6.2. Mideye Uygulanan Cerrahi Girişim Sonrası Bakım-3

advertisement
GASTROİNTESTİNAL
SİSTEM CERRAHİSİ
VE
HEMŞİRELİK BAKIMI
DOÇ. DR.
DİLEK AYGİN
1
İÇERİK
1.
GASTROİNTESTİNAL SİSTEM (GİS)
1.1.Ağız
1.2.Farenks
1.3.Ösofagus
1.4.Mide
1.5.Pankreas
1.6.Safra sistemi
1.7.Karaciğer
1.8.Barsaklar
2.
GİS CERRAHİSİNDE TANI VE HEMŞİRENİN
SORUMLULUKLARI
3.
GİS TANI YÖNTEMLERİ
4.
GİS’E İLİŞKİN GİRİŞİMLER
2
İÇERİK
5.
ÖZOFAGUSUN
CERRAHİ
GİRİŞİM
HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
GEREKTİREN
6.
MİDENİN CERRAHİ GİRİŞİM GEREKTİREN HASTALIKLARI
VE HEMŞİRELİK BAKIMI
7.
BAĞIRSAĞIN
CERRAHİ
GİRİŞİM
HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
8.
ANOREKTAL KANALIN CERRAHİ GİRİŞİM GEREKTİREN
HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
9.
KARACİĞERİN
CERRAHİ
GİRİŞİM
HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
GEREKTİREN
10.
SAFRA KESESİNİN CERRAHİ GİRİŞİM
HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
GEREKTİREN
11.
PANKREASIN
HASTALIKLARI
GEREKTİREN
CERRAHİ
GİRİŞİM
GEREKTİREN
VE
HEMŞİRELİK
BAKIMI
3
1. GASTROİNTESTİNAL SİSTEM (GİS)
 Gastrointestinal
sistem
besin
maddelerinin,
vitaminlerin, minerallerin
ve sıvıların vücuda giriş
kapısıdır.
 Ağızdan
alınan
besin
maddeleri
gastrointestinal kanalın motilitesi ile
ilerletilir, sekresyonlarla
karışarak,
hidrolitik
enzimlerle parçalanır ve
emilime hazır hale gelir.
4
1. GASTROİNTESTİNAL SİSTEM (GİS)
 GİS
hastalıkları
bireylerin
tıbbi
yardım
istemelerine ve hastaneye yatmalarına neden
olan hastalıkların büyük bir bölümünü oluşturur.
 Hemşireler,
sağlıklı ya da hasta bireylere belirli
konularda eğitim yaparak GİS hastalıklarının
önlenmesine
ve
erken
devrede
ortaya
çıkarılmasına yardımcı olabilirler.
5
GİS’ e yönelik olarak hemşirelerin eğitim
yapabileceği başlıca konular şunlardır:

İyi bir diş sağlığı eğitimi

Dengeli beslenme eğitimi

İyi bir yemek yeme alışkanlığı geliştirilmesi

Sağlıklı barsak alışkanlığı geliştirilmesi

Rektal
kanama
ve
barsak
alışkanlığındaki
değişikliğin kanser öncüsü olabileceği, böyle bir
durumda hastanın doktora yönlendirilmesi
6
1. GASTROİNTESTİNAL SİSTEM (GİS)
 Ağız
 Farenks
 Tükrük
bezleri
 Ösofagus
 Mide
 Pankreas
 Safra sistemi
 Karaciğer
 Barsaklar
7
1.1.Ağızda Sindirim
Sindirimde ilk basamak çiğnemedir.
Çiğneme ile:
 Parçalanan besin maddelerini yutmak kolaylaşır,
 Besin tükrük ile karışır,
 Tat tomurcukları uyarılır ve tat algılanır,
 Tükrük, mide, pankreas ve safra sekresyonları
artar.
Ağızda 3 çift tükrük bezi bulunur:
Parotis, Sublingual ve Submandibular bezler.
Günde ortalama 1-2 litre tükrük salgılanır.
8
1.2.Farenks ve Ösofagus
 Yutma,
besinin istemli olarak dil ile farinkse
doğru kuvvetle itilmesi ile başlatılır.
 İstemli
olarak başlatılan yutma olayı, yutma
merkezinin devreye girmesiyle istemsiz olarak
devam eder.
 Faringoösofageal
sfinkterin kasılarak açılmasıyla
bolus (lokma) ösofagusa geçer.
9
1.2.Farenks ve Ösofagus (devam…)

Ösofagus içi boş silindir şeklinde, yaklaşık 25cm
uzunluğunda, 2cm çapında, farenksden midenin
kardiyasına uzanan bir organdır.

Önünde trakea, arkasında vertebral kolon yer
alır.
10
1.3. Ösofagus

Ösofagusun başlıca fonksiyonu ağız yoluyla alınan
besinleri mideye iletmektir.

Yutma ösofagusda primer peristaltik dalgayı
başlatır ve bolus bu dalganın önünde ilerler.

Ösofagusun her iki ucunda sfinkter vardır
1. faringoösofageal ve
2. gastroösofageal sfinkterler

Gastroösofageal
sfinkter,
mide
içeriğinin
ösofagusa reflüsünü önleyebilmek için, yutma
haricinde, kasılarak bir engel oluşturur.
11
1.4. Mide

Alınan besinlerin depolanması, bu besinlerin gastrik
sıvıyla kimus haline gelinceye kadar karıştırılması ve
bu yarı sıvı besinlerin iyi bir şekilde sindirilmeleri için
gerekli zamanı sağlayacak aralıklarla duodenuma
boşaltılmaları midenin görevidir.

Mide anatomik olarak 3 bölümden oluşur:
1. fundus
2. korpus
3. antrum

Midenin giriş ve çıkışında iki adet sfinkter mevcuttur:
1. kardiyak
2. pilorik sfinkterler
12
1.4. Mide (devam…)

Mideden günde 1500-3000 ml sıvı salgılanır:
 hidroklorik asid
 pepsin
 mukus

Mide sekresyon kontrolü 3 fazda gerçekleşir:
 sefalik faz
 gastrik faz
 intestinal faz
13
1.5. Pankreas
 Mide
içeriği ince barsağa boşaldığında sadece
ince barsak mukozasının değil, duodenuma
açılan ekzokrin
pankreas ve karaciğer
salgılarıyla da karışmaktadır.
 Bilier
sistem adı verilen safra salgı sistemi,
karaciğer, safra kesesi, ve ilgili kanallardan
oluşmaktadır.

14
1.5. Pankreas (devam…)

Uzun silindir şeklinde yaklaşık 15 cm uzunluğunda
ve 4 cm genişliğinde bir bezdir. Midenin arkasında
yer alır.

Ekzokrin ve endokrin fonksiyonları vardır.

Pankreasdan protein, karbonhidrat
sindiriminde etkin enzimler salgılanır.
ve
yağ
tripsin
amilaz
lipaz
15
1.5. Pankreas (devam…)

Endokrin hücreler ise insülin ve glukagon
hormonlarının salınımından dolayısı ile kan
şekerinin düzenlenmesinden sorumludur.

Pankreas’ ta günde 1200-3000 ml pankreatik sıvı
yapılır ve barsağa salınır.
16
1.6. Safra Sistemi
 Safra,
gelir.
karaciğerde yapılır ve safra kesesine
 Burada
konsantre ve depo edilir, ve sistik kanal
yoluyla koledok ve buradan da intestinal sisteme
atılır.
 Safra
ince barsaklarda yağların emilimini
sağlar.
 Safra
kesesi çıkarılırsa depo görevini safra yolları
görür.
17
1.7. Karaciğer
 Bedenin
en büyük bezidir.
Karının sağ üst kısmında
diyafragmanın altında yer
alır.
 Sağ
ve sol olmak üzere iki
lobdan oluşur.
 Kc’e
gelen kanın 1/3’ i
hepatik arterle, 2/3’ si ise
portal venle gelir.
18
1.7. Karaciğer (devam…)
Portal
ven
sindirim
sistemindeki
organlardan
besinleri,
metabolitleri
ve
toksinleri karaciğere taşır.
Kc’
de
süzülen,
belli
süreçlerden
geçen
ve
toksinlerden arındırılan kan
hepatik venlerle vena kava inf.
ve oradanda sistemik dolaşıma
katılır.
19
1.7. Karaciğerin Fonksiyonları

Safranın yapımı ve GİS’e ulaştırılması

Bedendeki metabolik sistemin büyük bölümü
ilgili metabolik fonksiyon.(Karbonhidratlar, yağ
ve proteinler metabolize edilir.)

Kanın depolanması ve filtrasyonu
20
1.8. İnce barsak

İnce barsaklar sindirim kanalının mide ve kalın
barsaklar arasında kalan kısmıdır. Uzunluğu 5-6 m,
çapı yaklaşık 2,5 cm’dir.

Sindirim ve absorbsiyonun en fazla olduğu yer ince
barsaktır.

İnce barsağın üç parçası vardır:
1. Duodenum
İnce barsağın en kısa ve en geniş kısmıdır.
ortalama 25 cm.
2. Jejunum ortalama 2,5 m.
3. İleum ortalama 3,5 uzunluğundadır.
21
1.8. İnce barsak (devam…)
Başlıca 3 fonksiyonu vardır:
1. Ağızda başlayan sindirimin tamamlanması
2. Sindirilen besinlerin emilimi
3. Safra ve pankreas salgısını düzenleyen hormonların
ve intestinal sıvının salgılanması
İnce barsak mukozasında bulunana ekzokrin bez
hücreleri her gün 1-1,5 lt su, tuz ve mukus
içeren bir salgı yaparlar.
22
1.9. Kalın barsaklar

İleumun sonundan anüse kadar uzanır.

Ort. 1,5 metre uzunluğunda, 5 cm genişliğindedir.

İleum ile kalın barsak arasındaki geçişte bulunan
ileoçekal kapak, ileoçekal sfinkter adı verilen kalınlaşmış
bir düz kas ile çevrilmiştir.

Kalın barsak çekum, çıkan kolon, transvers kolon,
inen kolon, sigmoid kolon, rektum ve anal
kanaldan oluşur.
23
1.9. Kalın barsaklar (devam…)

Su, sodyum ve klor’un emilimini sağlar.

Mukus salgılar ve defekasyon aşamasına kadar
dışkıyı depo eder.

Ayrıca kalın barsakta yer alan bakteriler K vit. ve
çeşitli B grup vitaminleri sentez ederler ve üreyi
parçalayarak amonyak oluştururlar.

Kalın barsaktan günde 600 ml sıvı emilir.
Günlük dışkı miktarı ort. 200 gr’ dır.
24
2. GİS CERRAHİSİNDE TANI VE
HEMŞİRENİN SORUMLULUKLARI

Tanı
yöntemlerinin
uygun
bir
şekilde
gerçekleştirilmesinde hemşirenin rolü önemlidir.

Genellikle
hemşire,
tanı
yöntemlerini
anlayabileceği bir dille açıklar.

GİS’ e ilişkin tanı yöntemlerinin bir çoğu lavman
yapılması,
laksatiflerin
verilmesi
ve
diyet
düzenlenmesi gibi özel hazırlıkları gerektirir.

Bu hazırlıkların yapılmasından hemşire sorumludur.
hastaya
25
3. GİS TANI YÖNTEMLERİ
Kan sayımı, serum elektrolitleri, serum albümini, Karaciğer
fonksiyon testleri, CEA, serum kolestrol ve trigliserit
3.1. GİS sekresyon analizi
 Gaita incelemeleri
3.2. Solunum testleri
3.3. Sitolojik testler
3.4. Biyopsi
3.5. Radyolojik testler
3.6. Ultrasonografi
3.7. İleri İnceleme Yöntemleri
3.8. Radyonüklid Görüntüleme Yöntemleri
3.9. Üst Gastrointestinal Seriler
3.10.Alt Gastrointestinal Seriler
26
3.1. GİS Sekresyon Analizi
Tanı amacıyla GİS in belirli kısımlarından alınan
sıvıların incelenmesidir. Başlıca GİS analizleri
şunlardır:
1.
2.
3.
Gastrik sekresyon analizi
İnce bağırsak sekresyon analizi
Dışkı analizi
27
3.1.1. Gaita İncelemeleri

Örnek için; tek kullanımlık kaplara, katıysa bezelye
büyüklüğünde, şekilsiz sıvı ise 0,5-1 ml gaita alınması
yeterlidir.

Gaita da kan, mukus, parazit ve sindirilmemiş
besinlerin olması durumunda test pozitif olarak
değerlendirilir.

Hastalıkların tanısında gaitanın rengi, kokusu, şekli,
kıvamı ve defekasyon sıklığı önemlidir.
28
3.2. Solunum Testleri
Hidrojen solunum testi
 Karbonhidratların emilimini değerlendirmek,
 Kısa bağırsak sendromunu,
 İnce bağırsaktaki bakterileri belirlemek amacıyla
yapılır.
Üreaz solunum testi
 Mide mukozasındaki üreazın kalitatif olarak
saptanması,
 Helicobacter pylori (peptik ülsere neden olur)
varlığını belirlemek için yapılır.
29
3.3. Sitolojik testler

Dokulardan dökülen
esasına dayanır.
hücrelerin
incelenmesi

Bu yöntem benign ve malign
birbirinden ayırmak için kullanılır.

Lavaj yapılarak alınan hücreler laboratuarda
incelenir.
lezyonları
30
3.4. Biyopsi

GİS ‘den endoskopi yoluyla, şüpheli görülen
lezyonlardan
doku
örnekleri
alınarak
incelenir.

Cerrahi girişim olduğundan kanama ve
perforasyon açısından hasta izlenmelidir.
31
3.5. Radyolojik testler

GİS hastalıklarının tanısında yaygın olarak kullanılır.

Genellikle kontrast
Sülfat kullanılır.

Bu madde ösofagus, mide, ince barsak ve kalın
barsakların floroskopi ve X-Ray muayenesine olanak
sağlar.

İşlemden
sonra
baryumun
bedenden
atılmasına özen gösterilmelidir (sertleşerek
konstipasyona, hatta obstrüksiyona neden
olabilir.)

24-72 saat dışkı açık renkli olabilir.
madde
olarak
Baryum
32
3.6. USG

Karın içine yüksek frekanslı ses dalgaları yansıtır.

Bu dalgalar beden içindeki organlardan geri yansır ve
osiloskop üzerinde gösterilir.

Karaciğer, safra kesesi ve safra yolları, pankreas, ve
retroperitoneal dokudaki patolojik durumları saptamak
amacıyla yaygın olarak kullanılır.
33
3.7. İleri İnceleme Yöntemleri
 Magnetik
 PET
rezonans inceleme (MRI)
(pozitron emisyon tomografisi)
34
MAGNETİK RESONANS
MR, sindirim sisteminde US ve BT ye ilave olarak
kullanılır.
 Bu yöntemde manyetik alan ve radyo dalgaları
ile görüntü elde edilir.
 MR invaziv olmayan bir işlemdir.

SİNTİGRAFİ
Teknisyum, iyod gibi radyoaktif isotopların kullanıldığı
bir görüntüleme yöntemidir.
 Organların büyüklüklerindeki değişiklikler, anatomik
yerleşim bozuklukları, kistik ya da abse gibi odaksal
lezyonlar veya neoplazmın varlığını belirlemek için
kullanılır.
35

Bilgisayarlı Tomografi

X ışınlarının farklı dokulardan geçerken azalma
oranlarının dedektör aracılığıyla algılanması ve
bilgisayar aracılığı ile görüntü şekline çevrilmesi
esasına dayanır.

En çok GIS malignitelerinde kullanılır.

İşlem öncesinde görüntülenmek istenen patolojiye
göre, oral, IV ve rektal kontrast verilebilir.
36
Bilgisayarlı Tomografi (devam…)

BT karın içi organların ve yapıların farklı, kesitsel
görüntülerini verir.

Karaciğer dalak pankreas böbrek ve diğer pelvik
organların hastalıklarının tanısında kullanılır.

BT ülseratif kolit, apendisit, divertikülit,
enterit tanısında da kullanılmaktadır.
rejional
37
3.8. Radyonüklid Görüntüleme
Yöntemleri

Radyoizotoplarla işaretlenmiş B12 vitamini, yağ ve
çeşitli proteinlerin mide ve ince barsaktan sindirim
ve emilimini belirlemek amacıyla uygulanır.

Ayrıca gastrointestinal sistemde, kanama odağını
tespit etmek için kullanılabilir.
38
3.9. Üst Gastrointestinal Seriler

Hastaya baryum içirilerek ösofagus, mide,
duodenum ve proksimal jejunumun radyolojik
görüntüsü alınır.

Bu yöntem varis, ülser, polip, tümör ve motilite
bozukluklarının tanısında yardımcı olur.
39
Endoskopi

Işıklı bir tüple GİS’in doğrudan görülmesine olanak
sağlayan bir yöntemdir.

Bu yöntemle kanama odakları, yüzeydeki lezyonlar
görülür ve dokunun iyileşme durumu belirlenebilir.

Tanısal ve terapötik amaçla kullanılabilir.
40
Üst GİS Endoskopisi



Ösofagoskopi
Gastroskopi
Gastroduodenoskopi
8 saat açlık sonrasında, hafif sedasyonla,
ağız yoluyla ösofagus,mide ve duodenuma
girilerek inceleme yapılır.
41
Üst GİS Endoskopisi (devam…)

Üst sindirim sistemi fibroskopisi ile özofagus,
mide ve duedonum mukozası değerlendirilir.

Bu
organlardaki
anomaliler,
inflamatuar,
neoplastik veya enfeksiyon hastalıklarının tanısı
için kullanılır.
42
Endoskopi Yapılacak Hastaya-1
 İşleme
ilişkin
yanıtlanır.
 İşlemden
bilgi
verilir,
soruları
varsa
önce 10-12 saat aç kalması söylenir.
 İşleme
başlamadan önce, ağzına lokal anestezik
sprey sıkılır ya da gargara yaptırılır.
 Sedasyon
için intravenöz olarak midazolam,
sekresonları azaltmak için atropin uygulanır.
43
Endoskopi Yapılacak Hastaya-2

Takma dişi veya protezi varsa çıkartılır.

İşlem sırasında, salyayı silmek ve gerekli
malzemeleri
sağlamak
için
hastanın
sol
tarafında durulmalıdır.

İşlemden sonra öğürme refleksi geri gelene kadar 1-2
saat oral bir şey verilmez.

Hastanın dil köküne dokunarak öğürme refleksi
kontrol edilebilir.

Öğürme refleksi geri gelmiş ise, rahatlatmak için
serum fizyolojik ile ağız gargarası yaptırılır.
44
Endoskopi Yapılacak Hastaya-3

Semi fowler pozisyonda yatırılır ve uyanana kadar
yalnız bırakılmaz.

Kanama, ağrı, yutma güçlüğü ve vücut ısısında
artış gibi üst sindirim sistemi fibroskopi
komplikasyonları açısından izlenir.

Nabız ve kan basıncı sık sık kontrol edilir.

Sedasyondan sonra 10-12 saat araba ve makine
kullanmaması söylenir.
45
3.10. Alt Gastrointestinal Seriler


Hastaya gerekli barsak temizliği
yapıldıktan sonra rektal yoldan
kontrast madde verilerek
kalınbarsakların incelenmesidir.
Bu yöntem de ülser, polip, tümör
ya da motilite bozukluklarının
tanısında yardımcı olur.
46
3.10. Alt GİS Endoskopisi


Rektosigmoidoskopi
Kolonoskopi
 Bu
işlemlerden önce hastaya kısmi ya da
tam barsak temizliği yapılır.
 Kanser,
striktür, polip ve inflamatuar
Barsak hastalıkları tanısında kullanılır.
47
Rektosigmoidoskopi

Kalın
bağırsakların
alt
bölümünün rektal kanama,
akut veya kronik diyare gibi
durumların
direkt
olarak
değerlendirilmesi,

Ülserler fissür tümör abse
polip
gibi
diğer
patolojik
oluşumların belirlenmesi için
uygulanır.
48
Rektosigmoidoskopi (devam…)

Esnek olmayan rektosigmoidoskopi uygulanacak
hastaya diz göğüs pozisyonu verilir.

Esnek rektosigmoidoskopi uygulanacak hasta sol
tarafına yatırılır ve sağ bacağını dizden bükerek
rahat bir pozisyon alması sağlanır.

İşlemden iki-üç gün önce sıvı diyeti, 1 gün önce
berrak sıvı diyeti alması sağlanır ve laksatif verilir.
49
Rektosigmoidoskopi (devam…)

İşlem sabahı su ile lavman yapılarak
temizliği sağlanır ve sedasyon uygulanır.
bağırsak

Her iki yöntemde
uygulamak gerekir.
anestezi

İşlem sonrası rektal kanama veya ateş, rektal akıntı,
abdominal distansiyon ve ağrı gibi bağırsak
perforasyonu buguları yönünden izlenmelidir.
de
anüse
topikal
50
Kolonoskopi

Kolonoskopi hem tanı hem de tedavi amacıyla
uygulanır.

Tanı amacıyla
kullanılır.

Tedavi amacıyla poliplerin çıkarılmasında ve
kanamaların tedavisinde kullanılır.
sıklıkla
kanser
taramasında
51
Kolonoskopi yapılacak hastaya-1;

İşleme ilişkin bilgi verilir ve işlemden önce 24 saat
besin ve sıvı alımını sınırlaması söylenir.

İşlemden 2 gece önce bağırsak temizliği için
laksatif verilir, işlem günü aç karnına sabah
lavman yapılır.

İşlemden önceki gün öğlenden itibaren hasta sıvı
diyetine başlar ve 3-4 saat aralarla lavaj solüsyonunu
oral olarak alır.

Eğer hastada yutma güçlüğü varsa solüsyon NG
tüp ile verilir.
52
Kolonoskopi yapılacak hastaya-2;

Tedavi amaçlı kolonoskopi yapılacaksa kanama riski
çok yüksektir.

Hastanın
işlem
öncesi
2
hafta
aspirin,
nonsteroidal anti inflamatuar, ticlopidine ve
pentoxifylline
gibi
ilaçları
kullanmaması
söylenir.

Coumadin veya heparin kullanan hastalar için hekimi
ile görüşülür.

İşlemden öncesi hastaya intravenöz
opioid analjezik veya sedatif uygular.
olarak
53
Kolonoskopi yapılacak hastaya-3;
İşlem sırasında yaşam bulguları, cilt rengi,
vücut ısısı ve oksijen satürasyonu izlenir.
Karın ağrısı,
 Kramplar kanama
 Rektal kanama
 Karın ağrısı
 Karında gerginlik
 Ateş gibi bağırsak perforasyonu komplikasyonları
açısından hasta izlenir.

54
4. Gis’e İlişkin Girişimler

Entübasyon:
dekompresyon,
uygulanır.
Gastrik
ve
gavaj, lavaj
intestinal
tüpler
ve tanı amacıyla

Dekompresyon: Mide ve barsaklarda obstrüksiyon
nedeniyle biriken sıvı ve havanın boşaltılmasıdır.
Nazogastrik sonda, rektal tüp.

Gavaj:Besin ve sıvıları ağız yoluyla alamayan hastaları
tüp aracılığı ile beslemedir.
55
56
57
4. Gis’e İlişkin Girişimler (devam…)
Tüp Çeşitleri
Başlıca iki tip tüp vardır.
Kısa nazogastrik tüp:
Mide ve duedonum için.
Levin tüpü, Salem tüp

Uzun tüpler:
İnce barsaklara kadar uzanır.
Miller-Abbott, Cantor.

58
Nazogastrik Tüplü Hastanın Bakımı
1.
Tüp burun deliklerini irite etmeyecek şekilde
tesbit edilmelidir.
2.
Burun delikleri temizlenmeli ve krem sürülmelidir.
3.
Hastaya sık aralıklarla ağız bakımı verilmelidir.
4.
Sakıncası yoksa tükrük salınımını
hastaya sakız çiğnetilmelidir.
5.
Boğazdaki
tahrişi
yaptırılmalıdır.
gidermek
uyarmak
için
için
gargara
59
Tüp Takılı Hastada Dikkat Edilmesi
Gereken Durumlar
1.
Tüpten gelen sıvının rengi, kokusu, miktarı
izlenmelidir.
2.
Tüpün
tıkalı
edilmelidir.
3.
Tüp tıkalı ise serum fizyolojik ile yıkanmalıdır.
4.
İrrigasyon için kullanılan sıvı hastanın
aldığı çıkardığı hesaplanırken dikkate
alınmalıdır.
olup
olmadığı
kontrol
60
Total Parenteral Nutrisyon
 GİS’in
devre dışı bırakılarak; glikoz, aminoasit,
yağ solusyonları, elektrolit ve minerallerin IV
yolla verilmesi yöntemidir.
 Santral
bir vene (sıklıkla juguler ya da
subklavian ven) yerleştirilen katater yoluyla
verilir.
 Hastalar
olası katater enfeksiyonu açısından
yakın takip edilmeli ve bakımları itina ile
yapılmalıdır.
 Hiperglisemi,
hipoglisemi olabilir.
61
TPN Alan Hastada Dikkat Edilmesi Gerekenler
 Hastanın
yaşam bulguları, aldığı-çıkardığı takibi,
günlük tartı, kan şekeri ve elektrolitlerin kontrolü
 Dehidratasyon
 IV
ya da yüklenme bulguları
sıvı veriliş hızının kontrolü
 Enfeksiyon
 Katater
riski yüksek!
giriş
pansumanı.
yerinin
günlük
kontrolü
ve
62
5.
ÖZOFAGUS’ UN CERRAHİ
GİRİŞİM GEREKTİREN
HASTALIKLARI VE
HEMŞİRELİK BAKIMI
63
5. ÖZOFAGUS HASTALIKLARI
1.
Motilite Bozuklukları (Akalazya)
2.
Özofagus Divertikülleri
3.
Özofagial Hiatal Herniler
4.
Özofagus Tümörleri
5.
Özofagus Travmaları
Özofagus hastalıklarını oluşturur.
64
5.1. Akalazya

Özofagusun alt 1/3 kısmında
peristaltizm ile uyumlu çalışan
alt
özofagus
sfinkterinin
relaksasyon
bozukluğu
sonucu, besinlerin farenks’ten
mideye
ilerletilmesinde
bozuklukla ortaya çıkan bir
durumdur.

En sık 30-50 yaşlar arasında
görülür.

Hasta besinleri yutamamaktadır.
65
Akalazya
66
5.1. Akalazya Belirti ve Bulgular



Disfaji,
Regürjitasyon,
Göğüs Ağrısı,
Komplikasyonlar
 Ösofajit ve aspirasyona bağlı pulmoner sorunlar
görülebilir ve ilerde özofagus karsinomu
gelişebilir.
67
5.1. Akalazya’da Tanı Yöntemleri
Akalazya’ ya Tanı Koymada;
Akciğer Grafisi,
 Özofagus Radyografisi,
 Endoskopi

yararlanılır.
68
5.1. Akalazyada Tedavi ve Bakım

Dilatasyon
Özofageal dilatasyon özofagusun alt kısmı ve alt
özofageal sfinkter genişletilir.

Cerrahi (özofagomyotomi)
Torakstan girilerek (torasik yaklaşımla) özofagusun
dar olan distal kısmının ön yüzünden yapılacak 7-8
cm'lik bir "myotomi (adale kesisi)" ile özofagus
mukozasının serbesleştirilmesidir.
69
5.1. Akalazyada Tedavi ve Bakım
(devam…)
Semptomların azaltılmasında ve komplikasyonların
önlenmesinde hastaya öğretilmesi gereken bazı
kurallar vardır

Uyurken yatak başı yükseltilir.

Ülsere neden olabilecek (salisilat ve
fenilbutazon vb.) ilaçlar verilmemelidir.

Antikolinerjik ilaçlar alınmamalıdır. (Peristaltizmi
azaltır ve reflüyü artırır.)

Sıcak,baharatlı,donmuş besinler ve alkol alımı
engellenir.

Besinler iyi çiğnenmelidir.
70
5.2. Özofagus Divertikülleri
Özofagus duvarının bir ya
da daha çok katının kese halini
alması sonucu gelişir.

Üst, orta ve alt özofagusta
olmak üzere 3 tipi vardır.

71
5.2. Özofagus Divertikülleri (devam…)
Divertiküller özofagus sifinkterinin
hemen üzerinde (Zenker divertikülü)
•Zenker divertikülünün başlıca belirtisi,
yiyeceklerin üst özofagusta takılma
hissidir.
•Boyunda şişlik olur, yiyecekler ağıza
regürjite olur ve pulmoner sorunlar gelişir.
•İleri evrede beslenme bozukluğu
gelişebilir.
•Zenker divertikülünün tedavisi
divertikülektomi (divertikülün
çıkarılması)
72
5.3.Özofagial Hiatal Herniler

Midenin özofagial açıklıktan yukarı mediastinal boşluğa
geçmesidir.

Ülser, stenoz, özofajit, obstrüksiyon ve gastrit gibi
komplikasyonlar gelişebilir.

Reflü olan içeriğin aspire olmasına bağlı, pulmoner
komplikasyonlar da gelişebilir.
73
5.3.Özofagial Hiatal Herniler (devam…)
Hiatal herni komplikasyonlarını önlemeye yönelik
hastaya öğretilecekler:

Yere eğilmekten, ağır kaldırmaktan ve ıkınmaktan
kaçınılmalıdır.

Konstipasyonu önlemek için lifli besinler yenilmeli ve
bol sıvı alınmalıdır.

Sigara içilmemelidir.

Giyecekler sıkı olmamalı, korse kullanılmamalıdır.
74
5.3.Özofagial Hiatal Herniler (devam…)

Azar azar sık sık ve yumuşak yenilmeli,

Baharatlı yiyecek, asitli sıvı ve alkol
alınmamalı,

Oturur pozisyonda yenmeli ve yemekten sonra
yatılmamalı,

Yemeklerden sonra su içilerek özofagus
temizlenmeli,

Ağrı varsa gece yatak başı yükseltilir.
75
5.3.Özofagial Hiatal Herniler
“Cerrahi tedavi”

Semptomlar kontrol altına alınamıyorsa,
herninin yerine ve büyüklüğüne göre
torakal ya da abdominal yaklaşımla uygun
ameliyat yapılır.
76
5.3.Özofagial Hiatal Herniler
“Ameliyat Sonrası Bakım”

Özofageal dikiş hattının iyileşmesini sağlamak,
enfeksiyon ve fistül oluşumunu önlemektir.

Nazogastrik tüp, ameliyat olan kısım tamamen
iyileşinceye kadar, tüpün uygun pozisyonda
kalmasını, açıklığın ve etkin fonksiyon görmesini
sağlamak hemşirenin önemli sorumluluklarıdır.
77
5.3.Özofagial Hiatal Herniler
“Ameliyat Sonrası Bakım” (devam…)

Hastada göğüs tüpü de vardır. Göğüs tüpünden
drenaj, solunum hızı, ritmi ve nabız hızı, ritmi
izlenmelidir.

Dispne siyanoz ve delici göğüs ağrısı
pnömotoraksı işaret edebilir.

Yatak başı 30 derece yükseltilir, böylece
akciğerler daha rahat genişleyebilir.
78
5.3.Özofagial Hiatal Herniler
“Ameliyat Sonrası Bakım” (devam…)

Ameliyattan sonra peristaltik hareketler tekrar
başladığında, ağızdan sıvılar verilmeye başlanır.

Hasta giderek normal diyete geçer. Hastaya
ameliyat sonrası ilk kez ağızdan sıvı verildiğinde
hemşire hastayı yakından izlemelidir çünkü
sıklıkla disfaji görülür.

Ameliyatla
midenin
hacmi
olduğundan hasta azar azar,
beslenmelidir.
küçültülmüş
sık aralarla
79
5.3.Özofagial Hiatal Herniler
“Ameliyat Sonrası Bakım” (devam…)

Bulantı
ve
kusmayı
önlemek
için
hasta
yemeklerden sonra birkaç saat oturur pozisyonda
olmalıdır.
Bulantı
kusma
dikiş
hattının
zedelenmesine neden olabilir.

Ameliyat sonrası aşırı gaz birikimi olabilir. Geçici
olabileceği gibi kalıcı da olabilir. Hastaya gaz
yapıcı besinleri almaması önerilir.

Hastanın sık sık pozisyon değiştirmesi ve
dolaşması peristaltizmi artırarak, gazın atılmasını
sağlar
80
5.4. Özofagus Tümörleri
Etyoloji: Aşırı alkol,
sigara,
sıcak yeme ve içme
81
5.4. Özofagus Tümörleri (devam…)
Bening ve malign tümörler görülebilir.
Disfaji önemli bir bulgudur. Ağrı ve kilo kaybı vardır.
Hastaların %98‟inde görülür.
Önceleri sert ve büyük lokmalarla ortaya çıkan disfaji,
zamanla yumuşak ve sulu yiyecekler alındığında da
görülür.
Bu bulgu tümör ilerleyip komşu yapılara metastaz
yaptıktan sonra ortaya çıkar.
82
5.4. Özofagus Tümörleri
Tedavi ve Bakım
•Hastanın beslenmesinin sürdürülmesine yöneliktir.
•Küratif ya da palyatif tedavi uygulanır.
•Palyatif tedavide radyasyonla tümör küçültülür.
•Semptomları gidermek için kemoterapi de uygulanabilir.
83
5.4. Özofagus Tümörleri
“Cerrahi Tedavi”
-Özofagogastrostomi: özofagusun tümörlü kısmının
çıkarılıp, midenin yukarıya doğru mediastinuma alınarak
özofagus ile anastomoz edilmesi
-Özofagokolonostomi: Özofagusun çıkarılan tümörlü
kısmının yerine kolon ya da jejenumdan alınan parçanın
yerleştirilmesi
-Özofagus içine yapay bir tüp yerleştirilmesi
84
5.4. Özofagus Tümörleri
“Ameliyat Sonrası Bakım-1
Özofagusa anastomoz uygulandığında, dikiş hattındaki
gerilmeyi önlemek için hasta ameliyat sonrası erken dönemde
düz yatırılmalıdır.
Hasta solunum problemleri yönünden gözlenmelidir.
Solunum problemlerine
izlenmelidir.
yönelik
hastanın
kan
gazları
Derin solunum, dönme ve öksürük egzersizlerini düzenli
yapması sağlanmalıdır.
85
5.4. Özofagus Tümörleri
“Ameliyat Sonrası Bakım-2
Hasta egzersizleri yaparken yarı oturur pozisyonda olmalıdır.
Ventilasyon daha iyi sağlanır, mideden özofagusa reflü
önlenir.
Anastomoz yerinden sızıntı olması ciddi bir komplikasyondur.
Hasta enfeksiyon ve şok belirtileri yönünden gözlenmelidir.
86
5.4. Özofagus Tümörleri
“Ameliyat Sonrası Bakım”-3
Nazogastrik tüpün bakımı önemlidir. Tüpün yerinden oynaması
anastomoz hattını zedeleyebilir.
•Nazogastrik drenajın başlangıçta kanlı olması normaldir. İlk
günün sonunda drenaj yeşilimsi sarı renge dönüşmelidir.
•Barsak hareketleri dönünceye dek ağız yoluyla beslenmez.
•Nazogastrik tüp kaldığı sürece 2-4 saatte bir ağız bakımı
uygulanmalıdır.
•İnsizyon tamamen iyileşinceye kadar nazogastrik tüp kalır.
87
5.4. Özofagus Tümörleri
“Ameliyat Sonrası Bakım”-4
•Hastaya ağız yoluyla önce sıvı verilir. Sıvı verilmeye
başlandığında 15-30 dakikada bir 3-5 ml su verilir.
•Hasta verilen suyu tolere edebiliyorsa sıvı miktarı artırılır.
•Hasta oturur pozisyonda beslenmelidir. Anastomoz
yerinde sızıntı yoksa yumuşak besinlerle beslemeye
başlanmalıdır.
•Hastaya sık aralarla azar azar yemesi gerektiği
açıklanmalıdır.
88
5.5. Özofagus Travmalar
 Kimyasal
yanıklar, yabancı cisimler, dış güçlere
ya da endoskopik alet ve tüplere bağlı
yaralanmalardır.
 Kimyasal
yanıklardan sonra striktür gelişebileceği
unutulmamalıdır.
89
5.6. Özofagus Cerrahisinde
“Preoperatif hazırlık” -1

Abdominal ya da torakal cerrahi girişim için
uygulanan hazırlık yapılır.

Hastaya ameliyat sırasında nazogastrik tüp
yerleştirilebileceği ve bunun ameliyattan sonra
belli bir süre kalacağı açıklanmalıdır.
90
5.6. Özofagus Cerrahisinde
“Preoperatif hazırlık”-2

Cerrahi girişim, diyafragmayı ilgilendirdiğinden
hastaya derin solunum ve öksürük egzersizlerinin
öğretilmesi önem kazanır.

Beslenmesi bozuk hasta daha erkenden
mümkünse ağız yoluyla beslenir.

Olmazsa tüple veya hiperalimentasyonla beslenir.

Hastanın kilosu, aldığı-çıkardığı, sıvı-elektrolit
dengesi izlenir.
91
5.6. Özofagus Cerrahisinde
“Preoperatif hazırlık”-3

Ameliyat sonrası enfeksiyon riskini azaltmak için günde
4 kez iyi bir ağız bakımı yaptırılır.

Cerrahi girişim için hastanın barsağı kullanılacaksa
barsak temizliği yapılır.

İnsizyon yeri, yara drenaj tüpleri, NG tüp hakkında bilgi
verilir.
92
5.7. Özofagus Cerrahisinde
“Postoperatif Bakım”-1

Ameliyat sonrası bakımın amacı; özofagial dikiş
hattının iyileşmesini sağlamak ve fistül oluşumunu
önlemektir.

NG tüp sakşına bağlanarak ameliyat yapılan yerden
sıvı ve sekresyonlar uzaklaştırılır.
•
Tüp kesinlikle tespit edildiği yerde kalmalıdır.
•
Hareket ettirilirse dikiş hattı tahrip olabilir.
93
5.7. Özofagus Cerrahisinde
“Postoperatif Bakım”-2
•
Tüpün uygun pozisyonda kalmasını, açıklığını ve etkin
fonksiyon görmesini sağlamak hemşirenin önemli
sorumluluklarından biridir.
•
Torasik yaklaşım ise NG ek olarak Toraks tüpü de vardır.
•
Göğüs tüpünden drenaj, solunum hızı ritmi, nabız hızı ve ritmi
izlenmelidir.
•
Dispne, siyanoz ve delici göğüs ağrısı pnömotoraksı işaret
edebilir. Yatak başı 30 derece yükseltilir.
94
5.7. Özofagus Cerrahisinde
“Postoperatif Bakım”-3

Hemşire hastayı yataktan kalkması ve dolaşması için
desteklemelidir.

Öksürme sırasında insizyon yeri desteklenerek ağrı
kontrolu sağlanabilir.

Derin solunum ve öksürük egzersizlerinden 30 dk
önce hastaya analjezik yapılır.

Hasta oral beslenmeye geçtiğinde hemşire tarafından
izlenmelidir.Disfaji görülebilir. Ayrıca hasta azar azar
sıkı sık beslenmelidir.
95
5.7. Özofagus Cerrahisinde
“Postoperatif Bakım”-4

Bulantı ve kusmayı önlemek için hasta, yemekten sonra birkaç
saat oturur pozisyonda tutulur.

Nissen Fundoplikasyon op. sonra aşırı gaz birikimi
olabileceğinden karbonatlı ve gazlı içeceklerden kaçınılmalıdır.

Hastada anastomoz yerinden bir sızıntının (fistül) olabileceği
günlerin 5-7. günler olduğu bilinmelidir. Bu yüzden hasta
yakından izlenmelidir.
96
6.
MİDENİN CERRAHİ GİRİŞİM
GEREKTİREN
HASTALIKLARI VE
HEMŞİRELİK BAKIMI
97
6. Mide Hastalıkları
Midenin Cerrahi Girişim Gerektiren Başlıca
Hastalıkları
Peptik Ülser
Tümörler
98
6. Mide Hastalıkları
Mideye uygulanan cerrahi girişimin amaçları:
-Gastrik asit salgısını inhibe ederek ülserin iyileşmesini
sağlamak, ki günümüzde çok iyi asit baskılayıcı ilaçların
geliştirilmesinin sonucu olarak, bu cerrahi çok az
yapılmaktadır.
-Kanama, obstrüksiyon ve perforasyon gibi peptik ülser
komplikasyonlarını tedavi etmek
-Midede bulunan benign ya da malign tümörleri çıkarmak
99
6.1. Peptik Ülser

Gastrointestinal mukoza bütünlüğünün bozulması
olarak tanımlanır ve özofagus, mide, duodenum,
jejunum ve meckel divertikülünde bulunabilir.

Peptik ülserde cerrahi girişim; tıbbi tedaviyle
iyileşmediğinde veya kanama obstruksiyon ve
perforasyon geliştiğinde uygulanır.
100
101
6.1. Peptik Ülserde Cerrahi Girişim

Vagotomi: Gastrik hücrelerden asit salınmasını
uyaran vagus sinirinin kesilmesidir.
3 tip vagotomi uygulanır:
1-Trunkal
2-Selektif
3- Proksimal

Vagotomi-Drenaj Girişimleri: Trunkal ve selektif
vagotomi
sonrası
gelişebilecek
mide
retansiyonunu önlemek için drenaj girişimi olarak
‘piloroplasti’ ya da ‘gastrojejunostomi’ uygulanır.
102
103
6.1. Peptik Ülserde Cerrahi Girişim
(devam…)
Subtotal Gastrektomi(Antrektomi):Antrektomi
sıklıkla vagotomiyle birlikte uygulanır.
Midenin asit salgılayan kısmının çıkarılmasıdır.
Midenin antrum kısmı çıkarılarak asit salgılayan
gastrin hormonunun salınımı böylece hidroklorik
asit salınımı azalmış olur.
104
6.1. Peptik Ülserde Cerrahi Girişim (devam…)

Billroth I: Midenin antrumu çıkarıldıktan sonra
kalan kısım duedonumla anastomozlaştırılır.

Billroth II: Midenin kalan kısmı jejenumla
anastomoz edilir. Duedonumun uç kısmı kapatılır.
Pankreas ve safra sekresyonu gastrektomiden
sonra da duedonuma akmaktadır.
105
6.2. Mide Tümörleri
106
6.2. Mide Tümörleri

Mide tümörleri benign ya da malign olabilirler.

’Benign tümörler’ nadir görülür
tümörlerinin %5-10 unu oluşturur.

Mukoza ya da mide duvarındaki bağ dokusundan
kaynaklanan benign tümörler arasında en sık
görülenler polipler ve leiomyomlardır.
ve
mide
107
6.2. Mide Tümörleri (devam…)

‘Malign tümörler’ mide tümörlerinin %90-95’ ini
oluştururlar.

Karsinom (%95)
Lenfoma
Sarkom



Mide karsinomlarının prognozu oldukça kötüdür.5
yıllık yaşam oranı %15 dolayındadır.
108
6.2. Mide Tümörleri Belirti ve Bulgular

Mide karsinomu genellikle sinsi seyirli
hastalıktır, ve oldukça geç belirti verir.
bir

Başlangıçta en sık belirti ,epigastrik bölgede
belli belirsiz bir rahatsızlık hissidir.

Hastalığın ileri evrelerinde en sık belirti ve bulgu
kilo kaybı ve karın ağrısıdır.

İştahsızlık, halsizlik, bulantı, kusma, disfaji diğer
belirtilerdir. Gizli kanama sıktır.
109
6.2. Mide Tümörleri
“Tedavi”

Mide karsinomlarının tedavisi cerrahidir.

Uygulanacak cerrahi girişim gastrektomidir.

Gastrektomi ‘subtotal’ veya ‘total’şeklinde
uyglanır.
110
6.2. Mide Tümörleri
“Tedavi”

Total
gastrektomi
(midenin
tamamen
çıkarılması) ilerlemiş mide kanserine uygulanır.

Mide çıkarıldıktan sonra özofagus jejenumla
anastomoz edilir (özofagojejunostomi).
111
112
113
114
115
6.2. Mideye Uygulanan Cerrahi Girişimlerden Sonra
Gelişebilecek
Erken Komplikasyonlar

Kanama
Periton ya da GIS içine olabilir. Ameliyat sonrası
hasta kanama belirtileri yönünden gözlenmelidir.

Anastomoz kaçağı

Akut gastrik dilatasyon
Dolgunluk hissi, hıçkırık, öğürme vardır. NG
uygulanır ya da tüp tıkalıysa açılarak giderilir.
Hasta
sıvı
elektrolit
dengesi
yönünden
izlenmelidir.

Batın içi abse
116
6.2.Geç Komplikasyonlar
Dumping sendromu
 Billroth II ameliyatlarından sonra pilorun kesilmesi
ya da bypass edilmesi sonucunda midenin jejunuma
hızlı, sürekli ve kontrolsüz olarak boşalmasıyla
gelişir.

Erken dumping sendromu yemek sırasında ya da
yemekten hemen sonra görülür.

Halsizlik, baygınlık, baş dönmesi, soğuk terleme,
çarpıntı, epigastriumda dolgunluk ve çalkantı hissi
olabilir.
117
6.2.Geç Komplikasyonlar (devam…)
Geç dumping daha seyrek görülür.

Yemekten 1-3 saat sonra ortaya çıkar.

Besinlerin hızla mideye boşalması kan glikoz düzeyinin
birden yükselmesine bu da daha fazla insülin
salgılanmasına
neden
olur.
Bunun
sonucunda
hipoglisemi gelişir.
118
6.2.Geç Komplikasyonlar (devam…)

Her iki dumping sendromu diyet düzenlenerek tedavi
edilebilir.

Hasta az az sık sık beslenmeli, proteinden yağdan
zengin besinler tüketilmelidir.

Yağdan zengin besinler mideden geç boşalır.
Karbonhidrattan fakir diyet olmalı.
119
6.2.Geç Komplikasyonlar (devam…)

Su ve sıvılar yemekle birlikte alınmamalı öğünler
arasında alınmalıdır.

Hasta yemeğini rekumbent ya da yarı rekumbent
pozisyonunda yemeli ya da yemeklerden sonra hemen
uzanmalıdır.

Midenin boşalmasını geçiktirmek için sedatif ve
antispazmotik ilaçlar hekim önerisiyle kullanılabilir.
120
6.2.Geç Komplikasyonlar (devam…)
Pilorik obstrüksiyon:
Pilorda ödem, inflamasyon ya da skar gelişmesine
bağlıdır.
Yemeklerden sonra karında rahatsızlık, bulantı
kusma görülür.
NG dekompresyon uygulanır.
Gerekirse cerrahi girişimle giderilir.
121
6.2.Geç Komplikasyonlar (devam…)
Alkalen reflü gastrit:
Pilorün çıkarılması ya da bypass edilmesi sonucu gelişir
çünkü safra tuzlarını içeren duedonal içerik mideye geri
döner.
Hastada karın ağrısı ve safra içeren kusma vardır.
Safra tuzlarını bağlayıcı ilaçlar, antiasitler ve mukozayı
koruyucu ilaçlar verilir.
Tıbbi tedaviyle sorun çözülmezse sekresyonları
uzaklaştırmaya yönelik cerrahi tedavi uygulanır.
122
6.2.Geç Komplikasyonlar (devam…)
Marjinal ülser

Ameliyat yerinin gastric asitle teması sonucu
anastomoz hattının üzerinde gelişir.



Ağrı vardır.
Antiasitler verilir.
Bu ülser obstrüksiyon ve perforasyona neden
olabilir.
123
6.2.Geç Komplikasyonlar (devam…)
Gastrojejunokolik fistül:

Transfers kolona yakın tekrarlayan ülserler burayı
aşındırarak kolon, jejunum ve mide arasında fistüle
neden olur.

Şiddetli ishal, kilo kaybı ve malabsorbsiyon vardır.

Dışkı suludur ve sindirilmemiş besin artıkları görülür.

Hastanın nefesi kötü kokulu olabilir.

Tedavi olarak
karşılanır.

Total paranteral beslenme ile hastanın
düzeltildikten sonra cerrahi tedavi uygulanır.
başlangıçta
sıvı
elektrolit
açığı
durumu
124
6.2.Geç Komplikasyonlar (devam…)
Afferent loop sendromu :
 Billort II ameliyatından sonra duodenal lupun kısmen
tıkanması sonucunda gelişir.

Pankreas sekresyonları ve safra lupu doldurur ve bu kısım
gerilir.

Lupta biriken sıvıyı atabilmek için ağrılı kontraksiyonlar olur

Sekresyonlar aşırı basınçla mideye girer ve kusma olur.

Hastada kramp şeklinde karın ağrısı vardır.

Ağrı ile birlikte fışkırır tarzda kusma olur. Tedavi cerrahidir.
125
6.2.Geç Komplikasyonlar (devam…)
Beslenme bozuklukları

Mide ameliyatlarından sonra; B12 vitamini
eksikliği, folikasit ve demir eksikliği, kalsiyum ve
D vitamini emiliminin azalmasına bağlı kalsiyum
metabolizması bozukluğu görülebilir.

Bu sorunların gelişmesinde intrinsik faktör azılığı
ve besinlerin barsaktan hızlı geçişine bağlı yeterli
emilimin olmaması rol oynar.
126
6.2. Mideye Uygulanan Cerrahi Girişim
Öncesi Hazırlık-1

Mide ya da duodenuma ilişkin cerrahi girişimler,
planlanmış, ya da acil cerrahi girişimler olabilir.

Perforasyon, kanama ve gibi bir durum nedeniyle acil
ameliyat uygulanacaksa hasta, aşırı derecede
rahatsızdır ve genellikle korkmaktadır.

Bu durumdaki hastaya neler yapılacağı telaşlanmadan
iyi bir şekilde açıklanmalıdır.

Hastanın sözel olmayan, fakat davranışlarıyla ifade
ettikleri de dikkate alınmalıdır.
127
6.2. Mideye Uygulanan Cerrahi Girişim
Öncesi Hazırlık-2

Hastayı destekleyebilmeleri için hasta yakınlarına da
yardım edilmelidir.

Kanserden
şüpheleniliyorsa
hasta
korku
ve
endişelerini paylaşmak isteyebilir. Bu durumdaki
hasta iyi bir şekilde dinlenilmelidir.

Planlanmış ameliyat uygulanacaksa, hastaya ameliyat
öncesinde çeşitli tanı testleri (örneğin; gastroskopi,
gastrik sıvı analizi) uygulanabilir.

Hemşire, tanı testleri için gerekli hazırlıkları yapmalı
ve tanı testlerinden sonra gerekli bakımı da
128
uygulamalıdır.
6.2. Mideye Uygulanan Cerrahi Girişim
Öncesi Hazırlık-3

Ameliyattan önce ameliyat hakkında açıklama yapılmalı,

Ameliyattan sonra hastada nazogastrik tüp bulunacağı,
tüpün sakşına bağlanmış olacağı, damar içi sıvı verileceği
söylenmelidir.

Derin solunum ve öksürük egzersizleri hastaya öğretilmeli
ve bu egzersizlerin önemi tartışılmalıdır.

Özellikle batının üst kısmındaki insizyonların, derin
solunumu güçleştirip, solunum kompikasyonu riskini
artırabileceği bu nedenle egzersizlerin daha da önemli
olduğu hastaya açıklanmalıdır.
129
6.2. Mideye Uygulanan Cerrahi Girişim
Sonrası Bakım-1
Mide ameliyatlarından sonraki bakım,
nazogastrik (NG) tüp olan hastanın bakımı
gibidir. Hemşire, genel ameliyat sonrası
bakıma ek olarak;

NG tüpten gelen drenaji kontrol etmeli,

Ameliyattan sonraki ilk saatlerde drenajin parlak
kırmızı renkte olması normaldir,

Saatler ilerledikçe drenajin rengi koyulaşmalıdır.
130
6.2. Mideye Uygulanan Cerrahi Girişim
Sonrası Bakım-2

NG tüpü sakşına bağlamalı ve sakşının uygun basınçta
çalışıp çalışmadığını kontrol etmeli,

NG tüp, genellikle ameliyat sırasında cerrah
tarafından yerleştirilir ve tüpün dikiş, hattıyla ilişkisini
cerrah bilir, bu nedenle doktor istemi olmaksızın
hemşire kesinlikle tüpü irige etmemeli,

Ameliyat yerinden sekresyon olup olmadığını kontrol
etmeli, kanama varsa doktora bildirmelidir.
131
6.2. Mideye Uygulanan Cerrahi Girişim Sonrası
Bakım-3

Cerrahi girişim torakal yaklaşımla uygulandığı için hastada
göğüs tüpleri de vardır. Göğüs tüplerine yönelik bakım
uygulanmalıdır.

Mide çıkarıldığı için NG tüpe gelen drenajın miktarı çok
azdır. Drenajı kolaylaştırmak için hasta yarı oturur
pozisyonda olmalıdır.

Gastrektomiden sonra hastada nazogastrik tüp ve batın
drenleri olacağından bunlara yönelik takip ve balım
gereklidir.

Santral venöz katater varsa günlük bakım gereklidir.
132
6.2. Mideye Uygulanan Cerrahi Girişim
Sonrası Bakım-4

Total gastrektomi uygulanan hastalarda pulmoner
komplikasyon gelişme riski yüksektir.

Hastalar gastrik kapsamı aspire edebilir. Bu
komplikasyonu azaltmak için hastanın karnına sıkı
sargı uygulanır böylece karın içi basınç artar ve
diyafram yükseltilir.

Ağız yoluyla beslenmeye önce suyla başlanır. Hasta
ağız yoluyla beslenmeye başlanacağında, hastaya 30
ml su verilir ve NG tüp klemplenir.
133
6.2. Mideye Uygulanan Cerrahi Girişim
Sonrası Bakım-5

Bir saat sonra NG tüp aspire edilerek, verilen suyun emilip
emilmediği kontrol edilir. Hasta suyu tolere edebiliyorsa,
NG tüp çıkarılır.

Ameliyattan
sonra
beslenmeye
erken
dönemde
başlanmamalı ve besin miktarı hızla artırılmamalıdır.

Günde 5-6 öğünde alınacak şekilde besinler giderek artırılır.

Oral gıdaya geçiş önce sulu tanesiz, sonra sulu yumuşak
ve takiben normal gıda şeklinde olur. Az miktarlarda
başlanır ve giderek arttırılır.
134
6.2. Mideye Uygulanan Cerrahi Girişim
Sonrası Bakım-6

Hastaya besinleri çok iyi çiğnemesinin önemi açıklanır.

Cerrahi girişim başarılı olduğunda hasta proteinden
zengin, az karbonhidratlı, normal yağlı diyeti tolere
edebilir.

İntrinsik faktör bulunmadığı için (mide sıvısı intrinsik
faktör içerir) hastaya B12 vitamini enjeksiyonu
uygulanmalı ve hastanın hemoglobin düzeyi belirli
aralarla izlenmelidir.
135
6.2. Mideye Uygulanan Cerrahi Girişim
Sonrası Bakım-7

Hastalar zayıf ve anemik olduklarından enfeksiyona
karşı direnç düşüktür.

Hastaların enfeksiyondan korunmaları önemlidir.

Ameliyat sonrasında analjezikler, uygun şekilde
verilerek hasta rahatlatılmalı, derin solunum ve
öksürük egzersizlerini yapmasına yardım edilmelidir.
136
6.2. Mideye Uygulanan Cerrahi Girişim
Sonrası Bakım-8

Damar içi sıvılar, doktor istemine göre verilmelidir.

Hasta, ameliyattan sonraki iyileşmenin yavaş olacağını ve
uzun süreceğini bilmelidir.

Ameliyat sonrası gelişebilecek komplikasyonlar yönünden
hasta gözlenmelidir.

Ameliyat sonrasında hastanın gastrik şikayetleri gözlenmeli,
erken dönemde olabilecek kanama, obstrüksiyon, dikişlerin
açılması gibi komplikasyonlar izlenmelidir.
137
KAYNAKLAR
1.
2.
3.
4.
Çınar S.(2011). Sindirim Sisteminin Değerlendirilmesi
Ed:Eti Aslan F. Karadakovan A. Dahili ve Cerrahi
Hastalıklarda Bakım.
Özbayır T., Çınar S.(2011). Ağız Ve Üst Gastrointestinal
Sistem Hastalıkları. Ed:Eti Aslan F. Karadakovan A. Dahili
ve Cerrahi Hastalıklarda Bakım.
Özhan Elbaş N. (2001). Gastrointestinal Sistem Cerrahisi
Ve Hemşirelik Bakımı. Ed: Erdil F. Özhan Elbaş N. Cerrahi
Hastalıkları Hemşireliği. Aydoğdu Ofset. IV. Baskı Ankara
Nobel Kitapevi, 2001.
http://helitam.files.wordpress.com/2010/10/hemc59firelikbakc4b1m-yc3b6netimi-hafta-11-2.pdf
138
TEŞEKKÜRLER
139
Download