MEHMET YAŞAR KANDEMİR’İN HAYATI, ESERLERİ VE HADİS/ SÜNNET ANLAYIŞI Orhan YILMAZ1 Özet 1939 yılında dünyaya gelen Mehmet Yaşar Kandemir Cumhuriyet tarihinde Yozgat’ta yetişen önemli ilim adamlarından biridir. Araştırmalarımıza göre bir ilim ve din adamı olarak onun eserleri, Hadis/Sünnet konusundaki görüşleri ve topluma yönelik hizmetleri akademik çalışma yapan ve yapmayan pek çok insanın ilgi alanına girbilecek özelliklere sahiptir. Çünkü onun çalışmalarının odak noktasında dini terbiye ve ahlak vardır. Ve bu konu toplumun ekserisini ilgilendiren bir mevzudur. Bu tebliğ üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Yaşar Kandemir’in hayatı; çocukluk ve gençlik dönemini geçirdiği ilk orta ve lise eğitimini tamamladığı Yozgat yılları ele alınmıştır. İkinci bölüm ise Yaşar Kandemir’in akademik çalışmaları, yetişkinler, çocuklar ve gençler için yazdığı ahlak ve öğüt kitapları, sohbetleri, makaleleri, televizyon programları vb. çalışmaları üzerinde durulmuştur. Son bölümde ise Kandemir’in Hadis İlminin önemli mevzularından birini teşkil eden Sünnetin kaynağı, sübutu, sıhhati ve önemi ile ilgili görüşlerine yer verilmiştir. Tebliğimizin en önemli kısmını oluşturan bu bölüm onun Hadis ve Sünnet’e bakış açısını yansıtmaktadır. Yukarıda zikredilen konuların izahında yazılı dökümanlara ilaveten Yaşar Kandemir’in kendisi ile yapılan bir mülakat ta kaynak olarak kullanılmıştır. Anahtar kelimeler: Yaşar Kandemir, Yozgat, Hadis, Sünnet, kültür Abstract The Life And Works Of Mehmet Yaşar Kademir And His Opinions On Hadith And Sunnah Mehmet Yaşar Kandemir, who was born in Yozgat in 1939, is one of the important scholars who grew up during the republican era of Turkey. According to our research, his works as a man of religion and knowledge, his views and opinions on Hadith and Sunnah, and his services directed towards the public all show different qualities that are of interest in many aspects, regardless of whether one is an academician or not. This, since the main point of focus in all of his works is religious education and morality, which are matters of concern for all of society. This presentation consists of three sections: The first section deals with Yaşar Kandemir’s life and his years in Yozgat where he spent his childhood and youth and recieved his primary and secondary education. The second section puts focus on Yaşar Kandemir’s academic work, his books dealing with the subjects of advice and morality for children and the youth, his talks, his articles, his appearances in television and his other works. The last section deals with his opinions regarding the main issues of Hadith studies; the sources, Yrd. Doç. Dr., Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Öğretim Üyesi, [email protected] 1 632 verification, soundness and significance of the Sunnah. This section, which makes up the most important section of our presentation, reflects his views on the Hadith and the Sunnah. Apart from making use of written sources, the discussions of the subjects mentioned above have also made use of an interview conducted with Kandemir in person. Key words: Yaşar Kandemir, Yozgat, Hadith, Sunnah, Culture 1. Hayatı Mehmet Yaşar Kandemir Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hadis ilmi sahasında yetişmiş ilk akademisyenlerden biridir. 1939 yılında Yozgat’ın İnceçayır köyünde dünyaya gelen Kandemir 1952 yılında İlköğrenimini kendi köyünde tamamladıktan sonra bir yıl boyunca Kur’an Kursu’na devam eder. 1953 yılında yeni açılan Yozgat İmam-Hatip Okulu’nun bir numaralı öğrencisi olur. 1960 yılında Yozgat İmam Hatip Okulundan birincilikle mezun olur. Aynı yıl İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’ne kayıt yaptırır ve 1964 yılında Enstitü’nün ikinci mezunları arasında diplomasını alır. 1964-1967 yılları arasında Sivas İmam Hatip Okulunda öğretmenlik yapar.1967 yılında İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nde Hadis İlmi alanında asistan olarak göreve başlar. 1970-1972 yılları arasında Kayseri Yüksek İslam Enstitüsü’nde öğretim görevlisi olarak çalışır. 1972 yılında askerlik görevini tamamlar ve tekrar İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’ne Hadis ve İslâm Ahlâkı Öğretim Üyesi olarak atanır. 1977 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Arap Filolojisi kısmında doktorasını tamamlar. 1982 yılında İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nün Marmara Üniversitesi bünyesinde İlâhiyat Fakültesi’ne dönüşmesi üzerine buradaki görevine devam eder. 1982’de yardımcı doçent ; 1987’de doçent; 1991’de Profesör unvanlarını alır ve 1999 tarihinde emekliye ayrılır.2 M. Yaşar Kandemir resmi olarak emekliye ayrılmış olsa da fiili olarak işine devam etmiş ve emekli olduktan sonra pek çok kitap yazmıştır. Toplumu aydınlatmak ve gençlere İslami terbiye kazandırmak için çalışmalarını aralıksız bir şekilde sürdüren Kandemir, telif, tercüme ve şerhler yanında televizyon programları ile de gündemdeki yerini korumaya devam etmektedir. 2. Eserleri Bu bölümde M. Yaşar Kandemir’in genelde din, özelde ise hadis ilmi sahasında kaleme aldığı eserler tanıtılıp değerlendirmeler yapılcacaktır. 2.1. Mevzu Hadisler, Menşei, Tanıma Yolları, Tenkidi Araştırmalarımıza göre bu eser Türkiye’de mevzu hadisler sahasında Türkçe olarak yazılmış ilk kitaplardan biridir. Bu çalışma basıldığı günden bugüne İlahiyat fakültelerinde lisans ve lisansüstü düzeyde eğitim gören öğrencilerin başvuru kaynaklarından biridir. İlk kez 1975 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından basılan eser mevzu hadislerle ilgili olarak şu konuları ihtiva etmektedir. Birinci bölümde; “Hadis Uydurma Hareketi ve Sebepleri” başlığı altında hadis uydurma faaliyetlerinin başlama tarihi ve sebepleri ile ilgili görüşler ele alınmıştır.3 İkinci bölümde; “Hadis Uyduranlar ve Kıssacılar” başlığı altında kimlerin hadis uydurduğu belirtildikten sonra kıssacıların hadis uydurma faaliyetleri üzerinde durulmuştur.4 2M. Yaşar Kandemir’in biyografisi ve Hadis konusundaki düşüncelerinin bir kısmı kendisi ile 19. 03. 2016 tarihinde yaptığımı henüz yayınlanmamış olan “Hadis Sünnet Üzerine Bir Söyleşi” den alınmıştır. Ayrıca bkz. Mustafa Öcal, Tanıkların Dilinden Cumhuriyet Dönemi Din Eğitimi ve Dini Hayat, Ensar Neşriyat, İstanbul 2008, s. 137-196. 3 Yaşar Kandemir, Mevzu Hadisler Menşe’i Tanıma Yolları Tenkidi, Diyanet İşleri Başkanlığı Yay., 5. bs, Ankara, 1991, s, 23-61. 4 Kandemir, A.g.e., s, 65-82. 633 Üçüncü bölümde; “Hadis Uydurma Hareketlerine Karşı Muhaddislerin Faaliyetleri” konusu ele alınmış, burada Hadis ilmi sahasının önemli konularından sayılan senet ve metin tenkidi, muhaddislerin hadis uyduranlara karşı mücadelesi, mevzu hadisler sahasında yazılan belli başlı eserler tartışılmıştır.5 Dördüncü bölümde; “Mevzu Hadislerin Tanınması ve Mevzu Hadislere Malzeme Teşkil Eden Kaynaklar” konusu ele alınmıştır. Ayrıca bu bölümde Mevzu hadislerin alametleri ve bunları tanıma yollarına da yer verilmiştir.6 Son bölümde ise; “Mevzu Hadislerin İslam’a ve Müslümanlara Verdiği Zararlar” üzerinde durulmuştur.7 Hadis ilminde en önemli hususlardan biri usulle ile ilgili temel konulara vakıf olmaktır. Bu konulardan biri de mevzu hadislerle ilgilidir. Uydurma faaliyetlerinin başlama tarih ve sebepleri, kimlerin hadis uydurduğu, mevzu hadislerin temel özellikleri ve hangi eserlerde yer aldığı vb. konuların bilinmesi oldukça önemli bir husustur. Bu konular önceki âlimler tarafından yazılmış olsa da eserlerin Arapça oluşları ve sistematik olmayışları bu eserlerden istifadeyi zorlaştırmaktadır. M. Yaşar Kandemir tarafından yazılan mezkur kitap mevzu hadisler alanında Türk okuyucusunun ihtiyaç duyduğu bilgileri ihtiva etmektedir. Hem Türkçe hem de sistematik ve anlaşılır bir üslupla yazılmış olması bu kitabı daha da önemli hale getirmiştir. 2.2. Hadis İlimleri ve Istılahları Subhi es- Salih (ö. 1986) tarafından kaleme alınmış olan bu eser Kandemir tarafından Türkçeye çevrilmiştir. Hadis Usulü ilmi sahasında İlahiyat fakültelerinde okutulan eserlerden biri olma özelliği taşıyan kitap ilk kez 1971 yılında basılmıştır. Sonraki yıllarda defalarca basılan eser hadis ıstılahları, ilimleri, tarihi ve usulü konularını ihtiva etmektedir. Hadis usulü ile ilgili terimler ve konuların sistematik ve anlaşılır bir üslupla yazılmış olması kitabı değerli kılan hususlardandır. Onu değerli kılan diğer bir hususta sade ve anlaşılır bir Türkçe ile basılmış olmasıdır. Bu kitap daha çok Hadis alanında Lisansüstü eğitim gören öğrencilere hitap etmektedir. 2.3. Riyâzu’s-Sâlihîn Terceme ve Şerhi, Peygamberimizden Hayat Ölçüleri İmam Nevevî (ö. 676/ 1277) tarafından derlenen Riyâzu’s-Sâlihin isimli eser sahih ve sabit olan ahlak hadislerini ihtiva etmektedir. Müslüman toplumlar tarafından beğeni ile karşılanan ve asırlardır okunan kitap farklı kişiler tarafından birkaç kez Türkçe’ ye çevrilip şerhleri yapılmıştır. Bunlardan biri de Raşit Küçük, İsmail Lütfü Çakan ve Yaşar Kandemir tarafından yapılan çeviri ve şerhtir.8 İlaveler yapılarak sekiz cilt halinde basılan eser bugüne kadar Türkiye’de yapılmış çalışmaların en geniş olanıdır. İlk kez 1996 yılında basılan bu çeviri ve şerh dil, üslup ve içerik bakımından beklentileri karşılayacak düzeyde bir çalışmadır. Bu eser diğer çeviri ve şerhlerden farklı ve üstün kılan pek çok özellik vardır. Bu özelliklerden biri bu eserde rivayeti nakleden sahabenin biyografisi hakkında önemli bilgilere yer verilmiş olmasıdır. Hadisin Türkçe anlamı kaydedildikten sonra onu rivayet eden sahibinin doğum ve ölüm tarihi, memleketi, İslam tarihindeki önemi ve kaç hadis rivayet ettiği bildirilmektedir. Okuyucu tarafından memnuniyetle karşılanan bu bilgilerin hangi kaynaktan alındığının bildirilmemiş olması ise bir eksiklik olarak algılanmaktadır. Diğer bir özellik ise dildeki sadeliktir. Kısa ve kurallı cümlelerle herkesin anlayabileceği bir üslup kullanılmıştır. Ayrıca meali yazılan ve şerhi yapılan hadis benzeri başka hadislerle de desteklenerek konunun daha net Kandemir, A.g.e., s, 93-118 Kandemir, A.g.e., s, 169-184. 7 Kandemir, A.g.e., s,187-196. 8 Erkam Yay., İstanbul, 1997. 5 6 634 anlaşılması sağlanmaktadır. Bu eserin bir başka özelliği hadisin şerhi bittikten sonra çıkarılabilecek hükümlerin maddeler halinde sıralanmış olmasıdır. 2.4. Şifâ-i Şerif Şerhi Endülüslü fâkih, muhaddis ve filolog Kâdî Îyâz (ö. 544/1149) tarafından yaklaşık dokuz asır evvel kaleme alınan eş-Şifâ isimli eser yazıldığı tarihten itibaren İslâm dünyasında büyük ilgi görmüştür.9 Eser üzerine şerh, haşiye, ihtisar ve pek çok akademik çalışma yapılmıştır.10 Geçmişte medreselerde öğrencilere, camilerde ise halka okutulması gelenek halini almış olan eser bugün Türkiye de dahil olmak üzere bazı İslam ülkelerinde okutulmaya devam etmektedir. Eserin bazı selâtin camilerin vakfiyelerinde “şifâhanlar” tarafından okutulmasının vasiyet edilmiş olması, toplumun bu esere verdiği önemi göstermektedir.11 İstanbul Fatih Camii’nde yıllardır Şifâ-i Şerif okuyan Muhammed Emin Saraç Hoca aynı geleneğin Eyup Sultan Camii’nde de sürdürülmesini ister. Onun bu isteğini M. Yaşar Kandemir Hoca yerine getirir ve 22 Mayıs 2005 tarihinde Eyup Sultan Camii’nde Şifâ-i Şerif sohbetleri başlatılır. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte Eyup Sultan Camii’nde kesintiye uğramış olan Şifâ-i Şerif sohbetleri yaklaşık seksen yıl aradan sonra yeniden başlamış olur.12 Halen devam etmekte olan bu sohbetler bir televizyon kanalı tarafından da haftada iki kez yayınlanmaktadır.13 Dört bölümden meydana gelen eserin birinci bölümünde Hz. Peygamber’e gerekli saygının gösterilebilmesi için onun şemail ve ahlaki güzellikleri, Allah katındaki üstün yeri ve mucizeleri ele alınmakta; ikinci bölümde ona inanıp itaat etmenin, onu bütün gönlüyle sevmenin, kendisine salâtü selâm getirmenin gereği vurgulanmaktadır. Kitabın asıl konusunun üçüncü bölümde ele alındığını, ilk iki bölümün buna giriş niteliği taşıdığını söyleyen müellif, burada Resûl-i Ekrem’de bulunabilecek ve kesinlikle bulunmayacak hususları, Allah Teâlâ’nın onu günahlardan ve kötülüklerden koruduğu gerçeğini ve insan olması itibariyle yaptığı şeyleri anlatmaktadır. Dördüncü bölümde ise Rasûlullah’a dil uzatanlara uygulanacak hükümler ele alınmaktadır. Müellif her konuya âyetlerle başlamakta ve hadislerle detaylara girmektedir. Konu ile ilgili ilk hadis senetli, diğerleri ise senetsiz olarak verilmekte ve zaman zaman âlimlerin meseleye dair görüşlerine de yer verilmektedir. Yaşar Kandemir tarafından şerh edilen ve üç cilt olarak basılan eser ilavelerle de zenginleştirilmiştir. Birinci ciltte eş-Şifa tanıtıldıktan sonra, Kadı Iyaz’ın hayatı, eserleri, hocaları, hadis ilmindeki yeri ve kitaba yazdığı önsöz üzerinde durulmuştur. Birinci bölümde; “Yüceler Yücesi Cenâb-ı Hakk’ın Resûl-i Ekrem’in Şan ve Şerefini Yüceltmesi” Ana başlığı altında, Allah Teâla’nın Resûl-i Ekrem’i övmesi ve onun kendi katındaki şan ve şerefini açıklaması, onun beden ve huy güzellikleri, Allah katındaki üstün yeri Özellikle Kuzey Afrika ülkelerinde düşman tehlikesine ve hastalıklara karşı okunması gelenek hâlini almıştır. Muhammed b. Ca’fer el-Kettânî’nin belirttiğine göre amansız hastalıklardan ve afetlerden korunmak için evlerde eş-Şifâ bulundurulmuştur. Sultan Abdülhamid’in sürgünde bulunduğu günlerde Çanakkale savaşlarının kazanılması için eş-Şifâ okuduğu kaydedilmiştir. Eserin Mağripte kolayca okunabilmesi için tıpkı hatim cüzleri gibi otuz cüz halinde yayınlandığı, Cezayir’de askerlik görevini yerine getirecek olanların Sahih-i Buhari ve Şifâ-i Şerif üzerine yemin etme geleneğinin devam ettiği bildirilmiştir. Bkz. Yaşar Kandemir, Şifâ-i Şerif Şerhi , Tahlil Yay., I-III, İstanbul, 2012, I, 32; Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki pek çok belgede kaydedildiği üzere Osmanlı coğrafyasında Şifâ-i Şerif adıyla bilinen eser devlet ricali ve halk tarafından büyük ilgi görmüştür. Şifâhan (Şifâ-i Şerif Mukarriri) adıyla müderrisler tayin edilmiş, ayrıca devletin ve vakıfların desteğiyle “asâkir-i şâhâne’nin ve donanma-yı hümâyun”un selâmeti için Ravza-i Mutahhara başta olmak üzere Bâb-ı Seraskerî, Bâb-ı Fetva, Fâtih Camii, Kastamonu Nasrullah Paşa Camii, Tarsus Nur Camii gibi pek çok ibadethanede Şifâ-i Şerif okunup hatimler yapılmıştır. Bkz., Kandemir, A.g.e., I, 34. 10 Murat Gökalp, Kâdî İyâz ve Şifâ Adlı Eserinde Peygamber Tasavvuru, Doktora tezi Ankara ÜSBE, 2005; Murat Gökalp, Şifa-i Şerif Literatürü, İstem Dergisi Yıl.7, Sayı.14-2009 s.353-370; Akif Köten, Kâdî İyaz, Hayatı, Eserleri ve eş-Şifa’sının Özellikleri, UÜİFD, c. 7, sayı 7-1998, s.269-278; Recep Dikici, Kadî İyaz’ın Hz. Peygamber’i Medhettiği Kasidesi, Diyanet İlmi Dergi, TemmuzAğustos-Eylül 1992, c.28, Sayı 3; Kadî İyaz, Kur’an-ı Kerim’in İcazı, çev. Bekir Topaloğlu, İslam Düşüncesi Üzerine Makaleler, Editör: Sönmez Kutlu, Ankara 2011, s.417-438. 11 Kandemir, Şifâ-i Şerif Şerhi, I, 23. 12 Kandemir, Şifâ-i Şerif, I, 23. 13 Bkz., https://www.youtube.com/watch?v=IijvLaAWxU4. 9 635 ve mucizeleri alt başlıklarına yer verilmiştir.14 İkinci bölümünde; “Resûl-i Ekrem’in İnsanlar Üzerindeki Hakları” Ana başlığı altında Resûlullah’a muhabbetin gereği, ona saygı, onu yüceltme ve ona karşı görevleri yerine getirme, ona salâtü selam getirmenin farz oluşu ve fazileti, onda bulunan ve bulunmayan haller ele alınmıştır.15 Üçüncü bölümde; “Peygamber Efendimiz’de Mutlaka Bulunacak, Kesinlikle Bulunmayacak, Bulunması Sakıncalı Olmayacak Haller veya Ona Nisbet Edilimeyecek Dünyevî İşler” Ana başlığı altında Peygamber Efendimiz’in ve diğer peygamberlerin günahlardan korunması işlenmiştir.16 Yaşar Kandemir, bu eserde geçen nisbe, künye yahut lakaplarına atıfta bulunulan kişilerin tam isimlerini, bilinen özelliklerini ve ölüm tarihlerini araştırıp paylaşarak okuyucunun kafasında beliren soruları cevaplandırmıştır. Ayrıca birkaç kelimesi verilen hadisin tamamını kaydedip tahricini yapmış ve hadisin numarasını da zikrederek kaynağını merak eden okuyucuya hadisi bulabilme kolaylığı sağlamıştır. 2.5. Ayet ve Hadislerle Açıklamalı Kur’an’ı Kerîm Meâli Bilindiği üzere bir ayeti en güzel şekilde açıklayan diğer ayetler ve hadislerdir. Yaşar Kandemir, Halit Zavalsız ve Ümit Şimşek bu düşünceden hareketle her bir ayete diğer ayet ve hadislerle birlikte anlam vermek suretiyle bir meal çalışması yapmışlardır. Araştırmalarımıza göre ülkemizde ayet ve hadislerle açıklamalı bir meal ilk kez hazırlanmıştır. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları tarafından iki cilt olarak basılan eser 2016 yılında ikinci baskısını yapmıştır. Kaliteli malzeme, okunaklı Arapça yazı fontu duru Türkçe ifadeler kitabı değerli kılan unsurlardır. Okuyucu tarafından beğenilmeyen husus ise Arapça’sı yazılırken Kur’an-ı Kerim’in sayfa yapısına uygun olarak tertip edilmemiş olmasıdır. 2.6. Şemâil-i Şerif Şerhi Mehmet Yaşar Kandemir’in yakın zamanda Hadis ve sünnet üzerine yaptığı en kapsamlı çalışmalardan biridir. Yazar bu çalışmasında İmam Tirmizi (ö. 279)’nin Hz. Peygamber’in güzel ahlakını, dış görünüşünü ve özel hayatını anlattığı eş-Şemâilü’n-Nebeviyye isimli eserini bazı ilavelerle genişletip şerh etmiştir. İmam Tirmizi’nin bu eseri şemail17 konusunda yapılan ilk çalışmadır. Tirmizi bu eserinde hadis külliyatı içerisinde Hz. Peygamber ile ilgili dağınık halde bulunan yaklaşık 415 hadisi bir araya getirmiştir. Elli altı bölümden oluşan eser çoğunluğu sahih, bir kısmı hasen ve çok azı ise zayıf hadislerden oluşmaktadır. Eser Peygamber Efendimizin ahlakı, ibadetleri, yemesi içmesi, yatıp uyuması, konuşması, gülmesi, ağlaması, tevâzuu, etrafındaki insanlarla iletişimi, isimleri, yaşı, vefatı, mirası, rüyada görülmesi ve sünnete uymanın önemi gibi konuları ihtiva etmektedir. eş-Şemâilu’n-Nebeviyye bir hadis kitabı olduğu için rivayetin senetlerini de zikretmiştir. Kandemir Hoca eserin sistematiğini bozmadan senetleri ile birlikte Arapça ve Türkçe olarak hadisleri kaydettikten sonra geniş açıklamalar yapmıştır. Ayrıca hadisi rivayet eteden raviler hakkında kısa bilgiler vermek suretiyle okuyucunun ravinin kimliği hakkında bilgilenmesini sağlamıştır. Ruvat ve merviyat hakkında açıklamalar yaparken Tarih tabakat ve önemli hadis kitaplarından istifade eden Yaşar Kandemir güncel yorumları da ihmal etmemiştir. Yaşar Kandemir tarafından yapılan şerhin ilk baskısı 2015 yılında Tahlil yayınları tarafından üç cilt olarak yapılmıştır. 18 Yaşar Kandemir, Şifâ-i Şerif, I, 68-606; II, 23-268. Kandemir, Şifâ-i Şerif, II, 273-516. 16 Kandemir, Şifâ-i Şerif, III, 521-614. 17 Şemâil; huy, tabiat, seciye, ahlak, sol taraf, anlamındaki “şimal” kelimesinin çoğuludur. Terim olarak ise Resül-i Ekrem’in beşeri yönü, dış görünüşü, özel hayatı ve ahlakı” demektir. Bkz. M. Yaşar Kandemir, Şemâil-i Şerifh Şerhi, Tahlil Yay., I-III, İstanbul, 2015, I, 25. 18 Kandemir, Şemâil-i Şerifh Şerhi, I, 37. 14 15 636 2.7. Diyanet İslam Ansiklopedisinde Yer Alan Bazı Maddeler Diyanet İslam Ansiklopedisi içinde yer alan yaklaşık ikiyüz madde Kandemir tarafından yazılmıştır. Önemli gördüğümüz bazı maddeler şunlardır; “Abdullah b. Amr b. As”19, “Abdullah b. Ömer b. Hattâb”20, “Ahmed b. Hanbel”21, “Ali”22, “Cabir b. Abdillah”23 “Câmi’”24 “el-Câmiû’s-Sahîh”25 “el-Cem’ Beyne’sSahihayn”26, “Ebu Dâvud es-Sicistânî”27, “Garîbu’l-Hadîs”28, “Hadîs”29 “İbn Hacer el-Askalânî”30, “İbn Mace”31, “el-Mevzûât”32, “Mu’az b. Cebel”33 “Sahihayn”34, “es-Sünen”35 “Ümmü Zer Hadisi”36 2.8. İslam Ahlakı Hz. Peygamber’in hayatını örnek alarak çocuklar ve gençleri İslami terbiyeye göre yetiştirmek Kandemir’in üzerinde hassasiyetle durduğu bir konudur. O, bu amacını gerçekleştirmek için halka yönelik irili ufaklı pek çok kitap yazmıştır. Adını, yayın evini ve ilk baskısını kaydettiğimiz bu kitaplar yıllardır toplumumuz tarafından beğeni ile okunmaktadır. “Örneklerle İslâm Ahlâkı”37 “Mutlu Bir Yuva İçin”38, “Mutlu Bir Son İçin”39 “Bir Gönül Yaptın İse”40 “Canım Arzular Seni”41 “İki Cihan Güneşi”42 “Canım Kurban Olsun Senin Yoluna”43 “Adı Güzel Kendi Güzel Muhammed”44 “Hayatımıza Peygamber Modeli”45 “Peygamberimizden 101 Hâtıra”46 “Sahâbeden 101 Hatıra”47 “Peygamberimin Sevdiği Müslüman”48 “Onsekizbin Âlemin Mustafâ’sı”49 “Dinim Serisi”50, “Peygamberler Serisi”51, “Beni Seven Peygambrim”52, “Güzel Hikayeler”53 onun gençler ve çocuklar için kaleme aldığı kitaplardır. M. Yaşar Kandemir, “Abdullah b. Amr b. As” md., DİA, I, 8585-86. DİA, I, 126-128. 21 DİA, II,75- 80. 22 DİA, II, 375-378. 23 DİA, VI, 530-532. 24 DİA, VII, 94. 25 DİA, VII, 114-123. 26 DİA, VII. 282-283. 27 DİA, X, 119-121. 28 DİA, XIII. 378-379. 29 DİA, XV, 27-64. 30 DİA, XIX, 514-531. 31 DİA, XX, 161-162. 32 DİA, XXIX, 496-498. 33 DİA, XXX, 338-339. 34 DİA, XXXV, 527- 530. 35 DİA, XXXVIII, 143-148. 36 DİA, XXXXII, 333-335. 37 Nesil Yay. İstanbul, 1978. 38 Marifet Yay. İstanbul, 1981. 39 DİB Yay. Ankara, 1990 40 DİB Yay. 5. baskı, Ankara, 1990. 41 Erkam Yay., İstanbul, 1992. 42 Erkam Yay., İstanbul, 1996. 43 Erkam Yay., İstanbul,1999. 44 Erkam Yay., İstanbul, 2003. 45 Morötesi Yay. İstanbul, 2003. 46 Zafer Yay., İstanbul, 2005. 47 Zafer yay., İstanbul, 2004. 48 Zafer Yay., İstanbul, 2004. 49 Erkam Yay., 2006. 50 Bu seri “Allah’a İnanıyorum”, “Meleklere İnanıyorum”, “Peygamberlere ve Kitaplara inanıyorum”, “Ahirete İnanıyorum”, “Kadere İnanıyorum”, isimleri ile yayınlanan beş kitaptan oluşmaktadır. Damla Yay., İstanbul, 1983. 51 Bu seri peygamberler tarihini anlatan yirmi kitaptan oluşmaktadır. “Cennetten Dünyaya”, “Nuh’un Gemisi”, “İrem Bağları”, “Kayadan Çıkan Deve” “İbrahim’in Kuşları”, “Alevlerin Ortasında”, “Kutlu Evin Gölgesinde”, “İsmail ve Kınalı Koç”, “Taş Yağmuru”, “Yusuf’un Gömleği”, “Nildeki Sandık”, “Tur Dağında”, “İbibikle Süleyman”, “Çetin İmtihan”, “Balığın Karnında”, “ Gökyüzünde İsa İle”, “ Gül Muhammed’im”, “ Medine Yollarında”, “Kâbe’den Dünyaya” Ensar Neşriyat, İstanbul, 1984. 52 Hz. Peygamber’in hayatından kesitlerin yer aldığı bu seri sekiz kitaptan oluşmaktadır. “Nur Dağında Bir Işık”, “Dinmeyen Gözyaşları”, “Medine Yollarında”, “Müslümanlar Kardeştir”, “Ebû Cendel’in Zincirleri”, “Peygamberimizin Son Yılları”, “Peygamberimizin Güzel Huyları “,Sevgi Peygamberi” Nesil Neşriyat, İstanbul 2003. 53“ Elma Suyu”, “Mercan Ali”, “Çadır Güzeli”, “Kır Hasan”, “Kader’in Cilvesi” Erkam Yay, İstanbul, 2001; “Hikâyelerle Çocuklara 19 20 637 3. Hadis/ Sünnet Anlayışı 3.1. Hadis ve Sünnetin Kaynağı Hz. Peygamber’e nispet edilen söz, fiil, takrir, huy ve şemaile dair bilgileri ifade eden Hadis terimi, Yaşar Kandemir’e göre Hz. Peygamber (sav) tarafından da kullanılmıştır.54 Bu kavramın anlamı zamanla genişleyip sahabe ve tabiinin sözlerini de kapsar hale gelmiştir. Ulema arasında farklı düşüneneler olsa da Hadis ile sünnet eş anlamlı kavramlar olarak literatüre girmiştir.55 Hadis/sünnetin kaynağı konusunda âlimler arasında görüş ayrılığı bulunmaktadır. İmam Şafi (ö. 204) ve Ahmet b. Hanbel (ö. 241) başta olmak üzere Ehl-i Hadis’e göre şer’i hüküm bildiren Hadis ve sünnetin kaynağı vahiydir.56 M. Yaşar Kandemir bu konuda Ehl-i Hadis’in görüşlerine tabi olmuş, Hadis/sünnetin kaynağını vahiy olarak kabul etmiştir. O bu görüşünü kendisi ile yaptığımız bir mülakatta şu sözlerle dile getirmiştir. “Hadis ve sünnetin kaynağı vahiydir, Kur’an’dır. Bunda hiç şüphe yoktur. Yüce Allah devamlı surette Cebrail’i yeryüzüne göndermiş Efendimizle istişare etmesini istemiştir. Yahut Efendimiz bir şey söyleyeceği zaman Yüce Allah o meseleyi Peygamberi’nin gönlüne vahyediyordu. Bu vahiy Kur’an şeklinde bir vahiy değil, ilham şeklinde bir vahiydi. Hz. Peygamber Arapça’yı en iyi bilen biri olarak kalbine gelen sözleri dil ile zikrediyordu. Bunlar hadis olarak ezberleniyordu. Bunun böyle olduğunu bizzat bize Kur’an-ı Kerim haber veriyor. Yüce Allah Necm suresinde “ ” buyurmuştur.57 Yani onun konuşmaları kendi havasından değildir, onun konuşmaları vahiydir.58 Bazılarının bu konudaki yorumu çok da önemli değildir. Onlar diyorlar ki burada şey anlamındaki “ma” Kur’an’dır. Bu yaklaşım onların tercihidir. Ayet son derece açıktır. Bu ayette onun konuşmaları vahiydir, diyor. Bunu şuradan da anlamak mümkündür. Peygamberimiz bir konuda isabetli bir şey söylememişse, Cebrail (as) geliyor onu düzeltiyor, bu meselenin doğrusu şöyledir diyordu. Hadîs-i şeriflerde de bunun örneklerini görüyoruz. Hz. Peygamber ben şöyle demiştim, ancak bu meselenin doğrusu şudur diyerek, olması gerekeni yani Cebrail (as)’in kendisine bildirdiği şeyi söylüyordu. Bu konuda çok ayet vardır. Mesela; bir ayette Yüce Allah “ ” buyurmuştur.59 Yani “Resulullah’ın verdiği şeyi alın yasak ettiği şeyden de kaçının” denilmiştir.” 60 Kandemir ayetlerde Kur’an ile birlikte geçen “hikmet” kelimesinin hadis ve sünnet olduğu yolundaki düşünceyi yerinde bulmuş, Ancak, hadislerin lafzen Allah’a ait olmadığını, bizzat Hz. Peygamber’in emriyle yazılmamış olduğunu, ibadet maksadı ile ezberlenip okunmaması bakımından Kur’an’dan ayrıldığını ifade etmiştir.61 Onun vahiy olarak tespit ettiği Hadisler tabiki dine taalluk eden ibadet, muamelat ve ahlakla ilgili rivayetlerdir. Örf, adet ve kültüre bağlı günlük işler hususunda Resûlullah’tan sudur söz ve davranışları vahiy olarak değerlendirmemiştir.62 Kırk Hadis”, Erkam Yay., İstanbul, 1992; “Peygamberimizin Dilinden Kıssalar”, Erkam Yay., İstanbul, 1995. 54 Yaşar Kandemir, DİA, “Hadis” md., XV, 28. Ebu Hureyre’nin kıyamet gününde ilk olarak kime şefaat edeceğini sorması üzerine Hz. Peygamber; “Ey Ebu Hureyre! Hadise olan düşkünlüğünü bildiğim için bu hadis hakkında ilk soruyu senin soracağını tahmin ediyordum” demiştir. Buhari, İlim, 33; Rikak, 51. 55 Subhi es-Salih, Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları, Çev., Yaşar Kandemir, MÜİFV Yay., 6. bs, İstanbul 1997, s. 3; Ahmet Yücel, Hadis Usûlü, MÜİFV Yay., 13. bs., İstanbul, 2014, s. 37. 56 İbn Kayyim el-Cevziyye, Şemsuddin Ebû Abdillah Muhammed b. Ebi Bekr b. Eyyub ez-Zura’i ed-Dımeşkî (ö. 751/1350), Muhtasar es-Savâ’iku’l-Mursele ‘ale’l-Cehmiyye ve’l-Mu’attıla, thk., Seyyid İmran, Daru’l-Hadîs Yay., I-II, Kahire 2004, II, 505, 527. 57 Necm, 53/3, 4. 58 Ayetin farklı tefsirleri için Bkz. Yazır, Elmalılı M. Hamdi, Hak Dini Kur’an Dili, Azim Yay., I-X, İstanbul, 1992, VII, 289-291; elMevdûdi, Ebu’l-A’lâ (ö. 1979) Tefhîmu’l-Kur’an, çev. Komisyon, İnsan Yay., İstanbul, 1986. 59 Haşr, 59/7 60 Orhan Yılmaz, Hadis ve Sünnet Üzerine Bir Söyleşi, İstanbul, 19. 03. 2016, s. 2. 61 Bkz. Kandemir, “Hadis”md, DİA, XV, 29. 62 Yılmaz, Hadis ve Sünnet Üzerine Bir Söyleşi, s. 2. 638 3.2. Hadis ve Sünnetin Tespiti Hadislerin Hz. Peygamber döneminde bazı sahabiler tarafından yazıldığını söyleyenler olduğu gibi tersi bir görüşü savunanlar da olmuştur. Hadislerin yazılmadığını söyleyenlerin en büyük delili bu konuda varit olan “Benden Kur’an’dan başka bir şey yazmayınız. Kim benden Kur’an’dan başa bir şey yazdı ise onu imha etsin”63 mealindeki hadisidir. Hadislerin Hz. Peygamber döneminde yazıldığını iddia eden Ehl-i Hadis âlimleri ise bu görüşlerini günümüze kadar intikal eden Abdullah b. Abmr b. As’ın tarafından kaydedilen “Sâhifetü’s-Sâdıka” isimli risale ile Ebu Hureyre’nin talebesi Hemam b. Münebbih’in kaydettiği “Sâhifetü Hemmam b. Münebbih” vb. risalelere dayandırmaktadırlar.64 Bu konuda Yaşar Kandemir Ehl-i Hadis âlimlerine tabi olmuş, hadislerin Hz. Peygamber döneminden itibaren yazıldığı görüşünü savunmuştur. Kandemir, “Hz. Peygamber’in yazmak isteyen herkese izin vermediği bilinmekle birlikte onun hadisleri yazmayı kesinlikle yasakladığını söylemek de mümkün değildir”65 diyerek hadislerin tespiti konusunda geçmiş ulemanın görüşünü tekrarlamıştır. Onun bu yaklaşımı kanaatimize göre müsteşriklerin hadisin tespiti konusunda ortaya attıkları düşünceleri çürütmeye yönelik bir tutumdur. Bilindiği üzere müsteşrikler Hz. Peygamber döneminde hadislerin yazılmadığını, sahabenin çok az hadis naklettiğini, hadis külliyatını dolduran rivayetlerin çoğunun ortaya çıkan sorunlar karşısında h. II ve III. asırlarda İslam hukukçuları tarafından uydurulduğunu iddia etmekte; “ هعم هلثمو نآرقلا تيتوأ ي ِّنإ الأDikkat edin bana Kur’an’la birlikte bir misli verildi”66 hadisini ise inkar etmektedirler.67 Yine oryantalistlerin Buhari ve Müslimin sahihleri de dahil olmak üzere muteber görülen hadis kitaplarındaki kayıtlı hadislerin büyük bölümünün zayıf veya mevzu olduğu şeklindeki iddiaları, Müslüman alimlerin eğer senet sağlam ise o hadisi sahih saydıkları ve yeterince metin tenkidi yapmadıkları şeklindeki düşünceleri Yaşar Kandemir tarafından tenkit edilmiştir. Ona göre Buhari ve Müslim’in Sahihlerinde zayıf ve mevzu haber yoktur, ayrıca münekkit muhaddisler senet tenkidi yaptıkları gibi metin tenkidi de yapmışlar ve bu konularda yeterince bilgi ve belge mevcuttur.68 Kandemir İslam dünyasında şarkiyatçıların tesirinde kalarak hadise muhalifet eden Müslüman ilim adamlarını da tenkit etmiştir. Hz. Peygamber’e nisbet edilen sözlerin yaklaşık iki asır sonra tedvin edildiği, mana ile rivayetten kaynaklanan lafzi farklılıkların ortaya çıktığı, önemli hadis kaynaklarına İsraili bilgilerin sızdığı, hadislerin tamamına yakınının ahad haber olarak rivayet edildiği ve ahad haberin delil olamayacağı şeklindeki görüşleri savunan bu zümreye karşı Yaşar Kandemir, hadisin dinde ikinci kaynak olduğu itikat, ibadet ve ahlaki konuların izahında hadis olmadan Kur’ın tek başına yeterli olamayacağı görüşünü örneklerle açıklamıştır.69 Kandemir oryantalistlerin Hadislere yönelik tenkitlerini maksatlı tenkitler olarak algılamış ve onlar için şu ifadeleri kullanmıştır. “Esasında bu konuda oryantalistlerin sözlerine itibar ettiğimiz için zihinlerimiz karışmaktadır. Onlar ne babalarının hayrına ne de Allah rızası için konuşuyorlar. Sadece acaba nereden bir açık bulur da bu milletin inancını sarsarım, kafalarını karıştırırım hesabı yapıyorlar. Tabi belli bir ilmi disiplin içinde bu işi yaptıkları için onların bu çalışmaları bazı Müslüman alimlerin çok hoşuna gitmektedir. Bu kişiler oryantalistlere hayran kaldıkları için de onlara teslim oluyorlar. Bu son derece yanlış bir tutumdur. Hadislerin yazılması meselesine gelince; Hz. Peygamber önce Kur’an’la karışması ihtimalinden dolayı hadislerin Ahmed b. Hanbel (ö. 241), el-Müsned, tah. Şuayb Arnavut, Müessesetü’r-Risale, 1. bs., Beyrut 2001, III, 12, 21, 39, 56. Ahmet Yücel, Hadis Tarihi, MÜİFV Yay., İstanbul, 2014, s. 24-31. 65 Kandemir, “Hadis”md., DİA, XV, 30. 66 Ebu Dâvud, es-Sünne, 6; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, IV, 130, no: 17213. 67 İgnaz Goldziher, İslamda Hadisin Yeri Etrafından Mücadeleler, Çev., Cihat Tunç, AÜİF, XIX, 223-235, 68 Kandemir, “Hadis” md, DİA, XV, 40-43. 69 Kandemir, “Hadis” md, DİA, XV, 46-47. 63 64 639 yazılmasını genel anlamda yasaklamıştır. Kur’an ayetlerinin üslubu belli olup da bu endişe ortadan kalkınca Resul-i Ekrem bu yasağı kaldırmıştır. Hadis yazımının yasak olduğu zamanlarda Hz. Peygamber Abdullah b. Amr b. As, Ebu Saîd el-Hudri gibi genç, zeki ve dikkatli öğrencilerine Hadis yazma izni vermiştir. Yani onlar yasak olduğu dönemde bile hadis yazmaya devam etmişlerdir. Öyle ise Hz. Peygamber Efendimiz döneminde ve sonrasında Hadis ve sünnetin yazılmadığını söyleyenlere itibar etmemek lazımdır. Bir de şu konuda hata yapılmaktadır; Ashab-ı kiramı bizim gibi düşünüyorlar. Oysa onlar farklıdır. Onların hafızası ile bizimki bir değildir. Ayrıca o devirde kültür şifahi olarak nakledilirdi. Bu yüzden de Arap edebiyatı yazılarak değil ağızdan ağıza nakledilerek gelmiştir. O dönemde insanların hafızası güçlüydü. Öyle insanlar vardı ki kırk elli hatta yüz beyitlik bir kasideyi bir veya iki defa dinlediğinde ezberleyebilirdi. Şunu da dikkate almak lazım, yüz binden fazla sahabe vardı ama hadis yazanların sayısı bin bin beş yüzden daha fazla değildi. Yani sahabenin hepsi Hadisle meşgul olmamıştır.70 Bu ifadelerden anlaşıldığına göre, İki asra yakın süreyle dillerde dolaşan Hadislerin tahrif edildiği iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. Çünkü Arap kültüründe şifahi nakil yazılı rivayetten daha yaygındı. Şifahi rivayet kültürü yaygın olduğu için insanların kabiliyeti bu yönde gelişmişti. Hadisler ise önemine binaen hem şifahi hem de yazılı olarak rivayet edilmiştir. 3.3. Hadis ve Sünnetin Önemi Bilindiği üzere ulema nezdinde Hadis ve sünnet Kur’an ayetlerinden sonra İslam Hukuku’nun ikinci delillini oluşturur. Ancak Yaşar Kandemir Hadis ve sünnetin dinde delil olmanın ötesinde bir hayat nizamı bir yaşam biçimi olduğunu yahut olması gerektiğini vurgular. O ibadet ve muamelat yanında Hadis ve sünnetin ahlaki boyutu üzerinde durur ve özellikle günümüzde buna çok ihtiyaç duyulduğunun altını çizer. Nasıl ki sahabe döneminde Hz. Muhammed (sav) örnek oldu ve örnek insanlar yetişti ise bugün de onun Hadis ve sünneti ile insan-ı kamili yetiştirmek mümkündür. O bu hedefini şu sözlerle dile getirmektedir. “Bizim hedefimiz mükemmel insan yetiştirmektir. İnsan için mükemmellik nedir? Kemâle nasıl varılır? İnsan-ı kâmil nasıl yetişir? Daha açık bir ifadeyle insan nasıl kâmil olur? Bütün bunları en doğru ve en şaşmaz şekilde insanı yaratan bilebilir. İnsanı yaratan da, kâmil insan modelini Peygamber Efendimizin şahsında ortaya koyduğunu söylemekte, Allah’ın Resûlü’nün bize en güzel örnek olduğunu bildirmektedir. Gerek Kur’ân-ı Kerîm’deki ahlâk esaslarını gerek Peygamber Efendimizin yaşama tarzını bize sadece din eğitimi verebilir. Çocuk din eğitimi sayesinde sağlam bir inanç, iyi bir ahlâk, karakter ve davranış biçimi kazanır. İşte bu sebeple din eğitimi vazgeçilmezdir.”71 M. Yaşar Kandemir, toplumun özelliklede çocuklar ve gençlerin yetişmesinde Hadis’in önemli bir rol üstlenmesi gerektiği görüşünü savunur. Ona göre Hadis’in varoluş amacı insanları hakka, hakikate ve doğru istikamete yöneltmektir. Hadis kaynaklarından uygun olanlarının seçilip toplum ile buluşturulması mezkur amacı gerçekleştirmek üzere atılacak ilk adımdır. O bu konudaki düşüncelerini şu ifadelerle dile getirmiştir; “Halkı bilgi, kültür ve ahlak bakımından yetiştirmek çok önemli bir görevdir. Bu görevi yerine getirirken kullanılabilecek en önemli materyallerden biri hadislerdir. Seçilecek hadislere gelince; Hadis aleyhtarları bazı kişiler zihinlerimize kötü şeyler yerleştirdiler. Bu zayıf hadistir, bu sahih hadistir şeklindeki bir bakış açısını bize dikte ettiler. Bu da toplumun hadise olan güvenini sarstı. Oysa Hadisin zayıf veya sahih olması ayrı bir konudur ve bu konu ehli tarafından bilinen bir mevzudur. Bir hadisin ravilerinden biri yahut bir kaçı kusurlu olursa, bu hadise teknik açıdan zayıf hadis denilir. Aynı hadis daha güçlü raviler tarafından rivayet edilirse o hadis bu defa sahih hadis olur. Bu halkın bileceği bir iş değildir. Aslında halkın soracağı soru bu söz Hadis midir değil midir? olmalıdır. Eğer bir söz hadis olarak anlatılıyorsa halk buna güven duymalıdır. Bu itibarla az önce ifade ettiğim gibi halka bu söz Hadis midir değil midir? Sorusunu sordurtmalıyız. Güvenilir 70 71 Yılmaz, Hadis Sünnet Üzerine Bir Söyleşi, s. 3. Öcal, A.g.e., s. 13. 640 olarak bilinen faydası dokunan hadisleri öncelikle halka mal etmemiz gerekir. Örneğin Riyazu’s-Sâlihîn’in içindeki hadisler güvenilir ve sağlam hadislerdir. Bu eser son derece muttaki ve zahit bir âlim olan Muhaddis İmam Nevevî tarafından yazılmıştır. Riyâzu’s-Salihin asırlardan beri okunan millete mal olmuş, ihtisar ve şerhleri yapılmış bir eserdir. Bunun yanında Şifâ-i Şerif, Şemâil-i Şerif gibi Hadis-i Şerifleri ihtiva eden eserlerde okunmalıdır. Şifâ-i Şerif’in içerisinde zayıf rivayetlere de rastlanmaktadır. Bu kitabı hazırlayan yaklaşık bin yıl önce yaşamış ve hicri 544 yılında vefat etmiş olan Kadı Iyaz’dır. O, Hz. Peygamber ile ilgili bütün rivayetleri eserinde toplamıştır.”72 Kandemir Hoca Hadislerin tavsiye ve telkinleri doğrultusunda hayatını yaşayan güzel ahlak sahibi Müminleri “iyi mümin” olarak adlandırır. İyi Mü’min’in en belirgin vasfını da bir Hadis ile dile getirir. Buhari tarafından kaydedilen bu Hadise göre, “İman’ın altmış küsür veya yetmiş küsür tabakası vardır. En yukarıdaki tabaka “La ilâhe İllellah” demek, en aşağı tabaka ise insanlara eziyet veren şeyleri yol üzerinden kaldırmaktır. Utanma duygusu da imanın kısımlarından biridir.”73 Güzel ahlaka vurgu yapıp iyi mümini üç kelime ile anlatan bu Hadis-i Şerif bir gülün yediveren oluşuna benzetilmiştir. 74 M. Yaşar Kandemir bir başka söyleşisinde Hadis ve sünnetin önemini ve bu işle meşgul olanların sorumluluklarını şu sözlerle dile getirmiştir; “Hedefim, insanımıza Peygamber Efendimizi öğretmek ve sevdirmektir. İyi insan ve iyi Müslüman olmamızın tek yolu Peygamber Efendimizi tanımak ve onun izinde gitmektir. Bir Müslüman, başına bir sıkıntı geldiğinde, “Benim yerimde Peygamberim olsa ne yapardı?” sorusunu kendine sormalıdır. Her Müslüman, kendisinin hayat rehberi olan sevgili Peygamberini bu ölçüde tanımalıdır. Özellikle hadisle meşgul olan kimselerin en başta gelen görevi, bir derya olan hadislerin içinden, insanlara günlük hayatlarında yol gösterecek olan güvenilir rivayetleri bulmak ve onları herkesin kolayca anlayıp okuyacağı bir üslûpla, değişik şekillerde sunmaktır. Allah Teâlâ Sevgili Efendimizi insanlığa kılavuz olarak gönderdiğine göre, onun hayatından bilinmesi gereken esasları bir çiçek demeti gibi derleyip insanımıza götürmek bizim gibi dinî tahsil yapmış insanların en başta gelen görevidir. Ben kendimi bu halka borçlu hissediyorum. Onlar bizi okuttu. Belli yerlere getirdi. Sonra da bizden kendilerine olan borcumuzu ödememizi istedi. Müslüman adam, edepli insan olan halkımız, alacağını yüksek sesle istemez. Âdeta; “Sen halimizi bizden daha iyi bilirsin; bizi anla ve bizi daha fazla aç bırakma” dercesine yüzümüze sevgiyle bakmakla yetinir. Ben bu kitaplarla halkımıza olan borcumu ödemeye çalışıyorum ve onlara su gibi, ekmek gibi ihtiyaçları olan şeyi vermeye gayret ediyorum.”75 3.4.Hadis Öğretim Metotları Araştırmalarımıza gere Yaşar Kandemir, gerek yazdığı kitaplarda gerekse sohbetlerinde olsun düşüncelerini hadislere arz eder ve sözlerini Hadislerle destekler. Onun düşünce yapısının merkezinde Hadisler vardır. Bu durum onun konuşmalarına ve ahlakına da yansımıştır. Tutarlı, tane tane, az ve açık konuşması ile birlikte kibar, saygılı ve ölçülü davranışları onun Hadislerden yeterince istifade ettiğini ortaya koymaktadır. Okuduğumuz eserleri ve kendisi ile yaptığımız mülakat neticesinde onun Hadis ve sünnet ile eğitim konusunda değişik metotlar geliştirdiği anlaşılmaktadır. Onun, gerek eserleri gerekse uygulamaları ile din eğitimi konusunda önemli hizmetler sunduğu açıktır. Nitekim M. Yaşar Kandemir’in hayatı ve din eğitim üzerine bir yüksek lisans tezi yapılmış ve onun din eğitimi konusundaki görüşleri akademik olarak da incelenmiştir.76 Yılmaz, Hadis Sünnet Üzerine Bir Söyleşi, s., 4. Buhari, İman, 3. 74 Yaşara Kandemir, Peygamberimin Sevdiği Müslüman, Altınoluk Yay., İstanbul, 2015, s. 9. 75 Öcal, A.g.e., s. 32. 76 Ömer Yahşi, M. Yaşar Kandemir, Hayatı, Eserleri ve Çocuğun Din Eğitimi, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Maramara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2006. 72 73 641 Hz. Peygamber Efendimize hakiki iman ile inanmak, onu herkesten daha çok sevmek ve ona karşı samimi olmak, İman, ibadet ve ahlak ile ilgili mevzularda ondan sudûr eden söz, fiil ve takrirleri vahiy nazarı ile ele alıp Kur’an ayetleri ile birlikte değerlendirmek, sahih kaynaklarda yer alan Hadislerden deliller getirmek ve Hadisin sadece konu ile ilgili olan kısmını zikrederek sorunlara çözüm aramak77, yeterince ayet ve güvenilir Hadis bulunmayan konularda ulemanın görüşlerinden faydalanmak,78 Ehl-i Hadis, Mu’tezile, Ehl-i Rey ve Şia gibi ekollerin kendi görüşlerini desteklemek için sıklıkla dile getirdiği rivayetleri mezheplerden bağımsız olarak anlamak ve şerh etmek, teorik anlatımlardan sonra mutlaka pratik örneklere yer vermek, Hz. Peygamber ve sahabenin yaşadığı hayattan örnekler seçip anlatmak79, seviyeye uygun hadisler seçip, basit ve anlaşılır bir üslupla muhataba sunmak80, tenakuz halindeki tartışmalı rivayetler yerine muhkem hadisler üzerinden mesajlar vermek, İslam tarihi boyunca Müslümanlar arasında cereyan eden siyasi ve itikadi mücadeleleri gündeme getirip tefrikayı körüklemek yerine İslam Medeniyeti’nin güzelliklerinden ve Müslümanların şanlı tarihinden, Müminlerin Müslüman olmayanlara karşı verdiği mücadelelerden söz etmek, Yaşar Kandemir’in eserlerinde takip ettiği ve takip edilmesini tavsiye ettiği temel prensiplerden bazılarıdır. 4. Sonuç Anadolu’nun merkezinde göç yolları üzerinde kurulmuş olan Yozgat şehri geçmişten günümüze pek çok paşa, vali, siyasetçi, sporcu, sanatçı, akademisyen ve din adamı yetiştirmiştir. Prof. Dr. Mehmet Yaşar Kandemir de bunlardan biridir. Akademisyen kimliği ile Temel İslam Bilimleri Hadis Anabilim Dalı sahasında pek çok esere imza atmış olan Kandemir, Din Adamı kimliği ile de yarım asırdan fazla bir süredir İslam ahlakı üzerine te’lif, tercüme ve şerhler yanında vaaz ve sohbetler yaparak hizmetlerini sürdürmektedir. Ona göre Müslüman toplumun barış ve huzur içinde, dürüst ve ahlaklı bir hayat sürdürebilmesi doğru eğitim ile mümkündür. Eğitimin merkezinde ise Hadisler yer almalıdır. Çünkü onlar Yüce Allah’ın emir ve yasaklarını ihtiva eden Kur’an’ın tefsiri ve uygulaması mahiyetinde ilahi vahiylerdir. Hadisler çocukların, gençlerin ve tüm Müslümanların istifade etmesi gereken eğitim hazineleridir. Onların ehlince okunması ve şerh edilmesi, toplumla buluşturulup bir hayat nizamına dönüştürülmesi barış ve kardeşlik duyguları içinde yaşayabilmek için bir zarurettir. Aksi takdirde Müslüman toplumlar arasında asırlar önce başlamış olan hizipleşmeler daha da kuvvetlenip tefrika, kin ve düşmanlık derinleşecek hatta savaşlar kaçınılmaz olacaktır. 5. Müzakere Yrd. Doç. Dr. Mehmet ALTUNTAŞ: İlgili ayetleri biz alıp bağlamından farklı yerlerde kullanırsak bir insan şöyle diyebilir. Bana işte peygamber geliyor şöyle oluyor böyle oluyor ve bu ayeti bana böyle öğretiyor. Dolayısıyla ben şunu arzuluyorum ve istiyorum ayetlerin geliş sebepleri var. Aynısı hadislerde de var. Mesela şöyle bir şey var. Bizim kullanabileceğimiz ilgili ayet ve vakıa var. İlgili hadislerimiz de var. Bunu neden biz ilgili ayetleri ilgili konuları değil de başka şekilde yorumlarsak başka şeylere kapı aralarız diye korkuyorum. O zaman da bir birlik bir beraberlik sağlama anlamında sıkıntılarımız olur. Sana göre böyle hocama göre böyle kuran ve hadislerde her derdimize deva olabilecek ilgili şeyler var. O konuda hassas olursak daha iyi bir islam toplumu oluşturabiliriz diye düşünüyorum yanlışsam da yanlışım bana aittir. Kandemir, Peygamberimin Sevdiği Müslüman, s. 10. Bkz., Yaşar Kandemir, Peygamberimizden 101 Hatıra, Tahlil Yay., İstanbul 2015, Kandemir, Peygamberimin Sevdiği Müslüman, s. 10. 79 Örnekler için bkz. Yaşar Kandemir, Gönül Doktoru, Tahlil Yay.,İstanbul, 2016. 80 Örnek anlatımlar için bkz., Yaşar Kandemir, Hikayelerle Çocuklara Kırk Hadis, Tahlil Yay., İstanbul, 2015; Yaşar Kandemir, Dinimi Öğreniyorum, Damla Yay., İstanbul, ts. 77 78 642 6. Bibliyografya Ahmed b. Hanbel (ö. 241), el-Müsned, tah. Şuayb Arnavut, Müessesetü’r-Risale, 1. bs., Beyrut 2001. Ahmed Naim, Sahîhi Buhâri Muhtasarı Tecrid-i Sârih Terceme ve Şerhi, Diyanet İşleri Başkanlığı Yay., 7. bs. I-XII, Ankara, 1983. el-Buhâri, Muhammed b. İsmâil, (ö. 254), el-Edebü’l-Müfret, tah. Muhammed Fuad Abdu’l-Bâki, Dâru’lBeşâiri’l-İslamiyye, Beyrut, 1989. el-Câmi’u’s-Sahîh, İstanbul, 1981. Ebu Dâvud, es-Sicistâni (ö. 275), es- Sünen, tah. Şuayb Arnavut, Dâru Risaleti’l-Alemiyye, I-VII, 1. bs., 2009. İbn Kayyim el-Cevziyye, Şemsuddin Ebû Abdillah Muhammed b. Ebi Bekr b. Eyyub ez-Zura’i ed-Dımeşkî (ö. 751/1350), Muhtasar es-Savâ’iku’l-Mursele ‘ale’l-Cehmiyye ve’l-Mu’attıla, thk., Seyyid İmran, Daru’l-Hadîs Yay., I-II, Kahire 2004. İgnaz Goldziher, İslamda Hadisin Yeri Etrafından Mücadeleler, Çev., Cihat Tunç, AÜİF, XIX, 223-235 Kandemir, Yaşar, Mevzu Hadisler Menşe’i Tanıma Yolları Tenkidi, Diyanet İşleri Başkanlığı Yay., 5. bs, Ankara, 1991. Riyâzu’s-Sâlihîn Terceme ve Şerhi Peygamberimizden Hayat Ölçüleri, Erkam Yay., I-VIII, İstanbul, 1997. Şifâ-i Şerif Şerhi , Tahlil Yay., I-III, İstanbul, 2012. DİA, “Hadis”md., XV, 29. Şemâil-i Şerifh Şerhi, Tahlil Yay., I-III, İstanbul, 2015. Peygamberimin Sevdiği Müslüman, Altınoluk Yay., İstanbul, 2015. Peygamberimizden 101 Hatıra, Tahlil Yay., İstanbul 2015. Gönül Doktoru, Tahlil Yay.,İstanbul, 2016. Hikayelerle Çocuklara Kırk Hadis, Tahlil Yay., İstanbul, 2015. Dinimi Öğreniyorum, Damla Yay., İstanbul, ts. el- Mevdudi, Ebu’l-A’lâ (ö. 1979) Tefhîmu’l-Kur’an, çev. Komisyon, İnsan Yay., İstanbul, 1986. Müslim, Ebu’l-Huseyin Müslim b. Haccac el-Kuşeyri (ö. 261), el-Câmi’u’s-Sahîh, İstanbul, 1981. Öcal, Mustafa, Tanıkların Dilinden Cumhuriyet Dönemi Din Eğitimi ve Dini Hayat, Ensar Neşriyat, İstanbul 2008, III. 137-196. Yahşi, Ömer, M. Yaşar Kandemir, Hayatı, Eserleri ve Çocuğun Din Eğitimi, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Maramara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2006. Yazır, Elmalılı M. Hamdi, Hak Dini Kur’an Dili, Azim Yay., I-X, İstanbul, 1992. 643 7. Ekler (Yozgat İmam Hatip Okulu 1953 ) İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü 644 (Subhi es-Salih ve Y. Kandemir, İst. 1978) (O. Yılmaz ve Yaşar Kandemir İst.19.03. 2016 İst.) 645