neurofeedback nedir?

advertisement
NEUROFEEDBACK NEDİR?
NEUROFEEDBACK NEDİR?
NEUROFEEDBACK sistemlerini anlatmak ve özellikle de Türk psikiyatristler
derneğinin NEUROFEEDBACK konusundaki karşı çıkışlarına bir yanıt olarak da
önce BEYİN BİLGİSAYAR ARAYÜZLERİNİ(BRAIN COMPUTER INTERFACE)
anlamak gerekir ;
(Hatırlanırsa Dernek bildirisinde hastaların tek bir EEG özelliğine sahip
olduğu varsayılıp tümünde aynı protokolün uygulanması eleştiriliyordu
ki tamamen aynı fikirdeyiz.Yine yöntemin cahil ellerde denetimsizce
ticari sömürü aracılığı yapıldığı söyleniyordu ki Dernek bizce az bile
söylemiştir.Neurofeedback'in QEEG cihazı ile yapıldığını deklare
edenlerden,ellerindeki self-regulation;özdüzenleme cihazı ile QEEG
çektiğini iddaa edenlerden, Yankı Yazgan hocamızın deyimi ile kadın
programlarını,okulları gezerek müşteri toplayan,programlarda kendine
hocam diye hitap ettirebilen inşaatçıların cirit attığı denetimsiz bir
alandan herkes rahatsızdır.
(Ancak derneğin Neurofeedback yönteminin bilimsel güçlü kanıtlara sahip olmadığı savı
kesinlikle talihsiz ve yanlı bir savdır.Aşağıda ve eklerde bu konudaki kanıtlar
sıralanmıştır);
DEĞERLİ DANIŞANLARIMIZ;
Neurofeedback beyin dalgalarını re-organize etmeye dayanan bir mental egzersiz
yöntemidir.
Nöronlar arası iletişim elektro-kimyasal süreçler aracılığı ile olur. Bu yöntemde beynin
elektriksel aktivitesi iş görmektedir.Beyin dalgalarından danışan profiline göre artırılması
ya da düşürülmesi gerekenler ses ve görüntü geri bildirimleri yolu ile kişiye verildiği
zaman kişi zaman içerisinde beynini kontrol etmeye başlamaktadır. Bu beyin egzersizine
neurofeedback deniyor.
Merkezimizde uygulaması yapılan BBA sistemleri ise doğrudan düşünceleri kullanarak
başka bir ara katmana (kas sistemi gibi) gerek kalmaksızın bilgisayarları kontrol etmeye
yarayan çok daha yeni teknolojilerdir.Bu iki sistemin bir arada kullanımı yolu ile ara
katmanları ortadan kaldırarak beyne bilgisayarlar üzerinden güçlendirilerek verilen
FEEDBACK uyarı yolu ile beynin SİNİR AĞI MODELLERİNİN GÜNCELLENMESİ yani beynin
çalışmasının regüle edilmesi amaçlanır. Buna NEUROTHERAPHY denir.Adından da
anlaşıldığı üzere bu yöntem bir teşhis ve tedavi yöntemi değildir. T.C Sağlık Bakanlığı
tarafından yürürlükteki kanun ve yönetmeliklere göre içeriği ne yazık ki henüz
tanımlanmamıştır.Yöntemi yurtdışından BFI SERTİFİKASI ile uyguladığını iddaa edenler
kamuyu bile bile yanıltma hatası ve çabası içindedirler.Bu anılan kurum neurofeedback
konusunda tüm dünyada genel geçer uluslar arası geçerliliği olan bir kurum
değildir;A.B.D’ de kurulmuş özel bir dernektir, T.C Sağlık Bakanlığı ile bir alakası,geçerli
denklik durumu yoktur
Öte yandan yönteme yönelik Türk Psikiyatrisler derneğinin
uyarılarına gereken cevabı verdik;dernek bu konuda UZMAN veya
yetkili organ değildir;fikrini beyan eder,bu onları bağlar; ANCAK
DİKKAT! Neurofeedback bir beyin egzersizidir. Burada ve sitede verilen bilgiler tıbbi
teşhis ve tedavi yerine geçmez. Doktorunuza danışmadan ilacınızı bırakmayın,
dozunu değiştirmeyin, başka bir tedaviye başlamayın. DOKTORUNUZ LEBLEBİ
ÇEKİRDEK GİBİ RİTALİN VS İLAÇ YAZIYORSA ÖNCE SORUN;’’ SİZ HİPPOCRAT
YEMİNİ ETTİNİZ Mİ SAYIN DOKTOR?’’,SONRA BİZCE DOKTORUNUZU
DEĞİŞTİRİN! And Neurotheraphy Merkezi'nde verilen hizmetlerin-düzenlenen
workshop'ların hiçbiri tanı ve tedavi amaçlı değildir. Site içerisinde yer alan bilgiler
ziyaretçileri bilgilendirmek amaçlı olup, verilen bilgiler hiçbir şekilde başka amaçlar için
kullanılamaz. Merkezimizin faaliyetlerinden tamamen sağlıklı bireyler
yararlanabilmektedir. Tanı ve tedavi uzman ve doktorlar tarafından yapılması gereken
son derece ciddi bir işlemdir. Tüm hastalıklarınız, psikolojik tanı ve tedavi gerektiren
sorunlar için lütfen ilgili hekim & uzmanlara danışınız.
DİSTRÜBÜTÖRLÜK,PROVIDERLIK,WORK-SHOP MERKEZLİĞİ YAPTIĞIMIZ VE
SATIŞINI YAPTIĞIMIZ HİÇBİR CİHAZ TANI VE TEDAVİ AMACI İLE VE
YETKİSİZ,UZMAN OLMAYAN KİŞİLERCE KULLANILAMAZ!!!
Romalı şair Decimus Iunius Iuvenalis bilinen adı ile JUVENAL’a ait;’’mens sana in
corpore sano ’’ veya tam doğrusu ile ‘’orandum est ut sit mens sana in corpore sano’’
Atatürk’e atfedilmiş hali ile ‘’Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur’’sözünü şayet
STEPHEN HAWKING’ı görselerdi sarfederler miydi sanıyorsunuz?
"Birtakım şeyhlerin, dedelerin, seyyitlerin, çelebilerin, babaların, emirlerin
arkasından sürüklenen ve falcılara, büyücülere, üfürükçülere, muskacılara talih
ve hayatlarını emanet eden insanlardan mürekkep bir kitleye, medenî bir millet
nazariyle bakılabilir mi?”
"Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz.
En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır."
Yıkın Heykellerimi
Ey milletim
Ben Mustafa Kemal'im
Çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim
Hala en hakiki mürşit değilse ilim
Kurusun damağım dilim
Özür dilerim
Unutun tüm dediklerimi
Yıkın diktiğiniz heykellerimi
Özgürlük hala
En yüce değer
Değilse eğer
Prangalı kalsın diyorsanız köleler
Unutun tüm dediklerimi
Yıkın diktiğiniz heykellerimi
Yoksa çağdaş medeniyetin bir anlamı
Ortaçağa taşımak istiyorsanız zamanı
Baş tacı edebiliyorsanız
Sanatın içine tüküren adamı
Unutun tüm dediklerimi
Yıkın diktiğiniz heykellerimi
Yetmediyse acısı şiddetin savaşın
Anlamı kalmadıysa
Yurtta sulh dünyada barışın
Eğer varsa ödülü silahlanmayla yarışın
Unutun tüm dediklerimi
Yıkın diktiğiniz heykellerimi
Özlediyseniz fesi peçeyi
Aydınlığa yeğliyorsanız kara geceyi
Hala medet umuyorsanız
Şıhtan şeyhten dervişten
Şifa buluyorsanız
Muskadan üfürükçüden
Unutun tüm dediklerimi
Yıkın diktiğiniz heykellerimi
Eşit olmasın diyorsanız kadınla erkek
Karaçarşafa girsin diyorsanız
Yobazin gazabından ürkerek
Diyorsanız ki okumasın
Kadınımız kızımız
Budur bizim alın yazımız
Unutun tüm dediklerimi
Yıkın diktiğiniz heykellerimi
Fazla geldiyse size
Hürriyet cumhuriyet
Özlemini çekiyorsanız
Saltanatın sultanın
Hala önemini anlayamadıysanız
Millet olmanın
Kul olun
Ümmet kalın
Fetvasını bekleyin şeyhülislamın
Unutun tüm dediklerimi
Yıkın diktiğiniz heykellerimi
RAHAT BIRAKIN BENİ!!!
İnsanlar makinalarla iletişim kurmak için çeşitli araçlardan faydalanır: Klavyeler, fareler,
"joystick"ler, kameralar, mikrofonlar. vs. Tüm bu komut verme araçları kullanıcın
beyninin kas sistemini kontrol etmesi sayesinde işlev kazanırlar.Ancak bazı hallerde bu
iletişim mümkün olmamaktadır. Örneğin motor nöron hastalıklarından biri olan
amiyotrofik lateral sklerozis (ALS) , beyin kökü travması, beyin ya da omurilik
yaralanması, serebral palsi, kas distrofileri ve çoklu skleroz gibi nöron hastalıkları
insanların istemli hareketlerini engellemektedir .Sadece ALS’den ABD ‘de 30.000 dünyada
2.000.000'a yakın hasta etkilen- mektedir. Her yıl ise 5.000 civarı hasta kayda
alınmaktadır.(STEPHAN HAWKING,KOÇ HOLDING YÖN.KR.BŞK.VEKİLİ SUNA
KIRAÇ,FENERBEHÇELİ FUTBOLCU SEDAT BALKANLI ÜNLÜ HASTALARDANDIR)
ALS hastalığı sadece motor nöronları etkiler; hastanın bilişsel işlevlerine bir
zarar vermez. Hafıza, zekâ ve kişilik korunur. Hastalar görebilir, duyabilir,
koklayabilir ve dokunsal uyaranları yorumlayabilirler . Eğer hastanın beynindeki
sinirsel etkinliği doğrudan yorumlayabilecek bir teknoloji geliştirilebilirse
hastanın çevresindeki araçlarla ve insanlarla iletişim kurması mümkün olabilir.
Yani burada asıl amaç doğrudan düşünceleri kullanarak başka bir ara katmana
(kas sistemi gibi) gerek kalmaksızın bilgisayarları kontrol edebilmektir. Bu
bakımdan, bu tür bir kontrol mekanizması temelde makine X insan etkileşiminde
güçlendirici bir teknoloji olarak düşünülebilir.
BBA'yı mümkün kılan, beynin ürettiği sinyalleri kaydedip bunları örüntü
çözümleme ve sınıflandırmasına tabi tutabilme yeteneğimizdir. Beyinde iki tür
iletişim gerçekleşir, elektriksel ve kimyasal. Her iki tür iletişimin de "görülebilir"
etkileri vardır ve bunları bazı cihazlarla tespit etmek mümkündür. BBA açısından
önemli olan beyindeki elektriksel iletişimdir. Beyindeki eylem potansiyellerinin
tetiklenmesi ve bunların aksonlar boyunca iletilmesi kafatası yüzeyinde tespit
edilebilir fiziksel aktiviteye yol açar. EEG olmadan pratik, çalışan bir BBA sistemi
kurmak zordur.
EEG çoğunlukla frekans bantlarıyla tanımlanır.GAMMA 30 Hz’den büyük, BETA
(13-30 Hz) , ALPHA (8-12 Hz), THETA (4-8 Hz) VE DELTA (4 Hz’DEN küçük)
Bu dalgaların tamamı vücudumuzda farklı fonksiyonel işlevlere yol açar .Örneğin
: Beynimiz “etkin” zeka için 13 Hz (yüksek alpha ve düşük beta )kullanır.
Sıklıkla, öğrenme güçlüğü ve dikkat problemleri gösteren bireylerde beynin belli
bölgelerinde, birbirini izleyen işleri ve matematik hesaplarını yapmaktaki
beceriyi etkileyen 13 Hz aktivitede eksiklik görülür
Delta (0.1 –3 Hz)
En düşük frekanslar deltadır. 4 Hz’den düşüktür ve derin uykuda görülür ve bazı
anormal süreçlerde aynı zamanda “empati hali” hissedildiğinde delta dalgaları
bilinçaltı düşünceyi yansıtır. 1 yaşa kadar olan bebeklerde dominant ritimdir ve
uykunun 3. ve 4. evresinde bulunur.Amplitude’i en yüksek ve en yavaş dalgadır.
Fiziksel dünyadaki farkındalığımızı azaltmak için delta dalgalarını arttırırız. Aynı
zamanda bilinçaltı düşüncelerimize delta dalgaları vasıtasıyla ulaşırız.
Performans arttırmak isteyenler delta dalgalarını azaltır ve yüksek odaklanma ve
peak performans (yüksek performans)elde edilir.
Ancak, Dikkat Eksikliği teşhisi konmuş bireyler odaklanmaya çalıştıklarında delta
dalgalarını düşüreceklerine arttırırlar. Uygun olmayan delta dalgaları
odaklanmayı ve dikkati ciddi bir şekilde kısıtlar..
Delta (0.1-3 Hz) : Dağılım : Genellikle geniş ya da bilateral yayılmış olabilir,
yaygın.
Subjektif duygu durumları : derin, rüyasız uyku, non-rem uyku, trans hali,
bilinçsiz.
İlişkili iş ve davranışlar : uyuşukluk, hareketsizlik, dikkatsiz Fizyolojik ilişki :
hareketsiz, hemen harekete geçememe. Arttırılırsa uykuya, trans haline, derin
gevşeme durumuna neden olur.
Theta (4-8 Hz)
Theta 3.5 – 7.5 Hz arasında faaliyet gösterir ve “yavaş” aktivite olarak sınıflanır.
Yaratıcılık, sezgi, hayal kurma, fantezi kurma ve hatıralar, duygular, heyecan
uyandıran olaylar için bir çeşit mahzen gibidir.
Theta dalgaları içe dönük odaklanma, meditasyon, dua ve ruhani farkındalık
sırasında kuvvetlidir. Uyanık olma ve uyku arasındaki durumu yansıtır. Bilinçaltıyla
ilgilidir.
Uyanık haldeki yetişkinler için anormal ama uyku sırasında olması normaldir.
Theta hippocampal ve limbik sistem bölgesindeki aktiviteyi yansıtır. Theta
endişe, kuruntu, huzursuzluk ve çekingenlik sırasında gözlemlenir.
Theta dalgası normal fonksiyon ediyor göründüğü zaman, öğrenme ve hafıza
gibi kompleks davranışları ilerletir. Olağandışı duygusal durumlarda, stres veya
hastalık gibi, üç büyük vericide (transmitter) dengesizlik olabilir ve bu da normal
dışı davranışlara neden olur.
Dağılım : genellikle bölgesel, birçok lobu içerebilir, yanal ya da yayılmış olabilir.
Alpha (8-12 Hz)
Alpha dalgaları 7.5 ve 13 Hz arasındadır. Alpha dalgalarının can alıcı noktası 10
Hz civarındadır. Sağlıklı alpha üretimi, zihinsel beceriyi arttırır, zihinsel ahenge
yardımcı olur, rahatlama duygusunu arttırır. Gevşemiş, rahatlamış normal
insanlarda görülen başlıca ritimdir. Hayatımızın büyük bir kısmında, özellikle 13
yaştan sonra mevcuttur.
Occipital bölgede (kafanın arka tarafı) ve frontal kortekste yoğunluktadır. Alpha
dışadönüklük (içe dönüklerde daha az), yaratıcılık ( yaratıcı kişilerde dinlerken
ve yaratıcı bir problemin sonucuna ulaşırken alpha gözlemlenir) ve zihinsel
aktivite sağlar.
Beta (12 Hz üstünde)
Beta aktivitesi hızlı bir aktivitedir. 14 ve üstü frekanstadır. Eş zamanlı olmayan
aktif beyin dokusunu yansıtır. Simetrik dağılımda genellikle her iki tarafta
görülür, önde daha fazladır. (frontal) Kortikal hasarda kaybolabilir ya da
azalabilir.
Gözlerimiz açıkken, dinlerken, düşünürken, analitik bir problem çözerken, karar
verme veya yargıya varma durumunda, etrafımızda olan biten bilgiyi işleme
sırasında aktiftir.
Düşük beta (12-15 Hz), “SMR”
Dağılım : yan tarafta ve lobda lokalizedir ( frontal, occipital vb)Subjektif duygu
durumları : odaklanmış ama rahat, entegredüşük smr “Dikkat Eksikliği
Hastalığına” yol açabilir, odaklanmış dikkatte eksiklik.
Eğitimin Etkileri : SMR’yi arttırmak rahat odaklanma sağlar, dikkat gerektiren
yetenekler düzeltilebilir.
Normalde insanlar uyanıkken ve belli bir şey yapmıyorken de beyinleri α EEG
sinyalleri yayar. Bu dalgalar 8-12 Hz frekans aralığındadır. μ ritmleri aynı
aralıkta olup α dalgalarındaki ufak tefek değişiklikler şeklinde kendilerini
gösterirler. Buradaki önemli nokta şudur: μ ritmleri, kişi hafifçe somatosensöryel
veya motor korteksini hareketlendirecek şekilde bir şeye konsantre olduğunda
ortaya çıkan "α dalgalarıdır".
β ritmleri ise 18-25 Hz aralığındadır ve bunlar da istemli hareket ve etkin
odaklanma ile bağlantılıdır. Yapılan çalışmalarda insanların 8-12 Hz aralığındaki
μ ritmlerini ve 18-25 Hz aralığındaki β ritmlerini kontrol edebildikleri ve böylece
ekrandaki bir imleci istedikleri gibi hareket ettirebildikleri görülmüştür .Gerçek
ve hayal edilen hareketleri kıyaslayarak ve temel bileşen çözümlemesi (PCA Principle Component Analysis) kullanarak bu ritmler çözümlenmiş ve hem
gerçek hareketlerin hem de hayal edilen hareketlerin μ ve β ritm
desenkronizasyonları ile bağlantılı olduğu tespit edilmiştir .
BBA-NEUROFEEDBACK İLİŞKİSİ ,ALS araştırmacılarını yönlendiren düşüncelerden biri
doğrudan düşünceleri kullanarak başka bir ara katmana (kas sistemi gibi) gerek
kalmaksızın bilgisayarları kontrol edebilmekse bunu izleyen yeni bir düşünce de yine bu
ara katmanları ortadan kaldırarak beyne bilgisayarlar üzerinden güçlendirilerek verilen
FEEDBACK uyarı yolu ile beynin SİNİR AGI MODELLERİNİN GÜNCELLENMESİ yani beynin
çalışmasının regüle edilmesidir. Buna NEURO-BİO FEEDBACK denir.
İnsan ve diğer canlılar çevreye uyum için biyolojik olarak bazı temel
mekanizmalara sahiptir. Otomatik olarak nefes alıp verir. Kan şekeri düştüğünde
otomatik olarak kana şeker salgılanır. Bu otomatik uyum sürecine homeostatik
mekanizma adı verilir. Bu mekanizmanın işlevi insanda fizyolojik dengeyi
sürdürmektedir. Ayrıca insanın doğuştan getirdiği refleksler yaşamı sürdürmeyi
yani kalımı sağlamaktadır. Ancak hemostatik mekanizma ve refleksler tüm
gereksinimleri karşılamada ve her koşulda çevreye uyum sağlamada yetersiz
kalmaktadır.
Öğrenme insan yeteneklerinde büyüme sürecinin bir sonucu olmayan sürekli bir
değişmedir. Öğrenme, bir ürün (öğrenilen şey) ortaya koyan süreçtir. İnsanlar
hayatlarının başlangıcından itibaren sürekli olarak bir şeyler öğrenir. Bilişsel bilgi
dünyası zamanla daha karmaşık hale gelir ve daha dinamik bir görünüm kazanır.
Organizma yaşamını devam ettirebilmek için çevreye uyum sağlamada etkin
olmak ve değişken çevrelerde gereksinimlerini gidermek durumundadır.
Çevresindeki hangi öğelerin kalımı için olumlu, hangilerinin yaşamını engelleyici,
hangi öğelerin de nötr olduğunu öğrenmek zorundadır. Bu bilişsel öğrenmelerde
fizyolojik dengenin korunmasına yardımcı olarak bütüncül bir gelişim için gerekli
ortamı sağlar. Bu şekilde öğrenmenin hem fizyolojik hem de sosyal yönlerinin
birlikte bütüncül olarak kullanılmasının, öğrenmenin insanın hayatta kalmasında
oynadığı gerekli rolü ortaya koyması bakımından önemlidir. Benzer bir durum
insanın bilişsel gelişimi içinde geçerlidir. “Bilgiyi İşleme Teorisi”ne göre bireyin
belleğinde bir bilginin depolanabilmesi için dikkat, algı ve kodlama gibi bir takım
süreçlerden geçmesi gerekmektedir.
Bu kurama göre insanda üç tür bellek bulunmaktadır. Bunlar (1) Duyusal Kayıt,
(2) Kısa Süreli Bellek ve (3) Uzun Süreli Bellektir. Bir bilgisayarın işlem süreci
incelendiğinde de RAM (Random Access Memory / Rasgele Erişilebilir Bellek),
CPU (Central Processing Unit / Merkezi İşlem Birimi), ve Harddisk (Sabit Disk)
gibi donanımların insan bilişsel sitemine benzer bir yapıda organize edildikleri
görülmektedir.
Biyologlar zekayı çevreye uyum kabiliyeti olarak görürken, eğitimciler öğrenme,
psikologlar ilişkileri anlama, bilgisayarcılar bilgiyi işleme kabiliyeti şeklinde
değerlendirmişlerdir. Zekayla ilgili bu farklı tanımlar nedeni ile zeka tıpkı ruh,
bilinçaltı, akıl, düşünme gibi soyut ve açık uçlu bir kavram olduğundan evrensel
bir tanıma sığdırılamamaktadır.
Beyin, birbiriyle karmaşık ilişkiler içinde bulunan sinir hücreleri (nöron)
kitlesinden oluşmaktadır. En genel manada bakıldığında beyin, aktivitelerin bir
kontrol merkezi durumundadır. İnsan zekasını, duyular tarafından alınan
uyarıcıların yorumlanarak tepkilerin oluşturulmasını ve bu tepkilerin kontrolünü
sağlamaktadır. Beynin küçücük yapısı altında çok fazla bilinmeyenin olması, bir
çok disiplini barındıran nörolojik bilimler alanında çalışmaların yoğunlaşmasına
neden olmaktadır. En basit şekilde düşünüldüğünde beynin 1 cm3 lük bir
bölgesinde bir trilyon bağlantıya sahip, 100 milyar sinir hücresi bulunmaktadır.
Bu 100 milyar sinir hücresi arasında saniyede 10 milyon x milyar kere uyarı
iletimi olmaktadır. Sadece bu kadar bilgiden bile anlaşılacağı gibi, insan beyni
hiç bir bilgisayarla karşılaştırılamayacak kadar karmaşık ve üstün bir sisteme
sahiptir.
Zeka araştırmalarının ana amacı insan bilgi işleme prensiplerinin anlaşılması ve
biyolojik sinir sistemlerinin çalışma mekanizmalarının çözülmesidir. Bu
mekanizmaların gerek araştırılması gerekse geliştirilmesinde bilgisayarlar önemli
bir yer tutmaktadır.
Beyin iki şekilde düşünür ;
1. Hızlı,otomatik, bilinç dışı 2.Yavaş,analitik,irdeleyici,sağduyulu...
Beynin bu iki kompartımanı arasındaki olmazsa olmaz ilintiyi ise ‘’tahmin
nöronları’’ üstlenmiştir. Wolfram Schultz’un Dopamin Deneyleri sonucu
bulduğu’’Tahmin Nöronları’’ ödüle göre beyindeki dopamin miktarında artışa yol
açmaktadır.
Dopamin nöronları devamlı deneyime dayalı örüntüler üretirler.Beyin, tahminleri
gerçeklikle karşılaştırır;beklenti ve tahmin karşılanırsa dopamin miktarı artar ve
sonuçta insan mutlu olur.Hatalı tahminlerde ise Anterior Singulat’dan beyine
güçlü bir uyarı yayılır. Anterior Singulat hem bilinci uyarır , tetikte tutar hem de
bedensel işlevlerin hayati yönlerini düzenleyen Hipototalamus’ a uyarı gönderir.
Anterior Singulat’da ki dopamin nöronları yeni gelişen olaylara ait verileri
kullanarak eski tahminleri ve beklentileri düzenler,hayat derslerini içselleştirir ve
BEYNİN SİNİR AĞI MODELLERİNİ günceller. Bu bölge bir nedenle işlevini yerine
getiremez hale gelirse birey öğrenmede olumsuz pekiştirmeyi kullanamaz
hatalarından ders almakta zorluk çektiği için aynı hataları sürekli tekrarlar .
BİO-NEUROFEEDBACK yeni tahmin nöronları üretimi yolu ile eski ve yeni beyin
kompartımanları arasındaki organizasyonu güçlendirir.
Neurofeedback sistemleri μ ve β ritmleri üzerinden işler. 1961’de deneysel bir
psikolog olan Neal Miller otonom sinir sistemi tepkilerinin (örneğin kalp atışı,
tansiyon, gastrointestinal faaliyetler, bölgesel kan akışı) istemli olarak kontrol
altında tutulabileceğini öne sürmüştür.Willer’ın çalışması diğer araştırmacılar
tarafından genişletilmiştir. Bu dönemden sonra, 1970’lerde UCLA’dan bir
araştırmacı Dr. Barry Sterman tarafından yapılan bir araştırma hem kedi hem de
maymunların beyin dalgalarını kontrol etmek üzere eğitilebildiklerini ortaya
koymuştu. Sterman sonraları araştırma tekniklerini epilepsi hastaları üzerinde
uygulamış ve biofeedback tekniklerini kullanarak hastaların nöbetlerini yüzde 60
oranında azaltmıştı.
Sterman’dan hydrazinin (roketlerde,uzay mekiklerinde kullanılan yakıt) nasıl
epilepsi nöbeti oluşturabileceğinin araştırılması NASA tarafından istendi, o da
kediler üzerindeki denemelerinde SMR dalgaları artırılan kedilerde nöbetin
kesildiğini saptadı...Epilepsi hastalığı olan insanlara bu dalgalarını arttırmaları
öğretildi ve nöbetleri azaldı.1970’lerin başlarında yapılan deneylerde şöyle bir
gözlem elde edildi: Epilepsiyle birlikte aynı zamanda hiperaktivite ve
huzursuzluk gösteren vakalarda da , SMR dalgası arttırıldığı takdirde bu
semptomların da azaldığı gözlemlendi.
Bu konuda ilk bilimsel makale 1972 yılında basıldı.Bu makale, 23 yaşında,7
senedir genel tonik-klonik nöbet geçiren ve nedeni bilinmeyen bir bayanın
sunumuydu.Ailede epilepsi vakası yoktu ve iki büyük merkez ,lezyonun bölgesini
tespit edememişlerdi.EEG ,hiperventilasyona bağlı olarak 5-7 hz yavaşlığında
dalga aktivitesi saptadı .Şimdiye kadar hiçbir ilaca cevap vermemesine rağmen ,
günde 200 mg Dilantin ve 200 mg Mebarol kullanıyordu. Hastanın gündüz
nöbetlerinde ,gözlerin sol lateral deviyasyonu ile birlikte alın kırışıyor,sağ kolunu
sol dizine doğru indirip sol tarafa doğru bilincini kaybetmiş bir şekilde düşüyordu
ve tonik klonik hareketler mevcuttu.Bu hadiseler çoğunlukla sabahın çok erken
saatlerinde oluyordu.Yıllarca yapılan kayıtlar ayrıca bu hastanın her ay adet
dönemine bağlı olmayan iki büyük nöbet geçirdiğini tespit etti.
Üç ay boyunca haftada iki kere neurofeedback eğitimiyle ,SMR dalgasını
arttırarak nöbetlerinin kesildiği görüldü.Yavaş dalgasında azalma (5-7)ve SMR
dalgasında (11-15) artma tespit edildi.Bu hasta ,tedavisinin sonunda artık ilaç
kullanmıyordu ve nöbetleri kesilmişti.Daha sonra sürekli yapılan çalışmalar
gösterdi ki ilaca bağlı olan epilepsi hastaları SMR arttırarak bu beyin eğitiminin
çok büyük faydasını görmüşlerdir
Sonrasında ise çok kişinin bilmediği bir bilgi olarak aktaralım; Computer
Analized EEG ;QEEG cihazının New York’ta çalışmalar yapan tanınmış Türk
doktorlarından Prof. Dr. T. İtil ve arkadaşları tarafından geliştirilmesi yolu ile
çalışmalar hız kazandı.
.Neurofeedback dünyada beyinde yaşanan birçok problemde modern tıp ve
sagaltım metodları ile çelişmeden yardımcı teknik olarak kullanılınabilinir..
Bunlar :
Stres
Her yaştaki Dikkat ve Hafıza sorunları
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
Genel Öğrenme Bozukluğu ,Okul Başarısızlığı
Otizm
Tik Hastalığı
Çocuklarda Diş Gıcırdatması
Epilepsi(Sar’a) Tıbbi tedavi ile kontrol edilemeyen epilepside
Migren/ Stres Baş Ağrıları
Beyin Felci
Travma sonrası beyin hasarı
Kronik yorgunluk hastalığı
Depresyon/Manik Depresyon
Anksiyete (Sıkıntı Hastalığı) ,Panik Atak
Obsesyon (Takıntı) – Kompulsif (Tekrarlayıcı hareketler) Hastalığı
Alzheimer Hastalığı, Vaskuler Demans
Şizofreni
Yeme Bozukluğu Hastalıkları ( Bulumia, Anorexia Nervosa )
Uyuşturucu ve Alkol Bağımlılığı
Uyku Bozuklukları
Otoimmun Bozukluklar
Multipil Skleroz (MS)
Adet öncesi ve sonrası sendromu/ Menapoz ve sonrası sendromu
Peak performance : Sporcuların /Artistlerin/Yöneticilerin performansını en üst
düzeye çıkarmada...
IQ – Zeka arttırmada
Down Sendromu, Hafif zihinsel özürlülerde
Spastik çocuklarda (Cerebral Palsy)
Okul ve sınav başarısızlığı
Üniversite sınav başarısını arttırmada
ASIL İLGİNÇ OLAN İSE BU KONUDA BİLİMSEL ARAŞTIRMA VE YAYINA YÖNELİK
İSTEKSİZLİKTİR.BEYİN BİLGİSAYAR ARAYÜZÜ ARAŞTIRMALARI BU DİRENCİ
ENİNDE SONUNDA KIRACAKTIR.HİÇBİR GÜÇ BİLİMSEL GELİŞMENİN ÖNÜNDE
SONSUZA DEK DİRENEMEZ!
KURUMUMUZ NEUROFEEDBACK VE BBA ALANINDA DÜNYADA MEVCUT TÜM
TEKNOLOJİ VE CİHAZLARIN TÜRKİYE TEMSİLCİSİ/WORK-SHOP
MERKEZİ/PROVIDER'IDIR ;
NEUROHARMONY Brainsee
NEUROSKY Mindset
EMOTIV Epoc
Mattel Mindflex
Mindmedia Nexus 4
HHP Andlatıon system
M-R Biorezonans system
MindAlive AVE(Audio visual enterainment)
Ve NASA teknolojisi know-how’ ı ile
Cyberlearning Smartbrain(NASA Patent #'s 5,377,100 & 6,450,820)
kuruluşumuz aynı zamanda NASA PATENTİNİ resmi olarak kullanıma
yetkili her ülkede tek kişi ve kuruluşa verilen PROVIDER KURULUŞ olup
NASA logosu resmi olarak sitemizde yer almaktadır.
Neuronspectrum 5 cihazı ile QEEG,EMG,PSG çekimleri ve
BIOTRACE,BRAINLOC,NEUROSOFT VE Sloreta PROGRAMI İLE BEYİN
HARİTASI VE YORUMU YAPILMAKTADIR.
BEYİN CHECK UP’I İÇİNSE SCHUHFRIED,VİYANA TEST VE TERAPİ
SİSTEMİ KULLANILMAKTADIR.HER İKİ CİHAZ VE YAZILIMLAR ÜRÜN
LINE'MIZ İÇİNDEDİR.
Download