Enerji Jeotermal Enerji Prof. Dr. Mahmut PARLAKTUNA Orta Doğu Teknik Üniversitesi [email protected] Jeo (yer) ve termal (ısı) kelimelerinin birleşmesinden oluşan jeotermal kelimesi “Yerısısı” anlamında kullanılmaktadır. Yerkürenin iç yapısı ve derinlikle değişen sıcaklık değerlerinin verildiği Şekil 1 incelenecek olursa yerkürenin derinliklerinde oldukça yüksek sıcaklık değerlerinin bulunduğu görülecektir. Üzerinde yaşadığımız ve yerkürenin toplam yarıçapı (6371 km) içinde oldukça küçük bir oran kaplayan (5-70 km) Kabuk bölgesinde yerkürenin sıcaklığı, derinlikle her 100 metrede, ortalama olarak 2,5-3,0°C artmaktadır. Sıcaklığın derinlikle daha yüksek değerlerde arttığı bölgeler, jeotermal enerji açısından yüksek potansiyele sahip bölgeler olarak bilinmektedir. Tüm bu bölgeler aktif tektonik bölgeler olup jeotermal enerji potansiyelleri açısından Plaka Tektoniği ile doğrudan ilintilidir. Bu bölgelerde jeotermal gradyan ortalama gradyanın birkaç katına çıkabilmektedir (10+ °C/100 m). Şekil 1. Yerkürenin yapısı ve sıcaklığın derinlikle değişimi İnsanoğlu yüzyıllardır jeotermal enerjiyi doğal sıcak subuhar çıkışları yoluyla kullanırken, 20. yüzyıl içinde elektrik enerjisi üretimi ve/veya ısıtmacılıkta yararlanmak üzere sıcak akışkanın yeryüzüne çıkartılacağı jeotermal amaçlı kuyulara kullanım yolunu açmıştır. Günümüzde uygulanmakta olan jeotermal projelerin çoğunluğu Şekil 2’de şematik olarak gösterilen hidrotermal jeotermal sistemlerden enerji üretmektedir[1]. Bu tür sistemlerin sahip olması gereken dört temel koşul vardır: 1. Isı kaynağı, 2. Isıyı iletecek bir akışkan (su), 3. Geçirgen ve gözenekli bir rezervuar, 4. Örtü kaya. Jeotermal sistemlerde ısı enerjisinin çoğunluğu kayaç tarafından tutulmakta olup, kayacın sahip olduğu ısı enerjisinin yeryüzüne sıcak su + buhar vasıtasıyla çıkartılmasını Isı Madenciliği olarak niteleyebiliriz. Bu tür sistemlerde, yerkürenin sahip olduğu ısı enerjisinin büyüklüğü ve sürekliliği göz önüne alındığında, jeotermal sistemler doğal koşullarında Yenilenebilir Enerji kategorisinde değerlendirilebilir. Ancak, ısı enerjisini yeryüzüne akışkanlar vasıtasıyla taşımak amacıyla açılan kuyulardan üretilen akışkan debisinin, jeotermal sistemin doğal beslenme miktarından fazla olması durumunda (çoğunlukla karşılaşılan), sistem akışkan açısından bütçe açığı vermeye başlamakta ve yenilenebilir niteliğini kaybetmekte, uygun mühendislik uygulamalarıyla Sürdürülebilir Enerji Kaynağı niteliği kazanmaktadır. Sayfa 30 Şekil 2. Hidrotermal jeotermal sistem [1] Jeotermal enerjinin kullanım alanları sıcaklığın fonksiyonu olarak farklılık göstermekte olup, yüksek sıcaklıklı akışkanlardan elektrik enerjisi üretilirken, 100 °C’den düşük sıcaklıklı jeotermal kaynaklar çoğunlukla doğrudan ısı uygulamalarında (alan ısıtmacılığı) kullanılmaktadır (Şekil3)[2]. Son yıllarda büyük mesafeler kaydedilen iki uygulama alanı İkili Çevrim yoluyla elektrik enerjisi üretimi ve ısı pompası kullanılarak alan ısıtmacılığıdır. Şekil 3. Jeotermal enerji kullanım alanları [2] İkili çevrim uygulamasında yeraltından üretilen sıcak akışkanın doğrudan türbini çevirmesi yerine, jeotermal akışkanın ısı enerjisinin aktarıldığı ve buharlaştırıldığı ikinci bir akışkan türbini çevirmektedir. Bu tür uygulamalarda, ikinci akışkanın buharlaşma özelliğine bağlı olarak elektrik enerjisinin üretilebileceği jeotermal rezervuar sıcaklığı 100°C seviyelerine inebilmektedir. Isı pompası uygulamasında ise yerkürenin çok sığ derinliklerinde (ilk 10 -15 m) yıl boyunca görülen sabit sıcaklık ortamından (10-16°C) yararlanılmaktadır. Bu ortam, kış aylarında çevre hava sıcaklığından yüksek, yaz aylarında ise düşük sıcaklığa sahip bir ortamdır ve bu ortama yerleştirilecek ısı değişim sistemleri yardımıyla ısı pompasına girecek akışkanın sıcaklığı arttırılabilmekte veya azaltılabilmektedir (Şekil 4). Günümüzde yoğunlukla çalışılan bir diğer uygulama ise Geliştirilmiş Jeotermal Sistemler (Enhanced Geothermal Systems) veya Kızgın Kuru Kaya olarak adlandırılmaktadır. Bu Enerji Tablo 2. Ülkelerin Jeotermal enerjiden elektrik üretimleri[5] Ülke Kurulu Kapasite (MWe) Şekil 4. Jeotermal ısı pompası uygulaması sistemlerin hidrotermal sistemlerden temel farkı, sistemde yeterli ısı enerjisi olmasına rağmen bu ısıyı yüzeye taşıyabilecek akışkanın bulunmamasıdır. Isıyı yüzeye taşıyabilmek amacıyla açılacak bir kuyudan soğuk suyun yeraltına basılması ve ısıtılarak bir diğer kuyudan yeryüzüne çıkarılmasının hedeflendiği bu sistemler (Şekil 5) henüz ticari uygulama şansı bulamamış olup Fransa, ABD ve Avustralya'da sürdürülmekte olan çeşitli projelerle geliştirilme sürecindedir. [ 3 ] , [ Jeotermalenerjikullanım istatistikleri genellikle iki ayrı kategoride elektrik enerjisi üretimi ve doğrudan kullanım olarak verilmektedir. Jeotermal Enerjiden Elektrik Üretimi[5]: 1904 yılında İtalya'nın Larderello jeotermal sahasında üretilen kızgın kuru buhar kullanılarak 250 kWe kapasite ile başlayan jeotermal enerjiden elektrik üretimi, 2005 yılı itibariyle 8912 MWe kurulu güce ulaşmış olmasına rağmen toplam elektrik enerjisi üretiminde payı halen çok düşüktür (%1'den az). 2005 yılı itibariyle jeotermal enerjiden elektrik üreten ülke sayısı 24 olup, Tablo 1 ve 2, yıllar itibariyle jeotermal enerjiden elektrik enerjisi üretimini gelişimi ile lider ülkeleri göstermektedir. [5] Tablo 1. Jeotermal enerjiden elektrik üretimi Yıllar Kurulu Kapasite (MWe) 1975 1300 1980 3887 1985 4764 1990 5832 1995 6798 2000 7974 2005 8912 Doğrudan Kullanım Uygulamaları[6]: Jeotermal enerjinin doğrudan kullanımı çok farklı amaçlar doğrultusunda gerçekleşmektedir. Tablo 3, 2005 yılı itibariyle ABD 2544 Filipinler 1931 Meksika 953 Endonezya 797 İtalya 790 Japonya 535 Yeni Zellanda 435 değişik uygulamalarda kullanılan toplam ısı enerjisi miktarlarını vermektedir. Görüleceği gibi ısı pompası uygulamaları en büyük payı almakta olup, son yıllarda klasik anlamda jeotermal ülkeleri olmayan İsveç, İsviçre, Almanya gibi ülkeleri istatistiklerde ön sıralara çıkarmaktadır. Tablo 4’te kurulu ısıl jeotermal güç ve yıllık kullanım yönünden lider 5 ülke sıralanmaktadır. Bu ülkelerin farklı özellikleri göz önüne alınacak olursa, İsveç klasik anlamda jeotermal ülkesi olmamasına rağmen, ısı pompası uygulamaları ile her iki kategoride de 2. sırada yer almakta, İzlanda ülkenin hemen tümünde yıl boyunca jeotermal enerjiden konut ısıtmacılığında faydalanmakta, Çin ise sağlık turizmi, kaplıca kullanımında lider ülke olma konumundadır. Ülkemiz her iki kategoride de 5. sırada gözükmektedir. Tablo 3. Jeotermal enerjinin kullanım türüne göre doğrudan kullanım kapasiteleri[6] Ülke Toplam Kullanım (MWt) İş Pompaları 15723 Kaplıca 4911 Konut Isıtması 4158 Sera Isıtması 1348 Balık Üretimi 616 Endüstriyel Kullanım 489 Soğutma/Buz-Kar Eritme 338 Tarımsal Kurutma 157 Diğer TOPLAM 86 27827 Bu aşamada ülkemizin jeotermal enerji potansiyelinden söz etmek gerekirse, Türkiye'de çoğunluğu MTA tarafından keşfedilmiş 170 kadar jeotermal saha olup bu sahaların büyük çoğunluğu Ege Bölgesi’nde yer almaktadır (Şekil 6)[7]. Ülkemiz sahalarından Tablo 5'te sıralanan alanlar elektrik enerjisi için uygun sıcaklığa sahip iken bu sahalardan Kızıldere (17 MWe) ve Salavatlı (7,5 MWe) halen elektrik üretiminde kullanılmaktadır. Çok yakın zamanda 45 MWe kurulu güç ile Germencik sahasında elektrik enerjisi üretimi başlayacaktır. Sayfa 31 Enerji Ülkemiz sahalarının çoğu, doğrudan kullanım amacıyla kullanılabilecek sıcaklığa sahiptir. Bu nedenle birçok yerleşim bölgemizde konut ısıtmacılığı, sera ısıtmacılığı, kaplıca ve sağlık turizmi uygulamaları mevcuttur[8]. Örnek uygulamalar olarak İzmir-Balçova, Afyon, Simav konut ısıtmacılığı, Şanlıurfa, Dikili sera ısıtmacılığı ile Afyon bölgesindeki kaplıca uygulamaları gösterilebilir. Kızıldere sahası jeotermal akışkanından ayrıştırılarak kuru buz haline getirilen ve ülkemiz soğuk içecek sanayiinde kullanılan karbon dioksitin temel kaynağı olan endüstriyel uygulamadan bahsedebiliriz. Tablo 4. Ülkelerin jeotermal enerji doğrudan kullanım kapasiteleri[6] Ülke ABD Kapasite (Mwt) 7817 Yıllık Kullanım (Tj/Yıl) 31239 İsviçre 3840 36000 Çin 3687 45373 İzlanda 1791 23813 Türkiye 1177 19623 Tablo 5. Ülkemizde elektrik enerjisi üretimine uygun jeotermal sahalar Saha Kızıldere - Denizli Germencik - Aydın Tuzla - Çanakkale Salavatlı - Aydın Simav - Kütahya Seferihisar - İzmir Sıcaklık (0C) 243 232 174 171 162 153 Şekil 5. Kızgın kuru kaya uygulaması KAYNAKLAR 1. Dickson, Fanelli (2004) What is Geothermal Energy? http://iga.igg.cnr.it/geo/geoenergy.php 2. Lindal, B. (1973) Industrial and Other Applications of Geothermal Energy, (Armstead, H.C.H. ed. Geothermal Energy, UNESCO, Paris, 135-148). 3. http://ec.europa.eu/research/energy/pdf/hdr_pres_en.pdf 4. http://en.wikipedia.org/wiki/Hot_dry_rock_ geothermal_energy 5. Bertani, R. (2005) World Geothermal Generation 20012005: State of the Art Bildiriler Kitabı, World Geothermal Congress, 24-29 Nisan, Antalya. 6. Lund, J.W., Freeston, D.H., Boyd, T.L. (2005) Bildiriler Kitabı, World Geothermal Congress, 24-29 Nisan, Antalya. 7. Şimşek, Ş. (2000) Geothermal Energy Utilization Development in TurkeyPresent Geothermal Situation and Projections. Bildiriler Kitabı, World Geothermal Congress, 85-91. Kyushu-Tohoku, Japan. 8. Mertoğlu, O. (2005) Geothermal Applications in Turkey, Bildiriler Kitabı, World Geothermal Congress, 24-29 Nisan, Antalya. AÇIKLAMALAR Önemli Jeotermal Alanlar İçmeceler Sıcak Su Kaynakları Maden Suları Ü. Tersiyer-Kuvaterner Volkanitler Ü. Tersiyer-Kuvaterner Volka Çıkışları Ana Fay Hatları Başlıca Doğrultu Atımlı Faylar Ters Fay ve Bindirmeler Şekil 6. Ülkemiz jeotermal alanları[7] Sayfa 32