Slayt 1 - WordPress.com

advertisement
Bileşikler ve formülleri
Farklı element atomları uygum şartlarda bir
araya geldiğinde yeni maddeler oluşur. Bu yeni
maddeleri oluşturan atomlar arasında
kimyasal bağ bulunmaktadır. Farklı
elementlere ait atomların belirli oranlarda bir
araya gelerek bağ yapmasıyla oluşan yeni ve
saf maddeye bileşik denir.
Bileşikler, kendilerini oluşturan
elementlerden tamamen farklı fiziksel ve
kimyasal özelliklere sahiptir. Örneğin;yemek
tuzu kendi oluşturan sodyum ve klor
elementlerinden tamamen farklı özelliktedir.
Sodyum elementi sadece sodyum
atomlarından oluşur.
Su
Yeni madde oluştuğunda, oluşan
bileşikler moleküler yapıda
olabilecekleri gibi, moleküler yapıda
olmayabilirde. Bileşikler
moleküllerden oluşmuşsa bu
moleküllerdeki atomlar arasında
kovalent bağ vardır.
Örneğin;su, su moleküllerinden oluşmaktadır
ve suyu oluşmaktadır ve suyu oluşturan hidrojen
ve oksijen atomları arasında kovalent bağ vardır.
Suda olduğu gibi bileşikler moleküllerden
meydana geliyorsa bu tür bileşikler molekül yapılı
bileşik olarak adlandırılır
Moleküler yapıda olmayan bileşikleri
oluşturan atomlar arsında iyonik bağ vardır. Bu
tür bileşikler iyonik yapılı bileşikler olarak
adlandırılır.
Örneğin;kalsiyum oksit bileşiğinde
kalsiyum ve oksijen iyonları arasında,sodyum
iyodür bileşiğinde iyot ve sodyum iyonları
arasında iyonik bağ bulunmaktadır. İyonik bağ
yapması sonucunda oluşa bileşikler, iyonik
bileşik adlandırılır.
CaO
NaI
OKSİJEN ATOMU
KARBON ATOMU
Karışımlar
Karışım, birden çok maddenin kimyasal bağ
oluşturmadan bir arada bulunmasıyla
meydana gelir. Karışımlar yeni ve saf madde
değildir. Bu sebeple karışımların belirli bir
kimyasal formülü yoktur.
•
Karışımlar görünümlerine göre ikiye ayrılır.
Örneğin; tebeşir tozu ile suyu karıştırdığımızda
tebeşir karışımın her tarafında aynı miktarda
bulunmaz. Tebeşir tozu karışımın üst tarafında
daha çok diğer kısımlarda ise daha az
miktarlarda bulunur.
•
Karışımı oluşturan maddeler karışımın her
tarafına eşit miktarlarda dağılmıyorsa bu tür
karışımlara heterojen karışım denir. Adi
karışımlar bir tür heterojen karışımdır.
Toz şeker
Su
Karışımı oluşturan maddeler karışımın
her tarafına eşit olarak dağılmışsa bu tür
karışımlar homojen karışımlardır. Çözeltiler
homojen karışımlardır. Örneğin;bir şeker ile
suyu karıştırdığımızda şeker ile su karışımının
her tarafında eşit oranda bulunur.
•
Çıplak gözle bakıldığında homojen gibi
görünen bazı karışımların,mikroskopla
bakıldığında heterojen olduğu gözlenir.
Örneğin;mineral ve vitamin gibi besinler
içeren süt çıplak gözle bakıldığında homojen
gibi görünür. Mikroskopta incelendiği zaman
ise yağ zerreciklerinin belirli kısımlarında daha
fazla bulunduğu görülür ve sütün heterojen
olduğu anlaşılır.
Süt
Soluduğumuz hava, içerisinde bazı
canlıların yaşadığı sular, içtiğimiz meşrubatlar,
diş dolgusunda kullanılan amalgamlar,
kullandığımız metal paralar hepsi birer
çözeltidir.
Bu çözeltileri oluşturan maddelerden
miktarı çok olan çözücü,az olan da çözünendir.
Fakat sulu çözeltilerde suyun miktarı az bile
olsa su çözücü olarak kabul edilir. Örneğin;bir
bardak suya bir kaşık şeker eklenerek
hazırlanan çözeltide su çözücü,şeker ise
çözünen maddedir.
Çözeltiler fiziksel hallerine bağlı olarak
katı,sıvı veya gaz halde bulunur. Biz bu
konumuzda sadece sıvı halde bulunan çözeltileri
inceleyeceğiz. Örneğin;soda ve gazoz gibi
içecekler,gazın sudaki;tuzlu su,katının
sudaki;kolonya ise alkolün sudaki çözeltisidir.
•
Çözelti oluşurken çözücü ve çözünen
maddeler arasında bir etkileşim olur. Çözünen
maddelerin tanecikleri çözücü ile etkileşerek
birbirinden ayrılır ve çözücünün her tarafına
dağılır. Bu dağılma sırasında çözücünün
tanecikleri çözünenin taneciklerinin etrafını
sarar. Böylece çözücü ve çözünen maddeler en
küçük birimlerine kadar ayrılır.
•
Çözünme, çözücü ve çözünen maddelerin
birbiri içinde iyonlarına veya moleküllerine
ayrılmasıdır.
•
Çözelti oluştururken çözünen maddenin
çözücüde daha hızlı çözünmesi için sıcaklığı
arttırabilir veya çözünen maddenin tane
boyutunu küçültebiliriz.
•
Çözelti oluştururken sıcaklığı arttırmak
çözücü ve çözünen maddenin taneciklerinin
çarpışmasını hızlandıracaktır. Bu durumda
çözücünün tanecikleri çözünenin taneciklerini
daha hızlı kuşatacak ve çözünme daha kısa
sürede gerçekleşecektir.
•
Aynı şekilde çözünen maddeleri
ufalayarak tane boyutunu
küçülttüğümüzde,çözücünün taneciklerinin
daha çok çözünen madde tanecikleriyle temas
etmesi sağlanmış olacaktır.
TEKRAR YAPMAYI UNUTMAYALIM!!! 
Download