ak parti çatısı altında sosyal politikalar ve dezavantajlı gruplar

advertisement
AK PARTİ
ÇATISI ALTINDA
SOSYAL POLİTİKALAR VE
DEZAVANTAJLI GRUPLAR
1
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
AK PARTi Genel Merkez Sosyal İşler Başkanlığı’nın işlevi, faaliyet alanları ve alt birimlerin olan
Yaşlılar Koordinasyon Merkezi ve Özürlüler Koordinasyon Merkezleri’nin tanımları, faaliyet alanları ve
yararlanılan hakların yer aldığı “Sosyal Politikalar ve Dezavantajlı Gruplar” kitapçığı Vatandaşlarımızın
konulara hakimiyeti ve haklarından yararlanmada kolaylık sağlanması amacı ile hazırlanmıştır.
AK PARTi Genel Merkez
Sosyal İşler Başkanlığı
EYLÜL – 2011
İÇİNDEKİLER
Sosyal İşler Başkanlığı
Tanım
Faaliyet Alanları ve Görevler
Sosyal Politikalar
Sivil Toplum Örgütleriyle ilişkiler
Toplumsal Gruplar
Yoksullukla Mücadele
İnsan haklarının Korunması ve Geliştirilmesi
Çevre Sorunları ve Kentleşme
Sosyal Etkinlikler
Çalışma Örnekleri
SOSYAL POLİTİKALARDA YENİ DÖNEM VE VERİLEN HİZMETLER
ÖZÜRLÜLER KOORDİNASYON MERKEZİ
Özürlülük Tanımı
Ülkemizin genel özürlülük profili
Sorumlu ve İlgili Kuruluşlar
ÖKM Konumu ve Kuruluş Amaçları
Çalışma Örnekleri
SORU VE CEVAPLARLA ÖZÜRLÜ HAKLARI
YAŞLILAR KOORDİNASYON MERKEZİ
Yaşlılık Tanımı
Yaşlılık Süreci
Yaşlılık Ne Zaman Başlar
Ülkemizde Yaşlılık Profili
Çalışma Örnekleri
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
Recep Tayyip ERDOĞAN
Başbakan
AK PARTi İktidarı sürecinde Sosyal Politikalar anlayışı ürettiğimiz yeni politikalar neticesinde büyük bir
ivme kazanmıştır. Yakın zamanlara kadar yalnızca “gıda yardımları” ile sınırlı bir faaliyet olarak ve en dar
anlamıyla tanımlanan “Sosyal Politikalar” kavramı iktidarımız döneminde bütün politikalarımızın merkezine
oturmuştur. İnsanı ve toplumu merkeze alan siyasetimiz neticesinde Anayasanın “Sosyal Hukuk Devleti”
ilkesi gerçek mahiyetine kavuşmuştur.
61. Hükümetimizle birlikte Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın kurulmuş olması ve görev alanının
olabildiğince geniş tutulması Sosyal politikalara en üst düzeyde verdiğimiz önemin bir neticesidir
AK PARTi’nin 9 yıllık iktidarında Eğitimden Sağlığa, Sosyal Güvenliğin bütün vatandaşlarımızı şemsiyesi
altına almasından, Şehirleşmeye ve Konut ihtiyacına kadar bütün hayat alanlarında büyük yeniliklere ve
iyileştirmelere imza atılmış, vatandaşımızın talepleri istikametinde devletin yardım eli bütün ihtiyaç sahiplerine ulaşmıştır.
İnsanı ve toplumu merkeze alan siyaset anlayışımıza göre devlet millet içindir ve asıl olan vatandaşlarımızın
mutluluğu ve huzurudur. Bu hedefi tam olarak gerçekleştirmek için bütün gayretimizle, bütün kurum ve
kuruluşlarımızla vatandaşlarımızın hizmetindeyiz.
Vatandaşımıza hizmette her türlü ayrımcılığı reddediyor, bütün politikalarımızı zayıf halkaların ve
dezavantajlı grupların güçlenmesi ve kimsenin haksızlığa maruz kalmaması esasına göre belirliyoruz.
Çalışmalarını hükümetimiz ile paralel olarak yürüten teşkilatlarımız sosyal refaha yönelik sorunların
giderilmesini her zaman ilk gündem maddeleri arasına almaktadır. Toplumsal alandan dışlanmış, sahipsiz yaşlı, terkedilmiş engellilere bütün gücümüzle sahip çıkmak için teşkilatlarımız yoğun bir çaba sarf
etmektedir. Zira, bütün kadrolarımızla paylaştığımız idealimiz devletimizin bütün imkan ve kaynaklarını
milletimizle paylaşmaktır.
AK PARTi göreve geldiği günden bu yana gençlerle, kadınlarla, çocuklarla, özürlü vatandaşlarımızla
ilişkilerde, yoksullukla mücadelede, insan haklarının korunması ve geliştirilmesinde, çevre, sağlık, konut,
spor gibi konularda, sivil toplum örgütleriyle işbirliğinde ve sosyal etkinliklerde daha önce eşi görülmemiş
bir performansla bütün toplumsal kesimleri kuşatıcı politikalar üretmiş, üretilen politikaların uygulamasını
parti olarak da yakından takip etmiştir.
Elinizdeki “AK PARTi Çatısı Altında Sosyal Politikalar ve Dezavantajlı Gruplar Kitapçığı” Partimizin Sosyal İşler Başkanlığı ile Yaşlılar ve Özürlüler Koordinasyon Merkezimizin görev alanlarını anlatmaktadır.
Kitapçığın sizlere faydalı olmasını, sosyal politikalar konusundaki duyarlılığın artmasına mütevazı bir katkı
sağlamasını diliyorum.
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
Prof.Dr. Nükhet HOTAR
Genel Başkan Yardımcısı
AK PARTi olarak bizler, kuruluşundan bu yana, yaşayan her canlının değerini ekonomik, siyasi ve
sosyal görüşümüzün merkezine alarak, insanımızın kolektif refah ve huzurunu öncelemiş bir partinin
mensuplarıyız. İnsanın en doğal ve sınırlanamaz olan “yaşama hakkı”nın dolaysız biçimde ilgili olduğu
sosyal politikalar alanını, Parti yönetimlerimiz ve tüm teşkilatlarımız olarak siyasi rant elde etme aracı
olarak kullanmadık ve diğer çevrelere de kullandırtmamak için var gücümüzle çalıştık.
Bu doğrultuda, Hizmet verdiğimiz süreçte, toplumsal kalkınmanın zeminini güçlendirmede geliştirilmiş
sosyal politikalara atfettiğimiz değerin geçerliliğini, elde etmiş olduğumuz olumlu sonuçlar dolayısıyla
kendimize ve milletimize kanıtlamış olduk.
Gerçekten de, bugün toplumca geldiğimiz noktada Sosyal Politikalar alanında gerçekleştirilmiş hizmet
ve yatırımlar incelendiğinde, süreci AK PARTi Öncesi ve AK PARTi sonrası şeklinde kesin çizgilerle
ayırabileceğimizi açıkça görmekteyiz.
“Kadının adı yok” iken kadınlarımızın, özel ve kamusal alanda kimliği ve emeği görünürlüğüne
kavuşmuştur. Değişen toplumsal koşulların da etkisiyle saygı ve hürmeti unutmaya yüz tutmuş yaşlılarımız
tekrar baş tacı edilerek, türlü iyileştirmelerle yaşam kaliteleri üst seviyeye çekilmiş ve bu süreçlerinde toplumdan dışlanmalarını destekleyen her türlü uygulama bertaraf edilmiştir. Evlerinde gizlenmeye mahkum edilen engellilerimiz, sosyal, siyasal ve kültürel hayatın her evresine aktif-tam katılımları sağlanmıştır.
Ekonomik koşullar sebebiyle, okuyamayan çocuğumuz, ısınamayan ailemiz, hastanelerde mahsur kalan
hastalarımız, çaresizlikle boğuşan hasta yakınımız kalmamıştır.
Bu kadro Krizlerle, istikrarsızlıklarla ve en önemlisi de yılların ihmalleriyle yara alan sosyal dokuyu
iyileştirmek için önemli adımlar atmıştır. Geçmiş dokuz yıl, gelecekteki yıllar için bizlere umut, heyecan her
şeyden önemlisi motivasyon kazandırmıştır. Toplumun taleplerini sosyal politikanın merkezine yerleştiren
siyaset anlayışımız Türk halkından feyz almıştır.
AK PARTi “mağduriyeti”, “sosyal dışlamayı”, “ayrımcılığı”, “cinsiyetçiliği” yeniden tanımlayarak, gerek
düşünsel, gerekse eylemsel boyutta, Türk siyasetine yeni bir seviye kazandırmıştır.
Tam bu noktada AK PARTi’nin diğer siyasi duruşlardan farkı belirginleşmektedir. AK PARTi Dokuz
yıl önce bu anlayışla yola çıkmış, bu anlayışla toplumsal desteğini arkasına alarak, milletiyle birlikte güç
kazanmıştır. Sosyal Politikalar alanında planladığı ve gerçekleştirdiği Hükümet ve Parti çalışmalarını koordineli biçimde sürdürmüştür. Bu bağlamda, toplumun ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda farklı nitelik
taşıyan kesimlerinin her birine, çalışan çalışmayan, çocuk-genç-yaşlı, kadın-erkek, engelli-engelsiz her
vatandaşımız için, yine kendi içinde bu gruplara özel ve rahatlıkla toplumun bütününe entegre edilebilmeleri amaçlı politikalar geliştirmiştir.
Vatandaşlarımızdan aldığımız güç ile bizlerin, hep birlikte, değerlerimizi yeniden ve daha güçlü inşa
etmenin gayreti içerisinde olduğumuzu ve çalışmalarımızı aynı kararlılıkla sürdüreceğimizi belirterek
saygılarımı sunuyorum.
8
Sosyal İşler Başkanlığı
9
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
SOSYAL İŞLER
BAŞKANLIĞI’NIN
TANIMI
AK PARTi Sosyal İşler Başkanlığı Parti programı
ve Tüzük gibi belgelerde ifade edilen ilkeler doğrultusunda ve anayasada ifade edilen sosyal devlet
anlayışının gereği olarak sosyal sorunlara dönük
projeleri olan aynı zamanda toplumsal beklentilere
göre çözüm paketleri geliştiren bunu bizzat toplumsal
aktörlerin desteği ile karşılıklı olarak gerçekleştirmeye
çalışan bir birimdir.
Sosyal İşler Başkanlığı’nın sorunları algılama
mantığı sadece bu güne dönük olmayıp, aynı zamanda geleceği de kapsamaktadır. Bu yönüyle Sosyal İşler Başkanlığı bir misyon yüklenmektedir. Bu misyon
geleceğin Türkiye’sini bu günden inşa etmektir. Bu
misyon geleceğin Türkiye’sini Dünya sistemi içinde
aktör kabiliyetine ulaşmış insanlarının özgüven kazandığı, geleceğe umutla baktıkları, yurttaş olarak
kendilerini değerli hissettikleri bir ülke olarak tasavvur etmektedir. Sosyal İşler Başkanlığımız sosyal sorunların çözümünde toplumsal dinamiklerin, Türkiye
toplumunun potansiyelinin harekete geçirilmesinin
gereğine inanmaktadır bu anlayış çerçevesinde oluşturulan Sosyal İşler Başkanlığı hem toplumsal taleplerin siyasetin merkezine ulaşmasını sağlarken sorunların gerek parlamenter, gerekse toplumsal katılım
ve destekle çözülmesi konusunda hükümete katkıda
bulunmakta ve aracı olmaktadır.
10
Sosyal İşler Başkanlığımız sosyal sorunların
çözümünde toplumsal dinamiklerin, Türkiye
toplumunun potansiyelinin harekete
geçirilmesinin gereğine inanmaktadır
Sosyal İşler Başkanlığının faaliyet alanları Sosyal Politikalar, Sivil Toplum Örgütleriyle ilişkiler, Toplumsal Gruplar,
Yoksullukla Mücadele, İnsan haklarının Korunması ve Geliştirilmesi, Çevre Sorunları ve Kentleşme, Sosyal Etkinlikler
olarak belirlenmiştir.
11
Faaliyet Alanları ve Görevler
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
Sosyal Politikalar
12
Sosyal politikalar toplumsal barış ve uzlaşmayı
tesis etmek, sosyal devlet ilkesinin gereklerini yerine getirmek amacıyla devletin toplumsal eşitsizlikleri gidermeye yönelik politikasıdır. Sosyal Politikalar
Devletin tüm toplumun çıkarlarını kollamak üzere
piyasaya bırakılamayacak hizmetleri yerine getirme
yükümlülüğünden doğmaktadır. Bir yönüyle sosyal
politikalar tüm toplumun sosyal gelişmesini sağlamaya ve yaşama koşullarını iyileştirmeyi amaçlayan
bir vatandaşlık hakkıdır. Sosyal politikalar günümüzde
temel hak ve özgürlükleri sosyal-ekonomik hak ve özgürlüklerle genişletmektedir.
Sosyal Politikalarda devletin daha etkin olmasını
sağlayan toplumsal taleplerdir. Sosyal İşler Başkanlığı da bu aşamada devreye girmekte toplumsal
taleplerin değerlendirilmesi, proje bazında çözümü
amacıyla hükümete katkıda bulunmakta ve aracı olmaktadır. Bu işlevini yerine getirirken toplumsal katılıma önem vermekte, talepte bulunan kesimleri sosyal
sorunların çözümünde taraf olarak görmektedir.
Bu çerçevede Sosyal İşler Başkanlığı Sosyal politikaların Sosyal Güvenlik, Gelir Dağılımı, Çalışma
hakkı ve İşsizlik, Endüstriyel İlişkiler, Eğitim alanlarıyla
ilgili çalışmaları yürütür.
Sivil Toplum Örgütleriyle İlişkiler
Sivil toplum örgütleri devlet ile toplum arasında yer alan
parlamento dışı muhalefet yönü bulunan yapılanmalardır.
Sosyal İşler Başkanlığı sivil toplum örgütlerinin taleplerini
gündemine alır, Sivil toplum örgütleriyle ortak platformlar
oluşturabilir, Sivil Toplum Örgütlerinden taleplerde bulunabilir.
Temel hak ve özgürlüklerin geliştirilmesini sağlayan özgürlük
alanını genişleten sivil toplum örgütlerinin daha özgür bir
ortamda çalışmalarına katkıda bulunur. Türkiye’nin demokratikleşmesi için sivil toplumun güçlenmesi gereğine inanan
Sosyal İşler Başkanlığı bu anlayış doğrultusunda hükümete
katkı verir, toplumun aracılığını üstlenir.
Toplumsal Gruplar
Sosyal İşler Başkanlığı sosyal dışlanmayla karşılaşan
kesimlerin kamu hizmetlerinden eşit düzeyde yararlanması
kendi yaşamlarını idame ettirecekleri ortamların oluşturulması için projeler geliştirir. Sosyal İşler Başkanlığı ilk aşamada Genel Merkez çatısı altında Özürlüler Koordinasyon
Merkezi’ni sonrasında da Yaşlılar Koordinasyon Merkezini
oluşturmuştur. Her iki alt birimin de Türkiye geneli iller bazında teşkilatlanması tamamlanmış yaşlı ve özürlü vatandaşlara
yönelik çalışmalara başlatılmıştır. Bu iki gruba öncelik tanınmasının nedeni sosyal dışlanmaya diğer gruplardan daha
fazla maruz kalmalarıdır.
13
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
14
Başkanlık bu iki grubun dışında Gençler, Kadınlar,
Çocuklar ve her türlü dışlanmaya maruz kalan gruplarla da ilgilenmeyi görev alanı içinde saymaktadır.
Sosyal işler başkanlığı ilgi alanı içinde tanımladığı
grupları toplumsal statülerine göre değil yaşadıkları
sorunlara göre tasnif etmektedir. Dolayısıyla İlgi alanı her kesimden Türkiye insanıdır. Her şeyden önce
ekonomik düzeyin yüksek oluşu da insanların dışlanmasını engelleyememektedir.
Yoksullukla Mücadele
Sosyal İşler Başkanlığı İnsani gerekçelerle kalıcı
ve öncelikli çözüm yöntemleriyle Yoksullukla mücadele eder. Sosyal İşler Başkanlığı
Yoksullukla mücadelede kültürel değerlerimizin etkin olması için çaba gösterir.
Yardımlaşma, yoksulu
bağrına basmanın manevi tatmini Türk
kültürünün baskın
özelliklerinden biridir.
Ancak geleneksel değerlerimizin yoksulluğu
azaltıcı tarafının da sınırları vardır. Bu yüzden Sosyal
İşler Başkanlığımız yoksulluğun geçici olması için köklü projeler geliştirmektedir. Devletin istihdam olanaklarının sınırlı olması insanların kamu personeli
olarak yaşamalarını idame etmek istemeleri yakın zamana bireysel yeteneklerini kullanacakları
girişimci kültüründen uzak durmaları Türkiye’de yoksulluğu kalıcılaştıran faktörlerdendir. Bunun bilincinde
olan Sosyal İşler Başkanlığımız girişimci kültürünün
geliştirilmesi amacıyla mikro kredi uygulamasına
önayak olmuştur.
İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi
Sosyal İşler Başkanlığı gerek bireyler arası ilişkiler gerekse Devlet toplum ilişkisinden kaynaklanan
insan hakları ihlallerinin önlenmesi için girişimlerde
bulunur. İnsan Haklarına dayalı demokratik hukuk
devletinin pratik bir anlam ifade etmesi Sosyal İşler
Başkanlığının öncelikli alanıdır. İnsan Hakları konusu, Türkiye insanının farklı inanç ve kanaatlerinden dolayı adli süreçte karşılaştığı
haksızlık kötü muamele ve işkencenin önlenmesinden öte bir anlam taşımaktadır. Anlayışımız
insanların şiddete başvurmadıkça düşünceyi açıklama özgürlüğünün yasalarca
garanti altına alınmasıdır.
Başkanlık uluslararası evrensel hukukun geldiği aşamayı
temel alarak insan hakları ile ilgili
kendisine gelen talepleri düşünce
ve inanç faklılığı gözetmeksizin talepte bulunanın insan olmasını yeterli kabul
ederek faaliyete geçer. Devlete olan güveni daim
kılmak yurttaşın mağduriyetini önlemek için insan hakları ihlalleri ile ilgili hukuki süreçleri ve
sonuçlarını takip eder.
Çevre Sorunları ve Kentleşme
Sosyal İşler Başkanlığı çevreyi dikkate almayan sanayileşme çarpık kentleşme gibi süreçlerin neden olduğu kent
estetiğindeki olumsuz değişmeyi gündemine almıştır. Bu çerçevede çevrenin bozulmaması için projeler geliştirir.
Çevre sorunları artık ulusal bir sorun olmaktan çıkmıştır.
İnsanlığın ortak sorunu haline gelmiştir. Atmosferdeki sanayileşmeden kaynaklanan gazların sera etkisi, denizlere bırakılan atıklar artık sonuçları açısından bütün insanlığın yaşam
alanlarını tehdit etmekte ve felakete sürüklemektedir.
Sosyal İşler Başkanlığı kentleşmenin sağlıklı zeminde
tarihi kültürel ekolojik değerleri gözeterek sürdürülmesi için
toplumsal desteğe önem vermektedir. Başkanlığımız çevre
sorunlarıyla ilgili olarak bütün ulusal ve uluslar arası sözleşmelerin önemine dikkat çekmekte Türkiye’nin özel koşullarını
da dikkate alarak ekolojik sınırları gözeten sürdürülebilir kalkınma ve kentleşmeyi benimsemektedir.
Sosyal Etkinlikler
Sosyal İşler Başkanlığı Toplumsal dayanışma ve kaynaşmayı arttırmak amacıyla sosyal ve kültürel aktiviteler
düzenler. Amaç ortak değerleri güçlendirmek toplum devlet
yakınlaşmasını arttırmak toplumun bütün üyelerine yalnız
olmadıkları hissini vermektir. Bu etkinliklere olanaklar ölçüsünde etkinliğin yapılacağı ilin milletvekilleri de katılmaktadır.
Bu etkinlikler vesilesiyle toplumun vekilleriyle iletişim teması
artmakta, gelişen diyaloglar neticesinde vatandaşlar kendilerini ifade etme olanağına kavuşmaktadırlar. Toplumla beraber
olmak onlara iletişim kurmak için mesafe engelini aşmak
kültürel değerler örf ve adetler temelinde sıcak ilişkiler geliştirmek siyaseti daha insan yüzlü hale getirmektedir.
Sosyal Etkinlikler kapsamında Yarışmalar,
Geceler, Piknik, Sportif faaliyetler, Basınla diyalog, Konferanslar, Paneller, Söyleşiler, İmza
Günleri
Organize etmek, Geziler, Bayram Kutlamaları, Taziye ziyaretleri, Bilim Teknoloji ve Sağlık konularında etkinlikler düzenler.
Çalışma Örnekleri
Ulusal ve Uluslar arası platformda sosyal politikalara yönelik bilgi şöleni konferans ve panel düzenlenmekte yine aynı
paralelde düzenlenen etkinliklerde Parti politikalarının anlatımı sağlanmaktadır.
İşsizlik ve Yoksulluk konularında; Ülke geneli ve yerelde
kamuoyu araştırması yapılmakta elde edilen veriler sonuçlarında işsizlik ve yoksullukta yüksek sonuçları olan illerimize
yönelik Belediyeler, Sivil Toplum Kuruluşları ve Kurumlarımızla irtibata geçilerek sorunun çözümüne yönelik çalışmalar gerçekleştirilmektedir.
Sosyal Politikalara Yönelik Saha Çalışmaları; Partimizin
kuruluşundan bu yana Bölge ve Genele yönelik saha araştırmaları yapılmaktadır. Teşkilatlarımız aracılığıyla yapılan
çalışmalarda vatandaşlarımızın haklarının anlatımı, sosyal
yardımların doğru kaynaklarla buluşması, işsizlik ve istihdam
yönünde saha araştırmaları yapılmakta, alınan sonuçlar ilgili
kurum veya kuruluşla paylaşılmaktadır.
Teşkilat ve Koordinasyon Çalışmaları; Genel Merkez Çalışmalarımız kapsamında belirli süre ve aralıklarla Sosyal
İşler, Yaşlılar ve Özürlüler Koordinasyon Merkezi Başkanlarımızla toplantılar düzenlenmekte il ve bölgeler bazında çalışmalar değerlendirilerek yön verilmektedir.
Tanıtım ve Organizasyon; Genel Merkez ve ilgili birimlerin
tanıtım ve çalışmalarının vatandaşla buluşmasını sağlayan
Organizasyonlarda yer alınmakta, oluşturulan platformlarda
standlarımız açılarak gerekli materyallerin paylaşımı sağlanmaktadır.
15
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
SOSYAL POLİTİKALARDA YENİ DÖNEM
VE KURUMLAR TARAFINDAN VERİLEN
HİZMETLER
Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü sosyal yardım
faaliyetlerini 81 il ve 957 ilçede valilikler ve kaymakamlıklara bağlı olarak 1038 Sosyal Yardımlar
Müdürlükleri aracılığıyla yürütmektedir.
AK PARTi İktidarında yeni açılan sağlık tesisleriyle
hastanelerin yatak kapasitesi 30 bin yatak kapasitesine yükseltilmiştir. Hastane odaları koğuş sisteminden alınıp, banyosu ve tuvaleti içinde olan oda
sistemine geçilmiştir.
Sağlık Ocakları sayısı 5,268’e yükseltilmiştir.
Yeni doğan işitme taraması programı tüm
Türkiye’de uygulanmaya başlamıştır.
16
Aile Hekimliği uygulaması tüm Türkiye’de uygulamaya geçmiş ve hizmete başlamıştır.
Şartlı Nakit Transferi SYDGM tarafından yapılan
sağlık desteklerinin yanında, nüfusun en muhtaç
kesimine dahil olan ailelerin çocuklarının ve anne
adaylarının temel sağlık hizmetlerine tam olarak
erişimini hedef alan bir sosyal güvenlik ağı oluşturmak amacıyla, ülkemizin her köşesinde Şartlı
Sağlık Yardımları uygulanmaktadır.
112 Acil Sağlık Hizmet İstasyonları (Ambulans)
sayısı 2547’e, sağlık hizmet istasyon sayısı ise
1500’e çıkmıştır. Bunun yanında 132 kar paletli
ambulans, 18 helikopter ambulans ve 2 adet uçak
ambulans ile 4 adet deniz ambulansı Türkiye’de
ilk kez kullanılmaya başlanmıştır.
Eğitimde Sosyal Politika Uygulamaları bu noktadan hareketle ilk, orta ve yüksek öğrenim çağındaki gençlerin hem çağdaş standartlarda hem de
sosyal adalet anlayışı içinde eğitim olanaklarından
eşit pay alabilmeleri gerekmektedir. AK PARTi İktidarında 2011 yılı itibariyle;
a. 160,000 tane derslik eğitime kazandırılmıştır.
b. Okullarda teknoloji sınıfları açılmış, 2011 yılı itibariyle
750,000 bilgisayar okullarda öğrencilerin kullanımına
tahsis edilmiştir.
Ücretsiz ders kitapları Milli Eğitim Bakanlığı tarafından
İlköğretim, ortaöğretim ve Açıköğretim kitapları ücretsiz
dağıtılmaya başlanmıştır.
Yüksek Öğrenimdeki öğrenciye Burs desteği artarak
devam etmektedir. YURT-KUR tarafından verilen Burs
Miktarı 2002 yılında aylık 45 TL iken 2011 yılı itibariyle
aylık 240 TL’ye yükseltilmiş olup başvuran her öğrenciye burs verilmektedir. Başbakanlık bursu da YURT-KUR
bünyesine alınmış olup, bu kurum tarafından öğrencilere
verilmektedir. Ayrıca YURT-KUR yurtlarında kalan Yükse-
Ülke genelinde çeşitli sebeplerle okula gidemeyen kız
çocuklarının okula gidebilmesi için “Haydi Kızlar Okula” kampanyasıyla kız çocuklarımız okula kavuşmuştur.
2011 yılı itibariyle bu kampanya kapsamında 350.000
kızımız okula kavuşmuştur.
Yoksulluk eğitim önünde engel değildir düsturundan hareket ederek fakir öğrencilerimize Sosyal Yardımlar genel
Müdürlüğü tarafından her ay düzenli olarak Şartlı Nakit
Transferi kapsamında eğitim yardımı yapılarak öğrencilerimizin ailelerine destekte bulunulmuş, Bu kapsamda
ödemeler her ay öğrencinin annesinin hesabına yatırılmaktadır.
17
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
köğrenim öğrencilerine sabah ve öğle yemekleri
için aylık 150 TL Beslenme yardımı yapılmaktadır.
Bunun yanı sıra Yüksek lisans yapan Öğrenciye
başvuru yaptığı takdirde burs miktarının 2 katı,
doktora öğrencisine ise burs miktarının 3 katı verilmektedir.
Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü tarafından örgün eğitime devam eden engelli ilköğretim ve ortaöğretim öğrencilerimizin ücretsiz taşınarak eğitimlerinin sağlanması amacıyla Özürlüler İdaresi
ve MEB ile işbirliği kapsamında 2011 yılı itibariyle
toplam 32.000 engelli öğrencimizi taşıma projesi
kapsamında okulla buluşmuştur.
Halk Eğitim Merkezleri 81 il ve 957 ilçede Milli
Eğitim Müdürlükleri bünyesinde dikiş-nakış, bilgisayar, kalorifer ataşeciliği ve diğer el becerileriyle
ilgili kurslar verilmeye devam etmektedir.
Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü tarafından
2003 yılından itibaren her yıl yaklaşık 2 milyon
ihtiyaç sahibi ailelere Ücretsiz kömür dağıtımı devam etmektedir. 2011 yılı itibariyle 12 milyon ton
kömür yardımı yapılmıştır.
Ramazan ve Kurban Bayramı öncesinde Sosyal
Yardımlar Genel Müdürlüğü tarafından fakru za-
18
ruret içerinde bulunan ailelere destek amacıyla kaynak
aktarılmaktadır.
Tarımsal destek uygulamaları için 2011 yılı itibariyle 6,5
milyar TL ödeme yapılmıştır.
Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğüne bağlı bulunan,
bunun yanında Belediyelere bağlı bulunan Aşevleri ile
ihtiyaç sahibi ailelerimize, engellilerimize, yaşlılarımıza,
kimsesiz vatandaşlarımıza günlük sıcak yemek dağıtımı
yapılmaktadır.
Faizsiz hayvancılık kredisini 2011 yılı itibariyle 48 bin 644
kişi kullanmıştır.
Kırsal alanda Sosyal Destek Projesi ile Tarımsal Üretim
yapmak isteyip, yeterli kaynağa sahip olmayan vatandaşlarımıza bu kapsamda Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü tarafından;
19
20
SOSYAL İŞLER DAİRE BAŞKANLIĞI
21
22
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
ÖZÜRLÜLER KOORDİNASYON MERKEZİ
23
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
ÖZÜRLÜLER
KOORDİNASYON
MERKEZİ
Toplumun bütün kesimlerine hizmet vermeyi
amaç edinen AK PARTi, bu anlayışla özürlülere yönelik çalışmalarda bulunmaktadır. Yapılan çalışmaları
daha sistematik ve disiplinli yürütebilmek amacı ile, 3
Aralık 2001 tarihinde Genel Başkanımız ve Başbakanımız öncülüğünde Özürlüler Koordinasyon Merkezi
açılmıştır. Kısa adı ÖKM olan Özürlüler Koordinasyon
Merkezi, o günden bu güne özürlü vatandaşlarımızın
her istediğinde kapısını çalabileceği bir çözüm merkezi olarak hizmet vermektedir. Başkanlığımız bünyesine çalışmalarını sürdüren Merkezlerin Kuruluş
felsefesi, özürlü vatandaşların hayatla olan mücadelelerinde onların yanlarında yer alarak karşılaştıkları ve karşılaşabilecekleri problemleri Ülke genelinde
çözüme kavuşturmak olan ÖKM, özürlü vatandaşlara
haklarını anlatmaya ve onlara yeni haklar kazandırmaya da çalışmaktadır.
Özürlülük Tanımı
24
Yüzyıllardan beri toplumda var olan özürlülük sorunu insanlık tarihi kadar eskidir. Ancak bu sorunun
ortadan kaldırılmasına yönelik gayretlerin hiç birisi
özürlülüğü ortadan kaldıramamıştır. Savaşlar, terör
olayları, depremler, yangın, su baskını gibi doğal
afetler, toprak kaymaları, bina çökmeleri, heyelanlar,
trafik kazaları, deniz kazaları, ev kazaları, iş kazaları,
yangınlar, ilaç, uyuşturucu madde, besin ve kimyasal
Başkanlığımız bünyesine çalışmalarını
sürdüren Merkezlerin Kuruluş
felsefesi, özürlü vatandaşların hayatla olan mücadelelerinde onların
yanlarında yer alarak karşılaştıkları ve
karşılaşabilecekleri problemleri Ülke
genelinde çözüme kavuşturmak olan
ÖKM, özürlü vatandaşlara haklarını
anlatmaya ve onlara yeni haklar
kazandırmaya da çalışmaktadır.
madde zehirlenmeleri, yaralanmalar, çarpmalar ve uygarlığın
beraberinde getirdiği sayısız birçok nedenin, özellikle gelişmekte olan ülkelerde özürlülerin sayısını hızla arttırdığı bilinmektedir. Sağlık hizmetlerinin yeterince gelişmemiş olduğu
ülkelerde, yukarıda belirtilen nedenlere ek olarak doğum öncesi ve doğumdan kaynaklanan özürlülükler de eklendiğinde,
özürlülüğün mevcudiyetinin önemli boyutlarda olduğu görülmektedir.
Özürlülük, doğuştan ya da sonradan olma herhangi bir
hastalık veya kaza nedeniyle kişinin bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal fonksiyonlarında belirli bir oranda
sürekli azalma ve kayıplara neden olan, organ yokluğu veya
bozukluğu sonucu normal yaşam gereklerine uyum sağlama
ve günlük ihtiyaçlarını karşılamada güçlük olarak tanımlanmaktadır. Bu düzeyde özürlü olan kişiye “özürlü-sakat-engelli” adı verilmektedir. Bu insanlar, toplumsal rollerini gerçekleştirebilmek için bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve
destek hizmetlerine ihtiyaç duyarlar.
Ülkemizin genel özürlülük profili
Türkiye İstatistik Kurumu ve Özürlüler İdaresi Başkanlığı
tarafından yapılan 2002 Özürlüler Araştırması sonuçlarına
göre, ülkemizdeki toplam nüfusun % 12,29’unu özürlü vatandaşlar oluşturmaktadır. Yaklaşık 8,4 milyon özürlüyü ifade
eden toplam özürlü vatandaşların %9,7’si süreğen hastalığı
olanlar; %1,25’i ortopedik, %0,48’i zihinsel, %0,38’i dil ve
konuşma, %0,37’si işitme, %0,6’sı görme özürlü bireylerden
oluşmaktadır.
25
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
Sorumlu ve İlgili Kuruluşlar
Özürlüler için verilen hizmetlerin koordinasyonu
ve ulusal politika oluşturulmasına yardımcı olmak
amacıyla 1997 yılında Özürlüler İdaresi Başkanlığı
kurulmuş; çıkarılan çeşitli kanun ve yönetmeliklerle
özürlülerin eğitim, istihdam, sosyal ve kültürel yaşama katılım ve ulaşılabilirlik sorunlarının çözümüne
dönük yasal düzenlemeler yapılmıştır.
Türkiye’de özürlülere yönelik hizmetleri yürüten
başlıca kurumlar; Yaşlı ve Özürlü Hizmetleri Genel
Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Türkiye İş Kurumu, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
Genel Müdürlüğü, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü, üniversiteler, valilik ve kaymakamlıklar ile yerel yönetimlerdir.
Özürlüler Kanunu
Tüm dünyada özürlülere yönelik yapılan çalışmaların ana hedefi; özürlülerin toplumsal yaşama tam
ve eşit katılımının sağlanması ve özürlü vatandaşlarımızın güçlendirilerek fırsat eşitliğinin sağlanmasıdır.
İçinde yaşadığımız toplumda ise, özürlülerin kendi
problemlerinin yanında var olan toplumsal ön yargılar
en az özrün kendisi kadar önemlidir ve mücadele edilmesi gereken bir konudur.
İlk defa iktidarımız döneminde çıkartılan “Özürlüler
Kanunu” ve beraberinde getirdiği yenilikler ile özürlü
vatandaşlarımızın şartlarında önemli iyileşmeler kaydedilmiştir. Sosyal yaşamın her alanında olduğu gibi
özürlü çalışmalarının da bilincinde olan AK kadrolar,
özürlü politikalarında dönemimizde kaydedilen başarıdan güç alarak 01.07.2005 tarihinde Meclis Genel
Kurulu’nda kabul edilen ve 07.07.2005 tarihli resmi
gazetede yayımlanan Özürlüler Kanunu ile, ve bu kanunun uygulanabilirliğinin sağlanması için çıkartılan
yönetmelikler ile özürlü vatandaşlarımızın toplumsal
hayata katılımını, eğitimden istihdama her alana katılımlarını sağlayan kolaylıkları getirmiştir.
ÖKM ‘nin Konumu ve Kuruluş Amaçları
Özürlüler Koordinasyon Merkezleri AK PARTi Genel Merkez’inde, Türkiye genelindeki il ve ilçelerde
Sosyal İşler Başkanlıkları’na bağlı olarak faaliyetlerini
sürdürmektedir.
Kamusal alanlarda özürlülerin hayatını kolaylaştıracak yapısal önlemler alarak, sosyal hayata
adaptasyonunu sağlamaya çalışmak
Özürlülerin ülke siyasetini ve yerel siyaseti öğrenmesi için ortam hazırlamak,
Özürlülerin kendi kendilerine yetebilmelerini sağlamak,
Özürlülerin başarılarını diğer özürlü vatandaşlarla
paylaşarak motivasyonlarını artırmak, bu paylaşımla aynı zamanda diğer vatandaşlarımıza da
örnek teşkil etmelerini sağlamak,
26
Toplumda özürlü vatandaşlarımızı yok sayarak
kurulan sistemlerin aksine sistemi özürlüler için
uygun hale getirmek,
Özürlü vatandaşları kendine güven konusunda motive
ederek, engellerin beraberce aşılmasını sağlamak,
Sosyal hayatta gösterebilecekleri performansı aktif siyasette de göstermelerine yardımcı olmak.
Çalışma Örnekleri
Belirli Gün ve Hafta Kutlamaları; Özürlülerimize yönelik
belirlenen 3 Aralık Dünya Özürlüler Günü ve 10-16 Mayıs Sakatlar Haftası gibi gün ve haftalarda Partimiz adına kutlama
programları gerçekleştirilmekte, Genel Merkez ve İl Teşkilatlarımızın konu ile ilgili mesajlarının Yazılı ve görsel basında
yer alması sağlanmaktadır.
Bilimsel Çalışmalar; Kongre-Seminer ve Konferans gibi
Özürlülük alanında Bilimsel toplantılar düzenlenmekte, Konu
ile ilgili Sivil Toplum Kuruluşları, Akademisyenler ve Kamu
kuruluşları bir araya getirilmektedir. Belirlenen konu başlıkları
üzerinde çalıştaylar oluşturulmaktadır.
Kampanya Çalışmaları; Belirli zaman ve aralıklarda Konu ile ilgili Sivil Toplum Kuruluşları tarafından Engelli vatandaşlarımızın hayatlarını kolaylaştırmaya yönelik düzenlenen kampanyalara destek verilmektedir.
Anket çalışması; Engelli ailelerine yönelik yapılan anket
çalışması ile Engelli profili, Partimiz ve Hükümet çalışmaları
kapsamında verilen hizmetlerin duyurulması ve eksikliklerin
tespitine yönelik çalışmayı kapsamaktadır.
Sosyal Etkinlikler; Sosyal etkinlikler kapsamında Özürlülerimize yönelik etkinlikler düzenlenmektedir. Etkinlikler engel
gruplarına göre belirlenmekte, engelli vatandaşlarımıza yönelik planlanmakta konu ve gündeme göre belirlenmektedir.
Örneğin;
Özürlüler Kanunu Bilgi Yarışması; İktidarımız döneminde ilk kez uygulamaya alınmış ÖZÜRLÜLER KANUNU’nun
engelli vatandaşlarımız tarafından öğrenilebilmesi için Ülke
27
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
geneli İl Teşkilatlarımızda Yarışma düzenlenmiştir.
Kanunun içeriğinden hazırlanan sorular ile engelli vatandaşlarımız yarıştırılmış program kamuoyunda da
Kanunun duyurulması yönünde etkin rol oynamıştır.
Hayata Sarılmak; Engeline rağmen sosyal, kültürel ve iş dünyasında başarılara imza atmış isimlerin
bir araya getirildiği bir etkinliktir.”Kendini Sev Hayata
Sarıl” sloganı ile duyurulan etkinlik engelli vatandaşlarımıza özürlü olmanın bir eksiklik olmadığı mesajını
vermeyi hedeflemiştir.
ilişkin bilgileri öğrenmek için hangi yol izlenmelidir?
Özürlü kadrosuna devlet memuru olarak atanmak
için öncelikle yapılacak olan merkezi sınava girmek
gerekmektedir. Devlet memurluğuna ilişkin sınav
duyurusu Devlet Personel Başkanlığınca yapılmakta
olup Resmi Gazete ve ilgili kurumun Web sitesinde
yayımlanmaktadır. Ayrıntılı bilgi için: (http://rega.basbakanlik.gov.tr/), (www.basbakanlik-dpb.gov.tr)
Özürlüler Koordinasyon Merkezleri İletişim
Merkezi (0 312 444 20 44 )
Sosyal İşler Başkanlığınca oluşturulan iletişim ağı
ve uzmanlıklar aracılığı ile 81 İl özürlüler Koordinasyon Merkezleri tarafından başvuran yaşlı ve yakınlarına hizmet verilmekte. Sorun Öneri ve talepleri ile ilgili
gerekli yönlendirmeleri yapılmaktadır.
SORU VE CEVAPLARLA ÖZÜRLÜ
HAKLARI
1. İşe Yerleştirilme Taleplerini Karşılama Yetkisi Hangi Kurumlardadır?
Özürlü kişilerin devlet memuru olarak istihdamları Devlet
Personel Başkanlığı koordinasyonunda ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca, işçi
olarak istihdamları ise Türkiye İş Kurumu tarafından
yapılmaktadır.
2.
İşe Girmek ve çeşitli kurumlara özürlü eleman alınıp alınmayacağına
28
Özürlü bireylerin işçi olarak işe yerleşebilmesi için
Türkiye İş Kurumu’na (Türkiye İş Kurumu İl Müdürlüklerine veya www.iskur.gov.tr adresinden) başvuru
yapılabilir.
Ayrıntılı bilgi için: www.iskur.gov.tr
3. 4857 Sayılı İş Kanunu Kapsamındaki İşyerlerinin Özürlü Çalıştırma Zorunluluğu Ne Kadardır?
İşverenler, elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları
özel sektör işyerlerinde yüzde üç özürlü, kamu işyerlerinde ise yüzde dört özürlü ve yüzde iki eski hükümlü işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun
işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler. Aynı il sınırları
içinde birden fazla işyeri bulunan işverenin bu kapsamda çalıştırmakla yükümlü olduğu işçi sayısı, toplam işçi sayısına
göre hesaplanır.
4. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa Tâbi Kurum Ve
Kuruluşlarda İstihdam Edilmesi Gereken Özürlü Oranı
Ne Kadardır?
Özel sektör işverenlerince bu madde kapsamında çalıştırılan 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa tabi özürlü sigortalılar ile 1/7/2005 tarihli ve 5378 sayılı
Kanunun 14 üncü maddesinde belirtilen korumalı işyerlerinde çalıştırılan özürlü sigortalıların, aynı Kanunun 72 nci ve 73
üncü maddelerinde sayılan ve 78 inci maddesiyle belirlenen
prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta
primine ait işveren hisselerinin tamamı, kontenjan fazlası
özürlü çalıştıran, yükümlü olmadıkları halde özürlü çalıştıran
işverenlerin bu şekilde çalıştırdıkları her bir özürlü için prime
esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine
ait işveren hisselerinin yüzde ellisi Hazinece karşılanır.
Devlet Memurları Kanununa göre; kurum ve kuruluşlar
çalıştırdıkları personele ait kadrolarda %3 oranında özürlü
personel çalıştırmak zorundadır. %3’ün hesaplanmasında
ilgili kurum veya kuruluşun (taşra teşkilatı dahil) toplam dolu
kadro sayısı dikkate alınır.
Özürlülerin istihdamı konusunda işverenler için yasal zorunluluk yanında teşviklerde sözkonusudur. İşyeri; mevzuatlarla belirtilen özürlü sayısından daha fazla özürlü çalıştırırsa
veya çalışan özürlünün özür derecesi % 80 den fazla olursa
veya herhangi bir kanuni yükümlülüğü olmamasına karşın
özürlü çalışanı varsa işveren tarafından ödenen sigorta priminin %50 si hazine tarafından karşılanmaktadır.
5. Özürlü işçi veya memur çalıştırmamanın işverene getirdiği bir yaptırım var mıdır?
Kamu ve özel sektör işverenlerinden sorumluluğunu yerine getirmeyenlerden her ay çalıştırmadığı her özürlü için belli
bir miktar para cezası kesilmektedir. Özürlü memur çalıştırmamanın herhangi bir müeyyidesi bulunmamaktadır.
6. Özürlü İstihdam Etme Sorumluluğunu Yerine Getirmeyen İşverenlerden Toplanan Ceza Paraları Hangi
Amaçlar İçin Kullanılmaktadır?
Özürlü istihdam etme sorumluluğunu yerine getirmeyen
işverenlerden toplanan ceza paraları, özürlülerin meslekî
eğitim ve meslekî rehabilitasyonu, kendi işini kurma ve bu
gibi projelerde kullanılmak üzere Türkiye İş Kurumuna aktarılmaktadır.
7. İşyerlerinde Özürlülere Yönelik Ne Tür Düzenlemeler
Yapılmaktadır?
“Özürlü, Eski Hükümlü ve Terör Mağduru İstihdamı Hakkında Yönetmelik”e göre işverenler, işyerlerini, imkânlar ölçüsünde, özürlülerin çalışmalarını kolaylaştıracak şekilde hazırlamak, sağlıkları için gerekli tedbirleri almak, mesleklerinde
veya mesleklerine yakın işlerde çalıştırmak, işyerleriyle ilgili
bilgi ve yeteneklerini geliştirmek, çalışmaları için gerekli araç
ve gereçleri sağlamak zorundadır. Özürlüler, yapabilecekleri
işler dışında sağlıklarına zarar verecek diğer işlerde çalıştırılamaz. Uygun koşulların varlığı halinde çalışma sürelerinin
29
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
başlangıç ve bitiş saatleri, özürlünün durumuna göre
belirlenir.” denilmektedir.
30
8. Özelleştirilen Veya Özelleştirilme Kapsamına
Alınan Kamu Kuruluşlarında Çalışan Özürlülerin Yasal Hakları Nelerdir?
Kapatma ve tasfiye hâllerinde işten çıkarılma durumunda iş kaybı tazminatı, özürlülere, kanunun diğer
çalışanlara tanıdığı hakların iki katı oranında ödenir.
İlgili Kanun Maddesi: 5398 sayılı”Özelleştirme
Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun”
“Bu Kanuna göre özelleştirme kapsamına alınan
kuruluşların (iştirakler hariç) özelleştirmeye hazırlanması, özelleştirilmesi, küçültülmesi veya faaliyetlerinin kısmen ya da tamamen durdurulması, süreli ya da
süresiz kapatılması veya tasfiye edilmesi nedeniyle;
bu kuruluşlarda iş sözleşmesine dayalı olarak ücret
karşılığı çalışanlardan iş sözleşmeleri tâbi oldukları iş
kanunları ve toplu iş sözleşmeleri gereğince tazminata hak kazanacak şekilde sona ermiş olanlara, kanunlardan ve yürürlükteki toplu iş sözleşmelerinden doğan tazminatları dışında ilave olarak iş kaybı tazminatı
ödenir. Ayrıca bunların mesleklerinde geliştirilmesine,
bir meslekte yetiştirilmesine veya meslek edindirilmesine ilişkin eğitim giderleri ile yeni iş bulmalarına katkı
sağlamak amacıyla yapılacak giderler Özelleştirme
Fonundan karşılanır. Özürlü personele (ilgili kanunların öngördüğü I, II ve III. derece), bu maddede belirtilen tutarın iki katı olarak iş kaybı tazminatı ödenir.
İş kaybı tazminatı ödenmesi ve sağlanabilecek diğer
hizmetlere ilişkin işlemler Türkiye İş Kurumu Genel
Müdürlüğü tarafından yürütülür.”
MESLEKİ EĞİTİM
1. Özürlülere Yönelik Meslekî Eğitim Faaliyetlerini Hangi
Kurum/Kuruluşlar Yürütmektedir?
Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde İşitme Engelliler Çok
Programlı Liseleri, Ortopedik Engelliler Meslek Liseleri, zihinsel engellilere yönelik Meslekî Eğitim Merkezleri, İş Eğitim
Merkezleri ve Yetişkin Zihinsel Engelliler İş Eğitim Merkezleri
özürlülere yönelik meslekî eğitim programları düzenlenmektedir.
Bu kuruluşların meslekî eğitim faaliyetlerinden yararlanmak isteyen kişiler Ankara’daki kuruluşlar için Millî Eğitim
Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel
Müdürlüğüne, illerdeki kuruluşlar için İl Millî Eğitim Müdürlüklerine başvurabilirler.
2. Özürlülere Yönelik Meslek Edindirme Kurslarını Hangi
Kurum/Kuruluşlar Düzenlemektedir?
Türkiye İş Kurumu ve MEB Çıraklık Yaygın Eğitim Genel
Müdürlüğü özürlülere yönelik meslek edindirme kursları düzenlemektedir.
Ayrıntılı bilgi için: www.iskur.gov.tr, www.meb.gov.tr
ÖZLÜK HAKLARI
belgelendirilmesi hâlinde, ilgilinin talebi üzerine eğitim ve öğretim kuruluşlarının bulunduğu il veya ilçe sınırları dahilinde
kurumunda bulunan durumuna uygun boş bir kadroya ataması yapılır.
2. Özürlülerin Tayin ve Nakillerinde Başka Özel Hükümler
Var mıdır?
Atama, tayin ve nakiller; konuya ilişkin mevzuatlar çerçevesinde ilgili kurumlar tarafından yapıldığından tayin ya
da nakil ile ilgili girişimlerin söz konusu kurumlar nezdinde
şahsen yapılması gerekmektedir
1. Bakım Gereksinimi Olan Özürlü Yakını Bulunan Memurların Tayininde Kolaylık Sağlanmakta mıdır?
3. Özürlü Çocuğu Olan Çalışan Anneler İçin Özel Bir Düzenleme Var mıdır?
5378 sayılı Özürlüler Kanunu 21’inci maddesiyle 657 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir:
Sosyal güvenlik reformu olarak bilinen 5510 sayılı Kanunla, sosyal güvenlik sistemimize getirilen yeni bir düzenleme ile başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul
çocuğu bulunanların, 01.10.2008 tarihinden sonra geçen
prim ödeme gün sayılarının dörtte biri, prim ödeme gün sayıları toplamına eklenecek. Eklenen bu süreler emeklilik yaş
hadlerinden de indirilecek. Yapılan bu düzenleme ile özürlü
çocuğu olan kadınlara erken emeklilik hakkı tanınmıştır.
EK MADDE 39.- Devlet memurlarının, hayatını başkasının
yardım veya bakımı olmadan devam ettiremeyecek derecede özürlü olduğu sağlık kurulu raporu ile tespit edilen eşi,
çocukları ile kardeşlerinin, memuriyet mahalli dışında resmî
veya özel eğitim ve öğretim kuruluşlarında eğitim ve öğretim
yapacaklarının özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından
31
4. Özürlü Memurlar Gece Nöbeti Ve Gece Vardiyası Tutacaklar Mıdır?
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
Özürlü memurlara isteği dışında gece nöbeti ve
gece vardiyası görevi verilmeyecektir.
EMEKLİLİK
1. Özürlü Bireyler Erken Emekli veya Malülen
Emekli Olmak İçin Nereye Müracaat Etmelidir?
Özürlülerin emeklilik işlemleri diğer çalışanlarda
olduğu gibi ilgili SGK tarafından yapılmaktadır. Özürlüler erken emeklilik ya da malülen emeklilik işlemlerini
SGK’a müracaat ederek başlatabilirler.
Ayrıntılı bilgi için: www.sgk.gov.tr
(Çalışma ve Sosyal Güvenlik İletişim Merkezi’ni 7
gün 24 saat arayabilirsiniz)
SAĞLIK YARDIMI
1. Sosyal Güvencesi Olan Özürlü Bireylerin Sağlık Giderleri Nasıl Karşılanmaktadır?
Sosyal güvencesi olan özürlü bireylerin tedavi,
muayene, ilaç, tetkik ve ortez-protez ihtiyaçları bağlı oldukları sosyal güvenlik kuruluşu tarafından katkı
payı alınarak karşılanmaktadır.
2. Tedavi Giderleri Kendi İmkânları İle Karşılayamayan Ve Sosyal Güvenlik Kapsamında Bulunmayan Özürlü Bireylerin Tedavi Giderleri
Nasıl Karşılanmaktadır?
32
Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşunun güvencesi altında olmayan ve yeterli ödeme gücü bulunmayan özürlü bireyler yeşil kart uygulamasından faydalanmaktadır. Bu kapsamda tedavi, muayene, ilaç,
tetkik, diş tedavisi ve ortez-protez ihtiyaçları temin
edilmektedir.
3. Yeşil Kart ve Genel Sağlık Sigortası Nedir?
Hiçbir sosyal güvencesi olmayan bireylerin sağlık
hizmetleri yeşil kart verilerek karşılanmaktadır. Genel
sağlık sigortasının uygulanmasıyla yeşil kart uygulaması yürürlükten kalkacaktır ancak yeşil kart almaya
hak kazanmış olanlar genel sağlık sigortası kapsamında bu hizmetlerden yararlanmaya devam edecekle ve primleri belirlenen koşullarda devlet tarafından
karşılanacaktır.
4. Yeşil Kart İçin Nereye Başvuru Yapılır?
Yeşil kart almak isteyenlerin ikametgâhları merkez
ilçede ise valiliğe, diğer ilçelerde ise kaymakamlıklara
başvurması gerekmektedir.
ÖZÜRLÜ AYLIĞI
1. Özürlü Aylığı Nedir?
Toplumda genellikle”özürlü aylığı” olarak bilinen ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Primsiz Ödemeler Genel Müdürlüğü tarafından 2022 sayılı”65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç,
Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması
Hakkında Kanununun” ilgili maddelerince bağlanan aylıktır.
Ekonomik yoksunluk içinde bulunan; 18 yaşından büyük
özürlü bireyler ve kanunen bakmakla yükümlü olduğu 18 yaşını tamamlamamış özürlü yakını bulunan Türk Vatandaşlarına aylık bağlanmaktadır. Üç aylık olarak ödenen bir aylıktır.
Özür oranına göre aylığın miktarı değişmektedir.
2. Özürlü Aylığını Kimler Alabilir?
Sosyal güvenlik kurumundan, yetim aylığı almakta olan
özürlü bireylerin aylık veya gelirleri, alacağı özürlü aylığından
az ise aradaki fark ilgili sosyal güvenlik kurumu tarafından
karşılanacaktır.
3. Aylık Bağlanması İçin Gerekli İşlem ve Belgeler Nelerdir?
Aylık bağlanması için gerekli işlem ve belgeler şunlardır.
Yönetmeliğin (6 Kasım 2010 tarih ve 27751 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır) EK-1 ve EK-2’sinde yer alan
başvuru formu,
Özürlü veya başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek derecede özürlü olmaları nedeniyle
aylık bağlanacaklar için”özürlü sağlık kurulu raporu”,
Yetkili hastaneden alınmış özürlü sağlık kurulu raporuna
göre”özürlü”(özür oranı %40-%69) ve başkasının yardımı
olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek derecede özürlü
(özür oranı%70 ve üzeri) olan,
Aylık talebinin vasi tarafından yapılması hallerinde mahkemeden alınmış vasilik kararı,
Kanunen bakmakla yükümlü kimsesi bulunmayan,
Özürlü olduklarını yetkili hastanelerden alacakları”özürlü
sağlık kurulu raporu” ile kanıtlayan 18 yaşını doldurmuş
ve herhangi bir işe yerleştirilememiş olan özürlü bireyler için Türkiye İş Kurumuna doğrudan kendilerinin veya
yazılı talepleri üzerine kaymakamlıklar ya da mahalli
(malmüdürlükleri-defterdarlıklar)
maliye teşkilatları
tarafından adlarına
başvuru yapıldığına
dair belge,
Sosyal güvenlik kurumlarından her ne ad altında olursa
olsun bir gelir veya aylık hakkından yararlanmayan,
Nafaka bağlanmamış veya bağlanması mümkün olmayan,
Mahkeme kararıyla veya doğrudan bir mevzuat gereği
bağlanmış herhangi devamlı bir gelire sahip bulunmayan,
Her türlü gelirleri toplamının aylık ortalaması, kanunla belirlenen muhtaçlık sınırının altında olan kişiler ile;
Yukarıdaki koşullara sahip olup kanunen bakmakla yükümlü olunan 18 yaşını tamamlamamış özürlü yakını bulunanlar, bakımının fiilen gerçekleşmesi ve aylık ortalama
gelirinin kanunla belirlenen muhtaçlık sınırının altında olması
kaydıyla bu aylıktan faydalanabilir.
ADNKS’den (Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi) alınacak
yerleşim yeri ve diğer adres bildirim formu,
Mahallî maliye teşkilatlarınca aylık bağlanması için istenilen
ilgili Yönetmeliğin ekin33
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
deki belgeler Kurum internet sayfasından temin
edilir. (www.sgk.gov.tr) Bu formlar için ilgililerden
herhangi bir ücret talep edilemez. Yerleşim yeri ve
diğer adres bildirim formu ilgililerden talep edilmez, ilgili Kurumca temin edilir. Başvuru formunda yer alan aylık istek dilekçesi ile mal bildirim belgesi aylık talebinde bulunanın kendisi veya gerekli
hallerde kanuni temsilcileri tarafından doldurulup
imzalanır.
Aylık bağlanması için gerekli belgelerden Kuruma, mahalli maliye teşkilatları tarafından belirtilen
belgeler gönderilir. Diğer belgeler mahalli maliye
teşkilatlarında muhafaza edilir. Muhtaç olmadığına
karar verilenler ile vücut fonksiyon kaybı oranı %
40’ın altında olanların belgeleri Kuruma gönderilmez. Bu durumda başvuru sahiplerine mahalli
maliye teşkilatlarınca gerekçesi de belirtilmek suretiyle yazılı olarak bilgi verilir.
“Özürlü sağlık kurulu raporunun” aslı, ilgili hastane
başhekimliği tarafından mühürle onaylanmış örneği veya Kurumca kabul edilmiş elektronik ortamda
temin edilen örnekleri kabul edilir. Ayrıca,”özürlü
sağlık kurulu raporunun” aslının getirilmesi halinde, belgenin fotokopisi, aslına uygunluğu kontrol
edildikten sonra mahalli maliye teşkilatlarında birim amiri, Kurumda ise görevlendirilecek personel
tarafından isim ve unvan yazılmak suretiyle tasdik
edilerek kabul edilir.
4. Özürlü Aylığı İçin Nereye Başvuru Yapılır?
İkamet edilen yerlerdeki defterdarlık veya malmüdürlüğüne başvurmaları gerekmektedir.
Özürlü Aylığı ile ilgili Ayrıntılı Bilgi İçin:
Özürlü bireylerin aylık bağlanması işlemleriyle ve
34
sonrasındaki ilgili konular için aşağıdaki adresten ayrıntılı bilgi alınabilir.
Primsiz Ödemeler Genel Müdürlüğü Sosyal Yardımlar
Daire Başkanlığı
Tuna Cad. No:7 Kızılay/ ANKARA
Tel : (0.312) 458 10 36 - 37 - 38 - 39 - 40
Web adresi: www.sgk.gov.tr
MUHTAÇ AYLIĞI
1. Muhtaç Aylığı Nedir?
Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından ödenen ayıktır. Vakıflar Yönetmeliğinin hükümlerine göre, 18 yaşından büyük özürlü bireylere ve 18 yaşından küçük
özürlü çocuğu bulunan ana babalara ve ayrıca, annesi veya babası olmayan 18 yaşından gün alamamış
yetim çocuklara aylık bağlanmaktadır.
2. Muhtaç Aylığını Kimler Alabilir?
% 40 ve üzeri özürlü olan muhtaçlara,
Sosyal güvencesi olmaması,
Herhangi bir gelir veya aylığı bulunmaması,
Mahkeme kararı veya kanunla bakım altına alınmamış
olması,
Gelir getirici taşınır ve taşınmaz malı mevcut olmaması
veya olup da bunlardan elde edeceği aylık ortalama gelirinin bu yönetmelikle belirlenen muhtaç aylığı miktarını
geçmemesi,
halinde muhtaç aylığı bağlanır.
3. Muhtaç Aylığı İçin Gerekli Belgeler Nelerdir?
Muhtaç aylığı başvuru formu*
Özürlü için sağlık kurulu raporu
* Muhtaç aylığı başvuru formu www.vgm.gov.tr adresinden de sağlanabilir.
4. Muhtaç Aylığı İçin Nereye Başvurulur?
Özürlü bireyler başvuru formunu doldurup imzaladıktan
sonra özrünü ve özür oranını belirten”özürlü sağlık kurulu raporunu” ekleyip, ikamet ettiği ilin bağlı olduğu Vakıflar
Bölge Müdürlüğüne şahsen, posta yoluyla veya Vakıflar
Genel Müdürlüğünün internet sitesi üzerinden başvuru yapabilirler.
Ayrıntılı Bilgi İçin
Özürlü bireylerin muhtaç aylığı ile ilgili konular için aşağıdaki adresten ayrıntılı bilgi alınabilir.
Vakıflar Genel Müdürlüğü
Milli Müdafa Cad. No: 20 Kızılay / ANKARA
Tel: 0 (312) 415 50 00 (10 Hat)
Web adresi : www.vgm.gov.tr
35
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
2022 Sayılı Kanun kapsamında Engelli maaşları
ve Yaşlılık maaşları ( 3 ayda 1)
%40 - 69 özür grubuna kadar olanlar için : 600
TL’e yükseltilmiştir.
%70 ve yukarısı özür grubu için : 900 TL’e yükseltilmiştir.
65 Yaş Aylığı : 210 TL’e yükseltilmiştir.
Ekim 2010 yılı itibariyle Kamuda çalışan Engelli
Memur Sayısı : 18 bin 787’e yükseltildi.
Ekim 2010 Yılı itibariyle Kamu ve Özel Sektör Kuruluşlarında İşçi olarak istihdam edilen engelli İşçi
Sayısı : 32 Bin 257’e Yükseltildi.
36
ÖZÜRLÜ BAKIM HİZMETLERİ
1. Bakıma Gereksinimi Olanlara Devletin Sunduğu Bir Hizmet Var mıdır?
Ailesi ekonomik yoksunluk içinde bulunan bakıma muhtaç özürlü bireylere evlerinde veya kurumda
bakım hizmeti verilmektedir. Bu hizmetlerin iki asgari
ücrete kadar olan kısmı Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından ödenmektedir. Yine aynı şartlarda bakımı aile bireyi ya da
yakını tarafından karşılanan özürlü birey için, bakımı
yapan kişiye bir asgari ücrete kadar ödeme yapılmaktadır. Bakım hizmeti ve bakım ücretinden faydalanmak için ikamet edilen yerdeki İl Sosyal Hizmetler
Müdürlüğü’ne veya varsa İlçe Sosyal Hizmetler Müdürlüğü başvurmak gerekmektedir.
2. Evde Bakım Parası Nedir?
Özürlü bireylerin hayatlarının idamesini evde yürütecek
kişilere Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından aylık net
asgari ücret miktarında verilen tutara evde bakım parası denilmektedir. Evde bakım parası özürlü bireylerin kendisine
değil, bakımını üstlenen akrabası, vasisi gibi üçüncü kişilere
ödenen bir meblağdır.
3. Evde Bakım Parası Almanın Şartları Nelerdir?
Özürlü bireylerin evde bakım parası alabilmesi için üç
şart gereklidir.
1. Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamı
esas alınmak suretiyle kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendisine düşen ortalama aylık
gelir tutarının, bir aylık net asgari ücret tutarının 2/3’ünden
daha az olduğu bakım raporu ile tespit edilmesi,
mektedir. Bakıma muhtaç özürlü bireye SHÇEK bakım merkezlerinde ya da özel bakım merkezlerinde hizmet verilmektedir.
Kurum Bakımı İçin Başvuru Yerleri
Özürlü bireyin ikametgâhının bulunduğu yerdeki Sosyal
Hizmetler İl Müdürlüğü’ne, veya varsa Sosyal Hizmetler İlçe
Müdürlüklerine başvurulması gerekmektedir. Sosyal Hizmetler İlçe Müdürlüklerinin bulunmadığı yerlerde ise Kaymakamlıklara başvuru yapılabilir.
Ayrıntılı Bilgi İçin
www.shcek.gov.tr
Evde Bakım Ücretleri 2011 yılı itibariyle; Özürlü çocuğuna ve yakınına Evde bakana “Evde Bakım Ücreti” Ödenmeye
başlandı. Bu ücret 2011 yılı (dahil) İtibariyle Aylık : 600 TL’e
yükseltilmiştir.
2. Özürlü bireyin heyet raporu veren hastanelerden alacağı özürlü sağlık kurul raporunun ağır özürlü kısmında
mutlaka”Evet” yazan bir ibare bulunması,
3. Özürlü bireyin başkasının yardımı olmadan hayatını
devam ettiremeyecek şekilde bakıma muhtaç olması gerekli
olduğunun bakım heyeti raporu ile tespit edilmesi,
4. Evde Bakım Parası İçin Nereye Başvurulur?
Evde bakım parası alabilmek için özürlü bireyin
ikametgâhının bulunduğu yerdeki Sosyal Hizmetler İl
Müdürlüğü’ne, veya varsa Sosyal Hizmetler İlçe Müdürlüklerine başvurulması gerekmektedir. Sosyal Hizmetler İlçe
Müdürlüklerinin bulunmadığı yerlerde ise Kaymakamlıklara
başvuru yapılabilir.
Kurum Bakımı Nedir?
Bakıma muhtaç özürlü bireyin aile yanında bakımının
mümkün olmaması halinde kurumda bakım hizmeti verilir.
Bakım hizmetleri SHÇEK İl Müdürlüğü denetiminde yürütül37
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
YARDIMCI ARAÇ GEREÇ VE CİHAZLAR
1. Sosyal Güvencesi Olmayanlar Ortopedik ve
Diğer Yardımcı Araç ve Gereçleri Nasıl Alabilir?
İliniz veya İlçenizin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına müracaat ederek talepte bulunabilirsiniz. Ayrıca; Kızılay ve diğer sosyal yardım amaçlı
dernek, vakıf, federasyon, konfederasyonlardan bu
konuda yardım alabilirsiniz.
Ayrıca belediyeler tarafından da çeşitli yardımlar
yapılmaktadır.
2. Tekerlekli Sandalyenin Bedelini Kim Öder?
38
Bağlı bulunulan sosyal güvenlik kurumunca karşılanır. Herhangi bir sosyal güvenceye tâbi olmama
halinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarından sağlanması Valilik ve Kaymakamlıklardan talep
edilebilir.
3. İşitme Cihazının Bedelini Kim
Öder?
Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık
Uygulama Talimatı gereğince ödeme yapılır. Cihazların ödenmeyen kısımları
olmama halinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarından sağlanması Valilik
ve Kaymakamlıklardan talep edilebilir..
4. Hasta Alt Bezinin Bedeli Ödeniyor mu?
Hastalığı nedeniyle “mesane veya rektum” kontrolü olmadığının (çocuklar için en az iki yaşını tamamlamış olmak
kaydı ile) ve hasta altı bezi kullanması gerektiğinin belirtildiği
uzman hekim raporuna dayanılarak reçete düzenlenmesi halinde ihtiyaca binaen kullanılması öngörülen hasta alt bezine
ait fatura bedelleri birer aylık devreler halinde Sosyal Güvenlik Kurumunca ödenir.
Gelir vergisi indiriminden yararlanmak isteyen özürlü
hizmet erbabı, nüfus kağıdının örneği ve çalıştığı işyerinden
alacağı hizmet erbabı olduğunu gösterir belge ile birlikte illerde Defterdarlık Gelir Müdürlüğüne, bağımsız Vergi Dairesi
bulunan ilçelerde Vergi Dairesi Müdürlüğüne, diğer ilçelerde
Mal Müdürlüğüne bir dilekçe ile başvuracaktır
3. Gelir Vergisi İndiriminden Yararlanmak İsteyenlerin
Hangi Belgeleri Hazırlamaları Gerekmektedir?
Gelir Vergisi indiriminden yararlanmak isteyenlerin dilekçe ekinde bulunduracakları belgeler şunlardır:
Özürlü hizmet erbabı için:
a. Çalıştığı işyerinden alacağı hizmet erbabı olduğunu
gösterir belge,
b. Nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf.
Hizmet erbabının bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişiler
için:
VERGİ İNDİRİMİ VE ARAÇLAR
a. Ücretlinin çalıştığı işyerinden alacağı hizmet erbabı
olduğunu gösterir belge,
1. Özürlülüğe Bağlı Gelir Vergisi İndiriminden Kimler
Yararlanabilmektedir?
b. Özürlü kişilerin nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf
Özürlü hizmet erbabı ile bakmakla yükümlü olduğu özürlü
kişi bulunan hizmet erbabı, özürlü serbest meslek erbabı ile
bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunan serbest meslek erbabı,
c. Özürlü kişiye bakmakla yükümlü olduğunu gösteren
belge.
Basit usulde vergilendirilenlerden, tüccar ve ücretli durumuna girmeksizin, imalat, tamirat ve küçük sanat işleri ile
uğraşan, (ilk madde ve yardımcı malzeme müşteriye ait olarak faaliyet gösteren terzi, tamirci, marangoz gibi) özürlüler
yararlanmaktadırlar.
2. Kamu Sektöründe ve Özel Sektörde Çalışan Özürlülerin Gelir Vergisi İndiriminden Yararlanabilmeleri İçin
Yapacakları İşlemler Nelerdir?
39
Özürlü serbest meslek erbabı için:
a. Vergi kimlik numarasını gösteren belge,
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
b. Nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf.
Serbest meslek erbabının bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişiler için:
a. Serbest meslek erbabının vergi kimlik numarasını gösteren belge,
b. Özürlü kişilerin nüfus cüzdanı örneği ve üç
adet fotoğraf,
c. Özürlü kişiye bakmakla yükümlü olduğunu
gösteren belge.
Gelir Vergisi indiriminden yaralanma hakkına sahip basit usulde vergilendirilen özürlüler için:
a. Vergi kimlik numarasını gösteren belge,
b. Nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf.
4. Özürlünün Sahip Olduğu Konutta Vergi Muafiyeti Var mıdır?
5378 Sayılı Özürlüler Kanunu’nun 22’inci maddesi buna ilişkin düzenlemeyi içerir.
Madde 22.- 29.7.1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan”gazilerin” ibaresinden sonra gelmek
üzere”özürlülerin,” ibaresi eklenmiştir.
Buna göre; 200 metrekareden küçük tek konutu
olan özürlüler emlak vergisinden muaftır.
5. Malûl Ve Özürlüler Tarafından Gümrük Vergisinden Muafen İthal Edilecek Başka Eşya Var
Mıdır?
40
Özürlülerin eğitimi, çalışması veya fiziksel, ruhsal
ve sosyal gelişimlerine yönelik olarak özel suretle imal
edilmiş olup, malûl ve özürlülerin kendi kullanımları
için getirdikleri veya onlara yardım sağlanması amacına yönelik olarak kamu yararına faaliyette bulunan
dernekler ile Sağlık Bakanlığınca yetki verilmiş kurum
ve kuruluşlarca ithal edilen ve Kararnamede sayılan
eşyalar gümrük vergilerinden muaftır.
Bu eşyalar:
Görmeyenler ve kısmen görenler için eğitsel, bilimsel veya kültürel gelişimlerine yönelik olmak üzere
özel surette imal edilmiş matbu yayınlar, kabartma
baskılar ve kağıtları, braille kağıdı, beyaz bastonlar,
yazı ve kelime işlem makineleri, konuşan kitaplar,
kasetçalarlar, büyütücü televizyon ekranları, elektronik yer saptayıcı ve engel dedektörü, saatler ve diğer
parçalar vb.
Ortopedik cihazlar (motorlu veya motorsuz koltuklar, bisiklet, motosiklet, koltuk değnekleri, protez organlar vb.)
İşitme özürlülerin işitmesini kolaylaştırmaya mahsus cihazlar.
Vücut kusur veya noksanlığını gidermek amacıyla üstte
veya elde taşınan veya vücudun içine yerleştirilen diğer cihazlar.
Eğlence merkezleri için özel oyun ekipmanları gibi eşyalardır.
Özel olarak malûl ve özürlülerin kullanımına mahsus olan
ve eşya ile birlikte getirilen parça, yedek parça ve standart
aksesuarlara veya bu eşyanın bakım, kontrol, ayarlama ya
da tamiri için gerekli olan aletler de muafiyet kapsamındadır.
Söz konusu parça, yedek parça ve aksesuarlar ile sair alet-
lerin eşyanın ithalinden sonra getirilmesi halinde muafiyetin
uygulanması için bunların muafen ithal edilen eşya ile ilgili
olduklarının tevsik edilmesi gerekir.
Bu eşyaların muafen ithaline ilişkin talepler, doğrudan eşyanın getirildiği Gümrük İdaresine yapılır. Gümrük İdaresi’nce
eşyanın Kararname kapsamında ve kararnamede sayılan
eşya olması halinde ithaline izin verilir
6. ÖTV Muafiyetinden Yararlanarak Araç Nasıl Alınır?
ÖTV Kanununun 7 nci maddesinin 2 numaralı bendi ile
bu Kanuna ekli (II) sayılı listede yer alan kayıt ve tescile tâbi
mallardan;
a) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³’ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³’ü aşanlar hariç)
41
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
ve 87.11 G.T.İ.P. numaralarında yer alanların, sakatlık
derecesi % 90 veya daha fazla olan malûl ve engelliler
tarafından,
42
b) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³’ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³’ü
aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P. numaralarında yer
alanların, bizzat kullanma amacıyla sakatlığına uygun
hareket ettirici özel tertibat yaptıran malûl ve engelliler
tarafından,
c) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³’ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³’ü
aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P. numaralarında yer
alanların, bu bendin (a) ve (b) alt bentlerinde belirtilen
malûl ve engelliler tarafından ilk iktisabından sonra
deprem, heyelan, sel, yangın veya kaza sonucu kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle hurdaya çıkarılmasında, bu G.T.İ.P. numaralarında yer alan malları hurdaya çıkaran malûl ve engelliler tarafından, beş yılda
bir defaya mahsus olmak üzere ilk iktisabı ÖTV’den
istisna edilmiştir.
Özel Tüketim Vergisi Kanununda 5228 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu malül ve engellilere
sağlanan ÖTV istisnasının kapsamı genişletilmiş ve
engel derecesi % 90 nı aşanların herhangi bir mekanik ilave veya tadilat yapılması şartı olmaksızın yurt
içinden veya yurt dışından iktisap ettikleri taşıt araçlarından ÖTV tahsil edilmemesi sağlanmıştır. Engel
sebebinin önemi bulunmamaktadır. Görme, işitme,
konuşma veya ortopedik olabileceği gibi zihinsel engellilerde yasadan yararlanabilmektedir.
Sakatlık derecesinin %90 ve üzerinde olduğu,
“Özürlülere Verilecek Sağlık Raporları Hakkında Yönetmelik” uyarınca Sağlık Bakanlığının belirlediği sağlık kuruluşlarından (tam teşekküllü Devlet Hastanesi)
alınacak rapor ile belgelendirilmesi şartıyla, yukarda
motor silindir hacmi belirtilmiş olan araçlardan birisinin engelliler tarafından ÖTV ödemeden satın alınması veya ithal edilmesi imkan dâhilindedir. Bu şekilde
yurt içinden taşıt aracı iktisap edecek veya ithal edecek olanların motorlu taşıt kullanma ve ehliyet alma
imkânları olmadığı için bunlar adına alınan taşıtlar
başkaları tarafından kullanılacaktır. Bu kişilerde, Gümrük Vergilerinden Muafiyet ve İstisna Tanınacak Haller
Hakkında Karar ve Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde
tanımlandığı üzere, araç sahibinin üçüncü dereceye
kadar kan ve sihri hısımlarından birisi veya noterce
düzenlenmiş iş akdine bağlı olarak istihdam edilen bir
sürücü olacaktır. Araç ithal etmek için Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğüne başvurulması gerekmektedir.
Bilgi için: Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğü: İstanbul Yolu 6.km. TCDD
Gümrük Ambarları Behiçbey / ANKARA Tel : 0 (312)
3971527 - 3977547 www.gumruk.gov.tr
7. Sol Alt Ekstremite Sakatlığı Bulunanlar ÖTV’den Yararlanır mı?
8. Malül ve Özürlülere Ait Taşıtların Trafik İşlemleri Nasıl Yapılmaktadır?
Malül ve Engellilerin Araç Alımında ÖTV İstisnası Uygulamasının Şartları ile İstisnadan Yararlanılan Araçların
Satışında Vergi Uygulanması’na yönelik 30.04.2010 tarihli
Özel Tüketim Vergisi Sirküleri/12’ye göre, sağlık raporuna
göre sadece sol alt ekstremitede sakatlığı bulunan malul ve
engellilerin”H” sınıfı sürücü belgesi olması halinde, başkaca
özel tertibat yapılmasına gerek olmaksızın otomatik vitesli
araçlarıilk iktisabında bu istisnadan yararlanmaları mümkün
bulunmaktadır. Bu durumda sakatlık derecesi % 90’ın altında
olup, sadece sol alt ekstremitede sakatlığı bulunan malul ve
engelliler için verilecek (2A) numaralı ÖTV beyannamesine,
aracın sakatlığa uygun olarak tadil edildiğine dair teknik belge
yerine aracın otomatik vitesli olduğuna dair”uygunluk belgesi” nin aslı veya noter onaylı örneği eklenecektir.
31 Aralık 2004 Tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile Karayolları Trafik Yönetmeliği nin 53 üncü ve 74
üncü maddelerinde değişiklik yapılarak; ithaline izin verilen
veya ülkemizde imal edilen malul ve özürlülere ait özel tertibatlı araçlar ile özür derecesi % 90 ve üzerinde olan malul ve
özürlüler adına Özel Tüketim Vergisinden muaf olarak tescil
edilmiş özel tertibatı olmayan araçlara, üzerinde özürlülere
mahsus işaret bulunan plakalardan verileceği hüküm altına
alınmıştır.
Bu tür araçların trafik kuruluşlarınca tescil işlemlerinin
yapılması sırasında;
Bizzat kullanım amacıyla malul ve özürlü tarafından ithal
edilen özel tertibatlı otomobiller ile motosikletlerin tescil
43
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
belgelerine, “Araç sahibi tarafından kullanılması zorunlu olup, ilgili gümrük müdürlüğünün izni
olmadan devri, satışı, hibesi, intifasının mülkiyeti
muhafaza kaydıyla veya sair şekillerde akden devri, tasarruf hakkının vekaletname ile devredilmesi,
kiralanması, ödünç verilmesi, özel tertibatının kaldırılması veya değiştirilmesi yasaktır.”,
Malul ve özürlü tarafından ithal edilen özel tertibatlı minibüslerin tescil belgelerine, “Araç sahibinin
üçüncü dereceye kadar kan ve sihri hısımlarından
bir sürücü veya noterce düzenlenmiş iş akdine
bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü tarafından
kullanılması zorunlu olup, ilgili gümrük müdürlüğünün izni olmadan devri, satışı, hibesi, intifasının
mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair şekillerde
akden devri, tasarruf hakkının vekaletname ile
devredilmesi, kiralanması ödünç verilmesi, özel
tertibatının kaldırılması veya değiştirilmesi yasaktır.”,
Malul ve özürlü tarafından bizzat kullanılmak amacıyla ülkemizden satın alınarak ilk iktisap edilen
özel tertibatlı araçların tescil belgelerine, “Araç
sahibi tarafından kullanılması zorunlu olup, Özel
Tüketim Vergisi ödenmeden devri, satışı, hibesi,
intifasının mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair
şekillerde akden devri, tasarruf hakkının vekaletname ile devredilmesi, kiralanması, ödünç verilmesi, özel tertibatının kaldırılması veya değiştirilmesi yasaktır.”, ikinci el araç olarak satın alınmış
ise,”Araç sahibinden başkasının kullanması yasaktır.” şeklinde şerh konulacaktır.
Özel tertibatı olmayıp, özür derecesi % 90 ve üzeri olan malul ve özürlüler tarafından ÖTV’den muaf
44
olarak bizzat ithal edilen ya da ülkemizden satın alınan araçların tescil belgelerine, “Araç sahibi malul ve
engelli kişinin kanuni mümessili ile üçüncü dereceye kadar kan ve sihri hısımlarından bir sürücü veya
noterce düzenlenmiş iş akdine bağlı olarak istihdam
edilen bir sürücü tarafından kullanılması zorunlu olup,
Özel Tüketim Vergisi ödenmeden devri, satışı, hibesi,
intifasının mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair şekillerde akden devri, tasarruf hakkının vekaletname ile
devredilmesi, kiralanması, ödünç verilmesi yasaktır.”
şeklinde şerh konulacak olup, ayrıca ithal araçların
gümrük şahadetnamelerinde, yukarıda belirtilen şerh
dışında varsa diğer şerhler de, tescil belgesine işlenecektir.
Malul ve özürlüler tarafından ithal edilerek getirilen araçların, aynı durumdaki başka bir malul veya özürlüye devri
veya bunların ölümü sonucunda varislerine intikali halinde,
bu araçlar gümrük vergisinden muaf olup, devir ve tescil
işlemi ilgili gümrük müdürlüğünün iznine bağlıdır. Araç ülkemizden satın alınmış ise ilgili vergi dairesinin izninin alınması gereklidir.
Malul ve özürlülere ait özel tertibatlı araçların her ne
sebeple olursa olsun, anılan Yönetmelikle belirlenmiş olan
kişiler dışında başkaları tarafından kullanıldığının tespiti
halinde aracın trafikten alı konulması yanında bu hususta
düzenlenecek tutanak da işlem yapılmak üzere ilgili gümrük
ve maliye birimlerine intikal ettirilecektir.
Diğer taraftan, zihinsel özürlüler ile reşit olmayan küçüklerin sahibi bulundukları aracın, tescil kuruluşlarında adlarına
tescillerinin yapılabilmesi için, ileride doğabilecek hukuki ve
cezai sorumlulukları kabul ettiklerine dair, kanuni mümessillerince noterde tanzim ve tasdik edilmiş taahhütnameyi tescil
anında tescil birimine vermeleri zorunludur.
9. Taşıtlarda Katma Değer Vergisi Var mıdır?
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununda, özür dereceleri % 90 ve daha fazla olan malûl ve özürlülerin kendi
adlarına kayıt ve tescil edilmiş olan taşıtlar yanında özür dereceleri % 90 dan az olan malûl ve özürlülerin adlarına kayıt
ve tescilli olan ve özürlülük haline uygun özel tertibatlı veya
özel tertibatlı hale getirilmiş taşıtlar için, istisnai bir düzenleme bulunmamaktadır. Malül veya özürlüler tarafından iktisap
edilen veya ithal edilen taşıtlar genel KDV oranına tabidir.
10. H Sınıfı Sürücü Belgesi Nedir ve Nasıl Alınır?
H sınıfı ehliyet almak için,”Özel tertibatlı araç kullanabilir”
ibaresi olan sağlık kurulu raporu ile birlikte sürücü kurslarına
müracaat edilmelidir. H sınıfı ehliyet kurslarında, kursiyerler
trafik ve ilkyardım derslerinden sorumludurlar. Motor dersinden muaftırlar. Dört haftalık teorik ders süresi vardır. Geri
kalan sürede de direksiyon eğitimi alınır.H sınıfı ehliyeti ömür
boyu kullanmak veya belirli aralıklarla güncellemek, alınacak
Sağlık Kurulu Raporunda kesinlik kazanır. El veya ayakta ortopedik özrü olanlar ve işitme özürlüler H sınıfı ehliyeti ömür
boyu kullanabilir.
11. Tek Gözü Olanlar (Monoküler) Sürücü Belgesi Alabilir mi?
26 Eylül 2006 tarih ve 26301 sayılı Resmi Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe giren”Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları İle Muayenelerine Dair
Yönetmelik”de belirtilen usul ve esaslar dahilinde tek gözlüler
ehliyet alabilmektedir
Özel tertibatlı olarak imal, tadil ve teçhiz edilmiş motosiklet veya otomobil türünden araçları kullanacak özürlüler H
sınıfı ehliyet almak zorundadır. H sınıfı sürücü belgesine ilişkin düzenlemeler Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde yer alır.
45
EĞİTİM
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
1. Özürlü Bireyin Eğitim Hakları Nelerdir ?
Özürlü bireyler temel eğitim ilkeleri doğrultusunda genel eğitim, özel eğitim ve mesleki eğitim görme
haklarını kullanabilmektedirler.
5378 sayılı Özürlüler Kanunu’nun 15. Maddesinde
“Hiçbir gerekçeyle özürlülerin eğitim alması engellenemez. Özürlü çocuklara, gençlere ve yetişkinlere,
özel durumları ve farklılıkları dikkate alınarak, bütünleştirilmiş ortamlarda ve özürlü olmayanlarla eşit eğitim imkânı sağlanır.” ibaresi yer almaktadır.
Özür türü ve derecesine göre özürlü çocuklar genel eğitim sisteminde normal sınıflarda veya özrün
türü ve düzeyine göre ayrılmış olan özel eğitim sınıflarında eğitim alabilmektedirler. Bununla birlikte özürlü
çocukların normal eğitim sınıflarında normal gelişim
gösteren akranlarıyla, sosyal ve eğitimsel açıdan birlikteliklerinin sağlanabilmesi için eğitim politika ve
uygulamalarında temel yaklaşım kaynaştırma eğitimi
ile sağlanmaktadır. Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin zorunlu öğrenim çağı: Okul öncesi dönemi de
içine alan 3-14 yaş olarak belirlenmiştir. Ülkemizde
eğitime ihtiyacı olan özürlülere yönelik MEB sorumludur. Özürlülere yönelik erken eğitim 0-6 yaşından
başlayarak eğitim ve öğretim hizmetlerinde MEB nın
yanı sıra üniversitelerin ilgili bölümlerinden de bilgi ve
yönlendirme hizmetlileri alınabilir.
2. Özel Eğitim Hizmetlerinin Yasal Dayanağı Nedir?
Özel eğitim hizmetleri 573 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 31.05.2006 tarih ve 26184 sayılı
Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren”Özel
Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği” nde belirtilen esaslar
doğrultusunda yürütülür.
46
3. Özel Özel Eğitim Merkezlerinden Hizmet Almak İçin Nereye Başvurmak Gereklidir?
Hastaneden alınan “eksiksiz” doldurulmuş “özürlüler için sağlık kurulu raporu” ile ikamet edilen ilçede
bulunan Rehberlik Araştırma Merkezlerine müracaatta bulunulmalıdır.
4. Eğitsel Değerlendirme Ve Tanılama Nedir?
Rehberlik Araştırma Merkezlerinde, bireyin tüm
gelişim alanındaki özellikleri ve akademik disiplin
alanlarındaki yeterliliklerinin değerlendirilmesi amacıyla nesnel, standart testler ve özürlü bireyin özelliklerine uygun ölçme araçlarıyla yapılan tüm uygulamalardır.
5. Eğitsel Değerlendirme Ve Tanılama İçin Gerekli Belgeler Nelerdir ?
Özürlü bireyin velisinin veya okul/ kurum yönetiminin yazılı başvurusu,
Okula/kuruma kayıtlı özürlü bireyin bireysel gelişim raporu,
İkametgâh belgesi,
Özürlüler için sağlık kurulu raporu,
6. Özel Eğitim Ücretlerinin Ödemesi Hangi Kurum Tarafından Yapılmaktadır?
Özel eğitime ihtiyacı olduğu “Özel Eğitim Değerlendirme
Kurulu” tarafından tespit edilen tüm özürlü bireylerin yararlandığı özel eğitim hizmetlerine ilişkin ödemenin Bütçe Uygulama Talimatı ile belirlenen kısmı Milli Eğitim Bakanlığı
tarafından karşılanmaktadır. Bu miktar Milli Eğitim Bakanlığı
tarafından özel eğitim hizmeti veren kuruma ödenmektedir.
7. Özürlü Bireyin Ailesine Yönelik Eğitim Hizmetleri
Nasıl Verilmektedir?
Aile eğitimi tüm eğitim kademelerindeki özürlü bireyin
eğitimine katkı sağlamak “rehberlik ve danışmanlık” hizmetlerini içeren bir eğitimdir.
Aile Eğitim Hizmetleri Rehberlik ve Araştırma Merkezleri
Özel Eğitim okul ve Kurumları, kaynaştırma uygulamaları yapılan okullar tarafından hazırlanan ve yürütülür. İhtiyaç halinde bu hizmet evlerde de yürütülebilir.
8. Üniversite Sınavına Giren Özürlü Öğrenciler İçin Ne
Tür Kolaylıklar Sağlanmaktadır?
Üniversite sınavına giren özürlü öğrenciler için gerekli fiziksel düzenlemeler yapılmaktadır. Ortopedik ve görme özürlüler için uygun düzenlenmiş sınav mekanları hazırlanmakta,
görme özürlüler ve az görenler için 30 dakikalık ek sınav süresi verilmekte, sınav sorularını okuyacak ve söylenecek yanıtları yazacak uygun eğitimde ve düzgün diksiyonlu”yardımcı
refakatçi” eşliğinde sınava girme olanağı tanınmaktadır.
9. Özürlü Üniversite Öğrencilerine Sağlanan Kolaylıklar Nelerdir?
Başarılı ve ihtiyaç sahibi özürlü öğrencilere Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından öncelikli olarak öğrenim kredisi, katkı kredisi ve yurt tahsisi yapılmaktadır.
20.06.2006 tarih ve 26200 sayılı resmi gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kurumları Özürlüler Danışma ve Koordinasyon Yönetmeliği” gereğince üniversitelerde, öğrencilerin öğrenim hayatlarını kolaylaştırmak için gerekli tedbirleri
almak ve bu yönde düzenlemeler yapmak üzere “Özürlüler
Danışma ve Koordinasyon Birimi” oluşturulması sağlanmıştır.
10. Özel Eğitime İhtiyacı Olan Öğrencilerin Okullara ve
Kurumlara Erişiminin Ücretsiz Sağlanması Projesi nedir?
Proje kapsamında hangi öğrencilerin ücretsiz taşınması
gerçekleştirilmektedir?
“Özel Eğitime İhtiyacı Olan Öğrencilerin Okullara ve Kurumlara Erişiminin Ücretsiz Sağlanması Projesi” özel eğitime gereksinim duyan çocukların okullara erişiminin ücretsiz
sağlanması ile eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması ve özürlü öğrencilerin okumaya teşvik edilmesi amacıyla Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı Özel
Eğitim, Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü
işbirliğinde hazırlanmıştır. Proje kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki;
Görme Engelliler Okullarında,
İşitme Engelliler Okullarında
Ortopedik Engelliler Okullarında
Otistik Çocuklar Eğitim - İş Eğitim Merkezlerinde
Zihinsel Engelliler Okullarında
Uyum Güçlüğü Olanlar Okulunda
Özel Eğitim Okulları Bünyesinde Anasınıfında
Özel Eğitim Sınıflarında
eğitim alan öğrenciler ücretsiz taşınmaktadır.
47
ÖZÜRLÜ KİMLİK KARTI
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
1. Özürlü Kimlik Kartı Nedir, Hangi Kurum Tarafından Verilmektedir?
19.07.2008 tarihli ve 26941 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Özürlüler Veri
Tabanı Oluşturulmasına ve Özürlülere Kimlik Kartı Verilmesine Dair Yönetmelik” gereği özürlülere
tanınan hak ve hizmetlerden yararlanmada kullanılmak üzere özürlü kişilere verilen kimlik kartıdır.
Özürlü kimlik kartı Valilikler (İl Sosyal Hizmetler
Müdürlükleri) tarafından düzenlenmektedir.
2. Özürlü Kimlik Kartı Kimlere Verilmektedir?
Özürlü kimlik kartı, doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle meydana gelen bedensel, zihinsel,
ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini yüzde kırk
veya daha yüksek bir oranda kaybeden ve Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşı olan özürlü bireylere verilmektedir.
3. Özür Oranında Değişiklik, Soyadı Değişikliği,
Kimliğin Kaybolması Veya Deforme Olması Durumunda Nereye Müracaat Edilir?
Özürlü kimlik kartları; içerdiği bilgilerin değişmesi,
kaybedilmesi, çalınması veya herhangi bir nedenle
kullanılamaz hale gelmesi durumunda, sosyal hizmetler il müdürlükleri tarafından yeniden düzenlenir.
4. Özürlü Kimlik Kartı Özürlü Sağlık Kurulu Raporu Yerine Geçer Mi?
Özürlü kimlik kartı özürlü sağlık kurulu raporu yerine geçmez. Kimlik kartına sahip her Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşı, mevzuatta münhasıran özürlü
kişilere tanınan hak ve hizmetlerden yararlanır. Kimlik
kartı alıp almamak özürlü kişinin isteğine bağlıdır.
48
5. Yurtdışında Yaşayan Türk Vatandaşı, Yaşadığı Ülke Makamlarınca Düzenlenen Özürlü Sağlık
Kurulu Raporu ile Özürlü Kimlik Kartı Alabilir Mi?
Yabancı ülkede yaşayan Türk vatandaşlarımızın
yaşadığı ülke makamlarınca verilmiş olan özürlü sağlık kurulu raporu Türkiye’de geçerli değildir. Özürlü
kimlik kartı almak üzere, mevzuat gereği yetkili hastanelere müracaat ederek yeniden özürlü sağlık kurulu
raporu almaları gerekmektedir.
6. Özürlü Kimlik Kartı İle Ülkemizde Özürlü Kişilere Sağlanan Hak Ve Hizmetler Nelerdir?
Özürlü kişilerin faydalanacakları hak ve indirimler;
ilgili kurum, kuruluş veya yerel yönetimler tarafından belirlenmektedir. Bunun yanında bazı kamu ve
özel sektör kuruluşlarının, özürlü kimlik kartı, nüfus
cüzdanına işlenmiş özürlülük bilgisi ya da özürlülere
verilen sağlık kurulu raporunu esas alarak özürlülere
sağladığı kolaylıklar bulunmaktadır. Bu indirimler ve/
veya oranları zaman zaman ilgili kurumlar tarafından
değiştirilebilmektedir.
İNDİRİMLER
1. Belediyelerin Şehir İçi Ulaşımda Özürlü Kişilere
Sağladığı Ücretsiz/İndirimli Seyahat Hakkı İle Diğer Bazı
İndirim Ve Kolaylıklar Nasıl Uygulanmaktadır?
Bazı belediyeler, belediye meclislerinde alınan kararlar
doğrultusunda özürlüleri şehir içi otobüs, vapur, su. vb. hizmetlerinden ücretsiz veya indirimli faydalandırmaktadır. Belediyelerin indirimli veya ücretsiz hizmetlerinden faydalanmak
üzere belediyenin ilgili birimine müracaat etmek gerekmektedir.
2. Şehirlerarası Yolcu Otobüslerinde Özürlülere İndirim Nasıl Uygulanmaktadır?
Şehirlerarası yolcu otobüslerinde, Karayolları Taşıma Yönetmeliğinin 57. maddesinin 11. fıkrası gereği; % 40 oranında özürlü olduğunu belgeleyen kişiler için bilet ücreti, geçerli
ücret tarifesi üzerinden % 30 indirimli düzenlenmektedir.
3. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Tarafından
Özürlülere İndirim Nasıl Uygulanmaktadır?
% 40 ve üzeri oranda özürlü olan kişilere ana hat yolcu
trenlerinde özürlü kimlik kartını veya özür oranının işlendiği
nüfus cüzdanını ibraz etmek suretiyle %20 indirim uygulanmaktadır.
4. Türk Hava Yolları Tarafından Özürlülere İndirim Nasıl Uygulanmaktadır?
Türk Hava Yolları, yüzde 40 ve üzeri oranda özürlü olan
yolculara, uygulanabilir ücretler üzerinden tüm iç ve dış
hatlarda yüzde 25 indirim sağlamaktadır. İndirimden faydalanmak isteyen % 40 ve üzeri oranda özürlü kişilerin, özürlü
kimlik kartı veya sağlık kurulu raporu veya ‘’Özürlü’’ ibaresi
bulunan nüfus cüzdanlarını ibraz etmeleri gerekmektedir. Ayrıca, ‘refakatçi ile seyahat etmelidir’ ibaresi bulunan doktor
raporunun ibraz edilmesi halinde, özürlü yolcu ile aynı se-
ferde seyahat edecek bir refakatçisine tüm iç ve dış hatlarda
uygulanabilir ücretler üzerinden yüzde 25 oranında indirim
sağlanmaktadır.
5. İstanbul Şehir Hatları İşletmesi ve İstanbul Deniz
Otobüsleri İşletmesi tarafından özürlülere indirim nasıl
uygulanmaktadır?
İstanbul Şehir Hatları İşletmesi tarafından, kimliklerini ibraz etmek suretiyle özürlülere, 60 yaş ve üzeri olan vatandaşlar, gaziler, şehit ve gazilerin dul ve yetimlerine akbilli hatlarda
ücretsiz seyahat etme imkanı sağlanmaktadır. Ağır özürlü
vatandaşların kartlarında”Refakatçi” ibaresi bulunan kişilerin
yanlarındaki refakatçiler de ücretsiz olarak seyahat etmektedir. Biletli hatlarda eğer indirimli tarife var ise, indirimli bilet ile
seyahat edebilmektedirler.
İstanbul Deniz Otobüsleri İşletmesi tarafından, bedensel
özürlüler, % 40 ve üzeri oranda özürlü olan ve nüfus cüzdanında özürlülük bilgisi yazılmış olan özürlü kişilere; bilgisayardan bilet kesilen dış hatlarda indirimli, İETT’den alacakları
ücretsiz seyahat kartları üzerine taktıracakları indirimli akbillerini kullanmak suretiyle akbilli hatlarda indirimli tarifeden
yararlanmaktadır. Malul vatandaşlar ile 2022 sayılı kanuna
49
SOSYAL İŞLER DAİRE BAŞKANLIĞI
göre maaş alan 65 yaşını doldurmuş, bakıma muhtaç, malul durumdaki kişiler; durumlarını belgelemek kaydıyla dış hatlarda indirimli, İETT’den alacakları ücretsiz seyahat kartları üzerine taktıracakları indirimli akbillerini kullanmak suretiyle akbilli hatlarda indirimli yararlanmaktadır.
6. Müze Ve Ören Yeri Girişlerinde Özürlülere İndirim Nasıl Uygulanmaktadır?
Müze ve ören yerlerine, özürlüler ile bir refakatçisi, gaziler, şehit ve gazilerin eş ve
çocukları, 65 yaş ve üstü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları kimliklerini ibraz etmek
suretiyle ücretsiz biletle girmektedirler.
6. Milli Parklar, Tabiatı Koruma Alanları Ve Tabiat Parklarına Girişinde Özürlülere İndirim Nasıl Uygulanmaktadır?
Özürlüler, harp malulü ve gaziler ile bunların
eşleri, çocukları, ve anne babalarından, kimliklerini ibraz etmek suretiyle milli parklar, tabiatı
koruma alanları ve tabiat parklarına girişte ücret
alınmamaktadır.
7. GSM Şebekelerinde (Cep
Telefonlarında) Uygulanan İndirimli Tarife Nasıldır?
GSM operatörleri, özürlü kişilere özel tarifeler uygulanmaktadır.
50
FİZİKSEL ÇEVRE DÜZENLEMELERİ
1. Fiziksel Çevrenin Özürlülerin Ulaşabilirliğine Uygun
Düzenlenmesi Nasıl Sağlanacak?
Kentsel yaşamın özürlülerin ulaşabilirliğine uygun olarak
düzenlemesi amacıyla şu yasal düzenlemeler yapılmıştır:
572 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve ardından İmar
Mevzuatında yapılan düzenlemelerle yapılı çevrenin özürlüler
için ulaşılabilir kılınması amaçlanmıştır. 6 Haziran 1997 tarihli 572 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesiyle,
3194 Sayılı İmar Yasası’na bir madde eklenmiş ve “Fiziksel
çevrenin özürlüler için ulaşılabilir ve yaşanabilir kılınması
için, imar planları ile kentsel, sosyal, teknik altyapı alanlarında ve yapılarda Türk Standartları Enstitüsü’nün ilgili standartlarına uyulması zorunludur” hükmü getirilmiştir. Buna
göre hazırlanan İmar Yönetmeliklerinde de; açık alanlarda
(yol, otopark, park, yaya bölgesi, meydan ve kaldırımlarda)
ve umumi yapılarda (okul, hastane, alışveriş merkezi, sinema, vb.) ulaşabilirliğinin sağlanması için TSE standartlarına
uygun düzenleme yapılması hükümleri yer almaktadır.
Ayrıca; 5378 sayılı Özürlüler Yasasında; aşağıdaki maddeler kentsel yaşamın özürlülerin ulaşabilirliğine uygun düzenlemesi amaçlıdır. Söz konusu yasanın ilgili maddeleri
şunlardır:
“Geçici Madde 2.- Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut resmî yapılar, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık
ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel
alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış
ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlülerin
erişebilirliğine uygun duruma getirilir.
Geçici Madde 3.- Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler,
şehir içinde kendilerince sunulan ya da denetimlerinde olan
toplu taşıma hizmetlerinin özürlülerin erişilebilirliğine uygun
olması için gereken tedbirleri alır. Mevcut özel ve kamu toplu
taşıma araçları, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlüler için erişilebilir duruma getirilir.”
Öte yandan, 2006/18 sayılı Başbakanlık Genelgesi’nde
de mevcut resmi yapıların ve umuma açık her türlü yapının özürlülerin erişebilirliğine uygun duruma getirilmesi için
kamu kuruluşları ve yerel yönetimlerce eylem planları hazırlanması, bu düzenlemelerin TSE standartlarına uygun olmasına dikkat edilmesi istenmektedir.
51
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
2. Oturulan Konutta Özüre Uygun Düzenlemeler
Yaptırılabilir mi?
Kat mülkiyeti yasasına tabi olan apartman, site vb.
konutlarda yaşayan kişiler getirilen yasal düzenleme
ile özürüne uygun düzenleme yaptırma olanağına sahip olmuşlardır. 5378 sayılı Yasanın 19. maddesinde;
“Madde 19- 23.6.1965 tarihli ve 634 sayılı Kat
Mülkiyeti Kanununun 42 nci maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
Özürlülerin yaşamı için zorunluluk göstermesi
hâlinde, proje tadili kat maliklerinin en geç üç ay içerisinde yapacağı toplantıda görüşülerek sayı ve arsa
payı çoğunluğu ile karara bağlanır. Toplantının bu süre
içerisinde yapılamaması veya tadilat talebinin çoğunlukla kabul edilmemesi durumunda; ilgili kat malikinin
talebi üzerine bina güvenliğinin tehlikeye sokulmadığını bildirir komisyon raporuna istinaden ilgili mercilerden alınacak tasdikli proje değişikliği veya krokiye
göre inşaat, onarım ve tesis yapılır. İlgili merciler,
tasdikli proje değişikliği veya kroki taleplerini en geç
altı ay içinde sonuçlandırır. Komisyonun teşkili, çalışma usûlü ile özürlünün kullanımından sonraki süreç
ile ilgili usûl ve esaslar Bayındırlık ve İskan Bakanlığı
ile Özürlüler İdaresi Başkanlığı tarafından müştereken
hazırlanacak yönetmelikle belirlenir.” hükmü eklenmiştir.
Ayrıca Yasa hükmünde sözü edilen komisyonun
kuruluş ve çalışma usülleri ile ilgili “Yapılarda Özürlülerin Kullanımına Yönelik Proje Tadili Komisyonları
Teşkili, Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” 22 Nisan 2006 tarih ve 26147 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
52
3. Özürlüler İçin Ayrılmış Park Yerlerinin İşgalini Önlemeye Yönelik Bir Düzenleme Var mıdır?
5378 Sayılı Özürlüler Kanunu’nun 31’inci maddesi buna ilişkin düzenlemeyi içerir.
Madde 31.- 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 61 inci maddesinin birinci
fıkrasına (n) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki
bent ve ikinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
Özürlülerin araçları için ayrılmış park yerlerinde,
bendinin ihlâli hâlinde para cezası iki kat artırılır.
SOSYAL YARDIMLAR
1. Ayni Nakdi Yardım (Yiyecek, Giyecek, Para
Yardımı) Yapılmakta mıdır?
Muhtaç durumda olup, herhangi bir sosyal güvenliği olmayan kişiler; İl veya ilçedeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına başvuruda bulunarak,
ayni ve nakdi yardımlardan yararlanabilirler.
Ayrıca, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü ‘ nce muhtaç durumdaki ailelerin çocuklarının
bakımına destek için ayni ve nakdi yardımlar yapılmaktadır.
Muhtaç olup, özürlü çocuğunun bakımında güçlükler yaşayan aileler bu yardımdan yararlanmak için İllerinde bulunan İl
Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne müracaat edebilirler
AVRUPA BİRLİĞİ İLE MALİ İLİŞKİLER
1. Türkiye Hangi AB Fonlarından (Mali Yardımlar) Faydalanmaktadır?
Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA): 2007-2013 döneminde tüm katılım öncesi AB mali yardım programlarını birleştiren mali araç olarak adlandırılan bünyesinde mali yardımlardan faydalanılmaktadır.
2. Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) Nedir?
2007-2013 döneminde AB adayı ülkelere (Hırvatistan,
Makedonya ve Türkiye) ve AB potansiyel aday ülkelerine
(Arnavutluk, Bosna-Hersek, Karadağ ve Sırbistan) sağlanacak katılım öncesi mali yardımların temel ilkeleri ve amaçları,
1085/2006 sayılı Avrupa Konseyi Tüzüğü ile düzenlenmiştir.
Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA) kapsamındaki mali
yardımlar aşağıda özetlenen beş bileşeni kapsamaktadır:
Bölgesel ve Sınır Ötesi İşbirliği: Yararlanıcı ülkenin diğer
yararlanıcılar ile veya üye devletlerle bölgesel, bölgelerarası ve sınır ötesi işbirliği konularını desteklemeyi hedeflemektedir.
Bölgesel Kalkınma: Hâlihazırda kullanılan anlamından
farklı, yeni bir yaklaşım içermektedir. Bu başlık, aday ülkeyi üye olduktan sonra faydalanacağı “yapısal fonların”
kullanımına hazırlama etkisi açısından önemlidir. Öncelik
alanları şunlardır: ulaştırma, çevre (su, atık su ve hava
kalitesi konuları), enerji (yenilenebilir ve enerji verimliliği
konuları), eğitim, sağlık altyapıları ve bilişim teknolojileri
dâhil KOBİ’lere destek.
İnsan Kaynakları: Bu başlık da mekanizma ile getirilen
yeni bir yaklaşımdır. Aday ülkeyi Avrupa İstihdam Stratejisi çerçevesinde Avrupa Sosyal Fonunun kullanımına
hazırlamayı hedeflemektedir. İstihdama erişim, sosyal
içerme, insan sermayesine yatırım (eğitim-sağlık) gibi
alanlarda faaliyetleri destekleyecektir.
Kırsal Kalkınma: Tarım işletmelerine yatırımlar, tarım
ürünlerinin işlenmesi ve pazarlanması, kırsal ekonominin
çeşitlendirilmesi gibi tedbirler, desteklenebilir faaliyetler
olarak değerlendirilebilir.
Kurumsal Kapasite Geliştirme: Yararlanıcı ülkenin çeşitli
müktesebat başlıkları altında müktesebatı uygulamaya yönelik kurumsal kapasitesini geliştirmeyi hedeflemektedir.
53
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
Programa katılıma ilişkin gereken altyapı oluşturulur,
Katılımın resmi belgesi olan Mutabakat Zaptı
(MoU), Türkiye ve Avrupa Birliği arasında imzalanır,
Katılım Bakanlar Kurulu Kararınca onaylanır ve
Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla süreç başlar.
Türkiye’nin katılım sağladığı topluluk programları
ilgili ayrıntılı bilgi için: http://www.abgs.gov.tr/index.
php?p=45150&l=1
3. Türkiye’nin Katılım Sağladığı Topluluk Programları Nedir?
Ekonomik ve sosyal birliğini hedefleyen 27 ülkeden oluşan AB’de çeşitli alanlarda işbirliğini teşvik etmek ve ilgili alanlardaki uygulamaları yakınlaştırmak
için çeşitli topluluk programları bulunmaktadır. Üye
ülkelerin hepsi için zorunlu olan bu topluluk programlarının önemli bir bölümü aday ülkeler ve Balkan
Ülkeleri gibi AB’nin yakın olduğu ülkelere de açık bulunmaktadır.
Türkiye’de aday ülke sıfatı ile bu topluluk programlarına katılım sağlamaktadır.
Türkiye’nin aday ülkelere açık olan topluluk programlarına katılım prosedürü şu şekilde gerçekleşmektedir:
Avrupa Komisyonu ya da ilgili Kurum/Kuruluşumuz Topluluk Programına katılım için niyet beyan
eder,
Programın konusu ile ilgili Kurum/Kuruluş ile söz
konusu Topluluk Programı’na katılım ABGS tarafından koordine edilir,
54
4. Türkiye Hangi Topluluk Programlarına Katılım Sağlamaktadır?
Araştırma ve Teknolojik Gelişme Alanında Yedinci Çerçeve Programı (TÜBİTAK), Progress Programı
(Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı), Hayatboyu
Öğrenme Programı (AB Eğitim ve Gençlik Programları
Merkezi Başkanlığı), Gençlik Programı (AB Eğitim ve
Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı) başlıcalarıdır.
Diğer tüm topluluk programları: Fiscalis 2013
Programı (Maliye Bakanlığı), Gümrük 2013 Programı
(Gümrük Müsteşarlığı), , Kültür Programı (Kültür ve
Turizm Bakanlığı), Rekabet Edebilirlik ve Yenilik Programı (Girişimcilik ve Bilgi Toplumu) (Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı ile DPT Müsteşarlığı), 2007-2019 Yılları İçin
Avrupa Kültür Başkentleri Eylemi (Türkiye’nin katılım
sağladığı topluluk programları ilgili ayrıntılı bilgi için:
http://www.abgs.gov.tr/index.php?p=45150&l=1)
Mali Yardımlar ve Topluluk Programları hakkında detaylı bilgi için: Avrupa Birliği Genel Sekreterliği
(www.abgs.gov.tr)
AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi ( www.
ua.gov.tr) Devlet Planlama Teşkilatı ( www.dpt.gov.tr )
SPOR, MEDYA, AYRIMCILIK
1. Özürlü Bireylerin Spor Yapmalarını Kolaylaştırıcı
Tedbirler Var Mıdır?
5378 Sayılı Özürlüler Kanunu’nun 33’üncü maddesi buna
ilişkin düzenlemeyi içerir
Madde 33.- 21.5.1986 tarihli ve 3289 sayılı Gençlik ve
Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 2 nci maddesine (n) bendinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki (o) bendi eklenmiş ve mevcut (o) bendi (p) bendi
olarak teselsül ettirilmiştir.
“Özürlü bireylerin spor yapabilmelerini sağlamak ve yaygınlaştırmak üzere; spor tesislerinin özürlülerin kullanımına da uygun olmasını sağlamak, spor eğitim programları
ve destekleyici teknolojiler geliştirmek, gerekli malzemeyi
sağlamak, konu ile ilgili bilgilendirme ve bilinçlendirme
çalışmaları ile yayınlar yapmak, spor adamları yetiştirmek, özürlü bireylerin spor yapabilmesi konusunda ilgili
diğer kuruluşlarla işbirliği yapmak.....,”
55
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
Ayrıca Özürlüler İdaresi Başkanlığı’nca yapılması
istenilen düzenleme doğrultusunda; Gençlik ve Spor
Genel Müdürlüğü tarafından 81 Gençlik ve Spor İl
Müdürlüğüne ve Özerk ve Özerk olmayan Federasyon
Başkanlıklarına gönderilen 06.10.2010 tarihli yazı
ile”özürlü kimlik kartları esas alınarak hem özürlülere
tanınan hak ve hizmetlerinden yararlandırılmaları hem
de sosyal hayata katılmalarının sağlanması bakımından Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne bağlı tüm
tesislerde, federasyonca veya il müdürlüklerince düzenlenen spor faaliyetlerine girişte ücret alınmaması
veya indirimli tarife uygulanması” istenmiştir ve uygulanmaya başlanılmıştır.
yorumlanamaz.” cümlesi ve aynı maddeye ikinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
2. Özürlü Bireylere Yönelik Ayrımcılıkla Mücadeleye İlişkin Yasal Düzenlemeler Nelerdir?
MADDE 5.“İş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal
düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayırım yapılamaz.” denmektedir.
Anayasa ve tüm mevzuatta özürlülere yönelik
düzenlemeler topluma tam ve eşit katımlı sağlamak
ve ayrımcılığı önleyici iyileştirmelere yöneliktir. 1982
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 10. maddesinde
fırsat eşitliğine uygun olarak hareket edilmesi öngörülmüştür. Bu maddeye göre:
“Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce,
felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz
tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.”
Anayasası’nın 10’uncu maddesinin ikinci fıkrasının sonuna 2010 yılında yapılan değişiklikle;”Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak
56
“Çocuklar, yaşlılar ve engelliler gibi özel surette
korunması gerekenler için alınacak tedbirler eşitlik
ilkesine aykırı sayılamaz.”
Bu değişiklikle, özürlü bireylere pozitif ayrımcılık
yapılmasının eşitliğe aykırılık oluşturmayacağına ilişkin bir hüküm eklenmiştir.
İş hukukunun temel ilkelerinden biri olan işverenlerin işçilere eşit işlem yapma borcu, 4857 sayılı İş
Kanunu’nun “Eşit Davranma İlkesi” başlığını taşıyan
5. maddesi ile normatif düzenlemeye kavuşmuştur.
Bu maddeye göre;
5378 sayılı Özürlüler Kanunun 4. maddesinde,
özürlü bireylerle ilgili politikaların temel odak noktasının ayrımcılıkla mücadele ekseninde olması gerektiği
ifade edilmiştir:
“….Özürlüler aleyhine ayrımcılık yapılamaz; ayrımcılıkla mücadele özürlülere yönelik politikaların
temel esasıdır”.
5378 sayılı Özürlüler Hakkında Kanun’un 41.
maddesi ile Türk Ceza Kanunu’nun ayrımcılık yasağını düzenleyen 122. maddesine, “özürlülük” ibaresi
eklenmiştir. Ayrımcılık başlığını taşıyan maddenin değişiklik işlenmiş hali şöyledir:
“Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, özürlülük
siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri
sebeplerle ayırım yaparak;
Bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini
veya bir hizmetin icrasını veya hizmetten yararlanılmasını
engelleyen veya kişinin işe alınmasını veya alınmamasını
yukarıda sayılan hâllerden birine bağlayan,
Besin maddelerini vermeyen veya kamuya arz edilmiş bir
hizmeti yapmayı reddeden,
Kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen,
Kimse hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî
para cezası verilir.”
Türk Ceza Kanunu’nun bu hükmünün doğrudan ayrımcılığı yasakladığı konusunda şüphe yoktur.
Ayrıca 5378 sayılı Özürlüler Hakkında Kanun’un 14. maddesinde ayrıca özürlü bireylerin istihdamına yönelik ayrımcılıkla mücadele hususunda şunları ifade etmiştir:
“İşe alımda; iş seçiminden, başvuru formları, seçim süreci, teknik değerlendirme, önerilen çalışma süreleri ve şartlarına kadar olan safhaların hiçbirinde özürlülerin aleyhine
ayrımcı uygulamalarda bulunulamaz.
Çalışan özürlülerin aleyhinde sonuç doğuracak şekilde,
özrüyle ilgili olarak diğer kişilerden farklı muamelede bulunulamaz.
Çalışan veya iş başvurusunda bulunan özürlülerin karşılaşabileceği engel ve güçlükleri azaltmaya veya ortadan kaldırmaya yönelik istihdam süreçlerindeki önlemlerin alınması
ve işyerinde fiziksel düzenlemelerin bu konuda görev, yetki
ve sorumluluğu bulunan kurum ve kuruluşlar ile işyerleri tarafından yapılması zorunludur. Özürlülük durumları sebebiyle
işgücü piyasasına kazandırılmaları güç olan özürlülerin istihdamı, öncelikle korumalı işyerleri aracılığıyla sağlanır.”
6111 Sayılı Kanun ile “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” özürlü bireyler için yer
alan düzenlemeler, ayrımcılığı önlemeye yönelik çeşitli iyileştirmeler niteliğinde getirilmiştir. Ülkemizde bu alanla ilgili tüm
mevzuat bilgileri web sitemizdeki”ulusal mevzuat” bölümünde yeralmaktadır.
Ülkemizde 28 Ekim 2009 tarihinde yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler Özürlü Kişilerin Hakları Sözleşmesi (Convention
on the Rights of Persons with Disabilities) her alanda özürlülere dayalı ayrımcılığı önleyici ve bütünsel yaklaşıma dayalı
hükümlerden oluşmaktadır (http://www.ozida.gov.tr/?menu
=yenimevzuat&sayfa=engelli_kisilerin_haklari).
3. Medyada Özürlülerin Şiddet ve Ayrımcılığa Tabi Tutulmamasını Önlemeye İlişkin Koruyucu Tedbirler Var Mıdır?
5378 Sayılı Özürlüler Kanunu’nun 37’inci maddesi buna
ilişkin düzenlemeyi içerir
Madde 37.- 13.4.1994 tarihli ve 3984 sayılı Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun 4
üncü maddesinin ikinci fıkrasının (u) bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
(u) Kadınlara, güçsüzlere, özürlülere ve çocuklara karşı
şiddetin ve ayrımcılığın teşvik edilmemesi.
4. Özürlü Bireylerin Ticari Hayatta ve Noter İşlemlerinde Ayrımcılığa Uğramalarını Önleyen Düzenleneler Var
Mıdır?
5378 sayılı Özürlüler Kanununun 50. maddesiyle; Türk
Ticaret Kanunu’nun 668. maddesinde yer alan ve görme
özürlü bireylerin poliçe altına attıkları imzanın usulen tasdik edilmiş olmadıkça geçerli olmayacağına ilişkin hüküm
ve Borçlar Kanunu’nun 14. maddesinde yer alan ve görme
özürlü bireylerin imzalarının usulen tasdik edilmedikçe bağlayıcı olmayacağına ilişkin hüküm kaldırılmıştır.
Bu yöndeki diğer değişiklik ise, Noterlik Kanunu’nun
57
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
73. maddesine ilişkindir. 5378 Sayılı Özürlüler
Kanunu’nun 23 ve 24’üncü maddeleri buna ilişkin
düzenlemeyi içerir.
Madde 23. - 18.1.1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 73’üncü maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
İlgilinin işitme, konuşma veya görme özürlü olması:
Madde 24.- 1512 sayılı Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Söz konusu hükmün değişiklikten önceki hali
sağır, dilsiz ya da görme özürlü kişilerin noterdeki
işlemlerinin iki tanık huzurunda yapılmasını zorunlu
kılmaktaydı. 5378 sayılı Kanun’un 23. maddesi ile bu
zorunluluk kaldırılmış ve işlemlerin tanık huzurunda
yapılması, özürlü kişinin isteğine bırakılmıştır. Böylece, özürlü bireyin fikrini alan ve yasal haklarını kendi
istek ve taleplerine göre kullanmalarını sağlamaya çalışan bir yapı öngörülmüştür.
“Bir noterlik işleminde imza atılmış veya imza yerine geçen el işareti yapılmış olmasına rağmen, ilgilisi
ister veya adına işlem yapılan ve imza atabilen görme
13.02.2011 tarihli ve 6111 sayılı”Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve
Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun
Madde 73. Noter, ilgilinin işitme, konuşma veya
görme özürlü olduğunu anlarsa, işlemler özürlünün
isteğine bağlı olmak üzere iki tanık huzurunda yapılır.
İlgilinin işitme veya konuşma özürlü olması ve yazı ile
anlaşma imkânının da bulunmaması hâlinde, iki tanık
ve yeminli tercüman bulundurulur.
58
özürlüler hariç olmak üzere noter, işlemin niteliği, imzayı atan veya el işaretini yapan şahsın durumu ve
kimliği bakımından gerekli görürse, yukarıdaki fıkradaki usûl dairesinde ilgili, tanık, tercüman veya bilirkişinin parmağı da bastırılır. Mühür kullanılması hâlinde
parmağın da bastırılması zorunludur.”
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun” ile görme engellileri doğrudan ilgilendiren
ve görme engellinin imzasının geçerli kabul edilmesi için şahit bulundurma durumunun görme engellinin isteğine bağlı
hale getirildiği imza hususuyla ilgili kanunun 213. Maddesi
şu şekilde düzenlenmiştir:
MADDE 213- 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.”Görme engellilerin talepleri halinde
imzalarında şahit aranır. Aksi takdirde görme engellilerin imzalarını el yazısı ile atmaları yeterlidir.”
5. Özürlü Bireylerin Oy Kullanmaları Sırasında Yapılan
Düzenlemeler
572 sayılı KHK’nın aşağıdaki maddeleri bu konu hakkındaki düzenlemeleri içerir:
Madde 25- 24/2/1972 tarihli ve 1543 sayılı Genel Nüfus
Yazımı Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Ek Madde 1- Yazım kurulları, özürlülerin, özürlülük durumlarını belirtmek suretiyle yazımını sağlayacak tedbirleri
alırlar. Herkes, kendisinin veya aile fertlerinin özürlülüğü ile
ilgili bilgileri gerçek şekilde yazdırmaya, gerekirse sağlık kurulu raporunu göstermeye mecburdur. Bu maddede belirtilen
özürlülük durumlarının tanımlanması için Sağlık Bakanlığı ile
işbirliği yapılır.”
26.04.1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanununun 36.
maddesine göre seçmen kütüğü yazımı sırasında, seçmenin
oyunu kullanmasını engelleyecek bir özürlülüğü varsa, forma
kaydedileceği ifade edilmiştir.
Sandıkların konulacağı yerlerin belirlenmesinde seçmenin
oyunu kolaylıkla, serbestçe ve gizli şekilde verebilmesi gözetilmesi ve özürlü seçmenlerin oylarını rahatlıkla kullanabilmeleri için gerekli tedbirlerin alınması gerektiği aynı Kanununun
74’üncü maddesinde düzenlenmiştir. Gebeler, hastalar ve
özürlülerin sıra ile bekletilmeden oylarını vermeleri ve yaşlılar
ile özürlülere yardım edenlerin de öncelikle oy kullanmalarına
izin verilmesi Madde 90’da belirtilmiştir.
Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un “Birleşik Oy Pusulasının Atılması ve İşaretleme”
başlıklı 93. Maddesine göre refakatçi eşliğinde oy kullanma
prosedürü ise şu şekilde düzenlenmiştir:
Madde 93 - Kapalı oy verme yerinde birleşik oy pusulasını katlayıp yapıştırdıktan sonra, seçmen burasını terk eder ve
birleşik oy pusulasını sandığa bizzat atar. Körler, felçliler veya
bu gibi bedeni sakatlıkları açıkça belli olanlar, bu seçim çevresi seçmeni olan akrabalarından birinin, akrabası yoksa diğer herhangi bir seçmenin yardımı ile oylarını kullanabilirler.
Bir seçmen birden fazla malule refakat edemez. Kurul başkanı, oyunu kullanan seçmene kimlik kartını verirken seçmen
listesindeki adı karşısına imzasını attırır. İmza atamayanların
sol elinin başparmağının izinin alınmasıyla yetinilir. Bu parmağı olmayan seçmenin hangi parmağını bastığı yazılır.
59
60
SOSYAL İŞLER DAİRE BAŞKANLIĞI
61
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
6. Belediyeler Bünyesinde Gerçekleştirilen Hizmetlere İlişkin Yasal Bir Dayanak Mevcut Mudur?
Özürlülere yönelik olarak Belediyeler bünyesinde
gerçekleştirilen çeşitli hizmetler; yardıma muhtaç
olan özürlülerin barınması için bakım ve rehabilitasyon merkezleri açmak; danışma ve rehberlik merkezleri açmak; ücretsiz muayene ve ilaç yardımı yapmak; ayni ve nakdi yardımlarda bulunmak; belediye
otobüslerinden ücretsiz veya indirimli yararlanmalarını sağlamak; özel kurslar düzenlemek; yarışmalar,
şenlikler, geziler ve spor müsabakaları düzenlemektir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14. maddesinde
hizmetlerin yerine getirilmesinde öncelik sırasının belediyenin mali durumu ve hizmetin ivediliği dikkate alınarak belirleneceği, belediye hizmetlerinin sunumunda özürlü, yaşlı, düşkün ve dar gelirlilerin durumuna
uygun yöntemler uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
62
Büyükşehir belediyelerine ise verilen görevler
5216 sayılı kanunun 7. maddesinde düzenlemiştir.
Büyükşehir belediyelerinin sosyal nitelikli görevleri
de maddenin (n) bendinde “Gerektiğinde sağlık, eğitim ve kültür hizmetleri için bina ve tesisler yapmak,
kamu kurum ve kuruluşlarına ait bu hizmetlerle ilgili
bina ve tesislerin her türlü bakımını, onarımını yapmak ve gerekli malzeme desteğini sağlamak”, (v)
bendinde “Sağlık merkezleri, hastaneler, gezici sağlık üniteleri ile yetişkinler, yaşlılar, engelliler, kadınlar,
gençler ve çocuklara yönelik her türlü sosyal ve kültürel hizmetleri yürütmek, geliştirmek ve bu amaçla
sosyal tesisler kurmak, meslek ve beceri kazandırma
kursları açmak, işletmek veya işlettirmek, bu hizmetleri yürütürken üniversiteler, yüksek okullar, meslek
liseleri, kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütleri ile
işbirliği yapmak” şeklinde yer almaktadır.
Büyükşehir belediyeleri için 5216 sayılı kanununa
01.07.2005 tarih ve 5378 sayılı kanunla eklenen”Ek
madde 1” ile özürlülerle ilgili bilgilendirme, bilinçlendirme, yönlendirme, danışmanlık, sosyal ve mesleki
rehabilitasyon hizmetleri vermek üzere özürlü hizmet
birimleri oluşturulması, bu birimlerin faaliyetlerini
özürlülere hizmet amacıyla kurulmuş vakıf, dernek
ve bunların üst kuruluşlarıyla işbirliği halinde sürdürmeleri öngörülmüştür. Bu çerçevede”Büyükşehir
Belediyeleri Özürlü Hizmet Birimleri Yönetmeliği”
16.08.2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak
yürürlüğe girmiştir.
Ayrıca 5378 sayılı Özürlüler Kanunu ile Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler, şehir içinde kendilerine sunulan ya da denetimlerinde olan toplu taşıma
hizmetlerinin özürlülerin erişilebilirliğine uygun olması
için gereken tedbirleri 2012 yılına kadar almakla ve
mevcut özel ve kamu toplu taşıma araçlarını özürlüler
için erişilebilir durumuna getirmekle görevlendirilmiştir.
Engelli kardeşlerimizi ötekileştiren, toplumun dışına iten, onları eve
hapseden çağ dışı anlayışı reddederek, pozitif ayrımcılık ilkesini hayata
geçirdik; bu ilkeyi anayasa ile güvence altına alarak bu alanda bir
zihniyet devrimi ve hukuk devrimi gerçekleştirdik.
Recep Tayyip ERDOĞAN
63
64
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
YAŞLILAR KOORDİNASYON MERKEZİ
65
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
66
YAŞLILAR
KOORDİNASYON
MERKEZİ
22 Temmuz 2004 tarihinde AK PARTi bünyesinde
oluşturulan Merkezler, 60 yaş ve üzeri olarak tanımlayabileceğimiz yaşlı nüfusumuzun üretken kılınmasını
sağlamak ve onlara terkedilmiş ve kimsesiz oldukları
duygusunun yaşatılmaması ve yaşamlarının kolaylaştırılmasına yönelik politikalar üretmek ve projeler
geliştirmek, buna mukabil onların bilgi ve deneyimlerinden parti olarak istifade etmek için, Genel Merkez
yapılanmasının yanı sıra 81 ilimizdeki Parti Teşkilatlarımız bünyesinde Sosyal İşler Başkanlıklarımıza bağlı
olarak oluşturulmuş birimdir.
Parti bünyesinde oluşturulan Yaşlılar Koordinasyon Merkezi nüfusumuzun önemli bir kesimini oluşturan 60 Yaş ve üzeri olarak tanımlayabileceğimiz yaşlıların üretken kılınması, rehabilitasyonu, karşılaştıkları
sosyal dışlanmanın önlenmesine yönelik faaliyetleri
kendisine amaç olarak benimsemiştir. Demografik
göstergeler 21.yüzyılda Türkiye’nin nüfusunun bileşiminde belirgin değişiklikleri işaret etmektedir. 21.
yüzyılın ikinci çeyreğinde 12. milyon yaşlı nüfusun
baskısıyla karşılaşacak olan Türkiye yeni durumun
trajediye dönüşmesini engellemek için planlama yapmak durumundadır. Partimiz toplumun kıdemlileri
olarak gördüğü yaşlılarımızı korunacak kişiler olmaktan çıkaracak çalışmalar yürütmekte yaşlıların potansiyel olarak değerlendirilmesi ve rehabilitasyonu için
projeler geliştirmektedir.
Parti bünyesinde oluşturulan Yaşlılar
Koordinasyon Merkezi nüfusumuzun
önemli bir kesimini oluşturan 60 Yaş
ve üzeri olarak tanımlayabileceğimiz
yaşlıların üretken kılınması, rehabilitasyonu, karşılaştıkları sosyal
dışlanmanın önlenmesine yönelik
faaliyetleri kendisine amaç olarak
benimsemiştir.
Yaşlılık Tanımı
Dünya Sağlık Örgütü, 1963 yılında yaşlanmayı kronolojik
olarak ele almış ve 3 safhaya ayırmıştır. Buna göre;
45 - 59 yaş Orta Yaşlılar
60 - 74 yaş Yaşlılar
75 + yaş İleri Yaşlılar olarak belirlenmiştir.Bu ayrıma
göre 60 yaşın üstündekiler yaşlı olarak nitelendirilmektedir.
Yaşlılık Süreci
Yaşam döngüsü geleneksel olarak dört dönemi kapsar.
Bunlar; çocukluk, gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık dönemleridir.
Yaşlılık kaçınılmaz ve geri dönülmez bir süreçtir. Canlı oluşu
mundan yaşamın bitimine kadar süren bu süreç aynı zamanda yaşlanmayı da gösterir.
20. yüzyıl, ortalama yaşam süresinin uzaması bakımından bir devrime tanıklık etmiştir. 2000 yılında 600 milyon
olan 60 yaş üzeri nüfusun, 2050 yılında 2 milyara ulaşacağı
ve 1998 yılında %10 olan yaşlı nüfus oranının, 2025 yılında
%15’e çıkacağı tahmin edilmektedir. Gelecek 50 yıl içinde
yaşlı nüfusun 4 kat artması ve bu artışın gelişmekte olan ülkelerde meydana gelmesi beklenilmektedir. Gelişmiş ülkeler
nüfusun yaşlanma sürecinde işsizlik ve emeklilik sistemlerinin devam ettirilmesi ile ilgili sorunlarla karşı karşıya kalmış-
67
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
tır. Gelişmekte olan ülkeler ise, kalkınma ile ilgili güçlüklerle yüz yüzedir. Toplumların yaşlanmasına paralel
olarak yaşlıların yaşamlarını kolaylaştırmak adına birtakım düzenlemeler yapılması gerekmektedir.
Yaşlılık Ne Zaman Başlar
Demografik çalışma ve analizlerde, sosyal politika
uygulamalarında istatistiki bilgiler gerekli olmakla birlikte, yaşlının durumunu açıklamada yetersiz kalmaktadır. Çünkü bedensel yaşlanma ile zihinsel ve ruhsal
yaşlanmanın hızı ve zamanı oldukça farklıdır.
Yaşlılıkla ilgili birçok çalışmada yaşlı tanımı kronolojik olarak yapılmaktadır. Gelişmiş ülkelerin önemli
bir kısmında emeklilik yaşı olan 65 yaş, yaşlılığın başlangıcı olarak kullanılmaktadır.
Birleşmiş Milletlerin yaşlılıkla ilgili yayınladığı raporlarda ise, yaşlanma kronolojik olarak 60 yaştan
itibaren başlamaktadır. Ülkemizde de resmi bakım
hizmetlerinde 60 yaş, yaşlılığın başlangıcı olarak kabul edilmektedir.
Ülkemizde Yaşlılık Profili
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşlı nüfusu hızla artmaktadır. Sanayileşme ve kentleşme
sürecinde ataerkil ailenin çekirdek aileye dönüşmesi,
kırdan kente göç olgusu, geleneksel kültür ve değerlerdeki değişmeler sonucu yaşlının aile içindeki eski
rolünü yitirmesi ve yaşın prestij sağlayan bir öğe olmaktan çıkması nedenleriyle yaşlının evde bakımı bir
sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
10-15 yıl önce, yaşlıların yaşlı bakım evlerinde yaşamlarını sürdürmeleri fikri yaygınken, bugün;
yaşlının kendi ortamında, ancak daha kolaylaştırılmış
ve yaşlıya göre düzenlenmiş şartlar altında hayatını
devam ettirebilmesine yönelik hizmet anlayışı hakimdir. Bu nedenle huzurevlerinin yaygınlaştırılmasından
ziyade, yaşlının kendi evinde rehabilitasyon ve bakım
hizmetlerinden yararlandırılması ön plana çıkmaktadır.
YKM ÇALIŞMA ÖRNEKLERİ
Belirli Gün ve Hafta Kutlamaları; Yaşlılarımıza yönelik belirlenen 1 Ekim Dünya Yaşlılar günü ve 18-24
68
Mart Yaşlılar haftası gibi gün ve haftalarda Partimiz adına
kutlama programları gerçekleştirilmekte, Genel Merkez ve İl
Teşkilatlarımızın konu ile ilgili mesajlarının Yazılı ve Görsel basında yer alması sağlanmaktadır.
Bilimsel Çalışmalar; Kongre - Seminer ve Konferans gibi
Yaşlılık alanında Bilimsel toplantılar düzenlenmekte, Konu ile
ilgili Sivil Toplum Kuruluşları, Akademisyenler ve Kamu kuruluşları bir araya getirilmektedir. Belirlenen konu başlıkları
üzerinde çalıştaylar oluşturulmaktadır.
Kurs ve Eğitim Çalışmaları;Yaşlılarımıza ve onlara hizmet
veren personellere ilgili kurumların koordinesi ile eğitim ve/
veya kursların düzenlenmesi sağlanmaktadır.
Örneğin; “Türkiye Bilişim Derneği katkısı ile Yaşlılarımıza
yönelik Bilgisayar ve İnternet kullanımı kursu”
“MEB koordinesi ile Halk Eğitim Merkezleri tarafından
Huzurevleri ve Yaşlı Bakımevlerinde çalışmak isteyen vatandaşlara Bakım eğitiminin verilmesi ve sertifikalandırılmaları”
69
fiziki şartları, temizlik ve sağlık hizmetleri ile kalan
sakinlerin memnuniyetleri göz önünde bulundurulmakta, tespit edilen olası eksiklikler İlgili Bakanlığa
bildirilmektedir.
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
Sosyal Etkinlikler (Panel - Kongre - Konser - Sergi
vb.); Sosyal etkinlikler kapsamında yaşlılarımıza yönelik etkinlikler düzenlenmektedir. Etkinlikler 60 yaş
üzeri vatandaşlarımıza yönelik planlanmakta konu ve
gündeme göre belirlenmektedir.
Örneğin;
İkinci Bahar Resim ve El Sanatları Sergisi - “Huzurevlerinde kalan yaşlılarımızın yaptığı resim ve el
sanatlarının sergilenmesi sağlanmıştır.
“AKHOM - Akıl Hocalığı Merkezi Projesi, Belli alanlarda kariyer yapmış emekli vatandaşlarımızın genç
meslektaşları ile alanlarındaki tecrübelerin paylaşımını sağlayan eğitim projesi”.
100 ve Üzeri Vatandaşlarımıza Yönelik ev ziyaretleri; Her il’de bulunan 100 yaş ve üzeri vatandaşlarımızın Sayın Başbakanımız ve Eşleri tarafından
programlarına alınarak evlerinde ziyaret edilmeleri
sağlanmaktadır. Ziyaret amacı yaşlılarımıza gösterilmesi gereken saygı ve hürmet kavramlarının hatırlatılması ziyaretlerin kamuoyu ile paylaşılarak bütün
vatandaşlarımız genelinde yaşlılığın önemi mesajının
algılanması amaçlanmaktadır.
Huzurevleri ve Yaşlı Dayanışma Merkezleri Ziyaretleri; Başkanlığımız ve il-ilçe teşkilatlarımız tarafından İllerde bulunan Devlet, Vakıf ve Özel kişilere ait
Huzur ve Yaşlı Bakım Evleri periyodik aralıklarla ziyaret edilmektedir. Gerçekleştirilen ziyaretlerde mekanın
70
Nesiller Buluşuyor 1, 2 ve 3 - “Sayın Başbakanımız tarafından geleneksel hale getirilen etkinlik İstanbul ikincisi İzmir üçüncüsü ise Mardin illerimizde
gerçekleştirilmiştir. Program kapsamında alanında
isim yapmış kıdemli vatandaşlarımız ile Üniversite
gençliği bir araya getirilmektedir. Program tecrübe ve bilgi
paylaşımının gerçekleşmesini sağlayan panel olarak gerçekleştirilmektedir”
nelik yarışma programı düzenlenmiştir. Sayın Emine Erdoğan
Hanımefendinin katılımı ve yarışmaya iştiraki ile etkinlik basında geniş yer almıştır”.
1.Ortadoğu Yaşlanma Kongresi “Ortadoğu Ülkelerinin katılımı ile düzenlenen kongrede Ülkemiz ve katılımcı ülkelerin
yaşlı ve yaşlılık üzerine çalışmaları, projeleri masaya yatırılmıştır. Geleceğe yönelik çalışmalarda ortak hareket etme
planlaması yapılmıştır”.
Beyaz Melek Kampanyası “Huzurevlerini konu alan Sinema filminin gelirlerinin bir bölümünün devlet huzurevlerine
bağışlanması noktasında Film yapımcı ekibi ile görüşmeler
yapılmış, teklif yapım ekibi tarafından da kabul görmüştür.
Bakanlığımız ve Yapım ekibi tarafından sağlanan mutabakat
ile bağış gerçekleştirilmiştir”.
Yıldızlar Yarışıyor Yarışma Programı “60 yaş üzeri Huzurevlerinde ve evlerinde yalnız yaşayan vatandaşlarımıza yö-
71
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
Sosyal İşler Başkanlığınca oluşturulan iletişim ağı
ve uzmanlıklar aracılığı ile 81 İl Yaşlılar Koordinasyon Merkezleri tarafından başvuran yaşlı ve yakınlarına hizmet verilmekte. Sorun Öneri ve talepleri
ile ilgili gerekli yönlendirmeleri yapılmaktadır.
Ülkemizde Yaşlılarımıza Yönelik Sağlanan Haklar
ve Yararlanma Şartları
2022 Sayılı Kanun Kapsamında Yaşlılık aylığı Bağlanma Şartları
Yaşlılık aylığı, 65 yaşını doldurmuş, bakmakla mükellef kimsesi olmayan, herhangi bir Sosyal Güvenlik
Kurumundan gelir veya aylık almayan vatandaşlarımızdan nafaka almayan, ayrıca devlet tarafından herhangi bir aylık bağlanmayan kişilere verilir.
Yaşlılık aylığı için başvuru illerde valilik, ilçelerde
ise kaymakamlıklar aracılığı ile mahalli maliye teşkiVefa Borcu Gecesi “Anadolu Gösteri Merkezinde
Türk Sanat Müziğinde ün yapmış TRT emeklilerinden
oluşan Sanatçılarımıza yönelik düzenlenen ödül gecesidir. Etkinlikte 40 sanatçımıza Sayın Başbakanımız
ve eşi tarafından ödül verilmiş,Sanatçılarımız isim
yapmış eserlerini seslendirmişlerdir”.
Uluslararası Örnek Kıdemli Vatandaş Kongresi “25
Ülkenin katılımı İle uluslar arası boyutta düzenlenen
kongreye Ülkelerinde isim yapmış kişiler ile Devlet
Büyükleri katılmıştır.Kongrede her ülke temsilcisi tarafından alanları ve başarılarını konu alan sunumlar yapılmış, Program sonrasında katılımcılara Sayın Başbakanımız tarafından plaket verilmiştir. Programın 2.
si önümüzdeki aylar içerisinde planlanmaktadır”.
Yaşlılar Koordinasyon Merkezleri İletişim Merkezleri (0312 444 20 44 )
72
latlarına yapılır. Kişilerin hak sahipliği durumu il ve ilçe idare
kurullarınca tespit edilir.
Gelir araştırması yapılırken kişilerin eş ve bakımı ile mükellef çocuklarının gelir durumları da dikkate alınır. Ayrıca ticari faaliyeti, tarımsal geliri, taşınır veya taşınmazlardan elde
ettiği geliri, nafaka geliri, sosyal güvenlik sisteminden herhangi bir geliri, il sosyal hizmetler müdürlüklerinden, vakıflar
müdürlüklerinden veya sosyal yardımlaşma ve dayanışma
fonundan yardım alıp almadığı, alıyorsa miktarı ile ayrıca
başka türlü bir geliri olup olmadığı il ve ilçe idare kurullarında
belirlenir.
Evli olup aylık talebinde bulunan kişilerin eşlerinin Medeni Kanuna göre aile içi masrafa iştirak edebileceği miktarda
dikkate alınır.
Başvuru için istenen belgeler
Yaşlılık aylığı talep eden kişilerin aşağıda belirtilen belgeler ile müracaat etmeleri gerekmektedir.
Buna göre;
-2022 sayılı Kanunda belirtilen yaşlılık başvuru formu,
-Muhtaçlık belgesi (muhtarlıktan alınacak),
-Vukuatlı nüfus kayıt örneği (yeni tarihli olmalı),
-İkametgah ilmühaberi…
Söz konusu formda yer alan mal bildirim beyanı ile aylık
istek dilekçesi talepte bulunan kişi tarafından doldurulmalıdır.
Vasi tarafından aylık başvurusu yapılması halinde vasilik
tayini ile ilgili mahkeme kararının da yukarıdaki belgelere eklenmesi gerekmektedir.
73
a. Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezlerine kabul koşulları
1. 60 yaş ve üzeri yaşlarda olmak,
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
2. Bedensel ve zihinsel gerilemeleri nedeniyle süreli yada sürekli olarak özel ilgi desteğe, korunmaya ve rehabilitasyona gereksinimi olmak,
3. Ruh sağlığı yerinde olmak,
4. Bulaşıcı hastalığı olmamak,
5. Uyuşturucu madde yada alkol bağımlısı olmamak,
6. Sosyal ve/veya ekonomik yoksunluk içinde
bulunduğu sosyal inceleme raporu ile saptanmış olmak.
Başvuruda hangi belgeler isteniyor?
Huzurevleri ile Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezlerine kabul edilecek kişilerden (yaşlılardan) istenen belgeler ise;
Huzurevlerine Kabul Koşulları
1. Dilekçe
1. 60 yaş ve üzeri yaşlarda olmak,
2. T.C Kimlik No Beyanı
2. Kendi gereksinimlerini karşılamasını engelleyici bir rahatsızlığı bulunmamak, yeme, içme,
banyo, tuvalet ve bunun gibi günlük yaşam
etkinliklerini bağımsız olarak yapabilecek durumda olmak,
3. Gelir Durumunu Gösterir Belge Örnekleri
3. Ruh sağlığı yerinde olmak,
4. Bulaşıcı hastalığı olmamak,
5. Uyuşturucu madde yada alkol bağımlısı olmamak,
6. Sosyal ve/veya ekonomik yoksunluk içinde
bulunduğu sosyal inceleme raporu ile saptanmış olmak.
74
4. Sağlık Raporu (*)
(*) Sağlık Raporunun karar bölümünde “Huzurevine girmesinde sakınca yoktur” ya da “Huzurevi
Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinde bakım görmesinde sakınca yoktur” ibaresi yer alan rapor…
Kuruluşa kabul edilecek yaşlılarda, ırk, renk, cinsiyet, dil, tabiyet, din, siyasi düşünce, felsefi inanç ve
eğitim yönünden hiçbir ayrım yapılmıyor ve geçmişteki mahkumiyetleri göz önüne alınmamaktadır.
ETKİNLİK ÖRNEKLERİMİZ
75
SOSYAL İŞLER BAŞKANLIĞI
Yaşlılarımıza sahip çıkanlar unutulmayacak,ama onları unutanlar, unutulacaktır.
Biz halkın Hizmetkarıyız, Halkın efendisi değiliz. Biz Milletin efendisi olmayı,
millete hizmet etmekte arayanlardanız...
Recep Tayyip ERDOĞAN
76
ÖKM İletişim
444 20 44
YKM İletişim
444 20 44
ADALET VE KALKINMA PARTİSİ GENEL MERKEZİ
Söğütözü Caddesi No: 6 Söğütözü / ANKARA
Tel : 0312 204 50 00 (Pbx)
Faks : 0312 204 50 00/6002
77
78
Download