İran`da devlet kurumlarına girişin anahtarı: Şii misiniz

advertisement
İran'da devlet kurumlarına girişin
anahtarı: Şii misiniz, Sünni mi?
İran'da devlet kurumlarına giriş mülakatlarında adaylara mezheplerinin sorulduğu ve
alımların buna göre yapıldığı ifade ediliyor.
09.07.2017 / 14:24
Şii inanışına dayalı bir devlet olan Şran, din adamları tarafından yönetilen bir İslam
Cumhuriyeti niteliğinde. Uluslararası arenada daha çok birliğe dayalı söylemleri, Sünni
Şii ayrımını reddeden ifadeleriyle bilinen İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney
devlet tarafından resmi olarak “Rehber-i Müslimin-i Cihan” yani “Dünya Müslümanların
Lideri” lakabıyla anılmakta.
İran’ın içinde ise durum oldukça farklı. Anayasasında “devletin resmi mezhebi 12
imamcı Şia'dır” denilen, cumhurbaşkanı adayı olabilmek için Şii olmanın şart olduğu
ülkede Sünniler bağlı oldukları mezhepten dolayı devlet kurumlarında işe girebilme
konusunda çeşitli sorunlar yaşıyor.
Milyonlarca Sünni Müslüman’ın yaşadığı İran’da devlet kurumlarında çalışmak için
Şiilere öncelik tanınıyor, birçok Sünni İranlı sadece Sünni olduğu için işe alınmıyor.
Devlet kurumlarında işe girmek isteyenlere doldurulmak üzere verilen belgede kişisel
bilgilerin yanı sıra ait olduğu dinden sonra sorulan soru ise işe girecek adayların
“Şii mi Sünni olduğuna dair.”
İran Sünni Müslümanlarının liderlerinden Mevlana Abdulhamid bu sorunun ayrımcılık
yarattığını söylüyor ve ekliyor: “İranlılar İranlıdırlar. İşe gireceklerin Mezhebi
sorulmamalıdır."
Birçok özel şirkette bile işe girecek adayların inancının sorulduğu belirtiliyor. Mevlana
Abdulhamid “bu konu çeşitli sorunları ortaya koyuyor. Hatta bazı ehli Sünnet
Müslümanları işe girebilmek için mezhebinin Şia olduğunu yazmak zorunda kalıyor”
ifadesini kullanıyor.
BBC’nin Farsça servisine demeç veren Zahidan Cuma İmamı ve Daru'l Ulum Medresesi
Müdürü Abdulhamit “Devrimin ilk yıllarında iş başvurusunda mezhep sorusunu
eklediler. Din sorusundan sonra mezhep sorusu geliyor. Biz adayların mezhebinin
sorulmamasını istedik. Hatta İran’da devlet işine girmek için İranlı olmak yeterli
sayılmalıdır. Ama soracaklarsa da sadece din sorsunlar. Çünkü mezhebe göre işe
almak ayrımcılığa neden olmaktadır. Biz isteğimize hiçbir olumlu yanıt alamadık ”
diyor.
Senendec eski milletvekili Kürt kökenli Celal Celalizade “Maalesef siz Sünni
olduğunuzu söylediğiniz anda üniversiteler, bakanlıklar ve diğer hassas kurumlarda
sorun yaşıyorsunuz. Bir arkadaşımız Kirmanşah’ta Razi Üniversitesi bursu için
başvurmuştu. Üniversite yetkilisi önce üniversitede burslu öğretim görevlisine ihtiyaç
olduğunu belirtiyor fakat mezhep sorusuna adayın Sünni’yim yanıtı vermesiyle olay
değişiyor ve yetkili kişi ‘maalesef ihtiyacımız yok inşallah başka yerde işe alınırsınız’
yanıtını veriyor” ifadesini kullanıyor.
40 yıldan beri, İslam devriminden bu yana Sünni Kürtlerin il müdürü olarak
atanamadığını vurgulayan Celalizade, “Devlet bu konuya yaklaşmıyor. Hükümet ya
Sünnilere il müdürü olarak görev vermek istemiyor ya da cesaret edemiyor” diye
belirtiyor ve şunları söylüyor: “Şu ana kadar Kürdistan ilinde hiçbir İranlı Sünni Kürt il
müdürü olarak atanmamıştır. Bazı devlet yetkilileri ‘Bir Sünni’ye görev verirsek
kıyamette Fatima Zehra hazretlerine nasıl cevap vereceğiz’ diye savunma yapıyor ."
Hastane personeli alımında da adayların mezhebinin sorulduğunu belirten İranlı Kürt
eski milletvekili “Hastaneler ve sağlık ocaklarında memur adaylarına doldurmak üzere
verilen kâğıtlarda mezhep sorusu soruluyor! Bir doktor savaş cephesinde bile yaralının
düşman olup olmadığını sorgulayamaz, yaralı kişinin dinini soramaz ama bizim
hastanelerde insanların din ve mezhebi sorgulanıyor” sözlerini kullanıyor
.
Celalizade, mezhep sorusunun İranlı Ehl-i Sünnet Müslümanları doğal vatandaşlık ve
yaşam haklarından mahrum ettiğini öne sürüyor.
© 2015 Mepa News Tüm Hakları Saklıdır!
Kaynak Gösterilmeden Alıntı Yapılamaz!
Tasarım ve Yazılım: Mepanews
Download