Güvenlik Felsefesi ve Kuramlar

advertisement
ULUSLARARASI SİSTEMDE
AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI
AMAÇLAR
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
 ABD’nin uluslararası sistem ile etkileşimini açıklayabilecek,
 ABD dış politikasının güç kaynaklarını tanımlayabilecek,
 ABD’nin uluslararası sistemin şekillenmesinde oynadığı rolün
aşamalarını açıklayabilecek,
 ABD’nin dünyada ideal bir düzen kurma çabaları ile bu çabaların
sonuçlarını değerlendirebilecek bilgi ve beceriler kazanabileceksiniz.
2
ABD’nin uluslararası sistem ile etkileşimi
 Realist Okul devletleri 4 gruba ayırır: küçük, orta, büyük ve
süper güçler.
 Bu gruplandırma devletlerin uluslararası ilişkilerin oluşumuna
katkısı veya uluslararası sisteme etkisi dikkate alınarak yapılır.
 Uluslararası ilişkileri ve sistemleri şekillendiren başlıca aktörler
büyük ya da süper güçlerdir.
3
ABD’nin uluslararası sistem ile etkileşimi
 ABD ve uluslararası sistem en azından son yüzyılda birbiriyle
etkileşim içinde olmuştur.
 ABD, öncelikle 19.yüzyılın sonundan itibaren uluslararası sisteme
entegre olmuş, daha sonra 20. yüzyıl boyunca dünya politikasında
çok belirleyici bir rol oynamış, süreçlere ve kurumlara şekil
vermiştir.
 Diğer yandan ABD’nin kendisi de uluslararası sistemdeki
gelişmelerden etkilenmiştir.
4
ABD’nin uluslararası sistem ile etkileşimi
 Avrupa’da, Pasifik’te ve Latin Amerika’da meydana gelen
sorunlar, ABD’yi bu sorunlarla ilgilenmesi için harekete
geçirmiştir.
 Bu etkileşim sürecinde ABD, bir süpergüç olarak sadece pratik
uluslararası olayları ve gelişmeleri değil, aynı zamanda onun
anlaşılmasını sağlayan uluslararası ilişkiler literatürünü de
etkilemiştir.
5
ABD’nin uluslararası sistem ile etkileşimi
 Bu nedenle, uluslararası ilişkiler ile ilgili kavramlar, teoriler ve
modeller genellikle ABD’li yazarların ve akademisyenlerin
perspektifinden üretilmiştir.
Realizm
İdealizm
 gibi okullar veya teoriler, büyük ölçüde Amerikan menşelidir.
6
ABD’nin uluslararası sistem ile etkileşimi
 ABD dış politikasının uluslar arası sistemdeki performansında ve
başarısında rol oyanayan faktörleri iki gruba ayırabiliriz.
Güç kaynakları
7
Dış politika
stratejileri
ABD dış politikasının güç kaynakları
 ABD’nin kültürel, dini, ideolojik, siyasal, ekonomik değerleri,
başka ülkeler üzerinde etkili olmasına yardımcı olmuştur.
 ABD’nin bu değerlerinden oluşan yumuşak gücü, askeri kuvvete
dayalı sert gücü kadar etkili olmuştur.
 ABD’nin uluslararası ilişkileri ve sistemi böylesine
etkileyebilmesinin temel nedeni elbette ki diğer aktörlere göre
daha iyi güç kaynaklarına sahip olmasıdır.
8
ABD dış politikasının güç kaynakları
 ABD’nin 19. ve 20. yüzyıllarda geliştirdiği somut ve soyut güç
kaynakları veya kapasiteleri, bu ülkeyi diğer ülkelerden daha
avantajlı hâle getirmiştir.
 ABD’nin en etkili somut güç kaynakları; jeopolitik konumu, nüfus
ve coğrafi büyüklüğü, ekonomik üretimi, ordusu ve silah
teknolojisi iken
 en etkili soyut güç kaynakları ise siyasal sistemi yani Başkanlık ve
Federal devlet modeli, liberal değerleri ve Yeni Ulus imajıdır.
9
ABD dış politikasının güç kaynakları
 Bu güç kaynaklarının kullanımında etkili olan ABD dış politika
stratejileri de çok önemli bir faktördür.
 ABD yönetimlerinin ve başkanlarının geliştirmiş olduğu
Yalnızcılık
Güç dengesi
Angajman stratejileri
 ABD’nin öncelikle kendi bölgesinde ama aynı zamanda Avrupa ve
10
dünyada etkili olmasını sağlamıştır.
ABD dış politikasının güç kaynakları
 Yalnızcılık stratejisinin kaynağı olarak en çok Monroe Doktrini
bilinmekle birlikte, ABD tarihinin hemen hemen tüm
dönemlerinde gündemde olmuştur.
 ABD, güç dengesi stratejisi kapsamında başta Avrupa olmak üzere
dünyadaki güç dengelerini dikkate alarak, bazen güç dengesi
oluşturarak, bazen de güç dengelerini etkileyerek veya
değiştirerek dış politika amaçlarını gerçekleştirmeye çalışmıştır.
11
ABD dış politikasının güç kaynakları
 ABD, angajman stratejisini ise dünyaya açılmak ve hedeflediği
bölgelere yerleşmek maksadıyla geliştirmiştir.
 ABD’nin dış politika stratejileri, bu ülkeye hem kendi bölgesinde
hem de dünya politikasında yayılmasına yardımcı olmuştur.
 Bu durum, aslında ABD’nin Realist ve İdealist ekolleri, pragmatik
bir şekilde kullanabilmesiyle de ilgilidir.
12
ABD’nin Kuruluşu ve
Dünyaya yayılması
 13 sömürgenin ABD konumuna ve daha sonra hegomon
seviyesine yükselmesinde rol oynayan dış politika süreci üç
dönemde incelenmektedir.
 1976-1789 arası Bağımsızlık ve Olgunlaşma süreci
 1790-1864 arası Amerika Kıtasında yayılma ve İç Savaş süreci
 1864-1914 arası Dünyaya Yayılma (emperyalizm) süreci
13
ABD’nin Kuruluşu ve
Dünyaya yayılması
 1492 Christopher Columbus’un Amerika Kıtasını keşfi
 İspanya, Portekiz, Hollanda, Fransa ve İngiltere’nin kıtayı
sömürgeleştirmesi
 1776 Thomas Jefferson hazırladığı Bağımsızlık bildirgesi
 1781’de yürürlüğe giren Konfederasyon Maddeleri
 1787 Anayasası 1789’da yürürlüğe girdi
 1791 Anayasa Değişilikleri “Haklar Bildirgesi
14
ABD’nin uluslararası sistemin
şekillenmesinde oynadığı rol
 ABD’nin bağımsızlığının ardından
kabul ettiği anayasa, dünya
tarihinde ilk federal anayasa
olarak kabul edilmektedir.
 Özgürlük ve işbirliğini bir arada
15
tutan ABD anayasası, farklı
birimleri federal bir yapı içinde bir
araya getirmiş, güçlü bir merkezi
otorite oluşturmuş ve bu yönleriyle
dünyada birçok ülkeye örnek
olmuştur.
ABD’nin uluslararası sistemin
şekillenmesinde oynadığı rol
 Amerikalılar aynı zamanda kendilerini dini bir misyonla
görevlendirilmiş halk olarak görmüş ve Amerikan
değerlerinin diğer ülkelere yayılması gerektiğine
inanmışlardır.
 Bu bağlamda kullanılan Kutsal Misyon (Manifest
Destiny), ABD dış politikasına yansımıştır.
16
ABD’nin uluslararası sistemin
şekillenmesinde oynadığı rol
 Uluslararası bir aktör olarak
ABD’nin kendisi, uluslararası
sistemdeki gelişmelerin bir ürünü
olarak ortaya çıkmıştır.
 ABD’nin İngiliz sömürgeciliğinden
kurtuluşunda Avrupa’daki güç
dengesi mücadelesi, özellikle
İngiltere ile Fransa arasındaki
rekabet büyük rol oynamıştır.
17
ABD’nin uluslararası sistemin
şekillenmesinde oynadığı rol
 Bağımsızlık döneminde İngiltere-
Fransa rekabetinden istifade eden
ABD, Avrupa’daki Napolyon
Savaşları döneminde İngiltere ile
Fransa arasındaki savaşta siyasi ve
askeri olarak tarafsızlık politikası
izlemiştir.
 Kurucu Başkan George Washington
18
gibi müteakip başkanlar da Avrupa
ile ilişkilerde pragmatik ve dengeci
bir yöntem izlemiştir.
ABD’nin uluslararası sistemin
şekillenmesinde oynadığı rol
 Özünde bir Avrupa, Anglo-Sakson medeniyetinin ürünü olan ABD,
bağımsızlığını kazandıktan sonra da Avrupa’daki dengeleri
kullanarak sürekli genişlemiş ve bir süpergüç hâline gelmiştir.
 Avrupa’dan edindiği gücü, daha sonra Avrupa dengelerini
değiştirmek veya korumak için kullanmıştır.
19
ABD’nin uluslararası sistemin
şekillenmesinde oynadığı rol
 19. yüzyıl boyunca Monroe Doktrini
ile resmen uyguladığı yalnızcılık
stratejisi sayesinde Latin
Amerika’da ve Asya’da etki alanı
oluşturan ABD, 20. yüzyılda
angajman ve güç dengesi
stratejilerini kullanarak dünya
çapında yayılmıştır.
20
ABD’nin uluslararası sistemin
şekillenmesinde oynadığı rol
Monroe Doktrini’nin
esas amacı ABD’yi
Avrupa’daki çatışmalara
bulaştırmamak, diğer
yandan Avrupalıların,
Amerikalıların içişlerine
karışmamasını
sağlamaktı.
21
ABD’nin uluslararası sistemin
şekillenmesinde oynadığı rol
İç Savaş (1861-1865)
 Dışarıda hızla yayılma ABD içinde problemler doğurmuş,
Güneyliler ile Kuzeyliler arasındaki kölelik sisteminden
kaynaklanan anlaşmazlık Amerika’da 1861-1865 yılları arasında
bir iç savaş yaşanmasına yol açmıştır.
 İngiltere ve Avrupalı devletler, Kuzeydeki Birlik kuvvetlerini değil,
Güneydeki Konfederal kuvvetleri desteklemiş, ancak Güneylilerin
bağımsız olmasından yana olmamıştır.
22
ABD’nin uluslararası sistemin
şekillenmesinde oynadığı rol
İç Savaş (1861-1865)
 İç savaş sonrasında ABD’nin
sanayileşmesi gelişmiş, tarım
üretimi artmış, yaşam
standardı gelişmiş, askeri
kapasitesi, siyasi yapısı ve dış
politikası belirgin biçimde
ilerlemiştir.
23
ABD’nin uluslararası sistemin
şekillenmesinde oynadığı rol
1865-1914 Dünya’ya Yayılma Süreci
 ABD iç savaş sonrasında toprak kazanımlarıyla, dünya ile
ticaretinin genişlemesiyle, gunboat diplomasisiyle, deniz
kuvvetlerinin okyanus ötesine açılmasıyla, bölgesel ve küresel etki
alanları oluşturarak, Pasifik ve Orta Amerika’da işgal ve ilhaklar
yaparak yayılmacılığa başlamıştır.
 Bu gelişmeler, ABD’nin emperyal bir devlet olup olmayacağı,
emperyalist politika uygulayıp uygulamadığı konusunda
tartışmalara yol açmıştır.
24
ABD’nin uluslararası sistemin
şekillenmesinde oynadığı rol
ABD, Birinci Dünya Savaşı
sonrasında Wilson idealizmi
ile ikinci Dünya Savaşı
sonrasında ise Truman
Realizmi ile uluslararası
sistemde yeni kurumlara,
kurallara ve politikalara
imza atmıştır.
25
ABD’nin uluslararası sistemin
şekillenmesinde oynadığı rol
 Başkan Wilson ideal bir dünya düzeni tesis etmek için Birinci
Dünya Savaşı sonrasında Wilson İlkeleri’ni ilan etmiştir.
 Wilson ilkeleriyle, ulusal düzeyde demokratikleşme ve kendi
kaderini tayin hakkı (self-determinasyon) gibi reformlar
önerilirken, uluslararası düzeyde savaşların önlenmesi için
müşterek güvenlik sisteminin uygulanması, uluslararası ticaretin
geliştirilmesi ve gizli diplomasinin önlenmesi gibi öneriler beyan
26
edilmiştir.
ABD’nin uluslararası sistemin
şekillenmesinde oynadığı rol
 Ancak gerek içerideki
muhalefet gerekse Avrupalı
devletlerin Osmanlı
İmparatorluğu’nun dağılması
sonrasında Orta Doğu
ülkelerinin bağımsız olmasına
karşı çıkması, Wilson
projesinin gerçekleşmesine
engel olmuştur.
 ABD, Milletler Cemiyeti’ne de
katılmamıştır.
27
ABD’nin uluslararası sistemin
şekillenmesinde oynadığı rol
 İkinci Dünya Savaşı sonrasında dünyanın en büyük ekonomik,
askeri, mali ve siyasi gücü olarak çıkan ABD liberal değerlere
dayalı bir dünya düzeni kurmaya başlamıştır.
 Bu kapsamda liberal uluslararası ekonomik düzen oluşturmak için
kapsamlı bir angajman stratejisi uyguladı.
28
ABD’nin uluslararası sistemin
şekillenmesinde oynadığı rol
 1945’te Birleşmiş Milletler’in
kuruluşuna öncülük etti.
 Bretton Woods sistemini tesis
ederek IMF, Dünya Bankası ve
GATT gibi uluslararası
teşkilatları uluslararası ekonomik
düzenin temel kurumları haline
getirmeye çalıştır.
29
ABD’nin uluslararası sistemin
şekillenmesinde oynadığı rol
 ABD, Soğuk Savaş
döneminde Sovyet Birliği’ne
karşı çevreleme politikası
uyguladı. NATO’nun
kurulmasına ve gelişmesine
öncülük etti.
 Truman Doktrini ve
Marshall Yardımı gibi askeri
ve ekonomik yardım
programları yürüttü.
30
ABD’nin uluslararası sistemin
şekillenmesinde oynadığı rol
 Orta Doğu’da İsrail devletinin kurulmasını sağladı. Orta Doğu’da
Bağdat Paktı ve CENTO (Merkezi Antlaşma Teşkilatı), Güney
Asya’da SEATO teşkilatlarının kuruluşuna ön ayak oldu.
 Askeri-Sanayi Kompleks teorisine göre, ABD’nin bu dönemde
Sovyetlere karşı müttefiklerine yaptığı silah satışları sadece askeri
ve güvenlik amaçlı değil, ABD’nin savunma sanayisini ve
ekonomik çıkarlarını geliştirmek içindir.
31
ABD’nin uluslararası sistemin
şekillenmesinde oynadığı rol
 Soğuk Savaş’ta 1962 Küba Krizi’nde
ABD ile Sovyetler Birliği karşı karşıya
geldi. Küba krizinden sonra
yumuşama (detant) dönemi başladı ve
silahsızlanmaya yönelik antlaşmalar
imzalandı.
 ABD Çin’le de soğuk savaş yaşadı.
Vietnam Savaşı’nda ABD ile Çin farkı
tarafları destekleyerek karşı karşıya
geldi.
32
ABD’nin uluslararası sistemin
şekillenmesinde oynadığı rol
 Sovyetlerin 1979’da
Afganistan’ı işgal etmesi
üzerine, Carter Yönetimi
savunma harcamalarını
artırdı.
 Bu dönemde öne çıkan Carter
33
Doktrini ile Basra Körfezi’nde
ABD’nin hayati çıkarlarının
olduğu ve bu bölgeye gelecek
tehdide karşı her türlü
karşılığın verileceği ilan edildi.
ABD’nin uluslararası sistemin
şekillenmesinde oynadığı rol
 ABD’nin Sovyetlere karşı tutumunun
sertleşmesi Reagan dönemiyle devam
etti.
 Reagan Doktrini olarak anılan
stratejiyle Sovyetlerin üçüncü dünya
ülkelerine yayılması engellenmeye
çalışıldı.
 Ekonomi-politik alanda Neoliberal
34
politika izleyen Reagan, Sovyetlerle
mücadele ederken, Çin’le ekonomik
ilişkilerini hızla geliştirdi.
ABD’nin uluslararası sistemin
şekillenmesinde oynadığı rol
 Batı Bloku’na öncülük eden ABD, Sovyetler Birliği
liderliğindeki Doğu Bloku’na karşı soğuk savaşın galibi
olmuştur.
 Soğuk Savaş’ın sonrasında ise ABD, hem dünyada düzeni
kurmakta başarılı olamamış hem de 11 Eylül sonrasında
Afganistan ve Irak operasyonları ile büyük kan kaybetmiştir.
35
ABD’nin dünyada ideal bir düzen kurma
çabaları ile bu çabaların sonuçları
 ABD, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’na katılımı ve sonrasında
geliştirdiği ‘liberal-ideal’ projeler ile uluslararası sistemde düzen
kurmaya çalışmıştır.
 Birinci Dünya Savaşı sonrasında Wilson ilkeleri çerçevesinde
kısmen sonuç alabilirken ikinci Dünya Savaşı sonrasında Liberal
Uluslararası Düzen kuruluşunda daha etkili olmuştur.
36
ABD’nin dünyada ideal bir düzen kurma
çabaları ile bu çabaların sonuçları
 BM, IMF, Dünya Bankası gibi kurumları ve rejimleri kurmuştur.
 Ancak bunlar, Sovyetler Birliği ile soğuk savaşın çıkmasına engel
olamamıştır.
 1945’ten 1990’a kadar devam eden Soğuk Savaş boyunca ABD,
Batı Bloku’nun liderliğini yapmış Doğu Blok’unu Çevreleme
Politikası ile durdurmaya çalışmıştır.
37
ABD’nin dünyada ideal bir düzen kurma
çabaları ile bu çabaların sonuçları
 ABD, bu mücadeleden sonuç itibarıyla başarılı olarak çıkmıştır.
 Çünkü soğuk savaşta önce Doğu Bloku dağılmış, daha sonra da
Sovyetler Birliği ortadan kalkmıştır.
 Bu başarıda ABD’nin Sovyetlerle yaptığı askerî, ekonomik, siyasi
ve ideolojik mücadelenin çok büyük rolü olmuştur.
38
ABD’nin dünyada ideal bir düzen kurma
çabaları ile bu çabaların sonuçları
 Soğuk Savaş sonrasında ABD, uluslararası sistemde düzen kurma
çabasına devam etmiştir.
 Önce (Baba) Başkan George W. H. Bush, 1990’dan sonra Yeni
Dünya Düzeni kavramıyla öne çıkmış fakat başarılı olamamış;
daha sonra da (oğul) George W.Bush, 11 Eylül sonrasında ABD
imparatorluğunu kurmaya çalışmış fakat hem Afganistan’da hem
de Irak’ta istediği sonuçları tam olarak elde edememiştir.
39
ABD’nin dünyada ideal bir düzen kurma
çabaları ile bu çabaların sonuçları
 Bush’ların başarısızlıkları bu liderleri izleyen, sırasıyla 1990’larda
Bill Clinton ve 2009’dan sonra Barack Obama tarafından telafi
edilmeye çalışılmıştır.
 Gerek Clinton gerekse Obama Bush’lardan farklı olarak,
uluslararası sistemi ‘ABD tek-taraflılığı’ yerine tüm uluslararası
aktörlerle ‘çok-taraflılık’ anlayışıyla şekillendirmeye
çalışmışlardır.
40
ULUSLARARASI SİSTEMDE
AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI
Download