Kalp Hızı Toparlanma İndeksi (Heart Rate Recovery)

advertisement
Kalp Hızı Toparlanma İndeksi
(Heart Rate Recovery):
Klinik Kullanım ve Yöntemler
Dr. Hüseyin ÖREN*, Dr. Kudret AYTEMİR**
*Sincan Devlet Hastanesi, Kardiyoloji Kliniği, Ankara, Türkiye
**Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye
ÖZET
Rutin olarak istenen egzersiz testi genellikle bir hastanın kardiyovasküler performansını saptamak için
kullanılır. Egzersiz testi diğer görüntüleme yöntemlerine göre daha ucuz testtir, sonuca daha direk ulaşmayı
ve ek bilgiler elde etmeyi sağlar. Egzersiz kapasitesini ve kronotropik yanıtı tayin etmeyi, kalp hızı toparlanma indeksini ve ventriküler ektopik atımlar olup olmadığını saptamayı sağlaması, egzersizle indüklenen anjina veya elektrokardiyografik değişiklikleri saptamaya ek olarak testin değerini arttırır. Bu yeni parametreler, doktorun hastasının prognozunu tayin etmesine yardımcı olur. Bu yazı kalp hızı toparlanma indeksinin
tanımını ve önemini, hesaplama yöntemlerini ve nasıl modifiye edilebileceğini özetlemektedir
A NAHTAR K ELİMELER
Heart rate recovery, stres test, EKG
Heart Rate Recovery: Clinical Application and
Methods
ABSTRACT
Routine exercise testing is frequently ordered to evaluate a patient’s cardiovascular performance. The test is
more direct and less expensive than imaging technology, and derives valuable information. New variables
such as exercise capacity, chronotropic response, heart rate recovery and ventricular ectopy provide incremental value to conventional analysis of exercise induced angina or electrocardigraphic changes. These abovementioned nonelectrocardiographic measures, especially heart rate recovery help a physician assess and refine
prognosis of the patient. This paper summarize the definition and importance of heart rate recovery and the
various methods for calculation and modification of it.
K EYWORDS
Heart rate recovery, stress test, ECG
İLETİŞİM ADRESİ
Dr. Kudret AYTEMİR
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye
142
Türk Aritmi, Pacemaker ve Elektrofizyoloji Dergisi
Otonomik Sinir Sistemi (OSS)
Sempatetik Sinir Sistemi (SSS)
Santral sinir sisteminden periferik organlara
impulsları ileten ve daha çok eferen bir sistemdir (1). Böylece kalp hızını, kalbin kasılma gücünü, damarların kasılma ve dilatasyonunu, çeşitli organlardaki düz kasların kasılma ve gevşemesini, endokrin ve egzokrin bezlerden sekresyonu kontrol eder (1). Otonomik sinirler, çizgili düz kasları uyaranlar hariç, santral sinir sisteminden perifere doğru yol alan tüm eferen
sinirleri kapsar. Karotid sinüs ve aortik arkta
bulunan ve kalp hızı, kan basıncı ve respiratuvar aktivitenin kontrolünde önemli bir yer tutan
kemoreseptör ve baroreseptörleri inerve eden ve
periferden santrale doğru yol alan bazı afaren
otonomik sinir lifleri de mevcuttur.
OSS, anatomik ve fonksiyonel olarak
sempatetik ve parasempatetik olmak üzere ikiye
ayrılır (1).
Sempatetik pregangliyonik sinir liflerinin
çekirdekleri, spinal kordun T1-L2 arasındaki lateral boynuzlarda bulunan sempatetik gangliyon zincirinde bulunur. Adrenal medulla sempatetik pregangliyonik lifler tarafından uyarıldığından, adrenalin nikotinik asetilkolin reseptorlerinin uyarılması sonucu salınır. Postgangliyonik sempatetik sinir uçlarının çoğunluğunda,
adrenal medullada ve presinaptik uçta bulunan,
nörotransmiter noradrenalindir. Adrenalin ve
noradrenalinin sempatetik postgangliyonik sinir uçlarında ve adrenal medullada sentezi birbirine benzer, fakat adrenal medullada noradrenalin daha çok adrenaline çevrilir.
PSS’nin aksine, SSS solunum yetmezliği veya hemodinamik bozukluk geliştiğinde veya kısaca hayatta kalmak için vücudun gerekli reaksiyonları vermesini sağlar. Bu gibi durumlarda
SSS kalp hızını, kan basıncını ve kardiyak outputu arttırır; kanın ciltten ve splenknik yataktan
çizgili kaslara yönlenmesine, bronşlarda genişlemeye ve metabolik aktivitede azalmaya neden
olur. Katekolaminler etkilerini α ve β reseptörleri aracılığı ile gösterirler. SSS kalpte β1 reseptörler aracılığı ile kasılma gücünü ve kalp hızını
arttırırken, β2 reseptörler aracılığı ile bronşlarda ve vasküler yataktaki düz kaslarda gevşemeye neden olur (1).
Parasempatetik Sinir Sistemi (PSS)
PSS’nin pregangliyonik lifleri beyin sapından çıkmaktadır ve kraniyosakral lifler olarak
bilinmektedir (1). Vagus veya 10. kraniyal sinir
kalbe, akciğerlere ve diğer organlara lifler taşımakta ve bu organların başlıca parasempatetik
inervasyonunu oluşturmaktadır. PSS, kalp hızı ve kan basıncında azalmaya neden olur, besinlerin sindirimini, emilmesini ve dışkılanmasını arttırma yoluyla daha çok enerjinin restorasyonu ve korunması ile ilgilidir (1). PSS’ndeki
sinapslarda kimyasal ileticiler daha çok asetilkolindir; bu nedenle uçlarından asetilkolin salgılayan sinirler kolinerjik sinirler olarak adlandırılır. Asetilkolin reseptörleri de farmakolojik
olarak reseptörlerde bulunan alkaloidlere göre
muskarinik ve nikotinik olmak üzere ikiye ayrılır. Vagal tonus yaşla azalır ve vagal tonusu arttıran tek fizyolojik stimulus regüler olarak yapılan dinamik egzersizlerdir (1).
CİLT 6, SAYI 3, Ekim 2008
Egzersiz Testinde Otonomik Sinir
Sisteminin Rolü
Erişkinlerde istirahat halindeyken normal
kalp hızı yaklaşık olarak 72/dk’dır; fakat 50-90
arasında değişir (2,3). İstirahat halindeyken kalp
hızının ≥ 90/dk olması sinüs taşikardisi, ≤ 50/
dk olması sinüs bradikardisi olarak isimlendirilir (2,3). Vagal uyarıdan oluşan parasempatetik etki kalbin normal istirahat hızının oluşmasını sağlar. Transplante kalplerin normal sempa-
Kalp Hızı Toparlanma (Heart Rate Recovery): Klinik Kullanım ve Yöntemler
tetik ve parasempatetik sistem uyarılarına yanıt
vermemesi nedeniyle, bu hastalarda normal istirahat kalp hızı 100-110/dk’dır ve kalbin submaksimal işyüküne verdiği yanıt da yavaştır (1).
Normal bireylerde istirahat kalp hızını azaltmanın ve vagal tonusu arttırmanın tek yolu düzenli olarak dinamik egzersiz yapmaktır. Düşük istirahat kalp hızının mortaliteyi azalttığı birçok
çalışmada gösterilmiştir. Uzun süre yatağa bağlı
olanlarda, egzersiz yapmayanlarda, yüksek yerlerde ve yaşlılarda vagal tonus bozulur ve istirahat kalp hızı yükselir.
İstirahatte iken sempatetik tonusun artması
ve parasempatetik tonusun azalması ile oluşan
hiperadrenerjik durum primer veya sekonder
olabilir. Primer hiperadrenerjik durumlar,
1) Uygunsuz sinüs taşikardisi, uygun psikolojik, farmakolojik veya patolojik nedenlerin
yokluğunda kalp hızının > 100/dk olması durumudur ve sinüs nodunun artmış otomatisitesi
nedeniyle oluştuğu düşünülmektedir (4).
2) Postural ortostatik taşikardi sendromu
ise ayağa kalkma ile oluşan ve yatmakla düzelen anormal sinüs taşikardisidir ve ayağa kalkmaya karşı kalp hızının otonomik modülasyonunda
bozukluk sonucu oluştuğu düşünülmektedir. Bu
sendromda, norepinefrin transportu ve temizlenmesinde bozukluk, uygunsuz periferik vazokonstrüksiyon, idiyopatik hipovolemi, dolaşımda azalmış kan hacmi veya pregangliyonik nikotinik asetilkolin reseptörlerine karşı otoantikor gelişmiş
olabileceği ileri sürülmüştür (5,6).
3) Santral paraventriküler nükleusta anjiyotensin II düzeylerinin artması,
4) Genetik faktörler
5) Hipotalamik stimülasyon olabilir (7).
Sempatetik hiperaktivitenin sekonder nedenleri çok daha sık görülür. Kronik LV disfonksiyonu hiperadrenerjik durumun ve artmış istirahat kalp hızının en sık nedenidir; çünkü bu du-
143
rum kalbin kardiyak outputu devam ettirmesi
için yaşamsal öneme sahip olan bir durumdur.
SSS’nin kronik aktivasyonu ve PSS tonusunun
azalması ise kardiyovasküler olay riskini arttırır
(8). Düzenli olarak yapılan egzersizlerle edinilen
artmış parasempatetik tonusun ise myokardiyal
iskemi sırasında potansiyel olarak fatal aritmi
gelişme riskini azalttığı gösterilmiştir (9).
Egzersiz Sırasında Maksimal Kalp Hızı
Koroner Arter Hastalığı gelişmiş ülkelerde
ölümün en başta gelen nedenidir (10). Buna rağmen prognostik olarak çok önemli koroner arter
hastalığı olan birçok hasta asemptomatik kalabilmektedir (10). Egzersiz testi bu asemptomatik
hasta grubundaki riskin ortaya çıkarılmasına yardımcı olur (11). Egzersiz testi ST segment analizi
yapmanın yanında fonksiyonel kapasitenin, kronotropik cevabın, HRR’nin ve ventriküler ektopinin saptanmasına da yardımcı olmaktadır (11).
Egzersizin başlaması ile birlikte vagal geri çekilme olur ve bu da kalp hızında 30-50/dk
artışa neden olur; fakat bunun üzerindeki artışlar sempatetik aktivasyon nedeniyledir. Egzersiz sırasında kalp hızı ne kadar artarsa, hastanın
prognozu o kadar daha iyidir.
Maksimal kalp hızı genel olarak yaşla birlikte azalır (1). Bir çalışmada maksimal kalp hızını belirleyen en önemli etkinin yaş (%75) olduğu, egzersiz türünün ve sürekli egzersiz yapıyor
veya yapmıyor olma durumunun %5 etki yaptığı saptanmıştır (12). Sigara içme durumu da egzersize verilen yanıtı etkilemekte ve sigara içenlerde egzersiz sırasında kalp hızında içmeyenlere göre daha az artış olmaktadır (13).
Maksimal kalp hızını etkileyen diğer önemli
faktör ise yatak istirahati öyküsü olup olmaması durumudur. Yatak istirahati sırasında baroreseptör mekanizmaları üzerinde yerçekimi etkisi
kaybolduğundan, uzun süre yatak istirahati öyCİLT 6, SAYI 3, Ekim 2008
144
Türk Aritmi, Pacemaker ve Elektrofizyoloji Dergisi
küsü olanlarda egzersizle daha yüksek kalp hızına ulaşılmaktadır (1). Yüksek rakımlı yerler
gibi çevrenin hipobarik olduğu durumlarda egzersizle kalp hızında daha az artış olur (1). Bunun nedeni, yüksek yerlerde β-reseptör sensitivitesindeki azalma nedeniyle egzersize SSS yanıtının azalmasıdır (1).
Kronotropik İnkompetans veya kronotropik yetersizlik ise, egzersiz testi sırasında tahmin edilen maksimum kalp hızının % 85’ine
ulaşılamaması durumuna verilen addır (2,3).
Egzersizle kalp hızında oluşan değişiklik, vagal
tonusun geri çekilmesi ile sempatetik tonustaki
artış arasındaki dengeyi yansıttığından, egzersizle kalp hızında görülen anormalliğin otonomik dengedeki anormallikle ilişkili olduğu düşünülmüştür (1). Fakat kronotropik inkompetansın nedeni, OSS’nin disfonksiyonu olmaktan ziyade kalp gibi son organların OSS uyarılarına
yeterli yanıt verememesi de olabilir (1).
Kronotropik yetersizlik, kardiyak mortalitenin önemli bir göstergesidir (14). Yaşlılarda mortalitenin yüksek olmasının nedenlerinden birisi de fiziksel yetersizlik nedeniyle oluşan kronotropik yetersizliktir (15). Egzersize
kronotropik cevap ne kadar yüksek ise, egzersiz sonrası HRR o kadar hızlıdır veya tam tersi
de doğrudur (16). Warner ve Russell köpeklerde
vagal stimülasyon ile kalp hızının 133’ten 60’a
düşürülebildiğini göstermişlerdir (16). Sempatetik stimülasyon varlığında ise vagal stimülasyonun etkisi artmış ve bu düşüş daha yüksek olmuştur (230’dan 60’a).
HRV(Kalp Hızı Değişkenliği), birkaç dakikadan 24 saate kadar değişen zaman diliminde
EKG üzerinde R-R intervallerinde saptanabilen
değişimdir ve sinoatriyal düğüm üzerinde etkili
olan SSS ve PSS arasındaki otonomik dengeyi
yansıtır (1). Normal kalp hızı değişkenliği (1 dakika boyunca derin nefes alıp verirken kalp hıCİLT 6, SAYI 3, Ekim 2008
zının ve R-R intervalinin ≥10 atım/dk değişmesi) ve normal barorefleks duyarlılık ( postüral
değişikliklerdeki gibi venöz dönüş ve önyük değişimlerine yanıt olarak kalp hızında oluşan refleks değişiklik) sağlıklı OSS’nin önemli özelliğidir ve kardiyovasküler prognozun bağımsız
belirleyicileridir (17).
Heart Rate Recovery (HRR)
HRR, egzersizden sonra kalp hızının düşmesine verilen isimdir (11). Recovery hastanın kalp
hızının, kan basıncının ve EKG’nin hemen hemen bazal düzeye dönmesine kadar devam eder
(18); bu da yaklaşık olarak 9 dakika sürer. Normal asemptomatik bireylerde ve atletlerde, egzersiz sonrası ilk 30 saniye içinde kalp hızında hızlı bir düşüş, daha sonra ise daha yavaş bir
düşüş gözlenir (19). Erken dönemdeki bu hızlı
düşüşün atropin tarafından önlenmesi, bu hızlı düşüşün vagal etkiyle oluştuğunu gösterir (19).
LV fonksiyonu bozuk olanlarda ve egzersiz kapasitesi düşük olanlarda ise bu düşüş daha yavaş olur (18).
Egzersiz sonrası HRR büyük ölçüde kronotropik cevaba bağlıdır (20). Egzersiz sonrası
anormal bir HRR büyük oranda kronotropik yetersizlikle ilşikilidir (20).
Kalp Hızının Ulaşılan Yüzdesi (%) =
[Maksimum Kalp Hızı/220-Yaş] X 100’ dür
(20).
Kalp Hızı Rezervi = [Maksimum Kalp Hızı – Bazal Kalp Hızı/(220-yaş) –Bazal Kalp
Hızı] X 100’dır (14).
Birçok araştırmacı, anormal HRR’yi egzersizden sonraki ilk dakika içinde hasta hala ayakta iken kalp hızının ≥ 12 atım düşme
kapasitesi gösterememesi olarak tanımlamışlar ve anormal HRR’nin hem erkek hem de kadınlarda mortalitenin bağımsız bir belirleyicisi
olduğunu saptamışlardır (21,22). Birinci daki-
Kalp Hızı Toparlanma (Heart Rate Recovery): Klinik Kullanım ve Yöntemler
kadaki düşüş ne kadar yüksek ise mortalitenin
o kadar az olduğu da saptanmıştır (23). Sempatetik hiperaktivite kardiyovasküler yükü ve hemodinamik stresi arttırır ve hastayı endotel disfonksiyona, koroner arter spazmına, sol ventrikül hipertrofisine, ciddi aritmilere, inmeye ve
kardiyak nedenlere bağlı mortaliteye duyarlı
hale getirir (18). Artmış parasempatetik aktivite
ise kalp hızı ve kan basıncını düşürür, iskemik
aritmilerin gelişmesini önler (17).
OSS’nin durumu birçok klinisyen tarafından
önemsenmemesine karşın kardiyovasküler hastalıklar açısından sağlık ve prognozun en önemli belirleyicisidir (17). Kronik olarak SSS’ni aktive eden ve PSS’i inhibe eden herhangi bir tedavi kardiyovasküler olay gelişme riskini arttırır
(17). Tam tersine parasempatetik tonusu arttıran
ve sempatetik tonusu azaltan herhangir tedavi
prognozu iyileştirir (17). Nishime ve arkadaşları
(24)’nın yaptığı ve 9500 kişiyi kapsayan bir çalışmada, egzersiz sonrası birinci dakikada kalp hızını 12 atımdan fazla azaltamayan kişilerde (orta
yaşlı sağlıklı bireylerin %20’sinde 1. dakikadaki HRR ≤ 12 atımdır) gelecek 5 yıl içinde ölüm
oranının 4 kat daha yüksek olduğu saptanmıştır. 5200 sağlıklı yetişkinin katıldığı bir çalışmada da HRR’si anormal olan bireylerde mortalite
riskinin normal olan bireylere göre 2.58 kat daha yüksek olduğu saptanmıştır (25).
İstirahatin erken dönemindeki azalmada PSS
reaktivasyonu daha önemli iken, geç dönemdeki
azalmada SSS’nin geri çekilmesi etkili olmaktadır (26). Imai ve arkadaşları, istirahatten sonra kısa ve orta sürede gerçekleşen azalmada vagal etkinin belirgin olduğunu saptamışlardır (19); istirahatten sonra 30. sn ve 2. dk’da kalp hızında görülen azalma atropin ve dual blokaj ile zayıflatılmaktadır, fakat 2. dk’da dual blokaj ile atropinin
tek başına sağladığı zayıflamadan daha fazla zayıflama sağlanmıştır, yani kalp hızı daha yüksek
145
seyretmiştir. Bu da kalp hızındaki düzelmede geç
dönemde SSS’nin modülasyonunun daha önemli bir rol oynadığını göstermektedir (19). Bu görüş istirahatten sonra 1. dk’da plazma norepinefrin düzeylerinin sabit kalışı ve hatta daha yüksek
olduğunun saptanması ile desteklenmiştir (27).
Açlık kan şekeri, trigliserit/HDL oranı, diyabet, endotel disfonksiyonu, yeni geçirilmiş MI öyküsüne sahip olma gibi parametrelerin hepsi düşük HRR ile ilişkili bulunmuştur (28,29,30,31,32,33). Seshadri ve arkadaşları
yaptıkları bir çalışmada artmış kan glukoz düzeylerinin HRR’nin azalmasına neden olduğunu ve diyabetiklerin anormal bir HRR ile birlikte olduğunu saptamışlardır (29). Panzer ve arkadaşları da yaptıkları bir çalışmada açlık kan
şekeri düzeyinin, diyabetik olmayan düzeylerde
bile anormal HRR ile ilişkili olduğunu saptamışlardır (30). Framingham Kalp Çalışması’nda
da, hem diyabetiklerde hem de glukoz intoleransı olanlarda kalp hızı değişkenliğinin azaldığı ve sempatetik-parasempatetik dengesizliği olduğu gösterilmiştir (31,32).
Shishehbor ve arkadaşlarının yaptıkları bir
çalışmada trigliserit/HDL kolesterol oranı ve
anormal HRR arasında kuvvetli bir ilişki olduğu
görülmüştür (33). İnsülin rezistansı ve eşlik eden
hiperinsülinemi artmış sempatetik ve azalmış
parasempatetik aktivite ile birlikte seyreder (34).
İnsülin rezistansı trigliseritten zengin VLDL’nin
sentezi ve salınımının artmasına ve HDL kolesterolün azalmasına neden olur (35). Bu nedenle
trigliserit/HDL kolesterol oranı insulin rezistansının önemli bir göstergesidir (35,36).
Kardiyovasküler hastalıklar tip 2 diyabetli
hastalarda ölümün en önde gelen nedenidir (37).
Bu hastalarda HT, sigara içme, hiperlipidemi,
mikroalbuminüri, sol ventrikül kitlesi ve otonomik fonksiyon bozukluğu koroner olay gelişme
riskinin önemli prediktörleridir (38). Fakat bu
CİLT 6, SAYI 3, Ekim 2008
146
Türk Aritmi, Pacemaker ve Elektrofizyoloji Dergisi
risk faktörlerinin diyabetin geç döneminde ortaya çıkması güvenilirliklerini azaltmaktadır(38).
Erken dönemde saptanabilen yeni prognostik
belirteçler de, diyabetin daha iyi tedavi edilmesini sağlayacaktır (38). Bu nedenle HRR, tip 2
diyabetli hastaların risk sınıflamasında diğer
kardiyovasküler risk faktörlerinden daha değerlidir (38). Bu hastalarda egzersizden sonra düşük
bir HRR saptanması, klinik olarak sessiz seyreden bir otonomik dengesizliğin göstergesi olabilir (1). Otonomik disfonksiyon, tip 2 diyabetlilerin sıkı glisemik kontrolle geri döndürülebilen önemli bir komplikasyonu olduğundan (39),
risk altındaki hastaları mümkün olan en erken
zamanda saptamak çok faydalı olabilir.
Düşük HRR tip 2 diyabetik hastalarda tüm
nedenlere bağlı ölümlerin önemli bir prediktörü,
kardiyovasküler olayların gelişmesi için de önemli bir risk faktörüdür (38). Bu etki Duke skorlamasından (40,41) ve altta yatan koroner arter hastalığının yaygınlığından (40,41) bağımsızdır. Cheng
ve arkadaşlarının 2333 diyabetik hastayı 15 yıl
izledikleri bir çalışmada hastalar egzersiz sonrası 5. dakikaki HRR’lerine göre 4 gruba ayrılmışlardır: HRR’si < 55 olanlar 1. grup, 55-66 olanlar
2. grup, 67-75 olanlar 3. grup ve > 75 atım olanlar 4. grup olarak klasifiye edilmiş ve 15 yıl sonunda gruplar kendi aralarında karşılaştırılmışlardır (42). 15 yılın sonunda HRR’si düşük olanlarda daha yüksek olanlara göre hem kardiyovasküler hem de tüm nedenlere bağlı mortalite oranı 1.5-2 kat daha yüksek bulunmuştur (42). Bu sonuç yaş, bazal kalp hızı, açlık kan şekeri, sigara
içme durumu, vücut-kütle indeksi, alkol kullanımı, lipidler ve kardiyovasküler hastalık öyküsü gibi muhtemel tüm nedenlerin etkisi çıkarıldıktan
sonra saptanmıştır (42).
İnsülin rezistans sendromlu hastalarda sempatetik stimülasyona duyarlılık artmakta ve kalp hızı değişkenliği azalmaktadır (43). Uzun süreli iyi
CİLT 6, SAYI 3, Ekim 2008
tedavi edilmeyen diyabetik hastalarda otonomik
nöropati çok sık görülür ve gelecek 5 yılda mortalite oranı artmıştır (44). Hiperinsülinemi, tip 2
diyabet yokluğunda bile olsa, artmış sempatetik
ve azalmış parasempatetik tonusla birlikte görülmektedir (45). Diyabetik hastalar diyabetik olmayanlara göre 3-5 kat daha yüksek ani ölüm riski altındadır (46). Beta-blokerler insülin duyarlılığını azaltmalarına rağmen, diyabetik hastalarda
otonomik dengesizliği ve ani ölüm riskini azalttıklarından mortaliteyi azaltmaktadırlar (47).
Cole ve arkadaşları 1. dk’daki HRR ≤ 12
atım olan bireylerde 6 yıllık bir süre içinde herhangi bir nedenle ölüm riskinin > 12 atım olanlara göre 4 kat daha fazla olduğunu saptamışlardır
(48). Bu çalışmada yaş, cinsiyet, ilaç kullanımı,
talyumlu myokart perfüzyon sintigrafisinde defekt olup olmaması, klasik kardiyak risk faktörleri, bazal kalp hızı, egzersiz sırasında kalp hızında oluşan değişim ve ulaşılan işyükü gibi parametreler çıkartıldığında bile tüm nedenlere bağlı ölüm riskinin 2 kat daha fazla olduğu (adjusted
RR=2) saptanmıştır. Lipid Research Clinics Prevalans çalışmasında submaksimal bir egzersizden sonra 2. dakikadaki HRR hesaplanmış ve <
43 atım olanlarda 12 yıllık izlemde tüm nedenlere bağlı mortalite riskinin ≥ 43 atım olanlara göre 2.58 kat daha yüksek olduğu saptanmıştır (25).
Jouven ve arkadaşları 5713 asemptomatik erkek
bireyi 23 yıl izledikleri bir çalışmada, 1. dakikadaki HRR değeri ≤ 25 atım olan bireylerde ≥ 25
atım olanlara göre ani ölüm riskinin 2 kattan daha yüksek olduğunu saptamışlardır (49).
Shetler ve arkadaşları yaptıkları bir çalışmada eski MI öyküsü olan fakat bypass öyküsü olmayan erkek hastalara egzersiz testi uygulamış
ve testin sonlandırılmasını takiben hastaları yürütmemiş ve sırtüstü yatırmıştır (50). Bu çalışmada egzersiz sonrası 2. dakikadaki HRR ≤ 22
atım ise mortalitenin önemli bir prediktörü
Kalp Hızı Toparlanma (Heart Rate Recovery): Klinik Kullanım ve Yöntemler
olduğunu ve bu etkinin beta-bloker etkisinden
bağımsız olduğunu saptamışlardır (50). Fakat bu
çalışmada bulunan 22 atım’lık cutt-off değerinin
çalışmaya alınan bireylerin seçimine ve egzersiz
testinde uygulanan protokole bağlı olarak değişebileceğini belirtmişlerdir (50). Lipinski ve arkadaşlarının yaptıkları bir çalışmada da 2. dakikadaki HRR < 22 atım olanlarda, ≥ 22 olanlara göre mortalitenin önemli oranda arttığı saptanmıştır (51). Bu çalışmada 2. dakikadaki HRR < 22
atım ve 5. dakikadaki HRR < 30 atım değerlerinin koroner arter hastalığının yaygınlığı ile direkt bağlantılı olduğu da saptanmıştır (51).
“HRR, koronerlerdeki aterosklerozun yaygınlığından, LV fonksiyonundan ve egzersiz kapasitesinden bağımsız olarak tüm nedenlere bağlı
mortalitenin önemli bir prediktörüdür (41).
HRR, maksimum egzersizdeki (egzersizin
testin sonlandırılmasından hemen önceki zamanı) kalp hızından dinlenme döneminin 1. veya
2. dakikasındaki kalp hızının çıkarılması ile elde edilen değerdir (38). Kalp sempatetik ve parasempatetik aktiviteler tarafından değiştirilebilen intrinsik bir hıza sahiptir (52). Matematiksel
olarak kalp hızı
HR= HRi X HRp X HRs, HRi intrinsik
kalp hızını, HRp parasempatetik etkiyi, HRs
sempatetik etkiyi göstermektedir.
HRp = 1/(1+P)’dir. Buradaki P parasempatetik aktiviteyi göstermektedir (Birimi isteğe bağlı olarak değişir; örneğin 1 saniye içindeki vagal sinir aktivitesi veya aktif haldeki kolinerjik
reseptör sayısı gibi). Buradan da görüldüğü gibi
parasempatetik aktivite arttıkça kalp hızı azalmakta ve parasempatetik aktivite sıfıra yaklaştıkça ise HRp 1’e yaklaşmaktadır.
HRs = 1 + (M X S)/(M + S)’dir. Burada M
maksimum kalp hızını, S ise birimi isteğe bağlı olarak tayin edilebilen sempatetik aktiviteyi
göstermektedir. Üç denklemi de birleştirirsek
147
HR = HRi X [1/(1+P)] X [1 + (M X S)/(M +
S)] elde edilir (53).
Maksimum egzersizde HRm = HRi X (1+
M) olmaktadır. İstirahat halinden maksimum
egzersize kadar kalp hızında oluşan değişiklik, parasempatetik geri çekilme ve sempatetik
aktivasyonun toplamıdır. Bu da HRi = HRr X
(1 + Pr)’dir. Burada HRr istirahat kalp hızı, Pr
ise istirahat halindeki parasempatetik aktiviteyi
göstermektedir (53).
HRR’yi hesaplamaya çalışan araştırmacılar, kalp hızını azalma bilgisini çeşitli matematik formüllerine koyarak zaman sabitleri elde etmişlerdir (1,19). Bazı araştırmacılar da maksimum kalp hızından istirahatin 1. ve 2. dakikasındaki hıza değişimi ölçmüşler ve buradaki azalma
eğrisinin eğimini kullanmışlardır (1). İstirahatin
kaotik ortamında kalp hızını ölçmek çok zor olsa da, istirahat dönemine ait fonksiyonel bir çizgi belli bir zaman dilimindeki kalp hızının saptanmasına yardımcı olur (1). Bazı araştırmacılar
logaritmik olan bu çizginin denklemini tanımlamışlardır (19). Egzersizden sonraki istirahat dönemini anlatan bu denklem bu denklem
HRR = HRbazal + (HRmaksimum – HRbazal)e(-kt)’ dir (19).
k bu logaritmik fonksiyonun sabitidir ve
fonksiyonun azalma hızını kontrol eder, t ise bu
fonksiyon sırasındaki yani maksimum kalp hızından sonraki herhangi bir zamanı dakika cinsinden, (HRmaksimum – HRbazal) ise kalp hızı rezervini gösterir. k sabitinin daha büyük değerleri bazal kalp hızına dönüşün daha hızlı olduğunu gösterir.
k sabitinin oluşmasında bazı sistematik
bias’lar vardır. Birinci olarak efor testinde istirahat dönemine geçiş noktasını saptamak zordur.
Hastanın mümkün olan en kısa sürede sırtüstü
pozisyona geçmesi önerilse de, hastanın hareket kabiliyeti ve uygulanan test protokolüne göCİLT 6, SAYI 3, Ekim 2008
148
Türk Aritmi, Pacemaker ve Elektrofizyoloji Dergisi
re 10-30 saniyelik bir geçiş dönemi olmaktadır.
Bu da 1. ve 2. dk olarak belirlenen zaman intervallerinin büyük kısmını içermektedir ve sonuçlar üzerinde belirsizlik oluşturmaktadır. İkinci
olarak bazal kalp hızı dinamik bir değişkendir
(1). Testin başlamasından önceki bazal kalp hızı 10-20 atım/dk kadar farklılık gösterebilmektedir. Bu bias’ları dikkate alınca formül
HRR = HRbazal + (HRmaksimum – HRbazal)e-k(t-to) şekline dönüşmektedir. Formüldeki
to istirahat döneminin başlaması için geçen zaman dilimidir.
Başka bir formülde egzersiz sonrası kalp hızını tanımlamak için monoeksponensiyal geri
çekilme eğrisi kullanılmıştır (19,53). t’inci saniyedeki kalp hızı
HRt = HR0 + HRdelta x et/τ, HR0 istirahat
kalp hızını, HRdelta t = ∞ zamanda biten egzersizde kalp hızında görülen düşme (maksimum HR–HR0), t zamanı, τ ise zaman sabitini
göstermektedir (54).
Otonomik Fonksiyonları Düzeltecek
Girişimler (17)
Kronik sempatetik hiperaktivite kardiyovasküler yükü ve hemodinamik stresi arttırır ve hastayı endotel disfonksiyona, koroner spazma, LV
hipertrofisine ve aritmilere maruz bırakır (55).
Artmış vagal aktivite ise iskemiye bağlı aritmi
gelişmesini önler, kan basıncını ve kalp hızını düşürür (56). MI, ani ölüm ve inme riski sempatetik
aktivitenin yüksek olduğu sabah and uyandıktan
sonraki ilk saatlerde en yüksektir (57).
HRR, basit bir prognostik bilgi olmasının dışında değiştirilebilir bir risk faktörü de
olabilir(38). Bu tür hastalarda egzersiz yapmanın otonomik disfonksiyonu ve böylece de
HRR’yi düzelttiği gösterilmiştir (58). Düzenli egzersiz ile istirahat kalp hızı düşer ve daha
yüksek HRR elde edilir (59,60). Düzenli egzerCİLT 6, SAYI 3, Ekim 2008
siz kalp hızı değişkenliğinde ve barorefleks sensitivitede de düzelmeye (56), karotid aterosklerozun yavaş ilerlemesine (61) ve böylece ani
ölüm riskinde düşmeye neden olur (62).
HRR’yi düzeltmek için genel yaklaşımlar
(17);
1) Hayat tarzı değişiklikleri:
a) Egzersiz
b) Sosyal destek
c) Dini inanca sahip olma veya iman
d) Meditasyon
e) Uyku bozukluklarının giderilmesi
f) Kilo verme
g) Sigarayı bırakma
h) Stresin azaltılması
2) İlaçlar:
a) Beta-blokerler: Beta-blokerler kronotropizmi düşürdüklerinden, HRR’yi de etkilerler
(20).
b) ACE inhibitörleri
c) Omega-3 yağ asitleri
d) Statinler: Bazı çalışmalar da statinlerin
OSS üzerindeki etkileri nedeniyle sağkalım üzerinde yararlı etkileri olduğu yorumu yapılmıştır
(63,64). Simvastatinin lipid düşürücü etkilerinin dışındaki bir etkisi, deneysel olarak oluşturulmuş kalp yetmezliğinde OSS kontrolünü normalize etmesidir (65). Kombine hiperlipidemili hastalarda lipid düşürücü tedavinin otonomik
disfonksiyonu düzettiği gösterilmiştir (66).
Bir çalışmada da simvastatinin tip 2 diyabetik hastalarda düşük HRR’yi düzelttiği saptanmıştır (67). Fakat simvastatinin parasempatetik tonusu nasıl arttırdığının moleküler mekanizması bilinmemektedir (67). İn vitro hücre
kültürlerinin kullanıldığı bir çalışmada, atriyal
hücrelerin bir asetilkolin analoğu olan karbamilkoline negatif inotropik yanıtının lipoprotein yokluğunda 10 kat daha yüksek olduğu saptanmıştır (68).
Kalp Hızı Toparlanma (Heart Rate Recovery): Klinik Kullanım ve Yöntemler
K AYNAKLAR
1.
Freeman JV, Dewey FE, Hadley DM, et al. Autonomic
Nervous System Interaction With The Cardiovascular
System During Exercise. Proggress in Cardiovascular
Diseases, 2006;48:342-62.
2.
Spodick DH: Normal sinus heart rate: Sinus tachycardia and sinus bradycardia redefined. Am Heart J 1992;
124:1119-21.
3.
Spodick DH, Raju P, Bishop RL, et al. Operational
definition of normal sinus heart rate. Am J Cardiol
1992;69:1245-6.
4.
Morillo CA, Klein GJ, Thakur RK, et al. Mechanism of
inapropriate sinus tachycardia. Role of sympathovagal balance. Circulation 1994;90:873-7.
5.
Shannon JR, Flattern NL, Jordan J, et al. Orthostatic
intolerance and tachycardia associated with norepinephrintransporter deficiency. N Engl J Med 2003;342:541-49.
6.
Vernino S, Low PA, Fealey RD, et al. Autoantibodies to
acetylcholine receptors in autoimmune autonomic neuropathies. N Engl J Med 2000;343:847-55.
7.
Kauzo T, Bunag R,: Sympathetic hyperactivity after
hypothalamic stimulation in spontaneously hypertensive
rats. J Clin Invest 1978;62:642-48.
8.
Schwartz PJ, La Rovere MT, Vanoli E: Autonomic
mechanismus and sudden cardiac death. New insights
from anaylsis of baroreceptor reflexes in conscious dogs
with and without a myocardial infarction. Circulation
1988;78:969-79.
9.
Hull SSJ, Vanoli E, Adamson PB, et al. Exercise training
confers anticipatory protection from sudden death during
acute myocardial ischemia. Circulation 1994;89:548-52.
10. Pasternak RC, Abrams J, Greenland P, et al. 34th
Bethesda Conference: task force 1- Identification of coronary heart disease risk: is there a detection gap? J Am Coll
Cardiol 2003;41:1863-74.
11. Lauer M, Froelicher ES, Wiliams M, et al. Exercise
testing in asymptomatic adults:A statement for professionals from the American Heart Association Council
on Clinical Cardiology, Subcommittee on Exercise,
Cardiac Rehabilitation, and Prevention. 2005; Circulation
112;771-6.
12. Londeree BR, Moeschberger ML: Influence of age
and other factors on maximal heart rate. J Card Rehabil
1984;4:44-9.
13. Gordon DJ, Leon AS, Ekelund LG, et al. Smoking,
physical activity, and other predictors of endurence and
heart rate response to exercise in asymtomatic hypercholesterolemic men. Am J Epidemiol 1987;125:587-99.
14. Lauer MS, Francis GS, Okin PM, et al. Impaired chronotropic response to exercise as a predictor of mortality.
JAMA 1999;281:524-9.
15. Paffenbarger RS, Wing AL, Hyde RT. Physical activity
as an index of heart attack risk in college alumni. Am J
Epidemiol 1978;108:161-75.
16. Warner HR, Russel RO. Effect of combined sympathetic
and vagal stimulation on heart rate in the dog. Circ Res
1969;24:567-73.
17. Curtis BM, O’Keefe JH. Autonomic tone as a cardiovascular risk factor: The dangers of chronic fight or flight.
Mayo Clin Proc 2002;77:45-54.
149
18. Higgins JP, Higgins JA. Electrocardiographic exercise
stress testing: An update beyond the ST segment. Int J
Cardiol 2007;116:285-99.
19. Imai K, Sato H, Hori M, et al. Vagally mediated heart rate
recovery after exercise is accelerated in athletes but blunted
in patients with chronic heart failure. J Am Coll Cardiol
1994;24:1529-35.
20. Desai MY, Pena-Almaguer P, Mannting F, et al.
Abnormal heart rate recovery after exercise as a reflection of an abnormal chronotropic response. Am J Cardiol
2001;87:1164-69.
21. Youn HJ, Park CS, Moon KW, et al. Relation between
Duke Tredmil Score and coronary flow reserve using
transesophageal Doppler echocardiography in patients with
microvascular angina. Int J Cardiol 2005;98:403-8.
22. Jagethesan R, Kaufmann PA, Rosen SD, et al. Assessment
of the long-term reproducibility of baseline and dobutamine-induced myocardial blood flow in patients with
stable coronary artery disease. J Nucl Med 2005;46:212-9.
23. Morshedi-Meibodi A, Larson MG, Levy D, et al. Heart
rate recovery after treadmill exercise testing and risk
of cardiovascular disease events(The Framingham Heart
Study). Am J Cardiol 2002;90:848-52.
24. Nishime EO, Cole CR, Blackstone EH, et al. Heart
rate recovery and treadmill exercise score as predictors
of mortality in patients referred for exercise ECG. JAMA
2000;284:1392-8.
25. Cole CR, Foody JM, Blackstone EH, et al. Heart rate
recovery after submaximal exercise testing as a predictor of
mortality in a cardiovascularly healthy cohort. Ann Intern
Med 2000;132:552-5.
26. Sears CE, Choate JK, Paterson DJ. Inhibition of nitric
oxide syntase slows heart rate recovery from cholinergic
activation. J Apll Physiol 1998;84:1596-1603.
27. Hagherg JM, Hickson RC, McLane JA, et al.
Disappearance of norepinephrin from the circulation following strenuous exercise. J Apll Physiol 1979;47:1311-4.
28. Georgoulias P, Demakopoulos N, Orfanakis A, et al.
Evaluation of abnormal heart-rate recovery after exercise
testing in patients with diabetes mellitus: correlation with
myocardial SPECT and chronotropic parameters. Nucl
Med Commun 2007;28:165-71.
29. Seshadri N, Acharya N, Lauer SM. Association of diabetes mellitus with abnormal heart rate recovery in patients
without known coronary artery disease. Am J Cardiol
2003;91:108-11.
30. Panzer C, Lauer MS, Brieke A, et al. Association of
fasting plasma glucose with heart rate recovery in healthy
adults: a population-based study. Diabetes 2002;51:803-7.
31. Makimattila S, Schlenzka A, Mantysaari M, et al.
Predictors of abnormal cardiovascular autonomic function measured by frequency domain analysis of heart rate
variability and conventional tests in patients with type 1
diabetes. Diabetes Care 2000;23:1686-93.
32. Singh JP, Larson MG, O’Donnell CJ, et al. Association
of hyperglycemia with reduced heart rate variability (The
Framingham Heart Study). Am J Cardiol 2000;86:309-12.
33. Shishehbor MH, Hoogwerf BJ, Lauer MS, et al.
Association of triglycerides-to-HDL cholesterol ratio with
heart rate recovery. Diabetes Care 2004;27:936-41.
34. Reaven GM, Lithell H, Landsberg L. Hypertension and
associated metabolic abnormalities: the role of insulin
resistance and the sympathoadrenal system. N Engl J Med
1996;334:374-81.
CİLT 6, SAYI 3, Ekim 2008
150
Türk Aritmi, Pacemaker ve Elektrofizyoloji Dergisi
35. Laws A, Reaven GM. Evidence for an independent relationship between insulin resistance and fasting plasma
HDL cholesterol, triglyceride and insulin concentrations. J
Intern Med 1992;231:25-30.
36. McLaughlin T, Abbasi F, Cheal K, et al. Use of metabolic
markers to identify overweight individuals who are insulin
resistant. Ann Intern Med 2003;139:802-9.
37. Geiss LS, Herman WH, Smith PS, et al. Mortality in noninsulin dependent diabetes. NIH publication No:95-1468
(Goverment Printing Office, Washington, D.C.) 1995.
38. Chacko KM, Bauer TA, Dale RA, et al. Heart rate recovery
predicts mortality and cardiovascular events in patients with
type 2 diabetes. Med Sci Sports Exerc 2008;40:288-95.
39. The Diabetes Control and Complication Research Trial
Group. The effect of intensive diabetes therapy on measures of autonomic nervous system function in the Diabetes
Control and Complications Trial (DCCT). Diabetologia
1998;41:416-23.
40. Diaz LA, Brunken RC, Blackstone EH. Independent
contribution of myocardial perfusion defects to exercise
capacity and heart rate recovery for prediction of all-cause
mortality in patients with known or suspected coronary
heart disease. J Am Coll Cardiol 2001;37:1558- 64.
41. Vivekananthan DP, Blackstone EH, Pothier CE, et al.
Heart rate recovery after exercise is a predictor of mortality, independent of the angiographic severity of coronary
disease. J Am Coll Cardiol 2003;42:831-8.
42. Cheng YJ, Lauer MS, Earnest CP. Heart rate recovery
following maximal exercise testing as a predictor of cardiovascular disease and all-cause mortality in men with
diabetes. Diabetes Care 2003;26:2052-7.
43. Liao D, Sloan RP, Cascio WE, et al. Multiple metabolic
syndrom is associated with lower heart rate variability: the
Atherosclerosis Risk in Communities Study. Diabetes Care
1998;21:2116-22.
44. Ewing DJ, Martyn CN, Young RJ, et al. The value of
cardiovascular autonomic function tests: 10 years experience in diabetes. Diabetes Care 1985;8:491-8.
45. Emdin M, Gastaldelli A, Muscelli E, et al.
Hyperinsulinemia and autonomic nervous system dysfunction in obesity: effects of weight loss. Circulation
2001;103:513-9.
46. Curb JD, Rodriguez BL, Burchfiel CM, et al. Sudden
death, impaired glucose tolerance, and diabetes in Japanese
American men. Circulation 1995;91:2591-5.
47. Jonas M, Reicher-Reiss H, Boyko V, et al. Bezofibrate
Infarction Prevention (BIP) Study Group. Usefullness of
β-blocker therapy in patients with non-insulin-dependent
diabetes mellitus and coronary artery disease. Am J
Cardiol 1996;77:1273-77.
48. Cole CR, Blackstone EH, Pashkow FJ, et al. Heart rate
recovery immediately after exercise as a predictor of mortality. N Engl J Med 1999;341:1351-7.
49. Jouven X, Empana JP, Schwartz PJ, et al. Heart rate
profile during exercise as a predictor ofvsudden death. N
Engl J Med 2005;352:1951-8.
50. Shetler K, Marcus R, Freolicher VF, et al. Heart rate
recovery: Validation and MethodologicvIssues. J Am Coll
Cardiol 2001;38:1980-7.
51. Lipinski JM, Vetrovec GW, Froelicher VF. Importance
of the first two minutes of heart ratevrecovery after
exercise treadmill testing in predicting mortality and the
presence of coronaryvartery disease in men. Am J Cardiol
2004;93:445-9.
CİLT 6, SAYI 3, Ekim 2008
52. Jose AD, Collison D. The normal range and determinants of the intrinsic heart rate in man.vCardiovasc Res
1970;4:160-7.
53. Pierpont GL, Voth EJ. Assessing Autonomic function by
analysis of heart rate recovery fromvexercise in healthy
subjects. Am J Cardiol 2004; 94:64-8.
54. Pierpont GL, Stolpman DR, Gornick CC. Heart rate
recovery post-exercise as an index of parasympathetic
activity. J Auton Nerv Sys 2000;80:169-74.
55. Metra M, Nodari S, D’Alonia A, Bontempi L, et al. A
rationale for the use of β-blockers as standard treatment for
heart failure. Am Heart J 2000;139:511-21.
56. Iellamo F, Legramante JM, Massaro M, et al. Effects
of a residential exercise training on baroreflex sensitivity and heart rate variability in patients with coronary
artery disease: a randomized, controlled study. Circulation
2000;102:2588-92.
57. Muller JE. Circadian variation and triggering of acute
coronary events. Am Heart J 1999;137 (4, pt2):S1-S8.
58. Hao SC, Chai A, Kligfield P. Heart rate recovery response
to sypmtom-limited treadmill exercise after cardiac rehabilitation in patients with coronary artery disease with and
without recent events. Am J Cardiol 2002;90:763-5.
59. Mensink GB, Ziese T, Kok FJ. Benefits of leisure-time
physical activity on the cardiovascular risk profile at older
age. Int J Epidemiol 1999;28:659-66.
60. Bijnen FC, Feskens EJ, Caspersen CJ, et al. Physical
activity and cardiovascular risk factors among elderly men in Finland, Italy, and the Netherlands. Am J
Epidemioln1996;143:553-61.
61. Laka TA, Laukkanen JA, Rauramaa R, et al.
Cardiorespiratory fitness and the progression of carotid
atherosclerosis in middle-aged men. Ann Intern Med
2001;134:12-20.
62. Lemaitre RN, Siscovick DS, Raghunathan TE, et al.
Leisure-time physical activity and the risk of primary cardiac arrest. Arch Intern Med 1999;159:686-90.
63. Kishi T, Hirooka Y, Mukai Y, et al. Atorvastatin causes
depressor and sympatho-inhibitory effects with upregulation of nitric oxide synthases in stroke-prone spontaneously
hypertensive rats. J Hypertens 2003;21:379-86.
64. Riahi S, Christensen JH, Toft E, et al. HMG-CoA
reductase inhibitors improve heart rate variability in
patients with a previous myocardial infarction. Pharmacol
Res 2002; 45:479-83.
65. Pliquett RU, Cornish KG, Zucker IH. Statin therapy
restrores sympathovagal balance in experimental heart
failure. J Appl Physiol 2003;95:700-4.
66. Melenovsky V, Wichterle D, Simek J, et al. Effect of atorvastatin and fenofibrate on autonomic tone in subjects with
combined hyperlipidemia. Am J Cardiol 2000;92:337-41.
67. Tekin G, Tekin A, Canatar T, et al. Simvastatin improves
the attenuated heart rate recovery of type 2 diabetics.
Pharmacol Res 2006;54:442-6.
68. Haigh LS, Leatherman GF, O’Hara DS, et al. Effects
of low density lipoproteins and mevinolin on cholesterol
content and muscarinic cholinergic responsiveness in cultured chick atrial cells. Regulation of levels of muscarinic
receptors and guanine nucleotide regulatory proteins. J Biol
Chem 1988;263:15608-18.
Download