damar sertliği - Adana Evrim Gazetesi

advertisement
TEHLİKELİ HASTALIKLARIN GİZLİ NEDENİ ‘DAMAR
SERTLİĞİ’
Damar sertliğinin kalp krizi, inme, beyin kanaması, koroner arter hastalığı ve bazı
böbrek hastalıklarının en önemli nedeni olduğunu söyleyen Acıbadem Adana
Hastanesi KVC Uzmanı Prof. Dr. Bülent Kısacıkoğlu, “Bu nedenle damar sertliği,
diğer bütün hastalıklardan daha fazla ölüme neden olur. Damar sertliğinden
korunmak için sigarayı bırakın, sağlıklı beslenin ve egzersiz yapın” dedi.
Acıbadem Adana Hastanesi KVC Uzmanı Prof. Dr. Bülent Kısacıkoğlu, halk
arasında damar sertliği olarak bilinen 'ateroskleroz'un, atardamarların esnekliğini
kaybedip kalınlaşması ile oluşan ve daha sıklıkla erkeklerde görülen bir damar
hastalığı olduğunu ifade etti. Atardamarların vücudun canlılığını devam ettirmesi
için şart olan kanı organlara taşıdığını ve bazı faktörlerin etkisiyle atardamarların
en içteki tabakasının tahrip olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kısacıkoğlu, bu bölgeye
kandaki yağların kolesterol ve pıhtılaşma faktörlerinin biriktiğini kaydetti. Prof. Dr.
Kısacıkoğlu,, “Damar sertliği oluştuktan sonra damar duvarından damarın iç
kısmına doğru plaklar oluşur. Bu plaklar damarın tıkanmasına ve damarın yapısının
zayıflayarak çeşitli komplikasyonların oluşmasına yol açar. Damar sertliği, diğer
bütün hastalıklardan daha fazla ölüme neden olur. Damar sertliği, kalp krizinin,
inmenin, beyin kanamasının, koroner arter hastalığının ve bazı böbrek
hastalıklarının en önemli nedeni olduğu için ölüm riski çok fazladır. Örneğin kalp
damar hastalıkları tüm ölümlerin yüzde 40'na yakınını oluşturmaktadır” dedi.
“YAŞ, TANSİYON VE ŞEKERE DİKKAT”
Prof. Dr. Bülent Kısacıkoğlu, damar sertliğindeki en önemli faktörlerin cinsiyet,
yaş ve kalıtsal özellikler olduğunu ifade ederken, yaşın ilerlemesiyle damar sertliği
riskinin arttığını aktardı. Damar sertliğinin erişkin erkeklerde daha yaygın
olduğunu dile getiren Prof. Dr. Bülent Kısacıkoğlu, iskemik kalp hastalığına bağlı
ölümlerin ileri yaşlarda her on yılda bir belirgin olarak arttığını vurguladı. Damar
sertliği hastalığının menopozdan sonra kadınlar için de risk oluşturduğunu belirten
Prof. Dr. Bülent Kısacıkoğlu; “Çünkü menopoz sonrasında iki cins arasındaki fark
ortadan kalkar. Kadınlarda östrojenin ve öteki eşey hormonlarının damar sertliğine
karşı koruyucu etkisi bilinmektedir” dedi. Yaş ve cinsiyetin yanı sıra birçok genin
bu hastalığın ortaya çıkmasında etkili olduğunu anlatan Kısacıkoğlu, “Ailede
hipertansiyon yada diyabet olması ve yüksek kan- kolesterol seviyeleri damar
sertliğinin ortaya çıkmasına neden olur. Diyabet, hipertansiyon, sigara kullanımı,
kan, yağ ve kolesterol seviyesinin yüksekliği kontrol edilebilen 4 ana risk
faktörlerdir. Tansiyonun yüksek olması damar sertliği için her yaşta önemli bir risk
faktörüdür. Tansiyonun 16,5/9,5'un üzerinde olması riski 5 kat artırmaktadır.
Hipertansiyonun tedavi edilmesi felç ve koroner arter hastalığı riskini azaltacaktır.
Sigara, çok iyi bilinen bir risk faktörüdür. Yıllarca günde 1 paket sigara içen kişide
kalp hastalığı riski yüzde 200 artmaktadır. Şeker hastalığı, kolesterolün
yükselmesine ve damar sertliğine yatkınlığı artırır. Şeker hastalarında kalp krizi
riski 2 kat fazladır. Bunların dışında, şişmanlık, hareketsiz yaşam, stres ve aşırı
alkol tüketimi de damar sertliğinin hızlanmasına neden olan faktörlerdir.”
DAMAR SERTLİĞİNİ NASIL ANLARIM?
Damar sertliğinin belirtilerinin, bu hastalığa spesifik olmadığını, belirtilerin damar
hasarı belirginleştiğinde tutulan organa göre değişiklik gösterdiğini söyleyen
Kısacıkoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Damar sertliği kalpte ortaya çıkarsa kalp
kası zayıflar ve yeterince kasılamaz. Çünkü kalbe gelen oksijen azalmıştır. İlk önce
istirahatte bile göğüs ağrısı, baskı ve yanma tarzında yakınmalar ortaya çıkar. Kalp
ritim bozuklukları görülebilir. En son ise hasta kalp krizi geçirir. Eğer beyin
damarlarında tutukluk olursa bilinç kaybı, kaslarda güçsüzlük, görme problemleri,
konuşma bozuklukları ve felç ortaya çıkabilir. Bacaklarda damar sertliği oluşması
sonucu kramp tarzında ağrı, ısı kaybı ve son olarak kangren gelişebilir. Eğer böbrek
damarları tutulursa tansiyon yüksekliği ve böbrek fonksiyonlarında bozukluk
oluşabilir.”
TEDAVİ VE KORUNMA
Prof. Dr. Bülent Kısacıkoğlu hastalığın tedavi süreci ve korunma yollarıyla ilgili
şunları söyledi: “Yapılan muayene sonrası, hasta olan bölgeye yönelik doppler
ultrason görüntüleme veya ileri tetkik olarak anjio yapılır. Bu yöntemlerle
damarlardaki darlık veya tıkanıklık saptanır. Eğer hafif bir daralma mevcutsa
hastaya ilaç tedavisi uygulanır. Daha ciddi vakalarda balon yöntemi veya by-pass
ameliyatı uygulanır. Hastalıktan korunmanın en önemli yolları ise sigara içmemek,
egzersiz yapmak, dengeli beslenmek ve Akdeniz tipi diyet yapmak. Yüksek
tansiyon, diyabet ve yüksek kolesterolün erken tanı ve tedavisi de korunma
açısından çok önemlidir. Genetik yatkınlık olsa bile bu önlemlerin alınmasıyla
hastalık hem geç ortaya çıkacak hem de daha yavaş ilerleyecektir.”
Tarih: 24.01.2012
adana evrim gazetesi
http://adanaevrimgazetesi.com/
Download