powerpoint - WordPress.com

advertisement
Günlük hayatta da yiyecek ve içeceklerimizin ço¤unu, elementleri veya bileşikleri
birbirine karıştırarak elde ederiz.
Do¤adaki maddelerin de hemen hemen hepsi karışım hâlinde bulunmaktadır.
Soludu¤umuz hava, içti¤imiz su, toprak, yedi¤imiz yemek birer karışımdır.
Karışım, birden çok maddenin kimyasal bağ oluşturmadan bir arada
bulunmasıyla meydana gelir. Karışımlar yeni ve saf madde de¤ildir. Bu sebeple
karışımların belirli bir kimyasal formülü yoktur. Birçok karışımın hangi
maddelerden meydana geldiğini bile kimi zaman bilmeyiz. Örneğin, kahve ve
çay gibi maddeler belirli bir kimyasal formül ile ifade edilemez. Çünkü kahvenin
ya da çayın içerdi¤i element ve bileşiklerin miktarları yetiştirildikleri toprağa
göre farklı olacaktır.
Karışımlar görünümlerine göre ikiye ayrılır. Örneğin, tebeşir tozu ile suyu
karıştırdığımızda tebeşir karışımın her tarafında aynı miktarda bulunmaz. Tebeşir
tozu karışımın üst tarafında daha çok di¤er kısımlarında ise daha az miktarlarda
bulunur. Karışımı oluşturan maddeler karışımın her tarafına eşit miktarlarda
da¤ılmıyorsa bu tür karışımlara heterojen karışım ad› verilir. Adi kar›fl›mlar bir
tür heterojen kar›fl›md›r.
Karışımı oluşturan maddeler karışımın her tarafına eşit olarak dağılmışsa bu
tür karışımlar homojen karışımlardır. Çözeltiler homojen kar›fl›mlard›r.
Örneğin, bir miktar şeker ile suyu karıştırdığımızda şeker ile su karışımın her
tarafında eşit oranda bulunur.
Çıplak gözle bak›ld›¤›nda homojen gibi
görünen baz›
kar›fl›mlar›n, mikroskopla bakıldığında
heterojen olduğu gözlenir.
Örneğin, mineral ve vitamin gibi besinler
içeren süt ç›plak
gözle bakıldığında homojen gibi görünür.
Mikroskopta incelendiği
zaman ise yağ zerreciklerinin belirli
kısımlarında daha fazla
bulunduğu görülür ve sütün heterojen
olduğu anlaşılır.
Günlük hayatta çözelti adını
kullanmasak bile çözeltilerle iç içe
yaşıyoruz. Soludu¤umuz hava,
içerisinde baz› canlıların yaşadığı sular,
içtiğimiz meşrubatlar, diş dolgusunda
kullanılan amalgamlar, kullandığımız
metal paralar, hepsi birer çözeltidir.
Bu çözeltileri oluşturan maddelerden miktarı çok olan çözücü, az olan da
çözünen olarak adlandırılır. Fakat sulu çözeltilerde suyun miktar› az bile
olsa su çözücü olarak kabul edilmektedir. Örneğin, bir bardak suya bir
kaşık şeker eklenerek hazırlanan çözeltide, su çözücü, şeker ise çözünen
maddedir. Peki bir bardak suya bir bardak fleker ekleyerek
kar›flt›rd›¤›m›zda oluflan çözeltide çözücü hangisidir?
Çözeltiler fiziksel hâllerine bağlı olarak katı, sıvı veya gaz hâlde bulunur. Biz
bu konumuzda sadece sıvı hâlde bulunan çözeltileri inceleyeceğiz. Bu tür
çözeltilere örnek verek olursak, soda ve gazoz gibi içecekler, gazın sudaki;
tuzlu su, katının sudaki; kolonya ise alkolün sudaki çözeltisidir.
Çözelti oluşurken çözücü ve çözünen maddeler arasında bir etkileşim olur. Çözünen
maddenin tanecikleri çözücü ile etkileşerek birbirinden ayrılır ve çözücünün her
tarafına dağılır. Bu dağılma sırasında çözücünün tanecikleri çözünenin taneciklerinin
etrafını sarar. Böylece çözücü ve çözünen maddeler en küçük birimine kadar ayrılır.
Çözünme, çözücü ve çözünen maddelerin birbiri içinde iyonlarına veya
moleküllerine ayrılmasıdır. Fiekilde kırmızı renkle gösterilen çözücü maddenin
tanecikleri ile mavi renkle gösterilen çözünen maddenin taneciklerinin çözeltideki
davranışları gösterilmektedir.
(Sirke)
Çözünen
(Su)
Çözücü
(Sirke ve su)
Çözelti
Bir önceki etkinliğimizde bir miktar şekeri suda çözerek oluşturdu¤umuz
çözeltiyi tanecik boyutunda inceleyelim. Çözeltiyi oluşturan şeker ve su,
moleküler yapılı bileşiklerdir.
Şekeri suya eklemeden önce, şekeri oluşturan moleküller birbirine çok yakındır.
fiekilde de görüldü¤ü gibi, şeker suya eklenince suyu oluşturan moleküller,
şekeri oluşturan moleküllerin arasına girerek şeker moleküllerinin etrafını
sarar. Böylece sıkı hâlde dizilmiş duran şeker molekülleri birbirinden ayrılır.
fiekerin tamamı çözününce su da şeker de moleküllerine kadar ayrılmış olur.
Su
molekülü
Şeker
molekülü
Şekerin bir kısmının suda çözünmesi
Şekerin tamamının suda çözünmesi
Tuz suda, şekerin suda çözünmesinden daha
farklı bir şekilde çözünür. Çünkü şeker
moleküler yapılı bir bileşik iken tuz iyonik
yapılı bir bileşiktir.
Tuz suya eklenmeden önce sodyum ve klor
iyonları düzenli bir yı¤ın hâlinde birbirlerinin
etrafında bulunurken suya eklendi¤inde bu
iyonlar yukar›daki şekilde de görüldü¤ü gibi
birbirinden ayrılır. Çünkü su molekülleri, klor
ve sodyum iyonlarının arasına girerek bu
iyonların etrafını sarar. Tuzun tamamı
çözündükten sonra tuzu oluşturan sodyum ve
klor iyonları ile suyu oluşturan moleküller
çözeltinin her tarafında aynı oranda bulunur.
Tuzlu su elektrik ak›m›n› ilettiği için ampul ışık verir. Çünkü tuz suda
çözünürken iyonlarına ayrılmıştır. ‹yonlar yüklü oldukları için elektrik ak›m›n›
iletmiş ve ampul ışık vermifltir. Tuzun suda çözünmesinde oldu¤u gibi,
çözündü¤ü zaman iyonlarına ayrılan iyonik bileşiklerin suda çözünmeleri ile
oluşan çözeltilere elektrolit çözeltiler denir. Şekerli suda olduğu gibi elektrik
ak›m›n› iletmeyen çözeltiler elektrolit olmayan çözelti olarak adlandırılır.
Çiftçinin Hazin Sonu
Çiftçi tarlada yalın ayak çalışırken aniden yağmurun bastırması sonucunda
girdiği su birikintisinde can vermiştir. Olay yerinde yapılan incelemeler
sonucunda elektrik tellerinin kopup su birikintisine değdiği fakat çiftçinin
bu telle temas etmediği tespit edilmiştir. Olaydaki sır perdesini aralamak
için görevliler çalışmalara devam etmektedir.
Seyreltik çözelti: Az
miktarda çözünen
içeren çözeltilere
seyreltik çözelti denir.
Birim hacme düşen
çözünen madde miktarı
ne kadar az ise, çözelti o
kadar seyreltiktir.
Az derişik veya
az seyreltik çözelti
Derişik çözelti: Çok miktarda
çözünen içeren çözeltilere
derişik çözelti denir. Birim
hacme düşen çözünen madde
miktarı ne kadar fazla ise,
çözelti o kadar derişiktir.
Derişik çözelti
Seyreltik çözelti
Download