Ulus Devlet Olma Yolunda Bir Medeniyet: Çin Giray FİDAN* Çin, tarihten günümüze ulaşan en eski medeniyettir. Yazılı tarihi M.Ö. 2200’e kadar uzanan Çin, dünyanın diğer medeniyetlerinin aksine ortadan kalkmamış zaman içerisinde birçok değişim ve gelişim geçirerek günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır. Bu anlamda Çin Medeniyetini, yaşayan bir Mısır Medeniyeti gibi görmek mümkündür. Mezopotamya, Hindistan, Güney Afrika ve Avrupa’daki benzerleri ortadan kaybolurken Çin, aynı yazılı dil, aynı devlet sistemi ve sosyal yapısıyla 21. yüzyıla gelebilmiştir. Günümüzde kullanılan Çince karakterlerin kökeni 3300 yıl öncesine dayanmakta ve yazı sistemi nerdeyse hiç değişikliğe uğramadan günümüzde de kullanılmaktadır. Örneğin günümüzde Çin’in bilgisayar teknolojisinden, uzay araştırmalarına dek kullandığı yazı 3300 yıl önceki yazının aynısıdır. Çince dışında dünyada bu kadar uzun süre kullanılmış ve modern zamanlarda da kullanılmaya devam eden başka bir yazı sistemi bulunmamaktadır. Mısır Hiyeroglifleri müzelerdeki yerini almış olmasına rağmen yaşı ve mantığı aynı olan Çince yazı sistemi, halen kullanılmakta ve dünya nüfusunun 5’te birinin sosyal, bilimsel, kültürel ve ekonomik iletişim aracı olmayı sürdürmektedir. Çince yazı sistemi söz konusu olduğunda, Çin Medeniyetinin temelinden de bahsediliyor demektir. Çin coğrafyasında Orta Doğu veya Avrupa’daki benzerlerinden farklı olarak din faktörü oldukça zayıf kalmıştır. Bu nedenle dinin birleştirici ve itici gücünün yerine Çin’de yazı ve edebiyat geçmiştir. Yazı, ayrıca Çin’in merkezi bir otorite etrafında birleşebilmesinin de anahtarı olmuş ve toplumun en önemli birleştirici unsuru olma görevini üstlenmiştir. Bunda Çin’i tarihinde ilk kez birleştiren ve Çin’in ilk İmparatoru sayılan Qin Shi Huang’ın çok önemli bir yeri bulunmaktadır. Savaşan Beylikler Dönemi’nin sonunda ortaya çıkan ve Qin beyliğinin başına geçen Qin Shi Huang, diğer beylikleri ortadan kaldırarak Çin’de merkezi bir otorite yaratmış ve günümüzden 2200 yıl önce Çin’in temellerini atmıştır. Qin Shi Huang’ın yaptığı en önemli devrim daha önce bir standarda sahip olmayan ve her beyliğin kendine ait olan yazı sistemlerinden standart bir Çin Yazısı Sistemini ortaya çıkarması ve bu sayede de Çin’in birliğini sağlaması ve tartışmasız bir merkezi yönetim kurmasıdır. Yazının standartlaştırılmasının ardından ise ağırlık ve ölçü birimleri, merkezi yönetim, vergi sistemi ve toprak sistemi standart hale getirilmiştir. Öyle ki; günümüzde Çin’de halen kullanılmakta olan ağırlık ve ölçü birimleri Qin Shi Huang Döneminden kalmadır.1 Çin, merkezi otoritenin tesisi bakımından Avrupa’nın 2200 yıl ilerisinde bulunmaktadır. Bir başka deyişle, Avrupa’nın birleşme hayallerini Çin 2200 yıl önce Qin Shi Huang’ın imparator olduğu dönemde hayata geçirmiştir. Aslında Çin ve Avrupa birçok açıdan karşılaştırılabilir iki büyük medeniyet havzasıdır. Avrupa’nın kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına aynı dil ailesinden gelen benzer ve yakın diller konuşulmakta; akraba sayılabilecek topluluklar yaşamak* Bozok Üniversitesi Öğretim Üyesi, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Asya-Pasifik Araştırmaları Merkezi Çin Uzmanı, [email protected] 1 @-7 (Qin Shi Huang Biyografisi), 02 ( s. 402. Nisan ’11 • Sayı: 28 21. YÜZYIL [55] Giray Fidan tadır. Çin’de de merkezi bir yönetim sistemi geliştirilmemiş olsa idi günümüz Avrupa’sından farkı olmayan bir yapı ile karşılaşabilirdik. Zira Çin’in farklı bölgelerinde konuşulan Çince’nin lehçeleri neredeyse birbirlerinden tamamen bağımsız diller şeklinde gelişmişlerdir. Söz gelimi bir Hollandalı ile Alman’ın veya Fransız’ın konuşarak az çok birbirlerini anlama şansları varken kendi yerel lehçelerinde konuşan bir Guang Dong’lu ile Hu Nan’lının ya da Shang Hai’lının birbirlerini anlamaları imkansızdır. Bütün bu handikaplarına rağmen Çin, merkezi otoriteyi çok erken dönemlerde tesis ederek birleşik ve merkezi bir Çin’in var olabilmesini sağlamıştır. Avrupa medeniyetinin bugün ulaşmaya çalıştığı Avrupa Birliği ideali ve hedefine Çin, 2200 yıl önce ulaşmıştır. Napolyon, Hitler, De Gaulle2 gibi birleşik bir Avrupa’nın hayalini kuran liderler aslında Avrupa’nın başarısız Qin Shi Huang’larıdır. Tarihten Günümüze Çin’de Millet Sistemi: Merkezi otoritenin M.Ö. 221’de tesisinin ardından Çin, her yönüyle artık sağlam bir devlet yapısının bulunduğu yeni bir evreye girmiştir. Bu tarihten itibaren birçok farklı hanedan yönetime geçmiş hatta aralarında Han (Etnik Çinli) soylu olmayan hanedanlar da olmuştur ancak devlet sistemi herhangi büyük bir değişikliğe uğramadan günümüze kadar devam etmiştir. Resmi yazışmalar ve devletin dili her dönem Çince olmuş, Moğollar ve Mançular döneminde ise zaman zaman Çince’nin yanında bu milletlerin dili de kullanılmış ancak resmi hanedan kayıtlarından da anlaşılacağı gibi devletin arşivi, devlet memurlarının sınavları ve yazışmalar gibi temel konularda yapı hiçbir zaman değişikliğe uğramamıştır. “Çin” kelimesi bilindiği gibi dünyanın farklı dillerinde farklı telaffuzlar ile söylense de tamamı Asya’nın en doğusunda bulunan Çin için kullanılmaktadır. Çin kelimesinin kökeni de Qin Shi Huang’a dayanmaktadır. Savaşan Beylikler döneminde diğer beylikleri ortadan kaldırarak Çin’i merkezi bir devlet haline getiren Qin bu ülkenin isminin de kökeni olmuştur. Tıpkı Osmanlı beyliğinin Anadolu Beyliklerini ortadan kaldırarak devlete Osmanlı ismini vermesi gibi. Ancak Qin Hanedanı’nın burada bir farklılığı bulunmaktadır. Zira Qin Beyliği ancak 15 yıl gibi kısa bir süre ayakta kalabilmiş, arkasın2 [56] Fransız Lider De Gaulle’ün Çin ile ilgili sözleri de oldukça çarpıcı ve açıklayıcı sayılabilir. “Çin bir Ulus ya da Ulus Devlet deildir, fakat bir medeniyettir, çok kendine has ve derin bir medeniyettir” 21. YÜZYIL Nisan ’11 • Sayı: 28 Ulus Devlet Olma Yolunda Bir Medeniyet: Çin dan Han Hanedanı gelmiştir. 15 yıllık bu kısa sürede Qin batıdaki komşuları üzerinden bütün dünyanın bu ülkeyi Çin adıyla tanımasını sağlamıştır. 3 Ancak Çinliler kendilerini “Qin’li” olarak değil Qin Hanedanından hemen sonra yönetime geçen Han olarak tanımlamaktadır. Günümüzde Çin’in çoğunluğunu oluşturan Han soylular bizim etnik olarak Çinli saydığımız “Çinli”lerdir. Ancak Çin geçmişten beri “Çinli” kavramı yerine daha kapsayıcı ve nerdeyse modern anlamda bir ulus tanımına denk gelen “Zhong Guo Ren” yani “Merkez Ülke İnsanı” ya da “Merkez Medeniyet İnsanı” kavramını kullanmaktadır. Bu kavram 20. yüzyılın ortasından itibaren Çin’in Ulus-Devlet olma sürecinde “Zhong Hua Min Zu” (Çin Milleti/Ortadaki Ülke Milleti) şeklinde ortaya konulmaya başlanacaktır. “Zhong Guo Ren” yani “Orta Ülke İnsanı” kavramı Çin tarihi boyunca kullanılagelmiş bir kavram olarak öne çıkmakta ve herhangi bir etnik kökene gönderme yapmaksızın Çin Kültür Dairesi içerisinde olan herkesi kapsamaktadır. Buna göre aslında Türk kökenli olan ve Tang Hanedanı dönemi ve Çin Tarihinin en büyük şairi olan Li Bai4 da bir Çinli yani Merkezi otorite “Zhong Guo Ren”dir, Ming Hanedanı döneminde büyük bir donanmayla yola çıkarak keşifler yapmış olan Müslüman etraf›nda bütün Zheng He da Çinli yani “Zhong Guo Ren”dir. Çinli ya da Avrupa’dan daha “Merkez Ülke İnsanı” olanlar bu medeniyetin bir parçasıdırbüyük bir topra¤› lar. Bu, Çin’de coğrafya üzerinden yapılan bir tanım olarak öne çıkmaktadır. birlefltiren Çin, Avrupa Birli¤i’nin bugün Günümüzde Çin’in çok milletli yapısı devam etmekte ve Çin Halk Cumhuriyetinin resmi olarak kabul ettiği 56 gerçeklefltirmeye etnik grup bulunmaktadır. Bu etnik grupların en büyüğü çal›flt›¤› birli¤i 2200 y›l Han’lardır ve nüfusun yüzde 91’ini oluşturmaktadırlar. Kalan 55 etnik grup ise nüfusun kalanını oluşturmaktadır. önce sa¤lam›flt›r. Han’lar çoğunlukla ülkenin daha gelişmiş olan ve tarihte de “Orta ya da Merkez Düzlük” (Zhong Yuan)5 adı verilen bölgelerinde yaşamaktadırlar. Etnik gruplara Çin Halk Cumhuriyeti Anayasası ve kanunlarında özel haklar tanınmış bulunmaktadır.6 Özerk Bölgelerin Valileri bölgede yaşayan etnik gruptan seçilmektedir ancak merkezi hükümette karar verici noktalarda, yok denecek kadar az azınlık millet mensubu bulunmaktadır. Bununla birlikte Çin’in 9,5 milyon kilometre karelik topraklarının büyük bölümü Özerk Bölge ve Özerk İlçeler’den oluşmaktadır. Özerk Bölgeler; Xin Jiang Uygur Özerk Bölgesi, Guang Xi Zhuang Milleti Özerk Bölgesi, İç Moğolistan Özerk Bölgesi, Ning Xia Hui (Dungan, Çinli Müslüman) Özerk Bölgesi ve Tibet Özerk Bölgesidir. Bu Özerk bölgelerin yanında ayrıca çeşitli eyaletlere yayılmış olan diğer etnik grupların da kendilerine ait Özerk İlçeleri bulunmaktadır. 3 s. 648-649. 4 Ünlü Tang Dönemi airi Li Bai’ın Türk (Tu Jue) olup olmadıı konusu hala tartıılmaktadır. Ancak Li Bai’ın o dönemde Türklerin yaamakta olduu bölgede domu olması ve kızına vermi olduu “Po Li” ( K) isminin Çince’de herhangi bir karılıının olmaması Türk olduu iddialarını güçlendirmektedir. 5 ; Hanların çounlukta yaadıı Çin’in dousunda bulunan ve tarıma elverili bölgelerdir. Batı kaynaklarında “China Proper” olarak adlandırılan bölge Çin Seddi’nin içinde bulunan topraklardır. Bir tarım uygarlıı olan Çin, verimli tarım arazilerini altı göçebelerin yaadıı batı bölgelerinden bu ekilde ayırmıtır. Çin’de yaı alan bölgeler incelendiinde, Çin Seddi’nin bu bölgelerin sınırları boyunca yapıldıı görülebilmektedir. 6 Bakınız: Çin Halk Cumhuriyeti Anayasası (2004 Revizyonundan sonraki versiyonu): Giri Bölümünün ilk cümlesi: 46 FA1<BE1)#1:, “Çin Dünyada bulunan en eski tarihe sahip ülkelerden biridir. Çin’de bulunan bütün milletlerden halk, parlak bir kültür ve anlı bir devrim gelenei yaratmıtır.” 4. Maddede *B3G “Çin’de bulunan bütün milletler eittir.”, ayrıca 59. Madde, 65. Madde, 70. Madde, 89. Madde,99. Madde, 107. maddelerde azınlık milletler ile ilgili hükümler yer almakta ve Anayasanın 6. Bölümü Özerk Bölge ve Yönetimler ile ilgilidir. Nisan ’11 • Sayı: 28 21. YÜZYIL [57] Giray Fidan Çok Milletli Sistemin Dönüm Noktası: Qing Hanedanı Ming Hanedanını ortadan kaldırıp Çin’i işgal eden ve yönetimi ele geçiren Mançular, 18. yüzyıldan itibaren Orta Asya’da yaptıkları fetihlerin ardından Çin’i yeni bir yapıya kavuşturmuşlardır. 20. yüzyıla kadar ayakta kalacak olan hanedanın yönetimi kadim Çin devlet sisteminin de son temsilcisi olmuştur. Özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Qing yönetimi, Çin’i “Çok Milletli” (Multiethnic-State) bir devlet hüviyetine kavuşturarak Han soyundan gelen entelektüellerin yönetime karşı gelmelerini engellemeye çalışmışlardır. 1911 yılında son bulan Qing Hanedanı Modern Çin’e, Çin’in sadece Han’lara ait olmadığı fikrini ve Çok Milletli bir devlet sistemini miras bırakmışlardır. İmparator Qian Long özellikle Çin’in günümüz sınırlarının ve “Çin” düşüncesinin oluşmasında oldukça önemli bir yer edinmiştir. Qing İmparatoru Qian Long, Çin’i bir büyük devlet ve medeniyet olarak tasavvur etmiş ve Han olmayan unsurların da Çin’in bir parçası olacağını ilan etmiştir. Qian Long, 1755’te yayınladığı resmi bildirisinde Çin tarihinin en önemli dönüm noktalarından birini ortaya koymuştur: “Halihazırdaki Çin Düşüncesi’ne göre Han olmayanlar Çin’in tebaası olamazlar ve toprakları Çin’e dahil olamaz. Bu bizim hanedanımızın Çin anlayışına uymamaktadır, bu ancak Han, Tang, Song ve Ming gibi eski hanedanların düşüncesi olabilir.”7 Bu bakış açısının ortaya konulmasının ardından Han olmayan teba ve bölgeler de Çin toprakları içinde sayılmaya başlanmış ve günümüz Çin’ine giden yol açılmış olmuştur. Günümüzde Çin Halk Cumhuriyetinin toprakları içerisinde bulunan Xin Jiang, Tibet, İç Moğolistan gibi bölgeler Qing İmparatoru Qian Long döneminde Çin topraklarına dahil edilmişlerdir. Qing Hanedanı sonrasında da Qian Long’un ortaya attığı Çin düşüncesi devam ettirilmiştir. Son Yıllarda Öne Çıkan Çin Ulusu “Zhong Hua Min Zu” Kavramı: “Zhong Hua Min Zu”8 kavramının tanımı için birkaç fikir öne çıkmaktadır: “Çin Sınırları içerisinde yaşayan 1.1 milyar insandır.” “Çin Milleti, geçmişten günümüze Çin’de yaşamakta olan bütün milletlerin ortak adıdır.”9 Ancak Çin söz konusu olduğunda, bu tanımlar eksik kalabilmektedir. Zira Çin dışında çeşitli ülkelerde yaşayan 80 milyona yakın bir “Çin Diasporası” 10 bulun7 Gang Zhao, “Reinventing China: mperial Qing deology and the Rise of Modern Chinese National Identity in the Early Twentieth Century”, Modern China, C. 32, S. 1, Ocak 2006, s. 4. 8 B Zhong Hua, Çin’in dier isimlerinden biridir ve “Merkezdeki Çiçek” anlamına gelmektedir. Türkçeye Çin Ulusu olarak çevirilebilir. 9 $D BN>% (Çin Ulusunun Çeitlilii ve BirliiB 02 ( 1989, s. 1 ve s. 113. 10 Hua Qiao, Çicek (Çin) Köprüsü olarak Türkçe’ye çevirilebilir. kullanılan özel isimdir. [58] 21. YÜZYIL Nisan ’11 • Sayı: 28 Çince’de ülke dıında meskun olan Çinliler için Ulus Devlet Olma Yolunda Bir Medeniyet: Çin maktadır. Bu nedenle de kavram sadece ülke sınırları içinde yaşamakta olanları değil, bir yönüyle de sınırlar dışında yaşamakta olan Çin Milleti mensuplarını da kapsamaktadır. Çin, Sovyet sisteminden aldığı özerk yönetim anlayışını devam ettirse de gerçek manada bir Ulus Devlet olma, 18. yüzyılda başlayan “Çin Ulusu” oluşturma sürecine günümüzde de devam etmektedir. Bunu yapabilmenin birinci şartı ise her millet ve etnik kökenden bütün vatandaşlarına Çince’yi öğretmektir. Bunun başarılabilmesi için 20. yüzyılın ortasından itibaren Çin’de yoğun çaba sarf edilmektedir. Halihazırda Çin’de Han’lar dışında 55 etnik grup yaşamakta ve bu etnik gruplar 100’e yakın farklı dil kullanmakta ve aralarında 27 tanesinin kendilerine ait yazı sistemi de bulunmaktadır.11 Bu diller varlıklarını sürdürmüş olsalar da Çin Tarihi boyunca ortak iletişim dili Çince ve kullanılan yazı da Çince Karakterler12 olmuştur. Ortak Dil olarak öne çıkan Çince için Qing Hanedanı Döneminde resmi dil anlamında “Guan Hua”( , Memur Dili), Çin Cumhuriyeti DöNapoleon, De Gaulle neminde “Guo Hua”( ,Ülke Dili), Çin Halk Cumhuriyeti gibi Birleflik Avrupa Döneminde ise “Pu Tong Hua” ( , Genel Geçer Dil) isimleri verilmiş ve herkes tarafında resmi ve ortak dil olarak idealine sahip liderler benimsenmiştir. Hanlar’ın yanı sıra 43 etnik grup da artık Avrupa’n›n baflar›ya günlük hayatta Çince kullanılmaktadır.13 ulaflamam›fl Qin Shi Huang’lar› Sonuç say›labilirler. Qing Hanedanından itibaren Han olmayanların da devletin tebaası haline gelmesi ve Hanların yaşadığı bölgeler dışında kalan bölgelerinde Çin egemenliğine geçmeleri ile başlayan “Çin Milleti” ya da “Çin Ulusu” oluşturma süreci günümüzde de devam etmektedir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949’da kuruluşunun ardından Sovyet Sistemini kendine örnek almış ve tarihten getirdiği özelliklerinin yanında Sovyetlerin yaptığına benzer şekilde farklı milletlere ve etnik gruplara özerklik vermiş; özerk bölge ve ilçeler tesis etmiştir. Sovyetler ile Çin arasında 1960’lardan sonra başlayan çekişme ve ilişkilerin kötüye gitmesi ardından Çin, ABD ile yakın ilişkiler kurmuştur. Mao Ze Dong’un ölümünün ardından yönetime gelen Deng Xiao Ping, Çin’de Reform ve Dışa Açılma Politikalarını hayata geçirmiş ve ekonomik liberalleşmenin önünü açmıştır. Deng Xiao Ping’in meşhur sözü “Kedi’nin siyah ya da beyaz olması farketmez, önemli olan fareyi yakalamasıdır” bu dönemin ruhunu da özetlemektedir. Çin 1989’dan günümüze ekonomik kalkınmanın ön plana çıktığı, ekonomi dışında her şeyin ikinci planda olduğu bir dönem yaşamıştır. Günümüzde ise Çin, “Çin’e Özgü Sosyalizm” adı verilen kendine has bir sistemi devam ettirmektedir. Çin gibi çok büyük bir coğrafyaya ve onlarca farklı dil konuşan farklı dine inanan insanların yaşadığı bir ülkenin Ulus Devlet olabilmesi için başarılması gereken birinci iş her vatandaşın ortak dili konuşabilmesi ve mümkün olursa yazabilmesi olacaktır. Bu hedefe büyük ölçüde ulaşıldığı görülmektedir. Ayrıca, son yıllarda son hızla bitirilen demiryolu ve karayolları ağı sayesinde Çin, tam anlamıyla tek ve büyük bir pazar haline gelebilmiştir. Tek pazar haline gelen Çin’in Ulus Devlet olmak yolunda önemli bir aşamayı daha geçtiği söylenebilir. Son iki yüzyıllık süreçten günümüze Çin, çok etnik kökenli, çok dilli ve çok dinli yapısını göreceli olarak koruyarak; ekonomik, sosyal ve siyasi açıdan bir Ulus Devlet modeline doğru hızla ilerlemektedir. 21. YÜZYIL 11 !+5 BLJ1&"M= (Çin Ulusunun Oluumu ve Gelimesi), ( 02 ( 1999, s. 287. 12 Çincenin yazı sistemi olan Çince Karakterler. 13 ?H BI/1C6. (Çin Ulusu Kavramı ve Sınırları29 8' S. 2, 2003, s. 156-157. Nisan ’11 • Sayı: 28 21. YÜZYIL [59]