bilimname

advertisement
bilimname
düşünce
sayı:
XX, 2011/1
platformu
-.
ilahiyat bilimleri araştırma vakfı (İBA V) adına sahibi
M. Zeki Duman
editör
Mehmet Demirci
yayın kurulu
Muharrem Akoğlu, Süleyman Akyürek, H.Yunus Apaydın, A. Kamil Cihan, Mustafa
Çakmaklıoğlu, M. Zeki Duman, Ramazan Ertürk, İbrahim Görener, Harun Güngör, Ahmet
Kayacık, Kadir Kınar, Turan Koç, Ali Küşat, Erdoğan Pazarbaşı, Sebahattin Samur, Murat
Serdar, Şefaettin Severcan, Abdulvahap Taştan, Ali Toksan, Temel Yeşilyurt
yazı işleri
müdürü
Celaleddin Çelik
editöryardımcılan
Kadir Kan, Abdu/kadir Bayarn
redaksiyon ekibi
Habil Nazhgül, Mı:mderes Gürkan, Muammer Sankaya, Mustafa Karagöz
tanıtım
Cenan Kuvancı, Hüseyin Oral, M. Sami Özdil
mizanpaj
Mustafa Ulu
irtibat
web: www.bilimname.com: email:[email protected]
[email protected]
ISSN:
ı
3 O4 -
ı
878
bilimname hakemli bir dergidir. Altı ayda bir yayınlamr.
bilimname'ye gönderilen yazılar önce dergi yazım ilkelerine uygunluk açısından yayın
kurulunca incelenir ve uygun bulunanlar o alandaki çalışmalanyla tanınmış iki hakerne
gönderilir. İki hakemden sadece birinin olumsuz rapor vermesi durumunda yazı üçüncü
bir hakerne gönderilir. Yazılann yayınianmasına yayın kurulu karar verir.
bilimname'de yayınlanan yazılann bilimsel ve hukuki sorumluluğu yazarianna aittir.
Kayseri 20ı2
bilimname, XX, 2011/1, 151-180
MALİKİ FAKİH İBN RÜŞD el-CEDD'İN "el-BEYAN
ve't-TAHSİL" İSİMLİ ESERi VE KONULARI ELE ALlŞ
METODUYLA İLGİLİ ÖRNEKLER
İbrahim YILMAZ
Yrd Doç. Dr., Şırnak Ü. İlahiyat F.
[email protected]
Work Of Ibn Rüşd El-Cedd Named "El-Beyan Ve'tTahsil" and Examples of His Approach Methods To
Subjects
Summary
In general, having an adequate and reliable knowledge of
"usuljmethodology, fürujlslamic
Law,
ıstılahjconcept
edebiyatjliterature" is necessary for specialize in Islamic Law
and make an academic carrier in this art of science. Having
sufficient and reliable information is possible by reading and
recognizing basic resources and by knowing methods of
benefiting from them, related to this art of science. In this
context, having knowledge of dassic and modern literature in
Islamic Law is a basic issue needed by who desire
specializing in this field or to make and academic carrier.
In our study, one of the major dassic resources of Ma~iki
Sect named "el-Beyan ve't-Tahsll" (ö. 520/1126) written by
İbn Rüşd el-Cedd is introduced and same examples related to
his approach to subjects are given.
Key Words: İslamic Law, literature, Ibn Rüşd el-Cedd, elBeyan ve't-tahsll.
İbrahim YILMAZ
Giriş:
İslam Hukukundcı uzmaniaşmak
Sayfa
ve akademik kariyer yapmak ıçin bu
bilim dalının dört temel esasını oluşturan ve birbiri ile Hintili olan
"usuljmetedoloji, fürujfikıh-hukuk, ıstılah/kavram ve literatür/edebiyat"
1 152
hakkında yeterli bir bilgiye sahip olmak gerekmektedir. Bu konuda yeterli
ve güvenilir bilgiye sahip olmak ise ancak, bu bilim dalı ile ilgili temel
kaynak eserleri tanımak, okumak ve bunlardan faydalanma usullerini
bilmekle mümkündür. Bu bağlamda araştırmacıların ihtiyaç duydukları
·temel konulardan biri de, İslam hukuku ile ilgili klasik ve modern literatür
bilgisine sahip olmaktır.l
İslam hukuku ile ilgili akademik çalışmalarda, araştırmacıların bilmesi
gereken önemli başvuru kaynaklarından biri de· hiç şüphesiz Maliki
mezhebi ile ilgili klasik fıkhi eserlerdir. Çalışmamızda Maliki mezhebinin ilk
dönem fakibierinden biri olan Ebu'I-Velid İbn Rüşd el-Cedd'in (ö.
520/1126) "el-Beyan ve't-tahsfl" isimli eseri ve konuları el alış metoduyla
ilgili örnekler üzerinde . durulacaktır. Maliki fıkhının ilk dönem önemli
eserlerinden biri kabul edilen ve mezhebin temel bilgi kaynakları arasında
seçkin bir yere sahip olan "el-Beyan ve't-tahsfl': Muhammed b. Ahmed elUtbi'nin (ö.255/869) İmam Malik ve onun öğrencilerinden aktarılan, fakat
Maliki mezhebinin temel klasik metni olarak kabul edilen el-Müdevvenetü'lkübra'da yer almayan görüşleri derlediği el-Müstehrace mine'l-esmia
mimma leyse fi'l-Müdevvene (el-Utbiyye) adlı eserinin hacimli bir şerhi
niteliğindedir. "el-Beyan ve't-tahsfl", döneminden itibaren Maliki fıkhının
temel kaynaklarından biri sayılmış ve şöhreti zaman içinde asıl metni
gölgede bırakmıştır.Z
Çeşitli
kütüphanelerde birçokyazma nüshası bulunan "el-Beyan ve'ttahsfl': Muhammed Haccı ve bir grup arkadaşı tarafından tahkik edilerek
yayımlanmıştır. İbn Rüşd el-Cedd'in (ö.520/1126) hayatı ve "el-Beyan ve't1
2
Fıkhi mezheplerin ilk dönem eserleri ile ilgili bkz. Ahmet Özel, "Fıkıh", (Literatür/Klasik Dönem)
DİA, Xlll, s.14-22; Hayreddin Karaıııan, İslô.m Hukuk Tarihi, İz yay. İstanbul 2007, s. 200 vd.;
Ahmet Özel, Hanefi Fıkıh Alim/eri, Türkiye Diyanet Vakfı, 1990; Ali Hakan Çavuşoğlu,lrak Mô.liki
Ekolü (III.-V. /IX.-Xl. yy.), Doktora Tezi, Marmara Ünv. Sosyal Bilimler Enst, 2004.)
Günümüzde İslam Hukuku literatürü/edebiyatı ile ilgili bir çalışma için bkz. Ahmet Yaman, "İslam
Hukuku Literatürünün o'rtaya Çıkışı, Gelişmesi ve 1980 Sonrası İçin İslam Kamu Hukuku
Edebiyatma İlişkin Arapça Bir BibliyografYa Denemesi" (Diyanet ilmi Dergi, Temmuz- Ağustos­
Eylül1995, Cilt:31, Sayı:3, s. 107-128).
İbrahim Kafi Dönmez, "el-Beyan ve't-tahsil", DİA, VI, 28; Ali Bardakoğlu, "İbn Rüşd", DİA, XX, 255;
Eyüp Said Kaya, "Ma/iki Mezhebi", DİA. XXVII, 529; Ahmet Özel, "Fıkıh" md., DİA, XIII, s. 17;
Muhammed İbrahim Ahmet Ali, "Istı/ilhu'l-mezheb mde'/-Milliki", Mecelletü'l-buhı1si'l-fıkhıyye,
Yıl:4, Sayı: 25,1992, s.120.
Maliki Fakfh İbn Rüşd el-Cedd'in "el-Beyan ve't-Tahsil" isimli Eseri ve Konuları Ele Alış
Metoduyla İlgili Örnekler
-
Tahsfl" isimli eseri ile ilgili çalışmamızda, eserin Muhammed Hacd
.
başkanlığında yapılan bu tahkikli baskısı (el-Beyan ve't-tahsfl, Daru'l-ğarbi'lİslami, Beyrut (I-XX, Beyrut 1404-140711984-1987,14081 1988) esas
alınmıştır.
Çalışmamız üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde kısaca müellif
İbn Rüşd el-Cedd'in hayatı, ilmi şahsiyeti ve eserleri üzerinde durulmuştur.
İkinci bölümde, "el-Beyan ve't-Tahsil" hakkında genel bilgiler verilerek eser
üzerinde yapıl~n fihrist çalışmalarından bahsedilmiştir. Üçüncü bölümde
ise eserin konuları ele alış metoduyla ilgili örnek konulara yer verilmiştir.
I- İBN RÜŞD el-CEDD'İN HAYATI, İLMİ ŞAHSİYETİ VE ESERLERİ
A.HAYATJ3
Müellif İbn Rüşd, 450 yılının Şevval ayında (Aralık 1058) Kurtuba'da
doğmuş, orada büyümüş ve Endülüs'ün önde gelen fakibierinden ilim tahsil
etıniştir. Aslen Sarakustah olan müellif, sonradan Kurtuba'ya yerleşen bir
aileye mensuptur.4
Asıl adı,
"Ebu'l-Velld Muhammed b. Ahmed b. Ahmed b. Rüşd el- Kurtubi
el-Endelüsi el-Maliki" olan müellif, büyük dedelerinden Rüşd'e nisbetle İbn
Rüşd olarak anılmaktadır. Ancak, aynı isim, künye ve nisbeye sahip olan ve
"Bidayetü'l-müctehid ve nihô.yetü'l-muktesid" isimli eserin sahibi tarunu İbn
Rüşd'den ayırt edilmesi için kendisine İbn Rüşd el-Cedd (el-Ekber, el-Fakih)
denilmiştir. Daha çok felsefeci kimliği ile tanınan tarunu ise İbn Rüşd elHafid olarak anılmıştır. s
Endülüs Emevi Devleti'nin (138-422 1 756-1031)
yıkılmasından sonra İspanya'da ortaya çıkan tavaif-i mülf1k6 devrine
Gençlik
3
yılları
İbni Rüşd el-Cedd'in hayatı ile ilgili bkz. el-İşbili, Ebu Bekir Muhammed b. Hayr, Fehrese, y.y. 1963,
s. 241-243; İbn Ferhfin, İbrahim b. Ali b. Muhammed, ed-Dibiicü'l-müzheb ft ma'rifeti ayii ni
u/emiii'l-mezheb, (thk Me'mfin b. Muhyiddin el-Cennan), Daru'l-kütübi'l-ilmiyye, Beyrut 1996,
s.373-375; Ahmed el-Makkari, Nejlıu't-tib min Gusni'I-Endelüsi'r-Ratib, Daru Sadır, Beyrut 1968, Il,
215-216, Rakam: 130; ez-Zirikli, Hayruddin, ef-A '/Um: Karnusu teracim li eşlıuri'r- ri dili ve'n- nisai
mine'l-Arabi ve ve'i-Müstaribln ve'I-Müsteşrikin, Daru'l-ilmi'l-melayin, Beyrut 1990, V, 316;
Mahlfif, Muhammeçl b. Mahmud, Şeceratü'n-nuri'z- zekiyye ft tabakiiti'l-Miilikiyye Beyrut 1349,
s.129, Rakam: 376; el-Bağdadi, İsmaii,Hedi)yetü'l-iiriftn, İstanhul 1955, Il, 85; İbnü'l-İmad,
Abdülhay el-Hanbeli, Şezeriitü'z-zelıeb ft ahbfiri men zeheb, Daru ihyai't-türasi'I-Arabi, Beyrut ty.
(thk Abdulkadir el-Arnavut, Mahmut el-Arnavut) IV, 62.
4 Hacci, Takdim, 11-12; Bardakoğlu, "İbn Rüşd", DİA, XX, 254.
5 Hacci, Takdim, el-Beyan ve't-tahsil, I, 11-12; Ali Bardakoğlu, "İbh Rüşd", DİA, XX, 254.
6
Endülüs Emevi Devleti'nin (138-422 1 756-1031) yıkılmasından sonra İspanya'da ortaya çıkan
karışıklıktan istifade eden bir kısım ileri gelenler, (422-485 1 1031-1092) tarihleri arasında on
Sayfa
153
1
İbrahim YILMAZ
rastlayan İbn Rüşd'ün yetişkinlik ve olgunluk dönemi, Endüıüs'ü de
hakimiyeti altında bulunduran ve 479-543/1086-1147 tarihleri arasında
Mağrib'te kurulan Murabıt 7 devletinin hükümdan Yusuf b. Taşfin ve oğlu
Ali'nin zamanına rastlamaktadır.a
Sayfa 1154
Murabıt
hükümdan Yusuf b.
Taşfin,
Endülüs'teki iç
karışıklıkları
sona
erdirdiğinden oğlu Ali'nin dönemi Müslümanların Endülüs'teki en parlak
devirlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Emir Ali 511/1117
tarihlerinde Kurtuba'ya geldiğinde onu karşılayan heyet arasında İbn R~şd
de vardır. Murabıt hükümdan Yusuf b. Taşfin, aynı yılın Cemaziyelevvel
ayında İbn Rüşd'ü, Kurtuba baş kadılığı (kadı'l-cemaa) görevine tayin
etıniştir.9
İbn Rüşd, baş kadılık görevini üstlendiği sırada el-Beyan ve't-tahsfl adlı
eseri ile meşgul olmaktadır. Kadılık görevinin kendisini el-Beyan ve't-tahsfl'i
yazmaktan alı koyacağım düşünen İbn Rüşd, kadılık görevini yürüttüğü dört
yıl boyunca, eserinin telifine haftada ancak bir gün ayırabildiği gerekçesiyle,
görevden ayrılma konusunda hükümdara mazeret beyanında bulunmuştur.
Bu yöndeki mazeretinin hükümdar tarafından kabul edilmesi üzerine 515
/1121 yılında kadılık görevinden ayrılmıştır.ıo
Kadılık
görevinden ayrılmasından sonra telif ve öğrenim faaliyetlerine
ağırlık veren İbn Rüşd'ün hükümdar ve yöneticiler katında itibarı devam
etıniş, önemli konularda görüşüne başvurulmuş ve desteği istenmiştir.
Onun Endülüs'te iç karışıklıkların önlenmesi, birlik ve beraberliğin
sağlanmasında önemli katkıları olmuştur. Nitekim, bölgede Müslümanların
hakimiyeti altında yaşayan zimmi Hıristiyanların
519/1125 yılında
Gırnata'yı kuşatan Aragon Kralı I. Alfansan'un kuvvetlerine fiilen destek
vermeleri ve Müslümanların kumandanı (hükümdarın kardeşi) Ebu Tahir
Temim'in de şehri müdafaada yetersiz kalması üzerine İbn Rüşd, 520 yılının
saferayında (mart 1126) Merakeş'e gidip Murabıt hükümdan Ali b. Yusufla
beşten
fazla sayıda birer küçük devletçik kurmuşlardır. Bu devletçiidere "tavaif-i müluk"
denilmektedir. Bkz. Nuri Ünlü, Ana Hatlarıyla İslam Tarihi, Marmara Ünv. İlahiyat Fakültesi Yay.,
İstanbul 1984, s. 117.
7 Murabıtlar, (479-543/1086-1147) tarihleri arasında Mağrib'te kurulan ve başkenti Merakeş olan
bir İslam devletidir. Endülüs Emevi devletinin yardım istemesi üzerine güçlü hükümdan Yusuf b.
Taşfın kamutasında İspanya'ya çıkarma yapmış ve buraya bir süre hakim olmuştur. Bkz. Ünlü,
Ana Hatlarıyla İslam Tarihi, s. 117.
8 Hacci, Takdim, 15; Bardakoğlu, "İbn Rüşd", DİA, XX, 254-255.
9 İbn Ferhı1n, ed-Dibiic, 374; Hacci, Takdim, 15: Bardakoğlu, "İbn Rüşd", DİA, XX, 255.
10 Hacci, Takdim, 15; Bardakoğlu, "İbn Rüşd", DİA, XX, 255. Ayrıca bkz. İbn Rüşd, el-Beyfi.TJJt.e't-tahsilMukaddime, ı, 30-31.
Maliki Fakfh İbn R(lşd el-Cedd'in "el-Beyan ve't-Tahsil" isimli Eseri ve Konuları Ele Alış
Metoduyla İlgili Örnekler
görü~üştür.
Bu
görüşme
sonuncunda zimmiler, Miknas, Sela gibi Mağrib
Emir Ebu Tahir ise
şehirlerine sürülmüşlerdir. Müslümanların kumandanı
görevinden alınmıştır.ıı
22 Cemaziyelevvel 520 (15 Haziran 1126) tarihinde Merakeş'ten _ __
1155
Kurtuba'ya dönen İbn Rüşd, el-Beyan ve't- Tahsf/ ile ilgili telif ve tashih sayfa
işlemine devam etmiştir. Ancak kısa bir süre sonra 23 Cemaziyelahir'de
hastalanarak dört ayı aşkın bir süre ders vermeyi bırakmış ve aynı yılın ll
Zilkade'sin de (28 Kasım 1126) vefat etmiştir.
Cenazesi ~urtuba şehrinin doğusuna düşen ve selefierinin de medfün
bulunduğu Abbasi Kabristanlığına defnedilmiştir. Cenazesine büyük bir
kalabalık katılmıştır ve halk onun ölümüne çok üzülmüştür. Onun ölümüyle
halk, ilirnde bir zirveyi, zeka ve anlayışta bir yıldızı kaybetmiştir. ız
•
B. iLMi ŞAHSİYETi VE ESERLERİ
1. ilmi Şahsiyeti
İlmi tahsiline Kurtuba' da başlayan İbn Rüşd, ilk dini eğitimini
babasından almış
ve ilme yönelmesinde onun
teşviklerinin
onemli rolü
olmuştur.
Dönemin önde gelen faldh, muhaddis ve dilbilimcilerinden ders alan İbn
Rüşd, Kurtuba Camii'nin baş imamlığını yapmış olmasından dolayı şöhret
ve saygınlığı, yaşadığı bölgenin dışına taşmış, çeşitli bölgelerden çok sayıda
insan kendisinden ders almıştır. Kaynaklarda 40'a yakın öğrencisinin adı
zikredilmektedir.13
Çağdaşları
dahil tabakat müellifleri, İbn Rüşd'ü dini ilimierin hemen
tamamında söz sahibi olacak kadar yetişkin, hadis alanında hocası Ebu Ali
el-Gassani'nin seviyesinde olmasa da sened, metin ve literatür bilgisinin çok
iyi olduğunu belirtirler. Ancak öğrencisi Kadı İ yaz ve birçok tabakat müellifi
Hacci, Takdfm, 16-17; Bardakoğlu, "İbn Rüşd", DİA, XX, 255.
Hacci, Takdfm, 17-18. Ayrıca bkz. İbn Ferhun, ed-Dibdc, 37 4; Kehhale, Ömer Rıza, Mu'cemü'/müellijfn, Diiru ihyili't-türasi'I-Arabi, Beyrut 1957, VIII, 228.
13 Hacd, Takdfm, 13; Bardakaği u, "İbn Rüşd" ., XX, DİA, 254. Ayrıca bkz. İbn Ferhun, ed-Dibac, 374.
Endülüs ve Mağrib' te kendisinden ilim tahsil eden başlıca öğrenciler şunlardır:
1-Kurtuba Kadısı Muhammed b. As bağ el- Ezdi (ö. 536/1141)
2-İbnü' 1- Vezzan diye bilinen ve İbn Rüşd' ün Nevazil'ini derleyip kitap haline getiren fakih Ebu'IHasan Muhammed b. Abdirrahman (ö. 543/1148)
3-Kadı İyaz b. Musa es- Subti (ö. 544/1149)
4-Muhaddis ve Fakih Ebu Mervan Abdilmelik İbn Meserre ei-Yahsibi ( ö. 552/1157)
5-İbnü'n-Ni'me diye bilinen hafız ve müfessir Ebu'I-Hasen Ali b. Abdiilah ei-Ensari (ö.S67 /1171)
6-es-Sıla kitabının müellifi, tarihçi Halefb. Abdilmelik İbn Beşküval (ö.S78/1182)
11
12
İbrahim YILMAZ
İbn Rüşd'ü
rivayetten ziyade dirayet ve yorum yeteneğiyle temayüz etmiş
ve maliki fıkhını en iyi bilen kimse olarak tanıtır.14
İbn Ebu Rendeka et-Turtı1şi ve Ebü Abdullah el-Wl.zeri ile birlikte İslam
-· ..
Sayfa 1 156
dünyasında Maliki fıkhının VI/XII. yüzyılın ilk yarısındaki üç büyük
temsilcisinden biri olarak kabul edilmiştir. Zaman zaman başta elMüdevvenetü'l-Kübra ve el-Utbiyye olmak üzere Maliki literatüründe
mevcut farklı görüşleri uzlaştırması veya bazı tercihler yapması onun
mezhep içi ihtilaflara olan derin nüfuzunu göstermektedir. Furua dair
meseleleri ele alırken usUle ve fakibierin hareket noktalarına ilişkin bilgiler
vermesi onun mezhep içerisinde genel kabul görmesinde önemli rol
oynamıştır. ıs
Mezhebirt muteber metinlerinden el-Muhtasar'ın müellifi Halil b. İshak
el-Cündi (Sidi Halil) İbn Rüşd'ü, mezhebin, tercihlerini esas aldığı dört
büyük fakibinden biri olarak tanıtırken, birçok müellif de onu mezhepte
müctehid veya tercih ehli olarak tanıtmaktadır.16 Bununla birlikte İbn
Rüşd'ün, İmam Malik'in görüşlerine ve mezhebingenel çizgisine sıkı sıkıya
bağlı olduğu, mezhepte hakim görüşün dışına hemen hemen hiç çıkmadığı,
bu sebeple de tercihlerinin sınırlı ve ayrıntılı bazı meselelere münhasır
kaldığı söylenmektedir,17
2. Eserleri
Kaynaklarda İbn Rüşd'ün çeşitli konularda çok sayıda eserının
bulunduğu belirtilmekle birlikte bilinen eserlerinin tamamına yakını fıkıhla
ilgilidir. Müellifin başta
el-Beyan olmak üzere en önemli eserleri şunlardır;ıs
.
ı
1) el-Beyan ve't-tahsfl ve'ş-şerh ve't-tevcfh ve't-ta'lfl ft mesaili'lMüstahrece, nşr. Muhammed Haccf vd dğrl., Daru'l-ğarbi'l-İslami, Beyrut
1984,1988.
2) "el-Mukaddimatü'l-Mümehhidô.t li beyani ma iktedathü rusumü'lMüdevvene mine'l-ahkami'ş-şer'iyyat ve't-tahsflati'l-muhkemat li-ümmehati
Bardakaği u, "İbn
1s Bardakoğlu, "İbn
ı6 Bardakoğlu, "İbn
17 Bardakolğu, "İbn
14
18
Rüşd", XX, DİA, 255.
Rüşd", XX, DlA, 255.
Rüşd", XX, DİA, 255.
Rüşd", XX, DİA, 255.
İbni Rüd'e nisbet edile eserler için bkz. Muhammed İbrahim Ahmet Ali, "lstılilhu'J-mezheb ınde'J­
Maliki", Mecelletü'l-buhüsi'l-fıkhıyye, Yıl:4, Sayı: 25,1992, s.120; İbn Ferhün, ed-Dibdc, 374;
Kehhiile, Mu'cem, VIII, 228; Abdulaziz, b. Abdullah, Ma'lemetü'/-fikhi'l-Miiliki, Daru'l-ğarbi'l-İslaml
Beyrut 1983,72-73. el-Bağdadi, Hediyye, ll, 85; Hacci, Takdim, 18; Bardakoğlu, "İbn Rüşd", DİA,
255-257.
Maliki Fakih İbn Rüşd el-Cedd'in "el-Beyan ve't-Tahsil" İsim/i Eseri ve Konuları Ele Alış
Metoduyla İlgili Örnekler
mesailihe'l-müşkilat" (nşr.
Muhammed Hacd ve Said A'rab, I-III, Beyrut
1988).
3) en-Nevazil 1 Fetava İbn Rüşd, nşr. Muhtar b. Tahir et-Tillll, I-III,
Beyrut 1407/1987.
Sayfa 1157
4) el-Cami/Kitabü'l-Cami' mine'l-Mukaddimat,
Tillll, Arnman 1405/1985)
nşr.
Muhtar b. Tahir et-
S) İhtisaru Müşkili'l-Asar li't-Tahô.vij Şerh u Mu h tasarı Me'ani'l-Asar li'tTahô.vi.
6) Mukaddime fi'l-Feraiz.
7) Kitabü İhtisari'l-Kütübi'l-Mebsuta.
Kaynaklarda İbn Rüşd'e nisbet edilen diğer eserleri şunlardır: EnNevadir,
el-Mesailü'l-Hilafiyye, 19
Hacbu'l-Mevaris,
İhtisaru'l-Hacb,
2
Fehrese, Kitabu'l-Keffare, Risale fi'l-İbadat,21 Telhisu Kitabi'l-Hüsn ve'lKubh,22 Kitabü'l-Takyld ve't- Taksim, Kitabu'l-Red ale'l-Muradi,23 İhtisaru'l
°
Mebsfıt.24
Öte yandan kaynaklarda veya kütüphane kataloglarında İbn Rüşd'e
isimler altında birçok eserin izafe edildiği görülmektedir. Bu durum
müellifin İbn Rüşd el-Hafid ile karıştırılmasından veya ilk üç kitabın çeşitli
bölümleri olması daha muhtemel görünen bazı küçük nüshaların müstakil
eserler şeklinde kaydedilmesinden kaynaklandığı gibi ona aidiyeti kesin
olan bazı eserler de torununa nisbet edilmiştir.zs
değişik
II. "el-BEYAN ve't-TAHSİL" ve ESERLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR
A. ESER HAKKINDA GENEL BİLGİLER
1.İsmi, Cilt Sayısı Ve UslubujDili
Eseri İbn Rüşd'den rivayet edenler tam ve orijinal ismi hakkında ihtilaf
onu, "el-Beyan ve't-tahsil /ima fi'l-Müstahrece mine't-
etmişlerdir. Bazıları
Hacci, Takdim, 18.
Hacci, Takdim, 18-19; Bardakoğlu, "İbn Rüşd", DİA, XX, 257.
2 1 Abdulaziz, Ma'lem, 72-73;
22 el-Bağda di, Hediyye,ll, 85; Bardakaği u, "İbn Rüşd", DİA, XX, 257.
23 Bardakaği u, "İbn Rüşd", DİA, XX, 256; Muhammed İbrahim, "lstıliihu'l-mezheb ınde'l-Miiliki", Il,
123.
24 el-Bağdadi, Hediyye, ll, 85.
ıs Bardakoğlu, "İbn Rüşd", DİA, XX, 257.
19
20
İbrahim YILMAZ
tevcihi ve't-ta'lfl "diye rivayet ederken,2 6 bazıları da "el-Beyan ve't-tahsil ve'ş­
şerh ve't-tevcih ve't-ta'lil fi mesailtl-Müstahrece"27 şeklinde rivayet
etmişlerdir.
Sayfa 1 158
Eserin tahkikli neşrini yapan Muhammed Hacci ve arkadaşları aşağıdaki
gerekçelerden dolayı son isimlendirmeyi esas almışlardır;2B
(1) Müellifin ve sonraki asırlardan günümüze kadar ulaşan
eserlerin başlıklarıyla uyum sağlaması,
mahtı1t
tüm
(2) Müellifin muasırı ve ondan eserini rivayete tam icazetli olan
öğrencisi Ebu Bekir b. Hayr el-İşblli' nin de "Fehrese" adlı eserinde kitabı bu
isimle zikretmiş olması.29
Ese:riiı
orijinal metninin kaç cilt olduğu hakkında da rivayetler ve
nüshalar farklı sayılar söylemektedir. Bazı mahtı1t nüshalarda 7,
bazılarında 8, bazılarında 11, bazılarında 18, bazılarında 20, bazılarında 21
cilt-cüz olarak geçmektedir.3o
mahtı1t
Eserin tahkikli neşrinde 18 ciltten oluşan Temakrut nüshası esas
alınmış olup3 1 iki ciltlik genel konu fihristiyle birlikte 20 cilt olarak
yayımlanmıştır. (Beyrut 1407/1988, Darül-Garbi'l-İslami)
Eserin dili çok sade ve basittir. Onun Q.slubu hakkında, "O kadar açık ve
basittir ki, okuyucunun zihnine ve kulağına izin istemeksizin derhal giriverir"
denilmiştir. Bu yüzden eser, Endülüs alimlerinin büyük önem verdiği
Utbi'nin Mustahrece'sinin şöhretini geride bırakmış, halk onu okumaya,
mübtedi ilim talebeleri ezberlemeye başlamışlardır.32
Ancak eserin dili, lafzi açıdan basit ve anlaşılır olmakla birlikte, asıl
metnin rivayete dayalı olması, şerhte de sık sık mezhebin önde gelen
şahıslarının görüşlerinin nakledilmiş olması sebebiyle mana açısından
halkın ve müptedilerin derhal anlayacağı kadar mütebddir ile'I-ezhan (kolay
anlaşılır) değildir.33
el-Bağdadi, Hediyye, ll, 85; Kehhale, Mu'cem, Vlll, 226; İbn Ferhı1n, ed-Dibac, 374; Abdulaziz,
Ma'leme, 72-736.
27 Hacci, Takdim, 5-6; Muhammed İbrahim, "Istılahu'l-mezheb ınde'l-Maliki", Il, 120.
28 Hacci, Takdim, 7.
29 Hacci, Takdim, 9.
3o Hacci, Takdim, 9.
3t Hacci, Takdim, 10.
32 Hacci, Takdim, 5. Örnek metin için bkz. İbn Rüşd, el-Beyan, ı, 33.
33 Hacci, Takdim, 5. Örnek metin için bkz. İbn Rüşd, el-Beyan, I, 37.
26
Maliki Fakfh İbn Rüşd el-Cedd'in "el-Beyô.n ve't-Tahsil" isimli Eseri ve Konuları Ele Alış
Metoduyla İlgili Örnekler
Satır aralarındaki manayı
neyin
ve
maksadı
toparlamak, bazen "el-mes'ele"
iyice anlamak için kişinin genel
anlamda fıkıh müktesabatına sahip olması, özel olarak da Maliki fıkhı
hakkında bilgi sahibi olması gerekmektedir.34
başlığı altında
aniatılmak istendiğini
2. Eserin Yazılma Gerekçesi ve Serüveni
el-Beyan'in mukaddimesinde bildirdiğine göre yakın
bir grup fukaha 506/1112 tarihinde Muhammed elUtbi'nin eseri el-Müstahrece'yi okumak için kendisine gelmişlerdir. Ancak
bir meseleye gelince konu kendilerine müşkil ve karışık gelmiş, müellif ibn
Rüşd meseleyi şerhederek açıklamış ve karışıklığı izale etiniştir. Bunun
üzerine arkadaşları müelliften el-Müstahrece'nin tümünü şerh edip
Müellifin
arkadaşlarından
açıklamasını istemişlerdir.3s
Böylece müellif el-Müstahrece'yi şerh etineye başlamış ve 511/1117
senesinde kitabı yarıya kadar şerh etiniştir. Ancak bu tarihte kendisine
kadılık görevi verildiği için halkın işleriyle yoğun meşguliyeti yüzünden
kitap üzerindeki çalışması yarım kalmıştır. Bundan büyük üzüntü duyan
müellif durumu Emira'l-mü'minine bildirerek 515/1121 senesinde kadılık
görevinden ayrılmış ve el-Mustahrece üzerindeki şerh çalışmasını
517/1123 tarihinde "Kitabü'l-Beyô.n ve't-tahsil" ismiyle tamamlamıştır.36
İbn
Rüşd,
el-Beyan'ı
tamamladıktan
sonra 518/1124 tarihinde
müsveddelerden bir asıl metin oluşturmuş, fukahanın hazır bulunduğu bir
mecliste öğrencisi Mervan İbn Meserre bu asıl metni okumuş, kendiside
müsveddelerden onu takip ederek kitabı tashih etineye başlamışlardır.
Yirmi ay süreyle düzenli bir şekilde devam eden bu tashih işlemi esnasında
kitaptan yetmiş sekiz cüz okunmuştur.37
Ancak bu tashih işleri Müslümanlarla iç içe yaşayan Hıristiyanların
Erakı1n Kralı İbn Razmir ile gizlice anlaşarak isyan etineleri sebebiyle
meydana gelen ve Endülüs Müslümanlarını bir sel gibi kuzeyden güneye
akıtan o büyük felaketle kesintiye uğramıştır.3B
Örnek olarak bkz. İbn Rüşd, el-Beyan, I, 29.
İbn Rüşd, Mukaddime, el-Beyan ve't-tahsil, 1, 26-27; Hacci, Takdim, 14-15; İbrahim Kafi Dönmez,
"el-Beydn ve't-tahsi/", DİA, VI, 29.
36 Hacci, Takdim, 16.
37 Hacci, Takdim, 14-15.
38 Hacci, Takdim, 16; Bardakoğlu, "İbn Rüşd", DİA, XX, 255.
34
35
Sayfa 1159
İbrahim
3yfa ı 160
YILMAZ
Bu acı felaketin boyutlarını ve alınması gereken önlemleri görüşmek
üzere 520/1126 tarihinde Fas'ın Merakeş şehrine giden İbn Rüşd aynı sene
tekrar Kurtuba'ya dönerek el- Beyan'ı tashih işlemine devam etmiştir. Yirmi
iki gün süren bu tashih işleminde el- Beyan'ın kalan kısmının tashih işlemi
tamamlanmış ve kısa bir süre sonrada müellifvefat etmiştir.3 9
3. Eserin Sistematiği
Bu gün elimizde müellifin bizzat kendisinin okuyup tashih etmiş ol~ uğu
"Kittabü kirô.i'd-duri ve'!- erô.dfn" den başlayıp "Kitabi'l-müsô.kô.t' a kadar
devam eden ve toplam sekiz fıkh1 kitap başlığını içeren bir cüzden başka
kitabın tam bir orijinal nüshası yoktur.4o Eserin, malıtUt nüshalarındaki
tertibinde ise, babların takdim ve tehirinde bazı farklılıklar arz etmektedir.
Toplam 18 ciltten oluşan eserin tahkikli neşrinin ilk 16 cildi "kitap" diye
başlayan Müstahrece ve el-Beyan'daki Maliki fıkhıyla ilgili tüm konuları
ihtiva etmekte ve "Kitabü'l-vüdu'" ile başlayıp "Kitabü'l-mürteddfn ve'lmuhô.ribin" ile sona ermektedir.
17 ve 18. ciltler ise "Mesô.ilü'l-Cô.mi" başlığı altında, siyer-i nebi, meğazi,
ahlak, adab, hazr ve ibaha (Hanefi literatüründeki kerô.hiye ve istihsô.n) türü
birbiriyle bütünlük oluşturmayan değişik konuları içermektedir. 41
Hacci, Takdim, 16- ı 7; Bardakoğlu, "İbn Rüşd", DİA, XX, 255.
Hacci, Takdim, 7; Dönmez, "el-Beyan", DİA, VI, 29.
41 El- Beyan'da "Kitap" ana başlığı altında ele alınan konuların ciltlere göre dağılımı şöyledir:
ı. C: Kitabü'l-vudu' el-ewel, es-san!, es-salis /Kitabü's -salah el-ewel, es-san!, es-salis.
11. C: Kitabü's-salah er-rabi, el-hamis. 1 Kitabü'l-cenaiz 1 Kitabü's-sıyam ve'l-i'tikaf 1 Kitabü zekatizzeheb ve'l-verak j Kitabü zekati'l-maşiye j IGtabü zekati'l-hubub ve'l-futr 1 Kitabü'l-cihad el-ewel
III. C: Kitabü'l-cihad es-san! 1 Kitabü's-sayd ve'z-zebaih j Kitabü'd-duhaya ve'I-akika 1 Kitabü'l-hacc
el-ewel
IV. C: IGtabü'l-hacc es-sani 1 Kitabü'l-istibra 1 Kitabü't-ticarat ile arzı'l-harb 1 Kitabü tazmini's-sına
1 Kitabü'n-iıikah el-ewel, essani, es-salis
v. C: IGtabü'n-nikah er-ralıi, el-hamis 1 Kitabü'r-rada 1 Kitabü'z-zıhar 1 Kitabü't-tahyir ve't-temllk
el-ewel, es-san! j Ki ta bu talala's-sünne el-ewel, es-sani
vı. c: Kitabü'l-eyman bi't-talak 1 Kitabü'l-ila 1 Kitabü'l-lian 1 Kitabü's-sarf el-ewel
vu: C: Kitabü's-sarf es-san! 1 Kitabü's-selem ve'l-acal el-ewel. es-san! 1 Kitabü camii'I-buyıl elewel, es-san!, es-salis
VIII. C: Kitabü camii'I-buyil er-rabi 1 Kitabü'l-bedai ve'l-vekalat 1 Kitabü'l-uyub 1 Kitabü bey'i'lhıyar 1 Kitabü'l-cu'l ve'l icare
IX. C: Kitabü kiraü'd-düri ve'l-eradin 1 Kitabü'l-akdiye e!-ewel, es-san! 1 Kitabü's-sultan 1 Kitabü'ş­
şehadat el-ewel
x. C: Kitabü'ş-şehadat es-sani, es-sa!is, er-rabi 1 Kitabü's-sidad ve'l-eııhar 1 Kitabü'l-medyan ve'tteflis el-ewel, es-san i es-salis
xı. C: Kitabü'r-ruhun el-ewel, es-san! 1 Kitabü'l-istihkak 1 Kitabü'l-ğasb 1 Kitabü'l-havale ve'lkefale
XII. C: Kitabü'ş-şirke 1 Kitabü'ş-şüfa 1 Kitabü'l-lasme ve'ş-şüfa /Kitabü'l-cevaih ve'l-musakat
/Kitabü'l-laraz 1 Kitabü'l-vasaya el-ewel
39
4o
Maliki Fakfh İbn Rüşd el~Cedd'in "el-Beyan ve't-Tahsil" İsim/i Eseri ve Konuları Ele Alış
·
Metoduyla İlgili Örnekler
Eserin-tertip ve tasnif
açısından
dikkati çeken
başlıca
özellikleri ise
şöyledir:
(1) Müstahrece'deki bablar, Müdevvene'de olduğu gibi, "Kitap" diye
ki, buna "cüz" de denilmektedir. Bu İsimlendirme "el- --·--··
Sayfa 1161
Beyan" da da aynen tekrar edilmiştir.42
isimlendirilmiştir
(2) el-Beyan'da, "Kitap" diye başlayan bölümler uzunsa ya da içeriği
arz ediyorsa "Kitap" ismi, "Kitabü'l-vuduu'l-ewel, es-sant es-sa/is
.... "şeklinde tekrar editmiştir.43
değişiklik
(3) el-Beyan'ı
Beyan'da geçen
iıeşredenlerden
Muhammed el-Hacci, Müstahrece ve elbenzer kitapjbölüm başlıklarını "ruzme" olarak
isimlendirmiştir.44 Yedi "ruzme"den oluşan kitapların toplamı ve konularına
göre dağılımı ise şöyledir: 1. Ruzmetü'ş-şerai' (ibadetler, yirmi kitap); 2.
Ruzmetü'n-nikah (aile hukuku, on beş kitap); 3. Ruzmetü'l-büyu' (borçlar
hukuku, on beş kitap); 4. Ruzmetü'l-akdiye (muhakeme usul hukuku, otuz
iki kitap); S. Ruzmetü'l-ıtk (kölelik hukuku ve azat hükümleri, on iki kitap);
6. Ruzmetü'l-hudud (ceza hukuku, yedi kitap); 7. Ruzmetü'l-cami' (genel
konular, dokuz kitap; toplam 110 kitap).4S
el-Beyan'ın
konuyu ele alış şekli, klasik furı1 fıkıh kaynaklarındaki
yöntemden farklılık arz etmektedir.46 Şöyle ki, el-Beyan'da "kitap" diye
XIII. C: Kitabü'l-vasaya es-sani, es-salis, er-rabi, el-hamis 1 Kitabü's-sadakat ve'l-hibat el-evvel, essani
XIV. C: Kitabü's-sadakat ve'l-hibat es-saljs, er-rabi 1 Kitabü'd-da'va ve' s-sulh /Kitabü'l-istilhak
Kitabü'l-vela /Kitabü'l-ıtk el-evvel, es-sani
XV. C: Kitabü'l-ıtk es-salis, er-rabi /Kitabü'l-müdebber /Kitabü'l-mükateb /Kitabü'l-vedla /Kitabü'lariya /Kitabü'l-ıde /Kitabü'l-lukata /Kitabü'l-muzaraa /Kitabü'l-muğarasa /Kitabü't-diyat elevvel
XVI. C: Kitabü't-diyat es-sani 1 Kitabü'l-cinayat el-evvel, es-sani /Kitabü'l-katl fi's-Sirka /Kitabü'lhudud fi'l-kazf /Kitabü'l-mürteddln ve'l-muharibin
"Kitabü'l-cami" başlığı altında 17. ve 18. cil te ele alınan konu başlıklarından bazıları ise şöyledir:
XVII. C: el-Edebü fi'l eki (s.64) jBekke ve Mekke ve tefsiru Malik lehuma (s.57) Sa'd b. Muaz ve
Fadlühü (s.17, 29)/ Keydü'ş-Şeytan (s. 341)
XVIII. C: el-İctihad fi'l-İbade /Eşratü's-saah /Tahslnü'z-zann bi'l-Müslimin jeş-Şürbü kaimen /eşŞiir ve'ş-şuara
.
4 2 el-Beyan ve onun metnin oluşturan Müstahrece'nin tertibi Maliki fıkhında "ümmühat" diye biline
kitapların birincisi olarak kabul edilen el-Müdevene'nin tertibi ile benzerlik arz etmektedir.
· Müdevvene ile ilgili değerlendirme için bkz. Ali Hakan Çavuşoğlu, "el-Müdevvenetü'l-Kübra",
XXXI, DİA, 470-473; Aydın Taş, "Türkiye Kütüphanelerindeki Maliki Fıkhıyla İlgili Yazma eserler",
Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 12:2 (2007), s. 47-55.
43 örnek olarak Bkz. İbn Rüşd, el-Beyan, ı. 33 vd.; V 208 vd.
H "Ruzme", sözlükte "paket" anlamına ektedir. "Razme" ve "rizme" şeklinde de okunmaktadır.
45 Hacci, Takdim, 7-8; Dönmez, "el-Beyan ve't-taıisll", DİA, VI, 30.
46 Bilindiği gibi klasik fıkıh sistematiğinde konular Önce "Kitap"lara, sonra "bab"lara daha sonra
"fas ıl" ve ''fer" gibi alt başlıklara ayrılmış, "kitap" ana başlığı altında işlenen konu belirli bir sıra
..
'•\
\
---~-
İbrahim YILMAZ
başlayan
ana konu başlıkları "bab, fasıl ve fer" gibi alt başlıklara
ayrılmamıştır. Hangi konunun işlendiği belirtilmeyen "el-mes'ele" alt başlığı
altında
"Müstahrece"deki metin aktarılarak gerekli açıklamalar
--iayfa 1 162
yapılmıştır.47
Eserin tertibindeki farklılık asil metin olan Müstahrece'nin rivayete
fetva kitabı tarzı bir eser olmasından kayna.klanmaktadır. Çünkü
Müstahrece'de konular, "kitap" başlığı altında başlıksız ve düzensiz olarak
serpiştirilmiştir. Asıl metinden kaynaklanan bu düzensizlik el-Beyaiı'da da·
aynen devam etmiştir. Bu durum ise eserden İstifadeyi hayli zorlaştırmıştır.
Bu yüzden eserin tahkikli neşrinde İstifadeyi kolaylaştırmak için çok ciddi
fihrist çalışmaları yapılmış ve. "el-mes'ele" başlığı altında hangi fer'i
konudan bahsedildiği fihrist çalışmasında belirtilmiştir.4B
dayalı
4. Eserin Kaynaklan
a. Genel olarak:
Müellif İbn Rüşd el-Beyan'da Maliki mezhebiyle ilgili çok sayıda eser
ismi zikretmiş, başta İmam Malik (ö.179 1 795) olmak üzere İbnü'l-Kasım
(ö.191 1 807) Salınun (ö.240 1 854), Asbağ (ö.226 1 841), Eşheb (ö.204 1
819) gibi mezhebin ilk ravi ve müctehidlerini referans olarak göstermiştir.49
el-Beyan'da en çok başvurulan kaynaklar şunlardır:
(1) el-Muvatta: İmam Malik b. Enes (ö.179 1 795)
(2) Kitabu't-Divan: Abdulmelik el-Macişun (ö.212 1 827)
(3) ed-Dimyatiyye: Abdurrahman b. Ebi Ca'fer ed - Dimyati (ö.226
840)
(4) el-Vadıha fi's-süneni
(ö.239 1 853)
ve'l-fıkh:
Abdulmelik b. Habib es. Sülemi
(S) Müdevvenetü Salınun (ö.240 1 854)
(6) Kitabu Muhammed b. Salınun (ö.256 1 869)
· takip edilerek ayrıntılı bir şekilde işlenmiş ve anlaşılır bir şekilde izah edilmeye çalışılmıştır.
Örnek olarak bkz. el-Merğınani, el-Hfdaye, İstanbul, 1986; İbn Kudame, el-Mujjni, Kahire 1992;
Karafi, ez-Zahfra, Beyrut 1994; İbn Rüşd, ei-Mukaddimat, Beyrut 1988, I-III.
4 7 Örnek olarak bkz. İbn Rüşd, el-Beyan V, 208 vd.
48 Sistematik açıdan karşılaştırmak için bkz. K;,ırafi, ez-Zahfra, Beyrut 1994; İbn Rüşd, eiMukaddimat, Beyrut 1988, I-III.
49 Örnek olarak bkz. İbn Rüşd, el-Beyan, ı, 34, 35.
-'.:
1
'ı
Maliki Fakfh İbn Rüşd el-Cedd'in "el-Beyan ve't-Tahsil" isimli Eseri ve Konulan Ele Alış
Metoduyla İlgili Örnekler
(7) Semaniyetı1.Ebi Zeyd: Abdurrahman b. İbrahim b. İsa (ö.258/ 871)
(8) el-Mecmı1atü: Muhammed b. İbrahim b. Abdı1s (ö.260 / 873)
(9) el-Mevaziye (Kitabü İbnü'l-Mevvaz): Muhammed b. İbrahim İbnü'lMevvaz (ö.269 1 882)
(lO) el-Mebsı1t fi'l-fıkh: Kadı İsmail b. İshak (ö.282 / 895)
(ll) el-Mebsı1ta: Yahya b. İshak el-Leysi (ö.303 / 915)
(12) Kitabı1 Muhtasaru ma leyse fi'l-muhtasar: İbnü'l-Kırti diye bilinen
Ebi İshak Muhammed b. el-Kasım b. Sa'ban (ö.355 1 965)
(13) en-Nevadir ve'z-Ziyadat; Muhtasaru'l-Müdevvene, el-Müntehabü'lMüsteksa: Ebı1 Muhammed Abdullah b. Ebi Zeyd Abdurrahman en-Nefezi el'
Kayravani
(ö. 386 1 996)
Yukarıdaki
eserlerden başta Muvatta olmak üzere el-Müdevveneso elel-Mevaziyye,sz el-Mecmı1a,s3 el-Mebsı1t,S4 el-Mebsı1ta,ss enNevadir56 ve Muhtasaru'l-Müdevvenes7 maliki mezhebinin ilk dönemlerinde
en çok itibar edilen kaynaklardır.
Vadıha,sı
b. Utb i ve el-Müstahrecesi:SB
Muhammed b. Ahmed el-Utbi (ö. 255/868), Utbe b. Ebi Süfyan'ın
mevlası Faklh, rivayeti ve zekası kuvvetli bir hadis hafızıdır. Hayır sever ve
güzel ahlak sahibi olan Utbl, furı1-ı fıkıhla ilgili meseleleri ve güncel
olaylarla ilgili fetvaları (nevazil) ezbere bilen, onları derleyip toplayan bir
alimdir.s9
Muhammed İbrahim, "ıstılahu'ı-mezheb ınde'ı-Maliki", ı, 114.
Muhammed İbrahim, "lstılahu'ı-mezheb ınde'l-Maliki", ı, 116.
52 Muhammed İbrahim, "Istııahu'ı-mezheb ınde'l-Maliki", ı, 117.
53 Muhammed İbrahim, "ıstııiihu'l-mezheb ınde'l-Maliki", I, 117.
54 Muhammed İbrahim, "ıstılahu'l-mezheb ınde'l-Maliki", ı, 117.
55 Muhammed İbrahim, "ıstılahu'l-mezheb ınde'l-Maliki", Il, 66.
56 Muhammed İbrahim, "ıstılahu'l-mezheb ınde'l-Maliki", II, 140.
57 Muhammed İbrahim, "Istııahu'l-mezheb ınde'J-Maliki", Il, 140.
5B Utbi'nin hayatı ile ilgili bilgi için bkz. İbnü'Haradi, Ebü'l-Velid Abdullah b. Muhammed b. Yusuf
el-Ezdi, Tdrihu'/-ulema ve'r-ruvat li'l-ilm bi'I-Endülüs, Beyrut 1997, s. 297-298; Makarri, Nejhu'ttfb, Il, 215, 216; Zerikli,A'/dm, V, 307; Kehhiile, Mu'cem, VIII, 276; Selahuddin Halil b. Aybek esSafedi, e/-Vdfi bi'/-vefaydt, y.y., Daru'n-neşr, 1957/1974, ll, 30; Abdülaziz, Ma'/em, 142 143;
İbnü'l~İmad, Şezerdt, II, 129; el-Kadı !yaz; Tertfbü'l-meddrik ve takrfbü'l-mesdlik li ma'rifed
mezhebi Md/ik, Daru mektebeti'J-fikr, Trablus 1967, Il, 144 -145; Muhammed b. MahlUf,
Şeceratü'n-nuri'z-zekiyye fi tabakdd'l-mdlikiyye, Beyrut 1349, s. 75.
59 İbn Ferhı1n, ed-Dfbdc, 337; Hacci, Takdim, 19; Mikloş Muranyi, Dirdsdtfi'l-ftkhi'I-Mdlikf (Arapçaya
çev. Said Buhayri, Ömer Sabir Abdulcelil, Mahmud Reşad Hanefi ), Beyrut 1988, 110-140.
50
51
sayfa 1163
T
1
İbrahim YILMAZ
Talebesi Muhammed b. Lübabe (ö. 314/926) hacası Utb'i
"zamanında Endülüs'ün en b.üyükfakfhiydi" demekte~ir.60
ıyfa 1 164
hakkında
Utbl, Endülüs'te İmaını Malik'in (ö. 179 /795) talebesi Yahya b. Yahya elLeysl' nin (ö. 234/848) derslerine katılmış, Said b. Hasan'dan Eşheb'in (ö.
204/819) rivayetlerini dinlemiştir.6ı
Daha sonra doğuya giderek orada İmaını Malik'in talebesi _ve mezhebin
ravisi İbnü'l-Kasım'ın (ö. 191/807) öğrencilerinden Salınun (ö. 240/854) ve
Asbağ b. el-Ferec (ö. 226/841) ile İmaını Malik'in arkadaşlarından İbn Vehb
(ö.199j814) ve Eşheb 'in (ö. 204/819) derslerine katılmıştır.62
Utb'i, Endülüs'te ve Şark'ta İmaını Malik'in talebelerinden ve sonra
Maliki_fakihlerinden dinleyip deriemiş olduğu Maliki mezhebiyle ilgili
rivayetleri e/-Utbiyye diye bilinen "el-Müstahrece mine'/-esmia" ismiyle
kitaplaştırmıştır.63
Utb'i, "el-Müstehrece mine'l-esmia" isimli eserinde İbnü'l-Kasım'dan
Yahya bin Yahya'ya kadar farklı çevrelerin imaını olan on bir fakihten
naklettiği rivayetleri bir araya getirmiştir. Farklı bir terminoloji ve
koropozisyona sahip olan bu eser, Maliki mezhebinde "ümmühdt''6 4 diye
bilinen diğer metinlerde bulunmayan birçok rivayeti içermektedir.6s
Şu halde el-Müstahrece, Muhammed el-Utb'i 'nin üçü direk İmaını
Malik'in talebeleri olan İbnü'l-Kasım, Eşheb ve İbn Nafi el-Medeni ile İbn
Vehb, Yahya el-Leys, Salınun ve İbn Asbağ gibi yaklaşık on bir fakihten
duymuş olduğu rivayetleri içermektedir.66
Utb'i, kitabına gezip gördüğü yerlerde duymuş olduğu söz ve metruk
bütün rivayetleri koymuş, bu yüzden de zamanın fakibieri tarafından tenkit
· 60
61
HacCİ, Takdim, 19- 20
HacCİ, Takdim, 20; İbn Ferhı1n, ed-Dibdc, 337, Muhammed İbrahim, "lstılahu'l-mezheb ınde'l-
Maliki", ı. 99-100.
Hacci, Takdim, 20; İbn Ferhı1n, ed-Dibiic, 337.
63 HacCİ, Takdim, 20.
64 Maliki mezhebinde, mezhebin temel kaynaklarını oluşturan dört temel metin kitabına
"Ümmühiit" denilmektedir. Bu dört eser şunlardır: 1) el-Müdevvene (Sahnı1n, ö. 240/854), 2) elVazıha fi'-sünneni ve'l-fıkıh (İbni Habib, ö. 238/853), 3) el-Utbiyye jel-Müstehrace (Utbi, ö.
255/ 869), 4) el-Mevviiziyye (İbnü'l-Mevvaz, ö. 269/883) (Bkz. Eyüp Said Kaya, "Maliki
Mezhebi", DİA, XXVII, 529.)
65 Bkz. Kaya, "Maliki Mezhebi", DİA, XXVII (27), s. 530.
6 6 /stıliih,ı, 99; Abdülaziz, Ma'leme, 142-143.
62
Maliki Fakfh İbn Rüşd el~Cedd'in "el-Beyan ve't-Tahsil" İsim/i Eseri ve Konuları Ele Alış
Metoduyla İlgili Örnekler
edilmiştir:-----97
konuda şöyle
Müstahreceyi cem eden Utbl'nın öğrencisi İbn Lfıbabe bu
demektedlr:68
"Müstahrece'de
bir mesele rivayet
derdi."
metrı1k
rivayetler ve
edildiğinde hoşuna
şaz meseleler çoktur. Utbf'ye garip
giderse onu Müstahrece'ye ~oyun
Vakıa şu ki, Utbt el-Müstahrece'ye şaz ve metrfık rivayetleri almıştır.
Ancak o almasaydı bu rivayetler yokluğa terkedilmiş olacaktı. Ancak Utbl,
bu rivayetleri mezhebin usUl ve kaidelerine göre diğer rivayetlerle
karşılaştırma ve doğruyu yanlıştan ayıklama imkanına sahip olamamıştır.6 9
Taki, Muhammed b. İbn Rüşd gelerek el-Beyan'da bu ayıklama işini
yapmıştır. Böylece Müstahrece, Endülüs başta olmak üzere diğer Garb İslam
ülkelerinde mutemed fetva kitaplarından biri olan el-Beyan ve't-tahsfl'in
ayrılmaz bir parçası olmuştur.70
Son olarak şunu söylemeliyiz ki, Müstahrece Maliki mezhebinin oluşum
sürecinde Muvatta'dan sonra Maliki fakibierin itibar ettikleri "ummühatü'lmezheb" diye bilinen dört muteber kitap arasına girme şeref ve liyakatini
kazanmıştır. Bu yüzden Endülüs ve Afrika ahalisi ona büyük önem vermiş,
Endülüs ve Karaviyyfıİı'un mütekaddimfın fakih ve şeyhleri onu ders
kitabı/kaynak olarak kabul etmişler, hatta onu Müdewene gibi okuyup
ezberlemeyenleri faklh bile kabul etmemişlerdir.n
Ayrıca, kadı
olarak atanacak fakibierin yeterliliklerini ölçmek amacıyla,
Utbl'nin kitabını ezbere bilmelerinin şart koşulmuş olması da, elMüstehrace'nin kazanmış olduğu değeri göstermektedir. 72
5. Eserin Mezhepteki Yeri ve Önemi
Telifi on iki yıl süren eser, maliki fıkhının ilk dönem temel
kaynaklarından biri olmuştur.73 İçerik olarak, ilk asır garb İslam
fakibierinin büyük önem verip ezberlediği, onlar hakkında yazılan şerhleri,
ta'likati, tenbthatı, ziyadatı, tefr!atı ve ihtisaratı öğrenmek için yıllarını
Hacci, Takdim, 20; Kadi !yaz, Tertılı, 11,145-146, Makarri, Nefhu't-tlb, Il, 216; Abdülaziz, Ma'leme,
142- 143.
68 İbn Ferhün, ed-Dibôc, 337; Kadi !yaz, Tertılı, II, 145-146; Istılah, ı, 100; Makarri, Nefhu't-tfb, II,
216; Muhammed Ebu Zehra, İmam Ma/ik, (tre. Osman Keskioğlu) Hilla Yay., Ankara 1984, s. 241.
69 Hacci, Takdim, 21.
7 0 Hacci, Takdim, 21.
71 Istılah, ı. 116; Ebu Zehra, İmam Malik, 240-245; Ali Hakan Çavuşoğlu, Irak Maliki Ekolü (III.,V.
/IX.-XI. yy.), Doktora Tezi, Marmara Ünv. Sosyal Bilimler En st, 2004, s. 113-115.
n Çavuşoğlu, Irak Maliki Ekolü, 115.
73 Ahmet Özel, "Fıkıh", DİA, XIII, 17.
67
Sayf;l165-- ,_
İbrahim YILMAZ
verdikleri Müstahrece ve Müdevvene'nin ihtiva
meseleleri içermektedir.74
Sayfa 1166
etmiş olduğu
bütün konu ve
İbn Rüşd, kendisinden önce yazılan Mali~ kaynaklara muttali olmuş,
tedris, ifta ve kadılık dönemlerindeki bütün şahsi tecrübe ve düşüncelerinin
vermiş olduğu bir müktesebatla onları Maliki mezhebinin usul ve kaideleri
çerçevesinde bir fakihfmüctehid gözüyle tenkit ederek ayıklamış, fıkıh
öğrenmeye yeni başlayan öğrencilerin anlayabileceği seviyede açık bir dille
el-Beyan ve't-tahsfl'i yazmıştır.7s Diğer taraftan İbn Rüşd, M~stehrace'deki
rivayetleri diğer muteber metinlerle karşılaştırmış ve Maliki usulüyle fürı1
esasları ışığında değerlendirmiştir.76
el-Beyan ve't-tahsil, kısa bir süre içinde öylesine bir şöhret kazanmış ve
ilgi. görmüştür ki Endülüs ve Kuzey Afrika alimleri nezdinde büyük bir
değere sahip olan ve ezberlenme derecesinde bilinen el-Utbiyye'ye VI. (XII.)
yüzyıldan sonra artık eski ilgi gösterilmez olm1,1.ş, onun yerini el-Beyan ve'ttahsil almıştır.
Bugün İbn Rüşd'ün eserının pek çok yazmasının mevcut olmasına
karşılık el-Müstahrece'nin muhtelif dünya kütüphanelerinde eksiksiz veya
bir araya getirilerek tamamlanmış müstakil bir yazmasının bulunmayışı bunun açık delilidir. Diğer taraftan el-Müstahrece için sağlam olsun olmasın
her türlü rivayeti ihtiva ·ettiği yö'nünde t~nkitler ileri sürülmüş, el-Beyan
ve't-tahsil ise bu hususlara açıklık getirmesiyle ayrı bir değer kazanmıştır.77
Müellif İbn Rüşd, el-Beyan'ın mukaddimesinde eserin önemi ile ilgili
demektedir:
şöyle
"el-Mukaddimat, usUlu'd-dindeki temel itikadi konulara ve şer'f
hükümlerdeki fikhf esaslara giriş olarak yazılmış olup bunları bilmemek caiz
olmadığı gibi, onlar olmadan ahkam-ı şerfat/e ilgili bir hükmü doğru anlamak
da mümkün değildir. Bir talib-i ilim, el-Beyan ile birlikte el-Mukaddiriıat'ı
okuyup aniarsa usUlu'd-dfn ve usul-u fikıhla ilgili bilinmesi gereken her şeyi
kaynağından öğrenmiş, fer'i, aslına sağlam bir şekilde oturtmuş olur. Ayrıca
bütün bunları bu iki temel kaynaktan öğrenmekle müşkil konularda hoca/ara
Hacci, Takdim, 10; Bardakaği u, "İbn Rüşd", DİA, XX, 255.
Hacci, Takdim, 10; Dönmez, "el-Beyan ve't-tahsil", DİA, VI, 28.
76 Kaya, "Maliki Mezhebi", DİA, XXVII, 530.
77 Dönmez, "el-Beyan ve't-tahsil", DİA, VI, 28.
74
75
Maliki Fakfh İbn Rüşd.el-Cedd'in "el-Beyan ve't-Tahsil" isimli Eseri ve Konuları Ele Alış
Metoduyla İlgili Örnekler
başvurmgktan kurtulmuş,
güç ve karmaşık konulardaki fetvalarda tak/id
edilmesi vacip olan kişilerin derecesine ulaşmış olur. "78
B. ESERLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR
Eserin
haciriili
olması
ve
matbu olarak kütüphanelerde
bulunmamasından dolayı araştırmacılar ve akademisyenler tarafından
yeterince istifade edilememiştir. Bu eksikliği gidermek ve eserden istifadeyi
kolaylaştırmak için tahkfk çalışması ile birlikte eser üzerinde ayrıntılı fihrist
çalışmamaları da yapılmıştır.
s~vtaT167-.
1.Tahkik Çalışması
Eserin tahkık edilip neşre hazırlanmasında Fas'ın değişik üniversite ve
kütüphanelerinde çalişan çok· sayıda ilim adamı ve devlet görevlileri yer
'
almıştır.
Eserin yirmi cilt halindeki tahkikli ilmi neşri Muhammed el-Hacd
ve bir grup arkadaşı tarafından yapılmış olup son iki cilt konu fihristine
ayrılmıştır (Beyrut 1404-1407 /1984-1987; 1408/1988).
Eserin tahkikli neşrinde başta Dr. Muhammed
özellikle aşağıdaki şahısların katkıları olmuştur: 7 9
Haccı
olmak üzere
-el-Hikc Ahmed el-Hıbabi: Karaviyyün Ünv. Alimlerinden
\
-Said Ahmed A'n1b: Tatvan şehrinde Ma'hed-i Asli'de Prof-üstaz.
-Muhammed Abdulkadir el-Asayiş!: Meknes
A'zam'da Malıtütat kısmı müdürü
-Ahmed
İklimiyye'de
eş-Şerkavi
:
Merakeş
şehrinde
şehrinde Hızane-i
Cami-i
/
Medrese-i Alemeyni'l-
Prof-üstaz.
-Ahmed el-Hattabi: Tatvan'da usulud-Dln Fakültesinde Prof-üstaz.
-Ahmed Benşekrün : el-Kadi el- müsteşar reisü'l-Gurteti'ş-şer'iyye bi'ilmeclisi'l-a'la
Heyet, tahkik metni için el-Beyan ve't-tahsll'in sıhhate en yakın olan
nüshasını esas almıştır. Bunun için 18 ciltjcüzden oluşan Fas'ın Rahat
şehrindeki Hızane-i Amme (Geı;ıel Arşiv, Milli Kütüphane) kütüphanesinde
bulunan Temakrut malıtUt nüshasını asıl olarak kabul etmiştir. Bu asıl
nüsha Fas'taki Karaviyyün Kütüphanesinde bulunan üç eski malıtUt nüsha
1a İbn Rüşd,
79
el-Beyan, I, 32.
Hacci, Takdim, 21.
İbrahim
YILMAZ
ile de karşılaştınlmıştır.so Karaviyyün nüshalan
dipnotta (=Karaviyyün1-2-3) şeklinde gösterilmiştir.sı
ıyfa
1168
numaralandırılarak
Tahkikte bu dört malıtUt esere ilaveten gerektiğinde başka mahtfi.t
eseriere de başvuruhnuş, malıtUt nüshalar karşıl~ştırılarak kitapta geçen
ayet ve sureler numaralandırılarak yerleri gösterilmiş, hadis ve eserlerin
tahricleri yapılmış, açıklamaya ihtiyac duyulan yerlerde terim ve ibareler
izah edilmiştir.sz
2. Fihrist Çalışması
a. Genel fihrist çalişması:
Eserin tahkikli baskının 19. ve 20 ciltleri Dr. Muhammed Haccı ve Prof.
Said A'rab tarafından "el- Fehtirisü'l-ô.mme" ismiyle genel konu fihristi
olarak hazırlanmıştır.
Bu genel fihrist iki ayrı bölümden oluşmaktadır;
Birinci bölüm, "el-Fihrisü'l-mufassal li mesô.ili'l-esmia" başlığını
taşımakta olup 1-16. ciltler arasındaki "kitap" ve "bab" başlıklarını eserde
varid olduğıı tertib üzere cüz cüz, cilt cilt konuları içeren mufassal bir fihrist
olarak hazırlanmıştır.
Eser, müellifin "Kitabü'l-vudO."', "Kitabü's-salah" şeklinde isimlendirmiş
olduğıı "kitab"lar içerisinde binlerce meseleler içermektedir. Ancak bu
meseleler özel bir konu başlığıyla verilmeyip sadece "el-mesele" başlığıyla
ifade edildiği için bu "mesele" başlığı altında hangi konunun işlendiği
başlıktan anlaşılmamaktadır.
Bu yüzden fihrist hazırlanırken meseleler tafs!lata girilmeden ve hükmü
açıkça ifade etmeden, fakat "mesele"nin içerdiği konuyu haber verecek
anahtar kelimeyle başlanılmasına özen gösterilmiştir.
İkinci
bölüm ise, "Fehô.risü'l-cô.mi" başlığını taşımakta olup 17. ve 18.
ciltlerde "Kitabu'l-cami" başlığı altında birbiriyle ilgili olmayan siyer-i neb!,
sahabe dönemi fitne olayları, ibadet vs. gibi "Kerahiyye ve İstihsan" türü
"Mesailü'l-cami" başlığını taşıyan konular içindir. Bu bölüm iki alt başlıktan
oluşmaktadır:
(1)
Fihrisü's-semô.fıt bi
Hacci, Takdim, 21
Hacci, Takdim, 22
82 Hacci, Takdim, 22
8o
8ı
hasebi vunidihfı fi'l-kitô.b
Maliki Fakfh İbn Rüşd el-Cedd'in "el-Beyô.n ve't-Tahsil" İsim/i Eseri ve Konuları Ele Alış
·
Metoduyla İlgili Örnekler
(2) Fihrisü'l-mevzuô.t mürettebeten terti'biyyen elifbô.iyyen
eserle ilgili ayrıntılı bir alfabetik fihrist
ancak eserin hacimli olması sebebiyle bunun
çok zaman alacağı düşünülerek genel konu fihristiyle yetinilmiştir.B3
Fihrist
çalışmasına başlanırken
hazırlanılması düşunülmüş,
Sayfa 1169
Her bir bölümde ele alınan konular eserin orijinalinde "mesele" başlığı
altında incelendiği için neşri gerçekleştirenler tarafından bu meselelere
orada ele alınan konuyu ·hatırlatan başlıkların eklenmesi faydalı olmuştur.
Şu kadar var ki bu başlıkların yardımıyla oluşturulan konu fihristinin iç
atıflar bakımından çok önemli bir görev ifa ettiğinin eseri yayımlayanlarca
belirtilmesine rağmen (XIX, 5-6) bu iç atıflardan faydalanma hususunda
okuyucunun epeyce zorluk çektiği ve kullanımı daha pratik bir fihriste
ihtiyaç duyulduğu gözlenmektedir. Bölümlerin hangi ciltlerde yer aldığını
toplu olarak gösteren bir fihristin yapılmamış olması da eserden istifadeyi
güçleştirmektedir. Öte yandan ayet ve hadislerin geçtiği yerlerde bunların
kaynaklardaki yeri belirtilmiş, fakat ayet ve hadisler veya diğer hususlar
için ayrı bir fihrist eklenmemiştir:B4
b. Özel fihrist çalışması:
\
Özel fihrist çalışması "Fehô.risü'l-Beyô.n ve't-tahstl"
Abdulfettah Muhammed el-Huluv tarafından hazırlanmıştır.
ismiyle
Dr.
Eserin neşrini yapan Daru'l-ğarbi el-İslaml'nin sahibi üstad el-Habib,
Abdulfettah el-Huluv'dan İmam Muhammed b. Suud Ünv. rektörü Dr.
Abdullah b. Abdulmuhsin el-Türki ile birlikte İbn Kudama'nın el-Muğni'sine
yapmış oldukları mufassal alfabetik fihrist gibi bir çalışmayı el-Beyan için
de istemiş, böylece üç ciltlik mufassal alfabetik bir konu fihristi
hazırlamıştır. ss
Çalışmanın
1. cildinde, el-Beyan'da geçen ayet, hadis,
şiir,
özel isimler,
kabileler, milletler, fırkalar, özel mekanlar, beldeler, kitap isimleri, özel
günler, harpler ve gazveler...gibi konu başlıklarına yer verilmiştir.
Çalışmanın
2. ve 3. ciltleri ise "Keşşô.fü'l-mevô.ddi'l"ftkhıyye" ismiyle
müstakil kitap halinde hazırlanmıştır. Bu iki ciltlik fihrist çok zahmetli bir
çalışmanın ürünü olup ana konu başlıklar ve bu başlıklar altında bulunan
Bkz. Hacd, el-Fehtirisü'/-ô.mme, el-Beyan ve't-tahsil. XIX, 5-6.
Dönmez, "el-Beyan ve't-tahsil", DİA, VI, 28.
85 Abdulfettah Muhammed el-Huluv, Fehô.risü'/-Beyô.n ve't-tahsll, Daru'l-ğarbi'l-İslami, Beyrut
1991, s. 6.
83
84
/
\
İbrahim YILMAZ
---
konu başlıkları alfabetik sıralamaya göre verilmiştir. Alt konu başlıkları,. elBeyan ve't-tahsil'de "el-mes'ele" diye verilen bölümlerin içermiş oldukları
konuların anahtar kelimelerinden oluşmaktadır. Böylece araştırınacıya
anahtar kelimeler yardımıyla istediği konuyu eserden kolayca bulabilme
Sayfa 1170 imkanı sağlanmıştır.B6
III. ESERİN KONULARI ELE ALlŞ METODUYLA İLGİLİ ÖRNEKLER
A.
ESERİN KONULARI ELE ALlŞ METODU
Eserin asıl metnini oluşturan "el-Müstahrece" rivayet ve senede dayalı
'fetva" mahiyetinde bir kitaptır. Bundan dolayı müellif İbn Rüşd'ün elBeyan'da konuları ele alış şekli de "fetva" şeklinde olmuştur. Müellif ibn
Rüşd,· el-Beyan'da izlediği metod hakkında eserin önsözünde şöyle
demektedir:B7
"Müstahrece'deki meseleleri asıl metinde olduğu gibi zikrettim. Sonra
şerhe ihtiyacı olan laftz ve manaları açıkladım. Gerekli olan yerlerde
fakihlerin gö~üşlerinin aktardı m. Çünkü birçok mesele farklı yerlere dağılmış
olduğundan ana bölünmüş ve bu yüzden mesele/erin halliyie ilgili cevaplar
da farklılık arz etmekteydi. Hakikatte ihtilaf olmadığı halde lafzi olarak
çelişkili gibi gözüken yerleri en güzel bir şekilde açıkladım. Usul açısından
sahih bir nazarla tekrar değerlendirilmesi gereken yerlerirıde gerekli
düzelteme ve açıklamayı yaptım. Böylece dikkatli biri ilim öğrencisi muallime
ihtiyaç duymadan onun manasım anlayacaktır. Çünkü ben, Müstahrece'de
açıklamaya ihtiyaç duyulan meseley/e ilgili her şeyi, birazcık düşünmeyle
anlaşılacak şekilde açık ve geniş olarak ortaya koydum."
m
Yukarıda ki
ifadelerden anlaşıldığı gibi müellif el-Beyan'da
Müstahrece'nin metnini aynen muhafaza etmiş ve meseleleri
Müstahrece'nin sistematiğine uygun "kitab başlıklarıjbölümler' halinde
incelemiştir. Bölümlerin başında ise, ele alınacak fetvaların kimden işitildiği
ve kimin tarafından nakledildiğini belirtmiştir. Örneğin "Kitabü'l-vudQm
bölümüne başlarken bu bölümdeki rivayetlerin/fetvalarm kimden
nakledildiği "semau İbnü'l-Kasım min Malik" veya "semau lsa min İbnü'l­
Kasım" şeklinde belirtilmiştir.ss
El-Huluv, Fehdrisü'l-Beyan, 6-7.
Bkz. İbn Rüşd, el-Beyan, I, 29-30.
BB Örn. olarak bkz. el-Beyan, I, 33, 141.
B6
B7
Maliki Fakfh İbn Rüşd el-Cedd'in "el-Beyan ve't-Tahsil" İsim/i Eseri ve Konuları Ele Alış
Metoduyla İlgili Örnekler
MüeUif, Müstahrece metnini açıklamaya genel olarak "Kale Muhammed
İbn Rüşd" diy~. başlamış,B9 bazen de "Kô.le'l-İmam",9D "Kô.le'l-Kô.dz";91 "Kô.le'lİmô.mü'l-Kô.df"92 ifadelerini kullanmıştır.
Müellif şerhe, asıl metindeki konuyu rivayet edilen şahıs adına
özetleyerek93 veya konuyu olduğu gibi tasdik ederek94 ya da konuyu kısaca
özetleyerek95 başlamıştır. Sonra varsa konuyla ilgili ayet96 ve hadisleri97
zikretıniş, mezhep imamlarının görüşlerine yer vererek9B sık sık
Sayfa 1171
Müdevvene'ye atıfta bulunmuştur.99
Müellif el-Müstahrece'de zikredilen bir fetvayıjrivayeti ·ele alırken
özellikle şu hususlar üzerinde durmuştur: Mezhepte kabul edilen görüşü
belirtıniş, yanlış anlaşılınaya elverişli veya tereddüde yol açan ifadeleri
tahliLedip konuya açıklık getirmiş, gerektiğinde delilleri zikretıniş ve bazı
çevrelerde yayBin bulunan bir kısım yanlış görüşlerin doğrusunu
belirtıniştir. Eğer mesele açıklanmaya ihtiyaç göstermiyorsa gereksiz izahıara girmekten sakınmış, tekrarlara girmekten kaçınmak için de bir defa ·
açıkladığı meseleye daha sonra atıfta bulunmakla yetinmiştir.ıoo
B.
KONULARI ELE ALlŞ METODUYLA İLGİLİ ÖRNEKLER
Müellif İbn Rüşd el-Cedd'in (ö.520/1126), Utbi'nin (ö. 255/868) elMüstahrece isimli eseri üzerine yazmış olduğu el-Beyan ve't-tahsll isimli
eserinde konuları işlerken başvurduğu metotla ilgili bir kaç örnek vermek
yerinde olacaktır;
1. Suya Nedlsetin KarışmasılDl
Kitabü vüduu'l-evvel'de geçen bu konu Müstahrece metninde "Min
semô.ı İbnü'l-Kô.sım min Mô.lik"başlığı altında yer almaktadır.
Bkz. İbn Rüşd, el-Beyan, ı. 33.
Bkz. İbn Rüşd, el-Beyan, ı, 390.
Bkz.lbn Rüşd, el-Beyan, ı, 447.
92 Bkz. İbn Rüşd, el-Beyan, IX, 444, 457.
9 3 Bkz. İbn Rüşd, el-Beyan, I, 33.
94 Bkz. İbn Rüşd, el-Beyan, ı. 288.
9s Bkz. İbn Rüşd, el-Beyan, ı. 237.
96 Bkz. İbn Rüşd, el-Beyan, ı, 238.
97 Bkz. İbn Rüşd, el-Beyan, ı, 33, 36.
98 Bkz. İbn Rüşd, el-Beyan, ı, 34, 205.
9 9 Bkz. İbn Rüşd, el-Beyan, ı. 34, 35, 37, 40, 45.
1oo Dönmez, "el-Beyan ve't-tahsil", DİA, VI, 28.
1oı Bkz. İbn Rüşd, el-Beyan, I, 37-38.
89
9o
91
\
'
\
1
./
İbrahim YILMAZ
MüstahrecejMes'ele:
"Malik,
kendisine
bevlfsidik
veya
bir damlanın karıştığı çok suyun durumu hakkında dedi ki:
Bu bir damla bevl veya hamr, o çok suyu ldrletmez, içilmesini ve abdest
suyu olarak kullanılmasını haram kılmaz. Yiyecek ve yağlarda da durum
aynıdır. Ancak, (içerisine necasetin düştüğü su) az bir şey olursa hüküm
hamrjşaraptan
değişir."
el-Beyan/Kale Muhammed İbn Rüşd: Bu rivayetin zahirinden
anlaşılan, az bir necaset, çok miktardaki yiyeceği ve suyun özelliğini bozmaz
ve onu kirletmez. Bu rivayet, Davüd el-Kıyasi ve cumhurun görüşünden
ayrılıp (mezhebin) usulüne muhalefet edenlerden başkasının söylemediği
rivayetlerden biridir.
Çünkü, Allah Teala, suyu temiz olarak yaratmıştır. Bundan dolayıdır ki
su, yiyeceklerin ve koyu sıvı maddelerin aksine kendisindeki necasetlere
galip olur. Bu iki şey arasındaki fark şudur ki, Rasfılüllah (sav), kendisine
insan dışkısı ve pislikfnecaset atılan Budaa kuyusunun suyunun hükmü ile
ilgili sorulduğunda şöyle demiştir: "Allah suyu temiz olarak yaratmıştır. Onu
ancak, rengini, tadını ve kokusunu değiştiren şey. necis yapabilir." Yine
Rasfılüllah'a
katı yağ içerisine/üzerine düşen farenin
durumu
sorulduğunda şöyle demiştir: "Onu ve etrafındaki yağı çıkarıp atın. Şayet
yağ sıvı ise ona yaklaşmayınfkullanmayın." ,
Bu, fakihler arasında ihtilaf olamayan bir konudur. Onlar, bu şeyden
(fare düşmüş yağın) faydalanma ve onun satışında ihtilaf etmişlerdir.
Bazıları bununla ilgili hiçbir şeye cevaz vermemişlerdir ki, bu ashabımızdan
Macişun'un mezhebidir. Bazıları ise bununla ilgili her şeye cevaz
vermişlerdir ki, bu ashabımızdan İbn Vehb'in mezhebidir.
Malik'in "yiyecek ve yağlarda da hüküm aynıdır" sözünün manasma
gelince, yiyecek ve yağlardan bir damla çok suyun içerisine düştüğü zaman,
nasıl ki, bevl ve içkiden bir damla çok suyun hükmünü temiz olmaktan
çıkarmıyorsa, az miktarda yemek ve yağın çok suya düşmesi de bu suya etki
etmez ve onun hükmünü temiz olmaktan çıkarmaz.
Malik'in "Ancak, az olması gerekir" sözünün manası ise, "Ancak,
içerisine necasetin düştüğü su az miktarda olur ve düşen necasetten dolayı
suyun vasıfları değişirse bu durum da az suyun içerisine necasetin düşmesi
ile bu su necis olmuş olur. Bu, cumhurun kabul ettiği usul üzerine olan sahih
bir tevildir.
Rivayet edilmektedir ki, Beyre ulemasına, su değirmeninde buğdayla
birlikte öğütülen farenin durumu sorulduğunda şöyle demişlerdir: Un.elenir
Maliki Fakfh İbn Rüşd el-Cedd'in "el-Beyan ve't-Tahsil" İsim/i Eseri ve Konulan Ele Alış
Metoduyla İl9ili Örnekler
ve yenir.-Onların fetvası ile ilgili bu durum Said b. Nemr'e ulaşhğında şöyle
demiştir: Acele -fetva vermekten- sakınmaları gerekir. O haliyle yenmez.
Kale Muhammed İbn Rüşd: Said b. Nemr'nin söylediği doğrudur. Bu
konuda Beyre uleması hata etmiştir.
2. Cünüp ike~ Uyumak İsteyen Kişinin Namaz Abdesti Almasııoz
Kitabü'l-Vüdfıu'l-evvel'de
geçen bu konu Müstahrece metni~de "Min
alhnda yer almaktadır.
semaı İbnü'l-Kasım min Malik" başlığı
MüstahrecefMes'ele: "İmam Malik'e, gündüz cünüp olup da kaylüle
yapmakfuyumak isteyen kişinin durumu ile ilgili soruldu: Bu kişi, gece
yapıldığı gibi namaz abctesti alması gerekir mi? İmam Malik dedi: Evet,
abctest almadan uyuyamaz."
el-Beyan/Kfile Muhammed İbn Rüşd: "Bu fetvanın benzeri
Müdevvene'de de geçmektedir. Burada Malik'e gündüz uykusu ile ilgili
sorulmuştur. Çünkü, sünnette/hadiste konu gece uykusu ile ilgili
geçmektedir. Malik, Muvatta'da Abdullah b. Ömer'den şu rivayeti
nakletmektedir: "Ömer İbnü'l-Hattab, Rasulüllah'a (sav), geceleyin
(uyumadan önce) kendisinde cünüplüğün vaki olduğunu hatırlatarak (bu
durumda ne yapması gerektiğini sordu). Rasulüllah ona şöyle cevap verdi:
"Tenasül uzvunuyıka ve namaz abdesti alarak uyu."ıo3
Malik (rh.a), cünüp iken uyuma konusunda, gündüz uyumayı gece
uymaya kıyas etmiştir. Çünkü ikisi arasında bir fark yoktur. Aişe (ra)'ın şu
sözünün zahirinden de bu anlaşılmaktadır: "Sizden biri hanımı ile birlikte
olur ve sonra gusül abdesti almadan uyumak isterse, namaz abdesti almadan
uyumasın.''I04 Yine Hz. Aişe (ra)'dan "Rasulüllah'ın cünüplü iken abdest
almadan uyuduğu olmuştur"ıos şeklinde bir rivayet vardır. Bu rivayetten
cünüplü kişinin uyumadan önce namaz abctesti almasının (zorunlu değil)
fazilet olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, İbn Habib, ikinci rivay!'!tte geçen
Rasfılüllah'ın abdest almadan uyuması ile ilgili durumu, Rasfılüllah'ın su
olmadığı zaman teyemmüm abctesti almasına hamletmektedir. Çünkü ona
Bkz. İbn Rüşd, el-Beyiin, ı, 66-67.
Bu rivayet, Buhari, Kitabü'l-Gusl, 27 (bab); Müslim, Babü'l-hayz, hadis no: 2~.; Ebu Davı1d,
Tahiire, 86 (bab); Nesa!, Tahiire, hadis no: 167 ..; bölümünde geçmektedir.
10 4 Bkz. Malik, Muvatta, Tahiire, Bab:19 Hadis no: 77.
ıos Bubiiri'de Ebi Selerne'den şöyle bir rivayetyer almaktadır: "Aişe (ra)'a sordum: Rasulüllah (sav)
cünüp iken uyur muydu? "Evet, namaz abdesti alarak uyurdu" dedi. Yine Bubiiri'de Aişe (ra)' dan şu
rivayet yer almaktadır: "Rasulüllah (sav) cü nüp iken uyumak isterse tenasül uzvunııyıkar ve namaz
abdesti alırdı". (bkz. Buhari, Gusl, 27)
102
1o3
Sayfa 1 173
İbrahim YILMAZ
göre, böyle bir durumda cünüplii kişinin uyumadan önce namaz abdesti
alması zorunludur. Ve hiçbir kişi bu hükmün dışında değildir. Bizim
dediğimiz ise, rivayetin zahirinden anlaşılandır. En doğrusunu Allah bilir.
Sayfa 174
Bu konuda abctestin zorunlu olmadığını gösteren delillerden biri de,
"Abdullah b. Ömer (ra)'ın böyle bir durumda abdest alırken ayaklarını
yıkainadığı" şeklindeki rivayettir. Bundan dolayı, onun abdest almayı
emretmesinin ne anlama geldiği konusund;:ı ihtilaf edilmiştir. Bazıları şöyle
demiştir: Abdullah b. Ömer, böyle bir durumda abdest almayı emretmiştir.
Çünkü, abdest alan kişinin vücudu dinçleşir (uykusu açılır). Vücudu
dinçleşen kişi de gusül abdesti almaya erinmez. Bazıları ise şu yorumu
yapmıştır: Abdulah b. Ömer böyle bir durumda olan kişinin namaz abdesti
almasını, o kişinin uykusunda ölmesi endişesi ile emretmiştir. Böyle bir
durumda kişi en azından (gusül abdesti ve namaz abdesti şeklindeki) iki
taharetten hafifi olan üzere ölmüş olur.
Birinci yorum daha, isabetli dir. Çünkü namaz abdesti, cenabetten
kaynaklanan hadesi gidermez. Bilindiği gibi, adetli kadın, bu süre içerisinde
abdest almakla emredilmemiştir. Kaldı ki, adetli kadının adet süresi
bitmeden taharetini önceden yapması da mümkün değildir. Bu açıktır.
Başarı Allah'tandır."
3. Namazın Farzına Kavuşmak İçinAcele Yürümek106
Kitabü's-Salati'l-evvel'de geçen bu konu Müstahrece metninde "Min
sema ı İbü'l-Kasım min Malik" başlığı altında yer almaktadır.
MüstahrecejMes'ele: "Kale İbnü'l-Kasım: Malik'ten işittim. Ona, (farz
için) karnet getirildiğinde, namaza kavuşmak için yürümesinde acele eden
kişinin durumu soruldu.
Malik dedi: Koşmadığı sürece bunda bir beis
görmüyorum."
el-Beyan/Kale Muhammed İbn Rüşd: "Hüküm/fetva, Malik'in dediği
gibidir. Çünkü Rasfılüllah (sav) şöyle demiştir: "Namaz için karnetgetirildiği
zaman çabuk çabuk yürüyerek namaza gelmeyiniz.
Namaza,
sükunetlejvakarla. geliniz"107 Ancak kişi, namazın bir kısmını veya tümünü
kaçırmaktan korkarsa, namaza giderken uyulması emredilen vakar ve
sükUnetten çıkmadan yürüyüşünde biraz acele etmesinde bir sakınca
yoktur. Bunu Abdullah b. Ömer (ra) de yapmıştır. O, Baki' mezarlığında iken
1o6
101
Bkz. İbn Rüşd, el-Beyan, I, 220-221.
Bkz. Malik, Salat, Bab: ı, Hadis no: 4.
Maliki Fakfh İbn RüŞd el-Cedd'in "el-Beyan ve't-Tahsil" isimli Eseri ve Konulan Ele Alış
Metoduyla İlgili Örnekler
namaz~ ıçın
ikamet edildiğini duyduğunda yürüyüşünü . hızlandırarak
Mescid-i Nebevi'ye gitmiştir.
Keza, kişi (farz namaz için ikamet edildiğinde) binek üzerinde ise,
namaza ka.vuşmak için bineğini hızlan dırmasında bir beis yoktur.
4. Cuma Günü Alış yerişi Yasak Kılan Ezanıos
Kitabü's-SaHiti'l-evvel'de geçen bu konu Müstahrece metninde "Min
semciı İbü'l- Kilsım min Malik" başlığı alhnda yer almaktadır.
Müstahrec_efMes'ele: "Malik'e, Cuma günü hangi nidafezan, insanları
alış verişten men eder, diye soruldu? Malik şöyle cevap verdi: "İmam
minberde iken okunan ezanfnida. İmam minberde iken ezan okunduğu
zaman çarşılar kapahlırfesnaflar dükkaniarını kapahr, köle veya başkası
•
çarşıda alış veriş yapamaz."
el-Beyan/Kale Muhammed İbn Rüşd: "Bu konuyla ilgili hüküm/fetva
Müdevvene ve diğer kaynaklarda geçtiği gibidir. Çünkü Allah azze ve celle
şöyle demektedir: "Ey iman edenler! Cuma günü namaza çajjrıldıjjımzjezan
okundujju zaman, hemen Allah'ı zikretmeye koşunuz ve alış verişi
bırakamz. "109
Malik, "(İkinci ezanın okundujju) o vakitte, köle veya bir başkası alış veriş
yapamaz" sözü ile "Zerfa ka id esi gereiJi kendilerine Cuma namazı farzjvacip
olanların alış veriş yapması men edildijji gibi, kendilerine Cuma namazı
farzjvacip olmayan köle ve dijjer kişilerin çarşıdan alış veriş yapması da men
edilir'
demek istemektedir. Bununla birlikte, cumanın ikinci ezanı
okunduktan sonra kendisine Cuma farz olamayan kişinin yaphğı alış veriş
fesh olunmaz.
Çarşı dışındaki alış verişlere gelince, buralarda, kölelerin, kadınların,
yolcuların, mahkumların ve hastaların kendi aralarında alış veriş yapması
caizdir.
Ancak, kendisine Cuma namazı farz olmayan birisi, (bu vakitte)
kendisine Cuma namazı farz olan birisine bir şey sat~a veya tersi bir durum
olsa, sahlan ticaret eşyası mevcut ise bu alış verişler feshedilir. Şayet, bu
ticaret eşyası yok olmuşsa, ücreti (semen) geri alınır. Alış veriş esnasındaki
kıymetinin geri verilmesi gerektiği de söylenmiştir.
Böyle bir durumda sahlan ticaret eşyası mevcut olsa bile alış verişin
feshedilmeyeceği, alış verişi yapanların günahkar olacağı ve sahcının karını
1oa Bkz. İbn Rüşd, el-Beyan, ı, 272-273.
109
Bkz. Cuma, 62/9.
Sayfa 1175
İbrahim YILMAZ
tasadduk etmesi gerektiğini söyleyenler de
olmadığını söyleyenler de muştur.
olduğu
gibi, buna gerek
5. Karısı Evde Bayan Arkadaşı İle Birlikte Otururken Kocasının Eve
Gelmesi/ Girmesiııo
Sayfa 1176
Kitabü'n-Nikahı'l-evvel'de
geçen bu konu Müstahrece metninde "Min
semaı Abdurahman İbü'l- Kasım min Malik" başlığı altında yer almaktadır.
MüstahrecefMes'ele: "Malik'e karısı evde arkadaşı ile birlikte
otururken kocasının evine girmesi soruldu? Malik, şayet kadının arkadaşı
elbisesini giymiş ise bunda bir beis yoktur, dedi."
el-Beyan/Kale Muhammed İbn Rüşd: "Bu mevzudaki hüküm/fetva,
M~Hik'in dediği gibidir. Çünkü, o yabancı kadın ile koca arasında hürmet
yoktur. Şayet kadın, "Baş örtülerini yakalarma kadar örtsünler"ııı ayetinde
beyan edildiği gibi elbisesini giymiş ve kadının kocasına karşı tesettürüne
riayet etmiş ise, kocanın, evinde karısı ile birlikte oturan kadının yanına
girmesinde. bir beis yoktur. Çünkü, böyle bir durumda koca için bunu
yapmak helal olmazsa , Allah'ın nass-ı tenzil (Hac, 22/78) ile kullarından
kaldırdığını bildirdiği dinde insanlar için haracisıkıntı ve meşakkat
.oluşmaktadır.
SONUÇ
Muhammed el-Utb1 (ö. 255/868), İmam Malik'in öğrencilerinden
dinlemiş olduğu mesmüat-ı fıkhıyye ile ilgili rivayetleri el-Utbİ)lye diye
bilinen "el-Müstahrece mine'l-esmia" adlı eserinde toplayarak kitap haline
getirmiştir. Utbl'nin eseri Endülüs ve Afrika'da itibar görmüş, fıkıh
talebeleri onu ezberlemeye çalışmışlardır. Ancak el-Müstahrece rivayete
dayalı bir eser olduğundan bazı meselelerin anlaşılmasında güçlük ortaya
çıkmış ve eserin şerh edilerek müşkil yerlerin açıklanması İbn Rüşd el-Cedd
'den istenmiştir. Bunun üzerine Faklh Ebu'I-Velid Muhammed b. Ahmed b.
Rüşd el-Cedd el-Kutub1 (ö. 520/1126) el-Müstahreceyi "el-Beyan ve't tahsfl
ve'ş-şerh ve't-tevcfh ve't-ta'lflji mesaili'l-Müstahrece" ismiyle şerh etmiştir.
Müellif İbn Rüşd, el-Beyan'da konuları ele alırken önce Müstahrece'deki
meseleleri asıl metinde olduğu gibi zikretmiş, sonra şerhe ihtiyacı olan lafız
ve manaları açıklamıştır. Gerekli gördüğü yerlerde fakihlerin görüşlerini
aktarmış ve konuları, birazcık düşünmeyle anlaşılacak şekilde açık ve geniş
110
ııı
Bkz. İbn Rüşd, el-Beyan, IV, 302-303.
Bkz. Nur, 24/31.
Maliki Fak/h İbn Rüşd el-Cedd'in "el-Beyan ve't-Tahsil" İsim/i Eseri ve Konuları Ele Alış
Metoduyla İlgili Örnekler
· olarak or-taya koymuştur. Ancak eserin dili,. lafzl açıdan basit ve anlaşılır
olmakla birlikte, asıl metnin rivayete dayalı olması sebebiyle halkın ve
müptedilerin derhal anlayacağı kadar müteblldir ile'I-ezhan (kolay anlaşılır)
değildir. Bundan dolayıdır ki satır aralarındaki manayı ve maksadı
toparlamak, bazen "el-mes'e/e" başlığı altında neyin aniatılmak istendiğini
anlamak için kiŞinin genel anlamda fıkıh müktesabatına sahip olması
gerekmektedir.
sayfa ı 177
Müellif, el-Beyan'da ele aldığı meseleleri Müstahrece'nin sistematiğine
uygun bir şekilde _"kitab başlıklarıjbölümler" halinde açıklamıştır. Bölümierin başında ise, ele alınacak fetvaların kimden işitildiği ve kimin tarafından
nakledildiğini belirtmiştir. Müellif şerhe başlarken asıl metindeki konuyu ya
-olduğu gibi nakil ve tasdik ederek ya da konuyu -rivayet ettiği şahıs adınakısaca' özetleyerek başlamıştır. Sonra varsa konuyla ilgili ayet ve hadisleri
zikretmiş,
mezhep imamlarının görüşlerine yer vererek sık sık
Müdewene'ye atıfta bulunmuştur.
temel kaynaklarından biri olmasına rağmen. ilim
camiası tarafından, özellikle bu ilim dalında mübtedi sayılan araştırmacılar
tarafından yeteri kadar tanınmamıştır. Maliki fıkhı ve İslam hukuku
açısından önemli olan bu eserin ilim camiasında yeteri kadar tanınmaması,
ilk dönemlerden itibaren eserin matbu baskısının kütüphanelerde ve
kitapçılarda bulunmamasından kaynaklanmaktadır, diye düşünmekteyiz.
Eser Maliki
fıkhının
Nitekim, bu eksikliği gören günümüz garb Maliki faklhleri/ilim
adamları, eseri araştırmacıların ve ilim adamlarının istifadesine sunmak
iÇ,in tahkik ederek 18 cilt halinde neşre hazırlamışlardır. Esere Dr.
Muhammed Hacd ve Prof. Said A'rab tarafından da iki ciltlik bir genel konu
fihristi hazırlanarak Daru'l-ğarbi'l-İslaml tarafından 20 cilt halinde 1984
yılında ilk baskısı yapılmış ve eser kütüphanelerde ve kitapçılarda
araştırmacıların istifadesine sunulmuştur. Ancak eserin çok hacimli olup
konu tertibinin/sistematiğinin de farklılık arz etmesi, matbu olmasına
rağmen, kendisinden istifadeyi güçleştirmektedir. Bu eksikliği gidermek ve
istifadeyi daha da kolaylaştırmak içinesere Dr. Abdulfetta~ Muhammed elHuluv tarafından üç ciltlik bir alfabetik konu fihristi yapılmıştır. Böylece
eser her yönüyle mükemmel hale gelerek kütüphanelerde araştırmacıların
hizmetine sunulmuştur.
'\
./
İbrahim YILMAZ
Görebildiğimiz
kadarıyla,
el-Beyan'ın sistematiği, Maliki fıkhında
olarak bilinen dört kitaptanııı birincisini teşkil eden
"el-Müdewanatü'l-Kübra"ya çok benzemektedir. Mezhebin ilk dönemine ait
olan bu eserler, ilk yazılı kaynak olmaları açısından önemli olmakla birlikte,
sistematiklerinin rivayete dayalı olması eserlerden İstifadeyi biraz
zorlaştırmaktadır. Bununla 'birlikte eser son matbu şekliyle İslam hukuku
araştırmacılarının istifade etıneleri gereken önemli bir kaynak olma
özelliğini taşımaktadır. ·
"ümmühatü'l-mezheb~~
--Sayfa ı 178
BİBLİYOGRAFYA
Ali Bardakoğlu, "İbn Rüşd", DİA, XX, 254-257.
İbrahim Kafi Dönmez, "el-Beyan ve't-tahsfl" DİA, VI, 29-30
Eyüp Said Kaya, "Ma/iki Mezhebi", DİA, XXVII, 529.
Ahmet Özel, "Fıkıh", md., DİA, XIII, s.14-22
Ahmet Özel, Hanefi Fıkıh Alimleri, Türkiye Diyanet Vakfı, İstanbul1990.
Ali Hakan Çavuşoğlu, Irak Maliki Ekolü (III.-V. /IX.-XI. yy.), Doktora
Tezi, Marmara Ünv. Sosyal Biliıp.ler Enst, 2004.)
_ __, "el-Müdevvenatü'l-kübra", DİA, XXXI, 270-273.
Hayreddin Karaman, İsliim Hukuk Tar~ hi, İz yay. İstanbul2007.
Ahmet Yaman, "İslam Hukuku Literatürünün Ortaya Çıkışı, Gelişmesi ve
1980 Sonrası İçin İslam Kamu Hukuku Edebiyatma İlişkin Arapça
Bir Bibliyografya Denemesi" (Diyanet ilmi Dergi, TemmuzAğustos- Eylül1995, Cilt:31, Sayı:3).
Nuri Ünlü, Ana Hatlarıyla İslam Tarihi, Marmara Ünv. ilahiyat Fakültesi
· Yay.~ İstanbul1984.
Muhammed Ebu Zehra, İmam Malik, (tre. Osman Keskioğlu) Hilla Yay.,
Ankara 1984.
İbn Rüşd, (ö, 520 f 1126), el-Beyan v(lt-tahsfl, (thk. Muhammed Hacd
ve dğr.), Daru'l-ğarbi'l-İslami, Beyrut 1984-1988.
112
Bkz. Eyüp Said Kaya, "Matild Mezhebi", DİA, XXVII, 529.
Maliki Fakfh İbn Rüşd el-Cedd'in "el-Beyan ve't-Tahsil" İsim/i Eseri ve Konuları Ele Alış
·
Metoduyla İlgili Örnekler
İbn -Rüşd
(ö.520 j 1126), e/-Mukaddimatü'l-mümehhidat, (nşr,
Muhammed Hacd-Said A'rab), Daru'l-ğarbi'l-İslami, Beyrut
ı988.
Muhammed Haccı, Takdfm, el-Beyan ve't-tahsfl, Beyrut ı 984- ı 988.
Sayfa 1179
Muhammed Haccı, el-Feharisü'l-amme, el-Beyan ve't-tahsil, XIX, 5-6.
Abdulfettah Muhammed el-Huluv, Feharisü'I-Beyan ve't-tahsfl, Daru'lğarbi'l-İslami, Beyrut ı99ı.
Muhammed İbrahim Ahmet Ali, "lstılahu'I-mezheb ınde'l-Malikf",
Mecelletü'l-buhüsi'l-fıkhıyye, Yıl:4, Sayı : 25, ı 992.
____"Istılahu'l-mezheb
Yıl:6, sayı: 22, ı 994.
ınde'I-Malikf", Mecelletü'l-buhüsi'l-fıkhıyye,
el-İşbill, Ebu Bekir Muhammed b. Hayr, Fehrese, y.y. ı 963.
İbn Ferhün, İbrahim .b. Ali b. Muhammed, ed-Dfbacü'l-müzheb jf
ma'rifeti a'yani ulemai'/-mezheb, (thk. Me'mün b. Muhyiddin elCennan), Daru'l-kütiibi'l-ilmiyye, Beyrut ı996.
el-Makkarl,. Ahmed (ö.ı04ıjı63ı) Nejhu't-tfb min Gusni'I-Endelüsi'rRatfb, Daru Sadır, Beyrut ı 968.
'\
Mahlüf, Muhammed b. Mahmud (ö.1360 j ı94ı),
zekiyye ft tabakati'/-malikiyye, Beyrut ı349.
/
Şeceratü'n-nuri'z­
el-Bağdadi, İsmail, Hediyyetü'l-ô.rijfn, İstanbul ı 955.
Kehhale, Ömer Rıza, Mu'cemü'/-Müellijfn, Daru ihyai't-türasi'l-Arabl,
Beyrut ı 957.
Abdulaziz, b. Abdullah, Ma'Iemetü'l-ftkhi'I-Maliki, Daru'l-ğarbi'l-İslami
Beyrut ı 983.
İbnü'l-Faradl, Ebü'l-Velld Abdullah b. Muhammed b. Yusuf el-Ezdl
(ö.403 j ıoı2), Tarihu'/-ulema ve'r-ruvat li'/- ilm bi'l-Endülüs,
Beyrut ı 997.
el-Kadı
Iyaz, (ö.544 j 1149) Tertfbü'l-medarik ve takrfbü'l-mesalik li
ma'rifeti mezhebi Malik, Daru mektebeti'l-fikr, Trablus ı 967.
Mikloş
Muranyi, Dirasat ft'l-fikhi'I-Mô.likf (Arapçaya çev. Said Buhayri,
Ömer Sabir Abdulcelll, Malımüd Reşad Hanefi ), Beyrut ı 988.
)
İbrahim YILMAZ
Muhammed b. Mahlüf,
Beyrut 1349.
Sayfa 1180
Şeceratü'n-nuri'z-zekiyye
fi
tabakô.ti'l-Mô.likiyye,
Download