Sinemada bir `cin`lik olabilir mi?

advertisement
On5yirmi5.com
Sinemada bir 'cin'lik olabilir mi?
Filmlerinde yerel korku mitlerini kullanan 'Dabbe: Bir Cin Vakası'nın yönetmeni Hasan
Karacadağ'la 'Türk korku sineması' üzerine bir röportaj...
Yayın Tarihi : 8 Ağustos 2012 Çarşamba (oluşturma : 10/20/2017)
‘‘ Türkiye ’ye özgü bir korku sineması olabilir mi? Olsa neye benzer; neye benzemeli?” Bu sorular
etrafında, hele de 90’lı yıllar boyunca az tartışılmadı. Gelinen sonuç hep şöyle bir yerdi: “İşte bize
özgü korkular olması lazım. Yani cinler filan...”
Doğu Yücel, bu bakış açısına bir alternatif getirerek, üniversiteye giriş sınavlarına dair endişeler,
deprem korkusu, orta sınıfa ait kâbuslar gibi başlıklardan yola çıkarak ‘yerli korku’ kavramını dikkate
değer biçimlerde yorumladı senaryolarıyla (‘Okul’, ‘Kıyamet’). Ama bu esnada şu ‘inler-cinler’
meselesi açıkta kalmıştı.
En nihayetinde birisi, Hasan Karacadağ ortaya çıktı ve öte âlemlerden seslenen, İslam ’dan beslenen
yerel korku motiflerini sinemanın malzemesi haline getirdi. Karacadağ, ‘Dabbe' filminden bu yana,
2005’ten beri hayatımızda. Sonra ‘Semum’ (2007) dedi; ‘Dabbe 2’ (2009) dedi; şimdi de ‘Dabbe: Bir
Cin Vakası’ diyor ve ekliyor: “Gerçek cin görüntüleri kullandım!” Yılın sonuna doğru da, üç boyutlu ‘ElCin’ ile karşımıza çıkacak.
Sinema zaten gerçeklik sanrısı yaratmaya dair bir sanat. Karacadağ ‘gerçek’ derken neyi kastediyor,
ayrıca cinlerden ne alıyor, insan merak ediyor haliyle... Yönetmen hepsinden çok, ‘found footage’
(buluntu film) kavramıyla ilgiliymiş meğer. Diyor ki, "Dabbe Bir Cin Vakası’nda, bir cin çıkarma seansı
sırasında çekilmiş görüntüler var elimde!”
Hasan Bey nerede buldunuz cin çıkarma görüntülerini?
Diyarbakır’ın bir köyünde çekilmiş görüntü ve ses kayıtlarına yer verdim. Görseniz, kıza üzülmekten
kendinizden geçersiniz. Kızın bedeninden bir şey çıkıyor kapıya doğru. Ben o mini DV kasetleri alıp
cinin görüntülerini monte ettim kendi filmime. Türkiye’nin en iyi efektçileriyle çalışıyorum. O
arkadaşlara sordum, ‘bunlar efekt mi değil mi’ diye. Olayı şarlatanlığa dökmüş bir sürü insan var
çünkü. Anadolu’da da, cin çıkarma vs. olaylarından anladığını iddia edenlerin yüzde 99.9’u sahtekâr.
Ama siz, efektçi arkadaşlarınıza sorarak anladınız gerçeği.
Yani ben de görüyorum zaten. Bu, bana göre bir cin olayı. Psikiyatrlara göre delilik. Baştan sona
filmde böyle “Bööö!..” diye bir cin görmüyoruz. Oradaki cin gerçek cin. Yani gerçek cin olduğunu
düşünüyoruz. Belki de değildir, başka bir şeydir. Ama enteresan bir şekilde Anadolu kültüründe
tanımlanan cin kavramına benziyor. Kaldı ki ben ‘Semum’ filminde konuşan bir cin tasarladım.
Ama bunlar pek özgün tasarımlar değil aslında. Yani Batılı korku filmlerinde gördüğümüz iblislerden
pek farklı görünmüyorlar. Cini siz nasıl tanımlıyorsunuz?
Cinlerin Hıristiyanlardaki ‘demon’ kültürüyle hiçbir ilgisi yok. Türk- İslam kültüründeki cin kavramı
tamamen özgün. Onlarda cinler ve şeytanlar, insanlara saldırmak üzere komünleşmiş yaratıklar,
daha çok vahşi hayvanlara benzeyen.
İşte sizinkiler de öyle.
Doğru ama durun, açıyorum mevzuu... Şimdi bizde bir onlardan var, bir de, insan gibi yaşayanlar da
var. Evleniyorlar, çocuk sahibi oluyorlar, okula gidiyorlar... Kur’an’da cinlere açıkça hitap ediliyor.
Türk- İslam kültürünün cin kavramıyla Arap- İslam ’ınki farklı mı?
Farklı. Şöyle: Arap- İslam kültüründe İslamiyet’ten önceki Arap kültüründen (putperestlik vs.)
birtakım öğeler de var.
Bizde şamanizmden öğeler yok mu?
Var tabii. Ama şamanların bazı teknikleri cin çıkarma seanslarına daha çok benziyor.
Sonuçta genel manada metafizik dünyayla ilgiliymişsiniz gibi geliyor bana. Neden ille de
senaryolarınızın Kur’an’a dayandığını ortaya sürüyorsunuz?
Buralardaki en yaygın korku mitleri cinler vs. üzerine çünkü. Kelimeye takılmamak lazım. UFO’ları,
uzaylıları, reenkarnasyonu da dahil edebiliriz bu temaya. Ki bir sonraki filmimin konusu
reenkarnasyon olacak.
O zaman neden İslam ’ı sadece kültürel bir motif olarak kullandığınızdan değil de, Kur’an’a uygun
tasvirler yaptığınızdan bahsediyorsunuz?
Ben bir sinemacıyım. Bu konularla ilgili ihtisas yapmak isteyen birisi değilim. Tamamen metafizik
sinemaya odaklanmış durumdayım. Ben hep, cinlerle ilgili somut deliller olabileceğine inandım. Şu
çantanın aniden havalanması, görünmeyen birinin saçınızı çekmesi gibi...
Şu açıdan tehlikeli bir mevzu aslında. Anadolu ’da zaman zaman ‘cin çıkarayım’ derken dövülmek
suretiyle ölen insanlar oluyor. Veya meşhur ‘The Exorcist’ filmine esin kaynağı olan Annelise Michel
de, 1970’lerin Almanya ’sında bir seneye yakın süren ‘şeytan çıkarma’ seansları neticesinde, açlık ve
susuzluktan ölmüştü.
Psikiyatri biliminin öldürdüğü insanlar da var. Ben de cin çıkarma işine girişenlerin yüzde 99.9’unun
şarlatan olduğunu söylüyorum. Bence bu tür vakalarda bilim insanlarıyla parapsikoloji uzmanları
birlikte çalışmalı. Sonuçta ne yaptı ‘Exorcist’? Peder sonunda ‘haç’ı çıkardı, Şeytan’dan kurtuldu. Bu
fikri insanların bilinçaltına aşıladılar ve mesela Uzakdoğu’da bu sayede milyonlarca İncil sattılar.
Sonuçta ‘The Exorcist’e korku sineması tarihinin en iyi filmlerinden biri gözüyle bakılıyor. Bize de
eşit bakılması lazım.
Eşit bakılıyor işte... William Friedkin’in filmi de, tutuculukla eleştirilir sık sık; 70’lerdeki kadın
özgürleşmesine bir tepki olarak değerlendirilir örneğin.
Amacım politika yapmak değil. İstesem, bu filmlerdeki temaları birer propaganda amacı olarak
kullanırdım.
‘Semum’da cin çıkarmaya gelen imam, kendisine inanmayan bilim adamına diyor ki, “Niye ayrımcılık
yapıyorsun?” Bu, ülkemizde son yıllarda çok sık gündeme gelen, farklı kesimlerin birbirine saldırmak
için kullanabildiği bir soru. Filmleriniz, “sadece başı sıkışınca Allah’a sığınanların feci sonu” gibi bir
noktaya bağlanınca, politikadan sıyrılmak biraz zor oluyor.
Evet, ben belki filmlerimde kendi inandığım veya ‘olabilir’ dediğim şeylerin altını çiziyor olabilirim.
Ama tamamen propaganda amaçlı olduğu söylenemez. Dabbe filminde bana en çok eleştiri İslami
kesimden geldi. Dediler ki, “La ilahe illallah” diyerek kurtulabilirdi cinden. Zaman gazetesi dalga
geçti filmimle. Ben aslında hayal gücünü gerçeklikten daha çok önemseyen birisiyim. Favori
yazarım, bir ateist olduğu halde metafizik dünyaya tutkun olan H.P. Lovecraft.
Hem hayal gücünden dem vuruyorsunuz hem de ‘bunlar gerçek’ demek ihtiyacı hissediyorsunuz. Ve
filmlerinizde, İslami referanslar dışında tutunacak bir dal bulamıyoruz. Diyelim ki, ‘Rosemary’nin
Bebeği’ gibi klasiklerdeki psikolojik ya da sosyal çıkarımlara izin veren ipuçlarıyla karşılaşamıyoruz
filmlerinizde.
İşte aslında benim gitmek istediğim yön o. Buna bir başlangıç diyemez miyiz? Yani çok kesimin
inandığı, korktuğu, ürktüğü bir kavramdan yola çıkmak ve sonra sizin dediğiniz gibi başka
perspektiflere yönelmek. Ben de henüz tam olarak istediğimi elde edemedim. Arıyorum.
Bir Cin Vakası’na ilham verdiğini söylediğiniz, psikiyatri tarihine geçtiğini söylediğiniz Ceyda T.
vakası nedir? Neden izine rastlayamıyoruz internette?
Tabii ki gerçek ismi kullanmadım. Bu, adli yönü olan bir vaka çünkü. Ya benim bunları söyleyen kişi
olmamam lazım... ‘Found footage’ türü böyle bir şey. (‘Blair Cadısı’ başta olmak üzere ‘Paranormal
Activity’ gibi filmlerin ‘gerçeklik’ iddiasıyla ortaya çıkmasını kastediyor.)
Bu bir tür değil aslında. Bir malzeme. Görüntü ya bulunmuştur ya da yaratılmıştır. Ve ‘Blair Cadısı’nın
yaptığı ‘espri’yi defalarca kullanmak mümkün değil maalesef.
Ben bunu izah ettikçe kendi filmime de zarar vermiş oluyorum...
Karacadağ’ı anladık. Özetlemek icap ederse, dünyada mevcut ve ‘trendy’ olan bir pazarlama
tekniğini kullandığından bahsediyor. Ve neden üzerine gidildiğini anlamıyor. Aslında, sinemasevere
göre hava hoş. ‘Star Wars’a, ‘jedi dini’ne bile inanıyoruz yeri gelince. Galiba tüm bunları
tartışmamızın tek sebebi, filmlerindeki hayal gücü eksikliği. Ya da çok sıkça bahsettiği ‘cin
araştırmaları’nın izlerine, eserlerinde rastlayamayışımız. Yoksa Karacadağ’ın bana 30-40 dakikalık
bölümünü izlettiği ‘Cin Vakası’ndaki görüntüler ‘gerçek mi’, değil mi, kimsenin umurunda olmaz.
Dabbe (Bİr Cİn Vakası)
Oyuncular: Nihan Aypolat, Koray Kadirağa, Pervin
Bağdat, Elif Erdal
Yapım: 2012-Türkiye
Yeşim Tabak
Radikal
Bu dökümanı orjinal adreste göster
Sinemada bir 'cin'lik olabilir mi?
Download