benlik bilincinin yansımaları

advertisement
BENLİK BİLİNCİNİN YANSIMALARI
Benlik, insanların “ben” ve “bana ait olan” olarak tanımladıkları bir kavramdır. Bu kavramın içine kişinin
görünüşü, giyim tarzı, kendini algılama şekli, kendi hakkındaki düşünceleri, ilgi alanları, tutumları girebilir. Benlik
saygısı dediğimiz kavram ise kişinin kendini değerlendirmesi sonucu ulaştığı kendini beğeni durumudur. Kişinin
kendini olduğundan değersiz ya da üstün görmeden olumlu, beğenilmeye ve sevilmeye değer görmesidir. Yani kişinin
kendini algılamasında önem verdiği çeşitli niteliklerin değerlendirilmesi olarak da açıklanabilir. Kişinin kendini olduğu
gibi kabullenmeyi, özüne güven vermeyi sağlayan olumlu bir ruh halidir. Bireyin kendini değerli hissetmesi,
yeteneklerini, bilgi ve becerilerini ortaya koyabilmesi ve başarılı olması, toplum içinde kabul görmesi ve bedensel
özelliklerini benimsemesi benlik saygısının oluşmasında ve gelişmesinde önemli bir rol oynayacaktır.
Benlik saygısı yüksek olan kişilerin;
- Fizik sağlıkları daha iyidir
- Sosyal ilişkilerden zevk alırlar
- Bağımsızlığa değer verirler
- İletişim becerileri daha iyidir
- Kendilerinin ve hayatlarının kontrolüne sahiplerdir
- İş yaşamlarında çoğunlukla başarılı kimseler olurlar.
Benlik saygısının azalması ya da artmasıyla, bu durumu telafi edici
bazı mekanizmaları harekete geçirdiği düşünülür. Bu telafi edici davranış
ve yaşantıların hedefi, azalmış olan benlik saygısını eski düzeyine
getirmektir. Benlik saygısının azaldığı kişilerde, telafi edici mekanizmanın
harekete geçmesi zorlaşır, geçse bile etkisiz kalması depresyona yol
açarken aynı mekanizmaların aşırı çalışması megalomi-narsizm-şiddet
kullanımı ve paranoid davranışlara yol açabilir. Benlik kavramının
abartılmasından kaynaklanan bu durum temel güvensizliği kapatmak
amacıyla oluşmuştur.
Kişinin kendisi hakkındaki yargısı, başkalarının onu olumlu ya da olumsuz
olarak değerlendirilmesinden çok daha önemlidir. Ya da daha önemli
olmalıdır. “Başkaları ne der” düşüncesinden uzaklaşmakta zorlanan bir
toplum olsak da kendi psikolojik dengemizi korumak adına bunu
yapabilmeliyiz. Bu nedenle kişi kendi yargısını benimsemeli ve bu yargının
değişmesine direnç göstermelidir.
KENDİNİ TANIMA; duygu ve düşüncelerimizle ilişki kurmamız, kendimizde
olup biten duygusal ve düşünsel süreçlerle ilgili bir anlayışa sahip olmamız
ve duygu ve davranışlarımızın nedenleri hakkında bir fikre sahip olmamızdır.
Kendini tanımak için öncelikle
• Güçlü ve gelişmeye açık yönleri bilmek,
• Duyguları tanımak,
• Bu farkındalığı düşünce ve davranışlara rehber olacak şekilde kullanmak
ve kendini açık bir biçimde ifade edebilmektir
İnsanlarla olan ilişkilerimizde her zaman hissettiğimiz düşündüğümüz gibi
olmuyoruz. Bazen karsımızdaki kişinin bize uzaklığı ya da yakınlığına göre
maskeler takarız.
Niçin maske takarız?
• Bu sorunun karşılığı, kişinin yetiştiriliş biçimiyle, büyüdüğü toplumsal
çevrede yatar.
• Çocukluğunuzda, şu türden sözleri sık sık işitmiş olabilir misiniz?
“ Elini yüzünü yıka, yoksa seni dilenci çocuğu sanacaklar!...”
• Bu sözlerin etkisi yavaş yavaş su anlayışı geliştirir: “
Olduğum gibi görünürsem herkes benimle alay eder, beni aşağılar.
Onun için nasıl düşündüğümü, nasıl hissettiğimi göstermemeliyim..
Bu nedenle;
• Başkaları tarafından kabul edilmek için dışarıya sosyal benlik
gösterilir.
• Sosyal Benlik; diğer insanları düşünerek oluşturulan görünüş, düşünce, davranış ve duyguların bir bileşimi, bir
sentezidir.
• İç Benlik; görünüş, düşünce, davranış ve duyguların kişiye görünümü, onu etkileyiş biçimidir. Bu etki, son derece
ona özgü ve onun iç dünyasına ait bir bilesim oluşturur.
• Dışa ve içe dönük benlikler birbirleriyle sürekli etkileşim içindedirler. Bu etkileşim, kişiliği oluşturan temel öğelerden
biridir.
• Dışadönük sosyal benliği bireyin yaşantısının tümünü egemenliği altına almışsa, bu kimse kendisine en yakın
olanlarla beraberken bile, davranışlarını hep ”başkalarını düşünerek” yapar; dış merkezlidir.
• Sosyal benliği ve iç benliği arasında denge kurabilmiş bir kimse duygu ve düşüncelerini, ortam ve konuştuğu kişi
uygunsa paylaşabilir; kendi merkezlidir.
• Onunla birlikte yakın ilişkide olanlar, onun nelerden hoşlandığını, ne gibi özlemleri olduğunu, üzüntüsünü ve
neşesini bilirler.
Sosyal maskeler, insan ilişkilerini kolaylaştırıcı, gereksiz sürtüşmeleri ortadan kaldırıcı önemli bir işlev görürler. Ne var
ki, yakın ilişki içinde olduğumuz, yaşamımızı paylaştığımız kimselerle ilişkilerde bu sosyal maskeleri kullanmak, bizi
onlardan uzaklaştırır, sahte ve güvensiz bir ortam yaratır.
EMPATİ ve ÖNEMİ
Bir kişinin kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak olaylara
onun bakış açısıyla bakması, o kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru
olarak anlaması, hissetmesi ve bu durumu ona iletmesi sürecine
"empati" adı verilir.
İnsanlar, kendileriyle empati kurulduğunda, anlaşıldıklarını ve
kendilerine önem verildiğini hissederler. Diğer insanlar tarafından
anlaşılmak ve önem verilmek ise, bizi rahatlatır; kendimizi iyi hissederiz.
Empati, sadece kendisiyle empati kurulana yararı olan bir etkinlik
değildir. Empati, empatiyi kuran kişi için de önemlidir. Empatik becerileri
ve eğilimleri yüksek olan, bu yüzden de diğer insanlara yardım eden
kişilerin, çevreleri tarafından sevilme ihtimalleri artar.
Araştırmalara göre empatinin, kendini açma (selfdisclosure), toplumsallaşma, sosyal duyarlılık ve topluma
uyum ile pozitif ilişkisi vardır). Yani, diğer insanlara kişisel
duygu ve düşüncelerini iyi ifade edebilen, topluma uyumlu ve
sosyal duyarlılığı yüksek olan kişiler aynı zamanda empati
kurma becerisine de sahiptirler.
Yine araştırmalara göre kaygı, depresyon, çocukları ihmal ve
istismar etme ve saldırganlık ile empati kurma arasında negatif
ilişki vardır. Yani kaygılı veya depresyon düzeyi yüksek
olanların -muhtemelen ilgileri kendilerine yönelik olduğu içinbaşka insanların iç dünyalarına ilgi göstermeleri ve onlarla
empati kurmaları ihtimali düşüktür. Yine, çocuklara kötü
davranan ya da genelde saldırgan olan kişilerin, çevrelerindeki
insanlarla empati kurma ihtimalleri düşüktür.
Yani insanlar, empati kurabildikleri için topluma uyumlu olabilecekleri gibi, topluma uyum sağladıkları için de
empati kurma becerilerini ve ilgilerini geliştirmiş olabilirler. Fakat ilişkinin yönü ne olursa olsun, empati ile çeşitli
değişkenler arasında ilişki bulunuyor olması, empatinin günlük yaşamımızdaki yerini vurgulamaktadır.
KAYNAKÇA: Üstün Dökmen _ İletişim Çatışmaları ve Empati
Doğan Cüceloğlu_ Yeniden İnsan İnsana
Download