinlerin alınması engellenmiş olur.
• Alışverişe mümkünse tok karna çıkılmalı. Bu şekilde hem çeşit hem de miktar olarak
fazla besin alınması engellenmiş olur.
• Besin etiketleri dikkatlice okunmalı. Çünkü etiketler besinin içeriğine ilişkin bilgi verir.
• Besinlerin son kullanma tarihleri kontrol edilmeli. Son kullanma tarihine yakın ya da
son kullanma tarihi geçmiş besinler satın alınmamalı.
• Aynı türden besinlerin en kalitelisi ve en hesaplısı satın alınmalı.
• Çürümüş, küflenmiş, ambalajı bozulmuş besinler satın alınmamalı.
• Kabarık ya da bombeli konserve kutuları satın alınmamalı. Çünkü içindeki besinin
bozulmuş olma olasılığı yüksektir.
• Meyve ve sebzelerin taze ve temiz olanları tercih edilmeli.
• Ekmeğin tam tahıllı olanı tercih edilmeli.
• Şekerlemeler, çikolata, gofret, bisküvi, kek, pasta ve tatlı türünden besinler sınırlı
alınmalı.
• Her çeşit yağ, kaymak, mayonez ve cips türünden besinler sınırlı alınmalı.
• Salam, sosis ve sucuk gibi şarküteri ürünleri sınırlı alınmalı.
• Süt, yoğurt, peynir, et, tavuk, balık ve yumurta gibi soğukta saklanması gereken
besinler, soğutucudan alınmalı. Eve gelir-gelmez soğutucuya konmalı.
• Dondurulmuş besinler alışverişin sonunda alınmalı. Eve gelir-gelmez buzluğa konmalı.
11
BESiN SA⁄LI⁄I ve
HiJYENi
Çevremizde gözle göremeyeceğimiz kadar küçük canlılar bulunmaktadır.
Mikroorganizma adı verilen bu canlılar vücutta el, ağız, burun, bağırsaklarda
bulunabildiği gibi, çiğ meyve ve sebzeler ile yumurta ve etlerin yüzeyinde, toprakta,
suda, yaşamın olduğu hemen her yerde bulunmaktadır. Mikroorganizmaların çoğu
insana zarar vermezken, bazıları hastalıklara neden olabilmektedir.
Besinler mikroorganizmaların vücuda girmesini sağlayan en önemli araçlardır. Besinler
aracılığıyla vücuda giren ve hastalık yapan mikroorganizmaların başında bakteriler
gelmektedir. Bakteriler çok çok küçük canlılardır. Binlercesi bir araya geldiğinde, ancak
toplu iğne başı büyüklüğüne ulaşırlar. Bakterilerin hepsi zararlı değildir. Hatta bazıları
yoğurt ve peynir üretimine yardım ederler.
Bakteriler besinlere kolayca bulaşabilir. Bulaşma, çoğunlukla da insanlar aracılığıyla
olur. Çünkü insanların ellerinde, tırnak altlarında, burunlarında, kulaklarında ve
boğazlarında pek çok bakteri bulunur. Tuvalet sonrası temizlik iyi yapılmadığında,
ellerde sayısız bakteri kalabilir. Bakteriler hapşırma, öksürme, tükürme ya da dokunma
ile besinlere bulaştırılır. Süt, peynir, dondurma, yumurta, et, tavuk, balık gibi besinlerde
bakteriler kolayca üreyebilir. Bakteri üremiş besinler yendiğinde, besin zehirlenmesi ya
da besin kaynaklı enfeksiyon hastalıklarına neden olur.
Besin zehirlenmesi mide bulantısı, karın ağrısı, kusma, ishal, ateş gibi şikâyetlerle ortaya
çıkan bir durumdur. Şikâyetlerin hepsi bir arada bulunmayabilir. Bu tür bir sorunla
karşılaşıldığında, anne-baba ve/veya öğretmen hemen haberdar edilmelidir.
Hijyen bireyin yaşadığı ortamın her türlü hastalık etmenlerinden arındırılması olarak
tanımlanmaktadır. Besin hijyeni ise zararlı mikroorganizmaların besinlere bulaşmasını
önlemektir. Besinlerin kirlenmesini ve sağlığa zararlı hale gelmesini önlemek için,
besinlerin satın alınmasından, tüketimine kadar geçen tüm aşamalarda temizlik ve
hijyen kurallarına uyulması gerekir.
Besin zehirlenmesi ya da besin kaynaklı hastalıklardan korunabilmek
için:
• Ellerin besin hazırlamadan önce, besinlere dokunduktan sonra, tuvaletten sonra
iyice yıkanması,
• Çiğ ve pişmiş besinlerin buzdolabının ayrı bölümlerinde saklanması,
• Çiğ et, tavuk ve balığın buzdolabının üst bölmesinde saklanması,
• Yumurtanın buzdolabında saklanması,
• Mutfağın temiz tutulması,
• Besin hazırlama ve pişirmede kullanılan bıçak, kesme tahtası, karıştırıcı ve benzeri
araç-gerecin temiz olması,
• Pişmiş besinlerin ortada bırakılmaması, mümkün olan en kısa zamanda buzdolabına
kaldırılması,
• Önceden pişirilmiş besinlerin yenecek kadarının ısıtılması,
• Çiğ yenecek sebze ve meyvelerin çok iyi yıkanması gerekmektedir.
12
KiŞiSEL TEMiZLiK
El temizliği bireysel hijyenin ilk adımıdır. El yıkama, günlük yaşamda, sağlığın
korunmasında ve bulaşıcı hastalıkların önlenmesinde en önemli etkenlerden biridir.
El yıkama ne zaman ve nasıl yapılır?
• Mutfakta işe başlamadan önce,
• Tuvalete girmeden önce ve çıktıktan sonra,
• Yara, bere, kesik ve sivilceye dokunulduktan sonra,
• Yemek yemeden önce,
• Yemek yedikten sonra,
• Çöpe dokunduktan sonra,
• Kedi, köpek, kuş ve benzeri hayvanlara dokunduktan sonra,
• Kirli tabak araç-gereçlere dokunduktan sonra,
• Çiğ yiyecekleri elledikten sonra,
• Burun, saç ve deriyi elledikten sonra
• Paraya dokunduktan sonra
• Otobüs, minibüs, tramvay ve benzeri toplu taşıma araçlarını kullanıp eve geldikten
sonra ya da dışarda oyun oynayıp eve geldikten sonra eller yıkanmalıdır.
El yıkama tekniği
1. Akmakta olan su altında eller ıslatılır.
2. Bilekler, avuç içi, ellerin sırt ve parmak araları ile tırnakların kenar ve uçları sabun ile
köpürtülerek en az 20 saniye süreyle kuvvetlice ovuşturulur.
3. Eller su altında iyice durulanır.
4. Eller tercihen kâğıt havlu ile bileklerden başlayarak kurulanır.
Diş temizliği
Ağız içi ortamı diş sağlığı için önemlidir. Tüketilen bazı besinlerin kendileri ya da besin
kırıntılarının ağızda bulunması, mikroorganizmaların yaşaması ve çoğalması için uygun
ortam oluşturur. Mikroorganizmalar, ağız içinde asit ortam oluşturarak, diş çürümelerine
neden olurlar. Reçel, bal, pekmez, çikolata, gofret, kek, kurabiye,
pasta, sütlü ve hamur tatlıları, bisküvi, limonata, komposto ve
Dişler günde en az
meyve suları da ağızda zararlı bakteri üremesini kolaylaştırır.
2 ya da 3 kez
fırçalanmalıdır.
Bu besinlerin gün boyu, sık sık tüketilmesi, ağızda sürekli asit
ortama, asit ortam da diş çürümelerine yol açar. Bu nedenle günün
belli saatlerinde, örneğin kahvaltı, öğlen ve akşam öğünlerinde
tüketilmesi ve hemen arkasından dişlerin fırçalanması önerilir.
13
Diş fırçalama
• Fırçanın üstüne nohut büyüklüğünde diş macunu konur.
• Fırçalama işlemi, diş etinden dişlere doğru dairesel
hareketlerle yapılır.
• Bütün dişlerin iç ve dış yüzeyleri fırçalanır.
• Fırçalama işlemi en az 2 dakika sürer.
• Diş fırçası iyice yıkanır. Bir bardak ya da kap içine fırçanın başı
yukarı gelecek şekilde yerleştirilir. Kurumaya bırakılır.
Diş fırçası
3 ayda 1 kez
değiştirilmelidir.
SA⁄LIKLI YAŞAM iÇiN
FiZiKSEL AKTiViTE ve OYUN
Çocukların sağlığı ve mutluluğu için de fiziksel olarak aktif olmaları ve bunu alışkanlık
haline getirmeleri gerekmektedir.
Düzenli olarak yapılan fiziksel aktivite,
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Çocukların büyüme-gelişmesini destekler,
Kendilerini iyi hissetmelerini sağlar,
Dayanıklılıklarını artırır,
Daha güçlü kaslara sahip olmalarını sağlar,
iştahı düzenler,
iyi bir beslenme alışkanlığına sahip olmalarını sağlar,
Şişmanlıktan korur,
Kalp-damar hastalığı riskini azaltır,
Kemikleri güçlendirir, kırık riskini azaltır,
Vücut sağlığını destekler,
Vücut şeklini ve görüntüsünü iyileştirir,
Özgüveni artırır,
Okul başarısını artırır,
Sosyal ilişkilerini iyileştirir,
Arkadaş çevresini zenginleştirir,
Hayal gücünü geliştirir,
Tüm bu avantajları göz önüne alınarak, çocukların günde en az 1 saat fiziksel olarak
aktif olmaları (oyun oynama, bisiklete binme, yüzme, futbol, basketbol, voleybol ve
tenis oynama, ata binme, yürüme, ip atlama, çember çevirme, merdiven inme-çıkma,
koşma, dans ve benzerleri) önerilmektedir.
14
Bunun için çocukların yaşa uygun olmak koşuluyla bireysel olarak fiziksel aktivite
yapmaları ya da takım sporlarına katılmaları, sokak oyunlarına ve günlük yaşamla ilgili
aktivitelere özendirilmeleri gerekmektedir.
Sporcu çocukların beslenmesi, tamamen sağlıklı beslenme esaslarına dayanır. Bununla
beraber yapılan sporun türü ve süresine göre ilave enerji ve su başta olmak üzere, tüm
besin ögelerinin yeterli oranda karşılanmasını gerektirir. Fiziksel aktivite ya da spor yapan
çocukların yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmeleri halinde, bir yandan yapılan aktivitenin
ya da sporun başarısı artarken, diğer yandan çocuğun gelişimi desteklenir. Yemekten
hemen sonra fiziksel aktivite ya da spor yapılması doğru değildir. Tercihen yemek
yendikten en az 1 saat sonra yapılmalıdır.
Oyun oynarken, spor yaparken terlemeyle ile vücuttan sıvı atılır. Özellikle sıcak havalarda,
terleme ve sıvı kaybı daha fazla olur. Terleme ile sadece sıvı kaybı olmaz. Beraberinde
sodyum (Na), potasyum (K) denen mineraller de kaybolur. Bu durumda yorgunluk
hissedilir. Vücuttan kaybolan sıvı ve mineralleri yerine koyabilmek için su başta, soda,
tuzlu ayran, az şekerli sıcak-soğuk çay gibi içecekler ile 1 orta boy muz yenmesi önerilir.
SA⁄LIKLI BESLENME iÇiN
ÖNERiLER
Sağlıklı beslenebilmek ve sağlıklı yaşayabilmek için 10 altın öğüt
1. Beslenmenizden zevk alın.
2. Beslenmenizde çeşitliliğe özen gösterin.
3. Beslenmenizde tam tahıllara yeterince yer verin.
4. Bol miktarda sebze ve meyve yiyin.
5. Yağ tüketimini azaltın.
6. Şeker ve şekerli besinleri çok sık tüketmeyin.
7. Daha az tuz tüketin.
8. Bol su için.
9. Hareketli olun, sağlıklı vücut ağırlığınızı koruyun.
10. Düzenli beslenin, kahvaltıyı ihmal etmeyin.
Yeterli ve dengeli beslenme ile ilgili temel ilkeler
1. Günlük enerji alımınıza özen gösterin. Enerjinin fazla alınması şişmanlığa, az alınması
zayıflığa, yetersiz beslenmeye neden olur. Bunun için yediğiniz besinlerin miktarlarını
ve hareketlerinizi gözden geçirin.
2. Düzenli beslenin. Günlük beslenmenizi ortalama 4–6 öğün olacak şekilde planlayın.
Üçten az sayıda öğün yetersiz beslenmenize, altıdan fazla öğün ise sık atıştırmalar
nedeniyle şişmanlığa yol açabilir.
15
3. Günde 2–3 litre (10–15 su bardağı) sıvı tüketmeye gayret edin. Bunun için su, yeşilsiyah çay, ıhlamur, kuşburnu, ada çayı, karışık çay, sütlü neskafe, sıcak-soğuk
limonata, ayran, kefir, soda, boza, salep, çorba, şalgam vb. içecekler tüketilebilir.
4. Beslenmenizde çeşitliliğe özen gösterin. Çünkü vücudun karbonhidratlar, proteinler,
yağlar, vitaminler, mineraller ve su olarak sınıflandırılan 50’ye yakın türde besin
ögesine gereksinimi vardır. Tek bir besin ile tüm bu ögeleri sağlamak mümkün
değildir. Örneğin süt esas olarak kalsiyumdan, et demirden, sebzeler ve meyveler lif
ve vitaminlerden, bulgur B1, B2 vitaminlerinden zengindir.
5. Ekmekte doğal (beyazlatılmamış, kepeği ayrılmamış) undan yapılanları tercih edin.
Çünkü doğal un ve ondan yapılan ekmek, makarna, erişte gibi besinler pek çok
vitamin, mineral ve lifi doğal olmayanlara göre yüksek düzeylerde içerirler. Bu
özellikleri ile kalp-damar hastalıkları, şişmanlık, kabızlık ve kansere karşı
koruyucudurlar. Bulgur da doğal bir tahıl ürünüdür. Sık tüketilmelidir.
6. Bol miktarda sebze ve meyve yiyin. Meyveler, özellikle de sebzeler düşük kalori
içerdiklerinden dolayı şişmanlıktan, zengin lif içeriklerinden dolayı kabızlık ve kanser
dâhil birçok bağırsak hastalıklarından, pek çok çeşitteki aktif öğe içerdiklerinden
dolayı da yine bazı kanser türleri, kalp-damar hastalıklarından korurlar. Bu
nedenle her gün 2–3 orta boy meyve, 3–4 porsiyon pişmiş ya da çiğ sebze tüketin.
Özellikle yeşil, sarı, turuncu ve kırmızı renkli olanlarını tercih edin. Örneğin: koyu
yeşil yapraklı sebzeler, havuç, kayısı, turunçgiller, böğürtlen, ahududu, kızılcık,
kırmızılahana, kırmızıbiber, kırmızı pancar, brokoli, domates, siyah üzüm.
7. Sebze ve meyvelerin mevsiminde üretilenlerini tercih edin. Örneğin yazın domatesi,
karpuzu, kışın havucu, portakalı tüketin.
8. Yağ tüketiminizi azaltın. Yemeklerinizde katı yağ yerine zeytinyağı, fındık yağı,
ayçiçeği, mısırözü, kanola gibi sıvı yağları kullanmaya çalışın. Yemeklerinizi pişirirken
kızartmalardan kaçının. Çünkü kızartma sırasında yüksek ısıda sürekli yanan yağların
kanser oluşturma riski yüksektir.
9. Şeker ve şekerli besinleri çok sık tüketmeyin. Şeker vücuda sadece kalori verir. Fazla
tüketildiğinde şişmanlığa ve diş çürümesine neden olur.
10. Tuz tüketiminizi gözden geçirin. Tuzun fazla tüketilmesi ileri dönemde yüksek
tansiyona yol açabilir. Bu nedenle tuzluğu masadan uzak tutun. Yemeklerin tadına
bakmadan tuz eklemeyin. Yemeklerin tadını tuz yerine baharatlarla zenginleştirin.
Unutmayın ki, sağlıklı beslenme ve sağlıklı yaşama konusunda yapılan bu öneriler,
sadece sizin için değil, kardeşleriniz, anne-babalarınız, aile çevreniz, arkadaş ve
dostlarınız için diğer bir deyişle tüm toplumun sağlığı için önemlidir.
iyi beslenin, mutlu yaşayın!
16
Download