7. Ünite KISILIK GELISIMI

advertisement
Yrd. Doç. Dr. Arif ÖZER
Kocaeli Üniversitesi
Eğitim Fakültesi - İzmit
22.7.2017
Psikanalitik Kuram
 İnsanın doğası kötüdür ve insan cinsellik ve saldırganlık
içgüdülerinin denetimi altındadır. Bu yüzden kişilik gelişiminde hem
biyolojik yapı hem de anne – baba tutumları çok önemlidir.
 Kişilik ilk 5 – 6 yılda büyük ölçüde şekillenir.Yaşamın ilk yılları
büyük ölçüde hatırlanamadığından, davranışı bilinç değil, bilinç dışı
güçler yönetir.
 Bir dönemde yaşanan olumsuzluklar sonucu o döneme saplanıp
kalma söz konusudur.
2
Dr. Arif ÖZER
22.7.2017
Topogrofik kuram
Buna göre buz dağının görünen
kısmı, bilinç, kişinin farkında
olduğu yaşantılardan oluşur
Hemen hatırlayamadığımız, fakat
kendimizi zorladığımızda,
hatırlayabildiğimiz yaşantıların yer
aldığı bölge bilinç öncesi
(bilinçaltı)
Suyun altındaki görünmeyen en
büyük kısım ise bilinçdışıdır.
Bilinçdışı hoşa gitmeyen, nahoş
duygu ve yaşantıların,
engellenmelerin, hayal
kırıklıklarının, çatışmaların
bastırıldığı yerdir
3
22.7.2017
Ego (benlik): Bebeklikte gelişir. Gerçeklik ilkesine ve
ikincil süreçlere göre çalışır. Algı ve bilişi içeren, çevreye
uyumu sağlayan, mantıklı zihin bölgesidir. Kişiliğin yürütme
organıdır.
Yapısal Kuram
Süperego (üstbenlik): İlk
çocuklukta gelişir. İdeal ilkesine
göre çalışır. Vicdan ve benlik
ülküsü olmak üzere iki bölümü
vardır. İd’in isteklerini tamamen
yok sayar ve engeller
Egoyu gerçekçi amaçlar yerine,
törel amaçlara göre yaşaması için
zorlar ve Kusursuz olmaya
çabalar
İd (alt benlik): Doğuştan gelir, haz ilkesine
ve birincil süreçlere göre çalışır.
4
Dr. Arif ÖZER
22.7.2017
Psikodinamik Kuram
Kişiliğin cinsellik (eros = yaşam) ve saldırganlık (thanatos = ölüm) içgüdüleri tarafından
idare edildiğine ilişkin açıklamalardan oluşur. Libido yaşam enerjidir ve cinsellik
içgüdüsünden çıkmaktadır.
Dinamik yaklaşıma göre; ruh sağlığı bozuk kişilerin davranışlarında id, ego ve süper
egoları arasındaki dinamik etkileşiminde, dengesizlikler görülür. Buna göre;
Sosyopat kişi (topluma aykırı davranma, bencil ve sorumsuzlar) : İd dinamizmi
hâkimdir. Superego ile ego devre dışı kalmıştır.
Egonun aşırı hâkimiyetindeki kişi: aşırı gerçekçiliğe bağlı çalışkan, ideal görüntü
veren, ancak sempatik olmayan yalnız kalan kişilerdir. Can sıkıcıdırlar.
Süper egonun aşırı hâkimiyetindeki kişi: Aşırı ahlakçı, yargılayıcı, aşırı idealist,
sürekli kendini sorguladığı için kolay hareket edemeyen, kendinde ve dostlarında
mükemmeli arayan, bu yüzden yalnızlığa itilen, idealist, fakat yalnız insanlardır.
5
Dr. Arif ÖZER
22.7.2017
Psikoseksüel Gelişim Kuramı
Oral:
Saplantı (fixasyon) durumunda; tembel, başkalarından almaya alışmış, bencil, aşırı bağımlı, obez ve diğer
yeme bozuklukları (aneroxia); kavgacı bir kişilik ve sigara, alkol, parmak emme, tırnak yeme gibi alışkanlıklar
geliştirmesi beklenir.
Anal : Tuvalet eğitimi ön plandadır. Duygu ve davranışlarında iki değerliliğin görülür. Aileler sıkı, katı,
cezalandırıcı bir tuvalet eğitimi, özerklik tanımayan, bebek kalmayı destekleyen aşırı koruyucu ve
denetleyici tutumlar, aşırı düzenlilik ve titizlik eğitimi, çocuğa ayıp ve günah kavramların fazlaca aşılanması:
Aşırı kuracılık, inatçılık, cimrilik, düzensiz, pasaklı, müsrif, saldırgan, bir kişiliğe yol açmaktadır
Fallik Kız çocuğunun babaya âşık olup - anneyi aradan çıkarmak
istemesi durumuna elektra kompleksi, erkek çocuğun anneye
âşık olup babayı aradan çıkarmak istemesine oidipus kompleksi
denir.
Ancak, zamanla aşkını bastırır ve ebeveyni ile özdeşleşir ve
onların yasaklarını, iyi – kötü değerlerini kendi kişiliğine sindirerek
yavaş yavaş bir üst benlik (Superego) geliştirir.
Aşırı çekingenlik, girişim yapamama ve suçlanma eğilimleri, karşı
cinse karşı aşırı eleştirici ve olumsuz tutumlar; aşırı imrenme,
suçluluk duygusuyla anne-babaya aşırı düşkünlük ve cinsel
problemler
6
Dr. Arif ÖZER
22.7.2017
Gizil: Cinsel ilgileri okul, oyun, öğretmenler, spor, arkadaşlara yönelir. Öğretmen
ve arkadaşlarla özdeşimler gözlenir.
Superego sadece anne-babanın değerlerinden oluşmaz, çocuğun kendisinin de
etkin olarak benimsediği, değer yargılarını içerir. Çocuk enerjisini büyük oranda
yüceleştirme amacı için kullanır. Ezberci eğitim, arkadaş eksikliği ve özdeşim
olanaklarının yokluğu; çocukta başarısızlık korkularının, aşağılık ve yetersizlik
duygularının gelişmesine, toplumsal kurallara başkaldırma davranışının ortaya
çıkmasına, yalnızlık ve içe dönük bir kişilik geliştirmesine yol açabilir.
Genital: Hormonsal artışa bağlı olarak libido (cinsel istek) artışı söz konusudur.
Oidipus ve Elektra kompleksi tekrar su yüzüne çıkmakta ve çalışmalar kız
çocuklarının babaya, erkek çocukların anneye benzeyen karşı cinsten birine
yönelmesiyle çözümlenmektedir.
7
Dr. Arif ÖZER
22.7.2017
Savunma Mekanizmaları















8
Bastırma (uzaklaşma): Unutma
İnkar, yadsıma: Acı veren gerçeğin yok sayılması
Çarpıtma: İşine geldiği gibi anlamak
İlkel idealleştirme: Sevdiklerimizin hatalarını görmezden gelip, sevmediklerimizin özelliklerini abartma
Yansıtma: Eksikliğin sebebini kendinde değil başkalarında aramak. Başkalarını suçlamak.
Özdeşleşme: Başka birine benzemeye çalışmak
Gerileme:Yaşına uygun davranmamak
Yer – yön değiştirme: Hak eden kimseye değil, başka birine tepki gösterme
Düşünselleştirme: Sorunun düşünce ve duygu yanını birbirinden ayırıp, sadece düşünce yanını dile getirme
Mantığa büründürme, bahane (neden) bulma: Davranışı haklı gösterme, ulaşamadığın ciğere mundar deme
“Karşıt” tepki oluşturma: Hissettiği ya da düşündüğü şeyin tam tersini yapma
Yüceltme: İsteklerin toplumun onayladığı biçimde doyurulması
Ödünleme (telafi): Eksik yanını bırakıp, başka bir yönünü aşırı geliştirme
Polyannacılık: Mutluluk oyunu oynama, kötü bir durumda bile iyimser olma
Hayal kurma: Gerçekleştirilemeyen istekleri hayal kurarak gerçekleştirme
22.7.2017
Psikososyal kuram
1.
2.
3.
4.
9
İnsanın doğası iyidir.
Kişilik ölüme dek gelişir.
Biyolojik yapı yanında sadece anne – baba
tutumları değil, okul, arkadaş ve iş çevresi
de önemlidir.
Cinsellik yerine sosyal ilişkilere önem verir.
Dr. Arif ÖZER
22.7.2017
Temel Güven- Güvensizlik: Anne-çocuk ilişkisinde süreklilik, tutarlılık ve aynılık
sağlanabilirse, çocuk annesinin kendisini hep seveceğinden, isteyeceğinden ve terk
etmeyeceğinden emin olma duygusu geliştirebilirse, çocukta temel güven
duygusunun çekirdeği oluşur. Çocuk çevremdekiler bana bakıyor, veriyor ve varlığımı
tanıyor. Bu evredeki çocuk sanki kendi varlığını kendisine verilenlerle eş değer görür:
“Ben bana verilenim.” Erikson’a göre önemli olan fizyolojik ihtiyaçların düzenli
karşılanması değil, anne – çocuk arasındaki ilişkinin niteliğidir.
Özerklik – Utanç, Kararsızlık: Ayrımlaşmış bir varlık olduğunun algılamak ve
birbirine karşıt eş-anlı iki eğilim arasında bir seçim yapabilmektir. Çocuk tuvalet
eğitimi sırasında ağır utandırmalar ve cezalarla karşılaşırsa, utanç ve kuşkuculuk
duygularının aşırı gelişmesidir.
Girişim - Suçluluk: Çevreyi keşfetme ve ona egemen olma amacıyla hem çevresini
hem de cinselliğini öğrenmek için sorular sorar. Çevre tutumları baskıcı,
engelleyici, suçlayıcı olduğu sürece çocukta merak etme, yarışmadan hoşlanma,
amaçta ısrar etme, başarmaktan zevk alma duyguları sağlıklı gelişemez.
Başarı ya da Aşağılık (Yetersizlik): Başkaları ile işbirliği yapmaktan ve birlikte
çalışmaktan haz almaya başlar. Araç gereçler çocuğun dünyasına girer (çekiçle çivi
çakmak, oyuncak ya da bebekleri kırıp yeniden yapmak vs.) ve ortaya çıkardığı
şeylerle başkaları tarafından tanınmak ister. Başarılarından gurur ve zevk alma
duygusu gelişmiştir. Bu dönemin tehlikesi olan aşağılık duygusu; daha iyi ya da
daha güçlü olmaya çalışma (telafi edici çaba), düşmanlık ve aktif – pasif
saldırganlık davranışları, erkeksi protesto, gerçek dışı amaçlar peşinde koşma ya
da aşırı çekingen, itaatkâr (uysal) bir şekilde davranma şeklinde ortaya çıkar.
11
Ego kimliği ya da Rol karmaşası:
Ben kimim ve kim olmak istiyorum sorularına verilen tutarlılığı ve sürekliliği olan yanıtlardır. Her genç kimlik
bunalımı (krizi) adı verilen, kendi kimlik duygusunu kazanabilmesi için bilinçli ya da bilinçdışı olarak bir
savaş verir, bu doğal bir süreçtir. Erikson’a göre, kimlik krizi yaşantısı şu şekillerde sonuçlanabilir:
1.Kimlik duygusunun kazanılması: bireyin yaşam alanlarındaki bağlantılarını yapmış, yolunu belirlemiş
olması.
2.Askıya alma: Birey bağlantı yapmayı erteler, kesin bağlantılar yapmadan önce bazı kimlik örüntülerini
deneyerek araştırma yapar. Ergen, yetişkinlik sorumluluklarını almaya geçişte bir tür hazırlanma ve zaman
kazanma dönemi seçer.
3.Kimlik karmaşası: ergen güçlü travmalarla karşılaşıp, toplumsal hoşgörüyü bulamazsa karmaşa yaşar. Bu
klinik belirtiler gösteren psikolojik bir durumdur.
4.Kimlik Dağınıklığı: kimlik karmaşasının daha da ağırlaşmış ciddi psikiyatrik hastalık olarak görülen halidir.
5.Ters (olumsuz) kimlik: kimlik karmaşası yoğun olan ergen bu rahatsızlık duygusundan kurtulmak için,
toplumsal beklentilerin tam karşıtı olan rolleri ve idealleri benimser.
Marcia’ya göre Kimlik Statüleri
12
BOYUTLAR
BAŞARILMIŞ
ASKIYA ALINMIŞ
İPOTEKLİ
DAĞINIK
Seçeneklerin araştırılması
Bağlanma
Var
Var
Var
Yok
Yok
Var
Var ya da yok
Yok
Dr. Arif ÖZER
22.7.2017
Yakınlık – Yalnızlık (uzaklık): Yakınlaşma, bireyin somut birleşmelere,
eşleşmelere kendini bırakabilmesi, özveri ya da ödünlerde bulunabilmesidir.
Örneğin, sevgi ilişkisinde ya da savaştaki dostluklar. Bu dönem için karşı cinsten
sevilen bir eş ile karşılıklı doruk doyuma ulaşılabilmesi, karşılıklı güven
duygusunun paylaşılabilmesi iş, üreme ve eğlence alanlarında birlikte düzen
kurulabilmesi, yeni yetişecek kuşaklara yeterli gelişme olanaklarının birlikte
sağlanabilmesi bu dönemin özellikleri arasındadır.
Üretkenlik ya da kısırlık (yetişkinlik dönemi): Yeni bir kuşağı oluşturmak ve ona
rehberlik etmek anlaşılır. Benliğin en önemli işlevi üretme, yaratma ve üretilen,
yaratılan şeylere sevgi ile bağlanmadır.
Ego bütünleşimi ya da Umutsuzluk: Olumlu olumsuz, acı - tatlı yönleri ile bir
bütün yaşamın olduğu gibi kabullenişidir, geleceğin korku ve endişe ile
karşılanmamasıdır. Kişi sonucu belli olan gelecekten, yani, ölümden korkmaz.
Umutsuz kişi, yaşamını yeni baştan yaşama özlemi duyar ve ölümden korkar.
Eğer daha önceki evreler sağlıklı yaşanmışsa, kişi yaşlılığı ve ölümü de yaşamın
doğal bir parçası olarak görür ve huzurludur.
13
Dr. Arif ÖZER
22.7.2017
Download