MİKROBİYOLOJİ 3

advertisement
MİKROBİYOLOJİ3
MAKROMOLEKÜLLER
CanlılardakiKimyasalBağlar
•  Canlılarda bulunan temel kimyasal elementler
hidrojen,oksijen,karbon,azot,fosforvekükürt'tür.
•  Bu elementler canlılardaki molekülleri oluşturmak
üzereçeşitliyollarlabağlanabilirler.
•  Molekülbirbirlerinekimyasalolarakbağlanmışikiya
dadahafazlaatomdanoluşur.
•  Canlılardaki kimyasal elementler kuvvetli kimyasal
bağlarkurmayeteneğindedirler.
•  Bu bağlar atomlar arasında elektronların
paylaşılmasıyla kurulur ve kovalent bağlar olarak
adlandırılır.
CanlılardakiKimyasalBağlar
•  Canlılardaki kimyasal elementler, makromoleküllerin
bileşenleri olan ve monomerler olarak adlandırılan
moleküllerioluşturmaküzereçeşitlikombinasyonlarda
bağlanırlar.
•  Dolayısıyla makromoleküller, tekrarlanan monomerik
birimlerdenoluşanpolimerlerdir.
•  Binlerce farklı monomer bilinmekle birlikte, bunların
sadece küçük bir kısmı dört makromolekül sınıCnda
önemliroloynar.
•  Monomerlerin kimyasal özellikleri, bir araya gelerek
oluşturdukları makromoleküle özgün yapı ve işlev
kazandırır.
CanlılardakiKimyasalBağlar
•  Kovalent bağlara ek olarak, zayıf kimyasal bağlar da
biyolojikmoleküllerdeönemlirollerüstlenirler.
•  Hidrojenbağlarızayıfkimyasalbağlargrubundadır.
•  Hidrojen bağları hidrojen atomları ile oksijen ya da
azot gibi daha elektronegaIf (elektron çeken)
elementlerarasındakurulur.
•  TekbirhidrojenbağıçokzayıMır.
•  Ancak, bir molekülün kendi içinde ya da farklı
moleküller arasında çok sayıda hidrojen bağı
kurulduğunda,bumoleküllerinkararlılığıbüyükölçüde
artar.
CanlılardakiKimyasalBağlar
•  Sumoleküllerikolaycahidrojenbağlarıkurabilirlerve
budurumsuyaözgünbirpolaritekazandırır.
•  Su molekülleri polar oldukları için, kolayca bir araya
gelirler ve polar-olmayan (hidrofobik) moleküllerden
uzaklaşırlar.
•  Su molekülleri çözelI içinde konumlanırken, bir
hidrojenatomuüzerindekikısmîpoziIfyük,ikioksijen
atomunun negaIf yükleri arasında bir köprü
oluşturur.
•  Buköprübirhidrojenbağıdır.
CanlılardakiKimyasalBağlar
•  Hidrojenbağlarımakromoleküllerdekiatomlar
arasındadakurulur.
•  Buzayıfelektrikselgüçler,örneğinproteingibi
büyük bir molekülün içinde birikIklerinde,
molekülün kararlılığını arQrır ve onun yapısını
etkilerler.
CanlılardakiKimyasalBağlar
•  Biyomoleküllerde başka zayıf etkileşimler de ortaya
çıkabilir.
•  Örneğin van der Waals güçleri, atomlar arasındaki
uzaklık 3-4 angström'den (A) daha kısa olduğunda
ortaya çıkan zayıf çekim güçleridir, van der Waals
güçleri substratların enzimlere bağlanmasında ve
protein-nükleik asit etkileşimlerinde önemli rol
oynarlar.
CanlılardakiKimyasalBağlar
•  İyonik bağlar NaCl'deki Na+ ile Cl- arasındaki
zayıfetkileşimlerIpindekibağlardır.
•  B u e t k i l e ş i m l e r , s u l u ç ö z e l I i ç i n d e
iyonizasyonaizinverirler.
•  Karboksilik asitler ve fosfatlar gibi birçok
ö n e m l i b i y o m o l e k ü l , s i t o p l a z m i k p H
düzeylerinde (genellikle 6-8 civarında) iyonize
durumdadır ve bundan ötürü sitoplazmada
büyükölçüdeçözünebilir.
CanlılardakiKimyasalBağlar
•  Hidrofobiketkileşimlerdebiyomoleküllerdeönemliyer
tutarlar.
•  Hidrofobik etkileşimler, polar olmayan moleküllerin ya
da polar-olmayan molekül kısımlarının polar ortamda
sıkıca bir araya gelme eğilimleri sonucunda ortaya
çıkarlar. Hidrofobik etkileşimler proteinlerin
k a t l a n m a s ı n d a v e s u b s t r a t l a r ı n e n z i m l e r e
bağlanmasındaönemliroloynarlar.
•  Bunlara ek olarak, hidrofobik etkileşimler birden fazla
alt birim taşıyan proteinlerde farklı alt birimlerin,
biyolojikakIviteyesahipbirmoleküloluşturacakşekilde
nasılbirarayageleceklerinidekontrolederveRNA'nın
kararlılığındadaönemliyertutarlar.
•  Karbon elemenQ tüm makromoleküllerin en temel
bileşenidir.
•  Karbon sadece diğer karbon atomları ile değil, çok
çeşitli ve kompleks büyük yapılar oluşturacak şekilde,
çoksayıdabaşkaelementiledebağlanabilir.
•  Farklı organik (karbon içeren) bileşiklerde çeşitli
bağlanmabiçimlerimümkündür.
•  Bu fonksiyonel grupların her biri özgün kimyasal
özelliklere sahip olup, bu özellikleri onların hücredeki
biyolojikrollerininbelirlenmesindeönemlidir.
•  Bufonksiyonelgruplarınöğrenilmesi,makromoleküler
yapı, hücre fizyolojisi ve biyosentez konularında daha
ileride karşımıza çıkacak bilgilerin anlaşılmasında
kolaylıksağlayacakQr.
MAKROMOLEKÜLLER
•  Proteinler amino asit adı verilen monomerlerin
polimerleridir.
•  Proteinler hücrenin her yerinde bulunur ve hem yapısal
hemdekataliIk(enzimaIk)rollerüstlenirler.
•  Ortalamabirhücre,binlercefarklıproteiniçerir.
•  Lipidler hem hidrofobik, hem de hidrofilik özelliklere
sahip olup, zar yapısında ve fazla karbonun
depolanmasındakriIkrolleroynarlar.
•  Polisakkaritler şekerlerin polimerleridir ve temel olarak
hücreduvarındayeralırlar.
•  Lipidler gibi polisakkaritler de, örneğin glikojen halinde,
hücredeki asal enerji deposu ve karbon formu olarak
işlevgörürler.
MAKROMOLEKÜLLER
•  Nükleik asitler nükleoItlerin polimerleridir ve hücrede RNA ve
DNAolmaküzereikiformdabulunurlar.
•  AkIf olarak büyüyen bir hücrede, proteinlerden sonra en bol
bulunan makromolekül ribonükleik asitler (RNA'lar)’dir. Bunun
nedeni her hücrede binlerce ribozom (yeni proteinleri yapan
"makineler") bulunması ve ribozomların RNA ve proteinden
oluşmasıdır.
•  Bunlara ek olarak hücrelerde, protein sentezinde anahtar rol
oynayan elçi ve transfer RNA'lar da daha küçük miktarlarda
bulunur.
•  RNA'nın aksine DNA, bakteri hücresinin (ağırlık olarak) oldukça
önemsiz bir kısmını oluşturur. Niceliksel olarak hücrenin küçük
bir kısmını oluşturmakla birlikte, hücrenin işleyişinde geneIk
bilgitaşıyıcısıolarakmerkezibirroloynayanmolekülDNA'dır.
SuyunCanlılarİçinÖnemi
•  Hücrelerdeki makromoleküller ve diğer moleküller su
banyosuiçindeyeralırlar.
•  Suyun sahip olduğu çeşitli kimyasal özellikler, onun ideal
birbiyolojikçözücüolmasınanedenolur.
•  Gerçektensu,canlılıkiçinzorunluönkoşuldur.
•  Suyuiyibirçözücüyapanikiözelliğipolaritesivekohesiv
oluşudur.
•  Suyun polar özellikleri önemlidir; çünkü, biyolojik olarak
önemli olan birçok molekül de polardır ve bu nedenle
kolaycasudaçözünür.
•  Suyun polar özellikleri, su ile hidrojen bağları kurabilen
büyükmoleküllerinbirarayagelmelerinidekolaylaşQrır.
SuyunCanlılarİçinÖnemi
•  Su hem kendi, hem de makromoleküller içinde üç
boyutluağörgülerioluşturur.
•  Bu nitelik biyomoleküller içindeki atomların potansiyel
etkileşimlerde bulunabilecek şekilde, su aracılığı ile
uygunkonumlarkazanmalarınaolanakverir.
•  Suyun yüksek polaritesinin hücreye sağladığı bir başka
yarar, polar-olmayan bileşikleri bir araya gelmeye
zorlamasıdır.
•  Örneğinzarlar,bolmiktardalipidiçerirler.Lipidlertemel
olarak polar-olmayan (hidrofobik) bileşenler içerirler ve
bubileşenler,polarmoleküllerinhücreiçineyadadışına
kısıtlanmaksızın akışını engelleyecek şekilde bir araya
gelerek,kümelenirler.
SuyunCanlılarİçinÖnemi
•  Hidrojen bağlarının yanı sıra suyun polar niteliği de,
onubüyükölçüdekohesivyapar.
•  Bununanlamışudur:Sumolekülleribirbirlerinekarşı
aşırı ilgi gösterir ve kimyasal olarak düzenli
birliktelikleroluştururlar.
•  Bu birlikteliklerdeki hidrojen bağları sürekli olarak
kırılırveyenidenkurulurlar.
•  Suyunkohesivniteliği,onunyüksekyüzeygerilimive
yüksek özgül ısısı (sıcaklığı 1°C yükseltmek için
gereken ısı) gibi biyolojik olarak önemli
özelliklerindensorumludur.
BİLGİTAŞIMAYANMAKROMOLEKÜLLER
1.Polisakkaritler
Karbohidratlar (şekerler) 1:2:1 oranında karbon, hidrojen ve
oksijeniçerenorganikbileşiklerdir.
En yaygın olarak bulunan şekerlerden biri olan glukozun yapısal
formülüC6H12O6'dır.
Biyolojik öneme sahip karbohidratlar 4, 5, 6 ve 7 karbon atomu
içerenlerdir(bunlarC4,C5,C6veC7olarakgösterilirler).
C5 şekerler (pentozlar), nükleik asitlerin yapısal omurgasındaki
rollerindenötürü,özelbirönemesahipIr.
Benzer şekilde C6 şekerler de (heksozlar), hücre duvarındaki
polimerlerin ve hücredeki enerji depolarının monomerik
bileşenleridir.
Bir ya da daha fazla hidroksil grubunun diğer kimyasal gruplarla
yerdeğişIrmesiyle,basitkarbohidratlarıntürevlerioluşur.
1.Polisakkaritler
•  Polisakkaritler, çok sayıda (yüzlerce, hala
binlerce)monomerikbirim(monosakkarit)içeren
karbohidratlardır.
•  Bumonomerikbirimlerglikozidikbağadıverilen
kovalentbağlarlabirarayagelirler
•  Eğerikimonosakkaritglikozidikbağilebağlanırsa,
ortayaçıkanmoleküldisakkaritadınıalır.
•  Bu moleküle bir monosakkarit daha eklenirse
trisakkarit, daha çok sayıda birim eklenirse,
oligosakkaritortayaçıkar.
1.Polisakkaritler
•  Glikozidik bağ, alfa (a) ve beta (β) olarak adlandırılan iki
farklıgeometrikdüzendebulunabilir
•  Glikojen ve nişasta gibi polisakkaritlerdeki glukoz
birimlerinin 1 ve 4 no'lu karbonları arasında kurulan
glikozidikbağlar,akonfigürasyondadır.
•  Buikipolisakkarit,bitki,hayvanvebakterilerdekienönemli
karbonveenerjideposudur.
•  Buna karşılık, bitki ve alg hücrelerindeki sert duvar
yapısında yer alan selüloz, β-l,4 bağları ile bağlı glukoz
birimlerindenoluşmuştur
•  Dolayısıyla,herikisideglukozbirimlerindenoluşannişasta
veselüloz,glikozidikbağlarınınfarklıkonfigürasyonlarda(a
veβ)olmasındanötürü,farklıişlevselözellikleresahipIr.
1.Polisakkaritler
•  Polisakkaritler protein ve lipid gibi diğer
makromolekülsınıflarıilebirarayagelerekkompleks
polisakkaritleri (glikoprotein ve glikolipid)
oluşturabilirler.
•  Bu bileşikler, hücrelerin sitoplazmik zarlarında hücre
yüzeyireseptörleriolarakönemliroloynarlar.
•  Bu reseptör moleküller, dış ortam ile temas edecek
şekilde,zarındışabakanyüzeyindeyerleşmişlerdir.
•  Gram-negaIf bakterilerin hücre duvarında büyük
oranda bulunan glikolipidler, bu organizmalara bir
diziözgülyüzeyözelliğikazandırır.
2.LİPİDLER
•  Hücrelerin zorunlu bileşenlerinden birisi olan lipidler
amfipaIkmakromoleküllerdir.
•  AmfipaIk molekül, hem hidrofilik, hem de hidrofobik
özelliklertaşır.
•  Canlı domainlerindeki lipid yapıları farklılıklar taşır ve
belirlibirdomainiçindedeçokfarklılipidlerbulunabilir.
•  Bacteria ve Eukarya'daki lipidlerin temel bileşeni yağ
asitleridir.
•  Bunakarşılık,Archaea'dakilipidlerhidrofobikbirmolekül
olanfitanyapısındadır.
2.LİPİDLER
•  Yağ asitleri hem hidrofobik, hem de hidrofilik bileşenler
içerir.
•  Basitlipidler(yağlar);C3alkololangliserolile,bunabağlıyağ
asitlerinden(yadaArchaea'dakifitanilbirimlerinden)oluşur.
•  Basitlipidlertrigliseritlerolarakdaadlandırılır;çünkügliserol
molekülüneüçadetyağasidibağlanmışQr.
•  Kompleks lipidler; fosfor, azot ya da kükürt gibi elementleri
veyaşeker,etanolamin,serinyadahidrofobikyapıdakikolin
gibibileşikleriiçerenbasitlipidlerdir.
•  Fosfatgrubuiçerenlipidlerefosfolipidleradıverilir.
•  Bugruptakikomplekslipidlersitoplazmikzarlardaönemlirol
oynarlar.
2.LİPİDLER
•  Lipidlerin amfipaIk özellikte olması, onları ideal zar
bileşenlerihalinegiIrir.
•  Lipidler, zarları oluşturmak üzere bir araya gelirler;
hidrofilikkısım(gliserol)yasitoplazmayadadışortamile
temas halinde iken, hidrofobik kısım zarın iç kısmına
gömülüdurumdadır.
•  Buözelliktenötürüzarlar,idealgeçirgenlikbariyerleridir.
•  Polar bileşiklerin lipidlerin hidrofobik kısmından geçme
yeteneğindeolmamaları,zargeçirgenliğineengelolurve
sitoplazmikbileşenlerindışarısızmasınıönler.
•  Ancak bu durum aynı zamanda hücresel işlevler için
gerekli olan polar bileşiklerin hücre içine sızmasını da
engeller.
BİLGİTAŞIYANMAKROMOLEKÜLLER
1. 
NükleikAsitler
•  Deoksiribonükleik asit (DNA) ve ribonükleik asit (RNA)
n ü k l e o I t a d ı v e r i l e n m o n o m e r l e r d e n o l u ş a n
makromoleküllerdir.
•  Bu nedenle DNA ve RNA, polinükleoItler olarak da
adlandırılır.
•  Bildiğinizgibi,DNAhücreningeneIkşifresinitaşırken,RNA
bu şifreyi proteinlerdeki amino asit dizisine dönüştüren
aracımoleküldür.
•  BirnükleoItüççeşitbileşendenoluşur:beşkarbonluşeker
(RNA'dariboz,DNA'dadeoksiriboz),azotlubazvefosfat
•  DNAveRNA'dakinükleoItleringenelyapılarıbirbirineçok
benzer.
NükleikAsitler
•  Nükleik asitlerdeki azotlu bazlar iki kimyasal gruptan
birinedahildir.
•  Pürin bazları —adenin ve guanin— iki tane heterosiklik
halka(birdenfazlaçeşileatomiçerenhalka)içerir.
•  Pirimidinbazları—Imin,sitozinveurasil)alQüyelitekbir
halkayasahipIr.
•  Guanin, adenin ve sitozin hem DNA, hem de RNA'da
bulunur.
•  Timin (birkaç isIsna dışında) sadece DNA'da, urasil ise
sadeceRNA'dayeralır.
NükleikAsitler
•  NükleoItler, pentoz şekerin 1 no'lu karbon atomu ile
pirimidin bazının 1 no'lu, pürin bazının ise 9 no'lu azot
atomuarasındakurulanglikozidikbağiçerirler.
•  Fosfattaşımayanbazilebunabağlışekerenükleozidadı
verilir.
•  DolayısıylanükleoItlerbiryadadahafazlafosfatiçeren
nükleozidlerdir.
NükleikAsitler
•  NükleoItler nükleik asitlerin bileşeni
olmalarının yanı sıra, hücrede başka roller de
üstlenirler.
•  NükleoItler ve özellikle de adenozin trifosfat
(ATP), enerji gerekIren hücre tepkimelerinin
sürdürülmesi için, fosfat bağının kırılması
sırasında yeterli enerji salarak, kimyasal
enerjinintemelkaynağınıoluşturur.
NükleikAsitler
•  Nükleikasitomurgasıbirbiriniizleyenşekervefosfat
moleküllerindenoluşmuşbirpolimerdir.
•  PolinükleoItler,şekerin3no'lukarbonuna(3'karbon
olarakadlandırılır)bağlıfosfatile,birsonrakişekerin
5 no'lu (5') karbonu arasında kurulan kovalent
bağlarınbirbirinebağladığınükleoItlerdenoluşur.
•  Kimyasal olarak bu fosfat bağı fosfodiester bağı
niteliğindedir;çünkütekbirfosfat,esterbağıileiki
ayrışekerebağlanmışdurumdadır.
NükleikAsitler
•  B i r D N A y a d a R N A m o l e k ü l ü n d e k i
nükleoItlerin dizilimi onun birincil yapısı
olarakifadeedilir.
•  DNA ya da RNA molekülündeki bazların
dizilimibilgitaşırvebubilgiyaproteinlerdeki
amino asitlerin dizisini, ya da özgül ribozomal
vetransferRNA'larındizisinikodlar.
•  DNA replikasyonu ve RNA sentezi hücre
yaşamınınenbelirleyiciolaylarıdır.
NükleikAsitler
•  En kararlı hidrojen bağları guanin (G) ile sitozin (C) ve
adenin(A)ileImin(T)arasındakurulur
•  A ile T ve G ile C'nin özgül olarak eşleşmesi, iki DNA
zincirindekibazdizilimininkomplementerolmasıanlamına
gelir.
•  Diğerbirdeyişle,birzincirdekiG'lerkarşızincirdekiC'lerle,
T'lerisekarşızincirdekiA'larlaeşleşir.
•  Birkaç isIsna dışında, bütün ribonükleik asitler tek-zincirli
moleküllerdir.
•  Bununlabirlikte,komplementerbazeşleşmesininmümkün
olduğu RNA kısımlarında, bu molekül kendi üzerine
katlanabilir.
•  RNA'nınbukatlanmabiçimiikincilyapıolarakadlandırılır.
NükleikAsitler
•  RNA,hücrelerdeüçkriIkrolüstlenir.
•  ElçiRNA(mRNA);DNA'nınbirzincirindekigeneIkbilgiye
komplemanterolanbilgiyiiçerir.
•  Transfer RNA'lar (tRNA'lar); protein sentezindeki
"adaptör“moleküllerdir.
•  Transfer RNA'lar nükleoIt dilindeki geneIk bilgiyi,
proteinlerin yapıtaşları olan amino asitlerin diline
dönüştürürler.
•  RibozomalRNA'lar(rRNA'lar);birkaçIpteolup,hücrenin
protein sentez sistemi olan ribozom'un yapısal ve
kataliIkbileşenleridir.
Proteinler
•  Aminoasitlerproteinlerinmonomerleridir.
•  Amino asitlerin çoğu sadece karbon, hidrojen, oksijen
ve azot içerdiği halde, hücrelerde yaygın olarak
bulunan 21 amino asilen ikisi kükürt, bir tanesi ise
selenyumiçerir.
•  Bütünaminoasitlerbirtanekarboksilikasit(—COOH)
ve bir tane de amino grubu (—NH2 ) olmak üzere, iki
önemlifonksiyonelgrupiçerir.
•  Kovalentbağlarbiraminoasidinkarboksilkarbonuile,
bir sonraki amino asidin amino azotu arasında (bir
molekülsuçıkışıile)kurulurvepepQdbağıbuşekilde
oluşur.
Proteinler
•  Amino asitlerin kimyasal özellikleri, yan zincirin
niteliğine bağlı olduğundan, benzer kimyasal özellikler
taşıyanaminoasitler"aileler"halindegruplanabilirler.
•  Örneğin, yan zincirinde bir karboksilik asit grubu
taşıyanasparIkasitveglutamikasit,asidikgruptayer
alır.
•  Birden fazla amino grubu taşıyanlar ise, bazik amino
asitlergrubundadır.
•  BazıaminoasitlerhidrofobikyanzinciresahipIr.
•  Bunlar polar-olmayan amino asitler olarak
gruplandırılır.
Proteinler
•  Amino asitlerin kimyasal çeşitliliği, hücrelerin çok farklı
biyokimyasal özelliklere sahip, çok sayıda proteini
üretmesinimümkünkılar.
•  Bunlar arasında, çözünmüş ya da zar içine yerleşmiş
haldeki enzimler, yapısal proteinler, taşıyıcı proteinler,
reseptörproteinlerivedahapekçokproteinvardır.
•  Bir proteinin işlevi, büyük ölçüde onun yapısı taraCndan
belirlenir.
•  Bununtersidedoğrudur.
•  Belirli bir işlevi görecek proteinler, sıklıkla yapısal
benzerliktaşırlar.
İzomer-EnanQyomer
•  İki molekül aynı yapısal formüle sahip olduğu halde,
farklıyapısalformdaolabilir.
•  Birbirine benzediği halde, özdeş olmayan bu Ip
moleküllereizomerleradıverilir.
•  İzomerlerhücreyapısıaçısındanönemtaşırlar.
•  Örneğin, yaygın olarak bulunan şekerlerin birçok
izomeri Bacteria ve Archaea'nın hücre duvarı
bileşenleridir.
•  Aynımolekülerformülesahipolduklarıhalde,sağelve
sol el gibi birbirlerinin ayna görüntüsü şeklinde olan
izomerlere enanQyomerler denir ve bunlar D ve L
simgeleriylegösterilirler.
EnanQyomerler
•  Amino asitler de D ya da L enanQyomerler halinde
bulunurlar.
•  Ancak hücreler proteinlerde D-amino asitleri değil, L
formundakiaminoasitlerikullanırlar.
•  BununlabirliktehücrelerdeD-aminoasitlerdebulunur.
•  HücreduvarıpolimeriolanpepIdoglikanvebazıpepId
anIbiyoIklerçoğunluklaD-aminoasitleriçerir.
•  Hücrelerde bulunan rasemaz enzimleri, farklı
enanIyomerleribirbirlerineçevirir.
•  Örneğin, bazı prokaryotlar L-şekerleri ya da D-amino
asitleri kullanabilirler; çünkü bunları diğer
enanIyomereçevirebilmeyeteneğindedirler.
Proteinler:BirincilveİkincilYapı
•  İki temel protein sınıC vardır: kataliIk proteinler
(enzimler)veyapısalproteinler.
•  Enzimler; hücrelerde cereyan eden çok çeşitli
tepkimelerinkatalizörleridir.
•  Buna karşılık yapısal proteinler, zarları, duvarları
ve sitoplazmik bileşenleri oluşturan hücresel
yapılarınayrılmazkısımlarıdır.
•  Tüm proteinler belirli yapısal özellikleri
paylaşırlar.
•  Proteinler, pepQd bağları ile kovalent olarak
birbirlerinebağlanmışaminoasitpolimerleridir.
Proteinler:BirincilveİkincilYapı
•  PepId bağı ile bağlı iki amino asit bir dipeId, üç
aminoasitbirtripepIdoluşturur.
•  Çok sayıda amino asidin pepId bağlarıyla
bağlanmasıylaoluşanyapı,birpolipepId'dir.
•  Bir polipepQddeki amino asitlerin doğrusal dizilimi,
opolipepQdinbirincilyapısıolarakadlandırılır.
•  PolipepIdinbirincilyapısıçokönemlidir;çünkübelirli
bir birincil yapı, sadece belirli katlanma biçimlerine
uygundur ve sadece katlanmış haldeki nihai
polipepIdbiyolojikakIviteyesahipolabilir.
Proteinler:BirincilveİkincilYapı
•  Bir polipepId üzerindeki amino asitlerin R grupları
arasındakietkileşimler,molekülünözgülbirbiçimdekıvrılıp,
katlanmasını zorunlu kılar. Bu durum ikincil yapının
oluşumunayolaçar.
•  Daha önce sözü edilen kovalent olmayan nitelikteki zayıf
hidrojen bağları, polipepIdin ikincil yapısında önemli rol
oynarlar.
•  Yaygın olarak bulunan ikincil yapı Iplerinden biri ∝heliks'dir.∝-Heliks,birsilindiretraCnadolanmış,doğrusal
birpolipepIdolarakdüşünülebilir.
•  Bukıvrılmışyapıdayeralanfarklıaminoasitlerinoksijenve
azot atomları, aralarında hidrojen bağları kurulmasına izin
verecek kadar birbirlerine yaklaşırlar. Hidrojen bağlarına
olanakvermesi,∝-heliksekararlılıkkazandırır.
Proteinler:BirincilveİkincilYapı
•  BazıpolipepIdlerinbirincilyapısı,β-tabakaadıverilenbir
başkaikincilyapıIpineolanakverir.
•  β-Tabakalı yapıda, amino asit zincirleri, heliks oluşturmak
yerine,öne,arkayakıvrılırlar.
•  β-Tabakadaki katlanma biçimi de a-helikste olduğu gibi,
hidrojenatomlarınınhidrojenbağlarınakaQlmasınaolanak
verir.
•  Tipikbirβ-tabakalıikincilyapı,çokesnekdeğildir.
•  Buna karşılık, ∝-helikal ikincil yapılar daha esnekIr.
Dolayısıyla, örneğin akIvitesi oldukça esnek olmayı
gerekIren bir enzim, daha fazla ∝-helikal ikincil yapı
içerdiği halde, hücre iskeleInde işlev gören bir yapısal
protein, daha fazla oranda β-tabakalı ikincil yapıya sahip
kısımlariçerebilir.
Proteinler:BirincilveİkincilYapı
•  Birçok polipepId, ∝-heliks ve β-tabaka
şeklindekiikincilyapıbölgeleriiçerir.
•  Molekül içindeki katlanma biçimi ve bu
katlanmaların yeri, hidrojen bağlarının ve
hidrofobik etkileşimlerin kurulma olanakları
taraCndanbelirlenir.
•  Domain adı verilen bu yapısal bölgeler, protein
molekülünün özgül işlevlere sahip polipepId
kısımlarıdır.
Proteinler:YüksekYapısalDüzen
•  PolipepId ikincil yapı kazandığında, daha kararlı bir
moleküloluşturmaküzere,katlanmayadevameder.
•  Bu katlanma proteinin özgül üç-boyutlu biçiminin
oluşumunayolaçar.
•  Bu üç-boyutlu biçim proteinin üçüncül yapısı olarak
adlandırılır.
•  İkincilyapıgibi,üçüncülyapıdabirincilyapıtaraCndan
belirlenir.
•  Üçüncül yapı, bir ölçüde molekülün ikincil yapısı
taraCndandayönlendirilir;çünküpolipepIddekiamino
a s i t y a n z i n c i r l e r i , ö z g ü l b i r b i ç i m d e
konumlandırılmışlardır.
Proteinler:YüksekYapısalDüzen
•  BirpolipepIdinkatlanmasısisteinköklerininsülfidril
gruplarınıkarşıkarşıyageIrebilir.
•  Bu serbest — SH grupları, iki sistein arasında bir
disülfit bağı oluşturacak şekilde, kovalent olarak
bağlanabilirler.
•  Eğer iki sistein kökü proteindeki iki farklı polipepId
üzerinde yer alıyorsa, disülfit bağı bu iki molekülü
fizikselolarakbirbirinebağlar.
•  Buna ek olarak, bir polipepId içinde disülfit bağı
kurulursa,molekülkendiliğindenkatlanabilir.
Proteinler:YüksekYapısalDüzen
•  Eğer bir protein iki ya da daha fazla polipepId
içeriyorsa, nihai protein molekülünü oluşturan
polipepIdlerin sayısı ve Ipi dördüncül yapı olarak
adlandırılır.
•  Dördüncül yapı gösteren proteinlerdeki her
polipepIdaltbirimolarakadlandırılır.
•  Her alt birim, birincil, ikincil ve üçüncül yapıya
sahipIr.
•  Bazı proteinler tek Ip alt birimin çoklu kopyalarını
içerirler.
Proteinler:YüksekYapısalDüzen
veDenatürasyon
•  Proteinler katlanmalarını etkileyen aşırı sıcaklık
veya pH koşullarında, çeşitli kimyasal ya da
metallerlekarşılaşQklarındadenatüreolurlar.
•  Denatürasyon, molekülün üst düzeydeki düzenli
yapısını(ikincil,üçüncülveeğervarsadördüncül)
bozarak, polipepId zincirinin çözülmesine neden
olur.
•  Denatürasyon koşullarının şiddeIne bağlı olarak,
denatüranQn uzaklaşQrılmasından sonra,
polipepIdtekrarkatlanabilir.
Proteinler:YüksekYapısalDüzen
veDenatürasyon
•  Denatüreolanbirproteinbiyolojiközelliklerinikaybeder.
•  Ancak,pepIdbağlarıdenatürasyondanetkilenmez.
•  Dolayısıyla, denatüre olmuş molekülün birincil yapısı
bozulmadankalır.
•  BudurumbiyolojikakIvitenin,proteininbirincilyapısının
sonucu olmadığını, bunun yerine birincil yapı taraCndan
belirlenen ve özgül olarak katlanmış biçimin bir
fonksiyonuolduğunugösterir.
•  Diğer bir deyişle, bir polipepIdin katlanması, ona özgül
biçiminikazandırır.
•  Bubiçimonunözgülbiyolojikişleviileuyumludur.
Proteinler:YüksekYapısalDüzen
veDenatürasyon
•  Protein denatürasyonu akademik bir ilgi alanı
olmanın dışında, mikroorganizmaları yok etmede
temelbiryoldur.
•  Örneğin, fenol ve etanol gibi alkoller kolaylıkla
hücrelere girebildiği ve hücre proteinlerini geridönüşümsüz olarak denatüre evkleri için, etkili
dezenfektanlardır.
•  Dolayısıyla, bu Ip kimyasal ajanlar cansız objelerin
dezenfeksiyonunda kullanılır ve ev, hastane ya da
endüstriyel dezenfeksiyon uygulamalarında çok
büyükpraIkdeğertaşırlar.
Download