TDV DIA - İslam Ansiklopedisi

advertisement
iSRAiL
BİBLİYOGRAFYA :
kıp yıkmak, tasfiye etmek" gibi manalar
taşıyan
bir kökle bağlantılı olan ser af kelimesinin çağulu olduğu kaydedilir (Brown,
s. 976) . Eski Ahid'de yer alan bazı bilgilerle (işaya, 6/2-7) isrilfil'in, Hz. Peygamber' e
nübüwetinin ilkyıllarında Cebrail'den önce refakat edip bir bakıma onu vahye muhatap olmaya hazır hale getirdiğini bildiren rivayet (SüyGtl, el-it~an, I, ı 29; a.mlf. ,
el-/jaba.'ik fi al].bari'L-mela'ik, s. 36) arasında benzerlik bulunduğu da ileri sürülmüştür (İA, V/2, s. I I 28; EFi ing. J. IV,
21ı).
Kıyametin kopmasından bahseden
ayetler, evrende büyük bir kozmik deği­
şime sebepolacak bu hadisenin sOra ilk
üflenilmesiyle başlayacağını, ikinci üflenişle de herkesin diriltilip mahşere gitmeye hazır duruma getirileceğini ifade
eder (en-Nemi 27/87; ez-Zümer39/68). Bu
tür beyanlarda yer alan "üfleme" görevini ifa edecek ve insanları hesap meydanına çağıracak olan meleğin (Kaf 50/4 ı;
el-Kamer 54/6-8) israfil olduğu hususunda islam alimleri görüş birliği içindedir
(ibn Keslr. lll, 276-278; V, 166, 309, 488489 ; VI I, 106-108,388, 451; VIII, 238-239,
328). Bundan dolayı Kur'an-ı Kerim'de
"sOr" ve "nakür"dan bahsedilen her ayette zımnen bunları üflemekle görevli olan
isrilfil'den de söz edildiği söylenebilir.
Hadislerde adı açıkça zikredilen israfil
(Müslim, "Şalatü'l-rnüsafirln", 200; ibn
Ma ce, "İ]5arne", ı 80; Tirmizi, "Da'avat",
3 ı; Nesa!, "Sehiv", 88. "1\ıyarnü'l -leyl ",
12, "İsti'a;:;e", 56) kıyametgünündeyapa­
cağı görev açısından tanımlanarak "melekü's-sOr" (SüyOtl, el-/jaba.'ik fi al].ba.ri 'Lmela'ik, s. 33- 35). "sahibü's-sOr" (i b n Mace, "Zühd", 33; EbO DavOd, "I:Iurüf", i)
ve "sahibü'l-karn" (Tirmizi, ".Kıyamet", 8,
"Tefsir", 39/7) diye nitelendirilmiştir. Bu
rivayetlere göre isrilfil. Allah'ın "üfle!"
emrini beklemektedir (Müsned, lll, 73).
Görevini yaparken sağında Cebrail, solunda da Mikail bulunacaktır (EbO DavOd,
"I:IurGf", 1; SüyOtl, a.g.e., s. 33). Bazı hadis şerhlerinde yer alan bilgilere göre israfil'in levh-i mahfOzla ilgili görevleri de
bulunmaktadır (Mahmud Muhammed esSübkl, V, 178). Hz. İbrahim'i ziyaret edip
bir çocuğunun olacağını müjdeleyen (ezZariyat 51124-30). LOt peygambere insan
sOretinde görünüp kavminin cezalandı­
rılacağını bildiren (Hud ı 1/69-82) melek
grubu içinde israfil'in de yer aldığı (ElmaI ılı, IV, 2800; VI, 4536; VIII, 5326). ayrıca
onun arşı taşıyan meleklerden biri olduğu da kaydedilmektedir (SüyOti. el-/jaba.'ik al].ba.ri'l-mela'ik, s. 34).
rr
Ta cü '1-'arCıs, "s rf" md.; Kamus Tercümesi, lll, 615; Lane. Lexicon, IV, 1350; F. Brown, A
Hebrew and English Lexicon of Old Testament,
Oxford 1951, s. 976; Müsned, I, 147; ll, 192;
lll, 73; vı. 61, 156; Darimi. "Şalat", 84; Buhari.
"Tefsir", 2/6, "Enbiya"'. 35; Müslim. "Feza'il",
159, "Şalatü'l-müsafirin", 200; İbn Mace,
"Zühd", 33, "İ]5ame", 180; Ebü Davüd. "J:Iurı1f". ı; Tirmizi, "J5ıyamet", 8, "Tefsir" , 39/7.
"Da'avat" , 31; Nesai. "Sehiv", 88, "J5ıyamü' l­
leyl", 12, "İsti'a;::e", 56; Fahreddin er-Razi. elMe(alibü '/-'aliye mine'l-'ilmi'l-ilahi(nşr. Ahmed
Hidiz1 es-Sekka). Beyrut 1407/1987, VI, 399400; Nevevi. Şerl:ıu Müslim, VI, 56-57; Zekeriyya b. Muhammed el-Kazvini, 'Aca'ibü'l-mai;ICı­
~at. Beyrut, ts. (Da rü 'ş-şarki'I-Arab1). s. 57;
İbn Kes!r, Te{sirü'l-~ur'an, lll, 276-278; V, 166,
309, 488-489; VII, 106-108, 388, 451; VIII ,
238-239, 328; Süyüti, e/-İt~an, ı, 129-130;
a.mlf .. el-f:laba'ik fi aJ;bari 'l-meUi'ik (nşr. Ebu
Hacer Muhammed es-Sa1d b. BesyGn1 ZağiGI).
Beyrut 1405/1985 , s. 31-37; Mahmud Muhammed es-Sübkl, el-Menhelü '1-'a?bü '1-meurüd, Kahire 1394/1974, V, 178; Elmalılı, Hak
Dini, l, 307; IV, 2800; V, 3707-3708; VI, 45234527, 4536; VII, 4640; VIII, 5326; M. El iade.
Histoire des croyances et des idees religieuses,
Paris 1978, ll, 163-166; "Testamentd'Abraham",
La Bible ecrits intertestamentaires (ed. Francis
Schmidt). Paris 1987, s. 1678; Lütfuilah Cebeci.
Kur'an-ı Kerim'e Göre Melekler, Kayseri 1989,
s. 79-80; a.mlf.. Kur'an 'a Göre Melek, Cin, Şey­
tan, istanbul 1998, s. 114-118; Ali Erbaş. Mel ekler A lemi, istanbul 1998, s. 267-269; A.
J. Wensinck, "İsrafil", iA, V/2, s. 1127-1128;
a.mlf .• "Israfıl" , Ef2 (ing.). IV, 211.
!il
LüTFULLAH
CEBECİ
İSRAiL
Akdeniz'in
güneydoğu kıyılarında
İsrail toprakları batıda Akdeniz ile doğuda
I. FiZİKİ ve BEŞERI COGRAFYA
yer
kabuğunun . en
belirgin tektonik
Vadiaraba (Arava) -Oor depresyonu arasında, genişliği en çok 11 O
km. kadar olan ve yer yer 20 (Tel Aviv'in
kuzeyi), hatta 1O kilometreye (güneyde
Eilat IEyleJ koridoru) inen bir şerit halinde uzanır; kuzey ve güney uçlar arasın­
daki mesafe yaklaşık 426 kilometredir.
Kuzeyden güneye ve doğudan batıya en
çok birkaç saat içinde katedilebilecek küçüklükteki İsrail'dejeolojik yapı ve yüzey
şekilleri bakımından başlıca dört birim
seçilir. Bunların en belirgini, ülkeyi daha
doğudaki eski Arabistan platformundan
ayıran tektonik çukurluktur. Taban geniş­
liği 10-30 km. arasında değişen bu çukurluk. güneydeAkabe körfezinin karadaki
uzantısı olan Vadiaraba ile başlar, orta
kesiminde Oor ve daha kuzeyde Hule ovaları ile devam eder. Yer yer 1000 metreyi
aşan yüksek alanların içine gömülmüş
çukurlarından
II. TARİH
III. ÜLKEDE iSLAMİVET
IV. İSLAM ARAŞTIRMAlARI
_j
Filistin adıyla bilinen ve Müseviler'ce
mev'Od" sayılan topraklarda, milletlerarası yahudi örgütlerinin uzun ve
mücadeleli politikası sonucu 1948 yılında
kurulmuştur; resmi adı Medinat Yisrael.
resmi dili İbranice ve Arapça'dır. Sınırları
ve buna bağlı olarak yüzölçümü, kuruluşundan bu yana üç yönden etrafını çevreleyen Arap ülkeleriyle yaptığı dört savaş neticesinde büyük değişikliklere uğ­
radı. 1947'de Birleşmiş Milletler tarafın­
dan, İngiliz mandasındaki Filistin topraklarının yaklaşıkyarısı ile güneydeki Necef
çölünün Akabe körfezi kıyılarına kadar
uzanan büyük bir kısmının kurulacak ya"arz-ı
1967 savaşından sonra işgal edilen topraklar İsrail Devleti'nin bir parçası olarak
sayılmaz; bu tarihten önceki sınırlar içinde yüzölçümü 20.700 km 2 'dir ve bunun
44S km 2 'si göllerle kaplıdır. Bu rakam fiilen İsrail kontrolündeki S678 km 2 Batı
Şeria , 11 SO km 2 Golan tepeleri ve 373
km 2 Gazze Şeridi topraklarıyla birlikte
27.900 km 2 'yi bulur. 1983 sayımında ülke nüfusu 3.349.997 kişi idi. Bu rakam
1993 yılında S milyonu aştı. 1998'de nüfus S.740.000 oldu. Toplam nüfusun%
80.S'ini yahudiler,% 14,6'sını müslümanlar oluşturur; ayrıca % 3,2'si hıristiyan
ve% 1. 7'si Dürzi'dir. 1980 yılına kadar
Tel Aviv olan hükümet merkezi bu tarihte alınan tekyanlı bir kararla Kudüs 'e
(557.000) nakledildi; ancak yabancı elçiliklerin hemen tamamı Tel Aviv- Yafa kesiminde kaldı.
I. FİZİKi ve BEŞERI COGRAFYA
bulunan
yahudi devleti.
L
hudi devletine verilmesi planlanmıştı . ingilizler'in çekilmesi ve İsrail Devleti'nin ilanı üzerine ( 14 Mayıs ı 948) başlayan savaş
sonunda Batı Şeria toprakları , Kudüs şeh­
rinin doğu yarısı ile Nablus, Halil ve Gazze Şeridi dışında Filistin'in hemen tamamı İsrail'in eline geçti ( 1949). 19S6, 1967
ve 1973 savaşlarında ise bütün Sina yarı­
madası ile Batı Şeria toprakları , Suriye'nin Golan tepeleri yöresi ve Kudüs şehri­
nin tamamı işgal edildi. Daha sonraki yıl­
larda meydana gelen siyasi gelişmeler
neticesinde Sina yarımadası Mısır'a iade
edildi. Eriha bölgesi ve Gazze Şeridi'ne de
Filistin Devleti'nin kontrolünde özerklik
verildi.
181
iSRAiL
durumdaki bu çu !<urluğ u n ta banın d a,
kuzeydeki Cebelüşşeyh ' in (Hermon dağ ı,
2814 m.) yamaçlarından inen kaynak kol larının birleşerek oluştu rduğu Şeri a nehri
çok menderesli bir çığırda güneye doğru
akar ve Yermük ile Ürdün'den gelen Zerka kollarını aldı ktan sonra bataklık bir
deltayaparak dünyanın en tuzlu göllerinden biri olan ve bu sebeple içinde canlı
barındırmayan Lut gölüne (Ölüdeniz) dökülür.
değerleri genelde yüksektir ve kıyı kesiminden iç kesimlere doğru artar (Lut gölü çevresinde 2000 milimetreden çok) . Bu
durum su kaynakları esasen kısıtlı olan
ülkede karşılaşılan başlıca sorunlardan
biridir. Bitki örtüsü de bu iklim şartla rını
yansıtı r. Dağların ve p l atoların batıya bakan yamaçlarındaki asli ormanlar (özellikle keçi boynuzu . ça m ve meşe) gen i ş alanlarda tahrip edilmiş ve yerini Akdeniz kı ­
yılarının karakte r istiği makiler a l mıştır.
İkinci büyük birimi, Gor- Araba depresyonunun batısında bu tektonik çukur
alandan fay diklikleriyle ayrılmış bulunan
dağ ve platolar oluşturur. Yüksekliği çoğu yerde 1000 -1200 metreyi bulan bu birim kuzeyde Celile dağları ile başlar ve
Harun ırmağının doğuya , Kişaon ı rmağ ı ­
nın batıya doğru izlediği Yizreel ovası ile
kesintiye uğradıktan sonra orta kesiminde Samiriye ve Yahudiye p latoları ile devam eder. Güneyde bazı münferit tepeler dışında yükseltisi genellikle 300-SOO
m. dolaylarında olan ve ülkenin yarısına
yakınını kaplayan Necef (Negev) bölgesi
yer alır. Bu bölgenin gü n eybatı kesimleri
kumullarla kaplı bir çöl alanıdır. Üçüncü
ve dördüncü birimleri ise dağlar ve platolar alanının batı eteklerinde bulunan verimli topraklarla kaplı 100 -SOO m. yükseklikteki Şefela bölgesiyle onun batı­
sında fosilleşmiş kumu! sıralarının sahile
paralel olarak uzandığı kıyı ovaları teşkil
eder.
Halen İsrail Devleti'nin sınırları içinde
kalan topraklardaki nüfus. XIX. yüzyılın
sonlarından bugüne kadar bir yandan giderek hızlanan bir tempo ile artarken bir
yandan da din ve etnik köken bakımın­
dan büyük değişiklikle r geçirmiştir. Bu
durumun esas etkeni dünyaya dağılmış
olan yahudilerin Yahudiliğin doğum yeri
saydıkları arz-ı mev'Qda dönerek bu topraklara sahip çıkmak istemeleridir. Filistin'de yahudi kolonizasyonunun oluşumu
ve İsrail'in kuruluşuna yönelik ilk adım­
lar, XIX. yüzyılın ikinci yarısında ve XX.
yüzyılın başlarında bu bölgenin Osmanlı
hakimiyeti altında bulunduğu dönemde
atıldı. Kurucu kolonistler, siyon ist teşkilat­
lar aracılığıyla başta banker Rothschild olmak üzere dünyadaki yahudilerden topladıkları paralarla bilhassa kıyı bölgesindeki verimli, fakat o dönemde pek oturulmayan kesimlerde binlerce dönümlük
arazi satın aldılar. Bugün yüz binlerce
yahudinin yaşadıgı Petah 'Tlkva 1878'de,
Richon Letsion 1882'de, Rehovot 1890'da
ve Tel Aviv 1907'de bu şekilde kurulmuş
şehirlerdir. Bu çalışmalara paralel olarak
göçler yolu ile bölgede yahudi nüfusu giderek arttı. Baz ı kaynaklara göre 1800
yı lında Filistin'de yaşayan 27S.OOO kişinin
ancak 7000 kadarı Müsevl idi. Bu rakamlar 1890'da S32.000/ 43.000'e, 1914'te
690.000/94.000'e, 1931 'de 1.03S.1S4/
17S.OOO'e ve 1940 yılında 1. S29 .000/
4S6.743'e yükseldi. Bu tarihlerde sayıları
giderek artmakla beraber yahudiler azın­
lığı , Araplar ise çoğunluğu oluşturuyordu .
Bu durum. İsrail'in kuruluşu ve sayıları çe-
İklim bakımından İsrail , Akdeniz iklimiyle çöl iklimi arasında bir geçiş sergiler. Bu geçiş özellikle batı- doğu doğrul­
tusunda çok hızlı bir şekilde gelişir. Celile
dağlarında 1200, Samiriye ve Yahudiye
platolarında 800 milimetreye varan yıllık
yağış m i ktarı, Gor çukuruna inerken Hule
ve Taberiye gölleri kıyılarında SOO, Lut gölü kıyılarında 100, hatta SO milimetreye .
düşer. Aynı şekilde kıyı bölgesinde de Akka ve Hayfa dolaylarında 600-800 .mm.
arasında olan yıllık yağış miktarı Gazze
yöresinde ve Necef'te 200 milimetrenin
altına iner. Yağışlar gibi sıcaklıklar bakı­
mından da İsrail'in çeşitli bölge ve yöreleri arasında belirgin farklılıklar vardır.
Temmuz ayının sıcaklık ortalaması kıyı
kesiminde 2S-26°, gerideki platolar üzerinde 20-22° dolayında olduğu halde Gor
ve Araba depresyanlarında 32-33° dolayındadır ve bazan 4S dereceyi bulur. Ocak
ayı ortalama sıcaklıkları kıyıda 12-13°. Gor
çukurunda 1S -16° ve Kızıldeniz kıyısm­
daki Eilat'ta 17° iken platolar alanında
ancak 7- aa kadardır. Yüksek alanlar kışın
karta da kaplanabilir. Yıllık buharlaşma
182
Kudüs'ten
bir görü n üş
şitli
kaynaklara göre 360.000-1.000.000
tahmin edilen Araplar'ın kom şu ülkelere göç etmesiyle kökten değiş­
ti. 19SO'de 1.370.000 olan İsrail nüfusunda yahudilerin sayısı 1.2 milyona çıkmış.
müslümanların sayısı ise 167.000'e inmişti. Aynı yöndeki gelişme yahudi göçleriyle daha da kuwetlendi; 1991 yılında
S milyonu bulan nüfusun 4 .1 milyonu
yahudi(% 82) ve ancak 700.000'i müslümandı. 1998'de ise S.740.000 olan nüfusun 840.000'i müslümandı.
arasında
Nüfusun hızlı artması ve birleşiminde­
ki değişiklikler daha çok dışarıdan gelen
göçlerle gerçekleşmiştir. 1882-1914 yıl­
ları arasındaki göçmen sayısı SS-79 .000
civarında iken ingiliz manda döneminde
hızlanan göç hareketi İsrail Devleti'nin
ku r u l uşundan sonra 1.6 milyona u laştı .
Bunların o/o SS'i Orta ve Doğu Avrupalı, o/o
20'si Afrikalı ve o/o 16 kadarı da Asyalı yahudilerdi. Bu dönemde Türkiye'den göç
edenlerin sayısının 80.000 dolayında olduğu tahmin edilmektedir. İsrail 'e göç
süreci, zaman zaman dalgalanmalara uğ­
ramakla beraber günümüzde de sürmektedir. 1991'de yahudi nüfusunun o/o 62
kadarını İsrail'de doğanlar (Sabralar), geri
kalanını ise dış ülkelerde doğmuş olanlar
meydana getiriyordu. Nüfusun yarıya yakınını Orta Avrupa kökenli yahudiler (Aş­
kenaziler). yarıdan biraz fazlasını da doğu kökenli sayılan , özellikle 1492'de ispanya'dan sürülen , çoğu Osmanlı Devleti'ne sığınan ve ana dilleri ispanyolcaİbranice karışımı Ladino olan Sefaradlar
teşkil eder. Değişik ülkelerden gelen göçmenlerin kullandığı dillerin sayısı altmış­
tan fazladır.
Nüfusun birleşimi gibi nüfusun ve yerve yerleşme düzeni de
XX. yüzyıl içinde büyük ölçüde değişmiş ­
tir. Halkın yaklaşık o/o 90'ı şehirlerde, o/o
1O'u kırsal kesimlerde yaşar. Halbuki XIX.
yüzyılın sonlarına kadar Filistin'de kırsal
nüfusun oranı çok daha fazla idi. Ayrıca
kırsal ve kentsel yerleşmelerin büyük çoğunluğu dağlık ve platolukyörelerde topleşmelerin dağılışı
İSRAiL
!anmış
rağmen İsrail'in dış ticaret hacmi 1993
rı
yılınd a
bulunuyordu; şehir l erin başlıcala­
Kudüs (Yeruşaleym). Halil (Hebron), Beytülahm (Beytlehem). Eriha (Jericho). Ramallah (Ramla). Cenln, Nasıra (Nazareth)
ve Safed (Zefad) idi. Buna karşılık kıyı kesimindeki eski şehirlerin çoğu zamanla
ya harap olmuş (mesel.§ Kayseriye-Har
Oesari) veya değişen siyasi şartlar paralelinde eski önemini kaybetmiştir (Akka
ve Askalan gibi). Yeni gelen göçmenlerin
yerleşmek için tercihleri özellikle Tel Aviv
ve Hayfa yöreleridir. Bu civardaki başlıca
eski şehirler Akka ve halen ülkenin en
büyük limanı ve endüstri merkezi olan
Hayfa ile (ı 998, 255.000) Kudüs'ün geleneksellimanı olup günümüzde Tel Aviv'Ie birleşmiş durumdaki Yafa'dır. Kıyı kesiminde tamamıyla yeni birçok şehir kurulmuş ve gelişmiştir. Tel Aviv (357.000
nüfus), Holon (163.000). Petah Tikva
(ı 54.000), Bat Ya m (ı 45 .000), Netanya
(ı 40 000). Rich on le Zion (ı 7 ı 000). Rohovot ve Herzlia bunların başlıcalarıdır.
Ülkenin güney kesimlerinde nüfus yoğun­
luğu azalır; bu geniş step ve çöl bölgesinin en büyük merkezi Bi'rüssebi' ile (Bir
Şiva, ı 35.000) Akabe körfezi kıyısındaki
Eilat'tır.
İsrail ekonomik bakımdan gelişmiş bir
ülke sayılır. 1999'da milli gelir kişi başına
yılda 18.000 doların üzerindeydi. Ekonomikyapıs ı da Ortadoğu'nun diğer ülkelerine benzemez. 1996'da faal nüfusun o/o
31,2'si kamu hizmeti. o/o 20,2'si imalat.
o/o 13,1'i finans ve iş. o/o 12,8'i ticaret, o/o
7,S'i inşaat. o/o 6.4'ü personel ve diğer
hizmetler. o/o 6,2'si nakliye ve haberleş­
me ve o/o 2,6'sı ziraat. ormancılık ve balıkçılık alanında çalışmaktadır. Milli gelirde tarımın payı önemsizdir; en büyük gelir çeşitli hizmetlere aittir. Küçük ve doğal kaynakları çok sınırlı bir ülke olmasına
34 milyar doları geçiyordu. Ekonomik gelişme ve bugünkü ekonomi dışarı­
dan sağlanan kaynaklarlayakından ilgilidir. Çok defa yılda 3 milyar doları aşan
Amerikan yardımı. uluslararası yahudi organizasyonlarının (Dünya Siyonist Kuruluşu JWSOJ; İsrail İçin Yahudi Ajansı IJAFIJ;
Birleşik Yahudi Ajansı JUSAJ ve Keren Hayesod gibi) her yıl yüzlerce milyon doları
geçen bağışları ve Almanya'nın ödediği
tazminat bu kaynakların başlıcalarıdır.
Tarım, gerek istihdam gerekse üretim
ve ihracat bakımından ülke ekonomisinde küçük bir paya sahiptir; milli gelirde
payı o/o 4, ihracatta ise ancak o/o 2, 7 kadardır. Yahudiler uzun yıllar çiftçilikten
uzak kaldıkları için toprak edinmelerine.
buralara bağ lanmalarına ve kırsal yerleş­
meler kurmalarına büyük özen gösteril-
miş, bunların gerçekleştirilmesi İsrail
Devleti'nin kurulması yolunda başlıca yöntem sayılmıştır. Tarıma verilen bu ideolojik öneme rağmen i htiyaçların ancak o/o
70'i sağlailabilmekte, gerisi ithal edilmektedir. Tarım yapılan topraklar ülkenin
yaklaşık o/o 21'i kadar bir yer kaplar. Oranın düşüklüğünün sebebi su kaynakları­
nın yetersizliğid ir. Ancak yarıdan çoğu yarı kurak ve kurak olan ülkede gerçekleş­
tirilen büyük su projeleriyle tarım alanlarının yarısında sulu tarım yapılmaktadır.
Başlıca su projesi, Taberiye gölü kıyıların­
dan başlayıp kıyı ovası boyunca ülkenin
güney bölgesine uzanan ve büyük çaplı
borular. akuadükler, açık kanallar, tüneller. göletlerle pompa istasyonlarından
o l uşan yıllık 320 milyon m 3 kapasiteli
Kinneret-Necef isale hattıdır. En çokyetiştirilen ürünler turunçgiller ( 1.5 milyon
ton). çeşitli sebzeler ( 1 milyon ton). patates (2 ı 4.000 ton) ve buğdaydır (291.000
Nasıra ' dan
bir
görünüş
ton). En çok kümes hayvanları, sığır, koyun ve keçi beslenir. En önemli tarımsal
ihraç maddesi, değerce ihraç edilen tarım
ürünlerinin
kadarını sağlayan turunçgillerdir.
f
Yeraltı kaynakları bakımından İsrail
fosfat ve potas dışında fakir bir ülkedir.
Buna karşılık 3 milyon tona yakın fosfat
ve 2 milyon tonu aşan potas üretimiyle
dünyanın başta gelen ülkeleri arasında
yer alır. Lut gölü kıyıları (potas ve brom) ve
Necef (fosfat) ülkenin yeraltı kaynakları
bakımından en önemli yöreleridir. Ayrıca
pek zengin olmayan bakır (Eilat'ın kuzeyi) ve demir (Necef bölgesi) yatakları da
vardır. Milli gelirin o/o 2S'ini ve ihracatın
o/o 57'sini gerçekleştiren sanayi yatırım­
ları ekonomide çok önemli bir yere sahiptir. Il. Dünya Savaşı'ndan bu yana özellikle yüksek teknolojiye dayanan elektronik
cihazlar, bilgisayarlar. elmas işl emeciliği.
zirai ve tıbbi ilaçlar, kimya sanayii ve savaş sanayii alanla rınd a büyük gelişme olmuştur. Elmas ve diğer kıymetli taş işle­
meciliğinde İsrail bugün, Hallandalı usta
göçmenler sayesinde dünyanın en önde
gelen ülkeleri arasında yer alır ve ihraç
ettiği sanayi mallarının değer bakımından
o/o 20'den çoğunu işlenmiş taşlar oluştu­
rur. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa
Topluluğu ile yapılan ticaret anlaşmaları
İsrail sanayiinin rekabet gücünü a rttı r­
mış. ayrıca özellikle ihracata yönelik sanayi kollarının gelişmesine yol açmıştır.
Ülke ithalatında en büyük pay sanayi için
gerekli malzerneye ve yatırım maliarına
düşer.
BİBLİYOGRAFYA :
M. Pfannenstiel. Das QuarUir der Leuante,
Teli/, Die K üste Palastina Syriens. Abhandlungen der Akad der Wissenschaften und der Li·
tera tur, Wiesbaden 1952; B. Dicks, The lsraelis,
London 1977; lsrael a Country Study, Washington 1979; P. Beaumont v.dğr.. The Middle
East: A Geographical Study , London 1985,
s. 404-424; 0.-M . Fremy, Quid(ed. R. Laffont),
Paris 1993; W. B. Fisher. "lsrael, Physical and
Social Geography", The Middle East and North
Africa 1993, London 1993, s. 503-535; İsrail'in
Gerçekleri (İsrail Enformasyon Merkezi). Kudüs
1994; Bank of lsrael, Arinual Report 1993, Jerusalem 1994, Chapter 1; The World Factbook
1995, Washington 1995, s. 208-21 O; T. Little.
"lsrael, Economy", The Middle East and North
Africa 1997, London 1997, s. 572-582; W. L.
Cleveland. A History of the Modern Middle East,
Oxford 2000, s. 233-263; D. H. K. Amiran ,
"Geomorphology of the Central Negev Highlands", Jsrael Exploration Journal, 1/2, Jerusalem 1950/51; "İsrail", Gelişim Büyük Coğrafya
Ansiklopedisi, istanbul 1981, Yili, 2017-2024.
[il SıRRI ERiNÇ
183
Download