DIYANEf IİÇİNDEKİLER 1

advertisement
DIYANEf
IŞLERI BAŞKANLIGI
DERGISI
DiNi,
7. Cilt
AHLAKİ, EDEBİ, MESLEKİ
Ağustos
- Eylül - 1968
AYLIK
DERGİ
Sayı:
IİÇİNDEKİLER 1
75-76
Sayfa
ANADOLU FATİHİ, TüRK YURDUNU KURAN, BÜYüK SELÇUKLU Ht!KÜMDARI HAKAN SULTAN
MEHMET ALP-ARSLAN'IN 16 AGUSTOS 196<1 ZAFERİ.
• •••••••••••••••••
179
Cemender ARSLANOöLU
AVRUPALlLAR İLİM ALMAK İÇİN ENDÜLÜS'E
HEY'ETLER GöNDERMİŞLERDİ • • • • • • • • 184
Yazan: Selim Taha Et-TEKRİTİ
Çeviren: Doç. Dr. İsmail CERRAHOöLU
BİRLİK (Şiir)
• • • • • • •
Orhan Seyfi ORHON
DiLEK VE SORU KUTUSU • •
Sefer DÖNMEZ
188
189
GöRÜNMEYEN YARATlKLARUAN CİN VE ŞEYTAN 190
Dr. Ali Arslan A"fDIN
Bt:J"Yt.)K İSLAM BİLGİNLERİNDEN iMAM-I Ş.AFll • 197
Dr. Esat KILIÇER
DUA NEDİR, NE ZAMAN VE NASIL YAPlLlR? • •
Mehmet· çt:FTçt
DlN DÜŞMANLARINA KARŞI AVUSTURYA CEZA
KANUNU
, • • • • • • • • • • • • •
21H
206
Hakkİ MAVİŞ
HUTBE (DOöRULUK İNSANI İYİLİGE VE KURTULUŞA GöTüRÜR)
• • • • • • • • • • • • • 209
Fazlı LEKESİZ
OSMANLI ŞEYHt!LlSLAMLARININ TERACİM-İ AHVALl (ABDURRAHMAN EFE]',T))İ) . • • • • • • •
Ahmed REFİK
ESKİŞEHİR'DE MÜFTÜLt!K BİNASININ TEMELI
ATlLDI
• • • • • • • •
M. Şevld. ÖZMEN
•
Mt!FTü VE V AtzLER KURSU
Ahmet YÜZENDAu
TAYİNLER- NAKtı.I.ER • •
BAŞARILI MESLEKDAŞLARIMIZ
•
213
217
219
222
22<1
GÖRüLMEYEN YARATlKLARDAN
CiN VE ŞEYTAN
Dr. Ali Arslan AYDIN
Nfuani ve rUhani varlıklar olan meleklerden başka, Allahu Teala'mn
yaratmış olduğu gözle görülmeyen bir kısım gizli malılUkları vardır ki,
onlara (cin) adı verilir. Şeytan da cin taifesindendir.
.'
1 - Cin ve Şeytan kelimelerinin lugat ve ıstılah ınaıı.aıarı:
"Cin" ismi, (Cenne) kelimesinden gelir. Cenne; örttü, gizledi, gölgeledi, sakladı veya korudu demektir. Kelimenin aslı, bir şeyi histen gizlernek manasım ifade eder. Arap dilcileri, kelimenin kökünde ve aslında
müttefiktirler. Mesela: Cenne; bahçenin ağaçları toprağı örttüğü ve gizlediği için, bahçe manasma da gelir. Nitekim toprağı örtülınüş bağ, bostan ve bahçe'ye, aym kökten gelen (Cennet) adı verilir. Cünne, kalkan
ve siper manasında, ( cenin) ana rahminde saklı kalan çocuk, ( cenan)
göğüs içinde bullınan kalb, (cunün) nefis ile akıl arasında perde olan
delilik manasma ·gelir. Bu kelimelerin hepsinde histen gizleme manası
vardır. Bu esasa göre cinn, gizli malıluklar cinsine
delalet eden bir
"ism-i cins"tir. Müfredi "cinni"dir.
Dilcilerden Ragıb-ı Isfehani'nin El-Müfredat'ında bildirildiğine göre,
gizli kuvvetler manasma gelen (cinn)' iki türlü kullamlır:
1) Cin (ins) kelimesi mukabilinde kullanılan ve lıisten, insan gö. zünden gizli olan bütün ruhani varlıklardır. Bu, cinn kelimesinin genel
manasıdır. Bu manada meleklere ve şeytana da cin denilebilir. Çü.n:kü
melek de şeytan da gözle görülmeyen gizli varlıklardır (1).
2) (Cinn) rUhani varlıkların hepsinin değil, bir kısmımn adıdır.
Çünkü rUhani varlıklar üç kısımdır:
Birinci kısım rıüıaniler, Allah'a itaat ve ibadet eden Meleklerdir ki,
.bunlar yanlış iş yapmazlar ve insam aldatmazlar.
İkinci kısmı teşkil edenler, şerirve isyankar olan Şeytanlardır. Bunlar insam aldatırlar; şer ve kötülük için çalışırlar.
·
Üçüncü nevi' rUhaniler ise, ikisi ortası olan gizli yaratıklardır. Bunların hayırlısı ve Allah'a itaat edeni olduğu gibi, şerlisi ve Allah'a isyan
edeni de vardır. Özel manasıyla Cin, bunlara denir. Cin deyince, bu iki
sımfı da (yani mü'min ve kafiri de) olan rUhani yaratıklar olduğunu anlamak meşhur ve mütearef olınuştur.
I
(1)
Bu mana lafız bakımındandır. Gerçekte ise, cinlerin meleklere mahiyet ve va-.
.zife bakımından alakalan yoktur. Bu husus, ileriki bahislerde daha çok anla§Ilacaktır.
190
"Cinn Silresi"nde etraflı olarak bahsedilen cinler, Ralıman silresi
ayet 15, 33'de geçen (Cinn) ve (Cann) bunlardır. Cinn'in, müfredi "Cinni';, çoğtilu ise. "Cinne" gelir. Nitekim, En-nas . suresinin 6. ayetinde
" Min' el Cinneti ve'n-Nas" huyurulmuştur (2).
Şeytan
kelimesi ise;
Dilcilere göre, azgınlıkta, şer ve kötülükte emsalsiz olan, şerir ve
anut (inatçı) manasma gelen, her mütemerrit'e (azgına) verilen bir
isimdir. Bu bir "cins isim"dir. Şeytan kelimesinden daha çok (cin) cinsinden olan "Cin Şeytam" anlaşılırsa da, kötü ruhlu insanlara da bu ad
verilir. Hatta kötü hayvanıara da ... Mesela Arap dilcileri, yılan'a "Hayye" dedikleri gibi, "Şeyatinu-1 Arap = Arap şeytanlanl.' da derler.
Bu esasa göre, "Şeytan" kelimesi, kötü ruhla alakası olan, görülen
veya görülmeyen her kötü ve haktan uzak şeylere ıtlak olunur. Cin şey­
tam denildiği gibi, insan şeytam, hayvan şeytam da denir. Nitekim
Kur'an-ı Kerim'de, "Şeyatin-i ins" ve "Şeyatin-i cin" tabirleri geçmekted.i.r (3). İnsan ve hayvan görülür fakat, ruhta gizli olan kötülük ve habasetin esası görünmez. O, eserleri ile anlaşılır.
O halde; insan şeytanında da şeytanlık, gizli bir haldir. Bu sebeple
şeytan isminden, genel olarak; gizli, kötü bir kuvvet, kötü ve habis bir
ruh anlaşılır. İnsan şeytam, aslolan cin şeytaruna tabidir. Ona bağlıdır.
Ehl-i Sünnet'e göre, şeytan isminden maddi kötü kuvvetler de anlaise de, bilhassa görülmeyen bu gibi kötü ve haktan uzaklaşan gizli
ruhlara delalet eden bir "Cins ismi"dir. Yaratılışta her cins bir "Ferd-i
Evvel", yani ilk fert ile başladığından, "şeytan" denilince, bu cinsin ilk
ferdi olan ve babası sayılan ilk şeytan, yani "İblis" akla gelir ve ona
has (özel) isim gibi olur. Ruhlar aleminde iken, Allah'a isyan ederek ve
tekebbür göstererek, insan ırkının ilk ferdi Adem Aleyhisselam'a (ta'zim
gayesiyle) secde etmeyen (İblis) ilk şeytandır (4).
şılır
Dilci imarnlara göre (Şeytan) kelimesi uzaklık manasma gelen (Şa­
tana) maddesinden veya ihtirak (Yanmak), yahut butlan manasma gelen (Şeyata) 'dan gelir. Birincisine göre "Fi'lan" vezninde, haktan uzak
olan, ikincisine göre ise, "Fu'lan" vezninde yammş ve batıl demektir (5).
(2)
İbn-i
C.
S.
s.
(3)
(4)
(5)
Mansur: Lisanu'l-Arab, C. ı6, S. 248 ve devamı; Er-Ragıb: El-Müfredat,
S. 209-2ıo; M. Harndi Yazır: Hak Dini Kur'an Dili, C. ı, S. 238-239, c. 3,
2029-203ı ve C. 7, s. 5382-5383; Mevlana Muhammed Ali: İslam Dini, c. 2,
ı,
124-ı25.
Bakare: ı4, İsra: 27 ve Mülk: 67. ayetlerinin tefsirlerine bakınız.
Bakare: 34,· Kehf: 50.
Lisanu'l-Arab: c. ı7, s. ıo4 ve devamı; Hak Dini Kur'an Dili: c. ı, s. 238-239.
191
2 -
Cin ve Şeytan'ın ın3Jıiyeti ve vasıfları:
Kur'an-ı Kerim'de bildirildiğine göre cin ve şeytan,
ayın cinsten
olan ve görülmeyen yaratıklardır. Çünkü şeytan cinsinin ilk ferdi olan
. "İblis"in, cin'den olduğu şöylece tasrih edilmiştir (6):
''Hani biz Meleklere, Adem'e secde edin demiştik de, İblis'ten baş­
kası hemen secde etmişti. O cin'den idi. Rabbinin einrine karşı gelmişti."
Hak Teal~ İblis'e; "Sana emrettiğim halde, secde etınene
ne var, niçin secde etmiyorsun?" diye-.sorduğu zaman (7)
mani'
olan
Dedi ki:
''Ben ondan hayırlıyım (Adem'den üstünüm). Beni ateşten yarattın,
Onu ise ~murdan... "
Cinler ve cin cinsinden olan şeytan saf ateşten, yani dumansız ateş
alevinden yaratılan nurani latif varlıklardır. Bu konuda Kur'an-ı Kerim'd
e (8) :
t:' a
\,..... 0 ,., ~ 0 ,..,,., / .
~.)
0 ~ u 0,::' ~~ vı ~ ~
ten yarattı."
Çf:
(9)
~
_..o
mm· de yalın, s af. b'ır
"C'
'J..ıG ~~'ı·~ ~..o ! (!-;' ..-;-
... ._,.,.....,.. /
"Cinleri de daha önce alevii
,_...;-:-V/
-;;.,-:. ;
~ı.> ~..:S;-
+~
awş-
1.J,.
(dumansız) at-eşten yarattık."
(10) bu-
yurulm.uştur.
Cinler de; melekler gibi görünmeyen gizli varlıklar olup, çeşitli şekil
ve surete girmeye ve zor işleri yapmaya muktedir, fakat cins ve mahiyet bakımından meleklerden ayrı yaratıklardır. Daha önce zikrettiğimiz­
Hz. .Aişe (R.A.) hadisi bu hususu açıkça göstermektedir (11).
(6)
(7)
(8)
(9)
(10)
(ll)
192
Kehf: 50 ve Bakare 34. Bu ayetten, İblis'in de melek olduğunu zannedenler olmu§sa da, bu ya'.nlı§tır. Çünkü; ayette geçen (illa), (İstisna memkatı') ciır.
-İblis melek cinsinden değildir. Belki o, birçok ayetlerin bildirdiğine göre, saf
ate§ten yaratüan bir cindir. Eğer melek olsaydı, diğer melekler gibi Rabbinin emrine uyar ve Adem (A.S.) e secde ederdi.
A'raf: 12-13.
Rahman: 15.
Veya babası İblis'i.
Hicr: 27.
Bkz: "Meleklerin mahiyeti ve Evsafı" bahsi.
Eski Hukema, cinlere "Ervah-ı Süfliyye = (Süfli kötü ruhlar)", "Ervah-ı arziyye" adım vermişlerdir. Cinler arasında da insanlar gibi evlenme vardır. Onlar da, Allah'a iman ve ibadetle mükelleftirler. Bazıları
isyankar olup kafir, bir kısmı da itaatlı mü'mindir. Allah'ın yüce kudreti karşısında hiçbirinin kudret ve hükmü olmayıp, O'nun aciz ve sorumlu yaratıklarıdır. Allah'ın izni ve hükmü olmadıkça, hiçbir kimseye
ne iyilik, ne de kötülük yapabilirler. Cinler Allah'ın peygamberlerine bildirdiği ilahi vahyine muttali' olamazlar, gaybı bilemezler (12). Çünkü
Allahu Teala gaybına kimseyi muttali' kılmamıştır. Ancak, seçtiği ve dilediği peygamberlerine insanlara tebliğ etmek üzere emirlerini bildirmiş­
tir.
3 - Hz. Peygamber cinlerin de Peygamberidir:
Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) Hatemü'l-Enbiya (= Peygamberlerin sonuncusu) ve en büyüğü olduğu için, bütün beşeriyete gönderildiği gibi, cinlere de Peygamber olarak gönderilmiştir. O, ins ve cinn'in Peygamberidir. Cinlerden bir taifenin Peygamberimiz'i Kur'an okurken dinleyerek iman ettikleri, dinledikleri ilahi hükümleri diğer cinlere
bildirdikleri ve onları İslam'a davet ettikleri "Cin Sfuesi"nde, ayrıca Ahkaf Silresinde beyan edilmiştir (13). Cin Suresinde şöyle buyurulmuştur:
"(Ey Muhammed!) De ki: Cinlerden bir zümrenin Kur'an olmyuşnnu ·
vahyolundn. Onlar (Kur'an'ı) dinlemişler de (şöyle) demişler:
Biz ger~kten hayranlık veren bir Kur'an dinledik ki, o, Hakk'a ve doğ­
ruya götürüyor, biz de ona iman ettik. Rabbimize (artık) hiçbir ı:ıeyi ortak koı:ımayacağız..•" (14).
dinlediği
4......: Cinler na~ sırlara vakıf mıdır?
aldatarak dalalete ve küfre sevketmeye, batıl ve sapık
inançlara yöneltıneye ve onların ahiakım ifsada çalışan şeytan, Rabbine
isyan edeli cin taifesindendir. Şeytan insamn açık bir düşmamdır. Bu hususta birçok ayetler vardır (15) . Müşrikler eskiden, ilahi sırlara v§.kıf
İnsanları
(12)
Şuara:
210-212.
(13) Ahkaf: 29.
(14) Cinn: 1-2. Cinler hakionda fazla bilgi için bu sürenin 1-19. ayetlerinin tefsirlerine bakınız.
(15) Bakare: 168, Maide: 91, Kehf: 50, Nahl: 98-100, Fahr: 6, Ya-sin: 60-61'de:
"Ey insan oğulları! Ben size, Şeytan'a tapmaym, o. sizin iı:;in apaçık düşman­
dır. Bana kulluk edin. İşte dosdoğru yol budur, diye emretmedim mi 'l" buyuruluyor.
193
ı
.
oidukiarım zannettikierl ve bu sebeple korktukları cinleri ulfı.lıiyet dere-
Dev, peri, şeytan, cin ve melek
hayra ve şerre kaadir zannettikleri, esrarengiz rUhani
malılukatı ilah kabili ederek, onlara ibadet ederlerdi. Her birine çeşitli
tılsımlar, sihirler yapan Sabiiler, Süryaniler, Yunanlılar, Romalılar, Cahiliye Arapları, İslam'dan önce Şamanist Türkler (16) ve diğer müşrik­
ler, bütün bu görülmeyen gizli rfı.lıarii varlıkları ilahlaştırarak, onları
Allah'a ortak koşar, O'na oğullar ve kızlar uydururlardı.
cesine
çıkararak, onları ilahlaştırırlardı.
adıyla andıkları,
.
;
Kur'an-ı Kerim'de çok yerde ve özellikle Cin Suresinde bildirildiği­
ne göre, cinler ve şeytanlar, ilahi sırlara ve vahye muttali' değildirler.
Bu husus kesinlikle reddedilıniştir. Nitekim, Kur'an-ı Kerim'in Peygamberimiz'e inzalinden söz edilirken şöyle buyurulmuştur:
" ..• Kur'an, muhakkak ki, Alemlerin Rabbi Canibinden iıidirilmedir.
Onu, Rfihu'I-Emin, inzar edicilerden olasm diye, senin kalbine manası
a~ık Arap~a bir dil ile indirnıiştir•.." (17) . Ayın surenin sonlarında ise:
" •.. Onü (Kur'an'ı) asla şeytanlar indirmedi. Bu onlara yaraşmaz,
esasen buna gii~leri yetmez. Şüphesiz onlar, (vahyi) işitmekten uzaklaş­
tırılmışlardır..•" (18) buyuruluyor.
Bu ayetlerden; şeytanların ve cinlerin vahye ve ilahi sırlara asla
vakıf olmadıkları, buna güçleri yetmediği, vahyi peygamberlere bizzat
Hak Teala'mn gönderdiği ve Cibril-i Emin tarafından kalbierine ilka
olunduğu kesin olarak anlaşılmaktadır. Bu ve daha birçok ayetlerden
(19) anlaşıldığına göre, halk arasında zannedildiği gibi; şeytanlar ne
göklere yükselirler, ne de ilahi sırları öğrenerek yeryüzüne inerler. Bu,
onların ne vazifesidir, ne de buna güçleri yeter. Halk arasındaki bu düşünceler mesnetsiz olup, efsaneden başka bir şey değildir.
Ancak, şu husus da bir gerçektir ki; cinler ve şeytan, saf ateşten yanfuani varlıklar olarak, vahyi ve ilahi sırları öğrenmek gücünde
alınamakla beraber, insanların görmediği ve bilinediği birçok manevi ve
adi hadiseleri görür ve· bilirler. Fakat cinlerin şeytanlıklarına kapılarak
ve gaipten sırlar öğrenmek sevdasıyla onların istilasına düşmemeli, kötü
tasarrufuna girmemelidir. Gerçek şudur ki; cinlere verilen tasarruf
kudreti, insanlara verilen idrak kuvvetinden daha yüksek değildir ve
bunların hepsi ilahi kudret ve ceberut önünde bir hiçtir. Onun içindir ki,
Allah'a ihlas ile iman eden gerçek mü'minler onlardan korkmazlar ve istilalarına uğramazlar. Çünkü, Kur'an-ı Kerim'in nuru onları yakar.
ratılan
(16) Abdulkadir İnan: Şamanizm Kahnblan (Türk Tarih Kurumu yayınlarından}.
(17} Şuara: 192-195.
(18) Aynı süre: 210-212.
(19) EI-lin: 26-27, Es-Saffat: 6-10, EI-Hicr: 16-18.
194
Nitekim Cin Sfıresincie bu gerçekler aniatılınış, dn1erin varhğı,
mükellefiyetieri ve insan1arla olan alakaları bildirilmiştir.
Cin ve şeytan1ar, Allah'a ve ilahi emirlerine karşı hiçbir şey yapamazlar
ve gayba muttali' olamazlar (20).
.
mes'f:ıliyetleri,
5 - Cin ve
Şeytan
niçin
yaratılmıştır?
İnsamn apaçık düşmam olduğu bildirilen ve g.ayesi insam doğru yoldan çıkararak küfre ve dalalete sevke çalışmak olduğu an1aşılan şey­
tan, acaba niçin yaratılmıştır?
Gerçek şudur ki; insan, yaratılış bakımından madde ve ruh'dan teşekkül eder. Maddi cephesi; fiziki görünüşü olan bedeni ve onun tabii ihtiyaçlarıdır. Manev~ cephesini de, mahiyeti bilinmeyen rfıhu ve aklı teş­
kil eder. Bu yaratılışımn tabii neticesi olarak Yüce Allah, insana iki çeşit duygu vermiştir:
Birincisi, insamn ruh ve mana cephesi ile ilgili olan yüce duygulardır
ki, bun1ar insam rfıhani, ulvi bir hayata sevkeder.
İkincisi ise, insamn maddi ve !j.ziki yönü ile alakah olan birtakım
süfli duygulardır. İnsan bu duygularına tabi' olursa, ruh cephesi zayıflar,
adeta maddeleşerek, adileşir.
İnsandaki· bu iki çeşit duyguya mukabil krunatta da iki çeşit varlık
vardır: Melekler ve şeytan1ar.
Şüphe yok ki, süfli nevi'den olan duygu ve arzular, insanın fiziki
varlığı için şarttır. Fakat bun1ar, çığırından çıkıp, kontrol edilemez bir
hale gelirse, insamn iyi ve yüce bir hayata doğru yönelmesine ve yükselmesine engel olur. İnsanın bu cins duygu ve arzularım kontrol etmesi
gereklidir. Eğer bunu yapmakta başarıya ulaşırsa, ne bu fiziki arzular,
ne de onu tahrik eden şeytan insana zarar verebilir. Bilakis manevi cephesinin emrine girer ve onun yükselmesine hizmet eder. İnsan için bir
imtihan ve deneme yeri olan bu dünyada insam iyiliğe sevketmek için
melek yaratılması nasıl lüzumlu ise, fiziki varlığı içinde onun süfli arzularım kamçılayan kuvvetler, kontrol altına alınmak şartı ile zararsız,
hatta faydalı olabilir. (Şeytanların yaratılmasında bundan başka daha birçok ilahi hikmetler olduğu muhakkaktır.)
Nitekim Müslim'in İbn-i Mes'fı.d (R.A.) dan rivayetine göre, Peygamberimiz (S.A.V.) şöyle buyurmuştur:
"İnsanlardan hiçbir fen yoktur ki, onun cinden bir şeytam olmasmt"
Bunun üzerine sormuşlar·: "Ya Resfı.la'llah, bu senin hakkında da
böyle midir?"· Peygamberimiz cevaben:
"Evet, böyledir. Şu kadar ki ben, Allah'm bana olan yardımı ile,
onu yola getirdim, imatım altına aldım, onu müslüman yaptım ve böy(20) Hak Dini Kur'an Dili,
s.
7, 381, 541.
195
. İece §errinden, bana kötülük telkin etmesinden kurtuldum. Şimdi o, ha: na hayırdan ba§ka bir §ey telkin edemez." buyurmuştur .. ·
Gerçekte şeytan, önçe insana itaati kabUl etmez. Onun arzu ve ni- ·
·,. yeti, insanoğlunu parlak sözlerle ve yalanla süfli arzularım uyandırarak,
onu yanlış yola sevketmektir.
İnsan, rf:ılıi inkişafımn ilk· safhasında, Şeytanın içinde uyandırdığı
süfli ve kötü arzuları susturmak için onunla savaşmak zorundadır. Fakat insan bu mücadelede aznıederse, ilahi vahiy sayesinde sonunda şey­
tam yenecektir. İnsan bu safhayı atıatıp galip çıkarsa, artık yükselir,
süfli arzuları dizginlenir ve şeytan ona zarar veremez hale gelir. Ona iyilikten başka Şeyler telkin edemez. Nitekim Hak Teala; "Benden siZe bir
bidayet rehberi gelecektir. Kim ona uyar, yolundan giderse, onlar için
artık korku yoktur, onlar malızun da olmazlar.. /' (21) buyurmuştur.
6 - Cin ve Şeytanların varlığım akıl inkar edebilir mi?
Saf ateşten yaratılan ve insan gözüyle görülenıiyen cinler ile, ayın
cinsten olduğu Kur'an ayetleriyle haber verilen şeytan'ın nfırani gizli
varlıklar olduğu, şer'an sabittir. Bu hususta, daha önce yeri geldikçe.
zikrettiğinıiz birçok ayetler ve Kur'an-ı Kerim'de "Cin Sfıresi" adiyle
anılan müstakil bir sfıre vardır. Bu sfıre, K'lll''an-ı Kerim'in 72; sfıresi
olup, 28. ayettir. Cinlerin varlığım ve kendisinin onlara da Peygamber
olarak gönderildiğini Hz. Peygamber (S.A.V.) haber vermiştir. O halde
bizlerin müslüman olarak, nıuhkem ayetler ve sahlh hadislerle, yani
Kur'an ve Sünnet gibi iki şer'i delille var olduğu bildirilen cin ve şey­
tan'ın, Allah'ın görülmeyen gizli yaratıkları olduğuna inanmamız gerekir.
Şer'an sabit olan meleklerin varlığını inkar
edenıiyen. insan aklı,
ayın sebepten, varlİğı şer'an sabit olan .cin ve şeytam da inkar edemez. Çünkü bu husus, aklen muhal değildir. Cinlerin de,
cismani bir bünyesi olabilir. Fakat, bizim her bünyeyi görmemiz zarfıri
olmadığı gibi, gördüğümüz cisimlerin de her cüz'ünü göremediğinıiz bilinen bir gerçektir. o halde, gözlerimizin önünde, bir bünyeye sahip birçok
varlıklar olduğu halde, biz onları görmeyebiliriz. Nitekim nıikroplar var
olduğu halde, onları gözle göremeyiz. Bu bakımdan, hava içinde hiç his·
setmediğinıiz dalgalar ve ışınlar bulunduğu gibi, aletle dahi hissedenıiye­
ceğinıiz gizli varlıklar bulunabilir. Esasen, bütün cismani ve fiziki kuvvetleri henüz keşfedemediğimiz bir gerçektir. O halde çok geniş olan kainatta, hislerİnıizden gizli ve görme gücüne sahip almadığımız rUhani varlıkların bulunduğunu inkar etmek doğru olmaz. Her türlü varlığı yaratmaya kaadir olan Yüce Allah'ın yaratıklarının, yalnız gözle veya aletle
görüp bildiğimiz şeylerden ibaret olduğunu sanmak, büyük gaflet olur.
Bu ise, Yüce Allah'ın ilahi kudretini ve kainatın azametini bilmernekten
başka bir şey olmaz.
{21) Bakare: 38.
196
Download