Sınıfımda uyum ve davranış bozuklukları sergileyen öğrencilerim var

advertisement
Sınıfımda uyum ve davranış bozuklukları sergileyen öğrencilerim
var. Ne yapmalıyım?
Gelişmekte olan bir çocuk her yeni gelişim dönemine uyum sağlamakta
güçlük çeker, çaba gösterir ve sonunda da başarır. Çocuğun yeni tanıştığı
gelişim dönemlerinin kendine özgü özellikleri vardır ve çocuk her gelişim
dönemine tepki gösterebilir. Ancak bu tepkiler kalıcı değildir. Çocuğun
uyumsuz davranışları, beklenen sürede geçmez ve bir sonraki gelişim
dönemine sarkar ya da ilerleyen yaşlarında devam ederse, orda da bir
uyum ve davranış bozukluğu var demektir. Bu şekildeki uyum ve davranış
bozuklukları ise, çocuğun ruhsal bir rahatsızlık geçirdiğini bizlere gösterir.
Daha açık şekilde ifade etmek gerekirse, çocuk bir önceki (ya da daha
önceki) gelişim dönemine uygun davranışlarını bugüne taşımışsa ortada
bir sorun var demektir. Örneğin çocuklar bebeklik döneminde parmaklarını
emerler. Parmak emmek, ilk bir yaş içerisinde doğal olarak kabul edilen bir
davranıştır. Hatta kimi çocuklar battaniyelerini, giysilerini emerler, bazıları
ise hem giysilerini, hem de parmaklarını emerler. Ancak, çocuğun parmak
emmesi bu yaşta sonrada devam ediyor ya da başka bir gelişim
döneminde, örneğin dört yaşında yeniden ortaya çıkıyorsa, bu doğal
değildir. Bu bir davranış bozukluğudur.
Çocuk umutsuzluğa kapılınca davranış bozukluğu gösterir. Yararlı
olabileceğine inanmaz, kendini işe yaramaz olarak görür. Bunun
sonucunda da davranış bozukluğu göstererek bir şeye ait olduğunu belirtir.
Davranış bozukluğunun amaçları dikkat çekme, güç kazanma, intikam
ve yetersizlik gösterisidir. Çocuktaki davranış bozukluğu bu dört amaca
bağlıysa da olay her zaman bu sırayı izlemeyebilir. Çocuklar kendi
becerilerine göre birine ya da ötekine öncelik verebilirler. Örneğin, pasif
bir biçimde dikkat çekmeye uğraşan şımarık bir çocuk, birden yetersizlik
sergilemeye başlayabilir. Kötü muamele gören çocuklar gibi şımarık
çocuklar da zorlukların üstesinden gelemeyecekleri sonucuna varabilir. Bu
tür çocuklar yapıcı, olumlu davranışlarda bulunamayacak kadar
cesaretsizdir. Davranış bozukluğunun hangi amacını sergiliyor olursa
olsun, çocuk sadece bu yolla yeniden toplum içinde yer alabileceğine
inanır. Çocuğun amacını yakaladığınız anda ona yeniden yön verebilme
olanağına kavuşuruz.
Çocukların davranış bozukluklarına doğrudan bizler neden olmasak da
onların davranışlarını cesaretlendirmiş ya da güçlendirmiş olabiliriz. Ya da
çocukların amaçlarını seçmesinde tam onların beklediği gibi davranmış
olabiliriz. Çocuklarımızın davranışlarını değiştirmeyi gerçekten istiyorsak
kendi davranışlarımızı değiştirmeye çalışmalıyız.
Çocuklar davranış bozukluğunun amaçlarını, dördüncü amaç olan
yetersizlik gösterisi dışında aktif ya da pasif olarak değiştirebilirler. Çünkü
yetersizliğin sergilenmesi çocuğun her şeyden vazgeçmesi anlamını taşır.
Çocuk zaten pasif davranır
Davranış Bozukluklarını Düzeltebilme Yolunda Sizler İçin Birkaç
Öneri
Mümkünse bazı zamanlar davranış bozukluğunu görmezden gelin. Çocuk
kendi söylemiyorsa onun olumlu davranışlarına dikkat edin. Hatırlama,
cezalandırma, ödüllendirme, gönlünü alma ve yardımın yersiz ilgiden
olduğunun bilincinde olun.
Sürtüşmekten kaçının. Gücün, yapıcı olarak nasıl çocuğun yardımı ve
gönüllü işbirliği ile kullanılabileceğini gösterin. Savaşım ya da teslim
olmanın sadece çocuğun gücünü elde etme arzusunu arttırmaktan başka
işe yaramayacağının bilincinde olun.İncinmiş görünmekten kaçının.
Cezalandırmaktan ya da misilleme yapmaktan kaçının. Güvenilir ilişkiler
kurun.
Çocuğun
sevildiğine
onu
ikna
edin.
Bütün eleştirileri bir yana bırakın. Olumlu bir girişimini ne kadar önemsiz
olursa olsun yüreklendirin. Önemli olanın üzerinde yoğunlaşın. Hepsinin
önemlisi, kendine acıma duygusuna kapılmayın ve teslim olmayın.
Peki neden bazı öğrencilerimiz
sergiliyor?
uyum
ve
davranış
bozuklukları
Çocukta davranış bozukluklarını ortaya çıkaran sebepleri birkaç grupta
toplayabiliriz: Soyaçekim, fiziksel nedenler, çevresel ve sosyo-ekonomik
nedenler, hatalı anne-baba tutumları, okul yaşantısı vs.
Bazı ruhsal rahatsızlıkların genlerle çocuğa geçtiği bulunmuştur.
Davranış bozukluğuna neden olan bazı iç salgı bezlerindeki bozuklukların,
çocuğa
anne
ya
da
babasından
genetik
olarak
geçebileceği
söylenmektedir. Ancak anne-babanın bilinçli tutum ve davranışlarıyla,
çocuğun soyaçekimden gelen davranış bozukluklarına olan meyili
engellenebilir. Kısaca, uyumsuzlukların ve davranış bozukluklarının ortaya
çıkmasında kalıtımın etkisi vardır ancak bu etki, uyumlu bir aile ortamında
kendiliğinden yok olacaktır diyebiliriz.
Sağırlık, şaşılık, körlük, az işitme, görme sorunları, topallık, aşırı
şişmanlık, bazı organlardaki anormal görünüşler, çocuğun bedensel özrü
nedeniyle kendini iyi ve mutlu hissetmesini engeller Ayrıca çevrenin de
bedensel özürlere karşı olumsuz bakış açısı ve tavrı çocuğu ruhsal
bunalımlara iterek uyumsuzluk yaşamasına sebep olur. Çocuk, kendisinin
neden farklı olduğunu düşünür, isyan eder, kendine acır, çevresindekilere
nefret duygusunu geliştirir. Kendini sosyal ve ruhsal olarak toplumdan
soyutlar.
Bir hayvan tarafından ısırılmak, trafik kazası geçirmek, doğal afetleri
yaşamak gibi olaylar, çocuğun ruh dünyasında şoklara sebep olabilir.
Çocukta korku, içe kapanma, ağlama nöbetleri gibi davranışlar oluşabilir.
Anne babaların yakın ilgisi ve desteğiyle bu uyumsuzluklar zamanla geçer
Temel İhtiyaçların Doyurulmaması da uyum ve davranış bozukluklarının
nedenleri arasındadır. Fiziksel temel ihtiyaçlar, çocuğun büyüyüp gelişmesi
için ihtiyacı olan yeme-içme, sıcak ve soğuktan korunmak için barınma,
giyinme gibi bedensel ihtiyaçlardır. Her çocuk için fiziksel gereksinimlerin
en iyi düzeyde sağlanması şarttır.
Psikolojik temel ihtiyaçlar da, çocuğun ve yetişkin bir insanın hayatını
sağlıklı bir ruh haliyle yaşayabilmesi için gereklidir. Çocuğun psikolojik
temel gereksinimleri doyurulmadığından davranış ve uyum bozuklukları
ortaya çıkar. Sosyal olamama, içe kapanıklık gibi... En önemli psikolojik
temel ihtiyaçlar sevme ve sevilme ihtiyacı, başarılı olma ve taktir görme
ihtiyacı, güvenme ihtiyacı, saygı görme ihtiyacı, kabul görme ihtiyacıdır.
Sosyal temel ihtiyaçlar çocuğun kendini geliştirmesi ve büyümesi
açısından çok önemlidir. Arkadaşlık kurma ihtiyacı, bir gruba ait olma
ihtiyacı,sosyal statü (sınıf başkanlığı gibi ) ihtiyacı ve sosyal bir ortamda
kendini güvencede hissetme ihtiyacı temel sosyal ihtiyaçlardır. Çocukta
davranış bozukluklarının oluşma nedenleri arasında, çocuğun bu
gereksinimlerini doyurulmaması çok büyük etkendir.
Okul Yaşantısı uyum ve davranış bozukluklarının bir diğer nedenidir. 06 yaş çocuğun gelişiminde en önemli dönemdir. 3 yaşından sonra normal
eğitimini sürdüren her çocuğun kendi yaşıtlarıyla birlikte olma ihtiyacı
vardır. Çocuk bir gruba girmeli ve kendi yaşıtlarıyla paylaşmayı
öğrenmelidir.Anne-babası tarafından sağlıklı yetiştirilmeye özen gösterilen
çocukların ana okulunda korkutulduğu için, uyku ve yemek konularında
zorlandığı için kekelediği, altına kaçırdığı, tırnak yediği, içine kapandığı ve
saldırganlaştığı
görülebilir.
Okul
öncesi
eğitimde
hatalı
eğitim
yöntemlerinin çocuğu çok olumsuz yönde etkilediği bir gerçektir.
Aynı durum çocuğun ilkokul yıllarında da karşımıza çıkar. Baskıcı ve
engelleyici eğitim, çocuğa ne matematiği sevdiriyor ne de hayat bilgisini.
Derslerini yapamadıkları için sınıf arkadaşları önünde aşağılanan ve
cezalandırılan çocuklarda davranış bozuklukları görülmektedir. Hoşgörüsüz
eğitimin sonucu olarak çocuklar davranış bozuklukları göstermektedir.
Çocukların davranış bozukluklarını inkar eden, görmezlikten gelen,
Çocuğun ortaya çıkan davranış bozukluğunu, kendi hataları olarak
göremeyen, Çocuğun aşırı hareketlilik, saldırganlık gibi davranış
bozukluğunu
“Yaramazlık” olarak kabul eden, Çocuğun davranış
bozukluğuna, yanlış önlemler alan ya da hiç önlem almayan, Çocuğu,
mevcut davranış bozukluğundan dolayı fiziksel ve duygusal olarak
cezalandıran, Çocuğun uyumsuz davranışları yüzünden eşlerini suçlan,
Çocukla inatlaşan, Çocuğa karşı öfke ve kızgınlık geliştiren, Çocuğa
tahammül edemeyen anne baba tutumları da davranış ve uyum bozukluğu
gösteren çocukların anne baba davranışlarıdır.
Uyum ve Davranış Bozukluklarını Engelleme ve Çocuğa Yardım
Etme Yolları
Çocuklardaki davranış bozuklukları engellenebilir. Yalnız geçici uyum
bozuklukları ile süreklilik gösteren uyum ve davranış bozukluklarını ayırt
etmek gerekir.
Çocukta davranış bozukluğunu engellemek için anne baba ve
öğretmenlerin çocukların gelişim dönemlerinin özelliklerini bilmeleri
gerekir. En önemli önlem budur. Çocuğun duygularını ve hissettiklerini iyi
gözlemlemek ve anında müdahale ederek doğal bir duygunun büyüyüp
davranış bozukluğuna dönüşmesini engellemek gerekir. Ceza veya
aşağılama olmaksızın paylaşımcı bir yaklaşım sergilemek gerekir. Çocuğun
kendini ifade edebilmesini destekleyecek gerekli ortamı yaratmak gerekir.
Çocuk sosyalleşme aşamasında desteklenmelidir.
En önemlisi de çocuğun davranışlarından kuşku duyulduğunda bir
uzmana danışmak gerekir.
Uyum ve davranış bozukluğu olan çocuğa yapılabilecek ilk yardım, onu
kınamamak ve anlama yoluna gitmektir. Davranışın biyolojik kökenli olup
olmadığı mutlaka öğrenilmeli ve bir uzmandan yardım alınmalıdır. Çocuğa
yardım etme yolları, sadece bir uzmana danışmaktan ibaret değildir.
Anne-babanın ve öğretmenin öğrendiklerini aynen uygulamaları gerekir.
Mümkün olduğunca sabırlı ve hoşgörülü olmalıdırlar. Anne-baba ve
öğretmen tutumları istikrarlı olmalıdır. Çocuğa bir gün olumlu, bir gün
olumsuz davranmak çok yanlış bir tutumdur ve çocuğun iyileşmesini
zorlaştırır.
Download