Maliye Bakanı Naci Ağbal, TBMM Genel Kurulu'nda 2016 Yılı Geçici Bütçe Kanunu Tasarısı üzerinde Hükümet adına söz aldı. Geçici bütçe kanunu içinde gelir tahminlerinin olmamasının, 5018 Sayılı Kanun'un düzenlediği genel çerçeveye uygun olduğunu belirten Ağbal, 2002'den beri uygulanan maliye politikasının çerçevesinin büyüme, istihdam, yatırım ve ihracata çok önemli katkı verdiğini söyledi. Ağbal, maliye politikasında sürdürülen kararlılık sayesinde, Türkiye'nin sağlam ekonomik temellere kavuştuğunu ifade etti. Ağbal, gelişmiş ülkelerde ekonomik kırılganlıkların nedeni olarak gösterilen maliye politikaları dengelerinin, Türkiye açısından başarı hikayesi görünümü arz ettiğini kaydetti. Bakan Ağbal, 2002'de enkaza dönüşmüş ekonomik yapı, temelleri sağlam olmayan ekonomik göstergeler, tarumar edilmiş bütçe görünümü bulunduğunu belirtti. Devlet iç borçlanma faizinin 2002'de yüzde 62,7, reel faizin yüzde 16 olduğunu anımsatan Ağbal, dönemin hükümetlerinin, bu ülkenin kaynaklarını faizcilere ve rantiyeye verdiğini ifade etti. Ağbal, şu anda faiz oranlarının yüzde 10'larda olduğuna işaret ederek, geçmişte yüzde 10 bütçe açıklarının konuşulduğu maliye politikasından bugün yüzde 1'in altında bütçe açıklarına gelindiğini bildirdi. Ağbal, Avrupa ülkelerinin çoğuna göre bütçe açığı bakımından en iyi durumda olan ülkenin Türkiye olduğuna işaret ederek, "Öyle bir durumdayız ki önümüzdeki 3 yıl boyunca da bütçe açıklarını yüzde 1'in altında devam ettireceğiz" diye konuştu. Bütçenin halkın bütçesi mi yoksa başka bir şeye mi hizmet ettiğinin en önemli göstergesinin, bütçeden faize yapılan harcamalar olduğunu vurgulayan Ağbal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir bütçe faize mi gidiyor, halka mı gidiyor, vatandaşın sağlığına, eğitimine, altyapısına mı gidiyor yoksa üretken olmayan alanlara mı gidiyor? 2002'de topladığımız 100 liranın 85 lirasını faize veriyorduk. 2002'de bütçe giderlerinin yaklaşık yüzde 43'ü faize gidiyordu. Böyle bir bütçeyle millete hizmet asla sunulamaz. Son 13 yıldır sağlanan siyasi ve ekonomik istikrar, maliye politikamızı temelden olumlu etkiledi. Bir ülkede, siyasal, ekonomik istikrar yoksa en fazla maliye politikası etkilenir. Bütçenin içindeki faiz harcamalarının payı hızlı şekilde azalırken, büyümeden sağladığımız imkanları vatandaşlara hizmet olarak geri döndürdük. 2002'de 119 milyar liralık bütçe içinde eğitime 11 milyar lira, sağlığa 13 milyar lira, sosyal yardımlara 1,5 milyar lira harcanmıştı. 51 milyar lira da faize veriliyordu. 2015'e geldiğimizde bütçemiz 503 milyar lira büyüklüğünde. Eğitime 91 milyar lira, sağlığa 85 milyar lira, sosyal yardımlara 34 milyar lira harcıyoruz." Ağbal, bütçelerin sadece rakamlardan ibaret olmadığını dile getirerek, her bütçenin arkasında siyaset, ekonomik ve sosyal perspektif bulunduğunu anlattı. Ağbal, AK PARTİ hükümetlerinin bütçe politikasının temelinde millet ve millete hizmet olduğunu ifade etti. Bütçenin vergi, gelir tarafında da sosyal adaleti, sosyal devleti gözeten vergi uygulamalarını AK PARTİ hükümetleri döneminde yaptıklarını kaydeden Ağbal, Kurumlar ve Gelir vergileri oranlarını aşağı çektiklerini anımsattı. Ağbal eğitim, sağlık, temel gıda maddelerindeki KDV oranlarında önemli indirime gittiklerini dile getirerek, sosyal devletin bu olduğunu vurguladı. Naci Ağbal, "Bir taraftan vergi gelirlerinde sosyal devlet anlayışını yerleştirirken diğer yandan yetimin, vatandaşın hakkını koruduk. Bütçeden faize giden paraları çatır çatır millete verdik" dedi. Maliye Bakanı Ağbal, 2016 için 3 aylık geçici bütçeyle ilgili 138 milyar liralık harcama yetkisi istediklerini ifade ederek, "Bir bütçeyi, bir önceki yılın bütçesiyle karşılaştırmayı aynı şeylerle yapmak gerekiyor. Geçen yıl, 2015 için yılın tamamında aldığımız harcama yetkisinin ilk 3 aya ilişkin serbest bıraktığımız, kamu kurumlarının harcayabileceği miktar 139 milyar liraydı. Bunda mali disiplini, bütçe disiplinini bozacak anlayış söz konusu mu?" diye sordu. Bütçe hakkının, demokrasilerin olmazsa olmazı olduğunu vurgulayan Ağbal, sözlerini şöyle tamamladı: "Bütçe hakkı, sadece iki kelimeden ibaret değil. Bütçe hakkını sağlayacak mekanizmalara, kurumsal yapılara, yasal düzenlemelere sahipseniz bütçe hakkı vardır. AK PARTİ 2002'de iktidara geldikten sonra Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Kamu Borç Yönetimi Kanunu, 2011'de Sayıştay Kanunu çıkardık. Bu 3 kanun ve diğer mali mevzuatta yapılan düzenlemeleri bir bütün olarak değerlendirdiğinizde bundan önceki hiçbir dönemde kamu maliyesi bu kadar şeffaf kurumsal yapı ve uygulamaya sahip değildi. Eksiden bütçenin içi boştu, fon uygulamaları, özel hesap uygulamaları vardı, milletin parası milletin meclisinden kaçırıldı. AK PARTİ geldi, milletin parasını milletin parlamentosuna getirdi. 2002'ye geldiğinde Sayıştay raporları diye bir şey yoktu. Her kamu idaresi bazında bir rapor var, önceden rapor yoktu. Böyle bir kamu maliyesi, bütçe hakkı olabilir mi? Eskiden kamu maliyesi bu kadar şeffaf mıydı? Maliye Bakanlığı olarak her ay bütün kamunun hesaplarını açık olarak yayınlıyoruz. Kamu maliyesini daha kaliteli, şeffaf, hesap verebilir hale getirdik. Yetmez, daha fazlasını yapacağız. AK PARTİ hükümetleri, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da reform hükümeti olmaya devam edecek. İkinci nesil kamu maliyesi reformları, ikinci nesil kamu yönetimi reformları yapacağız. Hayallerin ötesinde daha şeffaf, hesap verebilir, açık, milletin bütçelerini milletin maliyesini yapacağız." TBMM Genel Kurulunda, 2016 Yılı Merkezi Yönetim Geçici Bütçe Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanarak, tasarının maddelerine geçildi. Maliye Bakanı Naci Ağbal, Genel Kurulda milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Ağbal, 2009 global ekonomik krizden sonra birçok ülkedeki büyüme oranlarına, işsizlik oranlarındaki geriye gidişe, bütün kırılganlıklara rağmen Türkiye ekonomisinin bu dönemde 7 milyon kişiye yeni iş imkanı sağladığını belirtti. AK PARTİ hükümetlerinin, seçim dönemlerinde ekonomi ve bütçe yönetiminde ortaya koyduğu temel yaklaşımın, seçim yatırımı ve seçim harcaması yapmamak olduğunu söyleyen Ağbal, bunun en bariz göstergesinin, seçim yıllarında dahi bütçe açıklarının, borç yükünün azalması olduğunu vurguladı. Ağbal, önceki iktidarların popülist yaklaşımlarının seçim dönemlerinde gösterilmediğini, ihtiyaç çerçevesinde eleman, işçi alındığını ifade etti. Ağbal, AK PARTİ hükümetleri döneminde çiftçilerin devlet kaynaklarından çok daha fazla yararlandığını dile getirdi. Bu arada CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, hükümetten Musul'un Başika bölgesinde bulunan eğitim üssüne yapılan saldırıya ilişkin bilgi talebinde bulundu. Özel'e, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci yanıt verdi. Tüfenkci, bugün öğleden sonra Başika kampında Musul ulusal muhafızlarının çekirdeğini oluşturacak gönüllülerin eğitimi amacıyla faaliyette bulunan eğitim kampının kurulduğu bölgeye DAEŞ unsurlarınca düzenlenen saldırı sonucu, 4 TSK personelinin yaralandığını bildirdi. Türkiye'den kalkan helikopterlerle süratle bölgeye ulaşılarak 4 yaralı askerin Türkiye'ye getirildiğini kaydeden Tüfenkci, hiçbir personelin hayati tehlikesinin olmadığını ifade etti. Tüfenkci, "Bu olay, bizim DAEŞ ile yaptığımız mücadelenin ne kadar haklı olduğunu gösteriyor" dedi. Daha sonra geçici bütçe tasarısının maddelerine geçildi. Maliye Bakanı Naci Ağbal, kayıt dışı ekonomiyle daha fazla mücadele edilmesi ve verginin daha adaletli bir şekilde toplanması gerektiğini söyledi. Ağbal, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen 2016 Yılı Geçici Bütçe Kanunu Tasarısı'nın birinci maddesine ilişkin soruları yanıtladı. Bu sene Sayıştay raporlarının Plan Bütçe Komisyonu'na geldiğini belirten Ağbal, 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nun görüşmeleri sırasında Sayıştay raporlarının Komisyon tarafından değerlendirileceğini dile getirdi. Çevre konusuna hükümet programında özel bir bölüm ayırdıklarını ifade eden Ağbal, şehirlerde yeni gelişen alanlarda kişi başına 10 metrekare olan yeşil alan şartını 15 metrekareye kadar çıkaracaklarını ve uygulamayı etkinleştireceklerini bildirdi. Ağbal, "Çevreye duyarlı bir şehir, çevreye duyarlı bir medeniyet bizim zaten köklerimizde var, geleceğimizde de olacak, hiç merak etmeyin" dedi. Kira gelirleri üzerinden elde edilen vergi gelirlerinin ve beyan miktarının arttığını ifade eden Ağbal, kira geliri elde edenlere karşı olumlu veya olumsuz özel bir yaklaşımlarının olmadığını söyledi. 2004 yılında yüzde 52 olan kayıt dışı ekonomi oranının, son açıklanan verilerle yüzde 34 seviyesine gerilediğini dile getiren Ağbal, "Kayıt dışı ekonomiyle daha fazla mücadele etmemiz lazım, verginin daha adaletli bir şekilde toplanması lazım" değerlendirmesinde bulundu. Ağbal, örtülü ödeneğin gizli saklı bir şey olmadığını, 5018 sayılı Kanun'a göre çerçevesinin düzenlendiğini anlatarak, ihtiyaçlar çerçevesinde bu harcamaların yapılacağını kaydetti. Madde üzerinde söz alan CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, bütçe tasarısıyla Cumhurbaşkanının maaşının yüzde 12,6 oranında arttığını söyledi. Atıcı, Cumhurbaşkanının maaşına zam yapılmasına gerek olmadığını savunarak, Ankara Ticaret Odası verilerine göre nüfusun yüzde 15,4'ü açlık, yüzde 74'ü yoksulluk sınırı altında yaşarken "bu parayı Cumhurbaşkanına vermenin haram olduğunu" ileri sürdü. HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, terör operasyonlarına değinerek, "Bu katliamlar devam ederse, uyarıyoruz sizi Türkiye'nin her tarafına eylemler yayılacak, bu ülkede kaos olacak. 'Kaos, iç çatışma olmayacak' diye oy istediniz, ülkeyi adım adım çatışmaya sürüklüyorsunuz" dedi. 2016 Yılı Geçici Bütçe Kanunu Tasarısı'nın birinci maddesi kabul edildi. TBMM Başkanvekili Akif Hamzaçebi, ikinci maddenin görüşmeleri sürerken, çalışma süresinin dolduğunu belirterek, birleşimi yarın saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.