Birinci Basamakta Anksiyete Bozukluklarý - 4 Dr. Füsun Ersoy*, Dr. Taner Edirne**, Dr. Timur F. Oðuz*** Posttravmatik Stres Bozukluðu Posttravmatik stres bozukluðu (PTSB); savaþ, tecavüz, doðal afet ya da bir aile üyesinin ya da bir arkadaþýn aniden þiddete maruz kalarak ölümü gibi, derin izler býrakan, büyük bir travma geçirilmesinden sonra ortaya çýkan bir grup belirti ile karakterizedir (Tablo 1). PTSB'nin tanýsýný doðru koyabilmek için, dört gruptan kriterlerin karþýlanmasý gerekir: Hastanýn travmatik bir olay, gerçekleþen bir ölüm ya da ölüm tehlikesi, ciddi bir yaralanma ya da kazaya maruz kalmasý ya da tanýklýk etmesi ve buna tepki olarak yoðun korku, dehþet, yardým alamama, çaresizlik kaygýsý yaþamýþ olmasý gerekir. Bellekte kalan izler nedeniyle, hastanýn, olay anýna geri dönerek, o aný yoðun bir biçimde duyarak ya da gece uykudan uyandýran kabuslar biçiminde tekrar tekrar yaþamasý söz konusudur. Hasta travmayla iliþkili uyaranlardan uzak kalmaya çalýþýr ve duygusal açýdan sýðlaþmýþ, daðýlmýþ gibidir. Huzursuzluk, uyuma güçlüðü, aþýrý uyarýlmýþlýk, her þeyden kolayca ürküp korkma söz konusudur. Ayrýca bu belirtiler bir aydan uzun sürmeli ve hastanýn mesleki ve sosyal yaþamýný ciddi biçimde etkilemiþ olmalýdýr. Yaþam boyu görülme sýklýðýna bakýldýðýnda; PTSB, en sýk görülen psikiyatrik hastalýklar arasýnda beþinci sýradadýr (%8-12). Ýnsanlarýn %50'sinden fazlasýnýn yaþamlarýnýn herhangi bir döneminde PTSB'ye yol açabilecek, savaþ gibi travmatik bir olayla karþý karþýya kalacaðý ve bunlarýn %20'sinde de PTSB geliþeceði beklenmektedir. Tablo 1. DSM IV’e göre posttravmatik stres bozukluðu taný kriterleri A. Travmatik bir olayla karþýlaþan kiþide aþaðýdakilerin bulunmasý: 1- Kiþinin yaþamsal tehlike içeren ya da ölümle sonuçlanan ciddi bir kaza, yaralanma ya da kendisinin ya da baþkalarýnýn fiziksel bütünlüðünü tehdit eden olay ya da olaylarla karþýlaþmasý, maruz kalmasý ya da tanýklýk etmesi, 2- Bu olay ya da olaylar karþýsýnda kiþinin yoðun korku, çaresizlik duygusu ya da dehþete kapýlmýþ olmasý (Çocuklarda bunun yerine dezorganize ya da ajite davranýþ görülebilir). B. Travmatik olayýn bir ya da birden çok kez aþaðýdaki biçimlerde yeniden yaþanmasý: 1- Olaya ait görüntü, düþünce ve algýlamalarýn yeniden anýmsanmasý ve zihinden uzaklaþtýrýlamadýðý için sýkýntý yaratmasý (Çocuklar travmanýn bazý anlarýný ya da temalarýný yeniden ayný oyunu oynayarak yaþayabilirler), 2- Olayýn tekrar tekrar düþlere girmesi ve bu nedenle sýkýntý yaratmasý (Çocuklarda korkutucu düþlerin içerikleri anýmsanmayabilir), 3- Travmatik olayý uyanýkken de tekrar tekrar duyumsama ve yaþama (Küçük çocuklar travmaya spesifik oyunlarý tekrar tekrar oynayabilir), 4- Travmatik olaya ait özellikleri çaðrýþtýran ya da sembolize eden içsel ya da dýþsal iþaretlerle karþýlaþýldýðýnda yoðun psikolojik sýkýntý duyulmasý, 5- Travmatik olaya ait özellikleri çaðrýþtýran ya da sembolize eden içsel ya da dýþsal iþaretlerle karþýlaþýldýðýnda fizyolojik reaktivite oluþmasý. C. Travmayla ilgili uyaranlardan sürekli kaçma ve travmadan önce bulunmayan genel bir duyarsýzlýk durumunun aþaðýdaki üç ya da daha fazla biçimde kendini göstermesi: 1- Travmayla ilgili düþünce, duygu ya da konuþmalardan kaçma çabalarý, 2- Travmayla ilgili anýlarý depreþtirecek etkinliklerden, yerlerden ve insanlardan kaçma çabalarý, 3- Travmayla ilgili önemli bir özelliði anýmsayamama, 4- Önemli etkinliklere katýlým ya da ilginin belirgin biçimde azalmasý, 5- Diðer insanlara yabancýlaþma ya da dýþlanmýþlýk duygusu, 6- Duygulanýmda sýðlaþma (örneðin sevgi duygusu yoksunluðu), 7- Yakýn gelecekle ilgili beklentilerin kaybolmasý (örneðin kariyer, evlilik, çocuk, normal bir yaþam sürme gibi). D. Travma öncesinde olmayan aþaðýdaki belirtilerin en az ikisinin giderek artan bir biçimde ve sürekli olarak bulunmasý: 1- Uykuya dalma ya da uykuda kalma güçlüðü, 2- Huzursuzluk ya da patlama tarzýnda öfke nöbetleri, 3- Konsantrasyon güçlüðü, 4- Aþýrý uyarýlmýþlýk, 5- Uyaranlara aþýrý korkarak yanýt verme. E. B, C, D kriterlerindeki belirtilerin bir aydan fazla sürmesi. F. Bozukluðun, klinik olarak ciddi sýkýntý ya da sosyal, mesleki ve diðer önemli alanlarda iþlev bozukluðuna yol açmasý. Özel tanýmlar: Belirtilerin süresi üç aydan azsa “akut”, üç aydan çoksa “kronik” olarak tanýmlanýr. Belirtiler stres etmeni olan travmatik olaydan en az altý ay geçtikten sonra baþlamýþsa, “geç baþlangýçlý” biçiminde tanýmlanýr. *Doç.; Kýrýkkale Ü. Týp Fak. Aile Hekimliði AD, Kýrýkkale **Uzm.; Kýrýkkale Devlet Hastanesi Aile Hekimliði, Kýrýkkale ***Uzm.; Toronto Psikanaliz Enstitüsü Psikiyatri AD. Kanada • 2003 • cilt 12 • sayý 11 • 406 Kaynaklar 1- Kessler RC, Sonnega A, Bromet E. Posttraumatic stress disorder in the National Comorbidity Study. Arch Gen Psychiatry 1995; 52:1048-60. 2- Brady KT. Posttraumatic stress disorder and comorbidity: recognising the many faces of PTSD. J Clin Psychiatry 2000; 61(supply 5): 4-12. 3- Blank AS Jr. Clinical detection, diagnosis, and differantial diagnosis of post-traumatic stress disorder. Psychiatr Clin North Am 1994; 17: 35183. 4- Foa EB, HeastIdeka D, Perry KJ. Evaluation of a brief cognitive-behavioral program for the prevention of chronic PTSD in recent assault victims. J Consult Clin Psychol 1995; 63:948-55. 5- Brady KT, Sonne SC, Roberts JM. Sertraline treatment of comorbid postraumatic stress disorder and alcohol dependence. J Clin Psychiatry 1995; 56: 502-5. 6- Marmar CR, Schoenfeld F, Weiss DS, et al. Open trial of fluvoxamine treatment for combat-related posttraumatic stress disorder. J Clin Psychiatry 1996; 57 (suppl 8): 66-72. 7- Friedman MJ. Current and future drug treatment for posttraumatic stress disorder patients. Psychiatr Ann 1998; 28:461-8. Belirtiler genellikle travmatik olaydan sonraki ilk üç ay içinde ortaya çýkar. Travmadan önce psikiyatrik bir hastalýðýn bulunmasý ya da ailede psikiyatrik hastalýk öyküsünün olmasý PTSB geliþmesi riskini artýrmaktadýr. Ayrýca PTSB ortaya çýkmasý da, sonuçta baþka psikiyatrik sorunlarýn oluþma riskini çoðaltýr. PTSB olan hastalarda %80'e varan oranlarda baþka psikiyatrik hastalýklar bulunur. Bu hastalýklardan en sýk rastlananlarý; depresyon, distimi, yaygýn anksiyete bozukluðu, madde baðýmlýlýðý, panik bozukluðu, bipolar bozukluk, fobiler ve dissosiyatif bozukluktur. PTSB olan erkek hastalarda major depresif epizod oluþma riskinin, bu bozukluðun bulunmadýðý hastalara göre 5-7 kat, kadýn hastalarda ise 3-4 kat artmýþ olduðu gösterilmiþtir. Mani riski de PTSB'li erkeklerde 15.5, kadýnlarda 4.1 kat artmýþtýr. Ayrýca PTSB olan hastalarda altý kat daha fazla özkýyým (suisid) giriþimi riski bulunur. Dikkat çekici nokta, PTSB olan hastalarýn belirtileri gerilediðinde, bu risklerin de normal düzeylere dönmesidir. Taný Hasta ilk baþvurduðunda tanýyý koymak zor olabilir. Hastalar genellikle travmatik olaydan ya da PTSB belirtilerinden söz etmek istemezler. Ayrýca madde baðýmlýlýðý ya da depresyon gibi bir durum tarafýndan asýl tablo maskelenmiþ de olabilir. Travma öyküsünü ortaya çýkarmak için hastaya empatik ve yargýlayýcý olmadan yaklaþmak gerekir. Eriþkinlerde; "Daha önce hiç fiziksel saldýrýyla ya da saldýrý tehlikesikarþýlaþtýnýz mý?, Önemli bir kaza, yaralanma geçirdiniz mi?, Herhangi bir afetle karþýlaþtýnýz mý?" gibi sorular doðrudan sorulabilir. Çocuklarda ise bu tür durumlarla karþýlaþmanýn normal olduðunu vurgulayan bir yaklaþým gerekebilir: "Bazý insanlar çocukluklarýnda korkutucu olaylar yaþarlar, senin yaþadýðýn bu tür bir olay olabilir mi?" biçiminde sorular sorulabilir. Tedavi Yaklaþýmý PTSB'de predispozan etmenler ve eþlik eden durumlar kadar, belirtiler de oldukça karmaþýktýr ve çeþitlilik gösterir. Tedavide genel olarak amaç; belirtileri azaltmak, baþ etme mekanizmalarýný geliþtirip güçlendirmek, sekelleri önlemek ve komorbiditeyi azaltmaktýr. Bu amaçlara, hasta eðitimi, ilaç tedavisi ve psikoterapi ile ulaþýlabilir. Davranýþçý Tedavi PTSB'de bireysel ya da grup tedavisi, tedavi planýnda önemli bir rol oynar. Kognitif davranýþçý tedavi ya da yüzleþtirme tedavisi, hastanýn kontrollü bir ortamda, tekrar tekrar, ayrýntýlarýyla, travmatik olayla yüzleþmesini, her yüzleþmede oluþan anksiyeteyle baþ etmeyi öðrenmesini, buna karþý giderek duyarsýzlaþmasýný amaçlar. Ayrýca biliþsel yeniden yapýlanma, öfkenin kontrolü, yinelemelerin önlenmesi de etkili bir davranýþçý tedavi ile saðlanabilir. Grup tedavisi ise, acý ve anksiyeteleriyle doðrudan doðruya karþý karþýya býrakýlan hastalarýn empati yoluyla birbirlerine destek olmalarýný saðlamaya yöneliktir. PTSB hastanýn ailesi üzerinde de sýklýkla kötü etkiler oluþturduðundan, çoðu kez aile tedavisine de gerek duyulmaktadýr. Ýlaç Tedavisi PTSB olan tüm hastalarda davranýþçý tedavi endike olmakla birlikte, uygun bir ilaç tedavisi ile olayý yeniden yaþama, olayý anýmsatan unsurlardan kaçýnma ve sürekli uyanýk kalma gibi belirtiler azalmaktadýr. Ayrýca eþlik eden durumlarýn ilaçla tedavisi, davranýþçý tedavinin baþarýsýný artýrmaktadýr. PTSB tedavisinde SSRI grubu ilaçlarýn son derece etkili ve en az yan etki oluþturan grup olduðu gösterilmiþtir. Sertralin (Lustral, Serdep, Seralin), FDA (Amerikan Gýda ve Ýlaç Dairesi) tarafýndan özgün olarak PTSB tedavisinde kullanýmý onaylanan tek SSRI grubu ilaçtýr. Obsesyonel düþüncelerin ve uykusuzluðun giderilmesinde fluvoxamine (Faverin) de etkili bir ilaçtýr. Trisiklik antidepresanlar ve MAO inhibitörlerinin, SSRI grubu ilaçlarýn kullanýmýndan sonra artýk tarihe karýþtýðý söylenebilir. PTSB olan hastalar sýklýkla alkol ve diðer kontrendike olan maddeleri kullandýðýndan, bunlarda MAO inhibitörleri ve benzodiazepinlerin kullanýmý sakýncalýdýr. PTSB olan hastalarda trazadon (Desyrel), 50200 mg. dozlarda kullanýldýðýnda sedatif özellikleri nedeniyle uyumayý saðlamada ve RAM (rapid eye movement) uykusunu baskýlayarak gece uykuda görülen kabuslarý ortadan kaldýrmada eþsiz bir etkinliðe sahiptir. Antiadrenerjik ajanlar sýklýkla kabuslarýn azaltýlmasýnda, aþýrý uyarýlmýþlýðýn ortadan kaldýrýlmasýnda, korku reaksiyonlarýnda ve patlama þeklindeki öfke nöbetlerinde oldukça etkilidir. Bunlardan tipik olarak kullanýlan ajan klonidin olup, 0.2 mg tid dozunda baþlanýp doz artýrýlarak 0.2x2 mg. gece yatmadan önce alýnmasý önerilmektedir. 60-640 mg/ gün dozlarda propranolol (Dideral) ve 1-2 mg/gün gece yatmadan önce guanfacine de (Türkiye'de yok) kullanýlabilir. Bu ilaçlarý uzun süre kullanan hastalarda sürekli kan basýncý izlemi yapýlmalýdýr, çünkü hipotansiyon oluþma riski vardýr. Birinci basamak hekimleri PTSB konusunda baþlangýçtaki danýþmanlýk hizmeti ve ilk seçenek ilaç tedavisine baþlanmasý için eðitilebilir; ancak çoðu PTSB hastasýnýn davranýþçý tedavi (psikoterapi) için psikiyatri uzmanýna sevki gerekmektedir. • 2003 • cilt 12 • sayý 11 • 407