Question Hz. Âdem (a.s) yaratılmadan önce yeryüzünde cinler vardı

advertisement
Question
Hz. Âdem (a.s) yaratılmadan önce yeryüzünde cinler vardı. Yine herkesin (her kavmin)
hidayet olması için bir peygamber gönderilmiştir. Ama cinlerden hiç peygamber yoktur,
peygamberler hep insanlardan gelmiştir. Buna göre onlar (cinler) insandan önce yaşadıkları
halde nasıl bir peygamberleri olmaz? Böyle bir düşünce -Allah’a sığınırız- Allah’ın rahmet ve
adaletinin dışında kalır. Lütfen geniş bir şekilde açıklama yapar mısınız?
Answer:
Kur’an-ı Kerim’de cinlerin varlığı teyit edilmiş ve özellikleri beyan edilmiştir.
Cinler hakkındaki bilgilerimiz az olmasına rağmen Hz. Âdem (a.s) yaratılmadan önceki cinlerin
kendi cinslerinden peygamberleri olduğunu ortaya koyan çeşitli deliller vardır. Söz konusu
deliller şunlardır:
1- Cinler de insanlar gibi sorumlu varlıklardır. Sorumluluk ise tebliğ, beşaret ve uyarıyla
meydana gelir. Öyleyse bu önemli mesele için Allah-u Teala tarafından mutlaka Peygamberler
gönderilmiştir.
2- Bu varlığın da insan gibi haşrı, meadı, cezası ve mükafatı vardır. Ceza ve mükafat hüccetin
tamamlanmasına, hüccetin tamamlanması ise peygamberlerin gönderilmesine bağlıdır.
3- Kur’an buyuruyor: ‘Ey cin ve insan topluluğu, içinizden, size ayetlerimi nakleden ve içinde
bulunduğunuz şu günün bir zaman olup geleceğini haber vererek sizi korkutan peygamberler
gelmedi mi?’[i] Bu ayet-i kerime Hz. Adem (a.s) yaratılmadan önceki dönemi de
kapsamaktadır.
4- Şamlı biri Hz. Ali (a.s)’dan ‘Acaba Allah cinlere de peygamber göndermiş midir?’ diye
sorduğunda şöyle buyurdu: ‘Evet, onların peygamberi Yusuf adında biriydi ve O onları Allah’a
davet ediyordu, onlarda Onu şehid ettiler.’
Ayrıntılı Cevap:
Kur’an-ı Kerim’de cinlerin varlığı teyit edilmiş ve özellikleri de şu şekilde beyan edilmiştir:
1- Cinler, insanlar gibi topraktan değil ateşten yaratılmıştır.[1]
2- İlimleri, algılamaları, hak ve batılı ayırma güçleri, mantıkları ve istidlalleri vardır.[2]
3- Sorumlulukları olan varlıklardır.[3]
4- Haşredilecekler ve meadları vardır.[4]
5- Onlarında mü’min ve salihleriyle müşrik ve kafirleri vardır.[5]
6- Göklere musallat olabiliyor, haber alabiliyor ve dinleme yapabiliyorlardı.[6]
7- Bazı insanlarla irtibata geçerek sınırlı olarak bildikleri sırları onlara verip insanları
kandırıyorlardı.[7]
8- Onların bazılarının güçleri fazladır.[8]
9- Onlar insanların bazı ihtiyaçlarını gidermeye yetecek güçleri vardır.[9]
10- Onlar insan yeryüzünde yaratılmadan önce vardılar.[10]
11- İnsanların makamı onlardan daha üstündür. Bu yüzden Allah-u Teala İblise insana secde
etmesini emretti. İblis, cinlerin büyüklerindendi.[11]
Cinlerin peygamberleri var mıydı? Sorusuna gelince, daha öncede belirtildiği gibi cinler için iki
zaman dönemi farz edilmektedir. Biri insan yaratılmadan önceki dönem, diğeri de insan
yaratıldıktan sonraki dönemdir.
İkinci dönemde, yani cinle insanların ortak dönemi olan insanın yaratılışından sonraki
dönemde (ister İslam’dan önce olsun, ister İslam’dan sonra) Kur’an’a göre cinlerde insanlar
gibi sorumlu varlıklar olup insanlar için gönderilen ve insan cinsinden olan peygamberleri takip
etmek zorundaydılar.[12] Buna göre bir çok cin peygamberlere iman getirmiş, kimileri de
iman getirmeyip kafir olmuşlardır.
Ama insanın yaratılmadığı ve sadece cinlerin olduğu dönemde acaba cinlerin hidayeti için
peygamberler gönderilmiş miydi? Gönderilmiş ise acaba o peygamberler cinlerin kendi
cinslerinden miydi?
Cevap şudur: Hz. Adem yaratılmadan önce cinlerin kendi cinslerinden peygamberler vardı,
zira:
1- Kur’an-ı Kerim, insan ve cinlerin yaratılış hedeflerinin ubudiyet ve tekamüle ulaşmak
olduğunu belirterek: ‘Cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.’[13] Diye
buyuruyor. Gerçek kemal olan gerçek ubudiyyet makamına ulaşmak sorumluluk yüklenmeden
olmaz. Bu yüzden cinlerin de mükellef olduklarını söyleyebiliriz.[14] Buna Kur’an da tanıklık
etmektedir.[15]
Öte yandan hikmet sahibi olan Allah, cinleri mükellef edip onlara mükellefiyetlerini
öğretmeyip, kılavuzsuz bırakmaz. Dolayısıyla insan ve cinin mükellef olması nebilerin
gönderilmesine bağlıdır. Nebi gelmediği sürece yükümlülükte caiz değildir.
2- Allah-u Teala adil ve hekim olduğundan boş ve anlamsız iş yapmaz. Nitekim şöyle
buyuruyor: ‘Andolsun ki cehennemi, cinler ve insanlarla (günahkar ve imansızlarıyla)
dolduracağım.’[16] Adil ve hekim olan Allah, Peygamber göndermeden ve hücceti
tamamlamadan onlara azap edebilir mi? Haşa, asla böyle bir şey yapmaz. Peygamber
göndermeden ve hücceti tamamlamadan mükellefin azap edilmesi kabihtir. Kabih bir fiil de
Allah’tan beklenmez. Cinler de bu genel kaidenin dışında değillerdir. Ayrıca Kur’an’ın kendisi
de şöyle buyuruyor: ‘Biz, peygamber göndermedikçe hiçbir topluluğu azaplandırmayız.’[17]
Öyleyse kesinlikle onlarında peygamberleri vardı.
3- ‘Ey cin ve insan topluluğu, içinizden, size ayetlerimi nakleden ve içinde bulunduğunuz şu
günün bir zaman olup geleceğini haber vererek sizi korkutan peygamberler gelmedi mi?’
ayetinden açıkça cinlerin, Hz. Adem (a.s) yaratılmadan önce ve sonra var oldukları, hatta
İslam’dan önce ve sonra peygamberleri olduğu anlaşılmaktadır. Ancak insan yaratılmadan
önce bu peygamber kendi cinslerinden idi.[18] Bunun delili şu ayettir: ‘Şüphe yok ki biz seni
gerçek üzere bir müjdeci ve bir korkutucu olarak gönderdik ve hiçbir ümmet yoktur ki
içlerinden bir korkutucu çıkmasın.’[19]
4- Bir rivayette Şamlı biri Hz. Ali (a.s)’dan ‘Acaba Allah cinlere de peygamber göndermiş
midir?’ diye sorduğunda şöyle buyurdu: ‘Evet, onların peygamberi Yusuf adında biriydi ve O
onları Allah’a davet ediyordu, onlar da Onu şehid ettiler.’[20] Bu rivayet cinlerin de
peygamberlerinin olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Buraya kadar söylediklerimizden cinlerin de mükellef oldukları, insan yaratılmadan önce
onların hidayeti için peygamberlerin gönderildiği anlaşılmaktadır, ama bu gönderilişin nasıl
olduğu konusu bize malum değildir.Refrence:
[1] - er-Rahman/15
[2] - Cin suresinin çeşitleri ayetleri
[3] - Cin ve er-Rahman sureleri
[4] - Cin/15
[5] - Cin/11
[6] - Cin/9
[7] - Cin/6
[8] - Neml/39
[9] - Sebe/12-13
[10] - Hicr/27
[11] - Kehf/50
[12] - Ancak unutmamak gerekir ki, bu mesele Hz. Musa (a.s) ve Hz. Peygamber (s.a.a)
hakkında kesindir. İnsan cinsinden olan diğer peygamberler hakkında müfessirlerin görüşleri
farklıdır. Ahkaf/29. ve 30. ayetler bu konuda hakkındadır: ‘An o zamanı ki hani cinlerin bir
bölüğünü, Kur'an dinlesinler diye senin bulunduğun tarafa yollamıştık; oraya gelince
birbirlerine, susun demişlerdi; okunuşu bitince de korkutmak için kavimlerine dönmüşlerdi de,.
Ey kavmimiz demişlerdi, gerçekten de biz, Musa'dan sonra indirilmiş bir kitap duyduk ki önceki
kitapları gerçeklemede, gerçeği ve doğru yolu göstermede.’ Bu ayette İncil’den
bahsedilmemesinin nedeni Tevrat’ın asıl olup Hıristiyanların da şer’i hükümleri şimdi bile
ondan almalarından dolayıdır. (Bkz: Tefsir-i Nümune, c.21, s.370). Allame Tabatabai’de
Tefsir-ul Mizan’da açıkça şöyle diyor: ‘Ayetin ‘Gerçekten de biz, Musa'dan sonra indirilmiş bir
kitap duyduk ki önceki kitapları gerçeklemede’ bölümü cinlerin Hz. Musa (a.s)’ın dinine ve
kitabına mümin olduklarını göstermektedir.’ (Bkz: el-Mizan, c.18, s.350).
İslam’dan sonraki dönem hakkında ise deniliyor ki: Resul-ü Ekrem (s.a.a), Mekke’den Taif’teki
Ukkaz pazarına orada toplanan büyük topluluğu İslam’a davet etmek için gittiğinde kimse
davetine icabet etmedi. Dönüşte Cin Vadi’si denen yere geldi. Gece orada kaldı ve Kur’an
okumaya başladı. Bir grup cin bu ayetleri duyup iman getirdiler. Ve kavimlerine tebliğ için geri
döndüler. (Bkz: Tersir-i Nümune, c.25, s.100, Cin/1. ve 2. ayetlerin tefsirinde).
Ancak kimileri de ‘Ey cin ve insan topluluğu, içinizden, size ayetlerimi nakleden ve içinde
bulunduğunuz şu günün bir zaman olup geleceğini haber vererek sizi korkutan peygamberler
gelmedi mi?’ ayetinin ‘içinizden…sizi korkutan peygamberler gelmedi mi?’ bölümünden Adem
(a.s)’ın yaratılışından sonrada cinlerin peygamberlerinin kendi cinslerinden olduğunu
anlamışlardır. Ama İslam Peygamberinin (s.a.a) cin, insan bütün herkesin peygamberi
olduğunu kabul etmekteler. (Bkz: Tefsir-u Ruh-ul Maani, c.3, s.105; İsmail Hakkı Bursevi;
Tefsir-i Rahnema, c.5, s.354;
Bir başka grup müfessir ise bu görüşü redderek diyorlar ki: ‘Cin suresinin ayetlerinden İslam
ve Kur’an’ın herkes için hatta onlar için bile nazil olduğu ve İslam Peygamberi (s.a.a)’in de
herkes için gönderildiği anlaşılmaktadır. Ancak Peygamber (s.a.a) tarafından onların
kendilerinden elçiler görevlendirilmesinin de sakıncası yoktur. ‘İçinizden’ kelimesi de herkesin
peygamberinin kendi cinsinden olacağına delil olmaz; zira bir topluluğa ‘sizden bir grup…’
dendiğinde bu grup bir topluluktan ya da bütün topluluktan olabilir. (Bkz: Tersir-i Nümune,
c.5, s.443). Yani ‘İçinizden’ kelimesi, peygamberlerin kendi cinslerinden ve genel olarak insan
ve cinlerin kendilerinden olmasından fazlasına delil değildir. Genel olarak insan ve cinler için
gönderilmişlerdir. Allah-u Teala, peygamberleri meleklerin cinsinden göndermedi yoksa onları
gördüklerinde korkuya kapılırlardı, dillerini anlamazlardı. Ayet Cinler için kendi cinslerinden,
insanlar içinde kendi cinslerinden bir Peygamber gönderme konusuna delil olmamaktadır.
(Bkz: el-Mizan, c.7, s.540; Tefsir-u Menhec-us Sadikin, c.3, s.452).
[13] - Zariyat/56
[14] - Bihar-ul Envar, c.60, s.311
[15] - ‘Bunlar, öyle kişilerdir ki, onlardan önce cinden ve insanlardan gelip geçen ümmetler
içinde, onlara da, azaba uğrayacaklarına dair söylenen söz hak olmuştur; şüphe yok ki onlar,
ziyana uğramışlardır.’ (Ahkaf/18)
[16] - Secde/13, Hud/119
[17] - İsra/15
[18] - Bu nokta bazı müfessirlere göre, ‘içinizden…peygamberler gelmedi mi?’ cümlesinden
çıkıyor. Bu da bütün zamanları içine almaktadır. Ama Hz. Musa (a.s) ve İslam Peygamberi
(s.a.a)’in dönemleri bunun dışındadır. O dönemler peygamberleri onların kendi cinslerinden
değildi.
[19] - Fatır/24
[20] - Bihar-ul Envar, c.10, s.76
------------------------------
Kaynak:www. islamquest.net
Sunulan cevaplar zorunlu olarak Ehl-i Beyt (a.s) Kurultayı’nın görüşünü yansıtmamaktadır
Download