T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ RADYO, TELEVİZYON VE SİNEMA ANABİLİM DALI RADYO, TELEVİZYON VE SİNEMA BİLİM DALI EVLİLİK SİTESİ KULLANICILARININ KARAKTERİSTİKLERİ ve KULLANIM MOTİVASYONLARI SAİBE PALA YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN Yrd. Doç. Dr. METE KAZAZ KONYA-2015 i T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü BİLİMSEL ETİK SAYFASI Bu tezin proje aşamasından sonuçlanmasına kadarki tüm süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm. SAİBE PALA Ocak, 2015 ii T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU Saibe Pala tarafından hazırlanan ‘Evlilik Sitesi Kullanıcılarının Karakteristikleri ve Kullanım Motivasyonları’ başlıklı bu çalışma 25.12.2014 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oy birliği ile başarılı bulunmuş ve jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir. Unvanı / Adı – Soyadı İmza İmza Yar. Doç. Dr. Mete KAZAZ Doç. Dr. Birol GÜLNAR Doç. Dr. Aşina GÜLERARSLAN iii ÖNSÖZ Sanal ilişkiler pek çok araştırmanın konusu olarak seçilirken internette hızla büyüyen evlilik siteleri hakkında ülkemizde herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Ancak Kanada, Hollanda, Danimarka ve özellikle de Amerika’daki üniversitelerin sanal ortamlardaki arkadaşlık ve evlilik siteleri üzerine pek çok araştırma yürüttüğü görülmüştür. ABD’de Chicago Üniversitesi profesörlerinden John Cacioppo’nun 20 bin kişi üzerinde yapmış olduğu araştırmaya göre bu kişilerin 3’te birinden fazlasının partneriyle online ortamda tanıştığını belirlemiştir. Bilgisayar aracılı iletişim ve online flört kavramının hemen hemen her ülkede görüldüğü, artık bunun önemli bir sektör haline gelerek, internette evlilik sitelerinin kurulduğu görülmüştür. Bu konu duyulduğu ilk andan itibaren insanların ilgisini çekmekte ve merak uyandırmaktadır. Hem lisans, hem de yüksek lisans süresince kendisinden çok şey öğrendiğim, bu çalışmayı ortaya koyarken bana karşı göstermiş olduğu sabır ve güven için Sayın Yrd. Doç Dr. Mete Kazaz’a teşekkürü borç bilirim. “Aile her türlü iyilik ve kötülüğün öğretildiği bir okuldur(Wilhelm Stekel).’’Bu yaşıma kadar bana her zaman iyiyi ve güzeli öğretme gayretinde olan, sevgisini benden hiç esirgemeyen, destekleriyle her zaman bana güç veren ve bana inanan sevgili ailem size minnettarım, iyi ki varsınız. Mesafelerin önemsizliğini bana her zaman gösteren ve hissettiren ikinci ailem kabul ettiğim dostlarıma, hayatımda oldukları için kendimi her zaman şanslı hissetmemi sağlayan, bu aşamalara kadar gelmemde payı olan tüm sevdiklerime bir kez daha teşekkür ederim. Son olarak hayatımdaki yeri ve önemi çok büyük olan, sevgili hocam Sayın Seyit Küçükbezirci’ye hayatıma yapmış olduğu katkılardan dolayı çok teşekkür ederim… SAİBE PALA Ocak, 2015 iv ÖZET EVLİLİK SİTESİ KULLANICILARININ KARAKTERİSTİKLERİ ve KULLANIM MOTİVASYONLARI Dünyanın her tarafındaki bilgisayarların birbirine bağlanmasını sağlayan, küresel bir iletişim aracı olarak toplumsal değişimlere neden olan internet, son yıllarda hızlı bir gelişme göstermiştir. Teknolojik gelişmelere paralel olarak iletişimin yeni yüzü haline gelen internet ile birlikte de hayatımızda pek çok şey değişmiştir. Aile, toplum ve birey hayatına etkileri ile birlikte toplumsal ve kültürel bir değişim yaratması günümüzde evlilik siteleri olarak faaliyet gösteren bir yapının ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Dünyada, her yıl bir milyondan fazla kişinin internette tanışarak evlendiğinin ortaya çıkması ile birlikte internetteki online flört kavramı pek çok araştırmanın da konusu olmuştur. 2000 yılı sonrasında evlilik sitelerinin en çok ziyaret edilen siteler arasında yer alması aynı zamanda internet evliliklerinin neden arttığı sorusunu da gündeme getirmiştir. Milyonlarca üyesi olan bu siteler aracılığı ile bireylerin iletişim davranışları şekillenmektedir. İnternetin insan ilişkilerine etkileri, yüksek düzeydeki motivasyon, tarafların birbirlerine daha fazla odaklanmaları, kendini açıklama etkisi ve rahatlık sunması gibi nedenlerle bu sitelere yönelmeleri ile iletişim boyut değiştirmiştir. Bu sitelere olan talebin her geçen gün artması ile birlikte evlenme gelenekleri ile birlikte evliliğin sosyal yapıdaki yeri ve önemini de değiştirmiştir. Günümüzde teknoloji aracılı sanal ortam iletişimi yüz yüze ortamlardaki kadar etkili hale gelmeye başlamıştır. Toplumda iletişim alanında meydana gelen yenilik hareketleri Türk aile yapısı ve evlilik konularında da birtakım geleneksel özelliklerin geri planda bırakılmasına neden olmuştur. Anahtar Kelimeler: İnternet İletişimi, Sanal Sosyalleşme, Modernleşme, Evlilik Siteleri, Evliliğin Motivasyonları. v ABSTRACT CHARTERISTICS AND USING MOTIVATIONS OF MARRIAGE WEBSITE USERS The internet which enables computers to link with each other from all around the world and causes social upheavals as a global pulpit has made a raphid progress in recent years. Correspondingly to the technological advances, so many things in our life has changed with the internet which has become the new face of communication. By creating a cultural alteration with impacts to individual, family and society lifes; it has brought to light a new system which is active as marriage websites. Online flirt concept has become many researchs subject after getting married through marriage websites become popular as more than a million people has married by meeting on internet. After 2000 marriage websites has placed in most visited websites and it also has made why internet marriages has increased a current issue. Communication behaviors of individuals are shaped through these websites which have millions of members. Communication channel has changed thorugh people have focused on with the reasons like the effects of internet to human relationships, highlevel motivation, individuals focus more on each other, self-explanation effect and comforting. Marriage traditions has changed together with the importance and places in social structure of marriage by increasing the demand of these websites everyday. At the present time technology-based virtual platform communication has become as effective as one-on-one platforms. Innovation movements occured in society communication has caused keeping some traditional features about Turkish family pattern and marriage in the background. Keywords: Internet communication, Virtual Socializing, Modernization, Marriage Websites, Marriage Motivations. vi İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ .......................................................................................................................... iv ÖZET .............................................................................................................................. v ABSTRACT................................................................................................................... vi İÇİNDEKİLER ............................................................................................................. vii TABLOLAR LİSTESİ .................................................................................................. xii EKLER LİSTESİ .......................................................................................................... xv GİRİŞ .............................................................................................................................. 1 1-Araştırmanın Konusu ............................................................................................... 2 2- Problem ................................................................................................................... 3 3- Amaç ....................................................................................................................... 4 4- Önem ....................................................................................................................... 5 5- Varsayımlar ............................................................................................................. 5 6- Sınırlılıklar .............................................................................................................. 6 7- Tanımlamalar .......................................................................................................... 6 8- Yöntem.................................................................................................................... 6 BİRİNCİ BÖLÜM I. İLETİŞİM SÜRECİNDE SOSYALLEŞME KAVRAMI VE TEKNOLOJİ ETKİSİ A. İLETİŞİM VE SOSYAL DAVRANIŞ ...................................................................... 8 1. Sosyalleşme ............................................................................................................. 8 2. Sembolik Etkileşim Olarak Sosyalleşme ................................................................ 9 3. İletişim ve Benlik Gelişimi ................................................................................... 10 4. Teknolojik Gelişmeler ve Sosyalleşme ................................................................ 11 B. İNTERNET İLETİŞİMİ VE SANAL SOSYALLEŞME ........................................ 13 1. İnternet Tarihi ve Gelişim Süreci .......................................................................... 13 2. Bilgisayar Ortamında İletişimin Özellikleri .......................................................... 14 a. Etkileşim ............................................................................................................ 14 b.Eş Zamanlı İletişim............................................................................................. 15 c. Eş Zamanlı Olmayan İletişim ............................................................................ 16 3. İletişimin İnternet Ortamına Taşınması ................................................................ 16 4. Sanal İletişim ve Online Toplumun Doğuşu ......................................................... 18 vii a. Sanal Ortamlarda Kişilerarası İletişim............................................................... 20 b. Sanal Cemaatler ................................................................................................. 20 c. Toplumsal Paylaşım Ağlarında Kişilerarası İletişim ......................................... 21 5. Sanal Sosyalleşme ................................................................................................. 22 a. Sanal Sosyalleşme Nedenleri ............................................................................. 23 b. Sanal Sosyalleşmenin Avantajları ..................................................................... 23 c. Sanal Sosyalleşmenin Dezavantajları ................................................................ 24 İKİNCİ BÖLÜM I. MODERNLEŞME ve TOPLUMSAL DEĞİŞİMLERLE EVLİLİKLERİN YENİ SUNUMU A. ‘Küresel Köy’ Kavramı............................................................................................ 26 B. Kullanımlar ve Doyumlar Kuramı Kapsamında İnternet İletişimi .......................... 27 C. Modernleşme Kuramı ve Yeniliklerin Yayılması Modeli ....................................... 29 D. Modernleşme............................................................................................................ 30 E.Kültürel Yapı ............................................................................................................. 31 1. Türk Kültüründe Evlenmenin Önemi ve Evlenme Gelenekleri ............................ 32 2. Evliliklerin Sosyal Yapıdaki Yeri ve Önemi ........................................................ 33 3. Evliliğin Temel Dayanakları ................................................................................. 35 a.Hukuki Dayanaklar ............................................................................................. 35 b. Sosyal Dayanaklar ............................................................................................. 35 c. Duygusal Dayanaklar......................................................................................... 35 4. Evliliğin İşlevleri ................................................................................................... 36 5. Türkiye’deki Evlilik Tipleri .................................................................................. 37 6. Evlilik İlişkilerinde Gerekli Kişisel ve Sosyal Yeterlilikler ................................. 42 a. Yaş farklılıkları .................................................................................................. 42 b. Sosyoekonomik ve Sosyokültürel Farklılıklar .................................................. 43 c. Eğitim Düzeyi Farklılıkları ................................................................................ 44 d.Ulus ve Din farklılıkları...................................................................................... 44 7. Günümüzde Evliliklere Yüklenen Anlamlar ......................................................... 45 II. İNTERNETİN TOPLUMSAL HAYATA YANSIMASI OLARAK ORTAYA ÇIKAN EVLİLİK SİTELERİ ....................................................................................... 45 viii A. Sanal Yaşamın Gerçek Hayata Yansıması ............................................................... 46 B. Siber Dünya İletişimi ............................................................................................... 48 C. Sanal Âlemde İletişim Doyumu ............................................................................... 49 1.Sözlü İletişim Kaygısı ............................................................................................ 50 2. Bilgisayar Kaygısı ................................................................................................. 50 3. Yazma Kaygısı ...................................................................................................... 51 D. Ekran Ötesinde Yaşam ............................................................................................ 51 1. İnternet Üzerinden Şekillenen Kimlik .................................................................. 53 2. İnternette Online Flörtün Motivasyonları ............................................................. 54 E. Teknoloji ve Yabancılaşma ...................................................................................... 55 1. Dijital Tanışma ve Sanal Kavramsallaştırma ........................................................ 56 2. Online Bir İlişkiye Etki Eden Faktörler ................................................................ 57 a. Motivasyon ....................................................................................................... 57 b. Doğal Ortam ve Sanal Ortam Arasındaki Farkların Ortadan Kalkması ............ 58 III. İNTERNETTE EVLİLİĞİN SUNUMU ve KULLANICI MOTİVASYONLARI 59 A. İnternet Aracılı İletişimde Duyguların Yansıması ................................................... 59 B. İnternetteki Evlilik Sitelerinin İlişkiler Üzerindeki Tutum ve Uygulamaları .......... 60 1. Profil Oluşturma .................................................................................................... 64 2. Evlilik Sitelerinde Evliliğin Yorumu .................................................................... 65 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM EVLİLİK SİTESİ KULLANICILARININ EVLİLİK SİTELERİ VE EVLİLİKLE İLGİLİ TUTUM VE DÜŞÜNCELERİNE İLİŞKİN ALAN ARAŞTIRMASI BULGULARI I. METODOLOJİ .......................................................................................................... 69 A. Araştırma Soruları ve Hipotezler ............................................................................. 69 B. Katılımcıların Seçimi ............................................................................................... 74 C. Soru Formu ve Ölçüm Araçları ................................................................................ 74 D. Kullanılan İstatistiksel Analizler.............................................................................. 75 1. Korelasyon Analizi................................................................................................ 75 2. Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) ................................................................ 76 3. Bağımsız Örneklem T Testi (IndependentSamples T Test) .................................. 76 ix II. BULGULAR VE YORUM ...................................................................................... 76 A. KATILIMCILARIN SOSYO-DEMOGRAFİK ÖZELLİKLER ............................. 77 1. Cinsiyet Dağılımı .................................................................................................. 77 2. Yaş Dağılımı ......................................................................................................... 77 3. Mesleki Dağılım .................................................................................................... 78 4. Daha Önce Yapılan Evlilik ................................................................................... 78 5. Gelir Düzeyi .......................................................................................................... 79 B. EVLİLİK SİTELERİNE İLİŞKİN BETİMLEYİCİ BULGULAR.......................... 79 1. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramların Önem Derecesi ............................. 79 2. Evlenme Yöntemleri ............................................................................................. 80 3. Evlilikte Önemli Olan Kavram ve Özellikler........................................................ 81 4. Online Flörtte Etkili Olan Faktörler ...................................................................... 81 5. Benimsenen Dünya Görüşleri ............................................................................... 82 6. Evlilik Sitelerine Yönelten Faktörler .................................................................... 83 7. Geleneksel Evliliklerde Önemli Olan Faktörler .................................................... 83 8. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum .............................................................................. 84 C. EVLİLİK/EVLİLİK SİTELERİ İLE İLGİLİ GÖRÜŞLER VE DEMOGRAFİK NİTELİKLER ............................................................................................................... 86 1. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Demografik Nitelikler ................................................................................................................... 86 a. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Cinsiyet .......... 86 b. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Yaş ................. 87 c. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Meslek ........... 88 d. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı .................................................................................. 89 e. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Gelir Düzeyi .. 90 2. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Demografik Nitelikler ....................... 91 a. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Cinsiyet .......................................... 91 b. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Yaş ................................................. 92 c. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Meslek ........................................... 93 d. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı ........................................................................................................... 95 x e. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Gelir Düzeyi .................................. 96 3. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Demografik Nitelikler .................. 97 a. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Cinsiyet ..................................... 97 b. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Yaş ............................................ 98 c. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Meslek....................................... 99 d. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı ......................................................................................................... 102 e. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Gelir Düzeyi............................ 103 4. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Demografik Nitelikler .................................. 104 a. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Cinsiyet ..................................................... 104 b. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Yaş ............................................................ 104 c. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Meslek ....................................................... 105 d. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı .. 106 e. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Gelir Düzeyi .............................................. 106 SONUÇ VE DEĞERLENDİRME ........................................................................... 108 KAYNAKÇA ............................................................................................................. 115 EK 1: İSTATİSTİKSEL ANALİZLER SONUCU ELDE EDİLEN TABLOLAR ... 123 ÖZGEÇMİŞ .............................................................................................................. 145 xi TABLOLAR LİSTESİ Tablo 1:Soru Formunun Güvenilirlik Değerleri ....................................................... 78 Tablo 2:Katılımcıların Cinsiyet Dağılımı ................................................................. 80 Tablo 3:Katılımcıların Yaşlarına İlişkin Merkezi Eğilim İstatistik Sonuçları .......... 81 Tablo 4:Mesleki Dağılım .......................................................................................... 81 Tablo 5:Daha Önce Yapılan Evlilik Dağılımı .......................................................... 82 Tablo 6:Katılımcıların Gelir Düzeylerine İlişkin Merkezi Eğilim İstatistik Sonuçları ....................................................................................................................................82 Tablo 7:Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramların Önem Derecesineİlişkin Merkezi Eğilim İstatistik Sonuçları ........................................................................... 83 Tablo 8:Evlenme Yöntemlerinden Hangisinin Daha İyi Sonuç Doğurduğuna İlişkin Merkezi Eğilim İstatistik Sonuçları ........................................................................... 84 Tablo 9:Evlilikte Önemli Olan Kavram ve Özelliklere İlişkin Merkezi Eğilim İstatistik Sonuçları ..................................................................................................... 84 Tablo 10:Online Flörtte Etkili Olan Faktörlere İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri 85 Tablo 11:Benimsenen Dünya Görüşüne İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri.......... 85 Tablo 12: Evlilik Sitelerine Yönelten Faktörlere İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri ................................................................................................................. …………..86 Tablo 13:Geleneksel Evliliklerde Önemli Olan Faktörlere İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri ................................................................................................................ 87 Tablo 14:Evlilik Siteleri İle İlgili Tutuma İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri ....... 88 Tablo 15:Evlilik Siteleri Tutum İndeksine İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri ...... 89 Tablo 16:Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem Düzeyi ve Cinsiyet Bağımsız Örneklemt Testi Sonuçları ......................................................................... 90 Tablo 17:Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Yaş Korelasyon Analizi Sonuçları ....................................................................................................... 91 Tablo 18:Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Meslek Türü ANOVA Sonuçları .................................................................................................................... 92 xii Tablo 19:Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem Düzeyi ve Daha ÖnceEvlilik Yapılıp Yapılmadığı Bağımsız Örneklemt Testi Sonuçları................... 93 Tablo 20:Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi Sonuçları .................................................................................... 94 Tablo 21:Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Cinsiyet Bağımsız Örneklemt Testi Sonuçları ........................................................................................................... 95 Tablo 22:Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Yaş Korelasyon Analizi Sonuçları ................................................................................................................................... 95 Tablo 23:Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Meslek Türü ANOVA Sonuçları ................................................................................................................................... 98 Tablo 24:Evlilik Yöntemlerine İlişkin Görüş ve Daha ÖnceEvlilik Yapılıp Yapılmadığı Bağımsız Örneklemt Testi Sonuçları .................................................. 100 Tablo 25:Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi Sonuçları .................................................................................................................. 101 Tablo 26:Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Cinsiyet Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları ......................................................................................................... 102 Tablo 27:Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Yaş Korelasyon Analizi Sonuçları .................................................................................................................. 103 Tablo 28:Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Meslek Türü ANOVA Sonuçları .................................................................................................................. 104 Tablo 29:Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Daha ÖnceEvlilik Yapılıp Yapılmadığı Bağımsız Örneklemt Testi Sonuçları .................................................. 106 Tablo 30:Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi Sonuçları ..................................................................................................... 107 Tablo 31:Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Cinsiyet Bağımsız Örneklemt Testi Sonuçları .................................................................................................................. 108 Tablo 32:Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Yaş Korelasyon Analizi Sonuçları ... 109 Tablo 33:Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Meslek Türü ANOVA Sonuçları ...... 110 Tablo 34:Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Daha ÖnceEvlilik Yapılıp Yapılmadığı Bağımsız Örneklemt Testi Sonuçları ....................................................................... 111 xiii Tablo 35:Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi Sonuçları .................................................................................................................. 111 xiv EKLER LİSTESİ Tablo 1. Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem Düzeyi ve Cinsiyet Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları………………………………………………121 Tablo 2. Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Yaş Korelasyon Analizi Sonuçları……………………………………………………………………………..122 Tablo 3. Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Meslek Türü ANOVA Sonuçları………………………………………………………………………..........123 Tablo 4. Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem Düzeyi ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları………………...124 Tablo 5. Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi Sonuçları…………………………………………………….....125 Tablo 6. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Cinsiyet Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları……………………………………………………………………….126 Tablo 7. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Yaş Korelasyon Analizi Sonuçları…………………………………………………………………………......127 Tablo 8. Evlenme Yöntemlerine İlişkin Görüşler ve Meslek Türü ANOVA Sonuçları…………………………………………………………………………......128 Tablo 9. TV Programları Aracılığıyla Evlilik ve Meslek Grupları Çoklu Karşılaştırma Tablosu………………………………………………………………………………129 Tablo 10. Kan Bağı İle Evlilik ve Meslek Grupları Çoklu Karşılaştırma Tablosu………………………………………………………………………………130 Tablo 11. Evlilik Yöntemlerine İlişkin Görüş ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları………………………..………..130 Tablo 12. Evlilik Yöntemlerine İlişkin Görüş ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi Sonuçları………………………………………………………………………..........131 Tablo 13. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Cinsiyet Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları……………………………………………………………….............132 Tablo 14. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi Sonuçları…………………………………………………………………….133 Tablo 15. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Meslek Türü ANOVA Sonuçları…………………………………………………………………….……….134 xv Tablo 16. Utangaçlık Faktörüne Verilen Önem ve Meslek Grupları Çoklu Karşılaştırma Tablosu…………………………………………………………........136 Tablo 17. Yoğun İş Temposu Faktörüne Verilen Önem ve Meslek Grupları Çoklu Karşılaştırma Tablosu…………………………………………………………........137 Tablo 18. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları………………………..……….138 Tablo 19. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi Sonuçları……………………………………………………………..……..139 Tablo 20. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Cinsiyet Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları……………………………………………………………………...…….139 Tablo 21. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Yaş Korelasyon Analizi Sonuçları………………………………………………………………………........140 Tablo 22. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Meslek Türü ANOVA Sonuçları…………………………………………………………………….………140 Tablo 23. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Meslek Grupları Çoklu Karşılaştırma Tablosu……………………………………………………………………….……..141 Tablo 24. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları……………………………………….………141 Tablo 25. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi Sonuçları……………………………………………………………………………..142 xvi GİRİŞ Teknolojiye paralel olarak gelişen kitle iletişim araçlarında meydana gelen gelişmelerin sosyal hayata etkisi de kaçınılmaz olmuştur. Bilgisayar ve internet çağını yaşadığımız bu dönemde, artık ilişkilerin de bilgisayar aracılı iletişime dahil edilerek sürdürüldüğü görülmektedir. Bu amaçlarla kurulan evlilik siteleri de bunu kanıtlar bir özellik taşımaktadır. Ancak insanların neden evlilik sitesine yöneldiği veya bu sitelerden beklentilerinin ne olduğu soruları daha önce herhangi bir araştırma konusuna dâhil edilmemiştir. Evlilik evrensel bir olgudur; ancak her toplumun kendine göre oluşturduğu normları, örf ve adetleri vardır ve bunlar her toplumda farklılık göstermektedir. Bu açıdan Türkiye’de evlilik sitelerinin kısa zamanda bu kadar talep görmesinin nedenleri ve kişilerin bu sitelerden beklentileri ‘İnternette Evliliğin Sunumu ve Kullanıcı Motivasyonu’ adlı tez çalışması ile araştırılmıştır. Birinci bölüm iki ana başlık altında toplanmıştır. ‘İletişim Sürecinde Sosyalleşme ve Teknoloji’ başlıklı bölümde sosyalleşme kavramı ile iletişim ilişkisi hakkında bilgiler yer almaktadır. ‘İnternet İletişimi ve Sanal Sosyalleşme’ başlığı altında bilgisayar aracılı iletişimin hayatımıza olan etkileri ile ortaya çıkan ‘sanal’ kavramı hakkında bilgilere yer verilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde konu üç ana başlık altında detaylandırılmıştır. ‘Modernleşme ve Toplumsal Değişmelerle Evliliklerin Yeni Sunumu’nu kapsayan bölümde konu kuramlara dayandırılmış ve modernleşmenin, yenileşme ve teknolojik gelişmelerin kültür üzerindeki etkilerine dikkat çekilmiştir. Evlilik kavramının da anlatıldığı bu bölümde Türk kültür yapısında evliliğin önemi, nasıl değerlendirildiği ve evlenme gelenekleri hakkında bilgilere yer verilmiştir. ‘İnternetin Toplumsal Hayata Yansıması Olarak Ortaya Çıkan Evlilik Siteleri’ ikinci ana başlığı oluşturmaktadır. Bu kısımda da yine dijital ortama taşınan iletişim faaliyetleri hakkında bilgiler verilirken, sanal ortamlarda oluşturulan kimlik kavramı ile gerçek hayattaki kimliğin ne denli örtüştüğü ve ‘online’ ilişki kavramı hakkında bilgiler yer almaktadır. İkinci bölümün son başlığını tezin ana fikrini de kapsayan ‘İnternette Evliliğin Sunumu ve Kullanıcı Motivasyonları’ başlığı oluşturmaktadır. Burada ‘evlilik sitesi’ kavramı açıklanırken, 1 internet üzerinden sitelerin bu uygulamayı nasıl oluşturduğu, bu sitelerde evliliğin nasıl yorumlandığı hakkında bilgilere yer verilmiştir. ‘Evlilik Sitesi Kullanıcılarının Evlilik Siteleri Ve Evlilikle İlgili Tutum Ve Düşüncelerine İlişkin Alan Araştırması Bulguları’ adlı üçüncü bölüm ise, çalışmanın uygulama bölümünü oluşturmaktadır. Çalışmanın uygulama bölümünde evlilik sitesi kullanıcılarının evlilik ve evlilik sitesi ile ilgili tutum ve düşüncelerini ortaya koymak amacıyla evlilik sitesi kullanıcılarına yapılan alan araştırması sonuçları yer almaktadır. 1179 evlilik sitesi kullanıcısı ile yapılan anket sonuçları elde edilen bulgular yorumlanmıştır. Araştırma soruları ve hipotezler, katılımcıların seçimi, ölçüm araçları, veri toplama ve kullanılan istatistiksel analizlere ilişkin başlıklar yine bu bölümün içeriğini oluşturmuştur. 1-Araştırmanın Konusu Toplumun temel taşlarından biri olarak nitelendirilen ailenin oluşumunda evliliğin ve doğru bir evlilik yapmanın önemi büyüktür. Evlilik, insanın gelişiminde birinci düzeyde rol oynayan ve bir süreç sonucu oluşan en küçük birimdir. Bireyin ihtiyaçlarını karşılayabileceği en doğal ilişki biçimi olarak tanımlanmaktadır. Bireylerin sosyal açıdan gelişmesi için önemli bir etkiye sahip olan evliliklerde kişilerin maddi manevi doyum sağlaması ve yaşadığı çevreye uyum sağlayarak yararlı bir birey olabilmesi nasıl bir evlilik yaptığıyla doğrudan ilişkilidir (Çelik, 2006: 1-2). 2000 yılı sonralarında özellikle de Avrupa’da ‘Evlilik Siteleri’ olarak faaliyet gösteren yeni bir tanışma platformu ortaya çıkmıştır. Dünyada her yıl 1 milyondan fazla kişinin internet siteleri aracılığı ile tanışarak evlendiğinin ortaya konmuştur. ABD, İsviçre, AB ülkeleri ve İran gibi pek çok ülkenin de internetteki evlilik siteleri aracılığıyla tanışarak evlenme konusunda önde gelen ülkeler arasında yer aldıkları vurgulanmaktadır. 2000 yılından bu yana en yüksek trafikli siteler arasında yer aldığı belirlenen evlilik siteleri dünya genelinde kullanıcıların online aktiviteleri arasında 13. sırada yer almaktadır (http://www.milliyet.com.tr/). Türkiye’de de sayıları 20’nin üzerinde bulunan bu evlilik ve arkadaşlık sitelerinin on milyondan fazla üye sayısına sahip olduğu bilinmektedir. 2 Günümüzde, Türkiye’de de her 100 evlilikten 30’unun internet üzerinden tanışarak yapıldığı bilinmektedir. Yoğun iş temposu, zaman sorunu ve sosyal ortam eksikliği gibi nedenlerle evlilik sitelerine olan talebin her geçen gün artmasıyla, evlilik siteleri hızlı bir gelişim göstermiş ve önemli bir sektör haline gelmiştir. Böylece çağımızın en büyük teknolojik gelişmelerinden biri olarak kabul edilen internet ile birlikte evlenmek isteyenlerin ilk başvurduğu adres evlilik siteleri olmaya başlamıştır. 2000 yılı sonrası internette evlilik ve arkadaşlık sitelerinin en çok ziyaret edilen siteler arasında yer alması da bu görüşü destekler niteliktedir. Evlilik siteleri, töresel değerlerin toplum üzerindeki etkisinin azalması ile birlikte toplumsal ve kültürel değişimin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Geleneksel toplum yapısından modern topluma geçiş sürecinde, Batı’nın taklit edilmesi evliliklerin sosyal yapıdaki yeri ve önemine de etki etmektedir. Teknolojik gelişmelerin toplumsal hayata olan etkisi ve toplumda yabancılaşma kavramının belirgin hale gelmesi evlilik sitelerinin faaliyetleri ile ortaya konmak istenmektedir. 2- Problem Teknolojinin yaratmış olduğu pek çok durum vardır ve bunlardan en önemlisi de toplumsal ve kültürel değişim üzerinde etkili olmuştur. İnternet ile tanıştığımız yeni dünya, toplumların kültürel değerlerine etki ederek onları değiştirmiştir. Evlilik siteleri de teknoloji aracılığı ile yaratılan bu değişimin bir parçasını oluşturmaktadır. Uzmanların karşılaşılabilecek olumsuzluklar nedeniyle internet üzerinden yapılan evlilikler konusunda dikkatli olunması yönündeki uyarılarına rağmen, sitelerin üye sayısının her geçen gün arttığı görülmektedir (http://www.milliyet.com.tr/). İnternet artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası konumuna gelmiştir. İnternetin yaygınlaşmasından sonra doğan ve büyüyen jenerasyona internet nesli, ya da “net nesli” denilmektedir. Bu nesil önceki nesilden farklı olarak internette çok özel bilgilerini rahatça paylaşmakta sakınca görmemektedir. Bu nedenle günümüzde internetteki evlilik siteleri “evlenmek istiyorum” diyenlerin artık evlenmek için 3 neredeyse başvurdukları ilk adres olmaktadır (http://www.ruhikizi.com/). ABD’deki Chicago Üniversitesi’nden bilim insanlarının 2005 ila 2012 yılları arasında evlenen 20 bin çift üzerinde yaptığı bir araştırma, internette tanışarak evlenen çiftlerin evliliklerinin boşanma ile sonuçlanma olasılığının, geleneksel yollarla tanışan çiftlerden yüzde 25 daha az olduğunu göstermiştir (Bora, 2013). Bu durum insan ilişkilerinin başlama noktasının internet üzerine taşınmasının yanı sıra, sürdürülebilir ilişkilerin kaynağı olarak da sanal ortamların gösterilmesine neden olmuştur. Sosyal kavramı yerine artık sanal kavramı gelmeye başlamış; sanal sohbetler, sanal ilişkiler, sanal flörtler sık duyduğumuz tanımlar haline gelmeye başlamıştır. Hem modern hem de muhafazakâr kesimin ilgi gösterdiği evlilik sitelerinin sayısı gelenekçi bir toplum yapısına sahip olan ülkemizde de bir hayli yüksektir. İnsan ilişkilerinin başlama noktası günümüzde internet ortamına taşınmıştır. Artık duygular da kablolar üzerinden yaşanır hale gelmiştir. Bu çalışma, evlilik sitelerine karşı artan talebin arkasında yatan nedenlerin araştırılması, katılımcıların evlilik sitelerine ve evliliğe karşı tutumlarının belirlenmesi üzerine temellendirilmiştir. 3- Amaç Günümüzde evliliklere yüklenen değerin ne olduğu ve bu sitelere üye olan kişilerin hangi beklentiler içerisinde hareket ettikleri bu çalışma ile belirlenmeye çalışılmıştır. Evlilik sitelerine üye olan bireylerin bir evlilikten beklentisi, hangi amaçlarla bu siteye üye oldukları ve evliliğe bakış açıları ele alınacaktır. Bu sayede geleneksellikle toplum arasında gelişen bir bağın, günümüz koşullarında nasıl değerlendirildiği ve sunulduğunun ortaya konması amaçlanmıştır. Sorumluluk almaktan çekinen bireylerin bir kurumun garantisine sığınarak hareket etmeleri ve sanal yollardan partner bulma kolaylığı ile hareket eden bireylerin aradıkları motivasyonların belirlenmesi amaçlanmaktadır. 4 4-Önem İnsan ilişkileri; başlama, geliştirme, sürdürme ve sonlandırma şeklinde dört aşamada gerçekleşen bir süreçtir. Bu ilişkilerinin başlama noktasının bilgisayar ortamına taşınmasıyla birlikte sanal sosyalleşme devrine geçilmiş, elektronik ortamda ilişkiler şekillendirilmeye başlanmıştır. Teknolojik gelişmelere paralel olarak internetin hayatımızın her evresinde etkin bir rol oynaması, evlilik sitelerinin sosyal hayattaki faaliyetleri ile daha belirgin bir hale gelmiştir. Böylece Türk evlilik yapısında meydana gelen değişmeler, toplumsal ve kültürel değişimleri de beraberinde getirmiştir. Evlenmek için uygun adayın, internet üzerinden daha kolay ve daha rahat bulunabileceği düşüncesi ile milyonlarca insan bu sitelere üye olmaya başlamıştır. Geleneksel bir yapıya sahip olan ülkemizde, oldukça aktif olarak faaliyet gösteren bu sitelere insanların yoğun olarak ilgi gösteriyor olması, evliliklerde eş seçme kriterlerinin de değiştiğini göstermektedir. Günümüz şartlarında artık evliliğin sunumu ile birlikte evliliklere yüklenen anlam ve değerin de değişmeye başladığı görülmüştür. Yaygın bir yaşam tarzı olarak kabul edilen evliliklerde meydana gelen bu değişimler direkt olarak bir toplumun insan ilişkilerini bize sunarken, kültürel ve törel değerlerin de toplum üzerindeki etkisinin azaldığına işaret etmektedir. Teknolojinin sosyalleşme ve kişilerarası ilişkilerde giderek daha fazla rol oynaması, toplumsallaşma sürecini sanal ortamlara taşımıştır. 5-Varsayımlar Evliliklerin internet üzerinden gerçekleştirilmeye başlanması ile toplumsal ve kültürel değişimler meydana gelmiştir. Töresel değerlerin toplum üzerindeki etkisi azalmıştır. Evlilik siteleri ile evliliğin sunumu ve evliliklere yüklenen değerler değişmiştir. 5 6-Sınırlılıklar Araştırmaya dâhil edilen www.pembepanjur.com sitesi üyelerinden 1179 kişi ile anket çalışması yapılmıştır. Yapılan alan araştırması ile örneklem üzerinde, kullanıcı motivasyonları ve kullanıcı profilleri belirlenmeye çalışılmıştır. 7- Tanımlamalar Onlinekolizm: Günümüzde doyum sağlamak için internet başında geçirilen sürenin giderek artması ile birlikte baş gösteren ve ‘onlinekolizm’ olarak tanımlanan internet bağımlılığı hastalığından bahsedilmektedir Modernlik: Modernlik kelimesi ekonomik, politik ve kültürel değişimdeki süreci ifade eden yeni tipte bir toplumun ortaya çıkması olarak ifade edilmektedir. Kimlik: Bireyin kendi kendisini, ihtiyaçları, davranışları ve ilgileri belirli ölçüde tutarlık gösteren, kendi kendine sadık, diğerlerinden ayrı ve farklı bir varlık gibi algılanmasını içeren, bilişsel ve duyuşsal bir nitelikte bileşik bir zihinsel yapı olarak tanımlanmıştır. Motivasyon: Bir ihtiyacı gidermek için gerekli davranışları başlatan kuvvet olarak tanımlanmaktadır. 8-Yöntem Çalışma içeriğini teknoloji-iletişim ilişkisi ve teknoloji-modernleşme arasındaki bağlantı oluşturmaktadır. Bilgisayar ortamlı iletişime ilişkin kuramsal çerçeve çizilirken, modernleşme etkisi ile geleneksel ve kültürel özelliklerin toplumsal değişimi hakkında bilgiler yer almaktadır. İletişimin dijitalleşmesi noktasında sanal iletişim kavramı ve son yıllarda oldukça rağbet gören evlilik siteleri ele alınmıştır. Sanal ortamdan gerçek hayata taşınan ilişki ve evlilikler, modern hayatın Türk kültürüne olan etkisi ve evliliklerin yeni sunumu ile ilgili literatür taraması yapılmıştır. Yapılan alan araştırması sonucu elde edilen veriler ile de araştırmanın içeriği desteklenmiştir. Araştırma, evlilik ve evlilik sitesi ile ilgili tutum ve düşüncelerini 6 ortaya koymak ve bu tutum ve düşüncelerin katılımcıların demografik niteliklerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacıyla 1179 evlilik sitesi kullanıcısı arasında gerçekleştirilmiştir. Kullanıcı motivasyonları ve kullanıcı profillerinin belirlenmesi için uygulanan alan araştırması soruları, katılımcıların evlilik sitelerine yönelmelerine neden olan faktörlerin betimleyici bulgularına ulaşmak amacıyla yapılmıştır. Dokuz bölüm ve 65 sorudan oluşan sorular beş farklı madde ve likert tipi beşli ölçekle ölçülmüştür. Anket formunun birinci bölümünde, evlilikte rol oynayan kavramların önem derecesi ile ilgili beş soruya ve ikinci bölümde ise evlenme yöntemleri ile ilgili yine beş soruya yer verilmiştir. Üçüncü bölümde evlilikte önemli olan kavram ve özelliklere yönelik 12 soruya ve dördüncü bölümde katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörlere ilişkin dört soruya yer verilmiştir. Beşinci bölümde katılımcıların dünya görüşünü belirlemeye yönelik beş soruyu, altıncı bölümde onları evlilik sitelerine yönlendiren beş soru takip etmiştir. Yedinci bölümde katılımcıların geleneksel evliliklerde önemli olan kavramlara ilişkin görüşleri beş soru ile ölçülürken, sekizinci bölümde ise katılımcılara evlilik siteleri ile ilgili tutumlarını ölçmek için yirmi soru yöneltilmiştir. Son olarak ise katılımcıların sosyo-demografik özelliklerinin belirlenmesi amacıyla cinsiyet, yaş, meslek, daha önce bir evlilik yapıp yapmadıkları ve aylık gelir düzeyi gibi beş değişkenden yararlanılmıştır. Bu başlık altında katılımcıların cinsiyet, yaş, meslek, daha önce bir evlilik yapıp yapmadıkları ve aylık toplam gelir düzeyine ilişkin alınan yanıtların betimleyici istatistik (frekans, en düşük, en yüksek, aritmetik ortalama, ortanca, tepe değer) bulgularına yer verilmiştir. Araştırmanın evrenini www.pembepanjur.com adresi üyeleri oluşturmaktadır. Evrenin çok büyük olmaması ve erişilebilirlik kolaylığı bakımından örneklem almak yerine evrenin tamamına ulaşılmaya çalışılmıştır. Araştırmada veri ve bilgi toplama yöntemi olarak, web üzerinden anket yöntemi kullanılmıştır. Katılımcılardan elde edilen verilerin girişi, SPSS 17.0 adlı program aracılığıyla yapılmış ve araştırma sorularını yanıtlamak ve hipotezleri sınamak için uygun istatistiksel analizler uygulanmıştır. Araştırmada korelasyon analizi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve bağımsız örneklem t testi kullanılarak veriler elde edilmiştir. 7 BİRİNCİ BÖLÜM I. İLETİŞİM SÜRECİNDE SOSYALLEŞME KAVRAMI VE TEKNOLOJİ A. İletişim ve Sosyal Davranış 1. Sosyalleşme İletişim, en geniş haliyle canlılar arasında belirli ortaklaşa unsurlara dayanan süreci ifade eden kavram olarak tanımlanmaktadır. Bunun için de insanların birbirleri ile ilişki kurabilmesi, konuşma ve anlaşma isteğiyle harekete geçmesi gerekir. İletişimi meydana getiren kişiler ya da gruplar arasında karşılıklı bir şeylerin aktarılması sonucu etkileşim ve ya paylaşım olması, iletişim sürecini meydana getirmektedir (Gökçe, 2006:8). Böylece toplumu meydana getiren bireylerin doğaya ve çevreye uyum sağlama amaçlarını, algılarını ve bunların şekillendirilmesi, başka bireylere aktarması ile birlikte karşılıklı etkileşim sonucunda toplumsal güç ve dengeleri meydana getirdikleri söylenebilir (Karataş, 2008: 76). Toplumsal hayatın sürekliliği ve birlikte yaşamanın bir gerekliliği olarak iletişim bir anlam yaratma faaliyeti olarak değerlendirilmektedir. İletişim aracılığı ile hem kendi varlığını hem de var olan toplumsal ilişkilerini yeniden üretebilen insanların, bu iletişim sürecinde doğada hazır bulduğu veya kendi geliştirdikleri araçları kullandıkları görülür. İletişim sürecinde insanlar yer ve zaman koşullarına göre yüz yüze iletişimi veya teknolojik aletlerle aracılanmış iletişimi kullanmayı tercih edebilmektedirler (Yaylagül, 2013: 13-14). Sosyalleşme, sosyal varlık olarak bireyin bir sosyal gruba katılması olgusudur. Birey bir gruba dâhil olurken o grupta geçerli olan sosyal normları, o grup içinde girişte ve ilerde alacağı rolleri, ulaşacağı sosyal mevkileri, bu rol ve yerlerin kendisinden beklediği davranış, beceri ve yetenekleri, grubun kültürünü oluşturan değerleri, inançları öğrenip benimsemek durumundadır (Çakmak,2012: 6). Sosyalleşme bu anlamda bireyin içinde bulunduğu ve doğumundan ölümüne kadar 8 geçirdiği sürede hem bireysel, hem de toplumsal bir canlı olarak var olmasını ifade eder (Dilmen ve Öğüt, 2010: 237-238). Yaşam boyu gerçekleşen sosyalleşme süreci, çevre ile yakından ilişkilidir ve çevre de sürekli değişen bir olgudur. Sosyalleşme kavramı genel olarak insan yaşamının belli bir yaşla sınırlı ve belli bir zaman sürecinde tamamlanan ve erişilen bir olgu değildir (Gökçe, 2001: 120). Sosyalleşme en genel anlamda bir süreçtir. Bu süreç birey için var olmasının anlamlandırılma sürecidir. Sürecin sonunda bireyin bulunduğu toplumun normlarına göre bir bilgi seviyesine gelmesi beklenmektedir (Çakmak, 2012: 71). İnsan topluluklarında öğrenme süreci olarak da değerlendirilen sosyalleşme kavramı ve bunun gerçekleşme faaliyeti zaman içerisinde değişime uğramıştır. Sosyalleşme mekânları zaman içerisinde değişerek günümüzde teknolojinin de etkisi ile artık gerçek anlamda bir mekâna ihtiyaç duyulmaksızın gerçekleşen bir etkinliğe dönüşmüştür. Günümüz şartlarının getirmiş olduğu toplumsal dönüşüm, sosyalleşme olgusu üzerinde de etkisini göstermiş, içinde bulunduğumuz ve bilişim çağı olarak adlandırılan bu çağda, internet iletişimi ile daha farklı bir boyut kazanmıştır (Dilmen ve Öğüt, 2010: 238). Sosyalleşme süreci ile birlikte birey sosyal olmayan bir durumdan çıkarak, sosyal ve kültürel bir kişilik kazanır. Sosyalleşmesini sağlıklı bir şekilde gerçekleştiren birey, toplumla uyumlu bir kişilik geliştireceğinden, toplumla bütünleşmesi de kolaylıkla sağlayabilir. Ayrıca bu sayede toplumun bir nevi sosyal kontrol sağlamasına da yardımcı olur. Bireye kendine yeten bir kişilik kazandırması dolayısı ile sosyalleşmenin önemli bir etken olduğunun altı çizilmektedir (Ergenç, 2011: 47). 2. Sembolik Etkileşim Olarak Sosyalleşme İletişim sürecinde her birey kendi öznel anlam dünyasını yeniden inşa etmektedir. Bununla birlikte nesnelere de belirli anlamlar yüklenmiş ve bu anlamlar aracılığı ile karşılıklı etkileşime geçmektedir. Sembolik etkileşim, dilde olduğu kadar kişinin davranış örüntülerini de etkileyerek değişim meydana getiren ve 9 iletişimdeki kişilerin sembolik çevreye dâhil olmaları ile kişilerin kendi davranışlarını yorumlama ve kendi sosyalleşmelerini de sağlama özelliğine sahip bulunmaktadır (Gökçe, 2006: 125-127). Toplumsallaşmanın temel ve önemli gereksinimlerinden biri olarak iletişim, sosyal sistemin içinde varlığını göstermektedir. Birbirleriyle ilişkilerini karşılıklı olarak yönlendirmiş olan iki ya da çok sayıda bireyin etkileşimini teşkil eden sosyal sistem toplumların sürekliliğini sağlayan sistemler olarak kabul edilmektedir (Özer, 2011: 1-2). Sembollerle gerçekleştirilen iletişim sosyal bir eylemdir. Sembolün neyi ifade ettiği bireyler arasında gerçekleştirilen ortak anlaşmaya göre belirlenmektedir. Son yıllarda kitle iletişim teknolojilerindeki etkileşim özelliği ile de yeni iletişim teknolojileri, zaman ve mekânı ciddi ölçüde değişime uğratarak, toplumsal dönüşüm sürecini başlatarak, yeni bir toplumun doğmasına neden olmuştur (Başaran, 2010:12). Artık etkileşim terimi günümüzde genellikle bilgisayarları ve bilgisayarlar gibi kullanıcı girdisine yanıt verebilen iletişimi tanımlamak için kullanılan, bir ilişkiyi veya bir mesajı belirten durum olarak değerlendirilmektedir (Açık, 2012: 10). Sosyolojik açıdan etkileşim, iki veya daha fazla insan arasındaki karşılıklı bağlamsal/fiziksel bir ilişki olarak tanımlanmaktadır. Bilgisayar aracılığıyla gerçekleştirilen iletişim eyleminde kullanıcılar, fiziksel olarak birbirinden ayrı noktalarda bulunulmalarına rağmen bilgisayar ağları üzerinden etkileşimli bir iletişim deneyimi yaşayabilmektedirler (Açık, 2012: 7). 3. İletişim ve Benlik Gelişimi Benlik, bir insanın yaşamında sürekli olarak etkili olan içsel bir güç olarak kişiyi yargılamakta, denetlemekte çoğu zaman da takdir etmekte ya da hoş görmektedir. Kişilerarası iletişimin başarılı olabilmesi ve sosyal yaşamın da huzurlu bir biçimde sürdürülebilme, ancak gerçek benlik ile ideal benlik arasında denge kurulabilmesine bağlıdır (Gürüz, Eğinli, 2011: 247). 10 Benlik bilinci diğer insanlarla olan etkileşimimizi büyük ölçüde etkiler. Çünkü kendini tanıyan kişi gerçek duygu ve düşüncelerinin farkındadır. Büyük ölçüde içinde yetiştiğimiz sosyo-kültürel koşulların da etkisiyle şekillenen kişilik özelliklerimiz iletişimimizi de etkileyecektir. Bir nevi içinde yetiştiğimiz ortam, bizim kendi hakkımızda nasıl düşünmemiz gerektiğini bize öğretmektedir (Kaya, 2011: 8). Kişilerarası iletişim sürecinde bireyler, çoğu kez diğerleri tarafından kendi benliklerine uygun şekilde algılanmak ve olumlu değerlendirilmek için davranışlarını kontrol etme ve görünümünü düzenleme çabası içindedir. Kişilerarası iletişim, kişinin benlik gelişiminde ilişkilerini idare etmesi, iş aktivitelerini düzenlemesi, bir varlık olarak yaşamını devam ettirmesinde önemli rol oynamaktadır (Gürüz ve Eğinli, 2011: 252-253). 4. Teknolojik Gelişmeler ve Sosyalleşme İnsanlığın ilerlemesini sağlayan en büyük güç, kuşkusuz ki hızla gelişen ve yayılan teknoloji sayesinde oluşmaktadır. Özellikle iletişim teknolojilerindeki hızlı değişim ve gelişmeler zaman ve mekân tasarrufu sağlayarak insan hayatına heyecan verici, şaşırtıcı değişiklikler ve kolaylıklar sunmuştur (Kaya, 2011: 43). Gelişim gösterdiği ilk günden itibaren üzerine büyük tartışmalar yürütülen bir teknoloji olan internet, zaman içerisinde dünya çapında yaygın bilgisayar ağlarına dayalı bir iletişim sistemine dönüşmüştür. Sanal dünyada etkileşim olgusunun meydana gelmesini sağlayan internet olgusunun bu sayede genel kullanımdan özel kullanıma doğru hızlı bir ivme kazandığı görülmektedir. Etkileşim olgusunun ortaya çıkmasıyla birlikte de aktif kullanıcılar meydana gelmiş, tek yönlü iletişim yerini çok yönlü iletişime bırakmıştır (Kırık, 2014: 340). İletişim teknolojisindeki gelişme ve değişmelerin toplumsal örgütlenmeye ve kültüre etki ederek, onları yeniden şekillendirdiği görülmektedir. Televizyon, bilgisayar oyunları, internet gibi kişiyi edilgen olmaya iten teknolojik aygıtlar bir süre sonra bağımlılık düzeyinde bireyleri etkileyebilmektedir. Bu araçlar bağımlılık 11 düzeyinde uzun süreli kullanıldıklarında sosyal yaşamı sınırlamaya başlamakta, özellikle etkileşim ve iletişim süreçlerine zarar verebilmektedir (Okur, 2012: 40). Günümüzde yaşam biçimlerinde meydana gelen değişmeler iletişim fonksiyonlarında kendini göstererek sosyalleşme sürecinde kişiler arası ilişkilerde büyük oranda farklılaşmasına neden olmuştur. Yoğun bir uyarıcı bombardımanı yaratan kitle iletişim araçları, bireylerin karşılıklı etkileşim içine girmelerini zorunlu kılacak zamanları iyice azaltmaktadır. Bu yüzden de iletişim sürecinde bireyler etkin olmayı gerektiren iletişimden git gide uzaklaşmakta ve teknolojik iletişime yönelerek pasif bir konuma düşmektedir (Acat, t.y: 38). Özellikle internette, son yıllarda online toplulukların bir türü olarak ortaya çıkan sosyal ağ siteleri gittikçe popüler hale gelmiştir. Teknolojinin soğukluğunu sanal ortamda insanların bir araya toplanmasıyla ortadan kaldıran sosyal ağ siteleri, geleneksel ortamda insanlar arasında gerçekleşen yüz-yüze iletişimin yarattığı etkinin benzerini sanal ortamda meydana getirmektedir. Her ne kadar geleneksel ortamdaki gibi olmasa da sosyal ağ siteleri farklı bir platformda insanları bir araya getirerek etkileşimde bulunmalarına olanak tanımaktadır (Akar, 2010: 108). Teknoloji ile günümüz şartlarında meydana gelen gelişmeler toplumsal bir dönüşümü de beraberinde getirmektedir. Toplum, yeni teknolojilerle karşılaşıp bunları kullanmaya başladığı andan itibaren, ne toplum ne de teknolojinin kendisi aynı kalamaz. Karşılıklı etkilenme sonucu yeni kavramlar ortaya çıkar ve iletişim araçlarının çeşitlenmesi ile birlikte de, teknoloji kanallı iletişimin hızlı bir şekilde arttığı görülür (Dilmen ve Öğüt; 2010: 237-239). İletişim alanındaki teknolojik gelişmeler toplumsal etkileşimi sağlama düşüncesini temel almaktadır. İletişim teknolojilerinin ilerlemesi, kişilerin hayatlarında zaman ve mekân tasarrufu yaparak hızlı iletişim kurmalarını sağlasa da, kişilerin bireysel özgürlüklerini kısıtladığı ve özel hayat kavramını yavaş yavaş yok olmasına neden olduğu düşünülmektedir. Teknoloji, her anlamda iletişime hız kazandırmış olsa da, beraberinde kitle iletişim araçlarına odaklı, kendi kabuğuna çekilmiş bireyler yaratmıştır (Kaya, 2011: 45-47). 12 Sosyalleşme ve iletişim arasındaki bağlantının anlatıldığı bu bölümün ardından, ikinci bölümde bilgisayar aracılı iletişimin özellikleri ve sanal kavramının yaratmış olduğu etkiler ile birlikte internetin gelişim süreci ve bilgisayar aracılı iletişim özellikleri hakkında bilgilere yer verilmiştir. B. İNTERNET İLETİŞİMİ VE SANAL SOSYALLEŞME 1. İnternet Tarihi ve Gelişim Süreci Dünya üzerinde binlerce ağı birbirine bağlayarak pek çok işlevi yerine getiren sistem internet olarak tanımlanmaktadır. 1962 yılında Amerikan Askeri Araştırma Projesi (ARPANET) olarak gündeme gelen ve yıllar içerisinde yaygınlaşan bir teknoloji olan internet, 1969 yılında dört farklı merkezdeki ana bilgisayarlar arası bağlantı ile ortaya çıkmıştır (Çakır ve Topçu, 2005: 72). 1960’lı yıllarda Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği arasındaki soğuk savaşın doruk noktasına ulaşmasıyla birlikte, teknolojik üstünlüğün savaşın galibini belirleyeceğine olan inanç artmıştı. Bu amaçla savunma amaçlı projelere büyük harcamalar yapılmaktaydı Dolayısıyla, o yıllarda her iki ülke de, sürekli araştırmalar yapıyor, teknolojik gelişmelerin en çok görüldüğü alanlardan bilgisayar ve bilgisayar teknolojisine yöneliyorlardı. İşte bu ortamda ortaya çıkan internet teknolojisi(Özdemir, 2006;47-48), askeri kullanım ve bunun gelişimi, askeri teknolojiler ve bilimin işbirliği, ticari ve teknolojik gelişimler; devleşen ve globalleşen dev şirketler ve onların iş ağları, istihbarat teşkilatlarının sınırsızlaşan talep ve çalışmaları ile ortaya çıkmıştır (Doğan, 2013: 15). Türkiye’de ise internet ile ilgili ilk geniş alan ağı 1986 yılında yapılan TÜVEKA (Türkiye Üniversiteler ve Araştırma Kurumları Ağı)’dır. İnternet, Türkiye’de öncelikle akademik ortamlarda yaygınlaşmaya başlamış ve ilk olarak da Ege Üniversitesi (1994), Bilkent Üniversitesi (1995), Boğaziçi Üniversitesi (1996), İstanbul Teknik Üniversitesi (1996) internet bağlantılarını gerçekleştirmişlerdir (Doğan, 2013: 14). 13 İnsanların her geçen gün gittikçe artan üretilen bilgiyi saklama, paylaşma ve ona kolayca ulaşma ihtiyacı internetin ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Bilginin kolay, hızlı ve düşük maliyetli bir biçimde yayılmasını da kolaylaştıran internet, artık küresel bir ağ olarak tanımlanmaktadır (Tarcan,2005: 12-13). Bu ağ sistemi fiziksel olarak yerel, bölgesel ve ulusal pek çok ağın birleşmesiyle ortaya çıkan küresel bir sistemidir. En önemli olgusunun iletişim olduğu kabul edilen internetin, zaman ve mekân kavramını ortadan kaldırarak bireyler arası etkileşime katkı sağladığı da bilinen bir gerçektir (Gümüş, 2004: 25-26). İletişim teknolojilerindeki gelişmelerle binlerce küçük ağ ve milyonlarca bilgiden meydana gelen internet, hemen her konu ile ilgili bilgiyi ulaşılabilir kılmaktadır. Bunun yanı sıra milyonlarca insanı bir araya getirerek onları her an, her biri bir müşteri oluşturabilecek şekilde birleştirebilen bir bağ yaratabilmektedir(Güçdemir, 2010; 20-21). İnternetin ülkemizdeki kullanımına bakıldığında geç fakat hızlı bir gelişme gösterdiği ortadadır. İnternetle olan ilişkimizin Batı’ya özgü ürünleri kullanırken tercih ettiğimiz seçiciliği zorlamaktadır. Ülkemiz bağlamında, her düzeyden ve farklılıktan insanın kendini kattığı bir oluşum olarak dikkat çeken internet, çoğunlukla bir eğlence, fantezi ve haz makinesi olarak algılanmaktadır (Subaşı, 2001). 2. Bilgisayar Ortamında İletişimin Özellikleri a. Etkileşim Etkileşim, iletişim içerisindeki tarafların karşılıklı alışverişleri, tarafların bilgisayar ağları üzerinden gerçekleşen uzak ilişkisidir. Bir ilişkiyi, bir diyalog veya iletiyi niteleyen etkileşim, çift yönlü gerçekleşen bir süreçtir. Gelişen son dönem teknolojileri, büyük oranda bu yetinin etkin kullanılması amacına hizmet etmek üzere tasarlanmaktadır. Bilgisayarlar ile internet teknolojisi de buna en iyi örneği oluşturur (Baştan, 2009: 8-15). Etkileşim, iletişim ortamının değişken bir niteliğidir. Bir iletişim sürecinin herhangi bir üçüncü gönderiminin veya bir mesajın bir öncekileri etkilemesi olarak 14 nitelendirilmektedir. Etkileşimin hızı ve tepki zamanı etkileşimli iletişim sistemlerinin en önemli niteliğini oluşturmaktadır. Kullanıcılar, iletişim başlatma ve bitirmede, iletişim sürecini kesintiye uğratmada, ya da içeriği kesintiye uğratmada, değiştirmede özgürdür. Yine kullanıcılar iletiyi almada zamanını özgürce düzenleyebildiği gibi mesajı saklama, değiştirme olanaklarına da sahiptir (Timisi, 2003: 134). İnterneti geleneksel iletişim araçlarından ayıran en önemli özelliği iletişim sürecinde etkileşimin kendisini güçlü bir şekilde göstermesidir. Geleneksel iletişim ortamlarında iletişimde bulunan bireyler, iletişimi alan ve ya iletişime müdahalesi sınırlı olan konumundadır. İnternet üzerinde etkileşim, kullanıcısının iletişim sürecindeki egemenliğine vurgu yapmakta ve kullanıcısını iletişim sürecinin içerisinde aktif yer alan bir özne konumuna getirmektedir (Timisi, 2003: 132). İnternet tabanlı bilgisayar ortamlarında gerçekleştirilen etkileşimin, iletişimin en önemli unsurlarından biri olan yüz yüze iletişim modeline en yakın iletişim şekli olduğu yönünde bazı değerlendirmeler yapılmaktadır. İletişim esnasında iletinin karşılıklı taraflara gönderilme süre ve kapasitesi etkileşimin bir sonucudur. Bilgisayar ortamında kullanıcılar tarafından iletişimi başlatma ve bitirmede iletişim sürecinde kesintiye uğratmada ya da içeriği değiştirmede tamamen özgürdür (Gümüş, 2004: 57-58). b. Eş Zamanlı İletişim Eş zamanlı iletişim; iki ve ya daha fazla bireyin, aynı yerde olmalarına gerek duyulmaksızın, teknolojik araçların etkisi ile birbirleri ile aynı zaman diliminde iletişim kurma şekilleridir. Sosyal iletişimin kurulmasını sağlayan eş zamanlı iletişimi gerçekleştirmek için, sohbet odaları, telekonferans, video konferans gibi birbirinden farklı araç ve teknolojiler kullanılır (Aydın, 2010: 24-25). Eş zamanlı iletişimin en büyük özelliği de alıcı ve kaynak arasında o an gerçekleşiyor olmasıdır. Bu özelliği klavye ile yazılan mesajın hemen hemen aynı zaman diliminde karşıya iletilmesinin yanı sıra donanımın yeterliliği ve veri hattının kapasitesi de eş zamanlılık özelliğini etkilemektedir (Gümüş, 2004: 58). Kişisel 15 bilgisayarlarda yazılan mesajların aynı zaman diliminde diğer ekrana aktarılmasıyla metinler ararsında etkileşimli bir değişme gerçekleşirken kişiler arasında da etkileşimli iletişim meydana gelmektedir. İnternet kullanıcıları arasında eş zamanlı mesaj alışverişine olanak tanıyan sohbet odaları, internetin yüz yüze iletişim biçimine yakınlığını örnekleyen bir uygulama olarak değerlendirilmektedir (Timisi, 2003: 138). c. Eş Zamanlı Olmayan İletişim Kaynak ve alıcı arasında iletişim aynı anda gerçekleşmiyorsa ve mesaj kaynaktan çıktıktan sonra alıcıya ulaşmasına kadar belli bir zaman geçiyorsa bu iletişim tipi eş zamanlı olmayan iletişim olarak tanımlanmaktadır. Elektronik posta ve ya günlük yaşamda kullanılan şekli ile e-posta eş zamanlı olmayan iletişime örnek gösterilebilir (Gümüş, 2004: 58-59). Eş zamansız iletişimde kişiler istedikleri yerden istedikleri zaman iletişime geçebilirler. Eş zamansız ortamlarda birey konu üzerinde daha derin ve yoğun düşünme fırsatını bulabilir ve hazır olduğunda iletişime geçer. Böylece konu dışı tartışmalar daha az gerçekleştirilebildiği gibi kişi herhangi bir sorunun çözümünü daha kısa sürede ulaşabilir (Aydın, 2010: 26-27). Bu ortam yüz yüze bir araya gelmeleri mümkün olmayan farklı din, dil ve kültüre sahip bireyleri bir araya getirebildiği gibi yüz yüze ortamla karşılaştırıldığında demokratik tartışma olanaklarının daha etkili gerçekleştirilmesini sağlamaktadır. Anında mesajlaşma sistemleri bireylere listelerine kayıtlı kişiler arasında çevrimiçi olanları bildirmesi özelliği dolayısıyla metin temelli konuşmaları eşzamanlı iletme özelliğine sahiptir ve bu özelliği onu bilgisayar ortamındaki diğer iletişim araçlarından daha özgün kılmaktadır (Aydın, 2010: 25-26). 3. İletişimin İnternet Ortamına Taşınması İletişim teknolojilerinde meydana gelen gelişmeler, toplumsal iletişimde yeni bir kavramı da hayatımıza sokmuştur. Özellikle 1990’lı yılların başından itibaren kamusal kullanımı yaygınlaşan internet, sadece iletişim teknolojisi alanında bir yenilik olarak kalmamış, gerek akademik gerekse popüler ilginin merkezine 16 oturmuştur. Popüler ilgi ise aracın kullanımının yaygınlaşması ile artmış, kullanıcıların kişisel ihtiyaçlarına yanıt veren bir iletişim ortamı sunmasıyla önem kazanmıştır (Timisi, 2003: 121). Küresel bir iletişim aracı olan internet, özellikle 90’lı yıllardan sonra gelişme göstererek milyonlarca insanın kullandığı bir araç haline gelmiştir. Sahip olduğu özellikleri nedeniyle de sadece mesaj üreten bir iletişim aracı değil; birey-birey, birey-grup, grup-birey etkileşimine olanak tanıyan toplumsal iletişim aracı olma özelliği taşıyan (Güçdemir, 2010: 8-9) internet kullanıcılarının temel motivasyon kaynağı bilginin keşfedilmesi olarak görülmektedir (Timisi, 2003: 123). Resmi ve geleneksel iletişim teknolojilerinden ayrılan belli başlı yönü ile internetin sosyal hayata dâhil olması ile birlikte, merkezden dağılmayan, evlerinde birbirleriyle iletişim kurmak isteyen insanlar internet aracılığı ile iletişim kurmaya başlamışlardır. İnternetin evlerde kullanılmaya başlanmasının en önemli nedeni, iletişim için ağırlıklı olarak tercih edilmesidir. İnsanların aile ve arkadaşları ile olan sosyal etkileşimi, bu insanların ihtiyacını karşılamakla beraber çoğunlukla yakınlaşma duygularının karşılanmasına da yardımcı olmaktadır (İğrek, 2009: 48). Birçok bilgisayar sisteminin birbirine bağlanması sonucu, dünya çapında yaygınlaşan ve sürekli büyüyen bir iletişim ağı olan internet, kişiler arası iletişimi kolaylaştıran interaktif, bilgisayar tabanlı ağlar olmaları nedeniyle organizasyonlarda etkin iletişim kurmak için kullanılmaktadırlar (Tutar, Yılmaz ve Erdönmez, 2003: 176). Metin, ses, video, grafik, imaj gibi birden çok iletişim biçimlerinin bir araya getirilmesiyle oluşan internet iletişim süreci zaman ve mekân sınırı olmadan küresel bir iletişim aracı haline gelmiştir (Timisi, 2003: 124). İnternetin iletişim kurma biçimini yeniden şekillendirmesi noktasında, sosyal yaşamın da bu yeni iletişim teknolojisi ile oldukça değişim yaşadığı bilinmektedir. Bilgi ve iletişim teknolojileri yeni tip toplulukların ve iletişim uygulamalarının doğmasına neden olmuştur. İnsanlar internette bilgi alışverişi yapmakta, münakaşa etmekte, tartışmakta, dertleşmekte ve hatta birbirlerine destek vermektedirler. Böylece kişiler arası iletişim internet kavramı ile bilgisayar ortamına taşınarak farklı bir boyut kazanmıştır (İğrek, 2009: 46-47). 17 Toplumsal hayat için hayati önem taşıyan iletişimin yeni tüketim ortamları ile yeni bir eğlence alanı yaratması, bireylerin iletişim biçimini de değişime uğratmaya başlamıştır. İnternetle birlikte insanların birbirlerini anlama ve sorunlarını anlatabilme biçimleri değişmiştir. Sanal ortamda bedensiz yeni kimlikler ile sosyalleşme süreci de yeni bir boyut kazanmıştır (Güçdemir, 2010: 105). 4. Sanal İletişim ve Online Toplumun Doğuşu 21. yy.da artık internetin de gelişimiyle ortaya çıkan ve görülmeyen, hissedilmeyen, bir araya sadece net ortamında gelinebilen sanal cemaatler; kişisel ilişkiler ağının yaratılması için yeterli sayıda insanın bir araya gelmesi ile oluşan sosyal birlikteliklerdir. Yazılı kültürün gelişimiyle bu sosyal birliktelikler, insanları kendi sınırları içerisine çekerek sadece kendi hayali cemaatlerini üretmekle sınırlı kalmayıp, kültürel belleğini de yeniden düzenleyerek, yeni bir gücü temsil etmeye başlamıştır (Tozal, 2013: 3). İnternet yeni zamanların en etkili iletişim aracıdır. Bu bağlamda ortaya çıkan sorunların toplumsal süreçlerden bağımsız olarak işlediğini düşünmek imkânsızdır. Mevcut insan sayısı kadar fikrin, aracısız bir şekilde yer aldığı bir alan haline geldiği internet ortamında toplumsal talep, denge ve gerginlikleri de içinde barındırmaktadır. Ayrıca internetin yarattığı dönüşümlerden biri de, hayatın sadece maddi yapılarını değil, daha temelde yaşantının bizzat kendisini de değiştirmiş olmasıdır (Subaşı, 2001). İnternet ile ortaya çıkan etkileşimli iletişim süreci sayısal ortamda gerçekleştirilmekte ve sanal iletişim olarak tanımlanmaktadır. Sanal iletişim çerçevesinde bireyler ve toplumlar arasında yakınlaşma ve ortak bilgiler oluşturma ile de aynı zamanda sanal bir kültür yaratılmaktadır. Yani internet kullanıcıları, farklı yaşam koşullarında zaman ve mekândan bağımsız olarak farklı kültürde yaşayan bireylerle yakınlaşmakta ve bu süreçte de bir nevi kültürel değişim de meydana getirilmektedir (Çakır ve Topçu, 2005: 76). Kişileri sadece bir arada tutmakla kalmayan online toplum ve topluluklar, kişilerin kendi görüş-alışverişleri sonucu oluşturdukları kararları gerçek hayatta 18 uygulamalarını sağlayacak bir ortam da yaratmaktadır. Kişilerarası bir birliktelik, bütünlük oluşturarak kurulan gruplara katılma olanağı sunmaktadır. Sosyal açıdan toplumda ön plana çıkamayan, çekinen biri, online toplumda bu yönünü göstermeksizin aktif olarak görüntü ve çerçevesi çizebilir, grupları yönetebilir, asosyalliğini belirtmeksizin farklı alanlarda farklı konumlarda bulunabilir (Tozal,2013: 3-4). Kullanıcının yeni bir kimlik oluşturarak gerçek benliğinden kurtulması ve yeni bir kimlik yaratması ile yapay bir alan içinde faaliyet göstermektedir. Bu yüzden sanal ortamlar soyut varlıklar olarak tanımlanmaktadır. Sanal ortamlarda yaratılan sanal gerçeklik ile temelde insanlara kendilerini asla bulunmadıkları bir ortamda bulunmuş hissi yaratılır. Yapay gerçeklikte kullanıcıların duyuları bilgisayar modellerinden kaynaklanan yüksek çözünürlüklü görüntü ve ya seslerle uyarılmaktadır. Yani hareketli görüntü ve sesin etkisi ile görüş alanının kullanıcı ile birlikte hareket ettiği izlenimini verilmektedir (Baştan, 2009: 52-53). Bilgisayar toplumlarında yaratılan sanal kimlikler ile kullanıcıların cinsiyetleri, görünüşleri, cinsel kimlikleri ile ilgili özellikleri nasıl değiştirdikleri, dönüştürdükleri, aynı zamanda niye birçok kimlik yarattıklarına yönelik birçok araştırma yapılmıştır. Sanal iletişim ile insanlar takma adlar kullanarak gerçek kimliklerinden kaçabilirler. İnternet teknolojisinin açtığı sanal dünya, fiziksel dünyanın bedensel, mekânsal ve zamansal sınırlarından bağımsız bir alan kurgusu üzerine inşa etme olanağını yakalayan kişilerin özgürlük adı altında başka kimliklere büründüğü bilinmektedir (Denizci, 2008: 28-30). Sanal iletişim her geçen gün hayatımızda daha fazla yer kaplarken, insanların büyük bir çoğunluğunun aynı evin içinde bile cep telefonu ya da bilgisayarlar aracılığı ile iletişim kurdukları dikkati çekmektedir (Doğan, 2013: 3). Bu şekilde sanal ortamlarda yapılan iletişim türlerinin bireyleri yüz yüze iletişim olanağından yoksun bıraktığı ve özellikle çekingen bireyler için cezbedici olan sanal sohbet alanlarının kendi çevrelerinde arkadaşlık girişiminde bulunmalarını engellediği sosyal kavramının anlamını yitirmeye başladığı düşünülmektedir (Özer, 2011: 52-53). 19 a. Sanal Ortamlarda Kişilerarası İletişim Kişilerarası iletişimin gelişimine baktığımızda sırasıyla telgraf, telefon, radyo ve televizyondan sonra en gelişmiş teknolojik alet olarak karşımıza internet çıkmaktadır. Dünya üzerinde bir milyardan fazla kullanıcısı olduğu tahmin edilen internetin, kullanıcılar arasında etkileşime olanak tanıması, katılımcıların kendilerini yeniden tanımlayabilmeleri ve sosyal ilişkide bulabilmeleri gibi özelliklere sahip olması ile kullanıcılar tarafından toplumsal bir mekân olarak görülmektedir (Güçdemir, 2010: 44- 47). 90’lı yılların başında internetin evlerde kullanılmaya başlanması ile kişiler arası iletişim yeni bir boyut kazanarak sayısal alana taşınmaya başlamıştır. Resmi ve geleneksel iletişim teknolojilerinden ayrılan özelliği ile interneti evlerinde kullanmaya başlayan bireyler, birbirleriyle iletişim kurmak için yeni bir araçtan yararlanmaya başlamışlardır. İnternetin evlerde kullanılmaya başlanmasının en önemli nedeni, iletişim için tercih edilmiş olmasıdır (İğrek, 2009: 47). İnternetin insan psikolojisi ve sosyal hayata etkileri konusunda yapılan pek çok araştırmaya göre internet iletişiminin yüz yüze iletişime oranla sosyal etkileşimi olumsuz yönde etkileyerek zayıflattığı tespit edilmiştir. İnternet sayesinde oluşturulan sanal iletişim çerçevesinde bireyler ve toplumlar arasındaki etkileşim ile yeni iletişim sembolleri, kullanım kalıpları ve kodları ile iletişim yapısı ve işleyişinde önemli değişiklikler meydana gelmiştir (Güçdemir, 2010: 45-46). b. Sanal Cemaatler Sanal cemaatler, sosyal hayat ile yeni iletişim teknolojilerinin buluşmasının doğal bir sonucu olarak bilgisayar ağları üzerinde ortaya çıkmıştır. İnternetin hayatımıza girmesi ile birlikte bireyler günün büyük bir bölümünü bu kitle iletişim aracına ayırır konumuna gelmiştir. İnternet kullanıcılarının birbirleriyle bu ağlar aracılığıyla iletişime geçmesi sonucu; daha önce farklı bilgisayarları birbirine bağlayan ağlar, böylece aynı düşünce ve inanca sahip insanları bu sanal alanlarda bir araya getirmeye başlamıştır (Haberli, 2012: 122-125). Her yaştan, her kesimden, her ülkeden farklı niteliklere sahip katılımcılar oluşan bu sanal cemaatin bir üyesi 20 olabilmektedir. İnternet aracılığıyla yeni elektronik ortamlar yaratan sanal cemaatler bilgisayar teknolojilerinin bir aynası olarak gündeme gelmektedirler (Kırık, 2014: 340). Sanal cemaatlerin mekânı siberuzay olarak tabir edilmektedir. Sanal cemaatlerle insanlar espri, bilimsel tartışma, ticaret ve plan yapar; beyin fırtınası yaratır, duygusal ilişkileri paylaşır, aşık olur, arkadaş bulur yada bunları kaybeder; ancak her şey onun belli bir doyuma ulaşması içindir. Taraftarları olduğu kadar aynı zamanda eleştirilen sanal cemaatler için, yabancılaşmayı arttırdığı, toplumsal ilişkileri zayıflattığı ve insanın son derece değerli olan zamanını çaldığı düşüncesi de yaygındır (Bozkurt, 2003: 7-8). c. Toplumsal Paylaşım Ağlarında Kişilerarası İletişim İnternet kullanıcılarının ortak bir ilgi veya ilişki içerisinde gruplanmasını sağlayan toplumsal paylaşım ağlarıdır. Farklı ilgi, amaç ve istekler doğrultusunda bir araya gelen gruplar genel olarak arkadaşlık, eğlence, magazin ve gündem konusunda fikir paylaşımı ya da alışveriş yapmak için üye olmaktadırlar (Güçdemir, 2010: 52-53). Sanal ya da online topluluklarda ortak bir ilgiyle bağlı, internet teknolojilerini kullanarak iletişim sağlayan, coğrafi olarak ayrı bireylerin beraberliği ifade edilmektedir. Sanal topluluklarda insanlar diğer insanlarla bağlantı kurdukları bir bağlılık ortamı sağlarlar. Burada önemli olan bireylerin ne paylaştıklarından öte sanal bir ortamda bir araya gelmeleridir (Akar,2010: 109). Sosyal paylaşım ağları, kişilerin internet üzerinden iletişimlerini geliştirdikleri ve yaygın olarak kullanmaya başladıkları internet siteleridir. Kişiler, kendilerine yeni bir profil yaratarak kişisel bilgilerini sanal ortamda sosyal ağlar aracılığı ile sunarlar. Pek çok amaçla kullanılan bu ağlar, gündelik hayatında iletişim sorunu yaşayan ve yalnızlık çeken kişileri sosyal paylaşım ağlarında bir araya getirerek yeni arkadaşlar edinmesini amaçlarken, çoğu kullanıcı ise daha önceden tanıdığı arkadaşları ile sanal ortamda iletişime geçerek paylaşımlarda bulunmaktadır (Kaya,2011: 62-64). 21 Sosyal paylaşım ağları, bireyin oluşturduğu profil ile kişinin ününü ve statüsünü arttırma aracı olduğu gibi, bu ağların diğerlerinin bağlantılarını gözlemleyebilme ve birbirine mesaj bırakabilme özellikleri ile de ilişkilerinin durumunu da gösteren bir araçtır. Bazı siteler, farklı kitlelere hitap ederken, bazıları da ortak bir dile dayalı veya ırksal, cinsel, dinsel ya da milliyet temelli kimlikleri paylaşan bireyleri çekmektedir. Çoklu paylaşıma imkân vermesi bu sitelerin en önemli özelliklerinden birisidir (Okur, 2012: 89-91). 5. Sanal Sosyalleşme Günümüz yaşam koşulları içinde bireylerin yoğun iş temposu, bir yerlere yetişme mücadelesi onları sosyal hayatta uzaklaştırmaktadır. Birbirlerine ayıracak zamanı bulamayan ve yeni arkadaşlıklar kurma fırsatı olmayan birey bu noktada çağın en büyük gelişimi olan internete yönelmektedir. Pek çok kişi bu sayede hayatını değiştirmekte, yalnızlıktan kurtulup sosyalleşmektedir (Çakır ve Topçu, 2005: 92). İnternet ortamlarında bir araya gelenler, tesadüflerin ya da zorunlu karşılaşmaların sonucu olarak değil, ilgi alanları nedeniyle ve seçim yaparak sosyalleşmeyi gerçekleştirmektedirler. Bireyin toplumun bir üyesi, bir parçası olarak değerlendirildiği sosyalleşme kavramının, bilgisayar ve internet aracılığı ile sanal dünyaya taşındığı gözlenmektedir (Ergenç, 2011: 71-72). Sanal toplum, sanal gerçeklik dünyasında üretilmektedir. Sanal ortamlar, sosyal gerçekliğin koşullarına alternatif yeni sosyalleşme alanları oluştururlar. Sanal dünyanın insanını en mutlu kılan önemli özelliklerinden biri de katılımcıların, kendi seçtikleri insanlarla ve gruplarla sosyalleşme fırsatını elde etmeleridir. İnternet ortamlarında bir araya gelenler, tesadüfen ya da zorunlu karşılaşmaların sonucu olarak değil, ilgi alanları nedeniyle ve seçim yaparak sosyalleşmeyi gerçekleştirmektedirler (Kaya, 2011: 33). Dünyanın neredeyse her bölgesinde, her kesimden milyonlarca insan sanal olarak ifade edilen dünyanın büyüsüne kendisini kaptırmış durumdadır. Yapılan araştırmalar sonucunda internet bağımlılarının %60’ı sanal olarak adlandırılan 22 dünyada flört etmekten keyif aldığı ortaya konmuştur (Çakır ve Topçu, 2005: 92). Sanal alanda kişilerin kendilerini çok daha rahat ifade ettikleri, toplum baskısından uzak oldukları, günlük hayatlarında dile getiremediklerini bu alanda ifade edebilme özgürlüğünü rahatça bulabildikleri ifade edilmektedir. Sonuç olarak kişilerin bu alanlarda bulunma nedenleri olarak rahat iletişim kurmak ve yalnızlık duygusunu gidermek olduğu düşünülmektedir (Özdemir, 2006: 120). a. Sanal Sosyalleşme Nedenleri Bireylerin, internet ortamında zaman geçirmesinin pek çok sebebi bulunmaktadır. Bunlar arasında boş zamanı doldurma isteği, eğlenme ihtiyacını karşılamak, bilgi edinmek, araştırma yapmak, fikir alışverişinde bulunmak, yeni şeyler öğrenmek, bilgisayar programları indirmek, bilgisayar oyunları oynamak gibi nedenler sıralanmaktadır (Katıtaş,2014). Kişisel, kişilerarası ve toplumsal amaçlar kapsamında kullanılan internet iletişimine dayalı sanal ortamlar, kişinin ilgi alanlarına yönelik meraklarını gidermede, aynı ilgiyi paylaşan kişilerle iletişim kurmada, dostluk arkadaşlık geliştirmede önemli bir rol üstlenmektedir. Yine çevresel değişimlerin adaptasyonunda etkili biçimde kullanılacak bir olanak sunmaktadır (Koçak, Terkan,2010: 68). Belirlenen ihtiyaçlar giderildikten sonra bile, kişilerin siber alandaki aktif arayışının devam ettiği gözlenmiştir. Bunun nedeni ise, fiziksel herhangi bir eylemde bulunmaksızın, sadece göz ve parmaklar vasıtasıyla bir iletişim ortamına, pratik bir şekilde dâhil olabilme ve istenilen zamanda, istenilen biçimde bulunulan platformdan ayrılabilme özgürlüğüdür. Böylece bireyler, zaman kavramını yitirerek ve reel hayattan soyutlanarak, sanal bir ortamda kendisi gibi insanlarla sosyal bir ilişki içine girip, sanal cemaatleşme yoluna doğru gitmektedirler (Katıtaş, 2014). b. Sanal Sosyalleşmenin Avantajları Diğer insanlar üzerinde bir izlenim yaratma veya sosyal ortamlarda oluşturulan izlenimi belirleme arzusu temel insani bir özellik olarak değerlendirilmekte ve bu özellik internet ortamında da değişmemektedir. Kimlik 23 deneyleri ile kişi, gerçek hayatta denenmesi neredeyse imkânsız olan alternatif kimlikleri denemiş olmakla birlikte istediği zaman ortadan kaybolma olasılığını da kullanabilmektedir (Özdemir, 2006: 61-62). Diğer taraftan, bireyler arası iletişimin ücretsiz olarak ya da çok düşük bir maliyetle sağlanıyor olması, sanal sosyalleşme alanında, bireylerin fazlasıyla yararlanmasına olanak tanımaktadır. Daha kısa sürede, daha verimli iletişim; gerçek mekânda şekillenmiş ilişkileri sanal ortamda sürekli hale getirebilme avantajı, yurtiçindeki ve yurtdışındaki kişilere ulaşımdaki kolaylık gibi öğeler, sanal sosyalleşmenin insan hayatına girmesine ve hatta vazgeçilmez bir şekilde yer edinerek, söz konusu sistemler içinde hayatımızda yer almasına neden olmuştur (Katıtaş,2014). c. Sanal Sosyalleşmenin Dezavantajları İnternet ortamında çeşitli nedenlerle geçirilen zaman dilimi kontrolsüz bir biçimde artmakta, yerini kolaylıkla internet bağımlılığına bırakmaktadır. Bunun getirisi olan fiziksel ve ruhsal rahatsızlıklar, tahmin edilenden çok daha ciddi boyutlara ulaşmış, ancak giderek artan sanal sosyalleşme furyasının önüne geçebilecek kadar etki dalgası uyandıramamıştır (Kattıtaş,2014). Sanal sosyalleşmeye alışan insanların gerçek sosyal ilişkilerinden ve yüz yüze iletişimden uzak kalmaları çeşitli biyolojik etkiler yaratabilmektedir. Bunun yanında birtakım sağlık sorunlarının oluşumuna da neden olduğu belirlenmiştir. Günümüzde doyum sağlamak için internet başında geçirilen sürenin giderek artması ile birlikte baş gösteren ve ‘onlinekolizm’ olarak tanımlanan internet bağımlılığı hastalığından bahsedilmektedir. Bu hastalığın, her yaşta ve cinsiyette görünen bir rahatsızlık olmasına rağmen diğer bağımlılıklara göre daha erken yaşlarda başladığı ve toplumda görülme olasılığının %1.8 olduğu tespit edilmiştir. İnternete ulaşamadığında yorgun ve depresif hissedilmesi, önemli bir ilişkiyi, mesleki, eğitimsel veya kariyeri ilgilendiren durumu riske atacak derecede internete zaman ayırmak, gündelik sorunlardan veya istenmeyen duygu durumdan kaçmak için internette geçirilen sürenin artması bu duruma yol açan etmenler arasında gösterilmektedir (http://www.ruhikizi.com). 24 Bunun yanı sıra bilgisayar önünde oturarak sosyalleşmenin fizyolojik rahatsızlıkların oluşmasına da neden olabileceği; genlerin çalışma biçimini değiştirebileceği, bağışıklık sisteminin tepkilerini etkileyebileceği, hormon seviyelerini değiştirebileceği, damar sisteminin fonksiyonlarını bozabileceği ve kişinin ruh halinin bozulabilmesi gibi durumların oluşabileceği uzmanlar tarafından dile getirilmektedir (Kattıtaş, 2014). Birinci bölümde, iletişim sürecine etki eden teknolojilerin bilgisayarlar ve internet aracılığı ile online toplulukların doğumunda nasıl bir rol üstlendiği konusu ele alınmıştır. Sanal ortamlarda kurulan kişilerarası iletişim ilişkileri ve özelliklerinin anlatılması ile birinci bölüm sonlandırılmıştır. İletişim alanlarının değişmesi sonucu meydana gelen toplumsal değişmelerin evlilik olgusu üzerinde yapmış olduğu değişim ve evlilik siteleri konusu ikinci bölümde anlatılacaktır. 25 İKİNCİ BÖLÜM I. MODERNLEŞME ve TOPLUMSAL DEĞİŞİMLERLE EVLİLİKLERİN YENİ SUNUMU A.‘Küresel Köy’ Kavramı Marshal McLuhan’a göre dünya kitle iletişim araçlarının gelişimine paralel olarak küresel büyüklükte bir köye dönüşmüştür. Bunun sonucunda dünyanın her tarafının görüntülerle ve ya mesajlarla kaplandığı, nasıl köylerde herkes her şeyden haberdar ise gelişen teknoloji ile birlikte zaman ve mekân farkları ortadan kalkarak herkes birbirinden haberdar olur hale gelmiştir (Yaylagül, 2013: 70-71). İçinde bulunduğumuz elektronik çağda mekânsal sınırlar arasındaki saydamlaşma sonucu Marshall McLucan’ın deyimiyle “küresel köy” haline gelen dünyamızda toplumsal ilişkiler ve insan ilişkileri sınır tanımaz boyutlara ulaşmıştır. Yaşanan teknolojik gelişmeler dünyanın herhangi bir yerinde olan bir olaydan haberdar olmamamız ihtimalini ortadan kaldırmıştır. Gelişen iletişim teknolojileri, ekonomik, siyasal ve toplumsal alanlarda sınırları ortadan kaldırmıştır. Farklı bölgelerde yaşayan insanların, toplumların ve devletlerarası ilişkilerin karşılıklı olarak daha çok iletişim ve etkileşim içinde olması gelişen teknolojinin bir ürünü olarak değerlendirilmektedir (Derdiyok, 2014). McLuhan’a göre insanın kaderini belirleyen insanın kendisi değil, uzantısı olan teknolojidir. Denilebilir ki toplumlar iletişimin içeriğinden çok, iletişimde bulundukları araçlar tarafından biçimlendirilirler (Kaya,2011: 44). Internet sayesinde sınırlar ortadan kalkması ve bilginin özgürce paylaşıldığı yeni toplum ortaya çıkması ile sanal ortamın dünyanın dört bir yanından milyonlarca kullanıcıyı coğrafi uzaklıkları yok sayan bir şekilde bir araya getirmesi sonucu küresel bir köyün meydana geldiği söylenmektedir. Küresel köy denmesinin nedeni kullanıcıların bu ortamda mesafeleri tanımaksızın bir aradaymışçasına bulunmalarıdır. Bu evrensel köyün sakinleri incelendiğinde yepyeni bir insan yapısının oluşmaya başladığı da 26 görülmektedir. Bunun nedeni, sanal dünyanın kendi kültürünü, dilini ve ahlakını oluşturması ve milyonlarca insanın fiziksel mekândan bağımsız sanal bir iletişimi, ticaret, bilgi, eğlence ve paylaşım amaçlı kullanmasıdır (Denizci,2009: 48). B. Kullanımlar ve Doyumlar Kuramı Kapsamında İnternet İletişimi Kullanımlar ve Doyumlar yaklaşımı, kişilerin bilinçli ve gönüllü olarak kendi ihtiyaçları, istekleri doğrultusunda medya içeriklerini aramaları, bulmaları ve kullanmaları kapasiteleri üzerinde durmaktadır. Toplum halinde yaşayan insanların toplumsal ve psikolojik kökenli ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçlar kapsamında medyadan ve ya diğer kaynaklardan ihtiyaçlarını gidermek için birtakım beklentiler içine girmekte ve ortak kültürel kodlar çerçevesinde bunları anlamlandırmaktadırlar (Yaylagül,2013: 71-73). İletişim araçlarının farklı şekillerde ve farklı nedenlerle kullanılması bireysel ve toplumsal yapıları etkilemektedir. Kullanımlar ve doyumlar yaklaşımında kişilerin toplumsal ve bireysel gereksinimleri vardır ve iletişim araçlarını bu gereksinimleri gidermek için kullanırlar. Elde edilen doyumlar bu kullanım sonu kazanılmaktadır (Erdoğan, Alemdar, 1990: 109-110). Kullanımlar ve doyumlar araştırmasının iletişim araştırmaları içinde tarihsel gelişimine bakıldığında, 1940’lı yılları işaret eden çalışmalar yapıldığı görülmektedir. Herta Horzog, iddialı kitle iletişim araştırmaları programının parçası olarak, radyo dinleyicilerinin diziler ve yarışma programlarının içeriklerinden hangi doyumları sağlamaya çalıştıklarını ortaya çıkartmayı hedeflemiştir. 1974 yılında, Kitle İletişim Kullanımı başlığı ile yayınlanan makalenin ardından bu model tam anlamıyla kitle iletişim araştırmalarında kullanılmaya başlanmıştır (Koçak, Terkan,2010: 37-38). Kullanımlar ve doyumlar yaklaşımının ana maddeleri olarak; İnsanların, ihtiyaçlarını karşılamak için kitle iletişim araçlarını nasıl kullandıkları sorusuna cevap bulmak insanların kitle iletişim araçlarını kullanımlarında altta yatan güdüleri keşfetmek ve bireysel kitle iletişim aracı kullanımının olumlu ve olumsuz sonuçlarının belirlenmesi olarak değerlendirilmektedir (Özçetin,2010: 15-16). Yaklaşımın temel 27 amacı, kişilerin ihtiyaçlarını karşılamak için medyayı nasıl kullandıklarını açıklamak, medya davranışını yönlendiren motivasyonları anlamak, bu ihtiyaçlar, motivasyonlar ve davranışların sonuçlarını ya da işlevlerini tanımlanmasıdır. Kişilere geniş içerikler sunan ve bunu da süreklilik haline gelmesi ile kişilerin niçin farklı medya ortamlarını kullandıklarını anlamak için kullanımlar ve doyumlar yaklaşımının en uygun araçlardan biri olduğu sosyal ağ sitelerinin ise bu yaklaşım çerçevesinde araştırıldığı görülmektedir (Biçer, 2014: 59-60). Bu model iletişim araçlarının kullanışını gereksinim doyumu ve gereksinim süreci olarak görmektedir. Ayrıca izleyicileri aktif, akılcı, etkiye karşı direnen ve isteklerine göre seçim yapan bireyler olarak kabul etmektedir (Erdoğan, Alemdar, 1990: 109). Bu yaklaşıma göre izleyicinin, en azından gönderici kadar etkili olduğunu varsaymakta ve iletinin göndericinin oluşmasını istediği şey değil, izleyicinin verdiği anlam olduğunu da belirtmektedir. Bu açıdan bir doyum söz konusudur ve buna bağlı olarak bir kullanım ortaya çıkmaktadır. İzleyici olgusunu daha fazla göz önünde bulunduran bu yaklaşım, diğer iletişim kuramlarına oranla çok daha olumlu, psikolojik ve toplumsal olarak tanımlanması zorunlu bir izleyici imgesi sunmaktadır (Akçay,2011: 139-140). Kitle iletişim araçlarının kullanılmasından elde edilen doyum, bireyler tarafından psikolojik etkiler olarak değerlendirilmektedir. Çünkü bir iletişim aracının sahip olduğu karakteristik içerik ve tipik özellikleri izler kitlenin doyumunu da etkilemektedir. İzleyicinin ihtiyaçlarını karşılamak için kitle iletişim araçlarını nasıl kullandığı incelenmektedir (Koçak, Terkan,2010: 40-41). Modernleşme devresinde kitle iletişim araçları, toplumsal gerçeklerin yeniden kurulmasında önemli bir etken oluşturmaktadır. Bu da geleneksel alışkanlıklar, değerler ve dünya görüşünden ayrılmaya başlayıp modern şekli almaları sırasında yükselen belirsizliklerden dolayı gerçekleşmektedir. Modernleşme sürecini kontrol eden ve sunan kitle iletişim araçları, belirsizliği halkın nasıl çözeceğini de kontrol etmektedir (Erdoğan, Alemdar, 1990: 118-119). Kitle iletişim araçları kullanımından elde edilen doyumlar ve motivasyonlar, kişisel güvensizliği azaltmak, toplum ve dünya hakkında bilgilenmek, kendi 28 değerlerine destek bulmak, kişinin kendi yaşamına anlam katması, sosyal temas için temel edinmek, kendini başkalarıyla bağlantılı hissetmek, problem ve dertlerden kaçmak, hayali bir dünyaya giriş yapmak, zaman doldurmak, duygusal rahatlama yaşamak, günlük rutin hayata bir yapı kazandırmak olarak değerlendirilmiştir (Koçak, Terkan, 2010: 44). Kullanımlar ve doyumlar üzerine Türkiye’de ve dünyada yapılmış araştırmalarda, kişilerin medya içeriklerini izleyerek ve takip ederek elde ettikleri doyumlar eğlence, bilgilenme, boş zaman geçirme, rahatlama, stresten uzaklaşma ve sosyalleşme gibi başlıklar altında toplanmaktadır (Akçay,2011: 142). C. Modernleşme Kuramı ve Yeniliklerin Yayılması Modeli Modernleşme süreci en basit anlamıyla, çağdaş biçimlerin eski biçimlerin yerini alması olarak değerlendirilir ve toplumsal yapının ve toplumsal sürecin soyut niteliklerini ifade etmektedir. Geleneksellik ile çağcılık arasında bir geçişi gösteren modernleşme, evrensel bir toplumsal çözümleyici; bir toplumu değiştirmek için bilinçli uygulanan bir seri plan ve politikalar bütünüdür (Oskay,1996: 88-90). Stanford Üniversitesi profesörü Everett Rogers tarafından ortaya atılan yeniliklerin yayılması modeli kökeni antropolojiden başlayarak Alman, Avustralya ve İngiliz yayılmacılığı görüşüne kadar gider. Bu aydınlar o zaman toplumlardaki değişikliklerin diğer ülkelerden gelen icatlardan olduğunu iddia etmektedirler (Erdoğan, Korkmaz,2005: 390). Modernlik ve modernleşmeye yönelik çeşitli yaklaşımlar, farklı toplum kuramlarının oluşmasını sağlamıştır. Modernleşme sürecinin etkileriyle, düşünce hayatımızı da şekillendiren birbirinden farklı modernlik algılamalarının ortaya çıkması, modernleşme sürecinin siyasî ve sosyal şartların yanında hâkim ideolojilerin toplumsal etkisinin de değerlendirilmeye alınmasını sağlamıştır (Baran,2013: 55). Yenilik kavramı, kendisini benimseyen kişi veya birim tarafından yeni olarak algılanan bir fikir, pratik veya nesne olarak tabir edilmektedir. Yayılma ise bu sosyal sistemin üyeleri arasında yeniliğin zaman içinde belli kanallardan iletildiği süreci ifade eder (Erdoğan, Korkmaz,2005: 391-392). 29 Kitle üretim endüstrilerinin ürettiği kitle tüketim araçlarının ve ürünlerinin pazarlanması, benimsetilmesi ve yaygınlaştırılması amacı taşıyan (Erdoğan, Korkmaz,2005: 385),modernleşme kuramı, İkinci Dünya Savaşı sonrasında özellikle Amerikan sosyal bilimciler tarafından ortaya atılmış ve Batının model alınarak tüm dünya toplumlarının modernleşebileceğini söyleyen bir yaklaşımdır. Her ne kadar yeniliklerin yayılması teorisinin temelinde aşağıda kalan sınıfın kendisinden üst bir medeniyeti kopya etmesi, maymunca taklit etmesi görüşünün yattığı savunulsa da (Erdoğan, Korkmaz, 2005: 384), toplumların gelenekten modernliğe doğru evrensel bir sürece tabii oldukları takdirde gelişebilecekleri, bunu elde edebilmeleri için de kültürel ve toplumsal bir değişim sürecine ihtiyaç duydukları belirtilmektedir (Altun, 2002: 26-27). D. Modernleşme Modernlik kelimesi ekonomik, politik ve kültürel değişimdeki süreci ifade eden yeni tipte bir toplumun ortaya çıkması olarak ifade edilmektedir. On yedi ve on sekizinci yüzyıllarda Batı Avrupa’da yaşanmaya başlayan modernleşme hareketleri daha sonrasında Batı dışı dünyaya yayılan, dayatılan bir toplum biçimine dönüşmüştür. Köklü dönüşümleri bünyesinde barındıran modernleşme hareketi kendisinin dışında olanı gelenek olarak kurgular ve ona karşı üstün olduğu görüşünü benimsetir (Altun, 2002: 22). Geri kalmış bir medeniyetin kendinden ileri seviyedeki bir medeniyete erişebilmek için gösterdiği çabaların ortak adı olarak kabul edilen modernleşme olgusu, kendiliğinden veya dış etkenlerin zorlamasıyla ortaya çıkan geniş kapsamlı bir toplumsal değişme süreci olarak kabul edilmektedir. Bu süreçte karşılaşılan sorunların tespiti ve çözümü, büyük oranda modernleşme olgusunun nasıl anlaşıldığına ve bu olguya bağlı kavramların nasıl tanımlandığına göre değişmektedir (Baran,2013: 5558). Geleneksel yaşam biçiminin ortadan kaldırılması ve onun yerine modern bir yaşam biçiminin kurulması modernleşmenin özünü oluştursa da, yeni bir yaşam biçimi kurulurken geçmişe ait olan her şeyin parçalanıp yok olması yeni sıkıntıları da beraberinde getirmektedir (S. Suğur, N. Suğur, t.y: 27). 30 Modernleşeme kavramında meydana gelen değişme teknolojik, ekonomik, politik olduğu kadar entelektüeldir. Eski kurumlar çözülür ve ya biçimlerini tümüyle değiştirirler. İnsanın çevresi ve arkadaşlarıyla ilişkileri her nesille birlikte başkalaşır. Eğilimler, adet ve gelenekler, inançlar, deneyimler birbirlerini izleyen süreklilikle toplumsal yapıya yansırlar. İletişimde, eğitimde, üretim ve tüketim alışkanlıklarında, sanatta, yönetimde, bireysel davranışlarda ve özellikle de aile yaşamında değişiklikler ve yenilikler görülmektedir (Oskay,1996: 87). Modernleşme sürecinde düşünce hayatını da şekillendiren birbirinden farklı modernlik algılamalarının ortaya çıkmasında modernleşme kavramının her dönemin koşullarından etkilenmesi gösterilmektedir (Baran,2013:55). Kimi zaman modernleşme projesini yürütenler, modernleşmenin araçlarını amaç haline getirmekte ve modernleşmeyi gerçekleştirebilmek için baskı ve zor kullanmayı bir yol olarak seçebilmektedirler (S. Suğur, N. Suğur, t.y: 27). Bu anlamda modernleşme bir yönüyle yapıcı olurken diğer yönü ile yıkıcı bir akım oluşturmaktadır. Oysa geleneksel değerler ile yeni değerlerin çok iyi bir bileşiminin sağlanması gerekmektedir. Modernleşme projesinin bu anlamda çok başarılı olduğunu söyleyemeyiz (Baran,2013: 55-58) Kısacası modernleşme, süreç anlamında Batılı modernleşmeyi örnek alma, örnek gösterme çabası olarak gösterilmektedir. Çünkü hâkim görüşe göre modernlik denilen anlayış, Batı’da doğmuştur ve Batı’ya has bir medeniyet anlayışı içerisindedir (Baran 2013: 68). E. Kültürel Yapı Kaynağını insandan alan kültür, insanların günlük yaşamında kullandığı ortak özellik, insanların taşıdığı temel varsayımlar, değerler ve normlar olarak değerlendirilmektedir. Kültür, sadece insana özgü olandır; mutlaka ve kesinlikle insanın nesnel gerçekliği ile tanımlı ve sınırlı bir alan oluşturmaktadır (Çakır,2010: 76). İnsanın üretken ve tarihsel yaşamının her yeni dönemi için temel oluşturan ve toplumsal örgütlenme ile ortaya konan kültür; insanların nesnel bir gerçeğidir ve idealler, değerler veya yaşam kaidelerini bütünlemektedir (Erdoğan, Alemdar, 2005: 216-217). 31 Başkalarıyla ilişki kurmadan toplumların kendisini tanıması olanaksızdır. Bu noktada sembolik davranışın, biçimlenmiş dilin, teknik alandaki bulucu gücü ve cemaatler arasındaki alış verişin fenomeni olarak kültür, insanın evrim tarihine gecikmeli katılmıştır. İnsan doğasının belli bir bölümünü kapsayan kültürel faktörler, bugün de insanın düşünce sistemini ve eylemlerini yönlendirmektedir. Bu yüzden kültürler de insanların kendine özgü sahip oldukları kimliklerin kaynakları olarak görülmektedir (Adanauer, 2001: 2-3). Kültürel değişim beraberinde sosyal yaşamı etkileyerek, toplumda kabul görmüş değer yargılarını ve bunların benimsenişi zaman içerisinde çağın ihtiyaçlarına göre değiştirmektedir. Bu bağlamda modernizmin öncüsü kabul edilen Batı, kendi toplumunun yaşam tarzını diğer toplumlar üzerinde etkinleştirerek kültürel yapılarına etki etmektedir (Süleymanov, 2010: 209-210). İçinde bulunduğu toplumun kültür ve zihniyet yapısı kişinin bütün davranış ve tutumlarında ortaya çıkmaktadır. Eş seçmek ve aile kurmak isteyen kişinin o zamana kadar ulaşmış olduğu, zihniyet yapısına göre kişisel davranış ve tutumları da farklılaşacaktır. Kişinin karşısındaki eş adayı da kişisel farklılıklarıyla birlikte, toplumsal zihniyet yapısının etkisi altındadır. Çiftlerin hem toplumun kişisel yapılarına etki etmesi hem de toplumun genel zihniyet yapısından etkilenmeleri dolayısıyla farklılıklar taşıdıkları düşünülmektedir (Yılmazçoban,2010: 180). Dünya küresel bir köye dönerken zaman ve mekân sıkışmasının yaşanması kültür temelli kimlik inşa süreçlerini de değiştirmiştir (Karaduman, 2010: 2891). 1.Türk Kültüründe Evlenmenin Önemi ve Evlenme Gelenekleri Evlilik, karşı cinsten iki kişinin birlikte yaşamak, yaşantıları paylaşmak, çocuk yapmak ve yetiştirmek gibi amaçlarla yaptıkları bir sözleşmedir. Dünya üzerinde evlilikler kurumlaşmış bir yol, bir ilişkiler sistemi, bir kadınla bir erkeğin karı-koca sıfatı ile birbirine bağlanması olayıdır. Aynı zamanda doğacak çocuklara belli bir statü sağlayan ve toplumsal yönden devletin kontrol, hak ve yetkisi bulunan yasal bir ilişki biçimi olarak kabul edilmektedir (Özgüven, 2000: 19). 32 Evlilik kültürler arası farklılıklar gösterse de tüm toplumlarda geleneksel olarak oturmuş ve resmi olarak kabul edilmiş tek birliktelik şekli olarak tanımlanır. Bu birliktelik aynı zamanda toplumları ayakta tutan en önemli güçlerden biri olarak değerlendirilmektedir (Tarhan,2008: 13). Özellikle toplumsal değerlerin ve koşulların farklı olması gibi nedenler eş seçimi ve evliliğe bakış açısında farklı değerlendirmeler yapılmasına neden olmaktadır. Evlilik ve eş seçme geleneksel düzende tamamen bireyin ait olduğu ailenin sorumluluğunda iken bugün bireylerin kişisel sorumluluğu haline gelmiştir (Özgüven, 2000: 23-31). Toplumda, sağlıklı evlilikler geçmişe göre, zor ulaşılabilir niteliktedir. Bunun nedeni hızlı değişme süreci geçiren toplumun, modernizmin baskısı altında kalarak geleneksel yapının zayıflaması ve yeni davranış kalıplarının toplumda oturmamasıdır. Sağlıklı evliliklerle güçlü aileler kurmanın daha da önemli bir hale geldiği günümüzde, evliliklerde bu tür temel sorunların aşılarak geleneksel ile modernin uyumu gerekmektedir (Yılmazçoban,2010: 178). 2. Evliliklerin Sosyal Yapıdaki Yeri ve Önemi Evliliğin toplum hayatındaki yerini tespit edebilmek, ailenin fonksiyonunun iyi bilinmesi ile mümkün olmaktadır. Aile sosyal bir yapı, evlilik ise bu sosyal yapıyı oluşturmanın meşru yolunu temsil eder. İnsan topluluklarının, yaşamları boyunca uyguladıkları ve geliştirdikleri sosyal öğelerle yüklü bir kavram olan evlilik, sosyal kurallar içinde birleşmeyi anlatan bir törendir. Bu ilişkiyi kuran kişilerin yaşadıkları toplumun ilgili yasa, kural ve geleneklerine uymaları zorunludur. Sosyal yönünün biyolojik yönünden daha ağır bastığı düşünülen evlilik kurumunda, insan toplumunun mutluluğu açısından ailenin önemi belirlenmiş ve bu nedenle de evlenme yasaları üzerinde titizlikle durulmuştur (Bilen, t.y: 135). Bireylerin, genç yetişkinlik döneminde arasında eş seçmeleri, hayatlarını kiminle paylaşacağına karar vermeleri, aile kurmaları, aile sorumluluğunu üstlenmeleri ve eşleriyle birlikte yaşamayı gerçekleştirmeleri gibi konular hayatlarında yer almaya başlar. Bu görevin başarıyla yerine getirilmesi temelde, eş seçiminin doğru yapılmasına ve evlilik öncesinde bir takım bilgi ve becerilerin kazanılması davranışına bağlanmaktadır (Yılmaz, Kalkan,2010: 1896). 33 Thomas Moore, Ütopyası’nda "Evlenmek için doğru insanı bulmak, içinde biri zehirli diğerleri zehirsiz on yılan bulunan bir torbadan zehirsiz yılanı çekmek gibi bir şeydir" der. İnsan hayatındaki en önemli adımlardan biri ola evlilik, birçok insan için mutluluğun ve mutsuzluğun temel kaynağı olarak kabul edilir (http://www.ruhikizi.com/). Evliliğin neden yapıldığı ve gereği düşünüldüğü zaman evlilik yaşamının iki kişinin biyolojik, sosyal ve psikolojik gereksinim ve güdülerini doyurmayı amaçladığı gözlenmektedir. Kadın ve erkek beraberliğinin temelinde bu gereksinimlerin karşılanması ve doyurulması yatmaktadır (Özgüven, 2000: 19). Evlilik, aile kurumu gibi sosyal bir kurum olmakla birlikte evlenme ise bu kurumun varlığını meşrulaştıran hukuki bir işlemdir. İnsan topluluklarının yaşamları boyunca uyguladıkları ve geliştirdikleri sosyal öğelerle yüklü bir yapı olan evliliklerin aile kurumunu meydana getiriyor olması, evliliğin sosyal bir olgu olarak değerlendirilmesine neden olmaktadır (Ünlü, 2011: 39). Sevgi, saygı, şefkat, sadakat, mahremiyet, dürüstlük ve doğruluk gibi değerler etrafında şekillenen evliliğin, toplumsal açıdan ne kadar değerli ve önemli bir kurum olduğu üzerinde net bir düşünce birliği bulunmaktadır (BASAGM, 2010: 258-259). Yalnızca evlenen kadın ve erkeğin değil ailelerin de bir araya getiriliyor olması, toplumdaki sosyal dayanışmanın temelini oluşturması, bireylerin sosyal çevreleri ve iletişimlerinde önemli bir etken olması, evlilik kurumunun daha da güçlü bir yapıda değerlendirilmesine neden olmaktadır (Ünlü, 2011: 39). Ailenin ve aile değerlerinin temelinde de evlilik kurumu yatmaktadır. Doğrudan ailenin kuruluşuna yaptığı katkı dolayısı ile evliliğin önemli bir kurum olduğu, toplumlar tarafından da kabul görmüştür. Aile, evlilik kurumu ile birlikte var olmakta ailenin belli bir sistem ve değerler etrafında örgütlenmesini sağlamaktadır. Evlilik, her ne kadar rasyonel bir birlikteliğin izlerini taşısa da temelinde duygusal bağların etkin olarak yaşandığı bir yapıdır. Önemli bir boyutunu aşk, sevgi, saygı, bağlılık gibi duyguların oluşturduğu evlilikler bu duygulardan beslenerek güçlenen bir yapıya sahiptir (BASAGM, 2010: 260).Zamanımızda sağlıklı evliliklerle güçlü aileler kurmak, çok daha önemli hale gelmiş durumdadır. Toplumsal değişim sürecinde geleneksel toplum yapısı modernizmin baskısıyla temel değer ve zihniyetini 34 sürdürememekte dolayısıyla, ailelerin hem zihniyet hem de davranış ve tutum kalıpları yetersiz kalmaktadır (Yıldızçoban, 2010: 179). 3. Evliliğin Temel Dayanakları a. Hukuki Dayanaklar Evlilik hukuka ve toplum kurallarına uygun olmak koşuluyla bireylerin özgür iradeleri ile seçtikleri bir yaşam biçimi ve bireysel bir hak olarak kabul edilmektedir. İnsan hakları kapsamında ele alınan evliliklerde koşul olarak yasa ve kurallara uygunluk aranmaktadır. Türk medeni kanunda da evlilik birliğini oluşturmanın koşulları, kuralları, tarafların hak ve yükümlülükleri ayrıntılı olarak tanımlanmıştır. Buna göre paylaşıma dayalı eşitlikçi ve demokratik bir yaklaşımla evlilik kurumu ele alınmış, eşlere ortak sorumlulukların yüklenmesi ile birbirlerine destek olmaları yükümlü kılınmıştır (Ünlü, 2011: 40). Evlilik nikâh denilen ve kesin kurallarla belirlenmiş yasal bir anlaşma ile başlar ve eşler aile birliğini oluşturan bu kurallar çerçevesinde evliliklerini sürdürürler (Özgüven, 2000: 29). b. Sosyal Dayanaklar Evlilik öncesi ilişki döneminde kadın ve erkek hem kendinin hem de eş adayının özelliklerini, beklentilerini, gerçek kimliğini anlamaya çalışmaktadır(Yılmaz, Kalkan,2010; 1896). Çünkü evlilikte eşler sosyal gereksinimler olarak birlikte güven içinde olma, korunma, dayanışma içinde olduklarını hissetme geleceğe güvenle bakabilme ve toplumda kendilerine belli bir yer edinebilme gibi gereksinimlerinin doyurulmasına ihtiyaç duyarlar. Yaşamda ortak amaca yönelme olanağını sunan evlilik kurumu, bireylerin yaşantılarını paylaşırken sosyal gereksinimlerini de bu sayede karşılanmasını sağlamaktadır. Gereksinimlerin önem sırasının da kişiden kişiye değiştiği, bireysel bir nitelik taşıdığı gözlenmektedir (Özgüven, 2000: 19-20). c. Duygusal Dayanaklar Günümüzde insanların en büyük sorunlarından birini de yalnızlık oluşturmaktadır. Teknoloji çağının belki de en önemli sorunlarından biri olarak 35 nitelendirilen bu olay yaşam biçiminin hızlanmasına paralel olarak gelişen bir durum olarak nitelenmektedir. Çoğu insan duygu ve düşüncelerini karşı tarafa aktaramaması sonucu oluşan yalnızlık duygusundan kurtulmak ve güvenli bir yaşama kavuşmak için evliliği bir çözüm olarak görmektedir (Özgüven, 2000 19-21). Duyguların tanımlanabilmesi, denetlenebilmesi ve paylaşılabilmesi duygusal olgunluğun en önemli ölçütlerini meydana getirmektedir. Kontrollü ve ölçülü davranmayı gerektiren duygusal olgunluk evlilik ilişkilerinin dengeli ve uyumlu kılınması açısından son derece önemli ve üzerinde durulması gereken bir alanı oluşturmaktadır (Süleymanov, 2010: 210). 4. Evliliğin İşlevleri Toplumsal bir varlık olarak insan hayatı boyunca kendisini ve çevresi daha iyi tanımak ve toplum ile uyum içinde yaşayabilmek için sürekli bir iletişim halinde bulunmaktadır. Bu süreçte ailesinden, arkadaşlarından, yetiştiği toplumun gelenek ve göreneklerinden kısacası yaşadığı toplumdan bir şeyler öğrenerek sosyalleşerek bu süreci devam ettirmektedir. Bu sürece etki eden ve toplumun yapı taşı olarak kabul edilen aile olgusunu meydana getiren evlilik kurumunun da sosyalleşme sürecine önemli katkıları bulunmaktadır (Adıgüzel, 2001: 67). Eşlerin evlilik öncesinde kendilerini ve ilişki yaşadıkları kişiyi tanımaları, evlilikten beklentilerinin ortaya konması, ileride çıkabilecek sorunlar için çözüm becerilerinin geliştirilmesi, birbirleriyle uyumlu ve uyumsuz yönlerinin açığa çıkarılması ilişkinin sürmesine ve geliştirilmesine katkı sağladığı düşünülmektedir. Bu amaçla, evlilik işlevlerinin yerine getirilmesi amacıyla bireyler daha evlenmeden çiftler arasındaki ilişkileri geliştirmek ve sorunlar ortaya çıkmadan önlemek amacıyla evlilik öncesi ilişkilerin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılmaktadır(Yılmaz, Kalkan,2010; 1897) Soy devamını sağlama, cinsel ihtiyaçlarda doyum sağlamayı meşrulaştırma, çocuk bakımını ve eğitimini üstlenme, bir üretim birimi kurma ve ya mevcut kurulu birimi gençleştirme faaliyeti gibi pek çok amaçla gerçekleştirilen evliliklerde, kişilerin 36 amaçlarını gerçekleştirmek için zamanı ve uygun olanı seçmeleri de gerekmektedir (Çakır, 2011: 155). Evliliğin işlevi ve gereğini ortaya koymak için yapılan araştırmada, bireylerin niçin evlendiği sorusu incelenmiş ve %84 oranında yaşamın bir eş ile paylaşılması amacı ile gerçekleştirildiği ortaya çıkartılmıştır. Yine bireylerin %11’i yalnız kalmamak ve gelenekler dolayısı ile , % 5’i ise yasal olarak çocuk sahibi olmak için evliliği düşündüklerini belirtmişlerdir (Özgüven, 2000: 22-23). 5. Türkiye’deki Evlilik Tipleri 2005 yılında Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi’nde yayınlanan makalesinde Lütfi Sezen Türkiye’deki evlilik biçimlerini 33 başlık altında toplamıştır. 1. Görücü Usulü İle Evlenme: Gelenekselliğin ağır bastığı yörelerde görülen bir evlenme biçimidir. Bu evlenme biçiminde kız seçme girişimi, doğrudan doğruya evlenecek gencin annesi, babası veya diğer yakınları tarafından başlatılmaktadır. Gencin kızı beğenmesi yeterli değildir. Diğer aile bireylerinin de onayını alması gerekmektedir. 2. Kız Kaçırma (Düğünsüz Evlenme): Ailelerin evliliğe kesin karşı çıkması durumunda kız kaçırma olayı gündeme gelir. Bu durum, sosyo-ekonomik ve diğer sebeplerle en çok kız tarafının engellemesi ile ortaya çıkar. Bu engeller arasında kız tarafının başlık parası istemesi önemli bir yer tutmaktadır. Delikanlı kızla anlaşarak kızı kaçırır. Kız kaçırmanın diğer bir şekli de kızın rızası olmadan, zorla kaçırılmasıdır. 3. Başlık Parası Karşılığında Evlenme: Başlık Anadolu'nun birçok yerinde, evlenecek gencin kız tarafına ödediği paraya denir. Bu ödeme nakit para yanında; altın, ev, bahçe, tarla veya canlı hayvan (at, koyun, sığır vb.) olarak da gerçekleştirilmektedir. Doğu Anadolu Bölgesi'nde başlığa; "bedel", "ağırlık", "ana hakkı" gibi isimler de verilmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizin kırsal kesimlerinde, günümüzde bile oldukça yaygın olarak başlık parası uygulaması mevcuttur. 37 4. Oturak Alma Evlilik: Erkeğin kızı zorla kaçırması yanında, kızın bohçasını alarak oğlan evine gidip oturması durumu vardır ki buna bazı yörelerde, 'oturak alma' denilmektedir. Kütahya, Sivas, Kastamonu illerinde bu evlilik biçimlerine rastlanılmaktadır. Kız veya erkek tarafının karşı çıkması veya yoksulluk nedeniyle gerçekleştirilen bir evlenme biçimidir 5. Baş Örtüsü Kaçırma Yoluyla Evlilik: Hakkâri, Van, Ağrı ve Erzurum'un bazı ilçelerinde rastlanılan bu evliliğin gerçekleştirilmesinde; kıza ait bir eşyanın kaçırılması, kızı kaçırmakla eş tutulmaktadır. Yerel adı dezmal kaçırması olan bu adete göre; çeşmede, evde veya yoldayken, bir kızın baş örtüsü delikanlı tarafından zorla kaçırılırsa, baş örtüsü kaçırılan kızın iffeti (kızlığı) bozulmuş sayılır. Oğlanın ailesi, kız tarafıyla anlaşmak zorundadır. 6. Beşik Kertme Evliliği: Ülkemizde rastlanılan evlenme biçimlerinden birisi de beşik kertme evliliğidir. Dede Korkut Kitabı'nda adı geçen bu evlenme biçiminin çok eski bir geçmişi olduğu anlaşılmaktadır. Temelinde sosyo-ekonomik ve psikolojik etmenlerin yattığı bu tür evlenme, birbirini çok seven eş-dost, komşu veya yakınlar, çocukları henüz beşikte iken, beşiklerine birer kertme(işaret) vurarak kız ve oğlanın haberi olmadan nişanı gerçekleştirirler. 7. Taygeldi Evlilik: Dul bir kadının, "Eski kocasından olan çocuklarını da alarak dul bir erkekle, ya da dul bir erkeğin eski karısından olan çocuklarını alarak dul bir kadınla yaşamasından doğan evliliğe denir. Sosyo-ekonomik ve psikolojik etmenlerin neden olduğu bir evlenme biçimidir. 8. Kuma Getirme Evliliği: Cumhuriyetten önce, karısı kısır olan veya erkek çocuk doğuramayan erkek, yeniden evlenirdi. Günümüzde büyük kentlerde giderek kaybolan bu adet, Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizin kırsal kesimlerinde hala devam etmektedir. 9. Berder (Bedel) Evliliği: Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da uygulanan bir evlenme biçimidir. "Başlık sorununu ve yükümlülüğünü ortadan kaldıran bu tür evlilik; hem kızı hem de oğlu bulunan iki ailenin, karşılıklı olarak hem kızlarını hem de oğullarını birlikte evlendirmeleri suretiyle gerçekleştirilmektedir. 38 10. Kepir (Yaban Değişimi) Evliliği: Zor kullanılarak gerçekleştirilen bir evlilik biçimidir. Evlenmek isteyen fakat başlık ve düğün masraflarını karşılayacak kadar paraları olmayan, ya da ailelerin çıkardıkları zorluklardan çekinen bekar iki arkadaş, kız kardeşlerini kendi aralarında değiştirmesiyle gerçekleştirilen evliliktir. 11. Ölen Kardeşin Karısıyla Evlenme: Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da rastlanılan bir evliliktir.Sosyo-ekonomik ve psikolojik nedenlerle gerçekleştirilmektedir. Törelerden kaynaklanan bu evlilik biçimi, Namusu başkalarına kaptırmamak gibi bir anlayışla gerçekleştirilmektedir. Ölen kardeşin karısı, bekar olan erkek kardeşle evlendirilir veya evli olan erkek kardeşin ikinci eşi olması yoluna gidilir. 12. Baldızla Evlilik: Özel kültürel bir adettir. Eşinin ölümünden soma dul kalan kocanın, baldızı (eşinin kız kardeşi) ile evlenmesidir. Öksüz kalan çocuklara "üvey anne" olarak seçilen teyzenin daha hoşgörülü davranabileceği düşüncesi, bu evlenme biçiminin tercih edilmesinde etkili olmaktadır. 13. İçgüveyi Evliliği: Erkek çocuğu olmayan, ekonomik durumu iyi bazı aileler, kızı dışarı verme yerine, damadı "içgüveyi" olarak eve almaktadırlar. Özellikle tek kız çocuğu olan bazı aileler bu yola başvurmaktadır. Erkeğin ekonomik durumunun bozuk veya işsiz kalması gibi nedenlerle de içgüveyi evliliğinin gerçekleştiği görülmektedir. Temelinde sosyo-ekonomik ve psikolojik nedenler bulunan, erkeğin ekonomik özgürlüğünün sınırlı olduğu bir evlenme biçimidir. 14. Yetim Evliliği: Anne ve babası ölmüş, kardeşleri olmayan bir delikanlı veya kızın, ileride kimsesiz kalmaması için, yakın akrabalarından biriyle evlendirilmesidir. Bu evliliğin temelinde yardımseverlik ve sosyal dayanışma arzusu yatmaktadır 15. Yakın Akraba Evliliği: Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun kırsal kesimlerinde oldukça yaygın olan bu evlenme biçiminin sosyo-ekonomik ve psikolojik nedenlere dayalı olarak gerçekleştiği bilinmektedir. Mirasın bölünmemesi, yakın akraba ve kardeş çocuklarının yaşlılık döneminde kayın valide ve kayın pedere daha iyi bakabilecekleri ümidi vb. sebeplerle bu evlenme biçimi tercih edilmektedir. 39 16. Oldu Bitti Evlilik: Bir oldubitti sonucu, kızın erkeği kendisiyle evliliğe zorlaması sonucu gerçekleşen evliliktir. 17. Para Karşılığı Evlenme: Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun kırsal kesimindeki yoksul ve eğitimsiz çevrelerinde gerçekleştirilmektedir. İlköğretim çağındaki çocukların okula gönderilmeyerek veya okuldan alınarak para karşılığında evlendirilmesidir. 18. Kan Parası Karşılığı Evlenme: Doğu ve Güneydoğunun kırsal kesimlerinde, öldürülen kişinin kan bedeli olarak para, altın, ev, tarla yanında kız verildiği de görülmektedir. Temelinde eğitimsizlik olan, ilkel bir evlenme biçimidir. Kan davalarının devam etmemesi amacıyla yapılmış olması tek olumlu yanıdır. 19. Öç Alma Karşılığı Evlenme: Aralarında kan davası bulunan feodal dönem kalıntısı kimi aileler, karşı tarafın onurunu incitip saygınlığını zedelemek amacı ile bu yola başvurdukları görülmektedir. Bu evlilik, ailelerin karşılıklı olarak birbirlerinden kız kaçırması biçiminde gerçekleşmekte, silahlı çatışmalara ve kan davalarına neden olabilmektedir 20. Çok Eşli Evlilik: Cumhuriyetten sonra çok eşli evlilikler yasaklanmıştır. Temelinde sosyo-ekonomik ve psikolojik nedenler ulunan bu evlilikte, daha çok erkek çocuk sahibi olup bulunduğu çevreye hükmetmek amacı ön planda gelmektedir. Çocuk, özellikle erkek çocuk doğurmayan kadının üzerine; 1.,2. hatta 3. kuma alınabilmektedir. Kadının hak ve özgürlüğünü hiçe sayan bir anlayışın ürünüdür. 21. Anlaşmalı Evlilik: Dul kalan kadın veya erkeklerin yaşlılık döneminde gerçekleştirdikleri bir evlenme biçimidir. Yaşlı erkeğin bakımı için muhtaç dul veya evlenmemiş bir kadın ile anlaşılarak dini nikâh yapılır. Nikâhlanan kadına para, altın ev cinsinden ekonomik destek sağlanır. 22. Hileli Evlilik: Kamu kuruluşları sigorta veya bağ-kurdan emekli olan yaşlı erkeklerin dul olanlarının maaşlarının öldükten sonra bir yakını tarafından alınması için başvurulan evlilik biçimidir. Kâğıt üzerinde kalan bir evliliktir. 40 23.Rastlantı Evliliği: Rastlantı sonucu, başı sonu düşünülmeden gerçekleştirilen evliliktir. Bir yolculuk sırasında karşılaşma, arkadaş, eş dost, akraba evinde karşılaşma, telefon konuşması sırasında sesten etkilenme, gözden, bacaktan göğüsten etkilenme gibi nedenlerle bu evliliğe karar verilebilmektedir. 24. İlan Yoluyla Eş Seçme (Evlenme): Son zamanlarda, gazete, dergi, televizyonların teletex sayfalarına ve internete ilan vererek eş seçme yoluna gidildiği evlenme biçimidir. 25. Tercihli Evlilik: Bu tür evlilik, genellikle ana baba, büyük anne, büyük baba gibi aile büyüklerinin onayı ile gerçekleştirilmektedir. Genellikle komşu ve yakın akraba grupları arasında gerçekleşir. Topluluk içinde ekonomik güçleri aynı olan aileler arasında bu evlenme biçimi yaygındır. 26. Yabancı ile Evlilik: Yurt dışında görev yapan veya "işçi" olarak çalışanların gerçekleştirdikleri bir evlenme biçimidir. Bu evlilik, yabancıdan kız alma veya yabancıya kız verme şeklinde görülmektedir. 27.Farklı Mezhep Evliliği: Evliliklerin gerçekleştirilmesi sırasında karşılaşılan engellerin başında din ve mezhep farklılıkları gelmektedir. Buna rağmen, birbirini seven bazı gençler, bu engelleri aşıp mutlu evlilikler kurabilmektedirler. Bu gibi evliliklerin gerçekleşmesi eşlerin başkalarını bağımlı olmamalarına bağlıdır. 28. Metres Edinme Evliliği: Büyük kentlerde yaşayan eğitimsiz zenginler arasında; refah ve zenginlik göstergesi olarak "metres edinme" modası görülmektedir. Her türlü bakım ve masrafı üstlenilen başka bir evde ikame ettirilin ikinci bir kadınla sürdürülen gayr-i meşru ilişkidir. 29. Muta Evliliği: Geçici bir süre için yapılan evliliktir. Daha çok İran'da uygulanan bu evlenme biçiminin, Türkiye' de de bazı çevrelerde gerçekleştirildiği görülmektedir. 30. Dış Güveyi Evliliği: Son zamanlarda, bir Japon televizyonunun çöpçatan aracılığı ile Türkiye'ye eş seçmeye gelen yabancılara gösterilen aşırı ilgi Türk 41 erkeklerinin "dış güveyilik" konusuna ilgi duyduklarını, hatta istekli olduğunu ortaya çıkarmıştır. 31. Dul Evliliği: Karısından boşanmış veya karısı ölmüş bir erkeğin, yine kocasından boşanmış veya kocası ölmüş bir dul kadınla evlenmesidir. 32. Tanışıp Anlaşarak Evlenme: Büyük kentlerde ve eğitim düzeyinin yükseldiği çevrelerde en yaygın olan evlenme biçimidir. Kız ve erkek belli bir süre arkadaşlık yaparak birbirlerini iyice tanıdıktan sonra gerçekleştirdikleri evlenme biçimidir. 33. Televizyon Evliliği: Bazı televizyon kanallarınca yürütülen reyting amaçlı bir evlenme biçimidir. Evlenmek arzusunda olan gençler, orta yaşlılar, hatta gençlerin evlenmesinde söz sahibi olan kayınvalide adayları, ilgili kanala davet edilerek kapalı bir mekânda, aylarla ifade edilebilecek uzun bir süre bir arada tutulmaktadırlar. 6. Evlilik İlişkilerinde Gerekli Kişisel ve Sosyal Yeterlilikler Evliliklerde temel kuralın eşlerin birbirlerinin biyolojik, psikolojik ve sosyolojik ihtiyaçlarını doyurması olarak ifade edilmektedir (Ünlü, 2011: 62). Evlilik adaylarına etki eden unsurların aynı zamanda, karar vermeyi kolaylaştırması ya da zorlaştırmasıyla, eş seçiminde önemli olması normatif yapı, duygusal arkadaşlık ya da flört arkadaşlığı olarak nitelendirilen, batı tarzı evlilik öncesi ilişkiler sistemine uygun bir içerik taşımamaktadır (Yılmazçoban,2010: 178). a. Yaş farklılıkları Günümüzde evliliklerde eşler arasındaki yaş farkının gittikçe azaldığı görülmektedir. Kadının evlenme yaşının yükselmesi bu farkın azalmasına neden olan etkenlerden birini oluşturmaktadır (Ünlü 2011: 62). 2008 yılında Kanada’da 424 erkekle yapılan bir araştırmaya göre, erkeklerin %56’sı kendi yaşlarına uygun kadınlarla evlenmenin daha doğru olduğunu, farkın 5 yaşı geçmemesi gerektiği sonucu ortaya çıkartılmıştır. Yine Batı toplumunda evliliklerin %69’unda erkeklerin kadınlardan, %20’sinde ise kadınların erkeklerden daha büyük olduğu sonucuna varılmıştır. Araştırmaya göre sadece %11’i aynı yaştadır. Muhtemelen Türk 42 toplumunda da evliliklerin çoğunluğunda erkeklerin yaşı eşlerine göre daha büyük çıkacaktır (Ögel, 2014). Genellikle erkeğin kadından 2-3 yaş büyük olması normal kabul edilebilmektedir. Evli çiftler arasında her iki yönden de birkaç yıllık fark büyük tehlike kaynağı değildir. Ancak bu fark 10-15 yılı geçerse evlilik ilişkileri tehlikeye girebilir. Buna karşın yaş farkı her zaman ve herkes için mutlak bir tehlike işareti değildir (Bilen, t.y: 115). b. Sosyoekonomik ve Sosyokültürel Farklılıklar Ailenin sosyoekonomik düzeyi yaşam biçiminde önemli bir etken oluşturmaktadır. Çünkü her insanın doğduğu andan itibaren içinde doğup büyüdüğü toplumun ve ailenin sosyoekonomik koşulları, inançları duygu ve değerleriyle şekillenir. Evliliklerde eşler arasında bu konuda tam bir benzerlik ya da farklılık aramak doğru kabul edilmese de, herhangi bir sorun yaratacak ölçüde olmamasına da dikkat edilir (Ünlü, 2011: 62-63). Diğer taraftan, sosyokültürel yapı farklılıkları da çiftlerin kişisel olarak farklılaşan psikososyal yapıları üzerinde etkili olmaktadır. Toplumsal yapıya uygun ve sağlıklı evliliklerin başlatılması ve sürdürülmesi adına geleneksel ve modernin uyum içerisinde olması evliliklerdeki sosyokültürel dengenin sağlanması için önemlidir (Yılmazçoban,2010: 180). Her birey içinde doğup büyüdüğü geliştiği soysa, ekonomik, kültürel koşulların bir ürünüdür. Her grubun doğru kabul ettiği davranışlar farklılık gösterdiği gibi otoriteye karşı tutum özgürlük anlayışı töre eğitim ve daha birçok alanda da farklılık gösterebilmektedir. Eğer farklı evlilikler söz konusu ise kadının kendisinden daha yüksek sosyo-ekonomik birisiyle evlenmesi kendisinden daha aşağıda birisiyle yapacağı evlilikten daha başarılı olmaktadır (Bilen, t.y: 114). Günümüzde eş seçiminde daha çok kişisel beğeni, zevkler ve tercihler ağır bassa da eşler arasındaki dini inanç ve kişisel özelliklerin de evliliklerde önemli yer tuttuğunun altı çizilmektedir. Eğitim, statü, fiziksel özellikler ve aile gibi bazı belirgin 43 özelliklerin evliliklerde duygu, düşünce ve kişilik gibi belirgin olmayan özelliklerin tatmin edilmesinde kullanıldığı belirlenmiştir (Çakır,2011: 186). c. Eğitim Düzeyi Farklılıkları Evliliklerde başarının koşullarından biri de eşler arasındaki eğitim düzeyleri arasındaki dengesidir. Yapılan araştırmalar mutlu evlilikler ile eşlerin eğitim düzeyleri arasında bir ilişki olduğunu ortaya koymaktadır. İlgi, ihtiyaç ve arkadaşlık konularındaki farklar bunlara örnek gösterilmektedir. Ayrıca eşler arasındaki iletişimin de güçleşmesi durumu ortaya çıkabilmektedir (Bilen, t.y: 114). Çünkü bireyin eğitim düzeyi onun kişilik yapısında statüsünün ve yaşam standardının belirlenmesinde ve sosyal ilişkilerinin düzenlemesinde önemli bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır (Ünlü, 2011: 63). Yapılan araştırmalarda eğitim düzeyinde eşler arasındaki denge ile evliliklerdeki uyum arasında çok yakın ilişki olduğu ortaya konmuştur (Bilen, t.y: 114). d. Ulus ve Din farklılıkları Evliliklerde ulus ve din farklılıklarıyla ifade edilen tamamıyla kültür farklılığıdır. Bir toplumun dini, dili, değer sistemi, gelenek ve görenekleri, bu farklılığı ortaya koyan temel öğeleri oluşturmaktadır. Araştırma sonuçları aynı dinden, aynı milliyetten hatta aynı yöreden evliliklerin tercih edilmesinin nedenin din ve ulus farklılıklarının evliliğe etki etmesine bağlamaktadır (Ünlü;2011; 63). Çiftlerin bağlı bulundukları dinler arasında bağlılık ve benzerliklerinin oranı ile kişilerin ait oldukları ulusların kültürel yapısının benzerlik ve farklılık derecesi evliliğe etki eden iki önemli unsur olarak değerlendirilmektedir. Toplumlardaki gelenekler, örf ve adetler, değer sistemi ve kuralların çiftler arasında farklılık göstermesi kişilerin davranışları ile birlikte evliliklerine de etki edecektir (Bilen, t.y: 114-115). 44 7. Günümüzde Evliliklere Yüklenen Anlamlar Karşıt cinsten iki yetişkin kişinin yasal ve törel bağlara uyarak kurdukları biyolojik, psikolojik ve sosyolojik işlevleri olan bir kurum olan evlilik toplumsal değerlerin ve koşulların farklı olması nedeniyle değişime uğramaktadır. M.Ö. 2000 yıllarında Mısırda başlayan evlilik kurumu; toplum düzenini, kültür ve geleneklerin sürekliliğini, yeni nesillerin bakım ve eğitimini sağlayan bir kurum olarak süregelmiştir (Özgüven, 2000: 24-25). Ülkemizde evlenme oldukça yaygın ve devamlılık gösteren bir yapıya sahiptir. Pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de evlilik kurumu önemini sürdürmekle birlikte aileye ilişkin değerlerin yıpranmaya başladığı özellikle de genç nüfusta büyük bir farklılaşma yaşandığı gözlenmektedir(BASAGM,2009;60).Ancak batı toplumu ile kıyaslandığı zaman ülkemizde evliliğe yönelik arkadaşlıkların evrensel ilkeler yanında geleneksel yaptırımlar barındırdığı görülmektedir. Türk toplumda geçerli değerler sisteminin sonucu olarak, evlilik öncesi arkadaşlık süreci dikkate alındığında batı toplumunda yaşanan flört yaşantısından farklı niteliklere sahip olduğu gözlenmiştir (Yılmazçoban, 2010: 179-180). Türk kültüründe evlilik ve evlenme gelenekleri hakkında bilgilerin sunulmasının ardından internet üzerinde şekillenen kimlikler ve evlilik sitelerinin sanal ortamdan ayrılıp gerçek hayata nasıl yansıdığı konusu bir sonraki bölümde ele alınmıştır. II. İNTERNETİN TOPLUMSAL HAYATA YANSIMASI OLARAK ORTAYA ÇIKAN EVLİLİK SİTELERİ İçinde yaşadığımız sosyal ortamların genellikle belli normları vardır. Bu normlar, neyi, ne zaman ve nasıl yapacağımız konusunda bizi yönlendirdiği gibi davranışlarımızı da şekillendirmektedir. Sosyal onay, bu sosyal ortamların vazgeçilmez bir gerekliliği olarak karşımıza çıkar. Toplum tarafından kabul görülmesi için bunlara uyan tutum ve davranışların sergilenmesi gerekmektedir (Karaduman, 2010: 288).Geleneksel toplumlarda olduğu gibi ülkemizde de evlenme ve evlilik 45 kurumu, toplum tarafından kabul görmüş etki gücü yüksek kültürel bir yapıdır (Ünlü, 2011: 45). İnsanoğlu yaşamını küçük ya da büyük birçok grubun üyesi olarak sürdürür. Bu grupların en önemlilerinden bir tanesi de insan türünün devamını sağlayan ve özel bir küçük grup olan ailedir. Aileyi oluşturabilmek adına, karşı cinsten iki bireyin birbirlerini eş olarak seçmeleri, hem hukuki hem de sosyal açıdan hayatlarında karşılıklı konumlandırmaları gerekmektedir (Yılmaz, Kalkan: 2010; 3). Evlilik sitelerinde, üyeler sosyal ve duygusal açıdan birbirlerine uygun görülen adaylar ile bir araya getirilirler. Uygulanan psikolojik ve sosyo-demografik testler sonucu alınan veriler doğrultusunda kişilerin aradığı özellikler değerlendirmeye alınmaktadır. Daha sonra uygun olan en uygun eş adayları kişilere bildirilir. Analizin amacı elde edilen kişisel bilgilerden yola çıkılarak en uygun, en ideal partnerin bulunmasını sağlamaktır. Karakter uygunluğunu optimize etmek için evlilik siteleri kişilik, ilişki ve sosyal araştırmalardan elde edilen en aktüel bilgileri kullanır. Yaş, cinsiyet, eğitim seviyesi, iş, içki ve sigara alışkanlıları hobiler sosyal etkinlikler gibi bilgiler haricinde daha farklı davranış boyutları ve yaşantılar hayat dengesi ve motifi, evlilik hedefleri ayrıca kişiliğin psikolojik boyutları ön planda tutulmaktadır (http://tr.wikipedia.org/wiki/Evlilik). A. Sanal Yaşamın Gerçek Hayata Yansıması İnternet teknolojisinin ürettiği bir evren olarak nitelenen sanal gerçeklik dünyası, gerçekte olmayıp zihinde tasarlanan gerçek ötesinde metafizik bir olgu olarak değerlendirilemez. Aksine son derece matematik bir tanımlanmışlık içinde oluşturulan bir benzeşim ortamıdır. Artık bilgisayar yardımıyla sanal gerçeklik teknolojilerinin ilerlemesiyle birlikte insanın algılama mekanizmalarında gerçeğe en yakın benzetişim ortamını kurmak mümkündür (Subaşı, 2001). Belli bir dönemde hâkim olan iletişim teknolojilerinde meydana gelen değişiklikler o dönemin yaşam biçimini de etkilemektedir. Yeni kitle iletişim araçları toplumların dünyasına girerek var olan iletişim araçlarıyla ve yaşam biçimleriyle bütünleşmektedir (Adenauer, 2001: 50). Elektronik medya ile tam anlamıyla yüz yüze 46 olmasa bile anında gerçekleştirilebilen bir iletişim biçimi su yüzüne çıkmaya başlamıştır (Adıgüzel, 2001: 43). Bugün yaşadığımız dünyada bir iletişim devriminin gerçekleştiğinden bahsedilmektedir. Pek çok iletişim ve toplumbilimcinin değerlendirmelerine bakıldığında, insanlığın tarım toplumundan sanayileşme devrimini gerçekleştirdiği, ardından da iletişim devrimini yarattığı bir evreye geçtiğinden bahsetmektedirler (Adıgüzel, 2001: 42-43). Toplumlar, iletişimin içeriğinden çok, iletişimde bulundukları araçlar tarafından biçimlendirilir. Her yeni medya aracı sosyal anlamda topluma yeni bir takım değerler katarak onu değiştirir ve yeni kültürel değerlere göre kişinin şekillenmesine olanak tanır. Bu sayede yeni teknolojiler toplumu ve kişiyi kendi işleyişine göre şekillendirerek yeni bir oluşum yaratırlar (Akçay, 2011: 138-139). Her yeni teknolojinin kendi kültürünü beraberinde getirmesi ile hayatımızın parçası haline gelen internet de yaşamımızda bazı değişiklikleri beraberinde getirmiştir. Bilgiyi özgürleştirmesi, insana sınırsız iletişim özgürlüğü sunması, zaman ve mekan sınırlılığını aşması, internetin gittikçe yaşamımıza daha fazla girmesine ve onun yaşantımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmesine neden olmuştur (Polat, 2002: 103112). Çoklu ortam, etkileşim, eşzamanlılık, hiper metin özellikleriyle diğer iletişim formlarından ayrılan yönleriyle internet, bugün insanların zamanlarını harcadığı yeni bir yaşam alanı olarak değerlendirilmektedir. Bu sosyal ortamda yeni bir toplum türünün ortaya çıkması ile birlikte, insanlar yeni sanal topluluklar içinde, fiziksel dünyada olduğu gibi değerlerini, kimliklerini bu yeni alanda ifade edebilmekte ve yeni yaşam tarzlarını tecrübe edebilmektedirler (Uzun, Aydın, 2012: 264). Modern toplumlar da yeni iletişim araçlarını kullanarak farklı hızda, farklı boyutlarda ve farklı perspektiflerde dünya çapında iletişim kurabilmektedir. Gerçek ve sanal mekânlar kıyaslandığı zaman gerçek yaşamda insanların temel olarak birtakım kurallara tabii olduğu görülmektedir. Sanal mekânlar ise katılımcılar gerçek dünyada olmadıkları ve ya olamayacakları ama olmayı istedikleri kişilere dönüşebilmektedirler (Gemalmaz, 2011: 14). 47 B. Siber Dünya İletişimi Yıllar içinde bilişim ve internet çağında meydana gelen gelişmeler ile internet dünyasında milyonlarca insanın aynı anda birbirleri ile iletişim halinde oldukları bir yapı ortaya çıkmıştır. Bilgisayar teknolojilerinde meydana gelen bu değişim beraberinde toplumsal alanda da bir değişme yaratmıştır. İnternet çağı ile birlikte İnsanların tutum, davranış ve alışkanlıklarında meydana gelen değişimler aileden arkadaşlık ilişkilerine iş ilişkilerine kadar pek çok sosyal yapıda kendini göstermiştir (Tarcan, 2005: 2-3). Gerçek yaşamın sorumluluklarından ve sıkıntılarından kaçmak isteyenler kendilerini internetin sanal ortamında oluşturdukları sanal dünyalara bırakmaya başlamışlardır. İnternetin insana verdiği sınırsız özgürlük duygusu ve fantezilerini gerçekleştirmek için bulunmaz bir araç olması duygusu bu sanal ortamı daha da cazip hale getirmektedir (Polat, 2002: 113). Sınırları aşma konusunda önemli bir etkiye sahip olan internet, kültürel alanı hızlı bir şekilde küreselleştirmeyi başarmıştır. İnternetin kültürel alanda başatlığı, yeni toplumsal ve bireysel ilişki biçimleri, yeni kimliklerin, yeni kültürel formların oluşmasını mümkün kılarak, tek boyutlu küresel bir kültürün oluşmasına neden olmuştur. Dolayısıyla, bir devrim olarak nitelenen internet, birçok bilgisayar sisteminin birbirine bağlı olduğu, dünya çapında yaygın olan ve sürekli büyüyen bir iletişim ağı olmanın çok daha ötesinde, küresel düzeyde yeni bir kültürel, siyasal ve ekonomik alan olarak analiz edilmelidir (Güzel, 2006: 2). İnternet sadece makineleri değil, ulusları da ağ üzerinde birbirlerine bağlayarak onların bir araya gelmelerine imkân sağlamaktadır. Sanal olan gerçek olandan daha hızlı, daha etkin, daha işlevsel, daha güçlü, daha hızlı ve daha yakın bir iletişim ağı kurmaya başlamıştır. Bu gelişmeler 21. Yüzyılın en etkin ve yararlı icadı olarak interneti gösterilmesine neden olmaktadır (Tarcan, 2005: 7-8). Buna göre, geleneksel toplumlarda belirli bir zaman ve mekan boyutu içerisinde sıkışmış ve kendi içine kapalı olan toplumsal ilişkiler, kitle iletişim araçlarının ve özellikle de internet kullanımının yaygınlaşması ile birlikte yerellikten çıkmaya başlamıştır. Geleneksel toplumlardan farklı olarak, çağdaş toplumlarda kişilerarası ilişkiler gelişmeye başlamış ve çağdaş toplum yerel olan ile küresel olan 48 arasındaki çok yönlü ilişkilerin geliştiği bir küçücük köy haline gelmiştir (S.Suğur, N.Suğur, t.y: 20-25). Küreselleşmenin hızlanması ve kapitalizmin yeniden yapılanma sürecinde iletişim ve bilgisayar teknolojilerinin önem kazanması, interneti küresel sistemin kültürel mecrası haline getirmiştir. İletişim teknolojileri tarihinde ilk kez internet aracılığıyla bireyler, iletişimde bulunduğu “ötekinin” biyolojik ve toplumsal varlığını, sesini, görüntüsünü, cinsiyetini, kısaca bireysel tarihini dikkate almaksızın iletişimde bulunabilmektedirler. Bireyler kimlikle oynamanın yeni olanaklarına erişebilir; hiç tanımadığı birine karşı kendi kimliğini gizleyerek, ismini, cinsiyetini, toplumsal rolünü ve statüsünü değiştirerek iletişimde bulunabilmektedir (Karaduman, 2010: 282-283). Dijitalleşme ile birlikte insan hayatının yeni bir alanda değerlendirilmeye başlanması insan hayatında köklü değişiklikler getiren bilgisayarların geleneksel değerleri de yavaş yavaş değiştirmesine zemin hazırlamıştır (Gemalmaz, 2011: 2-4). C. Sanal Âlemde İletişim Doyumu Son dönemlerde enformasyon toplumu, bilgi toplumu, bilişim toplumu gibi tanımlamaların yanında teknoloji toplumu ya da ağ toplumu gibi ifadelerle de karşılaşılmaktadır. Bilişim teknolojilerinde meydana gelen gelişmeler, veri alış verişini de hızlandırarak Marshall McLuhan’ın belirttiği “Küresel Köy” kavramını göstermektedir. İletişim teknolojilerinin yaygınlığı ve internetin de buna katılması enformasyonun serbest dolaşımını kolaylaştırmaktadır(Yengin,2012). Günümüzde internet bir iletişim aracı olmanın ötesinde bir toplumsal mekan olarak değerlendirilmektedir. Bu mekan yeni toplumsal ilişki biçimlerinin yaratılmasında önemli bir araçtır. Diğer iletişim biçimlerinin yerini almasa da insanın iletişimde bulunabilme mekanlarına bir yenisinin internet aracılığı ile eklendiğini söylemek mümkündür (Güzel, 2006: 3- 4). Zaman ve mekan sınırlarını aşarak birey-birey ve birey-grup iletişimine izin veren internetin, etkileşim özelliği sayesinde grupların aynı anda karşılıklı iletişimini, tıpkı bir yüz yüze iletişimde olduğu gibi kolaylaştırdığı görülmektedir. İnternetin bu özelliği onu daha çok yeni toplumsal ilişkiler alanı olarak öne çıkarmaktadır. Artık 49 günlük hayatta yaşamış olduğumuz pek çok ilişki biçiminin internet sayesinde farklı bir boyuta taşınmış olduğu gözlenmektedir. Bu sayede sanal mekan, sanal gerçeklik, sanal cemaatler ve kimlikler gibi yeni kavramlar hayatımıza girmiştir (Güzel, 2006: 5) 1.Sözlü İletişim Kaygısı Sözlü ve yazılı kültür arasındaki ayrım ilk olarak, ancak elektronik çağda kavranmaya başlamış ve elektronik çağ ikincil sözlü kültür çağı olarak değerlendirilmiştir. Varlığı yazı ve matbaa teknolojilerine dayanan telefon, radyo ve televizyon ise sözlü kültürün çağında yer almaktadır (Özdemir, 2006: 67). Sanal sohbet iletişimcileri, anlam üretmek ve onu yönetmek için sadece elektronik ortama bağlı kalmaktadır. Siberuzam olarak ifade edilen sanal ortamlarda yüz yüze ortamlarda bulunan fiziksel görünüm, dilbilgisi ve sözsüz ipuçlarının ya olmaması ya da gücünün azalmış olması gibi durumlarda yüz yüze ortamlarda duygu ve hislerine güvenerek hareket eden iletişimcileri kendilerini sınırlandırılmış hissetmektedirler (Uzun, Aydın, 2012: 264-265). Sözlü iletişim kaygısı, bireylerin diğer bireylerle iletişim kurmaktan çekinmesi ya da iletişim kurma ihtimali karşısında duydukları endişe ve korkudur. Çocukluk dönemimin ilk yıllarında ortaya çıkan iletişim kaygısı utangaçlık, içine kapanıklık, sessizlik gibi kişisel özelliklerde baş göstermektedir. Çocukluk yıllarında sözlü iletişim kurma konusunda olumsuz tutum geliştirilmesi bu kişilerin ileride sosyal hayatlarına da etki ederek daha az iletişim kurmayı gerektiren sorumlulukları tercih etmelerine neden olmaktadır. İletişim kaygısı yüksek olan bireylerin sosyal ilişkileri de durağandır ve asosyal bir yapı sergilemektedirler. Yapılan araştırmalar sonucunda iletişim kaygısı yüksek bireylerin fazla iletişim kurma çabasına girmek istemediklerinden düşük ücret ve pozisyonda çalışmayı tercih ettikleri görülmektedir (Aydın, 2010: 44). 2. Bilgisayar Kaygısı Teknolojinin gelişmesine paralel olarak yeni teknolojik ortamların oluşması ile bilgisayar bir iletişim aracı olarak kullanma konusunda belirli bir tutum sergileyen bireylerin hissettikleri olumsuz sonuç beklentisi bilgisayar kaygısı adıyla 50 tanımlanmaktadır. Yeni teknolojinin hızla değişen doğası ile sonradan ortaya çıkan sosyal değişimdeki zorlamanın buna neden olduğu belirlenmiştir (Çavuş, Günbatar, 2008: 151-152). Bilgisayar kaygısı konusunda yapılan araştırmalar 1980 ve 1990’lı yıllarda bilgisayarın iş dünyasına dâhil olması ile giderek kişilerarası iletişimde aktif rol oynaması sonucu yoğunluk kazanmıştır. Bilgisayar kaygısı taşıyan bireylerin bilgisayarda yapılması gerekli işlemleri elde yapmak ya da başkalarına yaptırmak gibi davranışlar sergiledikleri görülmüştür. Çevrimiçi ortamlarda da bilgisayar kaygısının, bilgisayar kullanım sıklığı, bilgisayar ortamında gösterilen performansı olumsuz etkilemekte ve bilgisayar kullanımı ile tatmin olma arasında negatif bir ilişki olduğu belirlenmiştir (Aydın, 2010: 47-48). 3. Yazma Kaygısı İnternet, bütün konuşmaların yazıldığı sessiz bir dünyadır. Bu dünyada varlık, beden ve mekândan arınmış ve yalnızca kelimelere dönüşmüş bir biçimde vücut bulmaktadır (Güzel, 2006: 6). Bilgisayar klavyesi aracılığıyla veri girme yoluyla gerçekleşen internet aracılı iletişimde elektronik posta, konferans sistemleri, tartışma grupları ve internet sohbeti geleneksel yazma ve daktilo etmenin geliştirilmiş şekilleridir (Doğan, 2006: 65). Yazma kaygısı ile ilgili ilk bilgiler 1975 yılında dile getirilmiş ve yazılı iletişim kurma konusunda kaygı yaşayan bireylerin çevrimiçi ortamlarda da başarısız oldukları gözlenmiştir. Bireylerin sahip oldukları yazma kaygısı bireylerin bilgisayar kullanma konusundaki olumlu ya da olumsuz tutumlarını etkilemekte ve bilgisayarı bir iletişim aracı olarak değerlendirmelerinde önemli bir etken olduğu ortaya konmuştur (Aydın,2010: 49-50). Her tür metinsel bilgiyi izlenim oluşturmak için kullanan kişiler, metin aracılığıyla bilgisayar dolayımlı iletişimi gerçekleştirmektedirler (Doğan, 2006: 89). D. Ekran Ötesinde Yaşam Her şeyi yönlendirebilme gücünün çekici geldiği sanal mekânlar (Uzun, Aydın, 2012: 276), küresel olarak birbirine bağlanmış bilgisayar temelli ve erişimli, çok 51 boyutlu, yapay ya da sanal birer gerçekliktir. Sanal mekânda enformasyona dayalı kurumların ve çalışmanın tıpkı sıradan fiziksel mekânda olduğu gibi bir tarza, kimliğe, mimariye ve çalışma gerçekliğine sahip olduğu bilinmektedir. Bir coğrafya, bir fiziksel mekân, bir doğa ve yasaya sanal mekânların da sahip olduğu ve burada insanların eğlenme, kendini eğitme, arkadaşlık ya da dayanışma arama gibi beklentilerine cevap bulma gayretinde olduğu görülmektedir (Güzel, 2006: 5-6). İletişim teknolojisi geliştikçe ve aradaki engeller kayboldukça internet ağı üzerindeki insanlar birbirlerine daha fazla yakınlaşmaktadırlar. Bu yakınlaşma ortak paylaşım alanları oluşmasını ve bunu takiben de elektronik bir internet kültürünün meydana gelmesini sağlamaktadır. Bilgisayarlardan oluşan küresel bir ağın biçimlendirdiği etkileşim mekânı anlamına gelen siberuzay, internet kullanıcılarının yaşadığı yeni bir alanı ifade etmektedir. Bu alanda kişiler artık insanlar olarak değil, birbirlerinin ekranındaki mesajlar olarak görünmektedirler. Kullanıcıların kimliklerini tanımadıkları e-postalar dışında, internette kimin gerçekten kim olduğu, cinsiyeti ya da dünyanın neresinde olduğu konusunda kimse emin olamamaktadır (Denizci, 2009: 50). Sosyal ağlar özellikleri ve sundukları imkânlarla zaten bireyi bir yönlendirme ve sınırlama halindedirler. Profil özellikleriyle oluşturulan ve zaman içinde paylaşılan içeriklerle derinleşen kimlikler, her ne kadar bireyin tekelindeymiş ve bu oluşum sürecinde birey özgürmüş gibi gözükse de bu süreçte farkında olmaksızın yönetilmektedirler. Bütün bu yeni toplumsal ilişki biçimleri, internet üzerinde kurulan toplumsal bir alana dikkatleri çevirmektedir. Gündelik hayatın fiili erişim alanları dışında, bir ekran üzerinden ilişki ve etkileşimlerin yürütüldüğü, insanların bir araya geldiği görülmektedir (Kılıç, 2012: 144-147). İnsanlar kendilerini internette birçok benliğe dönüştürerek yeni bir benlik inşa edebilmektedirler. Internet postmodern yasamın özelliği olan benlik inşa etmek ve yeniden inşa etmeyi deneyimlemek için önemli bir sosyal laboratuar olarak değerlendirilmeye başlanmıştır. Sanal gerçeklikte kişiler kendilerini yeniden yaratır ve yeniden sekilendirir (Doğan,2006: 56). İnternet fiziksel mekân ve toplumsal ilişkilerle 52 olan paralelliği sayesinde, sanal topluluklar ve kimlikler oluşturmakla kalmayıp kişilerarası iletişime katkı sağlayabilmektedir (Güzel, 2006: 5-6). 1. İnternet Üzerinden Şekillenen Kimlik Kimlik, bireyin kendi kendisini, ihtiyaçları, davranışları ve ilgileri belirli ölçüde tutarlık gösteren, kendi kendine sadık, diğerlerinden ayrı ve farklı bir varlık gibi algılanmasını içeren, bilişsel ve duyuşsal bir nitelikte bileşik bir zihinsel yapı olarak tanımlanmıştır (Bilgin, 2001: 182). Toplumun sosyal sisteminin en temel ve en önemli kökenini kimlik kavramı oluşturmaktadır. Topluma etki eden kimlik, bireylerin gerek kültürel gerekse yaşadıkları çevrelerdeki sosyal konum ve statülerinin karşılığı olan çok boyutlu, inanç, tutum, değer yargıları gibi yaşam biçimini sembolize eden bir kavram olarak kullanılmaktadır. Kimliğimizi sarmalayan özellikler, toplumda yaşayan diğer bireylerle girdiğimiz sosyal ilişkiler ve etkileşimler içinde oluşan niteliklerdir. Bu da kültür içinde biçimlenen bir temeli oluşturmaktadır (Karaduman, 2010: 288). Günlük yaşantı ve diğer insanlarla ilişkiler değerlendirildiği zaman karşı tarafın hakkımızdaki duygu ve düşüncelerine ne kadar önem verildiği herkes tarafından kabul görmüş bir gerçekliktir. Çoğu zaman karşı tarafta olumlu bir izlenim yaratılması için çok çeşitli yollar izlenebilmektedir. Karşımızdakinin düşüncelerini tesadüfe bırakmak yerine onları biçimlendirme davranışı sergilendiğini de görebiliriz. Yani bazen kimliğe yeni bir şekil vererek karşı tarafı sunumu söz konusudur. Kimlik bu noktada, olayları ölçen ve değerlendiren bir mekanizma olarak işlev gördüğü gibi bireyin motivasyonlarının, tutumlarının ve tepkilerinin belirlenmesinde de önemli bir etken olmaktadır (Bilgin,2001: 197-211). Bir toplumu oluşturmanın aşamaları olarak gösterilen formlar, kimlik, ilişki gibi öğelerin internet ortamında da uyarlanabildiği görülmüştür. Belli bir süre sonra insanlar online kimlikler yaratırlar. Kullanıcılar cinsiyetleri, görünüşleri, cinsel kimlikleri ve umum ile ilgili diğer özelliklerini değiştirir ve olmak istediği kimliğe dönüştürür. Bu açıdan değerlendirildiğinde sanal toplumların oluşmasına etki eden en önemli unsurun uygarlıkla gelen tüm maskeleri bir tarafa bırakmayı kolaylaştırması sonucuna varılmıştır. Kendini nasıl görmek istiyorsa o şekilde sunmayı başarmak artık kişinin kendi denetimine bırakılmıştır (Güzel, 2006: 6-7). 53 Tarihte toplumsal yapılanma şekillerine göre kimlik oluşumlarının da etkilendiği bilinmektedir. Toplumlar karmaşıklaştıkça ve çeşitlendikçe kimliklerin de değişken bir yapıya sahip olduğunu görülmektedir. Bu değişken yapı örneğin geleneksel toplumlarda bireyin dışında ve yaşadığı topluluğun aidiyetleriyle biçimlenirken, modern toplumlarda bireyselliğin ve bireysel aklın ön planda olduğu şekliyle karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde ise kimliğin, aşırı parçalanmış, çoklu özellikler gösterdiği ve çok çeşitli karakteristiğe büründüğü saptanmıştır (Karaduman, 2010: 287). Bazı insanlar için sanal ortam araçlarını kullanmak, yüz yüze iletişim biçimlerinin yerini almasından ziyade destekleyici bir işlev olarak görülmektedir. Yeni teknolojiler sahip oldukları özellikleri nedeniyle kullanıcılarına izleyici ya da topluluk karşısında imajlarını vurgulamalarına ve ya kendilerini ortaya çıkarmalarına izin veren bir yapıdadır. Bu sayede internet üzerinde kimlikler yeniden yaratılabilmekte ya da şekillendirilebilmektedir (Uzun, Aydın, 2012: 264). 2. İnternette Online Flörtün Motivasyonları En az son otuz yıldır internet, gündelik bir iletişim ve ilişki kurma aracı haline gelmiş ve bireyler bu aracı giderek daha fazla kullanır olmuşlardır. İnternet kullanarak evde tek başına olmaktan çıkarak sanal bir topluma katılmak suretiyle başkalarıyla paylaşımlarda bulunmak, gündelik hayatın yeni bir gerçekliğidir. İnternet aracılığı ile sanal âlemde kurulan toplumsal yapı, devamlı surette kullanıcıların katkılarıyla inşa edilmekte ve sürekli yenilenerek canlılığını korumaktadır (Kılıç, 2012: 144). Son yıllarda sosyal paylaşım ağlarının hayatımızı ele geçirmesi ile birlikte, dünyanın diğer ucundaki insanlar ve bunların alışkanlıkları, yaşayışları ve kültürleri hakkında birebir kendilerinden bilgi alınmaya başlandı. Normal şartlarda belki asla tanışma fırsatını bulunamayacak insanları tanıma fırsatının elde edilmesinin yanında, internet üzerinden tanıdığı insanlarla hayatlarını birleştirerek evlenen çiftler sıklıkla duyulmaya başlandı. Ülkemizde de bu tür evliliklere yurdun pek çok yerinde rastlandığı ortaya çıktı. Örneğin Mardin’de son yıllarda internet üzerinden tanışıp evlenen çiftlerin sayısında büyük artış yaşandığı belirtildi. 2010 yılının ilk on ayında 150 çift internet üzerinden tanışıp evlendiği belirlenirken, Mardin Belediyesi 54 Evlendirme Dairesi’nin açıklamalarına göre, internet üzerinden yabancı uyruklu kadınlarla tanışarak yapılan evlilikler de de son yıllarda artış meydana geldiği saptanmıştır. Öyle ki son iki yılda 400'ün üzerinde yabancı uyruklu kadının Mardin’e gelin olarak geldiği belirtilmektedir (Duygulu, 2011). İnternet üzerinde sosyal ağ sitelerinin kullanıcı sayısının giderek artması ile son yıllarda popüler bir iletişim ortamı olması kişilerin neden bu ortamda olmak istedikleri ile ilgili araştırmaların yapılmasına da olanak tanımıştır. Pek çok sebeple bu ağların kullanılması ile birçok motivasyon harekete geçirilebilmektedir. Özellikle kişilerin bireysel ve toplumsal birtakım gereksinimlerine göre kitle iletişim araçlarını seçtikleri ve bu kullanım sonucunda belirli doyumlara ulaştıkları görüşü savunulmaktadır(Biçer, 2014;60). Yeni insanlarla tanışmak, kimlik değiştirebilmek, kişinin her şeyi yönetebilme gücünü kendinde görmesi, merak, zaman geçirme günlük sorunlardan uzaklaşma gibi nedenlerle internet aracılı ilişkiler tercih edilmeye başlanmıştır (Uzun, Aydın, 2012: 283-284). E. Teknoloji ve Yabancılaşma Her toplumda ve her çağda görülen yabancılaşma etkisi, özellikle sanayi devrimi ile birlikte toplumun yapısında meydana gelen, köklü sosyal ve kültürel değişmelere bağlı olarak, yoğun bir şekilde yaşanmaya başlanmıştır. Bu değişimlere ilk aşamada insanların uyum sağlaması güç olsa da uzun süre içinde geliştirdikleri ve alıştıkları hayat tarzı ile yeni oluşan hayat tarzı arasındaki bocalama yabancılaşmaya neden olmuştur (MEB,2011: 13-14). Özellikle 20. Yüzyılın son dönemlerinde bilim ve teknoloji alanındaki gelişmeler çağdaş insanın vaktinin çoğunu bilgisayar ya da televizyon ekranı karşısında geçirmesine neden olmuştur. Uzaklaşmayı ifade eden yabancılaşma kelimesinin kökenine baktığımızda ‘yabancı’ kelimesinin toplum içinde diğerleri ile bağlantısı olmayan, sağlıklı ilişki kuramayan, topluma herhangi bir uzantısı olmayan, kendini toplumdan dışlamış bireyi tanımlamaktadır (Adıgüzel, 2001: 54-55). Kapitalist ekonomik sistemi kitle toplumu ve kitle kültürünün tüketim boyutunda anlam kazanmasına neden olmaktadır. Üretimin sürekliliğini sağlamak için 55 kitle psikolojisi bağlamında, reklam ve moda endüstrileriyle tüketim teşvik edilmektedir. Kültür ürünlerinin de standartlaştırılarak tüketimi özendirilmesi ile birlikte Adorno’nun da söylemiyle “kültür endüstrisi” hayat alanlarımızı kuşatmaya başlamıştır (MEB,2011: 13-14). Yalnızlık, yabancılaşma ve sosyal manada kaybolma hisleri sosyal ideal ve amaçlarda duygusal çöküşlere zemin hazırlamaktadır (Adıgüzel,2001: 63). İnsan davranışlarının, tutum ve düşüncelerinin eylemlerinin standart hâle gelmesi ile birlikte tek boyutlu insan ve tek boyutlu toplum olgusu meydana gelmiştir. Teknolojik gelişmelerle dünyanın küresel bir köye dönüşmesi, sınırları ortadan kaldırmış olsa da milli kültür kodları ile yabancı kültür kodlarının çatışması ve uyumsuzluğu, sosyo-kültürel hayatta ikilemlere ve bunalımlara neden olmaktadır. Bu bağlamda toplumda yabancılaşma olgusu filizlenmeye başlamaktadır. Modern toplumda birey giderek yalnızlaşmakta kendine ve çevresine karşı yabancılaşmaktadır (MEB,2011: 14-16). 1. Dijital Tanışma ve Sanal Kavramsallaştırma İnternet, bir taraftan kullanıcıları belirli bir kimliğe ve kültüre davet ederken bir taraftan kişilerin karşılıklı etkileşimine olanak tanımaktadır. Katılımcıların kendilerini yeniden tanımladıkları ve sosyal ilişkilere katıldıkları kimlikleri ile karşımıza çıktıkları görülmektedir. Özellikle arkadaş sitelerindeki sohbet odalarında kullanıcılar kendilerine yeni kimlikler oluşturarak sanal mekâna dâhil olmaktadırlar (Güzel,2006: 13). İlişkinin başlaması ve sürdürülmesi, hem coğrafi konum bakımından hem de, iki kişinin arasında oluşan ilişki mesafesi bakımından yakınlık, sevgi anlayışı ve duygusal özellikler, çiftleri ve ilişkiyi etkilemekte önemli bir faktör olarak değerlendirilmektedir. Sanal ortamdaysa insanlar birbirine çok uzak mekânlarda oldukları düşüncesine paylaştıklarının ve kapılmaktadırlar. ortak sanal ağın Ancak birer sanalda parçası olsa aynı ortamı olduklarının farkına varılamamaktadır. Oysa sanal olarak aynı sokak, mahalle ve köy içinde yakın mekânları paylaşmaktadırlar (Yılmazçoban, 2010: 183). 56 2. Online Bir İlişkiye Etki Eden Faktörler İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre araştırmada online flörtün mutlu bir evlilikle sonuçlanma olasılığının geleneksel yöntemlerle tanışmaktan daha fazla olduğu saptanmıştır. Sanal alem ve geleneksel yolların ilişkiler üzerindeki etkisini inceleyen uzmanlar inceleme sonucunda online ilişkilerin geleneksel ilişkilere göre mutlu bir evliliğe gitme olasılığının daha yüksek olduğunu tespit etmişlerdir. Araştırmada bu evliliklerin daha uzun sürdüğünü yönünde bir sonuca da varılmıştır (http://www.gazeteport.com.tr). Araştırmada, sanal âlemde başlayan ilişkinin boşanma ile sonuçlanma olasılığının bir arkadaş ya da tesadüfler sonucu başlayan ilişkilere göre yüzde 25 daha az olduğu yönünde de bir açıklama yer almaktadır. Uzmanlara göre sanal alemdeki bu başarının ardında yüksek düzeydeki motivasyon yatmaktadır. Çünkü tarafların birbirlerine daha fazla odaklandığı tespit edilmiştir (http://www.gazeteport.com.tr). a. Motivasyon Motivasyon bir ihtiyacı gidermek için gerekli davranışları başlatan kuvvet olarak değerlendirilmektedir. İnsanların belirli bir hedefe ulaşmak ya da belirli bir durumu gerçekleştirmek için harekete geçmesi olarak tanımlanan motivasyon; teşvik etmek, etki altına almak, harekete geçirmek gibi anlamlar da taşımaktadır (Yıldırım, 2007: 3-4). İnsan psiko-sosyal bir canlı olarak çeşitli ihtiyaçlara sahiptir. Bu ihtiyaçların bir kısmı fizyolojik ve somut olabileceği gibi, gözle görülemeyen ama son derece önem taşıyan soyut ihtiyaçlar da olabilmektedir. Birey bu ihtiyaç ve arzularını tatmin etmediği zaman bir iç dengesizlik durumu ortaya çıkmaktadır. Bu ihtiyaçlar, sosyal çevre ve kültürün etkisiyle zaman içinde yön değiştirebildiği gibi, gücünü kaybedebilir veya artırabilir. Dolayısıyla, kişinin içinde bulunduğu sosyal çevresiyle çelişmeyen arzu ve isteklerinin mutlaka karşılanması gerekmektedir (Bilegt, 2012: 29). Motive edilmiş bir davranış amaca yönelik davranıştır ve hareketler diğerlerine nazaran daha organize edilmiş, daha yönlendirilmiş bir şekilde oluşmaktadır. Bu tür davranışların yapılışındaki canlılık, sarf edilen enerji, değişim ve dağılmaya karşı 57 dirençleri devam süreleri bu davranışların motive edilmiş olduklarını göstermektedir. Bu nedenle motivasyon, genellikle hedefe yönelik bir davranışlar dizisini başlatan, yönlendiren, devamını sağlayan ve neticede durduran bir süreç zinciri olarak da anlaşılmalıdır (Kaplan, 2007: 3). İnsanların iletişim kurmada yaşadığı kaygı ve utangaçlık bireyi olumsuz etkileyen güdülerdir. Yeni iletişim teknolojilerini kullanma konusunda bireylerin geliştirdikleri isteklilik, tatmin, memnuniyet ve bu teknolojiye karşı takınılan tutum bireylerin bilgisayar ortamındaki iletişim süreçlerini olumlu güdülediklerini ortaya çıkartmıştır. İletişim sonucunda bireysel bir kazanç elde edileceği düşüncesi, bilgisayara dayalı iletişim ortamlarının kullanım sıklığının ve ortama ilişkin tatmin duygusunun olumlu bir etmen olduğu belirlenmiştir. Ayrıca bu ortamda paylaştıklarına verdiği değer ortamın ne sıklıkla kullanılacağını belirlediği gibi kişinin motivasyonunu da olumlu yönde etkileyen bir etmendir (Aydın, 2010: 39-40). b. Doğal Ortam ve Sanal Ortam Arasındaki Farkların Ortadan Kalkması Araştırmaya göre, çevrimiçi topluluklara üye olan İnternet kullanıcılarının %43’ü sanal topluluklarda yaptıkları edimleri gerçek topluluklarda yapıyormuş gibi güçlü bir duygu hissettiklerini belirtmişlerdir. Bu kişiler sanal dünyaların gerçeğiyle yarışmaya hazır unsurlar sunduğunu iddia etmektedirler. Bilgisayar aracılı iletişim teknolojilerinin geldiği son aşamalar olarak kullanıcılarına sunduğu alternatiflerle gerçek yaşamdaki gibi etkileşime girebilmelerine, sunulan gelişmiş görseller içinde gerçek dünyaya benzer tutum ve davranışlarını sürdürmelerine imkân tanımaktadır (Uzun, Aydın, 2012: 264,265). Yaşamımızın büyük bir bölümünde aktif olan sanal kavramı sunduğu pek çok şey ile gerçek olduğuna inanılan ya da inandırılan bir yapı haline gelmiştir. Sanal ortamlarda oyunlar oynanmakta, sohbet odalarında muhabbetler edilmekte ve sosyal erişim sitelerinde haberler, ürünler, hizmetler, fikirler ve kültürel değerler tartışılmaktadır. Bilgisayar üzerinden erişilen sanal ortamlarda gün geçtikçe daha fazla vakit harcamaya başlayan insanlar, gerçek yaşam ihtiyaçlarını da buradan karşılamaya başlamışlardır. Kendilerine ait yeni sanal bir dünya kurarak yaşayan insanların 58 davranışları da değişim göstermeye başlamıştır. Hatta sanal dünya ile gerçek dünya arasındaki sınırın yok olmaya başladığı da iddia edilmektedir (Karakuş, 2012). İnternette online flört, sanal ortam ile gerçek hayattaki sınırların giderek ortadan kalkması ve çeşitli nedenlerle sanal iletişimin tercih edilme nedenlerine değinilmiştir. Üçüncü bölümde evlilik sitelerinin konuyu nasıl değerlendirdiği ve hangi durumları göz önüne alarak ilişkile yön verdiği konusu anlatılmıştır. III. İNTERNETTE EVLİLİĞİN SUNUMU ve KULLANICI MOTİVASYONLARI A. İnternet Aracılı İletişimde Duyguların Yansıması İnternet çağımızın en önemli teknolojisi durumunda olup dünya genelinde yer alan milyonlarca bilgisayarın bir arada bağlantılı bir şekilde bulunduğu geniş bir ağdır. Her yaştan her kullanıcı internet teknolojisine yoğun bir şekilde ilgi göstermektedir. Toplum ve teknoloji birbiriyle sürekli etkileşim halindedir (Kırık, 2014: 337). İnternet sosyalleşme biçimlerini, iletişim şekillerini değiştirir sanal eylemler yoluyla sosyal hareketlere ivme kazandırmaktadır. İnternet sahip olduğu ortamındaki etkileşim bir sosyal anlam taşır ve sonuç itibarı ile bir sosyal durum oluşturur (Derdiyok, 2014). Yapılan araştırmalar internet aracılığıyla tanışan insanların büyük çoğunluğunun ortak zevkleri doğrultusunda arkadaşlıklar edindiği belirlenmiştir. Bu arkadaşlıkların zamanla evliliklere dönüştüğü, sosyal mecra sayesinde tanışan insanlar arasında evlilik oranlarının da artığı saptanmıştır (http://www.ruhikizi.com/). Chicago Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, internet yoluyla tanışan çiftlerin yaptıkları evliliklerde daha mutlu olduklarını göstermiştir. Araştırma 2005 ve 2012 yılları arasında evlenen 19 binin üzerinde çifti kapsamaktadır. Araştırma sonucunda internet aracılığıyla tanışan çiftler arasında boşanma oranı yüzde 6 oranında belirlenirken, bu oran diğer çiftlerde yüzde 7,6'ya kadar yükseldiği tespit edilmiştir. Çiftlerin ne kadar mutlu olduğu ve ilgi bulduğuna dair yapılan anketlerde ise ‘online’ olarak kurulan evliliklerde tatmin puanı 5,64 olarak belirlenmiş; ancak bu oranın diğer çiftlerde 5,48'e kadar düştüğü görülmüştür (http://www.hurriyet.com.tr). 59 Online platformlarda tanışan çiftlerin yüzde 45'lik kısmının birbirlerini çöpçatanlık sitesinde bulduğu ve büyük bir bölümünün yaş kategorisinin 30-39 aralığından oluştuğu belirlenmiştir. Çoğunluğu çalışan ve yüksek gelir grubundan olan bu çiftlerin, etnik anlamda da çeşitlilikler gösterdiği görülmüştür. Chicago Üniversite'sinin yaptığı bu araştırmada, araştırmacıların yaptıkları gözlemlerde yüksek motivasyon ve birçok seçenek arasından karar verme gibi olanakların yer almasının bu çiftlerin birlikteliklerine daha fazla katkı sağladığını ortaya koymuştur. Daha fazla aday sayısıyla karşılaşma imkânını sunuyor olması ile eşlerini belirleme şansına sahip olan çiftlerin, doğru eşleşmeyi yakaladıkları zaman daha mutlu olduğu görülmüştür (http://www.indeksiletisim.com/). B. İnternetteki Evlilik Sitelerinin İlişkiler Üzerindeki Tutum ve Uygulamaları Kitle iletişim araçlarının günlük hayatımıza girmesi ile birlikte sosyal hayata yansımaları da kaçınılmaz olmuştur. Bu durumun insanların evlilik algısı üzerinde de etkili olduğu ve birtakım değişiklikler yarattığı düşünülmektedir. Sosyal ilişki alanlarında görülen bu değişim farklılık gösterse de ilanla evlilik olgusunun gazete, dergi, tiyatro, televizyon ve sinemada da görülmesi üzerinde durulması gereken bir gerçekliktir. 2000’li yılların Türkiye’sinde televizyonlarda yayınlanan evlilik programları veya internet sitelerinde eş arayanlar şeklinde gördüğümüz bu durumun 100 yıl önceki örneğine gazeteye verilen evlilik ilanlarında rastlanmaktadır. Osmanlı gazetelerinde yer alan izdivaç ilanları, ilanla evlilik konusunun, her dönem güncelliğini koruduğunu da göstermektedir (Bayrak, 2011: 139-140). Osmanlı döneminde Samsun’da yayımlanan Musavvar Malumat Gazetesi’nde evlenmek isteyenler bu taleplerini gazeteye verdiklerin ilanlarla duyurmuşlardır. Buradaki ayrıntı ilanları sadece erkekler verebiliyor olmasıdır. Kadınların böyle bir şey yapması o dönem için ayıp karşılanan bir durumdur. Günümüzde ise bu ilanların yerini evlilik programları ve ya evlilik siteleri aldığı görülmektedir (http://www.timeturk.com/tr). 100 yıl öncesinde Samsun'da yayımlanan Musavvar Malumat Gazetesi'nde yer alan izdivaç ilanlarından bazıları şu şekildedir: 60 "Ben bir zabitim. Rütbem Mülazım, memuriyetim şehirde. Yaşım yirmi alt ı. Yumuşak huyluyum, kadınlığın esaretinden müştekiyim (şikayetçiyim). İşret (içki) asla kullanmam. Tütün içmem. İdaremi bilirim. Başka gelirim olmadığı gibi kimsem de yoktur. Yirmi iki yaşlarında, iyi huylu, inas mektebi idadiyesi (Kız Lisesi) derecesinde tahsil görmüş, iyi evlat terbiye eder, ev işlerini yapmağa gücü yeter, musikiden anlar, sadeliği sever, bir refikaya talibim. Şartlar uygun olduğu takdirde evvela vekil veya velisinin (muhterem Malumat vasıtasıyla) adreslerini bildirmelerini arz eylerim. (H. Celal)" "Yaşım Yirmi, 700 Kuruş Maaşım Var" Bir validem var. Askerim. 700 kuruş maaşım var. Yaşım yirmidir. Asil ve güzel bir kız ile izdivaç etmek istiyorum. Bunun için aşağıdaki özelliklere sahip bulunması lazımdır. -14 ila 17 yaşında bulunması. -Bir parça musikiye aşina olmalı. -Benim maaşım kadar bir gelire sahip bulunması. -Oldukça mutaassıp olmalı. Yukarıdaki şartlar dahilinde dest izdivacı arzu edecek hanımefendilerin ya adreslerini bildirmesini veya gazetenizle adresime müracaat etmesini arz eylerim. (H.N.) -"Serveti Az Veya Çok Olsa Da Kabul Ederim"Otuz yaşındayım. Henüz evlenmedim. Asil bir aileye mensup olduğum gibi güzel ve asil bir hanım kız ile izdivaç edip bir aile teşkil etmek isterim. Dört bin lira gelirim var. Hiçbir şeye ihtiyacım yok. Yalnız ihtiyacım, iffet sahibi bir kız ile izdivaç etmektir. Benim ile teşriki hayat edecek olan refika-i müstekbalemin (müstakbel eşimin) serveti az veya çok olsa da kabul ederim. Asil bir aileye mensup olmak, yirmi yaşından küçük ve yirmi beşten büyük olmamalı. Okur yazar, biraz 61 musikiye aşina olmalı. Bu şartlar dahilinde izdivaca talip olanlara adresimi bildiririm. M.H." "En Mükemmelinden Dört Yüz Kuruş Maaşla İstihdam Edilmekteyim" "Samsunluyum. Samsun'da Devair Merkeziye’den (merkezi devlet işlerinde) en mükemmelinde dört yüz kuruş maaşla kitabette istihdam edilmekteyim. İki evim vardır. Birinde kendim oturuyorum, diğerini de kiraya veriyorum ve az çok araziye de malikim. Musikiye fevkalade merakım vardır. Huyum iyidir. Musikiye aşinayım. Yirmi yaşındayım. Münevver, musikiye aşina bir refika-i hayat isterim. Refika-i hayatımın benden büyük bir yaşa malik olmasını istemem. Talep vukunda fotoğrafını tetkik ederim. Daha bir çok olumlu özelliğe sahip bulunuyorum. Talep olanlar adresime müracaat buyursunlar. Samsun'da İskenderiye Oteli'nde Yusuf Ziya Bey vasıtasıyla. A.N." "Hoppalık, Züppelik İstemem" "On sekiz yaşına girmiş, kalbi, dimağı payitahtın nuru irfan medeniyetiyle tenvir etmiş. (İstanbul'un çağdaşlığının ilim ışığı ile aydınlanmış) Samsun'un havayı samimiyetinde (samimi havası içinde) oldukça yüksek bir ailenin dest tertibinde (terbiyesi ve gözetiminde) büyümüş bir Türk genciyim. İçki kullanmam. Kahve nedir bilmem. Hoppalık, züppelik istemem. 15-16 yaşlarında, aklı başında, gözü evinde, eli kalbinde, tahsili yerinde, asil ve necip bir aileye mensup sevimli bir kızla evlenmek istiyorum. 500 kuruş aylık gelirim, mükemmel bir evim ve ufak bir arsam var.Ancak saadetimizin devamı için refika-i müstakbelimin (müstakbel eşimin) biraz servet sahibi olmasını dilerim. İstanbul için iç güvey girilir. Bu şartları kabul edenler olursa Samsun'da İskenderiye Oteli'nde Yusuf Ziya Bey delaletiyle (aracılığıyla) M.H. Bey'e müracaat etmelidirler." "Gözü Kara Ve Boyu 1.64 Olmalıdır" ‘Evlenmek istiyorum. Yaşım yirmi dokuz. Rütbem Mülazımevvel'dir. Maaşım sekiz yüzdür. Kimsem yoktur. İçki kullanmam. Halihazırda İstanbul'un en iyi 62 yerinde vazife ifa etmekteyim. Refika-i hayatımda başlıca bulunması lazım gelen özellikler şunlardır, Evvela, yaşı 18-20 olmalıdır. Ayrıca orta halli bir aileye mensup olup, bir evi olmalıdır. Gözü kara ve boyu 1.64 olmalıdır. Bu şartlarla desti izdivacı arzu edecek hanımlar adresime bildirsinler. H.T.’ (http://www.timeturk.com/tr). Mutlu, uzun ve sağlıklı birliktelik yaşayabilecek ciddi ilişki niyetindeki üyeleri birbirleriyle tanıştırmak maksatlı kurulan evlilik siteleri, bu amaçla üyeleri arasında hem sosyo-ekonomik hem de kişilik testi sonuçlarına dayalı eşleştirme yapmaktadır. Ayrıca site içerisinde sadece birbirleriyle eşleştirilmiş üyelerin birbirlerini görmesine olanak tanıyan bir sistem ile çalışmaktadır (Tuvay, 2014). Günümüz Türkiye’sinde neredeyse en doğusundan en batısına kadar internet üzerinden tanışarak yapılan evliliklerin hemen her yerde hızla arttığı görülmektedir. İnternetteki bu potansiyeli gören bazı girişimcilerin tanıştırma ve arkadaşlık siteleri kurmalarıyla durum artık ticari getirisi olan bir iş kapısı haline dönüştüğü de söylenebilir. Bir başka ilginç durum da eskiden bu şekilde tanışıp evlenenler bu olayı sır gibi saklarken, şimdi rahatlıkla bu durumu paylaşabiliyor olmalarıdır (Duygulu, 2011). İnternet yoluyla yapılan evliliklerin yanında, televizyon kanalları aracılığıyla da evlilikler gerçekleşmektedir. Eskiden görücü usulü denilerek hafife alınan evlenme yönteminin benzeri, artık milyonların önünde, canlı yayında gerçekleşmekte ve insanlar kendilerine uygun eş adaylarını bu şekilde bulacaklarına inanarak stüdyoları doldurmaktadır. Bilgisayar ekranlarının karşısına bu amaçla oturan diğer bireylerde de aynı durumun varlığından söz etmek mümkün (Duygulu, 2011). Her yıl dünyada yaklaşık 1 milyon kişinin, online evlilik ve benzeri arkadaşlık siteleri vasıtası ile tanışıp evlendiği belirlenmiştir. Özellikle ABD’de toplam evlenen nüfusun yüzde 18’inin internetten tanışarak evlenildiği görülmüştür. ABD başta olmak üzere, İsviçre, AB ülkeleri ve özellikle son yıllarda İran ve Hindistan’ da da internetteki evlilik siteleri aracılığıyla tanışarak evlenenlerin sayısında önemli artışlar olduğu tespit edilmiştir. Yapılan araştırmalar sadece Amerika’da online 63 evlilik ve arkadaşlık sitesi sayısının 1.500 civarında olduğu, Türkiye’de de bu sitelerin varlığının gün geçtikçe arttığı ve evlilik siteleri sektöründe pazar payının giderek büyüdüğü belirlenmiştir (Mengi, 2011). Sevgili arayanların, evlenmek isteyenlerin günümüzde artık profesyonel danışmanlara başvurdukları bilinmektedir. Görücü usulü evliliklerin toplumun pek çok kesiminde kalmadığı, bunun yerine evlilik siteleri gibi modern yöntemlerin tercih edilmeye başlandığı görülmektedir (Özaytekin, 2012). Çağımızın temel sorunlarından biri olarak görülen yalnızlık, özellikle büyük şehirlerde yaşayan insanları etkisi altına alması modern insanı internete itmiştir. İnternetin bu doğrultuda insanları birbirine yaklaştırırken aslında daha büyük bir yalnızlığa mahkûm ettiği de düşünülmektedir. Bu konuda psikologlar neredeyse konuşmayı unutan, mesajlarla iletişim yolunu keşfeden modern toplum insanının artık duygularını da kablolar üzerinden gerçekleştirdiğini ifade etmektedirler (http://www.ruhikizi.com/). Her geçen gün, sayıları artan arkadaş, sevgili ve eş bulma sitelerinin binlerce kadın ve erkek üyesiyle duyguları internet üzerinden evlerimize taşıdığı belirtilmektedir. Asosyalleşen ve iletişim problemi yaşayan ya da hayatın hızlı akışı içinde kaybolmuş pek çok bireyin; tanışmak, sevgili olmak hatta evlenebilmek umuduyla bu siteleri ziyaret ettiğinden bahsedilmektedir. Bekâr, dul, boşanmış, evli ya da ayrı yaşayan pek çok kadın ve erkeğin buluştuğu bu sitelerin yozlaşmış ikili ilişkilere de ayna tutması bir anlamda toplumun kanayan yarasını da gözler önüne sermektedir (Candan, 2011) Sosyal ilişkileri ve hatta evliliklerdeki iletişimi yok eden televizyondan sonra bilgisayar ve internet de ona eşlik edip duygu dünyamızı fethetmeyi başarırken diğer taraftan da Avrupalılaşma ya da medenileşme adı altında yok olan alt kültürümüzün bir parçasının daha elden gittiği düşünülmektedir (Candan, 2011). 1. Profil Oluşturma Pek çok bilgisayar aracılı iletişim ortamlarında iletişim üyelik sistemiyle gerçekleştirilir. Bir tartışma grubuna, anında mesajlaşma sistemine, bir foruma üye 64 olmak isteyen kişilerin, kendine otomatik olarak gönderilen bir başvuru formunu doldurmaları istenmektedir. Kişilerin bu forma girdikleri bilgilerin tamamı ya da görünmesine izin verdikleri bir bölümü daha sonra kullanıcın o iletişim ortamındaki sanal kimlik kartı yerine geçen kullanıcı profilini oluşturmaktadır (Doğan, 2006: 62-63). Sanal ortamda, kitlelerle paylaşılması için kişi kendi profilini tanımlar ve paylaşır. Birbirlerinin profillerini eklemesine olanak tanıyan ve sistemdeki her kişinin birbirini görmesini sağlayan web tabanlı hizmetler, sosyal paylaşım siteleri ya da ağları olarak adlandırılmaktadır. Sosyal paylaşım ağları, fotoğraf paylaşım sitelerini, video paylaşım sitelerini, iş sektörü için hazırlanmış profesyonel siteleri vb. içermektedir (Karakuş, 2012). Profil oluşturmanın, kişilere kendini ifade sansı vermesinin yanında bir başka yararı da, kullanıcılara kendine benzer başkalarıyla tanışma ve onlar tarafından erişilebilir olma olanağı sunmasıdır. Profil oluşturma özelliğini destekleyen bilgisayar dolayımlı iletişim sistemleri profilde yer alan kategorilerle ilgili gelişmiş arama seçenekleri sunarak bir kullanıcının diğerine ulaşmasını sağlamaktadır (Doğan, 2006: 62-63). İnsanların yalnızlık duygularını hafifletebilecekleri ve birer fantezi olarak içlerinde yaşattıkları birçok özlemi ifade edebildikleri sanal dünya gerçek hayatta insanın, yakın çevresinden birisine yüzüne karşı söyleyemeyeceği bir sözü, internet ortamında söyleyebilmesinin nedeni, hem internet ortamından kaynaklanmakta hem de o kişinin maskelerin ardında sanal bir profil oluşturup söyleyebilmesinden kaynaklanmaktadır. Çünkü sanal dünyada insan, kendi kimliğini saklayabilir; ancak o sözü gerekli şekilde ve hızlıca karşı tarafa da ulaştırabilir (Tozal,2013: 3-4). 2. Evlilik Sitelerinde Evliliğin Yorumu Günümüzde birçok çift internetteki evlilik sitesi ya da arkadaşlık sitesi ortamlarında tanışıp ilişkileri yüz yüze devam ettirdikleri görülmektedir. İnternette ortak ilgi alanlarıyla ilgili bir yerde karşılaşan çiftlerin daha başarılı ilişkiler 65 kurduğu, yüz yüze görüşmeden önce, uzun süre internette iletişim halinde kaldıkları belirlenmiştir. Özellikle coğrafi olarak uzak yerlerde oturanların ilişkilerinin uzun süreli olabilmesi için önemli fedakârlık yapmalarının gerekli olduğu söylenmektedir. Gerçek yaşamda birlikte olabilmek için gereken düzenlemeleri yapamayanların ilişkilerinde ciddi problemlerin ortaya çıktığı yine bu araştırmalar sonrasında ortaya konmuştur (http://www.ruhikizi.com/). R. Şahinkaya’nın 1979 yılında Türkiye çapında yapmış olduğu bir araştırma sonucuna göre, eş seçimi ile aynı ya da yakın mekânda olmak arasında doğrusal bir ilişki bulunduğunu ortaya çıkartmıştır. Aynı mahalle veya köyden olmak, iki ayrı cinsiyetin ilk tanışmalarında etken olan unsurların başında geldiği görülmektedir. Üç büyük şehirde kadınların % 16,4’ü, diğer kentlerde % 21 ilçelerde % 23’ü köylerde %38,4’ü; erkeklerin ise üç büyük kentte % 29’u, diğer kentlerde % 29, ilçelerde %34,’ü ve köylerde % 48’i eşleri ile konut yakınlığı nedeni ile tanıştıkları görülmüştür (Aktaran: Yılmazçoban, 2010: 183). Internet’in yaygınlaşması ile birlikte çok önemli bir etkileşim ve iletişim ortamı sunması, sanal iletişimlerle arkadaşlık ve eş seçimi yapılmasını olanaklı hale getirmesi, sağlıksız arkadaşlık ve evliliklere yol açabilmekte ve aynı zamanda sosyal arkadaşlık ilişki düzenini de etkileyebilmektedir (Yılmazçoban, 2010: 192). İnternetteki evlilik siteleri incelendiğinde de, bir kısmının kendini bilimsel evlilik sitesi olarak tanıttığını görülmektedir. Bilimsel evlilik sitelerinin evlenmek isteyenleri karşı karşıya getirmek, eşleştirmek için kullandıkları algoritmalar bilimsel çalışmaların verileri kullanıldığı ölçüde bilimsel kabul edilebilir olduğu; ancak bilimsel olmaları sonucu %100 öngörebilmeleri anlamına da gelmemektedir. Günümüzde dünya çapında milyonlarca üyesi olan bilimsel evlilik sitesi ve sitelerine getirilen en önemli eleştirilerin de bu noktada yapıldığı görülmüştür (http://www.ruhikizi.com/). Kendini iş hayatına kaptırıp, yoğun mesai saatleri nedeniyle özel hayatlarına zaman ayıramayanlar aradıkları kişileri arkadaşlık, evlilik sitelerinde bulmak için harekete geçmektedirler. Son dönemde popüler olan bu tür sitelere üye olduktan sonra kişilik analizinden geçerek özellikleri birbirine en uygun olan adaylar 66 belirlenip bir araya getirilmektedir. Bunlar dışında adayın daha önce evlenip evlenmediği, çocuğu olup olmadığı, yaşı gibi özellikler de incelemeye alınmaktadır. Bu sitelere üye olunduğunda uzmanlar, üyeler için kimin uygun olacağına karar verir, buluşmaları için gereken ayarlamaları yapar ve randevuları alır. Üyeye sadece belirlenen zamanda belirlenen yerde olmak kalmaktadır (Mengi, 2011). Türkiye’nin neredeyse en doğusundan en batısına kadar internet üzerinden tanışarak yapılan evliliklerin hemen her yerde arttığı görülmektedir. İnternetteki bu potansiyeli gören bazı girişimcilerin tanıştırma ve arkadaşlık siteleri kurmalarıyla durumun artık ticari getirisi olan bir iş haline dönüştüğü de söylenmektedir. Bir başka ilginç durum da eskiden bu şekilde tanışıp evlenenler bu olayı sır gibi saklarken, şimdi rahatlıkla bu durumu paylaşabilmektedirler. İnternet yoluyla yapılan evliliklerle birlikte televizyon kanalları aracılığı ile de evlilikler gerçekleştirilmektedir (Duygulu, 2011). Yapılan araştırmalar her yıl dünyada yaklaşık 1 milyon kişinin, online evlilik ve benzeri arkadaşlık siteleri vasıtası ile tanışıp evlendiğini ortaya koymuştur. ABD’de toplam evlenen nüfusun yüzde 18’inin internetten tanışarak evlenildiği bilinirken, İsviçre, AB ülkeleri ve özellikle son yıllarda İran ve Hindistan internetten evlilik siteleri aracılığıyla tanışarak evlenme konusunda önde gelen ülkeler arasında yer almaktadır. Amerika’da sayıları 1.500 civarında olan bu sitelerin Türkiye’deki varlığı da pazar payı da gün geçtikçe büyüyor (Mengi, 2011). Sevgili arayanlar, evlenmek isteyenler artık profesyonel danışmanlara başvuruyor. Görücü usulü evlilik toplumun pek çok kesiminde neredeyse hiç kalmadığı söyleniyor (Özaytekin, 2012).Her geçen gün eskilerinin yanına bir yenisi daha eklenen arkadaş, sevgili ve eş bulma sitelerinin binlerce kadın ve erkek üyesiyle duyguları internet üzerinden evlerimize taşıdığı belirtiliyor. Asosyalleşen ve iletişim problemi yaşayan ya da hayatın hızlı akışı içinde kaybolmuş pek çok bireyin; tanışmak, sevgili olmak hatta evlenebilmek umuduyla bu siteleri ziyaret ediyor. Bekâr, dul, boşanmış, evli ya da ayrı yaşayan pek çok kadın ve erkeğin buluştuğu bu sitelerin yozlaşmış ikili ilişkilere de ayna tutuyor (Candan, 2011). 67 Çağımızın temel sorunlarından biri olarak görülen yalnızlık, özellikle büyük şehirlerde yaşayan insanları etkisi altına alıyor. Günümüzde modern insanların yalnızlığın çaresini internette bulmaya çalışıyor. İnternet insanları birbirine yaklaştırırken aslında daha büyük bir yalnızlığa mahkûm ettiği düşünülüyor. Bu konuda psikologlar, neredeyse konuşmayı unutan, mesajlarla iletişim yolunu keşfeden modern toplum insanının artık duygularını da kablolar üzerinden gerçekleştirdiğini ifade ediyor. Bu da toplumun kendisine yabancılaşmasına bir örnek meydana getiriyor. Karşısındakinin yüzüne kolayca söyleyemediklerini özgürce ifade edebilmek, kusurlarımızı kolayca saklayabilmek ve hatta kusursuz görünebilmek bu anlamda sanal bir kişiliğe bürünmenin avantajlarını da ortaya koyuyor (http://kisiselbakim.milliyet.com.tr). İnternetin sosyo-ekonomik durum da gözetmeyen yapısı, üniversite mezunu, sosyo- ekonomik düzeyi yüksek bireylerin de çok sık tercih ettiği bu sitelerden, genellikle yakın çevrelerinin de haberi olmuyor. Sosyal ilişkileri ve hatta evliliklerdeki iletişimi yok eden televizyondan sonra bilgisayar ve internet de ona eşlik edip duygu dünyamızı fethetmeyi başardığı, diğer taraftan da Avrupalılaşma ya da medenileşme adı altında yok olan alt kültürümüzün bir parçasının daha elden gittiği belirtiliyor(http://gundem.milliyet.com.tr). İki bölümde aktarılan bilgilerle ile araştırmanın teori kısmı sonlandırılmıştır. Buraya kadar olan bölümlerde iletişim, teknoloji, modernleşme ve evlilik konuları çeşitli başlıklar altında toplanarak açıklanmıştır. Yapılan araştırmanın uygulama kısmında elde edilen veriler ve bunların yorumlanması üçüncü bölümün içeriğini oluşturmaktadır. 68 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM EVLİLİK SİTESİ KULLANICILARININ EVLİLİK SİTELERİ VE EVLİLİKLE İLGİLİ TUTUM VE DÜŞÜNCELERİNE İLİŞKİN ALAN ARAŞTIRMASI BULGULARI Ayrıntıları aşağıda yer almak üzere bu bölümde evlilik sitesi kullanıcılarının evlilik ve evlilik sitesi ile ilgili tutum ve düşüncelerini ortaya koymak ve bu tutum ve düşüncelerin onların demografik niteliklerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını ortaya koymak amacıyla 1179 evlilik sitesi kullanıcısı arasında bir alan araştırması gerçekleştirilmiştir. Alan araştırmasına ilişkin bulgular ele alınmadan önce çalışmanın metodolojisine ilişkin başlıklara ayrıntılı bir biçimde yer verilmiştir. I. METODOLOJİ Bu bölümde araştırma soruları ve hipotezler, katılımcıların seçimi, ölçüm araçları, veri toplama ve kullanılan istatistiksel analizlere ilişkin başlıklar bulunmaktadır. A. Araştırma Soruları ve Hipotezler Önceki bölümlerde ayrıntılı olarak ortaya konan kavramsal çerçeve ve araştırma modeli çerçevesinde aşağıda yer alan araştırma soruları ve bunlara bağlı hipotezlere yer verilmiştir. Öncelikle evlilik ve evlilik siteleri ile ilgili katılımcılara yöneltilen sorulara alınan yanıtların betimleyici bulgularını ortaya koymaya yönelik olarak aşağıda bulunan araştırma sorularına yer verilmiştir: Araştırma Sorusu 1: 1-5. sorular Katılımcılara göre evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramların önem derecesi nasıl sıralanmaktadır? Araştırma Sorusu 2: 6-10. sorular Katılımcılara göre evlenme yöntemlerin hangileri daha iyi sonuçlar doğurmaktadır? 69 Araştırma Sorusu 3: Katılımcılara göre evlilikte önemli olan kavram ve özellikler nelerdir? Araştırma Sorusu 4: Katılımcıların online flört etmelerinde hangi faktörler daha önemlidir? Araştırma Sorusu 5: Katılımcılar ne tür dünya görüşlerini daha çok önemsemektedirler? Araştırma Sorusu 6: Katılımcıları evlilik sitelerine yönelten faktörlerin önem dereceleri nasıl sıralanmaktadır? Araştırma Sorusu 7: Katılımcılara göre geleneksel yolla yapılan evliliklerde hangi kavramlar daha önemlidir? Araştırma Sorusu 8: Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları ne düzeydedir? Evlilik ve evlilik sitelerine ilişkin katılımcılara yöneltilen sorulara alınan yanıtların betimleyici bulgularını ortaya koymaya yönelik araştırma sorularının ardından söz konusu tutum ve düşüncelerin katılımcıların demografik niteliklerine göre farklılık gösterip göstermediğine ilişkin araştırma soruları ve bunlara bağlı hipotezlere yer verilmiştir. Araştırma Sorusu 9: Katılımcıların evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verdikleri önem derecesi onların demografik niteliklerine göre farklılık gösterir mi? Hipotez 1: 70 Katılımcıların evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verdikleri önem derecesi onların demografik niteliklerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır? Hipotez 1a:Katılımcıların evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verdikleri önem derecesi onların cinsiyetlerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır. Hipotez 1b:Katılımcıların evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verdikleri önem derecesi ile yaşları arasında anlamlı ilişki vardır. Hipotez 1c:Katılımcıların evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verdikleri önem derecesi onların mesleklerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır. Hipotez 1d:Katılımcıların evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verdikleri önem derecesi onların daha önce bir evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır. Hipotez 1e:Katılımcıların evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verdikleri önem derecesi ile gelir düzeyleri arasında anlamlı ilişki vardır. Katılımcıların evlenme yöntemleri ile ilgili görüşlerinin onların demografik niteliklerine göre farklılık gösterip göstermediğine ilişkin araştırma soruları ve bunlara bağlı hipotezlere yer verilmiştir. Araştırma Sorusu 10: Katılımcıların evlenme yöntemleri ile ilgili görüşleri onların demografik niteliklerine göre farklılık gösterir mi? Hipotez 2: Katılımcıların evlenme yöntemleri ile ilgili görüşleri onların demografik niteliklerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır? 71 Hipotez 2a:Katılımcıların evlenme yöntemleri ile ilgili görüşleri onların cinsiyetlerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır. Hipotez 2b:Katılımcıların evlenme yöntemleri ile ilgili görüşleri ile yaşları arasında anlamlı ilişki vardır. Hipotez 2c:Katılımcıların evlenme yöntemleri ile ilgili görüşleri onların mesleklerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır. Hipotez 2d:Katılımcıların evlenme yöntemleri ile ilgili görüşleri onların daha önce bir evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır. Hipotez 2e:Katılımcıların evlenme yöntemleri ile ilgili görüşleri ile gelir düzeyleri arasında anlamlı ilişki vardır. Katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörlerin onların demografik niteliklerine göre farklılık gösterip göstermediğine ilişkin araştırma soruları ve bunlara bağlı hipotezlere yer verilmiştir. Araştırma Sorusu 11: 21-23 ile 32-36. Sorular analize tabi tutulacak Katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörler onların demografik niteliklerine göre farklılık gösterir mi? Hipotez 3: Katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörler onların demografik niteliklerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır? Hipotez 3a:Katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörler onların cinsiyetlerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır. Hipotez 3b:Katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörler ile yaşları arasında anlamlı ilişki vardır. 72 Hipotez 3c:Katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörler onların mesleklerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır. Hipotez 3d:Katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörler onların daha önce bir evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır. Hipotez 3e:Katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörler ile gelir düzeyleri arasında anlamlı ilişki vardır. Son olarak katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumlarının onların demografik niteliklerine göre farklılık gösterip göstermediğine ilişkin araştırma soruları ve bunlara bağlı hipotezlere yer verilmiştir. Araştırma Sorusu 12: Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları onların demografik niteliklerine göre farklılık gösterir mi? Hipotez 4: Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları onların demografik niteliklerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır? Hipotez 4a:Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları onların cinsiyetlerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır. Hipotez 4b:Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları ile yaşları arasında anlamlı ilişki vardır. Hipotez 4c:Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları onların mesleklerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır. Hipotez 4d:Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları onların daha önce bir evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır. 73 Hipotez 4e:Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları ile gelir düzeyleri arasında anlamlı ilişki vardır. B. Katılımcıların Seçimi Araştırmanın evrenini www.pembepanjur.com adresi üyeleri oluşturmaktadır. Evrenin çok büyük olmaması ve erişilebilirlik kolaylığı bakımından örneklem almak yerine evrenin tamamına ulaşılmaya çalışılmıştır. Araştırmada veri ve bilgi toplama yöntemi olarak, web üzerinden anket yöntemi kullanılmıştır. 07.07.2014 -27.08.2014 tarihleri arasında söz konusu web sitesi kullanıcılarından 18 yaşından büyük 1179 katılımcı ilgili anketi doldurmuştur. C. Soru Formu ve Ölçüm Araçları Anket formu temel olarak dokuz bölümden ve toplamda 65 sorudan oluşmaktadır. Anket formunun birinci bölümünde, evlilikte rol oynayan kavramların önem derecesi ile ilgili beş soruya ve ikinci bölümde ise evlenme yöntemleri ile ilgili yine beş soruya yer verilmiştir. Üçüncü bölümde evlilikte önemli olan kavram ve özelliklere yönelik 12 soruya ve dördüncü bölümde katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörlere ilişkin dört soruya yer verilmiştir. Beşinci bölümde katılımcıların dünya görüşünü belirlemeye yönelik beş soruyu, altıncı bölümde onları evlilik sitelerine yönlendiren beş soru takip etmiştir. Yedinci bölümde katılımcıların geleneksel evliliklerde önemli olan kavramlara ilişkin görüşleri beş soru ile ölçülürken, sekizinci bölümde ise katılımcılara evlilik siteleri ile ilgili tutumlarını ölçmek için yirmi soru yöneltilmiştir. Son olarak ise katılımcıların sosyo-demografik özelliklerinin belirlenmesi amacıyla cinsiyet, yaş, meslek, daha önce bir evlilik yapıp yapmadıkları ve aylık gelir düzeyi gibi beş değişkenden yararlanılmıştır. Tablo 1 ise soru formunun alt ölçeklerine ait güvenilirlik değerlerini içermektedir. İlgili tabloda da görüldüğü gibi ölçeklerin güvenilirlik değerleri .38 - ile .92 arasında değişmektedir. 74 Tablo 1: Soru Formunun Güvenilirlik Değerleri Ölçekler Evlilikte Rol Oynayan Kavramların Önem Derecesi Evlenme Yöntemleri (Biçimi) Evlilikte Önemli Olan Kavram ve Özellikler Online Flörtte Etkili Olan Faktörler Sahip Olunan Dünya Görüşü Evlilik Sitelerine Yönelten Faktörler Geleneksel Evliliklerde Önemli Kavramlar Evlilik Sitelerine Yönelik Tutum Madde Sayısı 5 5 12 4 5 5 5 20 Cronbach Alpha .566 .381 .702 .793 .647 .766 .734 .921 D. Kullanılan İstatistiksel Analizler Katılımcılardan elde edilen verilerin girişi, SPSS 17.0 adlı program aracılığıyla yapılmış ve araştırma sorularını yanıtlamak ve hipotezleri sınamak için uygun istatistiksel analizler uygulanmıştır. Araştırmada korelasyon analizi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve bağımsız örneklem t testi kullanılmıştır. 1. Korelasyon Analizi Değişkenler arasındaki ilişkinin ortaya konması, değişkenlerin ölçme yapısına, dağılımın özelliklerine, aralarındaki ilişkinin doğrusal olup olmamasına, değişken sayısına ve kontrol durumuna bağlı olarak farklı istatistiksel araçlar kullanılarak yapılmaktadır. İki değişken arasındaki ilişki, ikili ya da basit korelasyon olarak adlandırılan korelasyon teknikleri aracılığıyla hesaplanır (Büyüköztürk, 2002: 31). Araştırma tasarımında kullanılan ölçüm düzeyleri mesafeli ya da oranlı olabilir. Bu ölçüm düzeyine ait değişkenlerde “Pearsonproduct moment correlasyon” testi yapılır. Bu test aracılığıyla hem anlamlı bir ilişkinin olup olmadığı test edilir, hem de eğer anlamlı ilişki varsa, ilişkinin yönü ve gücü belirlenir (Erdoğan, 2003: 292). 2. Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Tek yönlü varyans analizi ilişkisiz iki ya da daha çok örneklem ortalaması arasındaki farkın sıfırdan anlamlı bir şekilde farklı olup olmadığını test etmek için kullanılır. Bu analizin yapılabilmesi için aşağıdaki varsayımların yerine getirilmiş olması gerekir (Norusis, 2002: 301): 1. Bağımlı değişkenin ölçüm düzeyi en az aralık ölçeğinde olmalıdır. 75 2. Puanlar bağımlı değişkende etkisi araştırılan faktörün her bir düzeyinde normal dağılım gösterir. 3. Ortalama puanların karşılaştırılacağı örneklemler ilişkisizdir. 4. Örneklemlerin varyansları eşittir. 3. Bağımsız Örneklem T Testi (IndependentSamples T Test) Bu tür analizde iki ayrı gruptan ve bu gruplardan alınan ayrı örneklemlerden söz edilir. Buradaki temel amaç grupların herhangi bir özelliğinde benzerlik ya da farklılıkları ortaya koymaktır. Analiz, iki bağımsız gruptan alınan iki örneğin ortalamalarının karşılaştırılması esasına dayanır (Erdoğan, 2003: 320). Analize ilişkin temel varsayımlar ise şu şekilde özetlenebilir (Bryman ve Cramer, 2001: 140): 1. Bağımlı değişkene ait ölçüm düzeyleri ya da puanlar mesafeli ya da oranlı ölçek düzeyindedir ve karşılaştırmaya esas iki grup ortalaması aynı değişkene aittir. 2. Bağımlı değişkene ait gruplar normal dağılıma sahiptir. 3. Ortalama puanların karşılaştırıldığı puanlar ilişkisizdir II. BULGULAR VE YORUM Bu bölümde öncelikle katılımcıların demografik özellikleri ortaya konmuştur. Sonraki aşamada ise evlilik ve evlilik sitelerine yönelik sorulara alınan yanıtların betimleyici bulguları değerlendirilmiştir. Son aşamada ise demografik değişkenlerin söz konusu deneyimler üzerindeki etkisine ilişkin hipotezler sınanmıştır. A. KATILIMCILARIN SOSYO-DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ Bu başlık altında katılımcıların cinsiyet, yaş, meslek, daha önce bir evlilik yapıp yapmadıkları ve aylık toplam gelir düzeyine ilişkin alınan yanıtların betimleyici istatistik (frekans, en düşük, en yüksek, aritmetik ortalama, ortanca, tepe değer) bulgularına yer verilecektir. 76 1. Cinsiyet Dağılımı Katılımcıların cinsiyet dağılımları incelendiğinde % 51,6’sının ilgili soruyu yanıtladıkları görülmektedir. Tablo 2’de de görüldüğü gibi katılımcıların % 65.6’sı erkeklerden, % 34,4’ü de kadınlardan oluşmaktadır. Bu dağılım, cinsiyete göre farklılık arayan hipotezlerin sınanabileceğini göstermektedir. Tablo 2. Katılımcıların Cinsiyet Dağılımı Frekans Yüzde Geçerli Yüzde Kadın 209 17,8 34,4 Erkek 398 33,8 65,6 Toplam 607 51,6 100,0 Cevapsız 570 48,4 Genel Toplam 1177 100,0 2. Yaş Dağılımı Katılımcıların yaşlarına ilişkin bulgulara merkezi eğilim istatistikleri aracılığıyla ulaşılmıştır. Tablo 3’de ayrıntıları görülen analiz sonuçlarına göre en düşük katılımcı yaşı 18, en yüksek ise 68’dir. Katılımcıların yaşlarının aritmetik ortalaması 37.05, standart sapması ise 10.10’dur. Tablo 3. Katılımcıların Yaşlarına İlişkin Merkezi Eğilim İstatistik Sonuçları N En Düşük En Yüksek Ortalama S. Sapma Yaş 589 18 68 37,05 10,101 Valid N (listwise) 589 3. Mesleki Dağılım Katılımcıların eğitim düzeylerine ilişkin frekans analizi sonuçları Tablo 4’de yer almaktadır. İlgili dağılıma göre katılımcıların % 51,3’ü söz konusu soruya yanıt vermişlerdir. Buna göre katılımcıların % 44,9’u özel sektör çalışanıyken, % 26,0’sı serbest, % 22,4’ü kamu, % 4,6’sı sağlık, % 2,2’si de finans sektörü çalışanıdır. 77 Tablo 4. Mesleki Dağılım Frekans Yüzde Geçerli Yüzde Özel Sektör 271 23,0 44,9 Serbest 157 13,3 26,0 Kamu 135 11,5 22,4 Sağlık 28 2,4 4,6 Finans 13 1,1 2,2 Toplam 604 51,3 100,0 Cevapsız 573 48,7 Genel Toplam 1177 100,0 4. Daha Önce Yapılan Evlilik Katılımcılara bu bölümde daha önce bir evlilik yapıp yapmadıkları da sorulmuştur. Tablo 5 ilgili soruya verilen yanıtların dağılımını içermektedir. Söz konusu dağılıma göre katılımcıların % 53,3’ü daha önce bir evlilik yapmadığını belirtirken, % 46,7’si ise daha önce bir evlilik yaptığını ifade etmiştir. Tablo 5. Daha Önce Yapılan Evlilik Dağılımı Frekans Yüzde Geçerli Yüzde Hayır 323 27,4 53,3 Evet 283 24,0 46,7 Toplam 606 51,5 100,0 Cevapsız 571 48,5 Genel Toplam 1177 100,0 5. Gelir Düzeyi Katılımcıların gelir dağılımına ilişkin alınan yanıtların istatistikleri Tablo 6’da yer almaktadır. Buna göre katılımcıların ailelerinin toplam gelirleri en düşük 275 78 TL olurken, en yüksek ise 17.500 TL olarak gerçekleşmiştir. Aile gelirinin ortalaması 2609 TL, standart sapması ise 2.211 TL’dir. Tablo 6. Katılımcıların Gelir Düzeylerine İlişkin Merkezi Eğilim İstatistik Sonuçları N Gelir 519 Valid N (listwise) 519 En Düşük En Yüksek Ortalama S.Sapma 275 17500 2609,49 2211,354 B. EVLİLİK SİTELERİNE İLİŞKİN BETİMLEYİCİ BULGULAR Bu başlık altında evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramların önem derecesi, evlenme yöntemleri, evlilikte önemli olan kavram ve özellikler, online flörtte önemli olan faktörler, benimsenen dünya görüşleri, evlilik sitelerine yönelten faktörler, geleneksel evliliklerde önemli olan faktörler, ve son olarak evlilik sitelerine ilişkin tutumlara ait betimleyici bulgular ele alınmıştır. 1. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramların Önem Derecesi Katılımcıların evlilikte rol oynayan kavramların önem derecesine ilişkin verdikleri yanıtların merkezi eğilim istatistik bulguları Tablo 7’de yer almaktadır. Buna göre evlilikte en önemli kavram sadakat olurken, en düşük önem ise ekonomi (para) kavramı olmuştur. Sadakat kavramını sırasıyla sevgi, cinsellik ve aşk kavramları takip etmektedir. 79 Tablo 7. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramların Önem Derecesine İlişkin Merkezi Eğilim İstatistik Sonuçları N En En Düşük Yüksek Ortalama S. Sapma Sadakat 1099 1 5 4,72 ,752 Sevgi 1105 1 5 4,59 ,795 Cinsellik 1055 1 5 4,27 ,913 Aşk 1055 1 5 4,11 1,067 Ekonomi (Para) 1039 1 5 3,67 1,164 Valid N (listwise) 987 2. Evlenme Yöntemleri Bu başlık altında sorgulanan diğer bir nokta ise katılımcıların evlenme yöntemlerinden hangilerinin daha iyi sonuç doğurduğuna ilişkin görüşleridir. İlgili görüşlere ait merkezi eğilim istatistikleri Tablo 8’de yer almaktadır. Katılımcılara göre en olumlu sonuç doğuran evlilik türü bireysel tanıma ile yapılan evlilik olurken, kan bağı ile yapılan evlilik ise bu sıralamada sonda yer almıştır. Görücü usulü evlilik ile TV programları aracılığı ile evliliklerin hemen hemen eşit düzeyde olumlu sonuçlanacağı düşünülürken, bu türleri TV programları aracılığı ile evlilik takip etmiştir. Tablo 8. Evlenme Yöntemlerinden Hangisinin Daha İyi Sonuç Doğurduğuna İlişkin Merkezi Eğilim İstatistik Sonuçları N En En Düşük Yüksek Ortalama S. Sapma Bireysel Tanıma Sonucu Evlilik 1108 1 5 4,43 ,850 Görücü Usulü Evlilik 1027 1 5 3,08 1,218 İnternet Aracılığı İle Evlilik 1027 1 5 3,07 1,035 TV Programları Aracılığı İle Evlilik 1022 1 5 2,26 1,129 Kan Bağı İle Evlilik 997 1 5 1,81 1,053 80 3. Evlilikte Önemli Olan Kavram ve Özellikler Çalışma kapsamında katılımcılara evlilikte önemli olan kavram ve özellikleri ne düzeyde önemsedikleri de sorulmuştur. Söz konusu özelliklere ilişkin merkezi eğilim istatistikleri Tablo 9’da yer almaktadır. Analiz sonuçlarına göre katılımcıların en çok önemsedikleri kavramlar sırasıyla sadakat, sevgi, cinsellik, aşk ve kültürel ve demografik faktörler olurken, en düşük düzeyde önemsenen kavramlar ise para, kişilerin birbirini daha önceden tanıyor olması ve fiziksel özellikler olmuştur. Tablo 9. Evlilikte Önemli Olan Kavram ve Özelliklere İlişkin Merkezi Eğilim İstatistik Sonuçları N En En Düşük Yüksek Ortalama S. Sapma Sizce sadakatin evlilikteki rolü nedir? 943 1 5 4,74 ,644 Sadakat kelimesi size göre evliliği tanımlamada ne derece 920 1 5 4,67 ,698 Sevgi kelimesi size göre evliliği tanımlamada ne derece önemlidir? 928 1 5 4,39 ,836 Sizce bir evlilikte beklentilerinizin karşılanamaması ne derece 896 1 5 4,36 ,904 Sizce bir evlilikte cinselliğin rolü nedir? 937 1 5 4,33 ,773 Cinsellik kelimesi size göre evliliği tanımlamada ne derece 922 1 5 4,20 ,863 Aşk kelimesi size göre evliliği tanımlamada ne derece önemlidir? 922 1 5 3,91 1,089 Bir evlilikte kültürel ve demografik farklar ne kadar önemlidir? 931 1 5 3,81 1,038 Sizce bir evlilikte fiziksel özellikler ne kadar önemlidir? 936 1 5 3,70 ,972 Evliliklerde kişilerin birbirlerini önceden tanıyor olması önemli midir? 930 1 5 3,62 1,200 Ekonomi(para) kelimesi size göre evliliği tanımlamada ne derece 914 1 5 3,62 1,088 905 1 5 3,43 1,385 önemlidir? önemlidir? önemlidir? önemlidir? Evlilik sitesinde aradığınız kriterlere uygun partner bulamadığınız zaman siteye üyeliğiniz ne derece etkilenir? 4. Online Flörtte Etkili Olan Faktörler Bu başlık altında ise katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörlere ilişkin merkezi eğilim istatistik bulgulara yer verilmiştir. Bulgular Tablo 10’da yer almaktadır. Buna göre katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörler 81 sırasıyla online partnerle daha mutlu olma düşüncesi, heyecan, gizemlilik ve utangaçlık şeklinde sıralanmaktadır. Tablo 10. Online Flörtte Etkili Olan Faktörlere İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri N Online olarak tanıştığınız/tanışacağınız partnerinizle daha mutlu En En Düşük Yüksek Ortalama S. Sapma 903 1 5 3,51 1,078 Online flört etmenize sebep olarak heyecanın etkisi/ önemi nedir? 901 1 5 3,33 1,159 Online flört etmenize sebep olarak gizemliliğin etkisi/önemi nedir? 893 1 5 3,08 1,242 Online flört etmenize sebep olarak utangaçlığın etkisi/ önemi nedir? 896 1 5 3,07 1,223 olma düşüncenizin derecesini belirtiniz 5. Benimsenen Dünya Görüşleri Bu başlık altında ise katılımcıların benimsedikleri dünya görüşleri ile ilgili betimleyici bulgulara yer verilmiştir. Söz konusu dünya görüşleri beş farklı madde ve likert tipi beşli ölçekle ölçülmüştür (1= Hiç önemli değil, 5= Çok önemli). Söz konusu maddelerinin betimleyici değerlendirmeleri merkezi eğilim istatistikleri aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Tablo 11’de görüldüğü gibi eşitlikçi, yenilikçi ve demokratlık seçenekleri daha ön plana çıkarken gelenekçilik ve muhafazakârlık kavramları ise son sıralarda yer almıştır. Tablo 11. Benimsenen Dünya Görüşüne İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri N En En Düşük Yüksek Ortalama S. Sapma Eşitlikçi 817 1 5 4,19 ,943 Yenilikçi 806 1 5 4,01 ,941 Demokratlık 803 1 5 3,75 1,115 Muhafazakarlık 815 1 5 3,27 1,303 Gelenekçilik 800 1 5 3,12 1,203 82 6. Evlilik Sitelerine Yönelten Faktörler Bu başlık altında ise katılımcıların evlilik sitelerine yönelmelerine neden olan faktörlerin betimleyici bulgularına yer verilmiştir. Söz konusu faktörler beş farklı madde ve likert tipi beşli ölçekle ölçülmüştür (1= Hiç önemli değil, 5= Çok önemli). Söz konusu maddelerinin betimleyici değerlendirmeleri merkezi eğilim istatistikleri aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Tablo 12’de görüldüğü gibi katılımcıları evlilik sitelerine yönelten faktörlerin başında sosyal ortam eksikliği ve zaman eksikliği gelmektedir. Bu faktörleri sırasıyla yoğun iş temposu, çevre ve ekonomik faktörler takip etmektedir. Tablo 12. Evlilik Sitelerine Yönelten Faktörlere İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri N 7. En En Düşük Yüksek Ortalama S. Sapma Sosyal Ortam Eksikliği 822 1 5 3,82 1,270 Zaman Eksikliği 806 1 5 3,56 1,311 Yoğun İş Temposu 809 1 5 3,48 1,271 Çevre (aile, akraba, arkadaş) 813 1 5 3,04 1,477 Ekonomik Faktörler 802 1 5 2,95 1,351 Geleneksel Evliliklerde Önemli Olan Faktörler Bu başlık altında ise katılımcıların geleneksel evliliklerde önemli olan faktörlere ilişkin görüşlerinin betimleyici bulgularına yer verilmiştir. Söz konusu faktörler beş farklı madde ve likert tipi beşli ölçekle ölçülmüştür (1= Hiç önemli değil, 5= Çok önemli). Söz konusu faktörlerin betimleyici değerlendirmeleri merkezi eğilim istatistikleri aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Tablo 13’de görüldüğü gibi geleneksel evliliklerde önemli olan faktörlerin başında sadakat gelmektedir. Sadakati sevgi, cinsellik, aşk ve ekonomi (para) izlemektedir. 83 Tablo 13. Geleneksel Evliliklerde Önemli Olan Faktörlere İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri En En Düşük Yüksek Ortalama S. Sapma N 8. Sadakat 650 1 5 4,44 ,874 Sevgi 652 1 5 4,08 1,031 Cinsellik 640 1 5 3,98 1,046 Aşk 641 1 5 3,73 1,187 Ekonomi (para) 638 1 5 3,72 1,093 Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum Çalışma kapsamında son olarak katılımcıların evlilik sitelerine yönelik tutumlarını ortaya koymaya yönelik sorulara ve bunlara alınan yanıtların betimleyici bulgularına yer verilmiştir. Söz konusu tutumlar yirmi farklı madde ve likert tipi beşli ölçekle ölçülmüştür (1= Kesinlikle düşünmüyorum, 5= Kesinlikle düşünüyorum). Söz konusu maddelerin betimleyici değerlendirmeleri merkezi eğilim istatistikleri aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Tablo 14’de görüldüğü gibi evlilik sitelerinin gizlilik politikaları sayesinde katılımcıların daha rahat iletişim kuruduklarına dair madde en yüksek ortalamaya sahiptir. Bunu “karşı tarafın beklentilerini önceden biliyor olmanın daha kolay iletişim kurmayı sağlayacağını düşünüyorum”, “Evlilik sitelerinin direkt adaya ulaşma imkânını sunuyor olması cesaretinizi ve inancınızı arttırıyor mu?”, “Tanınmış gözlerden uzak bir ilişkiye başlamanın ve yürütmenin daha kolay olduğunu düşünüyorum” ve “Karşılıklı beklentilerin aynı olduğunu biliyor olmak evlilik sitelerinde olan güveninizi arttırıyor mu?”maddeleri izlemektedir. Evlilik siteleri tutumuna dair ikinci bir değerlendirme daha yapılmıştır. Bu kez konu ile ilgili daha net bir bulguya ulaşmak amaçlanmıştır. Bu çerçevede söz konusu yirmi madde “computevariable” komutu aracılığıyla ortalamaları alınmak suretiyle tek bir indekse dönüştürülmüştür. Son aşamada ise evlilik siteleri tutum indeksinin merkezi eğilim istatistikleri hesaplanmıştır. 84 Tablo 14. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutuma İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri N Evlilik sitelerinin gizlilik politikası ile düşüncelerinizi daha rahat ifade ediyor olmak daha rahat iletişim kurmanızda ne derece etkilidir? Karşı tarafın beklentilerini önceden biliyor olmanın daha kolay iletişim kurmayı sağlayacağını düşünüyorum. Evlilik sitelerinin direkt adaya ulaşma imkânını sunuyor olması cesaretinizi ve inancınızı arttırıyor mu? Tanınmış gözlerden uzak bir ilişkiye başlamanın ve yürütmenin daha kolay olduğunu düşünüyorum. Karşılıklı beklentilerin aynı olduğunu biliyor olmak evlilik sitelerinde olan güveninizi arttırıyor mu? Bir insanın kendisinden önce fikirlerini tanıyabilmek için evlilik sitelerinin doğru bir tercih olduğunu düşünüyorum Uzman desteği(psikolog-psikiyatr-evlilik danışmanı-astrolog..) ile birlikte hizmet veriyor olması bu siteleri sizin için daha güvenilir kılıyor mu? Evlilik sitesine üye olduğumda karşı tarafı tanıma sürem hızlanacağı için daha kısa sürede birinin hayatımda olacağını düşünüyorum. Evlilik siteleri aracılığı ile kişiler arası iletişimde önyargıların kırılabileceğini düşünüyorum Evlilik siteleri sorunsuz bir evliliğin oluşturulmasında ne derece önem arz eder? Aile hayatınızın başlangıcı için evlilik sitelerinin faaliyetleri sizin için önemli midir? Kısa sürede uygun bir evlilik yapma noktasında evlilik sitelerinin hızlı ve olumlu sonuç vereceğini düşünüyorum. Bir kişinin özelliklerini tanımada evlilik sitelerinin bana daha fazla yardımcı olacağını düşünüyorum. Evlilik sitelerine yönelmenizde toplumsal statünüzün önem derecesi nedir? Evlilik sitelerinin evliliğe bakışını geleneksel evliliklere göre daha gerçekçi buluyor musunuz? Evlilik sitelerinde kişiler arası iletişimin yüz yüze iletişime göre daha sağlıklı sonuçlar vereceğini düşünüyorum. Kendinizi toplumdan soyutlanmış hissettiğiniz için evlilik sitesine üye olma fikri çok cazip geldi mi? Evlilik sitesi aracılığı ile evlendiğinizi çevrenizden saklama gereği duyar mısınız? Evlilik sitelerine yönelmenizde toplumun değer yargıları sizin için ne derece etkili oldu? Evlilik sitelerinin faaliyetleri beklentilerinizi karşılamaz ise evliliğe karşı bakış açınız değişir mi? En En Düşük Yüksek Ortalama S. Sapma 628 1 5 3,66 1,271 554 1 5 3,64 1,130 629 1 5 3,51 1,295 553 1 5 3,42 1,191 632 1 5 3,36 1,245 552 1 5 3,32 1,169 632 1 5 3,25 1,326 553 1 5 3,24 1,193 552 1 5 3,22 1,189 627 1 5 3,18 1,235 639 1 5 3,12 1,256 551 1 5 3,08 1,228 555 1 5 3,08 1,292 638 1 5 3,03 1,390 632 1 5 2,97 1,264 552 1 5 2,90 1,312 631 1 5 2,83 1,474 628 1 5 2,79 1,464 634 1 5 2,77 1,384 636 1 5 2,50 1,381 Tablo 15 söz konusu hesaplamaya dair bulguları içermektedir. Sonuçlara göre katılımcıların evlilik siteleri tutum indeks ortalaması 3.14 olarak gerçekleşmiştir. Bu sonuçlara göre katılımcıların evlilik siteleri tutum düzeylerinin “orta” düzeyde olduğu söylenebilir (Söz konusu sınıflandırmada, kullanılan beşli likert ölçeğinden esinlenilmiştir. Katılım düzeyine en düşük 1, en yüksek de 5 puanı ifade eden yanıtlar 85 verildiği ve toplam bir katılım indeksi oluşturulduğu için 4/5 = .80 puan aralığında 1’den başlamak üzere derecelendirme yapılmıştır. 1,00-1,80 = çok düşük; 1,81-2,60 = düşük; 2,61-3,40 = orta; 3,41-4,20 = yüksek; 4,21-5,00 = çok yüksek). Tablo 15. Evlilik Siteleri Tutum İndeksine İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri Tutum İndeks N En Düşük En Yüksek Ortalama S. Sapma 653 1,00 5,00 3,1408 ,80389 C. EVLİLİK/EVLİLİK SİTELERİ İLE İLGİLİ GÖRÜŞLER VE DEMOGRAFİK NİTELİKLER Bu başlık altında yukarıda betimleyici bulguları ele alınan evlilik ve evlilik siteleri ile ilgili görüşlerin katılımcıların demografik niteliklerine göre farklılaşacağını öngören hipotezlerin sınanması ilgili analizler aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. 1. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Demografik Nitelikler Bu kapsamda öncelikle katılımcıların evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verdikleri önemin onların demografik niteliklerine göre farklılık gösterdiğini öneren hipotezler ilgili analizler aracılığıyla sınanmıştır. a. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Cinsiyet Evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verilen önem düzeyinin cinsiyete göre anlamlı biçimde farklılaşacağını öngören hipotezi sınamak amacıyla bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. İlgili hipotezi sınamak için iki bağımsız örneklem kategorisi olan cinsiyet değişkenine bağlı olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verilen önem düzeyi ortalamalarının karşılaştırılması söz konusu olduğu için bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. Tablo 16’da görüldüğü gibi sonuçlar; kadın katılımcıların sevgi (χֿ= 4.77), aşk (χֿ= 4.28), sadakat (χֿ= 4.87) ve para (χֿ= 4.19) kavramlarına verdikleri önem düzeyi ortalamaları erkeklere göre (χֿ= 4.57, χֿ= 4.10, χֿ= 4.73, χֿ= 3.47,) anlamlı biçimde daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur (t= 3.833, p<.001; t= 1.979, p<.05; t= 3.221, p<.005; t= 9.114, p<.001;bkz. Ek-1 Tablo 1). 86 Tablo 16:Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem Düzeyi ve Cinsiyet Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları Evlilikte Rol Oynayan Kavramlar Sevgi Aşk Sadakat Ekonomi (Para) Cinsellik Cinsiyet N Ortalama Kadın 204 4.77 Erkek 387 4.57 Kadın 198 4.28 Erkek 383 4.10 Kadın 204 4.87 Erkek 384 4.73 Kadın 201 4.19 Erkek 380 3.47 Kadın 201 4.21 Erkek 381 4.33 t Testi Sig. 3.833 .000 1.979 .048 3.221 .001 9.114 .000 -1.563 .119 Sonuçlara göre 1a numaralı hipotez (Katılımcıların evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verdikleri önem derecesi onların cinsiyetlerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır)kabul edilmiştir. b. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Yaş Evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verilen önem düzeyi ile yaş arasında anlamlı ilişki öngören hipotezi sınamak amacıyla her ikisi de aralıklı ölçüm düzeylerindeki bu iki değişken arasında Pearson Correlation analizi uygulanmıştır. Tablo 17’de sonuçları görülen analize göre katılımcıların evlilikte rol oynayan kavramlardan sadece cinsellik kavramına verdikleri önem ile yaşları arasında pozitif yönlü çok zayıf kuvvette anlamlı ilişki bulunmaktadır (r= .094, p<.05). Diğer kavramlara verilen önem ile yaş arasında anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır (bkz. Ek1 Tablo 2). 87 Tablo 17: Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Yaş Korelasyon Analizi Sonuçları Yaş Evlilikte Rol Oynayan Kavramlar N R Sig. Sevgi 575 .025 .547 Aşk 568 -.044 .294 Sadakat 573 .032 .445 Ekonomi (Para) 569 .021 .622 Cinsellik 568 .094 .025 Bu sonuçlara göre 1b numaralı hipotez (Katılımcıların evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verdikleri önem derecesi ile yaşları arasında anlamlı ilişki vardır) önemli ölçüde reddedilmiştir. c. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Meslek Evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verilen önem düzeyinin katılımcıların mesleklerine göre anlamlı biçimde farklılaşacağını öngören hipotezi sınamak amacıyla tek yönlü varyans analizi (ANOVA) uygulanmıştır. İlgili hipotezi sınamak için ikiden fazla bağımsız örneklem kategorisi olan meslek değişkenine bağlı olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki evlilikte rol oynayan kavram ortalamalarının karşılaştırılması söz konusu olduğu için tek yönlü varyans analizi (ANOVA) uygulanmıştır. Tablo 18’de ayrıntıları yer alan analiz sonuçlarına göre evlilikte rol oynayan kavram ortalamaları katılımcıların meslek türlerine göre anlamlı şekilde farklılaşmamaktadır (bkz. Ek-1 Tablo 3). Bu sonuçlara göre 1c numaralı hipotez (Katılımcıların evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verdikleri önem derecesi onların mesleklerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır) reddedilmiştir. 88 Tablo 18.Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Meslek Türü ANOVA Sonuçları Meslek N Ortalama Kamu 135 4.62 Finans 12 4.75 Sağlık 27 4.59 Serbest Meslek 152 4.64 Özel Sektör 262 4.65 Kamu 131 4.17 Finans 12 4.33 Sağlık 26 4.08 Serbest Meslek 148 4.28 Özel Sektör 262 4.08 Kamu 133 4.75 Finans 12 4.92 Sağlık 26 4.81 Serbest Meslek 151 4.76 Özel Sektör 263 4.79 Kamu 131 3.77 Finans 13 3.15 Sağlık 27 3.81 Serbest Meslek 147 3.64 Özel Sektör 262 3.74 Kamu 131 4.37 Finans 12 3.92 Sağlık 27 4.19 Serbest Meslek 145 4.28 Özel Sektör 265 4.29 Evlilikte Rol Oynayan Kavramlar Sevgi Aşk Sadakat Ekonomi (Para) Cinsellik FTesti Sig. .124 .974 1.077 .367 .313 .869 1.151 .331 .936 .442 d. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı Evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verilen önem düzeyinin katılımcıların daha önce bir evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde farklılaşacağını öngören hipotezi sınamak amacıyla bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. İlgili hipotezi sınamak için iki bağımsız örneklem kategorisi olan 89 evlilik yapılıp yapılmadığı değişkenine bağlı olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verilen önem düzeyi ortalamalarının karşılaştırılması söz konusu olduğu için bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. Tablo 19’da görüldüğü gibi; daha önce evlilik yapmış olan katılımcıların cinsellik kavramına verdikleri önem düzeyi ortalaması (χֿ= 4.38) daha önce evlilik yapmamış olan katılımcılara göre (χֿ= 4.21) anlamlı biçimde daha yüksektir. Buna karşın diğer kavramlara verilen önem düzeyi anlamlı biçimde farklılık göstermemektedir (Ek-1 Tablo 4). Tablo 19:Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem Düzeyi ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları Evlilikte Rol Oynayan Kavramlar Sevgi Aşk Sadakat Ekonomi (Para) Cinsellik Evlilik Yapıldı mı? Evet N Ortalama 272 4.63 Hayır 318 4.65 Evet 265 4.16 Hayır 315 4.17 Evet 270 4.81 Hayır 318 4.75 Evet 269 3.71 Hayır 312 3.72 Evet 270 4.38 Hayır 312 4.21 t Testi Sig. -.427 .669 -.079 .937 1.381 .168 -.045 .964 2.392 .017 Sonuçlara göre 1d numaralı hipotez (Katılımcıların evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verdikleri önem derecesi onların daha önce bir evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır)önemli ölçüde reddedilmiştir. e. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Gelir Düzeyi Evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verilen önem düzeyi ile gelir düzeyi arasında anlamlı ilişki öngören hipotezi sınamak amacıyla her ikisi de aralıklı ölçüm düzeylerindeki bu iki değişken arasında Pearson Correlation analizi uygulanmıştır. Tablo 20’de sonuçları görülen analize göre katılımcıların evlilikte rol oynayan kavramlara verdikleri önem ile gelir düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır (bkz. Ek-1 Tablo 5). 90 Tablo 20: Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi Sonuçları Gelir Düzeyi Evlilikte Rol Oynayan Kavramlar N r Sig. Sevgi 575 .025 .547 Aşk 568 -.044 .294 Sadakat 573 .032 .445 Ekonomi (Para) 569 .021 .622 Cinsellik 568 .094 .025 Bu sonuçlara göre 1e numaralı hipotez (Katılımcıların evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verdikleri önem derecesi ile gelir düzeyleri arasında anlamlı ilişki vardır) reddedilmiştir. 2. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Demografik Nitelikler İkinci aşamada bu kez katılımcıların evlenme yöntemleri ile ilgili görüşlerinin onların demografik niteliklerine göre farklılık gösterdiğini öneren hipotezler ilgili analizler aracılığıyla sınanmıştır. a. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Cinsiyet Evlenme yöntemleri ile ilgili görüşlerin cinsiyete göre anlamlı biçimde farklılaşacağını öngören hipotezi sınamak amacıyla bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. İlgili hipotezi sınamak için iki bağımsız örneklem kategorisi olan cinsiyet değişkenine bağlı olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki evlenme yöntemleri ile ilgili görüşlerin ortalamalarının karşılaştırılması söz konusu olduğu için bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. Tablo 21’de görüldüğü gibi; kadın katılımcılar TV programları aracılığıyla evlilik düşüncesine (χֿ= 2.46) erkeklere göre (χֿ= 2.18) anlamlı biçimde daha olumlu yaklaşmaktadırlar (t= 2.805, p<.01). Öte yandan erkek katılımcılar ise kan bağı ile evlilik düşüncesine (χֿ= 1.93) kadınlara göre (χֿ= 1.72) anlamlı biçimde daha olumlu yaklaşmaktadırlar (t= -2.270, p<.05). Diğer evlilik yöntemlerine ilişkin belirtilen görüşlerde cinsiyete göre anlamlı bir farklılık görülmemektedir (bkz. Ek-1 Tablo 6). 91 Tablo21:Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Cinsiyet Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler TV Programları Aracılığıyla Evlilik İnternet Aracılığı İle Evlilik Görücü Usulü Evlilik Kan Bağı İle Evlilik Bireysel Tanıma Sonucu Evlilik Cinsiyet N Ortalama Kadın 195 2.46 Erkek 379 2.18 Kadın 196 3.08 Erkek 379 3.23 Kadın 196 3.12 Erkek 378 3.14 Kadın 197 1.72 Erkek 376 1.93 Kadın 207 4.43 Erkek 388 4.41 t Testi Sig. 2.805 .005 -1.899 .058 -.218 .828 -2.270 .024 .258 .797 Sonuçlara göre 2a numaralı hipotez (Katılımcıların evlenme yöntemleri ile ilgili görüşleri onların cinsiyetlerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır) kısmen kabul edilmiştir. b. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Yaş Evlenme yöntemleri ile ilgili görüşlere verilen önem düzeyi ile yaş arasında anlamlı ilişki öngören hipotezi sınamak amacıyla her ikisi de aralıklı ölçüm düzeylerindeki bu iki değişken arasında Pearson Correlation analizi uygulanmıştır. Tablo 22: Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Yaş Korelasyon Analizi Sonuçları Yaş Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler Tablo N R Sig. TV Programları Aracılığıyla Evlilik 561 .144 .001 İnternet Aracılığı İle Evlilik 564 .112 .008 Görücü Usulü Evlilik 564 -.140 .001 Kan Bağı İle Evlilik 563 -.124 .003 Bireysel Tanıma Sonucu Evlilik 580 .044 .293 22’de sonuçları görülen analize göre katılımcıların evlenme yöntemlerinden TV programları (r= .144, p<.01) ve internet aracılığı (r= .112, p<.01) ile evliliklere olumlu yaklaşım düzeyleri ile yaşları arasında pozitif yönlü çok zayıf kuvvette anlamlı ilişki bulunmaktadır (bkz. Ek-1 Tablo 7). Yani katılımcıların yaşları 92 arttıkça TV programları ve internet aracılığı ile evliliklere daha da olumlu yaklaştıkları görülmektedir. Diğer yandan katılımcıların evlenme yöntemlerinden görücü usulü (r= -.140, p<.005) ve kan bağı (r= -.124, p<.005) ile evliliklere olumlu yaklaşım düzeyleri ile yaşları arasında negatif yönlü çok zayıf kuvvette anlamlı ilişki bulunmaktadır (bkz. Ek-1 Tablo 7). Yani katılımcıların yaşları arttıkça görücü usulü ve internet aracılığı ile evliliklere daha düşük düzeyde olumlu yaklaştıkları görülmektedir. Ancak katılımcıların bireysel tanıma sonucu evliliklere olumlu yaklaşım düzeyleri ile yaşları arasında anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır (bkz. Ek-1 Tablo 7). Bu sonuçlara göre 2b numaralı hipotez (Katılımcıların evlenme yöntemleri ile ilgili görüşleri ile yaşları arasında anlamlı ilişki vardır) kabul edilmiştir. c. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Meslek Evlenme yöntemleri ile ilgili görüşlerin katılımcıların mesleklerine göre anlamlı biçimde farklılaşacağını öngören hipotezi sınamak amacıyla tek yönlü varyans analizi (ANOVA) uygulanmıştır. İlgili hipotezi sınamak için ikiden fazla bağımsız örneklem kategorisi olan meslek değişkenine bağlı olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki evlenme yöntemleri ile ilgili görüş ortalamalarının karşılaştırılması söz konusu olduğu için tek yönlü varyans analizi (ANOVA) uygulanmıştır. Tablo 23’de ayrıntıları yer alan analiz sonuçlarına göre katılımcıların TV programları aracılığıyla (F= 3.223, p < .05) ve kan bağı ile evlenme (F= 2.572, p < .05) yöntemine ilişkin olarak görüşleri onların mesleklerine göre anlamlı biçimde farklılık göstermektedir (bkz. Ek-1 Tablo 8). Diğer yandan diğer evlilik yöntemlerine ilişkin görüşler katılımcıların meslek türlerine göre anlamlı biçimde farklılık göstermemektedir. Katılımcıların mesleklerine göre farklılık gösteren TV programları aracılığıyla evlilik görüşlerinin hangi meslek grupları arasında anlamlı biçimde farklılaştığını ortaya koymak amacıyla Bonferroni testi uygulanmıştır. Test sonuçlarına göre serbest meslek sahiplerinin (χֿ= 2.50) özel sektör çalışanlarına göre (χֿ= 2.11) TV programları 93 aracılığıyla evlenme yöntemine anlamlı biçimde daha olumlu yaklaştıkları ortaya konmuştur (p< .01; bkz. Ek-1 Tablo 9). Diğer meslek grupları arasında bu yönteme bakış açısından anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır. Katılımcıların mesleklerine göre farklılık gösteren diğer bir yöntem olan kan bağı ile evliliğe ilişkin görüşlerin hangi meslek grupları arasında anlamlı biçimde farklılaştığını ortaya koymak amacıyla yine çapraz tablo hesaplamaları ve Bonferroni testi uygulanmıştır. Ancak test sonuçlarına göre meslek grupları arasında kan bağı ile evliliğe ilişkin görüşlerin anlamlı biçimde farklılaşmadığı belirlenmiştir (bkz. Ek-1 Tablo 10). Bu sonuçlara göre 2c numaralı hipotez (Katılımcıların evlenme yöntemleri ile ilgili görüşleri onların mesleklerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır) önemli ölçüde reddedilmiştir. Tablo 23.Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Meslek Türü ANOVA Sonuçları Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler TV Programları Aracılığıyla Evlilik İnternet Aracılığı İle Evlilik Görücü Usulü Evlilik Kan Bağı İle Evlilik Meslek N Ortalama Kamu 133 2.38 Finans 12 2.42 Sağlık 26 2.15 Serbest Meslek 143 2.50 Özel Sektör 261 2.11 Kamu 132 3.22 Finans 12 3.00 Sağlık 26 3.19 Serbest Meslek 142 3.28 Özel Sektör 263 3.12 Kamu 132 3.12 Finans 12 3.42 Sağlık 26 3.12 Serbest Meslek 143 3.05 Özel Sektör 261 3.17 Kamu 132 1.95 FTesti Sig. 3.223 .012 .821 .512 .409 .802 2.572 .037 94 Bireysel Tanıma Sonucu Evlilik Finans 12 2.25 Sağlık 26 2.08 Serbest Meslek 142 1.97 Özel Sektör 261 1.70 Kamu 134 4.53 Finans 13 4.23 Sağlık 27 4.41 Serbest Meslek 154 4.42 Özel Sektör 267 4.37 1.093 .359 d. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı Evlenme yöntemleri ile ilgili görüşlerin katılımcıların daha önce bir evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde farklılaşacağını öngören hipotezi sınamak amacıyla bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. İlgili hipotezi sınamak için iki bağımsız örneklem kategorisi olan evlilik yapılıp yapılmadığı değişkenine bağlı olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki evlilik yöntemlerine ilişkin görüş ortalamalarının karşılaştırılması söz konusu olduğu için bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. Tablo 24’de görüldüğü gibi; daha önce evlilik yapmış olan katılımcılar evlilik yöntemlerinden TV programları aracılığıyla (χֿ= 2.44) ve internet aracılığıyla (χֿ= 3.27) evlilik yöntemlerine, daha önce evlilik yapmamış olan katılımcılara göre (χֿ= 2.14; χֿ= 3.11) anlamlı biçimde daha olumlu yaklaşmaktadırlar (t=3.233, p< .005; t=2.037, p< .05; bkz. Ek-1 Tablo 11). Diğer yandan daha önce evlilik yapmamış olan katılımcılar evlilik yöntemlerinden görücü usulü ile evlilik yöntemine (χֿ= 3.26) daha önce evlilik yapmış olanlara göre (χֿ= 2.98) anlamlı biçimde daha olumlu yaklaşmaktadırlar (t=3.233, p< .005; bkz. Ek-1 Tablo 11). Kan bağı ile evlilik ve bireysel tanıma yoluyla evlilik yöntemlerine yaklaşım ise katılımcıların daha önce evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde farklılık göstermemektedir (bkz. Ek-1 Tablo 11). 95 Tablo 24.Evlilik Yöntemlerine İlişkin Görüş ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler TV Programları Aracılığıyla Evlilik İnternet Aracılığı İle Evlilik Görücü Usulü Evlilik Kan Bağı İle Evlilik Bireysel Tanıma Sonucu Evlilik Evlilik Yapıldı mı? N Ortalama Evet 263 2.44 Hayır 311 2.14 Evet 266 3.27 Hayır 310 3.11 Evet 264 2.98 Hayır 310 3.26 Evet 264 1.82 Hayır 309 1.89 Evet 278 4.41 Hayır 317 4.42 t Testi Sig. 3.233 .001 2.037 .042 -2.865 .004 -.742 .458 -.150 .881 Sonuçlara göre 2d numaralı hipotez (Katılımcıların evlenme yöntemleri ile ilgili görüşleri onların daha önce bir evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır)önemli ölçüde kabul edilmiştir. e. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Gelir Düzeyi Evlenme yöntemlerine ilişkin görüşler ile gelir düzeyi arasında anlamlı ilişki öngören hipotezi sınamak amacıyla her ikisi de aralıklı ölçüm düzeylerindeki bu iki değişken arasında Pearson Correlation analizi uygulanmıştır. Tablo 25’de sonuçları görülen analize göre katılımcıların bireysel tanıma sonucu evlilik yöntemine ilişkin görüşleri ile yaşları arasında pozitif yönlü, çok zayıf kuvvette anlamlı bir ilişki vardır (r= .089, p< .05). Diğer yandan diğer evlilik yöntemleri ile gelir düzeyi arasında anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır (bkz. Ek-1 Tablo 12). 96 Tablo 25.Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi Sonuçları Gelir Düzeyi Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler N R Sig. TV Programları Aracılığıyla Evlilik 501 -.069 .121 İnternet Aracılığı İle Evlilik 503 .054 .230 Görücü Usulü Evlilik 503 .000 .998 Kan Bağı İle Evlilik 501 .060 .181 Bireysel Tanıma Sonucu Evlilik 513 .089 .044 Bu sonuçlara göre 2e numaralı hipotez (Katılımcıların evlenme yöntemleri ile ilgili görüşleri ile gelir düzeyleri arasında anlamlı ilişki vardır) önemli ölçüde reddedilmiştir. 3. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Demografik Nitelikler Bu başlık altında ise katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörlerin onların demografik niteliklerine göre farklılık gösterdiğini öneren hipotezler ilgili analizler aracılığıyla sınanmıştır. a. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Cinsiyet Online flört etmede etkili olan faktörlerin cinsiyete göre anlamlı biçimde farklılaşacağını öngören hipotezi sınamak amacıyla bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. İlgili hipotezi sınamak için iki bağımsız örneklem kategorisi olan cinsiyet değişkenine bağlı olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki online flört etmede etkili olan faktör ortalamalarının karşılaştırılması söz konusu olduğu için bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. Tablo 26’da görüldüğü gibi; kadın katılımcılar online flört etmede çevre faktörünü (χֿ= 3.34) erkeklere göre (χֿ= 2.91) anlamlı biçimde daha fazla önemsemektedirler (t= 3.389, p<.01). Online flört etmede etkili olan diğer faktörlere verilen önem ise cinsiyete göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir (bkz. Ek-1 Tablo 13). 97 Tablo26.Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Cinsiyet Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler Heyecan Utangaçlık Gizemlilik Çevre (aile, akraba, arkadaş) Yoğun İş Temposu Ekonomik Faktörler Zaman Eksikliği Sosyal Ortam Eksikliği Cinsiyet N Ortalama Kadın 203 3.35 Erkek 387 3.36 Kadın 203 3.10 Erkek 387 3.09 Kadın 202 3.15 Erkek 383 3.06 Kadın 193 3.34 Erkek 379 2.91 Kadın 197 3.54 Erkek 380 3.52 Kadın 193 3.06 Erkek 379 2.87 Kadın 197 3.50 Erkek 380 3.63 Kadın 202 3.89 Erkek 383 3.90 t Testi Sig. .466 .945 .149 .881 .820 .413 3.389 .001 .222 .825 1.664 .097 -1.105 .270 -.066 .947 Sonuçlara göre 3a numaralı hipotez (Katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörler onların cinsiyetlerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır) önemli ölçüde reddedilmiştir. b. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Yaş Online flört etmede etkili olan faktörlere verilen önem düzeyi ile yaş arasında anlamlı ilişki öngören hipotezi sınamak amacıyla her ikisi de aralıklı ölçüm düzeylerindeki bu iki değişken arasında Pearson Correlation analizi uygulanmıştır. 98 Tablo 27.Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Yaş Korelasyon Analizi Sonuçları Yaş Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler N r Sig. Heyecan 577 .030 .474 Utangaçlık 578 -.061 .140 Gizemlilik 573 .004 .919 Çevre (aile, akraba, arkadaş) 562 .033 .440 Yoğun iş temposu 565 -.061 .149 Ekonomik Faktörler 561 .035 .412 Zaman Eksikliği 564 -.041 .333 Sosyal Ortam Eksikliği 572 .013 .761 Tablo 27’de sonuçları görülen analize göre katılımcıların online flört etmede etkili olan faktörlere verdikleri önem düzeyi ile yaşları arasında anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır (bkz. Ek-1 Tablo 14).Bu sonuçlara göre 3b numaralı hipotez (Katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörler ile yaşları arasında anlamlı ilişki vardır) reddedilmiştir. c. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Meslek Online flört etmede etkili olan faktörlere verilen önem düzeyinin katılımcıların mesleklerine göre anlamlı biçimde farklılaşacağını öngören hipotezi sınamak amacıyla tek yönlü varyans analizi (ANOVA) uygulanmıştır. İlgili hipotezi sınamak için ikiden fazla bağımsız örneklem kategorisi olan meslek değişkenine bağlı olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki online flört etmede etkili olan faktörlere verilen önem ortalamalarının karşılaştırılması söz konusu olduğu için tek yönlü varyans analizi (ANOVA) uygulanmıştır. Tablo 28’de ayrıntıları yer alan analiz sonuçlarına göre online flört etmede etkili olan faktörlerden utangaçlık faktörüne (F= 2.748, p < .05) ve yoğun iş temposu faktörüne (F= 2.530, p < .05) verilen önem düzeyi katılımcıların meslek türlerine göre anlamlı biçimde farklılık göstermektedir (bkz. Ek-1 Tablo 15).Diğer yandan diğer faktörlere ilişkin verilen önem düzeyleri katılımcıların meslek türlerine göre anlamlı biçimde farklılık göstermemektedir. 99 Katılımcıların mesleklerine göre farklılık gösteren utangaçlık faktörüne verilen önemin hangi meslek grupları arasında anlamlı biçimde farklılaştığını ortaya koymak amacıyla Bonferroni testi uygulanmıştır. Test sonuçlarına göre serbest meslek sahiplerinin (χֿ= 3.33) kamu sektörü çalışanlarına göre (χֿ= 2.89) utangaçlık faktörüne anlamlı biçimde daha fazla önem verdikleri ortaya konmuştur (p< .05; bkz. Ek-1 Tablo 16). Diğer meslek grupları arasında bu yönteme bakış açısından anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır. Tablo 28.Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Meslek Türü ANOVA Sonuçları Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler Heyecan Utangaçlık Gizemlilik Çevre (aile, akraba, arkadaş) Yoğun iş temposu Meslek N Ortalama Kamu 132 3.36 Finans 13 3.31 Sağlık 27 3.41 Serbest Meslek 152 3.47 Özel Sektör 266 3.29 Kamu 130 2.89 Finans 13 2.77 Sağlık 27 3.15 Serbest Meslek 153 3.33 Özel Sektör 267 3.06 Kamu 129 3.01 Finans 13 3.38 Sağlık 27 3.19 Serbest Meslek 150 3.25 Özel Sektör 266 3.01 Kamu 128 3.09 Finans 13 2.08 Sağlık 25 2.92 Serbest Meslek 145 3.23 Özel Sektör 261 3.00 Kamu 131 3.49 FTesti Sig. .628 .642 2.748 .028 1.287 .274 2.180 .070 2.530 .040 100 Ekonomik Faktörler Zaman Eksikliği Sosyal Ortam Eksikliği Finans 13 3.62 Sağlık 25 3.88 Serbest Meslek 147 3.28 Özel Sektör 262 3.65 Kamu 128 2.80 Finans 13 2.62 Sağlık 25 2.92 Serbest Meslek 146 3.05 Özel Sektör 261 2.95 Kamu 129 3.43 Finans 13 3.62 Sağlık 25 3.68 Serbest Meslek 148 3.52 Özel Sektör 263 3.69 Kamu 130 3.90 Finans 13 3.54 Sağlık 27 3.85 Serbest Meslek 149 3.90 Özel Sektör 266 3.91 .785 .535 .972 .422 .284 .888 Katılımcıların mesleklerine göre farklılık gösteren diğer bir faktör olan yoğun iş temposuna verilen önemin hangi meslek grupları arasında anlamlı biçimde farklılaştığını ortaya koymak amacıyla yine çapraz tablo hesaplamaları ve Bonferroni testi uygulanmıştır. Ancak test sonuçlarına göre meslek grupları arasında yoğun iş temposuna verilen önemin anlamlı biçimde farklılaşmadığı belirlenmiştir (bkz. Ek-1 Tablo 17). Bu sonuçlara göre 3c numaralı hipotez (Katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörler onların mesleklerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır) önemli ölçüde reddedilmiştir. 101 d. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı Online flört etmede etkili olan faktörlere verilen önem düzeyinin katılımcıların daha önce bir evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde farklılaşacağını öngören hipotezi sınamak amacıyla bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. İlgili hipotezi sınamak için iki bağımsız örneklem kategorisi olan evlilik yapılıp yapılmadığı değişkenine bağlı olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki online flört etmede etkili olan faktörlere verilen önem düzeyi ortalamalarının karşılaştırılması söz konusu olduğu için bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. Tablo 29’da görüldüğü gibi, online flört etmede etkili olan faktörlere verilen önem düzeyi katılımcıların daha önce evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde farklılaşmamaktadır (bkz. Ek-1 Tablo 18). Sonuçlara göre 3d numaralı hipotez (Katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörler onların daha önce bir evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır) reddedilmiştir. Tablo 29.Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler Heyecan Utangaçlık Gizemlilik Çevre (aile, akraba, arkadaş) Yoğun İş Temposu Ekonomik Faktörler Zaman Eksikliği Sosyal Ortam Eksikliği Evlilik Yapıldı mı? N Ortalama Evet 276 3.39 Hayır 314 3.32 Evet 274 2.99 Hayır 316 3.18 Evet 271 3.08 Hayır 314 3.10 Evet 267 3.19 Hayır 305 2.95 Evet 267 3.46 Hayır 310 3.57 Evet 265 2.91 Hayır 307 2.94 Evet 266 3.53 Hayır 311 3.63 Evet 272 3.82 Hayır 313 3.95 t Testi Sig. .810 .418 -1.962 .050 -.237 .813 1.963 .050 -1.002 .317 -.279 .780 -.922 .357 -1.194 .233 102 e. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Gelir Düzeyi Online flört etmede etkili olan faktörlere verilen önem düzeyi ile gelir düzeyi arasında anlamlı ilişki öngören hipotezi sınamak amacıyla her ikisi de aralıklı ölçüm düzeylerindeki bu iki değişken arasında Pearson Correlation analizi uygulanmıştır. Tablo 30’da sonuçları görülen analize göre katılımcıların yoğun iş temposu (r= .097, p< .05) ve zaman eksikliği (r= .104, p< .05) faktörlerine verdikleri önem düzeyi ile gelir düzeyleri arasında pozitif yönlü, çok zayıf kuvvette anlamlı bir ilişki vardır (bkz. Ek-1 Tablo 19). Diğer bir ifadeyle katılımcıların gelir düzeyleri arttıkça yoğun iş temposu ve zaman eksikliği faktörlerine verdikleri önem de artmaktadır. Diğer yandan katılımcıların utangaçlık (r= -.136, p< .005) faktörüne verdikleri önem ile gelir düzeyleri arasında negatif yönlü, çok zayıf kuvvette anlamlı bir ilişki vardır (bkz. Ek-1 Tablo 19). Diğer bir ifadeyle katılımcıların gelir düzeyleri arttıkça utangaçlık faktörüne verdikleri önem azalmakta, gelir düzeyi azaldıkça da utangaçlık faktörüne verdikleri önem artmaktadır. Tablo 30.Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi Sonuçları Gelir Düzeyi Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler N R Sig. Heyecan 508 -.073 .099 Utangaçlık 509 -.136 .002 Gizemlilik 504 -.067 .136 Çevre (aile, akraba, arkadaş) 499 -.058 .196 Yoğun iş temposu 504 .097 .029 Ekonomik Faktörler 500 .014 .763 Zaman Eksikliği 502 .104 .020 Sosyal Ortam Eksikliği 506 .048 .280 Bu sonuçlara göre 3e numaralı hipotez (Katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörler ile gelir düzeyleri arasında anlamlı ilişki vardır) kısmen kabul edilmiştir. 103 4. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Demografik Nitelikler Bu başlık altında ise katılımcıların evlilik sitelerine ilişkin tutumlarının onların demografik niteliklerine göre farklılık gösterdiğini öneren hipotezler ilgili analizler aracılığıyla sınanmıştır. a. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Cinsiyet Evlilik siteleri ile ilgili tutumun cinsiyete göre anlamlı biçimde farklılaşacağını öngören hipotezi sınamak amacıyla bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. İlgili hipotezi sınamak için iki bağımsız örneklem kategorisi olan cinsiyet değişkenine bağlı olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki evlilik siteleri ile ilgili tutum ortalamalarının karşılaştırılması söz konusu olduğu için bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. Tablo 31’de görüldüğü gibi; katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları onların cinsiyetlerine göre anlamlı biçimde farklılık göstermemektedir (t=.024, p<.05; bkz. Ek-1 Tablo 20). Tablo31.Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Cinsiyet Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum Cinsiyet N Ortalama Kadın 200 3.17 Erkek 373 3.17 t Testi Sig. .024 .980 Sonuçlara göre 4a numaralı hipotez (Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları onların cinsiyetlerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır) reddedilmiştir. b. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Yaş Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumu ile yaşları arasında anlamlı ilişki öngören hipotezi sınamak amacıyla her ikisi de aralıklı ölçüm düzeylerindeki bu iki değişken arasında Pearson Correlation analizi uygulanmıştır. Tablo 32.Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Yaş Korelasyon Analizi Sonuçları Yaş Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum N R Sig. 564 .020 .635 Tablo 32’de sonuçları görülen analize göre katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları ile yaşları arasında anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır (bkz. Ek-1 Tablo 104 21).Bu sonuçlara göre 4b numaralı hipotez (Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları ile yaşları arasında anlamlı ilişki vardır) reddedilmiştir. c. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Meslek Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumlarının onların mesleklerine göre anlamlı biçimde farklılaşacağını öngören hipotezi sınamak amacıyla tek yönlü varyans analizi (ANOVA) uygulanmıştır. İlgili hipotezi sınamak için ikiden fazla bağımsız örneklem kategorisi olan meslek değişkenine bağlı olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki evlilik siteleri ile ilgili tutum ortalamalarının karşılaştırılması söz konusu olduğu için tek yönlü varyans analizi (ANOVA) uygulanmıştır. Tablo 33’de ayrıntıları yer alan analiz sonuçlarına göre katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları onların meslek türlerine göre anlamlı biçimde farklılık göstermektedir (F= 3.308, p < .05; bkz. Ek-1 Tablo 22). Katılımcıların mesleklerine göre farklılık gösteren evlilik siteleri ile ilgili tutum düzeylerinin onların hangi meslek grupları arasında anlamlı biçimde farklılaştığını ortaya koymak amacıyla Bonferroni testi uygulanmıştır. Test sonuçlarına göre serbest meslek sahiplerinin (χֿ= 3.33) kamu sektörü çalışanlarına göre (χֿ= 3.06) evlilik siteleri ile ilgili anlamlı biçimde daha fazla pozitif tutuma sahip oldukları ortaya konmuştur (p< .05; bkz. Ek-1 Tablo 23). Diğer meslek grupları arasında bu yönteme bakış açısından anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır. Tablo 33.Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Meslek Türü ANOVA Sonuçları Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum Meslek N Ortalama Kamu 127 3.06 Finans 13 2.80 Sağlık 27 3.01 Serbest Meslek 143 3.33 Özel Sektör 262 3.16 F Testi Sig. 3.308 .011 Bu sonuçlara göre 4c numaralı hipotez (Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları onların mesleklerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır) kabul edilmiştir. 105 d. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumlarının onların daha önce bir evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde farklılaşacağını öngören hipotezi sınamak amacıyla bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. İlgili hipotezi sınamak için iki bağımsız örneklem kategorisi olan evlilik yapılıp yapılmadığı değişkenine bağlı olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki evlilik siteleri ile ilgili tutum ortalamalarının karşılaştırılması söz konusu olduğu için bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. Tablo 34’de görüldüğü gibi, katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları onların daha önce evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde farklılaşmamaktadır (t= 1.501, p> .05; bkz. Ek-1 Tablo 24). Sonuçlara göre 4d numaralı hipotez (Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları onların daha önce bir evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır) reddedilmiştir. Tablo 34.Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum Evlilik Yapıldı mı? Evet N Ortalama 269 3.22 Hayır 305 3.12 t Testi Sig. 1.501 .134 e. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Gelir Düzeyi Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları ile gelir düzeyleri arasında anlamlı ilişki öngören hipotezi sınamak amacıyla her ikisi de aralıklı ölçüm düzeylerindeki bu iki değişken arasında Pearson Correlation analizi uygulanmıştır. Tablo 35’de sonuçları görülen analize göre katılımcıların evlilik siteleri tutumları ile gelir düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır (r= -.038, p> .05; bkz. Ek-1 Tablo 25). Tablo 35.Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi Sonuçları Gelir Düzeyi Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum N R Sig. 494 -.038 .395 106 Bu sonuçlara göre 4e numaralı hipotez (Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları ile gelir düzeyleri arasında anlamlı ilişki vardır) reddedilmiştir. 107 SONUÇ VE DEĞERLENDİRME ‘Evlilik Sitesi Kullanıcılarının Karakteristikleri ve Kullanım Motivasyonları’nı ortaya koymayı amaçlayan bu araştırmanın teorik çerçevesi Kullanımlar ve Doyumlar yaklaşımı, McLuhan’ın Küresel Köy Teorisi, Modernleşme Kuramı ve Yeniliklerin Yayılması Modeli ile birlikte oluşturulmuştur. Teknolojik yeniliklerin sosyal hayata olan etkilerini ortaya koymak adına evlilik siteleri üyelerinin katılımı ile 1179 kişi ile anket çalışması yapılarak alan araştırması gerçekleştirilmiştir. Elde edilen bulgular sonucunda katılımcıların temel motivasyon kaynağını daha mutlu olacaklarına duydukları inanç ve sadakat kavramı oluşturmaktadır. Toplumlar, iletişimin içeriğinden çok, iletişimde bulundukları araçlar tarafından biçimlendirilir. Her yeni medya aracı sosyal anlamda topluma yeni bir takım değerler katarak onu değiştirir ve yeni kültürel değerlere göre kişinin şekillenmesine olanak tanır. Bu sayede yeni teknolojiler toplumu ve kişiyi kendi işleyişine göre şekillendirerek yeni bir oluşum yaratırlar. Evlilik siteleri de bu oluşumun önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Son yıllarda bilgisayar aracılı iletişimin bireylerin en çok kullandığı iletişim şekillerinden biri haline gelmesi, sosyal hayatta da bazı değişiklikleri meydana getirmiştir. İnternet üzerinde gelişen iletişim modeli ile birlikte farklı kişilik özelliklerine sahip bireylerin iletişim ihtiyaçlarını çeşitli yollardan karşıladığı görülmüştür. Bireyleri internet ortamında bir araya getirerek iletişim kurmalarını sağlayan evlilik siteleri de teknolojik gelişmelere paralel olarak ortaya çıkmış, son yıllarda oldukça rağbet gören siteler arasında yer almaktadır. Bu durumu şu şekilde açıklamak mümkündür: İnsanlar evlenmek için uygun adayların olduğu bütün kaynakları denerler, internette bunlardan en kolay ulaşılanıdır. Evlilik evrensel bir olgudur; ancak her toplumun kendine göre oluşturduğu normları, örf ve adetleri vardır ve bunlar her toplumda farklılık göstermektedir. Evlilik, insanın gelişiminde birinci düzeyde rol oynayan bir süreç sonucunda oluşan en küçük birimdir. Bireyin ihtiyaçlarını karşılayabileceği en doğal ilişki biçimi olarak tanımlanmaktadır. Bireylerin sosyal açıdan gelişmesi için önemli bir etkiye sahip olan 108 evliliklerde kişilerin maddi manevi doyum sağlaması ve yaşadığı çevreye uyum sağlayarak yararlı bir birey olabilmesi nasıl bir evlilik yaptığıyla doğrudan ilişkilidir. 2000 yılından bu yana en yüksek trafikli siteler arasında yer aldığı belirlenen evlilik siteleri dünya genelinde kullanıcıların online aktiviteleri arasında 13. sırada yer aldığı biliniyor. Şöyle ki, internet ile birlikte evlenmek isteyenlerin ilk başvurduğu adreslerden biri de evlilik siteleri olmaya başlamış görülüyor. Elde edilen bulgulara göre de katılımcılardan % 53’ünün daha önce hiç evlilik yapmamış kişilerden oluşması, evlenme kararının oluşması ile birlikte ilk başvurulan adres acaba evlilik siteleri mi? sorusunu akıllara getiriyor. Evlilik sitelerine olan talebin her geçen gün artmasıyla, evlilik siteleri hızlı bir gelişim göstermiş ve önemli bir sektör haline gelmeye başlamıştır. İnternet ile tanıştığımız yeni dünya, toplumların kültürel değerlerine etki ederek onları değiştirdiği, veya birbirinin aynı olan tek boyutlu küresel bir toplum yapısını meydana getirmeye başladığı düşünülebilir. Evlilik siteleri de teknoloji aracılığı ile yaratılan bu değişimin bir parçasını oluşturmaktadır. İlk izlerini Amerika’da ve Avrupa ülkelerinde gördüğümüz evlilik siteleri bugün sınırları aşmış, dünyanın hemen hemen her ülkesinde birbirine benzer ya da birbirinden ayrılır yönleriyle hizmet verir hale gelmiştir. Bu durum küresel bir boyutta, insan ilişkilerinin başlama noktasının internet üzerine taşınmasının yanı sıra, sürdürülebilir ilişkilerin kaynağı olarak da sanal ortamların gösterilmesine neden olmuştur. ‘Sosyal’ kavramı yerine artık ‘sanal’ kavramı gelmeye başlamış; sanal sohbetler, sanal ilişkiler, sanal flörtler sık duyduğumuz kelimeler haline gelmeye gelmiştir. İnsan ilişkilerinin başlama noktasının internet ortamına taşınması ile birlikte artık duyguların da kablolar üzerinden yaşanır bir durum aldığı düşünülmektedir. Yaygın bir yaşam tarzı olarak kabul edilen evliliklerde meydana gelen bu değişimler direkt olarak bir toplumun insan ilişkilerini bize sunarken, kültürel ve törel değerlerin de toplum üzerindeki etkisinin azaldığına işaret etmektedir. Teknolojinin sosyalleşme ve kişilerarası ilişkilerde giderek daha fazla rol oynaması, toplumsallaşma sürecini sanal ortamlara taşımıştır. 109 İnsana sınırsız iletişim özgürlüğü sunması, zaman ve mekan sınırlılığını ortadan kaldırması, insanların fiziksel dünyada olduğu gibi değerlerini, kimliklerini bu yeni alanda ifade edebilmesi ve yeni yaşam tarzlarını tecrübe edebilmesi, çoklu ortam, etkileşim, eşzamanlılık gibi yönleriyle yeni bir yaşam alanı sunan sanal ortam iletişimleri cazip gelmektedir. Bunun yanında gerçek yaşamın sorumluluklarından ve sıkıntılarından kurtulmak, kişiye her şeyi yönetebilme gücünü tanıması, sanal olanın gerçek olandan daha hızlı, daha etkin, daha işlevsel, daha güçlü, daha hızlı ve daha yakın bir iletişim ağı oluşturmaya başlaması ile sanal mekânlar katılımcılara gerçek dünyada olmadıkları veya olamayacakları ama olmayı istedikleri kişilere dönüşebilme imkânını tanımaktadır. Bu kadar olanağa sahip olma duygusu göz önüne alındığında evlilik sitelerine olan taleplerin artması da yadırganmamalıdır. Çünkü insanlar yüz yüze iletişim modeli yerine ikili ilişkilerini bilgisayar ortamına taşıyarak daha rahat hareket edebildiği bir platform oluşturmuş ve ilişkilerini de bu platform üzerinde yaşar hale gelmiş durumdadır. Evlilik sitelerinin gizlilik politikaları, kimliği açık etmeme vs önemli etkenler de göz önüne alındığında bu siteler bireyler için önemli bir tercih sebebi haline dönüşmüştür. Sevgili arayanların, evlenmek isteyenlerin günümüzde artık profesyonel danışmanlara başvurdukları bilinmektedir. Görücü usulü evliliklerin toplumun pek çok kesiminde kalmadığı, bunun yerine evlilik siteleri gibi modern yöntemlerin tercih edilmeye başlandığı görülüyor. Bu arkadaşlıkların zamanla evliliklere dönüştüğü, sosyal mecra sayesinde tanışan insanlar arasında evlilik oranlarının da her geçen gün arttığı biliniyor. Mutlu, uzun ve sağlıklı birliktelik yaşayabilecek ciddi ilişki niyetindeki üyeleri birbirleriyle tanıştırmak maksatlı kurulan evlilik siteleri, bu amaçla üyeleri arasında hem sosyo-ekonomik hem de kişilik testi sonuçlarına dayalı eşleştirme yapmaktadır. Evlilik siteleri yüksek oranda üye sayısına sahip olsa da hala toplum içinde tam anlamıyla kabul görmemiştir. İlanla evlilik olgusunun bundan 100 yıl önce de var olduğu göz önünde bulundurulursa buradaki tek farkın evlilik sitelerinin bu noktada önemli bir etken haline dönüştüğüdür. Uygulanan sosyoekonomik ve kişilik testleriyle kişiler hayat standartlarına uygun olarak eşleştirilmektedir. Bir nevi kişiye özel hizmetin sunulduğu bu sitelerde kişisel özelliklere göre eşleştirmeler yapılmaktadır. Kendini iş hayatına kaptırıp, yoğun mesai 110 saatleri nedeniyle özel hayatlarına zaman ayıramayanlar aradıkları kişileri arkadaşlık, evlilik sitelerinde bulmak için harekete geçmektedirler. Yine analiz bulgularından elde edilen bilgilere göre iş hayatının yoğun temposu zaman ve sosyal ortam eksikliği yaratmış, katılımcılar bu sebepten de evlilik sitelerini bir alternatif olarak değerlendirdiklerini belirtmişlerdir. Teknolojik gelişmelerle birlikte ikili ilişkilerde yüz yüze iletişimin zayıflayarak daha çok aracılı iletişimin tercih edilmeye başlandığından bahsetmiştik. Sunduğu sayısız olanaklar ile birlikte doğal ortamın adeta uzantısı haline gelen internet, toplumsal ilişkilere de etki ederek sosyalleşme ortamını sanal ortama taşımıştır. Evlilik siteleri aracılığı ile sosyal fobisi olanlar, birçok ilişkide hayal kırıklığına uğrayanlar kendilerine daha uygun bir adayı sunacağı umudu ile internetteki evlilik sitelerine yönelebilmektedirler. Yine internet ortamında beğenilmeyen bir adayı reddetmek, yüz yüze olduğundan daha kolaydır. Bu nedenle de sunulan pratik çözümler kişiyi aracılı iletişime yönlendirebilmektedir. İnsanların harekete geçmelerini sağlayan temel faktörlerden biri de ihtiyaçlardır. Motivasyon başlığı altında bireyleri neden evlilik sitelerine başvurulduğu araştırılırken online partner ile daha mutlu olunacağı düşüncesi ve bu düşüncenin de yarattığı bir inanç motivasyonundan bahsetmek mümkündür. Giderek artan evlilik siteleri sayısı ile buna paralel olarak üye sayılarında da meydana gelen artış, “evlenmek istiyorum” diyenlerin güvendikleri büyüklerinden önce internetteki bir evlilik sitesinin kapısını çalmaya başladığını bize göstermektedir. Şöyle ki arkadaşının arkadaşıyla tanıştırılmayı istemek bile artık geleneksel bir yöntem sayılabilecek noktaya gelmiştir. Bununla birlikte gelenekselliğin de internetten uzak kaldığını söylemek pek mümkün değildir. Arkadaşlık ve evlilik siteleri içinde etnik, dini ve diğer alt gruplara özel olarak hazırlanmış; İslami evlilik, siyah evlilik, Hristiyan evlilik, engelli evlilik siteleri, sadece dul erkek ve bayanları bir araya getiren evlilik siteleri vb. sayılarına her gün bir yenisi eklenmek üzere ortaya çıkmaktadır. Artık romantik aşk, patolojik aşk, arkadaşça aşk terimlerine bir yenisi daha eklenerek sanal aşk terimi günlük hayatta sıkça duyduğumuz kelimelerden biri haline gelmiştir. Bu sebepten çift ve evlilik terapistleri diğerlerinin yanı sıra sanal aşktan muzdarip olanlara da hizmet vermeye başlamışlardır. 111 Bilgisayarın, son yüzyılın en büyük girişim, değişim, gelişim süreçlerinin tümünü hareket ettiren ve kendi içinde barındıran bir fonksiyon olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Özellikle son zamanlarda toplumda insanların birbirinden korkması, caddede gezmenin bile tehlikeli olması gibi sosyal nedenlerin yanında yoğun iş temposu, zaman eksikliği, sosyal ortam eksikliği gibi nedenler sosyal iletişimi daha da kısıtlı hale getirmektedir. Bunun yanında kişiler bazen, reel hayatta alamadıkları ilgi, sevgi, saygıyı sanalda alarak kendilerini avutup benlik saygınlıklarını korumaya çalışmaktadırlar. Bir nevi bilgisayar ve internet zamanla kişinin sosyal, duygusal, hatta cinsel beklentilerini de karşılayan bir varlık haline dönüşmüştür. Her ne kadar sanal iletişim sosyalleştirip iletişimi arttırır görünse de gerçek hayattan uzaklaştırmakla birlikte, gerçek hayata ayrılan zamanın en aza indirilmesine neden olmakta ve kişileri asosyal yapmaktadır. Kişi eğer var olan kimliğinden ve sosyal/ekonomik konumundan memnun değilse olanı değil olması gerekeni (ideali) sanalda aramaktadır. Çok güçlü bir savaşçı, çok zengin biri, uzun boylu biri, saygın biri gibi rollere girerek idealindeki tipolojiye yakınlaşarak kendini daha değerli ve önemli hisseder. Bu durum onun hayal aleminde yaşaması gibi bir şey olup, bilgisayar başına her oturduğunda gerçek kimliğini bulduğunu sanır. Kişi gerçekte içinde yaşadığı toplumdan kaçıp, kendisini koşulsuz kabul eden, sanal çevreye yönelir. İnsan olmanın medeni, beşer olmanın temel kuramı yüz yüze sağlıklı iletişim kurmaktır. Peki insanlar neden etkileşimli iletişimden kaçıp sanal iletişimi tercih etmeye yönelmişlerdir? Duygular, jestler, mimiklerin ifade edilemediği sanal bir ortamda, iletişim kurabilmek için tanımadığı, yüzünü görmediği birisine güvenen insanlarda, bilinmezlere yelken açmayı tetikleyen olgular oluşmaya başlamıştır. Yüz yüze ya da birbirlerini tanıyan insanlar arasındaki iletişimin yerini birbirlerini tanımayan insanlar arasındaki iletişimin alması ve çok hızlı yaygınlaşmasının temelinde insanı insan yapan iletişimsel bazı özelliklerin değişmeye başladığı söylenebilir. Çünkü birbirlerini tanımayan insanlar birbirleri ile internet olarak adlandırılan sanal ortamda muhabbet etmek istemektedirler. Gerçek yaşamlarında sağlıklı iletişimi koparan, birbirlerini dinlemeyen ve birbirlerini hoş görmeyen insanlar nasıl oluyor da sanal ortamda birbirleri ile sağlıklı iletişim kurabiliyorlar? Bu durumu 112 şu şekilde açıklamak mümkündür: Yüz yüze sağlıklı iletişimin yok edildiği günümüz dünyasında başarısızlık ve tatminsizliğe dayalı mutsuzluktan kurtulmak ve takdir edilmek sanal ortamda aranır hale gelmiştir. İnternetin, gerçek deneyimler yerine insani olmayan bir boyut içinde insani arayışlar içine sürüklemektedir. Her ne kadar insan etkileşimini sanal cemaatler üzerinde yürütüyor gibi görünse de en nihayetinde insanların gerçek dünya ile sürdürecekleri iletişimi bozarak bireyi yalıtılmışlığa götüreceği beklenen bir durumdur. Kısacası insanlar kendi benliklerinden kaçmak ve idealde olanı yaşayabilmek için sanal ortama yönelmektedir. Toplumlar arasındaki sınırları kaldırarak yeni bir dünya sunan internet ve internet arkadaşlıkları ile alakalı dikkat çekici diğer bir durum da katılımcıların gizem ve heyecan unsuruna verdikleri önemdir. Gizemli olan aynı zamanda heyecanlı gelen ve merak uyandıran, dolayısı ile cazip gelen bir hal almıştır. Tanınmış gözlerden uzak, damgalanmadan bir ilişkiyi başlatmak, sürdürmek ve yaşamak kişileri kendi dünyalarından da uzaklaştırmakta ve belki de kendilerini daha rahat hissetme, toplum baskısından sıyrılma gibi bir durumu yaşayabilmelerine de olanak sağlamaktadır. Bu da insanların daha rahat iletişim kurmalarına olanak tanıyabilir; ancak kurulan ilişkinin ne derece sağlıklı olacağı, samimiyet duygusunun hangi derecede olduğu belirsizdir. Bu sebepler de göz önüne alındığında kişilerin evlilik sitelerine başvurmalarındaki bir diğer nedenin bir kurumun garantisine sığınmak istemeleri de gösterilebilir. Çünkü evlilik sitesine üye olan katılımcılar siteye dahil oldukları ilk andan itibaren pek çok alanda uygulanan testlerle karşılaşmakta ve ihtiyaç anında sitelerin sunduğu danışmanlık hizmetleri; psikolog, psikiyatr, evlilik danışmanları gibi uzmanlardan da faydalanabilme olanağına sahip olmaktadır. Siteler aktif olarak üye adına her şıkkı düşünürken üyelere sadece belirlenen zamanda belirlenen yerde olmak kalıyor denilebilir. Bu durumda bir kurum üyelerinin belirttiği şekilde onlar adına her şeyi planlı-programlı hale getirerek onların beğenisine sunar, kısacası işlerini kolaylaştırır. Gelenekçi bir toplum yapısına sahip ülkemizde de geleneksel yöntemler (anne babanın ayarlaması), artık anne baba çocuğunu tanımayacak kadar nesil farkı oluştuğu için gence uygun bir adayı bulamamaktadır ve bu nedenle genç yeni bir kaynağa yönelmiştir. Eğitim düzeyinde meydana gelen yükselmesinin de seçiciliği arttırması ile birlikte yeni mecraların ortaya çıkması bunların denenmesini de kaçınılmaz hale 113 getirmiştir. Çoğunluğunu özel sektör çalışanlarının oluşturduğu katılımcıların evlilik sitelerinde birbirlerine daha fazla odaklandıkları da görülmüştür. Çünkü kişilerin karşılıklı birbirlerinden beklentisi ve hangi amaçla evlilik sitesine üye olduğu bellidir. Bu durumu arz-talep arasındaki dengeye bağlamak da mümkündür ve karşılıklı olarak beklentilerin giderilmesi söz konusudur. İnternetin toplumsal hayata olan etkilerini evlilik siteleri kapsamında değerlendiren bu çalışma sonucunda sitelere üye olan erkek ve kadın katılımcıların aracılı iletişimde daha mutlu olacakları düşüncesiyle hareket ettikleri görülmüştür. Evliliklerde en çok değer verilen kavramın sadakat olması, bu siteler aracılığı ile sadık bir eş bulunacağı düşüncesinin yaygın olduğunu da göstermektedir. Katılımcıların daha kısa sürede kendilerine daha uygun eş adayını bulmak ve daha mutlu olmak adına evlilik sitelerine yöneldikleri belirlenmiştir. Ayrıca gizem ve heyecan faktörlerinin de ilişki üzerinde olumlu bir etkisinin olduğu evlilik sitelerine üye olan katılımcılar tarafından ortaya konmuştur. Bu durumda katılımcıların aradığı temel motivasyon kaynağının öncelikle mutluluk olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Ayrıca yaş kriteri arttıkça, katılımcıların evlilik siteleri ve tv programları aracılığı ile yapılacak olan evliliklere daha sıcak baktıkları da belirlenmiştir. 114 KAYNAKÇA Acat, B. (t.y). Ailede İletişim ve Etkileşim.( Editör: Bahaddin Acat). Aile İçi Uyumlu Etkileşim. Anadolu Üniversitesi Yayını No: 2688 Açıköğretim Fakültesi Yayını No: 1654. ss. 26-38. Açık, Y. (2012). Tümleşik Bir Medya Ekosisteminde Etkileşimli İzleme Davranışının Gelişimi: Ege Üniversitesi Öğrencileri Üzerinde Bir Araştırma.Yüksek Lisans Tezi. Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Radyo Televizyon Sinema Anabilim Dalı. İzmir.ss.7-10. Adıgüzel, Y. (2001). Kitle Toplumunun Açmazları Kültür Endüstrisi.Şehir yayınları.İstanbul ss.42-43. Akar, E. (2010). Sanal Toplulukların Bir Türü Olarak Sosyal Ağ Siteleri – Bir Pazarlama İletişimi Kanalı Olarakİşleyişi. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. Cilt/vol:10- Sayı: 1. ss.108. Akçay, H. (2011). Kullanımlar ve Doyumlar Yaklaşımı Bağlamında Sosyal Medya Kullanımı:Gümüşhane Üniversitesi Üzerine Bir Araştırma. İletişim Kuram ve Araştırmalar Dergisi. Sayı:33. ss.138-139 Altun, F. (2002). Modernleşme Kuramı Eleştirel Bir Giriş. İstanbul. ss:22-26 Yöneliş Yayıncılık. Aydın, İ.E. (2010). İnternet Ortamında Bireylerarası İletişim: Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Bilgi Yönetimi Programı Öğrencileri Üzerine Bir Çalışma. Doktora Tezi. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Anabilim Dalı. Eskişehir. ss.24-27. Baran, M. (2013).Avrupa’da Gelişen Modernlik ve Modernleşme Anlayışları ve Bu Anlayışların Türkiye’ye Yansımalarına Tarihî Sosyolojik Açıdan Bir Bakış. TurkishStudies - International PeriodicalForTheLanguages, LiteratureandHistory of TurkishorTurkic. 8/11. ss. 55-79. Başaran, F. (2010). Sendikal Yenilenme ve İletişim Teknolojileri. Çalışma ve Toplum Dergisi. Sayı:1. ss.12. ss: 12. Başbakanlık Aile Ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü(BASAGM)(2009). Boşanma Nedenleri Araştırması. ss.60. Baştan, S. (2009). Etkileşimli İletişim Tasarım. Ankara(1.Baskı). Nobel Yayın Dağıtım. ss. 8-15-52-53. Bayrak, B. Y. (2012). Televizyonlardaki evlilik programlarında İdeal Eş Söylemi.Yüksek Lisans Tezi.Ankara ÜniversitesiSosyal Bilimler EnstitüsüHalkla İlişkiler Ve Tanıtım Anabilim Dalı. Ankara. ss.24-33. 115 Biçer, S. (2014). Akademisyenlerin Sosyal Ağlarda Bulunma Motivasyonları: Facebook Örneği. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. Sayı:40. ss.59-60. Bilegt, E. (2012). Örgüt Kültürü İle Çalışan Motivasyonu Arasındaki ilişki ve Bir Araştırma.Yüksek Lisans Tezi. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı. İşletme Yönetimi ve Organizasyon Bölüm Dalı. ss.29. Bilen, M. (t.y). Sağlıklı İnsan İlişkileri. Armoni LTD. ŞTİ. Beşinci Baskı. Ankara. ss.114-115-135. Bilgin, N. (2001). İnsan İlişkileri ve Kimlik. Sistem yayıncılık. İkinci Basım. İstanbul. ss.182-197-205-211. Birkök, M. C. (2006). Sosyal Rol ve İş Bölümü. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi. ISSN: 1303-5134. ss.2. Bozkurt, V. (2003). Yıkıcı Gemenschaft"tan "Öteki"sizPostmodern Kabilelere: Sanal Cemaatler.ss: 7-8. Çakır, H. & Topçu, H. (2005). Bir İletişim Dili Olarak İnternet. Sosyal Bilimler Enstitü Dergisi. Sayı:19. sf:71-75-76-92. Çakır, M. (2010). Kültürlerarası İletişimin Bir Yönü: Özün Ötekileştirilerek Yabancılaştırılması. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi. 21(1). Bahar. ss.75-84. Çakır, B. (2011). Modernleşme Sürecinde Türkiye’de Evlilik Kurumunun İşleyişi ve Boşanma Eğilimlerinin Seyri.Doktora Tezi. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim Dalı.. ss.155-186. Çakmak, B. (2012). Yeni İletişim Ortamlarının Sosyalleşme Üzerindeki Etkisi. Yüksek Lisans Tezi. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Anabilim Dalı Bilişimbilim Dalı. İstanbul. ss: 6-71. Çavuş, H.,Günbatar, M.S. (2008). Bilgisayar Kaygı Ölçeğinin Türkçeye Uyarlanması Çalışması. GÜ, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi. Cilt 28, Sayı 3.ss.151-152. Çelik, M. (2006). Evlilik Doyum Ölçeği Geliştirme Çalışması.Doktora Tezi. Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı. ss.1-3. Denizci, Ö. M. (2009). Bilişim Toplumu Bağlamında İnternet Olgusu ve Sosyopsikolojik Etkileri. Marmara İletişim Dergisi. Sayı:15. ss.48-50. Dilmen, N. E. &Öğüç, S. (2010). Sosyalleşmenin Yeni Yüzü: Sosyal Paylaşım Ağlarıİkinci Yeni İletişim Ortamları ve Etkileşim Uluslararası Konferansı. İstanbul. ss.237-238. Doğan, A. (2006). Bilgisayar Donanımlı İletişim İnternette Sosyal Psikoloji Kuramlarını Yeniden Düşünmek.Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Anabilim Dalı. ss:14-15- 56. 116 Erdoğan, İ. & ss.109-110. Alemdar K. (1990). İletişim ve Toplum. Bilgi Yayınevi. Ankara. Erdoğan, İ.& Alemdar K. (2005). Öteki Kuram:Kitle İletişim Kuram ve Araştırmalarının Tarihsel ve Eleştirel Bir Değerlendirmesi. Erk Yayınları. 2.Baskı. Ankara. ss.383-395 Ergenç, A. (2011). Web 2.0 ve Sanal Sosyalleşme: Facebook Örneği. Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Halkla İlşkiler ve Tanıtım Anabilim Dalı. Pazarlama İletişim Programı.Yüksek Lisans Tezi. İstanbul. ss.47-71-72. Gemalmaz, H. B. (2011). Sanal Dünyalarda İktidar ve Özgürlük.Beta yayıncılık.(1. Baskı).İstanbul. Gökçe, O. (2001). İletişim Bilimine Giriş. Ankara( 3. Baskı). Turhan Kitabevi. ss.120165. Gökçe, O. & Şahin. A. (2002). Yönetimde Rol Kavramı ve Yönetsel Roller.SÜ İİBF Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi. Cilt: 13. Sayı 19. ss.145. Gökçe, O. (2006). İletişim Bilimi İnsan İlişkileri Anatomisi. Ankara(1.Baskı). Siyasal Kitabevi. ss. 8-127. Güçdemir, Y. (2010). Sanal Ortamda İletişim Bir Halkla İlişkiler Perspektifi. İstanbul(1. Baskı). Derin Yayınları İletişim Dizisi. Gümüş, A. (2004). İletişim Çalışmaları İçin Bilgisayar Ortamında İletişim(1.Baskı). İstanbul. Değişim Kitabevi. ss.13-59. Gürler, G. (2001). Sanal İletişim Ortamlarında Dilsel Kullanım: ‘Chat Dili’ Çözümlemesi İçin Yöntem ve Uygulama Örneği. Yüksek Lisan Tezi. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tanıtım ve Halkla İlişkiler Anabilim Dalı. İstanbul. ss.23-25. Gürüz, D. E. &, Temel A. (2011). Kişilerarası İletişim Bilgiler, Engeller, Etkiler. İzmir(2. Basım). Nobel Yayın. ss.5-18-247-252. Güzel, M. (2006). Küreselleşme, İnternet ve Gençlik Kültürü. Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Küresel İletişim Dergisi. Sayı: 1. ss.2. Haberli, M. (2012). Yeni Bir Örgütlenme Biçimi Olarak Sanal Cemaatler. İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi. 1 (3). ss.122-125. Kaplan, M. (2007). Motivasyon Teorileri Kapsamında Uygulanan Özendirme Araçlarının İşgörenPerformansına Etkisi ve Bir Uygulama. Yüksek Lisans Tezi. Atılım ÜniversitesiSosyal Bilimler Enstitüsüİşletme Ana Bilim Dalı..ss. 3-4 Karaduman, S. (2010). ModernizmdenPostmodernizme Kimliğin Yapısal Dönüşümü 117 Journal of YasarUniversity. 17(5). ss. 282‐289. Karataş, İ. (2008). İletişim Anlamında Psikolojik Savaş ve Propaganda. Yüksek Lisans Tezi.Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Sosyal Bilimler Enstitüsü Strateji Bilimi Anabilim Dalı. Gebze. ss.76-81. Kaya, A. (2011). Kişilerarası İlişkiler ve Etkili İletişim. Ankara. Pegem Akademi Belgeç Yayınevi. ss.4-64. Kaya, A. (2011). Sosyal Paylaşım Ağlarının Kişilerarası İletişim Sürecine Etkisi. Yüksek Lisans Tezi. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Halkla İlişkiler Anabilim Dalı Kişilerarası İletişim Bilim Dalı. İstanbul. ss.3-4- 33. Kırık, A. M. (2014). Aile Ve Çocuk İlişkisinde İnternetin Yeri: Nitel Bir Araştırma. Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi. Cilt:3 Sayı:1 Makale. No: 32. ss.337. Koçak, A.&Terkan, B. (2010). Medya ve Yaşlılar: Yaşlıların Medya İzleme Davranışları ve Motivasyonları. Çizgi Kitabevi Yayınları. Konya. ss. 37-45. Kılıç, S.N. (2012). Toplumsal İlişkiler Alanı Olarak Sanal Alem ÜzerineSchutzcuBir Çözümleme. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. Cilt: 13, Sayı: 4. ss. 139-150. Okur, H. D. (2012). Kitle İletişimi Bağlamında Sosyal Paylaşım Sitelerinin Toplumsal İlişki Kurma Biçimlerine Etkisi (Facebook Örneği). Yüksek Lisans Tezi. Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim Dalı.ss.40-89-91. Özer, D. (2011). Etkili İletişim Becerilerinin Sosyal Ortama Uyum Sağlamadaki İşlevi: Fırat Üniversitesi Uygulaması. Yüksek Lisans Tezi. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı. Elazığ. Sf:1-10-52-53. Özçetin, B. (2010). Kullanımlar ve Doyumlar’dan İzlerkitle Sosyolojisine: Türkiye’de İzlerkitle Çalışmaları. İletişim Araştırmaları.8(2) ss.9-15-16-22 Özdemir, N. G. (2006). Sanal Topluluklarda İzlenimi Yönetme. Yüksek Lisans Tezi.Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Halkla İlişkiler ve Tanıtım Anabilim Dalı. ss. 47-48-58-67. Özgüven, İ. E. (2000). Evlilik ve Aile Terapisi.Pdrem Yayınları.(1. Baskı). Ankara. ss.19-31. Polat, N. (2002). Sanal Dünyada Duygusal Doyum. İletişim Dergisi. Sayı: 16. ss.93117. Sezen, L. (2005). A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Prof. Dr. Şinasi Tekin Özel Sayısı. Sayı: 27. ss.185-193. 118 Smith, D. Anthony (1996). Toplumsal Değişme Anlayışı. Çeviren:Oskay, Ülgen. Ankara. Gündoğan Yayınları. ss. 87-88-90. Suğurlu S.&Suğurlu, N. (1988). Geleneksel Toplumlardan Modern Topluma Geçiş. Anadolu Üniversitesi Yayınları. No:1020. ss. 24-25-27. Süleymanov, A. (2010. Çağdaş Türk Toplumlarında Aile ve evlilik İlişkileri.Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi. İstanbul.ss.209-210. Tarcan, A. ( 2005). İnternet ve Toplum.Anı Yayınları.Ankara. ss. 2-3. Timisi, Nilüfer (2003). Yeni İletişim Teknolojileri ve Demokrasi. Dost Yayınları. Birinci Baskı. Ankara. 121-123-123-134-138. Kitabevi Tozal, Y.E. (2013). Post-Modern Kabileleşme:’İtiraf Edilemeyen Cemaat’. Ayraç Dergisi. Sayı:19. ss.3-7. Tutar, H., Yılmaz M. K.&Erdönmez, C.(2003). Genel ve Teknik İletişim. Ankara(1. Baskı). Nobel Yayın Dağıtım. ss.19-32-62-63- 176. Tüzel Kişi(T.C. Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü)(2010). Türkiye’de Aile Değerleri.Ankara.ss.258-260. Uzun, K. & Aydın C. H. (2012). Kullanıcı Profilinin ve Bireylerarası İlişkilerinGerçek Yaşamla Karşılaştırılması: Second Life Örneği.Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İİBF Dergisi. 7(2). ss.263-290. Yaylagül, L. (2013). Kitle İletişim Kuramları. Dipnot Yayınları. Beşinci Baskı. Ankara. ss.13-14-71-73. Yengin, D. (2012). Oyun, Eğlence ve Günümüzdeki Yansımaları: Dijital Oyunun Sihirli Çemberi. Pİ-Pazarlama ve İletişim Kültürü Dergisi – Bahar. Yetkin, T. & Kalkan, M. (2010). Evlilik Öncesi İlişkileri Geliştirme Programının Çiftlerin İlişki Doyumuna Etkisi. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri Dergisi.10 (3). ss.3. Yıldırım, S. (2007). Motivasyon ve Çalışma Hayatında Motivasyonun Önemi. Yüksek Lisans Tezi. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı. ss.3-4. Yılmaz, T., Kalkan, M. (2010). Evlilik Öncesi İlişkileri Geliştirme Programının Çiftlerin İlişki Doyumuna Etkisi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Samsun. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri. 10 (3) • Yaz / Summer 2010. ss. 1893-1920 119 Yılmazçoban, A. M.(2010). Evlilikte Çiftleri etkileyen Unsurlarve Arkadaşlık İlkeleri.Yalova Sosyal Bilimler Dergisi. Sayı:1. ss.178-180. ‘Amerika’da Evlilik Sitesi ve Arkadaşlık Sitesi Üzerinde Tanışanlarla İlgili Rakamlar’ http://www.ruhikizi.com/amerikada-evlilik-sitesi-ve-arkadaslik-sitesi-uzerindentanisanlarla-ilgili-rakamlar-makalesi75.html Erişim tarihi: 28.11.2014 saat: 12.11 ‘Bilimsel Evlilik Sitesi Nedir, Mutlu Bir Evliliği Öngörmek Bilimsel Olarak Mümkün Müdür?’ http://www.ruhikizi.com/bilimsel-evlilik-sitesi-nedir-mutlu-bir-evliligi-ongormekbilimsel-olarak-mumkun-mudur-makalesi77.html. Erişim Tarihi:17.08.2014. Saat:09.47 Bora, B. (2013).‘İnternette Başlayan İlişkiler Daha Sağlam.’ http://www.hurriyet.com.tr/planet/23431836.asp Erişim Tarihi: 28.11.2014. Saat: 22.36. Candan, T. (2011). ‘Evlilik Siteleri Furyası Artarak Devam Ediyor.’ http://www.sosyalmedyahaber.com/2011/09/05/evlilik-siteleri-furyasi-artarak-devamediyor/ Erişim Tarihi:30.11.2014. Saat: 01.05. Derdiyok, B.(2014). Uluslar arası İlişkiler ve Stratejik Analizler Merkezi. www.turksam.org/tr/makale-detay/953-internetin-sosyal-hareketlerde-artanetkisiErişim Tarihi: 23.06.2014. Saat: 11.54 Duygulu, S. (2011). İnternette Başlayan İlişkiler. Psikoloji, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Makaleleri Kütüphanesi. http://www.tavsiyeediyorum.com/makale_6471.htm Saat:16.52 Erişim Tarihi:11.04.2014. Duygulu, S. (2011). Sanal İlişkiler Gerçek Evlilikler. http://www.serapduygulu.com.tr/makaleler/aile-evlilik/sanal-iliskiler-gercekevlilikler.html Erişim Tarihi:05.09.2014 Saat:16.08 ‘Evlilik Siteleri.’ http://tr.wikipedia.org/wiki/Evlilik#T.C3.BCrk_topluluklar.C4.B1nda_evlilik Erişim Tarihi: 19.08.2014. Saat: 16.40. 120 ‘Giriş: Neden evleniyoruz? Evlilik nedenleri’ http://www.ruhikizi.com/giris-neden-evleniyoruz-evlilik-nedenleri-makalesi42.html. Erişim Saati:17.08.2014. Saat:10.10 ‘İnternetteki aşk ve evlilik siteleri bizi nereye sürüklüyor?’ http://www.milliyet.com.tr/ask-ve-evlilik-siteleri-bizi-nereye-goturuyor-yasamonerileri-1479516/ Erişim Tarihi:25.08.2014. Saat: 18.32. ‘İnternette Evlilik Sitesi ya da Arkadaşlık Sitesi Gibi Ortamlarda Tanışan Hangi Çiftler Yüz Yüze İlişkilerinde Daha Başarılı Oluyorlar’ http://www.ruhikizi.com/internette-evlilik-sitesi-ya-da-arkadaslik-sitesi-gibiortamlarda-tanisan-hangi-ciftler-yuz-yuze-iliskilerinde-daha-basarili-oluyorlarmakalesi76.html Erişim Tarihi:10.04.2014. Saat: 14.39. İnternet Bağımlılığı. http://www.e-psikiyatri.com/category/bagimlilik-tedavileri/internet-bagimliligibagimlilik-tedavileri Erişim Tarihi:30.08.2014. Saat: 19.08. Karakuş, C.(2012). ‘Sanal Ortamda Davranış Yönlendirme.’ http://www.bikaced.org/makaleler/alinti-makaleler/sanal-ortamda-davranisyonlendirme.html Erişim Tarihi:18.08.2014.Saat: 22.02. Kattıtaş, Ü.(2012). ‘Sanal Sosyalleşme.’ http://www.sinekolaj.com/makaleler/66/SANAL_SOSYALLESME.html. Erişim Tarihi: 17.08.2014. Saat:21.54. Mengi, Z.(2011).’İşten Vakit Bulamayan Çareyi Evlilik Sitelerinde Arıyor.’ http://www.zeynepmengi.com/2011/04/isten-vakit-bulamayan-careyi-evliliksitelerinde-ariyor/ Erişim Tarihi: 12.12.2013. Saat: 02.11. Millî Eğitim Bakanlığı, Gazetecilik, Kitle İletişimi(2011).ss. 13-16. http://www.megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/moduller_pdf/Kitle%20%C4%B0 leti%C5%9Fimi.pdf Erişim Tarihi:18.08.2014.Saat: 21.34. 121 ‘Mutlu evlilikler artıyor.’ http://www.indeksiletisim.com/Mutlu-evlilikler-artiyor Saat:16.13. Erişim Tarihi:11.04.2014. Ögel, Kültegin (2014). http://www.ogelk.net/makale/38-herkes-icin-yasamla-dans-yas-farki-fark-ediyor-mu.html. 17.08.2014 Erişim Tarihi: 22.07.2014. Saat: 17.45 Özaytekin, M. (2012). ‘VIP Eş Bulma Hizmeti Veriyorlar.’ http://www.posta.com.tr/pazarpostasi/HaberDetay/VIP_es_bulma_hizmeti_veriyorlar. htm?ArticleID=116429 Erişim Tarihi:12.12.2013. Saat:02.11. ‘Sanal Aşklar Daha Uzun Sürüyor’ http://www.gazeteport.com.tr/mobil/mobil_detail.php?catID=135915 Erişim Tarihi:20.08.2014. Saat: 13.10. ‘Sanal Âlemden Dünya Evine.’ http://www.milliyet.com.tr/sanal-alemden-dunya-evine-pembenar-detay-ask-1279816/ Erişim Tarihi:28.11.2014. Saat: 14.37. Subaşı, N.(2001). ‘Sanal Cemaat Örüntüleri’ http://www.necdetsubasi.com/index.php/makale/58-sanal-cemaat-oruntuler Erişim Tarihi:18.08.2014. Saat: 12.01. Tuvay, B. (2014). ‘Gurbetçilere Evlilik Sitesi Hizmeti’22.09. 2014 http://www.ekonomist.com.tr/site-turkiyeden-sonra-simdi-de-avrupada-yasayanturklere-hizmet-vermeye-hazirlaniyor-haberler/6345.aspxErişim Tarihi: 12.09.2014. Saat: 20.27. ‘Türkiye'de sanal evlilik pazarı 10 milyon dolar civarında.’ (2010). http://www.milliyet.com.tr/turkiye-de-sanal-evlilik-pazari-10-milyon-dolarcivarinda/gundem/gundemdetay/%2023.08.2010/1279899/default.htm Erişim Tarihi: 12.12.2013. Saat: 10.40. ‘100 Yıl Öncesinin Gazetelerinde Evlilik İlanları’.(2011). http://www.timeturk.com/tr/2011/03/11/100-yil-oncesinin-gazetelerdeki-evlilikilanlari.html#.VAmS1cJ_vfI Erişim Tarihi:05.09.2014. Saat: 13.58. 122 EKLER EK 1: İSTATİSTİKSEL ANALİZLER SONUCU ELDE EDİLEN TABLOLAR Tablo 1: Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem Düzeyi ve Cinsiyet Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları 123 Tablo 2: Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Yaş Korelasyon Analizi Sonuçları 124 Tablo 3. Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Meslek Türü ANOVA Sonuçları 125 Tablo 4. Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem Düzeyi ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları 126 Tablo 5: Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi Sonuçları 127 Tablo 6: Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Cinsiyet Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları 128 Tablo 7: Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Yaş Korelasyon Analizi Sonuçları 129 Tablo 8. Evlenme Yöntemlerine İlişkin Görüşler ve Meslek Türü ANOVA Sonuçları 130 Tablo 9. TV Programları Aracılığıyla Evlilik ve Meslek Grupları Çoklu Karşılaştırma Tablosu 131 Tablo 10. Kan Bağı İle Evlilik ve Meslek Grupları Çoklu Karşılaştırma Tablosu Tablo 11: Evlilik Yöntemlerine İlişkin Görüş ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları 132 Tablo 12: Evlilik Yöntemlerine İlişkin Görüş ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi Sonuçları 133 Tablo 13: Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Cinsiyet Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları 134 Tablo 14: Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi Sonuçları 135 Tablo 15. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Meslek Türü ANOVA Sonuçları 136 137 Tablo 16. Utangaçlık Faktörüne Verilen Önem ve Meslek Grupları Çoklu Karşılaştırma Tablosu 138 Tablo 17. Yoğun İş Temposu Faktörüne Verilen Önem ve Meslek Grupları Çoklu Karşılaştırma Tablosu 139 Tablo 18.Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları 140 Tablo 19.Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi Sonuçları Tablo 20.Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Cinsiyet Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları 141 Tablo 21.Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Yaş Korelasyon Analizi Sonuçları Tablo 22.Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Meslek Türü ANOVA Sonuçları 142 Tablo 23. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Meslek Grupları Çoklu Karşılaştırma Tablosu Tablo 24. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları 143 Tablo 25. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi Sonuçları 144 145