Dolaşım Sisteminin Muayenesi - Ankara Üniversitesi Açık Erişim

advertisement
1
Dolaşım Sisteminin Muayenesi
 1. Nabız
 2. Perifer damarlar (arter ven ve kapillar)
 3. Kalp
 Nabız ( pulsus ) (pulsation)
 Kalp hareketinin damarlardaki devamıdır
 Altında sert bir doku(kemik) büyük ele gelir arterlerin palpasyonu ile yapılır
 Arter bulunur, 2-3 parmak ile üzerine hafifçe bastırılır ve hareketsiz beklenir.
 Her sistolde damarın dolduğu ve kabardığı hissedilir.
 At, eşek ve katırlarda en çok ve en kolay Art. maxillaris externa (Alt çene kolunun iç yüzeyidir)
Ayrıca
Art. temporalis superficialis,
Art metatarsalis dorsalis lateralis
Art brachialis
 Sığırlarda Art maxillaris(facialis) externa (alt çene kolunun dış yüzeyi)
Ayrıca Art. Brachialis Art coccygea
 Devede Art tibialis posteriosa
 Koyun keçi köpek kedide Art femoralis
 Nabız muayenesinde sayı(frekans), ritm ve kalite(nitelik) dikkate alınır.
 Nabız sayılarının fizyolojik sınırları bilinmelidir
 Genellikle nabız frekansı
 Küçük türlerde
 Küçük cüsselilerde
 Yeni doğmuş veya çok gençlerde
 Gebeler, asabi karekterlerde
 Yem yeme zamanlarında yüksek olurken
 Büyük türler, iri cüsseliler, lenfatik olanlar, gebe olmayanlar, yaşlılarda düşük olabilir.
 Sporcu bireylerde daha düşük olabilir
 Nabız üzerinde çevre ısısı, hareket heyecan ve sindirim faaliyetlerinin yükseltici etkisi olur.
2
 Kalbin sympatikus uyarımı bakteri, virus ürünleri, yabancı proteinler nedeniyle oluşan ateş
yükselmeleri nabzı yükseltir.
 Atlarda yüksek nabız (70 Üzeri) kuşkuludur, 80 üzeri ağır hastalık durumunu 100 üzeri ölüm
riskini belirtir.
 Sığırlarda 80 -100 nabız tehlikeye dikkat çeker
 Köpek ve kedilerde geniş aralıkta oynar, 130 üzeri uzun süreli nabız tehlikeyi haber verir.
 Nabız sayılarının normalin altına düşmesi kalp atımlarının azalması ile olur(bradikardi) vagus
uyarımı veya kalp ileti sistemi bozuklukları durumunda gözlenir.
 Nabız dalgaları arasında gecen zaman nabız ritmidir. Düzenli olması beklenir. ( Pulsus
regülaris) (ritmik nabız)
Solunum hareketleri nabız ritmini az çok etkileyerek aritmik nabıza neden olabilir ( pulsus
irregülaris)
Köpeklerde ve atlarda bu tarz aritmiye rastlanabilir.
 Nabız kalitesi denince damarın içinden geçen kanın damara yaptığı basıncın şiddeti, damarın
genişlemesi, ve dalga uzunluğu anlaşılır. Kuvvetli, zayıf, ip nabız şeklinde hissedilebilir.
 Fremitus özel bir nabız şeklidir. Titreşim şeklinde hissedilir.
 Gebelerde rektal muayenede art uterina media
 Ayrıca patolojik olarak arterial trombozlarda ve konjenital stenozlarda duyulur
 Arter ve venlerin muayenesi
 Nabız alma dışında arterlerin muayenelerde önemli ipuçları alınmaz
 Sadece Atlarda furbür olaylarında art meta karp ve metatasalis digitalislerden nabız alınması
diagnostiktir.
 Venlerin muayenesinde Vena jugularısin muayenesi önemlidir
1. Venalarda dolgunluk: vena jugularisteki kanın kalbe girişinin engellenip damarda kauçuk boru
gibi dolgunluk görülür (sığırlarda perikarditis travmatika, pleuritis exudativa, triküsbital
kapağın stenozları, akciğer anfizemleri vb. süt ineklerinde vena subcutanea abdominısteki
dolgunluk fizyolojiktir.
2. Venalarda ondülasyon: vena cavaların köklerinde valvül yoktur. Atriumların kontraksiyonu ile
kan ventikülüslara geçerken birkısım kan venada duraksar hatta geri kaçabilir bu nabız değil
aşağıdan yukarı dalgalanma şeklindedir. Bu nedenle buna negatif ven nabzı denir. toraks
girişinde belirgindir. Parmakla dalgalanma bölgesine basılınca dalgalanma durur. Bu hastalık
durumu değildir.
3. Pozitif ven nabzı: Triküspital kapak yetmezliklerinde ventrikül sistolü ile kan atriuma ve vena
jugularise kaçar venayı dolgunlaştırır ve her sistolde hareket algılanır. Venaya parmakla
bastırıldığında dolgunluk hemen kaybolmaz.
4. Venalarda yangılanma(trombophlebitis): Tekrarlanan damariçi enjeksiyonlar sırasında veya yakıcı
ilaçların damar dışına kaçması ile damar çeperleri kalınlaşır sertleşir, içinden gecen kan miktarı azalır
ve ağrı yapar.
3
 Kalbin muayenesi
 Sol tarafta olekranonun gerisinde göğüs boşluğunun ventralinde Atlarda 3-6, sığır koyun
keçide 2-5, köpeklerde 3-7 kostalar arasında
 Temelde soltaraftan dinlenmekle beraber anemi, kalp büyümesi, triküspital kapak
bozuklukları ve sol taraftan dinleme imkanı olmayan durumlarda sağ taraftan da kontrol
edilebilir.
 Kalbin auskultasyonu sakin bir yerde 30-60 sn süreyle dinlenir.
 Sistolik (1.kalp sesi), diastolik (2. kalp sesi) dinlenir
 Dinlerken Frekans(F), seslerin Açıklığı(A), ritmi (R) kalitesi(K)ve Üfürümler(Ü) dikkate alınır.
 Nabzı da oluşturan kalp frekansı artışına genel olarak taşikardi denmekle beraber aslında
dinlenti halinde dahi olan artışlar yada efor sonrası uzun süre normale dönmeme durumu
önemlidir.
 Kalp yetmezlikleri, akciğer hastalıkları, ateşli enfeksiyonlar, sancı, adrenerjik ilaç
kullanımlarında m. gelir
 Frekans azalmasına bradikardi denir.
 1. N. Vagus uyarılması ile (vagus bradikardi): vagusun uyarıldığı İndigesyonlar,
ab.deplasmanları, hernia diaframatika, parasempatomimetik ilaç ve zehirlenmeler,
beyin hasarları,
 2. Sino atrial düğüm bozuklukları ( sinüs bradikardi): ileti sistemi ndeki organik
bozukluklar
 Üfürümler kalpten alınan patolojik seslerdir.
1. Endokardial üfürümler: kapakçıkların yetmezliği veya stenozlarında kanın geçerken
oluşturduğu girdap sesleridir. Sistolik ve diastolik olurlar
2. Perikardial veya exokardial üfürümler: kalbin hareketi ile perikarttaki bozukluklardan
kaynaklanırlar. Sürtünme veya çalkantı sesi şeklinde ortaya çıkar.
Üfürümlerin duyulması ve tipinin belirlenmesi uzmanlık gerektirir
Ekokardiyo grafi ile sebep kolayca ortaya konabilir.
Kedi, köpek ve atlarda ultrason ve eko yaygın olarak kullanılmakta ama sığır hekimliğinde yeterince
yer bulamamaktadır.
 Sığır muayenelerinde pratikte
 Retiküloperitonitis travmatica sonrası gelişen perikarditis travmatika olayları
 Perikart leukozu
 Generalize tüberküloz
 Tüm hayvanlarda Pneumoni olayları sonucunda perikarditis şekillenebilir
 Perikart yangıları
4
1. Perikarditis sicca (kuru )
2. Perikarditis exudativa (sulu) karekterde olabilir.
 P. sicca
Perikarditis travmatikanın erken devreleri, leukoz ve tüberküloz olaylarında olur iki perikart
yaprağının kalp atımları sırasında sürtünmesi sonucu oluşur. Avuç içlerinin birbirine sürtünmesi
sırasında çıkan seslere benzer
 P. exudativa
Yangı ilerledikçe irinleşir ve sulanır hatta perikartta gaz toplanır ve kalp atımları ile çalkantı sesi
algılanır. İçi su dolu bir kabın sallanması sırasında çıkan sese benzetilebilir.
Her iki sesin en güzel örneği Perikarditis travmatika olaylarıdır.
 Solunum sisteminin mayenesi
1. Solunum kontrolü
2. Öksürüğün kontrolü
3. Üst solunum yollarının kontrolü
4. Boğaz ve boyun bölgesi
5. Göğüs kafesi, Akciğerler, pleuranın kontrolü
6. Röntgen
7. Parasentez
Solunum kontrolü
solunum frekansı, dakikadaki solunum sayısıdır.
Normal ritmik solunuma eupnoea,
Sayı artışına polypnoea
Sayı azalışına olygopnoea
Solunumun durmasına apnoea
Eforlu güç solunuma dispnoea
Dipnoea sonucu kandaki O2 düzeyinin düşüp CO2 düzeyinin yükselmesi ile hayvanın güç duruma
düşmesine asfeksi (boğulma) denir.
Solunum sayısı burun ucuna pamuk yaklaştırılarak, trakea veya akciğerlerden steteskopla sayılarak
belirlenir.
 Solunum frekansı dışında solunum tipi kontrol edilir.
 Kostal
 Abdominal
 Kosta-abdominal tip solunumlar vardır
5
Tek tırnaklılar ve geviş getirenlerin normal solunumları kosta-abdominal
Kedi köpeklerinki kostal karekterdedir
 Diyafram yırtılması, paralizi, apse neoplazi gelişmesi
 Karın boşluğunda gaz veya sıvı toplanması
 Karaciğer ve periton yangılarında solunum kostal özellik gösterirken
 Göğüs kafesinde ağrı oluşturan pleuritis, pluera tb,
 akciğer anfizemi
 İnterkostal kasların felci
 Kosta hareketlerinin sınırlanması gibi durumlarda kosta-abdominal özellik ağırlık kazanır
2 - ÖKSÜRÜK
 Öksürük bir korunma mekanizmasıdır
 Solunum yollarındaki zararlı maddelerin dışarı atılmasını sağlar.
 Öksürüğü oluşturan temel mekanizma bronkokonstrüksiyondur.
 Yararlı bir refleks olmasına rağmen bazı durumlarda organizma için zararlı olur.
 Solunum yollarında yangı ve irritasyon ve tahrişe neden olur
 Alveollerdeki gerilme nedeni ile amfizeme yol açabilir.
 Hava yolları veya alveollerdeki yırtılmalar nedeniyle pnömotoraksa neden olabilir
 Zayıflık ve bitkinliğe neden olur
 Solunum yolları enfeksiyonlarının istemeden etrafa yayılmasına yol açar
 Öksürükle ilgili reseptörler
 Geniş hava yollarında ( bronş, trake ve bifurkasyo bölgesi )kimyasal veya mekanik
olarak uyarılan çok sayıda reseptör bulunur.
 Daha az sayıdaki reseptörler
 Burun
 Paranazal sinuslar
 Farenks
 Pleura
 Diyafragma
 Perikardium
 Öksürük tracheobronşial dallanmadan itibaren mukus ve içindeki partiküllerin ani ve
gürültülü hava hareketi ile glottisten atılmasıdır
6
 Bu fonksiyonu mukosilier hareket ile birlikte yürütmektedir. Mukosilier hareket solunum
yollarını döşeyen epitel hücrelerinin silyumlarının terminal bronşiyollerden başlayarak
tracheaya doğru devamlı dalgalar halinde mukusu ilerletmesidir.
 Öksürüğün indüklenmesi
 At, köpek, kedi koyunlarda larenks veya trakenin 1-2 halkaları sıkılarak
 Sığırlarda bu yöntem çalışmazsa ağız burun 30-40 sn kapatılır. Sonra bırakılır
Derin inspirasyon irritasyon yapar ve öksürür.
öksürük spontan veya indüklenerek oluşturulunca
 Aralığı, Kuvveti
 Ağrılı olup olmadığı
 Yüzlek veya derin oluşuna
 Yaş veya kuru olduğuna dikkat edilir
 Öksürüğün nedenleri
 1. Üst solunum yolları ile ilgili nedenler
 Farengitis
 Tonsillitis
 Trakeitis
 Trakeanın kollapsı ( Köpeklerde )
 Neoplazi
 Travma
 2. Alt solunum yolları ve akciğer parenşiması ile ilgili nedenler
 Akut veya kronik bronşitis
 Bronşioektazi
 Pneumoni
 Akciğer fibrozisi veya apsesi
 Hilustaki lenf yumrusu büyümeleri
 Fungal
 Neopastik
 Fungal enfeksiyonlar( Histoplazmozis, blastomikozis )
 Allerjik bronşitis
 Akciğerlere eozinofil infiltrasyonu
 Akciğer kıl kurtları
7
 Travma veya fiziksel irritasyon
 Yabancı cisimler
 Duman inhalasyonu
 Neoplazi
 3. Kardiyovasküler nedenler
 Sol kalp yetmezliği
 Sol atrium genişlemeleri
 Heartworm
 Pulmoner tromboz
 Pulmoner ödem
3 – üst solunum yollarının muayenesi
Burun çevresi : köpeklerin sığırların(merme) ve domuzların burun uçları her zaman nemli
ve üzerinde ter damlacıkları vardır ve hafifçe soğuktur. ‘’Merme sığırlarda sağlığın aynasıdır’’.
Ateşli enf. kurur.
Burun çevresinde şişlikler, ödem, veziküller, püstüller, apse, kabuklanmalar, vb. Primer veya sekunder
özellikli lezyonlara rastlanabilir
Burundan stenozik sesler duyulabilir Solunum yollarının daralmasından kaynaklanır
Burun, farenks, larenks yada trakeadan kaynaklanabilir
 Solunum kanalının daralması, mukozalardaki şişkinlikler, fazla sekresyon birikimi, yangısal
ödemler, tümörler, büyümüş lenf yumruları, larenksin yumuşak damağın felcinde oluşabilir,
ıslık hırıltı veya horlama şeklinde olabilir.
 Buldog, boxer, pekinese ırklarında normal kabul edilebilir
 Solunum havasının kokusu
 Burun akıntısının kontrolü
 Burun mukozası kontrol edilir
4 - Boğaz ve boyun bölgesi
 Boğaz bölgesi olarak, farenks, palatinum molle, parotis bezi, larenks, thyroid bezi, farengeal
bölge lenf yumruları, atlarda hava keseleri kontrol edilir
 Boyun bölgesinde sulcus jugularis, onun içinde özefagus, vena jugularis, trakea ve sığırlarda
gerdan
 İnspeksiyon, palpasyon ve auskültasyon ile muayene edilir. İnspeksiyon göz veya endoskopik
cihazlar yardımıyla yapılır.
5 - Göğüs kafesi, Akciğerler, pleuranın kontrolü
8
 İnspeksiyon: bölgenin inspeksiyonu hayvanın önünden , yanlarından arkasından bakılarak
yara, şişkinlik ve asimetri yönlerinden değerlendirilir
 Palpasyon ile kosta aralarına basılarak ağrı olup olmadığı araştırılır
 Perküsyon ve auskultasyon yapılarak akciğerin durumu değerlendirilir
 Açık ses, mat ses, timpanik ses, metalik ses
Steteskop ile 10-15 sn aralıklarla tüm akciğer alanı iki taraflı dinlenir
 Akciğer perküsyon auskültasyon alanı
 Atlarda :
 pross. Transversuslara paralel çizgi,
 skapulanın arkasından yere uzanan dikme,
 sondan ikinci interkostal aralıktan 11.kostanın ortasından geçerek olekranona
birleştiren yay seklindeki çizgi arasındaki alan
 Sığırlarda
 Üst ve ön kenarlar aynı
 Son interkostal aralıktan ve 9. kostanın ortasından geçerek olekranona birleşen yay
şeklindeki çizgi
 Akciğer auskültasyonu
 Belirtilen alandan iki tür fizyolojik ses alınır
 1. vesiküler sesler
 2. vesikülo-bronşial sesler
 Patolojik sesler
 1. Boru sesi
 2. Raller (harhara)
 Yaş raller
 Kuru raller
 Çıtırtılı raller
 Sürtünme sesleri
6-Parasentez - torakosentez
 Göğüs boşluğundan sıvı alınmasıdır
 6-7 interkostal aralıktan kosta sternum bağlantısı yakınından steril iğne kullanılarak yapılır
9
Sindirim Sisteminin Muayenesi
1. İştah ve su içmenin kontrolü
2. Ağız, ağız içi ve çevresinin kontrolü
3. Özofagusun kontrolü
4. Kusma regurgitasyon
5. Sondalama
6. Karın ve sindirim organlarının kontrolü
7. Barsakların kontrolü
8. Dışkılama ve dışkının kontrolü
9. Rektal muayene
10. Abdominosentez
1-İştah ve su içmenin kontrolü
 Hayvanların önlerine türlerine uygun yem maddeleri ve temiz su konularak kontrol edilir.
 Bazen alışık olmadıkları yemi yemezler, hastalık durumlarında sevdikleri gıdalara bile ilgi
göstermezler
 Bazı hayvanlar alışık olmadıkları kaplardan yem su almazlar, veya artık kalmış suyu içmezler
 İştahın hiç olmamasına Anorexia ( her türlü ateşli enf)
 İştahın az olmasına (iştahsızlık) inappetens
 Normalden fazla yemeye polifaji, içmeye polidipsi
 Yem niteliğinde olmayan maddelerin yenmesine Alotrofaji denir.(toprak, gübre odun taş,
yün, tüğ, paçavra, poşet vb) mineral madde noksanlıkları ve bazı sinirsel hastalıklarda( kuduz,
yalancı kuduz, ketozis) gözlenir
2-Ağız, ağız içi ve çevresinin kontrolü
 Hayvanın yemi alışı çiğnemesi ve yutması izlenir
 Ağızdaki yangılarda çiğneme ve yutma itinalı ve güç yapılır
 Yutak ve çene felçlerinde yutma olmaz gıda ağızdan dışarı dökülür.
 Çene kaslarının kasılması nedeniyle çenenin kitlenip açılmamasına trismus denir. ( tetanoz.
Striknin zeh. İnsektisit zeh. Epilepsi vb)
 Bruxizm boşa çiğneme hareketi, diş gıcırdatma demektir. Kurşun zeh. Ketozis, louping-ill,
scrapie gibi sinirsel hastalıklarda, taylarda mide ülserlerinde görülebilir.
10
3- özofagus
 Müskülo membran özelliktedir,
 Sol sulkus jugularıste içinden lokma veya sonda geçerken izlenebilir
 Lokma geçişi dışında kapalı durur
 Servikal kısım kolayca palpe edilirken göğüs boşluğundaki kısım ancak sondalanarak muayene
edilebilir.
 Özofagusta yabancı cisim tıkanmaları, divertikülüm, dilatasyon, tümoral tıkanma ve
daralmalar, paraliz yada fonksiyonel tıkanmalar sonucu sucuk gibi dolgunluğa yol
açar buna Megaözofagus denir
 Geviş getirenlerde ruminasyon ve ruktusun kontrolü
 Yutulan gıdaların ağıza tekrar getirilerek tekrar çiğnenmesi olayına ruminasyon (geviş
getirme) denir.
 Rumen fermentasyonu sonucu açığa çıkan gazın özofagustan dışarı atılması ruktus dur.
 Sığırlarda günde ortalama 500-600 lt gaz oluştuğundan mutlaka dışarı atılması gerekir ( 1
saatte 15-20 kez )
 Atılamazsa meteorismus = timpani oluşur
 Timpanilerde özofagus dinlenerek ruktus saptanmalıdır. Kısa sürede rumen aşırı gazla
dolabilir.
4-Regurgitasyon - Kusma
 Regurgitasyon, çiğnenen gıdanın yutak, özefagustan geri çıkarılması,
 Kusma, gıdanın mideden geri çıkarılmasıdır.
 Regurgitasyon ruminantlar için fizyolojiktir.
 Çıkarılan gıda ağızdan ve burundan(atlar) çıkarılabilir
 KUSMA
 Mide içeriğinin ağız ve burundan dışarı atılmasıdır
 Bulantı dönemini (Huzursuzluk, yalanma, salya artışı) takiben
 Baş eğilir, karın kontraksiyonu ile içerik atılır
 Köpeklerde kedilere göre daha yaygındır
 Atlarda zordur
 Kusmuk
 sindirilmiş ise
 Gıda midede bir süre kalmıştır
 Mide motilitesi ve sekresyonlarının normal olduğu anlaşılır
11
 Safra ile karışık ise
 Uzun süredir kusma devam ediyordur
 Duodenal reflü
 Bozukluk duodenumdadır
 Kan varsa
 Koyu kahve rengi( kan + mide asidi )
 Taze kan ( burun, boğaz, özefagus)
 Askarid ve sestot halkaları (kedi,köpek)
 Projektil kusma
 Bulantı dönemi oluşmadan ani oluşan kusmalardır
 Pilorus spazm ve tıkanmaları
 Akut ensefalitler
 Kafatası ve hipotalamus travmaları
kusma
 Sadece sindirim sistemi hast. bir semptomu değildir
 Enfeksiyoz hastalıklar
 Mide barsak irritasyonu(periferal)
 Toksemi ve septisemi (sentral)
 Nedeniyle kusma oluştururlar
 Orijini itibarıyla
 1 . Sentral kusmalar ( M.oblongatadaki kusma merkezinin uyarılması)
 a - endojen ( bakteriyel toksin, üremi, hepatopati)
 b- eksojen ( apomorfin, ksilazin, çeşitli ilaçlar )
 c - kafatası travmaları, beyin tümör veya yangıları
 d – denge merkezinin seyahatlar sırasında devamlı uyarılması
 2. Periferal kusmalar(reflektorik)
 Kusma merkezi ile dolaylı ilişkilidir
 Mide, barsaklar veya karıniçi org.bozukluklar ve hacim artışları sonucu omurilikteki
refleks merkezleri aracılığı ile gelişir.
Direk yada dolaylı kusmayı kusma merkezi idare eder.
Kusma merkezine impulslar
12
 İç kulak (vestibuler aparat)
 Kemoreseptör trigger zone (kandaki kimyasal maddeler)
 Periferal reseptörler (farenks,mide, duodenum,viseral zarlar, jejunum ileum, kolon, pankreas,
karaciğer, periton, ürogenital sist.vb.)
 Beyin yüksek merkezleri (yangı ve basınç artışları, endişe, korku, heyecan stress, psikojenik
etkileşim)
crtz
 Beynin lateralinde kusma merkezi ile ilişkilidir
 Kan beyin engeli yoktur, kandaki kimyasallar beynin diğer bölgelerini etkilemez ama CRTZ’u
etkiler
 Vestibüler ileti CRTZ dan geçtiğinden, burayı etkileyen antiemetikler taşıt tutmalarına da etkili
olur.
 Kusma
 Zararlı içeriğin atılmasında yararlıdır
 Ancak
 Hipokloremi, hipokalemi, hiponatremi, metabolik alkaloz veya asidoz, dehidrasyon,
 Mide ve özefagus tahribatına neden olur
5-Sondalama
 Ruminantlarda rumenin sondalanması
 Gaz sondası
 İçerik sondası
 Metal sonda
 Atlarda nazofarengeal sondalama
6-Karın ve sindirim organlarının kontrolü
 Atlarda inspeksiyon ve palpasyonla karın şişkinliği ve gerginliğine bakılır. Kas yapıları güçlü
olduğundan çok belirgin değişikler olmaz
 Timpani ve konstipasyonlarda gerginlik artar, ileri gebelik, peritoneal effüzyonlarda
aşağı doğru sarkmış durumdadır.
 Kalp yetmezlikleri, akut mastit, idrarın karın derisi altına infiltre olması ve genç
kısrakların gebeliklerinin son dönemlerinde karın altında ödemler oluşabilir.
 Sol alt taraftan kolon, sağ üst açlık çukurluğundan sekum sesleri dinlenir.
 Köpeklerde, karın duvarı sertliği türlere bağlı olarak değişir,
13
 yerde veya masa üzerinde ayakta durur pozisyonda, gerekirse yatar durumda da
inspeksiyon ve palpasyonla kontrol edilir.
 Kedilerin karın duvarları daha ince olduğundan derin palpasyonla muayene edilebilir.
 Rumen - retikulum - omasum
 Geviş getirenler de ön mideler büyük bölüm kaplamaktadır
 Yenidoğan buzağılarda ön mideler küçük hacimdedir, ot yemeğe başladıktan sonra süratle
büyürler,
 4 haftada rumen abomasumun yarısı ,
 8 haftada eşit
 12 haftada rumen abomasumun iki katı
 Erişkin yaşta 9 katı büyüklüktedir.
 Rumen
 Sol taraftan açlık çukurluğu bölgesinden kontrol edilir.
 Açlık çukurluğu ve rumenin dolgunluğu, kıvamı, şişkinliği, kontraksiyonları gözle, el yumruk
yapılarak veya parmak uçlarıyla bastırılarak yapılır
 Auskültasyon aynı bölgenin dinlenmesi ile rumen sesleri değerlendirilir. Seslerin kuvveti ve
sayısına dikkat edilir,
 Rumen sesleri hışırdama şeklindedir, rumen hareketleriyle içeriğin mukozaya teması ve
sürtünmesi ile oluşur ( 5 Dak. 8-12)
 Retikulum - omasum
 Sadece dilenerek muayene edilir.
 Sol taraftan 6 – 7 kostaların alt uçları bölgesinden
 Şırıltı çağıltı sesi ve ayrıca yutma, ruktus, ruminasyon kaynaklı sesler de duyulur
 Omasum sağdan 7-9 kostalar arasından dinlenir
 Devamlı sürtünme ve çıtırtı sesi- omasum yaprakalrının sürtünmesiile olur
 Omsumun kontraksiyonlarının sesi ( 5 dak 7-8 )
 Abomasum
 Karın boşluğunun tabanında kostal kemerden başlayıp pelvisin önüne doğru uzanır, organın
büyük bir kısmı sağ tarafta önden arkaya doğru uzunlamasına bir kısmı sol tarafa geçmiş
pozisyondadır
 Abomasumda patolojik yer değiştirmeler önemlidir
 Sola ve sağa abomasum deplasmanı oluşabilir
 Ventralden dorsale sağ ve sol karın duvarına parmak ile fiske vurulur ve steteskopla dinlenir
Ping sesi deplasmanlar için tipiktir
14
 Ağrı deneyleri
1. Sırttan sıkma
2. Sopa deneyi
3. Retikulum perküsyonu
Download