ÖZET: İşlediği bir suçtan dolayı hakkında adli soruşturma yürütülen

advertisement
ÖZET: İşlediği bir suçtan dolayı hakkında adli soruşturma yürütülen ve bu kapsamda
görevden uzaklaştırılan memurun yargılanması neticesinde hakkında hükmün
açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi ve görevine iade edilmesi halinde
görevden uzaklaştırıldığı dönemde maaşından kesilen 1/3 bölümünün geri ödenip
ödenemeyeceği hk. (6/9/2016-5363)
Adıyaman ili Besni ilçesi Suvarlı Belde Belediyesinde görev yapan …'ın, işlediği bir
suçtan dolayı 01/11/2001 tarihinde görevden uzaklaştırıldığı, 23/06/2006 tarihinde göreve
iade edildiğinden bahisle, adı geçene görevden uzaklaştırıldığı dönemde maaşından kesilen
1/3 bölümünün geri ödenip ödenemeyeceği hususunda görüş talep eden ilgi yazı ve ekleri
incelenmiştir.
İlgi yazı eklerinin incelenmesi neticesinde, ilgilinin adı geçen belediyede memur
unvanlı kadroda görev yapmakta iken 01/11/2001 tarihinde görevden uzaklaştırıldığı,
23/06/2006 tarihinde göreve iade edildiği ve ilgili hakkında 2009 yılında Adıyaman 1. Ağır
Ceza Mahkemesinin 03/03/2009 tarih ve 2009/37 sayılı kararı ile sahtecilik suçuna iştirak
etmeksizin tedavüle sürmek amacı ile sahte para bulundurmak suçundan 1 yıl 3 ay hapis
cezası aldığı ve Mahkemece Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararı verildiği
anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 137 nci maddesinde;
"Görevden uzaklaştırma, Devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde, görevi başında
kalmasında sakınca görülecek Devlet memurları hakkında alınan ihtiyati bir tedbirdir…"
hükmüne, 140 ıncı maddesinde; "Haklarında mahkemelerce cezai kovuşturma yapılan Devlet
memurları da 138 inci maddedeki yetkililer tarafından görevden uzaklaştırılabilirler."
hükmüne, 141 inci maddesinde; "Görevden uzaklaştırılan ve görevi ile ilgili olsun veya
olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınan memurlara bu süre içinde
aylıklarının üçte ikisi ödenir. Bu gibiler bu Kanunun öngördüğü sosyal hak ve yardımlardan
faydalanmaya devam ederler.
143 üncü maddede sayılan durumların gerçekleşmesi halinde, bunların aylıklarının
kesilmiş olan üçte biri kendilerine ödenir ve görevden uzakta geçirdikleri süre,
derecelerindeki kademe ilerlemesinde ve bu sürenin derece yükselmesi için gerekli en az
bekleme süresini aşan kısmı, üst dereceye yükselmeleri halinde, bu derecede kademe
ilerlemesi yapılmak suretiyle değerlendirilir." hükmüne, 143 üncü maddesinde; "Soruşturma
veya
yargılama
sonunda
yetkili
mercilerce:
a) Haklarında memurluktan çıkarmadan başka bir disiplin cezası verilenler;
b)
Yargılamanın
men'ine
veya
bereatine
karar
verilenler;
c) Hükümden evvel haklarındaki kovuşturma genel af ile kaldırılanlar;
ç) Görevlerine ve memurluklarına ilişkin olsun veya olmasın memurluğa engel
olmıyacak bir ceza ile hükümlü olup cezası ertelenenler;
Bu kararların kesinleşmesi üzerine haklarındaki görevden uzaklaştırma tedbiri
kaldırılır." hükmüne, 145 inci maddesinde ise "Görevden uzaklaştırma; … Bir ceza
kovuşturması icabından olduğu takdirde görevinden uzaklaştırmaya yetkili amir
(Müfettişlerin görevinden uzaklaştırdıkları memurlar hakkında atamaya yetkili amir) ilgilinin
durumunu her iki ayda bir inceliyerek görevine dönüp dönmemesi hakkında bir karar verir ve
ilgiliye
de
yazı
ile
tebliğ
eder."
hükmüne
yer
verilmiştir.
657 sayılı Kanunun 141 ve devamı maddelerinin birlikte değerlendirilmesinden,
hakkında görevden uzaklaştırma önlemi uygulanan bir kamu personeli hakkında, 143 üncü
maddede öngörülen koşulların gerçekleşerek görevden uzaklaştırma önleminin kaldırılması
halinde, aylığından kesilen 1/3 oranındaki miktarın ödeneceği belirtilmiştir.
Diğer taraftan, anılan Kanunun Devlet memurluğuna alınacaklarda aranacak genel ve
özel şartların düzenlendiği 48/A-5 maddesinde; "Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde
belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla
süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar,
Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık,
dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin
ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık
suçlarından mahkûm olmamak…" hükmüne yer verilmek suretiyle, bir yıl ve daha fazla süreli
hapis cezasına mahkum olanlar ile hapis cezasının süresine bakılmaksızın maddede sayılan
suçlardan
mahkum
olanların
memur
olamayacakları
ifade
edilmiştir.
Öte yandan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun "Hükmün açıklanması ve
hükmün açıklanmasının geri bırakılması" başlıklı 231 inci maddesinin 5 inci fıkrasında;
"Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya
daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri
bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının
geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade
eder." hükmüne yer verilmiş olup, anılan hükümden 657 sayılı Kanunun mezkur
düzenlemesinde yer alan mahkumiyet hallerinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması
kararı verilmesi durumunda memuriyete engel bir durumun oluşmayacağı kanaatine
varılmaktadır.
Nitekim, Danıştay 12. Dairesinin 09/07/2008 tarihli ve E: 2007/2524 K:2008/4502
sayılı kararında; "Mahkemece davacının durumunun CMK'nun 231 'inci maddesi kapsamında
olduğu ve bu maddede aranan koşulların gerçekleşmiş olduğu sonucuna ulaşılarak sanık
hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmedilmesi karşısında, hükmün sanık
hakkında hukukî sonuç doğurmayacağının da anılan maddede açıkça belirtilmiş olması
nedeniyle davacının memuriyetine engel bir mahkumiyet hükmünün bulunduğundan söz etme
imkânı kalmamıştır. Devlet memurlarının 675 sayılı Yasanın 98/b maddesi uyarınca
görevlerine son verilmesi işleminin sebep unsurunu, 48 inci maddede sayılan ve memuriyete
engel kabul edilen bir suçtan mahkûmiyet ve bu mahkûmiyete ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme
kararı oluşturmaktadır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi
durumunda memuriyete engel olacak nitelikte bir suçtan mahkum olunduğundan söz
edilemeyeceğinden dava konusu göreve son verme işleminin iptali istemiyle açılan davanın
reddi yolunda verilen mahkeme kararında hukukî isabet görülmemiştir." ifadesine yer
verilmiştir.
Bununla birlikte, Anayasa Mahkemesinin 25/01/2012 tarihli ve 28184 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanan 03/11/2011 tarihli ve E: 2010/1 K:2012/104 sayılı kararında "Hükmün
açıklanmasının geri bırakılması kararı bir beraat hükmü olmayıp, yapılan yargılama sonunda
eylemin suç ve sanığın suçlu olduğu tespit edilmekte ve bir mahkûmiyet hükmü kurulmaktadır.
Mahkûmiyet hükmü mevcut olmakla birlikte sanığın kabulüyle sanık ile ceza arasındaki
bağlantı belirli şartlarla kesilmekte ve açıklanması askıya alınmakta, geri bırakılmaktadır.
Suç ve suçlulukla mücadelede, caydırıcılık ve suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla, bir suç
işleyen ve hakkında mahkûmiyet kararı verilen kişinin yeniden topluma kazandırılması için
verilen hükmün, belirli koşulların varlığı hâlinde açıklanmasının geri bırakılmasının bir
beraat kararı şeklinde değerlendirilmesi ve bir beraat kararı sonuçlarını doğurması
beklenemez…" ifadesine yer verilmiş olup, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının
bir beraat hükmü olmadığından eylemin suç ve sanığın suçlu olduğu tespit edildiği ifade
edilmekle birlikte sanık ile ceza arasındaki bağlantının hükmün açıklanmasının geri
bırakılması kararıyla belirli şartlarda kesildiği belirtilmiştir.
Diğer taraftan, bahse konu olayda kişinin belirlenen eyleminin suç tarihinde yürürlükte
bulunan mülga 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun "Cezaların ertelenmesi"
başlıklı 6 ıncı maddesinde "Adliye mahkemelerince para cezasından başka bir ceza ile
mahkum olmayan kimse, işlediği bir suçtan dolayı ağır veya hafif para veya bir yıla kadar
(bir yıl dahil) ağır hapis veya iki yıla kadar (iki yıl dahil) hapis veya hafif hapis cezalarından
biriyle mahkum olur ve geçmişteki hali ve suç işleme hususunda eğilimine göre cezanın
ertelenmesi ileride suç işlemekten çekinmesine sebep olacağı hakkında mahkemece kanaat
edinilirse, bu cezanın ertelenmesine hükmolunabilir. Bu halde ertelemenin sebebi hükümde
yazılır..." hükmüne ve mülga 765 sayılı Kanunun "tecil" ile ilgili 95/II maddesinde "...Cürüm
ile mahkum olan kimse hüküm tarihinden itibaren beş sene içinde işlediği diğer hir cürümden
dolayı evvelce verilen ceza cinsinden bir cezaya yahut hapis veya ağır hapis cezasına
mahkum olmazsa, cezası tecil edilmiş olan mahkumiyeti esasen vaki olmamış sayılır. Aksi
takdirde her iki ceza ayrı ayrı tenfiz olunur." hükmüne yer verilmiştir.
Görüldüğü üzere, memurun suç teşkil eden eylemi nedeniyle yapılan yargılaması
sonucunda, kasıtlı bir suçtan dolayı bir yıldan fazla süreyle mahkûmiyetine karar verilip
hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına veya mülga 647 sayılı Kanun ile 765 sayılı
Kanunun ilgili hükümleri gereğince cezanın ertelenmesine veya teciline karar verildiği
takdirde 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde sayılan memuriyete giriş şartları
kaybedildiğinden bahisle, 98 inci madde uyarınca devlet memurluğundan çıkarılması
mümkün değildir. Bununla birlikte; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı her ne
kadar sonuçları itibariyle bir beraat kararı niteliğinde olmasa da verilen kararın kişi hakkında
hukuki sonuç doğurmaması sebebiyle, sonuçları itibariyle 657 sayılı Kanunun 143 üncü
maddesinin (ç) fıkrasında yer alan erteleme müessesesine göre kişinin daha lehine olduğu
değerlendirilmektedir.
Yukarıda yer verilen hüküm, açıklamalar ve yargı kararları çerçevesinde, Suvarlı
Belde Belediyesinde memur unvanlı kadroda görev yapmakta iken işlediği suçtan dolayı 2001
yılında görevden uzaklaştırılan, 2006 yılında görevine iade edilen … hakkında, Mahkemece
2009 yılında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi ve bu kararın 657 sayılı
Kanunun 143 üncü maddesinin (ç) fıkrasında yer alan erteleme müessesesine göre ilgilinin
lehine olması sebebiyle, adı geçene görevden uzaklaştırıldığı dönemde maaşından kesilmiş
olan 1/3 oranına tekabül eden tutarın zamanaşımına uğramamış olması halinde ödenebileceği
değerlendirilmekle birlikte, söz konusu ödemenin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı
hususunda ise Maliye Bakanlığından görüş alınması gerektiği mütalaa edilmektedir.
Download