BİR YOL AYRIMI ÖYKÜSÜ: TÜRKİYE`DE EĞİTİM BİLİMLERİ VE

advertisement
BİR YOL AYRIMI ÖYKÜSÜ:
TÜRKİYE’DE EĞİTİM BİLİMLERİ VE ÖĞRETMEN YETİŞTİRME
L. Işıl Ünal∗
∗
∗∗
Seçkin Özsoy∗∗
Prof. Dr. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi.
Dr. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi.
[email protected]
Özet
Sınırlı bir pedagoji anlayışından modern eğitim bilimlerine uzanan eğitimin
bilimleşme evriminde değişik aşamalardan geçilmiştir. Eğitim bilimleri, tarihsel süreç içinde,
ilk olarak eğitim olgusuna metafizik ve felsefî kavrayışlarla yaklaşma anlayışından, eğitimsel
gerçekliğin bilimsel yöntemlerle çözümlenmesine dayanan bir yaklaşıma evrilmiş, daha sonra
öteki bilim dallarının (özellikle sosyal bilimlerin) metodolojilerini, kavram ve kurallarını
ödünç alan bir bilim dalı kimliğinden sıyrılarak, özerk ve bağımsız bir bilinme dönüşmüştür.
Sosyal bilimler ailesinin henüz genç bir üyesi olan eğitim bilimleri, günümüzde, pek çok
bilim dalından daha çok alt dallara ve alanlara ayrılmış, hemen her konusunda uzmanlaşmanın
yaygınlaştığı geniş bir disiplinler topluluğudur.
Dünyada eğitim bilimleriyle ilgili olarak sürdürülen güncel tartışmalar, sosyal
bilimlerdeki yeni açılımların eğitim bilimlerine de doğrudan yansıdığını, bu bilim dalı
açısından da önemli doğurguları bulunduğunu göstermektedir. Bu yönelimler, eğitim
bilimlerinde hem kurumsal, hem de bilim pratiği açısından paradigmatik değişim olarak
betimlenebilir. “Eski”den epistemolojik bir kopuş olarak değerlendirilebilecek bu değişim,
“klasik eğitim bilimleri” ve “yeni eğitim bilimleri” nitelendirmelerine yol açacak denli köklü
olmuştur.
Türkiye’de eğitim bilimlerinin gelişim çizgisinin ve bugün geldiği noktanın,
dünyadaki çağdaş yönelimlerin çok uzağında olduğu belirtilebilir. Eğitim bilimlerinin tarihsel
evrimi, bilimin kendi zorunlulukları doğrultusunda doğal bir akış içinde gerçekleşmemiş,
akademik normlara ve değerlere aykırı gerekçelerle dışardan yönlendirilmiştir. Bu açıdan,
Türkiye’de eğitim bilimlerinin tarihinin bir müdahaleler tarihi olduğu öne sürülebilir.
Türkiye’de eğitim bilimleri, en son 1997 yılında, YÖK’ün eğitim fakültelerinin yapı
ve işlevlerini yeniden düzenlemek adına gerçekleştirdiği müdahaleye maruz kalmıştır. Aynı
yıl Eskişehir’de
düzenlenen 4. Ulusal Eğitim Bilimleri Kurultayına yine bu bildiriyi
hazırlayanlarca sunulan ortak bildiride, eğitim bilimlerinin Türkiye’deki varolan durumu ve
geleceği, sosyal bilimler alanında yaşanan yeni açılımlar ışığında değerlendirilmişti. Söz
konusu bildiri, 1997 müdahalesinin ve benzer girişimlerin, “eğitim bilimlerinin ufkunu açmak
yerine, onu sınırlandıra[cağı]” öngörüsüyle bitiyordu. Bu müdahalenin ardından geçen yedi
yıllık sürede eğitim bilimleri alanında yaşananlar, bu öngörünün çok iyimser olduğunu ortaya
koymuştur. YÖK’ün bu müdahalesi, eğitim bilimlerine yönelik önceki müdahalelerden, gerek
etki ve gerek kapsam bakımından çok farklı olmuştur. Bu “düzenleme”, öğretmen yetiştirme
alanında çözdüğünden daha fazla sorun yaratırken, eğitim bilimlerinin de kurumsal ve
bilimsel geleceğini tam anlamıyla tehlikeye sokmuştur.
Bu bildiri, 1997 yılındaki Kongreye sunulan çalışmanın devamı niteliğindedir. Başka
bir anlatımla, bu bildiride, Türkiye’de eğitim bilimlerinin ve öğretmen yetiştirme sisteminin
son yedi yılda uğradığı ağır tahribat konu edilmekte ve bu sorunun nasıl aşılabileceğine ilişkin
kimi önerilerde bulunulmaktadır.
Download