T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ GAZETECİLİK ANABİLİM DALI GENEL GAZETECİLİK BİLİM DALI SÖYLEM ANALİZİ ÇERÇEVESİNDE RUS GAZETELERE “KOMSOMOLSKAYA PRAVDA” VE “İZVESTİYA”NIN 2008 YILINDAKİ RUS – GÜRCÜ SAVAŞINA YAKLAŞIMI Yüksek Lisans Tezi MARIAM MINDIBAEVA İstanbul, 2015 T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ GAZETECİLİK ANABİLİM DALI GENEL GAZETECİLİK BİLİM DALI SÖYLEM ANALİZİ ÇERÇEVESİNDE RUS GAZETELERE “KOMSOMOLSKAYA PRAVDA” VE “İZVESTİYA”NIN 2008 YILINDAKİ RUS – GÜRCÜ SAVAŞINA YAKLAŞIMI Yüksek Lisans Tezi Danışman: Yrd. Doç. Dr. Seçil ÖZAY İstanbul, 2015 Özet GENEL BİLGİLER İsim ve Soyadı Anabilim Dalı Programı Tez Danışmanı Tez Türü ve Tarihi Anahtar Kelimeler :Mariam Mindibaeva :Gazetecilik :Genel Gazetecilik :Yrd. Doç. Dr. Seçil Özay :Yüksek Lisans – Mart 2015 :Rusya Basını,“Ağustos Savaşı”, Söylem Analizi ÖZET SÖYLEM ANALİZİ ÇERÇEVESİNDE RUS GAZETELERE “KOMSOMOLSKAYA PRAVDA” VE “İZVESTİYA”NIN 2008 YILINDAKİ RUS – GÜRCÜ SAVAŞINA YAKLAŞIMI Günümüzde, XX Yüzyıla göre, savaş pek çok rastlanan olay değildir. Geçen asırda insanlık iki Dünya savaşı ve sonrası Soğuk savaşı yaşamıştı. Fakat bugün de kısa süreli, küçük çaplı çatışmalar çıkıyor. Savaş haberlerin ana kaynağı basın olduğu söyleyebiliriz. Bildiğimiz gibi, basın, yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü kuvvet olarak benimsenmektedir. Basın, kamuoyu oluşturan araçlarından biridir. Medya sahipleri kontrol eden kitle iletişim araçlarının çoğunluğun yönelimi belirtmektedir. Bu çalışmada“Savaş haberleri propaganda içerikli, gazetelerde şiddet ve elit odaklı bir dil kullanılıyor, sunulan haberler mesleki ve etik normlarına uygun değil, gerçeklerin gizlenmesi karşımıza çıkıyor” varsayımını sınamak amacıyla Rusya’da en çok tanınan ve büyük tirajlı olan “Komsomolskaya Pravda” ve “İzvestiya” gazetelerin 2008 yılındaki Rus – Gürcü “Ağustos Savaşı” haberleri incelenmiştir. Araştırmada yöntem olarak Teun Van Dijk’in söylem analizi kullanılmıştır. i Abstract GENERAL KNOWLEDGE Name and Surname Field Programme Supervisor Degree Awarded and Date Keywords :Mariam Mindibaeva :Journalism :General Journalism :Assistant Professor Seçil Özay :Master – March 2015 :Russian Press, “August War”, Discourse Analysis ABSTRACT UNDER ANALYSE OF DİSCOURSE THE RUSSİAN NEWSPAPERS “KOMSOMOLSKAYA PRAVDA” AND “İZVESTİYA” AND THEIR APPROCH TO THE WAR BETWEEN RUSSIA AND GEORGIA IN THE YEAR 2008 Nowadays compared with XX century, the war is not frequent happening. In the previous century humanity has survived two World War and Cold War. But today, short-term and small-scale conflicts are occur. The press we ıs called as main source of the war news. As is known, the press is the fourth power after the legislative, executive and judicial powers. The press is one of the means of forming public opinion. Owners of the press are determinating their orientation. In this study the hypothesis that “News about the war contain propaganda, newspapers use violence and elite are focused on using language, presented news do not correspond with the professional and ethical norms, facts are concealed”. In Russian famous and the high replicated newspaper “Komsomolskaya Pravda” and “İzvestiya published news about 2008 Geogian Russian War” have been examined. In the study as a method of research, Teun van Dijk’s discourse analysis was used. ii ONSÖZ Bu çalışmada, Rusya basınında 2008 yılındaki Rusya – Gürcistan “Ağustos Savaşı” yaklaşımı incelenmiştir. Araştırdığım gazetelerde, egemenlerin söylemleri içerdiği ve meşrulaştırdığını, şiddet, propaganda ve elit odaklı bir dil kullandığını, mesleki ve elit normları ihlal ettiğini görülmektedir. Tezimi yazarken yardım ettiği için Hocama Yrd.Doç.Dr. Seçil Özay’ya teşekkürlerimi bildirmek istiyorum. Ailem ve arkadaşlarıma büyük destek verdiği için de teşekkür ediyorum. İstanbul, 2015 Mariam MİNDİBAEVA iii İÇİNDEKİLER Sayfa No. TABLO LİSTESİ ………………………………………………………………....... vıı ŞEKİLLER………………………………………………………………………...... vııı KISALTMALAR…………………………………………………………………… ıx GİRİŞ…………………………………………………………………………........... 1 1. RUSYA VE GÜRCİSTAN BASINLARI…………………………………. 4 1.1.Rusya Basını……………………………………………………………… 4 1.1.1. İlk Basın Yayınları………………………………………………... 4 1.1.2. XIX Yüzyılda Basını……………………………………………… 6 1.1.3. XX Yüzyılın Başında Basın……………………………………..... 13 1.1.4. SSCB Dönemin Basını……………………………………………. 15 1.1.5. Post-Sovyet ve Bugünkü Durum…………………………………. 20 1.1.6. “Komsomolskaya Pravda” Gazetesi……………………………… 24 1.1.7. “İzvestiya” Gazetesi……………………………………………… 28 1.2.Gürcistan Basını………………………………………………………….. 32 1.2.1. Gürcistan Basının Bugünkü Durumu ……………………………. 32 2. RUS-GÜRCÜ 2008 “AĞUSTOS SAVAŞI”……………………………….. 35 2.1.Rus-Gürcü İlişkilerin Tarihi……………………………………………… 35 2.1.1. Gürcistan Coğrafyası…………………………………………….. 35 2.1.2. Georgiyevsk Antlaşması…………………………………………. 36 2.1.3. XIX Yüzyılda Rus Hâkimiyeti…………………………………... 41 2.1.4. 1917 Rus Devrimi, Gürcistan’ın SSCB’ne Girişi………………… 44 2.1.5. Sovyet Dönemi (Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti)………. 45 2.1.6. Gürcistan’ın Bağımsızlık Tanıması, Zviad Gamsahurdia’nın Yönetimi………………………………………………… 47 iv 2.1.7. Eduard Şevarnadze Dönemi……………………………………... 50 2.1.8. Gül Devrimi ve Mihail Saakaşvili Dönemi………………………………………............................................ 54 2.2.Gürcistan’ın Etnik Sorunları……………………………………………… 60 2.2.1. Acaristan Sorunu………………………………………………….. 61 2.2.2. Güney Osetya Sorunu…………………………………………….. 62 2.2.3. Abhazya Sorunu………………………………………………….. 68 2.3.Rusya – Gürcistan Ağustos Savaşı………………………………………. 72 2.3.1. Savaşın Kronolojisi………………………………………………. 74 2.3.1.1.Savaş Öncesi………………………………………………..... 74 2.3.1.2.Savaş Dönemi………………………………………………… 77 2.3.1.3.Savaş Sonrası…………………………………………………. 82 2.3.2. Savaşı Hızlandıran Unsurlar……………………………………… 88 2.3.3. Savaşta Tarafların Politikaları……………………………………. 89 2.3.3.1.Rusya’nın Savaştaki Politikası……………………………….. 90 2.3.3.2.Gürcistan’ın Savaştaki Politikası…………………………….. 92 2.3.3.3.ABD’nin Savaştaki Politikası………………………………… 95 2.3.3.4.Avrupa Birliği’nin Savaştaki Politikası ve Savaş Raporu……. 97 3. SÖYLEM ANALİZİ ÇERÇEVESİNDE “KOMSOMOLSKAYA PRAVDA” VE “İZVESTİYA” RUS GAZETELERİN RUS-GÜRCÜ SAVAŞINA YAKLAŞIMI…………………………………………………… 101 3.1.Çalışmanın Yöntemsel Açıklaması…………………………………………. 101 3.2.Komsomolskaya Pravda ve İzvestiya Gazetelerinde Tarafların (Gürcistan, Güney Osetya, Rusya) Savaşa Hazırlıkları İlgili Haberler…………………. 111 3.3.Savaşın Başlaması, Gürcistan’ın Güney Osetya’ya Saldırısı……………. 115 3.4.Osetler Soykırımı, Mülteci Sorunu……………………………………… 118 3.5.Mültecilere Yardım……………………………………………………… 121 v 3.6.Rusya’nın Barıştırıcı Misyonu…………………………………………… 124 3.7.“Ağustos Savaşı”nın Başlama Nedenleri ………………………………... 127 3.8.Saakaşvili Portresi………………………………………………………… 130 3.9.Savaşın Bitmesi, Rusya İçin Sonuçlar……………………………………. 132 3.10. Enformasyon Savaşı…………………………………………………… 135 3.11. Güney Osetya ve Abhazya’nın Bağımsızlıklarının Tanınması, Tanınmasının Sonuçları ………………………………………………………. 139 3.12. Gürcistan’a ABD, NATO Blok Ülkelerden ve Ukrayna’dan Askeri Destek…………………………………………………………….. 142 SONUÇ……………………………………………………………………………….. 147 KAYNAKÇA………………………………………………………………………… 159 vi TABLO LİSTESİ Sayfa No. Tablo 1: Barış Gazeteciliği – Savaş Gazeteciliği (Galtung’a göre)………………. 108 Tablo 2: Tablo 2. İncelenen Kategorilere Göre Haberlerin Sayıları…………….. 153 Tablo 3. İncelenen Kategorilere Göre Haberler…………………………………... 158 vii ŞEKİLLER Sayfa No. Şekil 1: Vedomosti gazetesinin ana listesi (1704)…………………………………. 5 Şekil 2: Komsomolskaya Pravda gazetesinin İlk Sayısı (24 Mayıs 1925)……….. 24 Şekil 3: İzvestiya Gazetenin İlk Sayı (28 Şubat 1917)……………………………. 29 viii KISILTMALAR AB Avrupa Birliği ABD Amerika Birleşik Devletler AGİT Avrua Güvenlik ve İşbirliği Konferansı BDT Birleşik Devletler Topluluğu BM Birleşik Milletler BTC Bakü – Tiflis –Ceyhan CRRC Caucasus Research Resource Centers (Kafkasya Araştırma Merkezi) GRU Главное разведывательное управление (Rus Askeri Gizli Servisi) GUAM Gürcistan – Ukrayna – Azerbaycan – Moldova ICCN International Center of Conflict and Negotiation (Çatışma ve Müzakere Uluslar arası Merkezi) KGB Комитет Государственной Безопасности (Rus Devlet Güvenlik Komitesi) KİA Kitle İletişim Araçları KP Комсомольская Правда (Komsomolskaya Pravda) MK Московский Комсомолец (Moskovski Komsomolets) NATO North Atlantic Treaty Organization (Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü) PACE Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi RF Rusya Federasyonu ROSTA Российское Телеграфное Агентство (Rusya Telgraf Ajansı) SB Sovyetler Birliği SSCB Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği USAK Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu ix GİRİŞ Günümüzde, XX Yüzyıla göre, savaş pek çok rastlanan olay değildir. XX Yüzyıl savaşlar yüzyılıydı. Geçen asırda insanlık iki Dünya savaşı ve sonrası Soğuk savaşı yaşamıştı. Fakat bugün de kısa süreli, küçük çaplı çatışmalar çıkıyor. Savaş haberlerin ana kaynağı basın olduğunu söyleyebiliriz. Bildiğimiz gibi, basın, yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü kuvvet olarak benimsenmektedir. Medya, özellikle basın, kamu bilincini etkileyen araçlarından biridir. Medya söyleminin iki ana fonksiyonu – yönlendirici ve manipülatif – vardır. Medya, “filtre” gibi, kültürü kendisinden geçirip, bir unsurlara önem vererek, diğerleri ise küçümseyerek, aslında kültürü kontrol etmektedir. Kitle iletişim kanallarına geçmeyen, bugünkü dünyada neredeyse toplumun gelişmesine hiçbir etki etmemektedir. Bu medya söylemin yönlendirici fonksiyonunu temsil etmektedir. Basında her hangi konunun ortaya çıkması egemenlerin çıkarlarına bağlıdır. Egemen çevreler kamuoyunun ve kamu bilincinin yönünü belirtmektedir. Bu da medya söyleminin manipülatif fonksiyonudur. Medya söylemi insanların dünya, ilişkiler, ideoloji hakkında ana bilgi kaynağı olmaktadır. Medya sahipleri kontrol eden kitle iletişim araçlarının çoğunluğun yönelimi belirtmektedir. Savaş haberlerinde medyanın rolünü incelerken buna önem vermek gerekmektedir: 1) Çoğu okuyucu savaşı yaşamamış, onların savaş deneyimi yok, o yüzden sunan haberlerin doğru olup olmadığını hakkında değerlendirme yapamaz. 2) Çoğu okuyucu savaş hakkında alternatif bilgi kaynaklarına sahip değil. 3) Pek az okuyucuların sunulan bilgiyi analiz etmek için isteği ve zamanı vardır. O yüzden önerilen görüş ve yönelim doğru olarak algılanmaktadır. 4) Savaş söylemi basında “Biz” ve “Onlar” ayırma ilkesine oluşturmaktadır. Böylece, savaş haberciliği yaparken gazeteciler bu tür haberlerin sunumunda her zaman problemler yaşıyorlar. Bu problemler iki şekilde özetlenebilir: Birincisi, gazetecilik pratiği sırasında, mesleki ve etik kodların ihlal edilerek savaşçı bir söylemin bilinçsizce yaygınlaştırılması, yalan yanlış bilgilerle kamuoyunun çözümlenebilecek bir problem konusunda yanlış yönlendirilmesidir. İkincisi ise, savaş veya çatışma durumunda gazetecinin kendisini otomatikman ülkesinin, bağlı olduğu topluluğun, ırkın, dinin veya etnik grubun bir neferi olarak gördüğü ve dengeli, onurlu, adil habercilik yerine, taraflı, propagandist habercilik yaptığı durumlardır. Çalışmada, medyada savaş haberlerinin nasıl çerçevelendiği ve medyada savaşın hangi yönlerinin ön plana çıkartıldığı soruları üzerinde durulmuştur. Bu soruları yanıtlamak için Van Dijk’in söylem çözümlemesi yapılmıştır. “Savaş haberleri propaganda içerikli, gazetelerde şiddet ve elit odaklı bir dil kullanılıyor, sunulan haberler mesleki ve etik normlarına uygun değil, gerçeklerin gizlenmesi karşımıza çıkıyor” varsayımının doğruluğunu sınamaktadır. Çalışmada, 2008 yılındaki Rus-Gürcü “Ağustos Savaşı”yla ilgili ana yayın haber medyasındaki yansımaları araştırılmıştır. Ana yayını temsil eden Komsomolskaya Pravda (KP) ve İzvestiya gazetelerinin üç aylık haberleri (Temmuz 2008 – Eylül 2008) incelenmiştir. Gazetelerin yüksek tirajlı olması, en okunan ulusal gazeteler olması, yayınların zengin tarihe sahip olması gibi faktörler, gazeteler arasında seçim yaptığımda belirleyici rol oynamıştır. Çalışmanın birinci bölümünde Rusya basın tarihi incelenmekte ve Gürcistan basınları hakkında bilgi verilmektedir. XVII yüzyıldan bugüne kadar, Rus gazeteciliğin tarihi, Rus basının oluşumu ve gelişimi incelenmiştir. Ayrıca, “Komsomolskaya Pravda” ve “İzvestiya” isimli gazeteler tanımlanmış olup, Gürcü basınıyla ilgili bulduğum ifadeler burada yer almaktadır. Rusya basını hakkında kullandığım ana kaynaklar bunlardır: Esin B., “Rus Gazeteciliğinin Tarihi (1703-1917)”; Kuznetsov İ., “Yerel Gazeteciliğinin Tarihi (1917-2000)” (Rus kaynaklar). İkinci bölümünde Rus-Gürcü “Ağustos Savaşı” incelenmiştir. Rus-Gürcü ilişkilerinin tarihi, Gürcistan’ın etnik sorunları, “Ağustos Savaşının” nedenleri, savaşın kroniği, sonuçları hakkında bilgi verilmektedir. Bu bölümde incelediğim kaynaklar: Elnur Cemili, “Güney Kafkasya Politikası”; Kamil Ağacan, “Gürcistan: Çok Milletli Yapıda Devlet İnşa Sürecinin Öyküsü”; Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu v.b. Üçüncü bölümde ise Rusya medyasının savaş haberleri incelenmiştir. Komsomolskaya Pravda ve İzvestiya gazetesinin üç aylık – Temmuz 2008 – Eylül 2008 - “Ağustos 2 Savaş”yla ilgili haberler analiz edilmiştir. Analiz edebilmek için incelediğim haberleri temalara bölmeye karar verdim: “Tarafların (Gürcistan, Güney Osetya, Rusya) Savaşa Hazırlıkları”, “Savaşın Başlaması, Gürcistan’ın Güney Osetya’ya Saldırısı”, “Osetler Soykırımı, Mülteci Sorunu”, “Mültecilere Yardım”, “Rusya’nın Barıştırıcı Misyonu”, “Ağustos Savaşı”nın Başlama Nedenleri”, “Saakaşvili Portresi”, “Savaşın Bitmesi, Rusya İçin Sonuçları”, “Enformasyon Savaşı”, “Güney Osetya ve Abhazya’nın Bağımsızlıklarının Tanınması, Tanınmasının Sonuçları”; “Gürcistan’a ABD, NATO Ülkelerinden ve Ukrayna’dan Askeri Destek”. Ayırdığım kategorilere üzerinde Rusya ana basını incelenmiştir. 3 1. RUSYA VE GÜRCİSTAN BASINLARI 1.1. RUSYA BASINI 1.1.1. İlk Basın Yayınları Rusya’da gazeteciliğin ortaya çıkması Çar I.Petro ile ilişkilendirilir. I.Petro döneminde Rusya Çarlık rejimi İmparatorluk unvanı kazanmıştır. İmparator I. Petro'nun Büyük Kuzey Savaşı (1700-1721) sonunda Letonya ve Estonya gibi iki bölge İsveç'ten alınarak, Rus gücü Baltık'a tam anlamıyla yerleşmiştir. I. Petro'nun öldüğü 1725 tarihine gelindiğinde, Rusya önemli bir Avrupa devleti olmuştur. İmparatoriçe II. Ekaterina'nın Osmanlılara karşı giriştiği 1768-1774 ve 1787-1792 savaşları sonunda, Rusya Karadeniz'in kuzeyine yerleşmiştir. Böylece XVIII yüzyılın sonunda, Baltık'tan Karadeniz'e ve oradan da Pasifik Okyanusu'na kadar geniş Avrasya bölgesi üzerinde, XX yüzyılın ikinci yarısının "süper gücü" Rusya'nın çerçevesi kurulmuş oldu. Rusya tarihinin bu parlak döneminde ilk gazete çıkmıştır. Ancak ondan önce XVII yüzyılında “Kurantı” (“Çanlar”) isimli gazete çıkıyordu. Gazete elle yazılmış, ayda 2-4 kere rulo şeklinde sınırlı sayıda kişiler - Çar ve çevresindekiler - için çıkarılmıştır. Yabancı basından özetlenen savaş, saray, diplomatik ve ticaret konularıyla ilgili haberler gazetenin içeriğini oluşturmuştur.1 Söylediğimiz gibi ilk basılı gazete I.Petro döneminde çıkmıştır. 1701 yılında Çar Petro’nun şahsen katılımıyla ve emri üzerine “Vedomosti” (“Haber”) adlı tipo baskı yöntemiyle ilk basılı gazete yayınlanmaya başlamıştır. Gazete, hükümdarın izlediği politikanın ve yeniliklerin özünü açıklamak için görev yapmıştır. Rus gazetesi baştan beri belli bir politika yürütmenin ve bazen devletin reformları, ulusal bağımsızlığın ve egemenliğin savunması lehine kamuoyunu oluşturmak amaçlı yayınlanmıştır. Gazetenin bu amacı ilk Avrupa gazetelerden ayırıcı özellik taşımıştır. İlk Avrupa gazeteler ticari yayın olmuşken, ilk Rus gazete iktidar politikanın yürütücüsü idi. 2 Metin gazetesi tek sütunlu olup, küçük ebatlı birçok sayfada yayınlamıştır. Gazetenin ilk baskıları Eski Kiril alfabesinde basılıp, 1708'da Slavonca basitleştirilmiştir. Vedomosti düzensiz 1 Есин Б., История Русской Журналистики (1703-1917), 4-е изд. – М.:Флинта: Наука, 2009, с.7 (Esin B., Rus Gazeteciliğinin Tarihi (1703-1917), Moskova, IV Baskı, Flinta: Nauka, 2009, s.7) 2 Рохленко Д., “Первая Русская Печатная Газета”, Наука и Жизнь, 2007, №3, с. 112-116, (Rohlenko D., “İlk Rus Basılı Gazete”, Bilim ve Hayat, 2007, №3, s.112-116) Gazete”, Bilim ve Hayat, 2007, №3, s.112-116) 4 olarak yayımlanmış, bu yüzden, 1705'de 46 sayı görülmüş ve 1718 yılında sırf bir sayı görülmüştür. Vedomosti, 1711 yılına kadar, Moskova’daki matbaada basılmış, daha sonra bazen Moskova'da, bazen de Sankt Petersburg'da basılmıştır. Gazete, Rusya’da gazeteciliğin hızlı gelişmesine yol açmış ve ülkenin kültürel gelişmesine yardımcı olmuştur.3 Şekil 1: Vedomosti gazetesinin ana listesi (1704) 1755 yılında Moskova Devlet Üniversite’nin kurucusu ve Rus bilim adamı M.Lomonosov tarafından “Moskovskie Vedomosti” (“Moskova Haberleri”) isimli Rusya’da ikinci gazete yayınlanmaya başlamıştır. Gazete resmi karakter taşımış ve kazandığı gelirler Bilimler Akademisi’ne ya da üniversitenin bütçesine aktırılmıştır. Böylece, ilk Rus gazetelerin – “Vedomosti” ve “Moskovskie Vedomosti” resmi yayınlar olup, içeriğinde ilk önce hanedan ve saraydaki yaşamın sonra tayin ve ödül haberleri ve ancak bundan sonra ilginç haberler ve kültürel bilgiler bulunmaktadır.4 3 4 Rohlenko, s.112-116 Esin, s.9 5 XVIII yüzyılın ortasında özel girişim hakkıyla özel dergiler çıkmaya başlamıştır. Bu tür yayınların birincisi “Trudolyubivaya Pchela” (Çalışkan Arı) isimli Sumarokov’un dergisi olmuştur. Aynı zamanda satirik dergiler yayınlanmaya başlamıştır. Yayımcılar edebiyat formasında toprak köleliği, toprak sahiplerin zalimliği, asalaktığı, soyluların Fransız düşkünlüğünü eleştirerek, gazetelerde acı sosyal sorunları ortaya koymuşlar. Novikov’un “Truten” (Arı), Fonvizn’in “Zhivopisets” (Ressam), Krylov’un “Zritel” (İzleyici) dergileri satirik dergilerden örneklerdir.5 Monarşi yönelimli yayınlar yanında muhalif, anti-monarşi yayınlar da çıkmıştır. Anti monarşi düşünceleriyle tanınmış Radişev, Rus edebiyatında ve basınında özel yer almaktadır. Kendi evinde kurulmuş matbaada bastığı “Puteşestvie iz Peterburga v Moskvu” (Petersburg'dan Moskova'ya Seyahat; 1790) adlı en önemli yapıtında düşünsel bir seyahat çerçevesinde toplumsal adaletsizlik, sefillik ve vahşet örneklerini yansıtmaya çalışmıştır. Radişev iktidarın küvet yoluyla indirme gerektiğini kanısına varmıştır. XVIII yüzyılda Rus basın içeriğinin sınırlı ve halkın okur-yazarlık seviyesinin düşük olmasından dolayı okur kitlesinin dar olmasına rağmen gazetecilik o devirlerde önemli bir rol oynamış: sosyal haberlerin tek kaynağı olmuş ve edebiyatın gelişmesine katkıda bulunmuştur. Basında iki tane ana çizgi belirtilmiş: monarşi ve anti-monarşi yönelimli yayınlar.6 1.1.2. XIX Yüzyılda Basın XIX yüzyılın başında I.Alexandr iktidara geldiğinde hayatın birçok alanında, gazetecilik de dahil, liberalleştirme belirtileri ortaya çıkmaya başlamıştır: yurtdışından gelen basına ithalat izni verilmiş (1801 Kararnamesi), hapishaneden çoğu özgür düşünceler çıkmıştır. Fakat 1804 yılında ödün verme politikası sonuna gelmiş, ön sansür kabul edilmiş ve sosyo-politik konulara tartışma hakkını sınırlayıcı sansür tüzüğü koyulmuştur. 1818 yılında basında toprak köleliğinden söz etmek yasaklanmıştır. XIX yüzyılın ilk yarısının 5 6 Esin, s.11 Esin, s.12 6 önemli özelliği de, gazeteciliğin meslek olarak değil, hala soyluların bir hobisi olarak kabul edilmiş olmasıdır. 1826 ve 1829 yıllarında basının kontrolünü daha da güçlendiren yeni sansür tüzükleri koyulmuştur. Sansürcü tek başına eseri tehlikeli sayabilirdi ve işini kaybetmekten ve yönetimin hiddetini üstüne çekmekten korktuğundan, zararsız olan eserleri bile yasaklıyordu. Yeni gazete çıkartmak için imparatorun şahsen ruhsatı gerekiyordu. XIX yüzyılın yarısında Rusya’da yayınlanan gazeteler bunlar: - “Vestnik Evropı”, (“Avrupa Bülleteni”), yayınlanma tarihleri: 1802 – 1830, Karamzin redaktörlüğü altında yayınlanmıştır. Derginin “Politik” bölümü olması, yani derginin edebi-politik niteliği taşıması, Rus basına önemli bir yenilik katmıştır. - “Sın Oteçestva” (“Vatan Oğlu”), 1812–1832, Greç redaktörlüğü altında yayınlanmıştır. Dergi 1812 Savaşı döneminde vatanseverliğini artırmak amacıyla yayımlanmaya başlamış olup, dergide Napolyon’u alay eden siyasi karikatürler ilk illüstrasyon olarak çıkmıştır. - “Polyarnaya Zvezda” (“Kuzey Yıldızı”), 1823–1825, Ryleev ve Bestuzhev redaktörlüğü altında yayınlanmıştır. Gazete Aralıkçıların7 Manifestosu olarak değerlendirebiliriz. - “Moskovskii Telegraf” (“Moskova Telgrafı”), 1825- 1834, Polevoy redaktörlüğü altında yayınlanmıştır. Söz gelimi, Polevoy Rus dilinde “gazetecilik” kelimesini ilk kullanmış ve Rus gazeteciliğinin tarihini yazıya dökmeye çalışmıştır. Moskovskii Telegraf, Karamzin’in Vestnik dergisinden sonra en ünlü ve başarılı yayın olmuştur. Gazete içeriğine göre ansiklopedi karakter taşımıştır. Edebiyat haberleri dışında gazetede politik, ticaret, ekonomi, tarım sorunları yer almıştır.8 7 Aralıkçılar İsyanı - Rusya'da Çar 1. Nikola'nin iktidar döneminde Fransız devriminin düşüncelerinden etkilenerek Çar'ın otoritesini bir anayasa ile sınırlandırmak isteyen subay ve aydınların 14 Aralık 1825'te başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişimidir. Bu harekete destek verenlerin bir kısmı asılarak idam edilmiş, geri kalanlar Sibirya'ya sürülmüştür 8 Esin, s.18-22,24 7 - “Severnaya Pçela” (Kuzey Arısı”), 1825–1864, I.Nikola’nın politikasını destekleyen muhafazakar yayındı. Gazetede moda, sansasyon ve özel ilanlar yer almıştır. - “Sovremennik” (“Çağdaş”), 1836 -…, Puşkin redaktörlüğü altında yayınlanmıştır. Sansür şartlarına göre dergi sırf edebiyat niteliği taşımalıydı. Puşkin sosyo-politik dergi yayımlanmak istemişse de ona izin vermemişler. Dergide Gogol N. gibi ünlü Rus yazarlar makaleler yazmışlardı. Gördüğümüz gibi, XIX yy. ilk yarısının Rusya gazeteciliği iki akıma – monarşi ve liberal olarak ayrılmaya devam etmiştir. 1840 yılların gazeteciliği ileriye büyük bir adım atmıştı ve bu öncellikle Belinsky’nin aktif katılımıyla ilişkilendirilir. Belinskyi V., Rus edebiyatında batılılaşma eğiliminin eleştirmeni idi. “Oteçestvennie Zapiski” (Vatan Notları) ve “Sovremennik” (Çağdaş) gibi popüler gazetelerde Belinski’nin yazıları yayımlanmıştır. Belinski, sansür ve sürgün tehdidi altında sürdürdüğü hayatı boyunca, yazdıklarıyla Rus düşünce ve edebiyat tarihinin köşe taşlarından birisi olmuştur. Yazarın her yazdığı dergide dergi sahipleri zenginleşirken, o, veremin tehdit ettiği yoksul bir yaşam sürdürürdü. “Gogol'e Mektup”, Belinski'nin en iyi yazılarından biridir, en devrimci düşüncelerini içermiştir. Mektubunda yazar, toprak köleliğinin derhal ortadan kaldırılması için çağrıda bulunarak, monarşiyi, Ortodoks Kilisesi'ni eleştirmiştir. 1848’de Belinski’nin ölmesi, bu yazıdan dolayı hakkında verilmesi olası zindan ya da Sibirya’ya sürgün cezasından da kurtulur.9 Sıkı sansür politiği ve gazetelere yönelik baskılar, gizli yayınların artmasına sebep olmuştur. İlkten yurtdışında (Gertsen ve Ogarev tarafından çıkarılan “Kolokol” (Çan) dergisi), sonradan ise ülke içinde yayınlanmaya başlayan yayınlar, Rus devrimine götüren etkenler arasında önemli yer almıştır. Sansürün uygulanmadığı yayınlar, Rus basınında ilk kez söz özgürlüğü için mücadelesini başlatmıştır.10 Gertsen ve Ogarev tarafından Londra’da yayınlanan “Kolokol” dergisi bu yayınlarından birisidir. 9 Çamur Ali Ziya, Belinski ve Aydın Sorumluluğu, 2008, http://emeginsanati.blogcu.com/belinski-ve-aydinsorumlulugu-ali-ziya-camur/3002421 (15.02.2008) 10 Ramin Abdullayev, “Rusya’da Gençlere ve Çocuklara Yönelik Basın Hareketleri”, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İletişim Anabilim Dalı Genel Gazetecilik Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2002, s.10 8 Tolstoy’un, “parlaklık ve derinlikle ışıldamanın nadir bir birleşmesi” olarak nitelediği, yaşamı hep mücadele içinde ve hep gerçeğin peşinde koşturmakla geçen devrimci demokrat, materyalist filozof, yazar ve yayıncı olan Aleksandr İvanoviç Gertsen, Rusya’da sosyalist Narodnik – Halkçı - hareketinin kurucularındandır. Moskova üniversitesinde okuduktan sonra (orda sosyalist ve şair olan Nikolay Platinovic Ogarev ile tanıştı), “Rusya’daki yönetime zarar verici” fikirler yaydığı gerekçesiyle 1834’te hapse atılmış, sonra Viatka’ya (1835) ve Vladimir’e (1838-1839) sürülmüştür. Moskova’ya dönünce yabancı ülkelere sığınmaya karar vermiştir. Londra’da 1853’te bağımsız bir basım evi kurmuştur. Bu basım evinde eski sınıf arkadaşıyla – Ogarev ile, “Kolokol” (Çan) dergisini yayınlamıştır. Çarlık rejimin bozukluklarını ortaya çıkaran bu dergi, Rusya toplumu içinde siyasal bilincin yerleşmesinde önemli etkilerde bulunmuştur. Bilindiği gibi, Çar II Aleksandr, ülkede olup bitenleri öğrenmek için, bu gazeteyi okurdu. Gertsen başlangıçta Hegel’den etkilenmiş maddeci bir filozof olup, daha sonra ütopyacı sosyalizme yönelmiştir. Yazara göre Rusya, kapitalizm aşamasından geçmeden, köylü komünotelerine (Obşçini) dayanarak doğrudan özgü bir sosyalizm sistemine ulaşabilirdi. Böylece, XIX Yüzyılın ilk yarısında Rus gazeteciliğinin büyük sosyal durumu sağlanmıştır. Basında önde gelen edebi-sosyal dergi tipi belirlenmiştir. Gazetecilikte kişi faktörü, lider otoritesi çok yer almıştır. Basının ana figürü edebiyat eleştirmen olmuştur. Yayının yönelimi, önemi ve otoritesini yayımcı ve redaktör değil, eleştirmen tespit etmiştir.11 Rusya’nın Kırım Savaşı’nda (1853 – 1856) yenilgisi ve sonraki devrimci hareketinin artışı, egemenlerin toprak köleliğinin reform yoluyla kaldırılması düşüncelerine götürmüştür. 1850’lerde kurulan ilk halkçı dernekleri 1860-80’li bütün Rusya’yı etkilemiştir. Halkçılar, kamuoyunu büyük ölçüde yönlendirerek, gazete ve dergiler aracılığıyla köylü sınıfının sorunlarını duyurmaya çalışmıştır.12 Fakat sonraki yıllarda Halkçılar arasında güç ve reform yanlıları olmak üzere iki farklı akım ortaya çıkmıştır. Liberal yazarlar (Saltıkov-Şedrin ve Blagosvetov gibi), Rusya’da yürütülen reform aşamasının sona eremeyeceğini ve ülke nüfusunun yarısından fazlasını oluşturan 11 12 Esin, s.35 Abdullayev, s.6 9 köylülere vaatte bulunan hiçbir kolaylığın sağlanmayacağını belirterek, tek çözümün devrim olduğunu iddia etmiştir. Halkçıların geri kalanları ise, Çar politiğine destek verilmesi gerektiğini ve reformlar yüzünden halkın refahını artıracağını bildirerek, Halkçı Hareketinin ayrılmasına sebep olmuştur.13 Katkov’un “Russkii Vestnik” (Rus Habercisi) dergisi, liberal yönelimin örneğidir. Dergi, toprak köleliğin kaldırılmasını, ama aynı zamanda otokrasi ve toprak beylerin egemenliğinin korunmasını ilan etmiştir. Fakat en önemli ve topluma etki yapan yayınlardan Nekrasov’un “Sovremennik” dergisi olmuştur. 1854 yılında dergiye, önce edebiyat eleştirmeni olarak, sonra sosyo-politik konuları işleyen yazar, politikacı ve ülkenin tüm devrimci güçlerinin organizatörü – Çernışevski - gelmiştir. Çernışevski, Belinski’nin edebiyat eleştirisi ve gazeteciliğinin ilkelerini yeniden canlandırıp, çalışmaya başlamıştır. Nekrasov’un desteğiyle Çernışevski derginin demokratikleştirmesi için mücadele başlamış, dergide çalışan soyluların temsilcilerine, liberal yazarlarına karşı savaş vermiştir. Böylece, liberal yazarlar yavaş yavaş, arka arkaya dergiden çıkmışlardır. 1860’ların başında Rusya’da devrimci durum meydana gelmişti, toprak köleliğe karşı köylü ayaklanmasının olasılığı daha gerçek olmaya başlamıştır. Bu durumda “Çağdaş”, ileri ideolojinin merkezi, kurtuluş hareketinin karargâhı olarak, önemli bir rol oynamıştır. Çernışevski köylü ayaklanması ideolojik hazırlığı başlayıp, yazar okurları devrimin kaçınılmazlığına, liberallerin izole etme gerekliğine ikna etmiştir. Buna ek olarak, devrimci dergilere Blagosvetlov’un “Russkoe Slovo” (Rus Sözü) (derginin en seçkin yazar Pisarev D., kendi yazılarında açıkça otokrasi rejiminin devirmesine çağırıyordu), Dostoevski kardeşlerinin “Vremya” (Zaman) (dergide Dostoevski’nin eserleri yayınlanıyordu, eleştirmen Strahov N. Rus halkın özgünlüğünü savunuyordu), ve Kuroçkin’in “İskra”sını (Şimşek) (satirik dergi) ekleyebiliriz.14 Böylece, toprak köleliği sorununun yüzünden liberal ve devrimci demokrat düşünürler arasında gazetelerde ve dergilerde mücadele yaşanmıştır. 13 14 Abdullayev, s.7 Esin, s.38-47 10 1861 yılında Çar tarafından Toprak Köleliği’nin Kaldırılması Fermanı yayınlanmasından dolayı hızlı değişimler başlamıştır.15 Bu değişimler basını da etkilemiştir. Rus basınına yenilikler getiren “Basına Yönelik Geçici Kuralar” (1865) eski basın yasalarını kökünden değiştirmiştir. Aslında basın reformu liberal niteliği taşımıştır. Yeni kanuna göre, eskiden beri varolan baskı öncesi sansürün, başkent Sankt Petersburg’da yayınlanan günlük gazete ve dergiler ile 10 sayfayı geçen tüm kitaplar için kaldırıldığı belirtilmiştir. Ön sansüre sadece mizah ve karikatür yayınları ile taşra basını bağlı kalmıştır. Fakat ön sansürün uygulanmadığı bir gazete veya derginin, “Basına Yönelik Geçici Kuralar” yasasının herhangi hükümlerini veya başka bir kanunu ihlal etmesi durumunda, İçişleri Bakanı yayın sahiplerini ihtar etme hakkına sahipti. Eğer yayın sahipleri üçüncü kez ikazda bulunursa, o zaman yayın 6 aya kadar yayınlanmayı yasaklayabilirdi. Ayrıca, İçişleri Bakanı istediği gazete hakkında mahkemede dava açabilirdi. Yasaya göre, süreli yayınlar sadece mahkeme kararıyla kapatabilirdi. Ancak bu düzenleme “Sovremennik” ve “Russkoe Slovo” yayınlarının hükümetçe kapatılmasına engel olamamıştır. Yayınların kapatılmasının sebebi – 1866’da devrimci Karakozov tarafından Çar II.Alexandr’a başarısız suikast girişimidir. Bundan sonra Rus hükümeti basına karşı sert bir tutum almıştır. 1862 yılında gazetelerde reklam ve ilanların basılmasına ruhsat verilmiştir. Rusya Telgraf Ajansı’nın kurulması (1866) ve yeni politik enformasyon tüm ülkede alım satım konusu olmuştur. Bu olaylar hızlı gazete sayısının artışına sebep olmuştur.16 1860 – 1870’de hükümet tarafından basına sınırlama yaratan çok sayıdaki kararname ve yasalar çıkartılmıştır. 1882’de çıkarılan yeni Basın Yasası - yürütülen siyasetin doğal sonucudur. Yasaya göre, bir yayının kapatılması ya da gazeteci ve redaktörlerin çalışmalarının durdurulması için bakanlardan dördünün imzası yeterliydi. Rus basının sistemi üç ana akımdan - monarşi-konservatif (Russkii Vestnik, Moskovskie Vedomosti, Grazhdanin), liberal-burjuva (Vestnik Evropı, Golos) ve demokratik (Oteçestvennıe Zapiski, İskra) yayınlardan oluşturulmuştur. 15 16 Abdullayev, s.5 Abdullayev, s.12 11 XIX Yüzyılın ikinci yarısında “Peterburgskii Listok” (Peterburg Kağıdı), “Razvleçenie” (Eğlence) gibi halka yönelik ucuz yayınlar çıkmaya başlamıştır. Kitle okuyucular farklı (mizah, resimli, sportif, tiyatro) haftalık yayınların doğmasına neden olmuştur. 1890 yıllar Rusya’da sanayinin kalkınma zamanıdır. Basının sayısı artmaya devam etmiş, periyodik yayınların yeni çeşitleri oluşturulmuştur. Taşralı mülk sahibi gazetelerin yükselişi, farklı haftalık dergiler sayısının (resimli dâhil) daha fazla artması gözlemlenmiştir. “Kalın” Rus dergileri arasında farklı ilgi alanlarına dayalı dergiler çıkmaya başlamıştır. Örneğin, gençlik ve kendini yetiştirme dergiler – “Mir Bozhii” (Allahın Dünyası), aile okuması için – “Semya” (Aile), bilimsel – “Nauka i Zhizn” (Bilim ve Hayat), bilim-felsefi – “Nauchnoe Obozrenie” (Bilim Yorumu), pedagojik – “Obrazovanie” (Eğitim), sanat – “İskusstvo i Hudozhestvennaya Promışlennost” (Sanat ve Sanatsal Sanayi) vb. Dinsel ve ticari yayınlar açılmıştır. Gazetelerin ekleri çıkmaya başlamıştır.17 Böylece kapitalizasyon, sanayileşme yeni sorular ortaya çıkartmış, yeni siyasi akımlar oluşturmaya başlamıştır. İnsanların Marksizm’e, tarihsel materyalizmin fikirlerine ilgi artmıştır. Rusya’dan yurtdışına kaçan ve orada birçok dernek kuran Rus aydınlarından bazıları, Marksist ideolojisinden etkilenerek Halkçıların sol yanasını oluşturmuş ve memlekete dönmeye başlamıştır. Bu geri dönen bazıları Marksist düşüncelerini özümseyerek (örneğin, Plehanov) Rusya’ya dönerek faaliyetlerini işçi sınıfında sürdürmüştür. Aynı zamanda Rus gazeteciliğine Çehov A. ve Korolenko V. gibi dünyaca ünlü yazarlar da katılmıştır. 1890’larda Gorki M. gazeteciliğe atılıyor, 1885’de Blagosvetlov’un Marksist derneği “İşçi” isimli gazeteyi çıkarmıştır. Ancak çoğu devrimci Marksistler için Rusya’da yayın açmak mümkün değildi ve bu yüzden ana faaliyetlerini yurtdışında geliştirmek zorunda kalmışlardır. XIX. yüzyılın sonunda basına kapitalizm anlayışının girişi Rus basınında önemli değişimlere sebep olmuştur. 1860 – 1870 dönemi Rusya basını ile 1880 – 1900 basını arasında fark, özellikle ahlak ve etik sahasında, oldukça büyüktü.181860’larda gazetecilik yapanlar, 1880’lerde yeni kapitalist düzene uygun olmayarak mesleğini 17 18 Esin, s. 61 Abdullayev, s.18 12 bırakmak zorunda kalmıştır. Bu dönem gazetelerde rüşvetçilik, şantaj, yalancılık ve sansasyonel habercilik, olağan ve hatta alışılagelmiş olgu olarak görülmekteydi. Böylece Rusya gazeteciliğinde yeni redaktör tipi ortaya çıkmıştır. Bu redaktörler, kendi yayınlarında eğlenceli ve sansasyonel haberciliği ön plana çıkararak, eskiden var olan etik kurallarını tamamen ortadan kaldırmıştır. Aynı zamanda Rusya basınında sadece redaktör anlayışı değil, gazeteci anlayışı da değişti. Yeni tip gazeteci sansasyonel ve doğaüstü olaylar peşinde koşarak, haberlerin merkeze ulaştırılması dışında hiçbir şey hakkında düşünmüyordu. Yazdıkları için alacak para yeni gazetecileri ilgilendiren tek şey idi. Bu dönem kapitalizm anlayışının basına girişinin olumsuz etkileriyle birlikte olumlu etkileri de olduğunu söyleyebiliriz. Yeni redaktör ve gazeteciler arasında fikirlerine sadık kalan, eleştiri ve toplumun ihtiyaçlarını yakalayabilen, az sayıda olsa da, gazeteciler kalmıştır.19 XIX Yüzyıl yeterince zengin, dallanmış basın sistemi yaratmıştır. Ama yine de basın özgürlüğü sorunu çözülmemiştir. Oluşmuş partilerin (sosyal-demokrat, sosyal-devrimci, anayasacı-demokrat ve hatta monarşist) yasal yayınları yoktu. İlk parti organları sürgünde oluşturulmuştur. 1.1.3. XX Yüzyılın Başında Basın XX Yüzyılında gazetecilik sahasında özel girişimcilik genişlemiş ve güçlenmiştir. Önemli ölçüde yayımcının, yani gazete ve dergilerin sahibinin ve redaktörün görevleri ayrılmıştır. Redaktörler ve gazeteciler salt sansüre bağımlı değil, aynı zamanda yayının sahibine bağımlı, ücretli işçi olmuşlardır. Zamanla kaliteli ve popüler basın biçimlenmiştir. Eski akımlar – konservatif, liberal ve demokratik (sosyalist) bununla birlikte, bağımsızlığını ilan eden, parti yöneliminden uzak duran, örneğin “Russkoe Slovo” (Rus Kelime) gibi yayınlar, ortaya çıkmışlardır.20 19 20 Abdullayev, s.18 Esin, s.67-68 13 XX Yüzyılın başında ulusal basın için en önemlisi ilk Rus Devrimi (1905 yıl) ve 17 Ekim Çar Manifestosu olaylarıdır. Siyasal haklar ve özgürlükler tanıyan Ekim Manifestosu, çok partili ve legal basının gelişimini öngörmüştür. 24 Kasım 1905’de özel bir kararnameyle basın işlerine idari karışma getirilmesi, basın suçları için mahkeme sorumluluk düzeninin iadesi ilan edilmiştir.21 Suçlu basın çalışanlarına para cezası, üç aylık kadar tutuklama, iki aydan bir buçuk yıla kadar hapis cezası, sürgüne gönderme gibi cezalar uygulanmıştır. Dergileri toplama, istenmeyen yayınları durdurma, basımevlerin kapatılma hakları basın işleri genel müdüriyetin ve polisin yönetimi altında kalmıştır. Aynı zamanda hükümetin yanlı yayınlarına sübvansiyon sağlanmıştır. Ekim Manifestosu’ndan sonra çok partili ve legal basın gelişmiştir. 1905 yılında monarşi taraflı “Moskovskie Vedomosti” (Moskova Haberleri), “Russkoe Znamya” (Rus Bayrağı), “Slovo” (Söz), “Narodnaya Svoboda” (Ulusal Özgürlük) gibi dergiler yayımlanmışlardır. Bu tür yayınlarda meşruti monarşi ve halk temsilciliğinin (Duma) birlik fikri verilip, devrimin reddedilmesi, siyasal savaşta salt barış anayasal metotların kullanılması belirtilmiştir. Ancak resmi basın, eski yada yeni dergiler de olsa, rağbetli olmamıştır. Sosyal-devrimcilerin yayınları sağlam pozisyonda durmuşlardır. Parti önderliği altında “Sın Oteçestva” (Vatan Oğlu), “Golos” (Ses) isimli dergiler yayımlanmıştır. Köylülerin çıkarlarını yansıtarak, yayınlar toprak sorununu ortaya çıkartmışlardı, köylülere toprağın karşılıksız verilmesini istemişlerdi. Sosyal-devrimciler devrimden vazgeçmemişlerdi ve hatta devrim terörünün kullanmasının yanlıları idi. Sosyal-demokratik basın çok devrimci basın olmuştur. Sosyal-demokrat partisi, Bolşevikler - “Novaya Zhizn” (Yeni Hayat), “Borba” (Savaş), Menşevikler - “Naçalo” (Başlangıç), “Moskovskaya Gazeta” (Moskova Gazetesi) isimli yayınlar çıkartmıştı. Proletarya ihtilâl fikri Bolşevik gazeteciliğinin ana konusu idi. Anarşistler “Anarhiya” (Anarşi) isimli yayını çıkartmıştır.22 21 22 Abdullayev, s.20 Esin, s. 69-72 14 1905 yılının özelliği çok sayıda resimli satirik yayınların oluşmasıdır (“Pulemet”/Tüfek, “Zhalo”/İğne, “Topor”/Balta, “Zritel”/Seyrici). Bu tür yayınların ana hedefi – çarlık rejimi, 17 Ekim Manifestosu, Çar Nikola II, başkanlar Vitte, Durnovo. Dergilerin çoğunluğu kısa ömürlü idi. Tüm sosyal-demokrat, sosyal-devrimci ve bazen anayasacı-demokrat basınlar hükümet ve sansür taraflarından takip edilmiştir. Bu yüzden yasaklanmışların yerine yeni isimli yayınların çıkartılması şaşırtıcı değildir. İlk Rus Devrimi Rusya’da oturan milletlerin (Tatar, Çuvaş, Özbek vs.) ulusal dilde gazetelerinin yayımlanmasına yol açmıştır. Böylece İlk Rus Devrimi ve bundan sonraki Ekim Manifestosu, hükümet tarafından kontrol edilen, çok partili (monarşist, sosyal-devrimci, sosyal-demokrat, anarşist) ve legal basının gelişmesine yol açmıştır. 1914 Savaşı Rus basınında esaslı düzeltmeler yapmıştır. Askeri harekâtların başından beri tüm cephe ve cephe yanındaki alanlarda hükümet tarafından askeri sansür koyulmuştur. Askeri muhabirlerin faaliyeti sıkı biçimde denetlenmiştir. Hükümet, askeri yönetimce orduda monarşi yanlı gazetelerin yoğun yayımlanması için önlemler almıştır. Savaş üzerinde şiddetlendirilmiş sosyal çelişkiler 1917 yılın baharında burjuvademokratik devrime ve II Nikola’nın feragat etmesine neden olmuştur. İktidar Geçici Hükümet’in eline geçmiştir.23 Ülkede ikili iktidar durumu, bir taraftan Geçici Hükümet (liberal burjuvalardan ve monarşi yanlısı olanlardan oluşmuş), öbür tarafta – Petrograd Sovyet (sosyalist işçilerden oluşmuş), meydana geldi. Çarlık rejimin devrilmesinden sonra Rus gazetecilik tarihinde yeni dönem başlamış: monarşi gazeteler ve dergiler kapatılmış; aynı zamanda Geçici Hükümet tarafından “Basın Hakkında” isimli kararıyla periyodik yayınların hızlı artışı, sosyalistik yönelim olanlar dâhil, gözlemlendi.24 İki iktidar arasındaki savaşın sonucu 1917 Ekim Devrimi ve Bolşeviklerin iktidara gelmesi olmuştur. 1.1.4. SSCB Dönemi 23 Esin, s.73, 76-78 Кузнецов И., История Отечественной Журналистики (1917-2000), 4-е изд. – М.: Флинта: Наука, 2008, с.19, 46 (Kuznetsov İ., Gazeteciliğinin Tarihi (1917-2000), Moskova, IV Baskı, Flinta:Nauka, 2008, s.19,46) 24 15 Ekim Devrimi’nden sonra, bir yıl içerisinde, tüm eski Rus periyodik yayınları kapatılmıştır. Bolşevikler iktidara geldikten hemen sonra ilk Sovyet gazeteleri yayımlanmaya başlamıştır. Gazeteler “Gudok” (“Düdük”), “Golos Trudovogo Krestyanstva” (“Emekçi Köylülerin Sesi”) gibi isimler taşımıştır. Ayrıca resmi makamlar tarafından kurulan bu gazetelerde yaşamın çeşitli alanlarında yeni hükümetin faaliyeti hakkında halka bilgi verilmiştir. Tek partili (Bolşevikler) sistem koşulları altında, sosyalizmin propagandasını yapmak medyanın görevi olmuştur. Komünist lider Lenin’in çok sayıda yazdığı belgeler, makaleler, sosyalizmin kurulmasında araç olarak kullanmıştır. 1918 yılında Rusya Telgraf Ajansı (ROSTA) adıyla ilk Sovyet haber ajansı kurulmuştur. Ayrıca bu kurum, gazetecilik mesleğine yeni gelenlere eğitim veriyordu ve eğitim kitapları bastırıyordu. İç Savaş döneminde25 basın gelişmeye devam etmiştir. Bu zamanda pek çok Kızıl Ordu’nun (“Pravda”/Gerçek, “Krasnyi Strelok”/Kırmızı Avcı, “Revolyucionnaya Armiya”/Devrimci Ordu) ve Beyaz Ordu’nun (“Pravitelstvennyi Vestnik”/Hükümet Haberci, “Severnoe Utro”/Kuzey Sabahı) yayınları çıkıyordu. Beyaz Ordu gazeteleri, Amerikan Basın Büro yardımıyla anti-Sovyet propagandasını yapıyordu. Aynı zamanda anti-Sovyet yayınlarına karşı yabancı dillerde çıkan Sovyet yanlı basın oluşmuştur.26 Ayrıca o devirlerde ulusal basın çok kötü durumdaydı. Ülkenin dağıtılması, kadro yetersizliği, gazetelerin birkaçının tek bir kişiyle yayın yapmasına neden olmuştur. Aynı sebeplerden dolayı bazı cumhuriyetlerde hiçbir gazete veya dergi çıkmamıştır. Fakat bu krize rağmen tam bu yıllarda (1920’lleri) Sovyet gazetecilik sistemi oluşturulmuş ve basının çeşitleri biçimlenmiştir. Önde gelen gazetelerden “Pravda”(Gerçek), “İzvestiya” (Haberler), “Trud” (Emek), “Komsomolskaya Pravda” (Komsomol Gerçeği), “Raboçaya Gazeta” (İşçi Gazetesi), “Krasnaya Zvezda” (Kızıl Yıldız) gibi gazeteleri sıralayabiliriz. 25 Rus İç Savaşı, 1917 ve 1922 yılları arası Ekim Devrimi ile başa geçen Bolşeviklere karşı çok sayıda muhalif Rus siyasi parti örgütleri arasında yaşanan savaştı. Ana muharebe Sovyet Rusya'ya bağlı Bolşevik Kızıl Ordusuyla komünizm karşıtlarının Çarlık Rusyası'na bağlı Beyaz Ordusu arasında geçti. Savaşı Sovyet Rusya'sının kazanmasıyla tarihteki ilk sosyalist yönetim iş başına gelmiştir. 26 Kuznetsov, s. 81-82, 86-89 16 Önde gelen gazetelerden birisi “Pravda” gazetesi idi. Ekim 1908’den 1912 tarihine kadar, Bolşevik siyasetçi Troçki tarafından Viyana’da basılan ve ülkeye gizli sokulan “Pravda” (Gerçek), 22 Nisan 1912 tarihinde Petrograd’da Bolşevikler tarafından yayınlanmaya başlamıştır. Sovyetler Birliğinin kurulmasıyla birlikte, Sovyetler Komünist Partisinin yayın organı olarak 1991 yılına kadar gazete hayatını sürdürmüştür. SSCB'nin dağılmasına kadar ülkenin en önemli resmi gazetesi, haber ve eğitim organı olan Pravda, bilim, ekonomi, kültür ve edebiyat konularında ideolojik yorumlar ve makaleler yayımlamıştır. Gazetede, okur mektuplarına ve onları komünist teori ve programlar konusunda bilgilendirmeyi amaçlayan yazılara yer verilmiştir. Sovyet dış politikasının sesi İzvestiya gazetesi olduğundan, Pravda'da yayınlanan dış haberler genelde yabancı ülkelerdeki iç gelişmelerle sınırlıydı. Gazetede az sayıda fotoğraf kullanılıyordu. Pravda'da yayımlanan başyazılardan çoğu, rejimin ve komünist partinin resmi söylemleri olduğundan öteki Sovyet gazetelerinde de yayımlanmıştır.27 Böylece, haber ilk önce Pravda’da çıkardı, sonra başka gazetelerde yayınlanırdı. XX Yüzyılın başında, Rus basınında öykü ve yermeli fıkra gibi yazınsal türler gelişmiştir. Bu yeni edebiyat türlerinin temsilcileri arasında Serafimoviç A., Furmanov D., Zoşenko M. gibi ünlü Rus yazarlar bulunmuştur. Sovyet iktidarın ilk on yılında radyo yayınları, kitle iletişim aracı olarak, önem kazanmaya başlamıştır. 1921 yılında ilk radyo tesisleri hizmete girmiştir, 1924 yılında Radyo Dost Derneği kurulmuştur. 1920’li yılların başında Sovyet gazeteciliğinin ana konuları - Novaya Ekonomiçeskaya Politika (Yeni Ekonomik Politiği28), 1921–1922 yıllarında açlık sorunu, parti içi yaşam olmuştur. Böylece gazeteler, parti içinde gerçekleşen tüm olaylara büyük önem veriyordu. 27 Proletaryanın Sesi Pravda 102 Yaşında, http://halkinkurtulusu.net/?p=3218 (21.04.2014) Yeni Ekonomi Politikası (Rusça: Новая экономическая политика, Novaya Ekonomiçeskaya Politika, NEP), 1921-1927, Rus ekonomisini çöküşten kurtarmak amacıyla Lenin tarafından ortaya konan ekonomik politikadır. Bazı özel işletmelere izin verilerek NEP sayesinde küçük işletmelerin kapitalizmde olduğu gibi kâr mantığıyla devam etmesini içeren politikada sosyalist devlet, bankaları, büyük sanayi kuruluşlarını ve dış ticareti tekel olarak kontrol etmeye devam etmiştir. NEP, Sovyetler Birliği Komünist Partisi 10. Kongresinde kararlaştırılmış ve resmi olarak 21 Mart 1921 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu kararla köylülerden zorla alınan fazla tarımsal ürün alımı durdurulmuş, bunun yerine ürün üzerinden vergi alınmaya başlanmıştır. Sanayi kuruluşlarıyla ilgili ek kararlarla politika netleştirilmiştir. 28 17 1920’lerin sonu ve 1930’larda basın üzerinde parti kontrolü sıklaştırılmıştır. Parti beğenilmeyen ve “tarafsız” olarak karakterize edilen bütün yayınları kapatmıştır. 1930’larda diktatör Stalin tarafından gerçekleştirilen “toplumsal temizleme” yılları başlamıştır. İlk önce merkezi, sonra yerel yayınlarda “vatan hainleri” arayışı sonucu, basın mensuplarının yaklaşık % 70’i tutuklanmış veya Sibirya’ya sürgüne gönderilmiştir.29 Bu “toplumsal temizleme” tek basını etkilememiş, Sovyet aydınları, Ordu ileri gelenlerinin de arasında “temizleme”, “vatan hainleri” arayışı cereyan etmiştir. İkinci Dünya Savaşı Sovyet basınını büyük ölçüde etkilemiştir. İki katından daha fazla merkezi gazetelerin tirajı azalmıştır. Savaşın başlamasıyla Stalin bütün basın organlarının, halkla birlikte Komünist Parti yönetimi altında toplanması gerektiği çağrısında bulunmuştur. “Komünist Tanktan Güçlüdür!”, “Düşmanı Mayınla Yok Et!”, “Düşman Uçaklarına Ateş!” gibi manşetleri, bütün vatandaşlar “Her Şey Ordu İçin. Her Şey Zafer İçin” sloganıyla faaliyette bulunmuştur. Bu arada, Rus medya tarihinde ilk kez, gazete idarehanelerine, radyo ve haber ajanslarına yüzlerce Sovyet yazarlar gönderilmiştir. Yazarlar çatışmaların en hassas bölgelerinden röportaj yazmışlardır. Bu yüzden savaş ve savaş sonrası dönem gazeteciliğinde büyük kısmı öyküler ve hikayeler yer almıştır. Savaş sırasında yurtsever duyguların artmasıyla birlikte, eskiden Sovyet gazetelerinde çalışan birileri işgalciler tarafına geçerek çalışmışlardır. “Raboçii Put” (İşçi Yolu) gazetesinin eski redaktörünün karşı tarafa “Novyi Put” (Yeni Yol) gazetesine geçmesi, Rus gazetecilerin savaş zamanında Alman’larla ittifaka girmesine örnek olarak söyleyebiliriz.30 Savaş sonrası yıllarda medya her gün Sovyet halkın başarılarını bildirmiş: gaz boru hattının yapımı, ilk yaptığı uydunun uzaya atılması, ilk insanın uzay uçuşu, ulusal ekonomi sergilerin açılışı, parti kongre raporlarının açıklaması v.b. haberler gazetelerde yer almıştır. 29 30 Abdullayev, s.58 Kuznetsov, s.90 18 1970-1980’lerde entelektüel temsilciler, Sovyet muhalifleri tarafından yeraltı gazeteler (“Günlük Hadiselerin Hroniği”) yayımlanmıştır. Sovyet muhaliflerin parlak temsilcilerden Aleksandr Soljenitsin yazarı söyleyebiliriz. 1918’de Kuzey Kafkasya'da doğan yazar, üniversite eğitiminden sonra Sovyet ordusunda görev almıştır. Yüzbaşı rütbesiyle katıldığı İkinci Dünya Savaşında Stalin'le ters düşünce hapis cezası almıştır. Hapis cezası 1953'de sona erince Kazakistan'da siyasi tutuklulara özel bir kampa gönderilmiştir. Takip eden yıllarda ise sürgünde geçirmiştir. Sürgünde öğretmenlik yapan Soljenitsin Hruşev döneminde kısmi bir aftan yararlanmış ve Ryazan'da çalışmaya başlamıştır. "İvan Denisoviç'in Bir Günü" isimli eseriyle başarı sağlayan Soljenitsin bir yıl içinde Sovyet Yazarlar Birliği'ne girebilmiştir. Fakat, kısa bir süre içinde tekrar "istenmeyen adam" ilan edilen yazara 1966’da yurt dışına çıkma yasağı konulmuştur. Çalışma kampları hakkındaki kitabı Gulag Takımadaları ile Sovyet sistemin karşıtı olan Soljenitsin, 1970’de Nobel Edebiyat Ödülü'nü almıştır. Fakat ödülünü yazar 1974'de vatandaşlıktan çıkarılarak sınır dışı edildikten sonra almıştır. İki yıl yazar İsviçre'de kalmış, sonra 1976'da ABD'ye yerleşmiştir. 1990'da Rusya lider Gorbaçov'un sayesinde vatandaşlık hakları geri verilen Soljenitsin 1994'de ülkesine dönmüştür. 1994'te yazar parlamento önünde yaptığı konuşmada Rusya'nın kendisine göre hatalarla dolu demokrasiye geçişini eleştirmiştir. 3 Ağustos 2008 tarihinde yazar Moskova'daki evinde kalp yetmezliği nedeniyle yaşamını yitirmiştir. 1985’de iktidara gelen Gorbaçov tarafından başlatılan Perestroyka31 (Yeniden Düzenleme) süreci nedeniyle başlayan krizin 1989–1990 yıllarında Rus basınını da etkilemiştir. Komünist yayınların sayısı azalınca yeni çıkarılan liberal yayınların tirajları hızla yükselmiştir. Bu değişimlerle beraber devletlerde milli basın enstitülerinin oluşumu ve Rus dilinin değerini kaybetmesi sonucu, 70 yıl sürecinde oluşturulan tüm bağlar kesilmiştir. Perestroyka döneminde farklı sosyal örgütlerin, biçimsel yasak olmasına rağmen, çok sayıda muhalif yayınları çıkmaya başlamıştır.32 Bu tür yayınlar alternatif basın ismi 31 Perestroyka (Yeniden Yapılanma), SSCB'de 1980'li yıllardan itibaren gerçekleştirilen ekonomik ve siyasi sistemi yeniden yapılandırma ve reform hareketleri. 32 Kuznetsov, s.95 19 taşıyordu. 1988 yılında çıkmaya başlamış “Svobodnoe Slovo” (Özgür Söz) isimli radikal anti-Sovyet gazetesi - tipik örnektir.33 Böylece, Sovyet döneminde basının ana görevi – komünizm ideolojisinin propaganda yapması olmuştur. Komünizm ideolojisine aykırı düşünceler içeren gazeteler yasaklanmıştır. Partiye karşı çıkanları “vatan haini” olarak beyan edip tutuklamış veya Sibirya’ya sürgüne gönderilmiştir. Sovyet sistemin dağılmasıyla partinin önder rolü azalmış, ülkede liberal, anti-komünist yayınlar da çıkmaya başlamıştır. 1.1.5. Post-Sovyet Dönemi ve Bugünkü Durumu Post-Sovyet döneminde Rus gazetecilikte önemli değişikler olmuştur: monoton parti yayınlar yerine kaliteli ve kitlesel, devlet bütçesi tarafından ödenekli, iktidar görüşünü yansıtan resmi yayınlar ve mevcut rejimi eleştiren özel yayınlar çıkmaya başlamıştır. Yerli basında da köklü değişimler yer almıştır. Otonom cumhuriyetlerin başkentlerinde, eyalet, bölge, ilçe merkezlerinde sosyo-politik yayınların yanı sıra ekonomik, ticari bildiri, hukuk, dinsel, edebi, sportif vs gazeteler ve dergiler yayınlanmaya başlanmıştır.34 1990’larda “bayağı basın” denilen büyük tirajlı gazeteler yayınlanmaya başlanmıştır. UFO, doğaüstü olaylar hakkında röportajlar; ünlü sanatçılar, pop yıldızların skandal içeren özel hayatlarının açıklamaları bu tür gazetelerin içerdiği konuları oluşturmaktadır. Örnek olarak “Megapolis Ekspress” (Megapolis Ekspres) ve “Ekspress Gazeta” (Ekspres Gazetesi) gazetelerini söyleyebiliriz. Aynı zamanda Rusya’da “Kommersant” (Tüccar) isimli günlük ekonomi gazetesi yayımlanmaya başlamış, onun üzerine sonra büyük yayınevi kurulmuştur. Moskova’da “Nezavisimaya Gazeta” (Bağımsız Gazete) isimli günlük özel gazete çıkmaya başlamıştır. Büyük iş adamları kendilerine gazeteler alıyordu, örneğin “Segodnya” (Bugün) gazetesinin sahibi - bankacı ve büyük iş adamı Gusinski V. Büyük iş adamlarının kontrolü altına bazı televizyon kanalları da geçmiştir. 33 34 Kuznetsov, s.95 Kuznetsov, s.104 20 Post-Sovyet döneminde Rus gazetecilik tarihinde önemli olan olay İnternet’in hızlı gelişmesidir. İnternetin hızlı gelişmesi ve haberin internet sayesinde kolay ulaşmasından dolayı okuyucuların günlük gazetelere ilgisi azalmış ve tiraj sayısında düşme görülmüştür. Bu tüm dünyada basılı gazetecilik sorunlarından biridir. 2006 yılının Basın ve Kitle İletişim Federal Ajans (FMPAK)’ın verilerine göre yazılı gazetecilik alanında Rusya’da 140–150.000’den fazla insan çalışıyor. Onlardan en az % 50’si mesleki eğitim almış gazeteciler, ötekiler ise yüksek eğitim görmüş olanlardır.35 Yani gazetecilik alanında çalışanların hepsi eğitimli insanlardır. Bugün Rusya’da gazetecilik eğitimi veren yüzden fazla üniversiteler bulunmaktadır. Ancak NTV Kanalının gazetecisi Aleksey Pivovarov’a göre bugünkü Rusya’da profesyonel gazeteciliğin eğitim durumu çok kötüdür: “Çoğu zaman umut verici, yetenekli, ama deneyimsiz gençlerle karşılaşıyoruz ve onlara eğitim verebilecek hiçbir sistem ve okul yoktur. Bu nedenle gazetecinin kariyeri özel girişime ve şansa bağlıdır.”36 Günümüzde Rus medyasında, özelikle gazetelerde ve internet yayınlarında, gazetecinin kendi röportajı yerine haber bültenlerinden kopya yapması ve sonra kendi adı altında yayınlaması, sıkça rastlanan bir olay durumundadır. Bu da mesleki etiğin bugüne kadar çözülmemiş sorunlarından biridir. 2013’te Rusya ve Türkiye aynı sırada basını en çok kısıtlanan ülkeler arasında yer almıştır. Paris merkezli Sınır Tanımayan Gazeteciler (STG) 2013 Basın Özgürlüğü Raporu’na göre dünya genelinde 71 gazeteci hayatını kaybetmiştir ve 178 gazeteci de hapishanede bulunmaktadır. Rusya’da Vladimir Putin’in başkanlığına dönmesi ile başlayan baskıcı tavırlar ardı ardına bir sürü protesto gösterisine yol açmıştır. Yine, Rusya halen Anna Politovskaya, Natalia Estemirova, Abdulmalik Akhmedilov ve Khadzimurad Kamalov gibi gazetecilere saldırmak suretiyle öldürenleri yargılamayı da başaramamıştır. New York merkezli, Gazetecileri Koruma Birliği (GKB) Raporuna göre, Rusya’nın halen çözülmemiş gazeteciler cinayetlerinde dokuzuncu sırada 35 “Кто Научит Журналиста?” (Gazeteciyi Kim Öğretecek?) Media Guide, www.mediaguide.ru/?p=news&id=44d2e8aa (04.08.2006) 36 “Что Происходит с Российской Тележурналистикой?” (Rus TV Gazeteciliğiyle Neler Oluyor), Lenta.Ru, http://lenta.ru/conf/pivovarov/ (26.06.2009) 21 olduğunu belirtmektedir.37 Rusya basınının en çok kısıtlanan ülkeler arasında yer alması, Rusya’da gazetecilik mesleğinin tehlikeli ve zor olduğunu göstermektedir. Seray Öney Doğanyığıt’a38 göre Rusya, Putin döneminde önemli bir ekonomik büyüme göstermiştir. Fakat ekonomik büyüme demokratik reformları getirmemiştir. Rusya ifade ve medya özgürlüğü konusunda ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Yazar, Rusya’nın bugünkü genel sosyo-ekonomik ve kültürel durumuna “Putinizm” denilen özel bir isim vermektedir. Putinizm, Doğanyığıt’a göre, “baskıcı, tek iktidarla yönetilen, mali ve politik gücü merkezileştiren, parlamentonun gücünü azaltan, medyayı kontrol altında tutan ve Rus milliyetçiliği söylemine dayalı eski siyaset anlayışına dönüşü kapsayan politik prensipler dizisidir”.39 Yazar Rusya basınının haberleri kendisinin yazmadığını, diğer ajanslardan alıntı yaptığını ve bundan dolayı eleştirel bir bakış sergilenmeksizin sadece haber verdiğini eleştirmektedir. Sonuçta yazar, Rusya devletinin bütün ideolojik aygıtlarının Putin hükümetine hizmet ettiğini açıklıyor. Bugün yazılı yayınlar Rus medyasının en yaygın çeşididir. KİA denetleme Kurulu’nun (Roskomnadzor) verilerine göre 2012 yılının başında toplam 65 596 yazılı yayın kayıtlı olması ile birlikte 2011 yılında Rusya’da 4 193 gazete çıkıyordu. Rusya’da bugün popüler olan gazeteler: - Komsomolskaya Pravda/Komsomol Gerçeği (1925), günlük gazetedir, V.Sungorkin redaktörlüğü altında yayınlanıyor. Tirajı - 1.500.000. Tipi – tabloid, siyasi yönelimi – hükümet yanlı gazetedir. - Kommersant/Tüccar, günlük ekonomi gazetesidir. Redaktör: M. Mihailin. Tirajı - 250.000. Siyasi yönelimi – hükümete karşı gazetedir. İlk sayısı 1909 tarihinde yayınlanmış, 1917’de Bolşevik devrimini takiben, sansürcülük tanımıyla kapatılmıştır. 1989 yılında sahibi olan gazeteci ve iş adamı Vladimir Yakovlev tarafından tekrar yayımlanmaya başlamıştır. Gazetenin Sovyet rejiminden daha 37 Mutlu Merve Melek, “Rusya ve Türkiye’nin Basın Özgürlüğü Konusunda Yaşadığı Kısıtlamalar” http://www.yenidenergenekon.com/358-rusya-ve-turkiyenin-basin-ozgurlugu-konusunda-yasadigi-kisitlamalar/ (01.01.2014) 38 Seray Öney Doğanyığt, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin Öğretim Görevlisi 39 Doğanyiğit Seray Öney, “Rus Yazılı Basın’ında Haber Alma ve Verme Anlayışı”, Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi, Uluslararası Medya, https://www.academia.edu/1883856/RUSYADA_YAZILI_BASINDA_HABER_ALMA-VERME_ANLAYISI 22 fazla dayandığına dikkat çekmek için modern Rus alfabesinde sert bir sessiz olan ama cümle sonunda sessizce okunan bir harf olan (miyagki znak) harfi, ‟kommersant”ın sonuna bir imza şeklinde konmuştur. 2009 yılından itibaren gazete İngiltere’de de basılmaktadır. - Moskovskii Komsomolec/Moskova Komsomolcusu (1919), günlük gazetedir. Redaktör: P.Gusev. Tirajı – 95.000. Tipi – tabloid. Siyasi yönelimi- hükümete karşı, bağımsız yayın. - İzvestiya/Haberler (1917), günlük gazetedir. Redaktör: A.Potapov. Tirajı – 250.000. Siyasi yönelimi – hükümet yanlı gazetedir. - Rossiyskaya Gazeta/Rus Gazetesi (1990), günlük gazete, Rusya hükümetinin resmi basını. Redaktör: V.Fronin. Tirajı – 400.000 - Nezavisimaya Gazeta/Bağımsız Gazete (1990), günlük gazetedir. 21 Aralık 1990 tarihinde yayınlanmaya başlamıştır. Merkezi Moskova'da bulunan gazetenin ortalama sirkülasyonu 40.000 okuyucudur. Sahibi Konstantin Remchukov'dur. Siyasi yönelimi – hükümete karşı gazetedir.40 - Trud/Emek (1921), günlük gazetedir, redaktör: V.Simonov. Tirajı – 150.000. Siyasi yönelimi – hükümet yanlı gazetedir. - Argumenty i Fakty/Argümanlar ve Gerçekler (1978), haftalık gazetedir, redaktör: N.Zyatkov. Tipi – tabloid. Siyasi yönelimi – hükümet yanlı gazetedir. Sovyet lideri Mihail Gorbaçov döneminde gazetenin 34 milyon tiraja ulaşarak Guinness Rekorlar Kitabı’na da girmeyi başarmıştır. 2013 yılında Cihan Haber Ajansı Argumenti i Fakti (AiF) ile ortak hazırladığı Rusça gazete AiF-Türkiye yayın hayatına başlamıştır. Tamamı Rusça, renkli ve kuşe kâğıda baskı 32 sayfalık gazete Türkiye ve Rusya’da Rus okurla buluşmaktadır.41 Gördüğümüz gibi, bugün Rusya basınında hükümete yanlı ve iktidara karşı yayınlar bulunmaktadır. Bazı TV kanalları ve gazeteler büyük iş adamlarının kontrolüne 40 41 Kuznetsov, s.110 Kuznetsov, s.112 23 geçmişlerdir.42 Sovyet sisteminin dağılmasıyla basında okurları eğlendirmeyi amaçlayan yeni çeşit gazeteler çıkmaya başlamıştır. Eskiden ciddi olan yayınlar (Komsomolskaya Pravda gibi) yeni piyasa koşullarında hayatta kalmak için gazetelerini tabloid durumuna çevirmek zorunda kalmışlardır. Tezimde Rus-Gürcü Savaşını söylem analizi yöntemiyle iki gazete inceledim. Bunlar: Komsomolskaya Pravda ve İzvestiya. Bu gazeteleri seçmemdeki amaçlar, yayınların yüksek tirajı olması (KP gazetesinin günlük tirajı – 650.000, İzvestiya’nın – 250.000: Media Guide verilerine göre); Rus gazetelerden KP ve İzvestiya en çok okunan gazetelerdir. KP ve İzvestiya gazetelerinin çok zengin ve ilginç geçmişi vardır. KP gazetesi Komsomol, gençlik örgütünün yayın organı olarak, İzvestiya ise Komünist Partisinin yayın organı olarak kurulmuştur. Gazetelerin nasıl tür yayın olduklarını daha iyi anlamak için, gazetelerin tarihine bakmak mantıklıdır. 1.1.6. “Komsomolskaya Pravda” ( “Komsomol Gerçeği”) “Komsomolskaya Pravda” Rusya’nın en eski ve en ünlü gazetelerinden biridir. Şekil 2: Komsomolskaya Pravda Gazetesinin İlk Sayısı (24 Mayıs 1925) 42 Kuznetsov, s.127 24 Gazetenin tarihi, 1924 yılında Komünist Partisi’nin XIII Kongresi’nde gençlik örgütünün (Komsomol) yeni gazete oluşturma kararıyla başlıyor. 13 Mart 1925’de gazete kurulmuş, yayına ismi koyulmuş, yazı kurulu kadrosu oluşturulmuştur. 24 Mayıs 1925 tarihinde 31 bin tirajıyla gazetenin ilk sayısı yayımlanmıştır. Söz edilen dönem için yeni gazetenin çıkması önemli bir olaydı.43 KP gazetesi, Bolşevik ideolojisinin propaganda aracı olarak kurulurken, Komünist partinin tamamen kontrolü altına geçmiştir. Kesin olarak bu gerçek 14 Ağustos 1925’de tespit edilmiş, o tarihte Komünist Parti tarafından “Basın Alanında Komsomol’un Çalışması Hakkında” karar alınmış, bu karara göre KP gazetesinin amacı - Komsomol hareketinin yayın organı olmasıdır. Gazete, gençliğe yönelik bir yayın olup, ülkede ve dünyada politik olaylarla ilgili resmi bilgiler, Komsomol’un tarihi ve Komsomol örgütlerinin faaliyeti, uluslararası gençlik ve çocuk hareketi hakkında haberler yayınlıyor; gençliğin eylem ve yarışmalarının organizatörü oluyor; ayrıca bilimsel makaleler ve doğa hikâyelerine de önem veriyordu.44 Gazetede başından beri aktif olarak ünlü yazarlar ve şairler çalışmışlardı: Vladimir Mayakovskii, Arkadii Gaydar, Aleksandr Fadeev ve başkalar. Onlar gazetede kendi şiirleri, romanlarının parçalarını yayınlıyorlardı. 23 Mayıs 1930’da KP gazetesine birinci Lenin Nişanı verilmişti. Toplam gazetenin buna benzeri ödülleri beş tane olmuş: Lenin Nişanı, Birinci Dereceli Vatan Savaşı Nişanı, Ekim Devrimi Nişanı ve iki tane Kızıl Bayrak İşçi Nişanı. Bir gazetenin beş tane Nişan sahibi olması gazetenin önemli yayın olduğunun göstergesidir. İkinci Dünya Savaşı’nın başından beri gazetenin sayfalarında askeri bildiriler, cephede bulunanlardan gelen mektuplar yayınlanmıştır. Cephenin önemli alanlarında gazetenin toplam 38 gezici yazı kurulları organize edilmiştir. 1945 yılında, savaş sırasında gösterilen hizmeti için KP gazetesine Birinci Dereceli Vatan Savaşı Nişanı verilmiştir. 43 Kuznetsov, s.145 Новая Российская Энциклопедия, Том 8(2), - М., Инфра-М, 2011, с.191 (Yeni Rus Ansiklopedisi, Cilt 8(2), Moskova, İnfra-M, 2011, s.191) 44 25 Savaş bitince KP gazetesi, yıkılmış ülkenin toparlanması için gençliği motive etmeye çalışmıştır. Gezici yazı kurulları artık inşaat yerlerinde görev yapıyorlardı. 1925'te yayına başlayan Komsomolskaya Pravda 1953'ten sonra daha canlı bir sayfa düzeni kullanmaya, daha renkli ve çeşitli konulara yer vermeye başlamıştır. Gazetenin o yıllardaki yayın yönetmeni olan Nikita S. Kruşçev'in damadı Aleksey Adjubey propaganda amaçlı resmi haberlerin oranını azaltarak daha çok spor haberleriyle kısa öyküler ve gezi izlenimlerini anlatan makaleler yayımlama politikasını benimsemiştir. 1961 yılında KP gazetesinin girişimiyle Sovyet Birliği’nde ilk Halkoyu Araştırma Enstitüsü kurulmuştur. Perestroyka (yeniden düzenleme) dönemin başından itibaren KP gazetesinin makaleleri sosyo-eleştirel nitelik taşımaya başlamış, gazete Gorbaçov reformlarını aktif olarak desteklemiştir. 1984’de KP gazetesinin “Sobesednik” (Muhatab) isimli renkli eki çıkartmıştır. Bu Sovyet Birliği’nde ilk renkli gazete olmuştur.45 1990’lardan beri gazetede politik haberlerin oranı azaltılmış, daha çok tarihi, sosyal, ekonomik, hukuksal ve gündelik yaşam sorunları, bilim ve kültürel gelişim, spor ve müzik haberleri, o zamanın en güncel sorunların sosyal tartışmaları, sosyete haberleri, yerli ve yabancı ünlülerin hayatları, reklamları yer almaya başlamıştır.46 Böylece, gazete, gençlik yayından okurların farklı yaş gruplarına yönelik, günlük tabloid haline dönüşmüştür. 1980'lerin sonlarında gazetenin günlük tirajı 17,5 milyona, 1990'da 22 milyona ulaşmıştır. Bu yüksek tiraj rakamı dünya rekoru olmuş ve gazete Guinness Rekorlar Kitabı’na girmiştir. 1990 – 2000 yılları arasında gazete sosyo-politik konulardan sosyete haberlerine, ünlülerin yaşamına ve okuyucunun eğlenmesine dikkat çekmeye başlamıştır. Gazetede siyaset konuları yine olmuştur, ama az yer kaplamaktadır. 45 46 Yeni Rus Ansiklopedisi, s.190 Yeni Rus Ansiklopedisi, s.191 26 Günümüzde 700 bin ile 3 milyon arasında değişen günlük tirajıyla KP gazetesi Rusya'daki en çok satan gazetelerden biridir. Halen enerji şirketi ECN Group bünyesindeki Media Partner'a aittir. Haftada her gün yayımlanıyor, Perşembe günü “tolstuşka” (“kalıncık”) isimli haftalık yayın çıkarıyor. A3 formatındadır. Media Guide verilerine göre, okuyucuların sayısı 900.000, çoğunluğunu % 63 oranında kadınlar oluşturmaktadır. Genel olarak gazeteyi % 64 oranında lise mezunlu, evli, 45–54 yaş arasında olan insanlar okumaktadır. Sosyo-ekonomik açıdan “KP” gazetesinin okuyucuları orta gelirli emeklilerdir. Bugün gazete Rusya’nın 44 şehrinde, eski SSCB cumhuriyetlerinin çoğunda yayımlanıyor, BDT, Batı, ABD ve İsrail’de de çıkıyor. Ayrıca eski Sovyet Birliği ülkelerinde ve yurtdışında özel muhabir ağını kurmayı başarmıştır.47 KP aktif olarak Japonya, Almanya, ABD gibi ülkelerin önde gelen mass-medya şirketler ile işbirliği yapmaktadır. Yerli ve yabancı medyada Rus gazetelerden KP gazetesi en çok alıntı yapılan gazetedir. Siyaset, ekonomi, kültür, spor, sosyete hayatı vb. haberler gazetenin içeriğini oluşturmaktadır.48 Sürekli yayınlanan konular: “Günün Görünümü”, “Sağlık”, “Otomobiller”, “KP-Spor”, “Tüketici Kulübü”, “Eğlence”, “Sosyete Haberleri”, “Öğrenci Kampusu”, “Eviniz” v.b. Gazetede Valerii Agranovskii, Yurii Rost, Vasilii Peskov, Yaroslav Golovanov, Yurii Şekoçihin, İnna Rudenko, Darya Aslamova gibi ünlü gazeteciler çalışmış ve çalışmaya devam etmektedir. Bugünkü KP gazetesini önyargılı ve taraflı haber verdiği için kınıyorlar. Eleştiriciler gazeteyi magazin tipine benzeterek, yabancı yayınlar ise gazetenin sayfalarında hiçbir zaman hükümeti eleştirmediğinden dolayı gazeteyi “bulvar propaganda aracı” olarak adlandırmaktadır. Örneğin, Radikal gazetesinde bulduğum eleştirel makalede KP gazetesinin şimdiki durumunu böyle anlatılmaktadır. “Rusya’da Vladimir Putin’in yeniden dünya gücü inşa etme operasyonuna ifade özgürlüğünün kurban gitmesine halk 47 “Комсомольская Правда – История и Нынешний День Газеты” (“Komsomolskaya Pravda- Tarihi ve Gazetenin Şimdiki Hali”), http://ria.ru/spravka/20100524/236957896.html (24.05.2010) 48 Yeni Rus Ansiklopedisi, s.190 27 sesini çıkarmazken, gazeteler çareyi tabloid bulvar kulvarına geçmekte aramaktadır” yazıyor Radikal gazetesi. Sovyet Birliği döneminde tüm cumhuriyetlerde yayımlanan ve Komsomol’un resmi yayın organı olan Komsomolskaya Pravda da bu “kervana” katıldığını, Sovyet döneminden “sadece adını koruyan” ve artık politika analizini yapmak yerine “New York ya da Londra’da yayımlanan tabloidlerden farkı kalmayan” bulvar gazetesi haline geldiğini yazıyor Türk gazetesi. Sonra Radikal, KP’nin genel yayın yönetmeninin söylediklerini aktarıyor: “İyimser yayım yapmaya çalışıyoruz. İnsanların yaşamasına yardım etmeliyiz. Tolstoy’la yarışmıyoruz”49 Böylece, KP gazetesini hükümete yanlı, tabloid formatında yayınlanan, Rusya gazetelerin içindeki en yüksek tirajlı gazete olarak niteleyebiliriz. 1.1.7. “İzvestiya” (“Haberler”) Şekil 3: İzvestiya Gazetesinin İlk Sayısı (28 Şubat 1917) 49 Magazini Komsomolskaya Pravda’da Ara, Radikal, http://www.radikal.com.tr/yorum/magazini_komsomolskaya_pravdada_ara-890599 (28.07.2008) 28 2008, “İzvestiya”, 1917 yılında kurulmuş, Rusya'da günlük yayınlanan konusu toplum, politika ve ekonomi olan gazetedir. İlk önce, gazete Petrograd Sovyet’inin50 yayın organı olarak “Petrograd İşçi ve Asker Vekilleri Sovyeti’nin Haberleri” ismini almış, sonra iktidar organın ismi değişince gazetenin de resmi ismi değişmiştir. 1917 yılında Petrograd şehrinde, 1918 yılından beri Moskova’da yayımlanıyordu. Tiraj: 35 bin gazete (1917), 441,5 bin (1927), 1,6 milyon (1937), 457 bin (1945), 1,6 milyon (1959), 6 milyon (1964), 8,5 milyon (1967), 10,1 milyon (1990), 611,5 bin (1997); 253 bin (2006).51 1917 yılında gazete Bolşevik ve Menşevik52 arası mücadelenin yarışma sahası olmuştur. Ekim Devrimi’nden sonra gazete yeni gelen iktidarın yasalarını yayımlamış (Toprak Kararnamesi, Barış Kararnamesi ve saire), sanayinin devletleştirme süreçlerini yansıtmış, Lenin’in yazdıklarını basmıştır. 1920 – 1930’larda endüstrileşme ve kollektivizasyon53 alanlarında gazete Komünist partinin politik yürütülmesine destek vermiştir. Gazetede kahramanlık olaylara, örneğin Arktika’nin fethi (“Georgii Sedov” buzkıranın kurtarması, Samoylovich’in sefer heyeti); Chkalov, Gromov pilotların uçuşlarına özel bir önem verilmiştir. İzvestiya, Komünist Parti’nin yayın organı olunca, muhalif akımları ile aktif olarak mücadele etmiştir. İkinci Dünya Savaşı’nın başında gazetede ilk kez Lebedev-Kumach’ın “Kutsal Savaş” isimli şiiri yayımlanmıştır (24.06.1941). Besteci Aleksandrov A. bu şiiri şarkıya çevirmiş; sonuçta “Kutsal Savaş” şarkısı savaşın müzik simgesi olmuştur. Savaş sürecinde gazete idarehanesi Kuybyshevo’ya göç etmiş, Moskova’da 10 çalışan kişi kalmıştır. Gazetenin savaş muhabirleri, cephenin hassas bölgelerinin tam içinden, Stalingrad, Kursk çatışmaları hakkında, Kiev şehrinin kurtarılmasıyla ilgili haberleri redaksiyona gönderiyorlardı. Bunun dışında gazetede sanayi, tarım, edebiyat ve kültür 50 Petrograd Sovyeti veya tam adıyla Petrograd İşçi ve Asker Vekilleri Sovyeti (Rusçası:Петроградский Совет рабочих и солдатских депутатов), Petrograd şehrinde 1917 Şubat Devrimi ile Çarlık Rusyasının dağılmasından sonra şehirde işçi ve cephedeki askerler tarafından kurulan temsil organı. Geçici Hükümet ile sürekli rekabet halinde olmuş, Temmuz Günlerinden sonra bastırılmış, Ekim Devrimi ile birlikte iktidar organı haline gelmiştir. 51 Большая Российская Энциклопедия, Том 10, Большая Российская Энциклопедия, - М., 2008, с.93, (Büyük Rus Ansiklopedisi, Cilt 10, Moskova, Büyük Rus Ansiklopedisi, 2008, s.93) 52 Bolşevik ve Menşevik: 1903 yılında düzenlenen Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin İkinci Kongresi'nde Lenin yanlıları çoğunlukta olduğu için Rusça çoğunluk anlamına gelen Bolşevik olarak, azınlıktaki Martov yanlıları da Menşevik olarak adlandırılacaktır. Kongreden sonra iki taraf arasında birleşme girişimleri olsa da birleşme gerçekleşmeyecek ve 1912 yılında kesin ayrım yaşanacaktır. 53 Kollektivizasyon - 1929 ve 1935 yılları arasında kollektif çiftliklerde ve devlet çiftliklerinde toprak ve emeği güçlendirmek için yapılan çalışmalardır. 29 konuları yer almıştır. O dönemde gazetenin sayfalarında çoğu ünlü şairler ve yazarlar yayınlamıştır (Simonov K., Tvardovskii A., Tolstoy A., Erenburg İ.). 1942 yılında gazetenin mensupları “İzvestiya” isimli tank inşaatı için para (116 bin ruble) toplamışlardı.54 1960’ların başında Adjubey A.’nın redaktörlük girişimiyle (1959–1964) gazete acı sorulara ve basit insan sorunlarına yer vermeye başlamıştır. Gazete kendi görüşünü dayatmadan insanların konuştuklarına ve tartışmalarına çözüm bulmaya çalışmıştır. 1961 yılında gazetede, Sovyet basın tarihinde ilk kez, Amerikan cumhurbaşkanı Kennedi ile yapılan demeç yayımlanmıştır. 1960 yılından beri, okuyucuların büyük ilgisini çeken, ailece okunması için “Hafta” Pazar eki çıkmaya başlamıştır. 1980’lerin ikinci yarısında gazete, çok sayıda ilke ve kritik konuşmaları yayımlanarak, Sovyet toplumunun yeniden düzenlemesini (Perestroyka) sağlamıştır. Farklı zamanlarda gazetede Rus ünlü yazarlar: Gorkii M., Mayakovskii V., İvanov V., Kassil L., Şaginyan M., Leonov L., Paustovskii K., Gamzatov R., Aytmatov Ç., Evtuşenko E., Rozhdestvenskii R., Voznesenskii A. vs kendi eserlerinı yayınlamışlardı. Gazetede Tess T., Kriger E., Morozov S., Agranovskii A., Aleksandrova N., İvanova L., Latsis O., Bovin A., Yakovlev E., Vasinskii A. gibi yetenekli gazeteciler çalışmışlardı. 1967 yılında gazeteye Lenin Nişanı verilmiştir.55 Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra gazete özelleştirilmiştir. Sovyet döneminde resmi yönetim organı olarak işlev görmüş olup, 1991 yılından beri de bağımsızdır, 1996 yılından sonra da farklı büyük şirketler bu gazeteye sahip çıkmıştır. Şimdiki sahibi: “National Media Group” holding ortaklığıdır. Gazete Rusya, BDT ülkeleri, Avrupa ve İsrail’de yayımlanmaktadır. 2005’de Şubat ayında “The New York Times” gazetesi Rusya’da partner olarak “İzvestiya”yı seçmiş ve bundan sonra Rusya’da orijinal dilinde el koyulmadan “The New York Times in İzvestiya” eki yayımlanmaya başlamaştır. İzvestiya’nın içerdiği konular: Rusya içindeki ve yurtdışındaki politik haberler, analiz ve yorumlama, ekonomi ve işletme, kültür ve spor haberleridir. Gazetede reklam az yer 54 55 Büyük Rus Ansiklopedisi, s.93 Büyük Rus Ansiklopedisi, s.94 30 almaktadır. Genelde orta ve yüksek gelirli insanlar için ciddi şirketler ve trendlerin reklamları bulunmaktadır. Örneğin “Sogaz” sigorta grubunun, Alitalia havayollarının ve “Rosneft” petrol şirketinin reklamlarıdır.56 Gazete haftada 5 kez, Pazartesi-Cuma günleri, A2 formatında yayınlanıyor olup, günümüzde (Media Guide verilerine göre) 250000 tirajla dağıtılmaktadır. Okuyucuların sayısı 125 000 kişi olup, çoğunluğun % 52’sini erkekler oluşturmaktadır. Genelde gazeteyi üniversite mezunları (% 51), evli, 65 yaş ve üstü insanlar okumaktadır. Sosyoekonomik açıdan “İzvestiya” gazetesinin okuyucularını orta gelirli emekliler oluşturmaktadır. 2009 yılının Mayıs ayında «TNS Media Intelligence» (medya izleme alanında lider olan şirket), Rus yayınlarından televizyon ve radyo yayınlarına alıntı yapma konusuyla alakalı rapor hazırlamıştır. Rapora göre, “İzvestiya” ,“Kommersant” ve “Rossiiskaya Gazeta” gazeteleri Rus medyası alanında ekonomi ve politik haberlerinin ana kaynakları olarak belirtilmiştir. Aynı raporun açıklanmasına göre yabancı basında Rusya ile ilgili haberler verirken daha çok İzvestiya gazetesinden alıntı yapılmaktadır. İzvestiya gazetesi hakkında farklı yorumlar bulunmaktadır. Örneğin, 2007’de Kültürel Bilimler Bilim Adayı E.Andreev “İzvestiya” gazetesini şu şekilde nitelendirdi: “İzvestiya gazetesi, ülke ve dünyadaki toplumsal hayatta yer alan (siyaset, ekonomi, kültür, spor, bilgi teknolojisi) olaylar hakkında ayrıntılı bilgi veren gazetedir. Makale yazanlar sadece gazetecilik alanında değil, aynı zamanda geniş kitlelerce tanınmış kişilerdir (Volsky, Lifşits, Khakamada ve diğerleri). Yazarların belli konularda uzman olmasından dolayı onların yazdıklarına aşırı ilgi duyulmaktadır.” Andreev’a göre “İzvestiya” gazetesi yüksek öğrenim gören, aydın kitleye yönelik gazetedir. “Gazetede yayınlanan haberlerin tarafsız ve objektif olması okuyucular için ilgi çekicidir.” Ancak, Ocak 2010’da “Gazeta.ru” isimli Rus internet yayını “İzvestiya” ile ilgili değişik yorum yapmıştır. “İzvestiya” ve “Komsomolskaya Pravda” gazeteleri “gerilemiş ve ilerleme yapamamış, eski Sovyet markaları” olarak nitelendirilmiştir.57 Böylece, 56 Büyük Rus Ansiklopedisi, s.94 “Печать Регресса” (Gerilemiş Yayın), Gazeta.Ru, http://www.gazeta.ru/comments/2010/01/13_e_3311125.shtml 57 31 İzvestiya gazetesini hükümet yanlısı, KP gazetesinden daha ciddi yayın olarak tanımlayabiliriz. Söylem analiz yapmadan önce tezimde Rusya basının tarihi izlenmekte, incelediğim gazeteler hakkında gerekli bilgiler alınmaktadır. Gürcistan basını hakkında genel bilgiler de sonraki bölümde verilmektedir. 1.2. GÜRCİSTAN BASINI Bugünkü Gürcistan’ın medyası; televizyon, yazılı basın ve elektronik (İnternet) yayınlardan oluşturmaktadır. Gürcistan’da politik olaylara etki yapan yayınların sıralamasını yaparsak önce televizyon yayını, ardından yazılı basın ve İnternet takip etmektedir. 1.2.1. Gürcistan Basınının Bugünkü Durumu 2012 yılında Kafkasya Araştırma Merkezi (CRRC) tarafından yapılan araştırmaya göre, Gürcistan nüfusunun yarısından fazlası (% 53) gazete okumamaktadır.58 Basın dağıtımcıları bakımından, Gürcü hükümeti gazete bayilerini kapatma politikası güderken, yazılı yayınlar için yapay engeller yaratmıştır. Bunun nedeni – muhalif yayınların yok edilmesi. Fakat Gürcistan halkı aktif olarak televizyon izlemektedir. 2011 Ekim ayında Amerikan Ulusal Demokratik Enstitüsü tarafından yapılan ankete göre popülerlik açısından ilk sırada özel ellerde bulunan, ama hükümete koşulsuz destek veren “İmedi” ve “Rustavi2” televizyon kanalları gelmektedir. Ankete katılanlardan % 69’u Poti’nin “Dokuzuncu Kanalı”, % 62’si Batumi’nin “TV25”, % 55’i “Gürcistan’ın Devlet TV” kanallarını izliyor. Hükümete karşı olan “Kafkasya” ve “Maestro” televizyon kanalları % 36 ve %34 oranında katılanlar tarafından izleniyor.59 Yani insanlar arasında en izlenen TV kanalları hükümete yanlı olan kanallardır. 58 “Больше Половины Жителей Грузии не Читает Газет – Опрос” (Gürcistan’ın nüfusun yarısından fazlası gazete okumuyor – anket), http://www.apsny.ge/2012/soc/1327540759.php (21.01.2012) 59 “ПИК Несбывшихся Надежд” (Boşa Çıkmış Umutlar), http://www.georgiatimes.info/articles/65675.html (12.10.2011) 32 2010 yılının Mart ayında Gürcistan’da hükümet yanlısı - İmedi TV kanalının Rus ordusunun saldırıya geçtiği ve Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili'nin öldürüldüğüne dair senaryo haberi halk arasında panik yaratmıştır. Imedi TV'de haftalık olarak yayınlanan Özel Rapor programında yaklaşık yarım saat boyunca 2008 Gürcü-Rus Ağustos savaşının görüntüleri kullanılarak verilen haber yüzünden halk sokaklara dökülmüştür. Programa, "İhtimal dahilindeki olayların simülasyonu" ifadesiyle başlayan ama programın devamında bunun bir simülasyon olduğunu hiç hatırlatmayan programın sunucusu Natia Koberidze, daha sonra Cumhurbaşkanı Saakaşvili'nin öldürüldüğü ve Tiflis dışında çatışmaların çıktığını söylemiştir. Yaklaşık yarım saat süren uydurma haberlerin ardından halkın telefonları ve panik haberleri üzerine haberin gerçek olmadığı söylenmiştir. İmedi kanalının gerçek olmayan haberini sunan spikeri, haberin yol açtığı panikten dolayı özür dilemiştir. Sunucu, uydurma haberin verilmesinin nedeni, sadece Gürcistan tarihindeki en kötü günün nasıl olabileceğini göstermek istediklerini söylemiştir. Savaş haberinin gerçek olmadığının öğrenince kızgın Gürcüler İmedi kanalının binasına yürümüştür. Muhalefet liderlerinden Victor Dolidze, "İnsanlar korktu, Gürcistan'da hükümet sorumlu bir hükümet değil. Bu bizim için en büyük sorun. Bu yüzden ülkenin sorumluluğunu birileri almalı" demiştir. Bu skandal haber üzerine Saakaşvili'nin Basın Sözcüsü, cumhurbaşkanın olaydan ötürü çok üzgün, endişeli ve telaşlı olduğunu söylemiştir.60 Böylece, medya Gürcistan’da propaganda aracı olarak kullanılmaktadır. Gürcistan basınının arasında hükümete muhalif olan pek çok gazeteler vardır. Bunlar: “Alia”, “Kronik” (“Alia” gazetesi ile birlikte “Alia-Holding” şirketine ait), “Georgian Times”, “Ahali Taoba”, “Asaval-Dasavali” gazeteleridir. Aynı zamanda “Georgia Today” ve “24 Saat” gibi hükümete yanlı olan gazeteler de bulunmaktadır. Siyasi bilgi veren “Rezonansı” analitik gazetesi, ılımlı ve bağımsız yayın olarak nitelendirilmektedir. Yazılı basının durumu finansal kaynakların düşük olmasıyla tanımlanır. Bunun sebebi büyük iş yapılarının ilgi odağını yazılı basına değil, televizyona vermesi ile açıklanır. Buna ilaveten, 2003 yılında iktidara gelen Gürcü yetkililerinin basını vergi imtiyazından mahrum etmesi ve devlet kurumlarından gazeteye abone olma zorunluluğunun kaldırılması da neden olmuştur. 60 “Gürcistan’da Savaş Çıktı”, 15 Mart 2010, http://haberciniz.biz/gurcistanda-savas-cikti-790323h.htm (15.03.2010) 33 2009 yılına göre en popüler gazetelerin rakamları bunlar: haftalık “Kviris Palitra” gazetesi – 50 000, haftalık “Kronik” gazetesi – 25 000, haftalık “Asaval-Dasavali” gazetesi – 22 000–25 000, haftada üç kez yayınlanan “Alia” gazetesi – 14 000–15 000, günlük “Rezonansı” gazetesi – 8 000 nüshadır. Gürcü dergileri ufak tirajla çıkmakta ve eğlence haberleri sunmaktadır. Ulusal yayınlar dışında Gürcistan’da bölgesel ve yerel basın da yayınlanmaktadır. Gürcistan Basın Birliği, ülkenin en etkili olan “Rezonansı”, “Kviris Palitra”, “Versiya”, “Ahali Taoba”, “Asaval Dasavali” gibi gazeteleri bir araya getirmektedir. Birlik basın üreticilerinin çıkarlarını savunmakta ve çıkan olaylara dikkat etmektedir. 2010 Nisan ayında Gürcistan’da “Özgür Medya Destek Vakfı” Tiflis’te açılmıştı. Vakıf, öldürülen işadamı ve muhalif biri olan Badri Patarkacişvili’nin ailesi tarafından kurulmuştur. Vakfın başkanı, Gürcistan’ın eski İngiliz Büyükelçisi olan Donald MacLaren vakfın amaçları olarak “özgür, kaliteli, tarafsız gazeteciliğin desteklenmesini”, televizyon yayınına öncelik verileceğini belirtmiştir. 2014 yılında her sene “Freedom House” örgütü tarafından dünya basın özgülüğü ile ilgili yapılan araştırmaya göre Gürcistan’ın reytingi biraz düzeltilmiş, fakat ülke “kısmen özgür” statüsünde devam ediyor olarak belirtilmiştir. Rapora göre, Gürcü basının gelişmesi yasa düzenlemesinden ve gazetecilere karşı saldırının azalmasından kaynaklanmaktadır.61 2010 Haziran ayında Tiflis’te Rus dilinde yayın yapan gazetecilerin toplantısı yapılırken tartışma çıkmıştır.62 Yayımcılar güncel sorunlarından bahsederken, Rus dilinin kullanım alanının azalması, devlet desteğinin eksikliği, reklam gelirinin ufak olması, okuyucuların satın alma gücünün düşük olması gibi sorunlardan söz etmişlerdir. Onların kendi yaptığı araştırmalara göre Rus dilinde yayınlanan gazete ve dergileri 50 000 – 70 000’den fazla olmayan Gürcü halkı okumaktadır. Okuyucuların çoğunluğu az gelirli yaşlı insanlar olup bir gazeteyi ortalama olarak 14 kişi okumaktadır. Yayıncılar için yayınların Gürcüceye çevrilmesinın zor olmadığı belirtilmiş, ancak bu konuda acele 61 “Рейтинг Грузии в Индексе Свободы Прессы Улучшился” (Basın Özgürlüğü Endeksinde Gürcistan’ın Reytingi Düzeltilmiş), http://www.civil.ge/rus/article.php?id=25925 (02.05.2014) 62 “Русскоязычная Пресса Грузии Ищет Выход” (Gürcistan’daki Rus Yayınlar Çare Aramaktadır), http://www.newsgeorgia.ru/actual/20100605/213244634.html (05.06.2010) 34 edilmesi ve devletten destek alınmasına karar verilmiştir. Onlara göre Rusça yayınlanan basının korunması kendi başına bir amaç değil, ancak Gürcistan’ın etnik azınlıklarının ve çatışma bölgelerinin (Abhazya ve Güney Osetya) nüfusunun Gürcistan’ın birleşik bilgi alanına çekilmesi için bir araç oluşturur. Böylece, Gürcistan’da gazete yerine insanlar daha çok TV izlemektedir. TV kanallarının da çoğu hükümete yanlı ve destek vermektedir. Birinci bölümde Rus basınının tarihi, analiz yaptığım gazetelerin ve Gürcistan basını hakkında bilgi verilmektedir. Sonraki bölümde ise analiz yaptığım konu üzerine– Rusya-Gürcistan 2008 yılındaki “Ağustos Savaşı”- incelenmektedir. Özellikle, RusyaGürcistan ilişkilerinin tarihi, savaşa getiren faktörler, savaşın kronolojisi, sonuçları araştırılmaktadır. 2. RUS-CÜRCÜ 2008 “AGUSTOS SAVAŞI” 2.1. RUS-GÜRCÜ İLİŞKİLERİNİN TARİHİ 2.1.1. Gürcistan Coğrafyası Kafkas Dağlarının güneyinde yer alan Gürcistan; kuzeyinde Rusya Federasyonu, güneyinde Ermenistan ve Türkiye, güneydoğu ve doğusunda Azerbaycan ve batısında Karadeniz’le sınırlı bir devlettir.63 69 700 kilometre karelik bir yüz ölçüme sahip olan Gürcistan’ın yaklaşık %80’lik bölümü dağlıktır. Gürcistan 4 452 800 (2010) nüfusa sahip bir ülkedir. 2001’de yapılan nüfus sayımının gayri resmi sonuçlarına göre, yaklaşık yüz farklı etnik gruba mensup insan bu ülkede yaşamaktadır.64 Bunların: %70’e yakını Gürcüler, %11’i Ermeniler, %10’u Ruslar ve geri kalanı da Acarlar, Abhazlar, Osetler ve diğer bazı küçük gruplardır. Kafkas Halklarının güney koluna mensup olan Gürcüler, kendilerini efsanevi ataları Kartlos’tan dolayı Kartveli şeklinde adlandırırlar ve dillerine Kartuli, ülkelerine de Sakartvelo derler. Nüfusun %60’tan fazlası şehirde, kalanı köylerde yaşamaktadır. En büyük şehir aynı zamanda başkent 63 Nihat Kaşıkçı – Hasan Yılmaz, Aras’tan Volga’ya Kafkaslar (Ülkeler-Şehirler-İz Bırakanlar), İkinci baskı, TÜRKAR (Türk Metal Sendikası Araştırma Bürosu), Ağustos 2000, s.98 64 Kerem Karabulut, Alper Yalçın, “Türkiye’nin Güney Kafkasya Ülkeleri ve İran İle Ekonomik – Siyasi İlişkileri”, 167-192, Bildiriler Kitabı, Uluslararası Kafkasya Kongresi 26 – 27 Nisan, Kocaeli, Temmuz 2012, s.175 35 olan Tiflis; diğer önemli şehirler Batum, Kutaisi, Gori, Sohumi, Rustavi, Kaheti ve Poti’dir. 65 İdari bölünmeye baktığımızda 9 bölge, 9 şehir, 2 özerk cumhuriyet ile karşılamaşktayız.66 İki özerk cumhuriyetler – Abhazya ve Acaristan. Nüfusun %83,9’u Hıristiyan Ortodoks, %9,9’u Müslüman, %3,9’u Gregoryen-Ermeni, %3,9’u Katolik ve %0,8’i de diğer dinlere mensuptur. Ülkede konuşulan diller Gürcüce - %71 (resmi), Rusça - %9, Ermenice - %7, Azerice - %6, diğer %7’dir. Gürcistan’ın coğrafi konumu büyük bir öneme sahiptir. Transkafkasya ülkeleri (Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan) içinde Gürcistan açık denize (Karadeniz) kıyısı olan tek devlettir. Bu bakımdan jeopolitik açıdan avantaj sağlamaktadır. Doğu-Batı hattında transit geçiş özelliği taşımaktadır. Ayrıca Gürcistan’ın Bakü-Tiflis-Ceyhan, Bakü-Tiflis-Erzurum, Bakü-Supsa gibi doğalgaz ve petrol boru hatlarında geçiş ülkesi konumunda olması Batı’nın ilgisini arttırmaktadır. Ama diğer bakımdan coğrafi konumunun Gürcistan’a sağladığı dezavantajlar da bulunmaktadır. Coğrafi olarak etnik azınlıklara çevrili olan Gürcistan, Azerbaycan gibi zengin doğalgaz ve petrol kaynaklarına da sahip olan ülke değildir. Etnik bölgelerin hepsinin sınır bölgelerinde olması ve sınır ötesi ülke halklarıyla veya etnik gruplara akrabalık bağlarının olması, Gürcistan’ın coğrafi konumu için dezavantaj sağlamaktadır.67 Böylece Gürcistan’ın coğrafi konumunu bir taraftan avantaj - doğalgaz ve boru hatlarının transit ülkesi olması, diğer taraftan dezavantaj – etnik sorunlar – belirlemektedir. 2.1.2. Georgiyevsk Antlaşması Rusya – Gürcistan ilişkilerinin tarihine geçmeden önce Gürcistan’ın tarihini tanımamız gerekmektedir. Tarih boyunca Kafkasya’nın Anadolu geçidı ve İran gibi bir “geçit” yeri olması, Balkan Yarımadası ve Hindistan gibi göçlerin “hedefi” olan bir ülke konumunda olması Gürcistan’da çok zengin bir tarih, kültür ve etnik birikimin oluşmasını sağlamıştır.68 65 Okan Mert, Türkiye’nin Kafkasya Politikası ve Gürcistan, 1.Baskı, İstanbul, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2004, s.106 66 DEİK/Türk – Gürcü İş Konseyi. Gürcistan Ülke Bülteni 2012, s.2 67 Güner Özkan, “Gürcistan’da Yeni Yönetim, Etnik Ayrılıkçı Bölgeler Ve Güvenlik”, 211-243, Orta Asya Ve Kafkasya Güç Politikası, 1.Baskı, Ankara, USAK Yayınları, 2008, s.211-212 68 Mert, s.111 36 Çok eski zamanlardan beri insan yerleşimine sahne olan Gürcistan, eski devirlerde Kafkasya’nın önemli metal işleme merkezi sayılmaktaydı. M.Ö. 7’inci yüzyılda Anadolu’nun Kimmerler tarafından işgal edilmesiyle bölgeden kaçan kabilelerin Kura Vadisi’ndeki yerli halklarla kaynaşmasından sonra, bölgede İberia Krallığı kurulmuştur. Ancak, en eski destanî Gürcü tarihi olarak bilinen Kartlis Tshovreba’ya göre; Gürcü kavmini oluşturan temel unsurlardan birini teşkil eden ve Tanrı Dağları civarında çıkan karışıklık üzerine bölgeyi terk eden Türkler, Gürcistan’a bu tarihlerden daha önce yerleşmiştir. M.Ö. 65’de Gürcistan kıyıları Roma İmparatorluğu hâkimiyetine girmiştir. 337’de Hıristiyanlığı kabul eden Gürcistan, uzun yıllar Bizans ve Pers imparatorlukları arasındaki savaşlara sahne olmuştur. Karadeniz kıyısındaki Lazika Bizans’ın, İberia da Perslerin hâkimiyetine geçmiştir. 654’te Müslüman Arap orduları Tiflis’i fethederek, bölgede bir emirlik kurmuşlardır. Bununla birlikte, başta Hazarlar olmak üzere, muhtelif Türk boylarının Gürcistan üzerindeki hâkimiyetleri aralıklarla devam etmiştir. Nitekim Arap kaynakları, Gürcistan’ın da içinde bulunduğu bölge ülkelerinin tamamını “Hazarların memleketi” diye kaydetmişlerdir. Bagratlı soyundan I. Aşot, Abbasilerin ve Bizans’ın bölgedeki zayıflığından faydalanarak, 886’da İberia Krallığı olduğunu ilan etmiştir. 975’te iktidara gelen III. Bagrat, doğuda ve batıda bulunan prenslikleri tek bir devlet altında toplamıştır. II. David de Tiflis’i Araplardan geri almıştır.69 Böylece Gürcistan bağımsız devlet olmuştur. Kraliçe Tamara (1184–1213) devrinde Gürcistan en kuvvetli dönemini yaşamıştır. O dönemde Gürcistan’ın sınırları Azerbaycan’dan Kuzey Kafkasya’ya, Erzurum’dan Gence’ye kadar genişlemiştir. Bu dönem gerçekten Gürcistan’ın “altın devri” diye anılmayı hak etmektedir. Tamara’nın saltanatı sırasında bilim ve teknik, edebiyat ve sanat fevkalade gelişmiştir.70 Böylece, Kraliçe Tamara, Gürcü krallığı gücün doruğuna ulaştırmış ve onun döneminde Gürcistan en geniş sınırlarına ulaşmıştır. 69 70 Kaşıkçı, Yılmaz, s.98 Met Çünatıko Yusuf İzzet, Kafkas Tarihi, 2.Baskı, Ankara, Kafdav Yayınları, 2009, s.42 37 Gürcüler ile Moğollar arasında kurulan ilk ilişkiler 1220’li yıllara denk gelmiştir.71 Moğolların 1220’den itibaren bütün Kafkasları istilasından sonra Doğu Gürcistan, İlhanlılara bağlanmıştır. Ülkenin, Suram Dağları’nın batısında kalan kısmı ise bağımsızlığını korumuştur. Timur Han’ın 1386–1403 tarihleri arasında Gürcistan’a uyguladığı ekonomik ve kültürel tedbirler, Krallığın bir daha toparlanmasına imkân vermemiştir. Ülke, bir süre sonra da birbiriyle savaşan prensliklere bölünmüştür. İstanbul’un Osmanlılar tarafından fethedilmesinin ardından, batı Hıristiyan dünyasıyla bağlantısı kopan Gürcistan, Osmanlı ve İran ordularının arkası kesilmeyen seferlerine maruz kalmıştır. Osmanlı orduları 1510’da İmereti’ye giderek, başkent Kutaisi’yi ele geçirmiştir. Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1520–1566) Gürcistan’ın güney ve güneybatı bölgeleri Osmanlı’ya ilhak edilmiştir. Kanuni, 1549’daki II. İran Seferi’nin ardından, Ahmet Paşa’yı Gürcistan üzerine göndermiştir. Altı hafta içinde, bölgedeki 20 kale ele geçirilmiştir. Ancak, bölgedeki hâkimiyet, Osmanlılar ile İran arasında zaman zaman el değiştirmiştir.72 Gürcistan, birbirine saldırmaktan çekinen iki güç merkezi arasında bulunmakta ve kendini korumak için sürekli Osmanlılar ve İran arasında belli bir manevra yapmayı zorundaydı. Bu anda Rusya’dan yardım gelecek umuduyla Gürcistan Rusya ile yakınlaşma yollarını aramaya başlamıştır. Birbirine yakınlaşmanın ilk girişimler XVII yüzyılda gerçekleşmiş ama ciddi sonuçlar olmamıştır. Rus-Gürcü ittifakın kurabilmesinin imkanı Rus İmparator I. Petro döneminde (1689 – 1725) yer almıştır. İran politik kriz dönemi yaşamış ve I. Petro İran’a askeri sefer hazırlamıştır. Gürcistan ve Rusya ortak harekât yapmayı planlamış ve Gürcü Çar VI. Vahhtang (1711 – 1724) Rus tarafını tercih edip İran ile ilişkileri kesmiştir. Fakat son anda Rus birlikleri geri çekilmiştir. Sonuçta Vahhtang tahtını kaybetmiş, Kartli Krallığı Osmanlılar tarafından işgal edilmiştir.73 Böylece Rusya ve Gürcistan arasındaki ilişki kurma girişimi başarısız geçmiştir. 71 Mert, s.115 Kaşıkçı, Yılmaz, s.100 73 Кулаков В.О., “Грузинский Царь Вахтанг VI в Астрахани: Страницы Истории Тайной Дипломатии России”, Новый Исторический Вестник, 2009, № 20, с.1-7, (Kulakov V.O., “Gürcü Çar Vahtang VI Astrahan’da: Rusya’nın Gizli Diplomasinin Tarihi”, Yeni Tarihi Belleteni, 2009, № 20, s.1-7) 72 38 Sonraki Rus Gürcü yakınlaşması Çar II. İrakli (1762 – 1798) döneminde gerçekleşmiştir. İrakli oldukça otoriter bir yönetim sergilemiştir. Yönetimi döneminde çevresindeki küçük derebeylikleri kaldırmıştır. Hepsini kendi yönetimi almış ki bu, en büyük icraatlarından biri sayılacak kadar önemlidir. İrakli 1762’de Birleşik Karteli ile Kahhati’nin hükümdarı olduğunda, aynı yıl Rusya tahtına da ünlü II. Ekaterina geçmiştir. Bir taraftan Ekaterina’nın tahta geçmesiyle Rusya’nın Kafkasya yönündeki fetih hareketlerinde etkili bir dönem başlamıştır. Bu çerçevede Ekaterina, daha 1765’de Kuzey Kafkasya’da Khabardey ülkesinde Mozdok (Mezdegu-Sağır Orman) kalesini yaptırdığı gibi 1769’da da Mezdegu ve Graben kentleri arasına Volga Kazaklarını yerleştirmiştir. Öte yandan Osmanlılarla İranlıların birbirini izleyen ve ardı arkası kesilmeyen saldırıları, Gürcistan’ı viraneye çeviriyordu.74 İrakli bunca çabasına ve başarılarına karşın, yine de belirtilen nedenlerle ülkesinin varlığından ve geleceğinden ciddi biçimde kaygı duyuyordu. Bu yüzden Gürcistan’ın varlığını korumak ve sürdürmek için bir önlem düşünmüştür. İrakli’nin bulduğu önlem, Rusya himayesini kabul etmekti. Kendisinin Hıristiyan olması ve Gürcistan’da Hıristiyanlığın egemen olması, kuşkusuz Osmanlılara karşı Rusya’yı tercih etmesine neden olmuştur.75 Tiflis Kralı İrakli, Osmanlı, İran ve Dağıstanlıların baskılarından bunalınca 1783 Haziranında Gori kalesinde bir toplantı düzenlemiş, burada Rusya himayesine girmeyi müzakereye açmıştır. Sonuçta İrakli ve onun neslinden gelenler Gürcistan Krallığında sonsuza uyulması şartıyla Rus himayesine girilmesini kabul etmişlerdir. İrakli’nin gönderdiği Prens Garseven Çavçavadze, Gori kalesindeki toplantıda alınan karar üzerine 24 Temmuz 1783 tarihinde Rus General Potemkin ile Georgiyevsk Antlaşmasını imzalamıştır. Bu antlaşmaya göre: Kartli ve Kakheti memleketlerinin Kralı II. İrakli ve onun torunları yapılan talep üzerine İran ve diğer devletlerinin himayelerinden feragat ederek Rusya’nın himayesine girecek ve Rusya’ya yardım edecektir. Gürcistan böylece kendisini hem Kafkasyalarının saldırılarından hem de siyasal bütünlüğünü tehdit eden saldırılardan koruyacağını düşünmektedir. Rusya taahhüt ettiği himaye ve korumayı ifa edebilmek için Gürcistan’da bir askeri güç 74 75 Met Çünatiko Yusuf İzzet, s.49 Met Çünatiko Yusuf İzzet, s.50 39 bulundurma sözünü yerine getirmek istiyordu. 3 Kasım 1783 tarihinde iki Rus nişancı taburu Gürcülerin alkışları arasında Tiflis’e girmiştir.76 Böylece Gürcistan Rusya’nın himayesi altına girmiştir. Ancak Gürcistan sadece siyasal anlamda himaye altına girmemiş aynı zamanda dini bakımdan da Rus himayesini kabul etmiştir. Bu antlaşmaya göre, Rusya’nın muvafakatiyle Kartli ve Kakheti memleketlerinin başpiskoposu Rusya kralının 8. derecede olan metropolitleriyle aynı kıdemde olup bunların yaptıklarını yapmakla gerekli yetkiye sahip olması da kabul edilmiştir. Gürcülerin Rusya koruması altına girmeleri ve özellikle bir Rus askeri gücünün Tiflis’e girmesi çevredeki İslam devletlerini ve özellikle de Osmanlılarla Müslüman Kafkasya halklarını çok kızdırmış ve kaygılandırmıştır.77 Bir yandan Lezgiler (Dağıstanlılar) büyük bir kitle halinde dağlardan inerek Gürcistan sınırında, Alazan vadisinde ortalığı yakıp yıkmaya koyulmuşlar ve ancak 1784 yılı Ekimin 11. günü Gürcistan’daki Rus askeri komutanı General Samoylov komutasındaki askeri güçle Lezgiler arasında Musaköy’de meydana gelen kanlı bir çarpışma sonunda çekilmişlerdir. Öte yandan Osmanlılar 1785 yılı Nisanında İmereti yönünden Burcum Boğazı yoluyla Gürcistan’a saldırılarda bulundukları gibi Lezgiler dahi Avar Hakimi Ömer Han komutasında tekrar Karteli çevresine saldırarak yıkımlar gerçekleştirmiştir. Ruslar ise Kuzey Kafkasya’da baş gösteren ve kahredici Kafkas savaşlarına başlangıç oluşturan Şeyh Mansur ayaklanmasını bastırmak ve dindirmek üzere yoğun bir çaba içinde bulunduğundan Gürcistan’ı gereği gibi koruyamaması yanında Kizlyar adındaki Rus kalesi de Birleşik Khabardey ve Çeçen savaşçı birliğinin saldırısına uğramış bulunuyordu. Böylece, Rusya, Georgiyevsk antlaşmasına rağmen, Gürcistan’a zamanında yardım edemiyordu. Gürcistan ile Rusya ilişkilerinde ilk askeri nitelikte olmayan çatışma, 1799 yılında Rusya’nın Karthli-Kaheti hanedan krizine müdahalesiyle meydana gelmiştir. 1798 yılının Ocak ayında II. İrakli öldükten sonra, kraliyet tahtına XII. Giorgi’nin çıktığı bilinmektedir. Prensler (İulon, Vahhtang, Mirian, Parnaoz, Aleksander ve Davit) tarafından XII. Giorgi’den sonra tahtın yeni varisi olmak hakkı kazanmak için başlatılan 76 Abdullah Tem Zkan, “Rusya ve Osmanlı Devleti’nin Kafkas-Ötesinde Nüfuz Mücadelesi”, Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi/Journal of Turkish World Studies, Cilt: VI, Sayı 2, s.447-462, İzmir, 2006 77 Met Çünatiko Yusuf İzzet, s.51 40 mücadeleyle Rus İmparatoru I. Pavel karışıp, Davit Batonişvili’yi tahtın varisi olarak onaylamış ve Kartli-Kakheti’de çok ciddi bir karmaşa ve siyasi istikrarsızlık yaratmıştır. Aynı yılın 26 Kasım’da Rus ordusu Tiflis’e girmiş, 23 Eylül 1800’de ise mevcut iki alay, ilave kontenjanla arttırılmıştır.78 Rusya’nın Kartli-Kakheti Krallığının iç işlerine açık bir şekilde karışmacı sonucu, hanedanlık krizi kötüleşmiş ve en sonunda krallığın iptal edilmesiyle süreç sona ermiştir. 18 Aralık 1800 tarihinde I. Pavel imzaladığı bir manifestosuyla Kartli-Kakheti Krallığını iptal edip, bölgeyi Rus İmparatorluğu’nun bir eyaleti olarak ilan etmiştir.79 Kartli-Kakheti’yi işgal eden ve bölgeyi askeri valileri marifetiyle yönetmeye başlayan Ruslar, 1810’da İmereti’yi, ardından da diğer küçük Gürcü prensliklerini hâkimiyetleri altına almışlardır.80 Poti ve Batum limanları ile Gürcistan’ın güneybatısı kesimi bir süre daha Osmanlı yönetimi altında kalmıştır. Ancak 1877–1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Ruslar bu bölgeleri de ele geçirmişlerdir. Bu savaş sonrasında Gürcistan, tamamen Çarlık Rusya’nın bir parçası durumuna gelmiştir. Böylece, XIX Yüzyılın sonunda Rusya, Gürcistan’ı tamamen kendi kontrol altına almıştır. 2.1.3. XIX Yüzyılda Rus Hâkimiyeti 1801 yılında Gürcistan’ın Rus imparatorluğa katıldığının ilan edilmesinden hemen sonra, Ruslar idari reformları başlamışlardır. Gürcistan’ın idaresi için, Tiflis’te “Gürcistan Yüksek Meclis Hükümeti” kurulmuştur. Meclisin başkanı, aynı zamanda, tüm Kafkasya bölgesinden sorumlu Genel Vali statüsünde ve Rusya’nın Kafkasya Orduları Başkomutanı idi. Gürcistan’da yapılan idari reformlara baktığımızda, sivil ve askeri yönetim Kafkasya’daki Rus ordusunun idaresi altına geçmiştir. Rus hükümeti, hem askeri kontrolü sağlamak, hem de gerekli idari reformları hızla gerçekleştirmek için üst makamlara Rus subaylardan atamalar yapmıştır. XIX yüzyılın ilk yarısında Gürcistan’ın başkenti Tiflis, Kafkasya’da kurulan Rus idaresinin genel merkezi olmuştur. Gürcistan’ın Rus idari yapısının Kafkasya’da 78 AKAK (Акты, собранные Кавказской Археографической Комиссии (в 12-ти т.), под общ.ред. А.Д..Берже, 1866-1904), том I, Тифлис, 1866, с.108 (AKAK (A.Berger Editörlüğüyle Kafkasya Arkeoloji Komisyonu Tarafından Derlenen Tutanaklar), Cilt I, Tiflis, 1866, s.108) 79 Бутков П., Материалы для Новой Истории Кавказа, 1722-1803 гг.,часть вторая, Санкт-Петербург, 1869, с.427, (Butkov P., Kafkasya’nın Yeni Tarihi İçin Kaynaklar, 1722-1803 yy., II.Bölüm, Sankt Petersburg, 1869, s.427) 80 Kaşıkçı, Yılmaz, s.102 41 yerleşmesinin özel bir önemi vardır. Gürcistan’da yapılan reformlar, Rusya’nın Güney Kafkasya’da ilhak edeceği diğer bölgelerde yapılacak idari ve kültürel reformların kısmen de olsa bir pratiğidir, tecrübesidir. Gürcistan’ın bölgelerindeki idari reformlara bakıldığında, Ruslar sadece bölgeyi yöneten üst düzey yöneticileri değil, aynı zamanda devlet kademesinde görev yapan diğer görevlileri de değiştirmişler veya yanlarına Rus yardımcı atamışlardır. Böylece, Ruslar, Gürcü devletinin her kademesine girmeyi başarabildikleri gibi, sıradan halka da doğrudan temasa geçme imkanı bulmuşlardır. Ancak bu durum, Rus yöneticilerin, yerli halkın dilini bilmediklerinden ve yerel kültürü tam dikkate almadıklarından dolayı, Rusya’nın aleyhine bir sonuç ortaya çıkarmıştır. Bölge halkının Rus güdümündeki yeni yönetimden memnuniyetsizliğini doğurmuştur. Bu nedenle, Rus idari yapısı ve kanunlarının bölgede yerleşmesi ve istikrarlı bir yapının kurulması uzun zaman almıştır.81 Bu zaman içerisinde idari reformlarından dışında Rusya Gürcü Kilisesi’nde de değişikler işlemiştir. 1811 yılında Rusya tarafından Gürcü Kilisesi’nde reform yapılmıştır: Gürcistan Kilisesi’nin bağımsızlığını (1811 yılında Mtsheta Katolikos Tahtı’nın, 1814 yılında ise Abhazya-İmereti Katolikos Tahtı’nın) iptal ederek aynı yerde Piskoposluk ve Sinod Kurulu kurulmuştur. Aynı zamanda Ruslar Gürcü dilini ortadan kaldırmaya çalışarak, Gürcü okullarını ve kiliseleri kapatmışlardı. Bu yürütülen yönetim Gürcü halklın ayaklanmasına yol açmıştır.82 Tüm isyanlar Rus askerlerle bastırılmıştır. XIX yüzyılın ikinci yarısı, toprak köleliğin kaldırıldığını (1861) ve giderek artan Gürcü toplumunun her görünümüne dokunan Ruslaştırma politikasını gösterir. Bir tepki olarak, içlerinde şair Alexander Çauçavadze (1786-1846) ve Grigol Orbeliani’ninde (1800-1883) bulunduğu bir grup Gürcü özgür kalmayı planlamışlardır. 1832’nin komplosu onların tutuklanmasıyla sona ermiştir.83 Rus iktidarına karşı her türlü protesto hemen bastırılıyordu. 81 Hayri Çarpaz, “Gürcistan’da Rus İdaresinin Yerleşmesi (1800-1850)”, USAK, Cilt 1, No: 1, s.67-80, 2006 Вачнадзе М., Гурули В., Вахтадзе М., История Грузии (с Древнейших Времен и до Наших Дней), Тбилисский Государственный Универститет, Тбилиси, 1993, (Vaçnadze M., Guruli V., Bahtadze M., Gürcistan’ın Tarihi (Eski Çağlardan Bugüne Kadar), Tiflis Devlet Üniversitesi, Tiflis, 1993) 83 Гозалишвили Г.К., Заговор 1832 года и Либеральное Движение в России, т. III, 1970, с.9, 16-24, (Gozalişvili G.K., 1832 Yılında Komplo ve Rusya’da Liberal Hareketi, Cilt III, 1970, s.9, 16-24) 82 42 XIX yüzyılın ikinci yarısının Gürcistan’daki önemli politik olaylarından biri “Altmışlılar” hareketi idi.84 “Altmışlılar” Rusya - Gürcistan ilişkilerinde sivil mücadele yoluyla 50 yıllık bir dönem başlatmış ve Rus taraftarı hareketine karşı mücadele etmişlerdir. “Altmışlar”, liberal – entelektüel yöntemiyle kültürel mücadele taktiğini seçmişlerdir. Mücadele dönemin en ünlü yazarlarından, İlia Çavçavade’nin önderliğinde başlanmıştır. Yazara göre, Gürcistan’ın bağımsızlığı ilk önce milli güçlerle, Gürcü kültürel –politik mirasına ve sadece bundan sonra Batı Liberalizmi’nin politik ve yasal normlarına dayanmalıdır. “Altmışlar” hareketi Gürcü kültürüne ve Gürcü ulusal bilincine önemli etki sağlamıştır. Gürcistan tarihinde XIX yüzyılın önemli hareketlerinden biri muhacirliktir. ”Muhacir Gürcü” deyimi Gürcüceye XIX yüzyılın son çeyreğinde Türkiye’ye göç eden Gürcüleri tanımlamak üzere girmiştir.85 Muhacir Gürcüler ise kendilerini “Çveneburi” (bizden, bizim gibi) olarak adlandırmıştır. Muhacirliğin karışık bir tarihi vardır. İlk muhacirlik 1828–1829 Osmanlı-Rus Savaşı sonucunda Mesheti’nin Gürcüstan’a katılmasından sonra başlamıştır. 1877–1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra ise muhacirlik yaygın bir hal almıştır. Bilindiği gibi Berlin Kongresi kararıyla daha önce Osmanlı hâkimiyet altında yaşayan nüfusa Rusya hâkimiyetini kabul etme ya da Osmanlı İmparatorluğu’na göç etme hakkı tanınmıştır. Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasında 27 Ocak 1879’da İstanbul’da imzalanan anlaşmaya göre, göç etmek isteyenlere resmi bir süre verilmiştir. 3 Şubat 1879–3 Şubat 1882 arasını kapsayan süre daha sonra 1884 yılına kadar uzatılmıştır. Bu süre sonraki yıllarda da sürmüş ve gerçekte göç kendiliğinden bir biçimde 1921 yılına kadar devam etmiştir. Muhacirlik döneminde göç edenlerin sayısı hakkında kesin bilgi günümüze ulaşmamıştır. Tanınmış toplum adamı Z. Çiçinadze topraklarını terk edenlerin sayısı hakkında veri toplamıştır. Z. Çiçinadze’nin topladığı bilgilere göre Osmanlı İmparatorluğu’na toplam 1 milyon insan göç etmiştir. Müslüman Gürcülerin büyük bir kısmı İstanbul ve Marmara Denizi’nin kıyısına yerleşmiştir. Başka verilere göre ise Gürcüler Samsun ve Tokat ilçeleri dahil 64 köy veya kent kurmuşlardır. Gürcülerin 84 Tamar Parulava, “Rusya’nın Gürcistan’a Askeri Müdahalesi – 2008 Ağustos Savaşı”, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2012, s.9 85 Şuşana Putkaradze, “Çveneburebis Kartuli”, 1998 (Muhacire Kartvelebi, çev. Fevzi Çelebi), Çveneburi Dergisi, 1998, Sayı:27 43 toplam sayısı tahmini olarak 140000’e kadar çıkarılmaktadır güneydoğusunda İzmit ve Adapazarı bölgesi ile güneydeki Bursa’da yaşamaktadır. Osmanlı İmparatorluğu, Batum ve Kars bölgelerinden en az yarım milyon göçmen kabul etmiştir. Rusya İmparatorluğu, ilerici güçlerin baskıları sonucu 1879 yılı sonlarında göçmenlerin geri dönmelerine izin veren bir genelge yayımlamıştır. Geri dönüş yıllarca sürmüş, ama tek tük aileler ancak dönmeyi başarabilmiştir. Dönmeyi isteyenlerin çoğu maddi sıkıntılar nedeniyle yerlerinde kalmıştır. Resmi kayıtlara göre 15 bin Abhaz geri dönmeyi başarmıştır. Geri dönen Gürcüler hakkında ise benzer bir resmi kayıt bulunmamaktadır.86 Böylece, XIX yüzyılda yürütülen Rusya’nın Gürcistan’da hâkimiyetini, idari pozisyonlarda kendi Rus subaylarını ataması, Ruslaştırma, istila politikası gibi eylemler ile niteleyebiliriz. 2.1.4. 1917 Rus Devrimi, Gürcistan’ın SSCB’ne Girişi XX yüzyılın başında Rusya’da gelişen milliyetçi hareketler Gürcü milliyetçiliğini de etkilemiş ve Rusya’da yaşanan meşrutiyet sürecinde Gürcü yöneticileri ve milleti önemli politik deneyim kazanmışlardır. XX yüzyılın başında Gürcü siyaset sahnesine Menşevik yanlısı olan, Gürcistan SosyalDemokrat İşçi Partisi’nin başkanı, Rusya Duma üyesi, Noe Jordania çıkmıştır. Gürcistan’da Jordania birinci cumhurbaşkanı sayılmaktadır. 1917 Rus Devrimi sonrası kurulan geçici hükümetçe seçilecek meclis, Rusya İmparatorluğu’nun tüm yabancı ülkelerinin statüsünü yeniden belirtecekti. Fakat Kasım 1917’de Bolşeviklerin iktidara gelmesi ile durum tamamen değişmiştir. 22 Kasım 1917’de Gürcistan, Bolşeviklere karşı çıkarak Jordania önderliğinde Gürcistan Ulusal Konseyi’ni kurmuştur. Sonradan Jordania Transkafkasya Federasyonu’nun (Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan) oluşturulmasını savunmuştur.87 Fakat bu birlik kısa sürmüş ve Gürcüler, 26 Mayıs 1918’de bağımsız bir devlet kurarak Almanya korumasını kabul etmişlerdir. Devletlerarasında imzalanan antlaşmaya göre; Almanya Gürcistan’ın bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü korumasına karşılık olarak, 86 Şuşana Putkaradze, “Çveneburebis Kartuli”, 1998 (Muhacire Kartvelebi, çev. Fevzi Çelebi), Çveneburi Dergisi, 1998, Sayı:27 87 Parulava, s.11 44 Gürcistan demiryolu sisteminin serbest ve sınırsız kullanımını, Gürcistan limanlarındaki bütün gemilerin tedarikini, stratejik noktalarının Alman askerleri tarafından işgalini, Alman-Gürcü madencilik anonim şirketinin kurulmasını, Gürcistan’da Alman parasının serbest tedavülünü, diplomatik ve konsolosluk temsilcilerinin karşılıklı değişimini sağlayan imtiyazları elde etmiştir.88 Böylece, Almanlar, Gürcistan’ı Kafkasya ve Yakın doğudaki planlarını gerçekleştirmek için kullanma fırsatını ele geçirmişlerdir. Sovyet kuvvetlerinin Rusya’daki iç savaş nedeniyle fazlasıyla meşgulken ve bölgeyi ilhak edemeyeceği belliyken, Rusya, Gürcistan bağımsızlığını tanımaya zorlanmıştır. Almanların Birinci Dünya Savaşı’nda yenilmesi üzerine Gürcistan İngilizlerin işgaline uğramıştır. Birinci Dünya Savaşı’nı sona erdiren Ocak tarihli Paris Konferansı’nda Gürcistan 22 Batılı ülke tarafından bağımsız olarak tanınmıştır. Fakat Şubat 1921’de Sovyet kuvvetleri, Azerbaycan’dan Gürcistan’a bir saldırı başlatmış ve cumhuriyeti bir ay içinde işgal etmişlerdir. Bolşevik bir hükümet atayarak, 25 Şubat 1921’de Gürcistan’ı bir “Sovyet cumhuriyeti” haline getirmişlerdir. Bolşevikler, Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan’ı bir araya getirerek, Rus İmparatorluğu’nun Transkafkasya yönetim birimini yeniden oluşturmuşlardır. 12 Mart 1922’de Sovyet Transkafkasya Federasyonu ilan edilmiş ve ardından 30 Aralık’ta Sovyetler Birliği’ne katılmıştır.89 Böylece Gürcistan bu 20 yıl içerisinde iki Rus Devrimi, Alman ve İngiliz işgalini yaşamış, bağımsızlığını kazanınca yeni Rusya Sovyet Birliği – hâkimiyetine girmiştir. 2.1.5. Sovyet Dönemi (Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti) 1922–1936 yıllarda Gürcistan, “Transkafkasya Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Federasyonu”nun bir parçası olarak Sovyetler Birliği’nde kalmıştır. Federasyonun amacı, özellikle Gürcistan’da bulunan milliyetçi muhaliflerin bastırılmasıydı. Yapılan baskılar tepkiyle karşılanmış ve bu durum yeni cumhuriyete karşı çıkan tüm Gürcü yönetmenlerin tasfiyesine neden olmuştur. Bu durumun sonucu, 1924 yılında büyük bir isyan çıkmasıydı. İsyanın sonucunda yaklaşık 20.000 Gürcü Sibirya’ya sürgün edilmiştir. 88 89 1936’da Transkafkasya Federasyonun dağıtılması Serpil Sürmeli, Türk-Gürcü İlişkileri, (1918-1921), Ankara, Divan Yayıncılık, 2001, s.142 Kaşıkçı, Yılmaz, s.102 45 ile Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan, 1991’de Sovyetler Birliği’nin yıkılmasına kadar, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri’nde yer almışlardır.90 1920’ların sonlarında Komünist partinin iç mücadeleden, asılı Gürcü olan, Josef Stalin galip çıkmıştır. Stalin’in tüm Sovyet Rusya’da gerçekleştirmeye çalıştığı devletçi ekonomik sistem ve bunun ürünü olan Kolhozlar, Gürcistan’da geleneksel bireysellikle çatışmıştır. Bu yüzden Gürcistan 1931’de isyan noktasına gelmiştir. Fakat, Stalin kendi beceriksizliğini Gürcistan’daki yerel yöneticilere yüklemiş, hepsini sürgüne göndermiştir. Bu arada, tüm Sovyet Rusya’sında halkın yıllarca adeta köle gibi çalıştırılması, 1934’ten sonra ekonomideki düzelmelerle kendini göstermiştir.91 Sovyet Birliği, ekonomi gelişmesi için kendi vatandaşlarının hayatlarıyla bedeli ödemiştir. Birinci Dünya Savaşı döneminde Gürcistan Almanların desteğini almış, İkinci Dünya Savaşı’nda Sovyet Cumhuriyeti olarak, Almanlara karşı savaşmıştır. İkinci Dünya Savaşı başlamadan önce Gürcistan’ın nüfusu 3,5 milyon olup, savaş sırasında bu nüfusun, kadınlar da dahil, 700 bini savaşmaya gitmiş ve gidenlerin yarısı dönmemiştir. Savaş döneminde Gürcistan, Sovyet Birliği’nin savunmasına büyük çapta katkıda bulunmuştur. Gürcistan, Alman ordusunun Kuzey Kafkasya’dan Gürcistan’a girmelerine engel yaratarak büyük bir savunma rolü taşımıştır. Savaş yıllarında ve savaş sonrası döneminde Stalin’in faaliyeti Gürcü milliyetçiliğini zayıflatmıştır. 1943’de Moskova’dan bağlantısını kestirip Gürcü Ortodoks kilisesine özerklik verilmiştir. Kiliseye özerklik tanınması milliyetçiliğinin zayıflamasının önemli işaretidir. Fakat 1953 yılında Stalin’in öldükten sonra Gürcü milliyetçiliği yeniden ortaya çıkmış ve Moskova yönetimiyle mücadele yeniden başlamıştır. Cumhuriyetteki politik durum Stalin’in etnik azınlıkları Kafkasya’dan sürdüğü 1930’lu ve 1940’lı yıllarda göre huzuru korumuşsa da, Gürcistan yeni Sovyet lideri Nikita Hruşev’in 1956’daki gizli konuşmasına çarpıcı bir yanıt vermiştir. Hruşev, Şubat 1956'da XX. Komünist Parti Kongresinde iktidarın tek kişide toplanmasını tenkid ederek, Stalin'i acımasızlık, hoşgörüsüzlük ve iktidarı kötüye kullanmakla suçlamıştır. Gürcüler Stalin’e yöneltilen eleştirileri, bunların aslında tüm Gürcü halkının küçümsenmesi 90 91 Kaşıkçı, Yılmaz, s.102 Mert, s.159 46 olduğu gerekçesiyle protesto etmişlerdir. Cumhuriyetteki gösteriler Sovyetler Birliği’nden bağımsızlık taleplerine dönüşmüştür. Protestolar Sovyet birliklerince sert bir biçimde bastırılmıştır. Leonid Brejnev (1964–1982) döneminde, Gürcistan’da Stalin dönemine göre bir yumuşama gözlemlenmiş, 1985’te Sovyet iktidarına Mihail Gorbaçov’un gelmesiyle bu yumuşama dönemi daha da hızını arttırmıştır.92 Böylece, Gürcistan, Sovyet Döneminde ekonomi gelişme, Gürcü milliyetçiliğinin zayıflanmasıyla aynı sırada kollektivizasyon, İkinci Dünya savaşı yaşamıştır. 2.1.6. Gürcistan’ın Bağımsızlığının Tanınması, Zviad Gamsahurdia’nın Yönetimi Sovyet Birliği’nde 1989’da başlayan reform hareketleri, Gürcistan’da da köklü değişikliklere neden olmuştur. İlk çok partili seçimler yapılarak, ülke yeni bir siyasi ve ekonomik döneme girmiştir.93 Gorbaçov’un başlatmış olduğu “perestroyka” (“Yeniden Yapılanma”) dönemi, Gürcistan’da kısa sürede milli bağımsızlık mücadelesine dönüşmüştür. Göreli özgürlük ortamı daha sonra siyasi partilere temel teşkil edecek toplulukların/fikir platformlarının oluşmasına yol açmıştır. Amaçlarını çoğu kez perestroykayı desteklemek olarak açıklayan bu topluluklarının faaliyetlerinin ana eksenini, tarih, dil ve edebiyat gibi etnik milliyetçiliği besleyen konular oluşturmuştur. Gürcistan vatandaşlığı anlayışının gelişmediği bir ortamda çıkan ve genişleyen Gürcü etnik milliyetçiliği, başlangıç itibariyle Ruslaşmaya karşı olmakla beraber, kısa sürede ülkedeki Gürcü olmayan diğer etnik grupları da dışlayıcı bir söylem edinmiştir. Bunda perestroyka ortamında, Gürcü milliyetçiliği ile aynı zamanda ortaya çıkan diğer etnik milliyetçilerin de rolü olmuştur. Özellikle, Abhazya ve Güney Osetya’da ortaya çıkan özerkliklerin genişletilmesi ve Gürcistan’dan ayrılma talepleri giderek radikalleşen ve uzlaşmaz bir hal alan etnik Gürcü milliyetçiliğini tırmandırmış ve popülerleşmesine güç kazandırmıştır. Sonuçta, aydın çevrelerde gelişen Gürcü milliyetçiliği sokaklara taşmış 92 Tuğba Çelebioğlu, 1990 Sonrası Türkiye-Gürcistan İlişkileri, Marmara Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türk Tarihi Anabilim Dalı, Cumhuriyet Tarihi Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2005, s.25 93 Kaşıkçı, Yılmaz, s.104 47 ve yüz binlerin katıldığı miting ve gösterilerle desteklenmeye başlamıştır. Abhaz ve Osetlerle yaşanan etnik gerilim tırmanarak ileride etnik çatışmalara yol açmıştır.94 18 Mart 1989’da Abhazya’nın Lıhnı köyünde Komünist Partisi Abhazya Bölge Komitesi Bürosu’nun ve Abhazya Bakanlar Kurulu üyelerinin de katıldığı bir toplantıda kabul edilen Deklarasyon’da, Abhaz Özerk Cumhuriyeti’nin statüsü değiştirilerek “bağımsız Abhaz Cumhuriyeti statüsünün kabul edilmesi” talep edilmiştir. Bunun üzerine 24 Mart 1989’dan itibaren Tiflis’te protesto gösterileri başlamıştır. Giderek şiddetlenen gösteriler, Gürcistan Komünist Partisi’nin Lıhnı Deklarasyonu’nu reddettiğini açıklamasına rağmen, Nisan başlarında Tiflis yönetiminin kontrol edemediği bir mecraya sürüklenmiştir. Gürcistan’ın bağımsızlığı ve Abhazya konusunda daha etkili adımlar atılması talebiyle 4 Nisan 1989’da, Gürcistan milli bağımsızlık hareketinin önde gelenlerinin başlattığı açlık grevi, iki gün sonra Tiflis’in ana caddelerine dolan yaklaşık 100 bin kişi tarafından desteklenmeye başlamıştır. Tepki olarak gelişen ve gece gündüz devam eden gösteriler karşısında çaresizlik durumuna düşen Gürcistan Komünist Partisi, Kızıl Ordu’nun göstericilere müdahalesine izin vermiştir. 9 Nisan’da zırhlı araçlarla donanmış Sovyet silahlı birliklerince yapılan müdahale sırasında açılan ateş ve kullanılan zehirli gazlar sonucunda çoğunluğu çocuk ve kadınlardan oluşan 20 kişi hayatını kaybetmiştir. “9 Nisan Olayları”, Gürcistan milli bağımsızlık hareketinin radikalleşmesi, bağımsızlık sürecinin Rus ve komünist karşıtı niteliğinin pekişmesi ve devlet-toplum ilişkisinin kırılması açısından bir dönüm noktası olmuştur. Yönetimin aciz ve sivil halka karşı silah kullanılmasına izin vermesi, olayların dışında duran halk kitlesini de muhalefet partilerine yöneltmiştir.95 Bu gelişmelerin sonucunda Gürcistan’da ikili bir iktidar yapısı ortaya çıkmıştır: SSCB’nin yanlısı Gürcistan Komünist Partisi’nin iktidarı ile halkın kendiliğinden bütünleşmesinden doğan “muhalif” iktidar. Bunlardan birincisi fiili olarak iktidar olmaktan çıkmış; kararları Tiflis’te ve il merkezlerinde bulunan Komünist Partisi binalarının dışında geçerliliğini kaybetmiştir. Muhalif iktidar ise fiili iktidar olmuştur. 94 Kamil Ağacan, “Gürcistan:Çok Milletli Yapıda Devlet İnşa Sürecinin Öyküsü”, 57-104, Güney Kafkasya; Toprak Bütünlüğü, Jeopolitik Mücadeleler ve Enerji, Ankara, Berikan Yayınevi, 2011, s.57 95 Ağacan, s.59 48 Halk sorunlarının çözümünü artık Komünist Parti yönetimden değil, muhalefet temsilcilerinden bekler hale gelmiştir. 28 Ekim 1990’da ülkede yapılan parlamento seçimleri sonucu Gürcistan’da Komünist Hükümet devrilmiş, devletin başına Zviad Gamsahurdia’nın milli bloğu geçmiştir. Gamsahurdia siyasi görüşleri bakımından aşırı bir Gürcü milliyetçisiydi. Gamsahurdia’nın etnik milliyetçilik politikası ülkedeki Gürcü olmayan azınlıkların vatandaşlık haklarının tanınmaması şeklinde gelişmiştir. Yani Gamsahurdia’ya göre Gürcistan’da sadece Gürcülerin yaşama hakkı vardı: “Gürcistan Gürcülerindir!”. Rusya’nın Gürcistan’da olan tüm başlarını koparmak için milliyetçi bir politika izlemekte olan Gamsahurdia 31 Mart 1991’de Gürcistan’ın SSCB’den ayrılması ve bağımsızlığın halk tarafından kabul edilmesinin onaylatmak için referandum yapmıştır. Seçmenlerin % 97’si bağımsızlık ve SSCB’den ayrıldığı yönünde oy kullanmıştır. Bağımsızlık ardından Zviad Gamsahurdia 26 Mayıs 1991’de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde büyük oy çokluğuyla Gürcistan’ın ilk Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Gamsahurdia’nın iktidarı devrinde ülkede hızla yayılan etnik çatışmalar ve muhalif grup taraftarlarının artışı Gürcistan’ı bir anarşi devleti konumuna getirmiştir. Gamsahurdia’nın iktidarda olduğu devirde Abhazya, Güney Osetya, Acaristan olayları artmış ve bunun üzerine Gürcistan’da yaşayan Ermenilerin aktifleşmesi de eklenmiştir. Rusya’yla olan olumsuz ilişkiler nedeniyle Rusya Gürcistan’a ambargo uygulanmıştır. Gamsahurdia’nın dış politikada yaşadığı sorunları iç politikaya da yansımış ve ülkede ona karşı muhalif grupların aktifleşmesine neden olmuştur.96 Gamsahurdia iktidarı ile muhalefet arasında yaşanan gerginlik, özellikle 19 Ağustos 1991’de Moskova’da yapılan başarısız darbe girişimi sonrasında zirve noktasına ulaşmıştır. Ulusal Demokratik Parti Başkanı Giorgi Çanturiya ve Ulusal Bağımsızlık Partisi Başkanı Erekle Tsereteli’nin başını çektiği muhalefetin, Gamsahurdia’nın devlet başkanlığından istifa etmesi ve erken genel seçimler yapılması talebiyle başlatmış oldukları gösteriler giderek şiddetlenmiş ve Gamsahurdia’nın yandaşlarının da muhalefet cephesine geçmesiyle derinleşmiştir. Ülkede bulunan silahlı örgüt Mhedrioni’nin97 (Süvariler) de vermiş olduğu destekle muhalif cephe önlenemez bir güce dönüşmüştür. Ekim 1991’de 96 97 Elnur Cemili, Güney Kafkasya Politikası, I. Baskı, İstanbul, İQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2007, s.104 Mhedrioni, 1989 yılında Jaba İoseliani tarafından kurulmuş Gürcü silahlı milliyetçi örgüttür. 49 muhaliflerin TV binasının işgal etmesi üzerine Gamsahurdia’nın, kendi yandaşlarını destek için gösterilere davet etmesi Tiflis’in bir barikatlar şehri haline gelmesine yol açmıştır. Gamsahurdia ve muhalefet yanlıları arasında Tiflis’in caddelerinde yaşanan çatışmalar, 6 Ocak 1992’de Gamsahurdia’nın Tiflis’i terk etmesine kadar sürmüştür. Böylece yönetime el koyan Ulusal Muhafızların Komutanı Kitovani, Mhedrioni’nin Komutanı Jaba İoseliani ve eski Başbakan Sigua’dan oluşan Askeri Konsey, Gürcistan Komünist Partisi’nin eski Birinci Sekreteri ve SSCB eski Dışişleri Bakanı Eduard Şevarnadze’yi Gürcistan’a dönerek oluşturulan Devlet Konseyi’nin başına geçmeye davet etmiştir. Şevarnadze, 7 Mart 1992’de Tiflis’e gelerek bu görevi üstlenmiştir.98 Bu görevi Şevarnadze Gül Devrimi’ne kadar (2003) taşımıştır. Genel olarak ele aldığımızda Gamsahurdia’nın 10 aylık iktidarını Gürcistan için verimli olarak kabul edemeyiz. Çünkü bu devirde Gürcistan, iç savaşları ve dışarıdan Rusya tehditleriyle yaşamıştır. Bunun da iki esas nedeni vardır. Birincisi Gamsahurdia yönetimin yürüttüğü aşırı milliyetçi politika ve bu nedenle içerideki etnik grupların yönetime karşı ayaklanması. Bu ayaklanmalara Rusya tarafından da açık ve ciddi desteğin verilmesi sonucu ülkede anarşinin oluşmasına sebep olmuştur. İkinci nedense halen SSCB çökmüş olsa da varlığını sürdürmesi ve bu yüzden Gürcistan yönetiminin Avrupa ve ABD’den hiçbir destek alamaması olmuştur.99 Gamsahurdia’nın yürüttüğü aşırı milliyetçi politika yüzünden yönetimi kısa sürmüştür. 2.1.7. Eduard Şevarnadze Dönemi Zviad Gamsahurdia’nın 10 aylık kısa iktidarının ardından Gürcistan’da iş başına, önceleri Gürcistan “KGB” başkanı olmuş ve buradan da yükselerek SSCB’nin son Dışişleri Bakanı olmuş olan Eduard Şevarnadze gelmiştir. Şevarnadze 1992’de Moskova’dan döndüğünde Gürcistan tam kaos ortamındaydı. Abhazya ve Güney Osetya Gürcistan’dan ayrılma yönünde karar almış; Gamsahurdia yanlıları Megrelya bölgesine çekilerek bölgenin kontrolünü ele geçirmiş; Acaristan ve Cavahetya fiili durum sebebiyle merkezi otorite dışına çıkmıştır. Bunun yanında, ülkede merkezi otorite kalmadığı gibi, hemen hemen eşit güçteki siyasi örgütler arasında yönetimin 98 99 Ağacan, s.63 Cemili, s.106 50 geleceği konusunda da uzlaşı sağlanamamıştır. Duruma hakim olacak bir siyasi gücün olmadığı bir ortamda Şevarnadze adeta bir kurtarıcı olarak karşılanmıştır. Şevarnadze’nin bu “kurtarıcı” konumu uzun sürmemiştir. Toprak bütünlüğünün ve kamu düzeninin sağlanması gibi temel meselelerde gözle görülür bir değişikliğin gerçekleşmemesi nedeniyle Şevarnadze’ye olan mutlak inanç zayıflamaya başlamıştır. Haziran 1992’de Güney Osetya’da bir ilerleme sağlanamadan Rusya’nın sert tepkisi karşısında ateşkes yapılmıştır. Ağustos 1992’de Abhazya’da başlayan savaş da Ağustos 1993’e kadar şiddetli bir şekilde sürmüş ve Gürcistan’ın yenilgisi ile sonuçlanmıştır.100 Böylece, etnik çatışma sorunlarını Şevranadze çözememiştir. 3 Şubat 1994’de Rusya Cumhurbaşkanı B.Yeltsin Tiflis’i ziyaret etmiş ve bu ziyaret sırasında birkaç anlaşma imzalanmıştır. Bunlardan biri RF sınır birliklerinin Gürcistan’da kalmasını içeren anlaşma, diğeriyse dostluk ve işbirliği anlaşması olmuştur. Bu anlaşmaya göre BDT güvenliğinin korunması amacıyla Tiflis yakınlarında üç askeri üs oluşturulması kararlaştırılmıştır. Ayrıca anlaşma çerçevesinde Rusya Gürcistan topraklarının savunmasına yardım edecek ve Rusya Gürcistan ordusunun oluşturulmasına ve eğitime yardımcı olacaktı.101 Bunun ardından Rusya Gürcistan’ı 1995 yılının Mart ayında bu ülkede kendisine ait 4 askeri üs hakkı veren bir anlaşma imzalamaya mecbur etmiştir. Rusya’nın baskıları sonucu Şevarnadze’ye imzalattığı bu anlaşmalar ülke dahilinde olumsuz karşılanmış muhalif grupların tepkisine neden olmuştur. Bu olaylar sonucunda Şevarnadze Rusya’yla olan ilişkilerine yeniden bakmak zorunda kalmıştır. Şevarnadze’nin bu harekâtı Rusya tarafından olumlu karşılanmamış ve Rusya’nın desteğiyle 29 Ağustos 1995’de kendisinin güvenlik başkanı tarafından kendisine suikast girişimi yapılmıştır. Ama bu suikast girişimi başarısız olmuştur. Bundan sonra Şevarnadze’nin Rusya’ya karşı politikasında sertleşmenin ortaya çıktığını görüyoruz. Şevarnadze 4 Ekim 1996’da aldığı bir kararla 3 Şubat 1994’de imzaladığı Gürcistan sınırlarını Rus Birlikleriyle beraber koruma anlaşmasından imtina etmiş ve Gürcü askerlerinin korumasının gerekli olduğu ileri sürmüştür. Böylece Gürcistan Rusya’nın etkisinden dışlanmak istemiştir. 100 101 Ağacan, s.64 Cemili, s.108 51 Bu devirde, ABD başta olmak üzere Batı, Hazar petrollerini çıkarmak için Azerbaycan’a büyük yatırımlar yapmış ve bu yatırımların güvenliğini sağlamak için Gürcistan’ı Rusya etki alanından uzaklaştırarak kendi etki alanına sokmaya çalışmıştır. Gürcistan’ın Hazar petrollerini taşıyacak Bakü – Ceyhan petrol boru hattının geçeceği bölge olması da ona Batı’nın desteğinin artacağının habercisiydi. Diğer yandan BDT’nin verimsizlik problemi de BDT içerisinde Anti Rusya bloğunun olması Gürcistan’ı da büyük ölçüde etkilemiştir. 1997 yılında Gürcistan’ın katılmasıyla Azerbaycan, Ukrayna, Moldova ve Özbekistan (1999 yılında katılmıştır) ortak işbirliği olan GUUAM oluşturulmuştur. Rusya’yla olan bu tür siyasi gelişmeler önceleri imzalanmış askeri anlaşmaları da etkilemiştir. Gürcistan kendi arazisinde olan Rus üslerinin kapatılması ve Rus ordusunun ülkesinden çıkmasını istese de Rusya buna olumlu yanaşmamış ve durum AGİT’in İstanbul zirvesine kadar devam etmiştir.102 Ekim 1999’da İstanbul’da düzenlenen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Zirvesinde ise taraflar ilgili konuda anlaşmışlardır. Buna göre Rusya, 31 Aralık 2000 tarihine kadar Gürcistan’daki askeri varlığını 241 zırhlı araç ve 140 topa indirmeyi, Tiflis yakınındaki Vaziani ile Abhazya’daki Gudauta üslerini kapatmayı ve 2000 yılı içerisinde Ahılkelek ve Batum’daki iki askeri üsle ilgili olarak da Gürcistan Hükümeti ile görüşerek bir çekilme planı hazırlanmasını kabul etmiştir.103 Böylece Gürcistan ve Rusya bu konuda ortak bir karar almışlardır. Şevarnadze’nin yönetimi sürecinde ABD ile ekonomik, politik ilişkileri kurmaya başlamıştır. Gürcistan’ın ABD’ye yönelik politika izlemesinin esas üç nedeni vardır. Birincisi ülke içerisinde oluşan etnik çatışmaları çözmek için Rusya’dan istediğini alamadığından çözümün diğer yolunu ABD’de görmesi. İkincisi RF’nun Gürcistan’a karşı tutumu ve onu kendi “arka bahçesinin” bir tarafı olarak görmesi. Üçüncüsü Hazar enerji kaynaklarının başta ABD olmak üzere Batılı şirketlerce işletilmesinden dışarıda kalmamak ve ortaya çıkmış projelere katılmakla kendi devletinin güvenliğini sağlamak olmuştur. Ayrıca 1996 yılından itibariyle ABD, Gürcistan’da ekonomik yardımların dışında iç politikaya da etkili olduğunu görebiliriz. ABD’nin Güney Kafkasya ülkelerine ayırdığı yardımlar kapsamında en çok askeri yardımı da Gürcistan’ın alması 102 Cemili, s.108-109 A.Sait Sönmez, “Putin Yönetimi’nin Güney Kafkasya Politikası”, 95-116, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:15, Sayı 2, Erzurum, 2011, s.99 103 52 iki yorumun ortaya çıkışını sağlıyor. Birincisi Rusya’nın siyasi ve askeri baskısı karşısında Gürcistan ordusunun direnişini sağlamak, ikinciyse gelecekte NATO üyeliğine alınması planlanan Gürcistan ordusunun modernizasyonunu sağlamak ve Gürcü ordusu ile NATO ordusunu uzlaştırmak. ABD Gürcistan’ın ihtiyaç duyduğu toprak bütünlüğüne ve bağımsızlığına yönelik tehdit olarak algıladığı Rusya baskılarına karşı desteğini her fırsatta dile getirmiştir. Böylece ağırlıklı olarak 1996’da başlayan Gürcistan – ABD ilişkileri, Gürcistan’ın jeopolitik konumu ve Batıyla bütünleşme stratejisi sebebiyle müttefiklik düzeyine ulaşmıştır.104 Gürcistan politikasının ABD’ye yönelimi Şevarnadze döneminde başlamış ve sonraki Saakaşvili döneminde yoğunlaşmıştır. Rusya, Gürcistan’da askeri üslerini kaybetmeye başladığından bu ülkeyi ekonomik şartlar altında kendi kontrolünde tutmaya çalışmıştır. Rusya bu amaçta Gürcistan vatandaşlarına 5 Aralık 2000’den itibaren vize uygulaması yapmıştır.105 Gürcü nüfusunun önemli bir kısmı (yaklaşık % 10’u) Rusya’da geçici işçi olarak çalışmaktadır. Bu işçiler her yıl Gürcistan ekonomisine yaklaşık 600 milyon dolar katkıda bulunmaktadır. Rusya, vize uygulamasının nedenini Gürcistan’dan Rusya’ya geniş çaplı ve yasadışı yollarla insan göçünü önlemek olduğunu açıklamıştır. Ancak Abhazya ve Güney Osetya bu uygulamanın dışında kalmış, her iki bölgenin halkına Rusya Federasyonu pasaportu verilmiştir. Bu gelişmeler sonucunda toplanan Gürcistan Parlamentosu, Moskova’nın bu vize rejimi ile Gürcistan’a karşı açıkça yayılmacı ve emperyalist politikalar izlediğini, sonunda Abhazya ve Güney Osetya’nın ilhak edileceğini iddia etmiştir. Vize rejimine geçildikten sonra ilişkileri olumsuz etkileyen bir başka gelişme ise Rusya’nın 31 Mayıs 2002’de çıkardığı yeni vatandaşlık kanunu olmuştur. 10 yıldır yürürlükte olan vatandaşlık kanunu eski Sovyet cumhuriyetlerinde yaşayan ve Rus vatandaşlığına geçmek isteyenlere zorluk çıkarmadan vatandaşlık imkanı sağlamıştır. Yeni vatandaşlık yasası Rus vatandaşlarına ikinci bir vatandaşlık imkanı tanımış ancak Rus vatandaşlığına geçenlerin eski vatandaşlığını terk etmesini öngörmüştür. Gürcistan, Rusya Federasyonu’na yeni vatandaşlık kanunundan dolayı, kendi egemenliğini ve 104 105 Cemili, s.116 Sönmez, s.111 53 toprak bütünlüğünü hedef aldığı gerekçesiyle nota göndermiştir. Güney Osetya’da nüfusun % 40’ı Rus, Abhazya’da yaşayanların üçte biri Rus pasaportuna sahipti. Gürcistan, yeni kanunun bu iki bölgenin kendisinden koparılmaya yönelik çıkarıldığını ve egemenliğine dolaylı bir saldırı olarak nitelendirmiştir.106 Vize rejimine geçildikten sonra Rusya’nın yeni vatandaşlık kanunu Rus-Gürcü ilişkilerine olumsuz etki eden bir başka unsur olmuştur. Eduard Şevarnadze’nin devlet başkanı olması sonucunda Gürcistan’da siyasi iktidar sağlanmaya başlamıştır. Fakat Şevarnadze iktidarı pekiştikçe, ülkedeki demokratikleşme yönündeki dinamizm de kaybolmuştur. Sonuçta, muhalif siyasi partiler ve basın gibi demokrasinin gerektirdiği unsurları içeren, komünizmi ideolojik olarak reddeden fakat özü itibariyle otoriter Sovyet yönetim tarzından çok da farklı olmayan karmaşık bir rejim oluşturulmuştur.107 Böylece, 1995’den beri Gürcistan’da yeni bir gelişmelerin olduğunu görüyoruz. ABD ilişkilerinin geliştirilmesindeki önemli nedenler, RF’nin Gürcistan’daki ayrılıkçı grupları desteklemesi ve RF’den beklediği yardımı görememesi karşısında ABD’yi sorunların çözümünde alternatif olarak görmesi, RF’nin Gürcistan’ı SSCB döneminde olduğu gibi arka bahçesi olarak görmesi ve Hazar enerji kaynaklarının ABD ile batılı şirketlerde işletilmesi ve Gürcistan’ın da bunun dışında kalmak istememesidir. 2.1.8. Gül Devrimi ve Mihail Saakaşvili Dönemi Gürcistan’da iktidar partisi içinde (GYB - Gürcistan Yurttaşlar Birliği, 1993 yılında Şevarnadze tarafından kurulmuş) kamuoyuna pek yansımayan bir mücadele yaşanmıştır. Bu mücadele sürecinde parti içi gruplar başlıca iki kanatta pekişmiştir: 1) “Reformist” kanadı, göreli olarak genç ve entelektüel üyelere sahip olan ve liberal reformların hızla yapılanmasını talep eden kanattır. 2) “Muhafazakâr” kanadı, Komünist Parti döneminde parti ve bürokrasinin değişik kademelerinde görev almış kişilerinden oluşan bir kanattır. 106 Fırat Karabayram, Güney Kafkasya Jeopolitiğinde Rusya Gerçeği, 1.Baskı, İstanbul, İQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2011, s.195 107 Ağacan, s.67 54 Şevarnadze bu iki kanat arasında dengeyi, Reformistleri ağırlıklı olarak parlamentoda, Muhafazakârları ise kabinede tutarak başarılı bir şekilde sürdürmüştür. Şevarnadze’nin ikinci kez devlet başkanlığında seçilmesinin ardından parti içi mücadele giderek şiddetlenmiş ve açık bir şekilde yürütülmeye başlamıştır. Reformistlerin kabineye yönelik yolsuzluklarla ilgili eleştirilerinin Şevarnadze tarafından göz ardı edilmesi, bir süre sonra Şevarnadze’yi hedef haline getirmiştir. Nitekim 2001 yılının Eylül ayında Reformist kanadın ağır toplarından Mihail Saakaşvili, bir yıl önce atanmış olduğu Adalet Balkanlığı’ndan istifa etmiş ve istifasını, bu hükümetle birlikte yolsuzluklarla mücadele edilemeyeceği fikrine dayandırmıştır. Yolsuzlukların arkasında Şevarnadze’nin olduğuna işaret eden Saakaşvili bununla da yetinmeyerek GYB’den ayrılmış ve Ulusal Hareket Partisi’ni kurarak iktidara karşı muhalefete geçmiştir.108 GYB’da ayrılmaların sonucunda Şevarnadze meclisteki salt desteğini yitirmiş, Anayasayı değiştirebilecek çoğunluktan yoksun kalmış, istediği kanunları ve değişiklikleri parlamentodan geçirmekte zorlanmıştır. Ülke, böyle bir ortamda genel seçim sürecine girmiştir. 2 Kasım 2003’de ülkede genel seçimler yapılmıştır. Yerli ve uluslararası gözlemcilerin seçimlerde geniş çaplı usulsüzlük yapıldığını açıklaması üzerine, sandık çıkışı kamuoyu araştırmasında seçimlerin galibi olarak gözüken Saakaşvili’nin Ulusal Hareket Partisi itiraz gösterilerine başlamıştır. GYB Genel Sekreteri Zurab Jvaniya ve Parlamento Başkanı Nino Burcanadze’nin de destek verdiği gösteriler kısa sürede ülkenin tamamına yayılmış ve Şevarnadze karşıtı gösterilere dönüşmüştür. Ülkede oluşan siyasi buhran, 23 Kasım 2003’te Devlet Başkanı Şevarnadze’nin istifasıyla sonuçlanmıştır. Şiddet kullanılmadan gerçekleşen bu “kadife devrim” göstericilerin parlamento baskısını sırasında ellerinde taşıdıklara güllere atfen “Gül Devrimi” olarak adlandırılmıştır.109 Böylece Gürcistan’da barış yoluyla iktidar değişmiştir. Şevarnadze’den boşalan devlet başkanlığı için 4 Ocak 2004’te olağanüstü seçimler yapılmıştır. Seçimlerde, oyların % 96’sını alarak devrimin lideri, 36 yaşındaki Mihail 108 109 Karabayram, s.196 Ağacan, s.69 55 Saakaşvili zaferle çıkmıştır. Ardından da, Şubat 2004’te Anayasa’da değişiklik yapılarak yürütmenin yapısı değiştirilmiştir. Yeni düzenlemede hükümetin parlamentodan güvenoyu alması gerekmekle birlikte, üç defa güvensizlik oyu verilmesi halinde devlet başkanına parlamentoyu feshetme yetkisi tanınmıştır. İlk bakışta, başkanlık sisteminden yarı-başkanlık sistemine geçiş görünümü veren bu düzenleme özünde devlet başkanının parlamento ve yargı karşısında daha da güçlenmesini ihtiva eden hükümler içermiştir. Yeni düzenlemeyle devlet başkanına parlamentoyu dağıtma yetkisi verilmesi, muhalefet tarafından Saakaşvili’nin otoriter yönetim arayışı içerisinde olduğunun delili olarak görülmüştür. Devlet başkanı ve yürütmenin yapısı düzenlendikten sonra sıra parlamentoya gelmiştir.110 28 Mart 2004’de yeni parlamento seçimleri yapılmıştır. Bu süreçte Jvaniya’nın Demokratlar Partisi’nin birleşmesi ile “Birleşik Ulusal Hareket” adını alan ve seçimlere daha güçlü bir şekilde katılan ulusal Hareket Partisi oyların % 67’sini alarak seçimleri kazanmıştır. Sonuç olarak Birleşik Ulusal Hareketi 235 sandalyeden 152’sini kazanarak mecliste güçlü bir konum edinmiştir. Böylece devrim şeklen tamamlanmıştır. İktidarını şekillendiren Saakaşvili’nin önünde çözüm bekleyen üç ana sorun kümesi vardı. Birincisi toprak bütünlüğünün sağlanması, ikinci zayıf devlet olgusunun giderilmesi, üçüncüsü ise ekonomik sorunlar ve geçim sıkıntısı idi. Saakaşvili, iktidara geldikten kısa süre sonra Mayıs 2004’te Acaristan sorununu çözerek ülkesinin toprak bütünlüğünün sağlanmasını yönünde ilk başarısını kazanmıştır.111 Acaristan’daki zaferinden aldığı ilhamla, Mihail Saakaşvili, Mayıs 2004 sonundan itibaren Güney Osetya sorununa, yoğunlaşmıştır. Saakaşvili, “insani yardım” adlandıran girişimde bulunarak, Güney Osetya’nın merkezi Tshinvali ile demiryolu bağlantısını yeniden açacaklarını ve Tshinvali’de kurulacak merkezlerde halka emekli maaşlarının dağıtılacağını, Oset çiftçilere ücretsiz gübre verileceğini ifade etmiştir. Bu demeçlerin ekonomik açıdan oldukça zor koşullarda yaşayan Oset halkını ayaklandırmayı hedeflediği açıktır. Saakaşvili’nin bu girişimi, Rusya ve fiili Güney Osetya yönetiminin şiddetli direnişi ile karşılanmıştır. Gelişmeler üzerine Saakaşvili yönetimi geri adım 110 111 Ağacan, s.69 Ağacan, s.70 56 atmış, Eylül 2004 itibariyle Güney Osetya’ya yönelik operasyonları durdurmuştur. Toprak bütünlüğünün sağlanmasına yönelik çalışmalar bu tarihten itibaren Ağustos 2008’de patlak veren savaşa kadar diplomasi alanına geçmiştir. Saakaşvili, diğer sorun yumağı olan zayıf devlet olgusunun ortadan kaldırılmasına yönelik iki temel yol izlemiştir.112 Bunlardan birincisi, rüşvet, yolsuzluk, kaçakçılık ve vergi kaçakçılığına karşı savaş açmasıdır. Yolsuzlukla mücadele ve kaçakçılığın önlenmesi çerçevesinde geniş çaplı operasyonlar düzenlenmiş ve çok sayıda kişi tutuklanarak mahkeme önüne çıkarılmıştır. Bu konuda önemli başarılar elde edilmiştir. İkincisi de, eğitim, ekonomi, yargı, kolluk güçleri, savunma ve güvenlik alanlarında önemli reformlar başlatmasıdır. Bu reformlar ve yolsuzlukla mücadele ülkede gözle görülür ilerleme sağlamış ve ülkenin işlevsel bir devlete dönüştüğü izlenimi uyandırmıştır. Yürütülen geniş çaplı özelleştirme programı, vergi reformu, yolsuzlukla ve kaçakçılıkla mücadele, kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması çabaları ve çözülen Acaristan sorunu ekonominin büyümesine; doğrudan yabancı yatırımlarda, bütçe ve vergi gelirlerinde önemli artışa yol açmıştır.113 Saakaşvili’nın bu tür girişimlerinin olumlu sonuçları verdiğini niteleyebiliriz. Ekonomik alanda içeride yapılan bu çalışmalar dış destekle de pekiştirilmiştir. Batılı ülke ve kurumlarca Saakaşvili yönetimine ekonomik alanda yoğun destek verilmiştir. Saakaşvili’nin iktidara gelmesiyle Gürcistan’da yeniden çalışmalara başlayan IMF, 144 milyon Dolar tutarında üç yıllık yeni kredi sağlamış, Paris Kulübü de Gürcistan’ın borçlarını yeniden yapılandırmıştır. Zamanla Saakaşvili iktidarında üç önemli gelişme gözlenmeye başlamıştır. Birincisi, “iktidar sarhoşluğudur”. Uluslararası alanda “demokrasi feneri” övgüleri, yoğun dış destek, içeride Saakaşvili’nin popüler kişiliği ve muhalefetin zayıf konumu Saakaşvili iktidarında “iktidar sarhoşluğuna” yol açmıştır. İkincisi, bir ölçüde bu “iktidar sarhoşluğunun” uzantısı olarak otoriterleşme eğilimidir. Yargının bağımsız olmadığı ve siyasallaştığı eski Sovyet Cumhuriyetlerinde anayasa ve kanunlar dahi siyasal iktidarı sınırlandırıcı işlev yapmamaktadır. Dolayısıyla bu ülkelerde siyasi sistemin temel gerçeği bütün siyasal gücün tek bir kişinin elinde toplandığı monokrasidir. Saakaşvili 112 Ağacan, s.71 Ağacan, s.72 113 57 iktidarı da bütün demokrasi söylemine rağmen bu genel yapının dışına çıkamamıştır. Kendisini dengeleyecek bir gücün yokluğu karşısında bütün devlet kurumları Saakaşvili’nin Birleşik Ulusal Hareketi tarafından ele geçirilmiştir. Giderek muhalefetin eleştirilerine tahammül edemeyen iktidar bağımsız basın üzerinde baskı kurmuş, kendisini eleştirenleri dış güçlerle satılmakla itham etmeye başlamıştır. Saakaşvili iktidarında gözlemlenen üçüncü gelişme hükümetteki revizyonların sıklığı ve hükümetten ayrılmalardır. Hükümetin ilk yıllında yapılan iki geniş ölçekli revizyonu, sonraki süreçte bakanların istifaları izlemiştir. Kabineye alınmayan veya istifa eden bakanlar muhalefet saflarına katılmıştır. Eylül 2007’de 10 muhalefet partisi bir araya gelerek Birleşik Halk Hareketi Milli Konseyini oluşturmuştur. Milli Konsey, hükümetten ayrılan eski bakanların Saakaşvili’ye yönelik yolsuzluk, cinayet vs. ithamlarından ve İmedi TV kanalının yayınlarından faydalanarak gündemi belirlemeye ve gayri-memnunları seferber etmeye fırsat bulmuş ve 2 Kasım 2007’den itibaren Tiflis’te yoğun katılımlı gösteriler başlamıştır.114 Kesintisiz devam eden gösteriler 7 Kasım’da orantısız güç kullanılarak hükümet tarafından dağıtılmış ve olağanüstü hal ilan edilmiş, İmedi TV yayınları durdurulmuştur. Hükümetin bu adımı yurtiçinde ve yurtdışında şaşkınlıkla karşılanmış ve büyük tepki almıştır. Tepkiler karşısında geri adım atan Saakaşvili, 5 Ocak 2008’de erken devlet başkanlığı seçimleri yapılmasına ve genel seçimlerin tarihine ilişkin halkoylaması düzenlemesine karar vermiştir. 5 Ocak 2008’de yapılan devlet başkanlığı seçimlerinde, her ne kadar 2004 seçimlerine kıyasla oylarında ciddi düşüş yaşansa da, Saakaşvili oyların % 53,47’sini alarak yeniden devlet başkanı seçilmiştir. Devlet başkanlığı seçimlerinin ardından halk oylamasının sonucuna uygun olarak 21 Mayıs 2008’de genel seçimler yapılmıştır. İktidar partisi oyların % 59,18’ini alarak seçimleri kazanmıştır. Ülkedeki ekonomik sorunlar, toprak bütünlüğünün sağlanamaması, muhalefetin toparlanması birer meydan okuyucu olmakla birlikte, Saakaşvili iktidarını en çok meşgul eden ve zorlayan Rusya ile ilişkiler olmuştur.115 Saakaşvili’nin iktidara gelmesi Rus-Gürcü ilişkileri açısından bir kırılma noktası olmuştur. 114 115 Ağacan, s.75 Ağacan, s.76 58 2005 yılından itibaren Moskova – Tiflis hattında yaşanan bazı sorunlar ilişkilerin daha da gerginleşmesine sebep olmuştur. Bu dönemde Gürcistan’daki Rus askeri üsleri yeniden gündeme getirilmiştir. Temmuz 2006’da “Gürcistan’daki ayrılıkçı bölgelerde Barış Harekatı” isimli bir tasarıyı onaylamıştır. İlgili tasarı Gürcistan hükümetinin acilen Abhazya ve Güney Osetya bölgelerindeki mevcut Barış Güçleri’ni çıkarmasını ve uluslararası bir güçle değiştirmesi için gerekli girişimleri başlatmasını öngörmekteydi. Bu gelişmeler üzerine Abhazya ve Güney Osetya liderleri Gürcistan ile yürütülen barış görüşmelerini durduracaklarını açıklamışlardır. Rusya Dışişleri Bakanlığı ise, Barış Güçlerinin bölgedeki istikrarın temel güvencesi olduğunu ve bu iki bölgedeki vatandaşlarını savunmak için her şeyi yapacaklarını belirtmiştir. Gürcistan’ın bölgeye askeri yığınak yapmaya başlaması ve Güney Osetya’da bombalı saldırıların gerçekleşmesiyle birlikte, Rusya Gürcistan’a yönelik daha sert politikalar izlemeye başlamıştır. 28 Eylül 2006’da iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerinin bozulmasına yol açan yeni bir olay yaşanmıştır. Ondan fazla Gürcü vatandaşıyla birlikte Rus gizli servisi GRU adına çalıştığı iddia edilen dört Rus subayı Rusya adına casusluk yaptıkları suçlamasıyla Tiflis’te tutuklanmıştır. Putin yönetimi bir sonraki gün Gürcistan’daki diplomatik temsilcilerini güvenlik nedeniyle geri çağırmış, ayrıca Rusya’nın artık Gürcistan vatandaşlarına vize vermeyeceğini belirtmiştir.116 Tiflis yönetiminin tutuklu Rus vatandaşlarını 2 Ekim 2006 tarihinde AGİT yetkililerine teslim etmesine rağmen Rusya Ulaştırma Bakanlığı, Gürcistan ile hava, kara veya deniz ve demiryolu ulaşımını kesmiş ve bu ülkeye yapılan posta hizmetlerini durdurmuştur. Rusya’da Putin yönetimi ekonomik araçları, özellikle enerji kaynaklarını, Gürcistan’a karşı bir baskı unsuru olarak kullanmıştır. 22 Ocak 2006’da Rusya’dan Gürcistan’a doğalgaz ulaştıran boru hattında meydana gelen patlama sonucunda Gürcistan ve Ermenistan enerji arzı açısından sıkıntılı duruma düşmüşlerdir. Rusya ayrıca koyduğu yeni enerji politikası doğrultusunda fiyat ayarlaması yaparak, Gürcistan’a sattığı doğalgazın fiyatını 63 dolardan 110 dolara çıkarmıştır.117 Doğalgazdaki fiyat artışına ek olarak, bazı tarım ürünleri, şarap ve soda ihracatına kısıtlamalar getirilmesi ve sınırın 116 117 Sönmez, s.103 Sönmez, s.104 59 kapatılmasından dolayı Gürcistan’ın gayri safı yurt içi hasılası % 1.5 oranında gerilemiş, ihracatta ise % 17 oranında pazarını kaybetmiştir. Böylece Gürcistan ve Rusya arasındaki ilişkileri her geçen gün daha da bozulmuştur.118 Saakaşvili döneminde, RF ile ilişkilerinin gerilmesi, Rusya’nın Gürcistan’a vize uygulaması, Güney Osetya ve Abhazya’yı bu uygulamanın dışında tutarak, Acaristan’a daha ayrıcalıklı davranması ile başlamıştır. Ayrıca Güney Osetya ve Abhazya bölgelerinde oluşan sorunlar, Saakaşvili için öncelik taşımaktaydı ve Gürcistan’ın bu sorunların çözümlenmesindeki en büyük engeli RF’nin bu sorunlara yönelik tutumu oluşturmaktaydı. Bu sorunların yanı sıra, Gürcistan ile RF arasındaki ilişkileri çıkmazsa sokan bir diğer konu ise, Saakaşvili’nin yaptığı, Rusya karşıtı, ABD yanlısı açıklamalar ve Gürcistan’ın NATO ve ABD üyeliği yönündeki hedefleri olmuştur. GÜRCİSTAN’DAKİ ETNİK SORUNLARI (ACARİSTAN, GÜNEY 2.2. OSETYA, ABHAZYA) Gürcistan’da çok sayıda etnik grup yaşamaktadır. Bağımsızlığını kazandığında, 1989 nüfus sayım sonuçlarına göre ülke nüfusunun % 29,9’u Gürcü olmayan etnik gruplardan müteşekkildi. Bu durum ülkenin siyasi ve idari yapılanmasını da etkilemiş, Sovyet Birliği döneminde iki özerk cumhuriyet (Abhazya Özerk Cumhuriyeti, Acaristan Özerk Cumhuriyeti) ve bir özerk bölge (Güney Osetya Özerk Vilayeti) oluşturulmuştur.119 Hem Gürcü, hem de diğer grupların milli kimliği uzun tarihi süreçte etnik temelde şekillenmiştir. Sovyet sistemi içinde etnik temelli milli kimliklerin varlığı ve gelişmesi ülke bütünlüğü açısından sorun etmemiş, komünizm ideolojisi bu etnik temelli milli kimlikleri bir arada ve yan yana tutmuştur. Bu sebeple de Gürcistan, Sovyet döneminde “çok milletli” bir toplum olmakla övünmüştür. Komünizmin çöküşü ve bağımsızlık süreci ile birlikte insan unsuru yepyeni ve karmaşık bir sorun olarak doğmuştur. Gürcistan, bağımsızlıktan sonraki süreçte, Acaristan’daki idari ve ekonomik sorunlarla, Güney Osetya ve Abhazya’daki milliyetçi hareketler ve bağımsızlık talepleriyle uğraşmıştır. 118 119 Sönmez, s.104 Ağacan, s.80 60 2.2.1. Acaristan Sorunu Acaristan, Gürcistan’la Türkiye arasında, Karadeniz sahili boyunca yer alan bir özerk cumhuriyettir. Acaristan Özerk Cumhuriyeti 16 Temmuz 1921 yılında kurulmuştur. Acaristan toplam nüfusu 400.000, yüzölçümü 2900 km²’dır. Bunun 350.000’i Acarlar, 20.000’i Ruslar, 15.000’i Ermeniler geride kalanını diğer halklar oluşturmaktadırlar. Nüfusun % 70’i Müslümanlardır. Başkenti Batum şehridir. Acaristan’ın özerkliğine ilişkin ilk resmi vesika 13 Ekim 1921 tarihli Kars antlaşmasıdır. Söz konusu anlaşmanın 6. ncı maddesinde, Türkiye Batum Livasına ilişkin topraklar ile Batum kenti ve limanı üzerindeki egemenlik haklarını, her topluluğun kültürel ve dinsel haklarını sağlayacak ve bu halkın yaşadığı yerlerde isteklerine uygun bir tarım topraklarını rejimi kurma imkanına sahip olacak şekilde geniş bir yönetimsel özerkliğe kavuşması şartıyla Gürcistan’a devretmeyi kabul etmiştir. Kızıl Ordu’nun 1921’de Gürcistan’ı işgal etmesi ve Gürcistan’ın Rusya egemenliğine girmesine müteakip, Eski SSCB de 1937 yılında, Acaristan’ın, Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlı Acaristan Sovyet Sosyalist Özerk Cumhuriyet olarak hukuki statüsünü tanımıştır.120 Sovyet Birliği’nin dağılmasından sonra Gürcistan’ın bağımsızlığıyla birlikte Abhazya ve Güney Osetya’da çatışmalar yaşanırken, Acaristan bu çatışmaların dışında kalmış, Acaristan Özerk Cumhuriyeti Yüksek Konseyi Başkanı Aslan Abaşidze Gamsahurdiya’yı desteklemiştir. Acaristan’da büyük ölçüde merkezden bağımsız hareket edebilen Abaşidze’nin gerek Sarp Sınır kapısından, gerekse Batum Limanından elde edilen gelirlerden merkezi yönetime pay vermek istememesi merkezi yönetimle gerilime sebep olmuştur. Asıl sorunlar ise Şevarnadze döneminde başlamıştır.121 1995 yılındaki seçimlerinde Abaşidze’nin partisi 31 milletvekilliği kazanmış ve Şevarnadze’nin partisiyle birlikte koalisyon yapmıştır. Ancak Şevarnadze’nin partisi Batum’un serbest bölge olmasına karşı çıkması üzerine koalisyonu bozulmuştur. Gürcistan Batum’daki Rus askeri üssünün boşaltmasını isterken Acaristan buna karşı çıkmıştır. Abaşidze’nin merkezi hükümetten oldukça bağımsız hareket etmesi Gürcistan yönetiminde sürekli rahatsızlığa neden olmuştur. 120 121 Mert, s.58 Kamer Kasım, Soğuk Savaş Sonrası Kafkasya, Ankara, USAK Yayınları, 2009, s.73 61 Gürcistan’daki “Gül Devrimi” ile birlikte Şevarnadze’nin devrilmesi ve ardından 4 Ocak 2004 tarihinde yapılan seçimlere Saakaşvili’nin Devlet başkanı seçilmesiyle birlikte Acaristan konusu yeniden gündeme gelmiştir. Saakaşvili’nin kendisini devirmek istediğini açıklayan Abaşidze için bazı tedbirler almıştır. Saakaşvili’nin Batum’a sokulmaması ve Gürcistan kuvvetlerinin askeri yığınak yapmasıyla artan gerginlik, Batum’da gerçekleşen Abaşidze-Saakaşvili görüşmesiyle 17 Mart 2004’de bir ölçüde yumuşamıştır. Nisan 2004’te ise yine gerginlik başlamış ve Mayıs ayında Acaristan ve Gürcistan arasında ulaşımı sağlayan köprülerin milisler tarafından yıkılması üzerine, Saakaşvili milislerin silahsızlandırılması için Acaristan’a 10 günlük bir süre vermiştir. Batum’da gösteriler başlamış, Rusya Güvenlik Konseyi sekreteri Sergey İvanov, Batum’a gelip Abaşidze ile görüşmesinden sonra Moskova’ya giderek, Abaşidze’yi Rusya’ya sığdırmıştır. Abaşidze’nin gitmesinden sonra Gürcü ordusu Acaristan’a girmiştir.122 Böylece Acaristan tamamen Gürcistan kontrolüne girmiştir. Saakaşvili açısından, Gürcistan merkezi yönetiminin Acaristan’a hakim olması önemli bir başarıydı. Saakaşvili’nin Acaristan sorununa yönelik müdahalesinden elde ettiği sonuç, Abhazya ve Güney Osetya’ya yönelik de benzer bir yönetimin işe yarayabileceği kanısına neden olmuştur. Rusya açısından, Acaristan’a Gürcistan merkezi yönetiminin tam olarak hakim olması bir gerilim olarak algılanmıştır. Saakaşvili yönetimini destekleyen ABD’de ise merkezi yönetimin Acaristan’a hakim olması olumlu karşılanmıştır. Böylece Gürcü yönetimi diğer sorunlu bölgelere müdahale etmekte cesaret bulmuştur. Sırada Güney Osetya ve Abhazya bulunmuştur. 2.2.2. Güney Osetya Sorunu Orta Kafkaslarda, Kafkas dağlarının kuzey ve güney yamaçlarında yaşamakta olan Osetler, Hint-Avrupa ırkına mensup İran kökenli bir Kafkas halkıdır. Osetler ikiye bölünmüş bir halktır. Bir kısmı Büyük Kafkas sıradağlarının kuzeyinde RF’ye bağlı Kuzey Osetya Cumhuriyeti’nde, diğer kısmı ise güney yamaçlarının orta kısımlarında, Gürcistan’a bağlı Güney Osetya’da yaşamaktadırlar.123 Gürcistan’daki Osetler, XIII – XIV yüzyıllarında Moğol ordularının Kafkasya’yı işgali esnasında Kafkas dağlarının aşarak Gürcistan’a gelmişlerdir. Ancak Gürcü tarihçiler, Güney Osetya bölgesinin 122 123 Kasım, s.74 Kamil Ağacan, “Saakaşvili’nin Güney Osetya Operasyonu: Bir Hipotezin Testi”, TÜRKSAM, 2005 62 tarihin her döneminde Gürcistan’ın bir parçası olduğunu, Osetlerin bu topraklara son iki yüzyıl içinde kuzeyden göç ettiklerini ileri sürmektedirler.124 Böylece Güney Osetlerin köken sorunu bugün de tartışılmaktadır. Yüzölçümü 3.900 km kare. Başkenti – Tshinvali. Toplam nüfusu 70.000 kişi. Nüfusun yaklaşık % 68’i Oset. Osetlerden başka Ruslar, Gürcüler, Ermeniler ve Yahudiler yaşamaktadır. Gürcistan’ın Güney Osetya sorununu ve buna bağlı olarak Rusya-Gürcistan ilişkilerindeki son gelişmeleri açıklayabilmek için olayların arka planını en azından 1917 yılına kadar götürmek doğru olur. Bu tarihte Güney Osetyalılar, Bolşevikleri destekleyip Moskova’ya bağlı kalırken, bağımsızlığını ilan eden Gürcistan ise Menşevikleri desteklemiştir. 1920’lerin başında Osetler Rusların desteğiyle Menşevik Gürcistan’a karşı savaşa girmiş, 1921’de Kızıl Ordu’nun Gürcistan’a girişinden aldığı destekle de Nisan 1922’de otonom bir bölge haline gelmiştir. Yalnız daha sonra Moskova’nın bölgedeki siyasal dengeleri dikkate alması nedeniyle Osetler, Kızıl Ordunun bölgeye girmesinden sonra 1922’de kurulan ve bölgedeki üç ülkenin yer aldığı (Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan) Transkafkasya Sovyet Cumhuriyeti’nin içinde kalarak siyasal egemenlik beklentileri ve çabalarını ertelemek zorunda kalmışlardır. Transkafkasya Sovyet Cumhuriyeti’nin 1936’da dağılmasıyla Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan ayrı birer Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti olurken, bu kez de Osetya’nın Kuzeyi Rusya’ya, Güney’i de Gürcistan’a bağlı olarak kalmıştır. 125 Böylece Osetya iki nüfuz alanlara (Rusya ve Gürcistan) bölünmüştür. SSCB döneminde Güney Osetya’da ayrılıkçı hareketlerinin görülmediği durgun bir dönem başlamıştır. Bunda hiç şüphesiz SSCB’nin oluşturduğu korku ve sindirme politikasının büyük etkisi vardı.126 Bu durgun dönem SSCB’nin dağılma sürecine girmesiyle değişmeye başlamıştır. 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılması ile Kafkasya’da da, diğer eski Sovyet topraklarında olduğu gibi, uzun süre gündemde olmayan siyasal sorunlar yeniden çıkmaya başlamıştır. Bunun önemli nedenlerinden 124 Merve İrem Yapıcı, “Kafkasya’nın Sorunlu Bölgesi: Güney Osetya”, s.71-104, USAK, Cilt:2, Sayı 3,2007, s.73 Ahmet Öztürk, “Rusya-Gürcistan Krizi: Yerel Bir Çatışma, Küresel Yansımalar”, s.1-27, USAK, Cilt:4, Sayı 7, 2009, s.5 126 Fatih Özbay, “Tarihsel Süreç İçerisinde Güney Osetya Sorunu”, 2008, s.3, http://www.bilgesam.org/incele/999/tarihsel-surec-icerisinde-guney-osetya-sorunu/ (25.06.2008) 125 63 biri, önceleri engellenen, ertelenen bağımsızlık hareketleri ve ayrılıkçılık akımları gibi siyasal gündemler, Sovyet sonrası geçiş döneminde yeniden patlak vermiş ve birçok bölgesel çatışmayı beraberinde getirmiştir. Bir başka neden ise, bölgede doğal kaynaklara sahip olan ve olmayan ülkeler arasındaki geriliminin kaçınılmazlığıdır. Özellikle petrol ve doğalgaz sahibi ülkeler ile bu doğal kaynaklarla sahip olmayan ancak bu kaynakların bölge dışı pazarlara ulaşım yolu üzerinde olan ülkeler arasında önemli ekonomik çıkar çatışmaları ortaya çıkmıştır. Petrol ve doğalgaz gibi ülkeye yabancı yatırım çekebilen ve doğrudan ekonomik gelir getirici doğal kaynakları da olmayan Gürcistan’da ekonomik sorunların siyasal yansımaları diğer ülkelere göre daha şiddetli ve etkili olmuştur. Böyle bir ortamda, Sovyet sonrası dönemde Güney Osetyalılar ile Gürcistan arasındaki ilk çatışma hemen 1990’ların başında yaşanmıştır.127 90’larda başlayan Güney Osetya – Gürcistan çatışması “Ağustos savaşına” getirmiştir. Güney Osetya bölgesinin nüfusunun çoğunluğunu Osetlerinin oluşturması ve Rusya Federasyonu’na bağlı Kuzey Osetya ile güçlü bağlarının bulunması sonucunda, Güney Osetya Gürcistan’da merkezi yönetimden ayrılma talebinde bulunan ilk bölge olmuştur. Oset milliyetçiliğinin temel hedefi olan, güneyde ve kuzeyde yaşayan Osetleri bir çatı altında toplamaya yönelik “Birleşik Osetya Projesi”, bu ayrımcı hareketin altında yatan temel amacı oluşturmaktadır.128 Bu amacıyı ulaşmak için Güney Osetya adımlar atmaya başlamıştır. 1989 yılında Güney Osetya Halk Cephesi, Gürcistan Yüksek Konseyi’nden bölgeye otonom bir cumhuriyet statüsü verilmesini istemiştir. Buna karşılık Konsey, 1990’da ülkedeki etnik ve bölgesel partileri tamamen yasaklamıştır. Bu hareketi kendisine yönelik bir adım olarak değerlendiren Güney Osetya Halk Cephesi, 20 Eylül 1990’da Güney Osetya’yı henüz dağılmamış olan Sovyetler Birliği içinde Güney Osetya Demokratik Cumhuriyeti adıyla ve egemen bir cumhuriyet olarak ilan etmiştir. Ancak, Gürcistan’da milliyetçi politikalarıyla bilinen Gamsahurdia yönetimi Güney Osetya’nın otonom statüsünü iptal etmiştir. İki kesim arasında 1991 yılında da benzer gerilimler geçerken, yılın son günlerde kriz sıcak çatışmaya dönüşmüştür. 1992 yılı da genel 127 128 Öztürk, s.6 Yapıcı, s.74 64 olarak sıcak çatışmalarla geçmiş ve yılsonuna doğru tarafların ateşkesi kabul etmeleriyle bölgeye Rus, Gürcü ve Osetlerden oluşan ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın gözetiminde bir barış gücü yerleştirilmiştir. Çatışmalar yüzünden 39.000 Oset ve 11.000 Gürcü yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalmışlardır. 1992 ile 1995 yılları arasında Güney Osetya ile Gürcü tarafı arasındaki ilişkiler bir anlamda donmuş gibidir. Bu dönemde yapılan ateşkes ve barış anlaşmasının etkisiyle, ayrıca AGİT’in bölgedeki gözlemci misyonu ile tansiyon düşmüş, taraflar arasında gerginlik azaltmıştır.129 1995 yılında Gürcistan anayasa değişikliğine giderek, Güney Osetya sorunuyla ilintili olarak Gürcistan’ın toprak ve yönetim yapısına ilişkin sorunu tekrar gündeme getiren bir anayasa kabul etmiştir. Eski anayasada Güney Osetya olarak geçen bölgenin ismi, bu anayasada Tshinvali bölgesi olarak değiştirilmiştir. Bu yeni anayasa Güney Osetya’ya sadece kültürel özerklikler tanımıştır. 10 Kasım 1996 tarihinde Güney Osetya’da cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri düzenlemiş, cumhurbaşkanlığına Ludvig Cibirov getirilmiştir.130 Ludvig Cibirov Gürcistan ile ilişkiler konusunda pragmatist ve dengeli politika izlemiştir. Aynı zamanda Güney Osetya sorununu diplomatik yolla çözmek konusunda başarısız olan Gamsahurdia yönetiminden sonra iş başına gelen Şevarnadze de, taraflar arasında çatışma ve şiddette dayalı bir çözümü çok büyük bir hata olarak görmüş; kendisinden önceki yönetimi bu konuda suçlamıştır. İki tarafta da ılımlı yöneticilerin işbaşında olması, bu dönemde taraflar arasında ilişkileri yumuşatmış ve görüşme kanalları açık tutulmuştur. 4 – 5 Mart 1997’de taraflar arasında sorunun barışçıl bir çözüme kavuşturulması amacıyla geniş çaplı görüşmeler başlamıştır. Dönem itibariyle taraflar arasında oluşturulan ortak komite toplantılarında göçmenlerin evlerine dönebilmeleri ve Güney Osetya’nın ekonomik durumunun iyileştirmesi konularının yanı sıra, soruna siyasi bir çözüm bulunması konuları da ele alınmıştır. Görüldüğü gibi, bu dönemde çatışma bölgesinin ekonomik ve sosyal restorasyonu için girişimlerde bulunulmuş; ancak bölgenin siyasi statüsü ile ilgili Mart 1997’de bazı girişimler olsa bile bu 129 130 Öztürk, s.7 Yapıcı, s.80 65 girişimlerden bir sonuca varılamamış ve sorun çözülmemiş olarak kalmıştır.131 Güney Osetya bağımsızlığını tanımak isterken, Gürcistan Güney Osetya’yi kendi arazisinde görüyordu. 2003 yılındaki Gül Devrimi sonucunda Gürcistan’da Cumhurbaşkanı olan Saakaşvili, Gürcistan’ı üniter bir yapıya taşımak için hemen çalışmalara koyulmuştur.132 Ayrılıkçı bölgelerle yeniden birleşmeyi ve toprak bütünlüğünü sağlamayı önüne birinci hedef olarak koyan Saakaşvili, Mayıs 2004’de de Acaristan sorununu ilginç bir şekilde bir gün içinde çözerek ülkesinin toprak bütünlüğünün sağlanması yönünde ilk adımı atmıştır. Acaristan’da sağlanan başarıdan kuvvet alarak, Gürcistan yönetimi, güney Osetya ve ardından Abhazya’da da başarı sağlanabileceğini düşünmüş ve ilk olarak, çözümü Abhazya sorunundan daha kolay olan Güney Osetya sorununa eğilmiştir. Gürcü egemenler, Acaristan’da olduğu gibi, Güney Osetya’daki siyasi lideri koltuğundan indirerek bölgenin kontrolünü tekrar ele geçirmeyi düşünmüşlerdir. Bunun için de Saakaşvili iki parçalı bir yaklaşım izlemiştir: öncelikle yerli otoritelerin kazanç sağladığı yasadışı ticarete karşı geniş bir kaçakçılık karşıtı kampanya yürütmek, sonrasında ise Oset halkının kalbini kazanacak “insani yardım” sağlamaktır. Saakaşvili, Güney Osetya’ya yönelik operasyon başlatırken, iki temel hipotezle hareket etmiştir. Birincisi, pragmatist Putin’in Çeçen ayrılıkçılığıyla mücadele ettiği bir dönemde diğer ayrılıkçıları destekleyemeyeceği hipotezi olmuştur. İkinci hipotezi ise, Güney Osetya fiili yönetiminin başkanlığına seçilen Eduard Kokoity’e halk desteğinin zayıf olmasıdır.133 Ancak bu hipotezin bir yanılgı olduğu operasyon başladıktan sonra anlaşılmıştır. Taraflar arasında gerginliğe yol açan Haziran 2004’teki gelişmelerin altında yatan en önemli nedenlerin başında Tiflis yönetiminin “Ergneti Pazarı” operasyonu olmuştur.134 Gürcistan ile Güney Osetya bölgeleri arasında yer alan kaçak ürünlerin satıldığı Ergneti pazarı, Güney Osetya’da ekonomik gelirin ana kaynağını oluşturulmuştur. 100 milyon dolar değerindeki sigara, şeker, un gibi ürünler, Ergneti pazarından Tiflis’e dağıtılmıştır. 131 Yapıcı, s.81 Öztürk, s.7 133 Yapıcı, s.82 134 Şenol Kantarcı, “Kafkasya’da Etnik Çatışmalar Ekseninde “Güney Osetya” Sorunu”, s.229-285, Güney Kafkasya; Toprak Bütünlüğü, Jeopolitik Mücadeleler ve Enerji, Ankara, Berikan Yayınevi, 2011, s.264 132 66 Kaçaklık nedeniyle gümrük gelirlerinden önemli bir bölümünü kaybeden Gürcistan’ın yasal, politik ve ekonomik çevresi için olumsuz bir etkisi olan pazarın, üç noktada faydası olduğunu söylemek de mümkündür. İlk olarak, Güney Osetya’da hüküm süren zayıf ekonomi ve işsizlik nedeniyle, pek çok Oset buradaki ticaretten gelir elde etmiştir. İkincisi, ekmek gibi temel malların fiyatları, vergi olmadığı için oldukça düşüktü. Son olarak da, bu Pazar, Gürcü ve Osetlerin buluşması, iletişim kurması ve ortak çıkarların tanımlayabilmesi için bir araç olarak işlev görmüştür. Ergneti pazarın Haziran ayında Gürcistan tarafından kapatılması ve kaçaklılığa karşı operasyon altında Gürcistan’ın İçişleri Bakanlığı’na bağlı özel güçlerin bölgede kontrol noktaları oluşturmaları ve giderek daha fazla bölgeye yerleşmeleri, Osetler tarafından Tshinvali’ye karşı askeri bir eylem olarak algılanmış ve taraflar arasındaki tansiyonu yükseltmiştir.135 Bölgedeki istikrarsızlığın temel nedeni olarak kaçaklığı gösteren Saakaşvili’nin bölgeye yönelik ikinci stratejisi Oset halkının gönlünü kazanmak olmuş ve bunu da Oset çiftçilere bedelsiz gübre vererek, halka emekli maaşları dağıtarak, ücretsiz tıbbı yardım sağlayarak, Güney Osetya ile Gürcistan’ın geri kalanı arasında otobüs ve tren ulaşım hizmetlerini yeniden canlandırarak uygulamak istemiştir.136 Fakat Tiflis’ten gelen insani yardımı, Osetler derin bir şüphe ve güvensizlikle karşılamıştır. Bu arada 23 Mayıs 2004’de Güney Osetya’da yapılan parlamento seçimlerini kazanan Yedinstvo Partisi’nin başkanı Kokoytı’nın Güney Osetya’da yönetimi ele geçirmesi de artan çatışmada etkili olmuştur. Sert politikalar güden Kokoytı Güney Osetya’nın aynı kültürü ve tarihi paylaşan Kuzey Osetya ile birlikte Rusya Federasyonu içinde yer alması gerektiğini; Gürcistan hükümetinin bugüne kadar sorunun çözülmesi yönünde ciddi bir adım atmadığını, kendilerine karşı sert bir tavır sergilendiğini ve davalarının hiçbir şekilde parayla satın almayacağını belirtmiştir. 11 Haziran 2004 tarihinde yapılan açıklamada Güney Osetya, Tiflis yönetimi ile ilişkilerini tamamen kopardığı beyan etmiştir. Sonuçta sanılanın tersine Saakaşvili’nin stratejisi ters bir etki yaratmış ve Osetlerin Kokoytı’ye olan desteğini ve Gürcülere olan tepkisini artmıştır. Ağustos ayında Gürcistan ve Güney Osetya arasında çatışmalar başlamış, 11–12 Ağustos gecesi ilk kez sivil kayıplar gerçekleşmiştir. 13 Ağustos’ta taraflar arasında ateşkes ilan 135 136 Kantarcı, s.265 Yapıcı, s.84 67 edilmiştir fakat görüşmelerin hemen sonrasında çatışmalar yeniden başlamıştır. Temmuz-Ağustos döneminde çıkan çatışmalarda toplam 17 Gürcü ve 5 Oset hayatını kaybetmiştir. 17 Ağustos’ta tekrar ateşkesin sağlanmasıyla birlikte taraflar arasında tampon bölge kurulması konusunda anlaşmışlar; bunların Rus barış gücü tarafından kontrol edilmesi ve AGİT tarafından gözlenmesi konusunda karara varmışlardır. 18 Ağustos’ta Ortak Kontrol Komisyonu tarafından bir araya getirilen taraflar arasında ateşkes anlaşması imzalanmış, Komisyonun dört katılımcısı çatışma bölgesinin askersizleştirmesi konusunda anlaşmışlardır.137 Böylece Güney Osetya – Gürcistan çatışması bir süre durmuştur. Bu arada Saakaşvili, 2004’ün Aralık ayında yaptığı açıklama ile, Gürcü hükümetinin Güney Osetya ve Abhazya sorunlarının çözümü için Şubat 2005’ten itibaren uygulamaya geçecek bir barış planı hazırlaması gerektiğini belirtmiştir. Ocak 2005’te, Strazburg’daki Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (PACE) toplantısında konuşan Saakaşvili, Güney Osetya ile ilgili barış adımlarını açıklamıştır. Bu konuşmada Saakaşvili, Güney Osetya’ya Gürcistan’a bağlı açık otonomluk teklif etmiştir.138 Güney Osetya yönetiminin bu önerilere pek olumlu yaklaşmadığı söylenebilir. Çünkü Osetlerin geçmişten bu yana en büyük amaçları, Gürcistan’a bağlı bir Cumhuriyet olmaktan ziyade, Oset birliğini gerçekleştirmek ve Kuzey Osetya ile birleşmek olmuştur. Taraflar arasında ateşkes sonrası sürecinde ufak çatışmalar devam etmiştir. 2008 yılın başında Güney Osetya – Gürcistan ilişkileri yeniden bozulmaya başlamıştır. 7 Ağustos 2008’de Gürcü ordusunun Tshinvali’ye girdiğini ve şehri Gürcistan’ın kontrol altına aldığını açıklamasıyla, Gürcistan ve Güney Osetya arasında savaş resmi olarak başlamıştır. 2.2.3. Abhazya Sorunu Abhazya, Karadeniz’in doğu kıyısında, yüzölçümü yaklaşık 8.600 km² olan bir bölgedir.139 Bu, Gürcistan’ın 69.700 km²’lik toplam yüzölçümünün yaklaşık olarak % 12,5’ine denk gelmektedir. Bölge kuzeyden Rusya, Batı’dan Karadeniz, güneyden ve 137 Yapıcı, s.87 Kantarcı, s.268 139 Sinan Oğan, “Kafkasya’da Etnik Çatışmalar Ekseninde “Abhazya” Sorunu”, s.193-228, Güney Kafkasya; Toprak Bütünlüğü, Jeopolitik Mücadeleler ve Enerji, Ankara, Berikan Yayınevi, 2011, s.195 138 68 doğudan ise Gürcistan’ın diğer bölgeleri ile çevrilidir. Kafkas dağlarının eteklerinde yer alan bölgenin başkenti Sohum (Suhumi) kentidir. Bölgede 220.000'i aşkın kişi yaşamaktadır (2003 sayımı) Abhazya’daki dini yapıya baktığımızda, toplam nüfusun yaklaşık % 25’ni Sünni Müslümanlarının, geri kalanını ise Ortodoks Hıristiyanların oluşturduğu görülmektedir. Tarihi çok eski dönemlere kadar giden Abhazya, Roma, Bizans, Osmanlı gibi imparatorlukların yönetimi altında bulunmuştur.140 Bölge, sadece, VII yüzyılın sonu ve VIII yüzyıl boyunca bölgede yaşanan gelişmelerin dışında kalmış ve bu süreçte bağımsız Abhazya krallığı oluşmuştur. XIX yüzyıldan itibaren Rusya’nın kontrolüne girmiştir. Bu yüzyılın sonlarına doğru yapılan bir idari düzenleme ile Rusya Abhazya’yı Gürcistan "üzerinden (Kutaisi Guberniyası’na bağlayarak) yönetmeye başlamıştır.141 Böylece Abhazya Gürcistan içerisine girmiştir. Çarlık Rusya’nın Abhazya’yı işgal ve ilhak etmesinden sonra büyük bir kesimi 1864’de, kalanların da önemli bir kesimi 1877-1878’de anayurtlarını terke zorlanarak dönemin Osmanlı topraklarına sürgün edilmiştir. Bu iki büyük sürgün sonucu Abhaz nüfusunun % 70’inden fazlası anayurtlarını terk etmek zorunda bırakılmış, boşaltılan topraklara Ruslar, Kazaklar ve Gürcüler yerleştirmeye başlanmıştır. Çarlık Rusya’nın uyguladığı sürgün politikası sonucu Abhazların çok büyük bir kesiminin Abhazya’dan ayrılmak zorunda kalması, günümüzdeki Abhaz(ya) sorununun birinci temel noktasını teşkil etmektedir. Rusya’nın izlemiş olduğu bu sömürgeci politikalarla Abhazların gelişiminin engellenmesi ve giderek Abhazya’da azınlık durumuna düşürülmesi de bu sorunun ikinci temel toplumsal ve tarihsel nedenini oluşturmaktadır.142 1917’de Rusya’da gerçekleşen Sovyet Devrimi, Kafkasya’yı da etkisi altına almış ve Abhazya’ya yeniden egemen devlet olma şansı getirmiş ve 1921’de “Abhazya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti” kurulmuştur. 1922’de ise Abhazya ile Gürcistan, iki ayrı egemen devlet olarak “Anlaşmalı Sosyalist Federal Cumhuriyeti” oluşturmuşlardır. 1931’de SSCB’nin başına Stalin’in geçmesi ile birlikte Abhazya’nın 10 yıllık 140 Araz Aslanlı, “Bölgesel Ve Küresel Dengeler Açısından Abhazya Sorunu”, s.116-136, Karadeniz Araştırmaları, Sayı 5 (Bahar 2005), s.117-119 141 Oğan, s.197 142 Filiz Cicioğlu, “Abhazya Cumhuriyeti’nin Yasal Statüsünün Uluslararası Hukuk Açısından Değerlendirilmesi”,s.448-455, Bildiriler Kitabı, Uluslararası Kafkasya Kongresi 26 – 27 Nisan, Kocaeli, Temmuz 2012, s.449 69 “cumhuriyet” statüsü “özerk cumhuriyet” statüsüne dönüştürülerek Gürcistan’a bağlamıştır. Bu tarihten sonra Abhaz halkının aslında var olmadığı veya Gürcü halkının bir kolu olduğu şeklindeki iddialarla Abhaz halkının varlığını da inkâr eden politikalar izlenmiştir. Abhazya’daki bütün halkların Gürcüleştirilmesine yönelik politikalar sorunun üçüncü temel noktasını oluşturmaktadır.143 Stalin sonrası dönemde Abhazların bazı hakları geri verilse de Gürcülerle olan gergin ilişkiler devam etmiştir. 1978 yılında Abhazya’da Gürcü yönetimine karşı protestolar düzenlenmiş ve Rusya Federasyonu’na bağlanma talepleri gündeme getirilmiştir.144 Abhazların içinde bulunduğu duruma ilişkin iyileştirmeler yapılsa da Rusya Federasyonu’na bağlanma talepleri reddedilmiştir. Abhazya sorunu 1991’den günümüze kadar iki önemli aşama geçirmiştir. 1991–1995 yılları arasındaki ilk aşamada Abhazya sorunu tırmanmış ve yoğun silahlı çatışmalar yaşanmıştır. Abhazya parlamentosunun 23 Temmuz 1992’de özerk cumhuriyetin bağımsızlığını ilan etmesi Tiflis’le olan diyalogu tamamen koparmıştır.145 Gürcistan yönetimi Abhazya’nın bu adımına silahla tepki vermiştir. Bu direniş kısa sürede yaygınlaşmış, Kuzey Kafkasya cumhuriyetlerinden, Rusya’dan ve başta Türkiye olmak üzere Kafkas diasporası olan pek çok ülkeden gönüllülerin katılımıyla büyük bir çatışmaya dönüşmüştür. Savaş sonunda, 30 Eylül 1993’de, Abhazya tarafı Gürcistan birliklerini yenilgiye uğratmış ve işgal kuvvetlerini sınır dışa sürmüştür. Savaştan sonra Abhazya ve Gürcistan arasında, Birleşmiş Milletler, AGİT ve Rusya Federasyonu’nun gözetiminde diploması maratonu başlamıştır. Savaşın bittiği 30 Eylül 1993’ten 2001 yılının ortalarına kadar Abhazya-Gürcistan anlaşmazlığı ile ilgili 350’den fazla toplantı yapılmış ve 400’e yakın belge imzalanmıştır. Bu görüşmelere rağmen sorunun siyasi çözümüne ilişkin somut bir ilerleme sağlanamamıştır. Nisan 1995’teki toplantısında Abhazya Halk Kongresi Moskova’ya çağrıda bulunarak Abhazya’nın Rusya’nın koruması altına girmek istediğini belirtmiştir. Ancak 1995 yılından itibaren Moskova’nın Tiflis’e yaklaşmasıyla bölgedeki dengeler değişmeye başlamıştır. Rusya’nın bu tutum değişikliğinde çeşitli faktörler rol oynamıştır. Öncelikle 143 Cicioğlu, s.449 Kasım, s.66 145 Giray Saynur Bozkurt, “Gürcistan’daki Etnik Çatışmalar Karşısında Türkiye ve Rusya’nın Tutumu”, s.1-30, Karadeniz Araştırmaları, Sayı:19, Güz 2008, s.8 144 70 Çeçenistan’daki çatışmalarda zor durumda kalan Rusya, 1995’in sonlarından itibaren Abhaz limanlarını ablukaya almış ve Abhazya pasaportunu tanımamaya başlamıştır. Abhazya’daki çatışmalarda Çeçenler Gürcülere karşı savaşmıştır. Bu yüzden Moskova Abhazların Çeçenlere yardım etmesinden çekiniyordu. Ayrıca Çeçenistan’ın Rusya ve Gürcistan dışında Karadeniz’e açılan tek kapısı Abhazya idi. Buna ek olarak, Moskova Abhazya’nın bölgeyle etnik ve kültürel bağları olan Türkiye tarafından desteklenmeye başladığını düşünerek, Tiflis’e daha yakın bir politika izlemeye başlamıştır.146 Böylece Gürcistan ile yaklaşınca, Rusya Abhazya’dan uzaklaşmıştır. 1997’de Abhazya Gürcistan’a siyasi bir proje sunmuştur. Taraflar ilişkisini federatif bir yapıya oturtan ve karşılıklı statüleri belirleyen bu projeye Gürcistan olumlu ya da olumsuz hiçbir cevap vermemiştir. Abhazya Gürcistan’dan cevabı almayınca projesini geri çekmiş ve bağımsızlığa hedef almıştır. 2000’li yılların başına kadar Abhazya’nın dünyadan izole durumu devam etmiştir. Bu yıllarda Rusya ile Gürcistan arasındaki işbirliği havası 2003 yılında Gürcistan’daki iktidar değişikliğiyle birlikte bozulmaya başlamıştır. Gürcistan’daki yeni iktidarın yüzünü tamamen Batı’ya çevirmesi ve Abhazya sorununu Batılı ülkeler üzerinden çözme girişimleri Rusya-Gürcistan ilişkilerini daha da kötüleştirmiştir. Gürcistan’la ilişkileri bozulan Rusya, Abhazlar için bir fırsat doğurmuş ve Abhazya Rusya üzerinden dünyaya açılmaya başlamıştır. 2004 -2005 sonrası dönemde Rusya’nın baskısıyla ambargo kalkınca ekonomisi canlanan Abhazya, 2005 – 2008 arası dönemde de dünya ile iletişimi hızlandırmış, diaspora ile ilişkilerini arttırmış ve küresel ekonomik düzenin parçası olma yolunda çaba göstermiştir. Bu süre içinde Abhazya’da siyasal partiler kurulmuş, seçimler yapılmış ve toplum normalleşen bir hayatta doğru adım adım ilerlemiştir. Abhazya’da 2004 yılının sonu ile 2005 yılının başında devlet başkanlığı seçimleri yapılmıştır.147 3 Ekim 2004’de seçimlerinde Abhazya’nın ilk Devlet Başkanı Vladislav Ardzinba ve Rusya Federasyonu’nun desteklediği aday Raul Hacimba seçimi kaybetmiş, buna karşın Abhaz halkının desteklediği aday olan Sergey Bagapş seçimi kazanmıştır. Rusya Federasyonu’nun arzu etmediği bir biçimde Bagapş lehine 146 147 Bozkurt, s.10 Oğan, s.218 71 sonuçlanmasından sonra Rusçu Abhazlar ile Abhaz milliyetçileri arasında ortaya çıkan iç savaşı tehlikesi, Abhaz halkının devlet başkanlarını seçmek için 12 Ocak 2005’de tekrar sandık başına gitmesine yol açmıştır. 12 Ocak seçimlerinden sonra Bagapş devlet başkanlığına, Hacimba ise devlet başkanı yardımcılığına aday olmuş ve söz konusu ortaklık seçimi kazanmıştır. Abhazya’da parlamento seçimleri de Mart 2007’de yapılmıştır. Parlamentodaki sonuçlar sürpriz olmamış ve milletvekillikleri Devlet Başkanı Sergey Bagapş ile Devlet Başkanı Yardımcısı Raul Hacimba’ya yakın adaylar arasında bölüşülmüştür.148 Böylece Abhazya’da Rusya’ya yanlı hükümet oluşturulmuştur. . 2005’ten sonra yaşanmaya başlayan bu süreç 2008 Ağustos ayında yaşanan “5 gün savaşı” ile farklı bir zemin kazanmıştır.149 Ağustos 2008 yılında ortaya çıkan Rusya – Gürcistan savaşı sonunda, Rusya Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlığını tanımıştır. 2.3. RUSYA – GÜRCİSTAN “AĞUSTOS SAVAŞI” Rusya – Gürcistan “Ağustos Savaşı”na geçmemiz için önce Kafkasya’nın, özellikle Gürcistan’ın önemini öğrenmemiz gerekmektedir. Kafkasya, Ruslar ve Batı Avrupalıların jeopolitik çıkarlarının geleneksel olarak çatıştığı bir alandır. Kafkasya ve Güney Kafkasya üzerinde denetim kurmak için Avrasya (Moskova) ve Atlantik (Batı Avrupa, bilhassa İngiltere) kutupları arasında son üç yüzyıl boyunca savaşlar yapılmıştır.150 Bu bölgenin merkezi önemini kavrayan Çarlık ve sonra Sovyet Rusyası genellikle jeopolitik durumu kendi lehine çözmeyi başarabilmiş ve orta düzeyde stratejik bir zafer kazanmıştır. XX Yüzyılda endüstri medeniyetinin itici gücü niteliğindeki petrol faktörü özel bir önem kazanmıştır. Bu perspektifte, Kafkas bölgesinin geleneksel ehemmiyeti Hazar sayesinde daha da merkezi bir hal almıştır. XX yüzyılın ortalarında Rusya ve Batı arasındaki yüzyıllar süren düalizm – ki bu jeopolitik biliminde “AvrasyacılıkAtlantikçilik” olarak bilinir – iki süper devletin, SSCB ve ABD’nin karşıtlığı şeklinde 148 Hasan Kanbolat, “Abhazya Örneğinde Kosova’nın Güney Kafkasya Yansımaları”, s.50-56, Stratejik Analiz, Nisan, 2008, s.53 149 Cicioğlu, s.450 150 Aleksandr Dugin, Rus Jeopolitiği Avrasya Yaklaşım (tercüme Vügar İmamov), Beşinci Basım, İstanbul, Küre Yayınları, 11. Kitap, Strateji 2, 2005, s.365 72 somutlaşmıştır. Avrasya’nın hedefi, merkezcil eğilimlerin tahkim edilmesi, tüm bu alanın Moskova’nın stratejik denetimi altında tutulması, esnek kontrol sistemi ve çok faktörlü metodolojisi sayesinde daima kendi nüfuzunu ve stratejik varlığını koruma ve kuvvetlendirme imkanı bulan Çarlık Rusya’nın ve Sovyet Rusya’sının jeopolitik geleneklerini sürdüren sağlam bir yapının kurulmasıdır. Atlantikçilerin menfaatleri, bunun tam aksi istikamette yoğunlaşmaktadır. ABD’nin jeopolitik çıkarları, tüm bölgeyi Moskova’nın etkisinden çıkarmak, yerleşik jeopolitik sistemi bozmak, Kafkasya topraklarını Batının azami menfaati yönünde yeniden biçimlendirmekten ibarettir.151 Böylece Kafkasya eskiden iki güç arasında (Rusya ve ABD) mücadele sahası olmaktadır. SSCB’nin yıkılmasıyla sonra eren Soğuk Savaş’ın ardından uluslararası sistem yeniden yapılanma sürecine girmiştir. Bir yandan Batı’yla uyumlu politikalarını sürdürürken, öte yandan diğer seçeneklere de (Çin, İran gibi) açık olan ve yakın çevresinde denetimi elinde tutmaya çalışan RF 2000’lere geldiğinde yeni bir başkanla (Putin) ve elindeki nükleer silahların da etkisiyle hala uluslararası sistemde önemli bir aktör olmaya devam etmiştir.152 2000 yılında Rusya Federasyonu’nda Devlet Başkanlığı’na seçilen Putin’in “Yeni Güvenlik Doktrinini” açıklayarak Kafkasya’nın kendi nüfuz alanı olduğunu tekrardan vurgulaması, Kafkasya’daki ABD-RF rekabetini açıkça ortaya çıkarmıştır. Rusya’nın Kafkasların ve dolayısıyla Gürcistan’ın kontrolünü yeniden ele geçirmesi girişimlerine karşılık, ABD, bunun önlenmesini ve Rusya’nın tek başına bölgeye hakim olmamasını öncelikli olarak ele almıştır. ABD’nin Gürcistan’a olan desteği, Gürcistan’da meydana gelen yönetim değişikliğiyle Cumhurbaşkanı olan Mihail Saakaşvili’ye de Bush yönetimi sürecinde de devam etmektedir. 2008 yılında Kosova’nın bağımsızlığının tanıması hem Güney Osetya’nın bağımsızlık çağrısında bulunması hem de Gürcistan’ın da asker sayısını yükseltmesi Güney Kafkasya’da gerilimin iyice arttığını göstermektedir. 7 Ağustos akşamı Gürcistan yer ve hava birliklerinin Güney Osetya’nın başkenti Tskhinvali’ye yaptığı geniş kapsamlı saldırısıyla Rusya-Gürcistan “Ağustos Savaşı” başlamıştır. 7-16 Ağustos 2008 tarihleri arasında yaşanan çatışmalara Güney Osetya ve Rusya’nın yanında Abhazyalılar da 151 152 Dugin, s.366 Mert, s.168 73 katılmış, Rusya’nın kara, deniz ve hava güçleriyle Gürcistan’ın önemli şehir ve limanlarını bombalaması üzerine Gürcistan Abhazya ve Güney Osetya’dan bütün güçlerini geri çekmiştir. Avrupa Birliği dönem başkanı Fransa’nın arabuluculuğunda sunulan Sarkozy Planı’nın 16 Ağustos’ta imzalanmasıyla savaş sona ermiştir. Savaş sonrasında Gürcistan’ın BDT’den ayrılacağını açıklaması üzerine, Rusya 26 Ağustos 2008’de Güney Osetya ve Abhazya’yı bağımsız devletler olarak tanımıştır.153 Yukarıda kısa tanıtımdan sonra “Ağustos Savaşının” önemli noktalarına geçebiliriz. 2.3.1. Savaş Kronolojisi 2.3.1.1. Savaş Öncesi ABD yanlısı olan Saakaşvili’nin iktidara gelmesi Rusya ile Gürcistan arasındaki ilişkilerin gerilimini arttırmıştır.154 Saakaşvili’nin Rusya ile bağları güçlü olan ayrılıkçı bölgeleri Tiflis’in kontrolüne alarak daha büyük ve güçlü bir Gürcistan kurmak istemesi ilerde gerçekleşecek olan krizin de tetikleyici nedeni olmuştur. Bu hedefine ulaşmak ve bölgede Gürcistan’ın güvenliğini tesis etmek için, NATO’ya üyelik yeni yönetimin en önemli güvenlik ve dış politika önceliği haline gelmiştir. Siyasi bütünlüğü sağlamak isteyen Saakaşvili, Acar’a operasyonu ile Abaşidze’yi devirip kendine bağlı bir yönetimi iş başına getirdikten sonra yönünü diğer ayrılıkçı bölgelere çevirmiştir. Saakaşvili yönetiminin Acaristan’daki Abaşidze’yi iktidarına son vermesine Rusya’daki Putin yönetimi itiraz etmemiştir. Ancak Saakaşvili’nin Batılı güçlerden aldığı moral desteği ile Abhazya ve Güney Osetya gibi bölgelere yönelmesi üzerine Putin yönetiminin tutumu değişmiştir. Krizin ve çatışmaların seyri içinde 2004 yazındaki savaş Rusya için aslında bir dönüm noktası olmuş ve Rusya bu tarihten itibaren bölgede statüko yanlısı bir politika izlemekten vazgeçerek, artık bu çatışmada açıkça bir taraf olmaya karar vermiştir. Bu politika değişikliğinde iki önemli faktörler olmuştur. İlk olarak, yeni yönetim öncekine göre, Gürcistan’da Rus çıkarlarına karşı daha açık ve sert tavırlar almaya ve Kafkasya’daki siyasal dengeyi Rusya aleyhine bozacak faaliyetlerde bulunmaya başlamıştır. İkinci olarak, Rusya artık tam olarak engelleyemediği Balkanlar ve Doğu Avrupa’daki güç kaybını Güney Kafkasya’da telafi 153 154 Sönmez, s.104 Mert, s.169 74 etmeye çalışmıştır. Özellikle Kosova’nın bağımsızlık çabalarına Avrupa ve ABD’nin verdiği destek Rusya’yı Kafkasya bölgesinde daha erken ve sert tedbirler almaya zorlamıştır.155 Bu sebeplerden dolayı Rusya’nın Gürcistan’a tutumu tarafsızlıktan aktif eylemlere geçmiştir. Kosova’nın bağımsızlığı önemli tartışmalara neden olmuştur. 17 Şubat 2008’de Kosova Parlamentosu Sırbistan’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan etmiştir. Mart ayında ise Kosova’nın bağımsızlığı 25’ten fazla devlet tarafından tanınmıştır (bugün 108 tanıyan ülke vardır). Fakat Rusya tanımamakla kalmamış ve kararı yasadışı ilan etmiştir. Putin Batı’nın Kosova’ya desteğini “ahlakdışı ve yasadışı” saymıştır.156 Halen bu tartışmalar sürse de ve özellikle de Slav dünyası bu bağımsızlığı resmen tanımasa da, artık Kosova’nın bağımsızlığı büyük ölçüde tescil edilmiş durumdadır. 2008’de Rusya ve Gürcistan ilişkiler arasında gerginlik artış göstermiş ve aslında yaşanacak olan savaşın sinyallerini de vermiştir. Kosova’nın bağımsız devlet olarak tanınmasının ardından Abhazya ve Güney Osetya’nın da Rusya tarafından tanınabileceği korkusuna kapılan Gürcistan, Abhazya’ya ve Güney Osetya’ya saldırı hazırlığı yapmaya başlamıştır. 19 Mart 2008’de Saakaşvili Washington’da ABD Başkanı Bush ve Dışişleri Bakanı Condoleeza Rice ile görüşmüştür. Görüşmede Rice, Gürcistan’ın NATO üyesi olacağı konusunda oldukça ümitlendirmiştir. Saakaşvili ABD’de yaptığı görüşmeler ve İsrail’in NATO, BM, AB nezdinde lobicilik konusunda verdiği ümitlere bağlı olarak Bağımsız Devletler Topluluğu’ndan ayrılmayı, ama önce yarı yarıya kontrolü dışına çıkmış Abhazya ve Güney Osetya’yı Gürcistan’a tam bağlamayı düşünüyordu. Artık Saakaşvili Rusya’dan ricacı olmayı bırakmış, talepkar olmuştur. Önce Rusya’nın Dünya Ticaret Örgütü’ne katılmasını onaylayan protokolden imzasını çekmiş, sonra Meclisten Abhazya ve Güney Osetya’daki Rus barış gücü askerlerin görevlerini sona erdiren bir yasa çıkarmıştır. Ancak Rusya yönetimi güney komşusuna karşı yumuşama niyetlisi değildi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov kesin bir dille Rus barış gücü askerlerinin yerlerinde kalacaklarını belirtmiştir. 155 Sönmez, s.102 Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu, Ağustos, 2008, s.24 156 75 3–4 Nisan tarihlerinde NATO Bükreş Zirvesi düzenlenmiştir. Gürcistan’ın gelecekte bir gün mutlaka NATO’ya tam üye olacağı sözü verilirken, Rusya’nın baskısı altında üyelik mümkün olmamıştır. Böylece, Gürcistan, Batılı dostlarının tam güvencesini bu şekilde alamayacağını, NATO üyesi olmak için “başka girişimlerde” bulunmak zorunda olduğunu anlamıştır. Bükreş Zirvesinden sonra Rusya, çatışma bölgelerindeki askeri gücünü daha çok arttırmıştır. Tiflis yönetimi Rusya’yı kendisini provoke etmek ve bu sayede her iki bölgede kontrolü ele geçirmekle suçlamıştır. Gürcistan’a göre Rusya’nın bu iki ülkede gücünü arttırması fiili bir ilhak anlamına geliyordu. Mayıs ayında Rusya 300 silahsız askeri Abhazya’ya bozulan demiryollarını tamir etmesi için göndermiştir. 40 km’den fazla demiryolu Ağustos ayına kadar tamir edilirken Gürcistan bu girişimi Abhazya’yı Rusya’ya bağlama politikasının bir ayağı olarak değerlendirmiştir.157 Gürcistan Rusya’nın Abhazya’da demiryolları tamir etmesini savaşa hazırlamakla suçlamıştır. 21 Nisan’da Gürcistan Rusya’yı Gürcistan’a ait bir insansız uçağı Abhazya üzerinde vurmakla suçlamıştır. Benzeri suçlamalar takip eden günlerde devam etmiştir. 29 Haziran’da Abhazya’nın bir tatil beldesinde iki ayrı bomba patlamıştır. Temmuz ayında yeni bombalar takip etmiştir. Rusya ve ayrılıkçı güçlere göre sorumlu Gürcistan’dı. İki ülke arasındaki bu kriz ortamında Saakaşvili ile Rusya Devlet Başkanı Medvedev 6 Haziran’da bir araya gelmişlerdir. Gürcistan ayrılıkçı bölgelere Rus askerleri yerine Uluslararası barış gücünün konumlanmasını istemiştir.158 Gürcü hükümetinin talepleri arasında, Rusya'nın Gürcistan'ın toprak bütünlüğüne saygı göstermesi ve bu doğrultuda ayrılıkçı bölgeler Abhazya ve Güney Osetya ile ilişkilerin geliştirilmesi kararından vazgeçilmesi de yer almıştır. Haziran ayında Abhazya yönetimi Gürcistan’ı saldırıların arkasında olmakla suçlayarak Tiflis’le tüm ilişkisini kestiğini açıklamıştır. 157 158 USAK, s.7 Kasım, s.212 76 Temmuz ayında sadece Abhazya değil, Güney Osetya’da da gerilim yükseltmiştir. Sınırda başlayan çatışma sonucunda Gürcü güçleri Osetya’nın sınır bölgesini ateşe tutmuştur. Rusya’nın cevabı gecikmemiş ve 8 Temmuz’da Rus jetleri ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’in Tiflis ziyareti esnasında Gürcü hava sahasını 40 dakika boyunca ihlal etmiştir. Hem Gürcistan, hem ABD bu ihlali kınamışlardır. Gürcistan, Rus jetlerinin bu tür tecavüzü yine yapacaklarsa, jetleri vuracağını açıklamıştır. Bu açıklamanın Rice Gürcistan’da iken yapılması, Gürcistan’ın nasıl bir tepkiyi göze aldığını ve tek başına hareket etmediğini de göstermektedir. 15 Temmuz’da Gürcistan Devlet Başkanı Saakaşvili ABD ile bir Sovyet üssünde 1.000 kadar Amerikan deniz piyadesinin katılacağı ortak askeri eğitim programı ve tatbikatı ilan etmiştir. Programın adı “Acil Karşılık” idi.159 Buna karşılık Rusya’nın yanıtı aynı gün gelmiş ve Rusya da kendi askeri tatbikatlarını yapmaya başlamıştır. Askeri tatbikat “Kafkasya – 2008” ismini taşımıştır. Ağustos ayına gelindiğinde Gürcüler ve Osetler arasında çatışmalar başlamış, birçok kişi hayatını kaybetmiştir. 7 Ağustos’ta Gürcistan “anayasal düzeni sağlamak” için Güney Osetya’nın başkenti Tshinvali’ye girdiğini ve şehri kontrolü altına aldığını açıklamıştır. Saldırı havadan ve yerden olmuştur. Böylece “Ağustos Savaşı” başlamıştır. 2.3.1.2. Savaş Dönemi Gürcü askeri birlikleri, 7 Ağustos’ta Gürcistan’dan tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan eden Güney Osetya’nın başkenti Tshinvali’ye girmiştir. Tiflis, amaçlarının “ayrılıkçı güçlerin sivillere saldırısını önlemek” olduğunu iddia etmiştir. Aynı gün, Abhazya, Güney Osetya ile Gürcistan arasında savaş çıkması halinde bu savaşta Gürcistan’a karşı yer alacağını açıklamıştır. Rusya, Güney Osetya’ya karşı operasyon başlatan Gürcistan’a sert tepki vermiştir. 8 Ağustos’ta Rus askeri güçleri Kuzey Osetya’yı Güney Osetya’ya bağlayan tek karayolu bağlantısı olan Roden Geçidi’nden Güney Osetya’ya girmiştir.160 Rusya, 150 kadar tank ve zırhlı aracın bulunduğu güçlü bir birlikle Güney Osetya'ya girmiş ve Gürcü birlikleriyle savaşmaya başlamış, bunun üzerine Gürcistan'da seferberlik ilan edilmiştir. 159 160 USAK, s.8 USAK, s.10 77 Rus tarafı 21 askerini kaybettiğini açıklarken Gürcüler kayıplarını 30 olarak açıklamıştır. Binlerce insan Güney Osetya’da zor durumda kalmışlardır. Çok sayıda Oset Kuzey Osetya’ya kaçarken Gürcüler de Gürcistan’a yönelmişlerdir. Oset kaynaklarına göre 2 bin, Rus kaynaklarına göre 1600 kişi hayatını kaybetmiştir. 9 Ağustos’ta Rusya güçleri Tshinvali’yi Gürcü güçlerinden “temizlediğini” açıklamıştır. Gürcistan Meclisi “savaş durumu” ilan etmiştir. Gürcistan ateşkes istemiş, fakat Rus Genelkurmayı Gürcistan’a savaş ilan etmediklerini, sadece Rus “barış gücü” askerlerine destek için orada olduklarını açıklamıştır. Aynı günde, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, ABD Başkanı George W. Bush ile bir telefon görüşmesi yaparken, Güney Osetya krizinin tek çözümünün Gürcistan askerlerinin çatışma bölgesinden tamamen ayrılması olduğunu belirtmiştir.161 10 Ağustos’ta Gürcistan, askerlerine ateşkes emri verdiğini açıklamıştır. Gürcü güçleri Osetya’dan geri çekilirken Rus güçleri Tshinvali’de kontrolü tam olarak ele geçirmiştir. Rusya, Gürcistan'ın Karadeniz kıyılarını donanmayla abluka altına almaya başlamış, bu ablukanın nedeni olarak da bir Rus yetkilinin yaptığı açıklamaya göre:“Gürcistan'a silah ve askeri donanım girmesini engellemek olduğunu” ve buna bağlı olarak Rusya, Batı ülkeleri ve Ukrayna'yı, Gürcistan'a silah sağlamakla suçlamıştır. Abhazya’da ise yönetim 1.000 kişilik bir askeri gücü Gürcistan güçlerinin üzerine sürdüğünü açıklamıştır. Gürcü güçleri Abhazya’nın güney sınırında Kodori bölgesini elinde tutuyordu. Abhazya lideri Sergey Bağapş, "Yukarı Kodori Deresi'nden Gürcü birliklerinin çıkmasını" istemiştir. Aynı gün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Medvedev'in acil çağrısı üzerine toplanmıştır. ABD ve birçok konsey üyesi ülke de Rusya'ya toplantıda ateşkesi kabul etmesi yönünde baskı yapmasına rağmen Rusya bunu reddetmiştir. ABD gelişmeleri kaygı ile izlediğini açıklarken Rusya’yı suçlamış ve ABD-Rusya ilişkilerinin bu durumdan kaçınılmaz olarak etkileneceğini uyarmıştır. 11 Ağustos’ta Rusya Federasyonu, Gürcistan'dan tek yanlı bağımsızlığını ilan eden Abhazya'daki Gürcü askerlerine Abhazya'dan çekilmeleri ve silahsızlanmaları için ültimatom vermiştir. Rusya Genelkurmayı Abhazya sahillerini havadan, denizden ya da 161 USAK, s.11 78 deniz altından geçmeye çalışan her türlü gücün yok edileceğini duyurmuştur. Aynı gün, Fransız Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner başkanlığında Gürcistan’a gelen Avrupalı diplomatlar Saakaşvili ile Tiflis’te görüşmüş ve ona taslak bir ateşkes anlaşması metni sunmuşlardır. Saakaşvili, AB temsilcilerinin önerdiği ateşkesi imzalamıştır. Diplomatlar daha yola (Moskova’ya) çıkmadan Rusya herhangi bir ateşkes anlaşması imzalamayacağını, çünkü Gürcü güçlerinin Güney Osetya’daki saldırılarının devam ettiğini açıklamıştır.162 Gürcistan tarafı ise Rus güçlerini Osetya’dan güneye doğru hareket ettiğini ve hedefte Gori kentinin olduğunu açıklamıştır. Moskova iddiaları yalanlamıştır. 12 Ağustos’ta Medvedev operasyonları durdurma kararı almış ve ilk olarak Rus askerleri, Senaki'deki Gürcü askeri üssünden çekilmeye başlamıştır. Abhazya’da Kodori’de Rus güçlerince desteklenen Abhazların Gürcü birliklerine saldırısı başlamıştır. Akşam saatlerinde Abhazları Kodori Vadisi’ni ele geçirdiklerini açıklamıştır. Böylece Gürcistan Abhazya’da tek kontrol ettiği bölgeyi de kaybetmiştir. Bu arada AB Dönem Başkanı Fransa Devlet Başkanı Nicolas Sarkozy’nin yaptığı görüşmeler sonuç veriyor. Sarkozy ve Medevedev’in ortak toplantısında 6 maddelik bir ateşkes anlaşmasından bahsedilmiştir. Anlaşmaya göre, her iki de askeri güce başvurmayacak ve tüm güçler çatışma öncesi pozisyonlarına geri dönecek. Sarkozy Moskova’dan Tiflis’e geçmiştir. Gürcistan’da Saakaşvili şartları kabul ettiğini açıklamıştır. Aynı günde, Tiflis’te 100.000’i aşkın göstericiye hitap eden Saakaşvili Rusya’yı işgalci olmakla suçlamış ve tüm dünyadan yardım istemiştir.163 Saakaşvili’yi desteklemek amacıyla Polonya, Ukrayna ve Baltik ülkelerinin (Estonya, Litvanya) liderleri Gürcistan'a gelmişler ve Sakaaşvili ile birlikte Gürcistan parlamentosu önüne gelerek halkı selamlamışlardır. Yapılan konuşmalarda gelenler Gürcistan'ın yanında olduklarını belirtmişlerdir. Aynı zamanda Gürcistan, Rusya’nın petrol boru hatlarına saldırdığını açıklamıştır. Fakat, Rusya, Gürcistan’ın yalan söylediğini açıklamıştır. BP (British Petroleum) günde 162 163 USAK, s.12 USAK, s.14 79 90.000 varil ham petrol taşıyan Bakü-Supsa ve Bakü-Tiflis-Erzurum hatlarını güvenlik gerekçesiyle kapattığını açıklamıştır. Çatışmalar durursa hattın tekrar açılacağı belirtilmiştir. BP hatlarda herhangi bir saldırı tespit etmediklerini de duyurmuştur. 13 Ağustos’ta Sarkozy'nin Medvedev ile imzaladığı ateşkes anlaşmasını belirleyecek altı maddeden biri Saakaşvili'nin itirazı üzerine çıkartılırken, diğer beş madde üzerinde Rusya ve Gürcistan anlaşmaya varmıştır.164 Kabul edilen beş madde; Tüm taraflar şiddeti bırakacaktır. Askeri eylemler duracaktır. İnsani yardıma sorunsuz erişim sağlanacaktır. Gürcü güçleri, kalıcı konumlarına dönecektir. Rus güçleri çatışma çıkmadan önceki konumlarına dönecek ve Rusya, Güney Osetya sınırları içinde ilave güvenlik tedbirleri alacaktır. şeklindedir. Bu arada, ABD, Rusya’yı eleştirilerini sertleştiriyor ve Gürcistan’a destek konuşmalarını sıklaştırıyor. Moskova ise ABD’nin sert eleştirilerine aynı sertlikte karşılık vermiş ve “ABD Tiflis ile Moskova arasında seçim yapmak zorundadır” demiştir.165 Aynı gün AB Dışişleri Bakanları Brüksel’de acil toplantı yapmıştır. Taraflara götürülen anlaşma metnine tam destek verilirken, AB’nin bölgede barışı gözleme çabalarının da sürdürülmesi kararlaştırılmıştır. Ateşkesi kabul etmesine rağmen, Rusların askeri eylemleri hem Abhaz, hem de Oset sınırlarında sürüyor. Özellikle Gori ve Senaki çevresindeki sivillerin hayatını korumak gerekçesiyle Rus askeri operasyonlarını Lavrov kabul etmiştir. Aynı günde, Rusya ile Gürcistan arasında yaşanan savaşın ardından Türkiye’nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Putin’le görüşmek üzere Rusya’ya gitmiştir. Türkiye Kafkasya’da İstikrar ve İşbirliği Platformu önermiştir. Kafkasya’da yaşanan çatışma için devreye giren Erdoğan, Moskova ardından 14 Ağustos’ta Tiflis’e gitmiştir. Erdoğan, Türkiye olarak Gürcistan’ın bağımsızlığının, 164 165 Karabayram, s.210 USAK, s.15 80 egemenliğinin ve uluslararası hukuk ile BM Güvenlik Konseyi kararlarınca tanınan toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesinden yana olduklarını söylemiştir. Çatışmalardan etkilenen sivil halkın özellikle acılarının hafifletilmesi için Erdoğan Türk Kızılay’ının ilk insani yardım malzemesini Gürcistan’a ulaştırdıktan sonra Gürcistan halkının acil ihtiyaçlarını tespit ederek bu desteğini vermeye devam edeceğini bildirmiştir. Kafkasya’da barış, güvenlik ve istikrarın tam anlamıyla tesis edilerek sürdürülebilmesi için bir istikrar ve işbirliği platformu oluşturulması yönünde bir düşüncesinin olduğunu belirten Erdoğan, bu düşüncesini Saakaşvili’yle paylaşmıştır. Saakaşvili, Erdoğan ile düzenlediği ortak basın toplasında, Rusya’nın BTC hattını hedef almasının asıl nedeninin, Gürcistan’ın ekonomik bağını koparmak ve ekonomik gücünü zayıflatmak olduğunu ifade etmiştir.166 Rusya ise bu iddiayı yalanlamıştır. Aynı günde, Gürcistan’a ilk Amerikan yardım gemisi gelmiştir. Yardımların devamlı olacağı sözü verilirken Gürcistan’ın yanında olunduğu ısrarla vurgulanmıştır. AB Gürcistan’a 1 milyon Euro, Almanya 1 milyon Euro, Avustralya 1 milyon Avustralya Doları, Hollanda 500.000 Euro yardım yapacağını açıklamıştır. Böylece, Avrupa ülkelerin çoğunluğu ve ABD Gürcistan’a maddi alanda aktif olarak destek sağlamıştır. Bu arada Abhazya ve Güney Osetya liderleri Moskova’da Medvedev ile görüşmüşlerdir. İki ayrılıkçı lider bağımsızlık hedeflediklerini açıklarken Medvedev “sizlerin kararınıza saygı duyacağız” demiştir. 15 Ağustos’ta Condoleeza Rice Tiflis’te Saakaşvili ile görüşmüştür.167 Ardından Saakaşvili AB önderliğinde ulaşılan ateşkes metnini imzalamıştır. Aynı gün Almanya Başbakanı Angela Merkel ise Soçi’de Medvedev ile görüşmüştür. Merkel Rusya’nın Gürcistan’daki bazı hareketlerinin “orantısız” olduğunu söylemiştir. Medvedev ise bundan sonra Güney Osetya ve Abhazya halklarının Gürcistan’ın parçası olmayı kabul edeceklerini sanmadığını ifade etmiştir. Rusya Cumhurbaşkanı kendilerinin bölgelerde uluslararası bir barış gücüne karşı olmadıklarını, ancak bölge halklarının sadece Rus askerine güvendiğini iddia etmiştir. 166 167 Can, s.9 USAK, s.16 81 16 Ağustos’ta Rusya, Gürcistan’ın ardından, barış anlaşmasını imzalamıştır. Ancak askeri güçlerini ek önlemler aldıktan sonra tam olarak geri çekeceğini açıklamıştır.168 Aynı günde ABD’nin Gürcistan’a göndermek istediği iki dev hastane gemisi Montrö Boğazlar Sözleşmesine takılmıştır. Montrö’ye göre, Karadeniz kıyısı olmayan ülkelerin Karadeniz’de aynı anda bulundurduğu donanma gemilerinin toplam ağırlığı en fazla 45 bin ton olabilir. İki AB hastane gemisinden herhangi birinin tek başına tonajı bile 69 bin tonu aşıyordu. Gemilerin tonajları Boğazları geçmeye uygun değildi ve ABD’nin gemiler için en az 8 gün önceden Türkiye’ye bildirimde bulunması gerekiyordu. Bu sebeplerden dolayı ABD’nin gemileri Karadeniz’den geçemiyordu.169 Böylece 16 Ağustos’ta Rus – Gürcü “Ağustos Savaşı” resmi olarak ateşkes imzasıyla bitmiş, ama Rus güçleri Gürcistan toprağında daha duruyordu. 2.3.1.3. Savaş Sonrası Dönem 17 Ağustos’ta Medvedev Sarkozy ile yaptığı telefon konuşmasında Rus güçlerinin Pazartesi günü Gürcistan’dan çekilmeye başlayacağını açıklamıştır. Sarkozy Rusya’nın imzaladığı ateşkese uymaması halinde “ciddi sonuçlar” ile karşılaşacağı konusunda uyarmıştır. Bu arada Saakaşvili Gürcistan’da Rusya tarafından Gürcülere karşı bir etnik temizlik yapıldığını söylemiştir. Yaşanan çatışmayla ilgili İngiltere’den - İngiliz Muhafazakar Parti lideri David Cameron’dan - yorum gelmiştir. Cameron, hükümete Ruslara İngiltere’ye giriş vizesi vermemesi, Rusların G-8’den çıkarılması çağrısında bulunmuştur. 18 Ağustos’ta ateşkes anlaşmasına rağmen Rus güçlerinin çekildiğini gösterir ciddi bir belirti yoktu. Tahminlere göre, Rusya’nın Gürcistan içlerinde 10.000 askeri ve 150 tankı bulunmaktadır. Aynı gün Condoleeza Rice: “NATO Rusya’nın Gürcistan işgalinden bir tek stratejik zafer kazanmasına dahi izin vermeyecektir”, diye açıklama yapmıştır. Öte yandan Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier Rusya’ya karşı düşünmeden ve ani tepkiler verilmemesi konusunda uyarmıştır. “NATO-Rusya Konseyi’ndeki görüşmeler esastır. İletişim kanallarını açık tutmamız lazım” diyen bakanın uyarları 168 169 USAK, s.18 Can, s.10 82 Almanya’nın Rusya konusundaki çekincelerini ortaya koymuştur.170 Almanya Dışişleri Bakanının böyle bir uyarıda bulunması, NATO üyelerinin Rusya hakkında görüşleri müttehit olmadıkları anlamına gelmektedir. 19 Ağustos’ta Brüksel’de düzenlenen NATO toplantısında, 26 NATO ülkesinin dışişleri bakanları NATO ile Rusya arasındaki ilişkilerin Rus güçleri Gürcistan’dan çıkıncaya kadar normalleşemeyeceğini açıklamışlardır. Rusya ise bu kararı ciddiye almamıştır. 20 Ağustos’ta Polonya ve ABD füze savunma sistemini Polonya topraklarına yerleştirmek için anlaşma imzalamışlardır. Rice, sistemin savunma amaçlı olduğunu ve kimseyi hedef almadığını iddia etmiştir. Rusya ise füzelerin kendisine karşı düşünüldüğüne inanmıştır. Aynı günde Rusya Parlamentosundan Abhazya’nın ve Güney Osetya’nın bağımsızlığını tanıyabileceğine dair açıklama gelmiştir. 21 Ağustos’ta Türkiye, Gürcistan’a yardım taşıyan iki ABD gemisinin Karadeniz’e geçmesine izin vermiştir.171 22 Ağustos’ta Güney Osetya lideri Eduard Kokoytı Rus haber ajansı Regnum’a verdiği demeçte bölgede bir tek Gürcü yerleşim sahasının dahi kalmadığını açıklamıştır. Aynı gün Moskova’ya gelen Türkiye Başbakanı Erdoğan, Kafkas İşbirliği ve İstikrar Platformu’nun kurulmasını istemiştir. Toplantıda Rus Dışişleri Bakanı Lavrov ile Türk Dışişleri Bakanı Babacan’ın platformun kuruluş çalışmalarını yürütmesi kararı alınmıştır.172 23 Ağustos’ta Rus güçleri hala birçok kilit noktayı tutmaya devam etmesine rağmen geri çekilme işleminin tamamlandığını iddia etmiştir. Ayrıca Karadeniz’den Amerikan savaş gemilerinin geçişi krize yol açmıştır. Rusya, gemilerin geçişini NATO’nun Karadeniz’deki askeri gücünü arttırması olarak değerlendirmiştir. 170 USAK, s.20 Can, s.11 172 Can, s.13 171 83 24 Ağustos’ta Saakaşvili, ordularını yeniden inşa etmekte kararlı olduğunu söylemiştir. Gürcü lider ayrıca Güney Osetya ve Abhazya da dahil olmak üzere Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü tek bayrak altında sağlayacaklarını iddia etmiştir. ABD Başkanı Bush, Medvedev’i Gürcistan’ın ayrılıkçı bölgelerini tanımama hususunda uyarmıştır. Buna Rus lideri Medvedev’in verdiği cevabı: “Rusya’nın NATO’ya ihtiyacından çok daha fazla NATO’nun Rusya’ya ihtiyacı var. Eğer Batı ittifakı tüm bağları zedeleyecekse bunda korkacak hiç birşey yok” demiştir.173 Medvedev gelen uyarılara fazla önem vermemiştir. 25 Ağustos’ta Gürcü lider Saakaşvili bakanları ile birlikte Gori’ye gitmiştir. Aynı gün Almanya Başbakanı Merkel, Medvedev’e Rus Senatosu’nun ve alt meclis Duma’nın Abhazya ve Güney Osetya’yı tanıma tavsiyesi kararına uymaması çağrısında bulunmuştur. 26 Ağustos’ta Medvedev, Rus Senatosu ve alt meclis Duma’nın aldığı tavsiye karar doğrultusunda Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlığını tanımıştır.174 Medvedev, "Bu sorunun çözülmesi için bir karar almamız gerekiyordu. İlgili bütün uluslararası hukuku göz önünde bulundurarak bu cumhuriyetlerin bağımsızlıklarını tanıyoruz" demiştir.175 Güney Osetya Cumhuriyeti devlet başkanı Eduard Kokoytı: "Rusya bizi soykırımdan kurtarmış. Kendi topraklarımızda yaşamamız ve kalkınmamız için bize imkân sunmuş. Biz yüzyıllardır Rusya ile birlikteyiz." derken Abhazya Cumhuriyeti devlet başkanı Sergey Bagapş ise "Abhazya'nın bağımsızlığının tanınması yönünde atılan bu adımdan dolayı Rusya yönetimi ve Rus halkına minnettarım. Biz uzun zamandır bağımsızlık yolunda ilerliyoruz. Biz her zaman Rusya ile beraberiz." diye konuşmuştur. Gürcistan Cumhuriyeti Dışişleri Bakan Yardımcısı Giga Bokeria, "Rusya, bu davranışı ile Gürcistan'ın topraklarının ilhak ettiğini ifade etti. Bu, Gürcistan'ın parçası olan bölgelerin açık bir şekilde ilhakıdır." demiştir. 27 Ağustos’ta Rusya’nın Abhazya ve Güney Osetya’yı tanımasına tepkiler gelmeye başlamıştır. ABD’de Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı John McCain, Rusya 173 USAK, s.25 USAK, s.27 175 Fatih Atan, Güney Osetya Katliamı, Dönence Tarih Kitapları: 2, İstanbul, Ağustos, 2011, s.132 174 84 Federasyonu'nun Güney Osetya ve Abhazya'yı tanımasından sonra: “Batı ülkeleri, Rusya tarafından kanlı şiddete maruz kalan Kuzey Kafkasya ve Çeçenistan'ın bağımsızlığını düşünmeli. Rusya Batı'yı ikiyüzlülükle suçluyor. Bu suçlamayı Kremlin'e iade ediyoruz ve Çeçenya ile Kuzey Kafkasya konusundaki ikiyüzlülüğüne işaret ediyoruz.” demiştir. Rusya Federasyonu'nun tanımasına olumlu yaklaşan ilk ülkelerden olan Beyaz Rusya'nın Liberal Demokrat Parti lideri Sergey Gaydukeviç, "Beyaz Rusya’nın da Abhazya ve Güney Osetya'nın bağımsızlığını tanıması gerekmektedir." diye konuşmuş, ama Beyaz Rusya Birleşik Vatandaşlık Partisi lideri Anatoli Lebedko başta olmak üzere birçok siyasi lider "Post-Sovyet coğrafyada olduğu gibi dünyanın diğer yerlerinde de egemenlik geçidine iyi gözle bakmıyorum." diyerek tanımaya olumlu yaklaşmamıştır. Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, “Rusya’nın Güney Osetya ve Abhazya’yı bağımsız ülke olarak tanıması, Rusya’nın başta BM Güvenlik Konseyi kararlarındaki imzalarının ihlalidir” demiş ve Rusya Federasyonu'ndan tanımayı geri çekmesini istemiştir. Almanya Dışişleri Bakanı FrankWalter Steinmeier, “Bu adım egemen bir komşu ülkenin toprak bütünlüğünü ihlal etmektedir. Bu bizim için kabul edilemez bir durum” diyerek Rusya'ya sert kınamıştır.. Türk Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin, Gürcistan’ın bağımsızlığına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne önem atfettiğini belirterek, mevcut sorunun barışçı yollarla çözümlenmesinden yana olduğunu bildirmiştir.176 Ukrayna’nın Devlet Başkanı Viktor Yushenko Güney Osetya ve Abhazya’yı tanıma kararına katılmayacağını belirtmiştir. Ancak eski Ukrayna Başbakanı Viktor Yanukovich “Ukrayna, Abhazya ve Güney Osetya halklarının istemlerine bağlı olarak bu ülkelerin bağımsızlığını tanımalıdır” demiştir.177 Güney Osetya ve Abhazya’yı tanımasına ilk tepkilerin çoğu olumsuz olmuş, tanıyan ülkelerden tek Rusya olmuştur. 28 Ağustos’ta Tacikistan'ın başkenti Duşanbe'de gerçekleşen Şanghay İşbirliği Örgütü toplantısında Rusya Federasyonu, Güney Osetya ve Abhazya'nın tanınması konusunda destek alamamıştır. Avrupa Birliği ülkelerinden Rusya’nın tanıma kararına karşı 176 177 Can, s.13 Atan, s.135 85 tepkiler devam etmiştir. Fransa'nın Dışişleri Bakanı Kouchner, Rusya'ya yaptırım uygulamayı değerlendirdiklerini duyurmuştur. Gürcistan Parlamentosu 29 Ağustos’ta Rusya ile diplomatik ilişkilerin kesilmesine yönelik karar tasarısını 106 milletvekilinin onayıyla kabul etmiştir. Saakaşvili, Rus güçlerinin Gürcistan'da bulunmalarının yasadışı olduğunu, Abhazya ile Güney Osetya'nın işgal edildiğini beyan etmesi çağrısında bulunmuştur. 30 Ağustos’ta Venezüella Devlet Başkanı Hugo Çavez; başkent Karakaş’ta yapmış olduğu açıklamada: “Rusya’nın Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlıklarını tanıma kararının tamamen yanında duruyoruz… Gürcistan Devlet Başkanı Saakaşvili ABD’nin kuklası gibi davranmıştı” demiştir. 5 Eylül’de Nikaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlıklarını tanıdığını açıklamıştır.178 Böylece Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlıklarını tanıyan ülkeler arasında anti-Amerikan tutumunda olan ülkeler – Venezüella ve Nikaragua – bulunmuştur. Savaş sonrasında Gürcistan, beklendiği gibi ciddi bir istikrarsızlık dönemine girmemiş, ancak başta ekonomik problemler olmak üzere birçok ciddi sorun ile karşı karşıya kalmıştır. Ülkedeki iç politik gelişmeler, ekonomik kriz, Rusya ve Batı ile ilişkilerde yaşanacak gelişmeler savaş sonrası dönemde hem Gürcistan hem de devlet bölgeleri açısından kritik öneme sahiptir.179 Saakaşvili’ye savaş sonrasında iktidar desteği giderek azalmıştır. Gürcistan’da en güçlü muhalif lider adaylardan biri de, Saakaşvili’nin Abhazya Sorunu Danışmanı ve Başkan Yardımcısı İrakli Alasania olarak görülmüştür. İrakli Alasania müzakerelerde hem Gürcistan kamuoyu nezdinde popülaritesini arttırmış, hem de Abhazya’daki muhataplarının saygısını kazanmış, böylece diyalogun sağlanması konusunda çok büyük ilerleme kat edilmiştir. Alasania hem uluslararası alanda hem de Gürcistan kamuoyunda Saakaşvili’nin en büyük rakibi olarak görülmüştür. Turkish Policy Quarterly (TPQ) Dergisine Sonbahar 2013’de yaptığı konuşmada Alasania Gürcistan Savunma Bakanı olarak bunları söylemiş: “Avrupa 178 179 Atan, s.151 Aslan Yavuz Şir, “Savaş Sonrası Dönemde Gürcistan”, OrtaDoğu Analiz, Ocak, 2009, Cilt.1, Sayı:1, s.64 86 ailesinin veya Atlantik topluluğunun bir parçası olabilmek için, Rusya ile ilişkilerimizi normalleştirmeli, en azından söylemlerimize dikkat etmeli ve politik tansiyonu düşürmeliyiz. Abhazlara ve Osetlere değiştiğimizi gösterebilmek için, Gürcistan’ın öncelikle istikrarlı bir yapıya kavuşması şart. Abhaz ve Tshinvali bölgelerindeki insanlara, onların meşru çekincelerini dikkate alan, yeni Gürcistan’ı tanıtmak istiyoruz. Rusya ile çatışma atmosferi içindeyken bunu yapamayız.”180 (İrakli Alasania ile Söyleşi). Bir başka önemli siyasi figür ise Nino Burdcanadze olmuştur.181 Burdcanadze, Saakaşvili ile beraber 2003’deki Gül Devrimi’nde siyasete girmiştir. Burdcanadze ile Saakaşvili’nin yolları 2008 yılı Mayıs ayında yapılan parlamento seçimlerinde, parti listeleri konusunda yaşanan anlaşmazlık yüzünden ayrılmıştır. Temmuz ayında Burdcanadze Birleşik Gürcistan Demokratik Hareketi adını alacak muhalif bir düşünce hareketi başlatmıştır. Böylece, Gürcistan’ın Saakaşvili sayesinde “Ağustos Savaş”ında yenilgiye uğraması, halk arasında Saakaşvili’nin prestijini düşürmüştür. Ancak buna rağmen, Saakaşvili 2013 yılında yapılan seçimden sonra cumhurbaşkanı görevinden alınmıştır. Bugün Rusya ve Gürcistan arasında diplomatik ilişkiler bulunmamaktadır. Gürcistan Rusya için vize uygulamasını kaldırmış, Rusya ise Gürcüler için vize uygulamasını kaldırmamıştır. Ancak, ticari ilişkilerde olumlu gelişmeler vardır. Gürcü şarap, maden suyu ve diğer Gürcü menşeli ürünler Rus pazarına yeni girmiştir. “Ağustos Savaş”ından sonra, Kasım 2008’den beri, Tiflis Çatışma ve Müzakereler Enstitüsü Müdürü Georgi Hutsişvili (2013 yılında ölmüş) önderliğinde, Gürcü ve Rus bağımsız uzmanlar arası diyalog işlemeye başlamıştır. İlk (ve sonraki) görüşme nötr yerde - İstanbul’da olmuş, o yüzden uzman diyalog “İstanbul Proses” ismini almıştır. Bugüne kadar toplam 15 toplantı gerçekleşmiş, bu toplantılarda Rusya ve Gürcistan’ın ekonomik, güvenlik, kültür, tarih ve medeniyet ilişkileri alanlarında ünlü Rus ve Gürcü uzmanlar katkıda bulunmuştur. Bunlar; Georgi Hutsişvili – Profesör, Tiflis Çatışma ve Müzakereler Enstitüsü Müdürü, Zurab Abaşidze – diplomat, Gürcistan’ın Rusya özel temsilcisi, Mamuka Areşidze – Kafkasya uzmanı, “Rusya – Gürcistan Diyalogunu Destekleme” 180 181 İrakli Alasania ile Söyleşi, Turkish Policy Quarterly (TPQ) Dergisi, Sonbahar 2013 Şir, s.65 87 projesinin koordinatörü, Alla Yazkova - Rusya Bilimler Akademisi Üyesi ve Karadeniz ve Akdeniz Bölgesi Araştırmalar Enstitüsü Direktörü, Markedonov Sergey – siyasal analizci, İnsani Bilimler Rusya Devlet Üniversitesi’nin Yabancı Bölge Çalışmalar ve Dış Politika Bölümünün Doçenti, ve diğerler bilimciler. Kurumun ana amacı krizden çıkış yolunu bulması, ortak işbirliği kurması ve kendi önerilerini hükümetlerinin dikkatine sunmuştur. Bugün İstanbul Proses’in 4 tane kitabı basılmış: “Rusya ve Gürcistan: krizden çıkış yolları” (2010)182; çalışma kitabı “Rusya – Gürcistan ilişkileri: gelişmenin yeni arayışları” (2014)183, “Rusya – Gürcistan: ilişkilerinin kilit alanları” (2014)184 ve “Rusya – Gürcistan: sorunlar ve perspektifler ekonomik alanında” (2014)185. Son görüşme 21-22 Ocak 2015’de İstanbul’da gerçekleşmiştir. Yukarıdaki bölümde “Ağustos Savaşının” kronolojisine baktıktan sonra, Rusya – Gürcistan savaşını hızlandıran unsurlar, savaştaki tarafların politikalarına geçebiliriz. 2.3.2. Savaşı Hızlandıran Unsurlar Rusya ve Gürcistan arasındaki savaşa getiren bir sürü faktörler vardır.186 Rusya açısından savaş noktasına getiren en önemli unsurlar şunlardır: - NATO Genişlemesi: Rusya’nın NATO’nun genişlemesinden ve füze programlarından rahatsız olmasıdır. 2008 Nisan ayında gerçekleşen Bükreş Zirvesi’nde Gürcistan ve Ukrayna’nın üyeliklerinin gündeme gelmesi bardağı 182 Россия и Грузия: Пути Выхода из Кризиса, Под ред. Георгия Хуцишвили и Тины Гогелиани, Тбилиси, 2010, Международный Центр по Конфликтам и Переговорам ( Rusya ve Gürcistan: Krizden Çıkış Yolları, Düzenleyen Georgi Hutsişvili ve Tina Gogeliani, Tiflis, 2010, Çatışma ve Müzakere Uluslar arası Merkezi (International Center of Conflict and Negotiation) 183 Российско-Грузинские Отношения: В Поисках Новых Путей Развития: Рабочая Тетрадь, И. Л. Хаиндрава, А. А. Сушенцов, Н. Ю. Силаев, Москва, 2014, Российский Совет по Международным Делам, Международный Центр по Конфликтам и Переговорам (Rusya – Gürcistan İlişkileri: Gelişmenin Yeni Yolların Arayışı, Çalışma Kitabı, İ.Haindrava, A.Suşentsov, N.Silayev, Moskova, 2014,Uluslararası İlişkiler Rusya Konseyi (Russian International Affairs Council) ve Çatışma ve Müzakere Uluslar arası Merkezi (International Center of Conflict and Negotiation) 184 Россия – Грузия: Ключевые Направления Взаимоотношений, Под ред. М.Арешидзе и И.Тимофеева, Тбилиси, 2014, Международный Центр по Конфликтам и Переговорам и Российский Совет по Международным Делам, (Rusya – Gürcistan: İlişkilerin Kilit Alanları, Düzenleyen Mamuka Areşidze ve Ivan Timofeev, Tiflis, 2014, Çatışma ve Müzakere Uluslar arası Merkezi (International Center of Conflict and Negotiation) ve Uluslar arası İlişkiler Rusya Konseyi (Russian International Affairs Council) 185 Россия – Грузия: Вызовы и Перспективы в Области Экономики, Под ред. М.Арешидзе и И.Тимофеева, Тбилиси, 2014, Международный Центр по Конфликтам и Переговорам и Российский Совет по Международным Делам, (Rusya – Gürcistan: Sorunlar ve Perspektifler Ekonomik Alanında, Düzenleyen Mamuka Areşidze ve Ivan Timofeev, Tiflis, 2014, Çatışma ve Müzakere Uluslar arası Merkezi (International Center of Conflict and Negotiation) ve Uluslar arası İlişkiler Rusya Konseyi (Russian International Affairs Council) 186 USAK, s.24 88 taşıran damla olmuştur. Eğer bu iki ülke NATO üyesi olursa Karadeniz’de NATO toprağı olmayan sadece Rusya kıyıları kalacaktır. - Gürcistan’da Artan ABD Asker Varlığı: ABD’nin her geçen gün daha fazla silah ve eğitmen ile Gürcistan’a destek vermesi Rusya’yı rahatsız ediyordu. - Kosova’nın Bağımsızlığı: Rusya’nın müttefiki saydığı Sırbistan’ın itirazlarına rağmen Kosova, ABD ve AB’nin teşvikleriyle tek taraflı olarak Şubat 2008 yılında bağımsızlığını ilan etmiştir. Rusya Kosova’yı tanımamış ve tanıma kararı yasadışı ilan etmiştir. Kosova’nın bağımsızlığı Rusya’ya çok ciddi bir prestij kaybına yol açmıştır. Gürcistan açısından krizi tırmandıran unsurlar şunlardır: - NATO Üyeliğinin Gecikmesi: Bükreş Zirvesi’nde Gürcistan’ın NATO’ya üye olarak alınmaması, Tiflis’i endişelendirmiştir. Gürcistan NATO’ya üyelik sürecini hızlandırmak için gerilimin artmasında yarar görmüş, ancak Rusya’nın tepkisinin sert olacağını beklememiştir. - İç Siyasi Dengeler: Saakaşvili’nin seçimleri kazanmasında etkili olan “Güney Osetya ve Abhazya’nın yeniden egemenlikleri altına gireceği” ifadesini sıkça tekrarlaması Gürcü lideri bu yönde ilerlemeye zorlamıştır. - Gürcü Askeri Varlığı ve ABD Desteği: ABD’nin verdiği maddi destek ve teknik yardımlarla Gürcü ordusu ekipman ve eğitim açısından önemli bir aşama kaydetmiş, bu durum Tiflis yönetiminin Güney Osetya ve Abhazya’nın geri alınması konusunda özgüvenini arttırmıştır.187 Tüm bu unsurlar toplam olarak “Ağustos Savaşın” a getirmişlerdir. 2.3.3. Savaşta Tarafların Politikaları Ağustos ayının 7’inde patlak veren savaşı değerlendirdiğimizde 3 hafta öncesinde Condoleezza Rice’ın Tiflis’e yaptığı ziyaret dikkat çekmektedir.188 Gürcistan’ın Güney Osetya’ya saldırı kararının bu ziyaret sırasında alındığı net bir şekilde anlaşılmaktadır. Zaten bütün dünya bu savaşı Gürcülerle Osetler arasında değil, Ruslarla Amerikalılar 187 188 Karabayram, s.213 Mehmet Perinçek, “Rusya’nın KKTC’si Güney Osetya’da Savaş ve Sonuçları”, Teori, Eylül 2008 89 arasında görmektedir. Savaştaki kamplaşma da bunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Amerikan güdümündeki Ukrayna, Kosova, Polonya, Baltık cumhuriyetleri gibi ülkeler Gürcülere destek verirken, Latin Amerikası’nın da dahil olduğu bağımsız dış politika yürüten Avrasya ülkeleri ABD güdümlü Gürcü saldırganlığına net tavır almaktadır.189 Böylece, Rusya – Gürcistan “Ağustos Savaşının” asıl savaşan tarafları Rusya ve Gürcistan değil, Rusya ve ABD olmuştur. 2.3.3.1. Rusya’nın Savaştaki Politikası Gürcistan – Rusya ilişkileri, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) sonrasında büyük sorunlar yaşamıştır. Rusya jeopolitik açıdan stratejik bir konumda bulunan Gürcistan’ı kontrol altına almaya çalışırken, Tiflis ise Rusya’dan kurtuluşun yollarını aramıştır. Tiflis bu çerçevede, AB ile iyi komşuluk ilişkiler kapsamında birçok ortak projeye girmiş, ABD ve NATO ile işbirliğine giderek ülkenin askeri yapısının modernizasyonuna hız vermiştir. Rusya, ABD ve NATO’nun kendi nüfuz alanına sokulmasından rahatsız olmuş ve Gürcistan’a karşı baskıyı başlatmıştır. Bir yandan Tiflis’e karşı ekonomik yaptırımlar uygularken, diğer yandan siyasi baskı yoluyla Gürcü yönetimini Rus isteklerini kabule zorlamıştır. Ancak, Rusya’nın Gürcistan üzerindeki en büyük etkisi ayrılıkçı bölgeler sorununda olmuştur.190 Ayrılıkçı bölgeler- Abhazya ve Güney Osetya ile Rusya ekonomik ilişkiye girmiş, bölge halkına serbest ticaret hakkı vermiştir. Ama en önemlisi, Rusya’nın ayrılıkçı bölge halkına Rus vatandaşlığı verilmesidir. Rusya’nın bu girişimi bölgelerin Gürcistan’dan ayrıldıkları, Rusya’nın bir parçası haline geldikleri anlamını vermiştir. Diğer yandan, Gürcistan’ın bölgeye müdahalesini önlemek için BDT aracılığıyla bölgede barış gücü adı altında askeri birlikler yerleştirmiştir. Rusya’nın Gürcistan topraklarına yönelik askeri hareketinin amacının ne olduğu konusu, savaşın nasıl ortaya çıktığı tartışmalarıyla birlikte ortaya konulmuştur. Bir taraftan Gürcistan’ın Güney Osetya’da kontrolü sağlamak amacıyla harekete geçtiği görüşü vardır. Gürcistan Güney Osetya’yı tam olarak kendine bağlamak ya da Güney 189 Mehmet Perinçek, “Rusya’nın KKTC’si Güney Osetya’da Savaş ve Sonuçları”, Teori, Eylül 2008 Reha Yılmaz, “Bağımsızlık Sonrası Dönemde Rus-Gürcü İlişkileri”, 16 Eylül http://www.bilgesam.org/incele/171/-bagimsizlik-sonrasi-donemde-rus-gurcu-iliskileri/#.VMVoH3bV3Mw (16.09.2011) 190 90 2011, Osetya’nın statüsü ile ilgili müzakerelerde avantaj sağlamak istemiştir. Böylece aynı zamanda Abhazya’ya da gözdağı verilmiş olacaktır. Diğer bakış açısına göre ise; Rusya, Gürcistan topraklarına yaptığı bu hareketi çok önceden planlamış ve kapsamlı bir operasyon ile Abhazya ve Güney Osetya’yı Gürcistan’dan tamamen kopararak Batı’nın Kosova’yı Sırbistan’dan ayırmasının intikamını almak istemiştir.191 Böylece, Rus-Gürcü ilişkilerinin kötüleşmesinin perde arkasında Batı ile Rusya’nın hesaplaşmasının bulunduğunu söylemek mümkündür. ABD’nin NATO aracılığıyla Rusya’nın nüfuz bölgelerine doğru ilerlemesi, Çek Cumhuriyeti ve Polonya’ya füze sistemlerinin yerleştirilmesi, Kosova’nın tanınması, Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO’ya üyelik için müracaat etmesi Rusya’yı Batı ile hesaplaşma noktasına getirmiştir. Gürcistan bu hesaplaşmanın açık alanlarından birisi olmuştur. Rusya’nın savaştaki politikasını inceliğimizde enerji konusuna da bakmamız gerekiyor.192 Enerji konusunda, Rusya ve ABD, Hazar bölgesi enerji kaynaklarının işletilmesinden bu kaynakların bölge dışına taşınması için kullanılacak boru hatları ve diğer ulaşım güzergahları konularına kadar bütün aşamalarda birbirlerine rakip politikalar izlemişlerdir. Rusya, bir yandan bölgedeki enerji ulaştırma güzergahları üzerinde bulunan toprakları ve limanların kullanımını maksimize ederek bölge ülkeleri üzerinde var olan ekonomik ve siyasal nüfuzunu artırarak devam ettirmek amacını güderken, diğer yandan da başta Lukoil, Rosneft ve Gazprom gibi Rus enerji şirketlerini kullanarak üretim ve dağıtım alanında da oyunun önemli bir bölgesel aktörü olduğunu göstermek istemiştir. Bu amaçla Rusya, teknik, mali, siyasal bütün zorluklara rağmen, Sovyet döneminden kalma boru hatları ve diğer enerji taşıma yollarının kullanımı başta olmak üzere yeni inşa edilecek Doğu-Batı boru hatları konusunda da bu hatların Rus toprakları üzerinden geçerek Rusya’nın Karadeniz limanlarına bağlanması politikaları ile Avrasya enerji politikalarında 1990’larda başlayan etkinlikle ABD’yi sınırlamak gibi zor bir görevle karşı karşıya kalmıştır. Buna karşılık, ABD’nin bölgeye ilişkin temel politikası, Avrasya ve Hazar enerji kaynakları bağlamında, ulusal enerji politikası olarak öteden beri izlediği enerji arz kaynaklarının çeşitlendirilmesi politikası dahilinde Avrasya ve Hazar enerji 191 192 Kasım, s.216 Öztürk, s.12 91 kaynaklarının herhangi bir kesintiye uğramadan Batı’ya aktarılmasıdır. Bölgeye ilişkin dış politika bağlamında ise eski Sovyet cumhuriyetlerinin ellerindeki enerji kartını kullanarak Batılı ve kapitalist ekonomik sisteme entegre olmalarına yardımcı olunması ve bu yolla bu ülkelerin mümkün olduğunca Rusya’nın etkisinden uzaklaşması amacı üzerine inşa edilmiştir.193 Her iki ülkenin tek amacı Hazar bölgesinde karşı tarafın güçlenmemesi ve kendi nüfuzunu arttırmasıdır. Son yıllarda hızla yakınlaşan Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan üçlü hattını kırmanın en iyi yolu olarak Gürcistan görülmüştür. Gürcistan zincirin zayıf halkasıydı. Eğer Gürcistan işgal edilebilir ya da Batı yanlısı yönetim düşürülebilirse bu durumda Türkiye-Gürcistan-Azerbaycan hattı (Baku-Tiflis-Ceyhan) kırılmış ve yerine RusyaGürcistan-Ermenistan hattı kurulmuş olacak, Batı etkisi de bölgede kırılmış olacaktı. İran ile nispeten iyi ilişkiler düşünüldüğünde Kafkasya ve hatta Orta Asya’da Rus etkisi tekrar tesis edilmiş olacaktı. Gürcistan üzerinde Rus etkisinin artışı enerji hatları üzerinde de Rus etkisinin artışı anlamına gelecektir. Gürcistan’ın taraf değiştirmesi ile birlikte tüm Hazar Havzası’nın enerji hatları yeni Rus bölgesinden geçecektir ve Avrupa’ya alternatif hat fikri (Nabucco Projesi) daha baştan boşa çıkarılmış olacaktır. Bunun yanı sıra gerçek anlamda bağımsız olabilmek için enerjilerini Rusya dışı hatlarla dünyaya pazarlamaya çalışan Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan’ın hayallerinin de gerçekleşmesi imkansız hale gelecektir.194 Bu Rusya’nın savaştaki bakış açısıdır. 2.3.3.2. Gürcistan’nın Savaştaki Politikası Uluslararası sistemde bir devletin varlığını sürdürebilmesi ve çıkarlarını maksimize etmesi, karşılaştığı krizleri en iyi şekilde yönetmesi ile mümkündür. Gürcistan’ın Rusya karşısında uğradığı bu hezimetin sebebi Şaakaşvili önderliğindeki Gürcü karar alıcılarının, krizi iyi yönetememesinden kaynaklanmıştır. Şaakaşvili’yi yanlış kararlar almaya sevk eden faktörler aşağıdaki gibidir: 193 194 Öztürk, s.13 USAK, s.29 92 1. Gül Devrimi ile iktidara gelen Şaakaşvili, Rusya aleyhtarı politika izleyerek yönünü ABD özelinde Batı’ya dönmüştür. Bu, hiç şüphesiz ki bölgeye girmeye çalışan ABD’yi memnun etmiş ve ABD’nin Gürcistan’a maddi ve teknik desteğinin artmasına sebep olmuştur. Şaakaşvili, bu desteğe olması gerekenden fazla güvenmiş ve fiillerini gerçekleştirmiştir. Gürcü karar alıcıları arkalarında ABD’nin olduğu düşüncesine fazla kapılarak hareket etmişlerdir.195 2008 yılının Temmuz ayında Rus jetlerinin ABD Dışişleri Bakanı Rice’ın Tiflis ziyareti esnasında Gürcistan topraklarını ihlal etmesi ve Saakaşvili’nin oldukça sert açıklamaları Gürcistan’ın ABD’nin desteğini yanında hissettiğinin en açık işaretidir.196 2. Gürcistan’ın NATO macerası: NATO Konseyi, Gürcistan’ın NATO’ya üye olacağını bildirmiştir. Fakat Rusya’nın buna şiddetle karşı çıkması ile NATO geri adım atmış ve 2008 Bükreş Zirvesi’nde Gürcistan’a üyeliğe alınacağı bildirilmekle birlikte ucu açık bir süreç vermiştir. Bu durum Gürcistan’ın telaşlanmasına neden olmuş ve Gürcü karar alıcılarını bölgede gerilimin artmasının NATO üyeliğini kolaylaştıracağı düşüncesine sevk etmiştir. Gürcistan’ı NATO’ya dahil edebilmek için Rusya ile savaş, ABD’ye ve Gürcistan’a iyi bir gerekçe sunmuştur. Bundan sonraki süreçte Almanya ve Fransa’yı ikna etmek daha kolay olabilir. Fakat karar alıcıların bu hesabı tutmamış ve Gürcistan savaşta yenildiği gibi NATO’ya da girememiştir. 3. Gürcü yönetiminin modernize edilen askeri kuvvetlerine gereğinden fazla güvenmesi: Türk ve Amerikan uzmanlarınca eğitilen Gürcü ordusuna duyulan güven en üst noktaya çıkmıştır. Hatta Şaakaşvili 15 Temmuz 2008 günü “Kafkasya’nın bu stratejik dağlık bölgesinde Gürcistan en iyi eğitimi almış ve en iyi donatılmış orduya sahip olduğunu kanıtlamıştır” açıklaması ordusuna duyduğu güveni ortaya koymaktadır. Bu güvenle Gürcü yönetimi Güney Osetya’ya müdahale kararı almış fakat sonuç tam bir hezimet olmuştur. 4. Gürcü karar alıcılarının Rusya’dan gelen sinyalleri doğru algılayamaması: Şaakaşvili, yaklaşan seçimler sebebiyle seçmenlerine Güney Osetya ve 195 Emre Kurt, “Dış Politikada Kriz Yönetimi: 2008 Rusya – Gürcistan Savaşı Örneği”, http://akademikperspektif.com/2012/02/15/dis-politikada-kriz-yonetimi-2008-rusya-gurcistan-savasi-ornegi/ (15.02.2012) 196 USAK, s.27 93 Abhazya’yı Gürcistan’a bağlayacağı vaadlerini sık sık dile getirmesine karşılık Rusya, bu girişimin sonucunun kötü olacağını ve ‘kan dökülebileceği’ uyarısında bulunmuştur. Fakat Gürcü yönetiminin, Rusya’nın bu caydırıcı söylemlerine rağmen Güney Osetya’ya girmesi, karar alıcıların yaptığı büyük bir hata olmuştur. 5. Saakaşvili’nin tabi tek hesabı Amerikan yardımları değildi, ayrıca Rusya’nın şimdiye kadar milli çıkarlarını savunmakta gösterdiği kararsızlıktan da faydalanmaktı. Rusya, gerek turuncu devrimlerle, gerek ayrılıkçı terör eylemleriyle ve bir çok ABD operasyonuyla saldırıya uğramış olsa da şimdiye kadar sesini yeteri kadar çıkarmamıştı, ciddi somut cevaplar vermekten çekinmiştir. Hatta Güney Osetya’yi bile tanıma cesaretini gösterememiştir. Diğer taraftan Gürcistan’da işler istendiği gibi yolunda gitmiyordu. Saakaşvili’nin toplumsal desteği gitgide azalıyordu. Muhalefet ise önemli gelişme kaydetmekteydi. Saakaşvili’nin tekrardan popülerliğini artıracak ve ekonomik sıkıntıları unutturacak bir “başarıya” ihtiyacı vardı. Böyle bir savaş, Saakaşvili’nin içine girdiği sıkıntılı durumdan çıkmak için de rol oynayacaktı. 6. Rusya’nın hesap edilenden daha ileriye gitmesi: Gürcistan adına bir diğer hesaplama hatası da Rusya müdahale ederse bile askeri harekatının sadece Güney Osetya ile sınırlı kalacağı zannı olmuştur. Fakat Kremlin, Güney Osetya’nın yanı sıra Gürcü şehirlerini de işgal etmiştir. Rusya’nın aşırı güç kullanımı istenen bir durum olamamasına rağmen Rusya’yı zor durumda bırakmış Gürcistan’ın uluslararası kamuoyundan beklentilerini sağlanmasını kolaylaştırmıştır. Eğer süreç Gürcistan’ın NATO üyeliği ile sonuçlanırsa bunun en önemli nedeni Rusya’nın aşırı güç kullanımı olacaktır.197 Buna rağmen, medya açısından Saakaşvili’nin bu krizi iyi yönettiği söylenebilir.198 Saakaşvili uluslararası duyurulmasını medyayı sağlayabilmiştir. kullanarak Verdiği problemin beyanatlarda, kendi söylemleriyle demokrasinin bölgedeki koruyucusu rolünü üstlenmiş ve sürekli olarak Rusları işgalci, demokrasi düşmanı olarak suçlayarak, Rusya’nın ulusal ve uluslararası kamuoyunda suçlu olarak hüküm 197 Kurt, “Dış Politikada Kriz Yönetimi: 2008 Rusya – Gürcistan Savaşı Örneği”, http://akademikperspektif.com/2012/02/15/dis-politikada-kriz-yonetimi-2008-rusya-gurcistan-savasi-ornegi/ 198 Yılmaz, s.6 94 giymesini başarmıştır. Bu durum, hem Batı’nın ilgisini kazanmayı, hem de uluslararası güç odaklarının dikkatinin Gürcistan’a yönelmesini sağlamıştır. Ancak diğer taraftan Saakaşvili’nin üslubu Rus yöneticilerin intikam düşüncesiyle aşırı güç tatbikine yönelmesine yol açmıştır.199 Rusya’nın aşırı güç kullanımı Gürcistan’ın Güney Osetya’daki hatalarının da üstünü kapatmıştır. Oysa Gürcistan savaş öncesinde görüşmeler sürerken herkesi kandırarak ani bir saldırı düzenlemiş, böylece sözünde durmamıştır. Ayrıca Osetya’da çok sayıda sivilin hayatını kaybetmesine yol açmış, şiddet temelli bir yöntem ile sorunları çözmeye çalışmıştır. Ancak Rusya’nın karşı atağı ve hukuk ihlalleri Gürcistan’ın hatalarının görünmemesine neden olmuştur. 2.3.3.3. ABD’nin Savaştaki Politikası ABD çok önemli jeostratejik konuma sahip Kafkasya bölgesine çok uzak bir mesafeden de olsa müdahale etmekte ve Soğuk Savaşın bitmesine rağmen Rusya ile bu bölgeyi paylaşamamaktadır.200 Bugün Kafkasya’daki gelişmeleri, bu rekabet bağlamında, tek bir cümle ile özetlemek gerekirse, Kafkasya’nın giderek daha fazla Amerikan nüfuz alanı haline gelmekte olduğu söylenebilir. Kafkasya’nın jeostratejik önemi, Büyük İpek Yolunun merkez noktasında bulunması, Uzak Doğu, Orta Asya’yı Avrupa’yla birleştirecek ticari yolların geçtiği arazide olması ve doğal enerji kaynaklarına sahip olması, ABD’nin bölgeye girişiminin esas nedenleriydi. Özellikle de Hazar denizi petrollerinin dünya pazarına sürülmesi yolunda ABD, Almanya ve Rusya arasında ciddi bir rekabet yaşanmaktadır. Washington bölgede etkinliğini artırmak için bu bölgede devam eden etnik çatışmalara Rusya’dan farklı olarak çözüm arayışı içindedir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanan Kafkasya Cumhuriyetleri arasında Gürcistan doğal kaynakları bakımından zengin olamaması ve bağımsızlığından itibaren iç istikrarsızlık içerisinde ABD’nin dış politikasında özellikle doğu-batı enerji koridorunda transit ülke olarak ön plana çıkmıştır. 1994 yılında Abhazya sorununda ateşkesin sağlanmasından itibaren sürekli toprak bütünlüğü ile ilgili 199 Yılmaz, s.6 Elnur Hasan Mikail, “ABD’nin Kafkasya Politikası”, Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi, s.87-95, Cilt 4, No 2, 2012, s.87 200 95 sorun yaşayan Gürcistan süreç içerisinde Batı ile yakın ilişkiler kurma politikası izlemiş hatta NATO üyeliğini talep eden bir noktaya gelmiştir. ABD’nin Gürcistan ile olan ilişkilerinin bu noktaya gelmesi ise Rusya’da rahatsızlığa neden olmuştur.201 Gürcistan’ın NATO’nun bir parçası olması, Rusya için Kafkasya’da nüfuzunu kaybetmesi anlamına gelmektedir. ABD açısından Gürcistan bölgenin hem petrol hem de doğal gazın taşınmasında en önemli transit ülkesi konumundadır. Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı ve BaküTiflis-Erzurum doğal gaz enerji hatlarının yanında Gürcistan, Azerbaycan ve Türkiye arasında yapımına başlanan demiryolu projesi Gürcistan’ın doğu-batı hattında önemini artırmaktadır. Gürcistan ABD için Karadeniz politikası ve Karadeniz’de güvenlik bakımından da önemlidir. Bu nedenle ABD’nin dış yardım programlarında Gürcistan’a verilen yardımlar 2,5 milyar Doları bulmuştur. ABD’nin dış politikasında Gürcistan’ın istikrarı ve demokratikleşmesine vurgu da yapılmaktadır. ABD açısından Gürcistan’ın demokratikleşmesi iç istikrarı açısından ve Rusya’nın bu ülkeye müdahaleleri karşısında tüm Batı dünyasının Gürcistan’a destek vermesi bakımından önemlidir.202 Böylece Gürcistan ABD’den her taraftan destek görmüştür. 2008 yılı Gürcistan’ın Güney Osetya sorununu “askeri yöntemle çözme girişimi”nin başarısızlığa uğraması, Rusya’nın Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlığını tanıyarak Gürcistan’dan fiilen ayırması bölgede yaşanan en önemli gelişme olarak görülebilir. ABD bu gelişmelere sert bir şekilde karşı çıkmıştır.203 Ayrıca Rusya’nın G8’den dışlanması ve Dünya Ticaret Örgütü’nün dışında tutulması opsiyonları da gündeme getirilmiştir. Fakat Gürcistan’ı savunabilecek her hangi somut bir adım da atılamamıştır. Sonuç itibariyle ABD Güney Kafkasya’da önemli bir prestij kaybı yaşamıştır. Gürcistan’da halk arasında ABD’nin itibarı önemli oranda düşmüştür. ABD, Gürcistan’da prestij kaybına uğramış olsa da Gürcistan’daki çatışmalar bir Rusya-ABD savaşı için yeterli gerekçeleri sunmamaktadır. ABD böyle bir çatışmaya normal şartlarda tek başına girmez. Irak’a dahi 50’den fazla ülkenin desteği ile giren ABD’nin, 201 Kasım, s.188 Kasım, s.191 203 Ali Asker, “Gürcistan ABD ve Rusya’nın Kafkaslar Politikasındaki Önemini Korumaktadır”, http://www.21yyte.org/tr/arastirma/gurcistan/2009/09/26/3018/gurcistan-abd-ve-rusyanin-kafkaslar-politikasindakionemini-korumaktadir (26.09.2009) 202 96 sıcak çatışmaya ani bir kararla girmesi beklenemezdi.204 Bu yüzden ABD Rusya ile Gürcistan yüzünden savaşmamıştır. Bu gelişmelerin ardından Gürcistan’da muhalefetin, “ülkenin parçalanmasına neden olan” Saakaşvili yönetimini istifaya zorlama girişimi de başarısız olmuştur. Bu gelişmeler karşısında, Gürcistan’ın izlediği politika ise değişmemiştir. BDT’den ayrılmış olan Gürcistan, ABD ile ilişkilerin geliştirilmesi yönünde izlediği politikaları daha da yoğunlaştırmıştır. Böylece Gürcistan, Güney Kafkasya’da ABD ve Rusya çıkarları arasında çatışma unsuru olma özelliğini sürdürmeye devam etmiştir. Rusya-Gürcistan “Ağustos Savaşı” ABD’nin bölgeye bakışı ve Rusya ile ilişkileri bakımından da sonuçlar doğurmuştur. Savaş sırasında ve hemen sonrasında ABD yönetiminin Rusya’ya karşı kullandığı sert üslup ve Rusya’nın ilişkileri umursamaz şekilde Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlığını tanıyıp, bu yapılara ilişkilerini sıkılaştırması “yeni bir Soğuk Savaş mi?” sorusunu beraberinde getirmiştir.205 Ama yeni bir Soğuk Savaş’ın başladığını söylemek doğru olmaz, çünkü Soğuk Savaş özel bir dönemin koşullarında ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda Soğuk Savaş temelinde her ne kadar güç mücadelesini barındırsa da ideolojilerin çatıştığı bir dönem olmuştur. Bugün itibariyle Rusya’nın geçmişte olduğu gibi savunduğu bir değerler bütünü bulunmamaktadır. Rusya’nın Gürcistan topraklarını işgalinin sonuçlarından biri ABD içerisinde Rusya’ya bakışı ve Gürcistan yönetimi üzerinde tartışmaların başlamış olmasıdır. Rusya’nın potansiyel bir partner değil bir rakip olduğu düşüncesi hem ABD’de hem de Avrupa’da yaygınlaşmaya başlamıştır. Bu durumun ilk sonucu Rusya’ya olan doğal gazda Avrupa’nın bağımlılığın azaltılması için çabalara hız verilmesidir. Nabucco Hükümetlerarası Antlaşmanın imzalanması sürecinin Avrupa tarafından hızlandırılmak istenmesi bunun bir sonucudur. 2.3.3.4. 204 205 Avrupa Birliği’nin Savaştaki Politikası ve Savaş Raporu USAK, s.32 Kasım, s.226 97 Güney Kafkasya uzun bir dönem AB’nin öncelikli alanlarından biri olmamıştır. AB’nin bu yaklaşımı, 2001 yılından itibaren değişmeye başlamış, bugün gelinen noktada da AB, artık, Güney Kafkasya’nın ihmal edilmemesi gereken bir bölge olduğu gerçeğini kabul etmiştir. AB, 2007 yılında üyeliğinden sonra Karadeniz ve Kafkasya ile yakın komşu olacak Bulgaristan ve Romanya’nın bölgeye ait sorunlarından doğrudan etkilenir hale gelecektir.206 Yumuşak güç olarak nitelenen AB, Kafkasya’nın jeopolitik denklemine ancak 2000’li yıllarda, ekonomik ve ticari aktör olma söylemiyle ve çekim gücünü kullanmak suretiyle girmeye çalışmıştır. AB üyesi ülkelerin Kafkasya ülkeleriyle tek tek kurdukları ikili ilişkilerin 2000’li yıllarda daha genel ve koordineli bir biçimde AB’nin genel Kafkasya politikasına dönüştürülmesi amaçlanmıştır. Bu türde bir politik manevranın ardında, en büyük enerji tüketicilerden biri olan AB’nin enerji ve dış politikasını şekillendirmek ve RF’ye olan bağımlılığının önüne geçecek alternatif hatların inşası sağlayacak bir ilişkiler ağı kurabilmek düşüncesi yatmaktadır. Kafkasya’ya özel bir temsilci atanması, bölgesel sorunların çözümü konusunda rol oynamaya çalışması, 2004 Renkli Devrimleriyle tırmanan gerginliği yumuşak güç söylemiyle ve demokrasi-piyasa ekonomisi-evrensel insan hakları önerileriyle telafi etmeye çalışmak, Rus-Gürcü “Ağustos Savaşı” sonrası Fransa dönem başkanlığında yürütülen arabuluculuk çabalarıyla görünür olmaya çalışmak bu yeni yaklaşımın birer ürünü olarak ele alınabilir. Fakat tüm bu çabalara rağmen AB’nin kurumsal kimliğiyle ve nispeten hantal karar alma mekanizmasıyla bölgenin dinamik dönüşümlerine cevap vermede aksadığı ve Kafkasya jeopolitiğinde ancak ikincil bir aktör konumu edinebildiği söylenebilir.207 Avrupa Birliği’nin dış politika konusunda bir bütün olarak tek sesli hareket edemeyişi bugüne kadar pek çok olayda ortaya çıkmıştır. Esasında uluslararası arenadaki hemen her kriz AB’nin gerçekten bir birlik olup olmadığının sorgulanmasına yol açmaktadır. Zira hemen her uluslararası krizde AB içinde farklı gruplar oluşmakta ve çoğu zaman birbiri ile çatışan tepkiler ortaya çıkmaktadır. 7 Ağustos’ta başlayan ve altı gün süren son Gürcistan- Rusya “Ağustos Savaş”ı da AB’nin dış politikasının ne kadar parçalı 206 Esra Hatipoğlu, “Avrupa Komşuluk Politikası’nın Güney Kafkasya Boyutu”, s.19-30, Değişen Dünya Düzeninde Kafkasya, İstanbul, Kitabevi, 2005, s.30 207 Mitat Çelikpala, “Güney Kafkasya’da Yeni Jeopolitik Denge”, s.289-312, Güney Kafkasya; Toprak Bütünlüğü, Jeopolitik Mücadeleler ve Enerji, Ankara, Berikan Yayınevi, 2011, s.300 98 olduğunu ve gerçek anlamı ile Birlik olmasının önünde esaslı bir engel oluşturduğunu net olarak gözler önüne sermiş bulunmaktadır. Zira son savaşa AB cephesinden gelen tepkilere bakıldığında bir değil, en az iki AB’den bahsetmek mümkün gözükmektedir. Birinci grup devletler Rusya’nın son yaptıkları ile sınırı aştığını iddia etmiş ve AB’nin bir an önce sert yaptırımlar ile Rusya’nın saldırgan davranışlarına set çekmesini istemiştir.208 Bu devletler grubu başta Doğu Avrupa ve Baltık Devletleri (Polonya, Letonya, Estonya, Litvanya) olmak üzere İsveç ve İngiltere’den oluşmaktadır. Savaşın ilk çıktığı günden bu yana sürekli Rusya’ya karşı tedbir alınmasını isteyen Polonya, Estonya, Litvanya ve Letonya savaş patlak verdikten hemen sonra bir açıklama yapmış ve Rusya’yı ağır bir dille eleştirerek “AB ve NATO mutlaka inisiyatif almalı ve Rusya’nın AB’nin doğusuna doğru yönelen emperyalist yayılma güdüsüne karşı çıkmalıdır. Rusya Federasyonu kırmızı çizgileri aşmıştır” demişlerdir. AB ve NATO üyeliğine rağmen Doğu Avrupa’da Rusya karşısında güvenlik arayışları sona ermiş değil. Bu durumda söz konusu ülkeler uluslararası liderlik konusunda Berlin, Paris veya Brüksel’den çok Washington’a güveniyorlar.209 İngiltere Başbakanı Gordon Brown da Rusya’nın sürdürdüğü agresif ve tek taraflı politikasını suçlamıştır. Temelde birinci gruptaki devletler, Rusya’nın amacının ‘etki alanları’ yaratmak suretiyle AB’nin ‘arka bahçesinde’ hakim bir güç haline gelmesine engel olmak olduğunu düşünmektedir. Birinci grup devletlerin bu sert çıkışına mukabil ikinci grup olarak adlandırılabilecek devletler Rusya’nın esasında AB’ye değil, ABD’ye karşı tepkili davrandığını ve asıl hedefinin ABD’nin hâkimiyetini kırmak olduğunu iddia etmektedirler. Özetle, AB içindeki birinci grup ile ikinci grup arasında Rusya’nın niyetine ve hedefine dair ciddi görüş farkları mevcuttur. Bu bağlamda, Almanya ve Fransa Rusya’ya karşı daha ılımlı bir tavır takınmış, Rusya’ya yaptırım konusunda uzunca bir süre ayak diremişlerdir. İtalya ise daha da ileri giderek açıktan Gürcistan’ı suçlamıştır. Almanya’nın Rusya ile olan ‘özel enerji ilişkisi’ ve iç politikanın şu sıralar Almanya’nın politik ufkunu kaplamış olması Şansölye Merkel’in Rusya’ya karşı ‘ılımlı’ yaklaşmasının temelini oluşturmuştur. İtalyan’ın dev enerji şirketi ENI’nin Rus enerji devi Gazprom ile olan 208 Mustafa Kutlay, “Gürcistan-Rusya Krizi ve Avrupa Birliği’nin Dış http://www.usak.org.tr/kose_yazilari_det.php?id=1018&cat=405#.VJv_3sAJM (01.01.2008) 209 USAK, s.36 99 Politika Sınavı”, ortaklıklarının ve enerji projelerinin zarar görmemesi yani ulusal çıkarların ağır basması bu iki kurucu AB üyesini bu yönde tavır takınmaya iterken AB’nin tüm çıplaklığı ile halen daha yaşadığı ulus devlet-ulusüstü yapılanma ikilemini de gözler önüne sermiştir.210 Görüldüğü gibi son olaylarda AB’nin verdiği tepki analiz edildiğinde en az iki ayrı kanadın ortaya çıktığı söylenebilir. Ancak, AB yine de dış politikada sonuna kadar başarısız sayılmamalıdır. Zira 1 Eylül’de yapılan liderler zirvesinde Rusya’ya karşı ortak bir karar çerçevesinde birleşmeyi başarabilmiş, Rusya ile yürütülmekte olan Stratejik Ortaklık Görüşmeleri Rus askerleri işgal ettiği topraklardan çekilene kadar askıya alınmıştır. AB’nin bu kararı almasındaki temel neden ise Rusya Devlet Başkanı Medvedev’in Sarkozy’e söz verdiği halde askerlerini geri çekmemesi ve üstüne üstlük Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlığını tanıması olmuştur. Bu iki davranış karşısında Rusya’ya ılımlı yaklaşan devletler bile yapılanın uluslararası hukukun açık ihlali olduğunu ilan etmişler ve yaptırım konusunda mutabakata varmışlardır. Birçok AB üyesi ülke açısından bu yaptırım tatmin edici bulunmasa da AB açısından bir başarı sayılmalıdır. Ekim 2009’da Avrupa Birliği Konseyi tarafından 2008 Ağustos’unda yaşanan RusGürcü savaşı hakkında bir rapor hazırlanmıştır.211 İsviçreli diplomat Heidi Tagliavini önderliğinde hazırlanan raporun en dikkat çeken yanını savaşı başlatan tarafın Gürcistan olduğu vurgusu oluşturuyor. Raporda, Gürcistan tarafından atılan bu ilk adımın uluslararası hukuk açısından meşru görülebilecek bir tarafı bulunmadığının altı çiziliyor. Savaşın başlamasında Rusya tarafından yaratılan gerilimin ve provokasyonun da etkili olduğunun altının çizildiği belgede, Gürcü makamlarının Güney Osetya’ya yönelik saldırıyla ilgili meşrulaştırma amaçlı açıklamalarının yetersiz kaldığı vurgulanıyor. Gürcü lider Saakashvili, Gürcistan’ın saldırıyla işgal girişiminde bulunan Rus güçlerine karşılık verdiğini söylemiştir. Rapor ise bu açıklamayla ilgili kanıta ulaşılamadığını ortaya koyuyor. Her ne kadar raporun tonu daha çok Gürcistan’ın aleyhine olsa da Rusya da eleştirilerden payını alıyor. Raporda, Rusya’nın başlattığı karşı saldırının başlangıç itibariyle meşru olduğunun altı çiziliyor ancak Gürcistan’ın 210 Mustafa Kutlay, “Gürcistan-Rusya Krizi ve Avrupa Birliği’nin Dış Politika Sınavı”, http://www.usak.org.tr/kose_yazilari_det.php?id=1018&cat=405#.VJv_3sAJM (01.01.2008) 211 “AB Raporu: Savaşı Gürcistan Başlattı”, Amerika’nın Sesi, http://www.amerikaninsesi.com/content/a-17-200909-30-voa14-88132777/870339.html (30.09.2009) 100 içlerine kadar giren askeri harekatın uluslararası hukukun ihlali anlamına geldiği ifade ediliyor. Çizginin nerede çekilmesi gerektiğini belirlemenin zor olduğunun kaydedildiği belgede, “Bununla birlikte Rusya’nın askeri operasyonunun büyük bölümü makul savunma limitlerinin ötesine geçti” deniliyor. Görüldüğü gibi raporda her iki tarafa yönelik ciddi eleştiriler var. İşin ilginç olan yanı ise her iki tarafın da raporun kendilerini haklı çıkardığını savunması. Rusya, raporun savaşı ilk başlatanı ve sorumluluğun kime ait olduğunu gösterdiği görüşünü savunuyor. Rusya’nın Avrupa Birliği Nezdindeki Büyükelçisi Vladimir Chizhov, Saakashvili’yi desteklemede öncü rolü oynayan bazı liderlerin şimdi iki kez düşüneceğini umduğunu söylemiştir. Gürcistan ise Rusya’nın bu savaş için uzun süredir hazırlık yaptığının rapor tarafından ortaya konduğu görüşünü dile getirmiştir.212 Böylece rapora göre iki taraf haklı çıkmıştır. Bu bölümde Rusya – Gürcistan 2008 “Ağustos Savaşı”na götüren faktörler, savaşın kronolojisi, sonuçları, tarafların savaştaki politikaları izlenmiştir. 2008 “Ağustos Savaşı” – Rusya ve ABD’nin Kafkasya bölgesinde nüfuz sahası için mücadelesidir. Bu savaşı Rusya kazanmıştır, ama Rusya ve Amerika arasında mücadelesı eski Sovyet Birliği ülkelerinde devam etmektedir. Sonraki son bölümde ise “Ağustos Savaşının” söylem analizi verilmektedir. 3. SÖYLEM ANALİZİ ÇERÇEVESİNDE “KOMSOMOLSKAYA PRAVDA” VE “İZVESTİYA” RUS GAZETELERİNİN RUSGÜRCÜ SAVAŞINA YAKLAŞIMI 3.1. ÇALIŞMANIN YÖNTEMSEL AÇIKLAMASI Problemin sunumu: Günümüzde milliyetçilik, ırkçılık, etnik köken ve din gibi konular nedeniyle yaşanan savaş ve çatışmalarla ilgili haberlere her gün gazete ve televizyonlarda rastlamak mümkün. Gazeteciler, bu tür haberlerin sunumunda her zaman problemlerle karşılaşmaktadır.213 Bu problemler iki şekilde özetlenebilir: Birincisi, gazetecilik pratiği sırasında, mesleki ve etik normları ihlal edilerek savaşçı bir söylemin bilinçsizce yaygınlaştırılması, 212 yalan/yanlış bilgilerle kamuoyunun “AB Raporu: Savaşı Gürcistan Başlattı”, Amerika’nın Sesi, http://www.amerikaninsesi.com/content/a-17-200909-30-voa14-88132777/870339.html (30.09.2009) 213 Esra Arsan, Çatışma ve Savaş Dönemlerinde Gazetecilik, Gazetecilik ve Habercilik, s.119-132 Sevda Alankuş (der) içinde; İstanbul ,2005, IPS İletişim Vakıf Yayınları, s.120 101 çözümlenebilecek bir problem konusunda yanlış yönlendirilmesidir. İkincisi ise, savaş veya çatışma durumunda gazetecinin kendisini otomatik olarak ülkesinin, bağlı olduğu topluluğun, ırkın, dinin veya etnik grubun bir neferi olarak gördüğü ve dengeli, onurlu, adil habercilik yerine, taraflı, propagandist habercilik yaptığı durumlardır. Savaş dönemlerinde gazeteci haberi yaparken, karşı karşıya bulunduğu şiddet içeren çatışmalı durumda kendisine öncelikle, “bu problemin çözümünde, şiddet dışında alternatifler olamaz mı?” diye sormalıdır. Gazetecinin savaştan yana olmaması gerekmektedir. Bu gazetecileri, savaşçı gazetecilik yerine, barışçı gazetecilik yapılması gerektiği konusuna götürmektedir.214 Savaş dönemlerinde yapılan gazeteciliğin tipleri birbirinden çok farklıdır. Savaş gazeteciliği, gazetecilik meslek etik ilkelerine aykırı, çünkü etik ilkelere göre gazeteci şiddet, zorbalık, savaş kışkırtıcılığına araç olmaz. Şimdi ihtiyaç duyulan şey barış gazeteciliğidir.215 "Barış Gazeteciliği" terimini ilk kez 1970'lerde kullanan Profesör Johan Galtung, "Savaş Gazeteciliği"nin çoğunun Spor Gazeteciliği'yle aynı varsayımlara dayandığını görmüştür. İki tarafın toplamdaki sonucu sıfıra denk gelen, "elde var sıfır" diye çevirebileceğimiz oyununda "kazanmanın yegâne şey olmasına" odaklanılıyordu. Galtung barış gazeteciliğinin sağlık gazeteciliği gibi olmasını önermiştir. İyi bir sağlık muhabiri hastanın vücudu yiyip bitiren kanserli hücrelerle mücadelesini anlatacaktır. Ama aynı zamanda kanserin nedenlerinin -yaşam tarzı, çevre, genetik yapı gibi - yanı sıra olası çarelerin tamamını ve koruyucu önlemleri de anlatacaktır. Aşağıda barış gazetecisinin yaklaşımıyla savaş gazeteciliğini karşılaştıran Galtung'un özgün tablosu, 1998 tarihli "Barış Gazeteciliği Seçeneği" yayınında yer almıştır. Galtung, "gazeteciliğin içine barış katmanın" yollarını ararken dört odaktan söz 214 215 Arsan, s. 123, 124 Defne Özonur, Ekilen Nefret Depremle Yeşerdi, Radikal, 2011 102 etmektedir: "Barış odaklı, gerçek odaklı, halk odaklı, çözüm odaklı bir gazetecilik yapmak."216 Tablo 1. Barış Gazeteciliği – Savaş Gazeteciliği (Galtung’a göre) BARIŞ/UZLAŞMAZLIK SAVAŞ/ŞİDDET GAZETECİLİĞİ GAZETECİLİĞİ I. BARIŞ/UZLAŞMAZLIK ODAKLI I. SAVAŞ/ŞİDDET ODAKLI Uzlaşmazlığın oluşumunu Uzlaşmazlık alanına keşfeder: x taraf, y hedef, z odaklanır: 2 taraf, 1 sorun hedef Genel "kazan-kazan" yönelimi savaş Açık uzam, açık uzlaşmazlıkları zaman; saydamlaştıran herhangi bir yerdeki nedenler ve sıfır yönelimi Kapalı uzam, kapalı Bütün sesini alanının nedenleri ve duygudaşlık, çıkışları, ilk taşı kim attı olarak tarafların görüp bir sorun anlamak, uzlaşmazlıkla ilgili yaratıcılığa tarafların insanlaştırılması; bütün silahları "Onlar-biz" gazeteciliği, "bizimkilerin" sesi olumsuzlaştırır savaş/şiddeti Savaşları saydamsız/sır propaganda, Bütün Proaktif: uzlaşmazlık kılmak odaklanmak "Onlar"ı sorun olarak görmek, savaşta kimin Herhangi önde bir gerçekleşmeden önce önlemek var zaman; uzlaşmazlığı/savaşı elde çıktılar, tarih ve kültür dahil duyurmak; Genel (kazanmak), odaklanmak Şiddetin görünmeyen etkilerine 216 gittiğine Reaktif: Haber yapmak için şiddetin Barış Gazetecisi ne Yapar, Savaş Gazetecisi ne Yapar?, İstanbul, BİA Haber Merkezi, 2007, http://bianet.org/bianet/medya/102482-baris-gazetecisi-ne-yapar-savas-gazetecisi-ne-yapar 103 odaklanmak (travma ve zafer, gerçeklemesini yapıya/kültüre zarar) beklemek "Onların" insanlıktan çıkarılması; bir tarafın silahını olumsuzlaştırır Şiddetin etkilerine görünür odaklanmak (öldürülen, yaralananlar ve maddi hasar) II. GERÇEK ODAKLI Bütün taraflardaki II. PROPAGANDA ODAKLI gerçek "Onların" gerçek dışılıkları ifşa etmek / bütün dışılıklarını ifşa etmek / üstünü örtmelerin üstünü açmak "bizim" üstünü örtmelerimize/yalanları mıza yardımcı olmak217 III. SEÇKİN ODAKLI III. HALK ODAKLI Bütün acılara odaklanmak; kadınlara, yaşlılara, çocuklara, odaklanmak; bütün kuvvetli sesi duyulmayanların sesini duyurmak "Bizim" Bütün haksızlık acılarımıza güçlü seçkin erkeklere odaklanmak, yapanları adlandırmak onların borazanı olmak 217 "Onların" haksızlık Barış Gazetecisi ne Yapar, Savaş Gazetecisi ne Yapar?, İstanbul, BİA Haber Merkezi, 2007, http://bianet.org/bianet/medya/102482-baris-gazetecisi-ne-yapar-savas-gazetecisi-ne-yapar 104 Halkın içindeki barıştırıcılarına yapanlarını adlandırmak odaklanmak Seçkinlerin barıştırıcılarına odaklanmak218 IV. ÇÖZÜM ODAKLI IV. ZAFER ODAKLI Barış=şiddetsizlik+yaratıcılık Barış=zafer+ateşkes Barış Zafer elde edilmedikçe girişimlerine dikkat çekmek, aynı zamanda daha barış fazla savaşı önlemek örtbas etmek Yapıya, kültüre, barışçıl topluma girişimlerini Antlaşmaya, yerleşik odaklanmak kurumlara, dizginlenen Sonuç: Çözüm, yeniden inşaa, topluma odaklanmak uzlaşma Başka bir savaş için ayrılmak, eski alevler yükseldiğinde geri dönmek Barış gazeteciliği, hiç kuşkusuz, savaş gazeteciliğine göre daha olumlu bir hava yaratan kavramdır. Barış gazeteciliği, her taraftan baktığımızda, iyi niyetle gerçekleştirilebilecek bir gazetecilik türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Barış gazeteciliği, savaş gazeteciliğine hiç benzememektedir. Aynı zamanda, barış gazeteciliği, savaş gazeteciliği uygulamalarından sonra, toplumlara ve insanlara iyi niyetle yaklaşılmasını amaçlamaktadır.219 Barış gazeteciliğinin uygulaması savaş gazeteciliğinin uygulamasından daha zor, gazetecinin tarafsız olması gerekmektedir. Çalışmanın amacı: Bu çalışmanın amacı, ulusal günlük iki Rusya gazetesinin 2008 yılındaki Rus-Gürcü “Ağustos Savaşı” ile ilgili savaş haberlerini nasıl sundukları, savaşın hangi yönlerinin ön plana çıkartıldığını ve bu sunumun yaratılan etkisinin 218 Barış Gazetecisi ne Yapar, Savaş Gazetecisi ne Yapar?, İstanbul, BİA Haber Merkezi, 2007, http://bianet.org/bianet/medya/102482-baris-gazetecisi-ne-yapar-savas-gazetecisi-ne-yapar 219 Oya Tokgöz, Temel Gazetecilik, Ankara, 9. Baskı, 2012,İmge Yayınları, s. 75, 76 105 araştırmasıdır. “Savaş haberleri propaganda içerikli, gazetelerde şiddet ve elit odaklı bir dil kullanılıyor, sunulan haberler mesleki ve etik normlarına uygun değil, gerçeklerin gizlenmesi karşımıza çıkıyor” varsayımının doğruluğunu sınamaktadır. Hipotezi: Bu araştırmada: 1) Savaş haberleri propaganda ve elit odaklıdır; 2) Savaş haberleri şiddete, savaşa odaklı dil kullanmaktadır; 3) Savaş haberleri mesleki ve etik normlarını ihlal etmektedir. Çalışmanın yöntemi: Bu çalışmada Rus-Gürcü “Ağustos Savaşı” ile ilgili iki Rus ulusal günlük gazetelerinin - Komsomolskaya Pravda (KP) ve İzvestiya’nın - üç aylık haberleri (Temmuz 2008 – Eylül 2008) incelenmiştir. Bu çalışmada, savaş dilini çözümlemek amacıyla Van Dijk’in eleştirel söylem çözümlemesi yöntemi kullanılmıştır. Söylem sözcüğü 1970’lerden sonra Batılı akademik çevrelerde yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bunda büyük ölçüde Foucault’un çağdaşlarından farklı olarak “ideoloji” sözcüğü yerine söylem sözcüğünü tercih etmesi rol oynamıştır. En tanınan eleştirel söylem analizcilerinden Van Dijk ve Fairchlough’un eserleri de aynı dönemde ilgi görmeye başlamıştır. Van Dijk’in önemle vurguladığı şey: Eleştrirel Söylem Çözümlemesi’nin “sosyal ve politik bir tutum” olması nedeniyle, bir araştırma yöntemi değil, bir disiplin olmasıdır.220 Dijk’in, genelde “Söylem Çalışmaları”, özelde “Eleştirel Söylem Çalışmaları” adını verdiği bu akademik etkinliğinin kendine özgü kullandığı bir yöntem yoktur; söylem çözümlemesi, dilbilimi, psikoloji ve sosyal bilimlerde kullanılan farklı yöntemleri kullanır. Sosyal sorunlara eleştirel bir tutum sergileyebilme, sosyal eşitsizlik ve adaletsizlik konularına hassasiyet gösterme nasıl ki öğretilecek şeyler değilseler, Eleştirel Söylem Çözümlemesi de öğrenilecek veya öğretilecek bir şey değildir. 220 Yasemin G. İnceoğlu, Nebahat A. Çomak, Metin Çözümlemeleri, İstanbul , Birinci Basım, 2009, Ayrıntı Yayınları, s.30-31 106 Eleştirel Söylem Çözümlemesi dilin rölü, dilin kulanımı ve eşitsizliğin yeniden üretimindeki iletişimsel olaylar veya söylem hesaba katıldığında eleştirel, sosyal ve politik çözümlemelere belirli bir katkıda bulunabilir.221 Egemenler, “ötekilerin” iletişimsel haklarını, iletişimsel olaylar, söylem türleri, katılımcılar, konu, stil, konuşma eylemlerine özgürce ulaşmalarını önleyerek veya kendi çıkarları doğrultusunda onların kamu söylemine erişimlerini denetleyebilirler. Bunu yaparken de kamu zihinlerini (tutum, ideoloji, norm ve değerlerini) kendi çıkarları doğrultusunda manipule edebilirler. Van Dijk söylemsel manipülasyonun “bizim iyi şeylerimiz”in ve “onların kötü şeyleri”nin vurgulanmasında olduğu gibi genellikle ideolojik söyleminin her zamanki yapılarını ve formlarını içerdiğini belirtir. Diğer yandan Dijk manipülasyonda, ideolojik kutuplaşma (biz-onlar kutuplaşması), karşıt grubu itham etme, argümanı duygusallıştırma, kendi gücünü vurgulama gibi unsurların varlığından söz eder. Teun A. Van Dijk çalışmalarında, Tematik ve Şematik yapılarından bahseder. Tematik anlayışta ya da kavramada macro “macrostructure” ve mikro “microstructure” yapılar önemlidir. Tematik çözümlemede en önemli unsur olan hiyerarşik “hierarchical structure” yapılar ön plandadır. Bu yapıda başlık, alt başlık, spot ve haber girişleri yer almaktadır. Van Dijk, Şematik çözümlemede daha çok durumsallığa ve yorumlara yer vermektedir. Ayrıca, arka planı bilgisi, bağlam ve tarih bilgisi, sonuçlar, haber kaynakları ve alıntılar da önemlidir. Şematik çözümlemede, hikaye/olay örgüsü incelenmektedir. Van Dijk micro yapı çözümlemelerinde ise, haberin cümle yapıları üzerinde durmaktadır. Cümle yapılarında, basit cümleler ve karmaşık cümleler, çatısı bakımından etken çatılı/edilgen çatılı cümleler, haberin kip ve zaman olarak incelenmesinde (-di’li geçmiş zaman ya da –miş’li geçmiş zaman gibi) cümlelerin uzun ya da kısa yapıları, sözcük ve sözcük öbeklerinin seçimi, retorik (resim, fotoğraf, rakamsal veriler, alıntılar gibi) sistematik ve hiyerarşik olarak yapılandırılır.222 Teun A. Van Dijk’in, haber şemasının varsayımsal “hipotetik” yapısına bir göz atmak istersek: Haber Raporu “News Report” (ikiye ayrılır) 221 222 İnceoğlu, Çomak, s.30-31 İnceoğlu, s.31-32 107 1. Özet “Summary” 2. Hikaye “Story” Özet “Summary” (ikiye ayrılır) 1. Üst Başlık “Headline” 2. Başlık “Lead” Hikaye “Story” (ikiye ayrılır) 1. Durumsallık “Situation” 2. Yorumsallık “Comments” Durumsallık “Situation” (ikiye ayrılır) 1. Bölüm veya Olay “Episode” 2. Art Plan Bilgisi “Background” Art Alan Bilgisi “Background” (ikiye ayrılır) 1. Bağlam “Context” 2. Tarih “History” Bağlam “Context” (ikiye ayrılır) 1. Şartlar ya da Koşullar “Circumstances” 2. Önceki Olaylar – Hadiseler “Previous Events”223 Yorumsallık “Comments” (ikiye ayrılır) 1. Sözsel Tepkiler “Verbal Reactions” 2. Son Kanaat/Kanı “Conclusions” Son Kanaat/Kanı “Conclusions” (ikiye ayrılır) 223 İnceoğlu, s.33 108 1. Beklentiler “Expectations” 2. Değerlendirmeler “Evaluations”224 Evren ve Örneklem: Çalışmanın yapılabilmesi için iki tane Rus gazetesi Komsomolskaya Pravda ve İzvestiya’nın – “Ağustos Savaşı” ile ilgili yayınlanan haberleri incelenmiştir. Bu iki gazete Rus medyasının ana yayınları olarak tanınmaktadır. Gazetelerin yüksek tiraj ve en okunan gazeteler olması, yayınların zengin tarihe sahip olması gibi faktörler, gazeteler arasında seçim yaptığımda belirleyici rol oynamıştır. İncelenen Dönem: Temmuz – Eylül 2008, savaşın bir ay öncesi, savaş olduğu ay ve savaştan sonraki ayın haberleri incelenmiştir. Verilerin Toplanması ve Çözümlenmesi: ‘’Ağustos Savaşı’’ ile ilgili haberleri incelediğim Komsomolskaya Pravda ve İzvestiya gazeteleri, Başkort Devlet Üniversitesi’nin Kütüphanesinden taranmıştır. Rus ve Gürcü basınlarıyla ilgili bulduğum kaynaklar da aynı kütüphanede taranmıştır. Rus-Gürcü İlişkileri, Rus-Gürcü Savaşıyla ilgili bulduğum kaynaklar, tezler Marmara Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi’nin kütüphanelerine aittir. Analiz edebilmek için incelediğim haberleri temalara bölmeye karar verdim: “Komsomolskaya Pravda ve İzvestiya Gazetelerinde Tarafların (Gürcistan, Güney Osetya, Rusya) Savaşa Hazırlıkları ile İlgili Haberler”, “Savaşın Başlaması, Gürcistan’ın Güney Osetya’ya Saldırısı”, “Osetler Soykırımı, Mülteci Sorunu”, “Mültecilere Yardım”, “Rusya’nın Barıştırıcı Misyonu”, “Ağustos Savaşı”nın Başlama Nedenleri”, “Saakaşvili Portresi”, “Savaşın Bitmesi, Rusya İçin Sonuçlar”, “Enformasyon Savaşı”, “Güney Osetya ve Abhazya’nın Bağımsızlıklarının Tanınması, Tanınmasının Sonuçları”; “Gürcistan’a ABD, NATO Blok Ülkelerinden ve Ukrayna’dan Askeri Destek”. Her temada incelenen iki gazeteden birer haber oluşturan kategoriler çerçevesinde tanımlanmıştır. Bu tanımlama başlıklar çerçevesinde gerçekleştirilmiştir: “Başlık”, “Spot”, “Tarih”, “Haberin Menşei”, “Haberin Türü”, “Haberin Tekniği”, “Haberin 224 İnceoğlu, s.33 109 Kategorisi”, “Fotoğraf Kullanımı”, “Ara Başlıklar”, “Haberin Kaynağı”, “YerellikUlusallık ve Uluslararasılık Çerçevesi”, “Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi”. İncelenen dönemde gazetelerde rastlanan yazı türleri, haber (basit, karmaşık), röportaj, söyleşi, portre, demeç, resmi bildiri, yorum yer almaktadır. Haber, güncel ve ilginç bir olayın olduğunca nesnel ve gerçeğe uygun bir biçimde sunulmasıdır. Haber metninde her türlü taraflı değerlendirmelerden ve söz oyunlarından uzak durulmaktadır.225 Karmaşık haber, basit haberden, uzun oluşu ve olayı ayrıntılı bir biçimde ele alışıyla ayrılmakta; olaylar ve gerçekler geniş çapta aktarılmaktadır. Röportaj haber iletmekte, atmosfer yaratmaktadır. Röportaj, gerçekleri özel yaşantılara harmanlamaktadır. Yalın biçimde kaleme alınmış basit haberden, yine gerçekleri yansıtan karmaşık haberden daha ayrıntılı, daha canlı bir anlatım biçimine sahiptir. Ancak, anlatımın renkliliği, bir dizi niteleme sıfatının kullanımıyla değil, daha çok içerikle sağlanmalıdır. Söyleşi (mülakat), gerçekler hakkında bilgi toplamak ve bu konudaki görüşlerini öğrenmek için tanınmış bir kişiye sorular yönelmektir. Araştırmalardaki vazgeçilmez yöntemdir. Bu nedenle de her türlü gazetecilik etkinliklerinde söyleşi vardır.226 Gazetecilik dilinde portre, bir kişiyi karakteristik özellikleriyle tanıtmaya ve anlamaya çalışmaktadır. Portre, betimlenen kişinin karakteri, düşünce ve duygu dünyası hakkında bazı ipuçları vermelidir – tipik özelliklerin ön plana çıkarılması. Portrenin farklı türleri vardır. Kariyer ve kişilik portresi diye bir ayrım yapabilmemiz mümkündür. Kariyer portresi, adayın kariyer durumunu, o zamana kadar yaptığı hizmetleri, güncel ve önemli sorunlara ilgili siyasal görüşünü, hedeflerini ve üstün niteliklerini açığa çıkarmaktadır. Kişilik portresi, bir kişiyi, yalnızca kendisinin ispatlayabileceği belli yetenekleri doğrultusuna değil, tüm özellikleriyle tanıtmaya çalışmaktadır. 225 Herman Schalpp, Gazeteciliğe Giriş, Mesleğe Yönelik Ders Kitabı, Çeviren: Işık Aygün, 5. Baskı, İstanbul, Vestfalya Eyaletler Yayımevi, 2002, s. 17 226 Schalpp, ss. 28, 36, 40 110 Demeç, bir kişinin kompleks ve genelde tartışmalı bir soruna yönelik görüşünü sözlü olarak kısa ve öz ifade etmesidir. Söyleşiden farkı, arada sorulan sorulara bölünmemesidir. Resmi bildiri, bir yönetim, bir parti, bir kurum ya da bir kişi tarafından medyaya yazılı olarak iletilen bir duyuru ya da bir görüştür. Yorum kesin olarak metni kaleme alan kişinin görüşünü yansıtmaktadır. Bir olayı yazarın gözüyle değerlendirir, onu açıklar ve/veya eleştirel gözle inceler. Bir yorum özellikle hızlı haber akışı içinde bir yönelim desteğidir.227 Bölümün ileriki kısmında kategorilere göre ayrılan söylem analizi bulunmaktadır. Komsomolskaya Pravda ve İzvestiya Gazetelerinde Tarafların 3.2. (Gürcistan, Güney Osetya, Rusya) Savaş Hazırlıkları ile İlgili Haberler Komsomolskaya Pravda Gazetesi Başlık: Güney Osetya genel seferberlik ilan etti 227 Shalpp, s. 54, 55, 60,61 111 Spot: Gürcistan’la sınırdaki köylere ve tanınmayan cumhuriyetin başkentine, Tshinvali’ye, mayınlar düştüler Tarih: 05.07.2008 Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri, Andrey Lvov Haberin Türü: Dış haber, çatışma Haberin Tekniği: Basit haber Haberin Kategorisi: Tarafların (Gürcistan, Güney Osetya, Rusya) Savaşa Hazırlıkları ile İlgili Haberler Fotoğraf Kullanımı: Var, renkli. Alt Yazı: Osetya, düzenli olarak gönüllülerin tatbikatını düzenliyordu. Gene de Osetya’nın huzursuz komşusu var, o - Gürcistan. Ara Başlık: Yok Haberin Kaynağı: Tanınmayan Güney Osetya Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı Eduard Kokoytı Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Güney Osetya ve Gürcistan sınırında durumun gerginleşmesi nedeniyle (sınır bölgenin ve Tshinvali’nin Gürcistan tarafından ateşe tutulması), tanınmayan Güney Osetya Cumhurbaşkanı Eduard Kokoytı genel seferbirlik ilan etti. Başlık: Gürcistan “Yanıt-2008” hazırlıyor Spot: Gürcistan ABD ile birlikte ortak tatbikat düzenledi Tarih: 16.07.2008 Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri, Nikita Krasnikov Haberin Türü: Diş haberi, çatışma Haberin Tekniği: Basit haber 112 Haberin Kategorisi: Tarafların (Gürcistan, Güney Osetya, Rusya) Savaşa Hazırlıkları ile İlgili Haberler Fotoğraf Kullanımı: Yok Ara Başlık: Yok Haberin Kaynağı: Belirtilmemiş Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Güney Osetya ve Abhazya sorunları nedeniyle, Gürcistan ABD ile birlikte “Yanıt-2008” isimli ortak askeri tatbikat düzenledi. İzvestiya Başlık: Rusya vatandaşlarını koruyacak Spot: Rus ve Gürcü resmi yetkililerinin son yapılan açıklamalarına göre, Moskova ve Tiflis savaşın eşiğindedir. Ne sözlü, ne diplomasi savaş, savaş kelimenin gerçek anlamıyla. Tarih: 14.07.2008 Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabirleri, Aleksandr İaşvili (Tiflis), Maksim Yusin Haberin Türü: Dış politika, diplomasi Haberin Tekniği: Basit haber Haberin Kategorisi: Tarafların (Gürcistan, Güney Osetya, Rusya) Savaşa Hazırlıkları ile İlgili Haberler Fotoğraf Kullanımı: var, 3 tane resim. Alt yazıları: 1)Gönüllüler, son haftalarda Tshinvali’de ateş sonrasında defalarca silah başı edildiler; 2)Gürcü askerler Tshinvali yanında mevzilendiler; 3)Abhazya’yı Gürcistan’dan ayıran İnguri nehri. Siviller, Rus barış güçleri kontrol altında sınırı geçiyorlar. Savaşın belirtileri daha yok. Ara Başlık: Yok 113 Haberin Kaynağı: Gürcistan Dış İşleri Bakanın Yardımcısı Grigol Vaşadze, Rusya Dış İşleri Bakanı Sergey Lavrov Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Güney Osetya ve Abhazya nüfusunun çoğunluğu Rus vatandaşlardır. Gürcistan bu toprakları ele geçirmeye çalışırsa, Rusya kendi vatandaşlarını koruma hakkı kullanarak, Gürcistan’a karşı çıkabilir. Bu argümanın desteği beklenmektedir. Başlık: Ne için Saakaşvili’ye yeni askerler? Spot: yok Tarih: 16.07.2008 Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabirleri, Aleksandr İaşvili (Tiflis) Haberin Türü: Dış haberi, komşular Haberin Tekniği: Basit haber Haberin Kategorisi: Tarafların (Gürcistan, Güney Osetya, Rusya) Savaşa Hazırlıkları ile İlgili Haberler Fotoğraf Kullanımı: var. Alt Yazı: Gürcistan, ABD ve Ermenistan’ın silahlı kuvvetler katılımıyla, uluslararası tatbikatta Gürcü askerler. Tatbikat, Vaziani askeri üssünde dün başladı. Ara Başlık: Yok Haberin Kaynağı: Gürcistan Savunma Bakanı Yardımcısı Batu Kuteliya, Gürcistan Cumhurbaşkanı Saakaşvili, Tiflis gazeteleri, Tiflis uzmanları Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Gürcistan son zamanda orduya büyük yatırımlar yaptı, ordunun mevcudu artırdı. Ama Gürcü uzmanlara göre, Gürcistan savaşı başlatmayacak, çünkü Tshinvali’ye ve Suhumi’ye girecekse, Rusya’nın Gürcistan’a 114 karşı çıkabilecek imkânı çok yüksek. Ordunun mevcudu bakımından, Rus birliği Gürcü birliğinden üstündür. Değerlendirme KP gazetesine göre, çatışmaya katılmış tarafların – Güney Osetya, Gürcistan, Rusya – savaşa hazır olduklarını söyleyebiliriz ve her taraf kendi askeri kuvvet gösterisi amacıyla tatbikatlar yürütmüştür. Gürcistan NATO ile birlikte ortak “Yanıt – 2008” tatbikatı yürütmüşken, Rusya, Güney Osetya sınırında tatbikatı yürütmüş, Güney Osetya ise genel seferberlik ilan etmiştir. Rusya tarafı, eğer Gürcistan Suhumi ve Tshinvali’yi “geri almaya çalışırsa”, o zaman Rus ordusu Gürcistan’a karşı çıkacağını açıkça söylüyor. İzvestiya gazetesinin Rus hükümetine destek verdiğini görülüyor. “Rusya kendi vatandaşlarını koruyacak” makalesinde, Gürcistan, eğer, tanınmayan cumhuriyetlere şiddet eylemi yaparsa, Moskova savunma hareketi yapacağını yazıyor. Gerekçe – Güney Osetya ve Abhazya’da binlerce Rus vatandaşların yaşamasıdır. “ABD diğer ülkelere kendi askerlerini gönderirken, “vatandaşların koruması gerekçesiyle” argümanını hep kullanırdı. Bizim neyimiz eksik onlardan?”. Makale tehdit edici nitelik taşımaktadır. Gazeteler, çatışan tarafların barış uzlaşma yolunu arama yerine, askeri gücü kullanımının doğru olduğu inancını arttırıyor. Böylece, tarafların savaşa hazır olması haberleri uzlaşma odaklı değil, savaş odaklı olduğunu söyleyebiliriz. Bu savaş gazeteciliğinin temel unsurlarından biridir. 3.3. Savaşın Başlaması, Gürcistan’ın Güney Osetya’ya Saldırısı Komsomolskaya Pravda Başlık: Barışa Zorlama 115 Spot: Şiddetli mücadeleden sonra Güney Osetya’da ölen ve yaralananların sayısı binlere, mültecilerin sayısı on binlere ulaştı. Tarih: 11.08.2008 Haberin Menşei: Belirtilmemiş Haberin Türü: Savaş kroniği Haberin Tekniği: Basit haber Haberin Kategorisi: Savaşın Başlaması, Gürcistan’ın Güney Osetya’ya Saldırısı Fotoğraf Kullanımı: Yok Ara Başlık: Yok Haberin Kaynağı: Gürcistan Cumhurbaşkanı Saakaşvili, ABD Dış İşleri Bakanı Condoleezza Rice, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Rusya Silahlı Kuvvetler Genelkurmayı Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Gürcistan Cumhurbaşkanı “barış demeci” yaptıktan sonra, 7 Ağustos gecesi Thinvali’ye saldırdı. Metinde, üç gün için (8.08.2008 – 10.08.2008) saatlik olarak savaş kroniği verilmiş. Tshinvali’de kurban sayısı 1400. İzvestiya Başlık: Katılmazsa, yok etmek Spot: Gürcü topçular, Güney Osetya köylerini görerek ateş ediyor. Bizim özel muhabir Yurii Snegirev ilan edilmemiş savaştan haber veriyor. Tarih: 8, 9, 10 Ağustos 2008 Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri, Yurii Snegirev Haberin Türü: Savaş haberi 116 Haberin Tekniği: Röportaj Haberin Kategorisi: Savaşın Başlaması, Gürcistan’ın Güney Osetya’ya Saldırısı Fotoğraf Kullanımı: var, 2 tane resim. Alt Yazıları: 1)Gürcü askerler Güney Osetya’ya silahla girmeye hazırlar. Amerikan silahla. 2)Tshinvali’de ateşten yaralanan, Güney Osetya Silahlı Kuvvetlerin 3. taburunun askeri Ara Başlık: 1) “Şehrin müdahale tehdidi gerçektir”, 2)12 dakika sustuk. Ama atış devam ediyor, 3) Kendilerine atış, 4) Tılsım Haberin Kaynağı: Güney Osetya Güvenlik Konseyi Bakanı General Anatolii Barankeviç, Güney Osetya Cumhurbaşkanı Eduard Kokoytı, Tshinvali’den giden mülteciler, Devlet Hastanesi Başhekimin Yardımcısı Lyudmila Kelehsaeva, hemşire, yaralanan hasta – 88 yaşındaki nine Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Muhabir, çatışma bölgesinden - Tshinvali’den röportaj yaparken, okurlara savaş durumunu anlatmaya çalışıyor: Gürcülerin Güney Osetya’yı durmadan ateşe tutması, mülteciler sorunu, ölen ve yaralanan sayısının yüksek olması (tam rakam vermiyor, çünkü şehirlerarası bağlantı kesilmiş), devlet hastanesine 14 yaralanan gelmesi. Değerlendirme Her iki yayın, saldırıyı Gürcistan tarafının başlattığını, yani, Olimpiyat başladığı gün (bildiğimiz gibi Olimpiyat sürecinde savaş olamaz), Güney Osetya başkenti Tshinavli’nin bombardımanı, savaşın başlamasını yazıyor. KP, 8 – 10 Ağustos’taki olayları kronolojik şekilde sunmaktadır. Gazete, kurbanların tam sayısı vermekte – 1400 insan, Tshinvali’deki olayları “insan faciası” olarak adlandırmaktadır. Rus birliklerin harekatı “barışa zorlama” olarak tanımlanmaktadır. İzvestiya gazetesindeki makale - özel muhabirin röportajı şeklinde verilmektedir. KP gazetesinin aksine, İzvestiya kurbanların tam sayısın vermemekte, sadece hastanede bulunan yaralanan sayısını 14 kişi olarak belirtmektedir. 10 kişi siviller, küçük kız 117 çocüğü dâhil, yaralılar çevresını oluşturmaktadır. Ayrıca yazar, 88 yaşındaki hastanede yatan ninenin söylediklerini aktarmakta: “Ben 1920’lerin Oset soykırımını, İkinci Dünya Savaşını yaşamış birisiyim, ama böyle bir vahşetliği hiç hatırlamıyorum!”. Böylece, yayınlar, savaşı başlatan tarafın ne kadar dehşetli, acımasız olduğunu vurgulumakla birlikte okurlara düşmanlığı dayatmaktadır. Esra Arsan’a göre, savaşçı gazeteci dar alanlar ve dar zamanlarla ilgilenir: İlk taşı kim attı? Canlı bombayı hangi taraf patlattı? Taraflara “biz” ve “onlar” diye bakar. Propaganda gazeteciliği yapar. Bir tarafın sesi olur.228 3.4. Osetler Soykırımı, Mülteci Sorunu Komsomolskaya Pravda Başlık: Dmitrii Medvedev: “Suçlular cezalandıracaklar” Spot: Mülteciler, Güney Osetya’da silahsız yaşlılar ve çocukların nasıl öldürüldüğünü anlattılar Tarih: 11.08.2008 Haberin Menşei: Gazetenin muhabiri Larisa Kaftan Haberin Türü: Savaş haberi Haberin Tekniği: Basit haber Haberin Kategorisi: Osetler soykırımı, mülteci sorunu 228 Arsan, s.121 118 Fotoğraf Kullanımı: var, 2 tane. Alt yazıları: 1) Medvedev, Cumhurbaşkanı ve Başkomutanı olarak, Güney Osetya’da barış uygulaması sağlayacak karalar vermesi için tatilini iptal etti; 2)Putin planları değiştirdi ve Beijing’ten Vladikavkaz’a gitti. Ara Başlık: yok Haberin Kaynağı: Rusya Cumhurbaşkanı Dmitrii Medvedev, Rusya Başbakanı Vladimir Putin, Güney Osetya mülteciler Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Ulusal ve uluslararası Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Metnin yazarı Rusya resmi yetkililerinin (Cumhurbaşkanı, Başbakan) savaş başladıktan sonra yapılan açıklamalarını sunmaktadır. Putin, Cüney Osetyalı insanlara Gürcistan tarafından gerçekleştirilen saldırıyı “soykırım” olarak nitelendiriyor. İzvestiya Başlık: Mülteci Zamira Aristaeva: “Tshinvali şimdi Hatyn229 gibi. Hatta daha da kötüsüdür”. Spot: Siviller, Güney Osetya’nın başkentinde ve köylerinde Gürcü askerlerin şiddet eylemleri hakkında söyledikleri Tarih: 11.08.2008 Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabirleri, Anna Gubaeva, Nikolay Gritçin (Kuzey Osetya) Haberin Türü: Savaş haberi Haberin Tekniği: Röportaj Haberin Kategorisi: Osetlerin soykırımı, mülteci sorunu Fotoğraf Kullanımı: var, 3 tane resim var. Alt yazıları: 1) Güney Osetyalı mültecilerin söyledikleri Vladimir Putin’i şoke etti; 2) Barış güçlerinin ölen sayısı hala belli değil. 229 Hatyn, Beyaz Rusya’da 1943 yılında (İkinci Dünya Savaşı döneminde) faşistlerin tarafından yok edilmiş köy. Köyün 149 kişisini köy ambarına kapatıp, yangına verdiler. 119 Ama, ölen sayısının çok olduğu belli; 3)10 Ağustos. Kuzey Osetya. Gönüllüler, milis kuvvetlerine yazılıyorlar. Ara Başlık: yok Haberin Kaynağı: Thinvali’den Kuzey Osetya’ya gelen mülteciler, Stavropol bölgesinin Başkanın Yardımcısı Sergey Uşakov, Vladikavkaz Devlet Hastanesinin Doktoru Larisa Temesova, gönüller, gönüllü milis kuvvetleri oluşturma Vladikavkaz Kurmayı Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Ulusal ve uluslararası Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Makalede mültecilerin hikâyeleri yer almaktadır. Gürcüler tarafından ateş altında kaldığından, insanlar birkaç gün, hayatlarını korumak için, gazsız, ışıksız ve elektriksiz bodrumda kalmaya mecbür bırakılmış. Tshinvalili mülteciler, Gürcü askerlerinin sivilleri nasıl öldürdüklerini anlatıyorlar. Metin, okurun mültecilere acıma duygusunu, Gürcülere karşı nefret duygusunu uyandırma niyetindedir. Değerlendirme KP gazetesin makalesinin spotu ve haberin içeriği tamamen birbirine uymuyor: spota göre, makalede mültecilerin hikayeleri verilmekte, ama haberin içeriğine baktığımızda genellikle Cumhurbaşkanı Medevedev’in ve Başbakan Putin’in eylemleri yer almaktadır. İkisi de, Gürcistan’ın Güney Osetya’ya saldırı yaptığında, iş yerinde değildi, Medvedev tatilde, Putin Olimpiyat’ta olmuştu, “bunun üzerine herhalde Tiflis’te plan kurdular”. Gürcistan’ın yaptıkları haberi alınırken, Cumhurbaşkan ve Başbakan hemen sorunu çözmeye başlamışlar: “Rus ordu, barış güçlerin ve sivillerin yardımına koştular”. Putin mültecileriyle görüşürken, Gürcülerin Osetlere yönelik tecavüzünü öğrenmiştir. Bu tür şiddet eylemleri Putin “soykırım” olarak adlandırmıştır. “Soykırım” sözlük anlamıyla bir toplumun tamamının yok edilmesidir. Birleşmiş Milletler’e göre, yarım milyondan fazla insanın öldürülmesi soykırım sayılmaktadır. Böylece, bu durumda soykırım kelimenin kullanması biraz abartılıdır. İzvestiya gazetesindeki makalede, Kuzey Osetya’da barınmış mültecilerin hikayeleri yer almaktadır. Mülteciler, Gürcüler tarafından kullanınan şiddet hakkında anlatıyorlar: 120 “Tshinvali şimdi Hatyn gibi oldu. Hatta daha kötüdür. Bu faşizmdir”. Gazete, böyle kıyaslama yapınca, Gürcüler faşistlerle aynı çizgiye konmaktadır. Faşizm, siyasal şiddeti, savaşı ve emperyalizmi; ulusal ihyaya ulaşmak için bir araç olarak görür ve güçlü ulusların, daha güçsüz ulusların yerine geçerek topraklarını genişletmeye hakkı olduğunu ileri sürer. Böylece, Gürcistan’ın saldırı yaptığı ve sonraki Osetlerin “soykırımını” içeren haberler, Gürcü ordusunun Güney Osetya’yı kendi egemenliğine tabi kılmak hevesiyle ne kadar vahşet yaptığını göstermek amaçlanmaktadır. Bunun sonucu, Gürcülere karşı düşmanlık ve intikam alma duygularının doğmasıdır. “Onları” yani ötekini insan değilmiş gibi göstermesi, bu silah kullanmaktan daha tehlikelidir.230 Gazetenin tek bir tarafın sesi olması mesleki ve etik normlarına uyumlu olmadığını göstermektedir. Gazeteci, tüm tarafların acılarını, korkularını ve üzüntülerinı eşit derecede haber yapmalıdır. 3.5. Mültecilere Yardım Komsomolskaya Pravda Başlık: Başkortostan Güney Osetya kurbanlarına yardım gönderiyor Spot: Gıda ve ilaçların ilk partisi dün gitmiş Tarih: 13.08.2008 Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabirleri, Aleksandra Kozhevnikova, Albina Valiahmetova, Stanislav Şahov Haberin Türü: Savaş haberi, insani yardım Haberin Tekniği: Basit haber 230 Arsan, s.125 121 Haberin Kategorisi: Mültecilere yardım Fotoğraf Kullanımı: var, renkli. Alt yazı: İlk insani yardımı gelmiş – 9 bin litre içme suyu Ara Başlık: yok Haberin Kaynağı: Başkortostan Cumhuriyeti’nin Güney Osetya’ya yardım etmek isteyen sivilleri, Başkortostan hükümetin basın bürosu, Cumhuriyeti’nin Başbakanı Rail Sarbaev, Acil Durumlar Bakanlığı Başkortostan Cumhuriyeti’nin Başkanı Yurii Alekseev, Kızıl Haç Cemiyetin Başkortostan Sübe’nin Başkanı Yurii Simonov Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Yerel ve uluslararası Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Metinde Güney Osetya savaşı yüzünden mağdur kalan insanlara nasıl yardım edilebileğine dair bilgi verilmektedir. İzvestiya Başlık: Güney Osetya yardımı bütçeye uygun geldi Spot: yok Tarih: 14.08.2008 Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri, Elena Şişkunova Haberin Türü: Ekonomi haber, bütçe Haberin Tekniği: Basit haber Haberin Kategorisi: Mültecilere yardım Fotoğraf Kullanımı: yok Ara Başlık: yok Haberin Kaynağı: Rusya Cumhurbaşkanı Dmitrii Medvedev, Rusya Maliye Bakanı Aleksey Kudrin 122 Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Yerel Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Rusya Cumhurbaşkanı bütçe üzerinde toplantı yaptı. Bu toplantının ana konusu – Güney Osetya’ya yardım etmesi. Toplantının sonucu – Güney Osetya’nın onarımı için 10 mlrd ruble verilecektir, Kuzey Osetya’ya gelen mültecilerin beslenmesi için 500 mln ruble verilecektir. Maliye Bakanlığı’na göre, tüm bu harcamalar bütçeye sıkıntı yaratmayacaktır. Başlık: Gürcüler Mağdur Kalan Osetlere Para ve Eşya Getiriyorlar Spot: yok Tarih: 14.08.2008 Haberin Menşei: Gazetenin kendi özel muhabiri, Nikolay Gritçin Haberin Türü: Toplumsal – iç haber Haberin Tekniği: Röportaj Haberin Kategorisi: Mültecilere yardım Fotoğraf Kullanımı: var. Alt yazı: Doğum belgesi – Güney Osetya’dan gelen 13 yaşındaki mülteciye Aleksandr’a ait olan tek belgedir. Buna rağmen, Rusya’da bulunan tek Gürcü okuluna çocuğu aldılar. Ara Başlık: 1) Komşular savunma teklif ettiler; 2) Hepsi Saakaşvili değiller; 3)İlk zil burada 120 yıl önce çaldı; 4) Savaş okul sınıflarını arttırıyor. Haberin Kaynağı: Kuzey Osetya Ulusal Gürcü Kültür Dernek “Ertoba” (Birlik) Başkanı Robert Tsindeliani, Kuzey Osetya Ulusal Hareketi “Bizim Osetya” Başkanı Vyaçeslav Lakuev, Kuzey Osetya Gençlik Parlamentosunun Başkan Yardımcısı Oslan Hadikov, Kuzey Osetya’nın başkentinde Vladikavkaz’da bulunan tek Gürcü Okulun Direktör Yardimcısı Nana Gabataeva, okulun öğretmenleri Nino Veşaguri ve Lyudmila Bibilova, Vladikavkaz’da oturan sivil Nadezhda Gudieva Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Yerel 123 Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Kuzey Osetya – Rusya’da çogü Gürcülerin yaşadığı bölgedir (11 bin Gürcü). Ancak, metine göre, savaş başlamasına ve Gürcü ordusunca kovulan Güney Oset mültecilerine rağmen, Kuzey Osetya Gürcülerinin durumu iyidir. Yerel otoriteler Gürcülere karşı provokasyonlara izin vermiyorlar. Aynı zamanda yerel Gürcüler gelen mültecilere yardım etmek istiyorlar, para, eşya gönderiyorlar, hatta kendi evlerini paylaşmaya hazırlarmış. Yerel Gürcüler Saakaşvili’nin yaptıklarını kınıyorlar, “Hepsi Saakaşvili değiller”, “Gürcü otoritesi – bir türlü, Gürcü halk – başka türlüdür”. Değerlendirme: KP gazeteye göre, tüm Rusya, Güney Osetya’da mağdur kalan mültecilere yardım etmek için ayağa kalkmıştır. Çatışma yerinden uzakta bulunan Başkortostan gibi bölge bile, “soydaşların” acılarına ilgisiz kalmamış ve onlara insani yardım göndermiştir. Ayrıca makalede, mültecilere maddi yardım yapmak isteyenler için hesap bilgileri veriliyor. İzvestiya gazetesin 14.08.2008 tarihli makalesinde, Güney Osetya onarımı için Rusya bütçesinden 10 milyar ruble göndereceğine karar kılındığından bahsediliyor. Cumhurbaşkan konuşurken, Güney Osetya’da çok sayıda “bizim vatandaşlarımızın” öldürdüğünü “trajedi” olarak adlandırmıştır. Trajedi bir dram biçimdir. Özgün Yunanca anlamıyla bir kişinin mahvolma nedeninin onun kusuru ya da zayıflığı olduğunu anlatır. “Gürcüler mağdur kalan Osetlere para ve eşya getiriyorlar” makalesinin içeriğine göre, Gürcüler Saakaşvili’nin yaptıklarından memnun değil ve mağdur kalan Osetlere yardım etmeye çalışıyorlar. Böylece, yazar, halkların birbirine düşman olmaması gerektiğini aktarmaya çalışıyor. Yayınların mülteci sorununa başvurması, sıradan insanların suçlu olmadığı fikrine yol açmakta, çatışan tarafları birleştirme girişiminde bulunmaktadır. Savaşı başlatan taraf Gürcistan hükümeti, daha doğrusu Gürcistan Cumhurbaşkanı – Mihail Saakaşvili. Halk odaklanması barış gazeteciliğinin niteliğidir. 3.6. Rusya’nın Barıştırıcı Misyonu 124 Komsomolskaya Pravda Başlık: Vladimir Putin: “Rusya kendi barıştırıcı misyonu sonuna kadar ulaştıracak” Spot: Batı politikacıların sinizme ve direncine rağmen Rusya barıştırıcı misyonun sonuna kadar ulaştıracak Tarih: 12.08.2008 Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri, Larisa Kaftan Haberin Türü: Savaş – güncel Haberin Tekniği: Basit haber Haberin Kategorisi: Rusya’nın barıştırıcı misyonu Fotoğraf Kullanımı: var. Alt yazı: Bu günlerde Dmitrii Medvedev ve Vladimir Putin’in tek kaygısı, Güney Osetya’ya nasıl yardım edilmesidir. Ara Başlık: yok Haberin Kaynağı: Rusya Başbakanı Vladimir Putin, Sağlık Bakanı Golikova, İletişim ve Bilgi Bakanı Şegolev, Ulaştırma Bakanı Levitin, Bölgesel Kalkınma Bakanı Kozak Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Yerel Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Gerçekleşen bakanların toplantısında Güney Osetya savaşı gündeme alınmıştı. Metinde Rusya’nın Gürcistan’a yanıtı “barıştırıcı misyonu” olarak nitelenmektedir. 125 İzvestiya Başlık: Neden Osetya’ya Rus Ordusu Girdi? Spot: “Rusya ve Gürcistan arasında savaş yok” diyerek, Rusya Genelkurmayı Başkan Yardımcısı Anatolii Nagovitsyn, Güney Osetya’da çatışma ile ilgili yorum yaptı. General’ın söylediklerine göre, Rus barış güçleri sadece kendi görevini yapıyor: “çatışma taraflarından birisini barışa zorluyor”. Bu hak BM verdiği yetkiyle sağlanır. Demek, Rus askerler bu sorunu çözmek için istediği yöntemleri ve araçları kullanabilir. Tarih: 11.08.2008 Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri, Dmitrii Litovkin Haberin Türü: Dış politika, savaş haberi Haberin Tekniği: Basit haber Haberin Kategorisi: Rusya’nın barıştırıcı misyonu Fotoğraf Kullanımı: yok Ara Başlık: yok Haberin Kaynağı: Rusya Silahlı Kuvvetleri Genelkurmayı Başkan Yardımcısı Anatolii Nagovitsyn Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Metinde Rusya’nın Gürcistan’a verdiği yanıtı “barışa zorlama” olarak tanımlanmaktadır. Değerlendirme KP gazetesin makalesinde, Güney Osetya konuyla ilgili bakanların toplantısı yer almaktadır. Toplantının ana figürü Putin olup makalenin içeriği Başbakanın ifadeleriyle doludur. Rusya’nin harekatı, sonuna kadar yürütülecek “barıştırıcı misyon” olarak tanımlanmaktadır. Putin, Batılı polikacılarının engel yarattıklarını söylüyor: “Amerikalılar yardım etmiyorlar, neredeyse engelliyorlar”, “Sinizmin boyutu, karayı ak 126 göstermesi, saldırgandan kurban yapması şaşırtıyor”. Başbakanın böyle ifadelerini aktarması, gazetenin hükümüte yan olduğunu göstermektedir. Gazeteci “saldırgan” gibi sıfat kullandığında taraf haline gelir ve şiddetin tırmanışını haklılaştırmaya yardım etmiş olur. İzvestiya makalesinde, Rusya Gürcistan’la savaşmadığını, kendi barıştırıcı görevini yaptığını – “çatışan taraflarından birisini barışa zorlamasından” söz edilmektedir. Metinde, yaralanan ve ölen barıştırıcı güçlerin sayısı verilmekte (15 ölen, 150 yaralanan) ve Rus ordusunun karşılıklı harekâtı – Gürcü askeri birliklerini imha etmesi – hakkında bahsetmektedir. Böylece, yayınlar, Rusya’nın yürütülen tedbirlerini haklı kılmaktadır. Yayınların hükümetin yaptıklarına destek vermesi gazetelerin elit, propaganda odaklı olduğunu ifade etmektedir. 3.7. “Ağustos Savaşı”nın Başlama Nedenleri Komsomolskaya Pravda Başlık: Tarih Doktoru Natalya Naroçnitskaya: “Gürcistan, Abhazya ve Güney Osetya’sız Batı’da kimseye lazım değil” Spot: Demokrasi ve İşbirliği Rus Enstitüsü Paris Bölümü Başkanı, KP gazetesine, Güney Osetya kâbusunun sebepleri hakkında söyledi Tarih: 13.08.2008 Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri, Evgenii Çernyh Haberin Türü: - Güncel, dış politika 127 Haberin Tekniği: Söyleşi Haberin Kategorisi: “Ağustos Savaşı”nın Başlama Nedenleri Fotoğraf Kullanımı: var. Alt Yazı: Yabancılar durumu böyle görüyorlar Ara Başlık: 1) “Biz bu halka ihanet edemeyiz”; 2) Saakaşvili’nin hatası; 3) “Bu bizi boğmaya çalışan jeopolitik yay”; 4) “Saakaşvili’nin soykırım yapacağı belli olunca, biz müdahale ettik”; 5) “Eğer biz geri çekileceksek – o zaman bu bizim son 200 yüzyıldaki en büyük yenilgimiz olacaktır” Haberin Kaynağı: Tarih Doktoru Natalya Naroçnitskaya Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Ulusal ve uluslararası Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Tarihçiye göre, Saakaşvili NATO’ya girmek için Güney Osetya’ya saldırmıştı. Ancak, sadece toprak sorunları olmayan devlet NATO üyesi olabilir. Bu sorunu çözmek için Saakaşvili Güney Osetya’yı yıldırım savaşıyla almaya planlamıştı, ama Rusya’nın böyle sert tepki vereceğini düşünmemişti. Tarihçi Rusya hükümetin yaptıkları destekliyor: “Biz kesinlikle Gürcistan’ın NATO’ya girmeye izin vermemeliyiz. Bana göre, Gürcistan Abhazya ve Güney Osetya’sız Batı’da kimseye gerekmiyor. Eğer biz çekileceksek, bu Rusya pozisyonunun son 200 yılındaki en büyük jeopolitik ve askeri-stratejik güç kaybı olacaktır”. İzvestiya Başlık: Saakaşvili, Amerikan’ın İran’a darbe planını suya düşürdü Spot: Gürcistan bu planın gerçekleşmesi için kendi toprağını verip, her şey yapabileceğini sandı mı? Tarih: 22, 23, 24 Ağustos 2008 Haberin Menşei: Gazetenin dış haber departmanı Haberin Türü: Jeopolitik – güncel Haberin Tekniği: Yorum 128 Haberin Kategorisi: “Ağustos Savaşı”nın Başlama Nedenleri Fotoğraf Kullanımı: var, 2 tane resim. Alt yazıları: 1)Amerikan öğretmeni ve onun Gürcü öğrencileri; 2) 18 Temmuz 2008 yıl. Tiflis’in yanındaki askeri üssünde Amerikan-Gürcü ortak tatbikatı. Resmi verilerine göre, Irak’ta olabilecek harekâtı idman ediyorlar. Yoksa İran’da mı? Ara Başlık: 1)Gürcistan’ı kiraya verdiler; 2) Tahran her şeyi doğru “okumuş”; 3) Geri çekileceksek ne olacak? Haberin Kaynağı: Gazetede çalışanlar: gazeteciler ve uzmanlar Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Gazete, “Güney Osetya’da neden savaş çıktı?” sorusuna, farklı argümanlara dayanarak, kendi cevabını veriyor. Gazetenin versiyonuna göre, ABD İran’a darbe planlamıştı ve bu darbe Gürcistan toprağından olacaktı. Gürcistan dışında, diğer ülkeler İran’a darbe yapmak için topraklarını vermezdi (Azerbaycan: İran’da çok sayıda Azerbaycanların yaşaması nedeniyle; Türkiye: dindaş devletiyle büyük sorunlar çıkabilir ve layık iktidarı devirmek isteyen İslamcılar hemen tepki verebilirler; Ermenistan’a bakmıyoruz; İsrail uzakta bulunuyor). Saakaşvili Amerika’ya kendi toprağını kiraya verip, Güney Osetya sorununu çözmeye karar vermiş, ama Rusya’nın o kadar hızlı ve etkin tepki vereceğine hazır olmamıştı. Böylece, ABD’nin İran’a planladığı darbe ertelendi. Değerlendirme KP gazetesinde tarihçi Natalya Naroçnitskaya’nın Güney Osetya çatışması ile ilgili yorumu bulunmaktadır. Metin büyük ölçekli, iki sayfalık yer kapsamaktadır. Tarihçi, Rusya’nın her şeyi doğru yaptığını - “Gürcistan’ı barışa zorlaması, insani faciayı ve soykırımı önlediğini” - söylerken, Rus iktidarının yürütüğü politikayı destekliyor. Böylece, gazetenin itibar sahibinin yorumunun verilmesiyle Rus hükümetinin eylemleri yasal olduğunu ispatlamaktadır. İzvestiya gazetesinin makalesinde, gazetenin kendi çalışanlarının (gazeteceler, uzmanlar), savaş neden başladığı açıklayan hipotezi yer almaktadır. Bu hipoteze göre, 129 Amerika İran’a darbe planlamıştı, ama Saakaşvili, Abhazya ve Güney Osetya’ya saldırı yapınca, Amerika’nın bu planı suya düşmüştür. Varsayıma göre, Amerika “bizim ülkemizin çevresinde dünyayı yeniden düzenlemek istiyor”. Bu hipotez okurlar arasında büyük tepki görmüş ve gazete birkaç kez daha bu konuya başvurmuştur. 3.8. Saakaşvili Portresi Komsomolskaya Pravda Başlık: Saakaşvili’yi çocukluğundan beri gücendiriyorlar Spot: Ve şimdi Saakaşvili kendinin güçsüz olmadığını göstermeye çalışıyor. Tarih: 14 – 21 Ağustos 2008 Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri Boris Andreev Haberin Türü: Dış haberi Haberin Tekniği: Kariyer portresi Haberin Kategorisi: Saakaşvili’nin Portresi Fotoğraf Kullanımı: var, renkli 2 tane resim. Alt Yazıları: O’nun kadınları: 1) aile idil olabilirdi: eşi Sandra, oğlu Eduardla; 2) Alina Gagloeva kürtaj yapmak zorunda kaldı. Ara Başlık: 1)Kırbaçlanan çocuk; 2) Pornoda yakalandı; 3) Ama Komsomol’dan çıkmadı; 4) Batı tramplini Haberin Kaynağı: Belirtilmemiş 130 Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Yazar Saakaşvili’nin doğumundan Cumhurbaşkanı oluşuna kadar yaşamını özetlemiştir. İzvestiya Başlık: Mihail Saakaşvili: Savaşa Uzun Yol Spot: Gürcistan Cumhurbaşkanı, “Gül Devrimi”yle 2004’de iktidara geldikten sonra, yavaş yavaş kendi devletini eski özerk cumhuriyetlerini geri almak için savaşa dürtükledi. Tarih: 11.08.2008 Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri, Aleksey Vasilevetskii Haberin Türü: Dış haberi Haberin Tekniği: Kariyer portresi Haberin Kategorisi: Saakaşvili portresi Fotoğraf Kullanımı: var. Alt yazı: Gürcü lideri Pandora kutusunu açtı Ara Başlık: yok Haberin Kaynağı: Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Metinde, Saakaşvili’nin iktidara geldikten sonra, Güney Osetya savaşı başlamasına kadar yaptıkları hakkında kronik şekilde bilgi verilmiştir. Değerlendirme KP gazetesinin makalesinde Saakaşvili’nin çocukluğundan Cumhurbaşkanı olduğuna kadar yaşamının özeti verilmektedir. Gazete, Cumhurbaşkanın yaşamından skandal haberleri kullanırken (porno filmleri çekmiş) , Saakaşvili’yi “savaşa getiren, derdimizin 131 asıl nedeni” olarak bildirmektedir. Ayrıca makalede Cumhurbaşkanının kadınları hakkında yazılmaktadır. Özel hayat ayrıntılarını açıklaması, okurların ilgi çekmesi için skandal içeren haberler kullanması, gazetenin bulvar yayını olduğunu göstermektedir. Ayrıca, Saakaşvili’nin resimlere dayanan Cumhurbaşkanı psikolojik portresi verilmektedir. Sonraki sayılarında gazete Saakaşvili’nın şahsiatına daha başvuracak: Hollandalı eşinin biyografi kitabından parçalar, savaş döneminde Ukrayna’ya götüren çocukları hakkında haberler. İzvestiya gazetesinde, Saakaşvili’nin Cumhurbaşkan mevkinde bulunurken yaptıklarıyla ilgili haberler yer almaktadır. Dört yıl süresince Saakaşvili her türlü yöntemleriyle (özerklik verme önerisi, askeri harekat) Güney Osetya ve Abhazya sorunları çözmeye çalışmıştı, ama çözemedi. Yayınlar Saakaşvili şahsiyetine başvurmakta, ancak KP Cumhurbaşkanın yaşamından skandal içeren haberleri sunmakta, İzvestiya ise Saakaşvili’nin politik eylemleri hakkında yazmaktadır. Bu KP’nin bulvar gazetesi olduğunu, İzvestiya’nın ise daha ciddi bir yayın olduğunu göstermektedir. 3.9. Savaşın Bitmesi, Rusya İçin Sonuçlar Komsomolskaya Pravda Başlık: Kafkasya’da Savaş ABD İsteğiyle Başladı Mı? Spot: Gürcü askeri kuvvetlerinin Güney Osetya’yı bombalamaya başladığı 8 Ağustos’un berbat gecesi, bitmeyen Gürcü-Oset çatışmasının bir sayfasıydı. Tarih: 14 – 21 Ağustos 2008 132 Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabirleri, Nigina Beroeva, Vladimir Vorsobin, Abdrey Lavrov Haberin Türü: Savaş – güncel Haberin Tekniği: Yorum Haberin Kategorisi: Savaşın bitmesi, Rusya için sonuçlar Fotoğraf Kullanımı: var, 2 tane renkli resim. Altı yazıları: 1)Tshinvali: Ruslara son umut oldu; 2) Tshinvali’deki mültecilerin beklenen barış güçleri geldiler Ara Başlık: 1) Stalin, babası için Osetlerden intikamı aldı; 2) Bu çatışma kimin yararınadır? 3) Ortalıkta Üçüncü Dünya Savaşı kokusu yok! 4) Rus – Gürcü ilişkilerinin geleceği Haberin Kaynağı: Moskova Siyasi Araştırmalar Enstitüsü’nün Başkanı Sergey Markov, siyaset uzmanı Aleksandr Dugin Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Metinin içeriğine göre, Gürcistan savaşı ABD yönetim altında başlattı. Amerika Kafkasya bölgesinde tek süper güç olmak istediğinden, Gürcistan’ı kullanarak Rusya’ya karşı çıktı. Rusya bu savaşı kazandı, ama ABD, Gürcistan yüzünden Üçüncü Dünya savaşı başlatamayacak. Batı Rusya’yı cezalandırmaz, çünkü kendileri bizim petrol ve gazımıza bağımlıdır. Rus – Gürcü ilişkileri gelecekte düşmanlık içinde uzun zaman sürecektir. İzvestiya Başlık: Zaferden Sonra Rusya’yı Gelecekte Neler Bekliyor? Spot: Güney Osetya’da muzaffer barıştırıcı operasyonu artık tarih oldu. Ama zaferden sonra neler bizi bekliyor? Ve geçtiğimiz olaylardan hangi dersler almalıyız? Tarih: 15.08.2008 Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabirleri, Vladimir Demçenko, İgor Yavlyanskii 133 Haberin Türü: Dış politika, savaş Haberin Tekniği: Yorum Haberin Kategorisi: Savaşın bitmesi, Rusya için sonuçlar Fotoğraf Kullanımı: var. Alt yazı: Gürcü topçu tek Tshinvali’nin çehresini değiştirmedi. Son hafta içinde dünya değişti. Ara Başlık: 1)Saakaşvili işine inancı sadece karşılıksız bombalamaya yetti; 2) Sorun çıkarsa, gazı kesecek miyiz? 3) Ya NATO, yada Abhazya ve Güney Osetya Haberin Kaynağı: Rusya Dış İşleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD Cumhurbaşkanı George Bush, Fransız Akademisi Üyesi Hélène Carrère d'Encausse, Gürcistan Reintegrasyon Bakanı Temuri Yakobaşvili Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Yazarlar, Rusya’nın Gürcistan’a karşı verdiği tepkiyi destekliyorlar: “biz vatandaşlarımızın yaşamını, onurumuzu koruduk”. Rusya’yı cezalandırabilecek alanlar: Dünya Ticaret Örgütü’ne giriş yasaklaması; “G-8”den atması. Ama Rusya bu tehditlerden korkmuyor. Rusya için zaferin ciddi olumsuz sonucu – Gürcistan’ın NATO’ya girebilmesi. Değerlendirme KP gazetesinin makalesinde, Sergey Markov231 ve Aleksandr Dugin232 gibi Rusya’nın önde gelen siyasi uzmanlarının, Güney Osetya çatışması ile ilgili verilen yorumları yer almaktadır. Rusya Gürcistan’ın yaptıklarına yanıt vermeseydi, “kendi ününe ciddi darbe vururdu”. Uzmanlara göre, Batı tarafından uygulanabilecek cezalar Rusya için tehlikeli değil, çünkü Batı bu cezalardan bizden daha çok kaybedecek. Ancak, gelecekteki Rus231 Sergey Markov, Rus Parlamentosunun alt kanadı Duma eski milletvekili ve Rusya Siyasi Araştırmalar Enstitüsü Başkanı, Putin’in sözcüsü, Rusya’nın en ünlü medya uzmanlarından biridir. Son 20 yıl içeresinde gazetecilere günde ortalama olarak 10 tane mülakat yapıyor ve uzmanın söylediklerinden günlük alıntı endeksi 100’den fazla referans oluşturmaktadır. 232 Aleksandr Dugin, Rus dış politika danışmanı ve Neo-Avrasyacı akımının günümüzdeki önde gelen temsilcilerinden biridir. Neo-Avrasyacı akımın ana fikri: Rusya’nın ve eski Sovyet Birliği cumhuriyetlerinin entegrasyon yoluyla Avrasya İmparatorluğunu oluşturması, çok kutuplu dünyanın bir kutbunu oluşturacak bir birliktir. 134 Gürcü ilişkileri ile ilgili yorum hiç de memnuniyet verici değil: “Şimdi dostluk hakkında konuşmak saçmalıktır. Yeni savaş çıkmasın artık..” İzvestiya’daki makale “Rusya önderliğinde zaferle sona eren barıştırıcı misyon” uğruna gurur içinde yazıldığını belli etmektedir. Gazete, Gürcü orduyu “Güney Osetya’yı dünya haritasından silmeye çalışan Saakaşvili’nin haydutları” olarak adlandırmaktadır. Ancak Rusya yanıt verebildi, “soydaşların hayatını, onurunu savundu”, “Gürcü askerler, tankları ve mühimmatları bırakıp, kapağı attılar”. Gazete, Saakaşvili için “siyasi mevta” diyerek, Amerika’nın, onun yerine geçecek Amerika ile “diyalog kurabilecek” birini aradığını belirtmektedir. Böylece, savaşın bitmesi ile ilgili haberlerin içeriği Rusya bu savaşı kazandığını, Gürcistan ise yenildiği anlamına gelmektedir. Bu haberlerin zafer odaklı olması savaş gazeteciliğinin niteliğidir. 3.10. Enformasyon Savaşı Komsomolskaya Pravda Başlık: Osetler ABD’de: “Saakaşvili – saldırgan, ama bunu duymak istemiyorlar!” Spot: Amerikan televizyon kanalında olay Tarih: 16.08.2008 Haberin Menşei: Canlı Dergideki hikâye, Amerikan Fox News TV kanalındaki yayının parçası Haberin Türü: Dış politika, enformasyon savaşı Haberin Tekniği: Basit haber 135 Haberin Kategorisi: Enformasyon savaşı Fotoğraf Kullanımı: yok Ara Başlık: yok Haberin Kaynağı: Fox News TV kanalın sunucu ve savaş başladığı günlerde Tshinvali’de olmuş ABD’de oturan Osetler: 12 yaşındaki Amanda Kokoeva ve onun teyzesi Lora Tedeeva-Koreviski. Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Metinde, Amerikan Fox News TV kanalında skandal çıkarttıran yayının parçası sunulmaktadır. Bu yayında sunucu, ABD’de oturan, savaşın başladığı günü Tshinvali’de olan Osetlerden (12 yaşındaki kız Amanda Kokoeva ve onun teyzesi) interview alıyor. Sunucu savaş tanıklarına söz verirken, kız Tshinvali’yi asıl bombalayan Rusya değil Gürcistan olduğunu, Rusya’yı, Osetya’nın halkını ölümden kurtardığı için teşekkür ederken, sunucu kızın sözlerini kesti ve yayını bitirmeye çalıştı. Başlık: Nasıl Saakaşvili Rusya’yı nefret ettiriyor? Spot: Tiflis’te büyük kuzey komşuya karşı yeni savaş çıktı – televizyon savaşıdır. Tarih: 19.08.2008 Haberin Menşei: Gazetenin kendi özel muhabiri, Nikolay Vorsobin Haberin Türü: Dış politika, enformasyon savaş Haberin Tekniği: Röportaj Haberin Kategorisi: Enformasyon savaşı Fotoğraf Kullanımı: var, iki tane resim. Alt yazıları: 1)Mihail Saakaşvili’nin, Rusya’nın nasıl kötü olduğu Gürcülere anlatmak için, artık gücü ve siniri kalmadı; 2) Tiflis’in Rus Büyükelçiliğinin duvarında böyle yazdığı öfkeli methiyeler, galiba, Gürcülerin yurtseverliğinin artmasını sağlar. 136 Ara Başlık: 1)Ben kendimi sanki “Moskova’da 1941’de Alman muhabiriymişim gibi” hissetim; 2)Yüzburuşturma ve küfür; 3)Rusların evleri öfkeli yazılarla işaretlenmeye başladı. Haberin Kaynağı: Muhabirin meslektaşları, Tiflis siviller, muhabirin Gürcü meslektaşı Soso, Tiflis’te yaşayanlar Osetler Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Muhabir, Gürcistan’da Rusya’ya karşı yürütülen propaganda hakkında yazıyor. Gazeteci Tiflis’e giderken, herkesin televizyon izlediğini yazıyor: “Tüm Tiflis büyülenmiş gibi televizyon önündedir – restoranlarda, marketlerde, otellerde… İzleyicilerin gerilmiş ve hatta gözleri öfke doludur... Ekranda Gürcü ölenler, çığlık atan mülteciler, alev içinde yıkıntılar, vahşi Rus askerleri”. Gazeteci Gürcü arkadaşıyla konuşurken hem Gürcü hem de Rus tarafından enformasyon savaşı sürdüğünü itiraf ediyor: “Rusya, çapulcularını göstermiyor, Gürcistan – Gürcülerce harap edilmiş Tshinvali’yi. Siz, Rus internetsiz, Saakaşvili’nin nasıl kravatını yediğini ve bombalardan kaçtığını görmediniz. Bize Güney Osetya’dan gelen Gürcü mültecileri göstermiyorlar… Aramızdaki savaş, bu yüzden bilgi yerine – nefrettir!” İzvestiya Başlık: Cevapsız Kalan Sorular Spot: İzvestiya’nin yazarı, İrina Petrovskaya, Güney Osetya’daki olaylar üzerinde televizyon tepkisi hakkında Tarih: 15, 16, 17 Ağustos 2008 Haberin Menşei: Gazetenin kendi yazarı, İrina Petrovskaya Haberin Türü: Enformasyon savaşı Haberin Tekniği: Köşe yazı, yorum Haberin Kategorisi: Enformasyon savaşı 137 Fotoğraf Kullanımı: yok Ara Başlık: yok Haberin Kaynağı: Rus medya mensupları Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Ulusal Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Yazar, savaş günlerinde Rus televizyon kanallarının verdiği haberleri inceliyor. “Kanallarının çoğu, o günlerde sunan haberlerinde aşırı çelişki niteliği taşıyorlardı. Bir kanal, Rus ordusu Tshinvali’yı tam kontrol altına aldığı haberini verirken, diğer kanal ise, Gürcü topçunun şehrini bombalamaya devam ettiğini iddia ediyordu”. TV kanallarında, Saakaşvili’nin üzerine psikolojik portre oluşturma gibi haberler, yazara göre gereksizdir. Gazetecileri ilgilendiren sorular bunlardır: “Neden Gürcistan savaşı başlattı? Rusya’nın diğer ülkenin toprağına müdahale etmes hakkı var mıydı? Rusya Gori’yi bombaladı mı? Rusya’nın Gori’ye girmek için hakkı var mıydı?.. Bu sorulura hiçbir yayın cevap vermedi bana” Değerlendirme KP gazetesinin 16.08.2008 tarihli makalesinde, Amerikan Fox News TV kanalında skandal çıkartan yayının parçası yer almaktadır. Ama makalede, Amerikan Fox News TV’de yayınlanan orijinal video değil, Rus kanalında “Haberler” isimli televizyon yayınında montaj edilen video verilmektedir. Videoyu Rusça’ya çevirirken, kızın söylediklerine, sunucuya ait gibi gösteren, ama gerçekte olmayan, yüksek sesli öksürlük ve diğer küçük değişiklikler eklenmiş. Böylece, gazetede, Rusya’ya karşı Amerika tarafından enformasyon savaşı yürüttüğünden bahsedilmektedir. KP’nin 19.08.2008 tarihli makalesi, Gürcistan’ın Tiflis’e gitmiş özel muhabirinin röportajını teşkil etmektedir. Gazeteci, Gürcistan’da Rusya’ya karşı geniş televizyon enformasyon savaşı açtığını belirtmektedir. Gürcü halkı televizyona inanıp, Ruslar “işgalci” olarak benimsiyorlar. İzvestiya gazetesin yazarı, Rusya’nın TV yayınında Rus-Gürcü çatışmasını tek taraflı yansıttığını, birçok sorulara cevap vermediğini eleştirmektedir: “Savaş makul sorulara cevap vermeyince, insanın kafasında karışıklık doğuruyor”. Böylece, haberlerin 138 içeriğine göre, çatışan her taraf birbirine karşı enformasyon savaşı yürüttüğü açıklanmaktadır. Her iki çatışan taraf mesleki ve etik normlarını ihlal ederek, insanlara doğru haber vermemekte, gerçekliği gizlemektedir. 3.11. Güney Osetya ve Abhazya’nın Bağımsızlıklarının Tanınması, Tanınmasının Sonuçları Komsomolskaya Pravda Başlık: Tanımın Değeri Spot: Dün Rusya parlamentosu Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlığını tanıdı. Bu Rusya’ya pahalıya mal olabilir. Tarih: 26.08.2008 Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabirleri, Vladimir Vorsobin, Evgenii Belikov Haberin Türü: İç ve dış politika – güncel Haberin Tekniği: Basit haber Haberin Kategorisi: Güney Osetya’nın ve Abhazya’nın tanınması, tanınmasının sonuçları Fotoğraf Kullanımı: var. Alt yazı: Bu günü Güney Osetya Cumhurbaşkanı Kokoytı ve Abhazya Cumhurbaşkanı Bagapş 15 yıldır beklediler. Sonunda beklenen gün geldi… 139 Ara Başlık: Tanımadan sonra ne olacağı hakkında üç naif soru: 1) Abhazya ve Güney Osetya’nın tanınması neyi değiştirecek? 2) Rusya’ya bu ne için lazım? 3) Moskova bu kararını nasıl ödeyecek? Haberin Kaynağı: Abhazya Cumhurbaşkanı Sergey Bagapş, Güney Osetya Cumhurbaşkanı Eduard Kokoytı, Parlamentonun milletvekilleri Sergey Mironov, Boris Gryzlov, Dış İşlerı Bakanlığı Bilgi ve Basın Departmanın Başkan Yardımcısı İgor Lyapin-Frolov Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Metinde, Abhazya ve Güney Osetya’nın tanınmasından sonra olabilecek sonuçlarından bahsediliyor: “İsyancı cumhuriyetlerin tanınması Rus ordusunun ve Rus iş adamların yararına olacaktır. Birincisi, Gürcistan’ın NATO’ya girmesine engel olacak, Tshinvali ve Suhumi’de Rus askeri üslerini yerleştirme fırsatları doğacak. İkincisi, yatırımların güvenliği garanti altına alınacak”. Fakat, tanınması olumsuz sonuçlar da çıkarabilir: “Rusya gelecekte ekonomik olmasa da, politik izolasyon durumuna düşebilir”. Başlık: Natalya Naroçnitskaya: “Biz yararımıza davrandık” Spot: Dün, Rusya Cumhurbaşkanı, Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlığını tanıma kararı imzaladıktan sonra, KP hemen Demokrasi ve İşbirliği Rus Enstitüsü Paris Bölümü Başkanına – Natalya Naroçnitskaya’ya – üç güncel sorularla başvurdu Tarih: 27.08.2008 Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri, Dmitrii Steşin Haberin Türü: Dış politika Haberin Tekniği: Söyleşi Haberin Kategorisi: Güney Osetya’nın ve Abhazya’nın tanınması, tanınmasının sonuçları 140 Fotoğraf Kullanımı: var. Alt Yazı: Siyaset uzmanı Naroçnitskaya, Rusya’nın başka çaresi olmadığına emindir Ara Başlık: yok Haberin Kaynağı: Tarihçi Natalya Naroçnitskaya Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Tarihçi Rusya kararını destekliyor: “Biz çok doğru davrandık… Ruslar, tüm dünyaya piyon olmadığını, ciddi bir figür olduğunu ispatladı.. Eğer biz tepki vermeseydik, tüm Kafkasya yanardı. Ukrayna ve Gürcistan NATO’ya girerdi. Rusya dağılacaktı”. Rusya’nın cezalandırılma tehlikesi konusunda tarihcinin verdiği cevabı: Batı Rusya’ya göre, bize daha bağımlıdır ve Batı bunu çok iyi anlıyor. İzvestiya Başlık: Gürcistan’a bağlı olmadan Spot: Rusya, bağımsızlığını tanıyan cumhuriyetleri - Güney Osetya ve Abhazya’yı, kendi sorumluluğu altına aldı. Tarih: 27.08.2008 Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabirleri, Ekaterina Grigoryeva, Aleksandr Latyşev Haberin Türü: İç ve dış politika Haberin Tekniği: Basit haber Haberin Kategorisi: Güney Osetya’nın ve Abhazya’nın tanınması, tanınmasının sonuçları Fotoğraf Kullanımı: var. Alt yazı: Tshinvali için Salı Günü Bağımsızlık Günü oldu Ara Başlık: yok 141 Haberin Kaynağı: Rusya Cumhurbaşkanı Dmitrii Medvedev, Dış İşleri Bakanı Sergey Lavrov Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Metinde Rusya Cumhurbaşkanı Medvedev’in Güney Osetya ve Abhazya’yı tanıma kararı aldığı yer almaktadır. “Tabi, tanıma kararından sonra Rusya için olumsuz sonuçlar çıkacak: eleştiri, ceza tehditleri, toprak sorunları olan ülkelerin hoşnutsuzluğu, Çin’in mesela.. Ama Rusya son günlerde, karşı çıkan tehditleri hiçbir sonuca getirmeyeceğini kanıtladı. İzolyasyon anlamsızdır, çünkü kim kime daha gerekli, belli değil” Değerlendirme KP gazetesinin 26.08.2008 tarihli makalesinde Rus Parlametosunun Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlığını tanıdığı hakkında yazılmaktadır. Sonraki gün cumhuriyetlerin tanınma kararını Rusya Cumhurbaşkanı da imzaladı. Gazete, Güney Osetya ve Abhazya için bu tanımın önemini vurgulamaktadır: “Abhaz ve Osetlerin uzun yıllardır beklediği, Amerika ve Gürcüstan’ın korktuğu nihayet gerçekleşti”. KP gazetesinin 27.08.2008 tarihli makalesinde tarihçi Natalya Naroçnitskaya’nın yorumu yer almaktadır. Tarihçi, Rusya hükümetinin Güney Osetya ve Abhazya’yı tanıma kararını tamamen destekliyor. İzvestiya gazetesinde, Rusya bu kararı “kolayca almadığını”, ancak “insanlarını koruması için tek çare” olduğunu vurgulamaktadır. Böylece, iki yayın hükümeti bu soruda desteklemekte ve cumhuriyetleri tanıdığını mantıklı, tutarlı ve doğru karar olarak tanımlamaktadır. Hükümetin aldığı kararların desteklenmesi gazeteciliğin elit ve propaganda odaklı olduğunu ifade etmektedir. 3.12. Gürcistan’a ABD, Ukrayna ve NATO Blok Ülkelerinden Askeri Destek 142 Komsomolskaya Pravda Başlık: Savaşın en Kızgın Günlerinde Mişa Amerika’dan Uçak Göndermesini İstemişti Spot: yok Tarih: 22.08.2008 Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri, Vladimir Vorsobin Haberin Türü: Dış politika – güncel Haberin Tekniği: Basit haber Haberin Kategorisi: Gürcistan’a ABD, Ukrayna ve NATO Blok ülkelerinden asker desteği Fotoğraf Kullanımı: var. Alt yazı: Mihail Saakaşvili Rus tanklardan korktu Ara Başlık: yok Haberin Kaynağı: Gürcü Siyaset Uzmanı Ramaz Klimiaşvili Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: uluslararası Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Gürcü Siyasetçi, Ramaz Klimiaşvili, Gürcistan’daki Rusça yayınlanan “Tiflis Akşamı” gazetesine interview verdi. Siyasetçinin söylediklerine göre, Saakaşvili, ABD’ nin desteği olmadan, savaşı başlatmaya cesaret edemezdi. Başlık: Güney Osetya’da Ukrayna İzi Bırakılmış Mı? 143 Spot: Ukrayna’dan askeri uzmanlar, Gürcü Hava Savunmasını yönettiler Tarih: 10.09.2008 Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri, Evgenii Belikov Haberin Türü: Dış politika - güncel Haberin Tekniği: Basit haber Haberin Kategorisi: Gürcistan’a ABD, Ukrayna ve NATO blok ülkelerinden asker desteği Fotoğraf Kullanımı: Var. Alt yazı: Gürcü askerinin telefonununun videosunda – öldürülmüş Rus pilotu Ara Başlık: Yok Haberin Kaynağı: Moskova’daki Oset gençlik örgütünün aktivisti Alan Koçiev, Gürcistan tarafında savaşan askerler Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: İnternette şok edici, telefona çekilen video yayınlandı. Videoda, Ukraynca aksanla Rusça konuşan askerin ve Gürcüce konuşan askerlerin sesleri vardır. Onlar videoda, Gürcü Hava Savunması tarafından düşürülen uçağın öldürülmüş Rus pilotunun üzerinde arama yapıyorlar. Eğer bu video montaj değilse, o zaman bu görüntü Ukrayna’nın Gürcistan tarafında savaştığını ıspatlıyor. İzvestiya Başlık: Gürcistan Nasıl Savaşa Hazırlandı ve Onu Kim Silahlandırdı? Spot: yok Tarih: 08.08.2008 Haberin Menşei: Gazetenin kendi özel muhabiri, Yurii Snegirev Haberin Türü: Dış politika – çatışma 144 Haberin Tekniği: Basit haber Haberin Kategorisi: Gürcistan’a ABD, Ukrayna ve NATO Blok ülkelerinden asker desteği Fotoğraf Kullanımı: var. Alt yazı: Batılı silah şimdi sivilleri öldürüyor Ara Başlık: Yok Haberin Kaynağı: Belirtmemiş Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Gürcistan ordusunun askeri harekete nasıl hazırlandığı konusuna değinen gazete, Gürcü ordusunun eski SSCB ülkeleri arasında savaşa en hazır orduya sahip olduğunu, bu başarıyı da Batılı dostlarına yanı NATO ülkelerine borçlu olduğunu belirtti. Gürcistan'ın askeri harcamalarının son dört yıl içeresinde 30 kat arttığının ve yıllık 1 milyar dolara ulaştığının altını çizen İzvestiya, aralarında Türkiye, ABD, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, İsrail, Bosna Hersek, Sirbistan ve Ukrayna’nın Gürcistan’a karşılıksız askeri yardım yaptığını yazdı. Türkiye, Gürcistan’ın savunma harcamaları için 45 milyon dolar yardımda bulunmuş, ABD de 40.6 milyon dolar hibe etmiştir. Türkiye çok sayıda gelişmiş silah ve mühimmat sağladı: “100 araç, 50 adet PZRK tipi füze rampası, Kılıç 2 ve Doğan savaş gemileri, SkyWatcher hava erken uyarı sistemi, 80 adet MP5 otomatik silah, 1800 M72 el bombası, 10 milyon adet mermi, 160 MP5A3 silahı”; Çek Cumhuriyeti tarafından verilen silahlar: “10 adet L-159 Alca uçağı, 620 ton askeri malzeme”, Bulgaristan: “250 adet mini-tank roketi”. Böylece gazete, savaşın sorumluları ABD, NATO ülkeleri ve Ukrayna olduğunu iddia etmektedir. Başlık: Made in Odessa.. Spot: Rusya’ya Ukrayna menşeli Amerikan gizli teknikler düştü Tarih: 27.08.2008 Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri, Dmitrii Litovkin 145 Haberin Türü: Çatışma – güncel Haberin Tekniği: Basit haber Haberin Kategorisi: Gürcistan’a ABD, Ukrayna ve NATO Blok ülkelerinden asker desteği Fotoğraf Kullanımı: Var. Alt yazı: Gürcü askerler gizli Amerikan tekniğini bıraktılar Ara Başlık: Yok Haberin Kaynağı: Rusya Genelkurmayı Başkan Yardımcısı Anatolii Nagovitsyn Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Metinde, Rus ordusundan kaçan Gürcüler tarafından bırakılmış Amerikan gizli askeri tekniği hakkında yazılıyor. Bu gizli Amerikan tekniği (tanklar) Ukrayna Odessa’da üretiliyormuş. Değerlendirme KP gazetesinin 22.08.2008 tarihli makalesinde, savaşın tam kızgın günlerinde Saakaşvili’nin ABD’ye kaçma planından bahsedilmektedir. Bu haber, Gürcistan’daki Rus gazetesinde Gürcü siyasetçi tarafından yapılan açıklamadan sonra ortaya çıkmıştır. Gürcistan’da Saakaşvili yaptıklarından memnun olmayan insanlar çıkmaya başlamıştır: “resmi propaganda ülke içine darbe indirmiştir”. 10.09.2008 tarihli makalesinde, Ukrayna’nın Gürcistan’a asker yardım ettiğini kanıtlayan video hakkında yazılmaktadır. Bu iki haberin skandal içerikli olması, KP gazetesinin ciddi yayın olmadığını belirtmektedir. İzvestiya gazetesinin makalesinde, Gürcistan’a ABD, NATO ülkeleri ve Ukrayna askerinin yardım ettiği hakkında bahsedilmektedir. Gürcü ordusu, Rus birliklerden kaçarken, “sırf değerli donanımı bırakmamış, aslında ABD’nin savunma sistemini ortaya çıkarttı”. Ve şimdi Amerika, onu tüm dünyaya aşağılattığı için Gürcülere kızgın olmuştur. Rusya ise, “bu bizim savaş ganimetimiz” diyerek, bırakılmış silahı geri vermek istememiştir. İzvestiya, KP gazetesin aksine skandal içeren haberlere önem vermemektedir. Daha çok uzmanların yorumlarına odaklanmaktadır. Her iki yayın, 146 savaşın sorumluluğunda Gürcistanla aynı çizgide Amerika’yi, Türkiye’yi, Ukrayna’yı koymaktadır. Yani savaşta kimin suçlu olduğu sorusuna cevap bulmaya çalışıyor, bu da savaş gazeteciliği unsurlarından biridir. SONUÇ Çalışmanın ilk bölümünde Rusya basınının tarihi incelenmekte ve Gürcistan basını hakkında bilgi verilmektedir. Rus basınının tarihi ХVIII yüzyılda “Vedomosti” isimli gazeteyle başlamaktadır. İlk başlarda gazeteler hükümdarın izlediği politikanın ve yeniliklerin özünü açıklamak için görev yapmıştır. Sonra Rus basınında edebi-eleştirel dergiler yaygınlık kazanmıştır. Bu dergilerde, Belinskii, Dobrolübov gibi Rusya’nın ünlü edebi eleştirmenlerinin yazıları yayınlamıştır. Sovyet döneminde basın komünizmin yürütücüsü idi. Post Sovyet döneminde Rus gazeteciliğinde önemli değişiklikler olmuştur: monoton parti yayınları yerine kaliteli ve kitlesel, devlet bütçesi tarafından ödenekli, iktidar görüşünü yansıtan resmi yayınlar (“Rossiysskaya Gazeta”, “İzvestiya”) ve mevcut rejimi eleştiren özel yayınlar (“Moskovskii Komsomolec”, “Nezavisimaya Gazeta”) çıkmaya başlamıştır. Bugün Rusya’da 65 596 yazılı yayın kayıtlıdır. Gürcistan basınına bakarsak, basın arasında hükümete muhalif olan pek çok gazeteler olmasına rağmen, (örneğin, “Alia”, “Kronik”, “Rezonansı”, “Georgian Times”, “Ahali Taoba”), “Freedom House” örgütü tarafından dünya basın özgülüğü ile ilgili yapılan araştırmaya göre Gürcistan “kısmen özgür” statüsünde olarak belirtilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümde 2008 yılındaki Rus-Gürcü “Ağustos Savaşı” incelenmektedir. Rus-Gürcü ilişkilerinin tarihi, Gürcistan’ın etnik sorunları, “Ağustos Savaşının” nedenleri, savaşın kroniği, sonuçları hakkında bilgi verilmektedir. RusGürcü ilişkileri tarihsel açısından Georgiyevsk Antlaşmasından (1789) 2008 yılındaki “Ağustos Savaşına” kadar incelenmektedir. “Ağustos Savaşına” götüren unsurlar Rusya ve Gürcistan bakımından verilmektedir. Rusya bakımından savaş noktasına getiren en önemli unsurlar arasında NATO gelişmesi, Gürcistan’da artan ABD asker varlığı ve Kosova’nın bağımsızlığı; Gürcistan bakımından ise: NATO üyeliğin gecikmesi, iç siyasi dengeler, Gürcü askeri varlığı ve ABD desteği bulunmaktadır. Savaş kroniği 147 günlük şeklinde sunulmaktadır. 7 Ağustos akşamı Gürcistan yer ve hava birliklerinin Güney Osetya’nın başkenti Tskhinvali’ye yaptığı geniş kapsamlı saldırısıyla RusyaGürcistan “Ağustos Savaşı” başlamıştır. 7-16 Ağustos 2008 tarihleri arasında yaşanan çatışmalara Güney Osetya ve Rusya’nın yanında Abhazyalılar da katılmış, Rusya’nın kara, deniz ve hava güçleriyle Gürcistan’ın önemli şehir ve limanlarını bombalaması üzerine Gürcistan Abhazya ve Güney Osetya’dan bütün güçlerini geri çekmiştir. Avrupa Birliği dönem başkanı Fransa’nın arabuluculuğunda sunulan Sarkozy Planı’nın 16 Ağustos’ta imzalanmasıyla savaş sona ermiştir. Savaş sonrasında Gürcistan’ın BDT’den ayrılacağını açıklaması üzerine, Rusya 26 Ağustos 2008’de Güney Osetya ve Abhazya’yı bağımsız devletler olarak tanımıştır. 2008 “Ağustos Savaşı” – Rusya ve ABD’nin Kafkasya bölgesinde nüfuz sahası için mücadelesidir. Bu savaşı Rusya kazanmıştır, ama Rusya ve Amerika arasında mücadele eski Sovyet Birliği ülkelerinde devam etmektedir. Çalışmanın üçüncü bölümünde ise Rusya’nın ana yayın medyasının savaş haberleri incelenmiştir. Ana yayın medyasını temsil eden Komsomolskaya Pravda (KP) ve İzvestiya gazetelerinin üç aylık haberleri (Temmuz 2008 – Eylül 2008) analiz edilmiştir. Çalışmada, medyada savaş haberlerinin nasıl çerçevelendiği ve medyada savaşın hangi yönlerinin ön plana çıkartıldığı soruları üzerinde durulmuştur. Bu soruları yanıtlamak için Van Dijk’in söylem çözümlemesi yapılmıştır. “Savaş haberleri propaganda içerikli, gazetelerde şiddet ve elit odaklı bir dil kullanılıyor, sunulan haberler mesleki ve etik normlarına uygun değil, gerçeklerin gizlenmesi karşımıza çıkıyor” varsayımının doğruluğunu sınamaktadır. Analiz edebilmek için incelediğim haberleri temalara bölmeye karar verdim: “Tarafların (Gürcistan, Güney Osetya, Rusya) Savaşa Hazırlıkları ile İlgili Haberler”, “Savaşın Başlaması, Gürcistan’ın Güney Osetya’ya Saldırısı”, “Osetler Soykırımı, Mülteci Sorunu”, “Rusya’nın Barıştırıcı Misyonu”, “Ağustos Savaşı”nın Başlama Nedenleri”, “Saakaşvili Portresi”, “Savaşın Bitmesi, Rusya İçin Sonuçlar”, “Enformasyon Savaşı”, “Güney Osetya ve Abhazya’nın Bağımsızlıklarının Tanınması, Tanınmasının Sonuçları”; “Gürcistan’a ABD, NATO Ülkelerinden ve Ukrayna’dan Askeri Destek”. Tablo 2. İncelenen Kategorilere Göre Haberlerin Sayıları 148 Komsomolskaya Pravda (KP) İzvestiya Tarafların (Gürcistan, Güney Osetya, Rusya) Savaşa Hazırlıkları ile İlgili Haberler 8 5 Savaşın Başlaması, Gürcistan’ın Güney Osetya’ya Saldırısı 3 2 Osetler Soykırımı, Mülteci Sorunu 4 10 Mültecilere Yardım 3 8 Rusya’nın Barıştırıcı Misyonu 2 2 “Ağustos Savaşı”nın Başlama Nedenleri 2 6 Saakaşvili Portresi 4 3 Savaşın Bitmesi, Rusya İçin Sonuçlar 7 19 Enformasyon Savaşı 6 8 Güney Osetya ve Abhazya’nın Bağımsızlıklarının Tanınması, Tanınmasının Sonuçları 10 16 Gürcistan’a ABD, Ukrayna ve NATO Blok Ülkelerinden Askeri Destek 3 6 İncelenen kategorilere göre gazetelerin en çok önem verdikleri haber – Savaşın bitmesi, Rusya için sonuçları. Gazetelerde savaş bitmesi, Rusya için sonuçları konuyla ilgili politikacılarının, uzmanların yorumlarıyla verilmektedir. Söylem analizinin sonuçlarına 149 göre, “Ağustos Savaşı” hakkında İzvestiya gazetesi, KP gazetesinden daha çok yazmaktadır. KP eğlenceli yayın olup, daha çok skandal, sansasyon içeren haberleri sunmaktadır. KP’de yayınlanan haberler arasında Saakaşvili’nin portresi, Gürcistan Cumhurbaşkanının özel hayatının ayrıntıları, ayrıca, kahinlerden kim Kafkasya’da savaşı önceden kestirdiği gibi haberler yer almaktadır. Ancak, KP gazetesinin tabloid gazete olmasına rağmen, gazetede güncel sorulara, savaştan sonra iki milletler – Ruslar ve Gürcülüler - nasıl birbiriyle ilişki kuracağıyla ilgili sorulara cevap bulmaya çalışmaktadır. 11.09.2008 tarihli “Devletler kavga ederken, insanlara ne oluyor?” adlı makalesinde (yazarı Galina Sapozhnikova) Gürcülerin Ruslar ile pek çok ortak yanı olduğunu yazıyor, örneğin, 9 Mayıs Zafer Bayramı Kutlaması. İzvestiya gazetesi KP gazetesine nazaran ciddi yönelimli yayındır. Gazetenin her sayısında uzmanların yorumları bulunmaktadır. Gazete, “Ağustos Savaş” ile ilgili, özellikle Rusya’yı bu savaştan sonra neler bekleyecek gibi sorulara önem vermektedir. Bu soruya gazetenin tüm makaleleri, yorumları aynı cevabı vermekte: Rusya her şeyi doğru yaptı, Rusya’yı herhangi yaptırım (örneğin, Dünya Ticaret Örgütü’ne girişinin yasaklanması, “G-8”den atılması) tehdit edemez. Makaleler vatansever niteliği taşımakta: Rusya, büyük bir devlet olup, kendi vatandaşlarının haklarını koruyabilmiş, kendi itibarını saklamayı başarabilmiştir. Böylece, gazete, okurların moralini güçlendirmeye, kendi ülkesi için gurur duygusunu yükseltemeyi amaçlanmaktadır. Bu egemen güçler yöneten medya propagandası yöntemidir. Ayrıca, İzvestiya gazetesinde Güney Osetya ve Abhazya cumhuriyetlerini tanıma konusuna ilişkin haberler de az yer almamıştır. Makalelerin içeriğine göre, Rusya cumhuriyetlerini tanıyarak doğruyu yaptığını ve bu kararı “kolayca almadığını”, ancak “insanların koruması için tek çare” olduğunu belirtmektedir. İzvestiya gazetesi KP gazetesinin aksine Güney Osetya’da savaş yüzünden mağdur kalanlara, mülteciler konusuna daha çok önem vermektedir. Mülteciler konusuyla ilgili makalelerde, mültecilerin Gürcü ordusundan neler çektiğini anlatan hikâyeler bulunmaktadır. Her iki yayın – KP ve İzvestiya – Tshinvali’deki Gürcü ordusunun eylemlerini “soykırım” olarak tanımlamakta: “Tshinvali şimdi Hatyn gibi oldu, hatta daha kötüsüdür. Bu faşizmdir”. Böylece, karşı taraf için “düşman”, “katil”, “faşist” imajı oluşturmaktadır. Tarafların “caniler” ve “kurbanlar” şeklinde ayırması çözümün canileri cezalandırmak gerektiğini ima etmektedir. Ama her iki 150 yayın, Gürcü halkını değil, Gürcistan Cumhurbaşkanı Saakaşvili’yi savaşı başlatmasıyla suçlamaktadır. Saakaşvili, gazetelerde “kaprisli kukla”, “küçük Hitler” (KP), “yaşlılar ve çocukların katili” olarak gösterilmektedir. Gazetelere göre, enformasyon ablukasında kalmış Gürcü halkı Saakaşvili tarafından hipnotize edilmiş, anti-Rus propagandası etkili olup insanların kafalarını çok karıştırmıştır. Gürcüler, kendi Cumhurbaşkanıyla kandırılmış, ama gelecekte mutlaka adaleti isteyecek halk olarak tanımlamaktadır. Ayrıca, İzvestiya gazetesi “Ağustos Savaşının” başlamasının nedenlerini açıklayan hipotezi sunmaktadır (“Saakaşvili, Amerikan’ın İran’a darbe planını suya düşürdü” (22, 23, 24 Ağustos 2008). Bu hipoteze göre, ABD İran’a darbe planlamıştı ve bu darbeyi Gürcistan toprağından indirecekti. Saakaşvili, NATO’ya gireceği umuduyla Amerika’ya kendi toprağını kiraya verip, Güney Osetya sorununu çözmeye karar vermiş, ama Rusya’nın o kadar hızlı ve etkin tepki vereceğine hazır olmamıştı. Böylece, ABD’nin İran’a planladığı darbe ertelendi. Gazetenin hipotezi okurlar arasında tepki görmüş ve gazete birkaç kez daha bu konuya başvurmuştur (“Kim, nereden ve ne zaman İran’a vuracak?” (27.08.2008), “Kim ve nereden İran’a vurabilir?” (28.08.2008). Enformasyon savaşı konusuna gelince sadece İzvestiya gazetesinde Rusya medyasını eleştiren bir tane makale vardır. İzvestiya gazetesinin yazarı İrina Petrovskaya, Rusya TV yayında Rus-Gürcü çatışmanın tek taraflı yansıtıldığını, birçok sorulara cevap verilmediğini eleştirmektedir: “Savaş makul sorulara cevap vermeyince, insanın kafasında karışıklık doğuruyor”. Gazetelerde bu konuyla ilişkin başka yazılarda Gürcistan ve Batı medyasının savaşı tek taraflı (Gürcistan yanı) yansıttığına dair eleştiri bulunmaktadır. Böylece, her yayının, hükümete yanlı olduğunu, Rusya Cumhurbaşkanı Medvedev ve Başbakan Putin’in eylemlerine destek verdiğini söyleyebiliriz. Bu da savaş gazeteciliğinin elit ve propaganda odaklı olduğunu belirtmektedir. KP ve İzvetiya gazetelerinin “Ağustos Savaşı” haberlerine göre savaşın böyle bir imajı oluşmakta: Gürcistan, Güney Osetya’ya saldırdı, Osetlere “soykırımı” yaptı, Rusya ise kendi vatandaşlarını korumak amacıyla Gürcistan’ı “barışa zorladı”. Yani Rusya’nın eylemleri meşru karakter taşımaktadır. Gürcistan’ın Güney Osetya’ya saldırmasının nedeni, toprak bütünlüğü sorununu çözümlemesidir. Ancak bu sorunu çözüldükten sonra Gürcistan NATO’ya girebilecekti. Gürcistan’a ABD, Türkiye, Ukrayna ve diğer NATO Blok ülkeleri askeri yardım ettiler. Rusya bu savaşı kazandı. Güney Osetya ve Abhazya’nın tanınması mantıklı ve doğru karardır. Batı’dan gelen tehditler Rusya için 151 korkunç değil, Batının kendisi Rusya’nın enerji kaynaklarından bağımlıdır. Gazetelerle oluşturan imaj – Rusya bu savaşı istemedi, sadece kendi vatandaşlarını korumaya çalıştı – yayınların hükümetin resmi açıklamasının yanlısı olduğunu ifade etmektedir. Yani KP ve İzvestiya gazeteleri resmi görüşü temsil etmektedir. “Ağustos Savaşı” haberleri resimler de içermekte, bunlar: Tshinvali’de yıkım resimleri, mülteciler, askerler, politikacıların (Medvedev, Putin, Saakaşvili, Lavrov, Kokoytı, Bagapş) resimleri. Savaş teması, genellikle Tshinvali’de yıkım resimleri, mülteciler, askerler, Saakaşvili resimleri, gazetelerin bazı sayılarında ön sayfada yer almaktadır. Saakaşvili resimlerine gazetelerde özel önem verilmekte, Gürcistan Cumhurbaşkanının birkaç tane resmi üzerine onun psikolojik portresi düzenlenmektedir. Saakaşvili’nin dengesiz birisi olduğunu doğrulamak için gazetelerde Cumhurbaşkanının Rus helikopterden kaçtığı, kendi kravatını yediği resimleri sunulmaktadır. Ayrıca, gazetelerde, Güney Osetya çocukları savaşı yaşarken, Saakaşvili’nin çocukları Kırım’da tatil ettiği haberleri bulunmaktadır (“Kendi çocuklarını götürdü ve başkalarına vurma emri verdi” 15.08.2008, KP). Böylece, “Biz” ve “Onlar” ayrımı yapılmaktadır. “Biz” ve “Onlar” ayrımını propaganda gazeteciliği yapar, bir tarafın sesi olur. “Onları” yani ötekini insan değilmiş gibi göstermesi, silah kullanmaktan daha tehlikelidir. “Ağustos Savaşı” haberleri genelde sadece bir tarafın (Güney Osetya, Rusya) acılarına, korkularına ve üzüntülerine odaklıdır. Gazetelerde, Rusya’nın Gürcistan’ın Gori şehrine girmesi hakkında az bilgi verilmesi, mesleki ve etik normlarını ihlal ettiğinin işaretidir. İzvestiya gazetesinde Rus birliklerinin Gori’ye girme sebebi Gürcüleri çapulculardan koruması olarak açıklanmaktadır. KP gazetesinin “Kim ve ne için “Gürcü şehirleri bombaladı” (13.08.2008) makalesinde gazeteci Viktor Baranets yazıyor: Rus ordusunca bombalanan tüm şehirler (Vaziani, Poti, Honi, Gori, Senaki) “siviller için yerleşim yeri, ama askerler için stratejik hedeftir ve askerlik taktiğin ve stratejisinin kurallarına göre ilk sırada imha edilmelidir. Bu her savaşın temelidir”. Her iki yayının egemenlerin – Cumhurbaşkanının, Başbakanın, bakanların - savaşla ilgili açıklamalarını vermesi, gazetelerin hükümetin sözccüsü olduğunu gözler önüne sermektedir. Gazetelerde bulunan yorumlar aynı zamanda mevcut rejimi destekleyen uzmanlara, politikacılara aittir (Sergey Markov, Aleksandr Dugin, Sergey Dorenko, 152 Natalya Naroçnitskaya). Uzmanlar, “Ağustos Savaşını” yorumlarken Rusya hükümetini eleştirmemekte, hükümetin eylemlerine destek vermektedir. Böylece, yayınların egemen söylemler içerdiği ve meşrulaştırdığı, şiddet, propaganda ve elit odaklı bir dil kullandığı, mesleki ve elit normlarını ihlal ettiği varsayımımız doğrulanmıştır. Söylem analizinin sonuçlarına göre, KP ve İzvestiya’daki haberler savaş/şiddet, propaganda ve elit odaklı olduğu ve haber dilinin barış gazeteciliği içermediği görülmektedir. Medyanın “Ağustos Savaşıyla” ilgili haberleri verirken eleştirel görüşleri dışladığını, gerçekleri gizlediğini ve Rusya’nın Gürcistan’ı “barışa zorlamasının” haklı gerekçelerini ürettiğini söylemek mümkündür. Böylece, KP ve İzvestiya gazeteler egemenleri propaganda eden yayınlardır. Tablo 3. İncelenen Kategorilere Göre Haberler Komsomolskaya Pravda (KP) İzvestiya Tarafların (Gürcistan, Güney Osetya, Rusya) Savaşa Hazırlıkları ile İlgili Haberler 1) Güney Osetya genel seferberlik Rusya vatandaşlarını koruyacak ilan etti (05.07.2008) (14.08.2008) 2) Gürcüler siperler kazıyorlar (15.07.2008) Ne için Saakaşvili’ye yeni askerler? (16.07.2008) 3) Osetler ateşin açmasını istiyorlar (16.07.2008) “Eğer yarın savaşsa. Biz kendimizi koruyacağız!” (04.08.2008) 4) Gürcistan “Yanıt-2008” hazırlıyor (16.07.2008) Gürcü sniperler Oset çocukları tüfekle vuruyorlar (06.08.2008) 5) “Eğer savaş başlayacaksa, buradan başlayacak” (19.07.2008) Tshinvali’ye gönüllüler Moskova’dan bile geliyorlar (07.08.2008) 6) Kafkasya’da savaş başlamasına çeyrek mi kalıyor? (4.08.2008) 7) Güney Osetya’yı savaş için hazırlıyorlar mı? (5.08.2008) 8) Gönüllü askerler Tshinvali’ye geliyorlar (8.08.2008) Toplam: 8 Toplam: 5 Savaşın Başlaması, Gürcistan’ın Güney Osetya’ya Saldırısı 153 1) Barışa Zorlama (11.08.2008) Katılmazsa, yok etmek (8, 9, 10 Ağustos 2008) Bizim tanklarımız çelik akışıyla geliyorlardı (11.08.2008) 2) Ben bu savaşta sadece 24 saat oldum (22.08.2008) 3) Barış güçleri korkutuyorlardı: burada tırpan atacağız! (23.08.2008) Toplam: 3 Toplam: 2 Osetler Soykırımı, Mülteci Sorunu 1) Dmitrii Medvedev: “Suçlular cezalandırılacaklar” (11.08.2008) Mülteci Zamira Aristaeva: “Tshinvali şimdi Hatyn gibi. Hatta daha da kötüsüdür” (11.08.2008) 2) Savaş durdu. Ama tanklar akın akın Vladimir Putin: “Bu Osetlerin soykırımı” geliyorlar (13.08.2008) (11.08.2008) 3) Güney Osetya’da kaç insan ölmüş? “Sinizmin boyutu şaşırtıyor..” (16.08.2008) (12.08.2008) 4) Avrupa Konseyi Parlamenterler Tanklar doğru evlere vurdular Meclisi Gürcistan’ın Güney (13.08.2008) Osetya’da etnik temizleme yaptığını itiraf etmiştir (27.09.2008) Cehennemden kurtaranlar (15.08.2008) “Bu suikast idi” (18.08.2008) Çocuklar ve yaralananları nişana aldılar (18.08.2008) “Sarhoş askeri “Hadi, evi yıkalım. Yavaş yavaş gebersinler” dedi” (19.08.2008) “Saakaşvili Hitler’den daha kötü!” (12.08.2008) Toplam: 4 Toplam: 10 Mültecilere Yardım 1) Başkortostan Güney Osetya kurbanlarına yardım gönderiyor (13.08.2008) Çocuklar 2) Başkortostan Osetya mültecilerin basitleştirilmiş sistemiyle kabul etmeye hazırdır (15.08.2008) 3) Başkortostan Güney Osetya’ya ilk insani yardımı gönderdi (15.08.2008) Başkortostan Güney Osetya’ya ilk insani yardımı gönderdi (13.08.2008) Moskova’da barınacaklar (11.08.2008) Güney Osetya yardımı bütçeye uygun geldi (14.08.2008) Gürcüler Mağdur Kalan Osetlere Para ve Eşya Getiriyorlar (14.08.2008) Güney Osetya emeklerine daha çok ödeyecekler (15.08.2008) 154 Toplam: 3 Yardım eli Kafkasya’ya kadar uzandı (15.08.2008) Yeni Tshinvali için (21.08.2008) Sıkışık olsa da, belada değil (01.09.2008) Toplam: 8 Rusya’nın Barıştırıcı Misyonu 1) Vladimir Putin: “Rusya kendi Neden Osetya’ya Rus Ordusu Girdi? barıştırıcı misyonu sonuna kadar (11.08.2008) ulaştıracak” (12.08.2008) 2) “Saldırgan cezalandırıldı!” (13.08.2008) Toplam: 2 Rusya Cumhurbaşkanı Medvedev: “Saldırgan cezalandırılmış ve büyük ziyata uğramış” (13.08.2008) Toplam: 2 “Ağustos Savaşı”nın Başlama Nedenleri 1) Kafkasya’daki savaş hakkında sekiz tane naif sorular (12.08.2008) 2) Tarih Doktoru Natalya Naroçnitskaya: “Gürcistan, Abhazya ve Güney Osetya’sız Batı’da kimseye lazım değil” (13.08.2008) Toplam: 2 Can kaybıyla gambit (11.08.2008) Saakaşvili, Amerikan’ın İran’a darbe planını suya düşürdü (22, 23, 24 Ağustos 2008) Kim, nereden ve ne zaman İran’a vuracak? (27.08.2008) Kim ve nereden İran’a vurabilir? (28.08.2008) Saakaşvili’yi desteklerken ABD Avrupa’yı kaybediyor (8.09.2008) Neden Tshinvali’yi yazın hücum ettiler? (08.09.2008) Toplam: 6 Saakaşvili Portresi 1) Saakaşvili’yi çocukluğundan beri gücendiriyorlar (14-21 Ağustos 2008) 2) Kaprisli kukla yoksa küçük Führer? (14-21 Ağustos 2008) 3) Gürcistan Cumhurbaşkanının oğullarını Yuşenko yazlığında sakladı (15.08.2008) 4) Saakaşvili kendi kravatını yemiş Mihail Saakaşvili: Savaşa Uzun Yol (11.08.2008) Yaşlılar ve çocukların çıldırmış katili hayatı çok seviyor. Kendi hayatını (13.08.2008) “Nasıl böyle üstün kültür sahibi olan ülkede, Saakaşvili Cumhurbaşkanı oldu?” (14.08.2008) 155 (18.08.2008) Toplam: 4 1) 2) 3) 4) 5) Toplam: 3 Savaşın Bitmesi, Rusya İçin Sonuçlar Kafkasya’da savaş ABD isteğiyle Zaferden Sonra Neler Olacak? başlandı mı? (14-21 Ağustos 2008) (13.08.2008) “Soğuk savaş” gerilim filmi Kafkasya’da savaş daha ileride (15.08.2008) (14.08.2008) Sergey Dorenko: “Gürcistan bize Zaferden Sonra Rusya’yı Gelecekte Neler hediyelik poşetinde verilecek” Bekliyor? (15.08.2008) (01.09.2008) Kafkasya savaşının sonuçları Altı tane ilkiler ve üç tane soru hakkında 6 tane naif sorular (4-11 (18.08.2008) Eylül 2008) Rusya dizlerinden kalktı. Sonra Bizi korkutuyorlar. Biz korkuyor muyuz? nereye gidecek? (4-11 Eylül 2008) (19.08.2008) 6) “Amerika sakinleşmez. Bizim buna hazır olmamız lazım” (9.09.2008) 7) BM Rusya Temsilcisi Vitali Çurkin: “Bizi kimse izole edemez!”; Toplam: 7 “Eğer kimlerin hayalleri vardıysa, onlarla vazgeçmek zorunda kaldı” (19.08.2008) Tüm tehditler – “frostbitten” (19.08.2008) Savaş ve barış (20.08.2008) Rusya döndü (25.08.2008) NATO’ya ihtiyacımız yok (26.08.2008) Rusya döndü (devamı) (26.08.2008) Rusya Batı’yı nelerden izole edebilir? (26.08.2008) Gürcistan’ın Rusya’ya karşı muzaffer olmayan savaşının başlaması ve bitmesi ilgili düşünceler (28.08.2008) Rusya 33 milyar insanı besleyecek (29.08.2008) Başbakan Putin: “Kimseyi korkutmaya gerek yok. Hiç de korkunç değil” Kafkasya’da savaş: Batı neyi anlamak istemiyor? Cumhurbaşkanı Medvedev: “Rusya için 8 Ağustos – bu adeta ABD için” 11 Eylül 2001 Başbakan: “Amerika ilişkileri bozdular – kendileri düzeltsinler” Galibin ahlaki avantajı Toplam: 19 156 Enformasyon Savaşı 1) Osetler ABD’de: “Saakaşvili – Savaş yaşanıyor…ideolojik savaşı saldırgan, ama bunu duymak (11.08.2008) istemiyorlar!” (16.08.2008) 2) Amanda Kokoev’unu internetten Yalanın bakanlığı (12.08.2008) kovuyorlar mu? (18.08.2008) 3) Saakaşvili Rusya’yı nasıl nefret Biz gösteriş için savaşmıyoruz (13.08.2008) ettiriyor? (19.08.2008) 4) KP’nin gazetecisi Olga İvanova: “Eğer basın özgürlüğü böyle ise, o zaman artık ona inanmak istemiyorum” (19.08.2008) 5) Gürcistan’da son Rus kanalını kapattılar (20.08.2008) 6) “Gürcülere Rusya’nın saldırgan olduğunu telkin ettiler. Onlar inanıyorlar!” (20.08.2008) Cevapsız Kalan Sorular (15.08.2008) Enformasyon savaşları: kazanmayı öğrenmek (18.08.2008) Batı’da Georgiev’in konserini nasıl yansıttılar? (25.08.2008) Tshinvali’den fotolara yer almamışlar(28.08.2008) “Büyük Georgia” ne yaşıyor? (12, 13, 14 Eylül) Toplam: 6 Toplam: 8 Güney Osetya ve Abhazya’nın Bağımsızlıklarının Tanınması, Tanınmasının Sonuçları 1) Güney Osetya’yı aldık. Şimdi Güney Osetya ve Abhazya’nın statüsünü Onunla ne yapacağız? (23.08.2008) yasa ve BM belirtecek (15, 16, 17 Ağustos 2008) 2) Tanımın değeri (26.08.2008) Neden bizim Abhazya ve Güney Osetya’yi bugün tanımamız lazım? 3) Karar alınmış. Rusya Kafkasya’dan Kendi ayrılma hakkı (26.08.2008) gitmiyor (27.08.2008) 4) Natalya Naroçnitskaya: “Biz Abhazya ve Güney Osetya’nın örneği kimi yararımıza davrandık” esinlendirebilir? (26.08.2008) (27.08.2008) 5) Batı Moskova için baskı bulmaya Gürcistan’a bağlı olmadan (27.08.2008) çalışıyor (27.08.2008) 6) Rusya dünya haritasında yeni iki Rusya Cumhurbaşkanı: “Bu kolay bir ülke işaretledi. Sonrası nedir? seçim değildi, ama bu insanların (28.08.2008) korunması için tek çaredir” (27.08.2008) 7) Suhumi ve Tshivali’nin açık Ne için bana Güney Osetya? (28.08.2008) tanınması Cuma’ya ertelendi (03.09.2008) 8) Daniel Ortega Güney Osetya ve Sözsüz destekleme (29.08.2008) Abhazya’nın bağımsızlığını 157 destekledi (05.09.2008) 9) Moskova Suhumu ve Tshinvali ile ilişkileri yasallaştıracak (09.09.2008) 10) Eduard Kokoytı: “Ben çift dipsizim” (29.09.2008) Abhazya ve Güney Osetya’yı sessiz mi tanıyacaklar? (03.09.2008) Toplar daha ateş edecekler. Ama kışın (04.09.2008) Güney Osetya ve Abhazya: Nikaragua onları tanıdı, Burkina-Faso BM’e çağırdı (5, 6, 7 Eylül 2008) Suhumi ve Tshinvali Managua’dan görünüyor (05.09.2008) Cepheleşme – bizim seçimimiz değildir (08.09.2008) Başbakan Putin: “Bu küstahlığın son perdesidir” (12, 13, 14 Eylül 2008) ABD önleyici darbe indirdi. Vizeli (17.09.2008) Tarihçi Natalya Naroçnitskaya: “Bizim için en tehlikeli değişiklikler Baltık ve Karadeniz’dedir” (22.09.2008) Toplam: 10 Toplam: 16 Gürcistan’a ABD, Ukrayna ve NATO Blok Ülkelerinden Askeri Destek 1) Rus pilotu Amerikan Gürcistan Nasıl Savaşa Hazırlandı ve Onu öğretmenlerinin öğle yemeğini Kim Silahlandırdı? (08.08.2008) bozdu (14-21 Ağustos 2008) 2) Savaşın en Kızgın Günlerinde Mişa Gürcistan Neyle savaşıyor? (11.08.2008) Amerika’dan Uçak Göndermesini İstemişti (22.08.2008) 3) Güney Osetya’da Ukrayna İzi Tiflis’te dostların derintisi (14.08.2008) Bırakılmış Mı? (10.09.2008) Made in Odessa… (27.08.2008) Saakaşvili’yi desteklerken, ABD Avrupa’yı kaybediyor (08.09.2008) Ukrayna, Rusya ile savaş için Gürcistan’ı silahlandırdı (10.09.2008) Toplam: 3 Toplam: 6 158 KAYNAKÇA Kitaplar: - Esin, B. Rus Gazeteciliğinin Tarihi (1703-1917). IV Baskı. Moskova: Flinta Nauka, 2009 (Есин Б., История Русской Журналистики (1703-1917), 4-е изд. Москва :Флинта: Наука, 2009). - Kuznetsov, İ. Ulusal Gazeteciliğin Tarihi (1917-2000). IV Baskı. Moskova: Flinta Nauka, 2008, (Кузнецов И., История Отечественной Журналистики (1917-2000), 4-е изд. Москва: Флинта Наука, 2008). - Yeni Rus Ansiklopedisi, Cilt 8(2), Moskova, İnfra-M, 2011. (Новая Российская Энциклопедия, Том 8(2), - М., Инфра-М, 2011). - Büyük Rus Ansiklopedisi, Cilt 10, Moskova, Büyük Rus Ansiklopedisi, 2008. (Большая Российская Энциклопедия, Том 10, Большая Российская Энциклопедия, - М., 2008) - Kaşıkçı, Nihat, Yılmaz, Hasan. Aras’tan Volga’ya Kafkaslar (ÜlkelerŞehirler-İz Bırakanlar). İkinci Baskı. TÜRKAR (Türk Metal Sendikası Araştırma Bürosu), Ağustos 2000 - Karabulut, Kerem, Yalçın, Alper. “Türkiye’nin Güney Kafkasya Ülkeleri ve İran İle Ekonomik – Siyasi İlişkileri”, 167-192, Bildiriler Kitabı, Uluslararası Kafkasya Kongresi 26 – 27 Nisan, Kocaeli, Temmuz 2012. - Mert, Okan. Türkiye’nin Kafkasya Politikası ve Gürcistan. 1.Baskı. İstanbul, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2004. - DEİK/Türk –Gürcü İş Konseyi. Gürcistan Ülke Bülteni 2012. 2012. - Özkan, Güner. “Gürcistan’da Yeni Yönetim, Etnik Ayrılıkçı Bölgeler Ve Güvenlik”, 211-243, Orta Asya Ve Kafkasya Güç Politikası. 1.Baskı. Ankara, USAK Yayınları, 2008. - Met Çinatiko, Yusuf İzzet. Kafkas Tarihi. 2.Baskı. Ankara, Kafdav Yayınları, 2009. - AKAK (A.Berger Editörlüğüyle Kafkasya Arkeoloji Komisyonu Tarafından Derlenen Tutanaklar). Cilt I, Tiflis, 1866. (AKAK (Акты, собранные Кавказской Археографической Комиссии. Под общ.ред. А.Д..Берже). Том I, Тифлис, 1866). 159 - Butkov, P. Kafkasya’nın Yeni Tarihi İçin Kaynaklar, 1722-1803 yy. II.Bölüm, Sankt Petersburg, 1869. (Бутков, П. Материалы для Новой Истории Кавказа, 1722-1803 гг. Часть Вторая, Санкт-Петербург, 1869). - Vaçnadze, M, Guruli, V, Bahtadze, M. Gürcistan’ın Tarihi (Eski Çağlardan Bugüne Kadar). Tiflis Devlet Üniversitesi, Tiflis, 1993. (Вачнадзе М., Гурули В., Вахтадзе М., История Грузии (с Древнейших Времен и до Наших Дней), Тбилисский Государственный Универститет, Тбилиси, 1993). - Gozalişvili, G. 1832 Yılındaki Komplo ve Rusya’da Liberal Hareketi. Cilt III, 1970. (Гозалишвили Г.К., Заговор 1832 года и Либеральное Движение в России, т. III, 1970). - Sürmeli, Serpil. Türk-Gürcü İlişkileri, (1918-1921). Ankara, Divan Yayıncılık, 2001. - Ağacan, Kamil. “Gürcistan: Çok Milletli Yapıda Devlet İnşa Sürecinin Öyküsü”, ss.57-104. Güney Kafkasya; Toprak Bütünlüğü, Jeopolitik Mücadeleler ve Enerji. Ankara, Berikan Yayınevi, 2011. - Cemili, Elnur. Güney Kafkasya Politikası. I. Baskı. İstanbul, İQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2007. - Karabayram, Fırat. Güney Kafkasya Jeopolitiğinde Rusya Gerçeği. 1.Baskı. İstanbul, İQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2011. - Kamer, Kasım. Soğuk Savaş Sonrası Kafkasya. Ankara, USAK Yayınları, 2009. - Kantarcı, Şenol. “Kafkasya’da Etnik Çatışmalar Ekseninde “Güney Osetya” Sorunu”, ss.229-285, Güney Kafkasya; Toprak Bütünlüğü, Jeopolitik Mücadeleler ve Enerji. Ankara, Berikan Yayınevi, 2011. - Oğan, Sinan. “Kafkasya’da Etnik Çatışmalar Ekseninde “Abhazya” Sorunu”, ss.193-228. Güney Kafkasya; Toprak Bütünlüğü, Jeopolitik Mücadeleler ve Enerji. Ankara, Berikan Yayınevi, 2011. - Cicioğlu, Filiz. “Abhazya Cumhuriyeti’nin Yasal Statüsünün Uluslararası Hukuk Açısından Değerlendirilmesi”, ss.448-455, Bildiriler Kitabı, Uluslararası Kafkasya Kongresi 26 – 27 Nisan, Kocaeli, Temmuz 2012. - Dugin, Aleksandr. Rus Jeopolitiği: Avrasyacı Yaklaşım. 5. Baskı. İstanbul, Küre Yayınları, 2005. - Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK), Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu, Ed. Laçiner, S, Özertem H. Ankara, 2008. 160 - Atan, Fatih. Güney Osetya Katliamı. İstanbul, Dönence Tarih Kitapları: 2, Ağustos, 2011. - Hatipoğlu, Filiz. “Avrupa Komşuluk Politikası’nın Güney Kafkasya Boyutu”, ss.19-30, Değişen Dünya Düzeninde Kafkasya. İstanbul, Kitabevi, 2005. - Çelikpala, Mitat. “Güney Kafkasya’da Yeni Jeopolitik Denge”, ss.289-312. Güney Kafkasya; Toprak Bütünlüğü, Jeopolitik Mücadeleler ve Enerji. Ankara, Berikan Yayınevi, 2011. - Rusya ve Gürcistan: Krizden Çıkış Yolları, Düzenleyen Georgi Hutsişvili ve Tina Gogeliani. Tiflis, Çatışma ve Müzakere Uluslar arası Merkezi (International Center of Conflict and Negotiation) 2010. (Россия и Грузия: Пути Выхода из Кризиса, Под ред. Георгия Хуцишвили и Тины Гогелиани. Тбилиси, Международный Центр по Конфликтам и Переговорам, 2010). - Rusya – Gürcistan İlişkileri: Gelişmenin Yeni Yolları Arayışı, Çalışma Kitabı, İ.Haindrava, A.Suşentsov, N.Silayev, Moskova, Uluslararası İlişkiler Rusya Konseyi (Russian International Affairs Council) ve Çatışma ve Müzakere Uluslar arası Merkezi (International Center of Conflict and Negotiation), 2014. (Российско-Грузинские Отношения: В Поисках Новых Путей Развития: Рабочая Тетрадь, И. Л. Хаиндрава, А. А. Сушенцов, Н. Ю. Силаев, Москва, Российский Совет по Международным Делам, Международный Центр по Конфликтам и Переговорам, 2014). - Rusya – Gürcistan: İlişkilerin Kilit Alanları, Düzenleyen Mamuka Areşidze ve Ivan Timofeev. Tiflis, Çatışma ve Müzakere Uluslar arası Merkezi (International Center of Conflict and Negotiation) ve Uluslar arası İlişkiler Rusya Konseyi (Russian International Affairs Council), 2014. (Россия – Грузия: Ключевые Направления Взаимоотношений, Под ред. М.Арешидзе и И.Тимофеева, Тбилиси, Международный Центр по Конфликтам и Переговорам и Российский Совет по Международным Делам, 2014). - Rusya – Gürcistan: Ekonomi Alanında Sorunlar ve Perspektifler. Düzenleyen Mamuka Areşidze ve Ivan Timofeev. Tiflis, Çatışma ve Müzakere Uluslar arası Merkezi (International Center of Conflict and Negotiation) ve Uluslar arası İlişkiler Rusya Konseyi (Russian International Affairs Council), 2014. (Россия – Грузия: Вызовы и Перспективы в Области Экономики, Под ред. М.Арешидзе и И.Тимофеева, Тбилиси, Международный Центр по Конфликтам и Переговорам и Российский Совет по Международным Делам, 2014). 161 - Arsan, Esra. “Çatışma ve Savaş Dönemlerinde Gazetecilik”, ss.119-132. Gazetecilik ve Habercilik, Sevda Alankuş (der) içinde. İstanbul, IPS İletişim Vakıf Yayınları, 2005. - Tokgöz, Oya. Temel Gazetecilik. 9. Baskı. Ankara, İmge Yayınları, 2012. - İnceoğlu, Yasemin, Çomak, Nebahat. Metin Çözümlemeler. Birinci Basım, İstanbul, Ayrıntı Yayınları, 2009. - Schalpp, Hermann. Gazeteciliğe Giriş, Mesleğe Yönelik Ders Kitabı, Çeviren: Işık Aygün. 5. Baskı. İstanbul, Vestfalya Eyaletler Yayımevi, 2002. Süreli Yayınlar - İzvestiya Gazetesi, Temmuz – Eylül 2008 Sayıları - Komsomolskaya Pravda Gazetesi, Temmuz – Eylül 2008 Sayıları - Rohlenko, D. “İlk Rus Basılı Gazete”, Bilim ve Hayat. №3, 2007, ss. 112-116. (Рохленко Д., “Первая Русская Печатная Газета”, Наука и Жизнь, 2007, №3, с. 112-116) - Kulakov, V. “Gürcü Çar Vahtang VI Astrahan’da: Rusya’nın Gizli Diplomasinin Tarihi”, Yeni Tarihi Belleteni. , № 20, 2009, ss.1-7. (Кулаков В.О., “Грузинский Царь Вахтанг VI в Астрахани: Страницы Истории Тайной Дипломатии России”, Новый Исторический Вестник. № 20, 2009, cc.1-7). - Tem Zkan, Abdullah. “Rusya ve Osmanlı Devleti’nin Kafkas-Ötesinde Nüfuz Mücadelesi”, Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi/Journal of Turkish World Studies. Cilt: VI, Sayı 2, İzmir, 2006, ss.447-462. - Çarpaz, Hayri. “Gürcistan’da Rus İdaresinin Yerleşmesi (1800-1850)”. USAK. Cilt 1, No: 1, 2006, ss.67-80. - Putkaradze, Şuşana. “Çveneburebis Kartuli”, 1998 (Muhacire Kartvelebi, çev. Fevzi Çelebi), Çveneburi Dergisi, 1998, Sayı:27. - Sönmez, A. Sait. “Putin Yönetimi’nin Güney Kafkasya Politikası”, ss.95-116, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. Cilt:15, Sayı 2, Erzurum, 2011. - Ağacan, Kamil. “Saakaşvili’nin Güney Osetya Operasyonu: Bir Hipotezin Testi”, TÜRKSAM, 2005. 162 - Yapıcı, Merve İrem. “Kafkasya’nın Sorunlu Bölgesi: Güney Osetya”, ss.71-104. USAK. Cilt:2, Sayı 3,2007. - Öztürk, Ahmet. “Rusya-Gürcistan Krizi: Yerel Bir Çatışma, Küresel Yansımalar”, ss.1-27, USAK, Cilt:4, Sayı 7, 2009. - Aslanlı, Araz. “Bölgesel ve Küresel Dengeler Açısından Abhazya Sorunu”, ss.116-136. Karadeniz Araştırmaları, Sayı 5 (Bahar 2005). - Bozkurt, Giray Saynur. “Gürcistan’daki etnik Çatışmalar Karşısında Türkiye ve Rusya’nın Tutumu”, ss.1-30. Karadeniz Araştırmaları, Sayı: 19, Güz 2008. - Kanbolat, Hasan. “Abhazya Örneğinde Kosova’nın Yansımaları”, ss.50-56. Stratejik Analiz, Nisan 2008. - Şir, Aslan Yavuz. “Savaş Sonrası Dönemde Gürcistan”. OrtaDoğu Analiz, Cilt.1, Sayı:1, Ocak, 2009. - İrakli Alasania ile Söyleşi. Turkish Policy Quarterly (TPQ) Dergisi, Sonbahar 2013. - Perinçek, Mehmet. “Rusya’nın KKTC’si Güney Osetya’da Savaş ve Sonuçları”, Teori, Eylül 2008. - Mikail, Elnur Hasan. “ABD’nin Kafkasya Politikası”, ss.87-95. Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi, Cilt 4, No 2, 2012. Güney Kafkasya Tezler - Abdullayev, Ramin. “Rusya’da Gençlere ve Çocuklara Yönelik Basın Hareketleri”. Yüksek Lisans Tezi. Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2002. - Parulava, Tamara. “Rusya’nın Gürcistan’a Askeri Müdahalesi – 2008 Ağustos Savaşı”. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2012. - Çelebioğlu, Tuğba. “1990 Sonrası Türkiye – Gürcistan İlişkileri”. Yüksek Lisans Tezi. Marmara Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul, 2005. İnternet Kaynakça - Çamur, Ali Ziya. Belinski ve Aydın Sorumluluğu. 2008. http://emeginsanati.blogcu.com/belinski-ve-aydin-sorumlulugu-ali-ziyacamur/3002421 (15.02.2008) 163 - Proletaryanın Sesi Pravda 102 http://halkinkurtulusu.net/?p=3218 (21.04.2014) - Gazeteciyi Kim Öğretecek? Media Guide. (Кто Научит Журналиста? Media Guide). www.mediaguide.ru/?p=news&id=44d2e8aa (04.08.2006) - Rus TV Gazeteciliğiyle Neler Oluyor. Lenta.Ru. (Что Происходит с Российской Тележурналистикой?) http://lenta.ru/conf/pivovarov/ (26.06.2009) - Mutlu, Merve Melek, Rusya ve Türkiye’nin Basın Özgürlüğü Konusunda Yaşadığı Kısıtlamalar http://www.yenidenergenekon.com/358-rusya-veturkiyenin-basin-ozgurlugu-konusunda-yasadigi-kisitlamalar/ (01.01.2014) - Doğanyiğit Seray Öney. Rus Yazılı Basın’ında Haber Alma ve Verme Anlayışı. Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi, Uluslararası Medya, https://www.academia.edu/1883856/RUSYADA_YAZILI_BASINDA_HABER_ALM A-VERME_ANLAYISI - Magazini Komsomolskaya Pravda’da Ara, Radikal, 2008, http://www.radikal.com.tr/yorum/magazini_komsomolskaya_pravdada_ara890599 (28.07.2008) - Komsomolskaya Pravda - Tarihi ve Gazetenin Şimdiki Hali”. (Комсомольская Правда – История и Нынешний День Газеты) http://ria.ru/spravka/20100524/236957896.html (24.05.2010) - Gerilemiş Yayın. Gazeta.Ru. (Печать Регресса) http://www.gazeta.ru/comments/2010/01/13_e_3311125.shtml (13.01.2010) - Gürcistan’ın nüfusun yarısından fazlası gazete okumuyor – anket. (Больше Половины Жителей Грузии не Читает Газет – Опрос). http://www.apsny.ge/2012/soc/1327540759.php (21.01.2012) - Boşa Çıkmış Umutlar. Georgia Times. (ПИК Несбывшихся Надежд), http://www.georgiatimes.info/articles/65675.html (12.10.2011) - Gürcistan’da Savaş Çıktı. 15 Mart 2010, http://haberciniz.biz/gurcistanda-savascikti-790323h.htm (15.03.2010) - Basın Özgürlüğü Endeksinde Gürcistan’ın Reytingi Düzeltilmiş. (Рейтинг Грузии в Индексе Свободы Прессы Улучшился). http://www.civil.ge/rus/article.php?id=25925 (02.05.2014) 164 Yaşında. 2014. - Gürcistan’daki Rus Yayınlar Çare Aramaktadır. (Русскоязычная Пресса Грузии Ищет Выход). http://www.newsgeorgia.ru/actual/20100605/213244634.html (05.06.2010) - Özbay, Fatih. Tarihsel Süreç İçerisinde Güney Osetya Sorunu. 2008. http://www.bilgesam.org/incele/999/-tarihsel-surec-icerisinde-guney-osetyasorunu/ (25.06.2008) - Can, Mehmet. Türkiye Dış Politikasının Gürcistan-Rusya Savaşı İle Sınavı. s.2, http://www.ius.edu.ba/mcan/CPAPERS/CPDF/T%C3%BCrkiye%20Politikasi.pdf - Yılmaz, Reha. Bağımsızlık Sonrası Dönemde Rus-Gürcü İlişkileri. 16 Eylül 2011, http://www.bilgesam.org/incele/171/-bagimsizlik-sonrasi-donemde-rusgurcu-iliskileri/#.VMVoH3bV3Mw (16.09.2011) - Kurt, Emre. Dış Politikada Kriz Yönetimi: 2008 Rusya – Gürcistan Savaşı Örneği.http://akademikperspektif.com/2012/02/15/dis-politikada-krizyonetimi-2008-rusya-gurcistan-savasi-ornegi/ (15.02.2012) - Asker, Ali. Gürcistan ABD ve Rusya’nın Kafkaslar Politikasındaki Önemini Korumaktadır. http://www.21yyte.org/tr/arastirma/gurcistan/2009/09/26/3018/gurcistanabd-ve-rusyanin-kafkaslar-politikasindaki-onemini-korumaktadir (26.09.2009) - Kutlay, Mustafa. Gürcistan-Rusya Krizi ve Avrupa Birliği’nin Dış Politika Sınavı. http://www.usak.org.tr/kose_yazilari_det.php?id=1018&cat=405#.VJv_3sAJM (01.01.2008) - AB Raporu: Savaşı Gürcistan Başlattı. Amerika’nın http://www.amerikaninsesi.com/content/a-17-2009-09-30-voa1488132777/870339.html (30.09.2009) - Barış Gazetecisi ne Yapar, Savaş Gazetecisi ne Yapar? İstanbul, BİA Haber Merkezi, 2007. http://bianet.org/bianet/medya/102482-baris-gazetecisi-ne-yaparsavas-gazetecisi-ne-yapar 165 Sesi,