Türk Kardiyol Dem Arş 2000; 28: 146-147 Editoryal Halkımızda ve Başka Toplumlarda Kan Basıncında Fark ile Koroner Risk Arasındaki . Ilişki Prof. Dr. Altan ONAT TEKHARF çalışması sonuçl arına dayanarak geçen ile koroner kalp hastalı ğı (KKH) riski arasınd aki ilişkiye ait verileri yayıniarnışt ı k (1 ,2). Bu konuda ilgi çeken husus, çokdeği şkenli bir regresyon modelinde sistolik kan basıncının erkeklerde - yaş dı şında - tek an l amlı bağımsız değişken bulunuşu idi. Son aylarda dünyada yayınlanan yen i çalışm alar ve yol açt ı ğ ı yorumlar nedeniyle, bu bulgumuzun önemi üzerinde durmanın yararlı olacağına inanıyoruz. Onüç deği şkenin içerildiği bir mültipl regresyon modelinde 792 erkeğimiz, ki bunların aras ında 54'ünde KKH tanımla nmı şt ı , test edilince, erkeklerde plazma trig liseridleri, LDLkolesterol, HDL-kolesterol ve glukoz değerleri bağımsız etken olarak en çok sınırda anla mlı (p= 0.100.13) say ılabilirdi .Oysa, a nlamlı olan sistolik KB parametresinde her 1O mmHg'lık artışın, diğer etkenlerden bağımsız olarak, KKH riskini %22.5 oranınd a artt ı rd ı ğ ı h esap l anmı şt ı. B urada sistolik basınc ın erkek kahorlumuzun % 10 .5'unda 160 mmH g' nın , %26's ında 140 mmHg'n ın üzerinde bul u nduğunu, çoğunda normotensif değerler yelpazesinin bulunduğunu hatıriatmakta yarar görüyorum. yıl ilkbaharında halkımı zda kan b asıncı Yedi Ülke Çalışmasında erkeklerdeki kan basıncı ile KKH martalitesi arasındak i ilişkiyi van den Hoogen ve ark.(3) yeni olarak yayınladılar. 40-59 yaşlarında­ ki 12,03 1 erkeğin 25 yıl izlenmesi sı rasında 129 1 kiş i KKH'dan ölmüştü. incelemede, kan basıncında belirli bir artı ş ın 25 -yıllık KKH ölüm ora nında yarattığ ı nisbi riskin, farklı popülasyonlarda benzer olduğu gözlemlendi. Çalışmanın bütününde sistolik bas ınçta her 10 mmHg'lık (ve diyastol ik basınçta her 5 mmHg'lık) artı şın KKH riskini %17 oranında, (kişi­ içi KB değişkenliği için ayarland ıktan sonra ise) %28 oranında, arttırdığı bildirildi. Kan bas ınc ında belirli bir artış ın meydana ge tirdiği nisbi riskin benzerliğ ine mukabil, ayni kan basınç dü zeylerinde mutlak riskin çeşitli popülasyonlarda büyük farklar sergil ediği an laş ıldı. 10,000 kiş i -y ılı olarak ifade 146 edilince, örneğin Japon ve Akdeniz-Güney Av rupa için yakla ş ı k 20 ölüm gibi d ü ş ük ike n, ABD ve Kuzey Avrupa için yakl aşık 70 ölüm gibi yüksek orandaydı. Bu bulguların , dünyanın deği ş ik bölgelerinde uygulanacak antihipertansif tedavi için anlam taşıyacağı üzerinde duruldu. Her popülasyonda sistolik KB 160 mmHg' nın üzerinde veya altında olanlarda koroner mortalitede kaydedilen farktan daha çok, aynı hipertansif değerli kiş ilerdeki mutlak ölüm oranın ın deği­ şik popülasyonlarda farkettiği anlaşılmaktadır. Ünlü MacMahon bir editorya lde bu bul gu l arı n , yüksek kardiyevasküler risk taş ıyan kiş il erde, hiperta nsiyonu olmasa dahi, daha yoğun bir (tansiyonu dü şürü ­ c ü) tedaviden ilave yararlar bekle me k için gerekçe sağladığı görüşünü açık ladı (6) . Yine de bu tür giriş imlerle kan basıncına bağlı h astalık yükünü ne ölçüde ve ne yaygınlıkta aza ltabi l eceğ iınizi n , ancak yeterli randa mize çalı ş m a l arl a be lirl enebileceğ i sonucuna varmaktad ır. Kan basıncında kişi-i çi değişkenlik ayarlama sı yapıl­ mayan çalı şmal arda - d iğerlerinin yanında örneğ in TEKHARF taramas ında - KKH riskinin dilüsyon yanıl gıs ına yol açmas ı ve nisbi riskin gerçekten daha düşü k çıkınas ının muhtemel olduğu (3) irdele ndi. Sistolik bas ınçta her 10 mmH g'lık artış ın, hal kım ız­ da koroner morbidite riskini , Akdeniz-Güney Avrupa ha lkınd a koroner ö lüm riskini yükselttiği ölç üde a rttı rdığ ı bu karşı l aşt ı rm ada n ortaya ç ıkm ak tadır. Ancak bizim global risk yükümüz Akdeniz ülkelerindekinden yüksek olduğu için (4), sistolik basınçta ayni farkın , örneğin ABD'deki gibi, bizde daha büyük bir mutlak koroner ri sk fa rkına sürüklediği düşün ülebilir. KKH'nı tedavi etmede, lipid düşürücü tedavi gibi , antihipertansif tedavi için kriter olarak mutlak KKH riski alınırsa, ki Avrupa Kardiyoloji Derneği Kıl av u zu (5) ve D ern eğ i m i zin Riskyük Çalı şması u ygulaması bunu benimse ıni ş tir, ayni kan A. Onar: Halkımııda ve Başka Toplumlarda Kan Basmcında Fark ile Koroner Risk Arasındaki ilişki basınç düzeylerinde bizde tedavi endikasyonunun daha sık olacağı ile ri sürülebilir. A lderman (7), P latt ile Pickering'in bir kuşak önce başlattığı, kan bas ınc ının sürekli bir deği şken mi olduğuna ya da yüksek kan bas ınc ından normalin ayrılıp ay rı lmayacağına yönelik klasik tartışmayı yeniden körükleyen yeni bir incelemeye öne mle işa­ ret ediyor. Pickering'in son zamanlarda en iyi biçimde MacMahon ve ark.ca (8) ifade ed ilen kan basın­ c ının kardiyevaskül er olaylar için sürekli bir ilişki taş ıdığı yolundaki görüşüne, Port ve ark.nın (9) c iddi yeni incele mesi karşı geli yor. UCLA'deki bu araştırı c ılar, Framingham ça lı ş masının ilk ı 8 yılına ait sistolik KB ile tüm ölüm ve kardiyevasküler hastalık ölümünün o lu şturdu ğu k atı hedef nokta lar aras ındaki ilişkiyi matematik loj istik modellerle ye niden d eğe rl e ndirdiler. Lineer lojis tik mode li n Frarningham verilerine u y m ad ı ğı nı , kardiyevasküler riskin belirli yaş ve cinsiyette sistolik KB'nın 70'inci persentiline rastlayan eşiğin altındaki tüm değerlerd e sistolik bas ınçtan bağım sı z olduğu bildirildi. Buna karş ılık , 80'inci persentilin üzerindeki d eğerl erde riskin hı zla yükse ldi ği aç ıkl andı. Eş i ğ in , kadında erkektekinden daha hı zlı yük seldiği eklendi. Sonuç olarak, hem eş iğin altın daki değerl e rde antihipe rtansif tedav inin yararı nın çok kuşkulu olduğu, hem de erişkinlerin tümü için geçerli bir hipertansiyon c ut-off değerinin ( ı 40 mm.Hg) yararına karşı ç ıkıldı ğ ı ya rg ısına varılmı ştır . Hipertansiyon iç in eşiğ in yaşa ve c insiyete bağ ımlı o l d u ğu vurgulanmıştır. Alderman (7), ilaç la tedavinin ı40 mmHg'yı aşan sistolik basınçta, özellikle inme veya kalp krizi için yüksek risk taşıma durumunda başlatılmasına yönelik halihazır mutabak atın d eği ştirilmes i iç in gerek olmadığı, ama ne kadar daha aşağının hedeflenınes i sorusunun, deneyse l s aldırı için olgun hale gel di ğ i sonuc unu ç ıkarmaktad ır. Böylece, kardiyevasküler risk ile sistolik kan basınc ı arasındaki ilişki konu sundaki güncel tartışmay a, TEKHARF ça lışması mevcut verileri nin ve ilerki takiplerde ge liştirilecek verilerin katkıda bulunabileceği görü şünü öne sürmek a nlamsız değildir. KAYNAKLAR 1. Onat A, Sansoy V, Yıldırım B ve ark: Eri ş k in l e rim iz­ de kan bas ın c ı: 8-yıl lık seyri, tedavi ora nı , koroner kalp has talı ğ ı ile ve baz ı etkenlerle ilişk i leri. Türk Kardiyol Dem Arş 1999:27: 136-43 2. Onat A (Ed. mektup): Kan basıncının koroner kalp hastalı ğ ı belirlemesi üzerine. Türk Kardiyol Dern A rş ı 999:27:254 3. van den Hoogen PCW, Feskens EJM, Nagelk~rke NJD, Menotti A: The relaıi on between blood pressure and mortality due to coronary heart disease among men in different parts of the world. N Eng J Med 2000; 342: 1-8 4. Onat A, Keleş İ, Aksu H, ve ark: Türk erişkinlerinde toplam ve kardiyak ölüm p revalans ı : TEKHARF Ça lışma­ s ının 8-y ıllık takip verileri. Türk Kardiyol Dern Arş ı 999; 27: 8- 14 5. Wood D, DeBacker G, Faergeman O, Graham I, Mancia G, Pyörala K: Prevention of coronary heart disease in elinical practice: recommendations of the Second Joint Task Force of European and other Societies on Coronary Prevention. Eur Heart J ı 998; ı 9: ı434-503 6. MacMahon S: B ı ood pressure and the risk of cardiovascuıar disease (ediıori a ı ) . N Eng J Med 2000; 342 :50 -ı 7. Alderman MH: Measures and meaning of b ı ood pressure (editoria ı ). Lancet 2000; 355: ı 59 8. MacMahon S, Peto R, Cutler J , et al: Blood pressure, stroke, and coronary heart disease, part 1, prolonged differences in blood pressure: prospective observational studies corrected for the regress ion dilution bias. Lancet 1990; 335:765-74 9. Port S, Demer L, Jennrich R, Walter D, Garfinkel A: Systolic blood pressure and mortality. Lancet 2000; 355: 175-80 147