Kültür Kültür farklı anlamları olan bir terimdir. İnsana ilişkin bir kavram olarak kültür, tarih içerisinde yaratılan bir anlam ve önem sistemidir. Bir grup insanın bireysel ve toplu yaşamlarını anlamada, düzenlemede ve yapılandırmada kullandıkları inançlar ve adetler sistemidir. Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre ise, kültür (ekin, eski dilde hars) kavramının tanımı şu şekildedir: “Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü.”Sosyolojik olarak, kültür bizi saran, insanlardan öğrendiğimiz toplumsal mirastır. Kültürün oluşmasında ikili bir süreç vardır; birinci süreçte insan pasif ve alıcı konumdadır. Belli bir coğrafi çevrede yaşıyor, beslenme ve barınma ihtiyaçlarını orada gideriyordur. Doğayla kurulan bu öncül ilişki, yani ihtiyaçları doğrultusunda edindiği bilgi, dili, davranışları ve maddi üretim ve tüketim aletleri kültürün yaratılmasında birinci aşama olarak karşımıza çıkar. İkinci aşamada ise insan alıcı konumdan çıkar ve üretmeye başlar; yani yaşadığı çevreye etkin ve aktif bir güç olarak katılır. Bu süreç ilk aletlerin yaratılmasıyla sınırlı olarak başlayıp Neolitik Çağ’la birlikte hız kazanmıştır. Kültür birikimle birlikte ivmesi artan bir toplumsal yapı bileşenidir. Giderek her nesil miras aldığı kültüre maddi ve manevi bir katkı yapar ve onu kendinden sonrakilere miras bırakır. Bireyler için ise yargılama, zevk ve eleştirme yeteneklerinin öğrenme ve tecrübeler yoluyla geliştirilmiş olan biçimine o kişinin kültürü denir. Bireyin edindiği bilgileri anlatmak için de kültür sözcüğü kullanılır. Kültür-Eğitim ilişkisi Kültürel ögeler dil yoluyla aktarılır. Dil (söz ve yazı) ile aktarmanın kurumlaşması sonucu “eğitim” ortaya çıkmıştır. Eğitim kurumu ile kültürel değerler düzenli ve bilimsel bir şekilde yeni kuşaklara geliştirilerek aktarılır. Kültürün temel özelliklerinden biri olan “öğrenilirlik” eğitim yoluyla sistemleştirilmiştir. Toplumsallaşma (sosyalleşme) ve kültürel değerleri kazanma öncelikle aile kurumunda başlar. Aile kurumunda başlayan bu süreç eğitim kurumlarında belirli bilimsel kurallara uygun ve sistematik bir şekilde devam eder. Eğitim, maddî ve maddî olmayan kültür ögelerini aktararak bireyin belli bir meslekte uzmanlaşmasını sağlar. Kültürün maddî unsurlarındaki değişmelere ve bilimsel yeniliklere ancak eğitim yoluyla ulaşabiliriz. Atatürk’ün eğitim alanında yaptığı devrimler, kültürel ögelerin bilimsel, çağdaş ve lâik bir anlayışla aktarılmasını sağlamıştır. Hızlı toplumsal gelişmeler ve kültürel değişmeler, kültürün bilimsel olarak aktarıl-masında eğitimin önemini daha fazla hissettirmektedir. HAZIRLAYAN; Ömer KILINÇER Etem Can DOĞAN