adolesan3265 KB - İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

advertisement
Ergenlerde Riskli Davranışlar
Prof Dr Müjgan Alikaşifoğlu
İstanbul Üniversitesi
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı
Adolesan Bilimdalı
Riskli davranışlar
Genel bilgi,
Ergenlik döneminde sık karşılaşılan ve
gençlerin sağlık ve iyilik hallerini tehdit ettiği
kabul edilen:
• cinsel davranışlar,
• madde kullanımı,
• şiddet davranışları ile ilişkili risk ve koruyucu
etkenler.
Sağlıklı genç gelişimi
• Yirminci yüzyılda çocukluk ve ergenlik
çağının, bireylerin öğrenmeleri ve sağlıklı
gelişebilmeleri açısından desteklenmeleri
gereken özel dönemler olduğunun
anlaşılması ile birlikte ergen sağlığına
verilen önem artmıştır.
• Geçmişte ergenler sadece erişkinleri sıkıntıya
soktukları zaman toplumun dikkatini
çekmişlerdir.
• Süt çocukları ve yaşlılarla kıyaslandıklarında,
ergenlerin yaşamı tehdit eden sorunlarla hemen
hemen hiç karşılaşmadıkları kabul edilmiştir.
• Ergenlik döneminde başlayan bazı davranış ve
tutumlar ise (sigara içmek, bağımlılık yapan
diğer maddeleri kullanmak veya korunmasız
cinsel ilişkiye girmek vb) genellikle ergenlik
çağında morbidite ve mortalite nedeni
olmamakta ancak, etkileri ve sonuçları yaşam
boyu sürebilmekte ya da yaşamın ileri
evrelerinde ortaya çıkmaktadır.
• Ergenlik çağı, bireylerin erken süt çocukluğu
döneminden sonra, yaşlılık dönemine kadar
geçen sürede, sağlık açısından en fazla tehdit
altında oldukları dönemdir.
• Çocuklar bir toplumun geleceğidirler. Geleceğin
üretken ve yaşadıkları yüzyılın gereksinimlerine
uygun bilgi, beceri, tutum ve davranışları
sergileyebilen erişkinleri olabilmeleri için
öncelikle fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan sağlıklı
birer birey olarak erişkin yaşantısına katılmaları
gerekmektedir.
• Ergenlerin sağlıklı gelişimini kişisel ve
ailesel özellikler, eğitim aldıkları
kurumunun kalitesi ve içinde
yaşadıkları toplum etkileyebilir.
• Sağlıklı gelişim açısından en büyük
risklerden biri ise ergenlerin
davranışlarıdır.
• Yirminci yüzyılın ikinci yarısından
başlayarak toplumların yaşam biçimlerinde
gözlenen hızlı değişim, ergenlerin sağlık
ve iyilik hallerini tehdit etmektedir.
• Köyden kente göç, aile yapısındaki
değişimler, işsizlik, fakirlik ve eğitim
sistemi çocukları ve özellikle ergenleri
toplumun risk altındaki önemli
gruplarından biri haline getirmiştir.
• Çocukluktan erişkin döneme geçişte zorluk
yaşama olasılığı en yüksek olan ergenler:
-Fakirlik içinde yaşayanlar,
-Kronik bir hastalığı olanlar,
-Fiziksel, cinsel ya da duygusal istismara
uğrayanlar,
-Ebeveynlerinde madde bağımlılığı ya da
akıl sağlığı sorunları olanlar,
-Öğrenme güçlüğü olanlar,
-Cinsel kimlik oluşumunda sıkıntı
yaşayanlardır.
Riskli davranışlar
• Kültürel değerler ve toplumsal yapı,
• Bireyin biyolojisi ve genetiğe ile ilişkili,
• Aynı zamanda bireyin gelişimsel
süreçlerinden de etkilenen kompleks
durumlar
• Riskli davranışların bir arada görülme
eğiliminde
• Bir yaşam biçimi olarak karşımıza çıkar
Riskli davranışlar
• Riskli davranışlar: Direkt ya da indirekt
olarak gençlerin sağlık ve iyilik hallerini
etkileyen ve potansiyel olarak olumsuz
sonuçları olabilecek davranışlar
Riskli davranışların ergen
açısından anlamı
• Ergenler açısından riskli davranışlar
fonksiyonel, amaçlı, hedefe yönelik ve
yardımcıdır.
• Bu nedenle ergen üzerinde olumsuz
etkilerinin yanı sıra olumlu etkileri de
olabilir.
Riskli davranışların ergen
açısından anlamı
Madde kullanımı:
• Arkadaşlar tarafından saygı duyulmaya ve kabul
edilmeye yol açabilir
• Aileden ayrılmanın ve otonomi kazanmanın bir
yolu olarak görülebilir
• Toplumsal normlara karşı çıkma yöntemi
• Anksiyete, öfke ve kaybetme duyguları ile başa
çıkma yöntemi
Tüm bu gerekçeler normal adolesanın psikososyal
gelişiminin bir parçasıdır.
Riskli davranış modeli
• Riskli davranışlar normal gelişimsel süreçlerin
tamamlanmasını, beklenen sosyal rollerin tam
olarak yerine getirilmesini, önemli becerilerin
kazanılmasını ve yeterlilik gibi duyguların
gelişimini engelleyebilirler.
Riskli davranışlara örnekler:
• Madde kullanımı
• Korunmasız cinsel ilişki
• Şiddet
Riskli davranış modeli
Biyolojik gelişimin zamanı adolesanın
kognitif becerilerini, kendini ve sosyal
çevreyi algılayış şeklini ve kişisel değer
yargılarını etkiler.
Riskli davranış modeli
• Risk alma eğilimi o alana ilişkin özgün
bilgi, kendini kontrol etme becerisi ve o
davranışın adolesan için anlamı ile
belirlenir.
• Senkronizasyon önemli
Riskli davranışlar
• Madde kullanımı, gencin ailesi ile ilişkisinin
bozulmasına ya da yasalarla başının derde
girmesine yol açabilir.
• Erken yaşta cinsel ilişki, istenmeyen gebelikle ve
bunun sonucu olarak okuldan ayrılma ile ve
uzun vadede işsizlikle sonlanabilir.
• Bu nedenle, riskli davranışlar bireysel,
toplumsal ve gelişimsel hoşa gitmeyen
sonuçları olan risk etkenleri olarak da kabul
edilebilirler.
Riskli davranışlar
• Riskli davranışlarda bulunma ile olumsuz, hoşa
gitmeyen sonuçlarla karşılaşma arasındaki ilişki
oldukça değişkendir.
• Riskli davranışlar alanında yapılan
araştırmalarda çok sayıda proksimal ve distal
risk etkenleri saptanmıştır.
• Araştırmalar bu risk etkenlerine maruz kalma ile
riskli davranışlarda bulunma ilişkisinin de çok
değişken olduğunu göstermiştir.
Riskli davranışlar
• Yani, aynı risk etkenlerine maruz kalan
bireylerin hepsi riskli davranışlar
göstermemektedir.
Riskli davranışlar
• Riskli davranışlara yol açtığı kabul edilen risk
etkenlerinin etkilerinin ve riskli davranışların
sonuçlarının bu kadar değişken olabilmesi
araştırmacıları koruyucu etkenleri saptamaya
itmiştir.
• Koruyucu etkenler: Direkt ya da indirekt etkileri
olabilen, bireyin riskli davranışta bulunma
olasılığını ya da riskli davranışların hoşa
gitmeyen sonuçlarını azaltabilen ya da ortadan
kaldırabilen etkenlerdir.
Dayanıklılık (resiliency)
• Bireyin olumsuz deneyimlere ve
yaşantılara rağmen olumlu sonuçlara
ulaşabilmesi durumu olarak tanımlanır.
• Dayanıklılık bireysel bir özellikten çok bir
davranış biçimidir.
• Bu konudaki araştırmaların en önemli
sorusu aynı olumsuz deneyimleri
yaşamalarına rağmen neden bazı
bireylerin sağlıklı ve üretken bir erişkin
olduğu ve bazılarının ise olamadığıdır.
Cinsellik
İnsanların cinselliği, spesifik bir cinsel
davranışı gösterebilecek fiziksel özelliklere
ve kapasiteye sahip olma yanında,
psikososyal değerler, normlar, tutumlar ve
öğrenme gibi bu davranışı etkileyen
etkenleri de içerir.
Cinsellik
Aynı zamanda, cinsel kimlik ve onunla
ilişkili bir erkek ya da kadın olarak kendisi
ve öteki ile ilgili toplumdan kazandığı
tutum ve davranışları da kapsar.
Cinsellik
Genotip ve fenotip gibi biyolojik etkenler
cinselliği döllenmeden itibaren etkilerler.
Diğer etkiler ise doğumda başlar.
Ailenin toplumla etkileşerek geliştirmiş
olduğu kadınlık ve erkeklikle ilgili tutum ve
davranışları bebeğe doğumdan itibaren
yansıtılır.
Bebeğin cinsiyetinin belirlenmesinden
itibaren aile bireylerinin o bebekten
bekledikleri cinsiyete özgü tutumlar ve
beklentiler bilinmektedir.
Bu beklentiler ve tutumlar büyük ölçüde
ailenin içinde yaşadığı toplumun kültürel
normları tarafından dikte ettirilmişlerdir.
Cinsellik
• Bir çocuğun cinsel kimliği ile ilgili ilk
algılamaları aile bireylerini gözleyerek
oluşur.
• Bir kadın olarak annesinin aile içerisinde
nasıl davrandığını, babasının erkekliğini
nasıl gösterdiğini ve beraberce sorunları
nasıl çözdüklerini gözler.
Cinsellik
• Anne ya da babanın yokluğu çocukların kadın ve
erkeklerin birbirlerine nasıl davrandıklarını
anlamasını güçleştirebilir.
Kızlar bir kadın olarak nasıl davranacaklarını
babaları ile ya da ebeveyn rolünü üstlenmiş
diğer erkeklerle test ederler. Bu şans
olmadığında ise “baba” aramaya başlayabilir ve
riskli cinsel davranışlar sergileyebilirler.
Ayrıca, kız çocuğun baba modeli ile
karşılaşmamış olması onun kendi cinselliğini
nasıl göstereceğini bilememesine de yol
açabilir.
Cinsellik
• Aile bireylerinin sevgi dolu ve destekleyici
olduğu, çocuğun gelişim düzeyine uygun
olarak gözlendiği ve izlendiği bir aile
ortamında çocuğun olgun, olumlu ilişkiler
kurabilen sağlıklı bir erişkin olma olasılığı
artar.
Cinsellik
• Ergenin cinselliğini nasıl yaşayacağı yaşadığı
toplumun kültüründen çok fazla etkilenir.
• Kültür kadına ve erkeğe çok iyi tanımlanmış ya
da iyi tanımlanmamış roller yükleyebilir.
• Kadınlık ve erkeklik rollerinin iyi tanımlandığı
kültürlerde ergenlerin çok fazla tercih şansı
yoktur.
• Kültürel belirsizliğin olduğu durumlarda ise,
ergene pek çok tercih yapma şansı ancak, çok
az rehberlik sunulur.
Cinsellik
• Bazı durumlarda kültür toplumun her kesiminde
uniformdur, bazı durumlarda ise değildir.
• Cinsellik konusunda aynı toplumda farklı kültürel
normların bulunması ergenleri risk altına sokabilir.
• Bu anlamda medyanın rolü çok önemlidir.
• Genç ailesinden cinsellikle ilgili çok net mesajlar alıyor
ise medyanın etkisi dengelenebilir.
• Ancak, ailelerin pek çoğu çocuklarına cinselliği öğretmek
ile ilgili sıkıntılar yaşarlar ve onların bu alanda arkadaş
gruplarını ve medyayı ana bilgi kaynağı ve rol modeli
olarak benimsemesine neden olurlar.
Ergenlikte cinsel davranışlar
• Cinsel olgunlaşma sürecinde yaşanan
değişimleri merak etmek çocukluk ve
ergenliğin normal bir parçasıdır.
• Sağlıklı cinsel gelişim çocuğun fiziksel ve
duygusal gelişiminin bir parçası olmalıdır.
• Biyolojik ve çevresel etkenler sağlıklı
cinsellik algısının ve davranış seçimlerinin
gelişiminde belirleyicidirler.
Ergenlikte cinsel davranışlar
Ergenlerin cinsel davranışları:
• Cinsel ilişkiye başlamak,
• Cinsel ilişkinin düzeyi,
• Riskli cinsel davranışlar.
Bu davranışlar ise istenmeyen gebelikler
ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar gibi
olumsuz sonuçlara yol açabilir.
Ergenlikte cinsel davranışlar
•
•
•
•
•
•
•
Madde kullanımı ergenin cinsel davranışları ile ilişkili
bireysel bir risk etkenidir.
Kendine güven,
Okulda ders dışı etkinliklere katılma,
Okulu sevme ve akademik olarak başarılı olma,
Dini inançlar,
Üreme sağlığı ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar
hakkında bilgi sahibi olma,
Cinsel ilişkiyi normal bir davranış olarak görmeme,
Madde kullanımını reddetme becerisine sahip olma
madde kullanımının bu etkisini kompanse eden koruyucu
etkenler olarak saptanmıştır.
Ergenlikte cinsel davranışlar
Arkadaş gruplarının cinsellikle ilgili tutum ve
davranışları risk etkenidir.
• Ailenin sosyoekonomik durumu,
• Ailenin ergeni yakından ve gelişimine
uygun şekilde izlemesi,
• Ailenin ergenle iletişime açık olması ergeni
cinsel davranışları konusunda arkadaş
etkisine açık olmaktan koruyan etkenler
olarak tespit edilmiştir.
Madde kullanımı
Gençler çok farklı nedenlerle madde kullanırlar.
• Ergenliğin hedefi güçlü bir kimlik oluşturmaktır.
Bu nedenle ergen otonomi ve bağımsızlığını
kanıtlamak için madde kullanabilir.
• Erişkin yaşam biçimlerini taklit etmek, ergenlik
sürecinde yaşanan zorluklarla baş edebilmek,
sosyal bir ortama uyum sağlamak, arkadaşları
tarafından kabul edilmek ya da medyanın etkisi
ile de gençler madde kullanabilirler.
Madde kullanımı
• Ayrıca, ailelerinin madde kullanımı konusundaki
tutum ve davranışları da belirleyici olabilir.
• Kendisi madde kullanmış ya da kullanmakta
olan bir ebeveyn çocuğu ile madde kullanımı
konusunu konuşmakta zorlanabilir ya da
inandırıcı olmayabilir.
• Alkolizmin erkek olma ve birinci veya ikinci
derece akrabalarda alkolizm görülmesi gibi
genetik özelliklerle de ilgili olduğu gösterilmiştir.
Madde kullanımı
Bireysel risk etkenleri:
• Hiperaktivite, kısa dikkat süresi, bir işi
tamamlamada zorluk,
• Çabuk öfkelenme,
• Antisosyal davranışlar,
• Sosyal ilişkilerde zorlanma.
Madde kullanımı
Koruyucu bireysel özellikler:
• Zeki olmak,
• Dindarlık,
• Kendine güven,
• Öz saygı,
• Akademik başarı,
• Sosyal ilişkilerde beceri,
• Yaşama olumlu bakabilme.
Madde kullanımı
Çevresel risk etkenleri
Aile:
• Ebeveynlerin madde kullanımı,
• Aile içi şiddet ve çocuk istismarı,
• Otoriter ya da aşırı müsamahakar aile yapısı,
• Ergenin davranışlarının aile tarafından
izlenmemesi ve uygun rehberliğin
sağlanamaması,
• Tek ebeveynle yaşama,
• Evde maddeye kolay ulaşabilme.
Madde kullanımı
Çevresel koruyucu etkenler
Aile:
• Aile ile bağların güçlü olması,
• Ailenin ergeni okulda başarılı olabilmesi için
desteklemesi,
• Ailenin ergeni gelişimsel düzeyine uygun olarak izlemesi
ve rehberlik yapması,
• Aile içi iletişimin iyi olması,
Ergeni özellikle akranlarının madde kullanımı
konusundaki baskılarına ve toplumdan kaynaklanan risk
etkenlerine karşı koruyucu olabilmektedir.
Madde kullanımı
Çevresel risk etkenleri
Akran grupları:
• Ergenlik döneminde çocuk ailesinden
uzaklaşmakta ve akranlarıyla daha fazla vakit
geçirmekte, onların normlarını, tutum ve
davranışlarını benimsemektedir.
• Bu nedenle madde kullanan bir akran grubunda
kendine yer edinebilmek için ya da onların
baskılarına direnemediği için ergen madde
kullanabilir.
Madde kullanımı
•
•
•
•
•
Akran etkisi ile madde kullanımından
koruyan etkenler:
Kendine güven,
Karar verme becerisi,
Okulu sevme,
Akademik başarı,
Okulda ders dışı etkinliklere katılma,
Madde kullanımı
Toplumsal risk etkenleri
• Maddelere kolay ulaşabilmesi,
• Toplumun kültürel ve ahlaki yapısı,
• Ergenin yaşadığı mahallede madde kullanmanın hoş
görülmesi,
• İşsizlik,
• Fakirlik,
• Yaşanan çevrede suç işleme oranının yüksek oluşu,
• Maddenin fazla kullanıldığı bir alt kültür grubuna ait
olma,
• Medya.
Madde kullanımı
Toplumsal koruyucu etkenler:
• Medyanın duyarlılığı
• Yasal düzenlemeler önemlidir.
Şiddet
• Şiddet dünyanın her tarafında sıkça
görülen ve ergenlik çağı mortalite ve
morbidite nedenleri arasında ilk sıralarda
yer alan bir halk sağlığı sorunudur.
• Şiddet davranışlarının gelişimini
açıklamaya yönelik araştırmalarda çok
sayıda biyolojik, genetik, çevresel ve
psikolojik etkenler saptanmıştır.
Şiddet
• Sonuç olarak ise, bireylerarası şiddeti
açıklayabilecek tek bir etken olmadığı ve
pek çok etkenin bir arada farklı boyutlarda
etkileşimi sonucu bu davranışların geliştiği
kabul edilmiştir.
• Ergenlik döneminde şiddet davranışları
gösteren bireylerin önemli bir kısmı erişkin
dönemde şiddet davranışları
göstermemekte ve suç işlememektedir.
Şiddet
• On üç yaştan öncesinden başlayarak
şiddet davranışları gösteren ergenlerin
erişkin dönemde de şiddete başvurma ve
suç işleme olasılıkları yüksektir.
• On üç yaş civarında şiddet davranışları
gösteren ergenlerin ise bu davranışları
geçicidir, çoğunlukla heyecan arayışı
içindir ve akranları ile bir arada iken
görülür.
Şiddet
•
•
•
•
•
Gençlerin yaşantısında şiddetin sıklığını
belirleyen 5 önemli faktör:
Medyada şiddete maruz kalmak,
Silah taşımak,
Kabadayılık/ zorbalık davranışlarında
bulunmak,
Çetelere katılmak,
Madde kullanımı olarak sıralanmaktadır.
Şiddet
Bireysel risk etkenleri:
• Kişilik özellikleri,
• Cinsiyet,
• Hormonlar,
• Düşük doğum tartısı,
• Pre veya perinatal komplikasyonlar,
Şiddet
• Kurşun vb çevresel toksik maddelere
maruz kalma,
• Kafa travmaları ve diğer travmalar,
• Hiperaktivite,
• Zeka geriliği,
• Öğrenme güçlüğü,
• Anksiyete bozukluğu
Şiddet
Bireysel koruyucu etkenler:
• Zeki olmak,
• İmpuls kontrolünün ve sosyal problemleri
çözme becerisinin iyi olması,
• Kendine güven duygusunun gelişmiş
olması
• Optimizm.
Şiddet
Ailesel risk etkenleri:
• Aile içi şiddet,
• Ailenin dayağı bir disiplin tarzı olarak kullanması,
• Fiziksel ve cinsel istismar,
• Ebeveynlerin ergeni uygun şekilde izlememesi,
• Aile ile bağların zayıf olması,
• Tek ebeveynle yaşama,
• Ailenin alt sosyoekonomik gruptan olması,
• Ebeveynlerden birinin veya ikisinin madde bağımlısı
olması,
• Antisosyal ebeveynler,
• Annenin ergenlik yaşında doğum yapmış olması.
Şiddet
Ailesel koruyucu etkenler:
• Aile bireyleri arasındaki iletişimin iyi
olması,
• Ergeni gelişim düzeyine uygun olarak
izleyen, destekleyen ve rehberlik eden
ebeveynlerin varlığı,
• Çocuk sayısının az olması.
Şiddet
Toplumsal risk etkenleri:
• Ergenin kalabalık, eğitim düzeyi düşük,
yasa dışı maddelere ve silahlara kolay
ulaşılabilen ve şiddeti bireylerarası
sorunları çözmede kabul edilebilir bir
yöntem olarak gören bir çevrede
yaşaması.
Şiddet
• Toplumun demografik yapısının ve kültürel değerlerinin
göç gibi nedenlerle hızla değişmesi,
• Toplumda gelir dağılımının dengesiz oluşu,
• Medya:
Medyada şiddete maruz kalma ergenlerin antisosyal
davranışlar gösterme olasılığını artırmaktadır.
Medyada şiddete maruz kalan ergenler şiddetin olumsuz
sonuçlarına karşı duyarsızlaşmakta ve şiddeti
eğlenmek ya da bireylerle sorunları çözmek için
kullanabilmektedirler.
Şiddet
Toplumsal koruyucu etkenler:
• Medyadaki yayınlarla ilişkili yasal düzenlemelerin
yapılması,
• Yasa dışı maddelere ve silahlara ulaşabilme ile ilişkili
yasal düzenlemelerin yapılması,
• Gelir dağılımındaki adaletsizliğin ortadan kaldırılması,
• Ergenlerin boş zamanlarını geçirebilecekleri, spor
yapabilecekleri ve hobiler edinebilecekleri merkezlerin
yaygınlaştırılması,
• Kreş ve bakımevlerinin artırılması,
• Okulların fiziki özelliklerinin iyileştirilmesi.
Sağlıklı genç gelişiminin
desteklenmesi
• Yirminci yüzyılla birlikte ergen sağlığına verilen
önem artmış ve “problemli” olarak tanımlanan
ergenlerin sağaltımı yoluna gidilmiştir.
• Bu programlarda belli bir riskli davranış ele
alınmış ve bu davranışın önlenmesi ya da
olumsuz sonuçlarının engellenmesi
hedeflenmiştir.
• Bu çalışmalar yaygınlaştıkça ve sonuçlarını
irdeleyen araştırmalar yapıldıkça programların
etkilerinin çokta yüz güldürücü olmadığı
görülmüştür.
• Tek bir davranışa odaklanan programlar
özellikle araştırmacıların pek çok riskli
davranışın bir arada görüldüğünü ve bu
davranışların prediktörlerinin benzer
olduğunu saptamaları, ve bu
programlarda sağlıklı gelişimi destekleyen
etkenlerin unutulduğunu tespit etmeleri ile
sorgulanmaya başlanmıştır.
• Zaman içerisinde sağlıklı bir erişkin
olmanın yalnızca madde kullanmamak,
erken yaşta cinsel ilişkiye girmemek
olmadığı ve problemli davranışların
önlenebilmesi için çocukların sosyal ve
duygusal gelişiminin desteklenmesi
gerektiği konusunda fikir birliği
sağlanmıştır.
• Böylece çalışmalar bir problemli davranışa
özgü risk azaltma şeklinden, çocuğa
bütüncül yaklaşım şekline dönüşmeye
başlamış ve sağlıklı genç gelişimi
programları geliştirilmeye başlanmıştır.
• Farklar;
Risk azaltma programları sonuçla
ilgilenirken, sağlığı geliştirme programları
bireyin dayanıklılığını artırmakla ve bireyi
bir veya daha fazla risk altına sokan
etkenlerle ilgilenir.
• Örnek:ergen gebeliklerini azaltmak için
hazırlanmış bir gebeliği önleme programı
erken yaşta cinsel ilişkiye ve/ya da
korunmasız cinsel ilişkiye girme riski olan
bir ergenin cinsel ilişkiye karşı koyabilme
becerilerini geliştirmeyi hedefleyebilir.
• Sağlıklı gelişim programı ise okul
başarısızlığı (ergen gebelikleri ile yakın
ilişkili) ile ilişkili sorunlara, iş bulma
olanakları ve güvenilir bir erişkin varlığı
gibi alanlara odaklanarak, ergenin
yaşamını iyileştirmeyi hedefler ve böylece
istenmeyen gebelikleri önlemeye çalışır.
• Sağlıklı gelişim programlarının hedefi
gençlerin tümüdür ve onlara sağlıklı ve
üretken bir erişkin olabilmeleri için gereken
desteği, ilişkileri, deneyimleri, kaynakları
ve fırsatları sağlamayı hedefler.
• Dünya Sağlık Örgütü sağlığı hastalıkların
olmaması olarak değil, aynı zamanda
iyilik halinin mevcudiyeti olarak
tanımlamaktadır.
• Ergenler arasında sağlıksızlığın en önemli
nedenlerinin enfeksiyon hastalıkları
olmayıp, sosyal ve davranışsal sorunlar
olduğunun anlaşılması ile sağlık hizmetleri
hastalıkların tedavisinden hastalıkların
önlenmesine, hastalıkların yönetiminden
sağlığın desteklenmesine kaymıştır.
• Sağlık alanına toplumsal olarak yatırım
yapılmadıkça bu programların başarılı
olma olasılığı her zaman sorgulanabilir.
• Bazı bireylerin gelişimi için gerekli
kaynaklar aile içerisinde ya da yakın
çevresinde bulunabilirken, bazıları için
okul ve spor kulüpleri gibi kurumsal
yapılanmalarda bulunabilmektedir.
• Ergenlerin sağlıklı gelişimi desteklenmediğinde
sonuç bellidir. Risk etkenleri riskli davranışlara
neden olacak ve biz de arkada kalan parçaları
toplamaya çalışacağız.
• Hawkins ve Cataloano’nun belirttiği gibi
yanıtlamamız gereken “uçurumun dibine bir
ambulans götürüp düşen çocukları mı
toplayacağız, yoksa uçuruma tırmanıp etrafına
bir çit mi öreceğiz?” sorusudur.
Download