Aziz Çelik: Sendikal `Destan` Yazıyorlar!

advertisement
Aziz Çelik: Sendikal 'Destan' Yazıyorlar!
Açıklama: Aziz Çelik: Sendikal 'Destan' Yazıyorlar!
Kategori: Arşiv
Eklenme Tarihi: 23 Temmuz 2013
Geçerli Tarih: 19 Temmuz 2017, 04:39
Site: SES İZMİR Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendi
URL: http://www.sesizmir.org.tr/haber_detay.asp?haberID=683
Kamu çalışanlarının toplu sözleşme görüşmeleri 1 Ağustos'ta başlayacak. Bu
görüşmelerde kamu çalışanlarını temsil edecek konfederasyon ve sendikaların
belirlenmesinde, esas olan kamu görevlileri sendikaları ve konfederasyonlarının üye
sayılarına ilişkin Temmuz 2013 İstatistikleri Resmi Gazetede yayımlandı.
4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'na göre toplu
sözleşmelerde kamu görevlilerini ilgili hizmet kolunda en çok üyeye sahip sendikalar
ile en çok üyeye sahip ilk üç konfederasyon temsil ediyor. 2013 kamu çalışanları
sendikalaşma istatistiklerine göre 2 milyon 135 bin kamu görevlisin 1 milyon 468 bini
sendikalı. Sendikalaşma oranı yüzde 69'a ulaştı. Bir önceki yıl 1 milyon 375 bin olan
kamu görevlisi sayısı yaklaşık 100 bin civarında artmış durumda, işçilerin sendikalaşma
oranının resmen %9, özel sektörde ise fiilen yüzde 3 olduğu dikkate alınacak olursa
memurların sendikalaşma oranları tam bir mucize! Memur-Sen 708 bin üye ile en çok
üyeye sahip konfederasyon, Kamu-Sen 445 bin üye ile ikinci, KESK ise 237 bin üye ile
üçüncü konfederasyon durumunda. 11 hizmet kolunun 10'unda Memur-Sen'e bağlı
sendikalar çoğunluk sendikası durumunda. KESK ise kültür sanat hizmet kolunda
çoğunluğu sağlamış durumda. 445 bin üyeli Kamu-Sen ise hiçbir hizmet kolunda
çoğunluğa sahip değil. Bu durumda toplu sözleşme heyetinde 12 Memur-Sen
temsilcisi, İki KESK temsilcisi ve bir Kamu-Sen temsilcisi yer alacak. Bu durum ciddi bir
eşitsizlik anlamına geliyor. Sendikalı memurların yüzde 48'ini temsil eden Memur-Sen
toplu sözleşme heyetinde yüzde 80 oranında temsil edilecek.
Tabloda üç büyük kamu çalışanı konfederasyonunu 4688 sayılı yasanın kabulünün
ardından ve AKP dönemindeki üye sayıları ve değişim oranı yer almaktadır. Sendikalı
kamu çalışanı sayısının bu dönemde yüzde 132 artarak 633 binden 1 milyon 468 bine
ulaştığı görülüyor. Ancak bu artışın konfederasyonların üye sayısına yansıması ise ciddi
bir asimetri gösteriyor. KESK'in üye sayısı yüzde 10 oranında gerilerken, Kamu-Sen'in
üye artışı ise yüzde 35 ile sınırlı kalmış. Asıl astronomik artış ise Memur-Sen'in üye
sayısında yaşanıyor. 2002'de 42 bin olan üye sayısı 2013'te yüzde 1586 oranında bir
artışla 708 bine ulaşmış durumda. Memur-Sen sendikal bir "destana" imza atarak
rakiplerini "bozguna" uğratmış durumda Bir diğer ifadeyle bu 11 yıllık dönemde
sendika üyesi olan 835 bin yeni üyenin 666 bini Memur-Sen'e ait. Böylece yüzde 69'a
ulaşan kamu çalışanlarının sendikalaşma oranının büyük ölçüde Memur-Sen'in üye
artışından kaynakladığı görülüyor. Bu durumun bir "sendikal destan" oluşturduğu
ortada. Ancak Memur-Sen'in üye sayısında bu artış hayatın olağan akışına ve sendikal
hareketin gidişatına uygun değil. Dünya sendikacılık literatüründe de bir örneğine
rastlamadım. Bu artışın olağandışı nedenleri olduğu gayet açık. Yıllardır kamu
çalışanlarının için kararlı bir mücadele yürüten KESK'in üye sayısı yerinde sayarken,
Kamu-Sen sınırlı bir artış sağlayabilirken nasıl oluyor da Memur-Sen 11 yılda 16 kat
büyüyor?
Bunun sırrı ne? Kamu görevlilerinin iş güvencesinin sendikalaşmayı artırdığı
söylenebilir. Nitekim kamu İşçileri arsında da benzer bir eğilim her zaman var
olmuştur. Ancak tuhaf olan bu artışın konfederasyonlar arasındaki inanılmaz dengesiz
dağılımıdır. Bunun iki sırrı olduğunu söylemek mümkün. Birincisi sendika üyesi kamu
çalışanlarının aidatları fiilen devlet tarafından ödenmektedir. Sendika üye olan kamu
görevlilerine üç ayda bir 45 lira, yılda 180 lira toplu sözleşme primi adı altında ödeme
yapılmaktadır. Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen bu düzenleme bir hile ile adı
değiştirilerek tekrar uygulanmaya başlandı. Diğer bir ifade ile sendikaya üye olan kamu
görevlisi fiilen aidat ödememekte, hiçbir özveride bulunmamaktadır. Devlet kesesinden
sendikacılık diyebileceğimiz bu durum sendika üyeliğini kolaylaştırmaktadır. Bu
faktörün beslediği bir diğer faktör ise "yandaş" sendikacılıktır. Hükümete yakınlığı ve
desteği ile bilinen Memur-Sen'in 11 yıllık AKP döneminde 16 kat büyümesi tesadüf
değildir. Memur-Sen hükümete verdiği desteğin ve hükümete olan yakınlığının
karşılığını örgütlenmede korunup kollanarak almaktadır. Hükümet ve Memur-Sen
arasındaki sembiyotik ilişki (karşılıklı yararlanmaya dayalı ilişki) astronomik artışın
ardındaki temel nedendir. Sendika üyeliğin mali hiçbir maliyetinin olmaması, ek olarak
hükümete yakın bir konfederasyona üyeliğin bürokrasi tarafından teşviki ve böylesi bir
konfederasyona üyeliğin kamu görevlilerinde yarattığı "huzur" ve İşlerinin daha kolay
çözüleceği inancı kamu çalışanları sendikacılığında yaşanan bu sendikal "destanın"
temel nedenleridir.
1 Ağustos'ta toplu sözleşme görüşmeleri başlıyor. Ağustos'ta yapılması da ilginç
elbette. Kamu çalışanları özellikle de öğretmenler tatildeyken yangından mal kaçırır
gibi yapılıyor bu görüşmeler. Grevsiz toplu sözleşme hakkıyla bu görüşmelerde
ilerleme sağlanması olanaksız. Ancak kamu çalışanlarının toplu eylem hakkını
kullanmasının önünde bir engel yok. KESK, Kamu-Sen ve Birleşik Kamu-İş daha önce
bu yola başvurdu. Mesele üye kaydetmekte değil, üyelerinizin ne kadarını hakları için
toplu eyleme götürebiliyorsunuz, mesele budur. Bakalım, Memur-Sen'in 708 bin
üyesinin ne kadarı sahici, ne kadarı kağıt üzerinde üye? Bunu Ağustos'ta göreceğiz.
Download