konstantın

advertisement
KONSTANTIN
ШУМЕНСКИ УНИВЕРСИТЕТ
PRESLAVSKY
“ЕПИСКОП КОНСТАНТИН
UNIVERSITY
ПРЕСЛАВСКИ”
SHUMEN
ФАКУЛТЕТ ПО ХУМАНИТАРНИ НАУКИ
КАТЕДРА ПО ТУРСКИ ЕЗИК И ЛИТЕРАТУРА
2013
TÜRKÇEDE SÖZCÜK GRUPLARI – TERİMLER, TANIMLAR
VE SINIFLANDIRMA
Esin Seyfettinova
Turkish Phraseology – Terms, Definitions and Classifications
Esin Seyfettinova
Turkish Studies Student
Summary: This article considers the formation of free phrases in contemporary Turkish
in terms of terminology, definitions and linguistic typology. While searching the Turkish
grammar books for common features at phraseology level, it was found out that apart
from the similarities in the phraseology definitions, there still exists a great variety of
terms and classifications introduced by the Turkish linguists, which makes us conclude
that no theoretic unification has been reached among the grammarians yet.
Key words: Turkish phraseology, terms, Turkish syntax
1. Türkçede sözcük grupları
İletişimi sağlayan her dilin kavram ve yargı oluşturma konusunda ayrı bir işleyiş
düzeni vardır. Sözcükler, kavramları tek tek gösteren dil birimleridir. Dille iletişim
kurarken herhangi bir kavram hakkında konuşabilmek için onu gösteren sözcükten
yararlanılır. Örneğin, Türkçede masa sözcüğü, bir destek üzerine oturtulmuş, tabladan
oluşan mobilyanın adıdır. Sözcük olarak masa bu nesneyi karşılar ve insanlar iletişim
sırasında bu sözcüğü kullanınca herhangi bir sorun çıkmadan anlaşabilirler.
Sözcükler, bir dileği ifade etmek ya da bir yargı bildirmek için düzenli bir şekilde bir
araya gelerek tümceleri oluştururlar. Aynı kavramlar için farklı seslerden oluşmuş
sözcükler kullanan milletler, tümce için de farklı sistemler geliştirmişlerdir. Bir dilde
sözcüklerin karşıladığı nesne ve hareketlerin değişik özellikleriyle, değişik yönleriyle
anlatılabilmesi, daha açık ve geniş bir şekilde ifade edilebilmesi için tek başına
sözcüklerden daha büyük, daha geniş dil birliklerine ihtiyaç vardır. Yukarıda verilen
masa örneğinin sözcük olarak gösterdiği nesneye ait bazı özellikleri belirtmek için,
birden çok sözcükten oluşan öbeklerden (masanın rengi, ağaç masa, cam masanın parlak
yüzü, mutfaktaki masa v.b.) yararlanmak gerekir. Bunun yanı sıra, kaşık oyunu, beyaz
peynir, çamaşır makinesi, hamur mayası, belediye başkanı, yan tümce, kardeş sevgisi,
senin kadar örneklerinde olduğu gibi bazı kavramları göstermek için tek olarak sözcükler
yetersiz kalmaktadır. Bu bağlamda, ünlü dilci M. Ergin’in sözlerini hatırlatmak yerinde
olur: “Tek tek kelimelerin karşıladığı nesnelerin ve hareketlerin çeşitli vasıfları,
hususiyetleri, cepheleri, şartları vardır. O nesneleri ve hareketleri bu çeşitli yönleri ile
daha geniş olarak ifade etmek için tek kelimeden daha geniş dil birliklerine ihtiyaç
duyulur. Öte yandan tek kelimenin karşıladığı nesnelerden ve hareketlerden daha büyük,
daha geniş nesneler ve hareketler vardır ki onları tek tek kelimeler karşılayamazlar,
onların tek kelime olarak karşılıkları, adları yoktur; ancak tek kelimeden daha geniş dil
birlikleri ile ifade edilebilir, adlandırılabilirler. İşte tek kelime ile karşılanabilen nesneleri
ve hareketleri daha geniş olarak ifade etmek veya tek kelimenin karşıladığı nesnelerden
ve hareketlerden daha geniş nesneleri ve hareketleri karşılamak için kelimeden daha
geniş dil birlikleri olan kelime gruplarına baş vurulur.” [Ergin 1992: 353]. Açıklamadan
da amlaşıldığı gibi, belirli kurallar içerisinde birden fazla sözcüğün yan yana
getirilmesiyle meydana gelen, yapı ve anlam yönünden bütünlük taşıyan, dilde tek sözcük
gibi işlev gören, tek bir sözcük gibi çekime giren ve tümce gibi yargı taşımayan dil
birliğine sözcük grubu adı verilir.
Sözcük grubu, dil bilgisinin söz dizimi (tümce bilgisi) çalışmalarında kolaylık
sağlama açısından büyük öneme sahip bir konusudur. Tümceler, çoğu zaman tek
sözcüklü öğelerden değil, bir araya gelmiş daha büyük gruplardan oluşur. Sözcük
grupları birden çok sözcüğün, tümce içinde tek işlevle kullanılacak şekilde bir araya
gelmesiyle oluşurlar. Tümcede sözcük gruplarının yapısının belirlenmesi, adlandırılması,
sınıflandırılması ve işlevlerinin tespit edilmesi tümce bilgisinin üzerinde durduğu konular
arasındadır. Gruplarla ilgili bu konular, tümcenin yapısının, anlamının ve işlevinin
açıklanmasında belirleyici rol oynadığından, söz dizimi çalışmalarında önemli bir yer
tutar.
Türkçede sözcük grupları konusunun işlenebilmesi için öncelikli olarak yapılması
gereken iş, dilcilerin ve araştırmacıların sözcük grubu hakkında neler düşündüklerini,
söylediklerini ve kaç çeşit sözcük grubundan bahsettiklerinin ortaya çıkarılmasıdır.
Sözcük grupları gerek Türkçe dil bilgisini konu edinen eserlerde, gerekse de sadece
Türkçe tümce bilgisine ayrılmış eserlerde, dilciler tarafından incelendiği tespit edilir.
Bazı kaynaklarda otuza yakın gruptan söz edilirken bazılarında dört öbek türü
görülmektedir. Bunun yanında, takısız ad tamlaması, zincirleme ad tamlaması gibi
tamlamalardan oluşan öbeklerin adlandırılması ve sınıflandırılmasında da benzer
farklılıkları görmek mümkündür. Bu durum, tümce bilgisi öğretimi ve araştırmalarında
sözcük
öbeklerinin
belirlenmesini,
kullanımını
ve
konunun
açıklanmasını
güçleştirmektedir. Ortaya çıkan bu güçlüğün önüne geçebilmek için, öbeklerin
tanımlanması, adlandırılması ve sınıflandırılması ortak ölçütlere bağlanmalı düşüncesini
gerekli kılmaktadır.
2. Sözcük gruplarıyla ilgili tanımlar ve terimler
Tek sözcükle karşılanamayan varlık, kavram, nitelik, durum ve hareketlerin ifade
edilebilmesi için birden fazla sözcüğün belirli kurallar içinde yan yana gelmesiyle oluşan
sözcük grubunun bugüne kadar değişik tanımları yapılmıştır. Akademik yayınlarda
sözcük gruplarıyla ilgili aşağıdaki görüşler tespit edilmektedir.
Jean Deny, Türk Dili Grameri’nde sözcük grupları hakkında şunları söylemektedir:
“Kelimelerin şekil bakımından olduğu gibi, mantık bakımından da bir bütün vücuda
getiren her topluluğuna biz, kelime grubu adını vereceğiz. Bir kelime grubu mantık
bakımından az çok tam bir mânâyı içine almış bulunur. Şekil veya morfoloji bakımından
ise esas itibariyle tek bir kelimeden ibaret imiş gibi insiraf hâllerini alabilir.” [Deny 1943:
709].
Türkiye’de bilimsel dil bilgisi yazımında önde gelen eserlerden, Muharrem
Ergin’in “Türk Dil Bilgisi” adlı kitabında sözcük grubu, “Birden fazla kelimeyi içine
alan, yapısında ve mânâsında bir bütünlük bulunan, dilde bir bütün olarak muamele gören
bir dil birliğidir.” şeklinde tanımlanmıştır. Dilci, “Bütün kelime grupları ve cümlede
belirtilen, tamamlanan, tâbi olunan, asıl unsur sonda, belirten, tamamlayan, tâbi olan,
yardımcı unsur başta bulunur” diye açıklama yaparak, “kelimeler bazen ekli, bazen eksiz
birbirine bağlanmak suretiyle kelime gruplarını meydana getirirler.” sözleri tanımını
tamamlamaktadır [Ergin 1992: 353-355].
Tahsin Banguoğlu, Türkçenin Grameri’nde sözcük gruplarını “belirtme öbekleri”
diye adlandırarak, “Sözü geliştirmek üzere kelimeler öbeklenirler, kavramlar arasında
derece derece ilişkiler meydana getirirler. Böylece tek kavramdan anlatmaya doğru
giderler. Bunlara kelime öbekleri (groupe de mot) diyoruz. Kimi kelime öbekleri sadece
kavramları daha yakından belirtmeğe yararlar.” izahta bulunmaktadır [Banguoğlu 1990:
496].
Ünlü dilcilerimizden Zeynep Korkmaz sözcük gruplarını, “cümle içinde kavramlar
arasında ilişki kurmak üzere birden çok kelimenin belirli kurallar ile yan yana
getirilmesinden oluşan, yapı ve anlamındaki bütünlük dolayısıyla cümle içinde tek bir
nesne veya hareketi karşılayan ve herhangi bir yargı bildirmeyen kelimeler topluluğu”
olarak tanımlamıştır [Korkmaz 1992: 100].
Fuat Bozkurt, Türkiye Türkçesi’nde “birlik” olarak isimlendirdiği sözcük grupları
hakkında, her sözcüğün ya da dilsel simgenin, başka sözcüklerle belli kurallar uyarınca
ilişki içinde bulunduğunu, bu kuralların belli bir dizge oluşturduğunu belirtmektedir.
Dilciye göre “birlikler, Türkçenin yargısız anlatım olanaklarıdır. Sözcükten türemeye
geçiş evresidir. Türkçenin dil kuralları içinde oluşan birimlerdir. Kimileyin tümceye
yakın bir anlam taşırlar. Yan tümce işlevi görürler. Sözcüklerden kurulan her türlü
tamlamalardır.” [Bozkurt 1995: 141 – 157].
Leyla Karahan, Türkçe tümce bilgisi üzerinde çalışmalar yapan ünlü dilcilerden
biridir. Kendisi, Türkçede Söz Dizimi kitabında “kelime grubu, bir varlığı, bir kavramı,
bir niteliği, bir durumu, bir hareketi karşılamak veya belirtmek, pekiştirmek ve nitelemek
üzere, belirli kurallar içinde yan yana dizilmiş kelimelerden oluşan yargısız dil birimidir”
diye tanıtmaktadır. Dilci, Türkçede varlık, kavram, nitelik, durum ve hareketler, kelime
ve kelime gruplan ile karşılandığını, iki dil birliği arasındaki fark, kelime grubunun bir
kelimeler topluluğu oluşudur.” şeklinde açıklama yapmaktadır [Karahan 1998: 11].
M. Kaya Bilgegil, Türkçe Dilbilgisi adlı eserinde, “belirtme (tayin) grupları” diye
adlandırdığı sözcük gruplarını “birden ziyade kelimeden meydana geldiği halde
cümledeki görevi bakımından bir tek kelimeden farksız olan, gerektiği takdirde yine bir
kelime imiş gibi çekim eki alabilen isim soyundan kelimelerin teşkil ettiği birleşik sözler”
şeklinde tanımlar [Bilgegil 1984: 115].
Nurettin Koç, Yeni Dilbilgisi’nde bu grupları “sözcük öbekleri” diye isimlendirerek
ayrı bir başlıkta ele almış, fakat detaylı bir açıklama yapmamıştır. Yazar, sözcük grupları
hakkında da kısa bir tanım vermektedir: “Bir öbekteki en önemli sözcük, daima son
sözcüktür. Dolayısıyla öbeğin kurucusu bu son sözcüktür. Öbekler, bu kurucu sözcüğün
türüne göre ad alırlar.”[Koç 1990: 334]. Aynı yazarın Açıklamalı Dilbilgisi Terimleri
Sözlüğü’nde sözcük grupları “öbek” olarak adlandırılarak, bu gruplar “Son sözcüğü
eylem, ad, ilgeç ya da belirteç olan ve tümcenin kurulmasında görev alan dizim.”
şeklinde tanımlanmıştır [Koç 1992: 200].
Yargısız anlatım terimini tercih eden Vecihe Hatipoğlu, Türkçenin Sözdizimi’nde
sözcük grupları hakkında, “yargısız anlatımlar, yargılı anlatımlara çeşitli yönlerden
yardımcı olurlar, yargısız anlatımlar en az iki sözcüğün türlü ilgi ve nedenlerle yan yana
sıralanmasından doğan birlikler” olduklarını söylemektedir. Dilvi, yargı bildirmeyen bu
birlikler, anlatımlar ya kalıplaşmamış sözcüklerden kurulan her türlü tamlamalar
oldukları, ya da kalıplaşmış sözcüklerden kurulan birleşik sözcükler, deyimler veya
ikilemeler olduklarını belirtmektedir [Hatipoğlu 1972: 8].
Kelime öbeğini kullanan H. İ. Delice, öbeğin “birden çok kelimeden oluşan, yapısında
ve anlamında bir bütünlük bulunan, cümle veya cümlemsi içinde tek cümle ögesi; kelime
öbeği içinde bütün halinde yardımcı veya temel öge olarak işlem gören ve bir kelime türü
(isim, sıfat, zamir, edat, vb.) yerine kullanılan söz dizileri” olduğunu söylemektedir
[Delice 2003: 17].
Ünlü dilcilerin verdikleri tanımlardan da anlaşılacağı gibi Türkçenin en büyük
problemlerinden olan terim karmaşası, sözcük grupları bahsinde de karşımıza
çıkmaktadır. İncelenen kitaplarda bu gruplar, yazarlar tarafından “belirtme öbekleri,
yargısız anlatımlar, birlik, sözcük öbekleri, kelime gruplan ve belirtme grupları” olarak
adlandırılmıştır. Hatta bazen aynı yazarın farklı kitaplarında dahi terim birliği yoktur.
Sözcük grubu tanımları ve bunların öne çıkarılan özellikleri gözden geçirildiğinde, tümce
bilgisi kaynaklarının grupları az çok benzer biçimde tanımlandıkları görülmektedir.
Yazarların sözcük gruplarını tanımlamalarından şu ortak görüşler ortaya
çıkmaktadır:

Sözcük grupları birden fazla sözcükten meydana gelir. Bunlar, kavramlar
arasında ilişki kurmak, bir niteliği, bir durumu, bir kavramı veya bir hareketi karşılamak
üzere belirli kurallar içinde yan yana gelirler.

Sözcük grupları yargı bildirmezler.

Sözcük grupları, yapısında ve anlamında bir bütünlük bulunan, dilde bir
bütün olarak muamele gören, gerektiğinde çekim eki alabilen ve tümcede tek bir sözcük
gibi işlev gören bir dil birliğidir.

Türkçenin tümce yapısında olduğu gibi, sözcük grubunda da asıl unsur
yardımcı unsurdan sonra gelmektedir.
Görüldüğü gibi, terim çeşitliliğine rağmen eserleri incelenen yazarların sözcük
grupları ile ilgili olarak yaptıkları tanımlarda genel olarak bir uyum vardır.
Yapılan tanım ve açıklamalardan yararlanarak, sözcük gruplarının şöyle bir
tanımını yapmak mümkündür: Birden fazla sözcüğün tek bir kavramı göstermek üzere
belirli kurallara göre geçici biçimde bir araya gelerek oluşturdukları yapısal ve anlamsal
bütünlüğe sözcük grubu denir.
3. Türkçede sözcük gruplarının sınıflandırılması
Sözcük grupları için kullanılan terimlerin belirlenmesi ve tanımlarının gözden
geçirilmesinden sonra, dil bilgisi kaynaklarında bu grupların nasıl sınıflandırıldığı
üzerinde durulmalıdır. Böylece dildeki sözcük gruplarıyla ilgili daha ayrıntılı bilgi
edinilmiş olur. Sınıflandırmalarla ilgili bilgiler aktarılırken dilciler tarafından sözcük
grubu sayısında, sınıflandırılması ve adlandırılmasında dayanılan kriterlere de
değinilecektir.
Araştırmacılar, sözcük gruplarının sayısı konusunda epeyce farklı düşüncelere
sahiptir. Taranan kaynaklardaki sayılar sıralandığında, bu farklılık açık bir biçimde
görülmektedir.
Sözcük grubu sınıflandırmasında başlıca iki yol izlendiği görülür. Bazı yazarlar,
öbekleri önce ana, sonra da alt gruplara ayırmış ( Bkz. Hatipoğlu 1988; Banguoğlu 1995;
Delice 2003), bazıları da doğrudan alt gruplara ayırmayı tercih etmiştir (Bkz. Ergin 1992;
Koç 1990; Karahan 1999; Cemiloğlu 2001). Kaynakların bazılarında sözcük grubu
sayısının epeyce çok olduğu görülmekte, bazılarında ise oldukça az sayıda grupla
karşılaşılmaktadır. J. Deny, Türk Dili Grameri adlı kitabında “kelime öbeği” adıyla dile
getirdiği sözcük gruplarını dört başlık altında inceler: belirtici öbekler - isim ve sıfat
tamlamaları, yaklaşma, bulunma, ayrılma grupları; yanaşmalık öbekler - ünvan ve
birleşik isim grupları; yığılma öbekler - edat ve fiil grupları; cümle öbekleri - yarı
cümleler, cümleler, sıfat-fiil ve zarf-fiil grupları [Deny 1943: 709].
M. Ergin, Türk Dil Bilgisi’ nde “tekrarlar (aynen tekrarlar, eş manâlı tekrarlar, zıt
mânâlı tekrarlar, ilâveli tekrarlar), bağlama grubu, sıfat tamlaması, iyelik grubu ve isim
tamlaması, âitlik grubu, birleşik isim, birleşik fiil (isimle birleşik fiil yapan yardımcı
fiiller, fiille birleşik fiil yapan yardımcı fiiller), ünvan grubu, ünlem grubu, sayı grubu,
edat grubu, isnat grubu, genitif grubu, datif grubu, lokatif grubu, ablatif grubu, fiil grubu,
partisip grubu, gerundium grubu ve kısaltma grupları” olmak üzere sözcük gruplarını
yirmiye ayırmıştır [Ergin 1992: 355 – 375].
Tahsin Banguoğlu, Türkçenin Grameri’nde “belirtme öbekleri” adı altında incelediği
sözcük gruplarını “ad takımları, sıfat takımları, zarf öbekleri, takı öbekleri, çekim
öbekleri (isim öbekleri, fiil öbekleri), bağlam öbekleri, yanaşma takımları (san öbekleri,
ayama ve soyadı öbekleri, künye ve mahlas), katma öbekler (ünlem öbekleri, saplama
öbekleri)” olmak üzere sekiz bölümde incelemiştir [Banguoğlu 1995: 496].
Zeynep Korkmaz da Gramer Terimleri Sözlüğü adlı eserinde sözcük gruplarının
Türkçede isim tamlaması, sıfat tamlaması, birleşik isim, birleşik fiil, edat grubu, zarf
grubu, ünlem grubu, ünvan grubu olmak üzere sınıflandırmaktadır.
M. Bilgegil, sekiz tür sözcük grubundan söz eder: isim tamlamaları, sıfat tamlamaları,
bağlaç grupları, zarf grupları, isim grupları, ikizlemeler, edat grupları ve unvan grupları
[Bilgegil 1963: 115].
Leylâ Karahan’ın “Türkçede Söz Dizimi” adlı kitabında şu sözcük grupları yer
almaktadır: İsim tamlaması, sıfat tamlaması, sıfat-fiil grubu, zarf-fiil grubu, isim-fiil
grubu, tekrar grubu, edat grubu, bağlama grubu, ünvan grubu, birleşik isim, ünlem grubu,
sayı grubu, birleşik fiil, kısaltma grupları (isnat grubu, yükleme grubu, yaklaşma grubu,
bulunma grubu, uzaklaşma grubu, vasıta grubu, çeşitli kelime grupları ve cümlelerden
kısalmış kelime grupları) [Karahan 1998: 11-43].
Haydar Ediskun, Türk Dilbilgisi’nde yalnız “isim takımları, sıfat takımı ve birleşik
fiiller”e yer vermektedir, başka sözcük grubu dahil etmmemektedir [Ediskun 1992: 114144].
Nurettin Koç, Yeni Dilbilgisi adlı kitabında, “sözcük öbekleri” olarak adlandırdığı
sözcük gruplarını, “eylem öbeği, ad öbeği (ad tamlaması /belirtili ad tamlaması, belirtisiz
ad tamlaması, eksiz (takısız) ad tamlaması, zincirleme ad tamlaması/, adıl tamlaması, ön
ad (sıfat) tamlaması, ad durumu ekleriyle kurulmuş tamlamalar, ilgeçli tamlama,
ikilemeli tamlama, iyelikli tamlama, bağlaçlı tamlama, ilgi ekiyle yapılan tamlama,
ünlemli tamlama, eylemsili tamlama, eylemli tamlama), belirteç öbeği, ilgeç öbeği”
olmak üzere bölümlere ayırmıştır [Koç 1990: 334-357]. Aynı yazar Açıklamalı Dilbilgisi
Terimleri Sözlüğü’nde sözcük gruplarını “eylem öbeği, ad öbeği, ilgeç öbeği ve belirteç
öbeği” olmak üzere dört gruba ayırmıştır [Koç 1992: 200].
Sözcük grubu sayısı ve sınıflandırmasındaki farklılıklar, doğal olarak bu birimlerin
adlandırılmasında da devam etmektedir. Ad/isim tamlaması (odanın kapısı, kuş kanadı,
vb.) ve sıfat tamlaması (kırmızı gül, birkaç çocuk, vb.) değişik adlarla da olsa bütün
kaynaklarda ortak olarak bulunan öbeklerdir. Bunun yanında,
araştırmacıların
eserlerinde sözcük grubu olarak belirtilen dizimsel birlikler şunlardır: Ünvan grubu
(Fatma Nine, Binbaşı Şükrü, vb.), aitlik grubu (sizden önceki kiracılar, Milattan sonraki
yüzyıllar, üst raftakini, vb.), tekrar grubu-ikilemeler (fokur fokur, parça pinçik, az çok,
taptaze, vb.), birleşik isim grubu - özel ad öbeği (Muharrem Ergin, Ahmet Hamdi
Tanpınar, vb.), birleşik fiil (şikâyet et-, zevk al-, anlayabil-, vb.), sayı grubu (on beş, iki
yüz, vb.), edat grubu (nehirler gibi, yolcu için, vb.), sıfat-fiil grubu (geçen saatler,
yollanmış mektup, vb.), zarf-fiil grubu (dışarı çıkınca, yemeğini yiyip, vb.), isim-fiil
grubu (çocuk yetiştirmek, dağlara kaçış, oyunları oynama, vb.), ünlem grubu (ey
hanımlar, bre adam, vb.), bağlama grubu (Leyla ile Mecnun, et ve tırnak, vb.), kısaltma
grupları /isnat (gönlü zengin, üstü kapalı, vb.); yükleme (insanı takdir, suçları af, vb.);
yönelme (cana yakın kişi, dile kolay, sözüne sadık, vb.); bulunma (yükte hafif eşya, solda
sıfır, vb.); uzaklaşma (içten pazarlıklı insan, kafadan sakat, vb.); vasıta (çuvalla para,
trenle yolculuk, konuyla ilgili, vb.); eşitlik (insanca davranış, delice sevgi, sayıca üstün,
vb.); ilgi (bizim ev, senin kız, vb.)], zarf grubu (çok daha kötü günler, vb.); fiil grubu
(sahilde yürü-, şehir dışına çık-, vb.); iyelik grubu-iyelik takımı-adıl takımı (benim
çocuklarım, onların evi, vb.). Ayrıca, tek bir kaynakta da olsa ayrı bir tür olarak
adlandırılan öbekler de şöyle sıralanabilir: İktibas (To be or not to be değil, vb.), saplama
(Cem Sultan, Fatih’in oğlu, vb.), pekiştirme edatı (Ahmet de geldi), şart (sınav için
çalışırsa, vb.), iki durumlu (ilden ile, yediden yetmişe, vb.), sıfat yapım ekli (yağmurlu
hava, dikenli tel, vb.), eksiz tamlama (Dedeman Otel, Ataç Sokak, vb.) (Delice 2003:19);
yalın hal öbeği (güzel kız, taş adam, vb.), yön hali öbeği (ileri düşünce, yukarı taraf, vb.)
[Karaağaç 2009:144-150].
Aktarılan bu bilgilerle, dilcilerin çoğu sözcük gruplarını oluşumunu açıklamada ve
adlandırmada benzer bir yol izledikleri, yer yer birbirlerini tekrar ettikleri görülmektedir.
Bu durum, E. Yaman tarafından şöylece özetlenmiştir: “Türkiye Türkçesinde kelime
grupları oluşturulurken ve bunlar incelenirken esas ölçü, çok defa, grubun şekli, aldığı ek
veya görevli kelime ile görevidir. Yani, kelime grupları ele alınırken grubu oluşturan
kelimelerin türüne bakılmaksızın, daha çok, grubun şekli ve görevi üzerinde durulur.”
[Yaman 2000: 49]. Araştırmacıya göre, kaynakların sözcük gruplarına çoğunlukla bu
anlayış çerçevesinde geleneksel yöntemlerle yaklaştığı ve belirgin bir kuramsal çerçeveyi
takip etmedikleri söylenebilir.
Ortaya çıkan sınıflandırmalar, sözcük grubu konusu açıklanırken kullanılan yöntemin
bir sonucudur. Ancak sözcük grubu sayısı, sınıflandırılması ve adlandırılması konusunda
kaynaklar arasında bir farklılık bulunmasını anlamak da güçtür. Aslında, sözcük
gruplarının sınıflandırılması sorununun çözümü, öbeklerin yapısının belirlenmesi ve
adlandırılmasında yatmaktadır.
Taranan kaynaklarda değişik yollarla adlandırılan ve sayısı oldukça fazla olan sözcük
öbeklerinin, baş/asıl olan öğeye göre adlandırma kuralına uyulduğunda, sayısı epey
azalmakta ve ad, sıfat, zarf, ilgeç ve eylem olmak üzere birkaç tür sözcük grubuyla
karşılaşılmaktadır. Her grup türünün kendi içinde ayrıntıları vardır ve bunları ayrı birer
takım gibi değerlendirmektense, aynı grubun değişik biçimleri olarak algılamak daha
doğru olacağı düşünülmektedir.
Türk dili üzerinde çalışan gramercilerin sözcük gruplarıyla ilgili olarak
söylediklerinin bu şekilde belirttikten sonra, sonuç olarak denilebilir ki, kaynak eserlerin
hemen hepsinde sözcük gruplarına yer verildği ve bu grupların örneklendirildiği
görülmektedir. Araştırmacıların görüşleri arasındaki çeşitli farklılıklar da ortaya
çıkmıştır. Türk dil bilgisi yazımının en büyük sorunlarından olan terim kargaşası, sözcük
grubu konusunda da kendini göstermektedir. Yazarlar, üzerinde durdukları sözcük
grubunu çeşitli şekillerde tarif etmelerine ramen,
ortak görüşlere sahip oldukları
denilebilir. Sözcük grubu, yapısında ve anlamında bir bütünlük bulunan, dilde bir bütün
olarak ele alınan, gerektiğinde çekim eki alabilen ve tümcede tek bir sözcük gibi işlev
gören bir dil birliği olduğu anlaşılmaktadır. Ünlü yazarların çoğu saydıkları sözcük
gruplarını hangi kriterlere göre sınıflandırdıkları anlaşılamamakta, çeşitli tasnifler ortaya
çıkmaktadır. Bütün bu farklılıklar ve tutarsızlıklar, Türkçe tümce bilgisi çalışmalarında,
sözcük gruplarının türlerinin belirlenmesinde güçlükler yaratmakta, bu bağlamda
yapılacak olan araştırmaları zorlaştırmaktadır.
Kaynakça:
Banguoğlu 1995: Banguoğlu Tahsin. Türkçenin Grameri, TDK Yay. (4. baskı), Ankara.
Banguoğlu 1998: Banguoğlu, Tahsin. Türkçenin Grameri. Ankara: Türk Dil Kurumu
Yayınları.
Bilgegil 1963: Bilgegil, M. Kaya. Türkçe Dilbilgisi, Güzel İstanbul Matbaası, İstanbul.
Bilgegil 1984: Bilgegil, M. Kaya. Türkçe Dilbilgisi. İstanbul: Dergâh Yayınları.
Bozkurt 1995: Bozkurt, Fuat . Türkiye Türkçesi, Cem Yay., İstanbul.
Cemiloğlu 2001: Cemiloğlu, İsmet. Dede Korkut Hikâyeleri Üzerinde Söz Dizimi
Bakımından Bir İnceleme, TDK Yayınları, Ankara.
Delice 2003: Delice, H. İbrahim. Türkçe Sözdizimi. İstanbul Kitabevi.
Deny 1943: Deny, Jean. Türk Dili Grameri, Tercüme: Ali Ulvi Elöve, İstanbul.
Ediskun 1992: Ediskun, Haydar. Türk Dilbilgisi, Remzi Kitabevi (4. baskı) İstanbul.
Ergin 1992: Ergin, Muharrem. Türk Dil Bilgisi. İstanbul.
Hatipoğlu 1972: Hatipoğlu, Vecihe. Türkçenin Söz Dizimi. Ankara.
Hatipoğlu 1988: Hatipoğlu, Vecihe. Kelime Grupları ve Kuralları. TDAY-Belleten
(1963), 1988, s.203- 244.
Karaağaç 2009: Karaağaç, Günay. Türkçenin Söz Dizimi. İstanbul.
Karahan 1999: Karahan, Leyla. Türkçede Söz Dizimi. Ankara.
Korkmaz 1992: Korkmaz, Zeynep. Gramer Terimleri Sözlüğü. Ankara: TDK Yay.
Koç 1990: Koç, Nurettin. Yeni Dilbilgisi, İnkılâp Kitabevi, İstanbul.
Koç 1992: Koç, Nurettin. Açıklamalı Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü, İnkılâp Kitabevi,
İstanbul.
Yaman 2000: Yaman, Ertuğrul. Türkiye Türkçesi ve Özbek Türkçesinin Söz Dizimi
Bakımından Karşılaştırılması. Ankara.
Автор:
Есин Сейфеттинова
Шуменски университет „Епископ Константин Преславски”
Специалност Турска филология
адрес за контакти: [email protected]
Научен ръководител: гл.ас. д-р. Мийрям Салим
Рецензент: доц. Хашим Акиф
Download