ULTRASONOGRAFİNİN UYGUN KULLANIMI (Ornek Bolum)

advertisement
BÖLÜM 1.1
ULTRASONOGRAFİNİN UYGUN
KULLANIMI
Temel Ultrasonografi Fiziği
ƒ Ultrasonografik Ses Dalgasının Oluşumu
ƒ Ses Dalgasının Doku ile Etkileşimi
ƒ Görüntü Oluşumu
Ultrasonografi Tekniği ve Parametreler
ƒ Prob Frekans ve Önayar (“Preset”) Seçimi
ƒ Gri-Skala Kazanç Ayarı
ƒ Odak Ayarı
Yardımcı Teknikler
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
Doku Harmonik Görüntüleme
Bileşik (“Compound”) Görüntüleme
Panoramik Görüntüleme
Kromatik Görüntüleme
Elastografi
TEMEL ULTRASONOGRAFİ FİZİĞİ
İnsan kulağı 20-20.000 Hz (20 Hz - 20kHz)
arasındaki frekansa sahip ses dalgalarını duyabilir. İşitilebilir bu limitin üzerindeki frekansta ses dalgalarına ultrasonik, altındakilere
infrasonik ses dalgaları adı verilir.
Görüntüleme alanında kullanılan ultrasonografideki ses dalgalarının frekansı 1-20 MHz
(MHz = 106 Hz) arasındadır.
Ses dalgasının diğer sinüzoidal dalgalar gibi
üç ana bileşeni bulunur. Bunlar amplitüd,
frekans ve dalgaboyudur. Ayrıca dalganın hızı
ve yönü gibi fiziksel özellikleri de bulunmaktadır.
Ultrasonografi için ses dalgalarının hızı tüm
dokular için 1540 m/sn, yönü de doğrusal
olarak kabul edilmekte, cihazlar bu varsayım
üzerine görüntü oluşturmaktadır.
ULTRASONOGRAFİK SES DALGASININ
OLUŞUMU
Ultrasonografide ses dalgasını oluşturan yapı,
prob içerisinde yer alan ‘transduser’ adı verilen yapıdır. Enerjiyi bir formdan diğerine dönüştüren cihaz ya da gereçlere “transducer” ‘çevirteç’ adı verilmektedir. Örneğin kol saatlerinde yer alan kuartz gibi maddeler hareket enerjisini elektrik enerjisine dönüştürerek saatin gerekli enerjisini sağlamaktadır.
Ultrasonografide ise bunun tam tersi geçerlidir. Ultrasonografi prob kristalleri, elektrik
enerjisi uygulandığında titreşimle yanıt verir,
yani elektrik enerjisini mekanik enerjiye
dönüştürür ve ses dalgası oluştururlar. Buna
‘piezo-elektrik etki’ denilmektedir. US probları,
piezoelektrik etki oluşturan kurşun zirkonat
titanat kristal yapısı sayesinde ses dalgası
oluşturur.
2
TEMEL ULTRASONOGRAFİ VE DOPPLER
Prob içerisinde yanyana dizilmiş olan kristaller
tek tek ya da gruplar halinde kısa vuru (puls)
aralıkları (1 µs) ile titreşir ve ses dalgası
oluşturur.
Oluşan dalgalar prob önünde bir ses cephesi
meydana getirir. Bu cephe, yakın bölge
(Fresnel zonu) ve uzak bölge (Fraunhofer
zonu) olmak üzere farklı özellikte iki ses
alanından oluşur. Yakın alan ile uzak alan
arasındaki dar bölge sesin odaklanmış olduğu
en yoğun ve en homojen alandır. Odak bölgesinin iki tarafında odaklanamayan zayıf ses
dalgaları az da olsa her zaman vardır. Bu
alandaki dalgalara ‘yan-lob dalgaları’ adı
verilir.
doku yüzey yapısı ve yansıtıcının çapıdır. Ortaya çıkabilecek temel fiziksel olaylar yansıma, kırılma, saçılma ve soğrulmadır.
Dokuların ses dalgasına olan direncini tanımlayan akustik empedans (Z), dokunun yoğunluğu (ρ) ile ses dalgası hızının (c) çarpımı ile
belirlenir. Ses dalgası, akustik empedansı
farklı iki doku arayüzüne ulaştığında dalganın
bir kısmı iletilir, bir kısmı ise geri yansır. Buna
‘noktasal yansıma’ (“specular reflection”)
denir. Yansıma sonucu oluşan ekonun şiddeti
I = (Z2 – Z1)2 / (Z2 + Z1)2 formülüyle ifade
edilir. Buna ‘yansıma katsayısı’ adı verilir.
Formülden anlaşılabileceği üzere dokular arası
empedans farklılığı arttıkça yansıyan eko
artar, dokular arası empedanslar eşitse yansıma olmaz. Ses dalgasının doku arayüzlerine
dik açıyla gelmesi durumunda yansıma maksimum olur, dik açı dışındaki ilişkilerde ise
diğer fizik ilkeler devreye girer. Ses dalgasının
90°’den farklı bir açıyla ulaşması durumunda
ses dalgası geldiği açıyla yansır ve probun
saptama alanından dışarı çıkar. Snell kanununa göre kritik açının altında gelen dalgalar
kırılır, üzerinde gelenler geldiği açıyla yansır.
GÖRÜNTÜ OLUŞUMU
Resim 1.1.1. ODAK, YAKIN BÖLGE, UZAK BÖLGE
– Yüksek bir yansıtıcı yüzey (noktalı ok) sayesinde
izlenen ses dalgasının bölgeleri.
SES DALGASININ DOKU İLE
ETKİLEŞİMİ
Ses dalgaları, elektromanyetik dalgalardan
farklı olarak, boşlukta hareket etmez ve ilerlemek için bir ortama gereksinim gösterir.
Sesin hareketi, ortam içerisindeki moleküllerin
sıkışması ve gevşemesi (kompresyon-dekompresyon) ile gerçekleşir. Aynen deniz yüzeyindeki dalgalarda olduğu gibi ortamın net bir
yer değiştirmesi söz konusu olmamasına
karşın dalga ortam içerisinden geçerek ilerler.
İlerleyen ses dalgası, geçtiği ortama göre
değişen fiziksel etkiler gösterir.
Dokular içerisinde ses dalgasının hareketini
belirleyen temel fiziksel etmenler dokunun ses
direnci (akustik empedans), sesin geliş açısı,
Ultrasonografide görüntü oluşumu ses dalgasının gönderilmesi ve yansıyan ses dalgasından (eko) alınan verinin işlenmesi ilkesine
dayanır. Verinin işlenmesinde temel alınan iki
parametre vardır, bunlar zaman ve yansıyan
dalganın şiddetidir.
1) Zaman – Gönderilen ile alınan ses dalgası
arasında geçen süre Mesafe = Hız * Zaman
(x=V*t) formülüne göre hesaplanır. Ses dalgasının gitmesi ve dönmesi iki kat mesafe
anlamına geleceğinden hesaplama 2x=V*t
formülüne göre yapılır. Cihazlar ses dalgasının
doku içerisindeki hızını sabit ve 1540 m/sn
olarak kabul eder, tüm hesaplamaları buna
göre yapar. ‘V’ değeri sabit ve bilinen bir
değer olduğundan mesafe zamanla doğru
orantılı olarak hesaplanabilir. Böylece gönderilen dalga ile dönen eko arasındaki süreyi
hesaplanarak ekonun hangi derinlikten geldiği
belirlenebilir.
ULTRASONOGRAFİNİN UYGUN KULLANIMI
2) Ekonun şiddeti (amplitüdü) – Yansıyan
dalganın amplitüdü yansıtıcı arayüzün yansıtma özelliğini belirler. Yüksek yansıtıcı arayüzlerden yüksek yansıma, düşük arayüzlerden
düşük yansımaya ait amplitüdte ses dalgaları
geri alınır. Ses dalgası, yansıtma özelliği olmayan dokulardan doğrudan geçer ve hiç yansıma oluşmaz.
Yansıma sonucu elde edilen eko elektronik
olarak sinyale dönüştürülür ve şiddetine göre
derecelendirilir. Elde edilen sinyaller derecesine göre farklı şekillerde görüntüye dönüştürülür:
A-mod (Amplitüd - Şiddet modu) – Ultrasonografinin ilk bulunan bu yönteminde sinyaller
şiddet grafiği olarak gösterilir.
B-mod (Brightness - Parlaklık modu) (Griskala ultrasonografi) – Sinyaller amplitüdüne
göre derecelendirilir ve her bir dereceye bir
parlaklık tonu atanır. Genellikle en yüksek
yansıma beyaz, en düşük yansıma siyah olacak şekilde değişen gri tonlarında bir görüntü
ortaya çıkar. Gri ton sayısı bit derinliği tarafından belirlenir ve bu değer 28=256’dır.
Ekojenite
Yansıyan ses dalgasının şiddetini, dolayısıyla görüntüdeki yapının parlaklığını
tanımlamada kullanılan kavramdır.
Ekojenite, yansıma katsayısına bağlı rölatif bir kavramdır ve kullanılan US parametrelerine bağımlıdır. Cihazlar arasında
hatta önayarlar arasında değişkenlik gösterir. Standardize edilemediği için tutarlı
bir şekilde ölçülemez. Ekojenite ile ilgili
yapılabilecek ölçümler, ölçümün yapıldığı
o cihazın, o anda kullanılan ayarlarına
özgü gri-ton ölçümüdür. Bu nedenle
ekojenite, bir dokunun diğerine göre
karşılaştırmasıyla ifade edilir.
Anekoik - Ses dalgasının hiç yansımaması nedeniyle siyah olarak izlenen alanlardır.
Hipoekoik (Hipoekojenik) - Bir alanın
diğer bir alanla karşılaştırılmasında, o alanın karşılaştırılan alana göre ses dalgasını
daha az yansıttığını tanımlar. Görüntüde
siyaha yakın gri tonlarında görülür.
Hiperekoik (Hiperekojenik) - Bir alanın diğer bir alanla karşılaştırılmasında, o
alanın karşılaştırılan alana göre ses dalgasını daha fazla yansıttığını tanımlar. Görüntüde beyaza yakın tonlarında görülür.
Homojen ekojenite - Refleksiyon dü-
zeyi ne olursa olsun birbirine yakın
ekojenitelerde yansımalar gösteren doku
ya da lezyonları tanımlamak için kullanılır.
M-mod (Motion - Hareket modu) – Elde edilen sinyaller amplitüd-zaman eğrisi olarak hareketli görüntüye dönüştürülür. Yöntem eski
olmakla birlikte kalp kapak ve duvar hareketlerini değerlendirme gibi alanlarda halen kullanılmaktadır.
Heterojen (inhomojen) ekojenite -
Farklı ekojenitelerden oluşan alan ya da
lezyonları tanımlar (solid doku içerisinde
kistik alan gibi).
3
ULTRASONOGRAFİNİN UYGUN KULLANIMI
5
GRİ-SKALA KAZANÇ AYARI
Ses dalgasının şiddeti, seyri sırasında doku ile
girdiği fiziksel etkileşimler sonucunda derinlikle orantılı olarak zayıflar. Bu sorunu gidermek için cihazlar zaman bileşeni üzerinden
yaptığı hesaplamalarla aldığı ekonun şiddetini
yükseltir. Bu işleme gri-skala (B-mod) kazancı
adı verilmektedir (“Time Gain Compensation”,
TGC, kısaca “gain” olarak da kullanılmaktadır).
Kazanç ayarları derin dokularda daha yüksek,
yüzeyel dokularda daha düşük olacak şekilde
seçilerek ekranda homojen bir görüntü sağlanır. Kazanç ayar parametreleri ekranın bir
tarafında sayısal olarak, bir eğri olarak ya da
her ikisi birden olacak şekilde bulunur.
Resim 1.1.4. UYGUN GRİ-SKALA KAZANCI – Proba Resim 1.1.5. ÇOK DÜŞÜK GRİ-SKALA KAZANCI –
yakın alanlarda daha düşük, derin dokularda daha Proba yakın kazançlar çok düşük tutulduğundan yüzeydeki
dokulardan alınan eko görüntüde gösterilemiyor ve bu
yüksek tutularak homojen hale getirilmiş görüntü.
alanlar olduğundan daha siyah görülüyor.
Resim 1.1.6. ÇOK DÜŞÜK GRİ-SKALA KAZANCI –
Proba yakın kazançlar düşük, yüzeydeki dokular siyah
görülüyor, bu alanda bir patoloji olması durumunda
saptanması olanaksız.
Resim 1.1.7. ÇOK YÜKSEK GRİ-SKALA KAZANCI –
Kazançlar çok yüksek seçildiğinde elde edilen sinyal çok
yükseltildiğinden ve zeminde var olan gürültü daha fazla
ortaya çıktığından görüntü parlar ve olması gerekenden
daha beyaz görülür.
8
TEMEL ULTRASONOGRAFİ VE DOPPLER
PANORAMİK GÖRÜNTÜLEME
KROMATİK GÖRÜNTÜLEME
Genişletilmiş görüntüleme alanı (“Extended
Field of View”) adı da verilen bu yöntemde
probun geniş bir alanda hareket ettirilmesi
sırasında cihaz elde ettiği görüntü kümesini
hafızasında biriktirir ve kümeyi birleştirilmiş
tek bir görüntüye dönüştürür. Görüntü alanı
sınırlı olan lineer problar için ya da konveks
probla çok büyük lezyonların görüntülenmesinde yardımcıdır.
Gri-skala incelemede ekran gösteriminin
(“display”) gri renkten farklı bir renge ait
tonlarda seçilmesidir. Görüntü oluşturmada
gri-skala görüntülemeden farklı bir parametre
kullanılmaz. Yöntemle kenar keskinliğinin belirginleştirilmesi ya da görsel algı farklılığı
oluşturarak detay saptanmasının sağlanması
amaçlanmaktadır.
Resim 1.1.15. PANORAMİK GÖRÜNTÜLEME –
Geniş alanlar, büyük tümörler aynı görüntüde izlenebiliyor.
Resim 1.1.16. KROMATİK GÖRÜNTÜLEME – Aynı
bölgenin farklı renklerde gösterimi.
ULTRASONOGRAFİNİN UYGUN KULLANIMI
9
ELASTOGRAFİ
Doku esnekliğini ölçme işlemine doku elastografisi adı verilmektedir. Doku esnekliği pek
çok biyofiziksel yöntemle ölçülmekte, üzerinde
çalışmalar devam etmektedir. Bu çalışmalar
sonucunda doku esnekliğini değerlendirmede
pratikte kullanılabilen yöntemlerinden birisi de
ultrasonografi olmuştur. Yöntemin duyarlık ve
özgüllüğü, farklı doku, organ ve patolojilerde
sınanmakta, üzerindeki klinik çalışmalar yoğun şekilde süregitmektedir.
Tümör dokusunun sağlam dokudan daha sert
olduğu çoğu tümör için geçerli ve iyi bilinen
bir genellemedir. Elastografinin temel ilkesi bu
genellemeden köken alır, normal doku ile
tümör dokusu arasındaki elastikiyet farkını
ortaya koyarak tümörün saptanmasını veya
karakterize edilmesini amaçlar.
Doku elastikiyetini ortaya koymada farklı firmaların farklı fizik ilkelere dayanan yöntemleri
olsa da genel olarak yöntem, ses dalgasının
doku içerisinde ilerlerken oluşturmuş olduğu
kompresyon-dekompresyon hareketinden bilgi
edinme temeline dayanır. Elde edilen nitel ya
da nicel bilgi farklı şekillerde görüntüye
dönüştürülür. Farklı doku sertliklerini renk
skalası ile görüntüye dönüştürmek en yaygın
kullanılan yöntemdir. Renkli görüntü üzerine
konan ROI (“region of interest”) ile nicel
değerler elde etmek, karşılaştırmalar yapmak
mümkün hale gelmiştir. Doku elastografisi
başlangıçta yalnızca meme, tiroid gibi yüzeyel
dokularda çalışılabilirken artık günümüzde
derin dokularda da kullanılabilmekte, konveks
hatta endokaviter problar ile de elastografi
yapılabilmektedir.
Resim 1.1.17. ELASTOGRAFİ – Soldaki örnekte meme kanseri, sağdaki örnekte testis tümörü tanısı almış
hastalarda iki farklı marka cihazda, yüzeyel problarla elde edilmiş sonoelastografi görüntüleri görülüyor. Elastikiyeti az
alanlar mavi ile kodlanıyor.
Resim 1.1.18. ELASTOGRAFİ – Karaciğerde parankim (soldaki resim) ve tümör (sağdaki resim) örneklemesi. Doku
sertliği ve kiloPascal (kPa) birimi ile ölçüm değerleri sol altta görülüyor.
Download