اِنَّمَّا الْمُؤْمِنُونَّ اِخْوَّةٌ فَّاَّصْ لِحُوا بَّيْنَّ اَخَّ

advertisement
Haziran-1985
GENÇLİKTE ARKADAŞLIK
Kemalettin ERDİL
‫ِانَّمَّ ا الْ ُم ْؤ ِمنُو َّن ِا ْخ َّوةٌ َّفاَّصْ ِلحُوا بَّيْنَّ اَ َّخوَّيْ كُ ْم‬
Muhterem Müslümanlar!
İnsanoğlunun en enerjik devresi gençlik çağıdır.
Gençlik çağı, Cenabı Hakkın insana lütuf ve ihsan ettiği
büyük bir nimettir. Bu nimet iyi korunmak ve iyi
değerlendirilmek üzere Allah tarafından bahşedilen bir
emanettir. Emanete riayet ise her Müslümanın
sorumluluğudur. Nitekim Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)
"İhtiyarlık gelmeden gençliğin kıymetini bilin" (1) diye
bizleri uyarmışlardır. Çünkü insanın yetişmesi, okuması,
evlenmesi, hayata atılması genellikle gençlik döneminde
gerçekleşen faaliyetlerdir. Buna göre insan, gençliğini ne
kadar iyi değerlendirebilirse o nisbette karlı çıkar.
Aziz Cemaatim,
Gençlik çağında insanın çok dikkatli davranmasını
gerektiren bazı hususlar vardır. Bunlardan biri de
arkadaşlık meselesidir. Arkadaşlık, gençler için çok
önemli bir konudur. Çünkü çoğumuz zaman zaman
şöyle yakınmalar duymuşuzdur:
Ah!.. Ben okuyacaktım ama, arkadaşlarıma uydum.
Okuldan atılmama arkadaşlarım sebep oldu, İçki, kumar,
sigara gibi kötü alışkanlıklara alışmamda da
arkadaşlarımın rolü oldu. Hatta arkadaş uğruna hapise
bile düştüm...
Bu şekilde yakınanların yaşayışını, maceralarını ve
çevrelerini inceleyiniz, çoğunun çocukluklarında veya
gençliklerinde iyi arkadaş seçemediklerini görürsünüz.
Bilindiği gibi insanın aile dışında en çok münasebet
kurduğu çevre arkadaş çevresidir. Bu çevre çocukluktan
ölünceye kadar bizi ihata eder. Öyleyse arkadaşlık
konusu ihmal edilmemesi gereken bir meseledir.
Sevgili kardeşlerim, arkadaşlık sevgi, düşünce ve
karşılıklı ihtiyaç
münasebetlerinden
doğan bir
yakınlaşmadır. Başka bir deyişle arkadaşlık, kendi
anlayışımıza en yakın olan insanlarla samimi bir dostluk
geliştirmedir. Nitekim çocukluk ve gençlik yıllarındaki
bu dostluk gerçekten samimidir, içtendir. Çünki bu
yaşlarda insan, arkadaş grubu içerisinde kendini daha
hür ve serbest kabul eder. Hatta kendini arkadaşlarına
kabul ettirmek için daha atılgan bir tavır alır. İşte bu
durum, gencin
çeşitli maceralara sürüklenme
temayülünü artırır. Bu bakımdan her ana baba
çocuğunun kiminle veya kimlere arkadaşlık kurduğunu
iyi takip etmelidir. Genç, başıboş, sorumsuz olarak
bırakılmamalıdır.
Eğer genç, şahsiyetli ve terbiyeli insanlarla
arkadaşlık kurmuşsa, karakteri ve davranışları olumlu
yönde gelişir. Kendine güveni artar. Mensup olduğu
topluma intibakı kolay olur. Şayet genç karaktersiz asi
ve Çete tabir edilen grup üyeleriyle arkadaşlık
geliştirmişse ve o gruptan da uzaklaşamıyorsa, başına
her türlü bela gelebilir.
Kötü arkadaşlarla beraber olan gençte bir süre sonra
bazı değişmeler müşahade edilir. Genç, evine geç
gelmeye başlar. Geldiği yeri doğru söylemez. Kılık
kıyafeti bozulur. Davranışları sertleşir. Huyu hırçınlaşır.
Para isteği çoğalır veya hiç para istemez hale gelir.
Böyle belirtiler bir gençte görülmeye başladı mı, artık
ailesi çok dikkatli olmalıdır. Çocuğunu ikna ederek o
arkadaş çevresinden uzaklaştırmayı başarmalıdır. Zira
atalarımız "üzüm üzüme baka baka kararır" demişlerdir.
Eğer genç kendine güvensiz olarak büyümüşse, sağlam
bir kişiliğe ve sarsılmaz bir irade gücüne sahip değilse,
arkadaşlarının eğilim ve isteklerine göre hareket etmeye
başlar. Bu ise onu, kör bir taklitçiliğe esir eder.
Taklitçilik illetine yakalanan genç, öz benliğinden kopar.
Taklitçi, düşüncesinde ve davranışlarında hür değildir.
Her türlü istismara ve maşa olarak kullanılmaya
müsaittir. Nitekim eskiler "Kiminle gezersen onunla
anılırsın" demişlerdir. Sevgili Peygamberimiz de (s.a.v.)
"Kişi dostunun dini (ve ahlakı) üzerinedir. Binaenaleyh
dost edineceği kimseye dikkat etsin" (2) buyurmuşlardır.
Gerçekten de öyle kimseler vardır ki, onlarla
arkadaş olunca, dostluk kurunca, sevgiyi saygıyı, fazileti
öğrenirsiniz. Kendi noksanlıklarınızı görüp düzeltmeye
çalışırsınız. Yine öyleleri de vardır ki, onları tanıyınca,
halini tavrını öğrenince, tanıştığınıza pişman olursunuz.
Öyleyse Sevgili kardeşlerim, arkadaş seçerken dostluk
kurarken çok dikkatli olunuz. Seçtiğiniz arkadaş sizi,
meyhaneye, kumarhaneye veya benzeri bir zararlı yere
yönlendirmesin. Seçtiğiniz arkadaş sizi, vatan ve millet
düşmanlarının,
devlet
aleyhytarlarının
kıskacına
sevketmesin. Seçtiğiniz arkadaş sizi, kendi örf ve adetine
dudak büken, din ve diyanetle alay eden, milli
kültüründen kopmuş insanların eline terketmesin.
ZEVK İLACI olarak alkol ve uyuşturucuyuyu, fikir
ilacı olarak, maddeciliği, RUH İLACI olarak maneviyat
düşmanlığını telkin eden kişi, size arkadaş olamaz. Argo
ve nesebsiz kelimelerle konuşmayı aşılayan, büyüğüne
MORUK, saygıya aptallık diyen insandan arkadaş
edinmeyiniz. Gözünde şehvet, sözünde NEFRET eksik
olmayan insanlarla bir arada olmayınız. Karaktersiz,
inançsız insanlarla arkadaşlık kurmaktan uzak kalınız.
Böylelerini iyi tanıyınız.
Aziz Gençler!
İslama, örf ve adetlerimize göre arkadaş, arkadaşına
her zaman nasihatle, şefkatle, muhabbetle ve
samimiyetle davranmalıdır. Arkadaş, arkadaşına iyi
gününde de, kötü gününde de aynı samimi duygularla
yardımcı olmalıdır. Sadece maddi menfaate dayanan
arkadaşlık İslami değildir.
Kamil Müslüman "Elinden ve dilinden diğer
Müslümanların selamette kaldığı insandır". (3)
İslam'da arkadaşlık bu esas üzerine bina edilirse
değer kazanır. Çünkü İslam'ı arkadaşlık aynı zamanda
İslam kardeşliğidir, İslam kardeşliğinde esas hedef ise
Allah'ın rızasını taleptir.
Öyleyse, arkadaşlığı ile, dostluğu ile Yüce Allah'ın
rızasına yakın olanlara ne mutlu....
***
(1) Fethül Kebir, C. 1 sh. 203
(2) Riyazüs-Salihin C.1 sh. 398
(3) 250 Hadis, Hadis No: 101
Download