Microsoft PowerPoint - B\366l\374m 5

advertisement
Bölüm 5: Sinterleme
Şekil 1
Sinterleme işlemi, ham toz numuneyi istenilen kalite, şekil ve boyuta
sahip bir ürüne dönüştürür.
Sinterleme Esaslar
•
•
•
Sinterleme, parçacıkların birbirine bağlanmasını
sağlayarak önemli ölçüde mukavemet artışına ve
özelliklerin iyileşmesine yol açan ısıtma işlemidir.
Bu bağlanma, ergime sıcaklığının altında katı halde
atom hareketleriyle oluşur. Bazı durumlarda az
miktarda sıvı faz oluşumu sinterlemeyi kolaylaştırır.
Sinterleme, yüksek sıcaklıklarda atomların yayınımı
ve küçük parçacıkların yüzey enerjisinin
azalmasıyla gerçekleşir. Hatırlanacağı gibi, toz
üretimi malzemeye enerji vererek yüzey alanı veya
yüzey enerjisi yaratma işlemidir. Sinterleme ile bu
yüzey enerjisi giderilir. Birim hacimdeki yüzey
enerjisi parçacık boyutu azaldıkca arttığından
küçük boyuttaki parçacıklar daha hızlı sinterlenir.
Şekil 2’de sinterleme sırasında meydana gelen
parçacıklar arası bağlanma, gözenek giderilmesi ve
tane irileşmesini gösteren bir dizi optik görüntü
verilmiştir. Sinterlemedeki mikroyapı değişimleri
atomların hareketini sağlayan ısıtmadan
kaynaklanır. Atomların hareket edebilmesi için
gerekli olan en düşük enerjiye “aktivasyon enerjisi”
denir. Yüksek sıcaklıkta hareket edebilmek için
yeterli enerjiye sahip atomların sayısı Arrhenius
denklemi ile verilebilir:
Hareket eden
atomların sayısı
Toplam atom
sayısına oranı
Aktivasyon enerjisi
N
Q
= exp (−
)
No
RT Şekil 2
Gaz sabiti
Sıcaklık
•
•
•
•
Aktivasyon enerjisi (Q) malzemeye ve atomlar arası bağ
kuvvetine bağlıdır. Bu nedenle Q ergime sıcaklığına
bağlıdır. Sinterleme sıcaklığı, ergime noktasına
yaklaştıkça, hareket eden atomların sayısı arttığından,
sinterleme hızı artar.
Sinterleme sırasına atom hareketleri görülmez, ancak
numunede hacim değişimleri meydana geldiğinden ,
işlem genelde bu değişimler ile izlenir. Boyun büyümesi, Şekil 3
bunlardan bir tanesi olup Şekil 3’de gösterildiği gibi
boyun çapının parçacık çapına oranı (X/D) olarak ifade
edilir. Ayrıca sinterleme sırasında yüzey alanı hızla
azalır ve yüzey alanındaki değişimin (∆S) başlangıçtaki
yüzey alanına (So) oranı (∆S/So)parametresi ile izlenir.
Bunları yanı sıra bir çok ham parçada sinterleme
sırasında boyut, yoğunluk, mukavemet, sertlik, elektrik ve
ısıl iletkenlik, elastik modülü gibi özellik değişimleri olur.
Şekil 4, yaygın kullanılan sinterleme ölçülerine sıcaklık
ve zamanla değişimini göstermektedir. Yaygın bir izleme
yöntemi parçadaki boyut değişimidir. Sinterleme
büzülmesi (çekmesi), yoğunluk artışı ve gözenek
azalmasına bağlıdır. Çekme, parça uzunluğundaki
değişimin (∆L=Lo-Lf) ilk boya (Lo) oranıdır, yanı ∆L/Lo’dır.
Çekme, parçanın yoğunluğunun kismi ham yoğunluğu
(ρg) ve sinterlenmiş kısmi yoğunluk (ρs) arasındaki ilişki
aşağıdaki denklemle verilir:
Sinter
sonrası
yoğunluk
ρS =
Ham yoğunluk
ρG
 ∆L 
1 −

 LO 
3
Bu denklem
kütlenin korunumu
eşitliğinden elde
edilir.
Şekil 4
•
Şekil 5’de üç farklı teorik yoğunlukta
sinterleme büzülmesinin ham yoğunluk Şekil 5
ile değişimi görülmektedir. Yüksek
ham yoğunluklar, küçük sinterleme
büzülmeleri ve yüksek sinterlenmiş
yoğunluklar verir.
•
Diğer bir parametre, “yoğunlaşma
parametresi”dir ve sinterleme ile olan
kısmi yoğunluk değişiminin gözeneksiz
katı yoğunluğuna erişmek için gerekli
olan yoğunluk değişimine oranı olarak
tanımlanır.
Yoğunlaşma
parametresi
ρ − ρG
Ψ= S
1 − ρG
S=Sintered=Sinterlenmiş
G=Green=Ham
Soru: %68 yoğunluktaki ham parça sinter sonrasında %87 yoğunluğa erişiyor. Net
çekmeyi ve yoğunlaşma parametresini hesaplayın.
Cevap: Çekme %7.9; Yoğunlaşma parametresi %59.4
Kalıp Boyutu, Çekmeye veya yoğunlaşmaya bağlı olarak aşağıdaki şekilde
hesaplanır.
Kalıp boyutu
LF
LT =
 ∆L 
1 −

 LO 
Sinter sonrası boyut
Sinterleme için itici kuvvet
•Ham parça, yüksek sıcaklıklarda dengeli bir malzeme değildir. Yani, iç
yapısında esaslı değişimler olur. Ham parçada iç yüzey alanı, atomsal boşluk,
dislokasyonlar gibi hatalar ve konsantrasyon gradyanları mevcut olup
sinterleme sırasında bunlar azalır.
İtici kuvvetler, sistemin serbest enerjisini azaltan kuvvettir. Bunlar:
• Parçacık-parçacık temas alanlarının büyümesiyle özgül yüzey alanının
azalması,
• Gözenek hacminin azalması ve/veya gözeneklerin küreselleşmesi,
• Toz imalatı sırasında oluşan denge dışı kafes hata konsantrasyonlarının (nokta
hataları, dislokasyonlar) ham parçada azalması,
• Çok elementli sistemlerde, konsantrasyon gradyantlarının azalması.
Bu değişimler, sinterleme için itici kuvveti oluşturur, malzemenin yoğunlaşmasına
yol açar.
Çok aktif (parçacık boyutu küçük) tozlarda, fazla enerji veya serbest enerji 20-30
kJ/mol civarındadır.
Bir sonraki slaydda sinterlenen parçacıkların temas noktasında eğri yüzeylerde itici
kuvvetler tanımlanmaktadır.
Eğri yüzeylerde sinterlenmiş temas yerlerine
bakıldığında, boyun bölgesinde dış iç bükey kenarlar
 1 1  Laplace Denklemi ile gösterilen çekme gerilmesine a=parçacık yarıçapı,
σ = γ  + 
x=sinterlenmiş boyun
(σ) maruz kalır (Şekil 5a). Burada γ yüzey gerilimi ve
ρ
x


yarıçapı, ρ=boyun eğrilik
ya enerjisidir.
yarıçapı
x / a << 1 ve ρ << x için
γ
σ=
ρ
σ=
2γ
rgözenek
∆C γVO
=
CO RTρ
−
∆P γVO
=
PO RTρ
ρ
Eğer, gerilme (σ), malzemede kritik stresi aşarsa,
boyun bölgesi plastik veya viskoz akışla
büyüyecektir.
a
2x
a
(a)
Sinterleme sırasında oluşan küresel gözenekler
basma gerilmesine maruz kalır.(Şekil 5b)
Ayrıca, konkav (iç bükey) boyun yüzeyinde Co denge
atomsal boşluk (vacancy) değerinden daha fazla
boşluk konsantrasyonu (∆C) mevcuttur. Parçacıkta
atomsal boşluk konsantrasyon gradyantı vardır.
Bunun yanında, içbükey yüzeyde, azalan buhar
basıncı (-∆P) vardır. Burada Vo=molar hacim, R=gaz
sabiti, T=sıcaklık, P0=Düz yüzeyde buhar basıncı
Sinterleme ile gerilme, atomsal boşluk gradyanları giderilir
ve buhar basınçları dengelenir.
(b)
Şekil5 –Laplace gerilmeleri
(a) iki parçacıklı boyunda (b)
gözeneklerin etrafında.
Malzeme Taşınım Mekanizmaları
Şekil 6- Boyun bölgesinde
muhtemel sinterleme
mekanizmaları (plastik ve
viskoz akış hariç)
1. Yüzey difüzyonu
2. Buharlaşma ve
yoğunlaşma
3. Hacim (latis)
difüzyonu
4. Tane sınırı
difüzyonu
Tane
Buhar
fazı
O: Atomsal
boşluk
:Atom
• Buharlaşma ve yoğunlaşma: Buhar basıncı yüksek malzemelerde (Zn, Cd,
NaCl, TiO2 gibi) bu mekanizma görülür. Dış bükey yüzeylerde boyun bölgesine
kıyasla buhar basıncı daha yüksek olduğundan boyun bölgesine buhar taçınımı
mümkündür. Boyun büyümesi, gözenek yuvarlaklaşması ve kapanması bu
mekanizma ile olur. Fakat, bu mekanizma ile gözenek hacminde azalma
(yoğunlaşma) olmaz. Bu mekanizma ile küresel parçacıkların boyun büyümesi
aşağıdaki denklemle kantitatif olarak verilebilir:
1/ 2
x
 9π 
=
 Vo γ p o t
a  2 MRT 
3
Burada M=Malzemenin
Molekül ağırlığı, t=sinterleme
süresi
Buhar basıncı po sıcaklıkla exponasiyel olarak artar. Bu mekanizma ile boyun
büyümesi artan sıcaklıkla, katının buhar basıncı ve yüzey gerilmesi ile artar.
•
Buhar basıncı farkından dolayı
boyuna doğru kütle transferi olur. Bu
mekanizma buhar basıncı yüksek
olan malzemelerde (Zn, Cd gibi)
geçerlidir. Yoğunlaşma
Şekil 7- Buharlaşmaolamamaktadır. Fakat, boyun
yoğunlaşma ile malzeme
büyümekte, gözenekler
yuvarlaklaşmakta ve gözenek
taşınımı
kanalları kapanmaktadır.
Yarıçap, buhar fazının içinde ise bu iç
bükey yüzeye karşılık gelir.
Dış bükey yüzey P1 > İç bükey yüzey P2
(Konveks)
(Konkav)
•
•
Hacim (Latis)Difüzyonu: Metalik malzemelerin sinterlenmesinde önemli kütle
taşınım mekanizmasıdır. Latis difüzyonu, katı kristal malzeme içinde atomların
hareketidir. En önemli atom hareketi, atomsal boşluk yer değiştirme (vacancy
exchange) mekanizması ile olur. Yani atomlar, latis içindeki boş noktalara
yerleşir.
Boşluklar, sıcaklık ile konsantrasyonu artmaktadır. Eğer, konstantrasyon
dağılımı homojen değilse yani konsantrasyon gradyanı var ise ve sıcaklık yeteri
kadar yüksek ise atom veya boşluk hareketi söz konusudur. Atomlar, boşluk
konsantrasyonun fazla olduğu yerlere (ör. boyun bölgesine) doğru hareket eder.
Boşlukların hareketi ise ters yöndedir.
Tablo 1-Hacim (Latis)Difüzyonu Yolları ve Sinterlemeye etkileri
Atomsal
Boşluk
(vacancy)
kaynağı
Boşluğun (vacancy)
kaybolduğu yer
Etkisi
Konkav boyun
bölgesi
Konveks parçacık yüzeyi
Atomlar konveks parçacık yüzeyine yakın bölgeden boyun
bölgesine doğru hareket eder. Boyun büyümesi, por
yuvarlaklaşması var. Yoğunlaşma yok .
Konkav boyun
bölgesi
Tane sınırları
Boşluklar boyun bölgesinden latis içinden geçerek partikülün
iç kısımlarındaki tane sınırlarına erişir ve tane sınırı boyunca
hareket eder. Boşluklar tane sınırı şebekesi içinde hareket
ederek malzemenin dış yüzeyine erişir. Zıt yönde hareket
eden atomlar boyun yüzeyine erişir ve por yuvarlaşmasına ve
boyun büyümesine neden olur. Uzak bölgelerden atomlar
boyun bölgesine gittiği için yoğunlaşma var.
Hacim (Latis)Difüzyonu Yolları ve Sinterlemeye etkileri (Tablo 1’in devamı)
Boşluk
kaynağı
Boşluğun kaybolduğu
yer
Etkisi
Konkav
boyun
bölgesi
Dislokasyon
Katının iç kısımlarındaki dislokasyonlar boyunca
boşluk ve atomlar yayınabilir. Boyun büyümesi, pore
yuvarlaklaşması ve yoğunlaşma olabilir.
Küçük
yuvarlak
gözenekler
Büyük gözenekler
Küçük yuvarlak gözeneklerde boşluk konsantrasyonu
daha fazladır. Atomlar büyük gözenekten küçüğe
doğru hareket eder ve gözenek büyümesine neden
olur.
Küçük
yuvarlak
gözenekler
Tane sınırları
Boşluklar, latis içinden katının içindeki tane sınırlarına
yayınır. Boşlukların ve atomların tane sınırları
boyunca yayınması por küçülmesine neden olur.
Por=gözenek
Diğer Difüzyon Mekanizmaları
•
•
•
•
Tane Sınırı Difüzyonu :Dış yüzeydeki atomlar tane sınırı
boyunca, atomik boşluk mekanizması ile, boyun
bölgesine veya gözeneklere (por) yayınarak por
yuvarlaklaşmasına ve por küçülmesine neden olur.
Yüzey difüzyonu: Atom hareketleri yüzey difüzyonu ile
de olabilir. Dış yüzeydeki (katı-gaz ara yüzeyindeki)
yüzey atomları yüzey boşlukları sayesinde konveks
yüzeyden konkav boyun bölgesine hareket eder, boyun
büyümesine neden olur. Por yuvarlaklaşmasına ve por
kanallarının kapanması da olabilir. Yoğunlaşmaya
katkısı yoktur.
Anlatılan mekanizmalardan hacimsel (latis)difüzyon ve
tane sınırı difüzyon mekanizmaları gözenek küçülmesine,
giderilmesine ve yoğunlaşmaya neden olmaktadır. Bu
mekanizmalar, yüzey difüzyon mekanizmasına kıyasla
daha yüksek sıcaklıklarda etkin rol oynar (Şekil 8).
Difüzyon denklemi:
D=Do exp(-Q/RT)
Şekil 8- Polikristal katıda özdifüzyon
Burada D=difüzyon katsayısı
katsayıları ve sıcaklığa bağımlılığı
Do=sabit
Q=Difüzyon için aktivasyon enerjisi
T=Sıcaklık
Malzeme Taşınım Mekanizmalarının Yoğunlaşmaya Etkileri
Şekil 9
Yüzey taşınım mekanizmaları ve hacim taşınım
mekanizmaları kütle akışının iki türüdür. Yüzey
taşınımında atomlar boyun bölgesini
yakınındaki gözenek yüzeylerinden başlayarak
doldurur. Hacim taşınımı ise tane içi ve
sınırlarındaki atomları kullanarak bunları boyun
bölgesinde yeniden konumlandırır. Her iki kütle
akış türü Şekil 9’da şematik olarak
gösterilmiştir. Yüzey taşınımı, çekme veya
yoğunluk artışı olmayan boyun büyümesi içerir.
Yüzey difüzyonu ve buharlaşma-yoğuşma,
yüzey taşınım kontrollu sinterlemede etkin
mekanizmalardır. Bir çok malzemenin düşük
sıcaklıkta yapılan sinterlenmesinde yüzey
difüzyonu baskındır. Buharlaşma-yoğunlaşma,
kurşun gibi buhar basıncı yüksek malzemelerin
sinterlenmesi dışında önemli değildir.
Özellikle preslenmiş tozlarda plastik akış, ısıtma
sırasında görülür ve yüksek sıcaklıklarda önemini
kaybeder. Cam ve plastikler gibi malzemeler
viskoz akış ile sinterlenir. Bu durumda
parçacıkların birleşme hızı parçacık boyutuna ve
malzeme viskozitesine bağlıdır. Metallerde
Buna karşılık, hacim taşınım kontrollu
viskoz akış, tane sınırında sıvı fazların olması
sinterleme çekmeye neden olur. Kütle, tane
durumunda mümkündür. Kristalli malzemelerin
sınırından ve tane içinden gelir ve boyun
yoğunlaşmasında tane sınırı yayınımı oldukça
yanındaki gözeneğin yüzeyinde toplanır. Hacim önemlidir ve birçok metalin yoğunlaşmasında
taşınım mekanizmaları, hacim difüzyonu, tane
esas yayınım mekanizmasıdır. Hacim yayınım
sınırı difüzyonu, plastik ve vizkoz akışı içerir.
mekanizmaları genelde yüksek sıcaklıklarda
etkilidir.
Sinterlemenin Aşamaları
Sinterlemenin ilk aşaması, her parçacığın üzerinde birkaç
noktada, boyun büyümesi ile tanımlanır. Fakat, boyunlar
birbirinden bağımsız olarak büyür. Bu durum Şekil 10’da
gösterilmiştir. Sıkıştırma olmadan parçacıklarda temas küçük
noktalarda başlar. Başlangıçta gözenekler düzensiz ve köşeli
şekildedir. Malzeme ısıtılırken sinterlemenin başlangıcında
oluşur. Bağlantı, tane sınırlarına yol açan atomların yayınımı ile
oluşur. Bu olay, komşu parçacıklar arasında temasın olduğu
yerlerde başlar. Bu aşamada boyutsal değişim olmaz, ancak
mukavemet ve sertlikte artış olur. Ham yoğunluk arttıkça temas
alanı artar ve potansiyel tane sınırı alanı artar. Yüksek
gözenek içeren (filitre) parçaların üretiminde bu aşama
geçilmez.
Sinterlemenin ara aşamasında gözenekler yuvarlaklaşır, fakat
gözenekler etrafındaki kavis kütle transferi için itici güç
Şekil 10
oluşturmaya devam ederek iç bükey bölgeleri doldurur. Bu
aşamada , boyunlar birbiri ile etkileşecek ve örtüşecek ölçüde
büyümüştür. Gözenekler hala dışa açıktır. Sinterlemenin
ilerlemesiyle taneler büyür ve gözenekler küçülür.
Sinterlemenin son aşamasında gözenekler kapalı ve küreseldir.
Tam yoğunluğa yaklaşılırken tane sınırı hareketini zorlaştıran
gözenek sayısı azaldığından tane büyümesi hızlanır.
Şekil 11, bu aşamaları sinterlenmiş bir malzeme için
göstermektedir.
Şekil 11
Sinter parametrelerinin özelliklere etkisi
Sıkıştırma işlemi, yoğunluğu artırmakla birlikte sinterleme sırasında çarpılmaya yol açan
yoğunluk gradyanları oluşturur. Sıkıştırma işlemi, ham yoğunluğu artırdığından, daha
yüksek sinterleme yoğunluğuna ve daha az boyut değişimine yol açar. Dolayısı ile ,
genellikle yüksek sıkıştırma basınçları istenir. Sıkıştırma basıncının artırılması, daha iyi
boyut kontrolu, daha az sinterleme çekmesi ve daha iyi özellikler sağlar. Bazı
durumlarda çok yüksek sıkıştırma basınçları ham parça içinde gazın kalmasına ve
sinterleme sırasında parçada şişkinliğe yol açarak yoğunluğun düşmesine neden olur.
Toz-kalıp sürtünmesi nedeni ile oluşan ham yoğunluk gradyanları sinterlemeden sonra
boyut gradyanlarına dönüşür. Şekil 11’de gösterildiği gibi eşit olmayan çekme ve
çarpılmaların problem kaynağı olabilir.
Kalıpta preslenmiş parçalarda, en az boyut değişimleri, iri toz boyutu, yüksek presleme
basıncı, düşük sinterleme sıcaklığı, kısa sinterleme süresi, düşük parça yüksekliği ve
homojen parça geometrisi ile sağlanır.
Şekil 11
Sinter parametrelerinin özelliklere etkisi
Aynı ham
yoğunluk
Artan
sıcaklık
Sinter
yoğun
luğu
Artan ham
yoğunluk
Aynı
sıcaklık
Şekil 12
zaman
Sinterlenmiş parçanın
yoğunluğu, sıcaklık, süre ve
ham yoğunluk ile artar.
Şekil 13
Parçacık boyutu azaldıkça
sinterlenmiş parçada yoğunluk
artar.
Sıvı Fazlı Sinterleme
•
•
•
İki fazlı toz karışımlarda, düşük ergime noktalı bir faz oluşabilir. Sıvı faz,
malzeme taşınımı için çok uygun bir ortam olup, eğer bazı koşullar
karşılanırsa, hızlı sinterlemeye neden olur. Koşullar:
– Islatma (wetting). Çünkü oluşan sıvının katı faz etrafında ince bir
tabaka oluşturması gerekir. Sıvının katı fazı iyi kuşatması için temas
açısının (ω) küçük olmalıdır.
– Katı, sıvı içinde çözünmeli
Şekil 14- Temas açısı
– Katının çözünmüş atomları sıvı içinde yayınmalı.
Temas açısı (ω
ω)
cosω
ω= (γγsv-γγsl)/γγlv
Burada γ=ara yüzey enerjisi, sv=katı-gaz, lv=sıvı-gaz, sl=katı-sıvı
WC-Co, W-Ni-Fe, TiC-Co sistemlerinde sıvı katıyı tamamen ıslatır
(temas açısı=0)
Dihedral açı (Ф), katı-sıvı ve katı-katı ara yüzey enerjileri
arasındaki dengeyi temsil eder.
sıvı
Katı
Şekil 15- Dihedral açı
Sıvı
cosФ/2= γss/ 2γγsl
•
Düşük katı-sıvı ve yüksek katı-katı ara yüzey enerjileri dihedral
açısını düşürür. Bu durumda sıvı faz sinterlemesi sırasında
sıvı, katı-katı ara yüzeyine girer ve partiküllerin (veya
tanelerin) ayrılmasına neden olur.
Katı
parçacık 1
Katı
parçacık 2
Sıvı fazlı sinterleme aşamaları
Ana malzeme
•
•
•
Sıvı faz sinterlemesinde
sırasıyla aşağıdaki kademeler
oluşur:
Sıvı faz oluşumu sırasında
partiküller yeniden düzenlenir
ve sıvı partiküller arasında
yayılır.
Küçük partiküller sıvı içinde
çözünür ve sıvı faz içinde katı
atomları taşınır ve büyük
taneler veya partiküller
üzerinde yeniden çökelir.
Zamanla tane boyutu artar ve
komşu tanelerde düz yüzeyler
oluşur.
Katı hal sinterlemesi birbiri ile
temas halinde olan taneler
arasında olur ve katı iskelet
oluşur.
Kalıcı ilave
Ham
Sıvı yayılması
Çözünmeyeniden çökelme
Katı iskelet
Şekil 16- Sıvı fazlı sinterleme aşamaları.
Ana malzeme sinterleme sırasında katı
kalır, ilave toz sıvı fazı oluşturur.
Örnek 1 -Sıvı Fazlı Sinterleme
W-Ni-Fe ağır alaşımların sinterlenmesi
Elementel tozlar
– W tozu 10.5 µm
– W tozu 3.4 µm
– Karbonil Ni 3 µm
– Karbonil Fe 4.5 µm
Wolfram
Sıvı faz
Bileşim (ağ%) %90W-%7Ni-%3 Fe
%92.5W-%5.25Ni-%2.25Fe
Karıştırma
Presleme Hidrolik pres 230 Mpa (peletler)
Soğuk izostatik pres 230 Mpa(Çubuklar)
Sinterleme Sıcaklığı 1480 oC
Sinter atmosferi: Hidrojen
Sinter süresi 30 dak
Sinter sonrası işlemler: tavlama, soğuk
işlem, yüzey sertleştirme
Şekil 17-Sıvı faz yöntemi sinterlenen
agır alaşım mikroyapısı
Şelil 18-Katı halde sinterlenen
ağır alaşım mikroyapısı
Örnek 2 -Sıvı Fazlı Sinterleme
WC-Co sinterlenmesi
Wolfram karbür
Sıvı faz
Şekil 19
Sinterleme Pratiği
Sinterleme işlemi, yaş toz numuneyi istenilen kalite, şekil ve boyuta sahip bir ürüne
dönüştürür. Sinter döngüsünü tanımlarken, ilk göz önüne alınması gereken sinter
bağının istenilen seviyeye getirilmesidir. Partikül bağı yanında sinter döngülerinin oksit
giderme gibi ikincil maçları vardır. Bu bölüm, uygulamada işin pratik yönlerini (proses
atmosferi, ısıtma mekanizması, altlık ve fırın tipi) içermektedir.
İşlem atmosferleri
Sinterleme atmosferinin en önemli işlevi yüksek sıcaklıktaki kimyasal reakasiyonları kontrol
etmektir. Ayrıca atmosfer; bağlayıcı veya yağlayıcı giderme, numunelere ısının yayınımı,
zararlı katkıların oluşumunun engellenmesi ve nihai kimyasal bileşiminin (karbon ve azot
seviyeleri) kontrol edilmesinde faydalıdır.
Sıkıştırılmış toz numune etrafındaki atmosfer ile kimyasal etkileşime girer; bazı durumlarda
numune atmosferden gaz alır. Karbürleme ve nitrürleme reaksiyonları ürünün ağırlığını
artıran örneklerdir. Buna karşılık oksit redükleme atmosfere gaz transferine yol açar.
Böylece, oksidasyon-redükleme-dekarbürizasyon ve benzer reaksiyonlar sinterlemenin bir
parçasıdır.
Atmosferin bileşimi, malzeme ve istenilen kimyasal reaksiyonlara bağlıdır. Oksit seramikler
genellikle havada sinterlenir. Fakat, yüksek performanslı malzemelerin çoğu için koruyucu
atmosfer gereklidir; bu durum oksitler için de geçerlidir. Metalleri, sinterleme sırasında
oksidasyondan korumak gereklidir ve absorbe olan oksijen ve nem yaş numunelerden
uzaklaştırılmalıdır. Redükleyici atmosfer metallerin sinterlenmesi için genellikle gereklidir.
Metaller için bile çok iyi atmosfer yoktur, çünkü titanyum, tantalum gibi metaller redükleyici
gazlarla (mesela hidrojen) reaksiyona girer, buna karşılık paslanmaz çelik için hidrojen iyi bir
sinterleme atmosferidir.
• Çiylenme noktası, su buharının sinterleme atmosferinde yoğunlaştığı
sıcaklıktır ve hidrojen redükleme potansiyeli için basit bir ölçümdür. 7 °C
çiylenme noktası atmosferde hacimce %1 su buharı demektir, buna
karşılık –42 °C ise hacimce % 0.01 su buharına tekabül etmektedir. Şekil
20, değişik metal oksitlerinin redüklenmesi için gerekli sinterleme sıcaklığı
ve atmosfer çiylenme noktası ilişkilerini göstermektedir. Altın, gümüş,
kobalt, nikel, bakır oksitler kolayca redüklenir, buna karşılık zirkonyum,
berilyum, kalsiyum ve toryum oksitlerin redüklenmesi çok zordur. Sıcaklık
arttıkça daha daha az saflıkta atmosfer redükleme işini görür.
•
Hidrojenin yanında, karbon (grafit) ya da karbon mono oksit kullanarak redükleyici
reaksiyonlar karbondioksit oluşturabilir.
Okların anlamı: Eğrilerin
üstü oksitleyici, altı ise
redükleyici şartları
gösterir.
Şekil 20
Sinterleme sırasında istenmeyen katkılar giderilmelidir.
Metalik tozlar, sinterleme sırasında esasen oksit
redüksiyonu nedeniyle %1,5 a kadar ağırlık
kaybederler. Örnek olarak katı Fe2O3 ün yüksek
sıcaklıkta hidrojen tarafından redüklenmesini göz önüne
alalım:
Fe2O3 (k) + 3H2 (g)→ 2Fe (k) + 3H2O (g)
Burada k ve g sembolleri sırasıyla katı ve gazı ifade
eder. Hidrojen redüksiyonu su buharı üretir ve buhar
Şekil 21
kolayca fırından geçen gaz tarafından süpürülür. Bu
redüksiyon reaksiyonunu sağlamak için yüksek
hidrojen/su buharı basınç oranını muhafaza etmek
önemlidir. Reaksiyonun tersi de mümkündür. Eğer
demir tozu su buharı içeren ortamda ısıtılırsa, demir
oksit ve hidrojen oluşur. Oksitleyici reaksiyon, kirlenmiş
atmosferi taze hidrojen ile süpürmek suretiyle önlenir.
Sıcaklıkla değişen oksit dengesi Şekil 21’de gösterilmiştir. Bir parça sinterleme sıcaklığına
ısıtılırken, partiküller nem veya oksijen içerdiğinden ve boşluklar hava ile dolduğundan dolayı önce
oksitleyici bölgeden geçer. Yüksek sıcaklıkta parça ve atmosfer redükleyici kısımda bulunur.
Fakat, soğuma sırasında, parça oksidasyon-redüksiyon sınırını geçerek oksitlenir. Eğer bu durum
yüksek sıcaklıkta olursa parçanın kalitesi düşük olur. Bu bakımdan atmosfer kalitesi sinterleme
sıcaklığından soğuma sırasında da çok önemlidir. Soğuma esnasında çok temiz atmosferin
sağlanması fırın dizaynında göz önüne alınmalıdır. Hidrojenin yanında, karbon (grafit) ya da karbon
monooksit kullanarak redükleyici reaksiyonlar karbondioksit oluşturabilir. Demir oksitin Fe2O3
karbon monoksit CO ile redüksiyonu örnek olarak verilebilir:
Fe2O3 (k) + 3 CO (g) → 2Fe (k) + 3 CO2 (g)
Redükleme reaksiyon ürününün, bu durumda CO2, devamlı süpürülmesini gerektirir.
•
Sinterleme için atmosfer olarak hava, azot, argon, oksijen, hidrojen ve çeşitli gaz
karışımları kullanılır. Tüm kimyasal reaksiyonları kontrol etmek için, atmosferdeki
empürite seviyesi önemli bir konudur. Sinterleme sırasında ne olacağını oksijen, karbon
mono oksit, metan, karbondioksit ve su buharı gibi gazların miktarı belirler. Çeşitli
atmosfer koşulları mümkündür:
– Oksitleyici (karbon dioksit, su veya oksijen)
– Nötral (argon, helyum veya vakum)
– Redükleyici (hidrojen veya karbon mono oksit)
– Hidrojen giderici (vakum veya argon)
– Nitrürleyici (azot veya amonyak)
– Karbürleyici (metan veya propan)
– Karbon azaltıcı veya de-karbürize edici (karbon di oksit, su veya oksijen)
Bu atmosferlerin kombinasyonlarını da elde etmek mümkündür. Mesela hidrojen ve
metan karışımı ile hem redükleyici hem de karbürleyici ortam yaratılabilir.
Vakum, proses atmosferinin yokluğunu ifade eder. Vakum sinterleme için iyi izole
edilmiş fırına ve ortaya çıkan buharı sürekli olarak dışarıya atan pompa düzeneğine
ihtiyaç vardır. Bu bakımdan vakumda sinterleme bir operasyonluk prosesdir.
Reaktif malzemeler (titanyum, tantalum ve berilyum), yüksek sıcaklık malzemeleri
(takım çelikleri, molibden), hidrür oluşturan elementler (zirkonyum, niyobyum,
uranyum), korozyona dirençli malzemeler (paslanmaz çelikler) ve tam yoğunluğa
sahip malzemeler (semente karbürler) için vakumda sinterleme uygulanır. Vakumda
sinterleme gerçekte düşük basınçta sinterlemedir. Çünkü proses atmosferindeki tüm
gaz moleküllerini gidermek, uzayda bile, gidermek mümkün değildir. Basınç daha
ziyade 10-4-10-6 normal atmosfer basıncı civarındadır. Vakumda sinterleme
sırasında düşük oksijen basıncı, oksit parçalanmasına ve redüksiyonuna yol açar.
Örneğin, FeO nun 1050 °C de redüklenmesi için 10-14 atmosferlik oksijen kısmi
basıncına ihtiyaç vardır. Bir çok vakum fırını grafit ısıtıcı elemente sahiptir ve karbon
ortamdaki oksijen ile reaksiyona girerek çok aktif oksit redükleyici CO gazı oluşur.
•
•
Hava, bir çok oksit seramiklerinin sinterlenmesinde kullanılır. Ayrıca, altın
sinterlemesinde de başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. Hava, su içeriğindeki
değişimlerden dolayı kontrol edilemeyen atmosfer olarak göz önüne alınır. Bu
bakımdan, daha ziyade düşük performanslı seramik sistemleri için kullanılan
atmosferdir.
Sentetik atmosfer bileşimleri Tablo 2’de verilmiştir. Isı alan veya endotermik
atmosfer, azot, hidrojen, su, karbon mono oksit ve karbon di oksit karışımı olup
maliyeti azdır. Daha çok metan olan 1 kısım doğal gaz ve 6,5 kısım havanın katalitik
reaksiyonu ile üretilir. Redükleyici bir atmosfer, havanın ve doğal gazın ekzotermik
(ısı veren) reaksiyonu ve bu reaksiyon sonucu ortaya çıkan karbon di oksit su
buharının giderilmesi neticesinde elde edilir. Doğal gazdaki günlük değişimlerin,
prosesi kontrol edilmesini zorlaştırdığından dolayı ekzotermik ve endotermik
atmosferlerın kullanımı tavsiye edilmemektedir. Örneğin, altı fabrikada yapılan
inceleme, aynı doğal gaz atmosferinin bilinen bir çelik için kullanımı, malzeme
boyutlarında (± 0.4%), sertlikte (± 35 HRB), ve mukavemette (± 50 MPa) önemli
değişimlere yol açmıştır.
Tablo 2
Isı Kaynakları
•
•
Elektrik ile ısıtma, sinter fırınları için
en çok kullanılan yöntemdir. Fakat,
Tablo 3
bazı durumlarda özellikle seramik
sinterlemede gaz-yakmalı fırınlar
kullanılmaktadır. Elektrik ısıtma
malzemesi proses atmosferi ve
maksimum sıcaklığa bağlı olarak
seçilir.
Tablo 3, ısıtıcı malzeme, sinter
atmosferi ve maksimum sıcaklığı
göstermektedir. Yüksek sıcaklıklar
için en çok kullanılan ısıtıcı
malzemeler grafit, wolfram , molibden,
molibden disilisyum ve silisyum
karbürdür. Grafit, düşük maliyetli olup
vakumda sinter için çok kullanılır.
Sinterleme sırasında atmosferdeki
oksijen ile reaksiyona girerek
redükleyici karbon monoksit gaz
oluşturur. Silisyum karbür ,havada
kullanılırsa, etkili olup ısıtıcıların sinter
atmosferi ile teması koruyucu retort ile
önlenir. Molibden ve wolfram hava ile
temas etmemelidir. Böylece, refrakter
metal ısıtıcı içeren fırınlar iki kısımda
oluşur: biri proses atmosferini içerir,
dış kısım ise ısıtıcıları korur.
İşlem ölçümü ve Kontrolu
• Kaliteli ürün elde etmek için çeşitli sinter proses parametreleri izlenir. En
azından sıcaklık, atmosfer akış debisi ve atmosferin bileşimi izlenenler
arasındadır.
• Isıl çiftler, en çok bilinen sıcaklık ölçüm ve kontrol aygıtlarıdır. Uç kısımda
birleştirilmiş farklı bileşimdeki iki telden oluşur. Uç kısmın ısınması ile voltaj
üretilir ve voltaj sıcaklık ile orantılıdır. Tablo 4’de değişik ısıl çıftlerin
özellikleri verilmektedir. Üretimde, ısıtıcılarda sıcaklık ölçülür. Sinterlenen
parçaların sıcaklığı ısıtıcıların arkasında kalmakta ve program ve sinter
sıcaklıkları arasında farklılık ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden sinterleme
sırasında istenen sıcaklığı elde etmek için kalibrasyon gereklidir. Çok
yüklenmiş fırınlarda sıcaklık farkı daha fazla olduğundan yükleme faktörü
göz önüne alınmalıdır. Alternatif bir yol, optik emsiyon spektra vasıtasıyla
fırın içene bakarak direk olarak parça sıcaklığını ölçen optik veya infrared
pirometrelerin kullanılmasıdır.
Tablo 4
Fırınlar
•
•
•
Şekil 22, sinterleme için tipik sıcaklıkzaman döngüsünü göstermektedir.
Sinter fırını, sinter döngüsünde sıcaklığı
ve zamanı kontrol eder. İlaveten,
atmosferi tutar, yağlayıcı ve
bağlayıcıların giderilmesini sağlar ve
sinter sonrası ısıl işlem imkanı yaratır.
Ekseriyetle, fırın çıkışı atıkları yakmak
için bir yakıcıdan geçer. Fırın, bu
Şekil 22
işlevleri parti veya sürekli modlarda
yapar.
Parti fırın sinterlenecek malzeme ile
yüklenir ve sıcaklık döngüsü bir kaç saat
uygulanır. Her bir döngü farklı
programlanabildiği için parti fırınların
kullanımı esnektir. Ayrıca, vakum
sinterleme ve basınç-takviyeli sinterleme
sadece parti fırınlarda yapılabilir (Şekil
23)
Sürekli bir fırında (Şekil 24) parça
pozisyonu ve zaman taşıyıcı bant veya
itici kullanılarak ardışık bölgelerde
kontrol edilir. Ekseriyetle, taşıyıcı bant
fırın kullanım sıcaklığını sınırlamaktadır.
Düşük sıcaklıklar için tel örgüden imal
edilir. Yüksek sıcaklıklar için seramik,
grafit veya refrakter bant veya itici
kullanımını gerektirir. Refrakter
malzemeler veya grafit ile 2000 °C nin
üzerinde sıcaklıklar mümkündür. Sinter
sıcaklığı yükseldikçe yükleme daha az
Şekil 24
olduğundan maliyetler artar.
Şekil 23
Örnek Sinterleme Döngüleri
•
•
Uygulamada tüm sinter işlemlerinin
%70 i sıvı faz içerir. Teknik açıdan
Tablo 5
bakıldığında sıvı oluşturmak için
minimum bir sıcaklığın aşılması
gereklidir. Ayrıca, sinter döngüleri
parça kimyasını, ayarlamak, toz
karışımları homojenize etmek,
boşlukları gidermek ve istenen
mikroyapıyı elde etmek için dizayn
edilmektedir.
Tablo 5, birkaç endüstriyel döngüyü
vermektedir. Tablo malzeme,
ısıtma hızı, üst sıcaklık, bekletme
süresi ve atmosfer hakkında bilgi
vermektedir. Bu özet sinter
döngülerinin çeşitliliğini ortaya
koymaktadır. Ayrıca, sinter
döngüleri işletmeden işletmeye
değişir ki bu da farklı malzeme, toz,
polimer ilavesi, ham parça, fırın
dizaynı ve ürün özelliklerinden
kaynaklanmaktadır.
Sinterleme Pratiği ile ilgili Çalışma Soruları
1. Aşırı oksitlenmiş çelik toz, 1000 °C de saf hidrojen altında
sinterlenmiştir. Sinter sonrası kimyasal analiz dekarbürizasyon
oluştuğunu göstermiştir. Ne olduğunu açıklayan kimyasal reaksiyon
denklemlerini yaz.
2. Soru 1 dekinin tersine çelik tozun oksitli olmadığını varsayalım.
Dekarbürizasyon oluşur mu? Niçin veya niçin değil ?
3. Bronzun sinterlenmesi için kullanılan yeni bir yöntemde %100 azot
(redükleme potansiyeli yok) ve ısıtma sırasında parçalanarak grafite
dönüşen polimer kullanılmaktadır. Burada polimerin faydası nedir ?
Niçin ?
4. Bakır toz (medyan parçacık boyutu 60 µm) ham parçalardan bir seri
138 MPa basınç altında sıkıştırılmış ve değişik sıcaklıklarda 15 saat
sinterlenmiştir. Aşağıdaki büzülme değerleri elde edilmiştir.
Sıcaklık , °C
Büzülme,%
760
4,6
816
6,5
871
8,2
927
9,3
Aynı sinter süresi için %7,5 büzülme veren sıcaklığı bulunuz.
Download