Bu hafta sizlerle, içinde yaşadığımız çevrenin korunması ile ilgili bir yazıyı paylaşmak istedik. Çevremizi koruyamazsak, enerji kaynaklarımıza da zarar vermiş oluruz ve Dünya’nın bize sunduğu olanaklardan istediğimiz gibi verimli bir şekilde faydalanamayabiliriz. Bu konuda bilinçli olmalı ve üstümüze düşen görevleri yerine getirmeliyiz. ÇEVRE SORUNLARI, ÇEVRE VE SORUNLARI İLE İLGİLİ BİLGİLER Canlıların ve cansız unsurların oluşturduğu ortama çevre denir. Günümüzde hızla artan dünya nüfusu, hızlı sanayileşme ve sağlıksız kentleşme, nükleer denemeler, tarım ilaçları, yapay gübreler, deterjanlar gibi kimyasal maddeler giderek çevreyi kirletmeye başlamış, bunun sonucu olarak kirlenen hava, su ve toprak, canlılar için zararlı olabilecek boyutlara ulaşmıştır. Bu kirlilik çevre sorunu olarak değerlendirilebilir. Çevrenin kirlenmesi bazı canlı türlerinin yaşam alanlarını daraltarak çoğalmasını engellemekte ve bazı canlı türlerinin azalması ya da yok olması ekolojik dengenin bozulmasına sebep olmaktadır. Çevre kirliliği sorunlarının esas sebebi de bu ekolojik dengenin bozulmasıdır. Çevre sorunlarının çok boyutlu oldukça geniş bir konu olması, bütün bilim dallarını ilgilendirmesi, önlem alınmazsa gelecekte çok daha tehlikeli boyutlara ulaşma ihtimali insanlarda çevre bilincinin uyanmasına neden olmuştur. Bu konuda ilk çalışma Birleşmiş Milletler Çevre Teşkilatı tarafından gerçekleştirilmiştir. 1972 yılında Stockholm’de düzenlenen “Dünya Çevre Sorunları Konferansı” ile doğanın korunmasına önem verilmesi, ekolojik dengenin daha fazla bozulmasının önlenmesi ve doğal kaynaklardan azami ölçüde faydalanılmasının yanı sıra tasarruf tedbirlerinin alınması gündeme gelmiştir. Bu konferansla çevre konusu ilk defa uluslararası düzeyde ele alınmış olup, çevre sorunlarının tüm dünyada gündem oluşturmasına sebep olmuştur. Stockholm Konferansının ardından Birleşmiş Milletler Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu tarafından hazırlanan “Ortak Geleceğimiz” adlı raporda gelecek nesillerin de ihtiyaçlarını dikkate alan, “Sürdürülebilir ve Dengeli Kalkınma”nın gerekliliği vurgulanmıştır. Teknolojik gelişmelerin hızla ilerlemesi beraberinde büyük çevre sorunlarını da getirmektedir. Ülkemizde bu amaçla 1978 yılında Türkiye Çevre Sorunları Vakfı, daha sonra Çevre Müsteşarlığı kuruldu. Başbakanlığa bağlı Çevre Müsteşarlığı 5-11 Haziran tarihleri arasını Çevre Koruma Haftası olarak kabul etti. Çevre Koruma Haftasında okullarda öğrencilere doğal çevrenin korunması gereği öğretilir. Hafta boyunca radyo ve televizyonda halka çevre kirlenmesi ile ilgili bilgiler verilir. Alınması gerekli önlemler anlatılır. Gazete ve dergilerde doğal çevrenin korunmasına ilişkin yazılara yer verilir. Doğal çevrenin kirlenmesi bütün ülkelerin ortak sorunudur. Çevre kirlenmesi hepimizin günlük yaşayışını etkileyen bir olaydır. Uygarlığın gelişmesi, endüstrileşme sonucu fabrikalarda insan gücüne gereksinme arttı. Kırlarda, köylerde, doğal çevrede yaşayan insanlar kentlere göçtü. Kent nüfusu önemli ölçüde çoğaldı. Kentlerde nüfusun artışı ve endüstrileşme ile birlikte çevre sorunları ortaya çıktı. Bu sorunun en önemlisi çevre kirlenmesidir. Başlıca çevre sorunları su, hava ve toprak kirlenmesidir. Su kirlenmesi ile deniz hayvanlarının yaşam ortamları bozulur. Kirli sularda avlanan balık ve öteki deniz ürünlerini yemeyelim. Böyle sularda yüzmeyelim. Hava kirliliği daha çok yakıtların gereği gibi yakılmaması sonucu ortaya çıkar. Kirli hava solunuma elverişsiz havadır. Kirli hava solunum yolları hastalıklarını artırır. Solunum organlarımızı yorar. Hava kirliliği ölümlere bile sebep olur. Toprak kirlenmesi; çeşitli ilaç ve gübrelerle toprağın tarıma elverişsiz duruma gelmesidir. Çiftçilerimiz; tarlada kullanacakları ilaç ve gübre çeşidini ziraat mühendislerine, teknisyenlerine sormalıdır. Hangi gübrenin hangi cins topraklarda yararlı olacağı bilinmektedir. Bu nedenle; ilgili uzmana danışmaksızın ilaç ve gübre kullanılmamalı. Toprak kirlenmesi toprağın verimini azaltır. Bitki hastalıklarını çoğaltır. Bugün pek çok ilimiz çevre sorunları ile karşı karşıyadır. Örneğin Ankara’da hava, İstanbul’da su, Mersin ve Adana’da toprak kirlenmesi birer çevre sorunudur. DOĞAL ÇEVRENİN KORUNMASI İÇİN ALINACAK ÖNLEMLER Bu konuda alınabilecek belli başlı önlemler şunlardır: Akar ve durgun sular, insan ve hayvan artıkları ile kirletilmemeli, Biriken çöpler hemen kaldırılmalı, Zararlı hayvanların, böceklerin özellikle, karasinek ve sivrisineklerin üreyip çoğalmaları engellenmeli, Kanalizasyon borularındaki patlamalar hemen ilgililere bildirilmeli. Yakıtların tam yakılması sağlanmalıdır. Böylece hem enerji kaybı, hem de hava kirliliği önlenmiş olur. Doğal çevre bizim çevremizdir. Biz doğayı korudukça doğa da bizleri korur. Havaya, suya, toprağa karışan kimyasal artıklar doğayı etkiliyor. Bu artıkların çoğalması insan sağlığını bozuyor. Kısaca çevre sorunları, sağlımızla yakından ilgili bir konudur. Bulunduğumuz yeri kirletmeyelim. Doğal çevrenin güzelliklerini korumak hepimizin görevidir. Bu konuda girişilen çalışma ve çabalara katılalım. Soluduğumuz havanın, içtiğimiz ve kullandığımız suların, bulunduğumuz yerin temiz olmasını istiyorsak çevre kirlenmesine engel olalım. Sağlımıza uygun bir çevrede yaşamak için doğal çevremizi koruyalım. ÇEVREMİZ Çöplerimiz birikmesin Güzel olsun hep yöremiz. Sularımız kirlenmesin Oynayalım hep coşalım Yakıtımız tam yakılsın Bu yurdu temiz tutalım Temiz olsun her şeyimiz. Oynayalım hep coşalım Bu yurdu temiz tutalım Sokağımızla caddemiz Yaylada ovada dağda Pırıl pınl bir doğada Oynayalım hep coşalım Bu yurdu temiz tutalım. Köyümüzle, kentimiz Temiz olsun hep çevremiz GÜZEL SÖZLER · Biz doğayı korudukça doğa da bizi korur. Erol YAVUZ · Herkes sağlıklı, dengeli bir doğal çevrede yaşamak hakkına sahiptir. · Çevre kirliliği, her anımızı etkileyen sağlıklı bir yaşam konusudur. · Sağlıklı yaşam, sağlıklı çevre ile olur. · Yarının doğası bugünden yaratılır. KAYNAKLAR 1. okuldersleri.com 2. harbiforum.org