Medya kadın ve şiddet üçgeni Son zamanlarda medya da yankılanan kadına yönelik şiddet haberleri farklı kesimlerde değişik yorumlara zemin hazırladı. Bazı muhafazakar kesimler ise ;işlenen kadın cinayetlerini namus ve töre başlığı altında legalleştirmeye çalışıyor. Dini boyutuyla belirli otoriteler tarafından değerlendirilmesi gereken bu konu Konya Müftü Yardımcısı Dr. Hamza Küçük tarafından şu şekilde yorumlandı: ‘ İslam dinine göre günah: kadın erkek ayrımını doğurmaz. İnsanlar ancak belirli noktalarda cinsiyet ayrımını ön plana çıkartabilir. Dini kurallar hukukunda , kadın aldatırsa, günah ve utanılası bir durumdur; fakat erkek aldatırsa elinin kiridir , gibi bir mantık söz konusu olamaz.Hele bunu yine bir kulun başka bir kulu cezalandırması hiçbir şekilde doğru görülemez.Bu nedenle yaptıklarını dini kullanarak, doğrulaştırmaya çalışan çevreler de yanlışlığın içinde bulunmaktadırlar.Kadına erkeğe yöneltilmiş şiddet diye bir ifade yoktur,insana ve yaratılmışa yapılan şiddet vardır.’ Yaşanan şiddet olaylarının medya ve teknolojiyle olan bağlantısına da dikkat çeken Küçük; şiddetin cinsiyet ve yaş ayırmaksızın hepimizin gerçeklerden kaçışı olduğunu şu şekilde belirtti:’ Teknolojik yaşam ve medyanın hızlı akışından yakalayamadığımız toplumumuzu, yasal ve etik olmayan işler içerisinde görüyoruz, her şeyden önce toplumun bu konuları aşabilmesi için,insanlarımızın bilinçlenmesi, eğitim alması ve yaptıklarını yanlış bilgilere dayandırmaması gerekiyor.Okumuş kesim olarak kabul ettiğimiz, medyanın bile insan haklarına tecavüz etmesi , toplumumuz açısından utanılacak bir durum olmuştur.Bizim de beklentimiz yasal olarak gerekli düzenlemelerin acilen yapılması yönündedir ’ İslam dini kadınlara eşit haklar vermiştir Toplumun genel yapısı içerisinde şöyle bir yanılgıya düşüldüğünü belirten Hamza Küçük, kadın erkek,çocuk yaşlı bu ayrıma girmek yanlışları doğurur. İnanıyorsak eğer; yaratan önünde herkes eşittir. Şöyle bir yanılgıya düşeriz genel olarak, İslam dini kadını 2.plana iter ve konuşma hakkını,çalışma hakkını elinden alır. Böyle bir yanılgıya düşmekte şiddettir. Şiddet her zaman darp olamaz ve vücutta morluk şeklinde görülmeyebilir. Psikolojik şiddet kalıcı olandır, ve bunun telafisi daha zordur. Bu konuda toplumun yanlış değerlendirmelere vardığını düşünüyorum.İslam dini kadınlara haklar vermiştir; Nisa suresi de kadın ismiyle kadınların hakları noktasında indirilmiştir.Kadını ve haklarını özel olarak bir sure de anlatan bir din nasıl onu köleleştirebilir şeklinde yorumladı. Konya Müftü Yrd. Dr. Hamza Küçük: ‘Hz. Muhammet eşi Hz. Ayşe’den fikir alırdı’ İnananlarca İslam’ın ışığı kabul edilen, Hz. Muhammed’in eşiyle olan diyaloglarından da bahseden Küçük, Hz. Ayşe ‘nin otoriter bir kadın olduğunu şu örnekle açıkladı: ‘ Hz. Muhammed bir işi yapmadan önce eşi Hz. Ayşe’ye danışır, eğer Hz. Ayşe bu durumu uygun görmezse tepkisini gösterir, ve İslam’ın ışığı peygamberimize, farklı bakış açıları getirirmiş;siz bu örnekten çıkarın, İslam da olması gereken kadın ve erkek ikilemini.’ İslam dini asıp kesmeyi emretmez Belirli düşünce sistemleri içerisinde hareket eden kesimlerin, yanlışlarını dine bağlaması noktasında doğru olamayan sonuçlara ulaştığını belirten Dr. Hamza Küçük; İslam dini kimseyi asıp kesmeyi emretmez. Onun emri şudur: ‘Her birey kendine yakışır bir eş seçimine gitmelidir, bu değil ki boyu boyuma deyimini aklımıza getirir,asla kendi huyunda ruhunda eşler seçmeli ve sağlıklı nesiller üretebilmeliyiz. Kadın erkek ayrımına takılmadan, üstünlük kurma ihtiyacı duymadan, insanca yaşayabilmeliyiz. Eğer, namus noksanlığı durumu söz konusu ise; gerek kadın gerek erkek bunun altını çiziyorum, eşler birbirini kesmekten ziyade, boşanma yolunu seçmelidir.’