Öğrenme Bozuklukları Petek Batum Uzm. Klinik Psikolog Tanım Öğrenme bozukluklarının tanımlanması oldukça tartışmalı bir konudur. Değişik kuruluşlar ve araştırmacılar tarafından yapılan çeşitli tanımlar vardır. Tanım ABD Ulusal Öğrenme Bozukluğu Birleşik Komitesinin (National Joint Committee on Learning Disabilities) yaptığı tanımlama: Dinleme, konuşma, okuma, yazma, yazım, akıl yürütme ile matematik yeteneklerinin kazanılmasında ve kullanılmasında kendini gösteren bozukluk grubudur. Tanım Öğrenme bozukluğu duyusal ve duygusal sorunlarla, kültürel farklılıklar nedeniyle veya uygun olmayan eğitim gibi çevresel etkenlerle birlikte görülebilir ancak, bu durumların ya da etkilerin doğrudan bir sonucu değildir. DSM-IV Genellikle ilk kez bebeklik, çocukluk ya da ergenlik döneminde tanısı konan bozukluklar arasında yer almaktadır. Bireysel olarak uygulanan standart testler ile ölçüldüğü üzere, kişinin kronolojik yaşı, ölçülen zeka düzeyi ve yaşına uygun olarak aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda okuma, yazılı anlatım ve matematik becerilerinin beklenenin önemli ölçüde altında olması gerekmektedir. Bu bozukluk, okul başarısını ya da okuma, yazma veya matematik becerilerini gerektiren günlük yaşam etkinliklerini olumsuz yönde etkilemelidir. Ayrıca, duyusal bir bozukluk varsa bile okuma, yazma ya da matematik becerilerindeki sorunlar genellikle buna eşlik edenden daha fazla olmalıdır (DSM-IV; APA, 1994). Tanımlamaların Ortak Özellikleri Çocuğun zeka düzeyi (potansiyeli) ve genel başarı düzeyi arasındaki farktır. Potansiyel ve başarı arasındaki dengesizlik varolan tanımların işevuruk kısmını oluşturmaktadır. Öğrenme bozukluklarının diğer sebeplerin birincil sonuçları olmadığının belirtilmesi. ÖB olan çocuklarda zeka geriliği yoktur ve bu çocuklar görsel veya işitsel olarak engelli değildir. Tanımsal Alandaki Tartışmalar DSM-IV ölçütleri ZB ve başarının birbirinden bağımsız olduğu ve öğrenme bozukluğunun ZB’yi etkilemeyeceği sayıltısına dayanmaktadır. Zeka testleri öğrenme bozukluklarında yetersiz olarak görülen becerilerin birçoğunu ölçmektedir ve bu güçlükler herhangi bir çocuk için ZB puanında azalmaya yol açabilir. Tanımsal Alandaki Tartışmalar Zeka testlerinin özellikle sözel bölümlerinin, başarıyı ölçen testlerle benzerliği Bu sebeple öğrenme bozukluğu tanısı için gerekli olan zeka ve başarı arasındaki anlamlı farka ulaşılamaması Sınıflandırma Okuma bozukluğu (disleksi) Yazılı anlatım bozukluğu (disgrafi) Matematik bozukluğu (diskalkuli) Başka türlü adlandırılamayan öğrenme bozukluğu Okuma Bozukluğu Kelimeleri tanımakta veya sesli okurken kelimeleri telaffuz etmekte zorlanırlar. Çoğu zaman kelimeleri yanlış okurlar. Aşırı yavaş veya dura dura okurlar, satır atlarlar, kelime hazneleri dardır, okuduklarını anlamakta ve hatırlamakta güçlük çekerler Okuma Bozukluğu Fonolojik farkındalık: Kelimeleri seslere ayırabilme becerisi Okuma bozukluğu olan çocukların daha okumaya başlamadan önce kelimelerin ses yapısıyla ilgili farkındalık düzeylerinin zayıf olduğunu belirtmiştir. Okuma Bozukluğu Kavaryum Takip Kadayıf Katımı Dondurma Akvaryum Kitap Kabadayı Takımı Bodrum Yazılı Anlatım Bozukluğu Yazılı okul ödevlerini takip etmekte zorlanırlar Ödevleri başında saatlerce vakit harcayabilirler. Harcanan zamana ve emeğe karşın el yazıları kötüdür, görsel ve motor koordinasyonları zayıftır. Yazım hataları Kelimelerin garip ve düzensiz sıralanması Devrik cümleler ve hatalı noktalama işaretleri oldukça sık görülür. Yazılı Anlatım Bozukluğu Örneğin, kelimenin içindeki bazı harfleri atlayabilirler. “para” yerine “pra” yazmak) veya harflerin sırasını karıştırabilirler. “kas” yerine “sak” yazmak. Ayna görüntüsü” denilen şekilde yani, hem harflerin hem de kelimenin bütününü 180 derece tersine çevirerek sağdan sola doğru yazılabilirler. Yazılacak olan metni planlamada, organize etmede ve fikirleri bağlamada güçlük çekerler. Yazılı Anlatım Bozukluğu Bondurma Bev Kadı Buçak Baha Çeçek Dondurma Dev Katı Bıçak Daha Çeyrek Matematik Bozukluğu Sayıları doğru okuyabilme Toplama ve çıkarma işlemlerini yapabilme Matematikte yer alan terim ve sembolleri anlayabilme, sembollere dikkat edebilme İşaretleri birbirine karıştırma Sayıların basamaklarını yanlış yere yazma Öğrenme Bozukluğu Olan Çocukların Özellikleri Zeka düzeyleri normal ya da normalin üzerindedir. Hiperaktiftirler, el ve ayakları kıpır kıpırdır. Bazıları ise hipoaktiftirler, çok yavaş hareket ederler. Dikkatleri kısa sürelidir, çabuk dağılır. Motor ve el-göz koordinasyonları zayıftır. Görsel algı sorunları yaşarlar. Görsel figür-zemin ayırt etmede zorlanırlar (örn., harf ve satır atlama). İşitsel algı sorunları yaşarlar. Bazı harfleri karıştırırlar (örn., f-v). Yönergeleri unuturlar. Organizasyon bozukluğu vardır. Dağınıktırlar ve zamanı iyi kullanamazlar. Dil gelişimi bazı çocuklarda gecikmiştir. Kendini ifadeleri yetersizdir. Yön bulmada zorlanırlar, sağı-solu ayırt edemezler. Zamanı karıştırırlar, saati zor öğrenirler. Sosyal-duygusal davranış sorunları yaşarlar. Düşünmeden davranırlar. Arkadaşlarıyla geçinemezler. Değişikliğe zor uyum sağlarlar. İletişim sorunları vardır. Akademik beceri bozuklukları göstermeleri kaçınılmazdır. Okumayı zor öğrenirler, yavaş veya hatalı okurlar. Okuduklarını anlayamazlar. Yazı bozuklukları vardır, Türkçe’de en sık karıştırılan harfler b-d, z-s, m-n, g-k, l-r-n, f-v, g-ğ-y, d-t ve noktalı harflerdir. İmla ve noktalama hataları görülür. Matematikteki zorlukları çarpım tablosunu öğrenememe ve sembolleri birbirine karıştırma olarak görülür (Korkmazlar, 1992). Görülme Sıklığı (Prevalans) Yöntemsel zorluklar Tanımlama ve sınıflandırma güçlükleri Gerçek görülme sıklığı tam olarak bilinmemekle beraber öğrenme bozukluklarının toplumun % 5’i ile 10’u arasında görüldüğü belirtilmiştir. Türkiye’de ise okula giden çocukların %10’u ile %20’si öğrenme bozukluğu tanısı almaktadır (Erden ve ark., 1998). Etiyoloji Kesin olarak bilinmemekle birlikte, Beyin anormallikleri Genetik etkenler Nörolojik işlevlerde bozukluk Psikososyal etkiler Beyin Anormallikleri Çevresel veya genetik etmenlerden meydana gelen hafif düzeydeki atipik beyin işlevlerinin gelişimsel sapmaya yol açarak öğrenme bozukluklarına neden olabileceği ileri sürülmektedir. Beyin Anormallikleri Sol hemisferde yer alan anguler girus bölgesinin yeterince gelişmemesi okuma ve yazmada gerekli olan duyular arası bütünlemeyi zorlaştırmaktadır. Sol frontal lobda aktivasyonun azlığı ya da gerçekleşmemesi Lateralleşme: ÖB’de bilgiyi aynı hemisferde işlemeye karşı yanlılık olduğu bulunmuştur. Beyin Anormallikleri Hemisfer asimetrisi Temporal lobun üst yüzeyinde yer alan planum temporale olarak adlandırılan bölge dil becerilerinden sorumlu olan sol hemisferde, sağ hemisfere göre daha büyük bir boyuttadır. Ancak, dislektik kişilerde bu asimetri yoktur Çelişkili bulgular Beyin araştırmaları çok küçük örneklemlerle ve genellikle çocuklar yerine yetişkinlerle yapılmaktadır. Öğrenme bozukluklarında beyin asimetrisinin rolü tam olarak aydınlık kazanmamıştır. Genetik Etkiler Aile ve ikiz çalışmaları Okuma bozukluğu Ebeveynler İkiz kardeş çiftlerinde görülen okuma bozukluğunun %50’sinin genetik etkilere bağlı olduğunu göstermiştir. Okuma bozukluğundaki kalıtımsal etkenleri inceleyen araştırmaların derlendiği bir çalışmada ise okuma bozukluğundaki bireysel farkların %40 ile %70’inin genetik etkilerden kaynaklandığı belirtilmiştir. Nörolojik Fonksiyonlarda Bozukluk Bilgi İşleme Modeli Bazı araştırmacılar öğrenme sürecini 4 ayrı aşamaya ayırmaktadır ve öğrenme bozukluklarının bu aşamalardaki işlevsel bozukluklara bağlı olduğunu önermektedir. Giriş/girdi, İşlem, Depolama, Çıktı Girdi Aşaması Birinci aşama olan giriş (input) aşaması, gelen bilgilerin ve uyarıların beyine girerek algılanmasıdır. Bu aşamadaki sorunlar görsel, işitsel ve mekansal (örn., sağını solunu karıştırma) algı bozukluklarına yol açabilir. Harfler veya rakamlar ters dönmüş (örn., b-d, u-n, 6-9) olarak algılanabilir veya tüm kelime ters çevrilebilir (örn., “çok” yerine “koç”, “ev” yerine “ve”). İşitsel algı sorununda ise benzer sesler birbirine karıştırabilir (örn., f-v, b-m), yönergeleri dinlemekte güçlük vardır ve söylenenin bir kısmının algılanmadığı işitsel kopukluk durumu görülebilir (Korkmazlar, 1993). İşlem Aşaması İkinci aşama olan işlem (entegrasyon) aşaması gelen bilgilerin kaydedilmesi, organize edilmesi ve işleme konup yorumlanmasıdır. Öğrenme bozukluğunda ise bu süreçlerin birinde ya da hepsinde bozulma görülür. Örneğin, günlerin, ayların ve alfabedeki harflerin sıralarının karıştırılması oldukça sıktır (Korkmazlar, 1999). Depolama Aşaması Üçüncü aşama ise bellek (depolama) aşamasıdır. Bu aşamada bilgi gerektiğinde tekrar kullanılmak üzere depolanır. Öğrenme bozukluklarında ise kısa süreli hem işitsel hem de görsel bellek güçlükleri ön plandadır. Çıktı Aşaması Çıktı (output) aşamasında beyin bilgiyi mesaj olarak hücrelere, kaslara, dil ya da motor etkinlik alanlarına iletir. Öğrenme bozukluğunda ise bu alanlarda güçlük vardır. Öğrenme bozukluğu olan çocuklar kendilerini ifade ederken, motor alanda ise yazı yazarken, koşarken ve ip atlarken zorluk çekerler (Korkmazlar, 1992). Psikososyal Etmenler Ebeveyn tutumları, çocuk yetiştirme davranışları, sosyal sınıf ve kültürel değerler öğrenmeyi etkileyen çevresel etkenler arasında yer almaktadır. Ailenin çocuğun öğrenme sürecine olan katılımı ve erken okuma becerisi Öğrenilmiş çaresizlik Beklenti düzeyi ve bozukluğun sürdürülmesi Tanı ÖB olan çocuklarla yapılan bir araştırmada doğru tanı oranının % 6.6 olduğu, vakaların % 16.7’sine normal denildiği, geriye kalanlara ise yanlış tanılar konulduğu ortaya çıkmıştır (Korkmazlar, 1992). Doğru tanı konulabilmesi için sistemli bir değerlendirme gereklidir. Tanı Ne Zaman Konur? Tanı konması oldukça dikkat gerektiren tıbbi ve psikolojik değerlendirmeleri de içeren kapsamlı bir süreçtir. ÖB, genellikle ilkokula başlayınca ortaya çıkar. 7-8 yaştan önce tanı koyarken özellikle dikkat edilmeli Okumaya yeni başlayan biriyle dislektik bir kişinin göz hareketleri birbirine benzer. Örneğin yazma bozukluğu Motor becerilerin tam gelişmemesi Tanıda İzlenmesi Gereken Adımlar Tıbbi tetkiklerle öğrenmeyi etkileyen herhangi bir bedensel sorununun olup olmadığı araştırılmalıdır. Bedensel olarak sağlıksız olan bir çocuğun motivasyonu ve dikkatini yoğunlaştırma becerisi olumsuz yönde etkilenerek öğrenme ve akademik başarı sorunlarına neden olabilir. Astım, diyabet vb durumlarda hastalığa ve kullanılan ilaçlara bağlı olarak öğrenme güçlüğü yaşanabilir. Tanıda İzlenmesi Gereken Adımlar Psikiyatrik muayeneyle diğer sorunların (örn., depresyon, anksiyete bozukluğu) öğrenme sorununa eşlik edip etmediğinin saptanması ve hangi sorun alanının birincil, hangisinin ikincil olduğunun belirlenmesi. Tanıda İzlenmesi Gereken Adımlar Psikolojik değerlendirme: Psikolojik değerlendirmeyle bilişsel, akademik ve nöropsikolojik süreçler değerlendirilir. Bu testler aynı zamanda, çocuğun hem güçlü hem de yetersiz olduğu alanların ortaya çıkarılmasını sağlar. Test sonuçları ayrıca, terapide hangi sorunlar üzerine gidileceğinin belirlenmesine de yardımcı olur. Wechsler Çocuklar için Zeka Ölçeği Bender Gestalt Görsel Algı Testi Benton Görsel Bellek Testi Frostig Gelişimsel Algı Testi Peabody Resim-Kelime Testi Geniş Kapsamlı Başarı Testi (Wide Range Achievement Test, WRAT) en çok kullanılan ve tanısal değeri olan testler arasında yer almaktadır. Tanıda İzlenmesi Gereken Adımlar Aile değerlendirmesi Ebeveynlerin tutumlarının ve davranışlarının, beklentilerinin, eşler arası sıkıntıların ve aile içi sorunların öğrenme bozukluklarına etki edip etmediğinin belirlenmesi için önemlidir. Eşlik Eden Sorunlar, Birlikte Görülen Bozukluklar Dil ve bellek gibi bilişsel alanlardaki zorluklar, başkalarının duygusal ifadelerini tanımlamayı, sosyal durumları anlamayı ve sosyal problem çözme becerisini güçleştirir. Okul başarısızlığının yanı sıra, öğrenme bozukluğu olan çocuklar sosyal beceri ve davranış alanlarında da zorluklarla karşı karşıya kalırlar. Eşlik Eden Sorunlar, Birlikte Görülen Bozukluklar Akran reddi Düşük özgüven İçselleştirme ve dışsallaştırma sorunları DEHB Saldırganlık Kaygı, depresyon, somatik sıkıntılar Görülen davranış sorunları genellikle klinik düzeyde değildir. Öğrenme bozukluğunda görülen davranış sorunlarının ikincil olduğu düşünülmektedir. Birlikte Görülen Bozukluklar ÖB tanılı çocukların %51’inde DEHB’nin eş tanılı olarak görüldüğünü ortaya çıkarmıştır (Smith ve Adams, 2006). DEHB istatiksel olarak kontrol edildiğinde ÖB ile saldırganlık, davranım bozukluğu ve karşıt olma-karşı gelme semptomları arasındaki ilişkinin anlamını kaybettiği gösterilmiştir. Diğer taraftan, ÖB ile kaygı ve depresyon semptomları arasındaki ilişki DEHB kontrol edildiğinde bile anlamını yitirmemiştir. Bu nedenle, araştırmacılar öğrenme bozukluklarının dışsallaştırma davranışlarından ziyade içselleştirme sorunlarıyla daha çok ilişkili olabileceğini önermişlerdir (Willcutt ve Pennington, 2000). Prognoz Okuma problemleri ergenlik ve yetişkinlik döneminde de sürebilir. Bireysel farklılıklar göz önüne alındığında bazı çocukların ergenlik dönemi öncesinde akranlarına yetiştiği gösterilmiştir. Genel zeka düzeyi, annenin okuma becerisi ve okuma bozukluğunun şiddeti prognozu yordayan faktörler arasında. Prognoz Yazılı anlatım bozukluğuyla ilgili kısıtlı bulgu Semptomların azaldığı ancak tamamen ortadan kalkmadığı