5. Hafta

advertisement
İktisat Tarihi II
VI. Hafta
Şehir ve Taşra
• İtalya dışındaki Batı Avrupa neden geri
kalmıştır?
• Roma İmp.’u örneğinde şehir nedir?
• Şehir ile taşra arasındaki ekonomik ilişki nedir?
• Su yolu taşımacılığı ve özellikle de deniz
taşımacılığı antik çağ şehri için büyük imkanlar
sunmuştur.
– Kargo şeklinde gerçekleştirilen ithalat nüfus
artışını beraberinde getirmiş,
– Sınırlı tarım ürünleri çeşitlenmiş
– Üretilen çeşitli mallar ve kölelerin ev işleri ile
üretimde kullanılması refahı arttırmıştır.
– Taşrada ise ithal edilen maddeler büyük
çiftliklerde uzmanlaşma yoluyla gelişkin
işletmeciliğin oluşmasına neden olmuştur.
• Taşra – memleket ve deniz arasındaki ilişki
oldukça karmaşık ve gelişme aşamaları yavaştı.
• Kartaca zaferi sadece siyasi tarihin değil
şehirleşme tarihinin de başlangıcıdır.
• Roma gibi haraç ve ganimetlerden beslenmeyen
şehirler; tahliye ve taşımacılık , geliş – geçişten
alınan liman vergileri ve tersane gelirleri
• Antik çağ gemileri mümkün olduğunca kısa
mesafeler arasında gidip gelmeyi tercih etmiştir.
• İhtiyaç maddeleri için antik çağ şehirleri nasıl
ödeme yapıyordu?
• Antik çağda var olmayan sadece esnaf birlikleri
değildi esnaf da yoktu.
• Antik çağ ve orta çağ karşılaştırmasında her iki
dünyada da ihracat için üretilen malların miktarı
ve önemi rol oynamaktadır.
• Max Weber antik çağ şehrini üretim merkezi
değil tüketim merkezi olarak tanımlamıştır.
• Antik çağ şehirlerinin yiyecek, maden, köle ve
diğer ihtiyaçları dört şey üzerine kurulmuştur.
– Yerel tarımsal üretimin miktarı
– Gümüş gibi özel kaynak ve madenlerin
bulunması
– Kıymetli şarap ve yağ elde edilen bitkiler
– İmp.’taki kiralar, vergiler, haraç ve toprak
sahipliğinden elde edilen gelirler
• Potansiyel birikime sahip olanların ne ekonomik
bir ihtiyacı ne de Pazar imkanı vardı.
• Antik çağ ekonomisinin bir başka yönü paranın
hiçbir itibarının olmadığı veya üzerinde
konuşulabilen bir değer ifade etmediği bir
dünyaydı.
• Devresel krizler gibi kredi bunalımı adı verilen
krizler de arz ve talep hareketlerinin
bulunmaması gibi sebeplerden
kaynaklanmaktaydı.
• Julius Caesar - demagojik temelli vaat/MS 33’te
Tiberius – halk ayaklanması
• Antik çağ devletleri büyük kaynakları zevk ve
askeri ihtiyaçlar için harcayabilecek
durumdaydı.
• Germen ve Pers saldırılarına karşı bir takım
tedbirler alınsa da imparatorluğun üretken bir
hale gelebilmesi için hiçbir şey yapılamazdı
tamamıyla yapısal bir değişime ihtiyaç vardı.
Devlet ve Ekonomi
• Helen litürjisi: Halk için çalışmak – devlete
yapılan hizmet – kutsal hizmet
• Şehir devletinin bir toplum olarak en belirgin
zorluğu sorumluluk ve yardımları paylaşmaları
konusundaki baskıydı.
• Geç Roma döneminde litürji sadece yerine
getirilen bir iş durumuna geldi.
• Ekonomi gibi kavramlar ve teoriler olmasa
da bazı sonuçlara varmak için tecrübelere
dayanan yeterli bilgi birikimi vardır.
• Helen veya Roma gibi karmaşık ekonomik
unsurların bulunmadığı toplumlarda bütün
kamu faaliyetleri ekonomik faaliyetlerdir.
• Arkaik dönemde ganimetten başka getirisi
olmayan yerel savaşlar da vardı.
• Hazineye belirli bir maliyet getirmesi ve insan
kaybına neden olması, borçlar hariç savaşların
önemsiz olması sonucunu doğurmuştur.
• Roma tarihinde veya Antik çağda ticari
nedenlerle veya ticari anlayışın sonucu ortaya
çıkmış bir savaş yoktur.
• Maddi isteklerin karşılanmasıyla ekonomi
politikası arasındaki farklılık Akdeniz dünyasının
parçalandığı uzun süreçte ortaya çıkmıştır.
• Bütün antik çağ devletlerinde en azından
maden kaynakları üzerinde kralların veya
imparatorların hakları vardı.
• Kredi bunalımı diye adlandırılan dönemde bile
devlet ciddi bir girişimde bulunarak para kıtlığını
gidermek için çaba harcamamıştır.
– Tağşiş
– Kullanılan metallerin çeşitliliği
– Devletler arası kur anlaşmalarının etkinsizliği
– Büyük miktarlı ödemelerde yeterli sikkenin
bulunamaması
• Romanın fethettiği topraklar üzerinde kurduğu
koloniler kazanılan topraklar üzerine fakirlerin
yerleştirilmesi esasına dayanıyordu.
• Romalılar sadece savaş zamanlarında toplanan
savaş vergisini sürekli hali dönüştürmemiştir.
• Ortalama gelir düzeyi ve dolaylı vergilerden elde
edilebilecek gelir
– Gelişemeyen pazarlar
– Geleneksel teknolojik yöntemler
– Tarım örgütlenmesi
• Artan besin talebinin litürji ve kamu hazinesi ile
karşılanmasının neden olduğu kaynak israfına
antik çağ ekonomisi iki yolla karşılık vermiştir.
• Roma fetihleri Ege’de yerleşik Helen
koloniciliğinde iki açıdan değişiklik getirmiştir.
– Toprak vergisinin en büyük gelir kaynağı olması
– Mali yükün büyük bir kısmının zenginlerden
fakirlere aktarılması
• MS 2. yy bitmeden iç ve dış baskılar artmaya
başladı.
• Derine batmaya başlayan sosyal ve siyasi yapı,
kurumlaşmış değer sistemi ve üretici gücü
sömüren organizasyonu ile antik çağ artık hızla
sonuna doğru ilerliyordu.
Ek Düşünceler
• Uzun mesafeli ticaret taş çağından beri devam
etmekteyse de gelişmemiş teknoloji mal ve
düşün alışverişinde en büyük engeldi.
• Üretici yahut tedarikçiler zaman zaman
malların fiyatlarını etkilemeye çalışsalar da
yapısal değişim yaratamadılar.
• Üretim sisteminde kölelik bir hayalet gibiydi.
• Köleci üretim tarzı kavramındaki zorluk köleliğin
taşınır bir mal gibi diğer üretim şekilleriyle özellikle
de kapitalizmle birleştirilmiş olmasıdır.
• Antik çağ ekonomisinde istihdam modellerine
ticari alanda alternatif iki modelin oluşturulduğu
görülmektedir.
– Keith Hopkins
– Thomas Pekardy
• Tüketici sınıfın küçük boyutta olması
• Sikke basımının az miktarda olması
• Taşımacılıktaki yüksek fiyatlar
• Helenistik teriminin tanımı antik
ekonomi çalışmaları için yanıltıcıdır.
–Batılı Helenlerin içinde yer aldığı
eski Helen dünyası.
–Doğu bölgelerinde bulunan temel
sosyal ve ekonomik sistem.
Sınıflar - Statüler
• Sınıf hepimizin gelişigüzel ve teknik olmayan şekliyle
düşüncemizde hiçbir güçlüğe meydan vermeden
kullandığımız kavramlardan biridir.
• Marx ve Engels - 1848’de Komünist Manifesto:
Şimdiye kadar var olan tüm toplumların tarihi bir
sınıf mücadelesinin tarihidir.
• 18. Brumaire(1869): Antik çağda Roma’da sınıf
mücadelesi yalnızca hür zenginler ve hür yoksullar
olan imtiyazlı azınlık içinde meydana gelmekteydi.
• Tom Bottomore: Sınıf yapılanması Marx ve Engels’in
yazdıklarından daha fazla karmaşık ve anlamı
belirsiz bir olgu olarak ortaya çıkmaktadır.
• Onların bakış açıları büyük ölçüde erken
kapitalizmin göze çarpan sınıf ilişkilerinden ve siyasi
hayatta işleyen sınıf hareketlerinden etkilenmiştir.
• Serflik kavramını heliotlardaki gibi bir nitelendirme
ya da penestai (işçiler) veya Helenistik Asyanın tarım
işçilerinin bağımlılığı için kullanıldığı gibi yalnızca
anlama dair bir ikilik olarak antik dünyaya
uyarlamak uygun değildir.
• Şehirde durum biraz daha farklıydı. En azından
birçok gerçek büyük şehir yıllarca çok sayıda
göçmen çekti.
• Kendisi için çalışan insanlarla başkaları için
çalışanlar arasındaki fark antik çağ boyunca
değişmeden devam etmiştir.
• Sınıf bilinci meselesi daha önce de belirtiğimiz
gibi çalışan sınıfın değil çiftçi sınıfının devrimci
sloganıdır.
Tüketici Şehir ve Şehir Üretimi
• Adam Smith – Wealth of Nations: Her uygar
toplumda büyük alışveriş şehir sakinleri ile kırsal
kesim arasında devam etmektedir. Her ikisinin de
karşılıklı kazancı vardır.
• Marx ve Engels - Alman İdeolojisi: İşgücünün
paylaşımında belirleyici olan malların değiş
tokuşu kavramını ortaya çıkartan ve bunu belirli
bir gelişme derecesine ulaştıran şehirlerle taşra
arasındaki farktır.
• Max Weber – Winer Sombart: Bir tüketim şehri
geçinebilmek için gerekeni ödeyendir.
• Eduard Meyer: Tüketici şehir modeli gelirlerin
sadece istikrarlı sektörlerden değil daha çok
yabancı tarım sektörü olarak belirtilen alanlardan
temin edildiği bir modeldir.
• Sombart: Şehrin asıl temel yaratıcıları
tüketicilerdir. Bunu ikinci derecede sağlayan
ise üreticilerdir.
• Büyük toprak sahiplerinin şehirlerden kaçışı ve
piyasalardan malların gittikçe artarak geri
çekilmesi sonucunda şehre ait üretim malları bazı
çöküşlerle azalmaya başlamıştır.
• PARA VE KREDİ__________________________
• Para miktarının yetkililer tarafından
bastırılmasına bağlı olduğu ve yetersiz kaldığı
bir ortam ekonomik gelişmeyi kendi haline
bırakmıştır.
• Kredinin yaratılmasına imkan tanıyan ve erken
yakın çağdan veya geç orta çağdan iyi bilinen
yöntemlerin antik çağda bulunmadığını
vurgulamak gerekir.
• Kredi oluşturma araçlarının ve kurumlarının
bulunmayışı halen antik çağ ekonomisinin
sarsılmaz temellerini oluşturmaktadır.
• Antik çağda ne bir ticari savaş ne de ticari
emperyalizm söz konusu değildi. Sömürü zaten
savaş ve fetih anlayışlarında amaçlanmadan ve
kendiliğinden oluşan şartların ürünüdür
Roma İmparatorluğu’nun Çöküşü
• Birçok tarihçi çöküşte ekonomik faktörlerin kritik
ve tayin edici neden olduğu konusunda
birleşmişlerdir.
• Askeri üstünlükteki düşüşle birlikte masraflar da
artmaktaydı. Barbar kavimlerle olan sınırların
korunması artan bir mali yükün doğmasına
neden oluyordu.
• Harcamalar böylece artar ve vergi ihtiyacı
yükselirken verginin kaynağı süratle aşınıyordu.
• Ekonomik faaliyetlerdeki gerilemenin beraberinde
getirdiği kıtlıklar ve salgınlar savaşlardan daha fazla
olarak insanların kırımına yol açıyordu.
• Ticaretin sekteye uğraması şehirlerin gerek
duydukları malların temin etme ve ürettikleri
malları satma imkanlarından mahrum kalmaları
sonucunu doğurmuştu.
• Doğu ile yapılan dış ticaretin sürekli açık vermesi bu
açığın kıymetli maden ihracı ile karşılanmasını
gerektiriyordu
• Böylece bir yandan şehir ile kır öte yandan da
bölgeler arasındaki ekonomik bağımlılık yerini
bölgesel yeterliliğe bırakmıştı.
• Karşılaşılan problemlerin üstesinden gelebilmek için
ekonomiyi daha da zor şartlara iten çeşitli tedbirlere
başvuruldu.
– Vergiler ağırlaştırıldı
– Paranın ayarıyla oynayarak değerini sürekli düşürdü
– Fiyatlar ve ücretler üzerinde kontrol getirildi
• İmparatorluğun çöküş döneminde iki önemli
ekonomik problem enflasyon ve para ayarının
bozulmasıydı.
• Devlet vergileri ürün ya da hizmet şeklinde
toplama yoluna gitti.
• Piyasa ekonomisi kaynak dağılımını
düzenleme, para ise bir değişim aracı olma
fonksiyonunu önemli ölçüde kaybetti.
• Roma ekonomisinin dinamizminin temelinde
yatan ve Roma hukukunda ifadesini bulan
mülkiyet hakları sistemi de geniş kısıntılara
uğradı.
• Esnafın ve tüccarın mesleki özgürlüğü kısıtlandı.
• Başkentin yiyecek ihtiyacını karşılayan tüccar ve
gemi sahiplerini bir dernek halinde örgütleyerek
bazı vergi bağışıklarını da kapsayan ayrıcalıklar
tanıdı
• Her meslekten esnafın bir esnaf cemiyetine
girmesi mecburi kılındı.
• Servetlerinin aynı meslek grubu içinde kalabilmesi
için evlenme hakları da kısıtlanarak çocukların
baba mesleğine devamı zorunlu hale getirildi.
• Aynı bürokratik kontrol mekanizmaları tarım
sektörüne de uygulandı.
• Kolonluk sistemi adı verilen uygulamaya göre
toprağını terk edenler zorla eski topraklarına
getirtilebilecekti.
• Roma imparatorluğu gibi dünya çapında bir siyasi
ekonomik birliğe sahip olmanın vatandaşlarına
sağladığı kazançlar azalırken vergiler arttı.
• İmparatorluğun koruma fonksiyonunu tam olarak
yerine getirememesi mahalli güçlerin bu boşluğu
doldurmasına adli mali ve hatta siyasi bağımsızlık
kazanmalarına yol açtı.
• Batı Roma İmp.’nun Cermen istilacıları karşısında
yıkılması bu süreci tamamlayarak Batı Avrupa’da
küçük ölçekli siyasi ekonomik birliklerin ortaçağ
boyunca bin yıl sürecek egemenliğini başlattı.
• Yalnız imparatorluğun doğu ve batı bölgeleri farklı
bir gelişme seyri izledi.
Download