..... Mali Sosyoloji Nedir? Mali Sosyoloji, Avusturyalı iktisatçı Rudolf Goldscheid tarafından geliştirilmiş bir kavramdır. Mali Sosyoloji, devletin sosyopolitik ve ekonomik bakımdan yarattığı etkiler üzerine yoğunlaşmaktadır. Mali konularda (ilişkilerde) Sosyolojiye başvurulmasının temel nedeni mali olayların temelinde insanın var olmasıdır. Sosyoloji, toplum içindeki bireyi, grupları, kurumları, bunlar arasındaki ilişkileri ve etkileşimleri, yine bunlardan ayrı ayrı ya da müştereken kaynaklanan sorunları ve meseleleri bağlantılar kurarak inceleyen bir bilim dalıdır. Bu doğrultuda, mali alandaki tüm olayların, dönüşümlerin, krizlerin ve krizlere yönelik uygulanan politikaların ve bunların sonuçlarının ayrıntılı analiz edilmesini sağlayacak sosyolojinin alt dalı olan ve kamu maliyesinin hem sosyolojik hem de ekonomik sorunlarına yardımcı olan maliye teorisinin bilimsel unsurlarıyla uğraşmayı amaçlayan mali sosyolojiye ihtiyaç duyulmaktadır. Mali Sosyoloji, vergiler ve harcamaların nasıl belirlendiğini ve toplumu nasıl etkilediğini araştırmaktadır. Bir başka ifadeyle, vergi ve vergileme ile kamu harcamalarının sosyolojik analizini yapan mali sosyoloji, toplumu ve politik yaşamı ahlaki, ekonomik, kurumsal, kültürel, siyasi ve tarihi yönleri ile araştırmaktır. Mali Sosyalleşme Mali sosyalleşme, bireylerin mali olaylar ve dönüşümler karşısında göstermesi gereken tutum ve davranışların içselleştirilmesidir. Başka bir ifadeyle, toplumsal değişim sonucu ortaya çıkan mali olaylar ve dönüşümlerin benimsenmesini mümkün kılan ve bireylerin düşünce sistemlerinde meydana değişmenin gerçekleşmesini sağlayan sürece verilen ifade mali sosyalleşme olarak tanımlanmaktadır. Örnek: Kamu mali yönetimleri tarafından uygulamaya konulan politikalar, toplumu oluşturan bireyler tarafından desteklenmez ve kabul görmez ise kamu maliyesinin mali, ekonomik ve sosyal içeriğe sahip fonksiyonlarının tam olarak yerine getirilebileceğinden söz etmek mümkün olmayacaktır. Bu nedenle, tüm yönetimler (ülkeler) açısından, mali olaylardan ve dönüşümlerden beklenen etki ve sonuçların doğru tahmin edilebilmesi, mali sosyalleşme olgusu ve sürecinin iyi tahlil edilmesiyle gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla, sosyalleşme kavramından hareketle: insanların içinde bulundukları toplumdaki mali kültürün unsur ve gereklerine uygun biçimde hareket eden bir varlık haline gelmesi, bu mali kültürü benimsemesi, öğrenmesi ve gelecek nesillere aktarması süreci mali sosyalleşmeye örnektir. ÖZETLE Sosyalleşme sürecinin bir parçası olan mali sosyalleşme sayesinde birey içinde yaşadığı toplumun kültürünü ya toplumdaki kabul görmüş geleneksel rol dağıtımını anlayıp, kendini tanımlamayı ve sosyal yapı içinde diğer bireyler arasında edinebileceği yeri anlamaktadır ya da sahip olduğu rolün (vatandaşlık) gereklerini ve davranışlarını, duygularıyla ilişkilendirmeyi öğrenmektedir. Kültür ve Vergi Ahlakı Arasındaki İlişki Vergi ödeme gücü konusundaki içsel bir motivasyon olarak tanımlanan kavram, vergi ahlakı olarak bilinmektedir. Vergi ahlakının tanımı içerisinde yer alan içsel motivasyon, dışsal bir zorlama ve baskı olmaksızın gönüllü vergi ödemeyi ifade etmektedir. Kişinin vergi ödeme alışkanlığını ahlaki bir prensibe dönüştürmesinin en önemli faktörü; kamu hizmetinden yararlanan bireyin bu hizmetlere karşılık vergi ödemeyi bir borç bilmesi, verigisiyle alınan hizmeti değiş tokuş etmesidir. Vergileme, sosyal kontrolün sağlanmasında en önemli araçtır. Vergileme ile sosyal bakımdan arzulanmayan insan davranışları düzeltilebilir. (Örneğin alkollü içecekler üzerinden alınan yüksek oranda tüketim vergisi) Vergileme yöntemi ile sosyal gruplar ve sınıflar arasındaki ekonomik güç yeniden el değiştirebilir. (Örneğin ihracatçılar lehine getirilen teşvikler) Siyasi sistemin (kapitalizmin) neden olduğu yoksulluğun giderilmesi ( örneğin Zengin Ülkelerden vergi alınması) ***** Kamu yönetimindeki hesap verilebilirlik (şeffaflık), insan hakları ve sivil toplumun özgürleşme düzeyi, demokratikleşme gibi faktörlerin, toplum bireylerinin vergi kültürünün olumlu yönde oluşumuna ve vergi algılamasının vergiye karşı uyumu sağlayacak şekilde belirginleşmesine etkisi oldukça yüksektir. Doğrudan demokrasinin ve demokratikleşme düzeyinin yüksekliği, bireylerin vergi ahlakını ve vergi uyumunu olumlu etkilemektedir. Örnek: ABD, İsviçre, Avustralya ve Kuzey Avrupa ülkelerindeki bireylerin vergi ahlakı ve vergiye uyum düzeyinin, İspanya, İtalya, Türkiye, gibi ülkelerdeki bireylere göre daha yüksek olmasının en önemli nedeni olarak, ikinci sayılan ülkelerde doğrudan demokrasi, deneyimlerinin, vatandaşların politik karar alma sürecine aktif katılımının ve demokratikleşme kültürünün ilk sayılan ülkelere göre daha zayıf olması gösterilebilir.