EVLİLİK SİTESİ KULLANICILARININ KARAKTERİSTİKLERİ ve

advertisement
 T.C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
RADYO, TELEVİZYON VE SİNEMA ANABİLİM DALI
RADYO, TELEVİZYON VE SİNEMA BİLİM DALI
EVLİLİK SİTESİ KULLANICILARININ
KARAKTERİSTİKLERİ ve KULLANIM
MOTİVASYONLARI
SAİBE PALA
YÜKSEK LİSANS TEZİ
DANIŞMAN
Yrd. Doç. Dr. METE KAZAZ
KONYA-2015
i T.C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
BİLİMSEL ETİK SAYFASI Bu tezin proje aşamasından sonuçlanmasına kadarki tüm süreçlerde bilimsel etiğe
ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik
davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez
yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden
yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm. SAİBE PALA
Ocak, 2015
ii T.C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU
Saibe Pala tarafından hazırlanan ‘Evlilik Sitesi Kullanıcılarının Karakteristikleri
ve Kullanım Motivasyonları’ başlıklı bu çalışma 25.12.2014 tarihinde yapılan
savunma sınavı sonucunda oy birliği ile başarılı bulunmuş ve jürimiz tarafından
yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.
Unvanı / Adı – Soyadı İmza
İmza
Yar. Doç. Dr. Mete KAZAZ
Doç. Dr. Birol GÜLNAR
Doç. Dr. Aşina GÜLERARSLAN
iii ÖNSÖZ
Sanal ilişkiler pek çok araştırmanın konusu olarak seçilirken internette hızla
büyüyen evlilik siteleri hakkında ülkemizde herhangi bir araştırma yapılmamıştır.
Ancak Kanada, Hollanda, Danimarka ve özellikle de Amerika’daki üniversitelerin
sanal ortamlardaki arkadaşlık ve evlilik siteleri üzerine pek çok araştırma yürüttüğü
görülmüştür. ABD’de Chicago Üniversitesi profesörlerinden John Cacioppo’nun 20
bin kişi üzerinde yapmış olduğu araştırmaya göre bu kişilerin 3’te birinden fazlasının
partneriyle online ortamda tanıştığını belirlemiştir. Bilgisayar aracılı iletişim ve online
flört kavramının hemen hemen her ülkede görüldüğü, artık bunun önemli bir sektör
haline gelerek, internette evlilik sitelerinin kurulduğu görülmüştür. Bu konu
duyulduğu ilk andan itibaren insanların ilgisini çekmekte ve merak uyandırmaktadır.
Hem lisans, hem de yüksek lisans süresince kendisinden çok şey öğrendiğim, bu
çalışmayı ortaya koyarken bana karşı göstermiş olduğu sabır ve güven için Sayın Yrd.
Doç Dr. Mete Kazaz’a teşekkürü borç bilirim.
“Aile her türlü iyilik ve kötülüğün öğretildiği bir okuldur(Wilhelm Stekel).’’Bu
yaşıma kadar bana her zaman iyiyi ve güzeli öğretme gayretinde olan, sevgisini
benden hiç esirgemeyen, destekleriyle her zaman bana güç veren ve bana inanan
sevgili ailem size minnettarım, iyi ki varsınız.
Mesafelerin önemsizliğini bana her zaman gösteren ve hissettiren ikinci ailem
kabul ettiğim dostlarıma, hayatımda oldukları için kendimi her zaman şanslı
hissetmemi sağlayan, bu aşamalara kadar gelmemde payı olan tüm sevdiklerime bir
kez daha teşekkür ederim.
Son olarak hayatımdaki yeri ve önemi çok büyük olan, sevgili hocam Sayın Seyit
Küçükbezirci’ye hayatıma yapmış olduğu katkılardan dolayı çok teşekkür ederim…
SAİBE PALA
Ocak, 2015
iv ÖZET
EVLİLİK SİTESİ KULLANICILARININ KARAKTERİSTİKLERİ ve
KULLANIM MOTİVASYONLARI
Dünyanın her tarafındaki bilgisayarların birbirine bağlanmasını sağlayan, küresel
bir iletişim aracı olarak toplumsal değişimlere neden olan internet, son yıllarda hızlı
bir gelişme göstermiştir. Teknolojik gelişmelere paralel olarak iletişimin yeni yüzü
haline gelen internet ile birlikte de hayatımızda pek çok şey değişmiştir. Aile, toplum
ve birey hayatına etkileri ile birlikte toplumsal ve kültürel bir değişim yaratması
günümüzde evlilik siteleri olarak faaliyet gösteren bir yapının ortaya çıkmasında etkili
olmuştur.
Dünyada, her yıl bir milyondan fazla kişinin internette tanışarak evlendiğinin
ortaya çıkması ile birlikte internetteki online flört kavramı pek çok araştırmanın da
konusu olmuştur. 2000 yılı sonrasında evlilik sitelerinin en çok ziyaret edilen siteler
arasında yer alması aynı zamanda internet evliliklerinin neden arttığı sorusunu da
gündeme getirmiştir. Milyonlarca üyesi olan bu siteler aracılığı ile bireylerin iletişim
davranışları şekillenmektedir. İnternetin insan ilişkilerine etkileri, yüksek düzeydeki
motivasyon, tarafların birbirlerine daha fazla odaklanmaları, kendini açıklama etkisi
ve rahatlık sunması gibi nedenlerle bu sitelere yönelmeleri ile iletişim boyut
değiştirmiştir. Bu sitelere olan talebin her geçen gün artması ile birlikte evlenme
gelenekleri ile birlikte evliliğin sosyal yapıdaki yeri ve önemini de değiştirmiştir.
Günümüzde teknoloji aracılı sanal ortam iletişimi yüz yüze ortamlardaki kadar etkili
hale gelmeye başlamıştır. Toplumda iletişim alanında meydana gelen yenilik
hareketleri Türk aile yapısı ve evlilik konularında da birtakım geleneksel özelliklerin
geri planda bırakılmasına neden olmuştur.
Anahtar Kelimeler: İnternet İletişimi, Sanal Sosyalleşme, Modernleşme, Evlilik
Siteleri, Evliliğin Motivasyonları.
v ABSTRACT
CHARTERISTICS AND USING MOTIVATIONS OF MARRIAGE WEBSITE
USERS
The internet which enables computers to link with each other from all around
the world and causes social upheavals as a global pulpit has made a raphid progress in
recent years. Correspondingly to the technological advances, so many things in our life
has changed with the internet which has become the new face of communication. By
creating a cultural alteration with impacts to individual, family and society lifes; it has
brought to light a new system which is active as marriage websites.
Online flirt concept has become many researchs subject after getting married
through marriage websites become popular as more than a million people has married
by meeting on internet. After 2000 marriage websites has placed in most visited
websites and it also has made why internet marriages has increased a current issue.
Communication behaviors of individuals are shaped through these websites which
have millions of members. Communication channel has changed thorugh people have
focused on with the reasons like the effects of internet to human relationships, highlevel motivation, individuals focus more on each other, self-explanation effect and
comforting. Marriage traditions has changed together with the importance and places
in social structure of marriage by increasing the demand of these websites everyday.
At the present time technology-based virtual platform communication has become as
effective as one-on-one platforms. Innovation movements occured in society
communication has caused keeping some traditional features about Turkish family
pattern and marriage in the background.
Keywords: Internet communication, Virtual Socializing, Modernization, Marriage
Websites, Marriage Motivations.
vi İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ .......................................................................................................................... iv
ÖZET .............................................................................................................................. v
ABSTRACT................................................................................................................... vi
İÇİNDEKİLER ............................................................................................................. vii
TABLOLAR LİSTESİ .................................................................................................. xii
EKLER LİSTESİ .......................................................................................................... xv
GİRİŞ .............................................................................................................................. 1
1-Araştırmanın Konusu ............................................................................................... 2
2- Problem ................................................................................................................... 3
3- Amaç ....................................................................................................................... 4
4- Önem ....................................................................................................................... 5
5- Varsayımlar ............................................................................................................. 5
6- Sınırlılıklar .............................................................................................................. 6
7- Tanımlamalar .......................................................................................................... 6
8- Yöntem.................................................................................................................... 6
BİRİNCİ BÖLÜM
I. İLETİŞİM SÜRECİNDE SOSYALLEŞME KAVRAMI VE TEKNOLOJİ ETKİSİ
A. İLETİŞİM VE SOSYAL DAVRANIŞ ...................................................................... 8
1. Sosyalleşme ............................................................................................................. 8
2. Sembolik Etkileşim Olarak Sosyalleşme ................................................................ 9
3. İletişim ve Benlik Gelişimi ................................................................................... 10
4. Teknolojik Gelişmeler ve Sosyalleşme ................................................................ 11
B. İNTERNET İLETİŞİMİ VE SANAL SOSYALLEŞME ........................................ 13
1. İnternet Tarihi ve Gelişim Süreci .......................................................................... 13
2. Bilgisayar Ortamında İletişimin Özellikleri .......................................................... 14
a. Etkileşim ............................................................................................................ 14
b.Eş Zamanlı İletişim............................................................................................. 15
c. Eş Zamanlı Olmayan İletişim ............................................................................ 16
3. İletişimin İnternet Ortamına Taşınması ................................................................ 16
4. Sanal İletişim ve Online Toplumun Doğuşu ......................................................... 18
vii a. Sanal Ortamlarda Kişilerarası İletişim............................................................... 20
b. Sanal Cemaatler ................................................................................................. 20
c. Toplumsal Paylaşım Ağlarında Kişilerarası İletişim ......................................... 21
5. Sanal Sosyalleşme ................................................................................................. 22
a. Sanal Sosyalleşme Nedenleri ............................................................................. 23
b. Sanal Sosyalleşmenin Avantajları ..................................................................... 23
c. Sanal Sosyalleşmenin Dezavantajları ................................................................ 24
İKİNCİ BÖLÜM
I. MODERNLEŞME ve TOPLUMSAL DEĞİŞİMLERLE EVLİLİKLERİN
YENİ SUNUMU
A. ‘Küresel Köy’ Kavramı............................................................................................ 26
B. Kullanımlar ve Doyumlar Kuramı Kapsamında İnternet İletişimi .......................... 27
C. Modernleşme Kuramı ve Yeniliklerin Yayılması Modeli ....................................... 29
D. Modernleşme............................................................................................................ 30
E.Kültürel Yapı ............................................................................................................. 31
1. Türk Kültüründe Evlenmenin Önemi ve Evlenme Gelenekleri ............................ 32
2. Evliliklerin Sosyal Yapıdaki Yeri ve Önemi ........................................................ 33
3. Evliliğin Temel Dayanakları ................................................................................. 35
a.Hukuki Dayanaklar ............................................................................................. 35
b. Sosyal Dayanaklar ............................................................................................. 35
c. Duygusal Dayanaklar......................................................................................... 35
4. Evliliğin İşlevleri ................................................................................................... 36
5. Türkiye’deki Evlilik Tipleri .................................................................................. 37
6. Evlilik İlişkilerinde Gerekli Kişisel ve Sosyal Yeterlilikler ................................. 42
a. Yaş farklılıkları .................................................................................................. 42
b. Sosyoekonomik ve Sosyokültürel Farklılıklar .................................................. 43
c. Eğitim Düzeyi Farklılıkları ................................................................................ 44
d.Ulus ve Din farklılıkları...................................................................................... 44
7. Günümüzde Evliliklere Yüklenen Anlamlar ......................................................... 45
II. İNTERNETİN TOPLUMSAL HAYATA YANSIMASI OLARAK ORTAYA
ÇIKAN EVLİLİK SİTELERİ ....................................................................................... 45
viii A. Sanal Yaşamın Gerçek Hayata Yansıması ............................................................... 46
B. Siber Dünya İletişimi ............................................................................................... 48
C. Sanal Âlemde İletişim Doyumu ............................................................................... 49
1.Sözlü İletişim Kaygısı ............................................................................................ 50
2. Bilgisayar Kaygısı ................................................................................................. 50
3. Yazma Kaygısı ...................................................................................................... 51
D. Ekran Ötesinde Yaşam ............................................................................................ 51
1. İnternet Üzerinden Şekillenen Kimlik .................................................................. 53
2. İnternette Online Flörtün Motivasyonları ............................................................. 54
E. Teknoloji ve Yabancılaşma ...................................................................................... 55
1. Dijital Tanışma ve Sanal Kavramsallaştırma ........................................................ 56
2. Online Bir İlişkiye Etki Eden Faktörler ................................................................ 57
a. Motivasyon ....................................................................................................... 57
b. Doğal Ortam ve Sanal Ortam Arasındaki Farkların Ortadan Kalkması ............ 58
III. İNTERNETTE EVLİLİĞİN SUNUMU ve KULLANICI MOTİVASYONLARI 59
A. İnternet Aracılı İletişimde Duyguların Yansıması ................................................... 59
B. İnternetteki Evlilik Sitelerinin İlişkiler Üzerindeki Tutum ve Uygulamaları .......... 60
1. Profil Oluşturma .................................................................................................... 64
2. Evlilik Sitelerinde Evliliğin Yorumu .................................................................... 65
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
EVLİLİK SİTESİ KULLANICILARININ EVLİLİK SİTELERİ VE
EVLİLİKLE İLGİLİ TUTUM VE DÜŞÜNCELERİNE İLİŞKİN ALAN
ARAŞTIRMASI BULGULARI
I. METODOLOJİ .......................................................................................................... 69
A. Araştırma Soruları ve Hipotezler ............................................................................. 69
B. Katılımcıların Seçimi ............................................................................................... 74
C. Soru Formu ve Ölçüm Araçları ................................................................................ 74
D. Kullanılan İstatistiksel Analizler.............................................................................. 75
1. Korelasyon Analizi................................................................................................ 75
2. Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) ................................................................ 76
3. Bağımsız Örneklem T Testi (IndependentSamples T Test) .................................. 76
ix II. BULGULAR VE YORUM ...................................................................................... 76
A. KATILIMCILARIN SOSYO-DEMOGRAFİK ÖZELLİKLER ............................. 77
1. Cinsiyet Dağılımı .................................................................................................. 77
2. Yaş Dağılımı ......................................................................................................... 77
3. Mesleki Dağılım .................................................................................................... 78
4. Daha Önce Yapılan Evlilik ................................................................................... 78
5. Gelir Düzeyi .......................................................................................................... 79
B. EVLİLİK SİTELERİNE İLİŞKİN BETİMLEYİCİ BULGULAR.......................... 79
1. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramların Önem Derecesi ............................. 79
2. Evlenme Yöntemleri ............................................................................................. 80
3. Evlilikte Önemli Olan Kavram ve Özellikler........................................................ 81
4. Online Flörtte Etkili Olan Faktörler ...................................................................... 81
5. Benimsenen Dünya Görüşleri ............................................................................... 82
6. Evlilik Sitelerine Yönelten Faktörler .................................................................... 83
7. Geleneksel Evliliklerde Önemli Olan Faktörler .................................................... 83
8. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum .............................................................................. 84
C. EVLİLİK/EVLİLİK SİTELERİ İLE İLGİLİ GÖRÜŞLER VE DEMOGRAFİK
NİTELİKLER ............................................................................................................... 86
1. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Demografik
Nitelikler ................................................................................................................... 86
a. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Cinsiyet .......... 86
b. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Yaş ................. 87
c. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Meslek ........... 88
d. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Daha Önce
Evlilik Yapılıp Yapılmadığı .................................................................................. 89
e. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Gelir Düzeyi .. 90
2. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Demografik Nitelikler ....................... 91
a. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Cinsiyet .......................................... 91
b. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Yaş ................................................. 92
c. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Meslek ........................................... 93
d. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Daha Önce Evlilik Yapılıp
Yapılmadığı ........................................................................................................... 95
x e. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Gelir Düzeyi .................................. 96
3. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Demografik Nitelikler .................. 97
a. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Cinsiyet ..................................... 97
b. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Yaş ............................................ 98
c. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Meslek....................................... 99
d. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Daha Önce Evlilik Yapılıp
Yapılmadığı ......................................................................................................... 102
e. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Gelir Düzeyi............................ 103
4. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Demografik Nitelikler .................................. 104
a. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Cinsiyet ..................................................... 104
b. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Yaş ............................................................ 104
c. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Meslek ....................................................... 105
d. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı .. 106
e. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Gelir Düzeyi .............................................. 106
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME ........................................................................... 108
KAYNAKÇA ............................................................................................................. 115
EK 1: İSTATİSTİKSEL ANALİZLER SONUCU ELDE EDİLEN TABLOLAR ... 123
ÖZGEÇMİŞ .............................................................................................................. 145
xi TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 1:Soru Formunun Güvenilirlik Değerleri ....................................................... 78
Tablo 2:Katılımcıların Cinsiyet Dağılımı ................................................................. 80
Tablo 3:Katılımcıların Yaşlarına İlişkin Merkezi Eğilim İstatistik Sonuçları .......... 81
Tablo 4:Mesleki Dağılım .......................................................................................... 81
Tablo 5:Daha Önce Yapılan Evlilik Dağılımı .......................................................... 82
Tablo 6:Katılımcıların Gelir Düzeylerine İlişkin Merkezi Eğilim İstatistik Sonuçları
....................................................................................................................................82
Tablo 7:Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramların Önem Derecesineİlişkin
Merkezi Eğilim İstatistik Sonuçları ........................................................................... 83
Tablo 8:Evlenme Yöntemlerinden Hangisinin Daha İyi Sonuç Doğurduğuna İlişkin
Merkezi Eğilim İstatistik Sonuçları ........................................................................... 84
Tablo 9:Evlilikte Önemli Olan Kavram ve Özelliklere İlişkin Merkezi Eğilim
İstatistik Sonuçları ..................................................................................................... 84
Tablo 10:Online Flörtte Etkili Olan Faktörlere İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri 85
Tablo 11:Benimsenen Dünya Görüşüne İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri.......... 85
Tablo 12: Evlilik Sitelerine Yönelten Faktörlere İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri
................................................................................................................. …………..86
Tablo 13:Geleneksel Evliliklerde Önemli Olan Faktörlere İlişkin Merkezi Eğilim
İstatistikleri ................................................................................................................ 87
Tablo 14:Evlilik Siteleri İle İlgili Tutuma İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri ....... 88
Tablo 15:Evlilik Siteleri Tutum İndeksine İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri ...... 89
Tablo 16:Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem Düzeyi ve Cinsiyet
Bağımsız Örneklemt Testi Sonuçları ......................................................................... 90
Tablo 17:Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Yaş Korelasyon
Analizi Sonuçları ....................................................................................................... 91
Tablo 18:Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Meslek Türü ANOVA
Sonuçları .................................................................................................................... 92
xii Tablo 19:Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem Düzeyi ve Daha
ÖnceEvlilik Yapılıp Yapılmadığı Bağımsız Örneklemt Testi Sonuçları................... 93
Tablo 20:Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Gelir Düzeyi
Korelasyon Analizi Sonuçları .................................................................................... 94
Tablo 21:Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Cinsiyet Bağımsız Örneklemt
Testi Sonuçları ........................................................................................................... 95
Tablo 22:Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Yaş Korelasyon Analizi Sonuçları
................................................................................................................................... 95
Tablo 23:Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Meslek Türü ANOVA Sonuçları
................................................................................................................................... 98
Tablo 24:Evlilik Yöntemlerine İlişkin Görüş ve Daha ÖnceEvlilik Yapılıp
Yapılmadığı Bağımsız Örneklemt Testi Sonuçları .................................................. 100
Tablo 25:Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi
Sonuçları .................................................................................................................. 101
Tablo 26:Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Cinsiyet Bağımsız Örneklem t
Testi Sonuçları ......................................................................................................... 102
Tablo 27:Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Yaş Korelasyon Analizi
Sonuçları .................................................................................................................. 103
Tablo 28:Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Meslek Türü ANOVA
Sonuçları .................................................................................................................. 104
Tablo 29:Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Daha ÖnceEvlilik Yapılıp
Yapılmadığı Bağımsız Örneklemt Testi Sonuçları .................................................. 106
Tablo 30:Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Gelir Düzeyi Korelasyon
Analizi Sonuçları ..................................................................................................... 107
Tablo 31:Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Cinsiyet Bağımsız Örneklemt Testi
Sonuçları .................................................................................................................. 108
Tablo 32:Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Yaş Korelasyon Analizi Sonuçları ... 109
Tablo 33:Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Meslek Türü ANOVA Sonuçları ...... 110
Tablo 34:Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Daha ÖnceEvlilik Yapılıp Yapılmadığı
Bağımsız Örneklemt Testi Sonuçları ....................................................................... 111
xiii Tablo 35:Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi
Sonuçları .................................................................................................................. 111
xiv EKLER LİSTESİ
Tablo 1. Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem Düzeyi ve Cinsiyet
Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları………………………………………………121
Tablo 2. Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Yaş Korelasyon Analizi
Sonuçları……………………………………………………………………………..122
Tablo 3. Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Meslek Türü ANOVA
Sonuçları………………………………………………………………………..........123
Tablo 4. Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem Düzeyi ve Daha Önce
Evlilik Yapılıp Yapılmadığı Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları………………...124
Tablo 5. Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Gelir Düzeyi
Korelasyon Analizi Sonuçları…………………………………………………….....125
Tablo 6. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Cinsiyet Bağımsız Örneklem t
Testi Sonuçları……………………………………………………………………….126
Tablo 7. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Yaş Korelasyon Analizi
Sonuçları…………………………………………………………………………......127
Tablo 8. Evlenme Yöntemlerine İlişkin Görüşler ve Meslek Türü ANOVA
Sonuçları…………………………………………………………………………......128
Tablo 9. TV Programları Aracılığıyla Evlilik ve Meslek Grupları Çoklu Karşılaştırma
Tablosu………………………………………………………………………………129
Tablo 10. Kan Bağı İle Evlilik ve Meslek Grupları Çoklu Karşılaştırma
Tablosu………………………………………………………………………………130
Tablo 11. Evlilik Yöntemlerine İlişkin Görüş ve Daha Önce Evlilik Yapılıp
Yapılmadığı Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları………………………..………..130
Tablo 12. Evlilik Yöntemlerine İlişkin Görüş ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi
Sonuçları………………………………………………………………………..........131
Tablo 13. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Cinsiyet Bağımsız Örneklem t
Testi Sonuçları……………………………………………………………….............132
Tablo 14. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Gelir Düzeyi Korelasyon
Analizi Sonuçları…………………………………………………………………….133
Tablo 15. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Meslek Türü ANOVA
Sonuçları…………………………………………………………………….……….134
xv Tablo 16. Utangaçlık Faktörüne Verilen Önem ve Meslek Grupları Çoklu
Karşılaştırma Tablosu…………………………………………………………........136
Tablo 17. Yoğun İş Temposu Faktörüne Verilen Önem ve Meslek Grupları Çoklu
Karşılaştırma Tablosu…………………………………………………………........137
Tablo 18. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Daha Önce Evlilik Yapılıp
Yapılmadığı Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları………………………..……….138
Tablo 19. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Gelir Düzeyi Korelasyon
Analizi Sonuçları……………………………………………………………..……..139
Tablo 20. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Cinsiyet Bağımsız Örneklem t Testi
Sonuçları……………………………………………………………………...…….139
Tablo 21. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Yaş Korelasyon Analizi
Sonuçları………………………………………………………………………........140
Tablo 22. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Meslek Türü ANOVA
Sonuçları…………………………………………………………………….………140
Tablo 23. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Meslek Grupları Çoklu Karşılaştırma
Tablosu……………………………………………………………………….……..141
Tablo 24. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı
Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları……………………………………….………141
Tablo 25. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi
Sonuçları……………………………………………………………………………..142
xvi GİRİŞ
Teknolojiye paralel olarak gelişen kitle iletişim araçlarında meydana gelen
gelişmelerin sosyal hayata etkisi de kaçınılmaz olmuştur. Bilgisayar ve internet çağını
yaşadığımız bu dönemde, artık ilişkilerin de bilgisayar aracılı iletişime dahil edilerek
sürdürüldüğü görülmektedir. Bu amaçlarla kurulan evlilik siteleri de bunu kanıtlar bir
özellik taşımaktadır. Ancak insanların neden evlilik sitesine yöneldiği veya bu
sitelerden beklentilerinin ne olduğu soruları daha önce herhangi bir araştırma
konusuna dâhil edilmemiştir.
Evlilik evrensel bir olgudur; ancak her toplumun kendine göre oluşturduğu
normları, örf ve adetleri vardır ve bunlar her toplumda farklılık göstermektedir. Bu
açıdan Türkiye’de evlilik sitelerinin kısa zamanda bu kadar talep görmesinin nedenleri
ve kişilerin bu sitelerden beklentileri ‘İnternette Evliliğin Sunumu ve Kullanıcı
Motivasyonu’ adlı tez çalışması ile araştırılmıştır.
Birinci bölüm iki ana başlık altında toplanmıştır. ‘İletişim Sürecinde
Sosyalleşme ve Teknoloji’ başlıklı bölümde sosyalleşme kavramı ile iletişim ilişkisi
hakkında bilgiler yer almaktadır. ‘İnternet İletişimi ve Sanal Sosyalleşme’ başlığı
altında bilgisayar aracılı iletişimin hayatımıza olan etkileri ile ortaya çıkan ‘sanal’
kavramı hakkında bilgilere yer verilmiştir.
Çalışmanın ikinci bölümünde konu üç ana başlık altında detaylandırılmıştır.
‘Modernleşme ve Toplumsal Değişmelerle Evliliklerin Yeni Sunumu’nu kapsayan
bölümde konu kuramlara dayandırılmış ve modernleşmenin, yenileşme ve teknolojik
gelişmelerin kültür üzerindeki etkilerine dikkat çekilmiştir. Evlilik kavramının da
anlatıldığı bu bölümde Türk kültür yapısında evliliğin önemi, nasıl değerlendirildiği ve
evlenme gelenekleri hakkında bilgilere yer verilmiştir. ‘İnternetin Toplumsal Hayata
Yansıması Olarak Ortaya Çıkan Evlilik Siteleri’ ikinci ana başlığı oluşturmaktadır. Bu
kısımda da yine dijital ortama taşınan iletişim faaliyetleri hakkında bilgiler verilirken,
sanal ortamlarda oluşturulan kimlik kavramı ile gerçek hayattaki kimliğin ne denli
örtüştüğü ve ‘online’ ilişki kavramı hakkında bilgiler yer almaktadır. İkinci bölümün
son başlığını tezin ana fikrini de kapsayan ‘İnternette Evliliğin Sunumu ve Kullanıcı
Motivasyonları’ başlığı oluşturmaktadır. Burada ‘evlilik sitesi’ kavramı açıklanırken,
1 internet üzerinden sitelerin bu uygulamayı nasıl oluşturduğu, bu sitelerde evliliğin
nasıl yorumlandığı hakkında bilgilere yer verilmiştir.
‘Evlilik Sitesi Kullanıcılarının Evlilik Siteleri Ve Evlilikle İlgili Tutum Ve
Düşüncelerine İlişkin Alan Araştırması Bulguları’ adlı üçüncü bölüm ise, çalışmanın
uygulama bölümünü oluşturmaktadır. Çalışmanın uygulama bölümünde evlilik sitesi
kullanıcılarının evlilik ve evlilik sitesi ile ilgili tutum ve düşüncelerini ortaya koymak
amacıyla evlilik sitesi kullanıcılarına yapılan alan araştırması sonuçları yer almaktadır.
1179 evlilik sitesi kullanıcısı ile yapılan anket sonuçları elde edilen bulgular
yorumlanmıştır. Araştırma soruları ve hipotezler, katılımcıların seçimi, ölçüm araçları,
veri toplama ve kullanılan istatistiksel analizlere ilişkin başlıklar yine bu bölümün
içeriğini oluşturmuştur.
1-Araştırmanın Konusu
Toplumun temel taşlarından biri olarak nitelendirilen ailenin oluşumunda
evliliğin ve doğru bir evlilik yapmanın önemi büyüktür. Evlilik, insanın gelişiminde
birinci düzeyde rol oynayan ve bir süreç sonucu oluşan en küçük birimdir. Bireyin
ihtiyaçlarını karşılayabileceği en doğal ilişki biçimi olarak tanımlanmaktadır.
Bireylerin sosyal açıdan gelişmesi için önemli bir etkiye sahip olan evliliklerde
kişilerin maddi manevi doyum sağlaması ve yaşadığı çevreye uyum sağlayarak yararlı
bir birey olabilmesi nasıl bir evlilik yaptığıyla doğrudan ilişkilidir (Çelik, 2006: 1-2).
2000 yılı sonralarında özellikle de Avrupa’da ‘Evlilik Siteleri’ olarak faaliyet
gösteren yeni bir tanışma platformu ortaya çıkmıştır. Dünyada her yıl 1 milyondan
fazla kişinin internet siteleri aracılığı ile tanışarak evlendiğinin ortaya konmuştur.
ABD, İsviçre, AB ülkeleri ve İran gibi pek çok ülkenin de internetteki evlilik siteleri
aracılığıyla tanışarak evlenme konusunda önde gelen ülkeler arasında yer aldıkları
vurgulanmaktadır. 2000 yılından bu yana en yüksek trafikli siteler arasında yer aldığı
belirlenen evlilik siteleri dünya genelinde kullanıcıların online aktiviteleri arasında 13.
sırada yer almaktadır (http://www.milliyet.com.tr/). Türkiye’de de sayıları 20’nin
üzerinde bulunan bu evlilik ve arkadaşlık sitelerinin on milyondan fazla üye sayısına
sahip olduğu bilinmektedir.
2 Günümüzde, Türkiye’de de her 100 evlilikten 30’unun internet üzerinden
tanışarak yapıldığı bilinmektedir. Yoğun iş temposu, zaman sorunu ve sosyal ortam
eksikliği gibi nedenlerle evlilik sitelerine olan talebin her geçen gün artmasıyla,
evlilik siteleri hızlı bir gelişim göstermiş ve önemli bir sektör haline gelmiştir.
Böylece çağımızın en büyük teknolojik gelişmelerinden biri olarak kabul edilen
internet ile birlikte evlenmek isteyenlerin ilk başvurduğu adres evlilik siteleri olmaya
başlamıştır. 2000 yılı sonrası internette evlilik ve arkadaşlık sitelerinin en çok ziyaret
edilen siteler arasında yer alması da bu görüşü destekler niteliktedir.
Evlilik siteleri, töresel değerlerin toplum üzerindeki etkisinin azalması ile
birlikte toplumsal ve kültürel değişimin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
Geleneksel toplum yapısından modern topluma geçiş sürecinde, Batı’nın taklit
edilmesi evliliklerin sosyal yapıdaki yeri ve önemine de etki etmektedir. Teknolojik
gelişmelerin toplumsal hayata olan etkisi ve toplumda yabancılaşma kavramının
belirgin hale gelmesi evlilik sitelerinin faaliyetleri ile ortaya konmak istenmektedir.
2- Problem
Teknolojinin yaratmış olduğu pek çok durum vardır ve bunlardan en
önemlisi de toplumsal ve kültürel değişim üzerinde etkili olmuştur. İnternet ile
tanıştığımız yeni dünya, toplumların kültürel değerlerine etki ederek onları
değiştirmiştir. Evlilik siteleri de teknoloji aracılığı ile yaratılan bu değişimin bir
parçasını oluşturmaktadır. Uzmanların karşılaşılabilecek olumsuzluklar nedeniyle
internet üzerinden yapılan evlilikler konusunda dikkatli olunması yönündeki
uyarılarına rağmen, sitelerin üye sayısının her geçen gün arttığı görülmektedir
(http://www.milliyet.com.tr/).
İnternet artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası konumuna gelmiştir. İnternetin
yaygınlaşmasından sonra doğan ve büyüyen jenerasyona internet nesli, ya da “net
nesli” denilmektedir. Bu nesil önceki nesilden farklı olarak internette çok özel
bilgilerini rahatça paylaşmakta sakınca görmemektedir. Bu nedenle günümüzde
internetteki evlilik siteleri “evlenmek istiyorum” diyenlerin artık evlenmek için
3 neredeyse başvurdukları ilk adres olmaktadır (http://www.ruhikizi.com/).
ABD’deki Chicago Üniversitesi’nden bilim insanlarının 2005 ila 2012 yılları
arasında evlenen 20 bin çift üzerinde yaptığı bir araştırma, internette tanışarak
evlenen çiftlerin evliliklerinin boşanma ile sonuçlanma olasılığının, geleneksel
yollarla tanışan çiftlerden yüzde 25 daha az olduğunu göstermiştir (Bora, 2013).
Bu durum insan ilişkilerinin başlama noktasının internet üzerine taşınmasının yanı
sıra, sürdürülebilir ilişkilerin kaynağı olarak da sanal ortamların gösterilmesine
neden olmuştur. Sosyal kavramı yerine artık sanal kavramı gelmeye başlamış;
sanal sohbetler, sanal ilişkiler, sanal flörtler sık duyduğumuz tanımlar haline
gelmeye başlamıştır.
Hem modern hem de muhafazakâr kesimin ilgi gösterdiği evlilik sitelerinin
sayısı gelenekçi bir toplum yapısına sahip olan ülkemizde de bir hayli yüksektir.
İnsan ilişkilerinin başlama noktası günümüzde internet ortamına taşınmıştır. Artık
duygular da kablolar üzerinden yaşanır hale gelmiştir. Bu çalışma, evlilik sitelerine
karşı artan talebin arkasında yatan nedenlerin araştırılması, katılımcıların evlilik
sitelerine ve evliliğe karşı tutumlarının belirlenmesi üzerine temellendirilmiştir.
3- Amaç
Günümüzde evliliklere yüklenen değerin ne olduğu ve bu sitelere üye olan
kişilerin hangi beklentiler içerisinde hareket ettikleri bu çalışma ile belirlenmeye
çalışılmıştır.
Evlilik sitelerine üye olan bireylerin bir evlilikten beklentisi, hangi amaçlarla
bu siteye üye oldukları ve evliliğe bakış açıları ele alınacaktır. Bu sayede
geleneksellikle toplum arasında gelişen bir bağın, günümüz koşullarında nasıl
değerlendirildiği ve sunulduğunun ortaya konması amaçlanmıştır. Sorumluluk
almaktan çekinen bireylerin bir kurumun garantisine sığınarak hareket etmeleri ve
sanal yollardan partner bulma kolaylığı ile hareket eden bireylerin aradıkları
motivasyonların belirlenmesi amaçlanmaktadır.
4 4-Önem
İnsan ilişkileri; başlama, geliştirme, sürdürme ve sonlandırma şeklinde
dört aşamada gerçekleşen bir süreçtir. Bu ilişkilerinin başlama noktasının
bilgisayar ortamına taşınmasıyla birlikte sanal sosyalleşme devrine geçilmiş,
elektronik
ortamda
ilişkiler
şekillendirilmeye
başlanmıştır.
Teknolojik
gelişmelere paralel olarak internetin hayatımızın her evresinde etkin bir rol
oynaması, evlilik sitelerinin sosyal hayattaki faaliyetleri ile daha belirgin bir hale
gelmiştir. Böylece Türk evlilik yapısında meydana gelen değişmeler, toplumsal
ve kültürel değişimleri de beraberinde getirmiştir. Evlenmek için uygun adayın,
internet üzerinden daha kolay ve daha rahat bulunabileceği düşüncesi ile
milyonlarca insan bu sitelere üye olmaya başlamıştır.
Geleneksel bir yapıya sahip olan ülkemizde, oldukça aktif olarak faaliyet
gösteren bu sitelere insanların yoğun olarak ilgi gösteriyor olması, evliliklerde eş
seçme kriterlerinin de değiştiğini göstermektedir. Günümüz şartlarında artık
evliliğin sunumu ile birlikte evliliklere yüklenen anlam ve değerin de değişmeye
başladığı görülmüştür. Yaygın bir yaşam tarzı olarak kabul edilen evliliklerde
meydana gelen bu değişimler direkt olarak bir toplumun insan ilişkilerini bize
sunarken, kültürel ve törel değerlerin de toplum üzerindeki etkisinin azaldığına
işaret etmektedir. Teknolojinin sosyalleşme ve kişilerarası ilişkilerde giderek
daha fazla rol oynaması, toplumsallaşma sürecini sanal ortamlara taşımıştır.
5-Varsayımlar
Evliliklerin internet üzerinden gerçekleştirilmeye başlanması ile toplumsal ve
kültürel değişimler meydana gelmiştir.
Töresel değerlerin toplum üzerindeki etkisi azalmıştır.
Evlilik siteleri ile evliliğin sunumu ve evliliklere yüklenen değerler
değişmiştir.
5 6-Sınırlılıklar
Araştırmaya dâhil edilen www.pembepanjur.com sitesi üyelerinden 1179 kişi ile
anket çalışması yapılmıştır. Yapılan alan araştırması ile örneklem üzerinde, kullanıcı
motivasyonları ve kullanıcı profilleri belirlenmeye çalışılmıştır.
7- Tanımlamalar
Onlinekolizm: Günümüzde doyum sağlamak için internet başında geçirilen
sürenin giderek artması ile birlikte baş gösteren ve ‘onlinekolizm’ olarak tanımlanan
internet bağımlılığı hastalığından bahsedilmektedir
Modernlik: Modernlik kelimesi ekonomik, politik ve kültürel değişimdeki
süreci ifade eden yeni tipte bir toplumun ortaya çıkması olarak ifade edilmektedir.
Kimlik: Bireyin kendi kendisini, ihtiyaçları, davranışları ve ilgileri belirli
ölçüde tutarlık gösteren, kendi kendine sadık, diğerlerinden ayrı ve farklı bir varlık
gibi algılanmasını içeren, bilişsel ve duyuşsal bir nitelikte bileşik bir zihinsel yapı
olarak tanımlanmıştır.
Motivasyon: Bir ihtiyacı gidermek için gerekli davranışları başlatan kuvvet
olarak tanımlanmaktadır.
8-Yöntem
Çalışma içeriğini teknoloji-iletişim ilişkisi ve teknoloji-modernleşme arasındaki
bağlantı oluşturmaktadır. Bilgisayar ortamlı iletişime ilişkin kuramsal çerçeve
çizilirken, modernleşme etkisi ile geleneksel ve kültürel özelliklerin toplumsal
değişimi hakkında bilgiler yer almaktadır. İletişimin dijitalleşmesi noktasında sanal
iletişim kavramı ve son yıllarda oldukça rağbet gören evlilik siteleri ele alınmıştır.
Sanal ortamdan gerçek hayata taşınan ilişki ve evlilikler, modern hayatın Türk
kültürüne olan etkisi ve evliliklerin yeni sunumu ile ilgili literatür taraması yapılmıştır.
Yapılan alan araştırması sonucu elde edilen veriler ile de araştırmanın içeriği
desteklenmiştir. Araştırma, evlilik ve evlilik sitesi ile ilgili tutum ve düşüncelerini
6 ortaya koymak ve bu tutum ve düşüncelerin katılımcıların demografik niteliklerine
göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacıyla 1179 evlilik sitesi kullanıcısı
arasında gerçekleştirilmiştir.
Kullanıcı motivasyonları ve kullanıcı profillerinin belirlenmesi için uygulanan
alan araştırması soruları, katılımcıların evlilik sitelerine yönelmelerine neden olan
faktörlerin betimleyici bulgularına ulaşmak amacıyla yapılmıştır. Dokuz bölüm ve 65
sorudan oluşan sorular beş farklı madde ve likert tipi beşli ölçekle ölçülmüştür. Anket
formunun birinci bölümünde, evlilikte rol oynayan kavramların önem derecesi ile ilgili
beş soruya ve ikinci bölümde ise evlenme yöntemleri ile ilgili yine beş soruya yer
verilmiştir. Üçüncü bölümde evlilikte önemli olan kavram ve özelliklere yönelik 12
soruya ve dördüncü bölümde katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan
faktörlere ilişkin dört soruya yer verilmiştir. Beşinci bölümde katılımcıların dünya
görüşünü belirlemeye yönelik beş soruyu, altıncı bölümde onları evlilik sitelerine
yönlendiren beş soru takip etmiştir. Yedinci bölümde katılımcıların geleneksel
evliliklerde önemli olan kavramlara ilişkin görüşleri beş soru ile ölçülürken, sekizinci
bölümde ise katılımcılara evlilik siteleri ile ilgili tutumlarını ölçmek için yirmi soru
yöneltilmiştir.
Son
olarak
ise
katılımcıların
sosyo-demografik
özelliklerinin
belirlenmesi amacıyla cinsiyet, yaş, meslek, daha önce bir evlilik yapıp yapmadıkları
ve aylık gelir düzeyi gibi beş değişkenden yararlanılmıştır. Bu başlık altında
katılımcıların cinsiyet, yaş, meslek, daha önce bir evlilik yapıp yapmadıkları ve aylık
toplam gelir düzeyine ilişkin alınan yanıtların betimleyici istatistik (frekans, en düşük,
en yüksek, aritmetik ortalama, ortanca, tepe değer) bulgularına yer verilmiştir.
Araştırmanın evrenini www.pembepanjur.com adresi üyeleri oluşturmaktadır.
Evrenin çok büyük olmaması ve erişilebilirlik kolaylığı bakımından örneklem almak
yerine evrenin tamamına ulaşılmaya çalışılmıştır. Araştırmada veri ve bilgi toplama
yöntemi olarak, web üzerinden anket yöntemi kullanılmıştır. Katılımcılardan elde
edilen verilerin girişi, SPSS 17.0 adlı program aracılığıyla yapılmış ve araştırma
sorularını yanıtlamak ve hipotezleri sınamak için uygun istatistiksel analizler
uygulanmıştır. Araştırmada korelasyon analizi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve
bağımsız örneklem t testi kullanılarak veriler elde edilmiştir.
7 BİRİNCİ BÖLÜM
I. İLETİŞİM SÜRECİNDE SOSYALLEŞME KAVRAMI VE TEKNOLOJİ
A. İletişim ve Sosyal Davranış
1. Sosyalleşme
İletişim, en geniş haliyle canlılar arasında belirli ortaklaşa unsurlara dayanan
süreci ifade eden kavram olarak tanımlanmaktadır. Bunun için de insanların
birbirleri ile ilişki kurabilmesi, konuşma ve anlaşma isteğiyle harekete geçmesi
gerekir. İletişimi meydana getiren kişiler ya da gruplar arasında karşılıklı bir
şeylerin aktarılması sonucu etkileşim ve ya paylaşım olması, iletişim sürecini
meydana getirmektedir (Gökçe, 2006:8). Böylece toplumu meydana getiren
bireylerin doğaya ve çevreye uyum sağlama amaçlarını, algılarını ve bunların
şekillendirilmesi, başka bireylere aktarması ile birlikte karşılıklı etkileşim
sonucunda toplumsal güç ve dengeleri meydana getirdikleri söylenebilir (Karataş,
2008: 76).
Toplumsal hayatın sürekliliği ve birlikte yaşamanın bir gerekliliği olarak
iletişim bir anlam yaratma faaliyeti olarak değerlendirilmektedir. İletişim aracılığı
ile hem kendi varlığını hem de var olan toplumsal ilişkilerini yeniden üretebilen
insanların, bu iletişim sürecinde doğada hazır bulduğu veya kendi geliştirdikleri
araçları kullandıkları görülür. İletişim sürecinde insanlar yer ve zaman koşullarına
göre yüz yüze iletişimi veya teknolojik aletlerle aracılanmış iletişimi kullanmayı
tercih edebilmektedirler (Yaylagül, 2013: 13-14).
Sosyalleşme, sosyal varlık olarak bireyin bir sosyal gruba katılması
olgusudur. Birey bir gruba dâhil olurken o grupta geçerli olan sosyal normları, o
grup içinde girişte ve ilerde alacağı rolleri, ulaşacağı sosyal mevkileri, bu rol ve
yerlerin kendisinden beklediği davranış, beceri ve yetenekleri, grubun kültürünü
oluşturan değerleri, inançları öğrenip benimsemek durumundadır (Çakmak,2012: 6).
Sosyalleşme bu anlamda bireyin içinde bulunduğu ve doğumundan ölümüne kadar
8 geçirdiği sürede hem bireysel, hem de toplumsal bir canlı olarak var olmasını ifade
eder (Dilmen ve Öğüt, 2010: 237-238).
Yaşam boyu gerçekleşen sosyalleşme süreci, çevre ile yakından ilişkilidir ve
çevre de sürekli değişen bir olgudur. Sosyalleşme kavramı genel olarak insan
yaşamının belli bir yaşla sınırlı ve belli bir zaman sürecinde tamamlanan ve erişilen
bir olgu değildir (Gökçe, 2001: 120). Sosyalleşme en genel anlamda bir süreçtir. Bu
süreç birey için var olmasının anlamlandırılma sürecidir. Sürecin sonunda bireyin
bulunduğu toplumun normlarına göre bir bilgi seviyesine gelmesi beklenmektedir
(Çakmak, 2012: 71).
İnsan topluluklarında öğrenme süreci olarak da değerlendirilen sosyalleşme
kavramı ve bunun gerçekleşme faaliyeti zaman içerisinde değişime uğramıştır.
Sosyalleşme mekânları zaman içerisinde değişerek günümüzde teknolojinin de
etkisi ile artık gerçek anlamda bir mekâna ihtiyaç duyulmaksızın gerçekleşen bir
etkinliğe dönüşmüştür. Günümüz şartlarının getirmiş olduğu toplumsal dönüşüm,
sosyalleşme olgusu üzerinde de etkisini göstermiş, içinde bulunduğumuz ve bilişim
çağı olarak adlandırılan bu çağda, internet iletişimi ile daha farklı bir boyut
kazanmıştır (Dilmen ve Öğüt, 2010: 238).
Sosyalleşme süreci ile birlikte birey sosyal olmayan bir durumdan çıkarak,
sosyal ve kültürel bir kişilik kazanır. Sosyalleşmesini sağlıklı bir şekilde
gerçekleştiren birey, toplumla uyumlu bir kişilik geliştireceğinden, toplumla
bütünleşmesi de kolaylıkla sağlayabilir. Ayrıca bu sayede toplumun bir nevi sosyal
kontrol sağlamasına da yardımcı olur. Bireye kendine yeten bir kişilik kazandırması
dolayısı ile sosyalleşmenin önemli bir etken olduğunun altı çizilmektedir (Ergenç,
2011: 47).
2. Sembolik Etkileşim Olarak Sosyalleşme
İletişim sürecinde her birey kendi öznel anlam dünyasını yeniden inşa
etmektedir. Bununla birlikte nesnelere de belirli anlamlar yüklenmiş ve bu anlamlar
aracılığı ile karşılıklı etkileşime geçmektedir. Sembolik etkileşim, dilde olduğu
kadar kişinin davranış örüntülerini de etkileyerek değişim meydana getiren ve
9 iletişimdeki kişilerin sembolik çevreye dâhil olmaları ile kişilerin kendi
davranışlarını yorumlama ve kendi sosyalleşmelerini de sağlama özelliğine sahip
bulunmaktadır (Gökçe, 2006: 125-127).
Toplumsallaşmanın temel ve önemli gereksinimlerinden biri olarak iletişim,
sosyal sistemin içinde varlığını göstermektedir. Birbirleriyle ilişkilerini karşılıklı
olarak yönlendirmiş olan iki ya da çok sayıda bireyin etkileşimini teşkil eden sosyal
sistem toplumların sürekliliğini sağlayan sistemler olarak kabul edilmektedir (Özer,
2011: 1-2).
Sembollerle gerçekleştirilen iletişim sosyal bir eylemdir. Sembolün neyi
ifade ettiği bireyler arasında gerçekleştirilen ortak anlaşmaya göre belirlenmektedir.
Son yıllarda kitle iletişim teknolojilerindeki etkileşim özelliği ile de yeni iletişim
teknolojileri, zaman ve mekânı ciddi ölçüde değişime uğratarak, toplumsal dönüşüm
sürecini başlatarak, yeni bir toplumun doğmasına neden olmuştur (Başaran,
2010:12). Artık etkileşim terimi günümüzde genellikle bilgisayarları ve bilgisayarlar
gibi kullanıcı girdisine yanıt verebilen iletişimi tanımlamak için kullanılan,
bir
ilişkiyi veya bir mesajı belirten durum olarak değerlendirilmektedir (Açık, 2012:
10).
Sosyolojik açıdan etkileşim, iki veya daha fazla insan arasındaki karşılıklı
bağlamsal/fiziksel bir ilişki olarak tanımlanmaktadır. Bilgisayar aracılığıyla
gerçekleştirilen iletişim eyleminde kullanıcılar, fiziksel olarak birbirinden ayrı
noktalarda bulunulmalarına rağmen bilgisayar ağları üzerinden etkileşimli bir
iletişim deneyimi yaşayabilmektedirler (Açık, 2012: 7).
3. İletişim ve Benlik Gelişimi
Benlik, bir insanın yaşamında sürekli olarak etkili olan içsel bir güç olarak
kişiyi yargılamakta, denetlemekte çoğu zaman da takdir etmekte ya da hoş
görmektedir. Kişilerarası iletişimin başarılı olabilmesi ve sosyal yaşamın da huzurlu
bir biçimde sürdürülebilme, ancak gerçek benlik ile ideal benlik arasında denge
kurulabilmesine bağlıdır (Gürüz, Eğinli, 2011: 247).
10 Benlik bilinci diğer insanlarla olan etkileşimimizi büyük ölçüde etkiler.
Çünkü kendini tanıyan kişi gerçek duygu ve düşüncelerinin farkındadır. Büyük
ölçüde içinde yetiştiğimiz sosyo-kültürel koşulların da etkisiyle şekillenen kişilik
özelliklerimiz iletişimimizi de etkileyecektir. Bir nevi içinde yetiştiğimiz ortam,
bizim kendi hakkımızda nasıl düşünmemiz gerektiğini bize öğretmektedir (Kaya,
2011: 8).
Kişilerarası iletişim sürecinde bireyler, çoğu kez diğerleri tarafından kendi
benliklerine
uygun
şekilde
algılanmak
ve
olumlu
değerlendirilmek
için
davranışlarını kontrol etme ve görünümünü düzenleme çabası içindedir. Kişilerarası
iletişim, kişinin benlik gelişiminde ilişkilerini idare etmesi, iş aktivitelerini
düzenlemesi, bir varlık olarak yaşamını devam ettirmesinde önemli rol
oynamaktadır (Gürüz ve Eğinli, 2011: 252-253).
4. Teknolojik Gelişmeler ve Sosyalleşme
İnsanlığın ilerlemesini sağlayan en büyük güç, kuşkusuz ki hızla gelişen ve
yayılan teknoloji sayesinde oluşmaktadır. Özellikle iletişim teknolojilerindeki hızlı
değişim ve gelişmeler zaman ve mekân tasarrufu sağlayarak insan hayatına heyecan
verici, şaşırtıcı değişiklikler ve kolaylıklar sunmuştur (Kaya, 2011: 43).
Gelişim gösterdiği ilk günden itibaren üzerine büyük tartışmalar yürütülen
bir teknoloji olan internet, zaman içerisinde dünya çapında yaygın bilgisayar
ağlarına dayalı bir iletişim sistemine dönüşmüştür. Sanal dünyada etkileşim
olgusunun meydana gelmesini sağlayan internet olgusunun bu sayede genel
kullanımdan özel kullanıma doğru hızlı bir ivme kazandığı görülmektedir. Etkileşim
olgusunun ortaya çıkmasıyla birlikte de aktif kullanıcılar meydana gelmiş, tek yönlü
iletişim yerini çok yönlü iletişime bırakmıştır (Kırık, 2014: 340).
İletişim teknolojisindeki gelişme ve değişmelerin toplumsal örgütlenmeye ve
kültüre etki ederek, onları yeniden şekillendirdiği görülmektedir. Televizyon,
bilgisayar oyunları, internet gibi kişiyi edilgen olmaya iten teknolojik aygıtlar bir
süre sonra bağımlılık düzeyinde bireyleri etkileyebilmektedir. Bu araçlar bağımlılık
11 düzeyinde uzun süreli kullanıldıklarında sosyal yaşamı sınırlamaya başlamakta,
özellikle etkileşim ve iletişim süreçlerine zarar verebilmektedir (Okur, 2012: 40).
Günümüzde yaşam biçimlerinde meydana gelen değişmeler iletişim
fonksiyonlarında kendini göstererek sosyalleşme sürecinde kişiler arası ilişkilerde
büyük oranda farklılaşmasına neden olmuştur. Yoğun bir uyarıcı bombardımanı
yaratan kitle iletişim araçları,
bireylerin karşılıklı etkileşim içine girmelerini
zorunlu kılacak zamanları iyice azaltmaktadır. Bu yüzden de iletişim sürecinde
bireyler etkin olmayı gerektiren iletişimden git gide uzaklaşmakta ve teknolojik
iletişime yönelerek pasif bir konuma düşmektedir (Acat, t.y: 38).
Özellikle internette, son yıllarda online toplulukların bir türü olarak ortaya
çıkan sosyal ağ siteleri gittikçe popüler hale gelmiştir. Teknolojinin soğukluğunu
sanal ortamda insanların bir araya toplanmasıyla ortadan kaldıran sosyal ağ siteleri,
geleneksel ortamda insanlar arasında gerçekleşen yüz-yüze iletişimin yarattığı
etkinin benzerini sanal ortamda meydana getirmektedir. Her ne kadar geleneksel
ortamdaki gibi olmasa da sosyal ağ siteleri farklı bir platformda insanları bir araya
getirerek etkileşimde bulunmalarına olanak tanımaktadır (Akar, 2010: 108).
Teknoloji ile günümüz şartlarında meydana gelen gelişmeler toplumsal bir
dönüşümü de beraberinde getirmektedir. Toplum, yeni teknolojilerle karşılaşıp
bunları kullanmaya başladığı andan itibaren, ne toplum ne de teknolojinin kendisi
aynı kalamaz. Karşılıklı etkilenme sonucu yeni kavramlar ortaya çıkar ve iletişim
araçlarının çeşitlenmesi ile birlikte de, teknoloji kanallı iletişimin hızlı bir şekilde
arttığı görülür (Dilmen ve Öğüt; 2010: 237-239).
İletişim alanındaki teknolojik gelişmeler toplumsal etkileşimi sağlama
düşüncesini temel almaktadır. İletişim teknolojilerinin ilerlemesi, kişilerin
hayatlarında zaman ve mekân tasarrufu yaparak hızlı iletişim kurmalarını sağlasa
da, kişilerin bireysel özgürlüklerini kısıtladığı ve özel hayat kavramını yavaş yavaş
yok olmasına neden olduğu düşünülmektedir. Teknoloji, her anlamda iletişime hız
kazandırmış olsa da, beraberinde kitle iletişim araçlarına odaklı, kendi kabuğuna
çekilmiş bireyler yaratmıştır (Kaya, 2011: 45-47).
12 Sosyalleşme ve iletişim arasındaki bağlantının anlatıldığı bu bölümün
ardından, ikinci bölümde bilgisayar aracılı iletişimin özellikleri ve sanal kavramının
yaratmış olduğu etkiler ile birlikte internetin gelişim süreci ve bilgisayar aracılı
iletişim özellikleri hakkında bilgilere yer verilmiştir.
B. İNTERNET İLETİŞİMİ VE SANAL SOSYALLEŞME
1. İnternet Tarihi ve Gelişim Süreci
Dünya üzerinde binlerce ağı birbirine bağlayarak pek çok işlevi yerine
getiren sistem internet olarak tanımlanmaktadır. 1962 yılında Amerikan Askeri
Araştırma Projesi (ARPANET) olarak gündeme gelen ve yıllar içerisinde
yaygınlaşan bir teknoloji olan internet, 1969 yılında dört farklı merkezdeki ana
bilgisayarlar arası bağlantı ile ortaya çıkmıştır (Çakır ve Topçu, 2005: 72).
1960’lı yıllarda Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği arasındaki
soğuk savaşın doruk noktasına ulaşmasıyla birlikte, teknolojik üstünlüğün savaşın
galibini belirleyeceğine olan inanç artmıştı. Bu amaçla savunma amaçlı projelere
büyük harcamalar yapılmaktaydı Dolayısıyla, o yıllarda her iki ülke de, sürekli
araştırmalar yapıyor, teknolojik gelişmelerin en çok görüldüğü alanlardan bilgisayar
ve bilgisayar teknolojisine yöneliyorlardı. İşte bu ortamda ortaya çıkan internet
teknolojisi(Özdemir, 2006;47-48),
askeri kullanım ve bunun gelişimi, askeri
teknolojiler ve bilimin işbirliği, ticari ve teknolojik gelişimler; devleşen ve
globalleşen dev şirketler ve onların iş ağları, istihbarat teşkilatlarının sınırsızlaşan
talep ve çalışmaları ile ortaya çıkmıştır (Doğan, 2013: 15).
Türkiye’de ise internet ile ilgili ilk geniş alan ağı 1986 yılında yapılan
TÜVEKA (Türkiye Üniversiteler ve Araştırma Kurumları Ağı)’dır. İnternet,
Türkiye’de öncelikle akademik ortamlarda yaygınlaşmaya başlamış ve ilk olarak da
Ege Üniversitesi (1994), Bilkent Üniversitesi (1995), Boğaziçi Üniversitesi (1996),
İstanbul Teknik Üniversitesi (1996) internet bağlantılarını gerçekleştirmişlerdir
(Doğan, 2013: 14).
13 İnsanların her geçen gün gittikçe artan üretilen bilgiyi saklama, paylaşma ve
ona kolayca ulaşma ihtiyacı internetin ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Bilginin
kolay, hızlı ve düşük maliyetli bir biçimde yayılmasını da kolaylaştıran internet,
artık küresel bir ağ olarak tanımlanmaktadır (Tarcan,2005: 12-13). Bu ağ sistemi
fiziksel olarak yerel, bölgesel ve ulusal pek çok ağın birleşmesiyle ortaya çıkan
küresel bir sistemidir. En önemli olgusunun iletişim olduğu kabul edilen internetin,
zaman ve mekân kavramını ortadan kaldırarak bireyler arası etkileşime katkı
sağladığı da bilinen bir gerçektir (Gümüş, 2004: 25-26).
İletişim teknolojilerindeki gelişmelerle binlerce küçük ağ ve milyonlarca
bilgiden meydana gelen internet, hemen her konu ile ilgili bilgiyi ulaşılabilir
kılmaktadır. Bunun yanı sıra milyonlarca insanı bir araya getirerek onları her an, her
biri
bir
müşteri
oluşturabilecek
şekilde
birleştirebilen
bir
bağ
yaratabilmektedir(Güçdemir, 2010; 20-21).
İnternetin ülkemizdeki kullanımına bakıldığında geç fakat hızlı bir gelişme
gösterdiği ortadadır. İnternetle olan ilişkimizin Batı’ya özgü ürünleri kullanırken
tercih ettiğimiz seçiciliği zorlamaktadır. Ülkemiz bağlamında, her düzeyden ve
farklılıktan insanın kendini kattığı bir oluşum olarak dikkat çeken internet,
çoğunlukla bir eğlence, fantezi ve haz makinesi olarak algılanmaktadır (Subaşı,
2001).
2. Bilgisayar Ortamında İletişimin Özellikleri
a. Etkileşim
Etkileşim, iletişim içerisindeki tarafların karşılıklı alışverişleri, tarafların
bilgisayar ağları üzerinden gerçekleşen uzak ilişkisidir. Bir ilişkiyi, bir diyalog veya
iletiyi niteleyen etkileşim, çift yönlü gerçekleşen bir süreçtir. Gelişen son dönem
teknolojileri, büyük oranda bu yetinin etkin kullanılması amacına hizmet etmek
üzere tasarlanmaktadır. Bilgisayarlar ile internet teknolojisi de buna en iyi örneği
oluşturur (Baştan, 2009: 8-15).
Etkileşim, iletişim ortamının değişken bir niteliğidir. Bir iletişim sürecinin
herhangi bir üçüncü gönderiminin veya bir mesajın bir öncekileri etkilemesi olarak
14 nitelendirilmektedir. Etkileşimin hızı ve tepki zamanı etkileşimli iletişim
sistemlerinin en önemli niteliğini oluşturmaktadır. Kullanıcılar, iletişim başlatma ve
bitirmede, iletişim sürecini kesintiye uğratmada, ya da içeriği kesintiye uğratmada,
değiştirmede özgürdür. Yine kullanıcılar iletiyi almada zamanını özgürce
düzenleyebildiği gibi mesajı saklama, değiştirme olanaklarına da sahiptir (Timisi,
2003: 134).
İnterneti geleneksel iletişim araçlarından ayıran en önemli özelliği iletişim
sürecinde etkileşimin kendisini güçlü bir şekilde göstermesidir. Geleneksel iletişim
ortamlarında iletişimde bulunan bireyler, iletişimi alan ve ya iletişime müdahalesi
sınırlı olan konumundadır. İnternet üzerinde etkileşim, kullanıcısının iletişim
sürecindeki egemenliğine vurgu yapmakta ve kullanıcısını iletişim sürecinin
içerisinde aktif yer alan bir özne konumuna getirmektedir (Timisi, 2003: 132).
İnternet
tabanlı
bilgisayar
ortamlarında
gerçekleştirilen
etkileşimin,
iletişimin en önemli unsurlarından biri olan yüz yüze iletişim modeline en yakın
iletişim şekli olduğu yönünde bazı değerlendirmeler yapılmaktadır. İletişim
esnasında iletinin karşılıklı taraflara gönderilme süre ve kapasitesi etkileşimin bir
sonucudur. Bilgisayar ortamında kullanıcılar tarafından iletişimi başlatma ve
bitirmede iletişim sürecinde kesintiye uğratmada ya da içeriği değiştirmede
tamamen özgürdür (Gümüş, 2004: 57-58).
b. Eş Zamanlı İletişim
Eş zamanlı iletişim; iki ve ya daha fazla bireyin, aynı yerde olmalarına
gerek duyulmaksızın, teknolojik araçların etkisi ile birbirleri ile aynı zaman
diliminde iletişim kurma şekilleridir. Sosyal iletişimin kurulmasını sağlayan eş
zamanlı iletişimi gerçekleştirmek için, sohbet odaları, telekonferans, video
konferans gibi birbirinden farklı araç ve teknolojiler kullanılır (Aydın, 2010: 24-25).
Eş zamanlı iletişimin en büyük özelliği de alıcı ve kaynak arasında o an
gerçekleşiyor olmasıdır. Bu özelliği klavye ile yazılan mesajın hemen hemen aynı
zaman diliminde karşıya iletilmesinin yanı sıra donanımın yeterliliği ve veri hattının
kapasitesi de eş zamanlılık özelliğini etkilemektedir (Gümüş, 2004: 58). Kişisel
15 bilgisayarlarda yazılan mesajların aynı zaman diliminde diğer ekrana aktarılmasıyla
metinler ararsında etkileşimli bir değişme gerçekleşirken kişiler arasında da
etkileşimli iletişim meydana gelmektedir. İnternet kullanıcıları arasında eş zamanlı
mesaj alışverişine olanak tanıyan sohbet odaları, internetin yüz yüze iletişim
biçimine yakınlığını örnekleyen bir uygulama olarak değerlendirilmektedir (Timisi,
2003: 138).
c. Eş Zamanlı Olmayan İletişim
Kaynak ve alıcı arasında iletişim aynı anda gerçekleşmiyorsa ve mesaj
kaynaktan çıktıktan sonra alıcıya ulaşmasına kadar belli bir zaman geçiyorsa bu
iletişim tipi eş zamanlı olmayan iletişim olarak tanımlanmaktadır. Elektronik posta
ve ya günlük yaşamda kullanılan şekli ile e-posta eş zamanlı olmayan iletişime
örnek gösterilebilir (Gümüş, 2004: 58-59).
Eş zamansız iletişimde kişiler istedikleri yerden istedikleri zaman iletişime
geçebilirler. Eş zamansız ortamlarda birey konu üzerinde daha derin ve yoğun
düşünme fırsatını bulabilir ve hazır olduğunda iletişime geçer. Böylece konu dışı
tartışmalar daha az gerçekleştirilebildiği gibi kişi herhangi bir sorunun çözümünü
daha kısa sürede ulaşabilir (Aydın, 2010: 26-27). Bu ortam yüz yüze bir araya
gelmeleri mümkün olmayan farklı din, dil ve kültüre sahip bireyleri bir araya
getirebildiği gibi yüz yüze ortamla karşılaştırıldığında demokratik tartışma
olanaklarının daha etkili gerçekleştirilmesini sağlamaktadır. Anında mesajlaşma
sistemleri bireylere listelerine kayıtlı kişiler arasında çevrimiçi olanları bildirmesi
özelliği dolayısıyla metin temelli konuşmaları eşzamanlı iletme özelliğine sahiptir
ve bu özelliği onu bilgisayar ortamındaki diğer iletişim araçlarından daha özgün
kılmaktadır (Aydın, 2010: 25-26).
3. İletişimin İnternet Ortamına Taşınması
İletişim teknolojilerinde meydana gelen gelişmeler, toplumsal iletişimde yeni
bir kavramı da hayatımıza sokmuştur. Özellikle 1990’lı yılların başından itibaren
kamusal kullanımı yaygınlaşan internet, sadece iletişim teknolojisi alanında bir
yenilik olarak kalmamış, gerek akademik gerekse popüler ilginin merkezine
16 oturmuştur. Popüler ilgi ise aracın kullanımının yaygınlaşması ile artmış,
kullanıcıların kişisel ihtiyaçlarına yanıt veren bir iletişim ortamı sunmasıyla önem
kazanmıştır (Timisi, 2003: 121).
Küresel bir iletişim aracı olan internet, özellikle 90’lı yıllardan sonra gelişme
göstererek milyonlarca insanın kullandığı bir araç haline gelmiştir. Sahip olduğu
özellikleri nedeniyle de sadece mesaj üreten bir iletişim aracı değil; birey-birey,
birey-grup, grup-birey etkileşimine olanak tanıyan toplumsal iletişim aracı olma
özelliği taşıyan (Güçdemir, 2010: 8-9) internet kullanıcılarının temel motivasyon
kaynağı bilginin keşfedilmesi olarak görülmektedir (Timisi, 2003: 123).
Resmi ve geleneksel iletişim teknolojilerinden ayrılan belli başlı yönü ile
internetin sosyal hayata dâhil olması ile birlikte, merkezden dağılmayan, evlerinde
birbirleriyle iletişim kurmak isteyen insanlar internet aracılığı ile iletişim kurmaya
başlamışlardır. İnternetin evlerde kullanılmaya başlanmasının en önemli nedeni,
iletişim için ağırlıklı olarak tercih edilmesidir. İnsanların aile ve arkadaşları ile olan
sosyal etkileşimi, bu insanların ihtiyacını karşılamakla beraber çoğunlukla
yakınlaşma duygularının karşılanmasına da yardımcı olmaktadır (İğrek, 2009: 48).
Birçok bilgisayar sisteminin birbirine bağlanması sonucu, dünya çapında
yaygınlaşan ve sürekli büyüyen bir iletişim ağı olan internet, kişiler arası iletişimi
kolaylaştıran
interaktif,
bilgisayar
tabanlı
ağlar
olmaları
nedeniyle
organizasyonlarda etkin iletişim kurmak için kullanılmaktadırlar (Tutar, Yılmaz ve
Erdönmez, 2003: 176). Metin, ses, video, grafik, imaj gibi birden çok iletişim
biçimlerinin bir araya getirilmesiyle oluşan internet iletişim süreci zaman ve mekân
sınırı olmadan küresel bir iletişim aracı haline gelmiştir (Timisi, 2003: 124).
İnternetin iletişim kurma biçimini yeniden şekillendirmesi noktasında, sosyal
yaşamın da bu yeni iletişim teknolojisi ile oldukça değişim yaşadığı bilinmektedir.
Bilgi ve iletişim teknolojileri yeni tip toplulukların ve iletişim uygulamalarının
doğmasına neden olmuştur. İnsanlar internette bilgi alışverişi yapmakta, münakaşa
etmekte, tartışmakta, dertleşmekte ve hatta birbirlerine destek vermektedirler.
Böylece kişiler arası iletişim internet kavramı ile bilgisayar ortamına taşınarak farklı
bir boyut kazanmıştır (İğrek, 2009: 46-47).
17 Toplumsal hayat için hayati önem taşıyan iletişimin yeni tüketim ortamları
ile yeni bir eğlence alanı yaratması, bireylerin iletişim biçimini de değişime
uğratmaya başlamıştır. İnternetle birlikte insanların birbirlerini anlama ve
sorunlarını anlatabilme biçimleri değişmiştir. Sanal ortamda bedensiz yeni kimlikler
ile sosyalleşme süreci de yeni bir boyut kazanmıştır (Güçdemir, 2010: 105).
4. Sanal İletişim ve Online Toplumun Doğuşu
21. yy.da artık internetin de gelişimiyle ortaya çıkan ve görülmeyen,
hissedilmeyen, bir araya sadece net ortamında gelinebilen sanal cemaatler; kişisel
ilişkiler ağının yaratılması için yeterli sayıda insanın bir araya gelmesi ile oluşan
sosyal birlikteliklerdir. Yazılı kültürün gelişimiyle bu sosyal birliktelikler, insanları
kendi sınırları içerisine çekerek sadece kendi hayali cemaatlerini üretmekle sınırlı
kalmayıp, kültürel belleğini de yeniden düzenleyerek, yeni bir gücü temsil etmeye
başlamıştır (Tozal, 2013: 3).
İnternet yeni zamanların en etkili iletişim aracıdır. Bu bağlamda ortaya çıkan
sorunların toplumsal süreçlerden bağımsız olarak işlediğini düşünmek imkânsızdır.
Mevcut insan sayısı kadar fikrin, aracısız bir şekilde yer aldığı bir alan haline
geldiği internet ortamında toplumsal talep, denge ve gerginlikleri de içinde
barındırmaktadır. Ayrıca internetin yarattığı dönüşümlerden biri de, hayatın sadece
maddi yapılarını değil, daha temelde yaşantının bizzat kendisini de değiştirmiş
olmasıdır (Subaşı, 2001).
İnternet ile ortaya çıkan etkileşimli iletişim süreci sayısal ortamda
gerçekleştirilmekte ve sanal iletişim olarak tanımlanmaktadır. Sanal iletişim
çerçevesinde bireyler ve toplumlar arasında yakınlaşma ve ortak bilgiler oluşturma
ile de aynı zamanda sanal bir kültür yaratılmaktadır. Yani internet kullanıcıları,
farklı yaşam koşullarında zaman ve mekândan bağımsız olarak farklı kültürde
yaşayan bireylerle yakınlaşmakta ve bu süreçte de bir nevi kültürel değişim de
meydana getirilmektedir (Çakır ve Topçu, 2005: 76).
Kişileri sadece bir arada tutmakla kalmayan online toplum ve topluluklar,
kişilerin kendi görüş-alışverişleri sonucu oluşturdukları kararları gerçek hayatta
18 uygulamalarını sağlayacak bir ortam da yaratmaktadır. Kişilerarası bir birliktelik,
bütünlük oluşturarak kurulan gruplara katılma olanağı sunmaktadır. Sosyal açıdan
toplumda ön plana çıkamayan, çekinen biri, online toplumda bu yönünü
göstermeksizin aktif olarak görüntü ve çerçevesi çizebilir, grupları yönetebilir,
asosyalliğini belirtmeksizin farklı alanlarda farklı konumlarda bulunabilir
(Tozal,2013: 3-4).
Kullanıcının yeni bir kimlik oluşturarak gerçek benliğinden kurtulması ve
yeni bir kimlik yaratması ile yapay bir alan içinde faaliyet göstermektedir. Bu
yüzden sanal ortamlar soyut varlıklar olarak tanımlanmaktadır. Sanal ortamlarda
yaratılan sanal gerçeklik ile temelde insanlara kendilerini asla bulunmadıkları bir
ortamda bulunmuş hissi yaratılır. Yapay gerçeklikte kullanıcıların duyuları
bilgisayar modellerinden kaynaklanan yüksek çözünürlüklü görüntü ve ya seslerle
uyarılmaktadır. Yani hareketli görüntü ve sesin etkisi ile görüş alanının kullanıcı ile
birlikte hareket ettiği izlenimini verilmektedir (Baştan, 2009: 52-53).
Bilgisayar toplumlarında yaratılan sanal kimlikler ile kullanıcıların
cinsiyetleri, görünüşleri, cinsel kimlikleri ile ilgili özellikleri nasıl değiştirdikleri,
dönüştürdükleri, aynı zamanda niye birçok kimlik yarattıklarına yönelik birçok
araştırma yapılmıştır. Sanal iletişim ile insanlar takma adlar kullanarak gerçek
kimliklerinden kaçabilirler. İnternet teknolojisinin açtığı sanal dünya, fiziksel
dünyanın bedensel, mekânsal ve zamansal sınırlarından bağımsız bir alan kurgusu
üzerine inşa etme olanağını yakalayan kişilerin özgürlük adı altında başka
kimliklere büründüğü bilinmektedir (Denizci, 2008: 28-30).
Sanal iletişim her geçen gün hayatımızda daha fazla yer kaplarken,
insanların büyük bir çoğunluğunun aynı evin içinde bile cep telefonu ya da
bilgisayarlar aracılığı ile iletişim kurdukları dikkati çekmektedir (Doğan, 2013: 3).
Bu şekilde sanal ortamlarda yapılan iletişim türlerinin bireyleri yüz yüze iletişim
olanağından yoksun bıraktığı ve özellikle çekingen bireyler için cezbedici olan sanal
sohbet alanlarının kendi çevrelerinde arkadaşlık girişiminde bulunmalarını
engellediği sosyal kavramının anlamını yitirmeye başladığı düşünülmektedir (Özer,
2011: 52-53).
19 a. Sanal Ortamlarda Kişilerarası İletişim
Kişilerarası iletişimin gelişimine baktığımızda sırasıyla telgraf,
telefon,
radyo ve televizyondan sonra en gelişmiş teknolojik alet olarak karşımıza internet
çıkmaktadır. Dünya üzerinde bir milyardan fazla kullanıcısı olduğu tahmin edilen
internetin, kullanıcılar arasında etkileşime olanak tanıması, katılımcıların kendilerini
yeniden tanımlayabilmeleri ve sosyal ilişkide bulabilmeleri gibi özelliklere sahip
olması ile kullanıcılar tarafından toplumsal bir mekân olarak görülmektedir
(Güçdemir, 2010: 44- 47).
90’lı yılların başında internetin evlerde kullanılmaya başlanması ile kişiler
arası iletişim yeni bir boyut kazanarak sayısal alana taşınmaya başlamıştır. Resmi
ve geleneksel iletişim teknolojilerinden ayrılan özelliği ile interneti evlerinde
kullanmaya başlayan bireyler, birbirleriyle iletişim kurmak için yeni bir araçtan
yararlanmaya başlamışlardır. İnternetin evlerde kullanılmaya başlanmasının en
önemli nedeni, iletişim için tercih edilmiş olmasıdır (İğrek, 2009: 47).
İnternetin insan psikolojisi ve sosyal hayata etkileri konusunda yapılan pek
çok araştırmaya göre internet iletişiminin yüz yüze iletişime oranla sosyal etkileşimi
olumsuz yönde etkileyerek zayıflattığı tespit edilmiştir. İnternet sayesinde
oluşturulan sanal iletişim çerçevesinde bireyler ve toplumlar arasındaki etkileşim ile
yeni iletişim sembolleri, kullanım kalıpları ve kodları ile iletişim yapısı ve
işleyişinde önemli değişiklikler meydana gelmiştir (Güçdemir, 2010: 45-46).
b. Sanal Cemaatler
Sanal cemaatler, sosyal hayat ile yeni iletişim teknolojilerinin buluşmasının
doğal bir sonucu olarak bilgisayar ağları üzerinde ortaya çıkmıştır. İnternetin
hayatımıza girmesi ile birlikte bireyler günün büyük bir bölümünü bu kitle iletişim
aracına ayırır konumuna gelmiştir. İnternet kullanıcılarının birbirleriyle bu ağlar
aracılığıyla iletişime geçmesi sonucu; daha önce farklı bilgisayarları birbirine
bağlayan ağlar, böylece aynı düşünce ve inanca sahip insanları bu sanal alanlarda
bir araya getirmeye başlamıştır (Haberli, 2012: 122-125). Her yaştan, her kesimden,
her ülkeden farklı niteliklere sahip katılımcılar oluşan bu sanal cemaatin bir üyesi
20 olabilmektedir. İnternet aracılığıyla yeni elektronik ortamlar yaratan sanal cemaatler
bilgisayar teknolojilerinin bir aynası olarak gündeme gelmektedirler (Kırık, 2014:
340).
Sanal cemaatlerin mekânı siberuzay olarak tabir edilmektedir. Sanal
cemaatlerle insanlar espri, bilimsel tartışma, ticaret ve plan yapar; beyin fırtınası
yaratır, duygusal ilişkileri paylaşır, aşık olur, arkadaş bulur yada bunları kaybeder;
ancak her şey onun belli bir doyuma ulaşması içindir. Taraftarları olduğu kadar aynı
zamanda eleştirilen sanal cemaatler için, yabancılaşmayı arttırdığı, toplumsal
ilişkileri zayıflattığı ve insanın son derece değerli olan zamanını çaldığı düşüncesi
de yaygındır (Bozkurt, 2003: 7-8).
c. Toplumsal Paylaşım Ağlarında Kişilerarası İletişim
İnternet kullanıcılarının ortak bir ilgi veya ilişki içerisinde gruplanmasını
sağlayan toplumsal paylaşım ağlarıdır. Farklı ilgi, amaç ve istekler doğrultusunda
bir araya gelen gruplar genel olarak arkadaşlık, eğlence, magazin ve gündem
konusunda fikir paylaşımı ya da alışveriş yapmak için üye olmaktadırlar (Güçdemir,
2010: 52-53). Sanal ya da online topluluklarda ortak bir ilgiyle bağlı, internet
teknolojilerini kullanarak iletişim sağlayan, coğrafi olarak ayrı bireylerin beraberliği
ifade edilmektedir. Sanal topluluklarda insanlar diğer insanlarla bağlantı kurdukları
bir bağlılık ortamı sağlarlar. Burada önemli olan bireylerin ne paylaştıklarından öte
sanal bir ortamda bir araya gelmeleridir (Akar,2010: 109).
Sosyal
paylaşım
ağları,
kişilerin
internet
üzerinden
iletişimlerini
geliştirdikleri ve yaygın olarak kullanmaya başladıkları internet siteleridir. Kişiler,
kendilerine yeni bir profil yaratarak kişisel bilgilerini sanal ortamda sosyal ağlar
aracılığı ile sunarlar. Pek çok amaçla kullanılan bu ağlar, gündelik hayatında
iletişim sorunu yaşayan ve yalnızlık çeken kişileri sosyal paylaşım ağlarında bir
araya getirerek yeni arkadaşlar edinmesini amaçlarken, çoğu kullanıcı ise daha
önceden tanıdığı arkadaşları ile sanal ortamda iletişime geçerek paylaşımlarda
bulunmaktadır (Kaya,2011: 62-64).
21 Sosyal paylaşım ağları, bireyin oluşturduğu profil ile kişinin ününü ve
statüsünü arttırma aracı olduğu gibi, bu ağların diğerlerinin bağlantılarını
gözlemleyebilme ve birbirine mesaj bırakabilme özellikleri ile de ilişkilerinin
durumunu da gösteren bir araçtır. Bazı siteler, farklı kitlelere hitap ederken, bazıları
da ortak bir dile dayalı veya ırksal, cinsel, dinsel ya da milliyet temelli kimlikleri
paylaşan bireyleri çekmektedir. Çoklu paylaşıma imkân vermesi bu sitelerin en
önemli özelliklerinden birisidir (Okur, 2012: 89-91).
5. Sanal Sosyalleşme
Günümüz yaşam koşulları içinde bireylerin yoğun iş temposu, bir yerlere
yetişme mücadelesi onları sosyal hayatta uzaklaştırmaktadır. Birbirlerine ayıracak
zamanı bulamayan ve yeni arkadaşlıklar kurma fırsatı olmayan birey bu noktada
çağın en büyük gelişimi olan internete yönelmektedir. Pek çok kişi bu sayede
hayatını değiştirmekte, yalnızlıktan kurtulup sosyalleşmektedir (Çakır ve Topçu,
2005: 92).
İnternet ortamlarında bir araya gelenler, tesadüflerin ya da zorunlu
karşılaşmaların sonucu olarak değil, ilgi alanları nedeniyle ve seçim yaparak
sosyalleşmeyi gerçekleştirmektedirler. Bireyin toplumun bir üyesi, bir parçası olarak
değerlendirildiği sosyalleşme kavramının, bilgisayar ve internet aracılığı ile sanal
dünyaya taşındığı gözlenmektedir (Ergenç, 2011: 71-72).
Sanal toplum, sanal gerçeklik dünyasında üretilmektedir. Sanal ortamlar,
sosyal gerçekliğin koşullarına alternatif yeni sosyalleşme alanları oluştururlar. Sanal
dünyanın insanını en mutlu kılan önemli özelliklerinden biri de katılımcıların, kendi
seçtikleri insanlarla ve gruplarla sosyalleşme fırsatını elde etmeleridir. İnternet
ortamlarında bir araya gelenler, tesadüfen ya da zorunlu karşılaşmaların sonucu
olarak
değil,
ilgi
alanları
nedeniyle
ve
seçim
yaparak
sosyalleşmeyi
gerçekleştirmektedirler (Kaya, 2011: 33).
Dünyanın neredeyse her bölgesinde, her kesimden milyonlarca insan sanal
olarak ifade edilen dünyanın büyüsüne kendisini kaptırmış durumdadır. Yapılan
araştırmalar sonucunda internet bağımlılarının %60’ı sanal olarak adlandırılan
22 dünyada flört etmekten keyif aldığı ortaya konmuştur (Çakır ve Topçu, 2005: 92).
Sanal alanda kişilerin kendilerini çok daha rahat ifade ettikleri, toplum baskısından
uzak oldukları, günlük hayatlarında dile getiremediklerini bu alanda ifade edebilme
özgürlüğünü rahatça bulabildikleri ifade edilmektedir. Sonuç olarak kişilerin bu
alanlarda bulunma nedenleri olarak rahat iletişim kurmak ve yalnızlık duygusunu
gidermek olduğu düşünülmektedir (Özdemir, 2006: 120).
a. Sanal Sosyalleşme Nedenleri
Bireylerin, internet ortamında zaman geçirmesinin pek çok sebebi
bulunmaktadır. Bunlar arasında boş zamanı doldurma isteği, eğlenme ihtiyacını
karşılamak, bilgi edinmek, araştırma yapmak, fikir alışverişinde bulunmak, yeni
şeyler öğrenmek, bilgisayar programları indirmek, bilgisayar oyunları oynamak gibi
nedenler sıralanmaktadır (Katıtaş,2014).
Kişisel, kişilerarası ve toplumsal amaçlar kapsamında kullanılan internet
iletişimine dayalı sanal ortamlar, kişinin ilgi alanlarına yönelik meraklarını
gidermede, aynı ilgiyi paylaşan kişilerle iletişim kurmada, dostluk arkadaşlık
geliştirmede
önemli
bir
rol
üstlenmektedir.
Yine
çevresel
değişimlerin
adaptasyonunda etkili biçimde kullanılacak bir olanak sunmaktadır (Koçak,
Terkan,2010: 68).
Belirlenen ihtiyaçlar giderildikten sonra bile, kişilerin siber alandaki aktif
arayışının devam ettiği gözlenmiştir.
Bunun nedeni ise, fiziksel herhangi bir
eylemde bulunmaksızın, sadece göz ve parmaklar vasıtasıyla bir iletişim ortamına,
pratik bir şekilde dâhil olabilme ve istenilen zamanda, istenilen biçimde bulunulan
platformdan ayrılabilme özgürlüğüdür. Böylece bireyler, zaman kavramını yitirerek
ve reel hayattan soyutlanarak, sanal bir ortamda kendisi gibi insanlarla sosyal bir
ilişki içine girip, sanal cemaatleşme yoluna doğru gitmektedirler (Katıtaş, 2014).
b. Sanal Sosyalleşmenin Avantajları
Diğer insanlar üzerinde bir izlenim yaratma veya sosyal ortamlarda
oluşturulan
izlenimi
belirleme
arzusu
temel
insani
bir
özellik
olarak
değerlendirilmekte ve bu özellik internet ortamında da değişmemektedir. Kimlik
23 deneyleri ile kişi, gerçek hayatta denenmesi neredeyse imkânsız olan alternatif
kimlikleri denemiş olmakla birlikte istediği zaman ortadan kaybolma olasılığını da
kullanabilmektedir (Özdemir, 2006: 61-62).
Diğer taraftan, bireyler arası iletişimin ücretsiz olarak ya da çok düşük bir
maliyetle sağlanıyor olması, sanal sosyalleşme alanında, bireylerin fazlasıyla
yararlanmasına olanak tanımaktadır. Daha kısa sürede, daha verimli iletişim; gerçek
mekânda şekillenmiş ilişkileri sanal ortamda sürekli hale getirebilme avantajı,
yurtiçindeki ve yurtdışındaki kişilere ulaşımdaki kolaylık gibi öğeler, sanal
sosyalleşmenin insan hayatına girmesine ve hatta vazgeçilmez bir şekilde yer
edinerek, söz konusu sistemler içinde hayatımızda yer almasına neden olmuştur
(Katıtaş,2014).
c. Sanal Sosyalleşmenin Dezavantajları
İnternet ortamında çeşitli nedenlerle geçirilen zaman dilimi kontrolsüz bir
biçimde artmakta, yerini kolaylıkla internet bağımlılığına bırakmaktadır. Bunun
getirisi olan fiziksel ve ruhsal rahatsızlıklar, tahmin edilenden çok daha ciddi
boyutlara ulaşmış, ancak giderek artan sanal sosyalleşme furyasının önüne
geçebilecek kadar etki dalgası uyandıramamıştır (Kattıtaş,2014).
Sanal sosyalleşmeye alışan insanların gerçek sosyal ilişkilerinden ve yüz
yüze iletişimden uzak kalmaları çeşitli biyolojik etkiler yaratabilmektedir. Bunun
yanında birtakım sağlık sorunlarının oluşumuna da neden olduğu belirlenmiştir.
Günümüzde doyum sağlamak için internet başında geçirilen sürenin giderek artması
ile birlikte baş gösteren ve ‘onlinekolizm’ olarak tanımlanan internet bağımlılığı
hastalığından bahsedilmektedir. Bu hastalığın, her yaşta ve cinsiyette görünen bir
rahatsızlık olmasına rağmen diğer bağımlılıklara göre daha erken yaşlarda başladığı
ve toplumda görülme olasılığının
%1.8 olduğu tespit edilmiştir. İnternete
ulaşamadığında yorgun ve depresif hissedilmesi, önemli bir ilişkiyi, mesleki,
eğitimsel veya kariyeri ilgilendiren durumu riske atacak derecede internete zaman
ayırmak, gündelik sorunlardan veya istenmeyen duygu durumdan kaçmak için
internette geçirilen sürenin artması bu duruma yol açan etmenler arasında
gösterilmektedir (http://www.ruhikizi.com).
24 Bunun yanı sıra bilgisayar önünde oturarak sosyalleşmenin fizyolojik
rahatsızlıkların oluşmasına da neden olabileceği; genlerin çalışma biçimini
değiştirebileceği,
bağışıklık
sisteminin
tepkilerini
etkileyebileceği,
hormon
seviyelerini değiştirebileceği, damar sisteminin fonksiyonlarını bozabileceği ve
kişinin ruh halinin bozulabilmesi gibi durumların oluşabileceği uzmanlar tarafından
dile getirilmektedir (Kattıtaş, 2014).
Birinci bölümde, iletişim sürecine etki eden teknolojilerin bilgisayarlar ve
internet aracılığı ile online toplulukların doğumunda nasıl bir rol üstlendiği konusu
ele alınmıştır. Sanal ortamlarda kurulan kişilerarası iletişim ilişkileri ve
özelliklerinin anlatılması ile birinci bölüm sonlandırılmıştır. İletişim alanlarının
değişmesi sonucu meydana gelen toplumsal değişmelerin evlilik olgusu üzerinde
yapmış olduğu değişim ve evlilik siteleri konusu ikinci bölümde anlatılacaktır.
25 İKİNCİ BÖLÜM
I.
MODERNLEŞME ve TOPLUMSAL DEĞİŞİMLERLE
EVLİLİKLERİN YENİ SUNUMU
A.‘Küresel Köy’ Kavramı
Marshal McLuhan’a göre dünya kitle iletişim araçlarının gelişimine paralel
olarak küresel büyüklükte bir köye dönüşmüştür. Bunun sonucunda dünyanın her
tarafının görüntülerle ve ya mesajlarla kaplandığı, nasıl köylerde herkes her şeyden
haberdar ise gelişen teknoloji ile birlikte zaman ve mekân farkları ortadan kalkarak
herkes birbirinden haberdar olur hale gelmiştir (Yaylagül, 2013: 70-71).
İçinde bulunduğumuz elektronik çağda mekânsal sınırlar arasındaki
saydamlaşma sonucu Marshall McLucan’ın deyimiyle “küresel köy” haline gelen
dünyamızda toplumsal ilişkiler ve insan ilişkileri sınır tanımaz boyutlara ulaşmıştır.
Yaşanan teknolojik gelişmeler dünyanın herhangi bir yerinde olan bir olaydan
haberdar olmamamız ihtimalini ortadan kaldırmıştır. Gelişen iletişim teknolojileri,
ekonomik, siyasal ve toplumsal alanlarda sınırları ortadan kaldırmıştır. Farklı
bölgelerde yaşayan insanların, toplumların ve devletlerarası ilişkilerin karşılıklı olarak
daha çok iletişim ve etkileşim içinde olması gelişen teknolojinin bir ürünü olarak
değerlendirilmektedir (Derdiyok, 2014).
McLuhan’a göre insanın kaderini belirleyen insanın kendisi değil, uzantısı
olan teknolojidir. Denilebilir ki toplumlar iletişimin içeriğinden çok, iletişimde
bulundukları araçlar tarafından biçimlendirilirler (Kaya,2011: 44). Internet sayesinde
sınırlar ortadan kalkması ve bilginin özgürce paylaşıldığı yeni toplum ortaya çıkması
ile sanal ortamın dünyanın dört bir yanından milyonlarca kullanıcıyı coğrafi
uzaklıkları yok sayan bir şekilde bir araya getirmesi sonucu küresel bir köyün
meydana geldiği söylenmektedir. Küresel köy denmesinin nedeni kullanıcıların bu
ortamda mesafeleri tanımaksızın bir aradaymışçasına bulunmalarıdır. Bu evrensel
köyün sakinleri incelendiğinde yepyeni bir insan yapısının oluşmaya başladığı da
26 görülmektedir. Bunun nedeni, sanal dünyanın kendi kültürünü, dilini ve ahlakını
oluşturması ve milyonlarca insanın fiziksel mekândan bağımsız sanal bir iletişimi,
ticaret, bilgi, eğlence ve paylaşım amaçlı kullanmasıdır (Denizci,2009: 48).
B. Kullanımlar ve Doyumlar Kuramı Kapsamında İnternet İletişimi
Kullanımlar ve Doyumlar yaklaşımı, kişilerin bilinçli ve gönüllü olarak kendi
ihtiyaçları, istekleri doğrultusunda medya içeriklerini aramaları, bulmaları ve
kullanmaları kapasiteleri üzerinde durmaktadır. Toplum halinde yaşayan insanların
toplumsal ve psikolojik kökenli ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçlar kapsamında medyadan
ve ya diğer kaynaklardan ihtiyaçlarını gidermek için birtakım beklentiler içine
girmekte ve ortak kültürel kodlar çerçevesinde bunları anlamlandırmaktadırlar
(Yaylagül,2013: 71-73).
İletişim araçlarının farklı şekillerde ve farklı nedenlerle kullanılması bireysel
ve toplumsal yapıları etkilemektedir. Kullanımlar ve doyumlar yaklaşımında kişilerin
toplumsal ve bireysel gereksinimleri vardır ve iletişim araçlarını bu gereksinimleri
gidermek için kullanırlar. Elde edilen doyumlar bu kullanım sonu kazanılmaktadır
(Erdoğan, Alemdar, 1990: 109-110).
Kullanımlar ve doyumlar araştırmasının iletişim araştırmaları içinde tarihsel
gelişimine bakıldığında, 1940’lı yılları işaret eden çalışmalar yapıldığı görülmektedir.
Herta Horzog, iddialı kitle iletişim araştırmaları programının parçası olarak, radyo
dinleyicilerinin diziler ve yarışma programlarının içeriklerinden hangi doyumları
sağlamaya çalıştıklarını ortaya çıkartmayı hedeflemiştir. 1974 yılında, Kitle İletişim
Kullanımı başlığı ile yayınlanan makalenin ardından bu model tam anlamıyla kitle
iletişim araştırmalarında kullanılmaya başlanmıştır (Koçak, Terkan,2010: 37-38).
Kullanımlar ve doyumlar yaklaşımının ana maddeleri olarak; İnsanların,
ihtiyaçlarını karşılamak için kitle iletişim araçlarını nasıl kullandıkları sorusuna cevap
bulmak insanların kitle iletişim araçlarını kullanımlarında altta yatan güdüleri
keşfetmek ve bireysel kitle iletişim aracı kullanımının olumlu ve olumsuz sonuçlarının
belirlenmesi olarak değerlendirilmektedir (Özçetin,2010: 15-16). Yaklaşımın temel
27 amacı, kişilerin ihtiyaçlarını karşılamak için medyayı nasıl kullandıklarını açıklamak,
medya davranışını yönlendiren motivasyonları anlamak, bu ihtiyaçlar, motivasyonlar
ve davranışların sonuçlarını ya da işlevlerini tanımlanmasıdır. Kişilere geniş içerikler
sunan ve bunu da süreklilik haline gelmesi ile kişilerin niçin farklı medya ortamlarını
kullandıklarını anlamak için kullanımlar ve doyumlar yaklaşımının en uygun
araçlardan biri olduğu sosyal ağ sitelerinin ise bu yaklaşım çerçevesinde araştırıldığı
görülmektedir (Biçer, 2014: 59-60).
Bu model iletişim araçlarının kullanışını gereksinim doyumu ve gereksinim
süreci olarak görmektedir. Ayrıca izleyicileri aktif, akılcı, etkiye karşı direnen ve
isteklerine göre seçim yapan bireyler olarak kabul etmektedir (Erdoğan, Alemdar,
1990: 109). Bu yaklaşıma göre izleyicinin, en azından gönderici kadar etkili olduğunu
varsaymakta ve iletinin göndericinin oluşmasını istediği şey değil, izleyicinin verdiği
anlam olduğunu da belirtmektedir. Bu açıdan bir doyum söz konusudur ve buna bağlı
olarak bir kullanım ortaya çıkmaktadır. İzleyici olgusunu daha fazla göz önünde
bulunduran bu yaklaşım, diğer iletişim kuramlarına oranla çok daha olumlu, psikolojik
ve toplumsal olarak tanımlanması zorunlu bir izleyici imgesi sunmaktadır
(Akçay,2011: 139-140). Kitle iletişim araçlarının kullanılmasından elde edilen doyum,
bireyler tarafından psikolojik etkiler olarak değerlendirilmektedir. Çünkü bir iletişim
aracının sahip olduğu karakteristik içerik ve tipik özellikleri izler kitlenin doyumunu
da etkilemektedir. İzleyicinin ihtiyaçlarını karşılamak için kitle iletişim araçlarını nasıl
kullandığı incelenmektedir (Koçak, Terkan,2010: 40-41).
Modernleşme devresinde kitle iletişim araçları, toplumsal gerçeklerin yeniden
kurulmasında önemli bir etken oluşturmaktadır. Bu da geleneksel alışkanlıklar,
değerler ve dünya görüşünden ayrılmaya başlayıp modern şekli almaları sırasında
yükselen belirsizliklerden dolayı gerçekleşmektedir. Modernleşme sürecini kontrol
eden ve sunan kitle iletişim araçları, belirsizliği halkın nasıl çözeceğini de kontrol
etmektedir (Erdoğan, Alemdar, 1990: 118-119).
Kitle iletişim araçları kullanımından elde edilen doyumlar ve motivasyonlar,
kişisel güvensizliği azaltmak, toplum ve dünya hakkında bilgilenmek, kendi
28 değerlerine destek bulmak, kişinin kendi yaşamına anlam katması, sosyal temas için
temel edinmek, kendini başkalarıyla bağlantılı hissetmek, problem ve dertlerden
kaçmak, hayali bir dünyaya giriş yapmak, zaman doldurmak, duygusal rahatlama
yaşamak, günlük rutin hayata bir yapı kazandırmak olarak değerlendirilmiştir (Koçak,
Terkan, 2010: 44).
Kullanımlar
ve
doyumlar
üzerine
Türkiye’de
ve
dünyada
yapılmış
araştırmalarda, kişilerin medya içeriklerini izleyerek ve takip ederek elde ettikleri
doyumlar eğlence, bilgilenme, boş zaman geçirme, rahatlama, stresten uzaklaşma ve
sosyalleşme gibi başlıklar altında toplanmaktadır (Akçay,2011: 142).
C. Modernleşme Kuramı ve Yeniliklerin Yayılması Modeli
Modernleşme süreci en basit anlamıyla, çağdaş biçimlerin eski biçimlerin
yerini alması olarak değerlendirilir ve toplumsal yapının ve toplumsal sürecin soyut
niteliklerini ifade etmektedir. Geleneksellik ile çağcılık arasında bir geçişi gösteren
modernleşme,
evrensel bir toplumsal çözümleyici; bir toplumu değiştirmek için
bilinçli uygulanan bir seri plan ve politikalar bütünüdür (Oskay,1996: 88-90). Stanford
Üniversitesi profesörü Everett Rogers tarafından ortaya atılan yeniliklerin yayılması
modeli kökeni antropolojiden başlayarak Alman, Avustralya ve İngiliz yayılmacılığı
görüşüne kadar gider. Bu aydınlar o zaman toplumlardaki değişikliklerin diğer
ülkelerden gelen icatlardan olduğunu iddia etmektedirler (Erdoğan, Korkmaz,2005:
390).
Modernlik ve modernleşmeye yönelik çeşitli yaklaşımlar, farklı toplum
kuramlarının oluşmasını sağlamıştır. Modernleşme sürecinin etkileriyle, düşünce
hayatımızı da şekillendiren birbirinden farklı modernlik algılamalarının ortaya
çıkması, modernleşme sürecinin siyasî ve sosyal şartların yanında hâkim ideolojilerin
toplumsal etkisinin de değerlendirilmeye alınmasını sağlamıştır (Baran,2013: 55).
Yenilik kavramı, kendisini benimseyen kişi veya birim tarafından yeni olarak
algılanan bir fikir, pratik veya nesne olarak tabir edilmektedir. Yayılma ise bu sosyal
sistemin üyeleri arasında yeniliğin zaman içinde belli kanallardan iletildiği süreci ifade
eder (Erdoğan, Korkmaz,2005: 391-392).
29 Kitle üretim endüstrilerinin ürettiği kitle tüketim araçlarının ve ürünlerinin
pazarlanması, benimsetilmesi ve yaygınlaştırılması amacı taşıyan (Erdoğan,
Korkmaz,2005: 385),modernleşme kuramı, İkinci Dünya Savaşı sonrasında özellikle
Amerikan sosyal bilimciler tarafından ortaya atılmış ve Batının model alınarak tüm
dünya toplumlarının modernleşebileceğini söyleyen bir yaklaşımdır. Her ne kadar
yeniliklerin yayılması teorisinin temelinde aşağıda kalan sınıfın kendisinden üst bir
medeniyeti kopya etmesi, maymunca taklit etmesi görüşünün yattığı savunulsa da
(Erdoğan, Korkmaz, 2005: 384), toplumların gelenekten modernliğe doğru evrensel
bir sürece tabii oldukları takdirde gelişebilecekleri, bunu elde edebilmeleri için de
kültürel ve toplumsal bir değişim sürecine ihtiyaç duydukları belirtilmektedir (Altun,
2002: 26-27).
D. Modernleşme
Modernlik kelimesi ekonomik, politik ve kültürel değişimdeki süreci ifade
eden yeni tipte bir toplumun ortaya çıkması olarak ifade edilmektedir. On yedi ve on
sekizinci yüzyıllarda Batı Avrupa’da yaşanmaya başlayan modernleşme hareketleri
daha sonrasında Batı dışı dünyaya yayılan, dayatılan bir toplum biçimine
dönüşmüştür. Köklü dönüşümleri bünyesinde barındıran modernleşme hareketi
kendisinin dışında olanı gelenek olarak kurgular ve ona karşı üstün olduğu görüşünü
benimsetir (Altun, 2002: 22).
Geri kalmış bir medeniyetin kendinden ileri seviyedeki bir medeniyete
erişebilmek için gösterdiği çabaların ortak adı olarak kabul edilen modernleşme
olgusu, kendiliğinden veya dış etkenlerin zorlamasıyla ortaya çıkan geniş kapsamlı bir
toplumsal değişme süreci olarak kabul edilmektedir. Bu süreçte karşılaşılan sorunların
tespiti ve çözümü, büyük oranda modernleşme olgusunun nasıl anlaşıldığına ve bu
olguya bağlı kavramların nasıl tanımlandığına göre değişmektedir (Baran,2013: 5558). Geleneksel yaşam biçiminin ortadan kaldırılması ve onun yerine modern bir
yaşam biçiminin kurulması modernleşmenin özünü oluştursa da, yeni bir yaşam biçimi
kurulurken geçmişe ait olan her şeyin parçalanıp yok olması yeni sıkıntıları da
beraberinde getirmektedir (S. Suğur, N. Suğur, t.y: 27).
30 Modernleşeme kavramında meydana gelen değişme teknolojik, ekonomik,
politik olduğu kadar entelektüeldir. Eski kurumlar çözülür ve ya biçimlerini tümüyle
değiştirirler. İnsanın çevresi ve arkadaşlarıyla ilişkileri her nesille birlikte başkalaşır.
Eğilimler, adet ve gelenekler, inançlar, deneyimler birbirlerini izleyen süreklilikle
toplumsal yapıya yansırlar. İletişimde, eğitimde, üretim ve tüketim alışkanlıklarında,
sanatta, yönetimde, bireysel davranışlarda ve özellikle de aile yaşamında değişiklikler
ve yenilikler görülmektedir (Oskay,1996: 87).
Modernleşme sürecinde düşünce hayatını da şekillendiren birbirinden farklı
modernlik algılamalarının ortaya çıkmasında modernleşme kavramının her dönemin
koşullarından
etkilenmesi
gösterilmektedir
(Baran,2013:55).
Kimi
zaman
modernleşme projesini yürütenler, modernleşmenin araçlarını amaç haline getirmekte
ve modernleşmeyi gerçekleştirebilmek için baskı ve zor kullanmayı bir yol olarak
seçebilmektedirler (S. Suğur, N. Suğur, t.y: 27). Bu anlamda modernleşme bir yönüyle
yapıcı olurken diğer yönü ile yıkıcı bir akım oluşturmaktadır. Oysa geleneksel değerler
ile yeni değerlerin çok iyi bir bileşiminin sağlanması gerekmektedir. Modernleşme
projesinin bu anlamda çok başarılı olduğunu söyleyemeyiz (Baran,2013: 55-58)
Kısacası modernleşme, süreç anlamında Batılı modernleşmeyi örnek alma,
örnek gösterme çabası olarak gösterilmektedir. Çünkü hâkim görüşe göre modernlik
denilen anlayış, Batı’da doğmuştur ve Batı’ya has bir medeniyet anlayışı içerisindedir
(Baran 2013: 68).
E. Kültürel Yapı
Kaynağını insandan alan kültür, insanların günlük yaşamında kullandığı ortak
özellik, insanların taşıdığı temel varsayımlar, değerler ve normlar olarak
değerlendirilmektedir. Kültür, sadece insana özgü olandır; mutlaka ve kesinlikle
insanın nesnel gerçekliği ile tanımlı ve sınırlı bir alan oluşturmaktadır (Çakır,2010:
76). İnsanın üretken ve tarihsel yaşamının her yeni dönemi için temel oluşturan ve
toplumsal örgütlenme ile ortaya konan kültür; insanların nesnel bir gerçeğidir ve
idealler, değerler veya yaşam kaidelerini bütünlemektedir (Erdoğan, Alemdar, 2005:
216-217).
31 Başkalarıyla ilişki kurmadan toplumların kendisini tanıması olanaksızdır. Bu
noktada sembolik davranışın, biçimlenmiş dilin, teknik alandaki bulucu gücü ve
cemaatler arasındaki alış verişin fenomeni olarak kültür, insanın evrim tarihine
gecikmeli katılmıştır. İnsan doğasının belli bir bölümünü kapsayan kültürel faktörler,
bugün de insanın düşünce sistemini ve eylemlerini yönlendirmektedir. Bu yüzden
kültürler de insanların kendine özgü sahip oldukları kimliklerin kaynakları olarak
görülmektedir (Adanauer, 2001: 2-3).
Kültürel değişim beraberinde sosyal yaşamı etkileyerek, toplumda kabul
görmüş değer yargılarını ve bunların benimsenişi zaman içerisinde çağın ihtiyaçlarına
göre değiştirmektedir. Bu bağlamda modernizmin öncüsü kabul edilen Batı, kendi
toplumunun yaşam tarzını diğer toplumlar üzerinde etkinleştirerek kültürel yapılarına
etki etmektedir (Süleymanov, 2010: 209-210).
İçinde bulunduğu toplumun kültür ve zihniyet yapısı kişinin bütün davranış ve
tutumlarında ortaya çıkmaktadır. Eş seçmek ve aile kurmak isteyen kişinin o zamana
kadar ulaşmış olduğu, zihniyet yapısına göre kişisel davranış ve tutumları da
farklılaşacaktır. Kişinin karşısındaki eş adayı da kişisel farklılıklarıyla birlikte,
toplumsal zihniyet yapısının etkisi altındadır. Çiftlerin hem toplumun kişisel yapılarına
etki etmesi hem de toplumun genel zihniyet yapısından etkilenmeleri dolayısıyla
farklılıklar taşıdıkları düşünülmektedir (Yılmazçoban,2010: 180). Dünya küresel bir
köye dönerken zaman ve mekân sıkışmasının yaşanması kültür temelli kimlik inşa
süreçlerini de değiştirmiştir (Karaduman, 2010: 2891).
1.Türk Kültüründe Evlenmenin Önemi ve Evlenme Gelenekleri
Evlilik, karşı cinsten iki kişinin birlikte yaşamak, yaşantıları paylaşmak, çocuk
yapmak ve yetiştirmek gibi amaçlarla yaptıkları bir sözleşmedir. Dünya üzerinde
evlilikler kurumlaşmış bir yol, bir ilişkiler sistemi, bir kadınla bir erkeğin karı-koca
sıfatı ile birbirine bağlanması olayıdır. Aynı zamanda doğacak çocuklara belli bir statü
sağlayan ve toplumsal yönden devletin kontrol, hak ve yetkisi bulunan yasal bir ilişki
biçimi olarak kabul edilmektedir (Özgüven, 2000: 19).
32 Evlilik kültürler arası farklılıklar gösterse de tüm toplumlarda geleneksel
olarak oturmuş ve resmi olarak kabul edilmiş tek birliktelik şekli olarak tanımlanır. Bu
birliktelik aynı zamanda toplumları ayakta tutan en önemli güçlerden biri olarak
değerlendirilmektedir (Tarhan,2008: 13). Özellikle toplumsal değerlerin ve koşulların
farklı olması gibi nedenler eş seçimi ve evliliğe bakış açısında farklı değerlendirmeler
yapılmasına neden olmaktadır. Evlilik ve eş seçme geleneksel düzende tamamen
bireyin ait olduğu ailenin sorumluluğunda iken bugün bireylerin kişisel sorumluluğu
haline gelmiştir (Özgüven, 2000: 23-31).
Toplumda, sağlıklı evlilikler geçmişe göre, zor ulaşılabilir niteliktedir. Bunun
nedeni hızlı değişme süreci geçiren toplumun, modernizmin baskısı altında kalarak
geleneksel yapının zayıflaması ve yeni davranış kalıplarının toplumda oturmamasıdır.
Sağlıklı evliliklerle güçlü aileler kurmanın daha da önemli bir hale geldiği günümüzde,
evliliklerde bu tür temel sorunların aşılarak geleneksel ile modernin uyumu
gerekmektedir (Yılmazçoban,2010: 178).
2. Evliliklerin Sosyal Yapıdaki Yeri ve Önemi
Evliliğin toplum hayatındaki yerini tespit edebilmek, ailenin fonksiyonunun iyi
bilinmesi ile mümkün olmaktadır. Aile sosyal bir yapı, evlilik ise bu sosyal yapıyı
oluşturmanın meşru yolunu temsil eder. İnsan topluluklarının, yaşamları boyunca
uyguladıkları ve geliştirdikleri sosyal öğelerle yüklü bir kavram olan evlilik, sosyal
kurallar içinde birleşmeyi anlatan bir törendir. Bu ilişkiyi kuran kişilerin yaşadıkları
toplumun ilgili yasa, kural ve geleneklerine uymaları zorunludur. Sosyal yönünün
biyolojik yönünden daha ağır bastığı düşünülen evlilik kurumunda, insan toplumunun
mutluluğu açısından ailenin önemi belirlenmiş ve bu nedenle de evlenme yasaları
üzerinde titizlikle durulmuştur (Bilen, t.y: 135).
Bireylerin, genç yetişkinlik döneminde arasında eş seçmeleri, hayatlarını kiminle
paylaşacağına karar vermeleri, aile kurmaları, aile sorumluluğunu üstlenmeleri ve
eşleriyle birlikte yaşamayı gerçekleştirmeleri gibi konular hayatlarında yer almaya
başlar.
Bu görevin başarıyla yerine getirilmesi temelde, eş seçiminin doğru
yapılmasına ve evlilik öncesinde bir takım bilgi ve becerilerin kazanılması davranışına
bağlanmaktadır (Yılmaz, Kalkan,2010: 1896).
33 Thomas Moore, Ütopyası’nda "Evlenmek için doğru insanı bulmak, içinde biri
zehirli diğerleri zehirsiz on yılan bulunan bir torbadan zehirsiz yılanı çekmek gibi bir
şeydir" der. İnsan hayatındaki en önemli adımlardan biri ola evlilik, birçok insan için
mutluluğun
ve
mutsuzluğun
temel
kaynağı
olarak
kabul
edilir
(http://www.ruhikizi.com/). Evliliğin neden yapıldığı ve gereği düşünüldüğü zaman
evlilik yaşamının iki kişinin biyolojik, sosyal ve psikolojik gereksinim ve güdülerini
doyurmayı amaçladığı gözlenmektedir. Kadın ve erkek beraberliğinin temelinde bu
gereksinimlerin karşılanması ve doyurulması yatmaktadır (Özgüven, 2000: 19).
Evlilik, aile kurumu gibi sosyal bir kurum olmakla birlikte evlenme ise bu
kurumun varlığını meşrulaştıran hukuki bir işlemdir. İnsan topluluklarının yaşamları
boyunca uyguladıkları ve geliştirdikleri sosyal öğelerle yüklü bir yapı olan evliliklerin
aile kurumunu meydana getiriyor olması, evliliğin sosyal bir olgu olarak
değerlendirilmesine neden olmaktadır (Ünlü, 2011: 39). Sevgi, saygı, şefkat, sadakat,
mahremiyet, dürüstlük ve doğruluk gibi değerler etrafında şekillenen evliliğin,
toplumsal açıdan ne kadar değerli ve önemli bir kurum olduğu üzerinde net bir
düşünce birliği bulunmaktadır (BASAGM, 2010: 258-259). Yalnızca evlenen kadın ve
erkeğin değil ailelerin de bir araya getiriliyor olması, toplumdaki sosyal dayanışmanın
temelini oluşturması, bireylerin sosyal çevreleri ve iletişimlerinde önemli bir etken
olması, evlilik kurumunun daha da güçlü bir yapıda değerlendirilmesine neden
olmaktadır (Ünlü, 2011: 39).
Ailenin ve aile değerlerinin temelinde de evlilik kurumu yatmaktadır.
Doğrudan ailenin kuruluşuna yaptığı katkı dolayısı ile evliliğin önemli bir kurum
olduğu, toplumlar tarafından da kabul görmüştür. Aile, evlilik kurumu ile birlikte var
olmakta ailenin belli bir sistem ve değerler etrafında örgütlenmesini sağlamaktadır.
Evlilik, her ne kadar rasyonel bir birlikteliğin izlerini taşısa da temelinde duygusal
bağların etkin olarak yaşandığı bir yapıdır. Önemli bir boyutunu aşk, sevgi, saygı,
bağlılık gibi duyguların oluşturduğu evlilikler bu duygulardan beslenerek güçlenen bir
yapıya sahiptir (BASAGM, 2010: 260).Zamanımızda sağlıklı evliliklerle güçlü aileler
kurmak, çok daha önemli hale gelmiş durumdadır. Toplumsal değişim sürecinde
geleneksel toplum yapısı modernizmin baskısıyla temel değer ve zihniyetini
34 sürdürememekte dolayısıyla, ailelerin hem zihniyet hem de davranış ve tutum kalıpları
yetersiz kalmaktadır (Yıldızçoban, 2010: 179).
3. Evliliğin Temel Dayanakları
a. Hukuki Dayanaklar
Evlilik hukuka ve toplum kurallarına uygun olmak koşuluyla bireylerin özgür
iradeleri ile seçtikleri bir yaşam biçimi ve bireysel bir hak olarak kabul edilmektedir.
İnsan hakları kapsamında ele alınan evliliklerde koşul olarak yasa ve kurallara
uygunluk aranmaktadır. Türk medeni kanunda da evlilik birliğini oluşturmanın
koşulları, kuralları, tarafların hak ve yükümlülükleri ayrıntılı olarak tanımlanmıştır.
Buna göre paylaşıma dayalı eşitlikçi ve demokratik bir yaklaşımla evlilik kurumu ele
alınmış, eşlere ortak sorumlulukların yüklenmesi ile birbirlerine destek olmaları
yükümlü kılınmıştır (Ünlü, 2011: 40).
Evlilik nikâh denilen ve kesin kurallarla belirlenmiş yasal bir anlaşma ile başlar
ve eşler aile birliğini oluşturan bu kurallar çerçevesinde evliliklerini sürdürürler
(Özgüven, 2000: 29).
b. Sosyal Dayanaklar
Evlilik öncesi ilişki döneminde kadın ve erkek hem kendinin hem de eş
adayının özelliklerini, beklentilerini, gerçek kimliğini anlamaya çalışmaktadır(Yılmaz,
Kalkan,2010; 1896). Çünkü evlilikte eşler sosyal gereksinimler olarak birlikte güven
içinde olma, korunma, dayanışma içinde olduklarını hissetme geleceğe güvenle
bakabilme ve toplumda kendilerine belli bir yer edinebilme gibi gereksinimlerinin
doyurulmasına ihtiyaç duyarlar.
Yaşamda ortak amaca yönelme olanağını sunan
evlilik kurumu, bireylerin yaşantılarını paylaşırken sosyal gereksinimlerini de bu
sayede karşılanmasını sağlamaktadır. Gereksinimlerin önem sırasının da kişiden kişiye
değiştiği, bireysel bir nitelik taşıdığı gözlenmektedir (Özgüven, 2000: 19-20).
c. Duygusal Dayanaklar
Günümüzde
insanların
en
büyük
sorunlarından
birini
de
yalnızlık
oluşturmaktadır. Teknoloji çağının belki de en önemli sorunlarından biri olarak
35 nitelendirilen bu olay yaşam biçiminin hızlanmasına paralel olarak gelişen bir durum
olarak nitelenmektedir. Çoğu insan duygu ve düşüncelerini karşı tarafa aktaramaması
sonucu oluşan yalnızlık duygusundan kurtulmak ve güvenli bir yaşama kavuşmak için
evliliği bir çözüm olarak görmektedir (Özgüven, 2000 19-21).
Duyguların tanımlanabilmesi, denetlenebilmesi ve paylaşılabilmesi duygusal
olgunluğun en önemli ölçütlerini meydana getirmektedir.
Kontrollü ve ölçülü
davranmayı gerektiren duygusal olgunluk evlilik ilişkilerinin dengeli ve uyumlu
kılınması açısından son derece önemli ve üzerinde durulması gereken bir alanı
oluşturmaktadır (Süleymanov, 2010: 210).
4. Evliliğin İşlevleri
Toplumsal bir varlık olarak insan hayatı boyunca kendisini ve çevresi daha iyi
tanımak ve toplum ile uyum içinde yaşayabilmek için sürekli bir iletişim halinde
bulunmaktadır. Bu süreçte ailesinden, arkadaşlarından, yetiştiği toplumun gelenek ve
göreneklerinden kısacası yaşadığı toplumdan bir şeyler öğrenerek sosyalleşerek bu
süreci devam ettirmektedir. Bu sürece etki eden ve toplumun yapı taşı olarak kabul
edilen aile olgusunu meydana getiren evlilik kurumunun da sosyalleşme sürecine
önemli katkıları bulunmaktadır (Adıgüzel, 2001: 67).
Eşlerin evlilik öncesinde kendilerini ve ilişki yaşadıkları kişiyi tanımaları,
evlilikten beklentilerinin ortaya konması, ileride çıkabilecek sorunlar için çözüm
becerilerinin geliştirilmesi, birbirleriyle uyumlu ve uyumsuz yönlerinin açığa
çıkarılması ilişkinin sürmesine ve geliştirilmesine katkı sağladığı düşünülmektedir.
Bu amaçla, evlilik işlevlerinin yerine getirilmesi amacıyla bireyler daha evlenmeden
çiftler arasındaki ilişkileri geliştirmek ve sorunlar ortaya çıkmadan önlemek amacıyla
evlilik öncesi ilişkilerin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılmaktadır(Yılmaz,
Kalkan,2010; 1897)
Soy devamını sağlama, cinsel ihtiyaçlarda doyum sağlamayı meşrulaştırma,
çocuk bakımını ve eğitimini üstlenme, bir üretim birimi kurma ve ya mevcut kurulu
birimi gençleştirme faaliyeti gibi pek çok amaçla gerçekleştirilen evliliklerde, kişilerin
36 amaçlarını gerçekleştirmek için zamanı ve uygun olanı seçmeleri de gerekmektedir
(Çakır, 2011: 155).
Evliliğin işlevi ve gereğini ortaya koymak için yapılan araştırmada, bireylerin
niçin evlendiği sorusu incelenmiş ve %84 oranında yaşamın bir eş ile paylaşılması
amacı ile gerçekleştirildiği ortaya çıkartılmıştır. Yine bireylerin %11’i yalnız
kalmamak ve gelenekler dolayısı ile , % 5’i ise yasal olarak çocuk sahibi olmak için
evliliği düşündüklerini belirtmişlerdir (Özgüven, 2000: 22-23).
5. Türkiye’deki Evlilik Tipleri
2005 yılında Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi’nde
yayınlanan makalesinde Lütfi Sezen Türkiye’deki evlilik biçimlerini 33 başlık altında
toplamıştır.
1. Görücü Usulü İle Evlenme: Gelenekselliğin ağır bastığı yörelerde görülen
bir evlenme biçimidir. Bu evlenme biçiminde kız seçme girişimi, doğrudan doğruya
evlenecek gencin annesi, babası veya diğer yakınları tarafından başlatılmaktadır.
Gencin kızı beğenmesi yeterli değildir. Diğer aile bireylerinin de onayını alması
gerekmektedir.
2. Kız Kaçırma (Düğünsüz Evlenme): Ailelerin evliliğe kesin karşı çıkması
durumunda kız kaçırma olayı gündeme gelir. Bu durum, sosyo-ekonomik ve diğer
sebeplerle en çok kız tarafının engellemesi ile ortaya çıkar. Bu engeller arasında kız
tarafının başlık parası istemesi önemli bir yer tutmaktadır. Delikanlı kızla anlaşarak
kızı kaçırır. Kız kaçırmanın diğer bir şekli de kızın rızası olmadan, zorla
kaçırılmasıdır.
3. Başlık Parası Karşılığında Evlenme: Başlık Anadolu'nun birçok yerinde,
evlenecek gencin kız tarafına ödediği paraya denir. Bu ödeme nakit para yanında;
altın, ev, bahçe, tarla veya canlı hayvan (at, koyun, sığır vb.) olarak da
gerçekleştirilmektedir. Doğu Anadolu Bölgesi'nde başlığa; "bedel", "ağırlık", "ana
hakkı" gibi isimler de verilmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizin
kırsal kesimlerinde, günümüzde bile oldukça yaygın olarak başlık parası uygulaması
mevcuttur.
37 4. Oturak Alma Evlilik: Erkeğin kızı zorla kaçırması yanında, kızın bohçasını
alarak oğlan evine gidip oturması durumu vardır ki buna bazı yörelerde, 'oturak alma'
denilmektedir. Kütahya, Sivas, Kastamonu
illerinde
bu
evlilik
biçimlerine
rastlanılmaktadır. Kız veya erkek tarafının karşı çıkması veya yoksulluk nedeniyle
gerçekleştirilen bir evlenme biçimidir
5. Baş Örtüsü Kaçırma Yoluyla Evlilik: Hakkâri, Van, Ağrı ve Erzurum'un
bazı ilçelerinde rastlanılan bu evliliğin gerçekleştirilmesinde; kıza ait bir eşyanın
kaçırılması, kızı kaçırmakla eş tutulmaktadır. Yerel adı dezmal kaçırması olan bu
adete göre; çeşmede, evde veya yoldayken, bir kızın baş örtüsü delikanlı tarafından
zorla kaçırılırsa, baş örtüsü kaçırılan kızın iffeti (kızlığı) bozulmuş sayılır. Oğlanın
ailesi, kız tarafıyla anlaşmak zorundadır.
6. Beşik Kertme Evliliği: Ülkemizde rastlanılan evlenme biçimlerinden birisi
de beşik kertme evliliğidir. Dede Korkut Kitabı'nda adı geçen bu evlenme biçiminin
çok eski bir geçmişi olduğu anlaşılmaktadır. Temelinde sosyo-ekonomik ve psikolojik
etmenlerin yattığı bu tür evlenme, birbirini çok seven eş-dost, komşu veya yakınlar,
çocukları henüz beşikte iken, beşiklerine birer kertme(işaret) vurarak kız ve oğlanın
haberi olmadan nişanı gerçekleştirirler.
7. Taygeldi Evlilik: Dul bir kadının, "Eski kocasından olan çocuklarını da
alarak dul bir erkekle, ya da dul bir erkeğin eski karısından olan çocuklarını alarak dul
bir kadınla yaşamasından doğan evliliğe denir. Sosyo-ekonomik ve psikolojik
etmenlerin neden olduğu bir evlenme biçimidir.
8. Kuma Getirme Evliliği: Cumhuriyetten önce, karısı kısır olan veya erkek
çocuk doğuramayan erkek, yeniden evlenirdi. Günümüzde büyük kentlerde giderek
kaybolan bu adet, Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizin kırsal kesimlerinde hala devam
etmektedir.
9. Berder (Bedel) Evliliği: Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da uygulanan bir
evlenme biçimidir. "Başlık sorununu ve yükümlülüğünü ortadan kaldıran bu tür
evlilik; hem kızı hem de oğlu bulunan iki ailenin, karşılıklı olarak hem kızlarını hem
de oğullarını birlikte evlendirmeleri suretiyle gerçekleştirilmektedir.
38 10. Kepir (Yaban Değişimi) Evliliği: Zor kullanılarak gerçekleştirilen bir
evlilik biçimidir. Evlenmek isteyen fakat başlık ve düğün masraflarını karşılayacak
kadar paraları olmayan, ya da ailelerin çıkardıkları zorluklardan çekinen bekar iki
arkadaş, kız kardeşlerini kendi aralarında değiştirmesiyle gerçekleştirilen evliliktir.
11. Ölen Kardeşin Karısıyla Evlenme: Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da
rastlanılan
bir
evliliktir.Sosyo-ekonomik
ve
psikolojik
nedenlerle
gerçekleştirilmektedir. Törelerden kaynaklanan bu evlilik biçimi, Namusu başkalarına
kaptırmamak gibi bir anlayışla gerçekleştirilmektedir. Ölen kardeşin karısı, bekar olan
erkek kardeşle evlendirilir veya evli olan erkek kardeşin ikinci eşi olması yoluna
gidilir.
12. Baldızla Evlilik: Özel kültürel bir adettir. Eşinin ölümünden soma dul
kalan kocanın, baldızı (eşinin kız kardeşi) ile evlenmesidir. Öksüz kalan çocuklara
"üvey anne" olarak seçilen teyzenin daha hoşgörülü davranabileceği düşüncesi, bu
evlenme biçiminin tercih edilmesinde etkili olmaktadır.
13. İçgüveyi Evliliği: Erkek çocuğu olmayan, ekonomik durumu iyi bazı
aileler, kızı dışarı verme yerine, damadı "içgüveyi" olarak eve almaktadırlar. Özellikle
tek kız çocuğu olan bazı aileler bu yola başvurmaktadır. Erkeğin ekonomik
durumunun bozuk veya işsiz kalması gibi nedenlerle de içgüveyi evliliğinin
gerçekleştiği görülmektedir. Temelinde sosyo-ekonomik ve psikolojik nedenler
bulunan, erkeğin ekonomik özgürlüğünün sınırlı olduğu bir evlenme biçimidir.
14. Yetim Evliliği: Anne ve babası ölmüş, kardeşleri olmayan bir delikanlı
veya kızın, ileride kimsesiz kalmaması için, yakın akrabalarından biriyle
evlendirilmesidir. Bu evliliğin temelinde yardımseverlik ve sosyal dayanışma arzusu
yatmaktadır
15. Yakın Akraba Evliliği: Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun kırsal
kesimlerinde oldukça yaygın olan bu evlenme biçiminin sosyo-ekonomik ve psikolojik
nedenlere dayalı olarak gerçekleştiği bilinmektedir. Mirasın bölünmemesi, yakın
akraba ve kardeş çocuklarının yaşlılık döneminde kayın valide ve kayın pedere daha
iyi bakabilecekleri ümidi vb. sebeplerle bu evlenme biçimi tercih edilmektedir.
39 16. Oldu Bitti Evlilik: Bir oldubitti sonucu, kızın erkeği kendisiyle evliliğe
zorlaması sonucu gerçekleşen evliliktir.
17. Para Karşılığı Evlenme: Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun kırsal
kesimindeki yoksul ve eğitimsiz çevrelerinde gerçekleştirilmektedir. İlköğretim
çağındaki çocukların okula gönderilmeyerek veya okuldan alınarak para karşılığında
evlendirilmesidir.
18. Kan Parası Karşılığı Evlenme: Doğu ve Güneydoğunun kırsal
kesimlerinde, öldürülen kişinin kan bedeli olarak para, altın, ev, tarla yanında kız
verildiği de görülmektedir. Temelinde eğitimsizlik olan, ilkel bir evlenme biçimidir.
Kan davalarının devam etmemesi amacıyla yapılmış olması tek olumlu yanıdır.
19. Öç Alma Karşılığı Evlenme: Aralarında kan davası bulunan feodal dönem
kalıntısı kimi aileler, karşı tarafın onurunu incitip saygınlığını zedelemek amacı ile bu
yola başvurdukları görülmektedir. Bu evlilik, ailelerin karşılıklı olarak birbirlerinden
kız kaçırması biçiminde gerçekleşmekte, silahlı çatışmalara ve kan davalarına neden
olabilmektedir
20. Çok Eşli Evlilik: Cumhuriyetten sonra çok eşli evlilikler yasaklanmıştır.
Temelinde sosyo-ekonomik ve psikolojik nedenler ulunan bu evlilikte, daha çok erkek
çocuk sahibi olup bulunduğu çevreye hükmetmek amacı ön planda gelmektedir.
Çocuk, özellikle erkek çocuk doğurmayan kadının üzerine; 1.,2. hatta 3. kuma
alınabilmektedir. Kadının hak ve özgürlüğünü hiçe sayan bir anlayışın ürünüdür.
21. Anlaşmalı Evlilik: Dul kalan kadın veya erkeklerin yaşlılık döneminde
gerçekleştirdikleri bir evlenme biçimidir. Yaşlı erkeğin bakımı için muhtaç dul veya
evlenmemiş bir kadın ile anlaşılarak dini nikâh yapılır. Nikâhlanan kadına para, altın
ev cinsinden ekonomik destek sağlanır.
22. Hileli Evlilik: Kamu kuruluşları sigorta veya bağ-kurdan emekli olan yaşlı
erkeklerin dul olanlarının maaşlarının öldükten sonra bir yakını tarafından alınması
için başvurulan evlilik biçimidir. Kâğıt üzerinde kalan bir evliliktir.
40 23.Rastlantı
Evliliği:
Rastlantı
sonucu,
başı
sonu
düşünülmeden
gerçekleştirilen evliliktir. Bir yolculuk sırasında karşılaşma, arkadaş, eş dost, akraba
evinde karşılaşma, telefon konuşması sırasında sesten etkilenme, gözden, bacaktan
göğüsten etkilenme gibi nedenlerle bu evliliğe karar verilebilmektedir.
24. İlan Yoluyla Eş Seçme (Evlenme): Son zamanlarda, gazete, dergi,
televizyonların teletex sayfalarına ve internete ilan vererek eş seçme yoluna gidildiği
evlenme biçimidir.
25. Tercihli Evlilik: Bu tür evlilik, genellikle ana baba, büyük anne, büyük
baba gibi aile büyüklerinin onayı ile gerçekleştirilmektedir. Genellikle komşu ve yakın
akraba grupları arasında gerçekleşir. Topluluk içinde ekonomik güçleri aynı olan
aileler arasında bu evlenme biçimi yaygındır.
26. Yabancı ile Evlilik: Yurt dışında görev yapan veya "işçi" olarak
çalışanların gerçekleştirdikleri bir evlenme biçimidir. Bu evlilik, yabancıdan kız alma
veya yabancıya kız verme şeklinde görülmektedir.
27.Farklı
Mezhep
Evliliği:
Evliliklerin
gerçekleştirilmesi
sırasında
karşılaşılan engellerin başında din ve mezhep farklılıkları gelmektedir. Buna rağmen,
birbirini seven bazı gençler, bu engelleri aşıp mutlu evlilikler kurabilmektedirler. Bu
gibi evliliklerin gerçekleşmesi eşlerin başkalarını bağımlı olmamalarına bağlıdır.
28. Metres Edinme Evliliği: Büyük kentlerde yaşayan eğitimsiz zenginler
arasında; refah ve zenginlik göstergesi olarak "metres edinme" modası görülmektedir.
Her türlü bakım ve masrafı üstlenilen başka bir evde ikame ettirilin ikinci bir kadınla
sürdürülen gayr-i meşru ilişkidir.
29. Muta Evliliği: Geçici bir süre için yapılan evliliktir. Daha çok İran'da
uygulanan bu evlenme biçiminin, Türkiye' de de bazı çevrelerde gerçekleştirildiği
görülmektedir.
30. Dış Güveyi Evliliği: Son zamanlarda, bir Japon televizyonunun çöpçatan
aracılığı ile Türkiye'ye eş seçmeye gelen yabancılara gösterilen aşırı ilgi Türk
41 erkeklerinin "dış güveyilik" konusuna ilgi duyduklarını, hatta istekli olduğunu ortaya
çıkarmıştır.
31. Dul Evliliği: Karısından boşanmış veya karısı ölmüş bir erkeğin, yine
kocasından boşanmış veya kocası ölmüş bir dul kadınla evlenmesidir.
32. Tanışıp Anlaşarak Evlenme: Büyük kentlerde ve eğitim düzeyinin
yükseldiği çevrelerde en yaygın olan evlenme biçimidir. Kız ve erkek belli bir süre
arkadaşlık yaparak birbirlerini iyice tanıdıktan sonra gerçekleştirdikleri evlenme
biçimidir.
33. Televizyon Evliliği: Bazı televizyon kanallarınca yürütülen reyting amaçlı
bir evlenme biçimidir. Evlenmek arzusunda olan gençler, orta yaşlılar, hatta gençlerin
evlenmesinde söz sahibi olan kayınvalide adayları, ilgili kanala davet edilerek kapalı
bir mekânda, aylarla ifade edilebilecek uzun bir süre bir arada tutulmaktadırlar.
6. Evlilik İlişkilerinde Gerekli Kişisel ve Sosyal Yeterlilikler
Evliliklerde temel kuralın eşlerin birbirlerinin biyolojik, psikolojik ve
sosyolojik ihtiyaçlarını doyurması olarak ifade edilmektedir (Ünlü, 2011: 62). Evlilik
adaylarına etki eden unsurların aynı zamanda, karar vermeyi kolaylaştırması ya da
zorlaştırmasıyla, eş seçiminde önemli olması normatif yapı, duygusal arkadaşlık ya da
flört arkadaşlığı olarak nitelendirilen, batı tarzı evlilik öncesi ilişkiler sistemine uygun
bir içerik taşımamaktadır (Yılmazçoban,2010: 178).
a. Yaş farklılıkları
Günümüzde evliliklerde eşler arasındaki yaş farkının gittikçe azaldığı
görülmektedir. Kadının evlenme yaşının yükselmesi bu farkın azalmasına neden olan
etkenlerden birini oluşturmaktadır (Ünlü 2011: 62). 2008 yılında Kanada’da 424
erkekle yapılan bir araştırmaya göre, erkeklerin %56’sı kendi yaşlarına uygun
kadınlarla evlenmenin daha doğru olduğunu, farkın 5 yaşı geçmemesi gerektiği sonucu
ortaya çıkartılmıştır. Yine Batı toplumunda evliliklerin %69’unda erkeklerin
kadınlardan, %20’sinde ise kadınların erkeklerden daha büyük olduğu sonucuna
varılmıştır. Araştırmaya göre sadece %11’i aynı yaştadır. Muhtemelen Türk
42 toplumunda da evliliklerin çoğunluğunda erkeklerin yaşı eşlerine göre daha büyük
çıkacaktır (Ögel, 2014).
Genellikle
erkeğin
kadından
2-3
yaş
büyük
olması
normal
kabul
edilebilmektedir. Evli çiftler arasında her iki yönden de birkaç yıllık fark büyük
tehlike kaynağı değildir. Ancak bu fark 10-15 yılı geçerse evlilik ilişkileri tehlikeye
girebilir. Buna karşın yaş farkı her zaman ve herkes için mutlak bir tehlike işareti
değildir (Bilen, t.y: 115).
b. Sosyoekonomik ve Sosyokültürel Farklılıklar
Ailenin
sosyoekonomik
düzeyi
yaşam
biçiminde
önemli
bir
etken
oluşturmaktadır. Çünkü her insanın doğduğu andan itibaren içinde doğup büyüdüğü
toplumun ve ailenin sosyoekonomik koşulları, inançları duygu ve değerleriyle
şekillenir. Evliliklerde eşler arasında bu konuda tam bir benzerlik ya da farklılık
aramak doğru kabul edilmese de, herhangi bir sorun yaratacak ölçüde olmamasına da
dikkat edilir (Ünlü, 2011: 62-63).
Diğer taraftan, sosyokültürel yapı farklılıkları da çiftlerin kişisel olarak
farklılaşan psikososyal yapıları üzerinde etkili olmaktadır. Toplumsal yapıya uygun ve
sağlıklı evliliklerin başlatılması ve sürdürülmesi adına geleneksel ve modernin uyum
içerisinde olması evliliklerdeki sosyokültürel dengenin sağlanması için önemlidir
(Yılmazçoban,2010: 180).
Her birey içinde doğup büyüdüğü geliştiği soysa, ekonomik, kültürel koşulların
bir ürünüdür. Her grubun doğru kabul ettiği davranışlar farklılık gösterdiği gibi
otoriteye karşı tutum özgürlük anlayışı töre eğitim ve daha birçok alanda da farklılık
gösterebilmektedir. Eğer farklı evlilikler söz konusu ise kadının kendisinden daha
yüksek sosyo-ekonomik birisiyle evlenmesi kendisinden daha aşağıda birisiyle
yapacağı evlilikten daha başarılı olmaktadır (Bilen, t.y: 114).
Günümüzde eş seçiminde daha çok kişisel beğeni, zevkler ve tercihler ağır
bassa da eşler arasındaki dini inanç ve kişisel özelliklerin de evliliklerde önemli yer
tuttuğunun altı çizilmektedir. Eğitim, statü, fiziksel özellikler ve aile gibi bazı belirgin
43 özelliklerin evliliklerde duygu, düşünce ve kişilik gibi belirgin olmayan özelliklerin
tatmin edilmesinde kullanıldığı belirlenmiştir (Çakır,2011: 186).
c. Eğitim Düzeyi Farklılıkları
Evliliklerde başarının koşullarından biri de eşler arasındaki eğitim düzeyleri
arasındaki dengesidir. Yapılan araştırmalar mutlu evlilikler ile eşlerin eğitim düzeyleri
arasında bir ilişki olduğunu ortaya koymaktadır. İlgi, ihtiyaç ve arkadaşlık
konularındaki farklar bunlara örnek gösterilmektedir. Ayrıca eşler arasındaki iletişimin
de güçleşmesi durumu ortaya çıkabilmektedir (Bilen, t.y: 114). Çünkü bireyin eğitim
düzeyi onun kişilik yapısında statüsünün ve yaşam standardının belirlenmesinde ve
sosyal ilişkilerinin düzenlemesinde önemli bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır
(Ünlü, 2011: 63).
Yapılan araştırmalarda eğitim düzeyinde eşler arasındaki denge ile
evliliklerdeki uyum arasında çok yakın ilişki olduğu ortaya konmuştur (Bilen, t.y:
114).
d. Ulus ve Din farklılıkları
Evliliklerde ulus ve din farklılıklarıyla ifade edilen tamamıyla kültür
farklılığıdır. Bir toplumun dini, dili, değer sistemi, gelenek ve görenekleri, bu farklılığı
ortaya koyan temel öğeleri oluşturmaktadır. Araştırma sonuçları aynı dinden, aynı
milliyetten hatta aynı yöreden evliliklerin tercih edilmesinin nedenin din ve ulus
farklılıklarının evliliğe etki etmesine bağlamaktadır (Ünlü;2011; 63).
Çiftlerin bağlı bulundukları dinler arasında bağlılık ve benzerliklerinin oranı
ile kişilerin ait oldukları ulusların kültürel yapısının benzerlik ve farklılık derecesi
evliliğe etki eden iki önemli unsur olarak değerlendirilmektedir. Toplumlardaki
gelenekler, örf ve adetler, değer sistemi ve kuralların çiftler arasında farklılık
göstermesi kişilerin davranışları ile birlikte evliliklerine de etki edecektir (Bilen, t.y:
114-115).
44 7. Günümüzde Evliliklere Yüklenen Anlamlar
Karşıt cinsten iki yetişkin kişinin yasal ve törel bağlara uyarak kurdukları
biyolojik, psikolojik ve sosyolojik işlevleri olan bir kurum olan evlilik toplumsal
değerlerin ve koşulların farklı olması nedeniyle değişime uğramaktadır. M.Ö. 2000
yıllarında Mısırda başlayan evlilik kurumu; toplum düzenini, kültür ve geleneklerin
sürekliliğini, yeni nesillerin bakım ve eğitimini sağlayan bir kurum olarak
süregelmiştir (Özgüven, 2000: 24-25).
Ülkemizde evlenme oldukça yaygın ve devamlılık gösteren bir yapıya sahiptir.
Pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de evlilik kurumu önemini sürdürmekle birlikte
aileye ilişkin değerlerin yıpranmaya başladığı özellikle de genç nüfusta büyük bir
farklılaşma yaşandığı gözlenmektedir(BASAGM,2009;60).Ancak batı toplumu ile
kıyaslandığı zaman ülkemizde evliliğe yönelik arkadaşlıkların evrensel ilkeler yanında
geleneksel yaptırımlar barındırdığı görülmektedir. Türk toplumda geçerli değerler
sisteminin sonucu olarak, evlilik öncesi arkadaşlık süreci dikkate alındığında batı
toplumunda yaşanan flört yaşantısından farklı niteliklere sahip olduğu gözlenmiştir
(Yılmazçoban, 2010: 179-180).
Türk kültüründe evlilik ve evlenme gelenekleri hakkında bilgilerin
sunulmasının ardından internet üzerinde şekillenen kimlikler ve evlilik sitelerinin
sanal ortamdan ayrılıp gerçek hayata nasıl yansıdığı konusu bir sonraki bölümde ele
alınmıştır.
II.
İNTERNETİN TOPLUMSAL HAYATA YANSIMASI OLARAK
ORTAYA ÇIKAN EVLİLİK SİTELERİ
İçinde yaşadığımız sosyal ortamların genellikle belli normları vardır. Bu
normlar, neyi, ne zaman ve nasıl yapacağımız konusunda bizi yönlendirdiği gibi
davranışlarımızı da şekillendirmektedir. Sosyal onay, bu sosyal ortamların
vazgeçilmez bir gerekliliği olarak karşımıza çıkar. Toplum tarafından kabul görülmesi
için bunlara uyan tutum ve davranışların sergilenmesi gerekmektedir (Karaduman,
2010: 288).Geleneksel toplumlarda olduğu gibi ülkemizde de evlenme ve evlilik
45 kurumu, toplum tarafından kabul görmüş etki gücü yüksek kültürel bir yapıdır (Ünlü,
2011: 45).
İnsanoğlu yaşamını küçük ya da büyük birçok grubun üyesi olarak sürdürür.
Bu grupların en önemlilerinden bir tanesi de insan türünün devamını sağlayan ve özel
bir küçük grup olan ailedir. Aileyi oluşturabilmek adına, karşı cinsten iki bireyin
birbirlerini eş olarak seçmeleri, hem hukuki hem de sosyal açıdan hayatlarında
karşılıklı konumlandırmaları gerekmektedir (Yılmaz, Kalkan: 2010; 3).
Evlilik sitelerinde, üyeler sosyal ve duygusal açıdan birbirlerine uygun
görülen adaylar ile bir araya getirilirler. Uygulanan psikolojik ve sosyo-demografik
testler sonucu alınan veriler doğrultusunda kişilerin aradığı özellikler değerlendirmeye
alınmaktadır. Daha sonra uygun olan en uygun eş adayları kişilere bildirilir. Analizin
amacı elde edilen kişisel bilgilerden yola çıkılarak en uygun, en ideal partnerin
bulunmasını sağlamaktır. Karakter uygunluğunu optimize etmek için evlilik siteleri
kişilik, ilişki ve sosyal araştırmalardan elde edilen en aktüel bilgileri kullanır. Yaş,
cinsiyet, eğitim seviyesi, iş, içki ve sigara alışkanlıları hobiler sosyal etkinlikler gibi
bilgiler haricinde daha farklı davranış boyutları ve yaşantılar hayat dengesi ve motifi,
evlilik hedefleri ayrıca kişiliğin psikolojik boyutları ön planda tutulmaktadır
(http://tr.wikipedia.org/wiki/Evlilik).
A. Sanal Yaşamın Gerçek Hayata Yansıması
İnternet teknolojisinin ürettiği bir evren olarak nitelenen sanal gerçeklik
dünyası, gerçekte olmayıp zihinde tasarlanan gerçek ötesinde metafizik bir olgu olarak
değerlendirilemez. Aksine son derece matematik bir tanımlanmışlık içinde oluşturulan
bir benzeşim ortamıdır. Artık bilgisayar yardımıyla sanal gerçeklik teknolojilerinin
ilerlemesiyle birlikte insanın algılama mekanizmalarında gerçeğe en yakın benzetişim
ortamını kurmak mümkündür (Subaşı, 2001).
Belli bir dönemde hâkim olan iletişim teknolojilerinde meydana gelen
değişiklikler o dönemin yaşam biçimini de etkilemektedir. Yeni kitle iletişim araçları
toplumların dünyasına girerek var olan iletişim araçlarıyla ve yaşam biçimleriyle
bütünleşmektedir (Adenauer, 2001: 50). Elektronik medya ile tam anlamıyla yüz yüze
46 olmasa bile anında gerçekleştirilebilen bir iletişim biçimi su yüzüne çıkmaya
başlamıştır (Adıgüzel, 2001: 43).
Bugün yaşadığımız dünyada bir iletişim devriminin gerçekleştiğinden
bahsedilmektedir. Pek çok iletişim ve toplumbilimcinin değerlendirmelerine
bakıldığında, insanlığın tarım toplumundan sanayileşme devrimini gerçekleştirdiği,
ardından da iletişim devrimini yarattığı bir evreye geçtiğinden bahsetmektedirler
(Adıgüzel, 2001: 42-43).
Toplumlar, iletişimin içeriğinden çok, iletişimde bulundukları araçlar
tarafından biçimlendirilir. Her yeni medya aracı sosyal anlamda topluma yeni bir
takım değerler katarak onu değiştirir ve yeni kültürel değerlere göre kişinin
şekillenmesine olanak tanır. Bu sayede yeni teknolojiler toplumu ve kişiyi kendi
işleyişine göre şekillendirerek yeni bir oluşum yaratırlar (Akçay, 2011: 138-139). Her
yeni teknolojinin kendi kültürünü beraberinde getirmesi ile hayatımızın parçası haline
gelen internet de yaşamımızda bazı değişiklikleri beraberinde getirmiştir. Bilgiyi
özgürleştirmesi, insana sınırsız iletişim özgürlüğü sunması, zaman ve mekan
sınırlılığını aşması, internetin gittikçe yaşamımıza daha fazla girmesine ve onun
yaşantımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmesine neden olmuştur (Polat, 2002: 103112).
Çoklu ortam, etkileşim, eşzamanlılık, hiper metin özellikleriyle diğer iletişim
formlarından ayrılan yönleriyle internet, bugün insanların zamanlarını harcadığı yeni
bir yaşam alanı olarak değerlendirilmektedir. Bu sosyal ortamda yeni bir toplum
türünün ortaya çıkması ile birlikte, insanlar yeni sanal topluluklar içinde, fiziksel
dünyada olduğu gibi değerlerini, kimliklerini bu yeni alanda ifade edebilmekte ve yeni
yaşam tarzlarını tecrübe edebilmektedirler (Uzun, Aydın, 2012: 264).
Modern toplumlar da yeni iletişim araçlarını kullanarak farklı hızda, farklı
boyutlarda ve farklı perspektiflerde dünya çapında iletişim kurabilmektedir. Gerçek ve
sanal mekânlar kıyaslandığı zaman gerçek yaşamda insanların temel olarak birtakım
kurallara tabii olduğu görülmektedir. Sanal mekânlar ise katılımcılar gerçek dünyada
olmadıkları ve ya olamayacakları ama olmayı istedikleri kişilere dönüşebilmektedirler
(Gemalmaz, 2011: 14).
47 B. Siber Dünya İletişimi
Yıllar içinde bilişim ve internet çağında meydana gelen gelişmeler ile internet
dünyasında milyonlarca insanın aynı anda birbirleri ile iletişim halinde oldukları bir
yapı ortaya çıkmıştır. Bilgisayar teknolojilerinde meydana gelen bu değişim
beraberinde toplumsal alanda da bir değişme yaratmıştır. İnternet çağı ile birlikte
İnsanların tutum, davranış ve alışkanlıklarında meydana gelen değişimler aileden
arkadaşlık ilişkilerine iş ilişkilerine kadar pek çok sosyal yapıda kendini göstermiştir
(Tarcan, 2005: 2-3). Gerçek yaşamın sorumluluklarından ve sıkıntılarından kaçmak
isteyenler kendilerini internetin sanal ortamında oluşturdukları sanal dünyalara
bırakmaya başlamışlardır. İnternetin insana verdiği sınırsız özgürlük duygusu ve
fantezilerini gerçekleştirmek için bulunmaz bir araç olması duygusu bu sanal ortamı
daha da cazip hale getirmektedir (Polat, 2002: 113).
Sınırları aşma konusunda önemli bir etkiye sahip olan internet, kültürel alanı
hızlı bir şekilde küreselleştirmeyi başarmıştır. İnternetin kültürel alanda başatlığı, yeni
toplumsal ve bireysel ilişki biçimleri, yeni kimliklerin, yeni kültürel formların
oluşmasını mümkün kılarak, tek boyutlu küresel bir kültürün oluşmasına neden
olmuştur. Dolayısıyla, bir devrim olarak nitelenen internet, birçok bilgisayar
sisteminin birbirine bağlı olduğu, dünya çapında yaygın olan ve sürekli büyüyen bir
iletişim ağı olmanın çok daha ötesinde, küresel düzeyde yeni bir kültürel, siyasal ve
ekonomik alan olarak analiz edilmelidir (Güzel, 2006: 2).
İnternet sadece makineleri değil, ulusları da ağ üzerinde birbirlerine
bağlayarak onların bir araya gelmelerine imkân sağlamaktadır. Sanal olan gerçek
olandan daha hızlı, daha etkin, daha işlevsel, daha güçlü, daha hızlı ve daha yakın bir
iletişim ağı kurmaya başlamıştır. Bu gelişmeler 21. Yüzyılın en etkin ve yararlı icadı
olarak interneti gösterilmesine neden olmaktadır (Tarcan, 2005: 7-8).
Buna göre, geleneksel toplumlarda belirli bir zaman ve mekan boyutu
içerisinde sıkışmış ve kendi içine kapalı olan toplumsal ilişkiler, kitle iletişim
araçlarının ve özellikle de internet kullanımının yaygınlaşması ile birlikte yerellikten
çıkmaya başlamıştır. Geleneksel toplumlardan farklı olarak, çağdaş toplumlarda
kişilerarası ilişkiler gelişmeye başlamış ve çağdaş toplum yerel olan ile küresel olan
48 arasındaki çok yönlü ilişkilerin geliştiği bir küçücük köy haline gelmiştir (S.Suğur,
N.Suğur, t.y: 20-25).
Küreselleşmenin hızlanması ve kapitalizmin yeniden yapılanma sürecinde
iletişim ve bilgisayar teknolojilerinin önem kazanması, interneti küresel sistemin
kültürel mecrası haline getirmiştir. İletişim teknolojileri tarihinde ilk kez internet
aracılığıyla bireyler, iletişimde bulunduğu “ötekinin” biyolojik ve toplumsal varlığını,
sesini, görüntüsünü, cinsiyetini, kısaca bireysel tarihini dikkate almaksızın iletişimde
bulunabilmektedirler. Bireyler kimlikle oynamanın yeni olanaklarına erişebilir; hiç
tanımadığı birine karşı kendi kimliğini gizleyerek, ismini, cinsiyetini, toplumsal rolünü
ve statüsünü değiştirerek iletişimde bulunabilmektedir (Karaduman, 2010: 282-283).
Dijitalleşme ile birlikte insan hayatının yeni bir alanda değerlendirilmeye
başlanması insan hayatında köklü değişiklikler getiren bilgisayarların geleneksel
değerleri de yavaş yavaş değiştirmesine zemin hazırlamıştır (Gemalmaz, 2011: 2-4).
C. Sanal Âlemde İletişim Doyumu
Son dönemlerde enformasyon toplumu, bilgi toplumu, bilişim toplumu gibi
tanımlamaların yanında teknoloji toplumu ya da ağ toplumu gibi ifadelerle de
karşılaşılmaktadır. Bilişim teknolojilerinde meydana gelen gelişmeler, veri alış verişini
de hızlandırarak Marshall McLuhan’ın belirttiği “Küresel Köy” kavramını
göstermektedir. İletişim teknolojilerinin yaygınlığı ve internetin de buna katılması
enformasyonun
serbest
dolaşımını
kolaylaştırmaktadır(Yengin,2012).
Günümüzde internet bir iletişim aracı olmanın ötesinde bir toplumsal mekan olarak
değerlendirilmektedir. Bu mekan yeni toplumsal ilişki biçimlerinin yaratılmasında
önemli bir araçtır. Diğer iletişim biçimlerinin yerini almasa da insanın iletişimde
bulunabilme mekanlarına bir yenisinin internet aracılığı ile eklendiğini söylemek
mümkündür (Güzel, 2006: 3- 4).
Zaman ve mekan sınırlarını aşarak birey-birey ve birey-grup iletişimine izin
veren internetin, etkileşim özelliği sayesinde grupların aynı anda karşılıklı iletişimini,
tıpkı bir yüz yüze iletişimde olduğu gibi kolaylaştırdığı görülmektedir. İnternetin bu
özelliği onu daha çok yeni toplumsal ilişkiler alanı olarak öne çıkarmaktadır. Artık
49 günlük hayatta yaşamış olduğumuz pek çok ilişki biçiminin internet sayesinde farklı
bir boyuta taşınmış olduğu gözlenmektedir. Bu sayede sanal mekan, sanal gerçeklik,
sanal cemaatler ve kimlikler gibi yeni kavramlar hayatımıza girmiştir (Güzel, 2006: 5)
1.Sözlü İletişim Kaygısı
Sözlü ve yazılı kültür arasındaki ayrım ilk olarak, ancak elektronik çağda
kavranmaya başlamış ve elektronik çağ ikincil sözlü kültür çağı olarak
değerlendirilmiştir. Varlığı yazı ve matbaa teknolojilerine dayanan telefon, radyo ve
televizyon ise sözlü kültürün çağında yer almaktadır (Özdemir, 2006: 67).
Sanal sohbet iletişimcileri, anlam üretmek ve onu yönetmek için sadece
elektronik ortama bağlı kalmaktadır. Siberuzam olarak ifade edilen sanal ortamlarda
yüz yüze ortamlarda bulunan fiziksel görünüm, dilbilgisi ve sözsüz ipuçlarının ya
olmaması ya da gücünün azalmış olması gibi durumlarda yüz yüze ortamlarda duygu
ve hislerine güvenerek hareket eden iletişimcileri kendilerini sınırlandırılmış
hissetmektedirler (Uzun, Aydın, 2012: 264-265).
Sözlü iletişim kaygısı, bireylerin diğer bireylerle iletişim kurmaktan çekinmesi
ya da iletişim kurma ihtimali karşısında duydukları endişe ve korkudur. Çocukluk
dönemimin ilk yıllarında ortaya çıkan iletişim kaygısı utangaçlık, içine kapanıklık,
sessizlik gibi kişisel özelliklerde baş göstermektedir. Çocukluk yıllarında sözlü
iletişim kurma konusunda olumsuz tutum geliştirilmesi bu kişilerin ileride sosyal
hayatlarına da etki ederek daha az iletişim kurmayı gerektiren sorumlulukları tercih
etmelerine neden olmaktadır. İletişim kaygısı yüksek olan bireylerin sosyal ilişkileri
de durağandır ve asosyal bir yapı sergilemektedirler. Yapılan araştırmalar sonucunda
iletişim
kaygısı
yüksek
bireylerin
fazla
iletişim
kurma
çabasına
girmek
istemediklerinden düşük ücret ve pozisyonda çalışmayı tercih ettikleri görülmektedir
(Aydın, 2010: 44).
2. Bilgisayar Kaygısı
Teknolojinin gelişmesine paralel olarak yeni teknolojik ortamların oluşması ile
bilgisayar bir iletişim aracı olarak kullanma konusunda belirli bir tutum sergileyen
bireylerin
hissettikleri
olumsuz
sonuç
beklentisi
bilgisayar
kaygısı
adıyla
50 tanımlanmaktadır. Yeni teknolojinin hızla değişen doğası ile sonradan ortaya çıkan
sosyal değişimdeki zorlamanın buna neden olduğu belirlenmiştir (Çavuş, Günbatar,
2008: 151-152).
Bilgisayar kaygısı konusunda yapılan araştırmalar 1980 ve 1990’lı yıllarda
bilgisayarın iş dünyasına dâhil olması ile giderek kişilerarası iletişimde aktif rol
oynaması sonucu yoğunluk kazanmıştır. Bilgisayar kaygısı taşıyan bireylerin
bilgisayarda yapılması gerekli işlemleri elde yapmak ya da başkalarına yaptırmak gibi
davranışlar sergiledikleri görülmüştür. Çevrimiçi ortamlarda da bilgisayar kaygısının,
bilgisayar kullanım sıklığı, bilgisayar ortamında gösterilen performansı olumsuz
etkilemekte ve bilgisayar kullanımı ile tatmin olma arasında negatif bir ilişki olduğu
belirlenmiştir (Aydın, 2010: 47-48).
3. Yazma Kaygısı
İnternet, bütün konuşmaların yazıldığı sessiz bir dünyadır. Bu dünyada varlık,
beden ve mekândan arınmış ve yalnızca kelimelere dönüşmüş bir biçimde vücut
bulmaktadır (Güzel, 2006: 6). Bilgisayar klavyesi aracılığıyla veri girme yoluyla
gerçekleşen internet aracılı iletişimde elektronik posta, konferans sistemleri, tartışma
grupları ve internet sohbeti geleneksel yazma ve daktilo etmenin geliştirilmiş
şekilleridir (Doğan, 2006: 65).
Yazma kaygısı ile ilgili ilk bilgiler 1975 yılında dile getirilmiş ve yazılı iletişim
kurma konusunda kaygı yaşayan bireylerin çevrimiçi ortamlarda da başarısız oldukları
gözlenmiştir. Bireylerin sahip oldukları yazma kaygısı bireylerin bilgisayar kullanma
konusundaki olumlu ya da olumsuz tutumlarını etkilemekte ve bilgisayarı bir iletişim
aracı olarak değerlendirmelerinde önemli bir etken olduğu ortaya konmuştur
(Aydın,2010: 49-50). Her tür metinsel bilgiyi izlenim oluşturmak için kullanan kişiler,
metin aracılığıyla bilgisayar dolayımlı iletişimi gerçekleştirmektedirler (Doğan, 2006:
89).
D. Ekran Ötesinde Yaşam
Her şeyi yönlendirebilme gücünün çekici geldiği sanal mekânlar (Uzun, Aydın,
2012: 276), küresel olarak birbirine bağlanmış bilgisayar temelli ve erişimli, çok
51 boyutlu, yapay ya da sanal birer gerçekliktir. Sanal mekânda enformasyona dayalı
kurumların ve çalışmanın tıpkı sıradan fiziksel mekânda olduğu gibi bir tarza, kimliğe,
mimariye ve çalışma gerçekliğine sahip olduğu bilinmektedir. Bir coğrafya, bir
fiziksel mekân, bir doğa ve yasaya sanal mekânların da sahip olduğu ve burada
insanların eğlenme, kendini eğitme, arkadaşlık ya da dayanışma arama gibi
beklentilerine cevap bulma gayretinde olduğu görülmektedir (Güzel, 2006: 5-6).
İletişim teknolojisi geliştikçe ve aradaki engeller kayboldukça internet ağı
üzerindeki insanlar birbirlerine daha fazla yakınlaşmaktadırlar. Bu yakınlaşma ortak
paylaşım alanları oluşmasını ve bunu takiben de elektronik bir internet kültürünün
meydana gelmesini sağlamaktadır. Bilgisayarlardan oluşan küresel bir ağın
biçimlendirdiği etkileşim mekânı anlamına gelen siberuzay, internet kullanıcılarının
yaşadığı yeni bir alanı ifade etmektedir. Bu alanda kişiler artık insanlar olarak değil,
birbirlerinin ekranındaki mesajlar olarak görünmektedirler. Kullanıcıların kimliklerini
tanımadıkları e-postalar dışında, internette kimin gerçekten kim olduğu, cinsiyeti ya da
dünyanın neresinde olduğu konusunda kimse emin olamamaktadır (Denizci, 2009:
50).
Sosyal ağlar özellikleri ve sundukları imkânlarla zaten bireyi bir yönlendirme
ve sınırlama halindedirler. Profil özellikleriyle oluşturulan ve zaman içinde paylaşılan
içeriklerle derinleşen kimlikler, her ne kadar bireyin tekelindeymiş ve bu oluşum
sürecinde birey özgürmüş gibi gözükse de bu süreçte farkında olmaksızın
yönetilmektedirler. Bütün bu yeni toplumsal ilişki biçimleri, internet üzerinde kurulan
toplumsal bir alana dikkatleri çevirmektedir. Gündelik hayatın fiili erişim alanları
dışında, bir ekran üzerinden ilişki ve etkileşimlerin yürütüldüğü, insanların bir araya
geldiği görülmektedir (Kılıç, 2012: 144-147).
İnsanlar kendilerini internette birçok benliğe dönüştürerek yeni bir benlik inşa
edebilmektedirler. Internet postmodern yasamın özelliği olan benlik inşa etmek ve
yeniden inşa etmeyi deneyimlemek için önemli bir sosyal laboratuar olarak
değerlendirilmeye başlanmıştır. Sanal gerçeklikte kişiler kendilerini yeniden yaratır ve
yeniden sekilendirir (Doğan,2006: 56). İnternet fiziksel mekân ve toplumsal ilişkilerle
52 olan paralelliği sayesinde, sanal topluluklar ve kimlikler oluşturmakla kalmayıp
kişilerarası iletişime katkı sağlayabilmektedir (Güzel, 2006: 5-6).
1. İnternet Üzerinden Şekillenen Kimlik
Kimlik, bireyin kendi kendisini, ihtiyaçları, davranışları ve ilgileri belirli
ölçüde tutarlık gösteren, kendi kendine sadık, diğerlerinden ayrı ve farklı bir varlık
gibi algılanmasını içeren, bilişsel ve duyuşsal bir nitelikte bileşik bir zihinsel yapı
olarak tanımlanmıştır (Bilgin, 2001: 182). Toplumun sosyal sisteminin en temel ve en
önemli kökenini kimlik kavramı oluşturmaktadır. Topluma etki eden kimlik, bireylerin
gerek kültürel gerekse yaşadıkları çevrelerdeki sosyal konum ve statülerinin karşılığı
olan çok boyutlu, inanç, tutum, değer yargıları gibi yaşam biçimini sembolize eden bir
kavram olarak kullanılmaktadır. Kimliğimizi sarmalayan özellikler, toplumda yaşayan
diğer bireylerle girdiğimiz sosyal ilişkiler ve etkileşimler içinde oluşan niteliklerdir.
Bu da kültür içinde biçimlenen bir temeli oluşturmaktadır (Karaduman, 2010: 288).
Günlük yaşantı ve diğer insanlarla ilişkiler değerlendirildiği zaman karşı tarafın
hakkımızdaki duygu ve düşüncelerine ne kadar önem verildiği herkes tarafından kabul
görmüş bir gerçekliktir. Çoğu zaman karşı tarafta olumlu bir izlenim yaratılması için
çok çeşitli yollar izlenebilmektedir. Karşımızdakinin düşüncelerini tesadüfe bırakmak
yerine onları biçimlendirme davranışı sergilendiğini de görebiliriz. Yani bazen kimliğe
yeni bir şekil vererek karşı tarafı sunumu söz konusudur. Kimlik bu noktada, olayları
ölçen ve değerlendiren bir mekanizma olarak işlev gördüğü gibi bireyin
motivasyonlarının, tutumlarının ve tepkilerinin belirlenmesinde de önemli bir etken
olmaktadır (Bilgin,2001: 197-211).
Bir toplumu oluşturmanın aşamaları olarak gösterilen formlar, kimlik, ilişki
gibi öğelerin internet ortamında da uyarlanabildiği görülmüştür. Belli bir süre sonra
insanlar online kimlikler yaratırlar. Kullanıcılar cinsiyetleri, görünüşleri, cinsel
kimlikleri ve umum ile ilgili diğer özelliklerini değiştirir ve olmak istediği kimliğe
dönüştürür. Bu açıdan değerlendirildiğinde sanal toplumların oluşmasına etki eden en
önemli unsurun uygarlıkla gelen tüm maskeleri bir tarafa bırakmayı kolaylaştırması
sonucuna varılmıştır. Kendini nasıl görmek istiyorsa o şekilde sunmayı başarmak artık
kişinin kendi denetimine bırakılmıştır (Güzel, 2006: 6-7).
53 Tarihte toplumsal yapılanma şekillerine göre kimlik oluşumlarının da
etkilendiği bilinmektedir. Toplumlar karmaşıklaştıkça ve çeşitlendikçe kimliklerin de
değişken bir yapıya sahip olduğunu görülmektedir. Bu değişken yapı örneğin
geleneksel toplumlarda bireyin dışında ve yaşadığı topluluğun aidiyetleriyle
biçimlenirken, modern toplumlarda bireyselliğin ve bireysel aklın ön planda olduğu
şekliyle karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde ise kimliğin, aşırı parçalanmış, çoklu
özellikler gösterdiği ve çok çeşitli karakteristiğe büründüğü saptanmıştır (Karaduman,
2010: 287).
Bazı insanlar için sanal ortam araçlarını kullanmak, yüz yüze iletişim
biçimlerinin yerini almasından ziyade destekleyici bir işlev olarak görülmektedir. Yeni
teknolojiler sahip oldukları özellikleri nedeniyle kullanıcılarına izleyici ya da topluluk
karşısında imajlarını vurgulamalarına ve ya kendilerini ortaya çıkarmalarına izin veren
bir yapıdadır. Bu sayede internet üzerinde kimlikler yeniden yaratılabilmekte ya da
şekillendirilebilmektedir (Uzun, Aydın, 2012: 264).
2. İnternette Online Flörtün Motivasyonları
En az son otuz yıldır internet, gündelik bir iletişim ve ilişki kurma aracı haline
gelmiş ve bireyler bu aracı giderek daha fazla kullanır olmuşlardır. İnternet kullanarak
evde tek başına olmaktan çıkarak sanal bir topluma katılmak suretiyle başkalarıyla
paylaşımlarda bulunmak, gündelik hayatın yeni bir gerçekliğidir. İnternet aracılığı ile
sanal âlemde kurulan toplumsal yapı, devamlı surette kullanıcıların katkılarıyla inşa
edilmekte ve sürekli yenilenerek canlılığını korumaktadır (Kılıç, 2012: 144).
Son yıllarda sosyal paylaşım ağlarının hayatımızı ele geçirmesi ile birlikte,
dünyanın diğer ucundaki insanlar ve bunların alışkanlıkları, yaşayışları ve kültürleri
hakkında birebir kendilerinden bilgi alınmaya başlandı. Normal şartlarda belki asla
tanışma fırsatını bulunamayacak insanları tanıma fırsatının elde edilmesinin yanında,
internet üzerinden tanıdığı insanlarla hayatlarını birleştirerek evlenen çiftler sıklıkla
duyulmaya başlandı. Ülkemizde de bu tür evliliklere yurdun pek çok yerinde
rastlandığı ortaya çıktı. Örneğin Mardin’de son yıllarda internet üzerinden tanışıp
evlenen çiftlerin sayısında büyük artış yaşandığı belirtildi. 2010 yılının ilk on ayında
150 çift internet üzerinden tanışıp evlendiği belirlenirken, Mardin Belediyesi
54 Evlendirme Dairesi’nin açıklamalarına göre, internet üzerinden yabancı uyruklu
kadınlarla tanışarak yapılan evlilikler de de son yıllarda artış meydana geldiği
saptanmıştır. Öyle ki son iki yılda 400'ün üzerinde yabancı uyruklu kadının Mardin’e
gelin olarak geldiği belirtilmektedir (Duygulu, 2011).
İnternet üzerinde sosyal ağ sitelerinin kullanıcı sayısının giderek artması ile son
yıllarda popüler bir iletişim ortamı olması kişilerin neden bu ortamda olmak istedikleri
ile ilgili araştırmaların yapılmasına da olanak tanımıştır. Pek çok sebeple bu ağların
kullanılması ile birçok motivasyon harekete geçirilebilmektedir. Özellikle kişilerin
bireysel ve toplumsal birtakım gereksinimlerine göre kitle iletişim araçlarını seçtikleri
ve bu kullanım sonucunda belirli doyumlara ulaştıkları görüşü savunulmaktadır(Biçer,
2014;60). Yeni insanlarla tanışmak, kimlik değiştirebilmek, kişinin her şeyi
yönetebilme gücünü kendinde görmesi, merak, zaman geçirme günlük sorunlardan
uzaklaşma gibi nedenlerle internet aracılı ilişkiler tercih edilmeye başlanmıştır (Uzun,
Aydın, 2012: 283-284).
E. Teknoloji ve Yabancılaşma
Her toplumda ve her çağda görülen yabancılaşma etkisi, özellikle sanayi
devrimi ile birlikte toplumun yapısında meydana gelen, köklü sosyal ve kültürel
değişmelere bağlı olarak, yoğun bir şekilde yaşanmaya başlanmıştır. Bu değişimlere
ilk aşamada insanların uyum sağlaması güç olsa da uzun süre içinde geliştirdikleri ve
alıştıkları hayat tarzı ile yeni oluşan hayat tarzı arasındaki bocalama yabancılaşmaya
neden olmuştur (MEB,2011: 13-14).
Özellikle 20. Yüzyılın son dönemlerinde bilim ve teknoloji alanındaki
gelişmeler çağdaş insanın vaktinin çoğunu bilgisayar ya da televizyon ekranı
karşısında geçirmesine neden olmuştur. Uzaklaşmayı ifade eden yabancılaşma
kelimesinin kökenine baktığımızda ‘yabancı’ kelimesinin toplum içinde diğerleri ile
bağlantısı olmayan, sağlıklı ilişki kuramayan, topluma herhangi bir uzantısı olmayan,
kendini toplumdan dışlamış bireyi tanımlamaktadır (Adıgüzel, 2001: 54-55).
Kapitalist ekonomik sistemi kitle toplumu ve kitle kültürünün tüketim
boyutunda anlam kazanmasına neden olmaktadır. Üretimin sürekliliğini sağlamak için
55 kitle psikolojisi bağlamında, reklam ve moda endüstrileriyle tüketim teşvik
edilmektedir. Kültür ürünlerinin de standartlaştırılarak tüketimi özendirilmesi ile
birlikte Adorno’nun da söylemiyle “kültür endüstrisi” hayat alanlarımızı kuşatmaya
başlamıştır (MEB,2011: 13-14). Yalnızlık, yabancılaşma ve sosyal manada kaybolma
hisleri sosyal ideal ve amaçlarda duygusal çöküşlere zemin hazırlamaktadır
(Adıgüzel,2001: 63).
İnsan davranışlarının, tutum ve düşüncelerinin eylemlerinin standart hâle
gelmesi ile birlikte tek boyutlu insan ve tek boyutlu toplum olgusu meydana gelmiştir.
Teknolojik gelişmelerle dünyanın küresel bir köye dönüşmesi, sınırları ortadan
kaldırmış olsa da milli kültür kodları ile yabancı kültür kodlarının çatışması ve
uyumsuzluğu, sosyo-kültürel hayatta ikilemlere ve bunalımlara neden olmaktadır. Bu
bağlamda toplumda yabancılaşma olgusu filizlenmeye başlamaktadır. Modern
toplumda birey giderek yalnızlaşmakta kendine ve çevresine karşı yabancılaşmaktadır
(MEB,2011: 14-16).
1. Dijital Tanışma ve Sanal Kavramsallaştırma
İnternet, bir taraftan kullanıcıları belirli bir kimliğe ve kültüre davet ederken bir
taraftan kişilerin karşılıklı etkileşimine olanak tanımaktadır. Katılımcıların kendilerini
yeniden tanımladıkları ve sosyal ilişkilere katıldıkları kimlikleri ile karşımıza çıktıkları
görülmektedir. Özellikle arkadaş sitelerindeki sohbet odalarında kullanıcılar
kendilerine yeni kimlikler oluşturarak sanal mekâna dâhil olmaktadırlar (Güzel,2006:
13).
İlişkinin başlaması ve sürdürülmesi, hem coğrafi konum bakımından hem de,
iki kişinin arasında oluşan ilişki mesafesi bakımından yakınlık, sevgi anlayışı ve
duygusal özellikler, çiftleri ve ilişkiyi etkilemekte önemli bir faktör olarak
değerlendirilmektedir. Sanal ortamdaysa insanlar birbirine çok uzak mekânlarda
oldukları
düşüncesine
paylaştıklarının
ve
kapılmaktadırlar.
ortak
sanal
ağın
Ancak
birer
sanalda
parçası
olsa
aynı
ortamı
olduklarının
farkına
varılamamaktadır. Oysa sanal olarak aynı sokak, mahalle ve köy içinde yakın
mekânları paylaşmaktadırlar (Yılmazçoban, 2010: 183).
56 2. Online Bir İlişkiye Etki Eden Faktörler
İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre araştırmada online flörtün mutlu bir
evlilikle sonuçlanma olasılığının geleneksel yöntemlerle tanışmaktan daha fazla
olduğu saptanmıştır. Sanal alem ve geleneksel yolların ilişkiler üzerindeki etkisini
inceleyen uzmanlar inceleme sonucunda online ilişkilerin geleneksel ilişkilere göre
mutlu bir evliliğe gitme olasılığının daha yüksek olduğunu tespit etmişlerdir.
Araştırmada bu evliliklerin daha uzun sürdüğünü yönünde bir sonuca da varılmıştır
(http://www.gazeteport.com.tr).
Araştırmada, sanal âlemde başlayan ilişkinin boşanma ile sonuçlanma olasılığının
bir arkadaş ya da tesadüfler sonucu başlayan ilişkilere göre yüzde 25 daha az olduğu
yönünde de bir açıklama yer almaktadır. Uzmanlara göre sanal alemdeki bu başarının
ardında yüksek düzeydeki motivasyon yatmaktadır. Çünkü tarafların birbirlerine daha
fazla odaklandığı tespit edilmiştir (http://www.gazeteport.com.tr).
a. Motivasyon
Motivasyon bir ihtiyacı gidermek için gerekli davranışları başlatan kuvvet
olarak değerlendirilmektedir. İnsanların belirli bir hedefe ulaşmak ya da belirli bir
durumu gerçekleştirmek için harekete geçmesi olarak tanımlanan motivasyon; teşvik
etmek, etki altına almak, harekete geçirmek gibi anlamlar da taşımaktadır (Yıldırım,
2007: 3-4).
İnsan psiko-sosyal bir canlı olarak çeşitli ihtiyaçlara sahiptir. Bu ihtiyaçların
bir kısmı fizyolojik ve somut olabileceği gibi, gözle görülemeyen ama son derece
önem taşıyan soyut ihtiyaçlar da olabilmektedir. Birey bu ihtiyaç ve arzularını tatmin
etmediği zaman bir iç dengesizlik durumu ortaya çıkmaktadır. Bu ihtiyaçlar, sosyal
çevre ve kültürün etkisiyle zaman içinde yön değiştirebildiği gibi, gücünü kaybedebilir
veya artırabilir. Dolayısıyla, kişinin içinde bulunduğu sosyal çevresiyle çelişmeyen
arzu ve isteklerinin mutlaka karşılanması gerekmektedir (Bilegt, 2012: 29).
Motive edilmiş bir davranış amaca yönelik davranıştır ve hareketler diğerlerine
nazaran daha organize edilmiş, daha yönlendirilmiş bir şekilde oluşmaktadır. Bu tür
davranışların yapılışındaki canlılık, sarf edilen enerji, değişim ve dağılmaya karşı
57 dirençleri devam süreleri bu davranışların motive edilmiş olduklarını göstermektedir.
Bu nedenle motivasyon, genellikle hedefe yönelik bir davranışlar dizisini başlatan,
yönlendiren, devamını sağlayan ve neticede durduran bir süreç zinciri olarak da
anlaşılmalıdır (Kaplan, 2007: 3).
İnsanların iletişim kurmada yaşadığı kaygı ve utangaçlık bireyi olumsuz
etkileyen güdülerdir. Yeni iletişim teknolojilerini kullanma konusunda bireylerin
geliştirdikleri isteklilik, tatmin, memnuniyet ve bu teknolojiye karşı takınılan tutum
bireylerin bilgisayar ortamındaki iletişim süreçlerini olumlu güdülediklerini ortaya
çıkartmıştır. İletişim sonucunda bireysel bir kazanç elde edileceği düşüncesi,
bilgisayara dayalı iletişim ortamlarının kullanım sıklığının ve ortama ilişkin tatmin
duygusunun olumlu bir etmen olduğu belirlenmiştir. Ayrıca bu ortamda paylaştıklarına
verdiği değer ortamın ne sıklıkla kullanılacağını belirlediği gibi kişinin motivasyonunu
da olumlu yönde etkileyen bir etmendir (Aydın, 2010: 39-40).
b. Doğal Ortam ve Sanal Ortam Arasındaki Farkların Ortadan Kalkması
Araştırmaya göre, çevrimiçi topluluklara üye olan İnternet kullanıcılarının
%43’ü sanal topluluklarda yaptıkları edimleri gerçek topluluklarda yapıyormuş gibi
güçlü bir duygu hissettiklerini belirtmişlerdir. Bu kişiler sanal dünyaların gerçeğiyle
yarışmaya hazır unsurlar sunduğunu iddia etmektedirler. Bilgisayar aracılı iletişim
teknolojilerinin geldiği son aşamalar olarak kullanıcılarına sunduğu alternatiflerle
gerçek yaşamdaki gibi etkileşime girebilmelerine, sunulan gelişmiş görseller içinde
gerçek dünyaya benzer tutum ve davranışlarını sürdürmelerine imkân tanımaktadır
(Uzun, Aydın, 2012: 264,265).
Yaşamımızın büyük bir bölümünde aktif olan sanal kavramı sunduğu pek çok
şey ile gerçek olduğuna inanılan ya da inandırılan bir yapı haline gelmiştir. Sanal
ortamlarda oyunlar oynanmakta, sohbet odalarında muhabbetler edilmekte ve sosyal
erişim sitelerinde haberler, ürünler, hizmetler, fikirler ve kültürel değerler
tartışılmaktadır. Bilgisayar üzerinden erişilen sanal ortamlarda gün geçtikçe daha fazla
vakit harcamaya başlayan insanlar, gerçek yaşam ihtiyaçlarını da buradan karşılamaya
başlamışlardır. Kendilerine ait yeni sanal bir dünya kurarak yaşayan insanların
58 davranışları da değişim göstermeye başlamıştır. Hatta sanal dünya ile gerçek dünya
arasındaki sınırın yok olmaya başladığı da iddia edilmektedir (Karakuş, 2012).
İnternette online flört, sanal ortam ile gerçek hayattaki sınırların giderek
ortadan kalkması ve çeşitli nedenlerle sanal iletişimin tercih edilme nedenlerine
değinilmiştir. Üçüncü bölümde evlilik sitelerinin konuyu nasıl değerlendirdiği ve
hangi durumları göz önüne alarak ilişkile yön verdiği konusu anlatılmıştır.
III. İNTERNETTE EVLİLİĞİN SUNUMU ve KULLANICI
MOTİVASYONLARI
A. İnternet Aracılı İletişimde Duyguların Yansıması
İnternet çağımızın en önemli teknolojisi durumunda olup dünya genelinde yer
alan milyonlarca bilgisayarın bir arada bağlantılı bir şekilde bulunduğu geniş bir ağdır.
Her yaştan her kullanıcı internet teknolojisine yoğun bir şekilde ilgi göstermektedir.
Toplum ve teknoloji birbiriyle sürekli etkileşim halindedir (Kırık, 2014: 337). İnternet
sosyalleşme biçimlerini, iletişim şekillerini değiştirir sanal eylemler yoluyla sosyal
hareketlere ivme kazandırmaktadır. İnternet sahip olduğu ortamındaki etkileşim bir
sosyal anlam taşır ve sonuç itibarı ile bir sosyal durum oluşturur (Derdiyok, 2014).
Yapılan araştırmalar internet aracılığıyla tanışan insanların büyük çoğunluğunun ortak
zevkleri doğrultusunda arkadaşlıklar edindiği belirlenmiştir. Bu arkadaşlıkların
zamanla evliliklere dönüştüğü, sosyal mecra sayesinde tanışan insanlar arasında evlilik
oranlarının da artığı saptanmıştır (http://www.ruhikizi.com/).
Chicago Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, internet yoluyla tanışan
çiftlerin yaptıkları evliliklerde daha mutlu olduklarını göstermiştir. Araştırma 2005 ve
2012 yılları arasında evlenen 19 binin üzerinde çifti kapsamaktadır. Araştırma
sonucunda internet aracılığıyla tanışan çiftler arasında boşanma oranı yüzde 6
oranında belirlenirken, bu oran diğer çiftlerde yüzde 7,6'ya kadar yükseldiği tespit
edilmiştir. Çiftlerin ne kadar mutlu olduğu ve ilgi bulduğuna dair yapılan anketlerde
ise ‘online’ olarak kurulan evliliklerde tatmin puanı 5,64 olarak belirlenmiş; ancak bu
oranın diğer çiftlerde 5,48'e kadar düştüğü görülmüştür (http://www.hurriyet.com.tr).
59 Online platformlarda tanışan çiftlerin yüzde 45'lik kısmının birbirlerini
çöpçatanlık sitesinde bulduğu ve büyük bir bölümünün yaş kategorisinin 30-39
aralığından oluştuğu belirlenmiştir. Çoğunluğu çalışan ve yüksek gelir grubundan olan
bu çiftlerin, etnik anlamda da çeşitlilikler gösterdiği görülmüştür. Chicago
Üniversite'sinin yaptığı bu araştırmada, araştırmacıların yaptıkları gözlemlerde yüksek
motivasyon ve birçok seçenek arasından karar verme gibi olanakların yer almasının bu
çiftlerin birlikteliklerine daha fazla katkı sağladığını ortaya koymuştur. Daha fazla
aday sayısıyla karşılaşma imkânını sunuyor olması ile eşlerini belirleme şansına sahip
olan çiftlerin, doğru eşleşmeyi yakaladıkları zaman daha mutlu olduğu görülmüştür
(http://www.indeksiletisim.com/).
B. İnternetteki Evlilik Sitelerinin İlişkiler Üzerindeki Tutum ve Uygulamaları
Kitle iletişim araçlarının günlük hayatımıza girmesi ile birlikte sosyal hayata
yansımaları da kaçınılmaz olmuştur. Bu durumun insanların evlilik algısı üzerinde de
etkili olduğu ve birtakım değişiklikler yarattığı düşünülmektedir. Sosyal ilişki
alanlarında görülen bu değişim farklılık gösterse de ilanla evlilik olgusunun gazete,
dergi, tiyatro, televizyon ve sinemada da görülmesi üzerinde durulması gereken bir
gerçekliktir. 2000’li yılların Türkiye’sinde televizyonlarda yayınlanan evlilik
programları veya internet sitelerinde eş arayanlar şeklinde gördüğümüz bu durumun
100 yıl önceki örneğine gazeteye verilen evlilik ilanlarında rastlanmaktadır. Osmanlı
gazetelerinde yer alan izdivaç ilanları, ilanla evlilik konusunun, her dönem
güncelliğini koruduğunu da göstermektedir (Bayrak, 2011: 139-140).
Osmanlı döneminde Samsun’da yayımlanan Musavvar Malumat Gazetesi’nde
evlenmek isteyenler bu taleplerini gazeteye verdiklerin ilanlarla duyurmuşlardır.
Buradaki ayrıntı ilanları sadece erkekler verebiliyor olmasıdır. Kadınların böyle bir
şey yapması o dönem için ayıp karşılanan bir durumdur. Günümüzde ise bu ilanların
yerini
evlilik
programları
ve
ya
evlilik
siteleri
aldığı
görülmektedir
(http://www.timeturk.com/tr).
100 yıl öncesinde Samsun'da yayımlanan Musavvar Malumat Gazetesi'nde yer
alan izdivaç ilanlarından bazıları şu şekildedir:
60 "Ben bir zabitim. Rütbem Mülazım, memuriyetim şehirde. Yaşım yirmi alt ı.
Yumuşak huyluyum, kadınlığın esaretinden müştekiyim (şikayetçiyim). İşret (içki)
asla kullanmam. Tütün içmem. İdaremi bilirim. Başka gelirim olmadığı gibi kimsem
de yoktur. Yirmi iki yaşlarında, iyi huylu, inas mektebi idadiyesi (Kız Lisesi)
derecesinde tahsil görmüş, iyi evlat terbiye eder, ev işlerini yapmağa gücü yeter,
musikiden anlar, sadeliği sever, bir refikaya talibim. Şartlar uygun olduğu takdirde
evvela
vekil
veya
velisinin
(muhterem
Malumat
vasıtasıyla)
adreslerini
bildirmelerini arz eylerim. (H. Celal)"
"Yaşım Yirmi, 700 Kuruş Maaşım Var"
Bir validem var. Askerim. 700 kuruş maaşım var. Yaşım yirmidir. Asil ve güzel
bir kız ile izdivaç etmek istiyorum. Bunun için aşağıdaki özelliklere sahip
bulunması lazımdır.
-14 ila 17 yaşında bulunması.
-Bir parça musikiye aşina olmalı.
-Benim maaşım kadar bir gelire sahip bulunması.
-Oldukça mutaassıp olmalı.
Yukarıdaki şartlar dahilinde dest izdivacı arzu edecek hanımefendilerin ya
adreslerini bildirmesini veya gazetenizle adresime müracaat etmesini arz eylerim.
(H.N.)
-"Serveti Az Veya Çok Olsa Da Kabul Ederim"Otuz yaşındayım. Henüz evlenmedim. Asil bir aileye mensup olduğum gibi
güzel ve asil bir hanım kız ile izdivaç edip bir aile teşkil etmek isterim. Dört bin lira
gelirim var. Hiçbir şeye ihtiyacım yok. Yalnız ihtiyacım, iffet sahibi bir kız ile
izdivaç etmektir. Benim ile teşriki hayat edecek olan refika-i müstekbalemin
(müstakbel eşimin) serveti az veya çok olsa da kabul ederim. Asil bir aileye mensup
olmak, yirmi yaşından küçük ve yirmi beşten büyük olmamalı. Okur yazar, biraz
61 musikiye aşina olmalı. Bu şartlar dahilinde izdivaca talip olanlara adresimi
bildiririm. M.H."
"En Mükemmelinden Dört Yüz Kuruş Maaşla İstihdam Edilmekteyim"
"Samsunluyum. Samsun'da Devair Merkeziye’den (merkezi devlet işlerinde) en
mükemmelinde dört yüz kuruş maaşla kitabette istihdam edilmekteyim. İki evim
vardır. Birinde kendim oturuyorum, diğerini de kiraya veriyorum ve az çok araziye
de malikim. Musikiye fevkalade merakım vardır. Huyum iyidir. Musikiye aşinayım.
Yirmi yaşındayım. Münevver, musikiye aşina bir refika-i hayat isterim. Refika-i
hayatımın benden büyük bir yaşa malik olmasını istemem. Talep vukunda
fotoğrafını tetkik ederim. Daha bir çok olumlu özelliğe sahip bulunuyorum. Talep
olanlar adresime müracaat buyursunlar. Samsun'da İskenderiye Oteli'nde Yusuf
Ziya Bey vasıtasıyla. A.N."
"Hoppalık, Züppelik İstemem"
"On sekiz yaşına girmiş, kalbi, dimağı payitahtın nuru irfan medeniyetiyle
tenvir etmiş. (İstanbul'un çağdaşlığının ilim ışığı ile aydınlanmış) Samsun'un
havayı samimiyetinde (samimi havası içinde) oldukça yüksek bir ailenin dest
tertibinde (terbiyesi ve gözetiminde) büyümüş bir Türk genciyim. İçki kullanmam.
Kahve nedir bilmem. Hoppalık, züppelik istemem. 15-16 yaşlarında, aklı başında,
gözü evinde, eli kalbinde, tahsili yerinde, asil ve necip bir aileye mensup sevimli bir
kızla evlenmek istiyorum. 500 kuruş aylık gelirim, mükemmel bir evim ve ufak bir
arsam var.Ancak saadetimizin devamı için refika-i müstakbelimin (müstakbel
eşimin) biraz servet sahibi olmasını dilerim. İstanbul için iç güvey girilir. Bu
şartları kabul edenler olursa Samsun'da İskenderiye Oteli'nde Yusuf Ziya Bey
delaletiyle (aracılığıyla) M.H. Bey'e müracaat etmelidirler."
"Gözü Kara Ve Boyu 1.64 Olmalıdır"
‘Evlenmek istiyorum. Yaşım yirmi dokuz. Rütbem Mülazımevvel'dir. Maaşım
sekiz yüzdür. Kimsem yoktur. İçki kullanmam. Halihazırda İstanbul'un en iyi
62 yerinde vazife ifa etmekteyim. Refika-i hayatımda başlıca bulunması lazım gelen
özellikler şunlardır, Evvela, yaşı 18-20 olmalıdır. Ayrıca orta halli bir aileye
mensup olup, bir evi olmalıdır. Gözü kara ve boyu 1.64 olmalıdır. Bu şartlarla desti
izdivacı
arzu
edecek
hanımlar
adresime
bildirsinler.
H.T.’
(http://www.timeturk.com/tr).
Mutlu, uzun ve sağlıklı birliktelik yaşayabilecek ciddi ilişki niyetindeki üyeleri
birbirleriyle tanıştırmak maksatlı kurulan evlilik siteleri,
bu amaçla üyeleri
arasında hem sosyo-ekonomik hem de kişilik testi sonuçlarına dayalı eşleştirme
yapmaktadır. Ayrıca site içerisinde sadece birbirleriyle eşleştirilmiş üyelerin
birbirlerini görmesine olanak tanıyan bir sistem ile çalışmaktadır (Tuvay, 2014).
Günümüz Türkiye’sinde neredeyse en doğusundan en batısına kadar internet
üzerinden tanışarak yapılan evliliklerin hemen her yerde hızla arttığı görülmektedir.
İnternetteki bu potansiyeli gören bazı girişimcilerin tanıştırma ve arkadaşlık siteleri
kurmalarıyla durum artık ticari getirisi olan bir iş kapısı haline dönüştüğü de
söylenebilir. Bir başka ilginç durum da eskiden bu şekilde tanışıp evlenenler bu
olayı sır gibi saklarken, şimdi rahatlıkla bu durumu paylaşabiliyor olmalarıdır
(Duygulu, 2011).
İnternet yoluyla yapılan evliliklerin yanında, televizyon kanalları aracılığıyla
da evlilikler gerçekleşmektedir. Eskiden görücü usulü denilerek hafife alınan
evlenme
yönteminin
benzeri,
artık
milyonların
önünde,
canlı
yayında
gerçekleşmekte ve insanlar kendilerine uygun eş adaylarını bu şekilde bulacaklarına
inanarak stüdyoları doldurmaktadır. Bilgisayar ekranlarının karşısına bu amaçla
oturan diğer bireylerde de aynı durumun varlığından söz etmek mümkün (Duygulu,
2011).
Her yıl dünyada yaklaşık 1 milyon kişinin, online evlilik ve benzeri arkadaşlık
siteleri vasıtası ile tanışıp evlendiği belirlenmiştir. Özellikle ABD’de toplam
evlenen nüfusun yüzde 18’inin internetten tanışarak evlenildiği görülmüştür. ABD
başta olmak üzere, İsviçre, AB ülkeleri ve özellikle son yıllarda İran ve Hindistan’
da da internetteki evlilik siteleri aracılığıyla tanışarak evlenenlerin sayısında önemli
artışlar olduğu tespit edilmiştir. Yapılan araştırmalar sadece Amerika’da online
63 evlilik ve arkadaşlık sitesi sayısının 1.500 civarında olduğu, Türkiye’de de bu
sitelerin varlığının gün geçtikçe arttığı ve evlilik siteleri sektöründe pazar payının
giderek büyüdüğü belirlenmiştir (Mengi, 2011).
Sevgili arayanların, evlenmek isteyenlerin günümüzde artık profesyonel
danışmanlara başvurdukları bilinmektedir. Görücü usulü evliliklerin toplumun pek
çok kesiminde kalmadığı, bunun yerine evlilik siteleri gibi modern yöntemlerin
tercih edilmeye başlandığı görülmektedir (Özaytekin, 2012). Çağımızın temel
sorunlarından biri olarak görülen yalnızlık, özellikle büyük şehirlerde yaşayan
insanları etkisi altına alması modern insanı internete itmiştir. İnternetin bu
doğrultuda insanları birbirine yaklaştırırken aslında daha büyük bir yalnızlığa
mahkûm ettiği de düşünülmektedir. Bu konuda psikologlar neredeyse konuşmayı
unutan, mesajlarla iletişim yolunu keşfeden modern toplum insanının artık
duygularını
da
kablolar
üzerinden
gerçekleştirdiğini
ifade
etmektedirler
(http://www.ruhikizi.com/).
Her geçen gün, sayıları artan arkadaş, sevgili ve eş bulma sitelerinin binlerce
kadın ve erkek üyesiyle duyguları internet üzerinden evlerimize taşıdığı
belirtilmektedir. Asosyalleşen ve iletişim problemi yaşayan ya da hayatın hızlı akışı
içinde kaybolmuş pek çok bireyin; tanışmak, sevgili olmak hatta evlenebilmek
umuduyla bu siteleri ziyaret ettiğinden bahsedilmektedir. Bekâr, dul, boşanmış, evli
ya da ayrı yaşayan pek çok kadın ve erkeğin buluştuğu bu sitelerin yozlaşmış ikili
ilişkilere de ayna tutması bir anlamda toplumun kanayan yarasını da gözler önüne
sermektedir (Candan, 2011)
Sosyal ilişkileri ve hatta evliliklerdeki iletişimi yok eden televizyondan sonra
bilgisayar ve internet de ona eşlik edip duygu dünyamızı fethetmeyi başarırken
diğer taraftan da Avrupalılaşma ya da medenileşme adı altında yok olan alt
kültürümüzün bir parçasının daha elden gittiği düşünülmektedir (Candan, 2011).
1. Profil Oluşturma
Pek çok bilgisayar aracılı iletişim ortamlarında iletişim üyelik sistemiyle
gerçekleştirilir. Bir tartışma grubuna, anında mesajlaşma sistemine, bir foruma üye
64 olmak isteyen kişilerin, kendine otomatik olarak gönderilen bir başvuru formunu
doldurmaları istenmektedir. Kişilerin bu forma girdikleri bilgilerin tamamı ya da
görünmesine izin verdikleri bir bölümü daha sonra kullanıcın o iletişim ortamındaki
sanal kimlik kartı yerine geçen kullanıcı profilini oluşturmaktadır (Doğan, 2006:
62-63).
Sanal ortamda, kitlelerle paylaşılması için kişi kendi profilini tanımlar ve
paylaşır. Birbirlerinin profillerini eklemesine olanak tanıyan ve sistemdeki her
kişinin birbirini görmesini sağlayan web tabanlı hizmetler, sosyal paylaşım siteleri
ya da ağları olarak adlandırılmaktadır. Sosyal paylaşım ağları, fotoğraf paylaşım
sitelerini, video paylaşım sitelerini, iş sektörü için hazırlanmış profesyonel siteleri
vb. içermektedir (Karakuş, 2012).
Profil oluşturmanın, kişilere kendini ifade sansı vermesinin yanında bir başka
yararı da, kullanıcılara kendine benzer başkalarıyla tanışma ve onlar tarafından
erişilebilir olma olanağı sunmasıdır. Profil oluşturma özelliğini destekleyen
bilgisayar dolayımlı iletişim sistemleri profilde yer alan kategorilerle ilgili gelişmiş
arama seçenekleri sunarak bir kullanıcının diğerine ulaşmasını sağlamaktadır
(Doğan, 2006: 62-63).
İnsanların yalnızlık duygularını hafifletebilecekleri ve birer fantezi olarak
içlerinde yaşattıkları birçok özlemi ifade edebildikleri sanal dünya gerçek hayatta
insanın, yakın çevresinden birisine yüzüne karşı söyleyemeyeceği bir sözü, internet
ortamında söyleyebilmesinin nedeni, hem internet ortamından kaynaklanmakta hem
de o kişinin maskelerin ardında sanal bir profil oluşturup söyleyebilmesinden
kaynaklanmaktadır. Çünkü sanal dünyada insan, kendi kimliğini saklayabilir; ancak
o sözü gerekli şekilde ve hızlıca karşı tarafa da ulaştırabilir (Tozal,2013: 3-4).
2. Evlilik Sitelerinde Evliliğin Yorumu
Günümüzde birçok çift internetteki evlilik sitesi ya da arkadaşlık sitesi
ortamlarında tanışıp ilişkileri yüz yüze devam ettirdikleri görülmektedir. İnternette
ortak ilgi alanlarıyla ilgili bir yerde karşılaşan çiftlerin daha başarılı ilişkiler
65 kurduğu,
yüz yüze görüşmeden önce, uzun süre internette iletişim halinde
kaldıkları belirlenmiştir. Özellikle coğrafi olarak uzak yerlerde oturanların
ilişkilerinin uzun süreli olabilmesi için önemli fedakârlık yapmalarının gerekli
olduğu söylenmektedir. Gerçek yaşamda birlikte olabilmek için gereken
düzenlemeleri yapamayanların ilişkilerinde ciddi problemlerin ortaya çıktığı yine
bu araştırmalar sonrasında ortaya konmuştur (http://www.ruhikizi.com/).
R. Şahinkaya’nın 1979 yılında Türkiye çapında yapmış olduğu bir araştırma
sonucuna göre, eş seçimi ile aynı ya da yakın mekânda olmak arasında doğrusal bir
ilişki bulunduğunu ortaya çıkartmıştır. Aynı mahalle veya köyden olmak, iki ayrı
cinsiyetin ilk tanışmalarında etken olan unsurların başında geldiği görülmektedir.
Üç büyük şehirde kadınların % 16,4’ü, diğer kentlerde % 21 ilçelerde % 23’ü
köylerde %38,4’ü; erkeklerin ise üç büyük kentte % 29’u, diğer kentlerde % 29,
ilçelerde %34,’ü ve köylerde % 48’i eşleri ile konut yakınlığı nedeni ile tanıştıkları
görülmüştür (Aktaran: Yılmazçoban, 2010: 183).
Internet’in yaygınlaşması ile birlikte çok önemli bir etkileşim ve iletişim
ortamı sunması, sanal iletişimlerle arkadaşlık ve eş seçimi yapılmasını olanaklı hale
getirmesi, sağlıksız arkadaşlık ve evliliklere yol açabilmekte ve aynı zamanda
sosyal arkadaşlık ilişki düzenini de etkileyebilmektedir (Yılmazçoban, 2010: 192).
İnternetteki evlilik siteleri incelendiğinde de, bir kısmının kendini bilimsel evlilik
sitesi olarak tanıttığını görülmektedir. Bilimsel evlilik sitelerinin evlenmek
isteyenleri karşı karşıya getirmek, eşleştirmek için kullandıkları algoritmalar
bilimsel çalışmaların verileri kullanıldığı ölçüde bilimsel kabul edilebilir olduğu;
ancak bilimsel olmaları sonucu %100 öngörebilmeleri anlamına da gelmemektedir.
Günümüzde dünya çapında milyonlarca üyesi olan bilimsel evlilik sitesi ve
sitelerine getirilen en önemli eleştirilerin de bu noktada yapıldığı görülmüştür
(http://www.ruhikizi.com/).
Kendini iş hayatına kaptırıp, yoğun mesai saatleri nedeniyle özel hayatlarına
zaman ayıramayanlar aradıkları kişileri arkadaşlık, evlilik sitelerinde bulmak için
harekete geçmektedirler. Son dönemde popüler olan bu tür sitelere üye olduktan
sonra kişilik analizinden geçerek özellikleri birbirine en uygun olan adaylar
66 belirlenip bir araya getirilmektedir. Bunlar dışında adayın daha önce evlenip
evlenmediği, çocuğu olup olmadığı, yaşı gibi özellikler de incelemeye alınmaktadır.
Bu sitelere üye olunduğunda uzmanlar, üyeler için kimin uygun olacağına karar
verir, buluşmaları için gereken ayarlamaları yapar ve randevuları alır. Üyeye sadece
belirlenen zamanda belirlenen yerde olmak kalmaktadır (Mengi, 2011).
Türkiye’nin neredeyse en doğusundan en batısına kadar internet üzerinden
tanışarak yapılan evliliklerin hemen her yerde arttığı görülmektedir. İnternetteki bu
potansiyeli gören bazı girişimcilerin tanıştırma ve arkadaşlık siteleri kurmalarıyla
durumun artık ticari getirisi olan bir iş haline dönüştüğü de söylenmektedir. Bir
başka ilginç durum da eskiden bu şekilde tanışıp evlenenler bu olayı sır gibi
saklarken, şimdi rahatlıkla bu durumu paylaşabilmektedirler. İnternet yoluyla
yapılan evliliklerle birlikte televizyon kanalları aracılığı ile de evlilikler
gerçekleştirilmektedir (Duygulu, 2011).
Yapılan araştırmalar her yıl dünyada yaklaşık 1 milyon kişinin, online evlilik
ve benzeri arkadaşlık siteleri vasıtası ile tanışıp evlendiğini ortaya koymuştur.
ABD’de toplam evlenen nüfusun yüzde 18’inin internetten tanışarak evlenildiği
bilinirken,
İsviçre, AB ülkeleri ve özellikle son yıllarda İran ve Hindistan
internetten evlilik siteleri aracılığıyla tanışarak evlenme konusunda önde gelen
ülkeler arasında yer almaktadır. Amerika’da sayıları 1.500 civarında olan bu
sitelerin Türkiye’deki varlığı da pazar payı da gün geçtikçe büyüyor (Mengi, 2011).
Sevgili arayanlar, evlenmek isteyenler artık profesyonel danışmanlara
başvuruyor. Görücü usulü evlilik toplumun pek çok kesiminde neredeyse hiç
kalmadığı söyleniyor (Özaytekin, 2012).Her geçen gün eskilerinin yanına bir yenisi
daha eklenen arkadaş, sevgili ve eş bulma sitelerinin binlerce kadın ve erkek
üyesiyle duyguları internet üzerinden evlerimize taşıdığı belirtiliyor. Asosyalleşen
ve iletişim problemi yaşayan ya da hayatın hızlı akışı içinde kaybolmuş pek çok
bireyin; tanışmak, sevgili olmak hatta evlenebilmek umuduyla bu siteleri ziyaret
ediyor. Bekâr, dul, boşanmış, evli ya da ayrı yaşayan pek çok kadın ve erkeğin
buluştuğu bu sitelerin yozlaşmış ikili ilişkilere de ayna tutuyor (Candan, 2011).
67 Çağımızın temel sorunlarından biri olarak görülen yalnızlık, özellikle büyük
şehirlerde yaşayan insanları etkisi altına alıyor. Günümüzde modern insanların
yalnızlığın çaresini internette bulmaya çalışıyor. İnternet insanları birbirine
yaklaştırırken aslında daha büyük bir yalnızlığa mahkûm ettiği düşünülüyor. Bu
konuda psikologlar, neredeyse konuşmayı unutan, mesajlarla iletişim yolunu
keşfeden modern toplum insanının artık duygularını da kablolar üzerinden
gerçekleştirdiğini ifade ediyor. Bu da toplumun kendisine yabancılaşmasına bir
örnek meydana getiriyor. Karşısındakinin yüzüne kolayca söyleyemediklerini
özgürce ifade edebilmek, kusurlarımızı kolayca saklayabilmek ve hatta kusursuz
görünebilmek bu anlamda sanal bir kişiliğe bürünmenin avantajlarını da ortaya
koyuyor (http://kisiselbakim.milliyet.com.tr).
İnternetin sosyo-ekonomik durum da gözetmeyen yapısı, üniversite mezunu,
sosyo- ekonomik düzeyi yüksek bireylerin de çok sık tercih ettiği bu sitelerden,
genellikle yakın çevrelerinin de haberi olmuyor. Sosyal ilişkileri ve hatta
evliliklerdeki iletişimi yok eden televizyondan sonra bilgisayar ve internet de ona
eşlik edip duygu dünyamızı fethetmeyi başardığı, diğer taraftan da Avrupalılaşma
ya da medenileşme adı altında yok olan alt kültürümüzün bir parçasının daha elden
gittiği belirtiliyor(http://gundem.milliyet.com.tr).
İki bölümde aktarılan bilgilerle ile araştırmanın teori kısmı sonlandırılmıştır.
Buraya kadar olan bölümlerde iletişim, teknoloji, modernleşme ve evlilik konuları
çeşitli başlıklar altında toplanarak açıklanmıştır. Yapılan araştırmanın uygulama
kısmında elde edilen veriler ve bunların yorumlanması üçüncü bölümün içeriğini
oluşturmaktadır.
68 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
EVLİLİK SİTESİ KULLANICILARININ EVLİLİK SİTELERİ VE
EVLİLİKLE İLGİLİ TUTUM VE DÜŞÜNCELERİNE İLİŞKİN ALAN
ARAŞTIRMASI BULGULARI
Ayrıntıları aşağıda yer almak üzere bu bölümde evlilik sitesi kullanıcılarının
evlilik ve evlilik sitesi ile ilgili tutum ve düşüncelerini ortaya koymak ve bu tutum ve
düşüncelerin onların demografik niteliklerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını ortaya
koymak amacıyla 1179 evlilik sitesi kullanıcısı arasında bir alan araştırması
gerçekleştirilmiştir. Alan araştırmasına ilişkin bulgular ele alınmadan önce çalışmanın
metodolojisine ilişkin başlıklara ayrıntılı bir biçimde yer verilmiştir.
I. METODOLOJİ
Bu bölümde araştırma soruları ve hipotezler, katılımcıların seçimi, ölçüm
araçları,
veri toplama ve kullanılan istatistiksel analizlere ilişkin başlıklar
bulunmaktadır.
A. Araştırma Soruları ve Hipotezler
Önceki bölümlerde ayrıntılı olarak ortaya konan kavramsal çerçeve ve
araştırma modeli çerçevesinde aşağıda yer alan araştırma soruları ve bunlara bağlı
hipotezlere yer verilmiştir. Öncelikle evlilik ve evlilik siteleri ile ilgili katılımcılara
yöneltilen sorulara alınan yanıtların betimleyici bulgularını ortaya koymaya yönelik
olarak aşağıda bulunan araştırma sorularına yer verilmiştir:
Araştırma Sorusu 1: 1-5. sorular
Katılımcılara göre evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramların önem derecesi
nasıl sıralanmaktadır?
Araştırma Sorusu 2: 6-10. sorular
Katılımcılara göre evlenme yöntemlerin hangileri daha iyi sonuçlar
doğurmaktadır?
69 Araştırma Sorusu 3:
Katılımcılara göre evlilikte önemli olan kavram ve özellikler nelerdir?
Araştırma Sorusu 4:
Katılımcıların online flört etmelerinde hangi faktörler daha önemlidir?
Araştırma Sorusu 5:
Katılımcılar ne tür dünya görüşlerini daha çok önemsemektedirler?
Araştırma Sorusu 6:
Katılımcıları evlilik sitelerine yönelten faktörlerin önem dereceleri nasıl
sıralanmaktadır?
Araştırma Sorusu 7:
Katılımcılara göre geleneksel yolla yapılan evliliklerde hangi kavramlar
daha önemlidir?
Araştırma Sorusu 8:
Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları ne düzeydedir?
Evlilik ve evlilik sitelerine ilişkin katılımcılara yöneltilen sorulara alınan
yanıtların betimleyici bulgularını ortaya koymaya yönelik araştırma sorularının
ardından söz konusu tutum ve düşüncelerin katılımcıların demografik niteliklerine
göre farklılık gösterip göstermediğine ilişkin araştırma soruları ve bunlara bağlı
hipotezlere yer verilmiştir.
Araştırma Sorusu 9:
Katılımcıların evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verdikleri önem
derecesi onların demografik niteliklerine göre farklılık gösterir mi?
Hipotez 1:
70 Katılımcıların evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verdikleri önem
derecesi
onların
demografik
niteliklerine
göre
anlamlı
biçimde
farklılaşmaktadır?
Hipotez 1a:Katılımcıların evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara
verdikleri önem derecesi onların cinsiyetlerine göre anlamlı biçimde
farklılaşmaktadır.
Hipotez 1b:Katılımcıların evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara
verdikleri önem derecesi ile yaşları arasında anlamlı ilişki vardır.
Hipotez 1c:Katılımcıların evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara
verdikleri önem derecesi onların mesleklerine göre anlamlı biçimde
farklılaşmaktadır.
Hipotez 1d:Katılımcıların evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara
verdikleri önem derecesi onların daha önce bir evlilik yapıp
yapmadıklarına göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır.
Hipotez 1e:Katılımcıların evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara
verdikleri önem derecesi ile gelir düzeyleri arasında anlamlı ilişki
vardır.
Katılımcıların evlenme yöntemleri ile ilgili görüşlerinin onların demografik
niteliklerine göre farklılık gösterip göstermediğine ilişkin araştırma soruları ve bunlara
bağlı hipotezlere yer verilmiştir.
Araştırma Sorusu 10:
Katılımcıların evlenme yöntemleri ile ilgili görüşleri onların demografik
niteliklerine göre farklılık gösterir mi?
Hipotez 2:
Katılımcıların evlenme yöntemleri ile ilgili görüşleri onların demografik
niteliklerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır?
71 Hipotez 2a:Katılımcıların evlenme yöntemleri ile ilgili görüşleri onların
cinsiyetlerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır.
Hipotez 2b:Katılımcıların evlenme yöntemleri ile ilgili görüşleri ile
yaşları arasında anlamlı ilişki vardır.
Hipotez 2c:Katılımcıların evlenme yöntemleri ile ilgili görüşleri onların
mesleklerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır.
Hipotez 2d:Katılımcıların evlenme yöntemleri ile ilgili görüşleri onların
daha önce bir evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde
farklılaşmaktadır.
Hipotez 2e:Katılımcıların evlenme yöntemleri ile ilgili görüşleri ile
gelir düzeyleri arasında anlamlı ilişki vardır.
Katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörlerin onların
demografik niteliklerine göre farklılık gösterip göstermediğine ilişkin araştırma
soruları ve bunlara bağlı hipotezlere yer verilmiştir.
Araştırma Sorusu 11: 21-23 ile 32-36. Sorular analize tabi tutulacak
Katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörler onların
demografik niteliklerine göre farklılık gösterir mi?
Hipotez 3:
Katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörler onların
demografik niteliklerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır?
Hipotez 3a:Katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörler
onların cinsiyetlerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır.
Hipotez 3b:Katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörler
ile yaşları arasında anlamlı ilişki vardır.
72 Hipotez 3c:Katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörler
onların mesleklerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır.
Hipotez 3d:Katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörler
onların daha önce bir evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı
biçimde farklılaşmaktadır.
Hipotez 3e:Katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörler
ile gelir düzeyleri arasında anlamlı ilişki vardır.
Son olarak katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumlarının onların
demografik niteliklerine göre farklılık gösterip göstermediğine ilişkin araştırma
soruları ve bunlara bağlı hipotezlere yer verilmiştir.
Araştırma Sorusu 12:
Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları onların demografik
niteliklerine göre farklılık gösterir mi?
Hipotez 4:
Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları onların demografik
niteliklerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır?
Hipotez 4a:Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları onların
cinsiyetlerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır.
Hipotez 4b:Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları ile yaşları
arasında anlamlı ilişki vardır.
Hipotez 4c:Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları onların
mesleklerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır.
Hipotez 4d:Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları onların daha
önce bir evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde
farklılaşmaktadır.
73 Hipotez 4e:Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları ile gelir
düzeyleri arasında anlamlı ilişki vardır.
B. Katılımcıların Seçimi
Araştırmanın evrenini www.pembepanjur.com adresi üyeleri oluşturmaktadır.
Evrenin çok büyük olmaması ve erişilebilirlik kolaylığı bakımından örneklem almak
yerine evrenin tamamına ulaşılmaya çalışılmıştır. Araştırmada veri ve bilgi toplama
yöntemi olarak, web üzerinden anket yöntemi kullanılmıştır. 07.07.2014 -27.08.2014
tarihleri arasında söz konusu web sitesi kullanıcılarından 18 yaşından büyük 1179
katılımcı ilgili anketi doldurmuştur.
C. Soru Formu ve Ölçüm Araçları
Anket formu temel olarak dokuz bölümden ve toplamda 65 sorudan
oluşmaktadır. Anket formunun birinci bölümünde, evlilikte rol oynayan kavramların
önem derecesi ile ilgili beş soruya ve ikinci bölümde ise evlenme yöntemleri ile ilgili
yine beş soruya yer verilmiştir. Üçüncü bölümde evlilikte önemli olan kavram ve
özelliklere yönelik 12 soruya ve dördüncü bölümde katılımcıların online flört
etmelerinde etkili olan faktörlere ilişkin dört soruya yer verilmiştir. Beşinci bölümde
katılımcıların dünya görüşünü belirlemeye yönelik beş soruyu, altıncı bölümde onları
evlilik sitelerine yönlendiren beş soru takip etmiştir. Yedinci bölümde katılımcıların
geleneksel evliliklerde önemli olan kavramlara ilişkin görüşleri beş soru ile
ölçülürken, sekizinci bölümde ise katılımcılara evlilik siteleri ile ilgili tutumlarını
ölçmek için yirmi soru yöneltilmiştir. Son olarak ise katılımcıların sosyo-demografik
özelliklerinin belirlenmesi amacıyla cinsiyet, yaş, meslek, daha önce bir evlilik yapıp
yapmadıkları ve aylık gelir düzeyi gibi beş değişkenden yararlanılmıştır.
Tablo 1 ise soru formunun alt ölçeklerine ait güvenilirlik değerlerini
içermektedir. İlgili tabloda da görüldüğü gibi ölçeklerin güvenilirlik değerleri .38 - ile
.92 arasında değişmektedir.
74 Tablo 1: Soru Formunun Güvenilirlik Değerleri
Ölçekler
Evlilikte Rol Oynayan Kavramların Önem Derecesi
Evlenme Yöntemleri (Biçimi)
Evlilikte Önemli Olan Kavram ve Özellikler
Online Flörtte Etkili Olan Faktörler
Sahip Olunan Dünya Görüşü
Evlilik Sitelerine Yönelten Faktörler
Geleneksel Evliliklerde Önemli Kavramlar
Evlilik Sitelerine Yönelik Tutum
Madde Sayısı
5
5
12
4
5
5
5
20
Cronbach Alpha
.566
.381
.702
.793
.647
.766
.734
.921
D. Kullanılan İstatistiksel Analizler
Katılımcılardan elde edilen verilerin girişi, SPSS 17.0 adlı program
aracılığıyla yapılmış ve araştırma sorularını yanıtlamak ve hipotezleri sınamak için
uygun istatistiksel analizler uygulanmıştır. Araştırmada korelasyon analizi, tek yönlü
varyans analizi (ANOVA) ve bağımsız örneklem t testi kullanılmıştır.
1. Korelasyon Analizi
Değişkenler arasındaki ilişkinin ortaya konması, değişkenlerin ölçme yapısına,
dağılımın özelliklerine, aralarındaki ilişkinin doğrusal olup olmamasına, değişken
sayısına ve kontrol durumuna bağlı olarak farklı istatistiksel araçlar kullanılarak
yapılmaktadır. İki değişken arasındaki ilişki, ikili ya da basit korelasyon olarak
adlandırılan korelasyon teknikleri aracılığıyla hesaplanır (Büyüköztürk, 2002: 31).
Araştırma tasarımında kullanılan ölçüm düzeyleri mesafeli ya da oranlı olabilir.
Bu ölçüm düzeyine ait değişkenlerde “Pearsonproduct moment correlasyon” testi
yapılır. Bu test aracılığıyla hem anlamlı bir ilişkinin olup olmadığı test edilir, hem de
eğer anlamlı ilişki varsa, ilişkinin yönü ve gücü belirlenir (Erdoğan, 2003: 292).
2. Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA)
Tek yönlü varyans analizi ilişkisiz iki ya da daha çok örneklem ortalaması
arasındaki farkın sıfırdan anlamlı bir şekilde farklı olup olmadığını test etmek için
kullanılır. Bu analizin yapılabilmesi için aşağıdaki varsayımların yerine getirilmiş
olması gerekir (Norusis, 2002: 301):
1. Bağımlı değişkenin ölçüm düzeyi en az aralık ölçeğinde olmalıdır.
75 2. Puanlar bağımlı değişkende etkisi araştırılan faktörün her bir
düzeyinde normal dağılım gösterir.
3. Ortalama puanların karşılaştırılacağı örneklemler ilişkisizdir.
4. Örneklemlerin varyansları eşittir.
3. Bağımsız Örneklem T Testi (IndependentSamples T Test)
Bu tür analizde iki ayrı gruptan ve bu gruplardan alınan ayrı örneklemlerden
söz edilir. Buradaki temel amaç grupların herhangi bir özelliğinde benzerlik ya da
farklılıkları ortaya koymaktır. Analiz, iki bağımsız gruptan alınan iki örneğin
ortalamalarının karşılaştırılması esasına dayanır (Erdoğan, 2003: 320). Analize ilişkin
temel varsayımlar ise şu şekilde özetlenebilir (Bryman ve Cramer, 2001: 140):
1.
Bağımlı değişkene ait ölçüm düzeyleri ya da puanlar mesafeli ya da
oranlı ölçek düzeyindedir ve karşılaştırmaya esas iki grup ortalaması aynı değişkene
aittir.
2.
Bağımlı değişkene ait gruplar normal dağılıma sahiptir.
3.
Ortalama puanların karşılaştırıldığı puanlar ilişkisizdir
II. BULGULAR VE YORUM
Bu bölümde öncelikle katılımcıların demografik özellikleri ortaya konmuştur.
Sonraki aşamada ise evlilik ve evlilik sitelerine yönelik sorulara alınan yanıtların
betimleyici bulguları değerlendirilmiştir. Son aşamada ise demografik değişkenlerin
söz konusu deneyimler üzerindeki etkisine ilişkin hipotezler sınanmıştır.
A. KATILIMCILARIN SOSYO-DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ
Bu başlık altında katılımcıların cinsiyet, yaş, meslek, daha önce bir evlilik
yapıp yapmadıkları ve aylık toplam gelir düzeyine ilişkin alınan yanıtların betimleyici
istatistik (frekans, en düşük, en yüksek, aritmetik ortalama, ortanca, tepe değer)
bulgularına yer verilecektir.
76 1. Cinsiyet Dağılımı
Katılımcıların cinsiyet dağılımları incelendiğinde % 51,6’sının ilgili soruyu
yanıtladıkları görülmektedir. Tablo 2’de de görüldüğü gibi katılımcıların % 65.6’sı
erkeklerden, % 34,4’ü de kadınlardan oluşmaktadır. Bu dağılım, cinsiyete göre
farklılık arayan hipotezlerin sınanabileceğini göstermektedir.
Tablo 2. Katılımcıların Cinsiyet Dağılımı
Frekans
Yüzde
Geçerli Yüzde
Kadın
209
17,8
34,4
Erkek
398
33,8
65,6
Toplam
607
51,6
100,0
Cevapsız
570
48,4
Genel Toplam
1177
100,0
2. Yaş Dağılımı
Katılımcıların yaşlarına ilişkin bulgulara merkezi eğilim istatistikleri
aracılığıyla ulaşılmıştır. Tablo 3’de ayrıntıları görülen analiz sonuçlarına göre en
düşük katılımcı yaşı 18, en yüksek ise 68’dir. Katılımcıların yaşlarının aritmetik
ortalaması 37.05, standart sapması ise 10.10’dur.
Tablo 3. Katılımcıların Yaşlarına İlişkin Merkezi Eğilim İstatistik Sonuçları
N
En Düşük
En Yüksek
Ortalama
S. Sapma
Yaş
589
18
68
37,05
10,101
Valid N (listwise)
589
3. Mesleki Dağılım
Katılımcıların eğitim düzeylerine ilişkin frekans analizi sonuçları Tablo 4’de
yer almaktadır. İlgili dağılıma göre katılımcıların % 51,3’ü söz konusu soruya yanıt
vermişlerdir. Buna göre katılımcıların % 44,9’u özel sektör çalışanıyken, % 26,0’sı
serbest, % 22,4’ü kamu, % 4,6’sı sağlık, % 2,2’si de finans sektörü çalışanıdır.
77 Tablo 4. Mesleki Dağılım
Frekans
Yüzde
Geçerli Yüzde
Özel Sektör
271
23,0
44,9
Serbest
157
13,3
26,0
Kamu
135
11,5
22,4
Sağlık
28
2,4
4,6
Finans
13
1,1
2,2
Toplam
604
51,3
100,0
Cevapsız
573
48,7
Genel Toplam
1177
100,0
4. Daha Önce Yapılan Evlilik
Katılımcılara bu bölümde daha önce bir evlilik yapıp yapmadıkları da
sorulmuştur. Tablo 5 ilgili soruya verilen yanıtların dağılımını içermektedir. Söz
konusu dağılıma göre katılımcıların % 53,3’ü daha önce bir evlilik yapmadığını
belirtirken, % 46,7’si ise daha önce bir evlilik yaptığını ifade etmiştir.
Tablo 5. Daha Önce Yapılan Evlilik Dağılımı
Frekans
Yüzde
Geçerli Yüzde
Hayır
323
27,4
53,3
Evet
283
24,0
46,7
Toplam
606
51,5
100,0
Cevapsız
571
48,5
Genel Toplam
1177
100,0
5. Gelir Düzeyi
Katılımcıların gelir dağılımına ilişkin alınan yanıtların istatistikleri Tablo
6’da yer almaktadır. Buna göre katılımcıların ailelerinin toplam gelirleri en düşük 275
78 TL olurken, en yüksek ise 17.500 TL olarak gerçekleşmiştir. Aile gelirinin ortalaması
2609 TL, standart sapması ise 2.211 TL’dir.
Tablo 6. Katılımcıların Gelir Düzeylerine İlişkin Merkezi Eğilim İstatistik Sonuçları
N
Gelir
519
Valid N (listwise)
519
En Düşük
En Yüksek
Ortalama
S.Sapma
275
17500
2609,49
2211,354
B. EVLİLİK SİTELERİNE İLİŞKİN BETİMLEYİCİ BULGULAR
Bu başlık altında evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramların önem derecesi,
evlenme yöntemleri, evlilikte önemli olan kavram ve özellikler, online flörtte önemli
olan faktörler, benimsenen dünya görüşleri, evlilik sitelerine yönelten faktörler,
geleneksel evliliklerde önemli olan faktörler, ve son olarak evlilik sitelerine ilişkin
tutumlara ait betimleyici bulgular ele alınmıştır.
1. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramların Önem Derecesi
Katılımcıların evlilikte rol oynayan kavramların önem derecesine ilişkin
verdikleri yanıtların merkezi eğilim istatistik bulguları Tablo 7’de yer almaktadır.
Buna göre evlilikte en önemli kavram sadakat olurken, en düşük önem ise ekonomi
(para) kavramı olmuştur. Sadakat kavramını sırasıyla sevgi, cinsellik ve aşk
kavramları takip etmektedir.
79 Tablo 7. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramların Önem Derecesine İlişkin Merkezi Eğilim
İstatistik Sonuçları
N
En
En
Düşük Yüksek Ortalama S. Sapma
Sadakat
1099
1
5
4,72
,752
Sevgi
1105
1
5
4,59
,795
Cinsellik
1055
1
5
4,27
,913
Aşk
1055
1
5
4,11
1,067
Ekonomi (Para)
1039
1
5
3,67
1,164
Valid N (listwise)
987
2. Evlenme Yöntemleri
Bu başlık altında sorgulanan diğer bir nokta ise katılımcıların evlenme
yöntemlerinden hangilerinin daha iyi sonuç doğurduğuna ilişkin görüşleridir. İlgili
görüşlere ait merkezi eğilim istatistikleri Tablo 8’de yer almaktadır. Katılımcılara göre
en olumlu sonuç doğuran evlilik türü bireysel tanıma ile yapılan evlilik olurken, kan
bağı ile yapılan evlilik ise bu sıralamada sonda yer almıştır. Görücü usulü evlilik ile
TV programları aracılığı ile evliliklerin hemen hemen eşit düzeyde olumlu
sonuçlanacağı düşünülürken, bu türleri TV programları aracılığı ile evlilik takip
etmiştir.
Tablo 8. Evlenme Yöntemlerinden Hangisinin Daha İyi Sonuç Doğurduğuna İlişkin Merkezi Eğilim
İstatistik Sonuçları
N
En
En
Düşük Yüksek Ortalama S. Sapma
Bireysel Tanıma Sonucu Evlilik
1108
1
5
4,43
,850
Görücü Usulü Evlilik
1027
1
5
3,08
1,218
İnternet Aracılığı İle Evlilik
1027
1
5
3,07
1,035
TV Programları Aracılığı İle Evlilik
1022
1
5
2,26
1,129
Kan Bağı İle Evlilik
997
1
5
1,81
1,053
80 3. Evlilikte Önemli Olan Kavram ve Özellikler
Çalışma kapsamında katılımcılara evlilikte önemli olan kavram ve özellikleri
ne düzeyde önemsedikleri de sorulmuştur. Söz konusu özelliklere ilişkin merkezi
eğilim istatistikleri Tablo 9’da yer almaktadır. Analiz sonuçlarına göre katılımcıların
en çok önemsedikleri kavramlar sırasıyla sadakat, sevgi, cinsellik, aşk ve kültürel ve
demografik faktörler olurken, en düşük düzeyde önemsenen kavramlar ise para,
kişilerin birbirini daha önceden tanıyor olması ve fiziksel özellikler olmuştur.
Tablo 9. Evlilikte Önemli Olan Kavram ve Özelliklere İlişkin Merkezi Eğilim İstatistik Sonuçları
N
En
En
Düşük Yüksek Ortalama S. Sapma
Sizce sadakatin evlilikteki rolü nedir?
943
1
5
4,74
,644
Sadakat kelimesi size göre evliliği tanımlamada ne derece
920
1
5
4,67
,698
Sevgi kelimesi size göre evliliği tanımlamada ne derece önemlidir?
928
1
5
4,39
,836
Sizce bir evlilikte beklentilerinizin karşılanamaması ne derece
896
1
5
4,36
,904
Sizce bir evlilikte cinselliğin rolü nedir?
937
1
5
4,33
,773
Cinsellik kelimesi size göre evliliği tanımlamada ne derece
922
1
5
4,20
,863
Aşk kelimesi size göre evliliği tanımlamada ne derece önemlidir?
922
1
5
3,91
1,089
Bir evlilikte kültürel ve demografik farklar ne kadar önemlidir?
931
1
5
3,81
1,038
Sizce bir evlilikte fiziksel özellikler ne kadar önemlidir?
936
1
5
3,70
,972
Evliliklerde kişilerin birbirlerini önceden tanıyor olması önemli midir?
930
1
5
3,62
1,200
Ekonomi(para) kelimesi size göre evliliği tanımlamada ne derece
914
1
5
3,62
1,088
905
1
5
3,43
1,385
önemlidir?
önemlidir?
önemlidir?
önemlidir?
Evlilik sitesinde aradığınız kriterlere uygun partner bulamadığınız
zaman siteye üyeliğiniz ne derece etkilenir?
4. Online Flörtte Etkili Olan Faktörler
Bu başlık altında ise katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörlere
ilişkin merkezi eğilim istatistik bulgulara yer verilmiştir. Bulgular Tablo 10’da yer
almaktadır. Buna göre katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörler
81 sırasıyla online partnerle daha mutlu olma düşüncesi, heyecan, gizemlilik ve
utangaçlık şeklinde sıralanmaktadır.
Tablo 10. Online Flörtte Etkili Olan Faktörlere İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri
N
Online olarak tanıştığınız/tanışacağınız partnerinizle daha mutlu
En
En
Düşük Yüksek Ortalama S. Sapma
903
1
5
3,51
1,078
Online flört etmenize sebep olarak heyecanın etkisi/ önemi nedir?
901
1
5
3,33
1,159
Online flört etmenize sebep olarak gizemliliğin etkisi/önemi nedir?
893
1
5
3,08
1,242
Online flört etmenize sebep olarak utangaçlığın etkisi/ önemi nedir?
896
1
5
3,07
1,223
olma düşüncenizin derecesini belirtiniz
5. Benimsenen Dünya Görüşleri
Bu başlık altında ise katılımcıların benimsedikleri dünya görüşleri ile ilgili
betimleyici bulgulara yer verilmiştir. Söz konusu dünya görüşleri beş farklı madde ve
likert tipi beşli ölçekle ölçülmüştür (1= Hiç önemli değil, 5= Çok önemli).
Söz konusu maddelerinin betimleyici değerlendirmeleri merkezi eğilim
istatistikleri aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Tablo 11’de görüldüğü gibi eşitlikçi,
yenilikçi ve demokratlık seçenekleri daha ön plana çıkarken gelenekçilik ve
muhafazakârlık kavramları ise son sıralarda yer almıştır.
Tablo 11. Benimsenen Dünya Görüşüne İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri
N
En
En
Düşük Yüksek Ortalama S. Sapma
Eşitlikçi
817
1
5
4,19
,943
Yenilikçi
806
1
5
4,01
,941
Demokratlık
803
1
5
3,75
1,115
Muhafazakarlık
815
1
5
3,27
1,303
Gelenekçilik
800
1
5
3,12
1,203
82 6. Evlilik Sitelerine Yönelten Faktörler
Bu başlık altında ise katılımcıların evlilik sitelerine yönelmelerine neden olan
faktörlerin betimleyici bulgularına yer verilmiştir. Söz konusu faktörler beş farklı
madde ve likert tipi beşli ölçekle ölçülmüştür (1= Hiç önemli değil, 5= Çok önemli).
Söz konusu maddelerinin betimleyici değerlendirmeleri merkezi eğilim
istatistikleri aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Tablo 12’de görüldüğü gibi katılımcıları
evlilik sitelerine yönelten faktörlerin başında sosyal ortam eksikliği ve zaman eksikliği
gelmektedir. Bu faktörleri sırasıyla yoğun iş temposu, çevre ve ekonomik faktörler
takip etmektedir.
Tablo 12. Evlilik Sitelerine Yönelten Faktörlere İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri
N
7.
En
En
Düşük Yüksek Ortalama S. Sapma
Sosyal Ortam Eksikliği
822
1
5
3,82
1,270
Zaman Eksikliği
806
1
5
3,56
1,311
Yoğun İş Temposu
809
1
5
3,48
1,271
Çevre (aile, akraba, arkadaş)
813
1
5
3,04
1,477
Ekonomik Faktörler
802
1
5
2,95
1,351
Geleneksel Evliliklerde Önemli Olan Faktörler
Bu başlık altında ise katılımcıların geleneksel evliliklerde önemli olan
faktörlere ilişkin görüşlerinin betimleyici bulgularına yer verilmiştir. Söz konusu
faktörler beş farklı madde ve likert tipi beşli ölçekle ölçülmüştür (1= Hiç önemli değil,
5= Çok önemli).
Söz konusu faktörlerin betimleyici değerlendirmeleri merkezi eğilim
istatistikleri aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Tablo 13’de görüldüğü gibi geleneksel
evliliklerde önemli olan faktörlerin başında sadakat gelmektedir. Sadakati sevgi,
cinsellik, aşk ve ekonomi (para) izlemektedir.
83 Tablo 13. Geleneksel Evliliklerde Önemli Olan Faktörlere İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri
En
En
Düşük Yüksek Ortalama S. Sapma
N
8.
Sadakat
650
1
5
4,44
,874
Sevgi
652
1
5
4,08
1,031
Cinsellik
640
1
5
3,98
1,046
Aşk
641
1
5
3,73
1,187
Ekonomi (para)
638
1
5
3,72
1,093
Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum
Çalışma kapsamında son olarak katılımcıların evlilik sitelerine yönelik
tutumlarını ortaya koymaya yönelik sorulara ve bunlara alınan yanıtların betimleyici
bulgularına yer verilmiştir. Söz konusu tutumlar yirmi farklı madde ve likert tipi beşli
ölçekle ölçülmüştür (1= Kesinlikle düşünmüyorum, 5= Kesinlikle düşünüyorum).
Söz konusu maddelerin betimleyici değerlendirmeleri merkezi eğilim
istatistikleri aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Tablo 14’de görüldüğü gibi evlilik
sitelerinin
gizlilik
politikaları
sayesinde
katılımcıların
daha
rahat
iletişim
kuruduklarına dair madde en yüksek ortalamaya sahiptir. Bunu “karşı tarafın
beklentilerini önceden biliyor olmanın daha kolay iletişim kurmayı sağlayacağını
düşünüyorum”, “Evlilik sitelerinin direkt adaya ulaşma imkânını sunuyor olması
cesaretinizi ve inancınızı arttırıyor mu?”, “Tanınmış gözlerden uzak bir ilişkiye
başlamanın ve yürütmenin daha kolay olduğunu düşünüyorum” ve “Karşılıklı
beklentilerin aynı olduğunu biliyor olmak evlilik sitelerinde olan güveninizi arttırıyor
mu?”maddeleri izlemektedir.
Evlilik siteleri tutumuna dair ikinci bir değerlendirme daha yapılmıştır. Bu kez
konu ile ilgili daha net bir bulguya ulaşmak amaçlanmıştır. Bu çerçevede söz konusu
yirmi madde “computevariable” komutu aracılığıyla ortalamaları alınmak suretiyle tek
bir indekse dönüştürülmüştür. Son aşamada ise evlilik siteleri tutum indeksinin
merkezi eğilim istatistikleri hesaplanmıştır.
84 Tablo 14. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutuma İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri
N
Evlilik sitelerinin gizlilik politikası ile düşüncelerinizi daha rahat ifade
ediyor olmak daha rahat iletişim kurmanızda ne derece etkilidir?
Karşı tarafın beklentilerini önceden biliyor olmanın daha kolay iletişim
kurmayı sağlayacağını düşünüyorum.
Evlilik sitelerinin direkt adaya ulaşma imkânını sunuyor olması
cesaretinizi ve inancınızı arttırıyor mu?
Tanınmış gözlerden uzak bir ilişkiye başlamanın ve yürütmenin daha
kolay olduğunu düşünüyorum.
Karşılıklı beklentilerin aynı olduğunu biliyor olmak evlilik sitelerinde
olan güveninizi arttırıyor mu?
Bir insanın kendisinden önce fikirlerini tanıyabilmek için evlilik
sitelerinin doğru bir tercih olduğunu düşünüyorum
Uzman desteği(psikolog-psikiyatr-evlilik danışmanı-astrolog..) ile
birlikte hizmet veriyor olması bu siteleri sizin için daha güvenilir
kılıyor mu?
Evlilik sitesine üye olduğumda karşı tarafı tanıma sürem hızlanacağı
için daha kısa sürede birinin hayatımda olacağını düşünüyorum.
Evlilik siteleri aracılığı ile kişiler arası iletişimde önyargıların
kırılabileceğini düşünüyorum
Evlilik siteleri sorunsuz bir evliliğin oluşturulmasında ne derece önem
arz eder?
Aile hayatınızın başlangıcı için evlilik sitelerinin faaliyetleri sizin için
önemli midir?
Kısa sürede uygun bir evlilik yapma noktasında evlilik sitelerinin hızlı
ve olumlu sonuç vereceğini düşünüyorum.
Bir kişinin özelliklerini tanımada evlilik sitelerinin bana daha fazla
yardımcı olacağını düşünüyorum.
Evlilik sitelerine yönelmenizde toplumsal statünüzün önem derecesi
nedir?
Evlilik sitelerinin evliliğe bakışını geleneksel evliliklere göre daha
gerçekçi buluyor musunuz?
Evlilik sitelerinde kişiler arası iletişimin yüz yüze iletişime göre daha
sağlıklı sonuçlar vereceğini düşünüyorum.
Kendinizi toplumdan soyutlanmış hissettiğiniz için evlilik sitesine üye
olma fikri çok cazip geldi mi?
Evlilik sitesi aracılığı ile evlendiğinizi çevrenizden saklama gereği
duyar mısınız?
Evlilik sitelerine yönelmenizde toplumun değer yargıları sizin için ne
derece etkili oldu?
Evlilik sitelerinin faaliyetleri beklentilerinizi karşılamaz ise evliliğe
karşı bakış açınız değişir mi?
En
En
Düşük Yüksek Ortalama S. Sapma
628
1
5
3,66
1,271
554
1
5
3,64
1,130
629
1
5
3,51
1,295
553
1
5
3,42
1,191
632
1
5
3,36
1,245
552
1
5
3,32
1,169
632
1
5
3,25
1,326
553
1
5
3,24
1,193
552
1
5
3,22
1,189
627
1
5
3,18
1,235
639
1
5
3,12
1,256
551
1
5
3,08
1,228
555
1
5
3,08
1,292
638
1
5
3,03
1,390
632
1
5
2,97
1,264
552
1
5
2,90
1,312
631
1
5
2,83
1,474
628
1
5
2,79
1,464
634
1
5
2,77
1,384
636
1
5
2,50
1,381
Tablo 15 söz konusu hesaplamaya dair bulguları içermektedir. Sonuçlara göre
katılımcıların evlilik siteleri tutum indeks ortalaması 3.14 olarak gerçekleşmiştir. Bu
sonuçlara göre katılımcıların evlilik siteleri tutum düzeylerinin “orta” düzeyde olduğu
söylenebilir (Söz konusu sınıflandırmada, kullanılan beşli likert ölçeğinden
esinlenilmiştir. Katılım düzeyine en düşük 1, en yüksek de 5 puanı ifade eden yanıtlar
85 verildiği ve toplam bir katılım indeksi oluşturulduğu için 4/5 = .80 puan aralığında
1’den başlamak üzere derecelendirme yapılmıştır. 1,00-1,80 = çok düşük; 1,81-2,60 =
düşük; 2,61-3,40 = orta; 3,41-4,20 = yüksek; 4,21-5,00 = çok yüksek).
Tablo 15. Evlilik Siteleri Tutum İndeksine İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri
Tutum İndeks
N
En Düşük
En Yüksek
Ortalama
S. Sapma
653
1,00
5,00
3,1408
,80389
C. EVLİLİK/EVLİLİK SİTELERİ İLE İLGİLİ GÖRÜŞLER VE
DEMOGRAFİK NİTELİKLER
Bu başlık altında yukarıda betimleyici bulguları ele alınan evlilik ve evlilik
siteleri ile ilgili görüşlerin katılımcıların demografik niteliklerine göre farklılaşacağını
öngören hipotezlerin sınanması ilgili analizler aracılığıyla gerçekleştirilmiştir.
1. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve
Demografik Nitelikler
Bu kapsamda öncelikle katılımcıların evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara
verdikleri önemin onların demografik niteliklerine göre farklılık gösterdiğini öneren
hipotezler ilgili analizler aracılığıyla sınanmıştır.
a. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Cinsiyet
Evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verilen önem düzeyinin cinsiyete
göre anlamlı biçimde farklılaşacağını öngören hipotezi sınamak amacıyla bağımsız
örneklem t testi uygulanmıştır. İlgili hipotezi sınamak için iki bağımsız örneklem
kategorisi olan cinsiyet değişkenine bağlı olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki evlilik
ilişkisinde
rol
oynayan
kavramlara
verilen
önem
düzeyi
ortalamalarının
karşılaştırılması söz konusu olduğu için bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır.
Tablo 16’da görüldüğü gibi sonuçlar; kadın katılımcıların sevgi (χֿ= 4.77), aşk
(χֿ= 4.28), sadakat (χֿ= 4.87) ve para (χֿ= 4.19) kavramlarına verdikleri önem düzeyi
ortalamaları erkeklere göre (χֿ= 4.57, χֿ= 4.10, χֿ= 4.73, χֿ= 3.47,) anlamlı biçimde
daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur (t= 3.833, p<.001; t= 1.979, p<.05; t= 3.221,
p<.005; t= 9.114, p<.001;bkz. Ek-1 Tablo 1).
86 Tablo 16:Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem Düzeyi ve Cinsiyet Bağımsız
Örneklem t Testi Sonuçları
Evlilikte Rol Oynayan
Kavramlar
Sevgi
Aşk
Sadakat
Ekonomi (Para)
Cinsellik
Cinsiyet
N
Ortalama
Kadın
204
4.77
Erkek
387
4.57
Kadın
198
4.28
Erkek
383
4.10
Kadın
204
4.87
Erkek
384
4.73
Kadın
201
4.19
Erkek
380
3.47
Kadın
201
4.21
Erkek
381
4.33
t Testi
Sig.
3.833
.000
1.979
.048
3.221
.001
9.114
.000
-1.563
.119
Sonuçlara göre 1a numaralı hipotez (Katılımcıların evlilik ilişkisinde rol
oynayan kavramlara verdikleri önem derecesi onların cinsiyetlerine göre anlamlı
biçimde farklılaşmaktadır)kabul edilmiştir.
b. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Yaş
Evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verilen önem düzeyi ile yaş arasında
anlamlı ilişki öngören hipotezi sınamak amacıyla her ikisi de aralıklı ölçüm
düzeylerindeki bu iki değişken arasında Pearson Correlation analizi uygulanmıştır.
Tablo 17’de sonuçları görülen analize göre katılımcıların evlilikte rol oynayan
kavramlardan sadece cinsellik kavramına verdikleri önem ile yaşları arasında pozitif
yönlü çok zayıf kuvvette anlamlı ilişki bulunmaktadır (r= .094, p<.05). Diğer
kavramlara verilen önem ile yaş arasında anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır (bkz. Ek1 Tablo 2).
87 Tablo 17: Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Yaş Korelasyon Analizi
Sonuçları
Yaş
Evlilikte Rol Oynayan
Kavramlar
N
R
Sig.
Sevgi
575
.025
.547
Aşk
568
-.044
.294
Sadakat
573
.032
.445
Ekonomi (Para)
569
.021
.622
Cinsellik
568
.094
.025
Bu sonuçlara göre 1b numaralı hipotez (Katılımcıların evlilik ilişkisinde rol
oynayan kavramlara verdikleri önem derecesi ile yaşları arasında anlamlı ilişki vardır)
önemli ölçüde reddedilmiştir.
c. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Meslek
Evlilik
ilişkisinde
rol
oynayan
kavramlara
verilen
önem
düzeyinin
katılımcıların mesleklerine göre anlamlı biçimde farklılaşacağını öngören hipotezi
sınamak amacıyla tek yönlü varyans analizi (ANOVA) uygulanmıştır. İlgili hipotezi
sınamak için ikiden fazla bağımsız örneklem kategorisi olan meslek değişkenine bağlı
olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki evlilikte rol oynayan kavram ortalamalarının
karşılaştırılması söz konusu olduğu için tek yönlü varyans analizi (ANOVA)
uygulanmıştır.
Tablo 18’de ayrıntıları yer alan analiz sonuçlarına göre evlilikte rol oynayan
kavram
ortalamaları
katılımcıların
meslek
türlerine
göre
anlamlı
şekilde
farklılaşmamaktadır (bkz. Ek-1 Tablo 3). Bu sonuçlara göre 1c numaralı hipotez
(Katılımcıların evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verdikleri önem derecesi
onların mesleklerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır) reddedilmiştir.
88 Tablo 18.Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Meslek Türü ANOVA Sonuçları
Meslek
N
Ortalama
Kamu
135
4.62
Finans
12
4.75
Sağlık
27
4.59
Serbest
Meslek
152
4.64
Özel Sektör
262
4.65
Kamu
131
4.17
Finans
12
4.33
Sağlık
26
4.08
Serbest
Meslek
148
4.28
Özel Sektör
262
4.08
Kamu
133
4.75
Finans
12
4.92
Sağlık
26
4.81
Serbest
Meslek
151
4.76
Özel Sektör
263
4.79
Kamu
131
3.77
Finans
13
3.15
Sağlık
27
3.81
Serbest
Meslek
147
3.64
Özel Sektör
262
3.74
Kamu
131
4.37
Finans
12
3.92
Sağlık
27
4.19
Serbest
Meslek
145
4.28
Özel Sektör
265
4.29
Evlilikte Rol
Oynayan
Kavramlar
Sevgi
Aşk
Sadakat
Ekonomi (Para)
Cinsellik
FTesti
Sig.
.124
.974
1.077
.367
.313
.869
1.151
.331
.936
.442
d. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Daha
Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı
Evlilik
ilişkisinde
rol
oynayan
kavramlara
verilen
önem
düzeyinin
katılımcıların daha önce bir evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde
farklılaşacağını öngören hipotezi sınamak amacıyla bağımsız örneklem t testi
uygulanmıştır. İlgili hipotezi sınamak için iki bağımsız örneklem kategorisi olan
89 evlilik yapılıp yapılmadığı değişkenine bağlı olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki evlilik
ilişkisinde
rol
oynayan
kavramlara
verilen
önem
düzeyi
ortalamalarının
karşılaştırılması söz konusu olduğu için bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır.
Tablo 19’da görüldüğü gibi; daha önce evlilik yapmış olan katılımcıların
cinsellik kavramına verdikleri önem düzeyi ortalaması (χֿ= 4.38) daha önce evlilik
yapmamış olan katılımcılara göre (χֿ= 4.21) anlamlı biçimde daha yüksektir. Buna
karşın
diğer
kavramlara
verilen
önem
düzeyi
anlamlı
biçimde
farklılık
göstermemektedir (Ek-1 Tablo 4).
Tablo 19:Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem Düzeyi ve Daha Önce Evlilik
Yapılıp Yapılmadığı Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları
Evlilikte Rol
Oynayan Kavramlar
Sevgi
Aşk
Sadakat
Ekonomi (Para)
Cinsellik
Evlilik
Yapıldı
mı?
Evet
N
Ortalama
272
4.63
Hayır
318
4.65
Evet
265
4.16
Hayır
315
4.17
Evet
270
4.81
Hayır
318
4.75
Evet
269
3.71
Hayır
312
3.72
Evet
270
4.38
Hayır
312
4.21
t Testi
Sig.
-.427
.669
-.079
.937
1.381
.168
-.045
.964
2.392
.017
Sonuçlara göre 1d numaralı hipotez (Katılımcıların evlilik ilişkisinde rol
oynayan kavramlara verdikleri önem derecesi onların daha önce bir evlilik yapıp
yapmadıklarına göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır)önemli ölçüde reddedilmiştir.
e. Evlilik İlişkisinde Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Gelir
Düzeyi
Evlilik ilişkisinde rol oynayan kavramlara verilen önem düzeyi ile gelir düzeyi
arasında anlamlı ilişki öngören hipotezi sınamak amacıyla her ikisi de aralıklı ölçüm
düzeylerindeki bu iki değişken arasında Pearson Correlation analizi uygulanmıştır.
Tablo 20’de sonuçları görülen analize göre katılımcıların evlilikte rol oynayan
kavramlara verdikleri önem ile gelir düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki
bulunmamaktadır (bkz. Ek-1 Tablo 5).
90 Tablo 20: Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Gelir Düzeyi Korelasyon
Analizi Sonuçları
Gelir Düzeyi
Evlilikte Rol Oynayan
Kavramlar
N
r
Sig.
Sevgi
575
.025
.547
Aşk
568
-.044
.294
Sadakat
573
.032
.445
Ekonomi (Para)
569
.021
.622
Cinsellik
568
.094
.025
Bu sonuçlara göre 1e numaralı hipotez (Katılımcıların evlilik ilişkisinde rol
oynayan kavramlara verdikleri önem derecesi ile gelir düzeyleri arasında anlamlı ilişki
vardır) reddedilmiştir.
2. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Demografik Nitelikler
İkinci aşamada bu kez katılımcıların evlenme yöntemleri ile ilgili görüşlerinin
onların demografik niteliklerine göre farklılık gösterdiğini öneren hipotezler ilgili
analizler aracılığıyla sınanmıştır.
a. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Cinsiyet
Evlenme yöntemleri ile ilgili görüşlerin cinsiyete göre anlamlı biçimde
farklılaşacağını öngören hipotezi sınamak amacıyla bağımsız örneklem t testi
uygulanmıştır. İlgili hipotezi sınamak için iki bağımsız örneklem kategorisi olan
cinsiyet değişkenine bağlı olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki evlenme yöntemleri ile
ilgili görüşlerin ortalamalarının karşılaştırılması söz konusu olduğu için bağımsız
örneklem t testi uygulanmıştır.
Tablo 21’de görüldüğü gibi; kadın katılımcılar TV programları aracılığıyla
evlilik düşüncesine (χֿ= 2.46) erkeklere göre (χֿ= 2.18) anlamlı biçimde daha olumlu
yaklaşmaktadırlar (t= 2.805, p<.01). Öte yandan erkek katılımcılar ise kan bağı ile
evlilik düşüncesine (χֿ= 1.93) kadınlara göre (χֿ= 1.72) anlamlı biçimde daha olumlu
yaklaşmaktadırlar (t= -2.270, p<.05). Diğer evlilik yöntemlerine ilişkin belirtilen
görüşlerde cinsiyete göre anlamlı bir farklılık görülmemektedir (bkz. Ek-1 Tablo 6).
91 Tablo21:Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Cinsiyet Bağımsız Örneklem t Testi
Sonuçları
Evlenme Yöntemleri İle İlgili
Görüşler
TV Programları Aracılığıyla
Evlilik
İnternet Aracılığı İle Evlilik
Görücü Usulü Evlilik
Kan Bağı İle Evlilik
Bireysel Tanıma Sonucu
Evlilik
Cinsiyet
N
Ortalama
Kadın
195
2.46
Erkek
379
2.18
Kadın
196
3.08
Erkek
379
3.23
Kadın
196
3.12
Erkek
378
3.14
Kadın
197
1.72
Erkek
376
1.93
Kadın
207
4.43
Erkek
388
4.41
t Testi
Sig.
2.805
.005
-1.899
.058
-.218
.828
-2.270
.024
.258
.797
Sonuçlara göre 2a numaralı hipotez (Katılımcıların evlenme yöntemleri ile
ilgili görüşleri onların cinsiyetlerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır) kısmen
kabul edilmiştir.
b. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Yaş
Evlenme yöntemleri ile ilgili görüşlere verilen önem düzeyi ile yaş arasında
anlamlı ilişki öngören hipotezi sınamak amacıyla her ikisi de aralıklı ölçüm
düzeylerindeki bu iki değişken arasında Pearson Correlation analizi uygulanmıştır.
Tablo 22: Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Yaş Korelasyon Analizi Sonuçları
Yaş
Evlenme Yöntemleri İle İlgili
Görüşler
Tablo
N
R
Sig.
TV Programları Aracılığıyla Evlilik
561
.144
.001
İnternet Aracılığı İle Evlilik
564
.112
.008
Görücü Usulü Evlilik
564
-.140
.001
Kan Bağı İle Evlilik
563
-.124
.003
Bireysel Tanıma Sonucu Evlilik
580
.044
.293
22’de
sonuçları
görülen
analize
göre
katılımcıların
evlenme
yöntemlerinden TV programları (r= .144, p<.01) ve internet aracılığı (r= .112, p<.01)
ile evliliklere olumlu yaklaşım düzeyleri ile yaşları arasında pozitif yönlü çok zayıf
kuvvette anlamlı ilişki bulunmaktadır (bkz. Ek-1 Tablo 7). Yani katılımcıların yaşları
92 arttıkça TV programları ve internet aracılığı ile evliliklere daha da olumlu yaklaştıkları
görülmektedir.
Diğer yandan katılımcıların evlenme yöntemlerinden görücü usulü (r= -.140,
p<.005) ve kan bağı (r= -.124, p<.005) ile evliliklere olumlu yaklaşım düzeyleri ile
yaşları arasında negatif yönlü çok zayıf kuvvette anlamlı ilişki bulunmaktadır (bkz.
Ek-1 Tablo 7). Yani katılımcıların yaşları arttıkça görücü usulü ve internet aracılığı ile
evliliklere daha düşük düzeyde olumlu yaklaştıkları görülmektedir. Ancak
katılımcıların bireysel tanıma sonucu evliliklere olumlu yaklaşım düzeyleri ile yaşları
arasında anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır (bkz. Ek-1 Tablo 7).
Bu sonuçlara göre 2b numaralı hipotez (Katılımcıların evlenme yöntemleri ile
ilgili görüşleri ile yaşları arasında anlamlı ilişki vardır) kabul edilmiştir.
c. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Meslek
Evlenme yöntemleri ile ilgili görüşlerin katılımcıların mesleklerine göre
anlamlı biçimde farklılaşacağını öngören hipotezi sınamak amacıyla tek yönlü varyans
analizi (ANOVA) uygulanmıştır. İlgili hipotezi sınamak için ikiden fazla bağımsız
örneklem kategorisi olan meslek değişkenine bağlı olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki
evlenme yöntemleri ile ilgili görüş ortalamalarının karşılaştırılması söz konusu olduğu
için tek yönlü varyans analizi (ANOVA) uygulanmıştır.
Tablo 23’de ayrıntıları yer alan analiz sonuçlarına göre katılımcıların TV
programları aracılığıyla (F= 3.223, p < .05) ve kan bağı ile evlenme (F= 2.572, p <
.05) yöntemine ilişkin olarak görüşleri onların mesleklerine göre anlamlı biçimde
farklılık göstermektedir (bkz. Ek-1 Tablo 8). Diğer yandan diğer evlilik yöntemlerine
ilişkin görüşler katılımcıların meslek türlerine göre anlamlı biçimde farklılık
göstermemektedir.
Katılımcıların mesleklerine göre farklılık gösteren TV programları aracılığıyla
evlilik görüşlerinin hangi meslek grupları arasında anlamlı biçimde farklılaştığını
ortaya koymak amacıyla Bonferroni testi uygulanmıştır. Test sonuçlarına göre serbest
meslek sahiplerinin (χֿ= 2.50) özel sektör çalışanlarına göre (χֿ= 2.11) TV programları
93 aracılığıyla evlenme yöntemine anlamlı biçimde daha olumlu yaklaştıkları ortaya
konmuştur (p< .01; bkz. Ek-1 Tablo 9). Diğer meslek grupları arasında bu yönteme
bakış açısından anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır.
Katılımcıların mesleklerine göre farklılık gösteren diğer bir yöntem olan kan
bağı ile evliliğe ilişkin görüşlerin hangi meslek grupları arasında anlamlı biçimde
farklılaştığını ortaya koymak amacıyla yine çapraz tablo hesaplamaları ve Bonferroni
testi uygulanmıştır. Ancak test sonuçlarına göre meslek grupları arasında kan bağı ile
evliliğe ilişkin görüşlerin anlamlı biçimde farklılaşmadığı belirlenmiştir (bkz. Ek-1
Tablo 10).
Bu sonuçlara göre 2c numaralı hipotez (Katılımcıların evlenme yöntemleri ile
ilgili görüşleri onların mesleklerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır) önemli
ölçüde reddedilmiştir.
Tablo 23.Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Meslek Türü ANOVA Sonuçları
Evlenme
Yöntemleri İle
İlgili Görüşler
TV Programları
Aracılığıyla Evlilik
İnternet Aracılığı
İle Evlilik
Görücü Usulü
Evlilik
Kan Bağı İle Evlilik
Meslek
N
Ortalama
Kamu
133
2.38
Finans
12
2.42
Sağlık
26
2.15
Serbest
Meslek
143
2.50
Özel Sektör
261
2.11
Kamu
132
3.22
Finans
12
3.00
Sağlık
26
3.19
Serbest
Meslek
142
3.28
Özel Sektör
263
3.12
Kamu
132
3.12
Finans
12
3.42
Sağlık
26
3.12
Serbest
Meslek
143
3.05
Özel Sektör
261
3.17
Kamu
132
1.95
FTesti
Sig.
3.223
.012
.821
.512
.409
.802
2.572
.037
94 Bireysel Tanıma
Sonucu Evlilik
Finans
12
2.25
Sağlık
26
2.08
Serbest
Meslek
142
1.97
Özel Sektör
261
1.70
Kamu
134
4.53
Finans
13
4.23
Sağlık
27
4.41
Serbest
Meslek
154
4.42
Özel Sektör
267
4.37
1.093
.359
d. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Daha Önce Evlilik Yapılıp
Yapılmadığı
Evlenme yöntemleri ile ilgili görüşlerin katılımcıların daha önce bir evlilik
yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde farklılaşacağını öngören hipotezi sınamak
amacıyla bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. İlgili hipotezi sınamak için iki
bağımsız örneklem kategorisi olan evlilik yapılıp yapılmadığı değişkenine bağlı
olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki evlilik yöntemlerine ilişkin görüş ortalamalarının
karşılaştırılması söz konusu olduğu için bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır.
Tablo 24’de görüldüğü gibi; daha önce evlilik yapmış olan katılımcılar evlilik
yöntemlerinden TV programları aracılığıyla (χֿ= 2.44) ve internet aracılığıyla (χֿ=
3.27) evlilik yöntemlerine, daha önce evlilik yapmamış olan katılımcılara göre (χֿ=
2.14; χֿ= 3.11) anlamlı biçimde daha olumlu yaklaşmaktadırlar (t=3.233, p< .005;
t=2.037, p< .05; bkz. Ek-1 Tablo 11). Diğer yandan daha önce evlilik yapmamış olan
katılımcılar evlilik yöntemlerinden görücü usulü ile evlilik yöntemine (χֿ= 3.26) daha
önce evlilik yapmış olanlara göre (χֿ= 2.98) anlamlı biçimde daha olumlu
yaklaşmaktadırlar (t=3.233, p< .005; bkz. Ek-1 Tablo 11). Kan bağı ile evlilik ve
bireysel tanıma yoluyla evlilik yöntemlerine yaklaşım ise katılımcıların daha önce
evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde farklılık göstermemektedir (bkz.
Ek-1 Tablo 11).
95 Tablo 24.Evlilik Yöntemlerine İlişkin Görüş ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı
Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları
Evlenme Yöntemleri İle İlgili
Görüşler
TV Programları Aracılığıyla
Evlilik
İnternet Aracılığı İle Evlilik
Görücü Usulü Evlilik
Kan Bağı İle Evlilik
Bireysel Tanıma Sonucu Evlilik
Evlilik
Yapıldı
mı?
N
Ortalama
Evet
263
2.44
Hayır
311
2.14
Evet
266
3.27
Hayır
310
3.11
Evet
264
2.98
Hayır
310
3.26
Evet
264
1.82
Hayır
309
1.89
Evet
278
4.41
Hayır
317
4.42
t Testi
Sig.
3.233
.001
2.037
.042
-2.865
.004
-.742
.458
-.150
.881
Sonuçlara göre 2d numaralı hipotez (Katılımcıların evlenme yöntemleri ile
ilgili görüşleri onların daha önce bir evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı
biçimde farklılaşmaktadır)önemli ölçüde kabul edilmiştir.
e. Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Gelir Düzeyi
Evlenme yöntemlerine ilişkin görüşler ile gelir düzeyi arasında anlamlı ilişki
öngören hipotezi sınamak amacıyla her ikisi de aralıklı ölçüm düzeylerindeki bu iki
değişken arasında Pearson Correlation analizi uygulanmıştır.
Tablo 25’de sonuçları görülen analize göre katılımcıların bireysel tanıma
sonucu evlilik yöntemine ilişkin görüşleri ile yaşları arasında pozitif yönlü, çok zayıf
kuvvette anlamlı bir ilişki vardır (r= .089, p< .05). Diğer yandan diğer evlilik
yöntemleri ile gelir düzeyi arasında anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır (bkz. Ek-1
Tablo 12).
96 Tablo 25.Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi
Sonuçları
Gelir Düzeyi
Evlenme Yöntemleri İle İlgili
Görüşler
N
R
Sig.
TV Programları Aracılığıyla
Evlilik
501
-.069
.121
İnternet Aracılığı İle Evlilik
503
.054
.230
Görücü Usulü Evlilik
503
.000
.998
Kan Bağı İle Evlilik
501
.060
.181
Bireysel Tanıma Sonucu Evlilik
513
.089
.044
Bu sonuçlara göre 2e numaralı hipotez (Katılımcıların evlenme yöntemleri ile
ilgili görüşleri ile gelir düzeyleri arasında anlamlı ilişki vardır) önemli ölçüde
reddedilmiştir.
3. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Demografik Nitelikler
Bu başlık altında ise katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan
faktörlerin onların demografik niteliklerine göre farklılık gösterdiğini öneren
hipotezler ilgili analizler aracılığıyla sınanmıştır.
a. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Cinsiyet
Online flört etmede etkili olan faktörlerin cinsiyete göre anlamlı biçimde
farklılaşacağını öngören hipotezi sınamak amacıyla bağımsız örneklem t testi
uygulanmıştır. İlgili hipotezi sınamak için iki bağımsız örneklem kategorisi olan
cinsiyet değişkenine bağlı olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki online flört etmede etkili
olan faktör ortalamalarının karşılaştırılması söz konusu olduğu için bağımsız örneklem
t testi uygulanmıştır.
Tablo 26’da görüldüğü gibi; kadın katılımcılar online flört etmede çevre
faktörünü (χֿ= 3.34) erkeklere göre (χֿ= 2.91) anlamlı biçimde daha fazla
önemsemektedirler (t= 3.389, p<.01). Online flört etmede etkili olan diğer faktörlere
verilen önem ise cinsiyete göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir (bkz. Ek-1
Tablo 13).
97 Tablo26.Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Cinsiyet Bağımsız Örneklem t Testi
Sonuçları
Online Flört Etmede Etkili
Olan Faktörler
Heyecan
Utangaçlık
Gizemlilik
Çevre (aile, akraba, arkadaş)
Yoğun İş Temposu
Ekonomik Faktörler
Zaman Eksikliği
Sosyal Ortam Eksikliği
Cinsiyet
N
Ortalama
Kadın
203
3.35
Erkek
387
3.36
Kadın
203
3.10
Erkek
387
3.09
Kadın
202
3.15
Erkek
383
3.06
Kadın
193
3.34
Erkek
379
2.91
Kadın
197
3.54
Erkek
380
3.52
Kadın
193
3.06
Erkek
379
2.87
Kadın
197
3.50
Erkek
380
3.63
Kadın
202
3.89
Erkek
383
3.90
t Testi
Sig.
.466
.945
.149
.881
.820
.413
3.389
.001
.222
.825
1.664
.097
-1.105
.270
-.066
.947
Sonuçlara göre 3a numaralı hipotez (Katılımcıların online flört etmelerinde
etkili olan faktörler onların cinsiyetlerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır)
önemli ölçüde reddedilmiştir.
b. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Yaş
Online flört etmede etkili olan faktörlere verilen önem düzeyi ile yaş arasında
anlamlı ilişki öngören hipotezi sınamak amacıyla her ikisi de aralıklı ölçüm
düzeylerindeki bu iki değişken arasında Pearson Correlation analizi uygulanmıştır.
98 Tablo 27.Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Yaş Korelasyon Analizi Sonuçları
Yaş
Online Flört Etmede Etkili Olan
Faktörler
N
r
Sig.
Heyecan
577
.030
.474
Utangaçlık
578
-.061
.140
Gizemlilik
573
.004
.919
Çevre (aile, akraba, arkadaş)
562
.033
.440
Yoğun iş temposu
565
-.061
.149
Ekonomik Faktörler
561
.035
.412
Zaman Eksikliği
564
-.041
.333
Sosyal Ortam Eksikliği
572
.013
.761
Tablo 27’de sonuçları görülen analize göre katılımcıların online flört etmede
etkili olan faktörlere verdikleri önem düzeyi ile yaşları arasında anlamlı bir ilişki
bulunmamaktadır (bkz. Ek-1 Tablo 14).Bu sonuçlara göre 3b numaralı hipotez
(Katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörler ile yaşları arasında anlamlı
ilişki vardır) reddedilmiştir.
c. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Meslek
Online flört etmede etkili olan faktörlere verilen önem düzeyinin katılımcıların
mesleklerine göre anlamlı biçimde farklılaşacağını öngören hipotezi sınamak amacıyla
tek yönlü varyans analizi (ANOVA) uygulanmıştır. İlgili hipotezi sınamak için ikiden
fazla bağımsız örneklem kategorisi olan meslek değişkenine bağlı olarak, aralıklı
ölçüm düzeyindeki online flört etmede etkili olan faktörlere verilen önem
ortalamalarının karşılaştırılması söz konusu olduğu için tek yönlü varyans analizi
(ANOVA) uygulanmıştır.
Tablo 28’de ayrıntıları yer alan analiz sonuçlarına göre online flört etmede
etkili olan faktörlerden utangaçlık faktörüne (F= 2.748, p < .05) ve yoğun iş temposu
faktörüne (F= 2.530, p < .05) verilen önem düzeyi katılımcıların meslek türlerine göre
anlamlı biçimde farklılık göstermektedir (bkz. Ek-1 Tablo 15).Diğer yandan diğer
faktörlere ilişkin verilen önem düzeyleri katılımcıların meslek türlerine göre anlamlı
biçimde farklılık göstermemektedir.
99 Katılımcıların mesleklerine göre farklılık gösteren utangaçlık faktörüne verilen
önemin hangi meslek grupları arasında anlamlı biçimde farklılaştığını ortaya koymak
amacıyla Bonferroni testi uygulanmıştır. Test sonuçlarına göre serbest meslek
sahiplerinin (χֿ= 3.33) kamu sektörü çalışanlarına göre (χֿ= 2.89) utangaçlık faktörüne
anlamlı biçimde daha fazla önem verdikleri ortaya konmuştur (p< .05; bkz. Ek-1 Tablo
16). Diğer meslek grupları arasında bu yönteme bakış açısından anlamlı bir farklılığa
rastlanmamıştır.
Tablo 28.Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Meslek Türü ANOVA Sonuçları
Online Flört
Etmede Etkili
Olan Faktörler
Heyecan
Utangaçlık
Gizemlilik
Çevre (aile,
akraba, arkadaş)
Yoğun iş temposu
Meslek
N
Ortalama
Kamu
132
3.36
Finans
13
3.31
Sağlık
27
3.41
Serbest
Meslek
152
3.47
Özel Sektör
266
3.29
Kamu
130
2.89
Finans
13
2.77
Sağlık
27
3.15
Serbest
Meslek
153
3.33
Özel Sektör
267
3.06
Kamu
129
3.01
Finans
13
3.38
Sağlık
27
3.19
Serbest
Meslek
150
3.25
Özel Sektör
266
3.01
Kamu
128
3.09
Finans
13
2.08
Sağlık
25
2.92
Serbest
Meslek
145
3.23
Özel Sektör
261
3.00
Kamu
131
3.49
FTesti
Sig.
.628
.642
2.748
.028
1.287
.274
2.180
.070
2.530
.040
100 Ekonomik
Faktörler
Zaman Eksikliği
Sosyal Ortam
Eksikliği
Finans
13
3.62
Sağlık
25
3.88
Serbest
Meslek
147
3.28
Özel Sektör
262
3.65
Kamu
128
2.80
Finans
13
2.62
Sağlık
25
2.92
Serbest
Meslek
146
3.05
Özel Sektör
261
2.95
Kamu
129
3.43
Finans
13
3.62
Sağlık
25
3.68
Serbest
Meslek
148
3.52
Özel Sektör
263
3.69
Kamu
130
3.90
Finans
13
3.54
Sağlık
27
3.85
Serbest
Meslek
149
3.90
Özel Sektör
266
3.91
.785
.535
.972
.422
.284
.888
Katılımcıların mesleklerine göre farklılık gösteren diğer bir faktör olan yoğun
iş temposuna verilen önemin hangi meslek grupları arasında anlamlı biçimde
farklılaştığını ortaya koymak amacıyla yine çapraz tablo hesaplamaları ve Bonferroni
testi uygulanmıştır. Ancak test sonuçlarına göre meslek grupları arasında yoğun iş
temposuna verilen önemin anlamlı biçimde farklılaşmadığı belirlenmiştir (bkz. Ek-1
Tablo 17).
Bu sonuçlara göre 3c numaralı hipotez (Katılımcıların online flört etmelerinde
etkili olan faktörler onların mesleklerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır)
önemli ölçüde reddedilmiştir.
101 d. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Daha Önce Evlilik
Yapılıp Yapılmadığı
Online flört etmede etkili olan faktörlere verilen önem düzeyinin katılımcıların
daha önce bir evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde farklılaşacağını
öngören hipotezi sınamak amacıyla bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. İlgili
hipotezi sınamak için iki bağımsız örneklem kategorisi olan evlilik yapılıp yapılmadığı
değişkenine bağlı olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki online flört etmede etkili olan
faktörlere verilen önem düzeyi ortalamalarının karşılaştırılması söz konusu olduğu için
bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır.
Tablo 29’da görüldüğü gibi, online flört etmede etkili olan faktörlere verilen
önem düzeyi katılımcıların daha önce evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı
biçimde farklılaşmamaktadır (bkz. Ek-1 Tablo 18). Sonuçlara göre 3d numaralı
hipotez (Katılımcıların online flört etmelerinde etkili olan faktörler onların daha önce
bir
evlilik
yapıp
yapmadıklarına
göre
anlamlı
biçimde
farklılaşmaktadır)
reddedilmiştir.
Tablo 29.Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı
Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları
Online Flört Etmede Etkili
Olan Faktörler
Heyecan
Utangaçlık
Gizemlilik
Çevre (aile, akraba, arkadaş)
Yoğun İş Temposu
Ekonomik Faktörler
Zaman Eksikliği
Sosyal Ortam Eksikliği
Evlilik
Yapıldı mı?
N
Ortalama
Evet
276
3.39
Hayır
314
3.32
Evet
274
2.99
Hayır
316
3.18
Evet
271
3.08
Hayır
314
3.10
Evet
267
3.19
Hayır
305
2.95
Evet
267
3.46
Hayır
310
3.57
Evet
265
2.91
Hayır
307
2.94
Evet
266
3.53
Hayır
311
3.63
Evet
272
3.82
Hayır
313
3.95
t Testi
Sig.
.810
.418
-1.962
.050
-.237
.813
1.963
.050
-1.002
.317
-.279
.780
-.922
.357
-1.194
.233
102 e. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Gelir Düzeyi
Online flört etmede etkili olan faktörlere verilen önem düzeyi ile gelir düzeyi
arasında anlamlı ilişki öngören hipotezi sınamak amacıyla her ikisi de aralıklı ölçüm
düzeylerindeki bu iki değişken arasında Pearson Correlation analizi uygulanmıştır.
Tablo 30’da sonuçları görülen analize göre katılımcıların yoğun iş temposu (r=
.097, p< .05) ve zaman eksikliği (r= .104, p< .05) faktörlerine verdikleri önem düzeyi
ile gelir düzeyleri arasında pozitif yönlü, çok zayıf kuvvette anlamlı bir ilişki vardır
(bkz. Ek-1 Tablo 19). Diğer bir ifadeyle katılımcıların gelir düzeyleri arttıkça yoğun iş
temposu ve zaman eksikliği faktörlerine verdikleri önem de artmaktadır. Diğer yandan
katılımcıların utangaçlık (r= -.136, p< .005) faktörüne verdikleri önem ile gelir
düzeyleri arasında negatif yönlü, çok zayıf kuvvette anlamlı bir ilişki vardır (bkz. Ek-1
Tablo 19). Diğer bir ifadeyle katılımcıların gelir düzeyleri arttıkça utangaçlık
faktörüne verdikleri önem azalmakta, gelir düzeyi azaldıkça da utangaçlık faktörüne
verdikleri önem artmaktadır.
Tablo 30.Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi
Sonuçları
Gelir Düzeyi
Online Flört Etmede Etkili
Olan Faktörler
N
R
Sig.
Heyecan
508
-.073
.099
Utangaçlık
509
-.136
.002
Gizemlilik
504
-.067
.136
Çevre (aile, akraba, arkadaş)
499
-.058
.196
Yoğun iş temposu
504
.097
.029
Ekonomik Faktörler
500
.014
.763
Zaman Eksikliği
502
.104
.020
Sosyal Ortam Eksikliği
506
.048
.280
Bu sonuçlara göre 3e numaralı hipotez (Katılımcıların online flört etmelerinde
etkili olan faktörler ile gelir düzeyleri arasında anlamlı ilişki vardır) kısmen kabul
edilmiştir.
103 4. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Demografik Nitelikler
Bu başlık altında ise katılımcıların evlilik sitelerine ilişkin tutumlarının onların
demografik niteliklerine göre farklılık gösterdiğini öneren hipotezler ilgili analizler
aracılığıyla sınanmıştır.
a. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Cinsiyet
Evlilik siteleri ile ilgili tutumun cinsiyete göre anlamlı biçimde farklılaşacağını
öngören hipotezi sınamak amacıyla bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. İlgili
hipotezi sınamak için iki bağımsız örneklem kategorisi olan cinsiyet değişkenine bağlı
olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki evlilik siteleri ile ilgili tutum ortalamalarının
karşılaştırılması söz konusu olduğu için bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır.
Tablo 31’de görüldüğü gibi; katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları
onların cinsiyetlerine göre anlamlı biçimde farklılık göstermemektedir (t=.024, p<.05;
bkz. Ek-1 Tablo 20).
Tablo31.Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Cinsiyet Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları
Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum
Cinsiyet
N
Ortalama
Kadın
200
3.17
Erkek
373
3.17
t Testi
Sig.
.024
.980
Sonuçlara göre 4a numaralı hipotez (Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili
tutumları onların cinsiyetlerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır) reddedilmiştir.
b. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Yaş
Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumu ile yaşları arasında anlamlı ilişki
öngören hipotezi sınamak amacıyla her ikisi de aralıklı ölçüm düzeylerindeki bu iki
değişken arasında Pearson Correlation analizi uygulanmıştır.
Tablo 32.Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Yaş Korelasyon Analizi Sonuçları
Yaş
Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum
N
R
Sig.
564
.020
.635
Tablo 32’de sonuçları görülen analize göre katılımcıların evlilik siteleri ile
ilgili tutumları ile yaşları arasında anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır (bkz. Ek-1 Tablo
104 21).Bu sonuçlara göre 4b numaralı hipotez (Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili
tutumları ile yaşları arasında anlamlı ilişki vardır) reddedilmiştir.
c. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Meslek
Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumlarının onların mesleklerine göre
anlamlı biçimde farklılaşacağını öngören hipotezi sınamak amacıyla tek yönlü varyans
analizi (ANOVA) uygulanmıştır. İlgili hipotezi sınamak için ikiden fazla bağımsız
örneklem kategorisi olan meslek değişkenine bağlı olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki
evlilik siteleri ile ilgili tutum ortalamalarının karşılaştırılması söz konusu olduğu için
tek yönlü varyans analizi (ANOVA) uygulanmıştır.
Tablo 33’de ayrıntıları yer alan analiz sonuçlarına göre katılımcıların evlilik
siteleri ile ilgili tutumları onların meslek türlerine göre anlamlı biçimde farklılık
göstermektedir (F= 3.308, p < .05; bkz. Ek-1 Tablo 22).
Katılımcıların mesleklerine göre farklılık gösteren evlilik siteleri ile ilgili tutum
düzeylerinin onların hangi meslek grupları arasında anlamlı biçimde farklılaştığını
ortaya koymak amacıyla Bonferroni testi uygulanmıştır. Test sonuçlarına göre serbest
meslek sahiplerinin (χֿ= 3.33) kamu sektörü çalışanlarına göre (χֿ= 3.06) evlilik
siteleri ile ilgili anlamlı biçimde daha fazla pozitif tutuma sahip oldukları ortaya
konmuştur (p< .05; bkz. Ek-1 Tablo 23). Diğer meslek grupları arasında bu yönteme
bakış açısından anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır.
Tablo 33.Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Meslek Türü ANOVA Sonuçları
Evlilik Siteleri İle
İlgili Tutum
Meslek
N
Ortalama
Kamu
127
3.06
Finans
13
2.80
Sağlık
27
3.01
Serbest
Meslek
143
3.33
Özel Sektör
262
3.16
F Testi
Sig.
3.308
.011
Bu sonuçlara göre 4c numaralı hipotez (Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili
tutumları onların mesleklerine göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır) kabul
edilmiştir.
105 d. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Daha Önce Evlilik Yapılıp
Yapılmadığı
Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumlarının onların daha önce bir evlilik
yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde farklılaşacağını öngören hipotezi sınamak
amacıyla bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. İlgili hipotezi sınamak için iki
bağımsız örneklem kategorisi olan evlilik yapılıp yapılmadığı değişkenine bağlı
olarak, aralıklı ölçüm düzeyindeki evlilik siteleri ile ilgili tutum ortalamalarının
karşılaştırılması söz konusu olduğu için bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır.
Tablo 34’de görüldüğü gibi, katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları
onların
daha
önce
evlilik
yapıp
yapmadıklarına
göre
anlamlı
biçimde
farklılaşmamaktadır (t= 1.501, p> .05; bkz. Ek-1 Tablo 24). Sonuçlara göre 4d
numaralı hipotez (Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları onların daha önce bir
evlilik yapıp yapmadıklarına göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır) reddedilmiştir.
Tablo 34.Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı Bağımsız
Örneklem t Testi Sonuçları
Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum
Evlilik
Yapıldı
mı?
Evet
N
Ortalama
269
3.22
Hayır
305
3.12
t Testi
Sig.
1.501
.134
e. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Gelir Düzeyi
Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili tutumları ile gelir düzeyleri arasında
anlamlı ilişki öngören hipotezi sınamak amacıyla her ikisi de aralıklı ölçüm
düzeylerindeki bu iki değişken arasında Pearson Correlation analizi uygulanmıştır.
Tablo 35’de sonuçları görülen analize göre katılımcıların evlilik siteleri
tutumları ile gelir düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır (r= -.038, p>
.05; bkz. Ek-1 Tablo 25).
Tablo 35.Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi Sonuçları
Gelir Düzeyi
Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum
N
R
Sig.
494
-.038
.395
106 Bu sonuçlara göre 4e numaralı hipotez (Katılımcıların evlilik siteleri ile ilgili
tutumları ile gelir düzeyleri arasında anlamlı ilişki vardır) reddedilmiştir.
107 SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
‘Evlilik Sitesi Kullanıcılarının Karakteristikleri ve Kullanım Motivasyonları’nı
ortaya koymayı amaçlayan bu araştırmanın teorik çerçevesi Kullanımlar ve Doyumlar
yaklaşımı, McLuhan’ın Küresel Köy Teorisi, Modernleşme Kuramı ve Yeniliklerin
Yayılması Modeli ile birlikte oluşturulmuştur. Teknolojik yeniliklerin sosyal hayata
olan etkilerini ortaya koymak adına evlilik siteleri üyelerinin katılımı ile 1179 kişi ile
anket çalışması yapılarak alan araştırması gerçekleştirilmiştir. Elde edilen bulgular
sonucunda katılımcıların temel motivasyon kaynağını daha mutlu olacaklarına
duydukları inanç ve sadakat kavramı oluşturmaktadır.
Toplumlar, iletişimin içeriğinden çok, iletişimde bulundukları araçlar tarafından
biçimlendirilir. Her yeni medya aracı sosyal anlamda topluma yeni bir takım değerler
katarak onu değiştirir ve yeni kültürel değerlere göre kişinin şekillenmesine olanak
tanır. Bu sayede yeni teknolojiler toplumu ve kişiyi kendi işleyişine göre
şekillendirerek yeni bir oluşum yaratırlar. Evlilik siteleri de bu oluşumun önemli bir
bölümünü oluşturmaktadır.
Son yıllarda bilgisayar aracılı iletişimin bireylerin en çok kullandığı iletişim
şekillerinden biri haline gelmesi, sosyal hayatta da bazı değişiklikleri meydana
getirmiştir. İnternet üzerinde gelişen iletişim modeli ile birlikte farklı kişilik
özelliklerine sahip bireylerin iletişim ihtiyaçlarını çeşitli yollardan karşıladığı
görülmüştür. Bireyleri internet ortamında bir araya getirerek iletişim kurmalarını
sağlayan evlilik siteleri de teknolojik gelişmelere paralel olarak ortaya çıkmış, son
yıllarda oldukça rağbet gören siteler arasında yer almaktadır. Bu durumu şu şekilde
açıklamak mümkündür: İnsanlar evlenmek için uygun adayların olduğu bütün
kaynakları denerler, internette bunlardan en kolay ulaşılanıdır.
Evlilik evrensel bir olgudur; ancak her toplumun kendine göre oluşturduğu
normları, örf ve adetleri vardır ve bunlar her toplumda farklılık göstermektedir. Evlilik, insanın gelişiminde birinci düzeyde rol oynayan bir süreç sonucunda oluşan en
küçük birimdir. Bireyin ihtiyaçlarını karşılayabileceği en doğal ilişki biçimi olarak
tanımlanmaktadır. Bireylerin sosyal açıdan gelişmesi için önemli bir etkiye sahip olan
108 evliliklerde kişilerin maddi manevi doyum sağlaması ve yaşadığı çevreye uyum
sağlayarak yararlı bir birey olabilmesi nasıl bir evlilik yaptığıyla doğrudan ilişkilidir.
2000 yılından bu yana en yüksek trafikli siteler arasında yer aldığı belirlenen
evlilik siteleri dünya genelinde kullanıcıların online aktiviteleri arasında 13. sırada yer
aldığı biliniyor. Şöyle ki, internet ile birlikte evlenmek isteyenlerin ilk başvurduğu
adreslerden biri de evlilik siteleri olmaya başlamış görülüyor. Elde edilen bulgulara
göre de katılımcılardan % 53’ünün daha önce hiç evlilik yapmamış kişilerden
oluşması, evlenme kararının oluşması ile birlikte ilk başvurulan adres acaba evlilik
siteleri mi? sorusunu akıllara getiriyor.
Evlilik sitelerine olan talebin her geçen gün artmasıyla, evlilik siteleri hızlı bir
gelişim göstermiş ve önemli bir sektör haline gelmeye başlamıştır. İnternet ile
tanıştığımız yeni dünya, toplumların kültürel değerlerine etki ederek onları
değiştirdiği, veya birbirinin aynı olan tek boyutlu küresel bir toplum yapısını meydana
getirmeye başladığı düşünülebilir. Evlilik siteleri de teknoloji aracılığı ile yaratılan bu
değişimin bir parçasını oluşturmaktadır. İlk izlerini Amerika’da ve Avrupa ülkelerinde
gördüğümüz evlilik siteleri bugün sınırları aşmış, dünyanın hemen hemen her
ülkesinde birbirine benzer ya da birbirinden ayrılır yönleriyle hizmet verir hale
gelmiştir. Bu durum küresel bir boyutta, insan ilişkilerinin başlama noktasının internet
üzerine taşınmasının yanı sıra, sürdürülebilir ilişkilerin kaynağı olarak da sanal
ortamların gösterilmesine neden olmuştur. ‘Sosyal’ kavramı yerine artık ‘sanal’
kavramı gelmeye başlamış; sanal sohbetler, sanal ilişkiler, sanal flörtler sık
duyduğumuz kelimeler haline gelmeye gelmiştir. İnsan ilişkilerinin başlama
noktasının internet ortamına taşınması ile birlikte artık duyguların da kablolar
üzerinden yaşanır bir durum aldığı düşünülmektedir.
Yaygın bir yaşam tarzı olarak kabul edilen evliliklerde meydana gelen bu
değişimler direkt olarak bir toplumun insan ilişkilerini bize sunarken, kültürel ve törel
değerlerin de toplum üzerindeki etkisinin azaldığına işaret etmektedir. Teknolojinin
sosyalleşme ve kişilerarası ilişkilerde giderek daha fazla rol oynaması, toplumsallaşma
sürecini sanal ortamlara taşımıştır.
109 İnsana sınırsız iletişim özgürlüğü sunması, zaman ve mekan sınırlılığını
ortadan kaldırması, insanların fiziksel dünyada olduğu gibi değerlerini, kimliklerini bu
yeni alanda ifade edebilmesi ve yeni yaşam tarzlarını tecrübe edebilmesi, çoklu ortam,
etkileşim, eşzamanlılık gibi yönleriyle yeni bir yaşam alanı sunan sanal ortam
iletişimleri cazip gelmektedir. Bunun yanında gerçek yaşamın sorumluluklarından ve
sıkıntılarından kurtulmak, kişiye her şeyi yönetebilme gücünü tanıması, sanal olanın
gerçek olandan daha hızlı, daha etkin, daha işlevsel, daha güçlü, daha hızlı ve daha
yakın bir iletişim ağı oluşturmaya başlaması ile sanal mekânlar katılımcılara gerçek
dünyada olmadıkları veya olamayacakları ama olmayı istedikleri kişilere dönüşebilme
imkânını tanımaktadır. Bu kadar olanağa sahip olma duygusu göz önüne alındığında
evlilik sitelerine olan taleplerin artması da yadırganmamalıdır. Çünkü insanlar yüz
yüze iletişim modeli yerine ikili ilişkilerini bilgisayar ortamına taşıyarak daha rahat
hareket edebildiği bir platform oluşturmuş ve ilişkilerini de bu platform üzerinde
yaşar hale gelmiş durumdadır. Evlilik sitelerinin gizlilik politikaları, kimliği açık
etmeme vs önemli etkenler de göz önüne alındığında bu siteler bireyler için önemli bir
tercih sebebi haline dönüşmüştür.
Sevgili arayanların, evlenmek isteyenlerin günümüzde artık profesyonel
danışmanlara başvurdukları bilinmektedir. Görücü usulü evliliklerin toplumun pek çok
kesiminde kalmadığı, bunun yerine evlilik siteleri gibi modern yöntemlerin tercih
edilmeye başlandığı görülüyor. Bu arkadaşlıkların zamanla evliliklere dönüştüğü,
sosyal mecra sayesinde tanışan insanlar arasında evlilik oranlarının da her geçen gün
arttığı biliniyor. Mutlu, uzun ve sağlıklı birliktelik yaşayabilecek ciddi ilişki
niyetindeki üyeleri birbirleriyle tanıştırmak maksatlı kurulan evlilik siteleri,
bu
amaçla üyeleri arasında hem sosyo-ekonomik hem de kişilik testi sonuçlarına dayalı
eşleştirme yapmaktadır. Evlilik siteleri yüksek oranda üye sayısına sahip olsa da hala
toplum içinde tam anlamıyla kabul görmemiştir. İlanla evlilik olgusunun bundan 100
yıl önce de var olduğu göz önünde bulundurulursa buradaki tek farkın evlilik
sitelerinin bu noktada önemli bir etken haline dönüştüğüdür. Uygulanan sosyoekonomik
ve
kişilik
testleriyle
kişiler
hayat
standartlarına
uygun
olarak
eşleştirilmektedir. Bir nevi kişiye özel hizmetin sunulduğu bu sitelerde kişisel
özelliklere göre eşleştirmeler yapılmaktadır. Kendini iş hayatına kaptırıp, yoğun mesai
110 saatleri nedeniyle özel hayatlarına zaman ayıramayanlar aradıkları kişileri arkadaşlık,
evlilik sitelerinde bulmak için harekete geçmektedirler. Yine analiz bulgularından elde
edilen bilgilere göre iş hayatının yoğun temposu zaman ve sosyal ortam eksikliği
yaratmış, katılımcılar bu sebepten de evlilik sitelerini bir alternatif olarak
değerlendirdiklerini belirtmişlerdir.
Teknolojik gelişmelerle birlikte ikili ilişkilerde yüz yüze iletişimin zayıflayarak
daha çok aracılı iletişimin tercih edilmeye başlandığından bahsetmiştik. Sunduğu
sayısız olanaklar ile birlikte doğal ortamın adeta uzantısı haline gelen internet,
toplumsal ilişkilere de etki ederek sosyalleşme ortamını sanal ortama taşımıştır. Evlilik
siteleri aracılığı ile sosyal fobisi olanlar, birçok ilişkide hayal kırıklığına uğrayanlar
kendilerine daha uygun bir adayı sunacağı umudu ile internetteki evlilik sitelerine
yönelebilmektedirler. Yine internet ortamında beğenilmeyen bir adayı reddetmek, yüz
yüze olduğundan daha kolaydır. Bu nedenle de sunulan pratik çözümler kişiyi aracılı
iletişime yönlendirebilmektedir.
İnsanların harekete geçmelerini sağlayan temel faktörlerden biri de ihtiyaçlardır.
Motivasyon başlığı altında bireyleri neden evlilik sitelerine başvurulduğu araştırılırken
online partner ile daha mutlu olunacağı düşüncesi ve bu düşüncenin de yarattığı bir
inanç motivasyonundan bahsetmek mümkündür. Giderek artan evlilik siteleri sayısı ile
buna paralel olarak üye sayılarında da meydana gelen artış, “evlenmek istiyorum”
diyenlerin güvendikleri büyüklerinden önce internetteki bir evlilik sitesinin kapısını
çalmaya
başladığını bize göstermektedir.
Şöyle ki arkadaşının arkadaşıyla
tanıştırılmayı istemek bile artık geleneksel bir yöntem sayılabilecek noktaya gelmiştir.
Bununla birlikte gelenekselliğin de internetten uzak kaldığını söylemek pek mümkün
değildir. Arkadaşlık ve evlilik siteleri içinde etnik, dini ve diğer alt gruplara özel
olarak hazırlanmış; İslami evlilik, siyah evlilik, Hristiyan evlilik, engelli evlilik
siteleri, sadece dul erkek ve bayanları bir araya getiren evlilik siteleri vb. sayılarına her
gün bir yenisi eklenmek üzere ortaya çıkmaktadır. Artık romantik aşk, patolojik aşk,
arkadaşça aşk terimlerine bir yenisi daha eklenerek sanal aşk terimi günlük hayatta
sıkça duyduğumuz kelimelerden biri haline gelmiştir. Bu sebepten çift ve evlilik
terapistleri diğerlerinin yanı sıra sanal aşktan muzdarip olanlara da hizmet vermeye
başlamışlardır.
111 Bilgisayarın, son yüzyılın en büyük girişim, değişim, gelişim süreçlerinin
tümünü hareket ettiren ve kendi içinde barındıran bir fonksiyon olduğunu söylemek
yanlış olmayacaktır. Özellikle son zamanlarda toplumda insanların birbirinden
korkması, caddede gezmenin bile tehlikeli olması gibi sosyal nedenlerin yanında
yoğun iş temposu, zaman eksikliği, sosyal ortam eksikliği gibi nedenler sosyal
iletişimi daha da kısıtlı hale getirmektedir. Bunun yanında kişiler bazen, reel hayatta
alamadıkları
ilgi,
sevgi,
saygıyı
sanalda
alarak
kendilerini
avutup
benlik
saygınlıklarını korumaya çalışmaktadırlar. Bir nevi bilgisayar ve internet zamanla
kişinin sosyal, duygusal, hatta cinsel beklentilerini de karşılayan bir varlık haline
dönüşmüştür. Her ne kadar sanal iletişim sosyalleştirip iletişimi arttırır görünse de
gerçek hayattan uzaklaştırmakla birlikte, gerçek hayata ayrılan zamanın en aza
indirilmesine neden olmakta ve kişileri asosyal yapmaktadır. Kişi eğer var olan
kimliğinden ve sosyal/ekonomik konumundan memnun değilse olanı değil olması
gerekeni (ideali) sanalda aramaktadır. Çok güçlü bir savaşçı, çok zengin biri, uzun
boylu biri, saygın biri gibi rollere girerek idealindeki tipolojiye yakınlaşarak kendini
daha değerli ve önemli hisseder. Bu durum onun hayal aleminde yaşaması gibi bir şey
olup, bilgisayar başına her oturduğunda gerçek kimliğini bulduğunu sanır. Kişi
gerçekte içinde yaşadığı toplumdan kaçıp, kendisini koşulsuz kabul eden, sanal
çevreye yönelir.
İnsan olmanın medeni, beşer olmanın temel kuramı yüz yüze sağlıklı iletişim
kurmaktır. Peki insanlar neden etkileşimli iletişimden kaçıp sanal iletişimi tercih
etmeye yönelmişlerdir? Duygular, jestler, mimiklerin ifade edilemediği sanal bir
ortamda, iletişim kurabilmek için tanımadığı, yüzünü görmediği birisine güvenen
insanlarda, bilinmezlere yelken açmayı tetikleyen olgular oluşmaya başlamıştır. Yüz
yüze ya da birbirlerini tanıyan insanlar arasındaki iletişimin yerini birbirlerini
tanımayan insanlar arasındaki iletişimin alması ve çok hızlı yaygınlaşmasının
temelinde insanı insan yapan iletişimsel bazı özelliklerin değişmeye başladığı
söylenebilir. Çünkü birbirlerini tanımayan insanlar birbirleri ile internet olarak
adlandırılan sanal ortamda muhabbet etmek istemektedirler. Gerçek yaşamlarında
sağlıklı iletişimi koparan, birbirlerini dinlemeyen ve birbirlerini hoş görmeyen insanlar
nasıl oluyor da sanal ortamda birbirleri ile sağlıklı iletişim kurabiliyorlar? Bu durumu
112 şu şekilde açıklamak mümkündür: Yüz yüze sağlıklı iletişimin yok edildiği günümüz
dünyasında başarısızlık ve tatminsizliğe dayalı mutsuzluktan kurtulmak ve takdir
edilmek sanal ortamda aranır hale gelmiştir. İnternetin, gerçek deneyimler yerine
insani olmayan bir boyut içinde insani arayışlar içine sürüklemektedir. Her ne kadar
insan etkileşimini sanal cemaatler üzerinde yürütüyor gibi görünse de en nihayetinde
insanların gerçek dünya ile sürdürecekleri iletişimi bozarak bireyi yalıtılmışlığa
götüreceği beklenen bir durumdur. Kısacası insanlar kendi benliklerinden kaçmak ve
idealde olanı yaşayabilmek için sanal ortama yönelmektedir.
Toplumlar arasındaki sınırları kaldırarak yeni bir dünya sunan internet ve
internet arkadaşlıkları ile alakalı dikkat çekici diğer bir durum da katılımcıların gizem
ve heyecan unsuruna verdikleri önemdir. Gizemli olan aynı zamanda heyecanlı gelen
ve merak uyandıran, dolayısı ile cazip gelen bir hal almıştır. Tanınmış gözlerden uzak,
damgalanmadan bir ilişkiyi başlatmak, sürdürmek ve yaşamak kişileri kendi
dünyalarından da uzaklaştırmakta ve belki de kendilerini daha rahat hissetme, toplum
baskısından sıyrılma gibi bir durumu yaşayabilmelerine de olanak sağlamaktadır. Bu
da insanların daha rahat iletişim kurmalarına olanak tanıyabilir; ancak kurulan ilişkinin
ne derece sağlıklı olacağı, samimiyet duygusunun hangi derecede olduğu belirsizdir.
Bu sebepler de göz önüne alındığında kişilerin evlilik sitelerine başvurmalarındaki bir
diğer nedenin bir kurumun garantisine sığınmak istemeleri de gösterilebilir. Çünkü
evlilik sitesine üye olan katılımcılar siteye dahil oldukları ilk andan itibaren pek çok
alanda uygulanan testlerle karşılaşmakta ve ihtiyaç anında sitelerin sunduğu
danışmanlık hizmetleri; psikolog, psikiyatr, evlilik danışmanları gibi uzmanlardan da
faydalanabilme olanağına sahip olmaktadır. Siteler aktif olarak üye adına her şıkkı
düşünürken üyelere sadece belirlenen zamanda belirlenen yerde olmak kalıyor
denilebilir. Bu durumda bir kurum üyelerinin belirttiği şekilde onlar adına her şeyi
planlı-programlı hale getirerek onların beğenisine sunar, kısacası işlerini kolaylaştırır.
Gelenekçi bir toplum yapısına sahip ülkemizde de geleneksel yöntemler (anne
babanın ayarlaması), artık anne baba çocuğunu tanımayacak kadar nesil farkı oluştuğu
için gence uygun bir adayı bulamamaktadır ve bu nedenle genç yeni bir kaynağa
yönelmiştir. Eğitim düzeyinde meydana gelen yükselmesinin de seçiciliği arttırması ile
birlikte yeni mecraların ortaya çıkması bunların denenmesini de kaçınılmaz hale
113 getirmiştir. Çoğunluğunu özel sektör çalışanlarının oluşturduğu katılımcıların evlilik
sitelerinde birbirlerine daha fazla odaklandıkları da görülmüştür. Çünkü kişilerin
karşılıklı birbirlerinden beklentisi ve hangi amaçla evlilik sitesine üye olduğu bellidir.
Bu durumu arz-talep arasındaki dengeye bağlamak da mümkündür ve karşılıklı olarak
beklentilerin giderilmesi söz konusudur.
İnternetin toplumsal hayata olan etkilerini evlilik siteleri kapsamında
değerlendiren bu çalışma sonucunda sitelere üye olan erkek ve kadın katılımcıların
aracılı iletişimde daha mutlu olacakları düşüncesiyle hareket ettikleri görülmüştür.
Evliliklerde en çok değer verilen kavramın sadakat olması, bu siteler aracılığı ile sadık
bir eş bulunacağı düşüncesinin yaygın olduğunu da göstermektedir. Katılımcıların
daha kısa sürede kendilerine daha uygun eş adayını bulmak ve daha mutlu olmak
adına evlilik sitelerine yöneldikleri belirlenmiştir. Ayrıca gizem ve heyecan
faktörlerinin de ilişki üzerinde olumlu bir etkisinin olduğu evlilik sitelerine üye olan
katılımcılar tarafından ortaya konmuştur. Bu durumda katılımcıların aradığı temel
motivasyon kaynağının öncelikle mutluluk olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Ayrıca yaş kriteri arttıkça, katılımcıların evlilik siteleri ve tv programları aracılığı ile
yapılacak olan evliliklere daha sıcak baktıkları da belirlenmiştir.
114 KAYNAKÇA
Acat, B. (t.y). Ailede İletişim ve Etkileşim.( Editör: Bahaddin Acat). Aile İçi Uyumlu
Etkileşim. Anadolu Üniversitesi Yayını No: 2688 Açıköğretim Fakültesi Yayını No:
1654. ss. 26-38.
Açık, Y. (2012). Tümleşik Bir Medya Ekosisteminde Etkileşimli İzleme Davranışının
Gelişimi: Ege Üniversitesi Öğrencileri Üzerinde Bir Araştırma.Yüksek Lisans Tezi.
Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Radyo Televizyon Sinema Anabilim Dalı.
İzmir.ss.7-10.
Adıgüzel, Y. (2001). Kitle Toplumunun Açmazları Kültür Endüstrisi.Şehir
yayınları.İstanbul ss.42-43.
Akar, E. (2010). Sanal Toplulukların Bir Türü Olarak Sosyal Ağ Siteleri – Bir
Pazarlama İletişimi Kanalı Olarakİşleyişi. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler
Dergisi. Cilt/vol:10- Sayı: 1. ss.108.
Akçay, H. (2011). Kullanımlar ve Doyumlar Yaklaşımı Bağlamında Sosyal Medya
Kullanımı:Gümüşhane Üniversitesi Üzerine Bir Araştırma. İletişim Kuram ve
Araştırmalar Dergisi. Sayı:33. ss.138-139
Altun, F. (2002). Modernleşme Kuramı Eleştirel Bir Giriş.
İstanbul. ss:22-26
Yöneliş Yayıncılık.
Aydın, İ.E. (2010). İnternet Ortamında Bireylerarası İletişim: Anadolu Üniversitesi
Açıköğretim Fakültesi Bilgi Yönetimi Programı Öğrencileri Üzerine Bir Çalışma.
Doktora Tezi. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Anabilim Dalı.
Eskişehir. ss.24-27.
Baran, M. (2013).Avrupa’da Gelişen Modernlik ve Modernleşme Anlayışları ve Bu
Anlayışların Türkiye’ye Yansımalarına Tarihî Sosyolojik Açıdan Bir Bakış.
TurkishStudies - International PeriodicalForTheLanguages, LiteratureandHistory of
TurkishorTurkic. 8/11. ss. 55-79.
Başaran, F. (2010). Sendikal Yenilenme ve İletişim Teknolojileri. Çalışma ve Toplum
Dergisi. Sayı:1. ss.12. ss: 12.
Başbakanlık Aile Ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü(BASAGM)(2009).
Boşanma Nedenleri Araştırması. ss.60.
Baştan, S. (2009). Etkileşimli İletişim Tasarım. Ankara(1.Baskı). Nobel Yayın
Dağıtım. ss. 8-15-52-53.
Bayrak, B. Y. (2012). Televizyonlardaki evlilik programlarında İdeal Eş
Söylemi.Yüksek Lisans Tezi.Ankara ÜniversitesiSosyal Bilimler EnstitüsüHalkla
İlişkiler Ve Tanıtım Anabilim Dalı. Ankara. ss.24-33.
115 Biçer, S. (2014). Akademisyenlerin Sosyal Ağlarda Bulunma Motivasyonları:
Facebook Örneği. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. Sayı:40. ss.59-60.
Bilegt, E. (2012). Örgüt Kültürü İle Çalışan Motivasyonu Arasındaki ilişki ve Bir
Araştırma.Yüksek Lisans Tezi. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme
Anabilim Dalı. İşletme Yönetimi ve Organizasyon Bölüm Dalı. ss.29.
Bilen, M. (t.y). Sağlıklı İnsan İlişkileri. Armoni LTD. ŞTİ. Beşinci Baskı. Ankara.
ss.114-115-135.
Bilgin, N. (2001). İnsan İlişkileri ve Kimlik. Sistem yayıncılık. İkinci Basım. İstanbul.
ss.182-197-205-211.
Birkök, M. C. (2006). Sosyal Rol ve İş Bölümü. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi.
ISSN: 1303-5134. ss.2.
Bozkurt, V. (2003). Yıkıcı Gemenschaft"tan "Öteki"sizPostmodern Kabilelere: Sanal
Cemaatler.ss: 7-8.
Çakır, H. & Topçu, H. (2005). Bir İletişim Dili Olarak İnternet. Sosyal Bilimler
Enstitü Dergisi. Sayı:19. sf:71-75-76-92.
Çakır, M. (2010). Kültürlerarası İletişimin Bir Yönü: Özün Ötekileştirilerek
Yabancılaştırılması. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi. 21(1). Bahar. ss.75-84.
Çakır, B. (2011). Modernleşme Sürecinde Türkiye’de Evlilik Kurumunun İşleyişi ve
Boşanma Eğilimlerinin Seyri.Doktora Tezi. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Sosyoloji Anabilim Dalı.. ss.155-186. Çakmak, B. (2012). Yeni İletişim Ortamlarının Sosyalleşme Üzerindeki Etkisi. Yüksek
Lisans Tezi. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Anabilim
Dalı Bilişimbilim Dalı. İstanbul. ss: 6-71.
Çavuş, H.,Günbatar, M.S. (2008). Bilgisayar Kaygı Ölçeğinin Türkçeye Uyarlanması
Çalışması. GÜ, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi. Cilt 28, Sayı 3.ss.151-152.
Çelik, M. (2006). Evlilik Doyum Ölçeği Geliştirme Çalışması.Doktora Tezi. Çukurova
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı. ss.1-3.
Denizci, Ö. M. (2009). Bilişim Toplumu Bağlamında İnternet Olgusu ve Sosyopsikolojik Etkileri. Marmara İletişim Dergisi. Sayı:15. ss.48-50.
Dilmen, N. E. &Öğüç, S. (2010). Sosyalleşmenin Yeni Yüzü: Sosyal Paylaşım
Ağlarıİkinci Yeni İletişim Ortamları ve Etkileşim Uluslararası Konferansı. İstanbul.
ss.237-238.
Doğan, A. (2006). Bilgisayar Donanımlı İletişim İnternette Sosyal Psikoloji
Kuramlarını Yeniden Düşünmek.Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Anabilim Dalı. ss:14-15- 56.
116 Erdoğan, İ. &
ss.109-110.
Alemdar K. (1990). İletişim ve Toplum. Bilgi Yayınevi. Ankara.
Erdoğan, İ.& Alemdar K. (2005). Öteki Kuram:Kitle İletişim Kuram ve
Araştırmalarının Tarihsel ve Eleştirel Bir Değerlendirmesi. Erk Yayınları. 2.Baskı.
Ankara. ss.383-395
Ergenç, A. (2011). Web 2.0 ve Sanal Sosyalleşme: Facebook Örneği. Maltepe
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Halkla İlşkiler ve Tanıtım Anabilim Dalı.
Pazarlama İletişim Programı.Yüksek Lisans Tezi. İstanbul. ss.47-71-72.
Gemalmaz, H. B. (2011). Sanal Dünyalarda İktidar ve Özgürlük.Beta yayıncılık.(1.
Baskı).İstanbul. Gökçe, O. (2001). İletişim Bilimine Giriş. Ankara( 3. Baskı). Turhan Kitabevi. ss.120165.
Gökçe, O. & Şahin. A. (2002). Yönetimde Rol Kavramı ve Yönetsel Roller.SÜ İİBF
Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi. Cilt: 13. Sayı 19. ss.145.
Gökçe, O. (2006). İletişim Bilimi İnsan İlişkileri Anatomisi. Ankara(1.Baskı). Siyasal
Kitabevi. ss. 8-127.
Güçdemir, Y. (2010). Sanal Ortamda İletişim Bir Halkla İlişkiler Perspektifi.
İstanbul(1. Baskı). Derin Yayınları İletişim Dizisi.
Gümüş, A. (2004). İletişim Çalışmaları İçin Bilgisayar Ortamında İletişim(1.Baskı).
İstanbul. Değişim Kitabevi. ss.13-59.
Gürler, G. (2001). Sanal İletişim Ortamlarında Dilsel Kullanım: ‘Chat Dili’
Çözümlemesi İçin Yöntem ve Uygulama Örneği. Yüksek Lisan Tezi. İstanbul
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tanıtım ve Halkla İlişkiler Anabilim Dalı.
İstanbul. ss.23-25. Gürüz, D. E. &, Temel A. (2011). Kişilerarası İletişim Bilgiler, Engeller, Etkiler.
İzmir(2. Basım). Nobel Yayın. ss.5-18-247-252.
Güzel, M. (2006). Küreselleşme, İnternet ve Gençlik Kültürü. Kocaeli Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Küresel İletişim Dergisi. Sayı: 1. ss.2.
Haberli, M. (2012). Yeni Bir Örgütlenme Biçimi Olarak Sanal Cemaatler. İnsan ve
Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi. 1 (3). ss.122-125.
Kaplan, M. (2007). Motivasyon Teorileri Kapsamında Uygulanan Özendirme
Araçlarının İşgörenPerformansına Etkisi ve Bir Uygulama. Yüksek Lisans Tezi.
Atılım ÜniversitesiSosyal Bilimler Enstitüsüİşletme Ana Bilim Dalı..ss. 3-4 Karaduman, S. (2010). ModernizmdenPostmodernizme Kimliğin Yapısal Dönüşümü
117 Journal of YasarUniversity. 17(5). ss. 282‐289.
Karataş, İ. (2008). İletişim Anlamında Psikolojik Savaş ve Propaganda. Yüksek Lisans
Tezi.Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Sosyal Bilimler Enstitüsü Strateji Bilimi
Anabilim Dalı. Gebze. ss.76-81.
Kaya, A. (2011). Kişilerarası İlişkiler ve Etkili İletişim. Ankara. Pegem Akademi
Belgeç Yayınevi. ss.4-64.
Kaya, A. (2011). Sosyal Paylaşım Ağlarının Kişilerarası İletişim Sürecine Etkisi.
Yüksek Lisans Tezi. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Halkla İlişkiler
Anabilim Dalı Kişilerarası İletişim Bilim Dalı. İstanbul. ss.3-4- 33.
Kırık, A. M. (2014). Aile Ve Çocuk İlişkisinde İnternetin Yeri: Nitel Bir Araştırma.
Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi. Cilt:3 Sayı:1 Makale. No: 32. ss.337.
Koçak, A.&Terkan, B. (2010). Medya ve Yaşlılar: Yaşlıların Medya İzleme
Davranışları ve Motivasyonları. Çizgi Kitabevi Yayınları. Konya. ss. 37-45.
Kılıç, S.N. (2012). Toplumsal İlişkiler Alanı Olarak Sanal Alem ÜzerineSchutzcuBir
Çözümleme. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. Cilt: 13,
Sayı: 4. ss. 139-150.
Okur, H. D. (2012). Kitle İletişimi Bağlamında Sosyal Paylaşım Sitelerinin Toplumsal
İlişki Kurma Biçimlerine Etkisi (Facebook Örneği). Yüksek Lisans Tezi. Süleyman
Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim Dalı.ss.40-89-91.
Özer, D. (2011). Etkili İletişim Becerilerinin Sosyal Ortama Uyum Sağlamadaki
İşlevi: Fırat Üniversitesi Uygulaması. Yüksek Lisans Tezi. Fırat Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı. Elazığ. Sf:1-10-52-53.
Özçetin, B. (2010). Kullanımlar ve Doyumlar’dan İzlerkitle Sosyolojisine: Türkiye’de
İzlerkitle Çalışmaları. İletişim Araştırmaları.8(2) ss.9-15-16-22
Özdemir, N. G. (2006). Sanal Topluluklarda İzlenimi Yönetme. Yüksek Lisans
Tezi.Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Halkla İlişkiler ve Tanıtım
Anabilim Dalı. ss. 47-48-58-67.
Özgüven, İ. E. (2000). Evlilik ve Aile Terapisi.Pdrem Yayınları.(1. Baskı). Ankara.
ss.19-31.
Polat, N. (2002). Sanal Dünyada Duygusal Doyum. İletişim Dergisi. Sayı: 16. ss.93117.
Sezen, L. (2005). A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Prof. Dr. Şinasi
Tekin Özel Sayısı. Sayı: 27. ss.185-193.
118 Smith, D. Anthony (1996). Toplumsal Değişme Anlayışı. Çeviren:Oskay, Ülgen.
Ankara. Gündoğan Yayınları. ss. 87-88-90.
Suğurlu S.&Suğurlu, N. (1988). Geleneksel Toplumlardan Modern Topluma Geçiş.
Anadolu Üniversitesi Yayınları. No:1020. ss. 24-25-27.
Süleymanov, A. (2010. Çağdaş Türk Toplumlarında Aile ve evlilik İlişkileri.Sosyal
Siyaset Konferansları Dergisi. İstanbul.ss.209-210.
Tarcan, A. ( 2005). İnternet ve Toplum.Anı Yayınları.Ankara. ss. 2-3.
Timisi, Nilüfer (2003). Yeni İletişim Teknolojileri ve Demokrasi. Dost
Yayınları. Birinci Baskı. Ankara. 121-123-123-134-138.
Kitabevi
Tozal, Y.E. (2013). Post-Modern Kabileleşme:’İtiraf Edilemeyen Cemaat’. Ayraç
Dergisi. Sayı:19. ss.3-7.
Tutar, H., Yılmaz M. K.&Erdönmez, C.(2003). Genel ve Teknik İletişim. Ankara(1.
Baskı). Nobel Yayın Dağıtım. ss.19-32-62-63- 176.
Tüzel Kişi(T.C. Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü)(2010).
Türkiye’de Aile Değerleri.Ankara.ss.258-260.
Uzun, K. & Aydın C. H. (2012). Kullanıcı Profilinin ve Bireylerarası İlişkilerinGerçek
Yaşamla Karşılaştırılması: Second Life Örneği.Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İİBF
Dergisi. 7(2). ss.263-290.
Yaylagül, L. (2013). Kitle İletişim Kuramları. Dipnot Yayınları. Beşinci Baskı.
Ankara. ss.13-14-71-73.
Yengin, D. (2012). Oyun, Eğlence ve Günümüzdeki Yansımaları: Dijital Oyunun
Sihirli Çemberi. Pİ-Pazarlama ve İletişim Kültürü Dergisi – Bahar.
Yetkin, T. & Kalkan, M. (2010). Evlilik Öncesi İlişkileri Geliştirme Programının
Çiftlerin İlişki Doyumuna Etkisi. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri Dergisi.10
(3). ss.3.
Yıldırım, S. (2007). Motivasyon ve Çalışma Hayatında Motivasyonun Önemi. Yüksek
Lisans Tezi. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
İşletme Anabilim Dalı. ss.3-4.
Yılmaz, T., Kalkan, M. (2010). Evlilik Öncesi İlişkileri Geliştirme Programının
Çiftlerin İlişki Doyumuna Etkisi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ondokuz
Mayıs Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Samsun. Kuram ve Uygulamada Eğitim
Bilimleri. 10 (3) • Yaz / Summer 2010. ss. 1893-1920
119 Yılmazçoban, A. M.(2010). Evlilikte Çiftleri etkileyen Unsurlarve Arkadaşlık
İlkeleri.Yalova Sosyal Bilimler Dergisi. Sayı:1. ss.178-180.
‘Amerika’da Evlilik Sitesi ve Arkadaşlık Sitesi Üzerinde Tanışanlarla İlgili Rakamlar’
http://www.ruhikizi.com/amerikada-evlilik-sitesi-ve-arkadaslik-sitesi-uzerindentanisanlarla-ilgili-rakamlar-makalesi75.html Erişim tarihi: 28.11.2014 saat: 12.11
‘Bilimsel Evlilik Sitesi Nedir, Mutlu Bir Evliliği Öngörmek Bilimsel Olarak Mümkün
Müdür?’
http://www.ruhikizi.com/bilimsel-evlilik-sitesi-nedir-mutlu-bir-evliligi-ongormekbilimsel-olarak-mumkun-mudur-makalesi77.html.
Erişim Tarihi:17.08.2014.
Saat:09.47
Bora, B. (2013).‘İnternette Başlayan İlişkiler Daha Sağlam.’
http://www.hurriyet.com.tr/planet/23431836.asp Erişim Tarihi: 28.11.2014. Saat:
22.36.
Candan, T. (2011). ‘Evlilik Siteleri Furyası Artarak Devam Ediyor.’
http://www.sosyalmedyahaber.com/2011/09/05/evlilik-siteleri-furyasi-artarak-devamediyor/ Erişim Tarihi:30.11.2014. Saat: 01.05.
Derdiyok, B.(2014). Uluslar arası İlişkiler ve Stratejik Analizler Merkezi.
www.turksam.org/tr/makale-detay/953-internetin-sosyal-hareketlerde-artanetkisiErişim Tarihi: 23.06.2014. Saat: 11.54
Duygulu, S. (2011). İnternette Başlayan İlişkiler. Psikoloji, Ruh Sağlığı ve
Hastalıkları Makaleleri Kütüphanesi.
http://www.tavsiyeediyorum.com/makale_6471.htm
Saat:16.52
Erişim Tarihi:11.04.2014.
Duygulu, S. (2011). Sanal İlişkiler Gerçek Evlilikler.
http://www.serapduygulu.com.tr/makaleler/aile-evlilik/sanal-iliskiler-gercekevlilikler.html Erişim Tarihi:05.09.2014 Saat:16.08
‘Evlilik Siteleri.’
http://tr.wikipedia.org/wiki/Evlilik#T.C3.BCrk_topluluklar.C4.B1nda_evlilik
Erişim Tarihi: 19.08.2014. Saat: 16.40.
120 ‘Giriş: Neden evleniyoruz? Evlilik nedenleri’
http://www.ruhikizi.com/giris-neden-evleniyoruz-evlilik-nedenleri-makalesi42.html.
Erişim Saati:17.08.2014. Saat:10.10
‘İnternetteki aşk ve evlilik siteleri bizi nereye sürüklüyor?’
http://www.milliyet.com.tr/ask-ve-evlilik-siteleri-bizi-nereye-goturuyor-yasamonerileri-1479516/ Erişim Tarihi:25.08.2014. Saat: 18.32.
‘İnternette Evlilik Sitesi ya da Arkadaşlık Sitesi Gibi Ortamlarda Tanışan Hangi
Çiftler Yüz Yüze İlişkilerinde Daha Başarılı Oluyorlar’
http://www.ruhikizi.com/internette-evlilik-sitesi-ya-da-arkadaslik-sitesi-gibiortamlarda-tanisan-hangi-ciftler-yuz-yuze-iliskilerinde-daha-basarili-oluyorlarmakalesi76.html Erişim Tarihi:10.04.2014. Saat: 14.39.
İnternet Bağımlılığı.
http://www.e-psikiyatri.com/category/bagimlilik-tedavileri/internet-bagimliligibagimlilik-tedavileri Erişim Tarihi:30.08.2014. Saat: 19.08.
Karakuş, C.(2012). ‘Sanal Ortamda Davranış Yönlendirme.’
http://www.bikaced.org/makaleler/alinti-makaleler/sanal-ortamda-davranisyonlendirme.html Erişim Tarihi:18.08.2014.Saat: 22.02.
Kattıtaş, Ü.(2012). ‘Sanal Sosyalleşme.’ http://www.sinekolaj.com/makaleler/66/SANAL_SOSYALLESME.html. Erişim Tarihi: 17.08.2014. Saat:21.54.
Mengi, Z.(2011).’İşten Vakit Bulamayan Çareyi Evlilik Sitelerinde Arıyor.’
http://www.zeynepmengi.com/2011/04/isten-vakit-bulamayan-careyi-evliliksitelerinde-ariyor/
Erişim Tarihi: 12.12.2013. Saat: 02.11.
Millî Eğitim Bakanlığı, Gazetecilik, Kitle İletişimi(2011).ss. 13-16.
http://www.megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/moduller_pdf/Kitle%20%C4%B0
leti%C5%9Fimi.pdf
Erişim Tarihi:18.08.2014.Saat: 21.34.
121 ‘Mutlu evlilikler artıyor.’
http://www.indeksiletisim.com/Mutlu-evlilikler-artiyor
Saat:16.13.
Erişim
Tarihi:11.04.2014.
Ögel, Kültegin (2014).
http://www.ogelk.net/makale/38-herkes-icin-yasamla-dans-yas-farki-fark-ediyor-mu.html. 17.08.2014 Erişim Tarihi: 22.07.2014. Saat: 17.45
Özaytekin, M. (2012). ‘VIP Eş Bulma Hizmeti Veriyorlar.’
http://www.posta.com.tr/pazarpostasi/HaberDetay/VIP_es_bulma_hizmeti_veriyorlar.
htm?ArticleID=116429 Erişim Tarihi:12.12.2013. Saat:02.11. ‘Sanal Aşklar Daha Uzun Sürüyor’
http://www.gazeteport.com.tr/mobil/mobil_detail.php?catID=135915
Erişim Tarihi:20.08.2014. Saat: 13.10.
‘Sanal Âlemden Dünya Evine.’
http://www.milliyet.com.tr/sanal-alemden-dunya-evine-pembenar-detay-ask-1279816/
Erişim Tarihi:28.11.2014. Saat: 14.37.
Subaşı, N.(2001). ‘Sanal Cemaat Örüntüleri’
http://www.necdetsubasi.com/index.php/makale/58-sanal-cemaat-oruntuler
Erişim Tarihi:18.08.2014. Saat: 12.01.
Tuvay, B. (2014). ‘Gurbetçilere Evlilik Sitesi Hizmeti’22.09. 2014
http://www.ekonomist.com.tr/site-turkiyeden-sonra-simdi-de-avrupada-yasayanturklere-hizmet-vermeye-hazirlaniyor-haberler/6345.aspxErişim Tarihi: 12.09.2014.
Saat: 20.27. ‘Türkiye'de sanal evlilik pazarı 10 milyon dolar civarında.’ (2010).
http://www.milliyet.com.tr/turkiye-de-sanal-evlilik-pazari-10-milyon-dolarcivarinda/gundem/gundemdetay/%2023.08.2010/1279899/default.htm
Erişim Tarihi: 12.12.2013. Saat: 10.40.
‘100 Yıl Öncesinin Gazetelerinde Evlilik İlanları’.(2011).
http://www.timeturk.com/tr/2011/03/11/100-yil-oncesinin-gazetelerdeki-evlilikilanlari.html#.VAmS1cJ_vfI Erişim Tarihi:05.09.2014. Saat: 13.58.
122 EKLER
EK 1: İSTATİSTİKSEL ANALİZLER SONUCU ELDE EDİLEN
TABLOLAR
Tablo 1: Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem Düzeyi ve Cinsiyet
Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları
123 Tablo 2: Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Yaş Korelasyon
Analizi Sonuçları
124 Tablo 3. Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Meslek
Türü ANOVA Sonuçları
125 Tablo 4. Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem Düzeyi ve
Daha Önce Evlilik Yapılıp Yapılmadığı Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları
126 Tablo 5: Evlilikte Rol Oynayan Kavramlara Verilen Önem ve Gelir Düzeyi
Korelasyon Analizi Sonuçları
127 Tablo 6: Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Cinsiyet Bağımsız
Örneklem t Testi Sonuçları
128 Tablo 7: Evlenme Yöntemleri İle İlgili Görüşler ve Yaş Korelasyon Analizi
Sonuçları
129 Tablo 8. Evlenme Yöntemlerine İlişkin Görüşler ve Meslek Türü ANOVA
Sonuçları
130 Tablo 9. TV Programları Aracılığıyla Evlilik ve Meslek Grupları Çoklu
Karşılaştırma Tablosu
131 Tablo 10. Kan Bağı İle Evlilik ve Meslek Grupları Çoklu Karşılaştırma Tablosu
Tablo 11: Evlilik Yöntemlerine İlişkin Görüş ve Daha Önce Evlilik Yapılıp
Yapılmadığı Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları
132 Tablo 12: Evlilik Yöntemlerine İlişkin Görüş ve Gelir Düzeyi Korelasyon
Analizi Sonuçları
133 Tablo 13: Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Cinsiyet Bağımsız
Örneklem t Testi Sonuçları
134 Tablo 14: Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Gelir Düzeyi
Korelasyon Analizi Sonuçları
135 Tablo 15. Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Meslek Türü
ANOVA Sonuçları
136 137 Tablo 16. Utangaçlık Faktörüne Verilen Önem ve Meslek Grupları Çoklu
Karşılaştırma Tablosu
138 Tablo 17. Yoğun İş Temposu Faktörüne Verilen Önem ve Meslek Grupları Çoklu
Karşılaştırma Tablosu
139 Tablo 18.Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Daha Önce Evlilik
Yapılıp Yapılmadığı Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları
140 Tablo 19.Online Flört Etmede Etkili Olan Faktörler ve Gelir Düzeyi Korelasyon
Analizi Sonuçları
Tablo 20.Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Cinsiyet Bağımsız Örneklem t Testi
Sonuçları
141 Tablo 21.Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Yaş Korelasyon Analizi Sonuçları
Tablo 22.Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Meslek Türü ANOVA Sonuçları
142 Tablo 23. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Meslek Grupları Çoklu Karşılaştırma
Tablosu
Tablo 24. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Daha Önce Evlilik Yapılıp
Yapılmadığı Bağımsız Örneklem t Testi Sonuçları
143 Tablo 25. Evlilik Siteleri İle İlgili Tutum ve Gelir Düzeyi Korelasyon Analizi
Sonuçları
144 145 
Download