türkiye ekonomisi - Ankara Üniversitesi Açık Ders Malzemeleri

advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ
2.HAFTA
Prof.Dr. İlkay Dellal
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü
Türkiye Ekonomisinin bugünkü yapısını ve sorunlarını anlamak için geçmişini incelemek gerekir. Çünkü bir ülkenin
ekonomisi tarihsel gelişme süreci içinde açıklanabilir. Türkiye’nin dünya ekonomisi içindeki bugünkü konumunu
anlayabilmek için tarihsel sürecini bilmek gereklidir.
Cumhuriyet dönemindeki ekonomik gelişme, Osmanlı İmparatorluğundan devir alınan yapı üzerine oturtulmuştur.
Üretim yapısı ile beraber, ekonomik gelişmenin öğeleri de Osmanlı’dan devir alınan yapıya bağlıdır.
Devletin kurucusu ve Osmanlı Hanedanının atası olan Osman Gazi, Oğuzların Bozok kolunun Kayı boyundandır.
Devlet, Bilecik ilinin Söğüt ilçesinde kurulmuştur.
Osmanlı İmparatorluğu Ekonomisi’nde üretim büyük ölçüde tarıma dayalıdır. Tarımsal üretimde Türkler, sanayi ve
hizmetlerde azınlık ve yabancılar egemendir. Sanayi gelişememiş, buna karşılık ticaret, ulaştırma, bankacılık gibi
hizmet kesimleri İmparatorluğun son 50-60 yılında önemli sermaye birikimine konu olmuştur.
16.yy sonunda İmparatorluk yeni toprak kazanımlarının sonuna gelmiş ve bu yoldan sağlanan gelirler kesilmiştir.
Süreklilik kazanan savaşlar merkezi yönetimin elinde toplanan tarım ürünleri fazlasının yeniden üretime dönmesine
olanak vermemiştir. İmparatorluğun değişik etnik grupları siyasal ve etnik bağımsızlık peşindedir ve bu girişimler
diğer büyük devletler tarafından desteklenmiştir.
Osmanlı’nın son döneminde, hükümet, kamu maliyesini, dış ticareti ve para arzını denetleme yetkilerinden bile
yoksundur. Kamu gelirlerinin giderleri karşılayamaması sonucu ağır koşullarda dış borçlanmaya gidilmiştir. Alınan
borçlar yeniden üretimde kullanılamamıştır. Tarımsal ürün fazlası sanayiye aktarılamamış, sanayi ve hizmet karları
yeniden üretimde kullanılamamıştır.
Tarım: Osmanlı’dan devir alınan üretim yapısı tarıma dayalı niteliktedir. Tarım kesimi toprak mülkiyetinin nitelik
değiştirmesi ve endüstri bitkilerinin üretiminin yaygınlaşmasıyla pazara yönelik üretim sürecine girmiştir.
Dönemindeki ülkelerde karşılaştırıldığında tarım açısından da gelişemediği söylenebilir.
Sanayi: Büyük ölçüde el sanatlarına ve esnaf biçimi örgütlenmeye dayanmaktadır.Sanayinin mülkiyeti yabancı ve
azınlıkların elindedir. Bu grup kendini toplumsal yapının ve siyasal karar alma mekanizmasının dışında saymakta,
üretimi artırma konusunda güveni olmadığı için yeni girişimlerde bulunmamaktadır. Diğer üretici kesimlerle birlikte
çalışması yeterli düzeyde değildir. Kısaca Osmanlı’dan Cumhuriyet’e sanayi olarak pek bir şey kalmamıştır.
Hizmetler: Ulaşım, bankacılık, ticaret gibi hizmet kesimleri gelişmiş ve sermaye birikimi sağlamıştır. Ulaştırmada,
demiryolları geliştirilmiştir. Bankacılık: 1856 Osmanlı Bankası, 1863’de Mithat Paşa’nın kurduğu Tarım Kredi
Kooperatifleri Ziraat Bankası’na dönüştürülmüş
Dış Ticaret:Tarım ve maden ürünleri ihracatı, gıda maddeleri, dokuma ve giyim ithalatı, ihracatın ithalatı karşılama
oranı %60
Kurtuluş savaşı öncesi Osmanlı ekonomisi tarım ve ticarete dayalı bir yapı içindeydi. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da
feodal düzen benzeri ağalık ve beylik düzenleri egemendi. Aşar vergisi ve bu uygulamanın neden olduğu mültezimlik
tarımda modernleşmeyi engellemişti. Ulaşım ve haberleşme düzeninin olmadığı bölgelerde her türlü üretim aile
ölçeğinde idi. Batı Anadolu’da pazara yönelik üretimin var olduğu görülüyordu.
Osmanlı devleti tarım ürünleri ve bazı maden cevherleri ihraç edip, tüketim, ara ve yatırım malları ithal eden bir
ekonomik yapıya sahipti. Batı Avrupa ile yakın ilişkiler içinde olunsa da, sanayileşme ve modernleşme sürecinin
dışında kalınmıştı. Sarayın ve ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için kurulmuş birkaç fabrika ve yabancıların kurduğu ve
işlettiği küçük ölçekli az sayıda sanayi işletmesi vardı. Batı Avrupa ülkelerinin tarım ve sanayi malları için tam bir açık
pazardı.
Türkiye Cumhuriyeti
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Birinci Dünya ve Kurtuluş savaşı
Cumhuriyetin kuruluşuna kadar geçen on yıl savaş yılı
Savaş üretimi olumsuz etkilemiş, üretim kaynaklarının azalmasına neden olmuş
Spekülasyona dayanan kazançlar hızla artmış (altın ve döviz fiyatları %700 artmış)
Geçinme indeksi 1914=100, 1920=1406, 1922=999
Tüm sektörlerde üretimde düşüşler
Ticaret ve sanayi alanında Türklerin varlığının artması
Savaş döneminde (özellikle Çanakkale, Sakarya) eğitilmiş insan gücünde büyük ölçüde kayıp
Azınlıkların ülkeyi terk etmesi işgücü sorununu artırmış
Türkiye İktisat Kongresi: İzmir 1923, ekonomi politikasının somut çerçevesi ve ekonomik bağımsızlık hedefi
• Tüccar, çiftçi, sanayici, işçilerin sorunlarını belirlemek, siyasal kadro ile bütünleşmesini sağlamak
• Yabancı sermaye çevrelerine ekonominin gelecekte alacağı biçimi açıklamak
• Yönetici kadronun iç ve dış kesimlere güvence vermek istemesi
Türk ulusunun bağımsızlığı, egemenliği, meclis ve hükümetine bağlılığı vurgulanmakta
Türklerin çok çalıştığı, kendi ürettiğini kullandığı, bilimsel ve teknik gelişmeleri benimsediği, çalışkan,dürüst
ve nüfus artışından yana olduğu, doğal kaynaklarını kendi çıkarları için kullanmak istediği, yabancı sermayeye
yasalara uyduğu sürece karşı olmadığı, aracı ve tekellere karşı olduğu, farklı sınıf ve meslek gruplarının
birbirlerine sevgi ile bağlı olduğu belirtilmiş
Lozan Barış Anlaşması
Ülke Ekonomisinde Etkili Olan Faktörler
•
•
•
•
Tarih
Doğal Kaynaklar
– Coğrafi yer
– Büyüklük
– Arazi şekilleri ve yükseltisi
– İklim
– Denizler, kara suları
– Maden
Beşeri Kaynaklar
– Nüfus
– Nüfus artışı, nüfus yoğunluğu
– Cinsiyet, yaş, eğitim
– Meslekler arası bölünüş
Sermaye oluşumu
Download