715 Yeni Gezegen Keşfedildi.,O gezegende su

advertisement
715 Yeni Gezegen Keşfedildi.
715 Yeni Gezegen Keşfedildi. Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA önemli
keşfe imza attı. NASA, Kepler teleskopunun güneş sistemi dışında 715 yeni
gezegen keşfettiğini duyurdu.
Keşfedilen gezegenlerden birçoğunun bir yıldız etrafında döndüğü ve bizimkine
benzer sistemlerde yer aldığı belirtildi. Gezegenlerden 4’ünün yaşam için elverişli
kuşaklarda bulunduğu kaydedildi.NASA, gezegenlerin çoğunun dünyanın 3 katı
büyüklüğündeki Neptün’den daha küçük olduğunu belirtti.
Uzmanlara göre buluş, galaksideki gezegenlerin ortalama büyüklüğünün Neptün
ile dünya arasında olduğunu gösteriyor.
Kepler teleskopu 2009 yılında galakside yeni gezegenler keşfetmesi için uzaya
fırlatılmıştı.
Bu son keşifle galakside bilinen gezegen sayısının 1700’ü aştığı belirtiliyor.
Kaynak : ntvmsnbc
O gezegende su
kesinlik kazandı
bulunduğu
Güneş Sistemi’ndeki Asteroit Kuşağı’nda yer alan Ceres adlı cüce gezegende su
bulunduğu kesinlik kazandı.Ceres’teki iki bölgeden uzaya buhar bulutu çıkışı
olduğunu saptayan bilim adamları, gayzer adı verilen buzdan oluşmuş yanardağ
benzeri yapılardan püskürdüğü sanılan bu bulutların, gezegende su olduğunun ilk
kesin kanıtı olduğunu vurguladı.
Avrupa Uzay Ajansı’ndan Michael Küppers başkanlığındaki bilim ekibince yapılan
araştırma, Nature dergisinde yayımlandı. Dergide yayımlanan araştırmada
gezegende 30 yıldan beri büyük miktarda su bulunduğunun sanıldığı bildirildi.
Küppers, ESA’ya ait Herschel Uzay Gözlemevi yardımıyla yapılan keşfe ilişkin
yaptığı açıklamada, “Bu, Ceres ve genelde de Asteroit Kuşağı’nda su bulunduğuna
ilişkin yapılan ilk saptamadır” dedi.
Yapılan tanıma bağlı olarak, Güneş Sistemi’nde yer alan bir cüce gezegen veya
Asteroit Kuşağı’nın en büyük asteroiti olan Ceres, adını Roma mitolojisinde ziraat
tanrıçası Serez’den alıyor.
İlk kez İtalyan rahip ve astronom Giuseppe Piazzi tarafından 1801’de keşfedilen
950 kilometre çapındaki Ceres, güneşe 2,8 gök birimi uzaklıkta bulunuyor. Gök
birimi terimi, dünya ile güneş arasındaki ortalama uzaklık olan 150 milyon
kilometrelik bir mesafeyi ifade ediyor.
Ceres’de bir su çözünümü olan hidroksit formunda su bulunduğuna ilişkin
1991’de bir araştırma yayımlanmış ancak bu bulgu daha sonra yapılan
araştırmalarda doğrulanamamıştı. Küppers ve arkadaşlarının keşfi sözkonusu
bilimsel araştırmayı doğrulamış oldu.
Kaynak : milliyet
Jüpiter’in Uydusu Europa Uzay
Boşluğuna Su Püskürtüyor
NASA’nın Hubble Uzay Teleskobu, Jüpiter’in uydusu Europa’nın yüzeyinde, Uzay
boşluğuna büyük miktarda su püskürtmesine sebep olan gayzerler bulunduğunu
tespit etti. Jüpiter’in uyguladğı yerçekimi kuvvetiyle bir sünger gibi sıkışan ve su
püskürten gayzerlerin çıkardığı su buharı, 200 km uzunluğa erişiyor.
Gök bilimciler, gaz devi Jüpiter’in uydusu Europa’da sıcak su kaynaklarının izine
rastladı. Hubble teleskobu, uydunun yüzeyinde tespit ettiği ve Uzay boşluğuna
200 km uzunluğunda su püskürten iki gayzerin fotoğraflarını çekti. Püsküren su
buharının uzunluğu, Everest’in yaklaşık 20 katına denk geliyor.
Science dergisinde yayımlanan araştırmada yer alan ABD’nin Southwest
Araştırma Enstitüsü’nden Lorenz Roth, “Heyecan verici bir keşif yaptık…
Aldığımız sonuçlar beklediğimizden çok daha belirleyici” dedi.
Bilim insanları, Europa’nın jeofiziksel faaliyetlerinin, yaşam olasılığını
güçlendirdiğini belirtti.
Güneş Sistemi’nde Uzay’a su püskürttüğü tespit edilen tek gök cismi Europa
değil. Satürn’ün yerçekimi nedeniyle yüzeyi çiziklerle kaplı olan Encedalus
uydusunun da güney kutup bölgesinden su püskürttüğü belirlenmişti.
Gezegenler ve uyduları aralarındaki yerçekiminin etkisi, her iki gök cisminde
karşılıklı olarak görülüyor. Ay’ın etkisi, Dünya’da gel git olayına neden olurken,
Satürn’ün yerçekimi küçük uydusunun yüzeyinde çatlaklara neden oluyor.
YAŞAM OLASILIĞI VAR MI?
Bilim insanları, elde edilen son bulguların ardından Europa hakkındaki
araştırmaları yoğunlaştırmayı planlıyor. Yüzeyi sadece 65 milyon yıl yaşında olan
Europa, yaklaşık 4.6 milyar yıl yaşındaki Güneş Sistemi’nin en genç gök
cisimlerinden biri.
Hubble’ın tespit ettiği su buharının ilk tespiti, 1977 yılında Europa’nın yanından
geçen Voyager uzay aracı tarafından yapılmış ama tespit doğrulanamamıştı.
Galileo uzay aracı 1989 yılında yine su buharı benzeri bir görüntü elde etmiş ama
görüntünün dijital bir hatadan kaynaklandığı anlaşılmıştı.
Gök bilimciler, jeofiziksel olarak halen hayatta olduğu anlaşılan Europa’da şimdi
yaşam olasılığı üzerinde duruyor.
Amerikan Jeofizik Birliği’nin yeni bir çalışması, Europa’nın yüzeyine organik
madde içeriği zengin olan kil tespit etti. Asteroit ve kuyrukluyıldızlar tarafından
taşındığı düşünülen killerin, Europa’nın buzul tabakası altındaki denizine ulaşması
halinde, besin değeri yüksek ortamda yaşamın oluşmasına katkıda bulunabileceği
ifade edildi.
NASA Jet İtiş Gücü Laboratuvarı’ndan Robert Pappalardo, “Europa’da bugün
hayat olup olamayacağını araştırıyoruz. Bunun için daha fazla gözlem gerek” dedi.
Jüpiter ve Europa’nın boyutlarını ortaya koyan fotoğrafta, uydudan salınan su
buharı belli oluyor (NASA).
Kaynak : ntvmsnbc
Uzay’da ‘dev’ keşif, Tüm teoriler
alt üst oldu..
Uzay’da ‘dev’ keşif, Tüm teoriler alt üst oldu.. ABD’li bilim adamları, Güneş
Sistemi’nin dışında, sistemin en büyük gezegeni olan Jüpiter’den 11 kat daha
büyük olan bir gezegen keşfetti.ABD’deki Arizona Üniversitesi’nden bilim
adamlarının liderliğinde çalışan uluslararası ekibin yaptığı araştırma, Güneş
Sistemi dışında yer alan dev bir gezegenin varlığını ortaya çıkardı.
“HD 106906 b” adı verilen gezegen, Dünya’ya 299 ışık yılı mesafedeki Crux
Takımyıldızı’nda yer alan HD 106906 yıldızının etrafında dönüyor. Kütlesi, Güneş
Sistemi’ndeki en büyük gezegen olan Jüpiter’in 11 katı büyüklüğündeki HD
106906 b, dev yapısı ve bağlı bulunduğu yıldızla arasındaki çok büyük mesafe
nedeniyle bilim dünyasında şaşkınlık yarattı.
Arizona Üniversitesi’nin internet sitesinde yayımlanan yazıda, gezegenin bağlı
bulunduğu yıldızla arasındaki mesafenin, Dünya’nın Güneş’e ortalama uzaklığının
650 katı olmasının gezegen oluşumlarına ilişkin teorileri alt üst ettiği vurgulandı.
Bundan 4,5 milyar yıl önce oluşan Dünya ile kıyaslandığında 13 milyon yıl önce
oluşmuş genç bir gezegen olan HD 106906 b, oluşum aşamasındaki ısısının bir
kısmını hala muhafaza ediyor. Bu nedenle 1500 santigrat derecelik bir yüzey
sıcaklığına sahip olan gezegen, etrafına gözle görülemeyen kızıl ötesi ışık saçıyor.
Gezegenin varlığını Şili’deki Atacama Çölü’nde bulunan Magellan Teleskobu
üzerine yerleştirilen termal kızıl ötesi kameralar yardımıyla keşfeden bilim ekibi,
gezegenin bağlı bulunduğu yıldızla birlikte hareket ettiğini ise Hubble Uzay
Teleskobu’nun 8 yıl önce, başka bir araştırma programı için elde ettiği verileri
inceleyerek teyit etti. Megallan Teleskobu üzerindeki
“Folded-port InfraRed Echelette (FIRE)” spektrografı sayesinde keşfettikleri gök
cisminin doğası ve yapısı hakkında detaylı bilgiye ulaşan araştırmacılar, böylece
HD 106906 b’nin bir yıldızın yörüngesinde dönen bir gezegen olduğunu bilimsel
olarak ortaya koydu.
TEORİLERİ ALT ÜST ETTİ
Bilim dünyasında kabul gören teorilerden birine göre, Dünya gibi, bağlı
bulunduğu yıldızın yakınında yer alan yıldızlar, oluşum halindeki bir yıldızın
çevresindeki, başlangıç diski olarak adlandırılan, disk biçimindeki toz ve gaz
bulutu içinde oluşan küçük asteroit benzeri yapıların bir araya gelmesiyle
oluşuyor. Ancak bu teori, çok ağır işleyen bir süreç gerektirmesi nedeniyle, HD
106906 b gibi çok genç, bağlı bulunduğu yıldızdan çok uzakta ve dev yapıdaki bir
gezegenin nasıl oluştuğunu açıklamaya yetmiyor.
Diğer teori ise dev gezegenlerin, başlangıç diskini oluşturan materyalin direkt
olarak çökmesi durumunda hızla oluşabileceğini öngörüyor. Ancak başlangıç
disklerinin dış alanındaki kütlelerinin HD 106906 b gibi bir gezegeni oluşturacak
bir büyüklüğe erişmesinin çok zor olması nedeniyle bu da söz konusu dev kütleli
gezegenin oluşumunu açıklamak için yeterli görülmüyor.
Bilim ekibinin başı Arizona Üniversitesi Astronomi Bölümü yüksek lisans öğrencisi
Vanessa Bailey, yaptıkları keşfin, gezegen ve yıldız oluşumlarına ilişkin bilinen
hiçbir modelin gözlemlenen bu sistemi açıklayamaması nedeniyle özel bir önem
taşıdığının altını çizdi.
Kaynak : ntvmsnbc
Keşfedilen
“Süper
Dünya”
gezegenin atmosferinde plazma
formunda su olduğu belirtiliyor.
Keşfedilen “Süper Dünya” gezegenin atmosferinde plazma formunda su olduğu
belirtiliyor.Bilim adamları Dünya’nın neredeyse 6 katı büyüklüğünde garip bir
gezegen keşfetti.Astronomlar Gliese 1214 b adı verilen “Süper Dünya”
gezegeninin Güneş Sistemi’nin dışında olduğunu belirtti.
Gezegendeki sıcaklıkların çok yüksek olmasının ve gezegenin özkütlesinin, Gliese
1214 b’de Dünya’dan farklı bir atmosferin oluşmasına yol açtığı tahmin ediliyor.
Gezegenle ilgili verilen bilgilerde sıcaklık ve basıncın çok yüksek olduğu ve suyun
bu nedenle olağan formlarının dışında olduğu belirtiliyor.
Hawaii’deki Mauna Kea’da bulunan Subaru Teleskobu tarafından keşfedilen
gezegenin atmosferinde yer alan plazma formlu suyun gezegenin içinde de
görülebileceğine inanılıyor.
Kaynak :milliyet
Download