or useful mınerals by physıcal measruments from the earth`s surface

advertisement
JEOFİZİK NEDİR ?
İsminden de anlaşılacağı üzere JEOFİZİK yerin ve onun
atmosferinin fiziği ile ilgilidir. Yerin oldukça düzensiz bir
mıknatıs gibi davrandığını bulan Gilbert ve Newton’un
yerçekimi kavramları Jeofiziğin başlangıcı olduğu
söylenebilinir. Her türlü metallerin ve petrol ürünlerine
aşırı gereksinim hızla artması görünmeyen yer altı
yapılarının ve yataklarının saptanması ve haritalanması
için sürekli artan hassasiyetli bir çok jeofizik teknik
geliştirilmektedir.
JEOFİZİK MÜHENDİSLERİNE NEDEN İHTİYAÇ VARDIR ?

Yeni yerleşim alanlarının belirlenmesinde, şehir ve bölge
planlarına esas imar projelerinde, baraj, karayolu, demiryolu,
tünel, köprü, havaalanı, liman gibi mühendislik yapılarının
zemin ve temel etütlerinde;

Dünyada ve ülkemizde temiz su kaynaklarına olan ihtiyaç
giderek artmaktadır. Günümüzde olduğu gibi, gelecekte de suya
olan ihtiyaç artacaktır. Yeraltı suyu kaynaklarının
belirlenmesinde, yeraltı su kirliliğinin araştırılmasında;

Enerjinin savaş nedeni olduğu, dünya ve ülkemizin enerji
kriziyle boğuştuğu bir ortamda, jeotermal, petrol, doğalgaz,
maden aramalarında;

Dünyada üretim değeri 1,5 triyon ABD Doları değerinde, 10
milyar ton maden üretilmektedir. Bunun % 75‘i enerji
hammaddeleri, % 10 metalik madenler, % 15‘i endüstriyel
hammaddelere aittir. Başta kömür, petrol gibi enerji kaynakları
ve metaller olmak üzere ekonomiye katma değer yaratacak
kaynakların halkın ve kamunun hizmetine sunmak üzere;

Yenilenen Türkiye Diri Fay Haritası incelendiğinde, nüfus
yoğunluğunun fazla olduğu yerleşim alanlarının çoğunun diri
fayların üzerinde ya da yakın çevresinde olduğu
görülmektedir. Bu bölgelerdeki tüm mühendislik yapıların,
projelendirildikleri alanların mühendislik sismolojisi özellikleri
göz önünde bulundurularak inşa edilmesi hayati önem
taşımaktadır. Ülkemizin deprem gerçeği göz önüne alınarak
yasal düzenlemeler yapılmalı ve kamu kurum kuruluşlarında
çalışmak üzere;

Deprem ve afet tehlikesi ile karşı karşıya olan
ülkemizde, yeraltının dinamik parametreleri, taşıma
gücü, yeraltı suyu varlığı, yeraltı yapısı, bölgesel
deprem analizi, yer kırıklıklarının hareketleri,
oturma, sıvılaşma ve yer kaymalarının boyutları gibi
zeminin fizikî özelliklerini belirleyen çalışmalar
yönünden, Belediyeler ve İl Özel İdarelerinde;
JEOFİZİK MÜHENDİSLERİNE ihtiyaç vardır.
JEOFİZİĞİN İLGİ ALANLARI
Maden Aramaları
 Petrol ve Doğal Gaz Aramaları
 Yeraltı Su Aramaları ve Jeotermal
 Kömür Aramaları
 Zemin Araştırmaları
 Çevre Sorunları
 Arkeolojik Araştırmalar
 Deniz Araştırmaları
 Uzaktan Algılama
 Yer İçi Araştırmaları (Yapısı ve Dinamiği)

JEOFİZİĞİN ÇALIŞMA ALANLARI

Kurumlar:
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Maden Tetkik ve Arama
Genel Müdürlüğü, Maden İşleri Genel Müdürlüğü,
ETİMADEN İşletmeleri Genel Müdürlüğü, İller Bankası Genel
Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü, UDH Altyapı
Yatırımları Genel Müdürlüğü, Türkiye Petrolleri Anonim
Ortaklığı(TPAO), BOTAŞ, Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri, Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Orman ve Su İşleri
Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve daha
birçok kurumda;

Özel Sektör:
Bağımsız Araştırma Şirketleri, Zemin Etüdleri, Madencilik
Sektörü, Petrol ve Doğal Gaz Sektörü, Kömür Sektörü, Yer
altı Su Aramacılığı, Jeotermal, Çevre Sorunları, Hammadde
Aramaları, Deniz Araştırmaları…..
JEOFİZİK VE TEMEL BİLİMLER
Uygulamalı bilimin çok yakında oluşturulan
dallarından biri olan arama jeofiziği gerçekten fizik,
kimya ve matematik gibi birçok temel disiplinden
türemiştir.
JEOLOJİ
FİZİK
MATEMATİK
JEOFİZİK
UYGULAMALI
JEOFİZİK
YER FİZİĞİ
SİSMOLOJİ
Uygulamalı Jeofizik Alt Konuları
• Arama Jeofiziği
– Jeofizik yöntemler kullanılarak maden, yeraltısuyu ve hidrokarbon
gibi doğal kaynakların araştırılması
• Mühendislik Jeofiziği
– Jeofizik yöntemler kullanarak,
yeraltındaki materyallerin (bina-zemin ilişkisi vb) araştırılması
• Çevre Jeofiziği
– Jeofizik yöntemler kullanarak, bölgesel olarak çevreyi etkileyen
yüzeye yakın jeokimyasal hareketlerin incelenmesi.
• Arkeojeofizik
– Jeofizik yöntemler kullanarak gömülü arkeoloji nesnelerinin
araştırılması
Maden yatakların büyük bir bölümünün yüzey altında
olmasından dolayı, onların saptanması çevre
kayaçlarındaki farklı özelliklere sahip olmasına bağlıdır.
Kayaçların elastik özelliklerindeki değişimler temeline
dayalı yöntemler, petrol ve gaz ile ilişkili fay, yüzeyin birkaç
kilometre altında olan yapıları saptamak için geliştirilmiştir.
Yerdeki elektrik iletkenlik ve doğal akımlardaki değişimler,
yere verilen yapay yapay akımlardaki sönümlenme oranı,
gravite, manyetizma ve radyoaktivitedeki yerel değişimler
yüzey altındaki yapıların doğası hakkında bilgi sağlar.
1. ARAMA JEOFİZİĞİ
Arama Jeofiziği; yeryüzünden fiziki ölçümlerle
hidrokarbonları (petrol ve gaz) veya faydalı
minerallerin saklı yatakları aramanın sanatıdır.
Genellikle bu ölçümler yerin içindeki kayaçların
fiziki özellikleri hakkında bilgi üretirler. Uygun
yorumlandığında bu bilgi ekonomik değere sahip
maden yataklarını tespit etmek için kullanılabilinir.
Bu amaç doğrultusunda etkili olabilmesi için, jeofizik
çalışmalarda elde edilen jeofizik veriler jeolojik
anlamda ifade edilmelidir. Böylece elde edilen
jeolojik resmin güvenilirliği ki bazı tekniklerden
öbürlerine göre daha fazladır, verinin kalitesine ve
yorumda gösterilen beceriye bağlıdır. Jeofiziğin
aramada ilk kullanılmasından beri, hem cihazlarda
hem de yorumlama yöntemlerindeki tekniklerde
sürekli bir gelişme vardır.
1.1. PETROL ENDÜSTRİSİNDE JEOFİZİK
Petrol aramaları yapan ilk ekiplerin 1920 ortalarında ABD Körfez Bölgesi ve
Meksika’daki tuz domlarına baktıklarında, çabaları oldukça başarılı olmuştu.
Jeofizik tarafından büyük havuzlar kolayca bulunmuş kaliteli rezervlerin
azalmasından dolayı daha mütevazi kaynaklara yönelinmiştir.
Petrol aramak son derece zor, zahmetli ve masraflı bir iştir. Yatırımların
karşılanmama riski çok yüksektir. Arama ve saha geliştirme aşamasında en
fazla görev jeolog ve jeofizikçilere düşmektedir. Bugün petrol şirketlerinde en
çok tercih edilen kişiler yarı jeofizikçi-yarı jeolog olan kişilerdir.
Jeolojik çalışmalar jeoloji harita alımı, stratigrafi kesitlerinin ölçülmesi,
yapısal ve tektonik araştırmalar, fasiyes araştırmaları, porozite ve permeabilite
tayini, organik jeokimya, yeraltı haritalarının yapılması gibi saha ve laboratuar
araştırmalarını içerir.
Magnetik, gravite ve sismik gibi jeofizik araştırmalar ise arama, sondaj ve
saha geliştirme esnasında kullanılırlar.
Petrol aramacılığında kullanılan çok sayıda jeofizik yöntem olmakla birlikte
bunlardan en önemli üç tanesi:
1- MANYETİK
2- GRAVİTE
3- SİSMİK
1.2.
MADEN ARAMALARINDA JEOFİZİK
Cevher yatakların bulunmasında kullanılan Jeofizik
yöntemlerin tarihi 1640 yılına dayanır. Bu tarihte İsveç’te
demir madeni aranmalarında pusula kullanıldığına ilişkin
kayıtlar mevcuttur.
SIP (Spectral Induced Polarization), CSAMT (Controlled
Source Audio frequency Magnetotelluries), TEM (Transient
Elektromagnetics). UTEM (University of Toronto tarafından
geliştirilmiş Electromagnetics), VLF (Very Low Frequency)
VHP (Very High Frequency), Mikrogravite gibi teknikler, hem
daha derinlerden, hem de daha küçük fiziksel farklılıklardan
kaynaklanan anomalileri algılayabilme amacıyla geliştirilmiş
sistemlerdir (Young ve Bullock, 1986).
Örneğin iletken bir örtüye sahip yatakların
algılanabilmesinde geleneksel İP ve EM tekniklerinin
etkin olamaması nedeniyle SIP ve TEM yöntemleri
geliştirilmiştir, UTEM oldukça derin yatakların
saptanmasında başarılı olmuştur. Tasmania'daki
(Avustralya) 130 m, kalınlıkta bir volkanik örtünün
altındaki Hellyer masif sülfid (Pb-Zn-Ag-Au) yatağı
1983'te UTEM anomalisi sayesinde bulunmuştur
(Eadie ve Silie, 1984: Mclaurin, 1991).
Altın aramalarında büyük kırık zonlarının tanınması
amacıyla VLF ve VLH teknikleri yaygın olarak
kullanılmaktadır.
Jeofizik yöntemler sadece yataktan kaynaklanan sözgelişi bir
iletken anomalisi bulmak için değil, jeoloji sorunlarının
çözümü için kullanılmaktadır. Örneğin
1981 de Japonya'da bulunan dünya çapında büyük Hishikari
epitermal Au yatağında düşey elektrik sondajı (VES) derinliğe
bağlı olarak rezistivite yapılarının belirlenmesinde
etkin biçimde kullanılmıştır. Sığ derinliklerdeki düşük
rezistiviteli zon (3 – 7 ohm.m) model alınan yatağın
(Kushikino Mine) üst kesimindeki hidrotermal olarak, altere
olmuş zonla onun altındaki yüksek rezistiviteli zon (>100
ohm.m) ise cevherleşmenin oluşumu için ısı kaynağı olan
sokulum kayalarıyla (temeldeki yükselimle) ilişkilendirilmiştir.
Böylece bu iki zon arasında, model yataklarındaki gibi altınca
zengin bir kesitin yeralabileceği sonucuna varılmıştır
(MMAJ,1987).
2. MÜHENDİSLİK JEOFİZİĞİ
Zeminler yerkabuğundaki kayaçların fiziksel ve kimyasal
ayrışmaları/bozunmalarının ürünlerini içerirler. Mühendislik
tasarımının bir parçası olarak bir zemin yada yapıyeri
incelemesi, önerilen inşaat ile doğal çevrenin etkileşiminin
değerlendirilmesi amacıyla temel veriyi sağlamak için
yapılmaktadır. Mühendislik Jeofiziği çalışmaları da
yerkürenin doğal ya da yapay yolla üretilen alanlarının
incelemesini kapsamaktadır.
Mühendislik jeofiziği,mühendislik sorunlarının çözümüne
yönelik jeofizik mühendisliği uygulamaları olarak da
tanımlanabilir.
Statik ve dinamik yükler altında zeminlerin davranışının incelenmesi,
yapı (bina, köprü, viyadük,baraj, nükleer santral vb) üretimi sürecinde
oldukça önemli bir yere sahiptir. Özellikle deprem gibi dinamik yükler
altında bu davranışın ortaya konması, bu süreçte görev alan ve bizzat
bu sürecin pratiğinde yer alan jeofizik mühendislerinin önemli
ödevlerinden birini oluşturmaktadır.
17 Ağustos 1999 Gölcük depreminden sonra jeofizik mühendisleri
yapılaşma sürecinin önemli öznelerini oluşturmaktadırlar. Bilindiği
gibi, Zeminler, gezegenimiz Yerküre ile kıyaslandığında oldukça
küçük bir bölüm oluşturmasına karşın, sağlıklı ve güvenli yapılaşma
açısından yaşamımıza etkileriyle bakıldığında çok büyük bir öneme
sahiptir (Gündoğdu ve Özçep, 2003).
İnşaat mühendisliği ve çevre sorunlarına yönelik yapılan
Çalışmalarda klasik olarak ölçülen fiziksel parametreler;
gravite ve magnetik alanları, elektrik iletkenliğini, elastik
özellikleri, elektromagnetik dalganın polorize olabilirliğini
ve doğal radyasyon ölçülmesini kapsamaktadır. Bu
ölçümlerden, yer yüzeyine yakın kesimlerdeki malzemenin
permeabilitesi, porozitesi, kimyasal oluşumu, stratigrafi,
jeolojik yapı ve çeşitli diğer özelliklerinin elde edilmesinde
yararlanılmaktadır.
Zemin ya da yapıyeri araştırmalarında kullanılan çeşitli
Jeofizik ölçümler ve değerlendirmeler vardır.
Bunlar; sismik yöntem, elektrik ve elektromanyetik
yöntemler (Georadar dahil), gravite yöntemi, manyetik
yöntemler, radyoaktif vb. yöntemler ile mikrotremor
ölçümlerini ve kuvvetli yer hareketi kaydının (ivme
ölçümünün) değerlendirilmesi ile depremselliğin olasılık
ve deterministik olarak incelenmesi gibi konuları
kapsamaktadır.
3. ÇEVRE JEOFİZİĞİ
Bilindiği gibi,çevre kirliliği;hava,toprak ve suyun
fiziksel,kimyasal veya biyolojik olarak kirlenmesi
şeklinde tanımlanmaktadır.
Çevre kirliliği,bu açıdan sanayileşme olayından sonra
ortaya çıkan bir sorundur.Bu nedenle de çevre
sorunlarına çözüm arayışları Dünyada ve Türkiye'de
oldukça yeni bir olaydır.
Son 25 yıla kadar bu süreci uzatmak mümkünse de,
1980'lerden sonra tüm dünyanın bu sorunla ve
çözümüyle ilgilenmeye başladığı söylenebilir.
Jeofizik yöntemlerle çevre sorunlarının çözümüne
yönelik çalışmaların,
‘Çevre Jeofiziği' olarak ortaya çıkması da
son yıllara rastlamaktadır.
Çevre jeofiziğinin konuları :
1- Yeraltısuyu aramaları,
2- Tatlı-tuzlu su bölgelerinin sınırlarının
belirlenmesi,
3- Yeraltısuyu kirliliğinin saptanması,
4- Yeraltı atıksu depolama bölgelerinin
saptanması,
5- Baraj ve göl kaçaklarının belirlenmesi,
6- Yeraltı boşluklarının saptanması,
7- Kimyasal atık bölgelerinin saptanması,
8- Evsel atık bölgelerinin saptanması,
9- Çeşitli jeoteknik haritaların hazırlanması,
4. ARKEOJEOFİZİK
Arkeolojik kalıntıların aranmasında kullanılan jeofizik yöntemlere
Arkeojeofizik araştırmalar denir.
Arkeojeofizikte kullanılan yöntemler yardımıyla;
• Sit alanlarının sınırlarını belirleme
• Gömülü kalıntıların yerlerini, derinliklerini, geometrilerini
belirleme ve eski kent planını görüntüleme
• Tümülüslerin yapısını çıkarma ve kazı yönlendirme
• Eski su yolları ve yeraltı donanımını belirleme
• Gömülü metal nesnelerin yer, derinlik ve boyutları
• Kalıntı yeri, eski kil üretim ocak ve fırınları
• Uygarlık yaşı belirlemesi
• Yeraltı boşlukları, gömülü odalar, yer, boyut ve derinlikleri
tespit etmek mümkündür.
Mill Lake Adası Prehistorik Alanı Jeofizik araştırması:
Mill Lake Adası Prehistorik Alanı 6000
yaşındadır. Manyetometre sonuçlarına göre 3 adet ocak
olarak kullanılmış kömürleşmiş bölgeler saptanmıştır.
Download