71- Türkiye Büyük Millet Meclisi (S .Sayısı: 700)

advertisement
-71-
5-TÜRKtYE'DE ÇEVRE EĞtTtMtNtN KURUMSALLAŞMASI
Çevre eğitimi, son yıllarda tüm dünyanın gündeminde olan çevre
sorunlarının ortaya çıkardığı bireysel ve toplumsal bir ihtiyaç
olarak karşımızdadır.
Çevre eğitimi, Türkiye'de çevre sorunlarının gündemde yerini
almaya başlamasıyla yeni bir eğitim kavramı olarak karşımıza
çıkmaktadır. Çevre eğitimi "çevresel eğitim", "çevreyle ilgili
eğitim", "çevre için eğitim" gibi farklı şekillerde ifade
edilebilmektedir. Bu durum, çevre eğitimi kavramının tanımı için
de sözkonusudur. örneğin, çevre eğitimi; çevrenin yaratıcısı,
öğesi ve kullanıcısı olan insanın çevre açısından ve çevre
bağlamında
eğitilmesi
işlemleri
ve
süreci
olarak
tanımlanmaktadır.
Diğer bir tanıma göre ise, çevre eğitimi; bireylerde çevre
bilincinin geliştirilmesi, çevreye duyarlı, olumlu ve kalıcı
davranış değişikliklerinin kazandırılması, doğal, tarihi,
kültürel, sosyo-estetik değerlerin korunması, aktif katılım
sağlanması ve sorunların çözümünde görev almadır. Başka bir
tanıma göre de çevre eğitimi, bireyin ve halkın çevrelerinin
bilincini
kazanacakları, bugünün
ve
geleceğin
çevresel
sorunlarını birey veya topluluk olarak çözmede gerekli azim ve
sebatla eylemde bulunabilmeleri için bilgiler, değerler,
beceriler ve deneyimler edinebilecekleri kalıcı bir eğitim
sürecidir.
Konu ile ilgili olarak uluslararası düzeyde ilk olarak 1977
yılında toplanan Birleşmiş Milletler Tiflis Konferansı'nda, çevre
eğitiminin doğası, amaçları, ilkeleri ve uygulama çerçevesi ile
çizgileri kapsamlı ve derinlemesine incelenerek belirlenmiştir.
Tiflis Konferansı'ndan sonra, çevrenin bir "bütün" olarak bir
doğa ile insan eylemlerinin sonucu olan özellikleri aynı anda
içermekte olduğu anlayışı kabul
görmüştür. Bu anlayış
doğrultusunda çevre eğitimi ya da çevre için eğitim, eğitimin;
pratik çevre sorunlarının çözümüne disiplinlerarası
bir
yaklaşımla, her birey ve toplumun etkin ve sorumlu katılımını
sağlayarak
yönelmiş
bir
konusu
ve
uygulaması
olarak
tanımlanmaktadır.
Türkiye'de 1982 T.C. Anayasasına göre "herkes sağlıklı ve dengeli
bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre
sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve
vatandaşların ödevidir". Vatandaşların; çevreyi geliştirmek,
çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek ödevini
nasıl yapacağı, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkının
neleri kapsadığı ve bu hakkın nasıl kullanılabileceği, ana
hatlarıyla çevre eğitiminin kapsamını belirleyecektir.
Hem uluslararası belgeler, hem de 1982 Anayasasının çevre
konusunda vatandaşa tanıdığı haklar, devlete ve vatandaşa
yüklediği ödevler, çevre eğitiminin, genel eğitimin ayrılmaz bir
parçası olarak kabul edilmesini gerektirmektedir. Yani çevre
eğitimi belirli kişileri ilgilendiren bir "uzmanlık" eğitimi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
(S .Sayısı: 700)
Download