Şifanur | Suda Yaşayan Canlılar

advertisement
Suda Yaşayan Canlılar
Açıklama: Üremeleri, ikiye bölünme, tomurcuklanma, ana bitkinin büyümesi, spor hücrelerinin
ya da eşey hücrelerinin üretilmesi ....
Kategori: BİYOLOJİ DÜNYASI
Eklenme Tarihi: 27 - Şubat - 2012
Geçerli Tarih: 19 - Temmuz - 2017, 05:44
Site: Şifanur
URL: http://www.sifanur.com/haber/2905-suda-yasayan-canlilar.html
Su Yosunları
Su yosunları ya da Algler (Latince deniz otu anlamındaki "alga" dan türetilmiştir ),
büyük çoğunluğu fotosentetik olmasına ve bitkilere benzemesine karşın, bitkiler
alemiyle yakın akraba olmayan bir grup sucul canlı grubudur.
"Yosun" tanımı çoğunlukla su yosunları (algler) için kullanılsa da; yosunlar, kara
yosunları ve su yosunları (algleri) gruplarını kapsayan genel bir terimdir.
Su yosunları, bitkilerin aksine, fotosentez ürünlerini nişasta formunda depolamazlar.
Kloroplastları, sitoplazma içerisinde serbest olarak değil, granüller endoplazmik
retikulum üzerinde bulunur. Klorofil-c taşırlar ve bitkilerde bulunmayan başka
pigment maddeleri bulundurular. Çeşitli su yosunu gruplarına özel renklerini bu
pigment maddeleri verir.
Su yosunlarında, bitkilerdeki yaprak, gövde gibi elemanlarına benzeyen, ancak damar
dokusu taşımayan, özelleşmemiş vücut bölümlerine "tallus" denir.
Üremeleri, ikiye bölünme, tomurcuklanma, ana bitkinin büyümesi, spor hücrelerinin ya
da eşey hücrelerinin üretilmesi şeklinde gerçekleşir.
Fotosentetik su yosunları, sucul ortamların birinci derecedeki üreticileri olduklarından
önemlidirler. Alglerin bir diğer önemi de, birçok sucul canlının besin kaynağını
oluşturmalarıdır. Ayrıca, çeşitli endüstri alanlarında kullanılan bazı hammaddeler yine
bu su yosunlarından elde edilmektedir. Yaşamı sona eren su yosunlarının dış iskeletleri
dibe çökerek, denizel kayaçların yapısına katılır.
Amfibyumlar
İki yaşamlılar (Amphibia) (Yunanca αμφις "her ikisi" ve βιος "yaşam"), amniyotik
yumurtaya sahip olmayan bütün dört bacaklı omurgalıları içeren bir hayvanlar alemi
sınıfıdır. Ayrıca iki yaşayışlılar, amfibiler ya da amfibyumlar olarak da bilinirler.
-+
İki yaşamlılar, değişkensıcaklı (ektotermik) hayvanlardır ve yaşamlarının bir kısmını
karada bir kısmını suda geçirdikleri için "iki yaşayışlı" ismini almışlardır. Günümüzde
yaşayan 6,022 adet iki yaşayışlı türü olduğu bilinmektedir. İki yaşayışlıları ve
sürüngenleri inceleyen bilim dalına herpetoloji denir.
Gerek anatomi gerekse fizyolojik açıdan balıklarla, sürüngen arasında bir özellik
gösteren Amphibia sınıfı, omurgalıların su dışında yaşayan ilk grubunu
oluşturmaktadır. Omurgalılar su yaşamından kara yaşamına geçerken, birçok
değişiklikler meydana gelmiştir. Devoniyen'in sonlarına doğru meydana gelen kuraklık
nedeniyle, akciğerli balıkların bazı populasyonları yaşadıkları ortamlardan çıkarak
karadan diğer sulara geçmişlerdir. Daha sonrada tüm suların kurumasıyla
zamanlarının büyük bir bölümünü karalarda geçirmeye başlamışlardır. Böylece
Amfibyumların balıkların en evrim geçirmiş olan Teleostei grubu yerine en ilkel olan
Dipnoi den meydana gelmesi ilginç bir evrimsel olaydır.
Balıklar
Balıklar (Pisces) poikloterm olan, neredeyse sadece suda yaşayan ve solungaçları ile
solunum yapan, soğuk kanlı, yürekleri çift gözlü, çoğunun vücudu pullu, genellikle
yumurta ile üreyen omurgalı hayvanlardır. Bazı türler canlı doğurarak ürer (lepistes,
kılıçkuyruk, moly vs.). Örneğin tatlı su balıklarından Lepistes'in (Poecilia reticulata)
yumurtaları anne karnında çatlar ve canlı doğum gerçekleşir. Çiklitgillerde ise kuluçka
süresi dişinin ağzında gerçekleşir.Ağzında yumurtaları çeviren, mantarlaşmasını
engelleyen dişi yumurtalar çatlayana hatta yavrular serbestçe yüzmeye başlayana kadar
onları ağzındaki kesesinde korur.
Bulunmuş olan en eski balık fosilleri 500 milyon yaşındadır. Günümüzün balıkları
kıkırdaklı balıklar (Chondrichthyes) ve kemikli balıklar (Osteichthyes) olarak ikiye
ayrılırlar. Bunlar gibi diğer iki grubu oluşturmuş olan Placodermi (Zırhlı balıklar) ve
Acanthodii (dikenli köpek balıkları)'nın nesilleri 300-400 milyon yıl evvel tamamen
tükenmiştir
Bir kulakcık ve karıncıktan meydana gelen yüreklelande daima kirli kan bulunur.
Yürekten çıkan kirli kan solungaçlarda temizlendiğinden, vücutta temiz kan dolaşır.
Ağızdan alınan su, solungaçlardan dışarı atılırken surda çözülmüş oksijen, osmozla
kana verilir. Bu arada suda bulunan besinler ise yutulur. Köpek balıklarında su hem
ağızdan hem de ilk solungaç yarığından alınır. Tuzlu su balıkları su içtikleri halde, tatlı
su balıkları su içmezler. Gerekli su ihtiyaçlarını solungaç zarlarından osmozla alırlar.
Deniz balıkları içtikleri suyun tuzunu böbrekle değil, solungaçları ile ayırır. Balıklarda
göğüs ve karın yüzgeçleri çift, sırt, kuyruk ve anal yüzgeçleri tektir. Tek yüzgeçler
nadiren birden fazla olsalar da simetrik çiftler meydana getirmezler.
Derisi Dikenliler
Derisi dikenliler ya da Echinodermata, su hayvanlarının bir kolu olan ve okyanusun
tüm derinliklerinde bulunan omurgasız hayvanlar şubesidir.Sürünerek hareket
ederler.vücutlarının alt kısmında tüp ayak denilen yapılar bulunur.Vakum etkisiyle
yüzeye yapşıp vücudu çekerek hareket sağlar.Aynı zamanda tüp ayaklar beslenme ve
boşaltımda görevlidir.Eşeyli ürerler. Tamamı denizlerde dağılım göstermektedir. Acı
sularda rastlansa da, tamamen tatlı suda yaşayan hiçbir temsilcisi yoktur. kalper
plaklardan oluşan iç iskelete saiptirler. başsız ve segmentsizdirler. dolaşım sistemleri bu
sınıfa özgü su-damar sistemidir.
542 milyon yıl önce görülmeye başlayan ve bu gün yaklaşık 7.000 türü bulunan ve
yaklaşık 13.000 türü yok olmuştu
Deniz Memelileri
Deniz memelileri, denizlerde ya da okyanuslarda yaşayan ya da yaşamını denize
bağımlı olarak sürdüren memelilere verilen genel isimdir. Memeliler orjinellerinde
karada evrimleşmiş ancak daha sonra deniz memelileri denizde yaşabilmek için tekrar
evrimleşmişlerdir.
Denizanaları
Denizanaları veya Medüzler,Scyphozoa ve Cubozoa sınıflarında bulunan, serbest yüzen
deniz hayvanlarıdır.
Denizanasının çeşitli türleri dokungaçlarında zehir taşırlar. Başka bir canlının bunlarla
teması halinde, denizanasının ölü olduğu durumlarda bile, zehirlenme söz konusu
olabilir. Bu durum denizanası sokması olarak nitelendirilir.
Yumuşakçalar
Yumuşakçalar (Mollusca) ahtapot, kalamar ve salyangoz vs. yumuşakçadır.Vücutları
yumuşak ve kabukludur. kabuklarının altında manto adı verilen ince bir doku
tabakasından oluşan vücut örtüleri vardır. iç organları gelişmiştir. ayakları toprağı
kazma, sürünme, avlarını yakalama işini görebilecek biçimde farklılaşmıştır. otçul, etçil,
veya parazitik beslenirler. sucul olanlar sudaki organik maddeleri süzerek beslenir.
soda yaşayanlar solungaç, karada yaşayanlar ise manto boşluğunun genişlemiş yüzeyi
ile solunum yapar. açık dolaşım görülür. bu dolaşım sisteminde kan, vücut dokuları
arasına yayılır.
Yumuşakçaların sınıfı olan kafadan bacaklılarda (mürekkep balığı, ahtapot)kapalı
dolaşım görülür. yumuşakçaların sistemlerinde beyin ve sinir kordonları bulunur.
gözler, dokunmaya ve kimyasal maddelere duyarlı yapılar gelişmiştir. eşeyli üreme
görülür. suya çok sayıda sperm ve yumurta bırakırlar. döllenme suda gerçekleşir.
ahtapot,salyangoz,midye,fazgenella yumuşakçalardandır.yumuşakçalardan olan
midyeler çok eskiden beri insanların besin kaynağı olarak kullanılır.kirli ortamlarda
yaşayan midyeler çevreden aldıkları zehirli maddeleri ve mikroorganizmaları
vucütlarında biriktirebilirler.bu yüzden sadece temiz sulardan toplanan midyeler
yenilmelidir. Yumuşakçaların iskeletlerinin adı "kavkı"dır.
Medüzler, yassılaşmış ve yüzmeye uyum yapmış polipler olarak tanımlanabilirler.
Vücut şekli çoğunlukla yayvan ya da kubbeli bir şemsiye şeklindedir. Poliplerden daha
karmaşık yapılı canlılardır. Yüzme organı olarak bir şemsiye gelişmiştir. Bu organ
sayesinde hayvan ileriye doğru hareket eder.
Medüzlerin beyinleri yoktur. Bunun yerine sinir sistemleri ışığa ve kokuya duyarlı
şekilde gelişmiştir. Küçük balıklarla ve diğer küçük deniz canlılarıyla beslenirler.
Vücutları hidrodinamik olmadığı için yavaş yüzerler ve avlarını yakalamalarına
yardımcı olacak şekilde bir dalgalanma yaratırlar.
Download